#bilip susmak

[huysuzlukabidesi24]

Ne haltlar yediğinizi bilmeme rağmen,kusurunuza bakmadım mesela. Bu cümlem çok şey anlatır ama bünyeniz kaldırmaz...

[sevgiyeakin]

Bazen sadece susarsın,sessize alırsın kendini.

Hayatını,kızgınlıklarını,kırgınlıklarını..

Susmak çokşey konuşmaktır bazen!

Gerçeği bilip, duygularını bilip daha az yara almaya çalışmak...Haklı veya haksız olmak değil, bazen sadece susmak istersin..

Asıl marifet suskunları anlayabilmektir...

[29137]

Susmak istiyorum sesim olmasın cümlelerim olmasın içimin yangını dilime vurmasın içimdeki ateşin alevleri sıçramasın dudaklarıma. Susmak istiyorum ne kimse görsun beni ne ben sesimi bilip varlığımı duymak istiyorum..

[betcs]

her seyi bilip susmak zorunda kalmakla sinaniyorum

[gorkemc]

01.03.2023 04.20

Tüm bunlar bittiğinde ,birbirimizin yüzüne tekrar bakabilelim diye uzun uzun susuyorum.

Yürüyorsam bir sebebi vardır, duruyorsam da vardır. Hiçbir şey yapmazken bile,  ne çok şey yaparım benden iyi biliyorsun. Süre gelen bir gürültü bittiğinde, park ettiğimiz şeyin sessizlik olmadığını biliyorsun. Ne çok şeyi biliyorsun. Yüzümün çizgileri de dahil mi? Dahil olsun diye bakmıyorum belki. Çok şey bilip , çoğunu anlamıyorsun. Seninle bir gece yolculuğa çıkalım diyorum, gülümsüyorsun. Ne zaman bir şeyin nedenini sorsam, kaş çatıyorsun. Bakma bana öyle diyorum. Bakmıyorsun. Bunları neden yaptığını biliyorum. Ne çok şey bilip , ne çok şey anlamaya çalışıyorum. Bazen öyle çok susmak zorunda kalıyorum ki çenemin uyuştuğunu fark ediyorum. Artık pek az dua ediyorum. Çoğunda annem ve öfkem diyorum. Annem mutlu olsun , öfkem törpülensin. Kaybolmasın ama biraz küçülsün. Üstüne yatınca kalbimi ağrıtmayacak kadar. Bana biraz uykundan bahset istiyorum. Kolunun altındayım, yanındayım yani. Yastığını paylaşıyorum, öfkemi paylaşamadığın için ben senin yastığını, yorganını , hayatını, umudunu, kahvelerini , zamanını, boşluğunu, korkunu paylaşıyorum. Seninle dizimi paylaşıyorum , omzumu falan. Bir kez de ben anlatmadan öğrenmiş ol istiyorum. Ama bunun için bile sana en az yirmi (20) cümle kuruyorum. Olsun, daha çok adımlarım belki. 

Belki daha sakin olamam ama daha iyi biri olmaya çalışırım. Daha çok öğrenirim, yerimi yadırgamayacak kadar köksüz büyürüm. Sudan korkmam, sigarayı azaltırım. İyileşmek bir ihtimal değil biliyoruz. Her şey iyileşince mutlaka hasta olurum. Kış biter , kaybolmuş eldivenlerimi bulurum. Çok zamansız , mükemmel hatalar yaparım. Bir daha seni öyle sevemem. Kimseyi öyle sevemem. Hangi yola çıkarsak çıkalım. Hangi yol üstünde, hangi kahvaltı sofrasında, hangi şarkıda göz göze gelirsek gelelim. Bir daha sağ elimle kalbimi tutmam. Gidelim dersen , seninle gelirim. Sen benimle gelmezdin bunu bilerek gelirim. Düştüğüm için bana kızdığını bilerek.  Sen düşsen sana hiç kızmazdım sen de bunu bilirsin . Öylece gideriz. Kalbimin neden büküldüğünü bilmiyormuşsun gibi , vardığımızda ellerimiz ayrılmayacak gibi. Hepsi geçti , hep geçer ama değil mi? Nolur yeni bir yalan söyle inanmayı çok özledim.  Beni buradan sağ çıkarmayacak ama burada olduğumu unutturacak bir yalan söyle. Mayıs’tı de , Beşiktaş hala soğuktu. Senin orda ne işin vardı aptal de. Hani çok seviyordun kendini neden kapının dışındasın de. İçinde ve dışında , hem dışında , hem içinde. Delirdin de delirdin, delirdin. Tek gerçek bu olana kadar söyle. Aptallığımdan bıkmamışsın gibi , söyle. Ben hepimizin yerine affediyorum artık. Sen bunları düşünme.

