Tumgik
#enstalasyon
ncdtgrsy · 5 months
Text
2 notes · View notes
anzacdaygallipoli · 1 year
Text
Vuslat'ın 600 halkadan oluşan 70 metrelik zinciri, Baksı Müzesi’ndeki 'Emanet'te - Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/vuslatin-600-halkadan-olusan-70-metrelik-zinciri-baksi-muzesindeki-emanette.html
Vuslat'ın 600 halkadan oluşan 70 metrelik zinciri, Baksı Müzesi’ndeki 'Emanet'te
Tumblr media
T24 Kültür Sanat
2011 yılında Anadolu’da, Bayburt’un kıraç bir tepesinin üzerine akademisyen ve sanatçı Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ın bireysel hayalinin bir sonucu olarak kurulan Baksı Müzesi, sanatçı Vuslat’ın ‘Emanet’ isimli yeni sergisini ağırlıyor.
30 Kasım 2023 tarihine kadar görülebilecek olan Vuslat’ın müze bünyesindeki ilk kişisel sergisi ‘Emanet’in küratörlüğünü Chus Martinez üstlendi.
Sergi mekânının merkezinde konumlanan ve dev bir zinciri andıran ‘Yaşamın Göbek Bağı’ adlı eseri için sanatçı Vuslat, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda şunları söyledi:
“Bu zincirin halkalarını devleştirerek, çok büyüterek tekrar yaptım. 70 metre, 600 halkadan oluşan bir enstalasyon haline getirdim. ‘Hayatın Göbek Bağı’nı böyle düşündüm ve böyle oluşturdum. Anneannemin vefatından birkaç ay evvel bana verdiği altın zincirden ilham aldım.
Dönüyoruz, kıvrılıyoruz, birbirimize yaklaşıyoruz, uzaklaşıyoruz, ilişki kurmaya, bağ kurmaya çalışıyoruz ve sonunda sonsuzluğa giderken birliğe de uzandığımızı hayal ediyorum. Arayışlarımız zihnimde her zaman dönen formlar halinde.
Daireler çizerek, birbirine yaklaşan ve uzaklaşan spiraller oluşturarak ilerliyoruz hayatta. Hayatın akışında hep bir arayış içindeyiz. En büyük emanet hayatın kendisi. Doğum ve ölüm arasındaki zaman ve alanımız.”
Tumblr media
‘Yaşamın Göbek Bağı’, PLA üzerine 3D baskı, 2023
“Geçmiş nesillerle bağ kuruyor…”
 Vuslat’ın ‘Emanet’ adlı kişisel sergisi için hazırlanan tanıtım bülteninde yer alan ifadeler şöyle:
“Vuslat’ın heykel ve desen çalışmaları etrafında şekillenen serginin temel konusu ‘form’ olgusundan öte bir malzemenin ve belirli formların ilettiği ‘dinamik güçler’e dayanıyor. Çalışmalarında her zaman farklı enerjileri harekete geçiren sanatçı, bu sergi aracılığıyla eserler ve mekân; eserler ve insanlar; eserler ve onları etkileyen anlatılar arasında bir akış, ilişki ve bağ yaratmayı amaçlıyor. 
Sergi mekânının merkezinde konumlanan eser ‘Yaşamın Göbek Bağı’; nehrin akışından, bir yaşam taşıyıcısı olarak ‘su’dan, doğuyor; desenler ise bölgedeki rüzgârın enerjisinden besleniyor; bölgenin yerel taşlarından yapılmış kaideler üzerinde yerleştirilen sığır kuyruğu bitkilerinden yaratılan eserler şifa olgusunu esas alıyor; kilden heykellerin kökeni ise toprağa dayanıyor. Sanatçı eserlerin hepsini bağlayıcı ve büyüleyici bir şekilde bir araya getiren etkileyici bir yöntem oluşturuyor, bu da onları tek bir bütün gibi algılamamızı sağlıyor.”
