Happy 1️⃣2️⃣0️⃣th Ma Luv BESiKTAS JK 🥳🦅💀🏆🤩 120. Yilimiz Kutlu Mutlu Olsun BEŞİKTAŞ JK 🏴☠️🏴🤍🏁 KARAKARTAL’IIMMMMMM 🖤🏳️ We’re Da Best BJK DARKEAGLEEESSSSS 💫😃👼🏻
yine benim için çok önemli bir insanın hayatının ufak bir kısmını paylaşacağım blogumda. başlamadan önce yazının uzun olduğunu düşünüp okumaktan vazgeçiceksen bile en aşağı inip bıraktığım animasyonu izlerseniz eğer mutlu olurum, teşekkürler. bahsedeceğim kişi bu ülkenin taraftar fark etmeksizin sevdiği ve saygı duyduğu, benim de sayesinde düstur bildiğim birçok ilkeyi uzun ömründe yaşatmış süleyman sebadır.
8 yıllık futbol kariyerinden daha ziyade 16 yıllık başkanlık döneminde adını beşiktaşın tarihine kazıdı ve bu sürede kulübüne 22 kupa getirdi. her zaman kupadan, başarıdan ve kazanmaktan ziyade iyi insan olmaktan, ahlaklı ve dürüst olmaktan bahsetti. beşiktaş'ı tutmuyor beşiktaş ile hayata tutunuyordu. kulüp için adeta saygı mihengiydi.
kulübün borcuna karşın evini ipotek ettirmişti, bindiği uçakta şampiyonluk kutlaması yapmayı yasaklamış trabzonsporlu rakip başkan ve oyuncuların rencide olmasını engellemişti, 92-93 sezonunda son haftaya galatasaray ile aynı puan aynı averajla girip galatasayın ankaragücünü 8 0 yenerek averajla şampiyon olması üzerine ortaya şike iddiaları atılmış, başkan ise şerefli ikincilikler şaibeli birinciliklerden iyidir diyerek türk futbol tarihinde şampiyon olmaktan daha önemli bir statü olduğunu herkese hatırlatmıştı.
iyi insan olmadan iyi beşiktaşlı olunmazdı ona göre çünkü beşiktaş sadece bir futbol kulübü değil bir değerler manzubesiydi hatta beşiktaş için bir şey yapmak isteyenlere tek tavsiyesi de kimsenin adamı olmayındı. Şubat 2000 yılında yaptığı ayrılık konuşmasında beşiktaşı üzmesinler dediğinde gözleri dolan babamı bir daha öyle göremedim hiç. yine ayrılırken bir gün sizi çok özlediğimde martı olarak yanınıza geleceğim demişti ve süleyman seba asla verdiği sözü tutmamazlık yapmazdı.
vefatından sonra feyyaz uçarın kendisine yazdığı mektup şöyle başlıyordu;
"ayda yılda bir gelirdi. yeter de artardı bu geliş. hepimizi karşısına alır, lafını ortaya söylerdi. unutulmayacak sözler miydi yoksa onun sözleri mi unutulmazdı, anlamazdık. sık değiştirmediği kahverengi ceketinin üst cebindeki mendili hep biz kirletirdik. ya akan burnumuzu ya da kaçan gollerin ardında döktüğümüz gözyaşlarımızı silerdi o mendil."
hiçbir zaman futbol ile çok ilgili biri olmadım. futbol ilk defa beşiktaş tribünlerinden vanda olan deprem için sahaya atkı atıldığında dikkatimi çekti. koskoca bir insan topluluğunun ortak değerlere duyduğu saygı muazzamdı. bu değerleri de süleyman seba gibi büyük başkanlara borçlulardı, borçluyduk. zaman ama bütün sevdiklerimizi tek tek alacak elimizden bazılarını ise çoktan aldı. onlardan geriye kalan güzel anıları yaşatmak da bizim görevimiz. blogumda büyük başkana da yer verdiğim için mutluyum. son olarak da koff animation'ın büyük başkan hakkında yaptığı animasyonu bırakmak istiyorum buraya. yazı uzun gelirse en azından bunu izlemenizi temenni ediyorum. buraya kadar okuyarak gelen varsa da okuduğunuz için teşekkür ederim umarım bir şeyler katabilmişimdir. buyurun animasyonun linki;