Tumgik
#demir eksikliği tedavisi
zarifkaktus · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Tatil hazırlıkları & demir eksikliği tedavisi☝🏻
Bu yaz 25 yıllık hayatımda ilk kez bronz olmaya and içtim. Bronzlastırıcı yağımı ve de güneşte saç açan spreyimi de paşalar gibi aldım.
CAYIR CAYIR BRONZLAŞILACAK
TAVUK GÖTÜ BEYAZINDAN KURTULUNACAK
SAÇLARIN RENGİ GÜNEŞTE AÇILACAK
O DALLAMA ŞUURSUZ ADAM UNUTULACAK
SAYGINLIK
32 notes · View notes
medisaglik · 22 days
Text
Demir Eksikliği ile Mücadelede Pekmezin Gücü!
Demir Eksikliği: Nedenleri, Belirtileri ve Pekmezin Faydaları
Demir eksikliği, dünya genelinde yaygın bir sağlık sorunudur. İnsan vücudu demiri kendisi üretemez; bu nedenle, beslenme yoluyla dışarıdan alınması zorunludur. Emzirme dönemi, sık doğum yapmak ve ergenlik gibi durumlar demir ihtiyacını artırabilir. Ayrıca, aşırı terleme, genetik yatkınlık ve bazı içeceklerin aşırı tüketimi de demir eksikliğine yol açabilir.
Demir eksikliği, vücutta birçok olumsuz belirtiye yol açar. Yorgunluk ve halsizlik, en yaygın belirtilerindendir. Bunun yanı sıra, kuru ve soluk cilt, baş dönmesi, dikkat dağınıklığı ve unutkanlık gibi sorunlar da görülebilir. Diğer belirtiler arasında tırnak kırılması, saç dökülmesi ve nefes alma güçlüğü bulunur. Bu belirtiler, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.
Demir eksikliğinin tedavisi, doktor önerisiyle gerçekleştirilen destekleyici tedavilerle mümkündür. Demir takviyeleri ve demir içeren besinlerin tüketimi, tedavi sürecinin önemli parçalarıdır. Kırmızı et, balık, tavuk, yumurta ve mercimek gibi besinler demir açısından zengindir. Ayrıca, ıspanak ve kuru kayısı gibi bitkisel kaynaklar da önemli demir kaynaklarıdır.
Pekmez, geleneksel Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasında yer alır ve sağlık açısından birçok faydası vardır. Kalsiyum, demir, potasyum ve magnezyum gibi mineralleri içerir. Pekmez, kan yapımını destekler ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Ayrıca, vücudu hastalıklara karşı koruma işlevi de bulunmaktadır.
Sonuç olarak, demir eksikliği sağlık sorunlarının önüne geçmek için beslenme alışkanlıklarına dikkat etmek oldukça önemlidir. Beslenmenizde pekmez gibi doğal kaynaklara yer vermek, hem demir eksikliğinin önlenmesine hem de genel sağlık durumunun iyileştirilmesine katkı sağlar. Daha fazla bilgi için https://www.medihaber.net adresini ziyaret edebilirsiniz.
Kaynak Yazı Linki: https://www.medihaber.net/demir-eksikligi-ve-pekmezin-mucizevi-faydalari/
Demir Eksikliği ve Pekmezin Mucizevi Faydaları!
0 notes
oxypharmatr · 1 month
Text
Vitaminler, çaylar ve bitkisel ürün gruplarında sizlere hizmet sunan firmamız demir vitamin çeşitleri & mineral fiyatları, demir takviyesi çeşitleri ve fiyatları, demir vitamin takviye gıda çeşitleri ve fiyatları, erişkinlerde demir eksikliği, demir eksikliği anemisi, demir takviyesi, demir hapı, demir şurubu, demir eksikliği belirtileri, demir fazlalığı belirtileri, demir ilacı fiyatları, besin destek, bitkisel, sağlıklı yaşam, enginar yaprağı çay, enginar çayı 20 süzen poşetli, enginar yaprağı çayı, enginar yaprağı kurusu, enginar çayı, enginar yaprağı çay, taze enginar yaprakları, enginar yaprağı süzen poşet, kurutulmuş enginar yaprağı, enginarlı karışık bitki çayı, enginar yaprağı süzen poşet, bitki çayı modelleri, fiyatları, bitkisel çay-doğal bitki çayı çeşitleri, bitki çayları, bitki çayları çeşitleri ve fiyatları, collagen forte platinum glucosamine, glucosamine chondroitin msm takviye edici, glucosamine fiyatları, glucosamine chondroitin msm, glukozamin sülfat, glukozamin ve kondroitin, glukozamin çeşitleri ve fiyatları, glukozamin takviyesi, glukozamin - kondroitin, eklem sağlığı için glukozamin, glukozamin artrit tedavisi, glukozamin faydaları, glukozamin yan etkileri, glukozamin kullanımı, glukozamin türleri, vitamin takviyesi çeşitleri ve fiyatları, glukozamin fiyatları, takviye edici gıda, vitaminler, mineraller, bitkisel takviyeler, doğal takviyeler, sağlıklı beslenme, bağışıklık sistemi, kilo verme, enerji artışı, sporcu beslenmesi, glutensiz takviyeler, vegan takviyeler, cilt tiplerine göre kil maskesi, evde kil maskesi yapımı ile ilgili aklınıza takılan tüm sorulara cevap sunmaktadır.
0 notes
gundemsivas · 2 months
Text
0 notes
ibokumus · 3 months
Text
KAN TAHLİLİ DEĞERLERİNİN ANLAMLARI
🔊RBC, WBC ,HGB, ALT , AST , GGT, PLT , NEUT , EO , MCH , RDW , MCHC, MONO, BASO...vs..
🔊Yukardaki ve bir çok parametrenin kanda "yüksek ya da düşük" çıkması ne anlama gelir bunları yazacam. Tahlili ele alınca temel bilgi olur...
⭐️1️⃣ RBC : (alyuvarlar)
🔸️ Kandaki Kırmızı kan hucrelerimiz. Diger adı eritrosit..
🔸️Kemik iliginde uretilir ve içerisinde oksijen taşıyan HGB (hemoglobin) bulunur.
🔸️1 litre kanda;
erkekte 4.35 - 5.65 trilyon
Kadında 3.90 - 5.13 trilyon
RBC bulunur...(tahlillerde trilyon yazmaz,sadece rakamlar yazar)
🔸️Idrarda eritrosit (RBC) görünüyorsa,bir yerde kanana var demektir. Bobrekte kum/taş,tümör, idrar yolu enfeksiyonu ihtimali vardır.
🔊NEDEN YUKSELİR ;
📍Yetersiz oksijen alımında yükselir (sürekli maske takmak gibi)
➖️Çünkü; İçerisinde hemoglobin var ve oksijen taşıyacak.
➖️ Eğer oksijen alımını engelleyen bir durum varsa Kemik iligi bu açığı kapatmak icin fazladan RBC uretir.. Aslında amac hemoglobin sayisi artirmak..
📍Ağır egzersizde yukselir
➖️Aynı mantıkla Ağır egzersizde kaslar fazla çalışıp, fazla oksijene ihtiyac duyar ve kemik iliği fazladan RBC uretir
📍Uyku apnesi olanlarda yükselir...
➖️Yine ayni mantik..uyku apnesinde kişi uyurken solunumu bazen keser, yapmaz ve oksijen düşer, kemik iligi RBC'yi artirir
📍Fazla susuzluk,kalp,akciger hastalıklarında yukselir...Dikkat edrseniz hep temelde vucuda giden oksijen azalinca artiyor...dolayısı ile fazla sigara icenlerde de RBC yukselir...
🔊NEDEN DÜŞER;
📍Demir, B12,B9,B6 eksikliginde düşer...(BUNLARIN EKSİKLİGİ ANEMİ (kansızlık)nedenidir.
➖️Çünkü RBC uretilmesi için bu vitaminler gerekli.
➖️RBC içindeki oksijen taşıyan Hemoglobin (HGB) uretimi içinde demir gerekli...Demir eksikse hemoglobin olmadığı icin RBC de düşer...
📍kadınlarda adet doneminde, bagirsak sisteminde kanamada, AIDS hastalığında, bazı kanserker ve ilaclarda düşer..
⭐️2️⃣ WBC (akyuvarlar)
🔸️Kandaki beyaz kan hucrelerimiz...Diğer adı Lökosit.
🔸️1 mikrolitre kan icerisinde
4500 - 11.000 arasında bulunurlar...
🔸️WBC kendi arasında cesitlere ayrılır ve kan tetkikinde ayrı ayrı bakılır. Simdi onlara bakalim..
