Tumgik
#ama dokunmadan
harepare · 11 months
Text
doganay vuralin pars goruntulemesini izlerken agladim cok guzel
1 note · View note
velovis · 1 year
Text
bana baktın. yaralarıma baktın. bacaklarımdakilere, omuzlarımdakilere, ruhumdakilere baktın. ellerin değmedi ama gözlerin dokundu sanki her birine. tek tek, usul usul dokundun. bana hiç dokunmadan yaralarıma dokundun.
sadece bakmadın da üstelik. yaralarımı gördün. yaralarımı gördü. yaralarımı gösterdim. içim titredi mi yoksa gitti mi hiç anlayamadım. anlamak istemedim. öylece bıraktım.
şakaklarıma diğer insanlar gibi birer namlu dayamak yerine dudaklarını bastırdın.
dudakların. şakaklarım. namlular. üç el ateş.
gözlerimi gözlerinden ayırmak istemezdim. sanki ayırırsam düşerdim. düştüm. düştün. düştük. karşında inatçı bir kız çocuğundan daha da beterdim. söz dinlemezdim. söz söyletmezdim. sözlerini birkaç öpücükle keserdim.
dudaklarına dudaklarımı bastırmak için sebep aramazdım. şikayetin yoktu. olmazdı. olmasındı.
ahlaksızdım. karşında soyunmaya yer arardım.
dudakların. dudaklarım. iki beden. iki el ateş.
beni gördün. paramparça benliğimi gördün. paramparça ruhumu gördün. kanlı gözlerimi gördün.
gözlerinde yansımamla karşılaştım. bakıştık. bakıştık. bakışmakla kalmadık. gözlerimizle konuştuk. konuştuk. anlattın. anlattım. sustun. sustuk.
birkaç açık seçik cümle kaçırdın ağzından. dudakların çok öpülesi gözüktü. öpülesi dudaklar ve sen. dayanamadım. öptüm. öpmekle kalmayıp dişlerimi geçirdim. sesini çıkarmadın. çıkarma. sesimiz çıkmasın. ses çıkarmayalım.
kimse duymasın soluklarını soluklarımdan başka.
soluklar. öpüşler. iki dil. iki ağız. artık tek beden. tek yangın.
son mermi. son ateş.
272 notes · View notes
murat-o41 · 20 days
Text
Arkadaşım karımı hamile bıraktı
Merhabalar ben murat karım 22 yaşında bir içim su gibidir. arkadaşım yusufsa benim çok yakın bir arkadaşımdır sürekli bize gelip gider. Merve çok azgın bir kadındır sürekli başka erkeklerle flört eder azdırır ama ben onun sikişmesini istiyordum karımla sürekli yataktayken bana erkekleri nasıl azdırdığını felan anlatırdı ben niye onlarla sikişmiyosun diye sorduğumda da ister misin karını başkasının sikmesini diye güldü bende isterim tabi dedim o zaman beni Yusuf’a siktir dedi. Şok oldum bi an meğer karım yıllardır Yusuf’u arzuluyormuş tamam peki dedim zaten yusuf bize geldiğinde ona frikikler verirdi Yusuf da tam bir abazadır aynı anda birden fazla sevgili yapar sürekli başka kadınlarla sikişirdi benim karımdan da gözünü alamıyordu bana çok seksi bir karın var çok şanslısın diyordu hatta bazen yanımdayken karıma iltifat etmektende çekinmezdi belli ki karımda gözü vardı. Karımla hemen güzel bir plan yaptık yusufla ben tavla oynayacaktır ve bir yerden sonra ortaya merveyi koyacaktım ve bilerek kaybedecektim ertesi gün Yusuf’u davet ettik karım üstüne beyaz bir tül elbise giymişti çok kısaydı ve inceydi iç çamaşırları görünüyordu. Yusufla tavlaya başladık tabi karım yine frikik veriyor Yusuf’a çay verirken iyice eğilip memelerini gösteriyordu ben sonunda bende para kalmadı ortaya merveyi koyuyorum dedim Merve oyuna uyup ne