Tumgik
#atatürk ve devlet
onderkaracay · 1 year
Text
Tumblr media
12 notes · View notes
judasizm1 · 2 years
Photo
Tumblr media
Aptal demek suç ama “sürtük” demek serbestmiş..
Cumhuriyetimizin ve devletimizin temel taşlarından biri olan Anayasa Mahmekesi için “KAPATILSIN.” diyen kişiler devlete ve millete karşı suç işlememiş midir? Devleti yıkmaya yönelik organize ve örgütlü bir devlet düşmanlığı değil midir? NEDEN YARGILANMIYORLAR?? .. .
Devletimize ve milletimize ihanet edenler “Bağımsız Yüce Türk Adaleti” karşısında hesap verecekler..
17 notes · View notes
insanogluu · 7 days
Text
''Karakter olarak her insan, içinde yaşadığı toplumda yaşamın en mutlu, en kolay, en tatlı taraflarının kendisine düşmesini ister ve en kuvvetli olan, kendisinden zayıf olanları hiçe sayar. Bunun sonucu huzur, rahat, güven ve düzen içinde yaşamak imkansızlaşır. İşte insanlar arasında kavga yerine birbirine yardım, karşılıklı saygı, düzen koyan, herkese haklarını ve görevlerini tanıtan, hukuk kurulları ve bunların kararlı bir şekilde uygulanmasıdır.
Bu iş, ancak devlet örgütünün ve kuvvetin bulunması sayesinde mümkündür. Devlet, herkesin hakkını ve görevini belirler. Hiç kimse, belirlenen sınır dışında bir hak iddia edemez. Bunun gibi, kendisi de fazla hiçbir görevle yükümlü tutulamaz''.
Mustafa Kemal ATATÜRK
Tumblr media
Günaydın
45 notes · View notes
minvalsblog · 3 months
Text
Türk tarihinde ‘Bozkurt’ bir semboldür, idoldür. Öyle sadece bir partinin, grubun sembolü değildir. Biz çöl takımından değiliz, steplerden gelen bir milletiz. O yüzden kurt bizim için mühim ve manalı bir semboldür. Destanları, hikâyeleri var. Tür olarak da çok dayanıklıdır. Kurt sırtını herhangi bir şekilde dayamadan, sırtını garantiye almadan öyle bir ihtiyaç duymadan savaşabilen bir hayvandır. Yaşam savaşı verme bakımından çok beceriklidir. Sürü halinde de avlanır ama tek başına da çok dirayetli ve dirençlidir.
O yüzden yaşam savaşı veren, özgürlük savaşı veren milletler için ayrı bir sembolik değeri ve önemi vardır. Millî Mücadele’de de sembol olarak vardır. Devlet çok kullandı. Eserlerde vardır. Kimseyi alakadar etmez. Gamalı haç ve Naziler ile bir benzerlik kurmak saçmalıktır. Bozkurt birinin kafasından çıkmış, sonradan üretilmiş bir sembol değildir. Bir milletin mücadele azmi ve kararlığını ifade eden tarihi bir derinliği vardır. Roma’nın (Remus ve Romulus’u büyüten) kurduyla bağlantısı var mıdır bilemem ama başka milletler de kullanmıştır onu. Macarlar mesela. Ayrıca Volga Nehri boyunca kullanılır o sembol. Ecnebiler de Atatürk’e ‘Bozkurt’ diyordu. Atatürk de bozkurt sembolünü benimserdi. Paraların üzerinde kullanıldı, hatırlayın o dönemi. Başka yerlerde de semboldü. Dönemin siyasi ortamı gereği İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kalktı o semboller.