1️⃣ NEUT : (nötrofiller)
➖️BAKTERİLER ve MANTARLARA karşı savaşır...Demekki vucutta bakteri varsa NEU yukselir
➖️Çünkü savaş için sayısı/uretimi artırılır
2️⃣ LYM : (Lenfositler)
➖️VİRUSLER ile savaşır...
Demekki viral enfeksiyonlarda artar...Viruslere karşı antikor ,B ve T lenfositler bu gruptadir...
3️⃣ EO: (eozinofil)
➖️ parazitler ile savaşır...Ayrıca kanser hucrelerini işaretler, tanimlar...Yani parazit varsa EO çok yuksek seviyelere çıkar. Sürekli yuksek EO kanser taramasi açısından tetkik gerektirir...
4️⃣ BA : (bazofiller)
➖️Alerjik reaksiyonlarda gorev alır. Hapşırma, öksürük, burun akıntısı
gibi semptomlar oluşur
5️⃣ MONO : (monosit)
➖️Genel ozelligi Ölü ve hasarları hucreleri temizlemek
➖️Kemik iliginde uretilip kana gectikten 2 saat kadar sonra dokulara girer.
➖️Dokulardaki adı MAKROFAJ...Her dokunun kendine ait MAKROFAJI var. yok edilmesi gerekeni içine alır ve yok eder
🔸️Inflamasyon varsa hasarlı hucre çoktur,monosit artar
🔶️🔶️ WBC YUKSELME NEDENLERI
📍Bakteriyel / viral enfeksiyon ve iltihaplanmalar
📍Ateş, yaralanma, yanık
📍Alerjik reaksiyon
📍Lupus hastalığı
📍Romatoid artrit
📍Tiroid hastalıkları
📍Lösemi
📍Kemik iliği tümörleri
🔶️🔶️WBC DÜŞÜKLÜĞÜ SEBEPLERİ
📍HIV/AIDS
📍Kemik iliği yetmezliği
📍Lenfoma (lösemide artar,lenfomada düşer)
📍B12, çinko ve bakır eksikliği
📍Dalak büyümesi
📍 karaciğer hastalıkları
📍Yoğun antibiyotik kullanımı
📍Kemoterapi
📍Fazla ve sık alkol kullanımı
📍Radyasyon tedavisi
📍ŞİDDETLİ enfeksiyon /inflamasyon
🔊WBC, Enfeksiyonda hem yükselir hem düşer ikisinede yazdın, neden ?
🩸Eğer enfeksiyon siddetli degilse, vucudu her yönü ile ele geciren bakteriyel,viral bir durum yoksa; savasmak için fazladan WBC (asker) üretir. AMAAA;
🩸ŞİDDETLİ enfeksiyon, bakteri,virus varsa ?
1 note · View note
elazigsurmanset · 5 months
Text
Huzursuz Bacak Sendromu: Uykunuzu Kaçırır, Yaşam Kalitenizi Düşürür!
Tumblr media
Huzursuz bacak sendromu, her yaştan insanı etkileyebilen ve özellikle akşam saatlerinde ve gece uyku öncesinde şiddetlenen bir huzursuzluk hissi ile kendini gösteren bir durumdur. Bu his, bacaklarda hareket etme ihtiyacı uyandırır ve sürekli hareket ettirme gereksinimine yol açar. Hareket etmek geçici bir rahatlama sağlasa da huzursuzluk genellikle geri döner. Uzmanlar, bu sendromun uyku problemlerine yol açtığını ve özellikle demir eksikliği, tiroid fonksiyon bozukluğu, şeker hastalığı ve gebelik gibi durumlarda ortaya çıkma riskinin arttığını belirtiyor.
Demir Eksikliği Gebelikte Tehlikeli
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, huzursuz bacak sendromunun gebelikte sıkça görüldüğünü ve demir depolarının yetersizliğinin bu sendroma ve uyku problemlerine yol açabileceğini vurguluyor. Prof. Dr. Metin, her zaman altında demir eksikliği yatmadığını, B grubu vitamin eksikliği gibi diğer beslenme eksikliklerinin de etkili olabileceğini söylüyor.
Altta Yatan Nedenler Belirlenmeli
Huzursuz bacak sendromu ile başa çıkmak için öncelikle altta yatan nedenlerin belirlenmesi ve tedavi edilmesi önemlidir. Demir eksikliği veya vitamin eksikliği gibi beslenme eksiklikleri varsa, takviye edilmesi önerilir. Bu önlemlere rağmen belirtiler düzelmiyorsa veya altta yatan nedenler yoksa ilaç tedavisi gerekebilir.
İlaçlar Dopamin Miktarını Arttırıyor
Huzursuz bacak sendromunda sıklıkla kullanılan ilaçlar, beyindeki dopamin miktarını arttıran ilaçlardır. Bu ilaçlar, Parkinson hastalığının tedavisinde de kullanılan ilaçlardır ve genellikle birinci basamak tedavisi olarak kullanılır.
Beslenme ve Uyku Hijyeni Önemli
Huzursuz bacak sendromu ile başa çıkmak için beslenme alışkanlıklarını gözden geçirmek ve belirli besinleri tüketme veya tüketmemenin önemli bir rol oynadığını dile getiren Prof. Dr. Barış Metin, akşam saatlerinde ağır yemeklerden ve kafeinli içeceklerden kaçınmanın önemli olduğunu söylüyor. Düzenli uyku düzeni ve uyku hijyeni uygulamaları da belirtileri hafifletebilir. Bu, düzenli saatlerde uyuma ve uyanma, akşam saatlerinde uyarıcı maddelerden kaçınma ve rahatlatıcı aktiviteler yapma gibi alışkanlıkları içerir.
Egzersiz Geçici Rahatlama Sağlar
Huzursuz bacak sendromu, birçok insanda hareket etme dürtüsü oluşturabilir. Bu dürtüyle birlikte insanlar sıklıkla egzersiz yaparak huzursuzluğu hafifletmeye çalışırlar. Ancak, bu geçici bir rahatlama sağlayabilir ve kalıcı bir çözüm olmayabilir. Yürüyüş yapmak, bisiklete binmek veya düzenli aerobik egzersizler yapmak genel uyku kalitesini artırabilir.
Antidepresanlar Dikkat Edilmeli
Antidepresanlar gibi bazı ilaçlar huzursuz bacak sendromuna neden olabilir veya belirtileri kötüleştirebilir. Bu durumda, psikiyatri hekimine danışmak ve ilaç tedavisini yeniden değerlendirmek önemlidir. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) Read the full article
0 notes
falancaportal · 7 months
Text
Vücutta Bakır Eksikliğinin Nedenleri Belirtileri ve Tedavisi
New Post has been published on https://renklihobi.com/vucutta-bakir-eksikligi/
Vücutta Bakır Eksikliğinin Nedenleri Belirtileri ve Tedavisi
Tumblr media
İçindekiler
Bakır Eksikliğinin Vücutta Yarattığı Etkiler
Bakır Eksikliğinin Vücut Üzerindeki Etkileri
Bakır Eksikliğinin Nedenleri ve Risk Faktörleri
Bakır Eksikliğinin Nedenleri
Bakır Eksikliğinin Risk Faktörleri
Bakır Eksikliği Nasıl Önlenir ve Tedavi Edilir
Bakır Eksikliği Belirtileri
Sıkça Sorulan Sorular
Bakır eksikliği nasıl anlaşılır?
Bakır eksikliği hangi besinlerle giderilebilir?
Bakır eksikliği kimlerde daha sık görülür?
Vücutta bakır eksikliği yaşamın kalitesini olumsuz etkileyebilecek bir durumdur. Bakır, vücutta pek çok önemli süreç için gereklidir. Dolayısıyla, bakır eksikliği ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu makalede, vücutta bakır eksikliği belirtileri ve nedenleri konusunda detaylı bir şekilde ele alacağız.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push();
Vücutta bakır eksikliği belirtileri nelerdir?
Bakır eksikliği neden olur?
Bakır eksikliğini gidermek için neler yapılmalıdır?
Bakır Eksikliğinin Vücutta Yarattığı Etkiler
Bakır, vücutta birçok önemli fonksiyonu olan bir mineraldir. Vücuttaki enzimlerin aktivasyonunda yer alır, demir emilimini arttırır, bağışıklık sistemini destekler ve çok daha fazlasını yapar. Dolayısıyla, bakır eksikliği ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
Bakır Eksikliğinin Vücut Üzerindeki Etkileri
Anemi: Bakır, demirin emilimini arttırarak vücutta sağlıklı bir kan yapısının oluşmasına yardımcı olur. Dolayısıyla, bakır eksikliği anemiye (kansızlık) yol açabilir.
Kemik ve Bağ Dokusu Bozukluğu: Bakırın, kollajen üretimi ve kemik mineralizasyonu üzerinde etkisi vardır. Bu nedenle, bakır eksikliği kemik erimesi ve bağ dokusu zayıflığına neden olabilir.
