Tumgik
#cevat çeştepe
amokgunlukleri · 5 years
Text
Tumblr media
"siz şimdi benim belki ismimi bile unutmuşken...,
oysa görüyorsunuz işte ben,
ne güzel bakarım gözlerinize, sizi sevdiğimi size söylerken sessizce
şimdi yokluğunuz sarılır ellerime, ama gene de bir tarifsiz sıcaklık
der ki korkma mümkün değildir böyle ayrılık."
.
Cevat Çeştepe
53 notes · View notes
ozgenercan · 5 years
Text
Tumblr media
“Aşktan ölüm bile korkar ama sadece aşk korkmaz hiçbir şeyden.”
- Cevat Çeştepe
1 note · View note
ved64 · 6 years
Photo
Tumblr media
❤ yazacağın her şiir, yolgeçen hanının giriş kapısında eşik değil, sevgili dudağına saklıda konan, ilk öpücük heyecanında olmalı. Cevat Çeştepe Ağlayan gelin-Ters lale nisan2018 p900
1 note · View note
kelebek2312 · 7 years
Photo
Tumblr media
"bak, şiir olup sana geldim, bir daha gülümse bana.." Cevat Çeştepe
11 notes · View notes
amokgunlukleri · 5 years
Text
Tumblr media
geçit vermez dağların, geçit açmış tünelleri 
nasıl duymayı beklerse lokomotif seslerini
ben de işte öyle bekliyorum senin sesini...
bazen sırtüstü uzanıp, gözlerim gökyüzünde
ya da kulağımı dayayıp, paslı raylar üzerine
gelecek mutlaka, gelecektir diye...
...
ah benim sevdiğim, 
ah benim üstüne akşam güneşi düşmüş yamacımda açan, dağ çiçeğim
şimdi çaldığı ıslıkla kimi çağırdığını bilmediğim, bir orman sabahında 
yerlerde mevsim örtüsü, iğne yapraklı ağaç dallarında seni arıyorum, 
çifte kavrulmuş yalnızlığımla.
/bir dalın daha basıldı üstüne duydun mu, ben değilim deme üzülürüm/
ah benim iki gözüm,
ah benim hayırlara yorulmaz düşlerimin çözümsüzlüğü, kördüğümüm
bir tutku kamçısı şaklayıp yüreğimde, uyanınca geceleri kan-ter içinde 
alfabesiz kalemimle boş bırakılmış, kareleri oluyorsun bulmacalarımın
çaresizliği tazelenen sensizliklerimle.
/soldan sağa iki değil kapının ardında biri var, sen değilsen girme içeri/
işte böyle canımın içi,
işte böyle bütün sazlarımda senin notalarına vuruluyorum, mızrap gibi
ama ne akortsuzluğum umurumda, ne de anlaşılmaz oluşu sözlerimin 
bir şimşek olup tam ortasından, çevirmezsen eğer gecemi gündüzüme, 
bil ki mavisi bile ölecektir denizlerimin.
/sahi, sen bana hiç tarif etmemiştin, bu emzirdiğine mi benzer kıyamet/
vay sesi deli hasret,
vay sesi hele şu kara kış bir geçsin de bahar gelsin diyen, ağır esaret
bak bahar geldi de geçti bile, rengi solan dallar ve kuşlardan biliyorum
görüyorum denizler dalgalarda boğuluyor, bulutlar gökyüzünde intihar 
ben su verilecek çelik gibi, sesini bekliyorum.
...
kayıp ada koylarının, koynundaki kayıp sular
benden size geliyor bu fısıltılar, bu çığlıklar
siz de duyun dağlar, taşlar, ormanlar...
yıldızları kaybederken, gecenin karanlığında
kimsesiz yakamozları boğarken, derin sularda
belki bir ses, haydi bir ses... olur ya...
Cevat Çeştepe
12 notes · View notes
amokgunlukleri · 5 years
Text
Tumblr media
Aslında sen “aşk olmak geçiyor içimden” diyorsun. 
Söylemesen de ben anlıyorum.
Çünkü aşktan ölüm bile korkar ama sadece aşk korkmaz hiçbir şeyden. 
Bunu herkes gibi sen de çok iyi biliyorsun.
.