[suatpektas]

Bilip susmak, görüp unutmak, duyup söylememek, öğrenip hesap sormamak. Bunlar güzel erdemler..

[paravesiyaset]

Bilmemek Cehalet, Bilip de Susmak Ahlaksızlıktır: Bilginin Ahlaki Boyutu

Bir şeyi bilmemek cehalet, bilip de susmak ise ahlaksızlıktır. Bu söz beni derinden etkiledi çünkü hayatın anlamını ve amacını özetliyor.

[superisi-olmak]

Gerçekleri bilmem acıtmıyor. Asıl acıtan gerçekleri bilip susmak zorunda olmam. İşte o zaman hazmedemiyorum yüzüme böylesine güzel gülmeni...

`su perisi

[mesutbahtiyarolacak]

Susmak için sebep arayanlar, hep en sözü söylerlermiş.

Üstü kapalı, içinde belirsiz bir zaman dilimi olan bir çift söz ile arkalarını döner ve susarlarmış.

Böylece kelimeler asarmış kalanın içinde kendilerini. Bir sürü savaş çıkar, öldürürmüş birbirlerini. Ama o sözün üstüne bir daha bir kelime düşmezmiş. Harfler buluttan süzülür ancak içindeki ateştendir, düşmeden buhar olurmuş.

Acı bunu fırsat bilip üşüşürmüş kişinin kalbine. Bir bir çizermiş eski kelimelerin altını. Bir bir gösterirmiş kişinin gözüne gözüne. Ve yalnızlık girermiş kişinin koluna.

Bak bana kaldın yine. Her defasında yine....

[birseyolursaseniseviyorum]

bir şey olursa, seni seviyorum

Göz yaşlarımı maskemin içine akıtarak sensizliğe doğru gidiyorum. Bu treni başkalarının gününü berbat etmeden durdurmam neredeyse imkansız. Ağladığımı görünce biletimi kontrol etmediler. Göz yaşlarımın değeri bir tren bileti kadar sanırım. 

Gittiğim yerden, olacağım kişiden hiç mutlu değilim. Kaybediyor olduğum çok şey var, kendim de buna dahilim. Çok yakında tutunduğum ve sığındığım ne kalacak bilmiyorum. Kimin için ve ne için güçlü durmam gerektiğini bilmiyorum. Yıllar önce evden ayrıldığımda o yabancı ülkelerde beni nelerin beklediğini bilmiyordum ama kendime kanıtlamam gereken şeyler vardı. Ben ortaüstü gelir düzeyine sahip olan bir ailenin tek oğlu olmaktan çok daha fazlası olmalıydım - hayattaki tüm şansımı bu aileye ve İstanbul’un tam ortasına doğarak kullanmış olamazdım. Bunun verdiği avantajla yetinemezdim. Evden ayrılalı Babam ben yurtdışında olduğum için çok huzurlu olduğunu söyleyip duruyor hatta daha ileri gidiyor:

“Bana bir şey olursa, içimin çok huzurlu olduğunu bil”. 

İnsanlara huzur bahşetmek için hep gitmem mi gerekiyor?

Bugün olduğum yer ve kariyerim bir çoğuna göre çok iyi giderken, geri kalan her şeyim soluyor. Senin de dediğin gibi dişimi sıkıp bunları da atlacağım ama son durakta indiğimde başka biri olmaktan korkuyorum. Yeni hayaller edinmem ve yeni dilekler tutmam gerekiyor. Çok istiyorum ama senle yollarımız, hayallerimiz ve dileklerimiz bir türlü kesişmiyor. Dediğin gibi aşk tek başına yetmiyor. Benim olan her şey senin, senin olan her şey benim olsun istedim ama bir türlü olmuyor. Ben hangi şehire gidersem, yalnızlığın başkenti orası oluveriyor. 

Sonu bilinmez bir iki seneye seni emanet etmek zorunda olduğum için çok üzülüyorum. Seni dünyanın başka bir ucunda beklemekten nefret ediyorum. Gelmeyeceğine tanık olmak istemiyorum, gelirsen beni bulamayacağından endişe duyuyorum. Beni çok sevdiğini iddia edeceklere senden bahsedemeyeceğimi bilmek ruhumu parçalıyor. Onların sevgilerine yalandan karşılık vermek zorunda bırakıldığım için utanıyorum. Senin başka birinin gözlerinde aynı şefkati bulduğunu düşünmek bile istemiyorum.

