Tumgik
#ellerim seni arıyor
ruhasuikast · 10 months
Text
güzel günlerimiz olacak, beraber ağlayıp, beraber güleceğiz. mutluluk da bizim hüzünde, derdin. günler geçmiyor, tek başıma ağlayıp gülmüyorum. hüzün benim, mutluluk çok uzak. gözlerim her yerde seni arıyor. bakışlarını özledim. gülüşüne hasretim. geceleri uyku girmiyor gözüme. gündüzüm geceden beter. ellerim tutmaz, ayaklarım adım atmaz oldu. neden bırakıp gittin beni? neden kendini esirgedin benden? yalvarıyorum beni kendinden kurtar.
56 notes · View notes
hisboslugu · 9 months
Text
dilruba'm, sana yazacağım son mektup ellerimde kalıyor. ellerini alıyorum ellerime, ellerim sen oluyor. hangi çiçeğe baksam seni arıyor gözlerim. ne zaman güneş batsa seni arıyorum kızıllıkta. sonra sen, gelmiyorsun. gelmiyorsun diyorum ama sen zaten hiç gelmemiştin. ben, geldiğini sanmışım. öyle güzel bakıyordun ki, geldiğini sandım. şimdi tüm kapıların kapalı bana. beni arama, beni sorma, bana bakma. ben yalnızca senin gözlerinde yaşarım. sen iyisi mi, beni öldür. gözlerine bakayım son kez. son kez beni sevdiğini düşüneyim. son kez öleyim gözlerinde. tanrı'nın huzuruna çıkayım, cennet yerine seni seçeyim. arsız bir şekilde seninle olan dileklerimi sıralayayım. sonra aç kapıyı; ben, sen geldi diyeyim. çünkü ben baştan başa sen olmuş çıkmışım. şimdi her şeyi bırak bir tarafa, al eline bir mutfak bıçağını, daya yüreğime. sen olduğunu bilmeden sapla bıçağı. ellerine kanım bulaşsın, her yerin kanıma bulansın. sen yine de müsterih ol, ben ölürken bile göğsüme değen ellerini düşünür öyle giderim. bu yegâne tesellimdir.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
#00
13 notes · View notes
soyadimyorgun · 2 years
Text
yoktun işte;
bırakmayacağım derdin, ellerin hep avuç içimde olacak derdin, başın hep dizimde, adın göğsümde olacak. ne oldu o dediklerine? şimdi ellerim boş, başım kaldırımda. başım göğsünde değil, kaldırımda. senden sonra ellerimi bir yere koyamadım ben, ellerimi koyacak yer yoktu bulamadım. tutmak isteyen oldu, tutmadım. çünkü bilirdim zamanla herkesin bırakacağını. sen öğrettin bana. gitmez dediğin herkesin zaman gelecek gideceğini sen öğrettin. yine kendin ile baş başa kalacağımı sen öğrettin bana. bu yaşadığım şehir seni benden aldı. her sabah seninle aynı gökyüzüne bakıp uyanırdım, aynı havayı solardım, şimdi sen yoksun ve ben gökyüzüne bakamıyorum, nefes alamıyorum. yoksun işte. bakıyorum penceremden camına, içeride var birileri sen yoksun. gözlerim arıyor seni, yoksun. kapatıyorum gözlerimi derin bir nefes alıyorum, içimden yalan olsun diyorum, açıyorum. yok, yine yoksun. başkaları var gülüyorlar, mutlular kadın, seninle o evin içinde biz gülerdik. sonra sen gittin ben ağladım o evin içinde her bir duvarın beni dinledi, izledi. kapılarını yumrukladım, yerlere yığıldım. benim orada canımı bıraktığım yerde şimdi başkaları yaşıyor. benim öldüğüm yerde başkaları nefes alıyor. hayat denirmiş buna, hayat. yoksun işte, ve ben hâlâ bıraktığın yerdeyim, gelmeyecekmişsin öyle dediler, kalkayım.