İmmün Sistem Zayıflığı: Bakır, antioksidan etkisiyle bağışıklık sistemini destekler. Bu nedenle, bakır eksikliği bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve enfeksiyonlara yatkınlığı arttırabilir.
Sinir Sistemi Problemleri: Bakır, sinir iletimi ve beyin fonksiyonları için gereklidir. Bakır eksikliği sinir sistemi problemi olan nöropatiye yol açabilir.
Bakır eksikliğinin vücut üzerindeki etkileri göz ardı edilmemelidir. Dengeli bir beslenme programı ile bakır alımına dikkat edilmelidir. Ayrıca, eğer bakır eksikliği belirtileri görülüyorsa mutlaka bir doktora danışılmalıdır.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push();
Bakır Eksikliğinin Nedenleri ve Risk Faktörleri
Bakır vücut için önemli bir mineraldir ve birçok fizyolojik süreçte rol oynar. Bakır eksikliği, vücudun doğru şekilde çalışmasını engelleyebilir ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu makalede, bakır eksikliğinin nedenlerini ve risk faktörlerini detaylı bir şekilde ele alacağız.
Bakır Eksikliğinin Nedenleri
Bakır eksikliği genellikle yetersiz beslenme veya sindirim sorunları nedeniyle ortaya çıkar. Ayrıca şu faktörler de bakır eksikliğine neden olabilir:
1. Yetersiz Bakır Alımı: Dengeli bir beslenme programı oluşturmak ve bakır açısından zengin gıdalar tüketmek önemlidir.
2. Malabsorpsiyon Durumları: Barsak sorunları, barsak iltihabı veya çölyak hastalığı gibi sindirim sistemi sorunları, bakırın emilimini engelleyebilir.
3. Yüksek Demir Alımı: Aşırı demir alımı, bakırın emilimini azaltabilir ve dolayısıyla bakır eksikliğine neden olabilir.
Bakır Eksikliğinin Risk Faktörleri
Bakır eksikliği risk faktörleri arasında şunlar bulunmaktadır:
Risk Faktörü Açıklama Yetersiz Beslenme Dengesiz ve yetersiz beslenme, bakır eksikliği riskini artırabilir. Gebelik ve Emzirme Gebelik ve emzirme dönemlerindeki kadınlar, bakır ihtiyacının arttığı için risk altındadır. Çölyak Hastalığı Çölyak hastalığı olan bireyler, bakır emiliminde sorun yaşayabilir.
Bakır eksikliği, vücut için ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle düzenli olarak bakır içeren besinler tüketmek ve sağlık uzmanlarıyla düzenli kontroller yapmak önemlidir.
Bakır Eksikliği Nasıl Önlenir ve Tedavi Edilir
Bakır, vücudumuzun sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için önemli bir mineraldir. Bakır eksikliği durumunda birçok sağlık sorunu ortaya çıkabilir. Bu nedenle bakır eksikliğini önlemek ve tedavi etmek oldukça önemlidir.
Bakır eksikliğini önlemenin en etkili yolu dengeli bir beslenme düzenine sahip olmaktır. Bakır içeren gıdalar tüketerek vücudunuzun ihtiyacı olan bakırı karşılayabilirsiniz. Kuru meyveler, kuruyemişler, balık, su ürünleri, kabuklu deniz ürünleri, kırmızı et ve baklagiller bakır bakımından zengin besinlerdir. Bu besinleri düzenli olarak tüketmek, bakır eksikliğini önlemenin en önemli adımlarından biridir.
Ayrıca, bakır takviyeleri de bakır eksikliğini önlemede ve tedavi etmede yardımcı olabilir. Ancak, bu takviyeleri kullanmadan önce mutlaka bir sağlık profesyoneline danışmanız önemlidir. Çünkü, vücuda gereğinden fazla bakır alınması da sağlık sorunlarına yol açabilir.
Bakır Eksikliği Belirtileri
Bakır eksikliği belirtileri arasında anemi, kemik ve eklem ağrıları, zayıflık, cilt problemleri ve sinir sistemi sorunları bulunmaktadır. Bu belirtileri fark ederseniz, mutlaka bir sağlık profesyoneline danışarak gerekli testleri yaptırmalısınız. Çünkü, belirtiler başka sağlık sorunlarının da habercisi olabilir.
Özetle, bakır eksikliğini önlemek ve tedavi etmek için dengeli beslenmeye dikkat etmek, bakır içeren gıdaları tüketmek ve gerektiğinde uzman bir doktora danışarak takviyeler kullanmak önemlidir. Bakır eksikliği belirtilerini fark ettiğinizde vakit kaybetmeden profesyonel bir yardım almanız sağlığınız açısından oldukça önemlidir.
Sıkça Sorulan Sorular
Bakır eksikliği nasıl anlaşılır?
Bakır eksikliği genellikle kan testleri ile tespit edilir. Ancak bazı durumlarda belirtilerin takip edilmesi ve klinik muayene de gerekebilir.
Bakır eksikliği hangi besinlerle giderilebilir?
Bakır eksikliği genellikle kırmızı et, deniz ürünleri, kuruyemişler ve baklagiller gibi besinlerle giderilebilir.
Bakır eksikliği kimlerde daha sık görülür?
Bakır eksikliği genellikle emziren kadınlar, yetersiz beslenen kişiler ve barsak hastalıkları olan bireylerde daha sık görülür.
0 notes
sagliksihhat · 9 months
Text
Göz Kuruluğunu Önlemek İçin Neler Yapılabilir, Tedavisi
Gözlerde batma hissi ve yanma gibi şikayetlere sebep olan "göz kuruluğu", gözyaşı göz için yeterli nemi sağlayamadığında meydana gelir. Bilgisayar ekranına uzun süre bakmak, klimalı odada oturmak veya bisiklet kullanmak gibi etkenlere bağlı göz kuruluğu meydana gelebildiği gibi, yetersiz veya uygun olmayan kalitede gözyaşı üretimi de göz kuruluğu sebeplerindendir. Bunların dışında çeşitli hastalıklar, göz kapağı anormallikleri ve kullanılan bazı ilaçlar da göz kuruluğuna yol açabilir.
Tumblr media
Göz kuruluğu tedavisi nasıl yapılır ?
Tedavide ilk basamak göz kuruluğunun sebebini ortaya koymaktır. Göz kuruluğu kullanılan bir ilaca bağlı ise o ilaç yerine göz kuruluğuna sebep olmayan başka bir ilaç kullanılabilir.
Göz kapaklarında anatomik bir bozukluğa bağlı meydana gelen göz kurulukları için göz kapağı cerrahi olarak düzeltilir.
Göz kuruluğuna sebep olan başka bir hastalığı olanlarda ise öncelikle bu hastalık tedavi edilir.
Medikal tedavi nasıl yapılır ?
Antibiyotikler: Göz kapaklarının kenarındaki yağ bezlerinin iltihaplanması nedeniyle gözyaşı içeriğindeki yağ miktarı azalır. Bu da gözyaşı kalitesini bozar. İltihaplanmanın giderilmesi için damla veya hap şeklinde antibiyotik kullanılabilir.
Kortikosteroidli Damlalar: Kornea üzerindeki iltihaplanmalar için kortikosteroidli damlalar kullanılabilir.
Suni Gözyaşı: Şiddetli göz kuruluğu bulunanlarda göze suni gözyaşı damlatılabilir.
Göz kuruluğunu önlemek için neler yapılabilir ?
Göze hava üflenmesi önlenmelidir: Saç kurutma makineleri, klimalar, ısıtıcıların fanları göze üfletilmemelidir.
Nemlendirici kullanılmalıdır: Özellikle kış aylarında kalorifer veya sobalar nedeniyle ev içinde kuruyan hava nemlendirilmelidir. Kaloriferli evlerde nemlendirici cihazlar veya kaloriferler üzerine konan ıslak havlular ile odalar nemlendirilebilir. Sobalı evlerde ise sobanın üzerine konabilecek bir çaydanlık ile odanın havası kolayca nemlendirilebilir.
Göz koruyucu gözlük kullanılmalıdır: Kuru havanın gözlere gelişini engellemek için kenarlıklı gözlükler kullanılabilir. Böylece özellikle rüzgarlı havalarda gözlerin kuruması engellenebilir.
Mola verilmelidir: Görsel konsantrasyon gerektiren işleri yaparken belirli aralıklarda mola vermek gerekir. Mola esnasında gözler birkaç dakikalığına kapatılabilir ve ayrıca göz kapakları birkaç defa üst üste açılıp kapatılarak gözyaşının göz üzerine yayılması sağlanabilir.