İLBER ORTAYLI
Tumblr media
28 notes · View notes
endergelisenataklar · 5 months
Note
deniz gezmis hakkinda soylenilen terorist, polis öldürdü, asker öldürttü, filistinde gerilla egitimi aldi sozleri dogru mu, yani bir kisim inaniyo bir kisim inanmiyo ama dogru bi tanedir ortada illaki kanit da vardir. eger gercejten boyle bisey varsa biz neden savunuyoruz yoksa da onlar niye ortada kanit yokken bunlara inaniyolar. bence bu konuya aciklik getirecej tek kisi sensin bu uygulamada
yani elbette kabul edenler etmeyenler olur. bugün solcu birinin ölüm yıldönümü kutlanır, sağcılar direkt teröristti yaftasını yapıştırır. yarın sağcı birinin ölüm yıldönümü kutlanır, solcular aynı argümanları türetir. kendi şahsım olarak hayatım boyunca insanları hep doğruları ve yanlışlarıyla ele aldım. asla ama asla hiçbir mesleği, ideolojiyi, statüyü, kişiyi, kurumu, kutsamadım. elbette, sevdiğim saygı beslediğim oldukça şey veya şeyler oldu. ama kutsamak, kutsal görmek apayrı bir husus. deniz gezmiş'e gelirsek; adam yaralamıştır, adam kaçırmıştır, banka soymuştur, silahlanmıştır ama silahlanmanın yanlış bir şey olduğunu daha sonra kavramıştır. ama tek bir kişinin canına dahi kastetmemiştir. bunların belli başlı, kiminin haklı, kiminin haksız diyebileceği sebepleri vardır. bu kısımları kendince araştırıp, yorumlayabilirsin. benim bakış açıma gelirsek, kendisi dönemin amerikan sevicilerine karşı antiemperyalist bir tavırla karşısında durmuş ve bütün ömrünü türkiye'nin bağımsızlığına adamıştır. bunu yaparken doğruları olmuş mudur, evet. yanlışları olmuş mudur, ona da evet. ama kısacık ömrünü ülkenin bağımsızlığına adayan biri terörist olamaz, kimse kusura bakmasın. adamı ipe götüren herkes, bir yerlerde milletvekili, belediye başkanı, parti başkanı vs. oldu. zamanında pek tabii o da aynı yolu seçebilirdi. ama yapmadı. ideali uğruna ömrünü feda ettiği için bile saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum. bugün mesela celal şengör çıkıp adama "eşkiya" demiş. bunu diyen adam kenan evren'in mezarına çelenk yollayan adam. kendisini sever sayarım ama abi hiç sormazlar mı deniz gezmiş eşkiya oluyorsa kenan evren ne oluyor diye? ona bakılırsa mustafa kemal de padişaha karşı gelip, silahlı bir devrim yaptı. dünyanın her yerinde neredeyse bütün devrimler böyle olur. bunu diyen adama sistem yalakası oportünist derim. başka bir şey diyemem. amerika'nın 6. filosunu deniz gezmiş ve arkadaşları yurttan kovmak için eylem yaparken önlerine dikilenler daha sonra 6. filoya secde ettiler bu ülkede. bununla celal şengör'ün elitist çözüme inanan ve dolayısıyla mandacılığa dahi sıcak bakan birinin çelişkisini kabul etmek akıl dışı kalıyor. bir diğer şey de cehalet. devrim, devrimci, antikapitalizm, antiemperyalizm nedir bilmeden banka soydu, adam kaçırdı demek. abi ne olacaktı? devrim pub'larda konser verilerek yapılmıyor maalesef. köleliğini ve adaletsizliği kanıksamayan insanların isyanı, teröristlik veya eşkiyalık değildir şahsen. banka soymuş, okul basmış, devletle çatışmış: literatüre bakarsan eşkiya da dersin, terörist de, evet. peki ama bunları neden yapmış bu adam, devlet eliyle yapılan bir haksızlığı düzeltmek için mi? ezilen kesimin daha çok refah yüzü görmesi için mi? karşınızda yanlışını kabul etmesini istediğiniz taraf devlet olunca, hukuki yollarla mücadele etme imkanı kalıyor mu? bu açıdan bakınca da, bir kahraman çıkıyor ortaya. dediğim gibi aynı tabloyu, atatürk ve benzeri başka liderler için de çizebiliriz, atatürk kimine göre diktatör kimine göre bir ulusu yoktan var eden bir adamdı. hangisi doğru peki? devlet denen kurum yozlaşmaya her daim müsait olmuştur, halk olarak bizlere düşen, onu takip etmek, koyun gibi sırıtıp, vatan millet devlet diye yüceltmek yerine, gerektiğinde tepki gösterebilmektir. atatürk tam da bu yüzden bursa nutkunu söylemiştir bizlere yani gençlere. kısaca, her devlet böyledir. ve bütün halklar, gerektiğinde devletin onlardan üstün olmadığını hatırlatmalıdır. devlet asayişten ve pembe tablolardan yana olup, her sorunu örtbas etme peşinde olsa bile, büyük tepkilere suskun kalamaz. bu haydi anarşik olalım demek değil. farkındalıklı ve bilinçli olalım demektir. bu yolda da deniz gezmiş benim için bir figürdür.