Tumblr media
Vuslat (Doğan Sabancı)  ve Hüsamettin Koçan, Baksı Müzesi’ndeki serginin açılışında
Serginin küratörü Chus Martinez’in sergi için yaptığı yorum şöyle:
“Emanet kavramı, Vuslat’ın sergisinde ve felsefesinde neredeyse sihirli bir güce dönüşüyor. Onun için ‘emanet’, güven duygusunu anlatmanın ötesinde, daha ileri bir yaşam biçiminin ilham kaynağı; yeni bir düşünce sistemini yansıtan cazip bir fikir. Vuslat, bu fikrin peşinde, samimi bir çabayla geçmiş nesillerle, toprakla ve geleneklerle bağ kuruyor. Diğer insanların geçmiş ve bugünkü deneyimlerine kulak verip duyularımızı açarak; açgözlülüğe ve kayıtsızlığa karşı çıkarak ve nihayet bizi içimizde neşe ve şefkat uyandıran bir kültüre çağırarak…”
Bayburt’ta şahane bir ‘zulüm’: Çoruh Nehri’ni yıkayıp, çıkan çöpleri dağın başındaki şamana sergilettiler
 Prof Dr. Hüsamettin Koçan ‘Şahmeran’ hikâyesini anlattı
Hüsamettin Koçan ‘Ayağımdaki Diken’i, pastalı Mona Lisa saldırısını ve İstanbul’daki Şahmeran’ları anlattı
2 notes · View notes
ozamanbenyokum · 2 years
Text
SERGİ-GÂVUR MAHALLESİ
Herkese merhaba. Sergi yazılarıma bir müddet ara vermiştim. Evet, gidip geziyordum ama yazısını yazacak kadar etkilendiğim bir sergi olmamıştı bu ara.
Geçen haftalarda sosyal medyada şans eseri İzmir Kültürpark'ta bir sergi olduğunu öğrendim. Fakat anca geçen hafta gidebildim.
Kültürpark Atlas Pavyonu'nda 5 Mart 2023 tarihine kadar sürecek olan serginin mimarı Ahmet Güneştekin olurken, Kürratörlüğünü ise Şener Özmen üstleniyor. Haydi gelin, sanat severleri oldukça derinden etkileyen bu sergiye birazcık göz atalım.
---
Göç Yolu
Serginin imza çalışmalarından olan Göç Yolu'nda tonlarca ham mermer blokları kullanılmış. Sanatçı, düş yolu olarak da tanımlayabileceğimiz bu yolda mermer bloklarının arasında bir/birkaç bavul sıkıştırmış. Güneştekin, göçün, göç yolunun insanlara yüklenen ağırlığını ise olabildiğince açık yüreklilikle bize tasvir etmiş.
Tumblr media
---
Mübadilin Kayığı
Sergiyi gezerken en etkilendiğim eserin yanına geliyorum. Bir kedi miyavlaması duyuluyor buralarda. Dışarıdan geldiğini düşündüğüm bu acı sesin aslında tam da kayıktan geldiğini anlıyorum. Kayık dediysem de bildiğiniz lüks kayıklar değil. Kayanın üzerine oturtulmuş, içi onlarca bavul alan bir kayık. Bavulların üst üste dizilmesi ise ideolojik anlam taşıyor. Güneştekin, günümüzün en önemli sorunlarından biri olan göç ve onun sonuçlarını ustalıkla vurgulamış.
Tumblr media
---
İnsan Uçup Giden Bir Kuş Değildir
Biraz daha derinlere daldığımızda bizi, yüzleri geleneksel eşarplarla sarmalanmış 400'ü aşkın kurukafa ve kurukafaların betimlediği, yargısız infazlarla hayattan kopardığı kardeş ve kız kardeşlerinin isimlerinin yer aldığı platform karşılıyor. Sanatçı tam da burada önce kendisiyle yüzleşiyor. Sonra da izleyiciye diyor ki, ben yüzleştim, şimdi de sıra sizde.
Güneştekin, Kafka'nın Dava adlı romanında geçen şu cümleleri de bizimle paylaşıyor.
