Tumgik
#bir sey oluyor hep bunu yaptım diye
defnekalbim96 · 8 months
Text
En geri kafalıca huyum her seyi bir seye bağlamak doğru bi söyleyis mi bu emin değilim ama
20 notes · View notes
kemterkul · 11 months
Text
Tumblr media
Epeydir yazmıyordum buraya.
Okumaya bile zor zaman buluyorken zaten yazmak şurada dursun..
Artık çok doldum ama. Neden böyle oluyor demekten kendimi alamıyorum. Bugün tüm gün boyunca temizlik yaptım. Belki bilirsiniz hanımlar canları çok sıkılırsa dip köşe temizliğe girişirler. Bence sebebi bedeni yorup ruhun yorgunlugunu bedene unutturmak. Her neyse.
Düğün sürecimden beri beni yoran minik bir kalp var karşımda. Oysaki her şey daha farkli olabilirdi diye hep içten içe üzüldüğüm bir kalp.
Ben isterdim ki her anımda bana destek olan zorlandığımda yardim eden sorgulamadan sadece kalbî muhabbetle yaklaşan beraber kurdugumuz hayalleri beraber gerceklestirebilecegimiz, gerçeklesmese de olmasi icin mucadele edecegimiz biri olarak kal hayatımda.. ama oyle olmadı. Olmuyor da. Neden bilmiyorum. Icimden bu sıfatı sana yakistirmak gelmiyor ama bu bencillik değil mi ?.. beni oldukca uzen bir bencillik.. ben her seyimden verip bi seyler yapmaya çalışırken en ufak bir mevzuda bana köstek olman.. cok üzülüyorum hem de cok.. ama söyleyemiyorum. Gecistireceğim bunu da diger uzulduklerim gibi..
Ne akittigim gozyaslarima sana göstereceğim ne de onlardan bahsedeceğim. Köprünün altindan cok sular altı. Keske olmasaydi dedigim bir cok sey oldu.. beklemedigim bir cok seyi gordum karsilastim da.. dahasi yok onun icin bende... bu kadarla iktifa edelim bu gecelik uyku agir basmaya basladi yine.. icimden yaptigim bilmem kaçıncı elveda bu.. elveda küçük dost.
3 notes · View notes
semiramist · 5 years
Text
Yalniz kalmanın dayanılmazligini atlatmak için yazı yazıyorum. Bir şeyleri düşünmemek için yazı yazıyorum. Kendimle başbaşa kalmamak için yazıyorum. Belki de gerçekten yalnız olduğum için yazıyorum. Kendimi farkında bir insan olarak nitelendirirdim genelde. Belki de sandığım kadar farkında değilim. Evet, rasyonellik cercevesinden bakarsak gerçekten iyi anlayabiliyorum durumları. Ama iş duygulara gelince ne kendiminkini ne de çevremdeki insanların duygularini anlayamıyorum. Empati kurduğumu zannediyorum ama gerçekten kuruyor muyum? Birini anlamak için onun algılarına tamamen hakim olmak gerekmez mi? Bu da galiba zamanla elde edilen bir sey ve sanırım buna birini tanımak deniyor. Ben kendimi bile gerçekten taniyamazken ve yaptığım her hatadan, her kötü sonuç doğuran hareketten kendimi sorumlu tutarken ve kendimden nefret ederken bunu nasıl yapabilirim? Bilmiyorum. Her şeyin absürt bir komedi olduğunu düşündüğüm çok oluyor ama kendimle başbaşa kaldığımda -ki bu durumlarda kaçmak için bir yer ararım- her şey sanki bir gökdelenin en üstün de durup oradan düşerken geçirebileceğin her saniyeyi düşünmek gibi. Biliyorum saçma betimlemeler ancak nasıl ifade edilebilir ki bu his?