18 notes · View notes
yasamsallik · 8 months
Text
Tumblr media
Atatürk diyor ki;
"Devlet, halkın huzurunu, ülkenin asayiş ve müdafaasını sağlamak için; demir yolları, limanlar, deniz araçları, telgraf ve telefon, tarım ve hayvancılık, her türlü nakliye araçları, sanayi ve ülkenin yer altı yer üstü servetiyle yakından ilgilenmeli, onları korumalıdır.
Bu değerlerin korunması, ülke yönetiminde ve savunmasında, toptan, tüfekten ve her türlü silahtan daha önemlidir.
Devlet ve millet, hayat ve bağımsızlığını, kendi kaynağına, yani kendi üretimine dayandırmalıdır.
İşte, asıl büyük önlem budur.
Millet, kendi üretiminden daha çok tüketmemek ve ihtiyacından fazla istememek zorundadır.
Bin belaya karşı koyup, bin musibetle meydana çıkan milli varlık, yalnızca milli geçimini düzenleyememek yüzünden, bir daha tehlikeye düşürülmeyecektir.
Büyük bir devrim yaptık. Ülkeyi bir çağdan yeni bir çağa götürdük. Birçok eskimiş kurumu yıktık. Bunların binlerce taraftarı olduğu ve fırsat bekledikleri, unutulmamalıdır... Devrimin yasası, var olan bütün yasaların üzerindedir.
Bizi öldürmedikçe, bizim düşüncelerimizi boğmadıkça, başladığımız devrim bir an bile durmayacaktır.
Devrimin, içeriden ve dışarıdan gelecek tehlikelere karşı korunması için, bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi güçlerin bir yerde toplanması gerekir."
Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK.
25 notes · View notes
maho0326 · 11 months
Text
youtube
UNESCO 1978 yılında gerçekleştirilen 20. Genel Konferansında Anma ve Kutlama Yıldönümleri programına Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Doğumunun 100. Yıldönümünü almıştır.
Türkiye, Anma ve Kutlama Programına ilk kez Atatürk’ün Doğumunun Yüzüncü Yılı ile katılmıştır.
UNESCO, 1981 Yılının Atatürk’ün Doğumunun Yüzüncü Yılı olarak ilan edilmesinin gerekçesini şöyle açıklamıştır:
Atatürk, uluslararası anlayış, iş birliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir devrimci, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur.
Kaynak: https://www.unesco.org.tr/Home/AnnouncementDetail/162
20 notes · View notes
baybaykus · 7 months
Text
Bir “neden” de benden: Neden aşağıda sayılan bu kadar çok olumsuzluklara rağmen ana muhalefet partisi hala başarılı olamıyor?
Prof. Dr. Yavuz Kaya diyor ki:
Bir kez daha düşünün, Bu ülkede;
-Neden ağır bir ekonomik yıkım yaratıldı?
-Neden varlıklarımız satıldı?
-Neden altın rezervimize kadar ihtiyat akçemiz harcandı?
-Neden inanılmaz bir dış borç yaratıldı?
-Neden Londra mahkemeleri yetkili kılındı?
-Neden maliyetinin çok üzerinde alt yapı çalışmaları yapıldı,30 yıllık garantiler verildi hemde enflasyona indeksli kur ile?
-Neden Atatürk ismi silinmeye çalışılıyor?
-Neden T.C. tabelası kaldırıldı?
-Neden sınır güvenliği yok ve vasıfsız milyonlarca sığınmacı ülkeye dolduruldu?
-Neden bir demografik bozulma yaratıldı?!
-Neden devlet kurumları yok edildi?
-Neden kuvvetler ayrılığı kaldırıldı?
-Neden denge-denetleme mekanizmaları kaldırıldı?
-Neden vergilerimizin akibetinin hesabı verilmiyor?
-Neden Milli Güvenlik Güçleri sistemi değiştirildi?
-Neden askeri okullar ve askeri hastaneler kaldırıldı?
-Neden bazı savunma sanayi kuruluşları satıldı ve üretim yapamaz hale getirildi?
-Neden ülkenin telekomünikasyonu satıldı?
-Neden eğitim sistemi laik sistem dışına çıkarıldı?
-Neden orta ekonomik sınıf yok edildi?
-Neden üniversitelerin kalitesi düşürüldü?
-Neden sağlık sistemi kötü?
-Neden anayasa hükümlerine uyulmuyor?
-Neden uyuşturucu ve mafyanın merkezi olduk?
-Neden bağlı olduğumuz AİHM kararları uygulanmıyor?