Cevat Çeştepe
12 notes · View notes
amokgunlukleri · 5 years
Text
Tumblr media
. . . . ,
ilk harfi henüz açmamış gün doğumunda saklı o alfabeyi anlat bana
….ve sırala, çarpım sonucu seni vermeyecek bütün rakamları alt alta
….ki bileyim hiçbir destanda bugüne kadar neden anılmadığını adımızın
….doldurup üstümdeki keski izlerini, seni benimle yazmaya başlayayım...
Cevat Çeştepe / "Zaman Ayarsız Çiçekler" den
11 notes · View notes
ozgenercan · 5 years
Text
Tumblr media
"Şimdi ne yapıyorum biliyor musun, bu uzak dağların zirvesinde, yüreğime düşen iğnelerle kuyu kazıyorum, dünyanın merkezine. her ateş cehennem değildir, bunu sevdamdan bilirim canımın içi ama sen sakın korkma erir de biterim diye ben bu ateşte bir yanarsam bir daha asla ölmem ki…"
- Cevat Çeştepe
1 note · View note
amokgunlukleri · 5 years
Text
Tumblr media
Buğu
/bana güzel bir şey söyle, şiir yazmak istiyorum diyorsun
yüreğine bakıp, öyle güzelsin ki diyorum, gülümsüyorsun/
…..
yağmurun sesi soğuktan kırbaç pencere dışında, içerisi sıcak
dört yanımızdan buğu sarıyor, içimizin sıcaklığından olacak.
İstanbul vapurunu çiziyor buğu üstüne, makamı dalgalı kalem
vapur sarı kuşaklı gelin havası, binelim bu vapura cümle alem,
binelim bizde, iskele kalkmadan…
cümle alem dediğime bakma, sen ve ben ve bir de düşlerimiz
o düşler ki Kaf dağı ardına saklanmış alın yazısı, gerçeğimiz.
,
(birazdan martılar yağacak mı omuzlarımıza, susam susam)
hep beraber biniyoruz, Kaf dağının ardına gideceğimiz vapura
güverte bize emanet bu gece, aldırmak yok yağan yağmura.
üstelik burası, her yönden kesişme noktası, bütün rüzgarların
fısıltılarından anlıyoruz bunu ve sakalımı öpmesinden saçının,
bir de çarpıntı, yürek daralmasından…
çaylar geldi, dumanı dem rengi, ama simit yok yanında ne çare
o dem rengi hasret ki, dumanı deli bir çentik olur yeni hasrete.
,
(“biraz” geçiyor, ne bir martı var gökyüzünde ne de gökyüzü)
derken bir ses geliyor derinden, vapurun kaptanından olmalı
siz neden böyle geç kaldınız diyor bize, bu vapur çoktan kalktı.
o an bir buruk sancı güvertede, hani dokunan olsa ağlayacağız
anlaşılan sabah güneşini gene, ayrı şafaklarda karşılayacağız,
yanarken içimiz, aynı yangınlardan…
mahmuz yemiş yaban atları sanki, bütün çağlayanlar alabora
bu vapur alabora, Kaf dağı saklımız, yeni yağmurlar buğusunda.
…..
/hani şiir yazacaktın diyorum, oysa sen şimdi ağlıyorsun
gözüme bakıp, gözüme mutluluk kaçtı, ondandır diyorsun/
* * *
ve sonra, yağmur sesinin kırbaç gibi dışardan şakladığı bir gece:
-bitecek mi, hasret sınırında tuttuğumuz bu nöbet?
-dünya yüreklerimizden büyük değil sevgilim, bitecek bir gün, bitecek elbet…
Cevat Çeştepe
10 notes · View notes
amokgunlukleri · 5 years
Text
Tumblr media
bütün kıyılar..., bütün denizler....
hırçın dalgalar olup koynuna gelsem, öpsem kumsaldaki ayak izlerini
köpüklerimden duvarlar örsem, mavi sevdama saklasam gitmelerini
soğuk suların nal seslerini göndersem, söndürürler mi yürek ateşini
.... işte bak, deniz atlarımın hepsi şaha kalktılar bile, 
yelelerine ışık takıp yakamozlardan.
/bin derenin yolunun üstünde, bir derenin yolunu gözlersin, 
ne güzel denizsin sen/
*
bütün sıcaklar..., bütün üşümeler....
gecemde yanıma yoldaş seçsem, ocağımda çıtırdayan odun seslerini
üşümesinler diye üzerini örtsem, bende bıraktığın ne varsa hepsini
camdaki buhara nakış gibi işlesem, resmin tutar mı hiç senin yerini
....oysa bak, adını anmak bile nasıl da yetiyor bana,
anla yüreğime ateş basmalarından.