Ne önemli diye soruyorum kendime? Kafamın her köşesinde bu yankılanıyor. Para mı? Kesinlikle hayır. Güç mü? Hayır. Peki ne gerçekten? Birinin her ne olursa olsun orada sizin için olduğunu bilme hissi olabilir mi? Hastayken senin için endişelenen birilerinin olması ya da iyi bir şey olduğunda birilerine anlatmak istemek bana hep saçma geldi. Bunun ne kadar saçma olduğu hakkında belki defalarca konuştum. Hiçbir zaman tam anlamıyla itiraf edemedim, bu benim de hoşuma gidiyordu. Hemde çoğu şeyden çok daha hoştu. Bunu hala kabul edemiyorum belki. Lisedeyken duygusal zekam, rasyonelliğime nazaran çok daha gelişti. Sonra ilginç şeyler oldu ve duygusal olarak gelişemedim. Ya da bu bana saçma geldi. Belki bunu kendi kendime yaptım. Hala da yapmaya devam ediyorum. Kendime ve cevremdekilere acımasızca davranıyorum. Zaten kendini affedemeyen bencil narsist insanlar da bu durum eminim cokcana gozlemleniyordur. Her zaman bir şeyin farkındaysan bunu özellikle yaptığını varsayardim ve bu düşüncenin büyük bir savunucusu oldum. Ama tekrardan anladım ki hayat sana en çok savunduklarının aksini kanıtlamak için varmış. Insan olduğumu unuttuğumu belki yıllardır fark etmedim. Kendimden nefret ettiğimi bu denli fark etmedim. Kendimi öğrenmeye adadım. İlk başlarda her şey çok güzel gidiyordu. Hevesliydim, öğrendiğim her şeyden tatmin oluyordum. Ama sonra ne oldu, her şeyi yine mahvettim. Kendimi hiç affetmedim, nasıl affedebilirim onu da bilmiyorum. Bugüne kadar problemlerin çoğunun dışarda olduğunu düşünüyordum-bazi konularda hala bunu düşünüyorum- ancak problemlerin çoğu benden kaynaklı. Kendini affetmeyi bile bilmeyen biri sevdikleri hata yaptığında nasıl affedebilir ki? Yaptığım hataların sonuçlarını, yaşadığım her kötü olayin, başkalarınin hayatlarında dogurdugum kötü durumların pişmanlıklarını-belki doğru kelime bu degil- nasıl unutabilirim? Nasıl bunları geride bırakabilirim?
Dediklerimin çoğu belki çelişkili geliyor, belki hiçbir anlam bütünlüğü yok ama tamamen böyle hissediyorum. Bunla baş edebildiğim zaman dilimleri kendimi bir şekilde oyaladığım anlardan ibaret, yazı yazmak,uyumak, kendimi bulunduğum konumdan daha zor bir duruma sokup bunun derdini edinmek-bunu özellikle yapmadığımi dusunuyorum- yalnız olmamak. işin trajikomik tarafı sürekli birileriyle konuşmak zorunda hisseden insanlara çok saygı duymam, ki bunun hayatlarında ki bir eksiklikten kaynaklı olduğunu düşünürüm. Kendime baktığım da ise bunu düşünmekte kısmen haklı olduğumu görüyorum. Her ne kadar gerçekleri, yalanlara tercih etsemde ben de refleksif olarak kaçış sergileyebiliyorum.
Bunları yazarken bile yaşadığım o suçluluk duygusu, verdiğim kararların sonuçlarının bir anda aklıma gelmesi beni neden bu kadar yaralıyor? Neden bu kadar yalnız hissettim onca zaman? Neden yalnız hissediyorum?
1 note · View note
iq-degil-aq-blog · 6 years
Text
Sen kazandın (mı)?
"kazanmak" benim çok önemsediğim bir olgu değil.Daha doğrusu "hırsa dayalı kazanmak" meşrebime uygun değil. Kalp kazanmak,insan kazanmak,sevgi kazanmakla falan eyliyorum kendimi.
Senin tüm hücrelerin "hırs"la birbirine bağlıyken, ben zerresinden nasiplenmemiş biriyim.
Dolayısıyla benim bu kurumda ne iş yaptığımın da hiç önemi yok. Müdür beni ünvanımla ilgili çağırdığında bile bir serzenişim olmadı benim.
1-Beni "AMELE"likle itham etmen gereksiz bir tespit oldu. Benim derdim hep kendimle Mahir. Evet o çok sevdiğin müdür yardımcın beni yer yer işle ve tutumuyla çok üzdü,tıpkı seni,tuç u ,zübeyde'yi üzdüğü gibi. Ama biz yine de hep güldük.Sanırım sadece bu konuda aynı fikirdeyiz.