133 notes · View notes
syonchez · 4 months
Text
Ellerim diyorum çok soğuk, sanki bir şey arıyor sanki senin ellerini arıyor sevgilim. Senin sıcaklığını hissetmek istiyor bedenim, bilirsin ben kansız bir kızım çabuk üşürüm genelde kıyamazdın bana ısıtmaya çalışırdın. Ne değişti sevgilim? Beni arkadaş sayıpta o kızı seçme sebebin neydi? Onda olup bende olmayan ne vardı? Olsun, yinede seviyorum seni. Yine ve yeniden gözleyeceğim yollarını…
4 notes · View notes
Text
Deli Saat
Saatim hasreti her defasında geriye alıyor sevdiğim. Helvalar dağıtılıyor; mümkün ile kısmetin cenazesine yetişememişim... Helva vermediler bana, seni vermedikleri gibi. Benim mümkünüm ile kısmetimin solfej çalıştığını ve notalar erbabından mutluluk kalıntısı bulduklarını bilmiyorlar. Mümkün ile kısmet, herkese ayrı sonuçta. Benimki ölmedi, yaşıyor. Sadece gelmediğin günler kadar yorgun bir kalbim var. Paydos düdüğü çalınca kader, kuvvetli nefesinden pastamdaki muma da üflemesini rica ediyorum. Neredesin, kimdesin, kalbin hangi sevgiye yolculuk yapıyor kanatlarıyla? "Ben buradayım, hey! Alo..." Sesim de varlığım gibi yok olmuş. Duyulmuyor. Kalbime atılan çentikleri dikiş makinesinde bir mutluluk lifi olarak dikiyorum.
Saatim seni özlüyor sevdiğim. Kordonunu çiğneyip kolumdan saat yapacağım ama ben ancak kaderi dişleyebilirim. Ellerim küçük, seni tutamam. Gönüllü bir ikramiyenin altısında en zengin olsan bana.
Kahretsin... Konuşmaya yüzüm, halinin köyüne varmaya cesaret yok. Hangi gün, hangi tarih?
Pazar mı, pazartesi mi, salı olsa olur mu? Tarihi kadere fısıldasan yeter. Kanepe yapılmış, parti veriyor elime konan uğur böceği. Çok terbiyesiz yanından sokuldu sevda böceği. Had kanepesi profiterol tadında bir güzellikte mideme oturdu.
Koşsam koşamıyorum, hem koşsam da yakalayamam seni. Nereye koşsam oradan gidecek gibi tavrın. Başkası namümkün çarşısında bana rastlarken niyetimi anlayıp bana "bacım diyor.
Başkası da biliyor, senden başkası kalbimde gram güzel durmuyor. Peki ben? Boynu bükük Emrah'ı geçtim. Arabeskin kraliçesi oldum aşka. Pirinç tanelerinin arasında senli mutlulukları arıyor gibiyim. Tavada pişen sorgu sual patlıcanıyım; köz oldum.
Ofladım şimdi. Kuvvetli nefesim rüzgarla ulaştı mı sana? Ünlem işareti ağlıyor. Sadakatsiz çamurlardan gelmiş, tam "Oh be işte sevda!" diyecekmiş ki bakmış ortada mutlu bir ben yok.
Ulaşamıyorum. Kendime cevapsız çağrı oldum. Aradığım bana sensiz ulaşılamıyor. Selamının hücresine tıksın beni komiser amcalar. Bin defa nasılsın de; bin defa iyiyim demezsem dilim ekmek arası hatalarla dolsun sevgilim.
Ben buradayım. Hep. Hep kalmakla hiç gidememek arasına salam konmuş, selamın gelmeyince. Farkında mısın?
Günlerim sana bölünmüş; aklımın sevki, kalbimin aşısı olmuşsun. İnsan bir haber verir...
Saçmalardan hallice keyfim elalemin dilinde... Seni bulduğum yollarda darbe girişimi mi oldu, bombalar mı patladı? Bana ne...
