DOĞMAYIN NE OLURSUNUZ!
(Bu yazıma uzun diyerek sonuna kadar okumayan kişi sayfamda ve sinemde yüktür, lütfen uzaklaşsın!)
28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için, henüz doğmamış olan masum ve günahsız çocukların anne ve babalarına son defa seslenişimdir!
Her zaman mavi değil,
Bu gökyüzü, bu deniz.
Erdoğan’a oy vermekle sizlere;
Acı bir dünya hazırlıyor anneniz.
Vatanın 13 Milyon sığınmacıya işgâl ettirildiği böylesi bir dönemde, henüz dünyaya teşrif etmemiş, her şeyden habersiz masum yavrular, sizlere sesleniyorum;
Doğmayın!
Doğup görmeyin!
Doğmayın ne olursunuz!
ŞAYET DOĞARSANIZ;
Suriyeli, Afganlı ve daha birçok ülkeden gelen kaçkınların, AKP’nin himayelerinde çoğalıp palazlanarak oluşturdukları çetelerin hakimiyet kurdukları mahalle ve sokaklarda yolun kesilerek cebindeki simit paran gasp edilecek. Şayet ‘’O babamın bana verdiği cüzdanındaki son parasıdır, o benim okul harçlığımdır veremem deyip’’ direnirsen, daha dün Kocaeli- Darıca’da bıçaklanan üç çocuğumuz gibi feci şekilde bıçaklanacaksın.
ŞAYET DOĞARSANIZ;
Gittiğin mahalle manavında eğilip sebze seçerken, gelip arkandan gizlice mahrem yerlerinin resmini çekip, sonrada gidip Boğazın en güzel yerinde verdikleri nargile partilerinde, sen manavda sebze seçerken arkandan çektikleri mahrem yerlerinin resmine bakıp şerefsizce kahkaha atacaklardır.
ŞAYET DOĞARSANIZ;
Bilerek ve kasten ‘’göçmenistana’’ çevrilen kendi öz vatanında ikinci- üçüncü sınıf insan muamelesi görerek her gün kahranıp aşağılanacak, ırzına, namusuna el uzatılarak canından bezdirileceksin.
ŞAYET DOĞARSANIZ;
Azınlıkta bırakılan Türk’ün tüm varlıklarının, en verimli arâzilerinin, müstesna semtlerinin Afganlının, Suriyeli ve dahası ne oldukları belli olmayan yabancı kaçkınların ellerinde olduklarını görüp kahrolacaksın.
ŞAYET DOĞARSANIZ;
İşvereninin,
Âile Hekiminin,
Okulda Öğretmeninin,
Şehrinde Belediye Başkanının,
Mahallende Mahalle Bekçisinin,
Parlamentonda onlarca Milletvekilinin,
Afganlı, Suriyeli çeteler tarafından dövülüp gasp edildiğinde ise, seni savunması için gittiğin Avukatın, mahkeme salonundaki Hakimin ve Savcının Afganlı- Suriyeli olduğunu gördüğünde ‘’lânet olsun’’ diyerek gözyaşlarına boğulup, Adliyenin merdivenlerinden hıçkırıklarla ineceksin.
Bütün bu işgâl, saldırı ve aşağılanmalardan sonra dönüp suçlu aradığında ise, suçlu olarak karşında BAŞKANLIK SİSTEMİNE- ERDOĞAN’A oylarıyla destek olan ANNEN ve BABANI göreceksin.
Bu yazıyı yazdım diye şimdi bana birileri ''Sen ülkücü duayenimizdin, Kılıçdaroğlu'na mı oy vereceksin?'' gibisinden kinayeli sorular soracaklardır.
Bu gibilere tek cevabım;
28 Mayıs'ta TEK ADAMLIK kalksın, keyfiyet bitsin, Parlamenter Sisteme dönülsün diye oy vereceğim.
Yine de kinayeli sorularına devam ederlerse;
2. Dünya savaşının bâdirelerine kapılarak yolunu kaybedip, yolunun Paris‘e düştüğü anlaşılan ve 1947 Yılı sonbaharında Paris‘te Sen Nehri Üzerindeki bir köprünün ayağında cesedi çöpçüler tarafından fark edilen, donarak ölmüş Kırımlı Alp Giray isimli Türk gencinin cebinden çıkan ve vatan sevdasının ve vatansızlığın ne demek olduğunu en güzel ifade eden Paris Akşamları Şiirini okusunlar.
Evet yurdum uzak burdan çok uzak,
Bir ferahlık yahut bir şey umarak,
Düşerim yollara akşam üstleri,
Hep böyle çaresiz yıllardan beri,
Her zamanki gibi yorgun ve bitkin,
Artırıp yükünü hasta kalbimin,
Her an heyecanlı, gözlerimde yaş;
Görmek isteğiyle bir Türk, bir dildaş,
Dolaşırım Paris caddelerini,
Yorgun akan Sen’i, köpüklerini,
Bir karakış vakti sen kıyısında,
Kafamın içinde Türklük ülküsü,
Ruhumu kavuran öz yurt hasreti,
Böyle göçeceğim ebediyete,
Donmuş cesedimi bulup çöpçüler,
Kimim ben ve neyim, ne bilecekler…
EY SEÇMEN!