diyorsun sen ya dedi bende aşkım merak etme kaybetmiycem dedim mervede inşallah öyle olur yoksa hiç acımam çatır çatır sikişirim yusufla diyince Yusuf hadi hadi çabuk başlayalım dedi dayanamıyordu ben bilerek yenildim numaradan üzülür gibi yaptım karımsa bana noldu gavat kocacığım diyip Yusuf’un kucağına atladı ve öpüşmeye başladılar öyle şehvetli öpüşüyorlardı ki yıllar sonra kavuşan iki sevgili gibiydiler tam 10 dakika birbirlerinin dudaklarını ve dillerini emdiler nefes nefese kalmışlardı benim sikin kazıp gibi olmuştu Yusuf görünce ne o hoşuna mı gitti gavat dedi ve karımın elbisesini sıyırıp memelerine yumuldu sonra karımı yere oturttu pantolununu çıkarıp sikini karımın ağzına verdi siki çok büyük ve kalındı ağzına zar zor aldı karım ama zorlanınca yusufta bıraktı ve karımın masaya yatırıp amını yalamaya başladı karım inlemeye başladı orgazm oluyordu karım boşalınca Yusuf karıma hazırmısın kız karım yapıcam şimdi seni dedi karımda evet erkeğim sik beni hadi sik diye söylenmeye başladı Yusuf karımı kucaklayıp yatağa götürdü yavaş yavaş amına sürtüyordu karım artık dayanamayacak haldeydi alev alev yanıyordu Yusuf bana bakıp gelde karına sok şunu dedi hemen gidip Yusuf’un sikini tuttum taş gibiydi zonkluyordu karımın amına getirip başını içeri soktum ama yarrağı çok kalındı ve karımın amıda daracıktı daha fazla girmiyordu Yusuf yarrağını karımdan çıkarıp bana doğru uzattı şunu yaşasa rahat girsin dedi karımla göz göze geldik fantezimizde bu yoktu karım ne bakıyorsun alsana ağzına diyince alıp yalamaya başladım bu sırada Yusuf karımın amını parmaklıyordu bana yeter şimdi tekrar sok katının amına dedi tekrar soktum ama hala girmiyordu karım neredeyse ağlayacaktı sik artık nolur diye ben karım biraz rahatlasın diye tam onu dudağından öpmeye yöneldim ki Yusuf birden bana bağırıp ne yapıyorsun lan gavat Merve bu gece benim karım onu sadece ben öperim sadece ben sikerim dedi kendi karımı bana öptürmüyordu ama karımın çok hoşuna gitmişti Yusuf’un onu sahiplenmesi Yusuf sikininin başını seri seri sokup çıkarıyordu ve birden yüklendi karım çığlığı bastı çok canı yanmıştı daha sadece yarısı girmişti Yusuf çok tecrübeliydi işini biliyordu sokup sokup çıkardı ve tekrar birden yüklendi hepsi girmişti ama karımında gözünden yaş gelmişti artık ben sikime dokunmadan boşalmıştım ona ama hala dimdikti onları izleyip 31 çekmeye başladım Yusuf büyük bir zevkle karımı sikiyor karımsa altında inim inim inliyordu. karımın çığlıkları artınca Yusuf sikini çıkardı o çıkarır çıkarmaz da karımın amından amn suyuyla karışık kan akmaya başladı amını yırtmıştı sikini bir kaç kez sokup sokup çıkardı son çıkardığında karım öyle bir boşaldı ki işiyordu sanki heryer sırılsıklam olmuştu ben kaç defa boşaldığımı unutmuştum
33 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 9 months
Text
Hayirli akşamlar
Bir kadını anlamak,bir şarabı tatmak gibidir...
Dünüyle, bugünüyle ve yarınıyla ....Sizde bıraktığı, bırakacağı tatları sevmek, Yeniden onu içebilmek arzusuyla yanıp tutuşmak gibidir....
Sarhoşun hep bir bahanesi vardır içmek için. O hüzünlense de içer, sevinse de...