Haylaz rüzgarlar önünde, sevdanın yükünü taşımak ağır geliyor. Benim hikayem senin koruyucu meleğin olmak değil, uzaktan seni izlemek, yazdıklarını okumak, bana söylemediğin ve söylemeyeceğin bir çok şeyin olduğunu bilip susmak değil. İstanbul’da gördüğün her kedinin peşinden koştuğunda farkedeceksin benim sana ne hissettiğimi. Ama yine de bir parçan benimle mutlu olamayacağından eminse, lütfen söyle. Eğer metropolde doğmuş olduğum için seni hiç anlayamayacaksam, ya da dilini konuşmadığım için seni keşfedemeyeceksem söyle. Söyle ki hiç bir şey yolunda gitmediğinde pişmanlık duymayalım. Söyle ki sabah yumurta yapmak istediğimde ellerim artık titremesin. 

Mutlu ol, özgür ol dilerim. Benle beraber yapamayacağına inandığın her şeyi yap. Olur da bir şeyler yolunda gitmezse, seni seviyorum. Olur da döndüğünde ben yoksam, seni seviyorum. Bir şey olursa, seni seviyorum.

Son duraktayım.

[yantekerlek]

Bir insan düşün yante böyle dışarıdan iyi gibi görünen ama aslında hiçte öyle olmayan. Evine gittik bir iki hafta misafiri olduk güldük eğlendik gezdik. Her neyse ben zaten kendisinin nasıl bozuk bir kişiliği olduğunu biliyorum ama yine de birlikteydik. Şimdi burada ona yaptığım iyiliklerimi de söylemek istemiyorum ama gerçekten çok yardım ettik ona. Şimdi sana soruyorum yante bir insanın nasıl iki kişiliği olabilir? Bir yanı iyi gibi görünürken diğer yanı nasıl bu kadar nefret dolabilir? İçten içe ona nefret besliyorum artık çünkü bize karşı sınırlarını oldukça genişletti. Nasıl yapsam nasıl davransam şaştım kaldım doğrusu.

zaman durdurma butonuna küüüt diye indirdim. cevap veriyorum: şems 8-9-10!

hiç şems suresinin mealine bakmamış kadar şaşkınsınız.

sûre güneşe yeminle başlıyor ve yeminler devam ediyor ki hepsi ayrı ayrı çok önemlidir. gelelim 8. ayetin mealine:

﴾8﴿ Ona kötü ve iyi olma yeteneklerini yerleştirene ki,

﴾9﴿ Nefsini arındıran elbette kurtuluşa ermiştir.

﴾10﴿ Onu kötülüklere boğan da ziyan etmiştir.

tam olarak böyle oluyor. evinde güldüğünüz eğlendiğiniz kişide de öyle, bende de, sizde de. şaşılacak bir şey yok. kızgın şoklardan serin nefretlere dalmak da tercih tabii de bize düşen 8'i bilip yani insandaki potansiyelleri bilip irademizle iyi olanlar yönünde (herkesin bu yönde çabalamıyor olabileceğini de aklımızda tutarak) çabalayacağız, yani 9'u aşındıracağız ki 10'dakilerden olmayalım. ziyanda, hüsranda olmamak için asr suresine de bir koşmak lazım. iman edip salih amel işlemek, birbirine hakkı ve sabrı tavsiye etmek güzellikleri. hakkın ne olduğunu bilince bitmiyor mesele sabır da gerekiyor. sabır kötülerin kötülüğüne susmak değil. iyilikle o kötülüğü boğmak için iyiliği denizleştirmek deryalaştırmak. iyiliğimizi ziyadeleştirmek. bu yoksa bize tepinmekten ve nasıl ya nasıl nasıl demekten başka bir şey gelmez elimizden. elbette tepindiğimiz de olur insanız. ama denge lazım.

anlattıklarınızdan hiçbir şey anlamadım. ama okuyunca aklıma bunlar geldi. Allah'a emanetsiniz 🌸

[kilic-z]

Devlet sensin, devlet benim, devlet bu millet! 10 yaşında çocuk sokakta kardeşime ben bakıyorum annem çalışıyor, babamın maaşı iki çocuk okutmaya yetmiyor diyor, Z kuşağı ne bekliyorsun diyemezsin. Senden bu kuşaktan geçerken annenden, babandan, devletinden ne beklediysen onu bekliyor. Mesele dolar değil, mesele para değil. Bu çocuklar, bu gençler teknolojinin içine doğdular. Teknolojinin anasını ağlatıyorlar diye zerzenişte bulunamazsın. Ağlatmalılar...