Bu yazıyı sadece seni üzmek için yazıyorum.
Bir de "Sana sırlar verdim, başkaları hakkında güvenip dedidoku yaptım" dedin.Onun için yazıyorum.
Sana bir sır vereyim,ödeşelim!
6 yaşındayım. Böyle nasıl güzelim var ya, yanaklarım var tombul tombul,gözlerim küçücük gülünce çizgi oluyor. Anneme tapıyorum.Abimi de seviyorum ama annem başka.Hicbir sey istemiyorum cocuk olarak.Sadece annem,abim ve ben.Bir de böcekleri çok seviyorum.Evin karşısında bir kısmı çim olan araziye inip hergün böcekleri izliyorum.Ellerim nasıl çatlıyor çamurdan görsen,hergün kanıyor,vazgeçmiyorum! Tüm bu karıncalar neden sürekli durup,sıkılmadan birşeyler söylüyor?Hic mi yorulmuyorlar.Onlara yardım edıyorum,parmağımda yol yapıyorum inatla oradan gitmiyor,başka yollardan ilerliyorlar.
BEN DE KARINCA İNADI VAR!
Yine bir gün sabah bahçeye ineceğim okula gitmiyorum daha.Bir abi vardı bizim apartmanda beni kucağına aldı,ellerimi tuttu aşağıya karanlık havasız bir yere indirdi.Onunda abisi,bir amca ve oğlu, iki tane başka bir kardeş ve bir amca daha vardı.Tam 7 kişi. Detaylı anlatmaya gücüm de yok gerekte.Bak dedi adam, ogluna böyle yapacaksin."Acı" benim taribirimle sadece o Mahir. Baska hic birseyin adı aci olamaz ben de. Günlerce oturamadım agrıdan.Annene de yaparız dediler.Annem ölür diye düşündüm,zaten bir tarafı tutmuyor.ben annem için yaparım bunu.söylemem dedim. kasıklarımdaki morluklar gitmedi.Allahtan annem yıkayamıyordu beni de gormüyordu. ilkinden sonra evden cikmadim bir daha karincalar için. 25 kiloyum.ama ekmek al diyor annem,okula gitmem de gerekti ertesi sene. Tam 2 yil surdu.8 yasima kadar. Sonra tabii daha igrenc seyler oldu. ölmüs bir kedinin etini zorla yedirdiler. 2 yil sonra biraktilar beni. basimi oksuyorlardi annemin yaninda. birgun yine okuldan gelince yakaladilar.annem gec geldim diye dövdü beni.
"Neler oluyordu sokaklarda bizim zaten kimsemiz yoktu,ya bana birsey olsa ne yapardı?"
Ama ben o tüm acilara onun icin katlaniyordum onun cani acimasin diye niye dovdü ki beni?Annemi sevmeyecektim artik. hem onun cocugu olmasam olmazdi tüm bunlar.