Sigara içilmemelidir: Sigara içenler bırakmalı, sigara içilen yerlerden uzak durulmalıdır.
Bilgisayar ekranı göz seviyesinin altına konulmalıdır: Göz seviyesinin üzerinde olan ekranlara bakarken gözler daha fazla açılır ve göz kuruluğu artar. Ekranı göz seviyesinin altına koyarak gözlerin fazla açılması ve bu nedenle kuruması engellene bilir.
Uzun uçuşlarda gözler dinlendirilmelidir: Uçakların içindeki hava kurudur. Bu sebeple özellikle uzun uçuşlarda belirli aralıklarla gözler birkaç dakikalığına kapatılarak gözyaşının buharlaşması engellenmelidir.
Önceki içeriğimiz için: Demir eksikliği ve saç dökülmesi
0 notes
songsforsinglepillows · 9 months
Text
Ferro Sanol Şurup Ne İşe Yarar? Ferro Sanol Şurup Nasıl Kullanılır? Ferro Sanol Şurup genel olarak kansızlık için tavsiye edilen bir ilaçtır. Gyno Ferro Sanol nedir, Gyno Ferro Sanol fiyatı ne kadar, Ferro Sanol Duodenal nedir, Ferro Sanol Duodenal ne için kullanılır, Ferro Sanol Duodenal yan etkileri nelerdir ve Ferro Sanol Duodenal kullananlar yorumları nelerdir gibi soruların cevaplarını merak ediyorsanız yazımızı okumaya devam edin. İlaç Satışı İnternet Si... https://www.begonya.com/ferro-sanol-surup/?feed_id=178614&_unique_id=658555bda12c9
0 notes
Text
Ağız Yarasına Ne İyi Gelir?
Tumblr media
Ağız ve diş sağlığı, sağlıklı bir yaşam için kişilerin özellikle dikkat etmesi gereken konuların başında gelir. Çeşitli nedenlerle oluşan ağız yarası ve aft gibi sağlık problemleri; çiğneme, yutkunma ve konuşma gibi fonksiyonların aksamasına neden olabilir. Bununla birlikte insanın günlük yaşamınında günlük bir problem olan ağız yarası, hayat kalitesini olumsuz anlamda etkiler. Nitekim “Ağız yarasına ne iyi gelir?” sorusuna birkaç yanıt verilebilir. Evde ve uzmanlar tarafından uygulanabilecek birçok ağız yarası tedavisi mevcuttur. Ancak öncelikle ağız yarasının oluşumuna neden olan etkeni bularak tedaviyi kolay hale getirebilirsiniz. Ağız yaraları, özellikle vücut direncinin düşük olduğu dönemlerde kendini gören bir sağlık sorunudur. Bu nedenle mevsim geçişleri ya da salgın hastalıkların fazla miktarda olduğu dönemleri dikkatli bir şekilde geçirmek gerekir. Bu dönemlerde bağışıklık sistemini kuvvetlendirici besinler tüketmek faydalı olabilir. Aynı zamanda ağız yarasına olumlu etki gösteren birkaç yöntem ve besin bulunur. Ancak en iyi ve etkili çözümü istiyorsanız, ağız içi yara tedavisi için diş hekimi desteği alabilirsiniz.
Ağız Yarası Nedir?
Ağız çevresinde bulunan yaralar; diş eti, yanaklar, dil, dudaklar, ağız tabanı ve çatısında bulunabilir. Kısaca ağız içindeki yumuşak dokuda yer alan ağız yaraları genellikle bağışıklık düşmesinden kaynaklanır. Ağızda çıkan yaraların çoğu zaman birkaç gün içinde kendiliğinden geçmesi beklenir. Daha uzun süren durumlarda bir uzmana danışılmalıdır. Ağız yaraları her zaman hastalıktan dolayı ortaya çıkmaz. Bazen dudak ya da damak zedelenmelerinden sonra ağız içi yaralar oluşabilir. Aynı zamanda kanal tedavisi gibi işlemlerden sonra ağız yarası oluşabilir. Diş kanalı, tedavi sırasında gözle görürlemeyen darbeler alır. Bu darbeler nedeniyle diş etlerinde kısa süreli yaralar çıkabilir. Bununla birlikte yanlış diş fırçalama işleminden kaynaklanan ağız içi yaraları bulunur. Fırçanın, diş erlerine sert bir şekilde temas etmesi, halk arasında aft olarak bilinen ağız içi yaralarının oluşumunu tetikleyebilir.
Ağızdaki Yaralar Nasıl Giderilir?
Doğal ve ilaç destekli birçok tedavi, ağız içinde bulunan yaralara uygulanır. Ağız içi yarasına ne iyi gelir, aşağıdaki gibi sıralanabilir: - Bitkisel desteklerden biri olan adaçayı, demlenip ılık hale girildikten sonra ağızdaki yaraya kompres uygulanabilir. Aynı zamanda adaçayını ağzınızda bekletip tüketebilirsiniz. - Sumak, ağız yarasına ne iyi gelir evde çözüm bulmak isteyenlere birebirdir. Ağız yarasındaki sızıyı azaltmaya yardımcı olan sumak, kaynatılıp soğuyunca gargara yapılırsa iyileşme sürecini hızlandırır. - Evde çözümün yanında uzun süreli geçmeyen ağız yaraları için diş hekiminin önereceği yöntem takip edilmelidir. - Yaralarda enfeksiyon varsa diş hekiminin yönlendirmeleri üzerine çeşitli krem ya da jeller kullanabilirsiniz. Uzun süreli ağız yaraları tedavi edilmediğinde diş eti çekilmesi sorununa neden olabilir. Bu nedenle birkaç gün ya da haftadan fazla süren bir ağız içi yaranız varsa mutlaka bir uzmana başvurmanız gerekir. “Ağız yarasına ne iyi gelir?” merak ediyorsanız, uzman diş hekimlerimizden destek alabilirsiniz.
Ağız Yaraları Neden Oluşur?
Ağız yaralarının kesin olarak tek oluşum nedeni bulunmaz. Birkaç etkenin bir araya gelmesi de ağız içi yaraya neden olabilir. Ancak genel çerçevede uzmanlar tarafından onaylanan birkaç nedeni bulunur. En yaygın ağız içi yara oluşum nedenleri: - Yemek yerken ya da konuşurken dudak veya yanak içi bölgelerini ısırmak - Aşırı sıcak ya da soğuk gıdaları tüketmek - B12, demir, çinko ve folik asit gibi vitaminlerin eksikliği - Sert bir şekilde diş fırçalamak, diş ipi kullanırken damak ya da diş etini zedelemek - Kahve, çay, çilek, yumurta, çikolata, baharat ve peynir gibi gıdalara karşı duyarlı olmak - Günlük yaşamda stres ve kaygı bozukluğu - Hormon değişimleri - Ağız dokusunun çeşitli bakterilere karşı tepki göstermesi - Çoğu tahıl ürününden kaynaklı glütene duyarlı olmaya neden olan Çölyak hastalığı - Ağız içi de dahil olmak üzere vücudun çeşitli bölgelerinde iltihaba neden olan Behçet hastalığı - Bağışıklık sistemini baskılayan HIV ve AIDS gibi hastalıklara sahip olmak Kendiliğinden geçmeyen ağız yaralarınızı diş hekiminize sorduktan sonra kesin teşhis, muayene ve bazı tahliller sonucu belli olur. Bunun üzerine “Ağız yarasına ne iyi gelir?” sorusunun yanıtı için uzman diş hekimlerinden tavsiye alabilirsiniz.