Bize sen bilmezsin sus dediler, sen ne anlarsın işine bak dediler, senden mi öğreneceğiz dediler... Bizden öğreneceksiniz! Siz yag kuyruğu beklediniz biz sınav kuyruğu bekliyoruz. Siz darbe gördünüz ama cumhurbaşkanını üç kez üst üste astıranda asılmasına göz yumanda sizsiniz. Biz darbeyi gördük ve kimseyi kimseye yedirmedik. Sizden bir kuşak önde olan bizler, sizden bir düşünce, bir fikir, bir girişim, bir teknoloji de öndeyiz. Ne anlarsın sus dediniz, susmuyoruz, ne biliyorsun konuşma dediniz konuşuyoruz. Siz susturuldunuz ailede, toplumda ama biz susmak istemiyoruz. Camilerde ezan dinmiyor, rahat rahat başörtüsü takıyoruz, namaz başında kimse kafamıza silah dayamıyor diye şükreden milletinde hakkını vereceksin. Eğitim sisteminden şikayet eden, Eğitim için tonlarca para dökmek zorunda kalan öğrencinin de hakkını vereceksin. Evet mesele dolar değil, mesele bu gençlerin fikir özgürlüğü, girişim özgürlüğü. Okuldan alınıp, kendini bilmez iş bilenlerin yanında, kendini bilerek işini öğrenene ruhsat vereceksin. Pantolonu göbeğinin altında zerre Eğitim almadan görgüsüzce yaşayan iş bilene ruhsat verdiğin gibi. O ruhsat sahiplerinin sömürdüğü gençlere hakkını vereceksin. Kusura bakmayın bu gençler çalışmaktan kaçmıyor. Bu gençler senelerce Eğitim alıp, sınavlarda kafa ağrıtıp, binbir sıkıntıyla okullara gidip, ondan sonra da, zerre Eğitim almamış, konuşmayı bilmeyen, iş bilip, had bilmeyen insanların yanında sömürülmek istemiyor. Bir kusağı sömürdüler, bu kuşağa sahip çıkın... Dolara verdiğiniz değer kadar bu gençlere değer verin yeter.

[saturndekijuliet]

Her şeyi en ince detayına kadar bilip susmak. "Hayatıma hakimsin"

[semabiltas]

Ben bilmem.

Ben hiç öldürülmedim.

Ama her an öldürülebilirim. Belki okuluma gitmeye çalışırken günlerdir takip edildiğim platonik sapığım tarafından öldürülürüm. Size söylediğim halde muhtemelen hiç biriniz umursamazsınız. Ben bilmem yakılarak can vermedim.ama her an evime gitmek için bindiğim minibüste uçkuruna sahip çıkamayan bir oruspu çocugu tarafından tecavüze uğrayabilirim. Belki kurtulmaya çalışırken tırnaklarımda bıraktığı DNAların bulunmasından korkarak bileklerimi keser hatta beni tamamen yok etmek isteyip yakabilir. Nedeni de muhtemelen giydiğim mini etek olabilir. bilmem , ben bir çocuğu düşünmek zorunda olmadım ama yarın bir gün yıllarca çocuklarım için katlandığım adam tarafından çocuklarımın karşısında boğazım kesilebilir. Ölmek istemiyorum çığlıklarımı duyar mısınız? Ben bilmem.

Kendi evimde kendi odama zorla hapsedilmedim ama ayrılmak istediğim eski sevgilim tarafından 17 saat alıkoyulabilirim. Kaçmaya çalışırım. Belki beni duymazsınız ve bıçaklanarak öldürülürüm

BEN BILMEM.

Bugün, yarın veya daha sonra öldürülüp öldürülmeyeceğimi bilmem. Bu ülkede ne zaman başıma ne geleceğini bilmem. Belki başımı gövdemden testereyle ayırıp her parçamı başka bir çöp konteynere atan sevgilimi korumak için bir bürokrat çıkıp babama "kızınıza sahip çıksaydınız" diyebilir. Memleketin dahilinde iktidar sahiplerinin hakkımda "kız mıdır kadın mıdır" sözlerini sarfedip sarfetmeyeceğini bilmem. belki herşeyi parasıyla satın alabiliceğini düşünen patronum tarafından önce tecavüz edilirim sonra 20. Kattan aşağı atılırım. Cinayetime intihar derler. Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya derler.Herşey derler insanlar bok atmak için var. O saatte orada ne işi varmış? Çocuga umut vermiş sonra terketmiş. Mini etek mi giymiş? Tahrik edici şekilde birine saat mi sormuş? Ayrılmasaymış. Susup otursaymış. Kocasına saygısızlık etmeseymiş. hayata 1-0 geride başlamak o kadar zor ki. Boğazımda koskocaman bi yumru tarifi yok yemin edebilirim ben hiç bilmem. Belki bilip susarım. Belki siz anlayın isterim. Susmak zorundayımdır. Susturuluyorumdur belki. Ama siz susmayın. -Sema Biltaş