-Neden tarikat ve cemaatler holdingleşip devlete yerleştirildi?
-Neden ortak akıl devre dışı bırakıldı?
-Neden yetişmiş insan gücümüzü kaybediyoruz?!
-Neden üretim ekonomisinden vazgeçildi?
-Neden kendimize yeten tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlı olduk?
-Neden bu kadar çok gaz, petrol nadir element kaynakları keşfedilirken (!) enerjide dışa bağımlılık arttı?
-Neden yıllar öncesinden bir varlık fonu oluşturuldu ve sorgulanamaz kılındı?! Yıllar öncesinden!…
-Neden Biden ile başbaşa yapılan görüşmeye dış işleri bürokratları alınmadı ve arkasından sınırlarda açık kapı politikası ile genç erkek Afgan, Paki ve diğerleri akın akın ülkeye girmeye başladı?
Tek cevap: Emperyalist BOP projesi işliyor?
11 notes · View notes
bunudaburayayazdim · 1 year
Text
23 Nisan, insana umut aşılayan, her bayram olduğu gibi bu bayram da gerek fiziksel, gerek kalben bu bayramı bize armağan eden güzel kalpli Gazi'ye koşacağımız, Dünya üzerinde belki de eşi olmayan bir bayram. Çocukken özellikle sosyal anksiyetesi olan ben için ne işkence gelirdi o eğlenceler, gösteriler, danslar. Şimdi dönüp bakıyorum da geldiğimiz, getirildiğimiz noktaya; Gerçekten şanslıymışız, bu bayramları olması gerektiği gibi, laik cumhuriyetimizin ve özgür her anımızı vurgulaya vurgulaya, birilerini sağır edercesine, bunu hatırlatırcasına kutlayabildik. Her milli bayramda hasta olan devlet büyükleriyle, Atatürk adına tahammülü olmayan, modernlikten ve laiklikten korkan bu yobaz canavarlardan kurtulduğumuz, ülke genelinde tekrar coşkuyla milli bayramları kutladığımız zamanların geleceğine inanıyorum ve iple çekiyorum. Kim bilir, 19 Mayıs çok daha özgür, çok daha gerçek bir bayram olarak bu yıl bunun başlangıcı olur belki :) 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, hem çevrenizdeki, hem içinizdeki çocuklara kutlu olsun! Onları susturmaya çalışanlara da devasa bir tokat olsun Cumhuriyet'in Çocukları tarafından atılan. Böylesi bir postu yazıp yazıp da Gazi'den bir sözle bitirmemek ayıp olur diye düşündüm. Bir sürü iyi ki sana sevgili ve yüce Atam!
Küçük hanımlar, küçük beyler... Sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığısınız. Memleketi asıl aydınlığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk
66 notes · View notes
ziyapasa-01 · 1 year
Text
___/// Türk askerinin tatbikat esnasında hedefleri tam isabet vurduğunu görünce böyle seviniyor...
Büyük asker, gerçek bir devlet adamı.!!!🇹🇷
"ATATÜRK;
57 yıllık ömrüne 11 savaş,
24 madalya,
7 nişan,
13 kitap,
1 ülke ve milyonlarca özgür insan sığdıran büyük bir asker, siyaset ve devlet adamıdır."
___///26 Agusustos
BÜYÜK TAARRUZ 101Yaşında
Kıymet bilenlere selam olsun ⚘️❤️❤️❤️❤️❤️
26 notes · View notes
onderkaracay · 1 year
Text
Tumblr media
🗣️ Emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin ulus devleti hedefe koyma sebebi; birlik, beraberlik ve bütünlüğü koruyan sağduyulu toplum yapımızı bozmaktır. Ulus bilinci ne kadar yıpranmış olsa bile Türk ulusu birlik, beraberlik ve bütünlük içinde yaşamaktan asla vazgeçmez. Hristiyan ve Yahudi bozgunculuğun saldırısının başarıya ulaşma şansı yoktur biz bizde olduğumuz müddetçe.
] Önder KARAÇAY [
7 notes · View notes
golge-gezgin · 6 months
Text
Tumblr media
Travel Ankara 211 / Altındağ - Ulus
Ankara Palas:
Cumhuriyet' in ilk yıllarının anıtsal yapılarından olan ve Mebusan Kulübü olarak planlanan Ankara Palas' ın tasarımı, Mimar Vedat Tek tarafından hazırlanır. 1924 yılında temeli atılır, Mimar Vedat Tek işi bırakınca yarım kalır, daha sonrasında Mimar Kemaleddin Bey' in yeni tasarımına göre tamamlanır.