Umurumun dahi umurunda değil her kıblede aşk dönemeçli amin niyetlenirken. Pusula yönü doğru göstermese de...
Ben seni yazıyorum; sen kime yazılıyorsun kaderde acaba? Kaderimin kulaklarını çekeceğim, cetvelle vuracağım ellerine. "Hey! Buradayım." I'm here desem ecnebi hassasiyetimde görünür müyüm acaba?
Yok... Bu böyle olmayacak. Siyasi bir cinayet sansınlar beni. Muhalefet ile İktidar birbirine girdi desinler. Suyu çıksın imkansızın; sen partizanı olduğum anlaşılmasın.
Seni... söyleyemem demiştim bir daha. Kalbim kopasıca! Seni seviyorum. Seni, sadece seni seviyorum. Mektebi bırakıyor nokta; üç nokta balkondan atlıyor. Delirdi sonunda noktalama işaretleri de... Yazdıkça ne ile tamamlayacağım peki seni? Ah! Bir soru işareti ile ünlemim kalmış.
Durun kızlar! Kaçmayın nevi şahsına münhasır yokluk diziyor soframa; "boğazında kalsın" diyor vicdansızca. Yedim gitti. Sırtıma vurdu bir de. Hem gaddar hem merhametli bahtiyar...
Peki ben? E ben... Ama ben...
E haydi artık ama ben... Her yerdeyim be canım.
Seher vakti şarkı söylerse kesik kulak acıdayım.
Sabah ezanında sana âmin, gece yolculuğunda sana kesilen biletim. Boynum kıldan ince.
Of! Yarın da mı gri? Tükendi aklım. Eşarbını yan bağlamasın ekimin ikisi, belki sevda töresi bir cinayet işler gönlümde. Beni mi vurur sensizliği mi bilmem...
Dilara AKSOY
6 notes · View notes
kral-adam-58 · 2 years
Text
Üşüyor yüreğim yokluğunda,
Ellerim kör bakışlarda seni arıyor,
Bulutların karardığı, Güneşin battığı an
Gurbette kalmış gibi Titriyor duygularım.
Böyle zamanlarda Sana sokuluyorum usulca,
Sıcaklığını istiyor bedenim, Avuçlarını istiyor yüreğim,
Anla artık Ben seni böyle seviyorum
5 notes · View notes
doriangray1789 · 2 years
Text
Her gece sen girersin rüyalarıma Her gece sen...  Paramparça olur uykularım Karanlığın en koyulaştığı yerde Kapının çalındığını duyarım  Açınca soğuk bir rüzgar çarpar yüzüme Sen yoksun... Kilitlenir dudaklarım  Gözlerim karanlıklarda boşuna arar seni Sen yoksun... Yalnızlığımı kadehlere doldurup  Tek başıma içmeliyim bu gece Kırmalıyım kitapları  Evleri ateşe vermeliyim Sen yoksun...  Zaman gitgide uzar Altmış saniye bir dakika  Altmış dakika bir saat Ve sabahın olmasına daha beş saat var Beklemek bir çeşit ölmektir  Sen yoksun... Bu bana her gece binlerce ölüm demektir. Neden ayrılsın ellerimiz her akşam üstü?  Gözlerime acı bir karanlık düşsün Bir vapur alsın götürsün seni Ben vapurlar dolusu kederimle yapayalnızım Sen uzak bir körfezde özlemli, dalgın  Kıyılarına çarpıp ağladığı yerde dalgaların  Neden ay karşılardan yükseldiği zaman,  Başın omuzlarımda olmasın? Neden ellerin avuçlarımda değil? Neden gözlerim aradığı zaman gözlerini bulmasın? Durup durup beni bu çaresizlik hançerliyor Bu yolların bir yerde ayrılması,  Uzayan kilometreler... O sefil, anlayışsız bakışları insanların Dünya, o eski dünya değil Tanrı'ysa çoktan unuttu bizi Şu uçsuz bucaksız evrende  Ne derdimizi dinleyen, Ne