[birmerkurhikayesi]

İki insan arasında geçen bir konu düşünün. Birisi diğerine yalan söylüyor ve siz bunun farkındasınız. Masum olana "aslında doğrusu bu, sen dediğinde haklısın!" Diyemiyorsunuz. Çünkü deseniz çok daha farklı boyutlara gelecek o konu ve bunun tek sorumlusu siz olacaksınız. Doğruyu bilip susmak, ona yardım edememek içinizi yakıp kavursa da susmak zorundasınızdır işte. Ben çok kez sustum. Gözlerimle gördüğüm onca şeye tanık olduğum olayda doğruları söyleyemedim. Söylemeyi çok istiyorum ama nafile. İçime attıkça, yalancı tarafın dediklerini işittikçe çok daha kötü oluyorum.

[kur-an-ve-risalei-nur]

⭐⭐⭐⭐⭐

Sessiz bir yas

Sessizce olmalı bu çığlık

Yutmalı sesi gömmeli içe

Öylece çaresiz dua dua yükselmeli

Yapılabilecekler sessizce yapılırken

Teheccüde kalkmak gibi... Sessizce, için için yanmak, yakarmak

Başka çığlık olmasın diye, başka çığlıklar göğe savrulmasın diye, sabır ile....

#Van daki çığ olayı felakete döndü, orada o çığın olduğu yerde çığın yuttukları olunca felaket oldu, yüreğimizi yaktı. Kar rahmettir, can suyudur.

Su rahmettir hayat kaynağı, güneş rahmettir, ısıtır, oldurur, fakat hepsinin bir zıt yönü vardır, yakıcı, boğucu, yıkıcı olabilirler. Bu özelliklerini bilip tedbir almak boynumuzun borcudur.

İnsan bazen susmak zorunda kalır, susmalıdır da,acısı ne kadar çok olsa da ağıtını içine döker. Çoğu zaman bir anne gibi çığa neden olmasın diye susması gerektiği yerde susar, sabreder,yerini bekler...

Provokatör (kışkırtıcı ajan)lar vardır hayatımızın içinde, sosyal medyada buna hizmet eden maaşlı troller dahi varmış.

Biz dikkat etmezsek toplumu bir çığ haline getirmeye çalışırlar bunlar, kardeşi kardeşe düşürürler.

Hayatın içinde aile içerisinde dahi bu kışkırtıcılar olabilir, güzel bağlara üfüren üfürükçüler, bir bakmışsın o kışkırtıcılar nedeniyle kar tanesi gibi bir neden büyümüş, büyümüş çığa neden olmuş olur.

Siz size dostmuş gibi davranana inanır mahrem olan meselelerinizi açarsınız, fakat o dost olmayan meseleyi öyle yere saptırır ve sizi hakka ve sabra yönelteceğine sizi kışkırtır, sizin zaten sıkıntıda olduğunuz durumu sizin gözünüzde içinden çıkılmaz hale getirir.

Eşler birbirinin örtüsüdür. Bunu Rabbimiz bize böyle hatırlatır. "Örtü"kelimesi ile Rabbimiz bize bir hatırlatma yapıyorsa bu ciddi dikkate alınması gereken şeydir.

Örtü nedir dostlar?

Hepimiz biraz düşününce ne olduğunu yekpare olarak anlarız, örtü korumadır, yazın sıcaktan, kışın soğuktan, ziynetleri örtmesiyle, kıskançlardan, ayıpları örtmesiyle dalga geçilmekten korur. İşte eşlerde birbirine öyle olmalıdır.Yoksa her an bir kışkırtıcı meseleyi büyütür canları katleder. O kışkırtıcılar sadece dışarda olmaz ama kendi bilinç dünyamızda, nefsimizde de vardır.

Allah'tan rahmet olsun çığ altında kalan canlara, ve yakınlarına sahiplerine sabr-ı cemîl dilerim.

Estağfirullah el Azim

O En Güzele Emanetsiniz...🌺

________________°🌺💞🌸°_________________

🎀