/kış masalımdan çıkıp gelmiş, sonsuzluğuma yazılı kar tanesi,
ne kadar sıcaksın bilsen/
Cevat Çeştepe
12 notes · View notes
amokgunlukleri · 6 years
Photo
Tumblr media
bir sarhoşluk uykusunun öncesiyim, yoksa geçer mi bu yaz hadi, sen de uyu benimle, uyu biraz… Cevat Çeştepe
27 notes · View notes
amokgunlukleri · 7 years
Photo
Tumblr media
—ben seni, senin bana gelişlerinden tanırım ey sevgili. ayın geceye karışma öncesi, güneşin çırılçıplak koşması gibi bu hayalin gerçeğe, gerçeğin düşe geçişidir yani canımın içi. nasıl silinir, gerekçesiz gerçeklerin yüreğe taktığı kelepçeler işte gör ki göz gözeyiz, bütün denizlerin kıyısıyız şimdi ben seni, senin bana gelişlerinden tanırım ey sevgili… * * * /güneşin gözlerine bakarak, bütün renklerin resmini çizdim, güneşten de aydınlık o resme, senin bana gelişinin ismini verdim/ Cevat Çeştepe
22 notes · View notes
amokgunlukleri · 7 years
Photo
Tumblr media
Esaret anasıdır özgürlüğün /köprüye ilk adımdan sonra... nereye gittiğimi bilemiyorum, böyle iki kolumda iki okkalı melek birisi cennetin en seçme hurisi, cehennem kapısında bekçi diğeri patlatmışım içimdeki mühimmat deposunu, mühim değil diyerek ama öyle mühimmiş ki, esaretin bile tadına varamadan ölmek. esaret… ben yüreğine mahkumiyetimden söz ediyorum elbet. sabah güneşinden daha sıcak, içime dolan nefesinden dallarda açan tomurcuk gibi, hiçbir şey düşünmeden bittiği yerden başlayan sevişmek, durup dinlenmeden. sadece aşk için ödenirken bunca diyet, başka esarete ne hacet. ... (sevgilim sana söylüyorum, sen de dinle memleketim) ... /türkü söyler gibi patlar hücrelerim... bil ki canımın içi, o esaret bile dört duvar arasına sıkışınca böyle korkmadan basarım her teline, damarlarıma döşeli deli mayınların ve öyle çıkarım ardına taş duvarlarımın, iki kolumda iki kolluk ile çünkü esaret sancılarında doğumlar, ancak böyle olur özgürlüğe. özgürlük… bir yudum su içmek filan değil, boğulmak dört-dörtlük. attığın her kulaçta, bir kulaç daha geçerek ufuk çizgisini güneşi batmaz denizlere, altın düşler serpmek masmavi özgürlük, gerçeği sınır ötesi yaşamaktır yani, düş gibi. ama ne bir gecelik olmalı ne de günlük, daima dünden yarına, ömürlük. * * * İşte böyle… Şimdi başım dizlerinde, gözlerinin derinlerinde kaybolarak izliyorum dağlarda kır çiçeği toplayan çocukları. Kulağıma bir memleket türküsü fısıldıyorsun uzaklardan bir yerden, içim titriyor. Gökyüzü masmavi, deniz hafif çalkantılı. Cevat Çeştepe
20 notes · View notes
amokgunlukleri · 8 years
Photo
Tumblr media
NÖBET SAATİNDE .
/çektiğimiz hasret sevdaya dair ise, bunun iki ucu vardır canımın içi bir ucu senin elindeyse eğer, bilesin ki mutlaka benimledir diğeri.…/
sen bu köşesinde üşürken gecenin, ben başka ayazda çok tuhaf olurum ecel gibidir beklemek saatin onikisini, cesaretim olsa kendimi vururum hani ay nerede, nerede saklı yıldızlar, bu karanlık böyle, nereye kadar firar olup atsam kendimi yollara, dudağım bile dokunamadan dudaklarına mevsimler biter, renk açmadan renk atar, bütün baharlar.
bu bir nöbet saatidir, gecelerin ıssızlığıdır olmayacak kovuklardan duyulan seslerin, bir kırbaç gibi yalnızlığını şaha kaldırmasıdır.
bu bir nöbet saatidir, sevdanın sancısıdır çaresizlik girdabında atılmamış adımların, ayağındaki prangalar gibi yüreğini sıkmasıdır.