Ağız Yaraları Hakkında Merak Edilenler
1- Ağız İçi Yaraları Hangi Vitamin Eksikliğinden Olur? Demir ve vitamin eksikliğinden meydana gelen ağız yaraları, özellikle B12, B3 ve folik asit azalmaları ile tetiklenebilir. 2- Ağızdaki Beyaz Yaralar için Ne Yapılmalı? Oral aft olarak da tanımlanan ağız içi yaraların hızlı iyileşmesi için ağız ve diş sağlığına dikkat etmek öncelik olmalıdır. Düzenli bir şekilde ve doğru ağız içi bakımını yapmak gerekir. Bunun yanında gargara gibi yöntemlerle desteklenmelidir. 3- Ağız İçi Yaralarında Hangi Bitkisel Ürünler Kullanılır? Adaçayı, aloe vera, meyan kökü, Hindistan cevizi yağı, karanfil yağı gibi çeşitli bitkisel ürünleri ağız içi yaralarında kullanabilirsiniz. Read the full article
0 notes
hamilelikte · 1 year
Text
Eritrosit yüksekliği, kırmızı kan hücrelerinin normalden daha fazla olması durumudur ve gebelikte de ortaya çıkabilir. Gebelik sırasında, vücut normalden daha fazla kırmızı kan hücresi üretir çünkü gebelikte ihtiyaç duyulan oksijen ve besinler artar. Bu durumda, annenin vücudu kırmızı kan hücresi üretimini arttırarak yüksek düzeyde eritrosit sağlar. Ancak, bazen bu durum normalden daha fazla olabilir ve gebelikte eritrosit yüksekliği görülebilir. Eritrosit yüksekliği, gebelik sırasında yapılan kan testlerinde tespit edilebilir. Normal bir gebelikte, eritrosit seviyeleri biraz yükselir ancak ciddi bir risk oluşturmaz. Ancak, bazı durumlarda gebeliğin sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Gebelikte eritrosit yüksekliği, genellikle tedavi gerektirmez ve normal doğum gerçekleşene kadar izlenir. Ancak, durum ciddiyse ve anemiye neden olduğunda, demir takviyesi veya diğer tedaviler önerilebilir. İlaç tedavisi önemliyse, ilaçlar doğumdan önce kesilmeleri gerekiyor. Daha ciddi durumlarda, gebeliğin erken sonlandırılması bile önerilebilir. Eritrosit Yüksekliği Gebelikte Nasıl Ortaya Çıkar? Eritrosit yüksekliği, gebelik döneminde sıkça karşılaşılan bir durumdur. Normal kan değerlerinin üstünde bir eritrosit seviyesine sahip olmak, birçok farklı faktöre bağlı olabilir. Gebelik döneminde ise bu değerler daha da yüksek çıkabilir. Gebelikte eritrosit yüksekliği, doktorlar tarafından sıkça takip edilir. Hemoglobin ve hematokrit değerlerinin yüksek olması, eritrosit yüksekliği ile bağlantılıdır. Normal bir gebelikte, bu değerlerin yüksek çıkması nadir değildir. Özellikle son trimesterde, kanda daha yüksek miktarda su olduğu için, kan seyrelir ve bu da sonuçta hematokrit değerlerinin düşük çıkmasına neden olur. Gebelikte eritrosit yüksekliği ile ilgili bir diğer neden ise beslenme bozukluğudur. Demir, folik asit, B12 vitamini ve bakır yetersizliği, eritrosit yüksekliği oluşmasına sebep olabilir. Dışarıdan almamız gereken bu besin öğelerinin yetersiz olması durumunda kan hücrelerinin oluşabilmesi tam anlamıyla gerçekleşemez ve bu da eritrosit yüksekliğine neden olabilir. Folik asit, B12 vitamini ve demir açısından zengin besinler tüketmek, Günde en az 8-10 bardak su içmek, Düzenli egzersiz yapmak, Doktorunuza başvurmadan herhangi bir ilaç almamak, Güneş ışığına çıkmak, Gebelikte sigara ve alkol kullanmamak, Kan değerlerinizi düzenli takip etmek bu durumu önlemek için yapabileceğiniz başlıca şeyler arasındadır. Gebelikte eritrosit yüksekliği, tedavi edilmesi gereken bir durum değildir. Ancak, doğru bir beslenme programı ve düzenli yaşam alışkanlıkları ile bu durumun önüne geçebilirsiniz. Yine de, doktorunuzun gebelik süreciniz boyunca düzenli olarak takip etmesi ve kan değerlerinizi kontrol etmesi önemlidir. Ayrıca, Hamilelikte En İyi Folik Asit Markası başlıklı yazımızı da okumanızı öneririz. Gebelikte Eritrosit Yüksekliğinin Nedenleri Nelerdir? Gebelikte Eritrosit Yuksekliginin Nedenleri Eritrositler kırmızı kan hücreleri olarak da bilinirler. Bu hücrelerin ana görevi, vücuda oksijen taşımaktır. Gebelik sırasında, anne ve bebeğin daha fazla oksijene ihtiyaç duyması nedeniyle, kadınların kanındaki eritrosit sayısı artar. Ancak, bazı durumlarda eritrosit yüksekliğinin altında yatan farklı nedenler olabilir. Eritrosit Yüksekliğine Neden Olan Faktörler: Kronik Hastalıklar: Kadının gebelik öncesinde veya gebelik sırasında kronik bir hastalığı varsa, bu hastalık eritrosit yüksekliği nedeni olabilir. Yetersiz Beslenme: Eksik beslenme, özellikle demir, folik asit, B12 vitamini gibi bazı maddelerin eksikliği, eritrosit yüksekliğine neden olabilir. Kanama: Kadın hamilelik sırasında kan kaybederse, vücut kan hücrelerini yeniden üretmek için çaba sarf eder ve eritrosit sayısı artar. Bu nedenlerin yanı sıra, gebelik esnasında kullanılan demir takviyesi ilaçları da eritrosit yüksekliğine neden olabilir. Bu ilaçların dozajı, kadının vücut ağırlığı ve kan değerlerine göre belirlenmelidir.
Gebelikte eritrosit yüksekliği genellikle bir sorun teşkil etmese de, yüksek seviyelerde olması bazı komplikasyonlara neden olabilir. Bu nedenle, gebeliğin her aşamasında kan değerleri düzenli olarak kontrol edilmelidir. Eritrosit Yüksekliği Sonucu Görülen Belirtiler Nelerdir? Eritrosit yüksekliğinin en yaygın belirtisi, yorgunluğun artmasıdır. Anne adayları, normal günlük aktiviteleri sürdürmekte zorlanabilirler ve daha çabuk yorulabilirler. Bunun yanı sıra, eritrosit yüksekliği sonucu görülen diğer belirtiler arasında baş dönmesi, nefes darlığı, çarpıntı, el ve ayaklarda şişlik gibi şikayetler yer alabilir. Eritrosit yüksekliğinin nedenleri arasında, gebeliğe bağlı olarak kan plazmasının artması, bebeğin daha fazla oksijen ihtiyacı duyması gibi faktörler yer alabilir. Ancak, bazı durumlarda bu yükseklik, kansızlık, kan hastalıkları, kalp veya akciğer hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarının bir belirtisi olabilir. Bu nedenle, gebeler eritrosit yüksekliği belirtileri ile karşılaştıklarında mutlaka doktorları ile iletişime geçmelidirler. Belirtilerden kurtulmak için ilk adım, kan değerlerinin düzenli olarak takip edilmesidir. Tedaviye geçilmesi gerektiğinde ise, doktorlar kan sulandırıcı ilaçlar, demir takviyesi veya oksijen tedavisi gibi yöntemler önerebilirler. Tedaviye erken başlanması, rahatsızlıkların ilerlemeden önlenebilmesi açısından önemlidir. Gebelikte Eritrosit Yüksekliği Nasıl Tedavi Edilir? Gebelikte Eritrosit Yuksekligi Eritrosit yüksekliği, hamileliğin başlamasından itibaren artabilir ve genellikle gebeliğin son dönemlerinde en yüksek seviyesine ulaşır. Bu durum, anemiye neden olan faktörlerin ortadan kalkmasıyla birlikte meydana gelir ve doğal bir süreçtir. Hamilelik boyunca, vücutta artan kan hacmi ve bebeğin oksijen ihtiyacını karşılamak için ekstra kırmızı kan hücreleri üretilir. Ancak bu hücrelerin üretimi fazla olduğunda, eritrosit yüksekliği adı verilen bozukluk meydana gelir. Eritrosit yüksekliği tedavisi, altta yatan nedenlere bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, öncelikle tedavi edilmesi gereken altta yatan bir sağlık sorunu varsa, bu sorun çözülmelidir. Örneğin, bir kadının yüksek irtifa nedeniyle eritrosit yüksekliği varsa, daha alçak bir rakıma taşınması gerekebilir. Gebelik hipertansiyonu veya anemi gibi diğer sağlık sorunları da gerekli tedaviyi gerektirir. Bununla birlikte, vücudun kırmızı kan hücrelerini üretme yeteneğini arttırmak için bazı önlemler alınabilir. Örneğin, sağlıklı bir diyet tüketmek, demir, folik asit, B12 vitamini gibi önemli besinleri almak önemlidir. Bu besinler, kırmızı kan hücrelerinin üretiminde önemli bir rol oynar. Bunun yanı sıra egzersiz yapmak ve düzenli tıbbi kontrollerle sağlığınızı takip etmek de tedaviye yardımcı olabilir.
0 notes
cocukklinigi · 1 year
Text
😬Ağız içi yaraları, ağız ülseri ya da aft olarak bilinen yapılardır. Tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi bebeklerde ve çocuklarda da ağız yaraları görülür.
😬Bu yaralar farklı yaşlarda farklı nedenlerle görülebilir.
😬Yenidoğanda görülen ağız yarasının nedeni anneden bebeğe geçen bir mantar enfeksiyonu olabilir. Bunlar pamukçuk adı verilen beyaz renkli lezyonlardır ve geçmesi için ilaç tedavisi gerekebilir.