de bir anlayan var sevgimizi. İki ömür değil, İki ayrı ve büyük yalnızlıktır yaşadığımız. Her şey aslında başka renkte. Vernikli eşyalar, vernikli yüzler... Altından yer yer sırıtan bir yoksulluk Yalan üstüne yalan,  Oyun içinde oyun... Her şey bir yerde anlamsız ve boş Gerçek olan şimdi senin yokluğun Senin varlığını özledim duyuyormusun? Bak nasıl artıyor ellerimin sıcaklığıDinle bak nasıl çarpıyor yüreğim  Bütün sokaklarında bu şehrin sana koşuyorum  Seni soruyorum gelip geçene,  'Görmedik', diyorlar. Anlamıyorlar seni nasıl özlediğimi, Nasıl sevdiğimi bilmiyorlar. Volkanlar tutuşuyor, Ormanlar yanıyor içimde.  Her gece milyonların uyuduğu bir anda,  Devler uyanıyor içimde. Seni düşünüyorum,  Karanlıklar içinden özlemli sesin geliyor.  Bir ışık yanıyor çok uzaklarda,  Çorak topraklarımın üzerinden bir bulut geçiyor.  Şimdi umutlarım, Varılmaz uçurum diplerinde  Korkunç, karanlık mağaralarda hayallerim.  Derin bir kuyudan su çekercesine,  Zamandan ve mesafelerden seni çekiyor ellerim.  Sen her zaman olduğun gibi Yine o en güzel, en değerli... Benimse ellerim sımsıcak, Dudaklarım nemli, Özlediğim herşeyimle Kopup en yüksek tepelerden Bir çığ gibi sana geliyorum. Sonra dağlar çöküyor ansızın, Ağaçlar devriliyor,  Evler yıkılıyor, Altında kalıyorum... Kırık bir heykel,  Parçasını arıyor her gece. Bir şarkı notasını...  Bir tablo renklerini... Ağaç yapraklarını... Vazo çiçeklerini... Ve bir adam, Her gece yollara düşüp,  Yana yakıla seni arıyor... Mağrur gözleri ıslak,  İlk defa ağlıyor bu adam, ‘Gel ' diye,  İlk defa yalvarıyor... Ben her gece, Gözlerim tavanda bir noktaya dikilmiş, Seni düşünüyorum.  Ve sen o saatlerde, Benim görmediğim rüyaları görüyorsun. Bir böcek giriyor kafatasıma...  Her gece sen, Bir cinnet gibi, Kanıma yürüyorsun...
Ümit Yaşar Oğuzcan
4 notes · View notes
gorkemc · 2 years
Text
Söyleyecek cümlen kalmadığında artık , veda bile edemediğinde en çok bir şiir kalıyor aklımda.İşte bu son şiirim..
Her gece sen girersin rüyalarıma Her gece sen... Paramparça olur uykularım Karanlığın en koyulaştığı yerde Kapının çalındığını duyarım Açınca soğuk bir rüzgar çarpar yüzüme Sen yoksun... Kilitlenir dudaklarım Gözlerim karanlıklarda boşuna arar seni Sen yoksun... Yalnızlığımı kadehlere doldurup Tek başıma içmeliyim bu gece Kırmalıyım kitapları Evleri ateşe vermeliyim Sen yoksun... Zaman gitgide uzar Altmış saniye bir dakika Altmış dakika bir saat Ve sabahın olmasına daha beş saat var Beklemek bir çeşit ölmektir Sen yoksun... Bu bana her gece binlerce ölüm demektir.
Neden ayrılsın ellerimiz her akşam üstü? Gözlerime acı bir karanlık düşsün Bir vapur alsın götürsün seni Ben vapurlar dolusu kederimle yapayalnızım Sen uzak bir körfezde özlemli, dalgın Kıyılarına çarpıp ağladığı yerde dalgaların Neden ay karşılardan yükseldiği zaman, Başın omuzlarımda olmasın? Neden ellerin avuçlarımda değil? Neden gözlerim aradığı zaman gözlerini bulmasın?