bir yanım, tırmandığım bütün dağlara ismini yazarken, yalçın doruklara öte yanım parçalanmış yüreğimi anlatır, düştüğüm en derin uçurumlara ve sanki seni görürüm birden, iki damla yaş gibi bir ceylanın gözlerinde çığ gibi büyürüm, çığlığa bürünürüm, o gözyaşlarında kendimi de görürüm dikenli cetvellerle çizilmiş, alnımın kanayan çizgilerinde.
nöbetin bitiş saatidir, günün gecede erimesidir buz altında donarken bütün kılcal damarlar, kızgın çölde son akrebin, yelkovanı öldürmesidir.
nöbetin bitiş saatidir, hasretin yeni rengidir tutunup anka kuşunun kül kokan kanatlarına, gökkuşağının altından rüzgar gibi geçilmesidir.
/ben böyle boyarken hasret rengini, sen nasılsın kim bilir canımın içi işte böyle çekiliyor birer ucundan, asla terk etmeden nöbet yerini…/ Cevat Çeştepe
25 notes · View notes
amokgunlukleri · 8 years
Photo
Tumblr media
YAĞMUR MASALLARI şimdi dizimin üstünde, yüreğinden çaldığım günlüğün duruyor içimdeki gökyüzü patlarken, dışarıda da nasıl bir yağmur yağıyor., anlatamam ben şiir olup dökülüyorum tek-tek, bulduğum boş yapraklara soluk almadan, yaşadığımız sokaklar ve bahar kokulu nisanlar adına sırılsıklam * * -kendi dünyalarında yaşayan çocuklar gibi. o günlerde senin gibi ben de, bereketten sanıyordum bütün yağmurları ve gene sanıyordum ki çiçekler açtırırız, eğer beraber sıkarsak bulutları bir tekerlek izinden üstümüze bin çamur sıçrardı bazen, hiç aldırmazdık kendi aydınlığımıza daha da sarılır, kahkahalarımızla sokakları sallardık /hatırlıyor musun en şık vitrinlere ne sloganlar yazmıştık, sevdamız üzerine ama her damla yağmurda bir harf düşünce, ölü kuşlar ağlamıştı yüreğimizde/ . -sonra her zaman olduğu gibi araya kötüler girer. bütün afişler önce aşk mevsimiydi, sonra duvara asıldı arananlar listesi muhtıra dersen felaket, artık yağmur değil işkence bozuyordu sicilimizi gözlerimiz pencerede isli cam, yuvada sevişen anahtar sesiydi kulağımız masal kadar uzak geliyordu ama, kitabın sonu kadar yakındı ayrılığımız /bundan böyle adımlayacağımız her yolun sonu, nasılsa çıkmayacak mı bize sen, sen renginle ben de kendimin, isimlerimizi yazalım sokak isimleri yerine/ . -ama hiçbir masal öyle bitmemelidir… hadi uzattım ellerimi seni bekliyorum, koşarak gel nisan yağmurları gibi yoksa şiirler çekecek kendi iplerini, darağacına açarken son sabah güneşi artık susmalı mı, zaten ne kerevetimiz vardı bizim, ne de çıkacak tahtımız işte bu sebeptendir masal niyetine, daha doğmadan sevdaya yazılmamız /sakın, ben daha doğmadım deme bana, hala duruyor o vitrinler yerli yerinde sokaklar dersen fal açıyor adım izlerimize, isimlerimizi bir sır gibi gizleseler de/ * * şimdi, dizimin üstünde, yüreğine miras kalacak bir günlük duruyor içinde, içimdeki gökyüzü uyurken, ölü bir denize birden resmimiz düşüyor gülümsüyoruz. şiir olup döküldüğüm boş yapraklara, gemiler çiziyorum masalımızdan açılıyoruz bahardan sonralara el-ele, yağmur bile dinmiş oluyor ki çoktan., ıslanmıyoruz. . Cevat Çeştepe
21 notes · View notes
ved64 · 7 years
Photo
Tumblr media
☘ rüzgarı deniz suyundan yarından daha da ilerideyiz;  görmüyor musun giderek çoğalıyoruz, bu deniz bizim denizimiz. denizlerimizin dalgaları türküler, şimdi canımın içi, geç dümenin başına ve bir ses ver denizlerimizin dalgaları ah ne deli, haydi bakalım şimdi, dalgalara salalım güvercinleri denizlerimizin dalgalarında umut var... Cevat Çeştepe
1 note · View note