Neyse konunun seninle ilgili kısmina gelelim. senin mudur yardimcin beni cok severdi bilirsin. gelir yanima oturur sohbet ederdi.Ben de onu severdim.müdürle konusmadan yaklasik 2 ay önce ogle arası hal e balik almaya gittim. o adamlardan birini gordum. kaldim yolun ortasinda,galiba inledim,kasiklarim acidi. Sen bana hep IQ düşük derken beni incitmenin ötesinde yanıldın da. Ben 8 yaşımdan beri beynimdeki "uyku"fonksiyonu silebilecek kadar zeka seviyesi yüksek bir KÜÇÜK KADINIM.Ama çok eksiğim,cok zavallı. Neyse döndüm menkul e . mudur yardimcimiz aradi bir belge istedi tam animsamiyorum. çıktım odaya ama kendimde değilim.Korktu tedirgin oldu. özlem ne oldu dedi. ben o kadar kendimde değilim,bilincsizim ki anlattim -ki kendisi benim gozumde insan degildir artik- (şu an sen,müdür yardımcın ve aşır biliyor)neyse sacma salak sorular sordu. nasil evlenebildin dedi. kocan anlamadi mi falan .. sonra bana karsi tavri o kadar degisti ki,zaten ne olsa o olaya bagliyorum. sen kimsin ki diyorum seni sevsinler,deger versinler. bir pislikmisim gibi bakmaya basladi bana,gelip yanıma oturan,gülüp sohbet eden kadın sürekli tersleyip,beni herseyin disinda tutmaya basladi. Kabullenmem mumkun degil. Diklenemiyorum da ya birine soylerse? tuç ve zübüş "izin vermiyor sana,is yaptirmiyor" diyorlar,"biz cok üzülüyoruz." Hadiiiii özlem durur mu "cin gibi" al sana bahane. dedim ki ayni serviste calismazsam -ki isci dovizlerindeyken surekli odasindaydim-daha iyi hissederim dedim. bahanelerde var. Senin benim icin yaptiklarini bilmiyorum tabii. Ama sonra seni gördüm. Kimin ne dusundugunun,ne dediginin hic onemi yoktu benim icin,hala yok. ben bana baktim hep,ben ne hissettiysem onu düstur ettim kendime.Gamzelerini farkettim bana güldüğünde. Ben yerleşirim o gamzeye dedim. şarap doldururum içine,gözyaşımı doldururum. kahkahamı doldururum. Senin içime dokunan bir halin vardı. Kimsede olmayan. Sadece benimleyken öyle gibi. Dedim ki ben o kadinin bana tavrini kaldiramam.20 adim ötedeyim. Mahir hep var,o benimle. öyle olmadı. Ben hukuk okuyup büro görevlisi kalmasini dert eden, ne bileyim daha ust model araba isteyen hatunlardan degilim. ben bir tuc bir zubeyde bir melike ya da bengu,cihan degilim. Ben cok zavalliyim,cocuk olamayinca oralarda bir yerde kalmis.
Öldüreyim dedim kendimi ;anneme kim bakar?sonra imge oldu benim kizim var dedim olmaz. son bir gayret motosiklete bindim kapadim gözumu biliyorsun. ama olmadi.
Bedavadan bir ölüme ihtiyacım var. Ama bakma yaşamayı da cok seviyorum.herseye merakim var gülmeyi çok seviyorum.Ben hep incelikli yasamaya calistim,birilerinin hayatina dokunayim, anını güzelleştireyim istedim. herseye ragmen severek,sevilmeye ihtiyac duyarak.sizdeki bu sanki atom parcaliyormus havanizi çözemedim. benim kendimi degersiz gormem icin sebebim var da sizdeki bu çok değerliyim tavrinizi ,kibrinizi,hirsinizi asla kabul etmicem.
BENIM DERDIM KENDIMLE.
senin ve digerlerinin oldugu gibi tcmb de degil. sen beni kocasi onu aldatti diye seninle yatip sonra defolan Mehtap la bir tuttun. ben biliyorum basima gelecegi yasadim daha once dedin. özlewle de iki sevisiriz..Sonu yok,biter..bizim aramizdaki öyle birsey degildi ki. Adi yoktu ki. Ask miydi sence? Daha öte birseydi!
Ben seni kimseye benzetmedim.kimseyle bir tutmadım. hiç korkmadım senden. ama o kadinin bakisini kaldiramadim. beni sirf 30 adim otene gittim diye gerizekali,güvenilmez,karaktersiz,piyon olarak nitelendirecegini bilemedim. Dedin ya Oscar Wilde'ın şiirinde (bu arada şiirin tamamı bir kitaptır, hem şiir oyle cımbızlanası birsey degildir Mahir. Tamamını okumalısin)kimi gözyaşlarıyla öldürür sevdiğini -senin gibi- ama ben ölmem diye. kimi de senin gibi dalkavukça sözlerle öldürür ama ben de ölmem Mahir. çünkü sen benim ilk ölüşüm değilsin!