"Dışarıdan baktığınızda, dava unutulmuş, ya da kaybolup gitmiştir, aklanma kararı da eksiksiz bir karardır. Fakat meselenin aslını astarını bilen hiç de böyle düşünmez; dosya kaybolması, unutulma diye bir şey söz konusu olamaz."
Tumblr media
---
Kayıp Alfabe
'İnsan Bir Kuş Değildir' enstalasyonuyla ilişkili olan Kayıp Alfabe, sanatçının Hafıza Odası için ürettiği bir diğer çalışması olarak karşımıza çıkıyor. Ölüsünün ve kemiklerinin nerede olduğu bilinmeyen, nerede ve nasıl katledildikleri hakkında en ufak bir iz bulunamamış kayıpların duvardaki kaotik görüntüsüdür bu çalışma. Ve bence oldukça derin ve anlamlıdır. Belli bir düzende sıralanmamıştır, iç içe geçer, üst üste biner, birbirini keser levhalar ve tabelalar. Var olmayan mekanları, yerleri işleyen Güneştekin'in bu eseriyle izleyiciye ulaştırmak istediği, yüreğinde ve hafızasında yer edinmiş acıların olduğunu görülüyor.
Tumblr media
---
Hafıza Tepesi
Yıllar boyunca ölen bir kişinin ayakkabısının neden evin dışarısına koyulduğunu merak etmişimdir. Şimdi sergi yazıyorsun, söylediğin şeyle ne alaka, diye soracaksınız. Okudukça anlayacaksınız. Sergide kayıktan sonra belki de en dikkatlice incelediğim esere geldik: Hafıza Tepesi. Yüzlerce ayakkabının bir tepe oluşturduğu şaheser. İlk gördüğüm anda bana çağrıştıran kelime ise 'ölüm' oldu.
Hatta ve hatta göç yolunda susuzluktan, açlıktan ölen, denizi geçemeyip yarıda boğulan insanların ayakkabılarını çağrıştırdı. Zaten bu enstalasyon da yas ve bellek nesneleriyle ilişkilerimiz üzerine düşünmenin bir yolu olarak tasarlanmış.
Sanatçı, Hafıza Tepesi ile çocukluğunu anımsatan ayakkabılarla kendi ilişkisini seyirciye sunarken nesnelerin ve mekanların sadece duyguları yansıtmakla kalmadıklarını aynı zamanda yaşam boyunca tüm tecrübeleri barındıran derinlik olduğunu da ekliyor.
Tumblr media
Sergi büyük bir alanda ve onlarca daha eser var. Hepsini yazabilirim fakat herkesin görüp o atmosferi tatmasını istiyorum. O yüzden yazımı burada sonlandırıyorum. Hayatta çeşitli bavulların olduğu ve bu bavullarda onlarca farklı acı ve tecrübenin gizlendiğini görmek isterseniz, mutlaka uğrayın.
Sanat dolu günler dilerim.
6 notes · View notes
pazaryerigundem · 4 months
Text
TEV'den yeni farkındalık projesi
https://pazaryerigundem.com/haber/176134/tevden-yeni-farkindalik-projesi/
TEV'den yeni farkındalık projesi
Tumblr media
Türk Eğitim Vakfı’nın, üniversite öğrencilerinin büyük kentlerdeki barınma maliyetlerine dikkat çekmek amacıyla hazırladığı enstalasyon çalışmaları, İstanbul’un Beşiktaş, Kadıköy ve Üsküdar meydanlarında sergilendi.
İSTANBUL (İGFA) – Türk Eğitim Vakfı (TEV), üniversite öğrencilerinin barınma ihtiyacına dikkat çekmek amacıyla “Gücüm Bu Kadarına Yetiyor” projesini hayata geçirdi.
Proje, üniversite öğrencilerinin büyük kentlerde yaşadığı barınma sorunlarına vurgu yaparken toplumun bu konudaki duyarlılığını artırmayı ve burs fonları ile yurt projelerine destek toplamayı amaçlıyor.