Ama...
Aşığın bahanesi olmaz. Amacı mutlu olmaktır sevdiği ile...
Öyleyse değer vereceksiniz sevdiğiniz kadına..
Yüreğine dokunacaksınız, saçına dokunmadan önce.
Tumblr media
66 notes · View notes
gideceksensevmee · 10 months
Text
Sadece unutmak istedim onca yaşanmışlıkları, kırıklıklari, herşeyi. Seni hatırlatan kaktüsü bile çöpe attım. Fotoğraflarını sildim, senin için yazdığım yazıları okumayı bıraktım. Senden haber getirebilecek herseyi sildim. Yeni bir yol çizdim yeni insanlar tanıdım ama ansızın aklıma gelişin beni her defasında mahvetti. Ya artık hersey düzelecek diyorum. Bak hayatimi yoluma koydum artık diyorum mutluyum diyorum. Ama dediğimle kalıyorum:) anladım ki ben seni yenemiyorum. Sen benim görmeden dokunmadan konuşmadan yenildiğim tek mağlubiyetimsin.
66 notes · View notes
girifit · 1 year
Text
bir yangının ortasında kalıp kül olmuş bir kadını sevmeni beklemiyorum senden. o yangına benimle birlikte gir de demiyorum sana. ne yap, ne et bilmiyorum. ama ben kayboldum. nefesim kesildi. adım atamadım, atamıyorum. bir sokak ortasında öylece otururken yazıyorum bu satırları. kimseden bir şey beklemiyorum. ellerimi tut, beni sev demiyorum. senin sevmeye gücün yeter, biliyorum. ama benim sevilmeye gücüm yok. inancım yok. bedenimdeki yaralarla kim, ne yapsın beni. anca odana süs olurum. anca ruhuna dokunmadan giden olurum. o kapıyı çarpıp sen gidersin diye korkuyorum ben. yine bırakılıp giden olurum diye korkuyorum. bu korku ruhuma işledi. iliklerimde yer edindi. sana sadece söylüyorum. sevgi bana ağır gelir, hak etmem.
71 notes · View notes
cooladanal · 5 days
Text
Her yüreğin harcı değil dokunmadan sevmek ama ben sevmiştim seni...
7 notes · View notes
sertsiken0606 · 8 days
Text
tarihte bugün 🤣🤣🤣🤣
merhaba arkadaşlar ben hasan. Mesleki yeterlilik sınavı çıkarmışlar tabiki önce eğitim şart . 2009 yılıydı ambulans şoförü olduğum için her türlü yere girip çıkmaya mecburuz bir slalom hazırlamışlar şu minik araçlarla zor yapılacak bir parkur. Benimle birlikte girecek olan arkadaşlarla durum değerlendirmesi ve dalga geçmek için konuşurken ben nerden aklıma geldi bilmiyorum bu slalom u en az dubalara vurmadan bitiren arkadaşa en çok deviren arkadaş yemek ısmarlasın dedim bizim arkadaşlar kabul etti. Özel ambulans şirketlerinin şöförleri de katıldı bize . Tek tek gözetmenlerle eğitime başladık . Eğitimlerden sonra minik bir sınav yaptılar sonra parkura çıktık 4 ambulans hazır bekliyordu sözde hastaları alacağız parkur sonuna kadar dakikada gideceğiz hemen 4 kişi seçti eğitmen dakika tutarak başla dedi kolay gibi gelsede çok zor bir parkurdu ilk 4 arkadaşlar 3 dakika dan biraz fazla sürede bitirdi toplam 72 kişiydik tekrar tekrar derken sıra bana gelmişti parkura indim ambulans ı teslim aldım başla işaretiyle hareket ettim belki inanmazsın hiçbir dubaya dokunmadan 2 dakika 49 saniyede parkuru bitirdim en hızlı değildim ama dubayı hiç düşürmeden geçen ilk şöfördüm saat 15 30 da bitti sınav sonuçları ve parkur sonuçları açıklandı sınavda 5. Parkurda 2 olmuştum en