😬Bu yaralar bebekte iştahsızlığa ve meme reddine yol açabilir.
😬Demir, B12, folik asit eksikliği nedeniyle de ağız içi yaraları ortaya çıkabilir.
😬Çocukluk döneminde ise ağız bakımının yeterli yapılmaması, dişlerin düzenli fırçalanmaması nedeniyle bu yaralar oluşabilir.
😬Ayrıca çocukların geçirdiği ateşli hastalıklar da ağız içinde ve çevresinde uçuk dediğimiz yaranın ortaya çıkmasına neden olabilir.
Nasıl Geçer, Nasıl Önlenir?
• Ağız için yaralarının geçmesi ve hiç oluşmaması için aileler çocuklarının beslenmelerine özen göstermeli, yukarıda belirttiğimiz vitamin değerlerini kontrol ettirmelidirler. Gerekli durumlarda çocuk uzmanı tarafından tekrarlayan ağız içi yaralarını önlemeye yönelik vitamin takviyesi de başlanabilir.
• Ağız ve diş temizliğine önem vererek de bazı ağız içi yaralarının oluşmasının ve tekrarlamasının önüne geçilebilir.
• Adaçayı, karanfil yağı, meyan kökü ve hindistan cevizi yağı gibi bitkisel ürünlerin de ağız içi yaralarını söndürmekte faydalı olduğu düşünülmektedir.
#oralaft #oralaftlar #tekrarlayanoralaft #ağızyarası #çocukkliniği #cocukklinigi #birannekadargüvenli
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
1 note · View note
psikologline · 1 year
Text
Huzursuz Bacak Sendromu Nedenleri ve Tedavisi
Tumblr media
Huzursuz Bacak Sendromu (HBS), sinir sistemiyle ilgili nörolojik bir rahatsızlık olan ve bacaklarda rahatsız edici hislerle karakterize bir durumdur. HBS genellikle istirahat halindeyken, özellikle akşam ve gece saatlerinde ortaya çıkar ve bacaklarda karıncalanma, yanma, sızlama ve ağrı gibi hislere neden olur. HBS'li kişiler bu rahatsız hislerin hafiflemesi için bacaklarını hareket ettirmeye, sallamaya veya ovuşturmaya ihtiyaç duyarlar. Bu durum, uyku problemlerine yol açarak yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir. Huzursuz Bacak Sendromu'nun kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik faktörler, demir eksikliği, böbrek yetmezliği, gebelik ve bazı ilaçlar gibi faktörlerin HBS'nin gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir. Tedavi, altta yatan nedenlere yönelik olabilir veya belirtileri hafifletmeye odaklanabilir. İlaç tedavisi, demir takviyeleri, dopamin agonistleri ve antikonvülsanlar gibi ilaçlar içerebilir. Ayrıca, yaşam tarzı değişiklikleri ve bacak kaslarını gevşetmeye yönelik fiziksel terapi de HBS belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir. İşte huzursuz bacak sendromu nedenleri:
Huzursuz Bacak Sendromu ve Genetik Faktörler
Huzursuz Bacak Sendromu (HBS), genetik faktörlerle ilişkilendirilebilir. Ailede HBS öyküsü olan bireylerin, sendroma sahip olma olasılığı daha yüksektir. Genetik çalışmalar, HBS'nin kalıtımının çoğunlukla otosomal dominant olduğunu göstermektedir.
Demir Eksikliği ve Anemi
Demir eksikliği ve anemi, HBS'nin gelişiminde önemli faktörlerdendir. Beyindeki demir eksikliği, dopamin üretimindeki düşüşle ilişkilendirilmiştir ve dopamin eksikliği HBS'nin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Böbrek Yetmezliği
Böbrek yetmezliği olan hastalar, HBS riski taşır. Böbrek yetmezliği, demir ve dopamin metabolizmasındaki değişikliklerle ilişkili olarak HBS belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Gebelik
Gebelik sırasında HBS gelişme riski artar. Özellikle üçüncü trimesterde ortaya çıkan HBS, doğumdan sonra genellikle düzelir. Gebelikte HBS'nin nedeni tam olarak bilinmese de, hormonal değişiklikler ve demir eksikliği gibi faktörler rol oynayabilir.
İlaçlar ve İlaç Etkileşimleri
Bazı ilaçlar HBS belirtilerini tetikleyebilir veya kötüleştirebilir. Antidepresanlar, antipsikotikler, antihistaminikler ve bazı antiemetikler bu ilaçlar arasındadır. Wikipedia'da antiemetik
Nöropati (Sinir Hasarı)
Sinir hasarı ve nöropati, HBS belirtileriyle ilişkilendirilmiştir. Diyabet ve alkol kullanımı gibi nedenlerle oluşan nöropati, HBS riskini artırabilir.
Uyku Bozuklukları
HBS, uyku bozukluklarıyla sıkça ilişkilidir. HBS'li kişilerde uyku süresi ve kalitesi azalır ve bu durum, günlük yaşamda işlevselliği etkileyebilir.
Huzursuz Bacak Sendromu ve Diyabet
Diyabetik nöropati, HBS belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Diyabetli hastaların HBS riski, sinir hasarı ve dopamin düzeyindeki değişiklikler nedeniyle artabilir. Huzursuz bacak sendromu tedavi yöntemleri:
Huzursuz Bacak Sendromu İlaç Tedavisi
a. Dopamin Agonistleri: HBS belirtilerini hafifletmeye yardımcı olan dopamin agonistleri, dopamin düzeylerini artırarak sinir iletimini düzenler. Ropinirol, pramipeksol ve rotigotin örnek olarak verilebilir. b. Antikonvülsanlar (Nöbet Önleyici İlaçlar): Gabapentin ve pregabalin gibi antikonvülsanlar, sinir sistemi üzerinde sakinleştirici etkileri nedeniyle HBS belirtilerini hafifletir. c. Benzodiazepinler: Clonazepam gibi benzodiazepinler, uyku kalitesini artırarak ve kas gevşemesine yardımcı olarak HBS semptomlarını azaltır. d. Opioidler: Şiddetli HBS belirtileri için kullanılan düşük doz opioidler, ağrıyı azaltarak ve uyku kalitesini artırarak etki eder. Örnek olarak kodein ve tramadol verilebilir. e. Demir Takviyeleri: Demir eksikliği olan HBS hastaları için demir takviyeleri, dopamin düzeylerini düzenleyerek belirtileri hafifletebilir. Huzursuz bacak sendromu hakkında ilaç tedavisine başlamak için Psikiyatristler sayfamızdan önerilen bir doktor seçimi yapabilirsiniz.
Huzursuz Bacak Sendromu: Yaşam Tarzı Değişiklikleri
a. Düzenli Egzersiz: Egzersiz, HBS belirtilerini hafifletir ve uyku kalitesini artırır. Ancak, egzersizin şiddetine ve zamanlamasına dikkat etmek önemlidir. b. Uyku Hijyenine Özen Gösterme: Düzenli uyku saatleri ve iyi uyku ortamı, HBS belirtileri ve uyku kalitesi üzerinde olumlu etkiler yapar. c. Sigara ve Alkol Kullanımını Azaltma: Sigara ve alkol tüketimi HBS belirtilerini kötüleştirebilir. Bu nedenle, tüketimi azaltmak veya bırakmak önemlidir. d. Kafein Alımını Kısıtlama: Kafein, sinir sistemi üzerinde uyarıcı etkiye sahiptir ve HBS belirtilerini kötüleştirebilir. Kafein alımını azaltmak faydalı olabilir. e. Stres Yönetimi ve Meditasyon: Stres yönetimi ve meditasyon, rahatlama sağlayarak HBS belirtilerini hafifletebilir.
Huzursuz Bacak Sendromu: Fiziksel Terapi ve Masaj
Fiziksel terapi ve masaj, kas gerginliğini azaltarak ve sirkülasyonu artırarak HBS belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir. Ayrıca, esneklik ve hareket kabiliyetini artırarak, genel yaşam kalitesini iyileştirir.
Huzursuz Bacak Sendromu: Sıcak ve Soğuk Uygulamalar
Sıcak ve soğuk uygulamalar, HBS belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir. Sıcak uygulamalar kasları gevşetirken, soğuk uygulamalar şişliği ve ağrıyı azaltır. Bu yöntemlerin etkinliği, kişiden kişiye değişebilir ve her iki uygulamayı deneyerek en iyi sonucu elde etmek mümkündür.
Huzursuz Bacak Sendromu ve Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), HBS belirtileriyle başa çıkmayı öğretir ve uyku kalitesini artırmaya yardımcı olur. BDT, düşünce ve davranış kalıplarını değiştirerek stres, endişe ve HBS belirtileriyle başa çıkmada etkilidir. BDT, diğer tedavi yöntemleriyle birlikte kullanılabilir ve yaşam kalitesinde önemli iyileşmelere yol açar.