“Gücüm Bu Kadarına Yetiyor” farkındalık projesi kapsamında, metropollerde üniversite öğrencilerinin bütçesinin, bir evin ancak birkaç metrekarelik kısmını karşılayabildiğini anlatan sembolik enstalasyonlar, İstanbul’un en yoğun bölgelerinden Beşiktaş, Kadıköy ve Üsküdar’da vatandaşlarla buluştu.
Sembolik ev kesitleri ile TEV, öğrencilerin barınma maliyetlerine dikkat çekerek kamuoyuna başarılı ve okumak isteyen öğrencilere destek verme çağrısı yapıyor. Küçük bir katkının bile, öğrencilerin barınma ihtiyacını karşılamak ve onlara daha aydınlık bir gelecek sunmak adına büyük bir adım olabileceğini vurgulayan Vakıf; destek olmak isteyen herkesi, tev.org.tr adresinden bağış yapmaya davet ediyor: https://www.tev.org.tr/gucumbukadarinayetiyor
“DÜNYANIN EN GÜZEL KENTLERİNDE OKUMAK, BAŞARILI HER ÖĞRENCİNİN HAKKI”
TEV Genel Müdürü Banu Taşkın, proje ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, dünyanın her yerindeki metropoller, öğrencilerin barınması için zor kentler olduğunu belirterek, “İstanbul başta olmak üzere bizim ülkemizde de büyük şehirlerde öğrencilerimiz zorluklarla karşılaşıyor. Yeni yurt yapımlarına hız verilmesine rağmen mevcut yurt kapasiteleri artan talebi karşılamakta zorlanıyor. Üniversite öğrencilerinin barınma sorunu, eğitim hayatlarının önünde büyük bir engel teşkil ediyor. Hem akademik başarısı hem de psikolojisi olumsuz etkilenen pek çok üniversite öğrencisi, dünyanın en güzel kentlerinden olan büyükşehirlerimizde, ülkemizin en başarılı üniversitelerini kazanmış olsa bile söz konusu zorluklar nedeniyle okuluna devam edemiyor.” dedi.
“Gücüm Bu Kadarına Yetiyor” projesi ile bu soruna dikkat çekmek ve toplumun her kesimini bu konuda duyarlılığa davet etmek istediklerini belirten Taşkın, “Üniversite sınavı dönemindeyiz. Yüzbinlerce genç, hayallerine yürüyecek. O sırada akıllarında barınma sorunu olmasın, sadece eğitimlerine odaklanabilsinler istiyoruz. Vatandaşlarımızın destekleriyle sunduğumuz burs ve yurt imkânlarının gençlerimizin eğitim hayatlarına büyük ölçüde katkıda bulunacağına inanıyoruz. İzmir, Trabzon ve Ankara’da faaliyet gösteren kız öğrenci yurtlarımızın yanı sıra; Ankara Yenimahalle ve İzmir’de iki yeni kız öğrenci yurdumuzun inşaatı devam ediyor. Yakın zamanda temellerini atacağımız bir diğer yurdumuz da Bursa’da olacak. TEV girişimiyle faaliyet gösteren öğrenci yurtlarının sayısını daha da artırmayı hedefliyoruz. Öğrencilerin barınma sorununu çözmek için çok daha fazla desteğe ihtiyacımız var. Tüm eğitim dostlarının desteklerini bekliyoruz.” diye konuştu.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
egitim-ve-is-hayati · 11 months
Text
Quick Art Space İlk Sergisi “Yapıntı Doğa” İle Sezonu Açıyor Maher Holding’in girişimiyle, Quick Tower bünyesinde Mayıs 2023’te faaliyete geçen Quick Art Space, kurucu direktörü Nergis Abıyeva’nın küratörlüğündeki ilk se...