iyi arkadaşım olan Sedat ve ben yemekler kimde diye sınav gözetmenine soruyordum 2 özel ambulans şoförünü gösterdiler onlar bizim iddia da yoktu bizden hem hemşire hem ambulans şoförü olan Zekiye yi gösterdi bu sefer slalom da 2 . olduğumu biliyordu yanına gittim yemekler senden miş hocam dedim gülerek istediğin yemek olsun dedi hep beraber sınav yerinden çıkıp kimimiz görev yerine kimimiz evlerine gidiyorduk Zekiye gel sana ekmek arası köfte alayım dedi gülerek oooo hocam her zaman yiyoruz köfte ekmek şöyle güzel bir restoran da güzel bir yemek ısmarla dedim benim arabaya Zekiye ile birlikte binip gerçekten güzel bir restoran ın önünde durdum masaya oturduk yemekleri söyledik yemek geldi yemeye başladık birden Zekiye senin için çok fındık kırar diyorlar doğru mu dedi bir an afalladım kaşınan fındıklar oldukça bende affetmem dedim yemek bitmiş kahveleri yudumlarken nereden anlarsın fındığın kaşındığını diye sordu gülüştük kulağına eğilip mesela sen şimdi kaşınıyorsun dedim yüzünde kızgın bir ifade ve suratı kıpkırmızı olmuştu hesabı ben ödedim kalktık restoran dan çıkarken elini tuttum bir sevgili gibi arabaya binip yola çıktık arada bir elini tutup öpüyordum hiç konuşmadan evine geldik içeri birlikte girdik kapıyı kapatıp kolundan tutup kendime çektim öpüşmeye başladık öyle güzel öpüsüyordu ki dillerimiz birbirini sanki yıllardır tanıyor dudaklarımız ayrılmak istemiyordu yatak odasına götürdü hiç konuşmadan soyunurken bile hiç konuşmadık yatağın kenarına oturdu bende yanına gittim memelerini okşuyor arada bir parmak arasına uçlarını alıp okşayarak sıkıyordum öpüşmeye başladık boyun altı gerdanı oradan memelerine göbek çukuru derken klitoristine geldim göt deliğinden başlayarak klitoristine kadar dilimle yalamaya devam ediyordum pozisyon değiştirip 69 olduk ağzına aldı ben altta öpüşmesi gibi yalamasıda mükelmeldi bir ara yeter ne olur sik artık sok yeter emdiğin dedi doğruldu biraz önce emdiği sikini tutup amına sürterek içine aldı offf harika en son sikişeli 1 yıl oldu tam dedi zıplamaya başladı bu kadın işini biliyordu kendimi ona bıraktım orgazm oldu yığıldı kaldı üzerime yanağından öptüm sen orgazm oldun sıra benim beni bosaltmadan bırakmayacaksın demi dedim yok merak etme sen dedi 5 dakika sonra emdi sikimi kaldırdı yine amına soktu yine o üste ben altta birden çıkarttı götünün deliğine soktu ters dönüp sikimin üstüne oturdu sikim götünün içinde kayboldu doğruldum arkasından memelerini kavradım okşuyordum boynunu dilimin değdiği yer yerini yalıyordum belli oluyordu daha önce götten vermiş olduğu belki 15 belki 20 dakika hiç pozisyon değistirmeden oturdu kalktı durdu döndü
8 notes · View notes
kimsegibi · 2 months
Text