Doğacak torununun donmuş cesedinin yarın yad ellerde bir nehir kenarında bulunmasını istemiyorsan, 28 Mayıs günü atacağın oyla TEK ADAM REJİMİNE SON VER!
24 Mayıs 2023
Orhan KILIÇOĞLU
1 note
·
View note
YALAN- YILAN VE SİYÂSİLER!
Öncelikle şunu bilelim ki;
28 Mayıs Pazar günü ERDOĞAN veya KILIÇDAROĞLU’NU değil, bir ABD dayatmasından ibâret olan ve zamanında bizzat Erdoğan’ın da ‘’ Biz bu ABD- İSRÂİL dayatması olan Başkanlık Sistemini kabul edemeyiz’’ dediği tek adamlık ucube sistemin devam edip etmemesini oylayacağız.
Erdoğan burada çok büyük bir uyanıklıkla olayı AKP mi, yoksa CHP mi noktasına çekerek TEK ADAMLIK UCUBE SİSTEMİ gözlerden kaçırmak istiyor!
2006 da CİA elemanı bir Yahudi olan Paul Bernard Henze, ABD Başkanı George W Bush’a, Türkiye ile ilgili sunduğu dosyada ‘’1 Mart 2003 de Türkiye’de şayet Başkanlık Sistemi olmuş olsaydı Tayyip Erdoğan 65 bin askerimizin ülkesine yerleşmesine izin verecekti’’ diye yazılıdır.
Pazar günü mutlaka sandık başına giderek;
Devletimizin, çocuklarınızın, vatanınızın, milletinizin, ırz ve namuslarınızın geleceği için TEK ADAM- BAŞKANLIK SİSTEMİNE dur deyin.
KONUMUZA GELELİM.
Yalan konuşmanın iki nedeni vardır;
İlki imansızlık,
İkincisi şahsiyetsizlik ve kişilik bozukluğudur.
Son yıllarda milletimize söylenen yalanın haddi hesabı olmadığına göre, etraf imansız ve şahsiyetsizlerle dolu demektir.
YALAN ve YILAN!
Yalan konuşan kişi yılandan daha tehlikelidir!
Bilhassa topluma karşı yalan konuşarak koca bir kitleyi aldatmak hem çok büyük bir günah, hem ahlâksızlığın en uç noktasıdır!
İftira atmak, yalan konuşarak rakibini karalamak;
İftira atanın ve yalan konuşan kişinin sütünün ve nikâhının bozukluğuna delâlettir.
Kendi siyâsi ikbâlleri ve dünyalık çıkarları için rakip gördüklerine iftira atanlar, onları karalayarak toplum nezdinde itibarsız duruma düşürmek isteyenler bilsinler ki yaptıkları iş şerefsizliklerin en ağır olanıdır.
Yalan söylemek büyük günahtır.
Bir âyet-i kerimenin meâli şöyledir:
''Yalan söyleyenler, iftira edenler, ancak Allahü teâlânın âyetlerine inanmayanlardır. İşte onlar, yalancıların ta kendileridir''
Nahl 105
Yalan, günahların en çirkini, ayıpların en fenası, kalpleri karartan bütün kötülüklerin başıdır. Peygamber Efendimiz hadislerinde buyuruyor ki;
''Yalan, nifak kapılarından biridir''
''Mümin, her hataya düşebilir, ama asla hainlik yapamaz, yalan söyleyemez''
''Doğru olun, doğruluk iyiliğe, iyilik ise, Cennete çeker. Yalandan sakının, yalan fücura, fücur ise Cehenneme götürür''
''Sözle çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan fitne gibidir. Yalan söylemek, iftira etmek ile çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan fitneden de kötüdür''
''Yalan konuşarak aldatan Cehennemdedir''
Dinimiz İslâm, yalan konuşarak kendilerine râkip gördükleri günahsız ve masum insanları karalayanların aşağılıklarını apaçık bir şekilde beyan ederken, Müslüman görünerek topluma yalan konuşanlar bundan hiç ibret almazlar mı?
Eskilerimiz derler ki;
''Yalandan korktuğum kadar yılandan korkmam''
Allah yalan konuşarak başkalarını aldatanları kahreylesin inşallah.
ORHAN KILIÇOĞLU
0 notes
BLOĞU BİRAZ ADAMLIKTAN MAHRUM BIRAKTIK HEMEN KARI WSLERİ DÖNMEYE BAŞLAMIŞ. BEN SİZE DELİKANLILIK AŞILAYAMADIM MI LAN? MAYMUN MAYMUN İŞLERLE UĞRAŞMAYI BIRAKIN O EZİK SÜNEPE HAYATLARINIZI DÜZELTMEK, KENDİNİZİ GELİŞTİRMEK İÇİN UĞRAŞIN, ÇABALAYIN. KENDİNİZ OLUN. BAŞKALARININ GÖRSELLERİYLE HESAP AÇACAK KADAR PRİMAT OLMAYIN. NE KADAR İYİ YALANCI, DISGUISER OLURSANIZ OLUN ENİNDE SONUNDA PATLAYACAKSINIZ BUNUN KAÇIŞI YOK. HAFTALIK ADAMLIK DERSİMİZ BU KADAR, HAFTAYA PAZAR GÖRÜŞÜRÜZ.
aha erkek anon kacin
8 notes
·
View notes