Bu başka servise gidiyor olmamla ilgili yine sebebini ANLAMADIĞIM tek şey senin müdür yardımcınin neden ben giderken ısrarla seni vermek istemedim demesiydi?Belli ki bununda sebebi sensin!Sen ben kitap okuyayım diye engel olmadın bana birseyler yaptirmasina,"mal"olduğumu düsundugun icin icazet vermedin müdür yardımcına.yoksa her firsatta neden kitap okurken" burasi kütüphane mi hanfendi" diyesin ki?Sen öyle uygun gördün.. zaten sicilimi de sen veriyordun,iznimi de..
ben yine de benim için yaptiklarin icin üzüldüm hic etik de bulmadim sen benim adima nasil karar verip oyle yapmasini istersin? ben seni tanımamışım.Ama bu benim dogrumdu. ikimizden yalnizca ben biliyorum ki "mutlak dogru yoktur" hele benim icin hic yok.ama senin icin sadece senin temporal lobunda beliren dusuncelerin dogru.Bir IQ eksikliğinden bahsedeceksek sen de benden farklı sayılmazsın. Neden uyumuyorsun dediğinde hep korkuyorum dedim. Anlayamadın. Insan uyumaktan korkar mı a.q.?Ben ne zaman uyusam,kimyam değiserek uyandım. ama anlayip bile isteye bana boyle davrandiysan ben bosuna zahmet edip bunca seyi yazdim. Umarim hayatinin bundan sonraki döneminde daha yumusak olursun insanlara.insanüstü gördüğünüz melikeciğinizle bhs yapip, kasaya mektup koymak icin inip inip cikin da dünyayı kurtariyoruz sanın.. hatta evlen onunla malum mudur yardimcin bunu cok istiyordu. kırmayın birbirinizi..Belki Camus'nün dediği gibi "insan söyledikleri kadar söyleyemedikleriyle de insandır"belki vardır senin de söylemediğin. Ne desen inanırdım,ne desen dinlerdim Mahir.
Ama asla sevmicem artık seni. -benden bu kadar nefret etme özlew dedin geçen gün.
ben sadece o adamlardan nefret ediyorum. seni o "nefret" kelimesinin içine nasil alırım.
benim icin Tahir= "zorba"ise,
özlew= "sızı"olsun istiyorum.
her hatirladiginda icinde sızı olayim.
bir konuşmamizda biriyle bir konuyu tartistiginizi soyleyip "sonunda ben kazandım özlem"dedin. Bizimle ilgili de öyle Mahir, SEN KAZANDIN AMA BEN HAKLIYDIM.
"Arayacağın kişiyi iyi seç bundan sonra" dedin arabana binemeyecegimi söylerken, pişman olacaksın..
36 yaşındasın,belki bu zamana kadar kimseden özür dilemedin ama birgün gelecek sen belki de ilk kez" özür dilerim özlew" demek isteyeceksin ama ben buna asla izin vermeyecegim...
ben istesem senin,sizin yaptiginiz herseyi yapabilirim. her isi. her diplomayi alirim istesem. dil tazminati alirim. hepsini yapabilirim. ama hicbiriniz bende olan hicbirseyi yapamazsiniz. Siz benim neler yaptigimi,neler okuyup, neler yaptigimi bilmiyorsunuz.(kibir işareti😌)siz o soktugumun kurumunda entrika cevirecek kadar özgürsünüz. ben senden cok daha özgürüm onda da yanildin.hicbirinizin beni hor göremezsiniz. hicbiriniz benden daha yürekli,daha mutlu degilsiniz. benim senin gibi bir sanal bir de gercek dunyam yok mahir. benim soktugum bir tane dunyam var. ve ben o dünyada birine sakso yaparken baska birine domalmiyorum.. ben her yerde ayni özlewim. ben kimse icin kötü birsey dusunmedim. ben herkes gibi olayim istemedim. ben kendim gibi olabildigim yerde calismaktan baska birsey istemedim. asil mal gibi yasayan sizsiniz. tcmb den baska birsey dusunmeyen sizlersiniz mal...