Sen, sen ve daha çok sen… İyi ki sen. Her şeyim, her zerrem sen işte. Öylesine seviyorum ki bazen kendimden sakınacak kadar, o kadar çok seviyorum ki kelimelerim tükeniyor. Anlatamıyorum, söyleyecek tek söz bulamıyorum. Seni yazmak o kadar zor ki sevdiğim, aklım almıyor. Uçsuz bucaksız aşkım yetersiz sanki. Benim için değerli birisi bana bir şarkı önermişti; "Van Gogh'un Ayçiçekleri". Bu şarkıda da geçtiği gibi "Hayatımı mahvedebilecek bir yüze sahipsin". Öylesine doğru ki. İnsanlar Aşk'ın olmadığını söylüyorlar. Saçmalık. Koca bir saçmalık sevdiğim. Aşk yoksa eğer, benim bu hissettiklerim de ne? Sana bir kere bile dokunmadan, kokunu duyamadan, sana olan bu bağlılığımı, bağımlılığımı nasıl açıklayacaklar? Zıt kutuplar birbirini çeker mi sevdiğim? Biz çok farklıyız, zıtız. Ama aslında o kadar aynıyız ki… Seni ne çok, ne de az seviyorum. Bu kelimeler basit kalıyor, sana olan sevgime hakaret sayıyorum. Seviyorum işte sevdiğim. Her bir zerrem ile seviyorum. Gözlerine bakarken söylemek dileği ile… Meysa°
8 notes · View notes
vintages-s · 9 months
Text
"dokunduğum herşey de ellerinin sıcaklığını aradım durdum. oysa ellerini hiç tutmadım ki !.. baktığım her noktada gözlerinin derinliğindeki umudu sevdim. İnan gözlerini hiç yakından görmedim ama hep seni yaşadım. rüzgarın hep senin saçlarına ılık meltem gibi dokunduğunu bildim. görmeden sevmeyi, dokunmadan hissetmeyi öğrendim.'
2
27 notes · View notes
Text
Çivi çiviyi yerinden etmez. Aşkı herkesle yaşanılabilir sanmak yanılgıdan öteye geçmez. Ruha dokunmadan tene dokunmak mutluluk vermez. Birinin hayatını tepetaklak eden, çıktığı yolda düzlük görmez. Gelen gideni her zaman aratmaz ama gideni gitmeye mecbur bırakanın arayışı bitmez.
351 notes · View notes
beyazmantoluu · 10 months
Text
Tumblr media Tumblr media
bugün çocukluğumun büyük bir bölümünü kaplayan hastaneye annem için geldik. (sağdaki orası değil) döner sermaye vardı o zamanlar ve o veznedeki amcalar korkunçtu, babam ise gencecikti. hep şeyi sorguluyorum daha doğrusu sorguluyordum buraya gelip bunları hatırlayana kadar. neden sağlıklı, iyi* bir ailede olmama rağmen kendimi hep dünyada fazlalıkmış gibi hissettiğimi. dünyanın kamburu benmişim gibi. düşünün tezgahın üzerine bir şey koyarken dahi hep oradan her an o şey çekilecekmiş gibi koyarım, yarısı dışarıda yarısı içeride. her şeyde bunu yapmaya çalıştığımı fark edeli uzun zaman oluyor. tezgaha bir şeyi koyma şeklim küçük bir örnek ama benim ilk fark ettiğim andı. bunu aşmak için fark ettikçe tezgahın tam otasına sağlamca koymaya çalışıyorum. -kimse ölmüyor.- hep en az yeri kaplamaya çalışıyorum. her an gidecekmiş gibi ve hiç var olmamış gibi. parmaklarımın ucunda hiç ses yapmadan yürüyorum. kendi kendime "sessizce geçip gideceğim, kimseye dokunmadan ve kimse fark etmeden." dediğimi fark ediyorum. ağlamaklı oluyorum. işte bunların sebebini hiç anlayamamıştım ve bugün hastanenin bahçesindeyken fark ettim. babam çok küçüktü ve normal olarak ekonomik durumumuz henüz o zamanlar iyi değildi. sigortamız yoktu. babam her ödeme yaparken yüzündeki ifadeyi fark ederdim. hiç aklımdan çıkmıyor. hiç hissettirmemeye çalışırlardı ama ben gözlemci bir çocuktum. fark ediyordum. o zaman içimden "ben hasta olmasaydım böyle olmazdı, onlara hep yük oluyorum" gibi cümleler geçerdi. küçülüp yok olmak isterdim. yok olamadım ama hep yokmuşum gibi yaşadım. yaşıyorum.