Durup durup beni bu çaresizlik hançerliyor Bu yolların bir yerde ayrılması, Uzayan kilometreler... O sefil, anlayışsız bakışları insanların Dünya, o eski dünya değil Tanrı'ysa çoktan unuttu bizi Şu uçsuz bucaksız evrende Ne derdimizi dinleyen, Ne de bir anlayan var sevgimizi.
İki ömür değil, İki ayrı ve büyük yalnızlıktır yaşadığımız. Her şey aslında başka renkte. Vernikli eşyalar, vernikli yüzler... Altından yer yer sırıtan bir yoksulluk Yalan üstüne yalan, Oyun içinde oyun... Her şey bir yerde anlamsız ve boş Gerçek olan şimdi senin yokluğun
Senin varlığını özledim duyuyormusun? Bak nasıl artıyor ellerimin sıcaklığı
Dinle bak nasıl çarpıyor yüreğim Bütün sokaklarında bu şehrin sana koşuyorum Seni soruyorum gelip geçene, 'Görmedik', diyorlar. Anlamıyorlar seni nasıl özlediğimi, Nasıl sevdiğimi bilmiyorlar. Volkanlar tutuşuyor, Ormanlar yanıyor içimde. Her gece milyonların uyuduğu bir anda, Devler uyanıyor içimde.
Seni düşünüyorum, Karanlıklar içinden özlemli sesin geliyor. Bir ışık yanıyor çok uzaklarda, Çorak topraklarımın üzerinden bir bulut geçiyor. Şimdi umutlarım, Varılmaz uçurum diplerinde Korkunç, karanlık mağaralarda hayallerim. Derin bir kuyudan su çekercesine, Zamandan ve mesafelerden seni çekiyor ellerim. Sen her zaman olduğun gibi Yine o en güzel, en değerli... Benimse ellerim sımsıcak, Dudaklarım nemli, Özlediğim herşeyimle Kopup en yüksek tepelerden Bir çığ gibi sana geliyorum. Sonra dağlar çöküyor ansızın, Ağaçlar devriliyor, Evler yıkılıyor, Altında kalıyorum...
Kırık bir heykel, Parçasını arıyor her gece. Bir şarkı notasını... Bir tablo renklerini... Ağaç yapraklarını... Vazo çiçeklerini... Ve bir adam, Her gece yollara düşüp, Yana yakıla seni arıyor... Mağrur gözleri ıslak, İlk defa ağlıyor bu adam, 'Gel ' diye, İlk defa yalvarıyor...
Ben her gece, Gözlerim tavanda bir noktaya dikilmiş, Seni düşünüyorum. Ve sen o saatlerde, Benim görmediğim rüyaları görüyorsun. Bir böcek giriyor kafatasıma... Her gece sen, Bir cinnet gibi, Kanıma yürüyorsun...
Tutmaya bile kıyamadığım ellerinin avuç içlerinden öpüyorum sevgilim. Elveda..
-G
3 notes · View notes
delibaalzehiir · 1 month
Text
Ağlıyorum, söylediklerine ağlıyorum, söyleyemediklerime ağlıyorum. Yaşanmışlıklara ve yarım kalmışlıklara içiyorum
Gözyaşım değil sen akıyorsun gözlerimden. Ellerim ellerini arıyor. Kulaklarım sesini duymaya muhtaç. Sessiz çığlıklarımı duymana muhtacım. İçimdeki kör kuyuya düşmek üzereyken beni çekip kurtarmana muhtacım. Hiç iyi değilim ve bu zamanla geçmiyor, geçmeyecek biliyorum. Öyle derin bir yara bıraktın ki bende değil günler bir asır geçse kapanmayacak. Gerçekler suratıma tokat gibi çarparken bile seni affedecek yollar aramanın çaresizliği hiçbir zaman bitmeyecek. Öyle ki sen bitsen bile içimde, ki ben sen olmuşken bu mümkün değil. Geçmeyecek işte..Dilerim ki bir gün beni anlamak zorunda kalmazsın. Çünkü sen bunu kaldıramazın..