ben denemediğim sarap kalmayana kadar,sazimi alip bagira cagira Neşet turkuleri soyleyerek, motosikletime atlayıp senin çocukluğunun geçtiği,benim gibi dostlarini ,sevdikleri bıraktığın EsEs'e giderek,Fransadaki üzüm çubuklarindan calip bozkirda yetistirmeye calisarak, plaklarımı dinleyerek ve yine çok gülüp,çok ağlayarak -yani insan gibi- yaşayacağım. ben benim gibi oldugunu anladigim cocuklar icin birseyler yapmak zorunda hissedecegim,hic durmadan ama "gercekten" yasiyor olacagim. siz de oynayin iste 3-5 kisi bankada. benim hangi serviste oldugumun subede kalmamin ya da operasyona gitmemin hic bir onemi yok. ben baska seyler yapabilmek icin calisiyorum,siz yapacak baska birseyiniz olmadigi icin calisiyorsunuz. ve sana yemi n ederim ne siz ne de ben asla degismeyecegiz. Bu dunya da anilir,bahsedilebilir,begenilir birseyi sadece ben birakabilirim.
BU DÜNYAYA BIR IZ BIRAKACAGIM.
ve sen benim dunyamda olmayacaksin artik.
sen bana sunu demeliydin,
özlem mudur yardimcim seninle ilgili farkli seyler istediginde ben mal oldugunu dusundugum icin engel oldum . sonra mal olmadigini anladim hatta yetmedi asik oldum -korkma karsiliksiz degildi- tam hersey onun istedigi gibi olacakti ( ha bu arada bu yil bana 93 vermissin mahir bir mal icin oldukca ironik bir sicil puani) ama sen gittin.. ben boyle olacagini dusunemedim. bunu makul karsilardim.
Ben seni değil,sen beni bıraktın Mahir. Ben hep varım Özlew demedin.
seni sevmicem artik. sen istedigine kin duy,istedigine nefret besleyip ,düsman belle. Ama ben seni sadece yok sayacagim. Kayıtsızca gecip gidecegim yanindan.Ellerimi yüzüme kapatarak şaşırmaya devam edecegim . Deliler gibi gülmeye ve seni öyle olmadığımı bildiğin halde bu kadar hor gördüğün icin asla affetmeyeceğim. sana emek verip yaptıklarımı attigin icin, beni gormezden gelecek kadar korktugun icin seni asla bagislamayacagim ZORBA.
İyi ol,mutlu ol ve lütfen benim icin artik hicbirsey yapma. kimseye benim adima hic birsey soyleme.ben artik kimsenin varligindan,bakisindan,tavrindan rahatsizlik duymuyorum. bana kim nasil bakiyorsa ben de ona oyle bakiyorum. senin icin özlem de özlew de yok artık. umarım hayatında hep sen haklı olursun ve yolumuz bir daha hiç kesişmez..
2 notes · View notes
Text
Aylar aylar geçti.
Artık kalbim kuruyup taş oldu
Artık orada Caner de yok bir baskası da
Erkeklere olan ilgim sönüp bitti.
Bunun nedenini bilemiyorum. Erdem den ayrıldıktan sonra hayatıma kimse girmedi. Mesajlaşmam bile olmadı. Artık kalbime agır geldi aşklar galiba. Bir de gençlik enerjimi kaybettim demiştim ya işte bence tam da o yüzden aşka inancım da kalmadı sanırım.
Caner kimbilir nerede? Amerikada mı türkiyede mi belli degil. Evli mi ne yaptı naspıyor o da belli degil. Beni üzmemek adına da bilgi alacagım tüm kanalları kesti sanırım. Artık onu anarken eskisi gibi aşkla anıyorum. Tarihin tozlu sayfalarına gömebilmekk için cok ugrastım. O kadar cok ugrastım ki onu unutmak için.... Cok kötü bişey bu biliyor musunuz? Eskiden sevdiği var diye bir tabir vardı şimdikiler bilmez. Sevgilisi olmasa da kalbinde biri var demekti. İşte o kalbi doldurunca, onu ordan atmak cok zor oluyor. Yıllar geçti anca atabildim onu oradan. Kendimi ordan onu atabilmek için biraz da kandırdım. Nedense artık cok da iyi seyler hatırlamıyorum onun hakkında. Hep bana yaptıgı haksızlıklar kaldı bende. Beni ne kadar çaresiz ve ezik hissettirişi kaldı mesela. Bir gün yüzü göstermeyip adam gibi sevgililik yaşayamayısımız kaldı bana. Hakettiğim degeri bana göstermeyişi kaldı aklımda. Beni hiç bir zaman onu sevdiğim kadar sevmediği ise beynime mıh gibi kazılı! Belki de anca kalbimden atınca, yansız dosdoğru gercekleri görmeye başladım.