Huzursuz Bacak Sendromu - Sıkça Sorulan Sorular
Huzursuz bacak sendromunun belirtileri nelerdir?Genellikle bacaklarda istemsiz hareket etme isteği ve rahatsızlık hissi olarak ortaya çıkar. Bu durum, özellikle dinlenme anlarında ve geceleri daha belirginleşir, hareket ettikçe hafifler.Huzursuz bacak sendromu için ne iyi gelir?Düzenli egzersiz ve stres yönetimi gibi yaşam tarzı değişiklikleri faydalı olabilir. Ayrıca, uygun ilaç tedavisi ve doktor önerisiyle demir takviyeleri de belirtileri hafifletmeye yardımcı olabilir.Huzursuz bacak sendromu psikolojik midir?Temelde nörolojik bir bozukluktur ve dopamin dengesizliği gibi fizyolojik faktörlerle ilişkilidir. Bununla birlikte, psikolojik faktörler, özellikle stres, huzursuz bacak sendromu belirtilerini kötüleştirebilir. İlginizi çekebilecek diğer yazılar; - Mutsuzluk Hissi Nedenleri ve Nasıl Geçer? - Psikolojik Rahatlama Yöntemleri - Belirsizlik ve Psikolojideki Etkileri Read the full article
0 notes
mansetmalatya · 2 years
Text
Huzursuz Bacak Sendromunu Hafifletecek 7 Öneri
Tumblr media
Engel olunamayacak şekilde bacakları hareket ettirme isteği, birçok kişide görülebiliyor. Çoğunlukla istirahat halinde veya uyurken ortaya çıkan bu durum, “Huzursuz Bacak Sendromu” olarak tanımlanıyor. Kronik ve ilerleyici bir hareket bozukluğu olan bu hastalık, karıncalanma ve huzursuzluk gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Genetik geçişin yanı sıra demir eksikliği, gebelik ve son dönem böbrek yetmezliği gibi hastalıkların da sebep olduğu huzursuz bacak sendromu, kadınlarda erkeklerden yaklaşık 2 kat daha fazla izleniyor.  Sendromunun semptomlarını hafif düzeyde yaşayan hastaların yaptıkları yaşam tarzı değişiklikleri sıkıntıların azalmasına katkı sağlayabiliyor. Nöroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nilgül Yardımcı, huzursuz bacak sendromu ile ilgili bilgi verdi. Kadınları ve sigara içenleri daha çok etkiliyor Bacakları hareket ettirme dürtüsü veya ihtiyacı ile ortaya çıkan Willis-Ekbom hastalığı olarak da bilinen huzursuz bacak sendromu (HBS), kronik ve ilerleyici bir hareket bozukluğu olmaktadır. Erkeklerle kıyaslandığında kadınlarda iki kat daha fazla görünen HBS, ayrıca ayda 3 saatten az spor yapanlarda ve sigara içenlerde daha sık izlenmektedir. Vakaların yüzde 70-80’inin altında herhangi bir hastalık yoktur Huzursuz bacak sendromunun primer (idyopatik) ve sekonder (ikincil) olmak üzere iki türü bulunmaktadır. Kalıtsal geçiş olduğu düşünülen ve altında herhangi bir hastalığın bulunmadığı idyopatik huzursuz bacak sendromu, tüm vakaların yüzde 70-80’ini oluşturmaktadır. Bu hastaların birinci derece yakınlarının yarısından fazlasında da aynı rahatsızlık görülmektedir. İdyopatik HBS’de hastalık daha erken yaşta başlamakta ve genellikle 45 yaşından önce hastalara tanı konulmaktadır. Ancak diğer türe göre daha yavaş bir şekilde ilerlemektedir. Demir metabolizması bozukluğu en önemli neden  Sekonder (ikincil) huzursuz bacak sendromunda ise çeşitli klinik durumlar bu hastalığa yol açabilmektedir. Demir eksikliği, gebelik ve son dönem böbrek yetmezliği bu bulgular arasında yer almaktadır. Sekonder sebeplerin ortak noktasını ise demir metabolizması bozukluğu oluşturmaktadır. Huzursuz bacak sendromu; romatoid artrit (RA), Sjögren Sendromu (SjS) gibi bazı romatolojik hastalıklarda daha sık izlenirken, HBS’li hastalarda kol, bacak ve eklem ağrısı da görülebilmektedir. Ayrıca fibromiyalji sendromu olan hastalarda huzursuz bacak sendromuna daha fazla rastlanmaktadır. Dinlenirken ve uyumadan önce belirtiler artar Bacaklarda engel olunamayan hareket ettirme isteği, acı- yanma- karıncalanma şeklinde çok ağrılı olmayan bulgular ortaya çıkmaktadır. Hastalar tarafından rahatsız edici bir his olarak tarif edilen bu belirtiler, çoğunlukla dinlenirken ve gece uyumadan önce artmakta ve hastaların uykudan uyanmasına neden olmaktadır. Huzursuz bacak sendromunun tanısı ise belirtilere, hasta öyküsüne, yapılan test ve muayene sonuçlarına göre konulmaktadır. Semptomlar orta ve ileri yaşta sık görülür Semptomların birbirine benzemesi nedeniyle anksiyete, depresyon veya uyku bozukluğu ile karıştırılabilen Huzursuz bacak sendromu, genellikle orta ve ileri yaşta ortaya çıkmaktadır. Semptomlar erken dönemde hafif seyrederken, yaşın ilerlemesi ile birlikte şiddetlenmektedir. Tedavi huzursuz bacak sendromu türüne göre değişiklik gösterir Huzursuz bacak sendromunun tedavisi ilaçlı ve ilaçsız tedavi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Hafif semptomları olan hastalarda ilaçsız tedavi yöntemleri işe yarasa da, orta-ileri düzeyde şikayetleri olan hastalarda çoğunlukla medikal tedaviye ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca altta yatan sebebin tespit edildiği HBS türünde nedene yönelik uygulanan tedaviler de semptomların ortadan kalkmasına yardımcı olmaktadır. Yaşam değişiklikleri semptomların azalmasına yardımcı olur Hafif düzeydeki HBS semptomu olan hastalarda ilaç tedavisinden önce, aşağıda sıralanan yaşam değişikliklerinin yapılması semptomların hafifletilmesinde fayda sağlayabilmektedir. - Uyumadan önce germe egzersizleri gibi hafif-orta dereceli fiziksel aktivitede bulunmak - Sıcak banyo yapmak ve duş almak - İstirahat sırasında bilgisayar oyunu, bulmaca gibi mental aktiviteyi artırıcı uğraşlar ile ilgilenmek - Yatak odasının serinletmek ve rahat pijamalar giymek - Aynı saatte uyuyup aynı saate uyanmak ve gündüz uyumama şeklinde düzenli bir uyku örüntüsü oluşturmak - Kafein, nikotin, alkol, antihistaminik, antidopaminerjik aktivite gösteren antiemetik, antipsikotik ve antidepresanlardan kaçınmak - Uzun süre istirahat gerektiren uçak yolculuğu veya sinema izlemek gibi hareketsiz kalacağınız aktiviteleri sabah saatlerinde, ev işi veya egzersiz gibi şikayetleri azaltan aktiviteleri ise günün geç saatlerinde yapmak. Read the full article
0 notes
sektorellfirmalar · 2 years
Link
0 notes
Text
Hipotiroidi Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir?
Görülme oranı sıklıkla artan hipotiroidi hastalığından muzdarip olanlar, hastalık tanısını alıp ne yapacağını bilemeyenler için beslenme uzmanı ve diyetisyen Şeyda Ertaş kapsamlı bir makale hazırlayarak, hipotiroidi hastalığı ile ilgili detaylı bilgiler verdi. Keyifli okumalar.
Tumblr media
Hipotiroidi Nedir?
Hipotiroidi, tiroid bezinden vücut için yeterli miktarda tiroid hormununun üretilememesidir. Tiroid hormonları vücuttaki enerjinin kullanımı, büyüme ve metabolizmanın düzenlenmesinde etkilidir. Yetersizliği durumunda tiroid hormonu seviyeleri düşer ve vücut fonksiyonlarında yavaşlama ve bozulmalar görülür. 
Tiroid hormonlarının seviyeleri düşük olduğunda hipofiz bezinden Tiroid Stimüle Edici Hormon(TSH) salgılanır ve tiroidler kan dolaşımına bırakılır.
Hipotiroidi Türleri Nelerdir?
Üç çeşit hipotiroidi vardır. Primer, sekonder ve tersiyer hipotiroidi.