0 notes
dokmimarlik · 1 year
Text
Solomon R. Guggenheim Müzesi: Modern İhtişam
Tumblr media
Solomon R. Guggenheim Müzesi, New York'un ünlü Manhattan bölgesinde bulunan eşsiz bir mimari yapıdır. Dünyaca ünlü mimar Frank Lloyd Wright tarafından 1956 yılında tasarlanan bu müze, ikonik mimarisi ve modern ve çağdaş sanat eserlerinin sergilendiği etkileyici bir yapı olmasıyla tanınmaktadır. Müzenin mimarisi, hem içerideki sanat eserlerini hem de büyüleyici güzelliğini ortaya çıkarmaktadır. Gelin hep beraber bu muhteşem yapıyı inceleyelim...
Tumblr media
Solomon R. Guggenheim Müzesi / Dök Mimarlık
Mimari Tasarım ve Detaylar
Solomon R. Guggenheim Müzesi, Wright'ın kendine has organik mimari dilinin bir simgesi olarak tasarlanmıştır. Müzenin dış cephesi beyaz renkteki beton ve cam malzemelerden oluşturulmuştur. Oluşturulan minimal tasarım dili, müzenin modern ve çağdaş sanat eserlerine ev sahipliği yapması amacını yapının cephesine taşımış ve yapının kendisinin de bir çağdaş sanat eseri olmasına imkan sunmuştur. Yapının en belirgin özelliği, katlarının dairesel bir plan anlayışıyla çözümlenmiş olmasıdır. Dış cephede elde edilen en dikkat çekici detaysa, iç mekanda binayı tamamen saran ve cepheyi oluşturan spiral biçiminde kurgulanmış rampadır. Oluşturulan bu dairesel plan, müze içinde katlar arasında kurgulanan sergi alanlarının birbirine açık ve cesurca bağlanmasını ve ziyaretçilerinin sergiler arasında kolaylıkla dolaşabilmesini sağlamak amacıyla bu yapı için özel olarak planlanmıştır. Müzenin göze çarpan silueti, New York'un ünlü manzarasına kendine özgü bir katkı yapar. Yapının İç Mekanları Yapının iç mekanıysa kapalı bir açık bir avlu formunda geliştirilmiştir. Yapının ziyaretçileri, spiral biçiminde yukarı katlara uzanan ana rampayı takip ederek sergiler arasından yukarı katlara ilerler ve ilerlemeleriyle sergi alanlarını eş zamanlı olarak ziyaret edebilirler. İç mekanda avlu kapatan tavan, büyük bir kubbeyi andıracak biçimde tasarlanmıştır ve dış ortamdaki doğal ışığın avlu aracılığıyla içeriye alınmasına olanak sağlar. Guggenheim Müzesi'nin İnşa Malzemeleri Müzenin inşasında kullanılan malzemeler arasında beton, çelik ve cam önemli bir rol oynamaktadır. Wright, dairesel yapıyı beton ve çelik bir iskelet üzerine inşa etmiştir. Cam ise müzenin dış cephesinde kullanılarak iç mekanın güneş ışığıyla aydınlatılmasını sağlamıştır. Müzenin iç mekanında ise merdivenler, rampalar ve galeriler gibi çeşitli öğeler bulunmaktadır ve bu ögeler de brüt beton ve çelik destekler kullanılarak mümkün kılınabilmiştir.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Mimarlıkta Radikal Bir Yaklaşım Guggenheim Müzesi, mimarlık dünyasında radikal bir yaklaşım olarak kabul edilir. Wright'ın dairesel tasarımı, geleneksel müze yapılarından ayrılarak ziyaretçilere farklı bir deneyim sunar. Müzenin iç mekanı, lineer bir sergi alanından ziyade bir spirale benzer bir şekildedir. Bu tasarım, ziyaretçilerin sanat eserlerini farklı bir şekilde deneyimlemelerini sağlamakta ve yapının kendisi bir enstalasyon alanına dönüşmektedir. Müzenin Restorasyon ve Genişlemeleri Solomon R. Guggenheim Müzesi, tarihi boyunca bir dizi restorasyon ve genişleme projesi geçirmiştir. Bu projeler, müzenin korunmasını sağlamak, yeni sergi alanları oluşturmak ve ziyaretçilere daha iyi bir deneyim sunmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Solomon R. Guggenheim Müzesi'nin restorasyon ve genişleme projelerinden bazıları şunlardır: 1990 Restorasyonu Solomon R. Guggenheim Müzesi, 1990'larda kapsamlı bir restorasyon projesi geçirdi. Bu restorasyon çalışması, müzenin orijinal Frank Lloyd Wright tasarımının korunması amacıyla gerçekleştirildi. Restorasyon sürecinde, müzenin dış cephesi, iç mekanı ve yapısal unsurları restore edildi. Ayrıca, yapıya eklenen sonradan yapılmış bölümler kaldırılarak, müzenin orijinal tasarımına uyum sağlandı. Bu restorasyon projesi, müzenin tarihi değerini korurken, modern ihtiyaçlara da cevap verecek şekilde güncellenmesini sağladı. Sackler Merkezi Solomon R. Guggenheim Müzesi'nin genişlemelerinden biri olan Sackler Merkezi, 1992 yılında ek bir bina olarak inşa edildi. Bu ek bina, müzenin sergi alanlarını genişletmek ve daha fazla eseri sergileme imkanı sağlamak amacıyla tasarlandı. Sackler Merkezi, Solomon R. Guggenheim Müzesi'nin yanında yer alan bir yapıdır ve modern mimarisiyle dikkat çekmektedir. Bu genişleme projesi, müzenin koleksiyonunu ve sergi alanlarını zenginleştirerek, ziyaretçilere daha fazla sanat eseriyle buluşma fırsatı sunmaktadır. Müze Koleksiyonu ve Sergiler Guggenheim Müzesi, restorasyon ve genişlemelerle sadece fiziksel olarak büyümemiş, aynı zamanda sanat koleksiyonunu da genişletmiştir. Müzenin koleksiyonu, modern ve çağdaş sanatın önemli eserlerini içerir ve dünyanın dört bir yanından sanatçıların eserlerini barındırır. Müze, düzenli olarak özel sergiler ve etkinlikler düzenleyerek sanatseverlere farklı sanat akımlarını ve sanatçıları tanıtma fırsatı sunar. Diğer Genişlemeler Solomon R. Guggenheim Müzesi, zaman içinde başka genişleme projeleri de gerçekleştirmiştir. Örneğin, 2001 yılında müzenin sergi alanlarını genişletmek için bir başka bina olan Gwathmey Siegel & Associates Architects tarafından tasarlanan Peter B. Lewis Binası eklendi. Bu bina, modern sanat eserlerinin sergilenmesi için özel olarak tasarlanmıştır. Ayrıca, müze çevresindeki açık alanlar da düzenlenerek, ziyaretçilere açık hava etkinlikleri için daha fazla imkan sunulmuştur.
Tarihçe ve Kuruluş
Müzenin Kuruluş Amacı ve Tarihi Solomon R. Guggenheim Müzesi, 1937 yılında Amerikalı sanat koleksiyoncusu ve iş adamı Solomon R. Guggenheim tarafından kurulmuştur. Guggenheim, modern sanatı desteklemek ve sergilemek amacıyla kendine ait bir müze oluşturmak istemiştir. Vakfın amacı, modern ve çağdaş sanatın tanıtılması ve yaygınlaştırılmasıdır. Müze, koleksiyonunda 20. yüzyılın önde gelen sanatçılarının eserlerini barındırır ve dünya çapında büyük bir etkiye sahiptir. Müzenin orijinal adı "Museum of Non-Objective Painting" (Nesnesiz Resim Müzesi) olarak belirlenmiştir fakat sonrasında müzeye Solomon R. Guggenheim'ın ismi atfedilmiştir.
Tumblr media Tumblr media
Müzenin Manhattan bölgesinde yer alması yapının turistler ve sanatseverlerin yoğun ilgi odağı haline gelmesine fırsat vermektedir. Bölge çapında önemli turistik mekanlara yakın bir konumda bulunması, ziyaretçilerin müzeyi keşfetmelerini ve yollarının müzeden geçmelerine fırsat tanır. Ayrıca yapının Central Park'a da yakın olması, ziyaretçilerin müze gezileri sırasında doğal güzelliklerin ve şehrin ortasında bulunan bu ünlü kent peyzajının tadını çıkarmalarına olanak sağlar.