Bundan sonra hayatıma girecek kimsenin, benim onu sevdiğimden daha cok sevmesini istiyorum. Evrenden, allahtan, tüm inanmadığım inanç sistemlerindeki yaratıcılardan bunu istiyorum. Böyle artık el üstünde tutulmak istiyorum.
31 yasım bitiyor, 32 ye girmeme aylar kaldı.
Hayatımda cok büyük bir karar aldım. Ve bunun hayatımdaki herseyi degiştirecegini düşünüyorum.
Merak etmeyin artık tasınmayacagım. Yıllardır yeterince tasındım artık kök salıcam.
Kendimi işime, doktorama vermekten, hiç birşey yapamaz oldum. Kendime hiç bakmadım. Evden cıkmadım gezip tozmadım. Flört etmedim. Oturdum iş iş iş okul okul... Tek dostum olan sey, beni tek mutlu eden sey yemek yemekti. Ben de bunu yaptım. İnanılmaz kilo aldım. Corona dan dolayı dısarı cıkmayınca da onlar oturdu üstüme.
Kilo aldıkca görünmez oldum. Herkes tarafından. Yani süper gücüm olsa görünmezlik diyebilirdim. Sanki frodoydum da yüzügü takıp gitmiştim. Kimse beni farketmiyor, orda oldugumu bile görmüyordu. Kilolu insanlara bu ülkede bahsedilen sey bu ; hiç birşey degmedikleri. İstedigini giyinemezsin, her anlamda ikinci plana atılırsın. Kimse seni sevmeye layık görmez. Kuru amcıklar, senden kat kat köhne ruhlarıyla herkesi tavlarken sen elinde bir hiçle kalakalırsın. Cünkü vücudun arzu edilebilir degildir.
Bu yansıma kadar donanımsa donanım! Altın bileziklerimi koluma taktım. Okulsa doktora, dilse 2 yabancı dil, müzikse yan flüt, yurt dısında master lar, kültür sanat 10 numara... Çok iyi de bir hocayım artık. Kariyerse kariyer. Geriye bir kendi kaportamı düzeltmem kaldı.
Bu hafta tüp mide ameliyatı oluyorum.
Bundan sonra tek geriye kalan dostum olan yemeklere de veda edecegim.
İnşallah bu beni, artık içine çekildiğim kabuktan dısarı cıkmaya ve yeni dostlar bulmaya iter.
Belki yüzeysel bir gerizekalı bulur, yaklasık 6 ay sonra olacak olan incecik vücuduma aşık edebilirim. Ben de artık o kuru amcıklar ın tarafına geçebilirim. Çünkü ben bu dünyada yüzeysel olmayan bir erkek dahi görmedim.
Dünyada herseyi kuralına göre oynadıysam, artık bunu da kuralına göre oynayacağım.
Zayıfladıgım zaman artık geriye basaramadıgım hiç bir sey kalmayacak. Su an doktoramda 1.5 senem kaldı. Ne yaptım ettim, tez kısmına ulaştım. 1.5 sene sonra en az 6bin TL maaşlı, hem zayıf hem de güzel. İçinin temizliği dısına yansımış bir kız olucam.
Aslında cok da erkekler için zayıflamıyorum. Öyle bir algı olusmasını istemem. Kendim için zayıflıyorum. Yani mini bir etek giyip rahat a bedenimde rahat ettiğim gün, dünyadaki hiç bir erkege degişmem o zevki. O kendinden emin duruşu bakışı.
Zaten kendi seviyemi yükselttikce, etraftaki erkeklerin aşagımda kalmaya basladıgını anladım. Bu gidişle kimseyi bulamayacağım zaten. Neyse ben mini eteğimi rahatca giyeyim de. Erkek olmasa da olur. Onların yokluğuna coktaaaaan alıstım.
0 notes