unutuyorum her şeyi ama yerde bulduğum kırmızı bir ipin ucunu tuttuğumda her şeyin birbirine bağlı olduğunu, uc uca düğümlerin olduğunu fark ediyorum. iki gündür ipin ucu elime geliyor ve ben oradan oraya dolanırken anlıyorum her şeyi. şunu neden yaşamışım, bu hatayı neden bile bile yapmışım, şurada davranışım neden öyleymiş. ipin karmaşıklaşmış yerleri yavaş yavaş çözülüyor. sanki iki gündür zaman tünelindeyim. oradan oraya, oradan oraya. güzel bir sürü cümle duyuyorum, bir tane kötü cümle beni alıp dünyanın dışına fırlatıyor. olumsuza odaklanmaya daha çabuk ikna oluyoruz. tutuyorum ucunu ve döngü başlıyor. midem bulanana, başım dönene kadar içinden çıkmıyorum. çıkamıyorum. dün ay ve hava çok güzeldi. etraf aşırı aydınlık ve sessizdi. hava hafif serindi fakat havada durağanlık vardı. ipi tutup oradan oraya dolanırken böyle havalar kalbimi sıkıştırıyor. çünkü ipi takip ederken nefes almayı unuturum. - gerçek anlamda- ve hava bu kadar durağan kıpırtısız olduğunda iyice havasız kalmış, nefesim bitmiş gibi hissederim. neyse ki hava bugün öyle değil. az önce sevgilimle o kadar yılın ardından hafif tartışır gibi olduk (gerçekten tartışmayı başaramıyoruz. :d) daha önce kullandığı bir kelimeyi sevmediğimi söylemiştim, daha doğrusu baya baya tahammülsüzüm o kelimeye. o günden beri de hiç kullanmadı. bugün de kullanmadı fakat farkında olmadan kurduğu cümlesi o anlama çıkıyordu. tartışma moduma girdim fakat yine yumuşacık olduk. üstelik "beş halı yıkadı beeş" (bunu birkaç kere söyledi de bugün :d) tüm yorgunluğuna rağmen kestirip atmamasını seviyorum. bana tezgahın tam ortasına tabak koyarken elimi tutuyormuş gibi hissettiriyor.
bu ipi çözeceğim. ipin sonuna geldiğimde bu dünyanın kamburu olmadığımı anlayacağım. ayaklarımı yere sert sert basarak yürüyeceğim.
21 notes · View notes
Text
Aşkı herkesle yaşanılabilir sanmak yanılgıdan öteye geçmez, ruha dokunmadan tene dokunmak mutluluk vermez, birinin hayatını tepetaklak eden çıktığı yolda düzlük görmez, gelen gideni her zaman aratmaz ama gideni gitmeye mecbur bırakanın arayışı bitmez.
316 notes · View notes
arazhasret · 2 years
Video
undefined
tumblr
🎄🌱💜🌹🎄🌱💜🌹🎄🌱💜🎄🌹🌱   🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹 🌹🌹🌹🌹 🌹🌹 Hafız Şimdi diyecek birisi Dokunmadan nasıl sevdin diye . . Göz göze gelmeden Elini bile tutmadan nasıl sevdin diye . . Ben uzaktan sevdim hafız . . Buydu gönlümün tercihi .. Bilmeden değil . .bile bile çektim nefesini .. Aynalara itiraf ettim bu sevdayı . . Resmini uyuttum sağ omuzum da . . Bilir misin sen bunu hasret acısını . . Görmeden, dokunmadan, saçlarında ağlamadan uzaktan yanmayı Bilir misin hafız . . Şimdi diyecek birisi Bir şey paylaşmadan Karşılıklı çay bile içmeden nasıl sevdin diye ..!! Ben kalbime kanat takıp saldım yar'in yüreğine . . Yaralarıyla sevip . . ciğerimde sızlattım acısını . . Karşılıklı çay da içtim . . Önüme iki bardak çay koydum . . Bir benim bardağım dan içtim . .bir onun Ama çok özledim Hafiz . . Hasretini su niyetine içe içe sevdim . . Sindi diyecek birisi Böyle sevdamı olur ? Böyle olur Hafız . . böyle olur . . Şart mı göz göze gelebilmek . . Ben onun gözlerinde kayboldum . . Şart mı ellerini tutmak . . . Ruhumu saldım yürüdüğü yollara . Böyle sevilir Hafız . . Böyle sevilir #▐▬▌ér ▐▬▌aLimLe ▐▬▌ér ▐▬▌aLine A$ığım ╲\ | /╱╭━━━━━♡━━━━╮╲\ | /╱ »-💘-»HeLaLiM»-💘-» https://ok.ru/helalim https://www.facebook.com/httpHeLaLiM https://tr.pinterest.com/bitanemsinn0/_created/ https://www.youtube.com/channel/UCWkr-Z0JpVUwvUJgLthTmLQ ╱/ | \╲╰━━━━━♡━━━━╯╱/ | \╲
135 notes · View notes
pinhanmai · 28 days
Note
Sende iz bırakan bir kitabı paylaşabilir misin?