1 note · View note
bensensizm · 3 months
Text
Gözlerim seni arıyor, bulamıyorum
Ellerim seni istiyor, tutamıyorum
Binbir dert gibisin yüreğimde
Nefes alıyor fakat yaşayamıyorum
0 notes
bloggersell · 7 months
Text
BEKLİYORUM
Bekliyorum birini ama, kimi bilmeden.
Gözlerim arıyor seni, ama seni hiç bilmeden.
Ellerim yazıyor her şeyini, ama hiçbir şeyini bilmeden.
Kalbim arıyor birini, ama kimi bilmeden.
Beni gel sar diyorum içimden,
Ama kimden umuyorum bunu bilmeden.
sell
0 notes
henuzvakitvarkensev · 8 months
Text
Durup bakıyorum etrafa seni arıyorum ,ellerim seni arıyor,kokularda senin kokunu arıyorum,yokluğunu kabullenmek ağır geliyor ,dalıp gidiyorum ,tıpkı dün gibi seninle geçtiğim yollarda takılı kalıyor hayallerim,ümitlerim,haykırmak istiyorum ,ama sessizleşiyorum ,seni kendimle bile konuşmak inan canımdan parça parça eksiltiyor, ama sen yoksun ,olmayacağını kalbim kabullenemiyor….
1 note · View note
tegmen-drogo · 1 year
Text
HER GECE SEN.
Her gece sen girersin rüyalarıma
Her gece sen...
Paramparça olur uykularım
Karanlığın en koyulaştığı yerde
Kapının çalındığını duyarım
Açınca soğuk bir rüzgar çarpar yüzüme
Sen yoksun...
Kilitlenir dudaklarım
Gözlerim karanlıklarda boşuna arar seni
Sen yoksun...
Yalnızlığımı kadehlere doldurup
Tek başıma içmeliyim bu gece
Kırmalıyım kitapları
Evleri ateşe vermeliyim
Sen yoksun...
Zaman gitgide uzar
Altmış saniye bir dakika
Altmış dakika bir saat
Ve sabahın olmasına daha beş saat var
Beklemek bir çeşit ölmektir
Sen yoksun...
Bu bana her gece binlerce ölüm demektir.
Neden ayrılsın ellerimiz her akşam üstü?
Gözlerime acı bir karanlık düşsün
Bir vapur alsın götürsün seni
Ben vapurlar dolusu kederimle yapayalnızım
Sen uzak bir körfezde özlemli, dalgın
Kıyılarına çarpıp ağladığı yerde dalgaların
Neden ay karşılardan yükseldiği zaman,
Başın omuzlarımda olmasın?
Neden ellerin avuçlarımda değil?
Neden gözlerim aradığı zaman gözlerini bulmasın?
Durup durup beni bu çaresizlik hançerliyor
Bu yolların bir yerde ayrılması,
Uzayan kilometreler...
O sefil, anlayışsız bakışları insanların
Dünya, o eski dünya değil
Tanrı'ysa çoktan unuttu bizi
Şu uçsuz bucaksız evrende
Ne derdimizi dinleyen,
Ne de bir anlayan var sevgimizi.
İki ömür değil,
İki ayrı ve büyük yalnızlıktır yaşadığımız.
Her şey aslında başka renkte.
Vernikli eşyalar, vernikli yüzler...
Altından yer yer sırıtan bir yoksulluk
Yalan üstüne yalan,
Oyun içinde oyun...
Her şey bir yerde anlamsız ve boş
Gerçek olan şimdi senin yokluğun
Senin varlığını özledim duyuyormusun?
Bak nasıl artıyor ellerimin sıcaklığı
Dinle bak nasıl çarpıyor yüreğim
Bütün sokaklarında bu şehrin sana koşuyorum
Seni soruyorum gelip geçene,
'Görmedik', diyorlar.