 Cumhuriyet dönemi Türkiye' sinin başkenti Ankara' nın en önemli yapılarından olan Ankara Palas, 17 Nisan 1927 tarihinde 120 yatak kapasiteli bir otel olarak hizmete girer.
1930' lu yıllarda siyasetçilerin, gazetecilerin ve sanatçıların buluşma mekanı olduğu gibi, yurt dışından gelen resmi heyet ve  konukları ağırlama işlevini üstlenir. Bilhassa İsmet İnönü, Celal Bayar ve Adnan Menderes, Ankara Palas' ı sıklıkla kullanarak burada davetler verirler.
Ankara, Altındağ, Ulus' taki İkinci Meclis karşısında olması nedeniyle bu tarihi yapı, uzun yıllar politikanın merkez noktası olur. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk' ün meclis çalışmalarından sonra günün yorgunluğunu bu binada atar, burada toplantılar yapar. Atatürk' e göre Ankara Palas, Doğu' dan Batı' ya açılan bir penceredir. 
1975' e kadar otel olarak işletilen Ankara Palas, 1976-1982 yılları arasında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından ofis ve sergi alanı olarak kullanılmıştır. 1983 yılından itibaren ise Devlet Konukevi olarak kullanılır.
2018 yılından itibaren müze olarak kullanılmak üzere Milli Saraylar Başkanlığına devredilir. 
8 notes · View notes
stnblmavi · 11 months
Text
Azerbaycan Devlet Sanatçısı
‘Turan Manafzade’ tarafından bestelenen
Türkiye Cumhuriyeti’mize armağan ettiği
100. Yıl Marşı. 🇹🇷🇦🇿
"Türk'üz biz Türk, önderimiz Atatürk
Şanlı tarihimiz, hep cesur, asil ve hür
Türk'üz biz Türk, önderimiz Atatürk
Şanlı tarihimiz, hep cesur, asil ve hür
Tarihte destanlar yazan ey aziz milletim
Payidar ol Cumhuriyet'im
Tarihte destanlar yazan ey aziz milletim
Payidar ol Cumhuriyet'im
Denizde, havada, karada gücün yeter
Bayrağın nesillerden nesillere geçer
Denizde, havada, karada gücün yeter
Bayrağın nesillerden nesillere geçer
Sonsuz sevgi, minnet ile ele ele, kalp kalbe
Başın dik yaşa canım Türkiye'm
Sonsuz sevgi, minnet ile ele ele, kalp kalbe
Başın dik yaşa canım Türkiye'm"
🇹🇷🇦🇿
@stnblmavi
12 notes · View notes
aybarskagan · 3 months
Text
Türk tarihinde ‘Bozkurt’ bir semboldür, idoldür. Öyle sadece bir partinin, grubun sembolü değildir. Biz çöl takımından değiliz, steplerden gelen bir milletiz. O yüzden kurt bizim için mühim ve manalı bir semboldür. Destanları, hikâyeleri var. Tür olarak da çok dayanıklıdır. Kurt sırtını herhangi bir şekilde dayamadan, sırtını garantiye almadan öyle bir ihtiyaç duymadan savaşabilen bir hayvandır. Yaşam savaşı verme bakımından çok beceriklidir. Sürü halinde de avlanır ama tek başına da çok dirayetli ve dirençlidir.O yüzden yaşam savaşı veren, özgürlük savaşı veren milletler için ayrı bir sembolik değeri ve önemi vardır. Millî Mücadele’de de sembol olarak vardır. Devlet çok kullandı. Eserlerde vardır. Kimseyi alakadar etmez. Gamalı haç ve Naziler ile bir benzerlik kurmak saçmalıktır. Bozkurt birinin kafasından çıkmış, sonradan üretilmiş bir sembol değildir. Bir milletin mücadele azmi ve kararlığını ifade eden tarihi bir derinliği vardır. Roma’nın (Remus ve Romulus’u büyüten) kurduyla bağlantısı var mıdır bilemem ama başka milletler de kullanmıştır onu. Macarlar mesela. Ayrıca Volga Nehri boyunca kullanılır o sembol. Ecnebiler de Atatürk’e ‘Bozkurt’ diyordu. Atatürk de bozkurt sembolünü benimserdi. Paraların üzerinde kullanıldı, hatırlayın o dönemi. Başka yerlerde de semboldü. Dönemin siyasi ortamı gereği İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kalktı o semboller. - İlber Ortaylı
Tumblr media
5 notes · View notes
ertan2618 · 11 months
Text
Tumblr media
"M. KAMAL HOCALARI ASMIŞ. AMA BİR SOR NİYE ASMIŞ...? FOTERİ TAKMADI DİYE DEĞİL, ÇÜNKÜ ONLAR SAHTEKAR HOCALAR ONDAN"
+ Peki hiç, asmak için birtane bile sahtekar haham Sahtekar Papaz bulamamış mı..?