Hiç düşünmeden Nermin Yıldırım- Dokunmadan.
"Oyun demişken...
Aşk da bir oyun Adalet. İki kişilik basit bir oyun. Seninle tanıştığımızdan beri aslında hep oyun oynadık biz. İki kişi görür birbirini. Eğilip bakar, anlamak ister. Günler geçer, gülümseyişler, anlatılan ve susulan hikâyeler... Sonra ilk aşık olan kaybeder.
Biliyorum, sen oyunları kazanmak derdinde değilsin ama kaybetmekten de ürkersin. Sakın korkup kaçma Adalet. Bu oyunun kaybedeni zaten benim..."
6 notes · View notes
by-hulusi · 6 months
Text
Amerika'nın New York şehrinde bir soygun sırasında hırsız banka içindeki çalışanlara bağırdı: Kıpırdamayın! para devletin, hayatınız da sizindir.
Yani herkes sessizce uzansın..
"Buna anlık akılla ikna denir "
Hırsızlar çalmayı bitirince üniversite mezunu olan en genç hırsız, ilkokul mezunu en yaşlı olan hırsıza dedi ki: Patron kaç para aldık sayalım. Liderleri olan yaşlı hırsız bozuldu ve ona dedi ki:
Aptal mısın? Bu çok para ve saymamız uzun sürer, bu gece ne kadar para çaldığımızı haberlerden
öğreneceğiz!
"Bunun adı tecrübe"
Hırsızlar bankadan çıktıktan sonra banka müdürü, şube müdürüne:
Polisi çabuk ara!
Şube müdürü ona dedi ki: Bekle 10 milyon dolar alıp kendimize saklayalım daha önce zimmetimize geçirdiğimiz 70 milyon doları da ekleyelim.
"Buna akışına yüzmek ve durumu lehine çevirmek denir"
Banka müdürü dedi ki: yani her ay soygun olsa çok iyi olur...
"Ve buna çok ileri gitmek denir"
Ertesi gün haber ajansları bankadan 100 milyon dolar çalındığını bildirdi!
Hırsızlar parayı tekrar tekrar saydılar. Her seferinde miktar 20 milyon dolardı.
Hırsızlar çok sinirlendi. 20 milyon dolar için hayatlarını riske attılar.
Banka müdürü suya sabuna dokunmadan 80 milyon dolar aldı.
Maskeli hırsız ile kravatlı hırsız arasındaki farklı bilgiydi.
"Bunun da adı bilgi altına eşittir"
Banka müdürü milyoner olduğu için gülümsüyordu. Borsadaki tüm kayıplarını bu soygunla telafi etmişti."
"Bunun adı da risk almaktır''
Gerçek hırsızlar çoğunlukla yüksek rütbeli olanlardır.
Ama "hırsız" olarak tanınanlar hep ev ve cüzdan hırsızları olacaktır..
10 notes · View notes