Primer Hipotiroidi: Hipofiz bezi tarafından sinyal gönderilmesine rağmen tiroid bezinde yeterli miktarda tiroid hormonu(T3-T4) üretilemez.
Sekonder Hipotiroidi: Tiroid bezinin yapısında veya çalışmasında sorun yoktur. Hipofiz bezi tarafından salınan TSH miktarının yetersizliği söz konusudur.
Tersiyer Hipotiroidi: Hipotalamustan tirotropin salgılattırıcı hormonun (TRH) yetersiz salgılanması, TSH hormonunun yetersiz üretimine neden olur.
Hipotiroidi Neden Olur?
Hashimoto Hastalığı: Bağışıklık sisteminin tiroid bezine saldırması sonucu ortaya çıkan, önlenemeyen bir hastalıktır.
Hipertiroidi Tedavisi: Radyoaktif iyot ve antitrioid ilaçlarla hipertiroidi hastalığı tedavi edilmek istenirken bazen bu yöntemler, tiroid hormonunun üretimini çok fazla düşürdüğü için kalıcı hipotiroidizme yol açabilir.
İyot Eksikliği: İyot tiroid hormonlarının üretilmesi için gereklidir. Diyetle alınan iyotun yetersiz olması durumunda hipotiroidiye neden olabilir.
Tiroid Bezinin Cerrahi İşlemle Alınması: Tiroid bezinin tamamının veya belli bir kısmının ameliyatla alınması tiroid hormon üretimini yavaşlatabilir veya durdurabilir.
Radyasyon Tedavisi: Baş ve boyun kanserlerini tedavi etmek için uygulanan radyoterapi, tiroid bezine zarar verebilir.
İlaçlar: Psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılan lityum, tiroid hormonunun üretimine engel olabilir.
Gebelik: Gebelik sürecinde vücut tiroid bezi hormonlarına karşı antikor üretebilir. Tedavi edilmediği takdirde düşük, ölü doğum veya fetüste hasarlara neden olabilir.
Hipotiroidi Belirtileri Nelerdir?
Hipotiroidide görülen belirtiler hormonlardaki seviyenin şiddetine göre farklılık gösterebilir. Belirtiler zamanla artarak ortaya çıkabilir. Belirtilere göz gezdirecek olursak;
Halsizlik ve yorgunluk
Şişkinlik
Daha az terleme
Mutsuzluk
Erkeklerde ergenlik gecikmesi
Kabızlık
Yüksek kolesterol düzeyi
Tırnakların incelmesi ve kırılması
Üşüme
Uyku bozukluğu
Depresyon
Adet düzensizliği
Kilo artışı
Saçlarda dökülme
Ciltte kuruluk olması
Kansızlık
Konsantrasyonda azalma
B12 düşüklüğü
Hipotiroidi Nasıl Tedavi Edilir?
Hastalığın nedeni Hashimoto Tiroidi ise tiroid bezi tahrip olduğundan, tiroidin salgılayamadığı hormonun yerine koyulması gerekir. Ayrıca bu tedavi ömür boyu sürebilir.
Tiroidin az çalıştığı durumlarda, doktor kontrolünde hormon takviyesi ilaçlar kullanılır. Ancak demir ve mide ilaçları, kalsiyum tabletleriyle birlikte veya yemekle alınması durumunda bağırsaklardan emilim aşamasında problem oluşabilir.
Gebe, yaşlı ve koroner kalp hastalığı olan bireylerde hipotiroidi varsa sık sık kontrol edilmesi gerekir. Tiroid hormon ilaçları kalbin daha hızlı çalışmasına neden olduğu için sık sık ilaç dozu ayarlaması gerekebilir.
Tahlillerinizde TSH yüksekliği varsa ancak semptomlar çok hafifse ilaç tedavisi olmayabilir. Birkaç ayda bir yeniden tahlil yaptırarak takip edilebilir.
Beslenme tedavisinde guatrojenik besinlerin diyetten uzaklaştırılması, iyot alımının yeterli düzeyde olması, Çok yağlı ve şekerli besinlerin tüketiminin azaltılması önerilir.
Hipotiroidi Metabolizmayı Nasıl Etkiler?
Tiroid hormonları metabolizma hızının ayarlanmasına yardımcıdır. Metabolizma ne kadar hızlıysa harcanan enerji de o kadar fazla olur. Bu durum daha hızlı kilo verilmesine yardımcı olur.
Hipotiroidi hastalarında tiroid hormonlarının yetersiz üretiminden dolayı metabolizmaları yavaştır. Bazal metabolizma hızları da düşeceğinden kandaki kolesterol seviyeleri artabilir, ani kilo alımları olabilir, kilo verilmek istendiğinde süreç çok uzun olabilir.
Hipotiroidi Hastalarında Beslenme Tedavisi Nasıl Olur?
Tek başına ilaç veya diyet hastalığı tedavi etmek için yeterli değildir. Doktorun belirlediği ilaç tedavisi ve diyetisyenin hazırladığı hipotiroidiyle uyumlu beslenme programı bir arada olmalıdır.
Tiroid hastalığında beslenme tedavisi kesin olarak başarı sağlamayabilir ancak bazı değişiklikler tiroid hormonlarının olması gereken şekilde çalışmasına katkı sağlayabilir.
Beslenme programında çeşitliliğe dikkat edilmelidir.
Yağ ve sodyum içeriği yüksek gıdalardan uzak durulmalıdır.
Posadan zengin beslenilerek hem kabızlık önlenmeli hem de doygunluk arttırılarak daha az kalori alımı sağlanmalıdır.
Metabolizmanın hızlanması için protein alımı yeterli veya bir miktar fazla olmalıdır.
Ketojenik diyetten uzak durulmalıdır. Çünkü çok az karbonhidrat alımı tiroid hormon seviyesini düşürebilir.
Diyetle yeterli miktarda iyot alınmalıdır.
Hipertiroidi Hastaları Neler Tüketmelidir?
İyot: İyot eksikliği için yemeklerde iyotlu sofra tuzları kullanılmalıdır. Deniz ürünleri, yumurta, süt gibi iyot bakımından zengin besinler tüketilmelidir.
Selenyum: Selenyum vücutta en fazla tiroid bezinde bulunur. Tiroid fonksiyonları için gerekli enzimler için gereklidir. Deniz ürünleri, yumurta, yağlı tohumlar iyi bir selenyum kaynağıdır.
Antioksidanlar: Antioksidanlar tiroid bezini serbest radikallerden koruyarak zarar görmesini engelleyebilir. Diyetle yeterli miktarda sebze ve meyve alımı özellikle A, C, E vitaminlerinin alımı önemlidir.
B Grubu Vitaminleri: Yeşil fasulye, ıspanak ve tam tahıllı, kepekli gıdalar B vitamini ve demir içerir. Yetersizliğinde metabolizmanın yavaşlamasına, halsizliğe, mutsuzluğa neden olabilir.
Hipotiroidi Hastaları Hangi Besinlerden Kaçınmalıdır?
Guatrojenik Besinler
Guatrojen kelimesi, guatr hastalığına neden olan besinlere denilir. Bu besinler kandaki tiroid hormonu miktarını azaltarak tiroid bezinin daha fazla çalışmasına neden olurlar.
Brokoli, karnabahar, mor lahana, beyaz lahana, brüksel lahanası, şalgam, hardal tohumu, turp, marul, çin lahanası, yer fıstığı, soya fasulyesi, badem, armut, çilek, tatlı patates, tofu, soya sütü
İşlenmiş Ürünler
Salam, sosis, sucuk, fastfood vb. gibi işlenmiş ürünlerin tüketiminden yüksek sodyum ve kalori içeriğinden dolayı uzak durulmalıdır.
Soya ve Soya Bazlı Ürünler
Yapısında bulunan fitoöstrojenler, tiroid hormonunun üretiminde görevli bir enzimi inhibe edebileceğinden uzak durulmalıdır.
Sodyum İçeriği Yüksek Besinler
Ödem artışı, yüksek tansiyon açısından risk altında olan hipotiroidi hastaları şarküteri ürünleri, salamura besinlerden uzak durmalıdır.
Özet Olarak
Yazımızda, hipotiroidi hastalığının ne olduğunu ve nasıl tedavi edilebileceğini yazdık. Otoimmün veya çevresel etkenle oluşan hipotiroidi metabolizmanın hızı ve düzenlenmesi açısından büyük bir öneme sahiptir. Sosyal hayatı olumsuz etkileyeni ani kilo artışlarına neden olan hastalığın tedavisinde doktor ve diyetisyen birlikte görev almalıdır.
Kaynak: https://www.dytseydaertas.com/hipotiroidi-nedir-belirtileri-nelerdir-nasil-tedavi-edilir/
0 notes