Anlamıyorlar seni nasıl özlediğimi,
Nasıl sevdiğimi bilmiyorlar.
Volkanlar tutuşuyor,
Ormanlar yanıyor içimde.
Her gece milyonların uyuduğu bir anda,
Devler uyanıyor içimde.
Seni düşünüyorum,
Karanlıklar içinden özlemli sesin geliyor.
Bir ışık yanıyor çok uzaklarda,
Çorak topraklarımın üzerinden bir bulut geçiyor.
Şimdi umutlarım,
Varılmaz uçurum diplerinde
Korkunç, karanlık mağaralarda hayallerim.
Derin bir kuyudan su çekercesine,
Zamandan ve mesafelerden seni çekiyor ellerim.
Sen her zaman olduğun gibi
Yine o en güzel, en değerli...
Benimse ellerim sımsıcak,
Dudaklarım nemli,
Özlediğim herşeyimle
Kopup en yüksek tepelerden
Bir çığ gibi sana geliyorum.
Sonra dağlar çöküyor ansızın,
Ağaçlar devriliyor,
Evler yıkılıyor,
Altında kalıyorum...
Kırık bir heykel,
Parçasını arıyor her gece.
Bir şarkı notasını...
Bir tablo renklerini...
Ağaç yapraklarını...
Vazo çiçeklerini...
Ve bir adam,
Her gece yollara düşüp,
Yana yakıla seni arıyor...
Mağrur gözleri ıslak,
İlk defa ağlıyor bu adam,
'Gel ' diye,
İlk defa yalvarıyor...
Ben her gece,
Gözlerim tavanda bir noktaya dikilmiş,
Seni düşünüyorum.
Ve sen o saatlerde,
Benim görmediğim rüyaları görüyorsun.
Bir böcek giriyor kafatasıma...
Her gece sen,
Bir cinnet gibi,
Kanıma yürüyorsun
Umit Yaşar...
0 notes
kkbrsblog · 1 year
Text
Senin kokun senin tenin senin gülüşün..
Kafayı yemişim sanki nerede mutlu bir çift görsem özlüyorum seni.
Gözlerim ellerim bedenim dudaklarım seni arıyor.
Kokun burnumda geziniyor.
Seni bu kadar özlemek esaret sanki.
Sana olan özlemim sen yanımda olsan da bitmeyecek.
Sanki sana değil özlemim senin bana duyguyla yaklaşan haline.
Bana içinin titreyişine, huzurumuza sakinliğimize..
Güven barındırışına sığınmıştım sanki
Doludan kaçarken bi çatının altına sığınmışım da kenarlardan yine de dolu bana çarpmış çatı uçmuş gibi sanki sensizlik.
O zamanlar öyle miydi?
Bana sarılmak için can atar, zaman kollar utanırdın.
Kendimi sana açmam için ne mücadeleler vermiştin oysa ki açtığımda yaptıklarımız ikimize de haksızlık olmadı mı yani?
‌Bu hikayede de genelde olduğu gibi günahsız yok..
2022 ocak
@kkbrsblog
0 notes
onlyalperend · 1 year
Video
youtube
Ellerim Hep Seni Arıyor - Son Yaz
0 notes
kral-adam-58 · 2 years
Text
Varlığına öyle alışmışım ki
Yokluğun deli ediyor
Ellerim seni arıyor
Sana uzatıyorum kalbimi ,sevgimi
Yoksun..
Ellerim sevgim bomboş dönüyor
Aşk bahçemin sevda gülleri kuruyor
Bir bir dalından dökülüyor
Tıpkı sensizliğin gözyaşlarının
Süzülüp sol yanıma aktığı gibi..
Unutma ey sevdiğim !
Ben seni varlığında, yokluğunda
Ekmek ,su, hava ,can gibi sevdim
Can tenden çıkana kadar da
Yanlız SENİ SEVECEĞİM.
2 notes · View notes