- "Vay nonkör! Lan Atatürk olmasaydı adınız Yorgo olurdu, hatta sen olmazdın dünya diye birşey kalmazdı. Cahil osmanlının tebâsı olurdun. Atamız Siyasi bir deha, büyük bir komutan, kaç dil biliyor vatanı kurtardı."
+ Peki askeri eğitimini, dil eğitimini, siyasi eğitimini, silah arkadaşlarını, savaştığı mühimmatı, cahil osmanlı ve Cahil milletinden mi aldı yoksa gökten indiği sanılan bir süper dogma kahramanmı...?
- "Ulan Atatürk olmasaydı adın Hanstı be"
+ Doğru diyorsun abi tamam uyandım ben. O olmasaydı İngilizin foterini taktırırlardı. Bize zorla latin alfabesine geçerdik. Belkide Fransızın rejimini ingilizin bilmemnesini filan alırdık Müslüman Türk kadınını kız çocuklarını
Cumhuriyet bayramı filan diyerek yarı çıplak meydanlarda yürütürdüler. Ebu Cehilin dediği gibi, tamam bizi Allah yaratmış olabilir ama Mekkenin Yönetimine karışmasın, diyen bir İngiliz geçip başımıza devletten dinin çıkarıp dinsiz devlet yapardı, Ayasofyamızı bile müze yapardılar. Allah muhafaza! bilemedim kemalist abi af et...
17 notes · View notes
veganlogicdinamo · 1 year
Text
CUMA HUTBESİNDE TARİKAT ÖVGÜSÜ
14 Temmuz’da Üsküdar’da bir camide cuma hutbesinde imamın “Mahalle ağzıyla konuşup ‘Cemaatlere,tarikatlara gerek yoktur; Hz.Peygamber zamanında tarikat mı vardı’ demeyeceksiniz” dediğini duydum.
Söylediklerinin ana fikri şuydu: Tarikatlar ve cemaatler gereklidir. İyi tarikat vardır, kötü tarikat vardır. 15 Temmuz’da hainler felaket yoluna saptı. Siz iyi olanlardan yana olun.
BU DURUMDA İLGİLİLERE SORUYORUM
1- Cuma günü duyduğum hutbede sözü edilen, “Mahalle ağzıyla konuşup ‘Tarikatlara ve cemaatlere gerek yoktur’ diyen” ifadesiyle kim kastediliyor?
“Efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, tarikat-ı medeniyedir. Medeniyetin emrettiğini ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için kâfidir” diyen Mustafa Kemal Atatürk mü kastediliyor?
2- Bu ülkenin anayasasında “laik bir devlet” olduğu yazıyorsa, devletten maaş alan bir memurun tarikatları ve cemaatleri övmesi anayasayı çiğneme suçu teşkil etmez mi?
3- 30 Kasım 1925 tarihli, 677 sayılı Devrim Kanunu ile tekke, zaviye ve türbeler, yani tarikatlar ve cemaatler kapatıldığına ve bu yasa yürürlükte olduğuna göre ayrıca anayasanın 174. maddesi ile Devrim Kanunları koruma altında olduğuna göre bir devlet memurunun bu yapılanmaların kaldırıldığını hatırlatana “mahalle ağzıyla konuşma” demesi kanunlara uymamaya tahrik suçu değil midir?
Şu üç cümleyi amasız kurmayan hiçbir siyasetçiye güvenmeyin: Biat kültürüne dayanan, bir şeyhi kâinatın yeryüzündeki temsilcisi yerine koyup tapınan, müritlerin sömürüldüğü, tarikat-siyaset-ticaret ağını kuran şeriatçı yapılar, “sivil toplum örgütü” gibi gösterilmek istense de laiklik ve demokrasi karşıtıdır. Tarikatlar ve cemaatler, 1925’te Devrim Kanunu ile kaldırılmıştır. Hepsi dağıtılmalıdır
#laiklik #tarikatlardağıtılsın
10 notes · View notes