Koleksiyon ve Sergiler
Müzenin Geniş Sanat Koleksiyonu Solomon R. Guggenheim Müzesi, modern ve çağdaş sanatın önde gelen eserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Koleksiyon, 19. yüzyılın sonlarından günümüze kadar uzanan bir zaman dilimini kapsar ve resim, heykel, fotoğraf, video ve enstalasyon gibi farklı sanat biçimlerini içermektedir. Solomon R. Guggenheim Müzesi'ndeki Genel Sanat Eserleri Müze koleksiyonunda birçok ünlü sanatçının eserleri bulunmaktadır. Pablo Picasso, Wassily Kandinsky, Jackson Pollock, Mark Rothko ve Andy Warhol gibi isimlerin eserleri, müzenin en değerli parçaları arasında yer alır. Bu eserler, modern sanatın önemli dönemlerini ve akımlarını temsil eder. İçerisinde bulunan koleksiyonlar, ziyaretçileri hem görsel hem de zihinsel açıdan etkilemeyi amaçlamaktadır. Gelin müzedeki genel sanat eserlerine bir göz atalım. 1. Pablo Picasso - "Les Demoiselles d'Avignon" Picasso'nun en ünlü eserlerinden biri olan "Les Demoiselles d'Avignon", müzede önemli bir yer tutar. Bu tablo, kübizm akımının önemli bir örneğidir ve modern sanatın gelişiminde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir.
Tumblr media
Les Demoiselles d'Avignon / Dök Mimarlık 2. Vincent van Gogh - "The Starry Night" "The Starry Night", van Gogh'un en ünlü eserlerinden biridir ve post-empresyonizm akımının bir simgesidir. Bu tabloyu gördüğünüzde, yıldızlarla dolu bir gece manzarası ve yoğun fırça darbeleriyle yaratılmış bir gökyüzü görürsünüz.
Tumblr media
The Starry Night / Dök Mimarlık 3. Wassily Kandinsky - "Composition VIII" Kandinsky'nin "Composition VIII" adlı eseri, soyut sanatın önemli bir örneğidir. Renklerin ve geometrik şekillerin güçlü bir şekilde kullanıldığı bu tablo, izleyicileri duygusal ve zihinsel olarak etkiler.
Tumblr media
Composition VIII / Dök Mimarlık 4. Jackson Pollock - "Number 1A, 1948" Pollock, soyut dışavurumculuk akımının önde gelen isimlerinden biridir ve "Number 1A, 1948" adlı eseriyle ünlüdür. Bu tablo, sıçramalar, damlalar ve serbest fırça darbeleriyle yaratılmış soyut bir kompozisyona sahiptir.
Tumblr media
Number 1A, 1948 / Dök Mimarlık 5. Andy Warhol - "Campbell's Soup Cans" Warhol, pop art hareketinin önde gelen isimlerinden biridir ve "Campbell's Soup Cans" adlı eseriyle tanınır. Bu seri, tüketim kültürünü eleştiren ve popülerlik ile sanat arasındaki ilişkiyi sorgulayan bir ifade biçimidir.
Tumblr media
Campbell's Soup Cans / Dök Mimarlık 6. Pablo Picasso - "Mavi Dönemi" Pablo Picasso'nun "Mavi Dönemi" dönemine ait eserleri, sanatçının erken dönemlerindeki yaratıcılığını yansıtır. Bu dönemde Picasso, mavi tonlarını yoğun bir şekilde kullanarak yoksulluk, acı ve yalnızlık gibi temaları işledi. Bu koleksiyon içindeki eserler, sanatçının bu dönemdeki derinliğini ve duygusal zenginliğini gösterir.
Tumblr media
Mavi Dönemi / Dök Mimarlık 7. Jackson Pollock - "Lavanta Tarlası" Jackson Pollock'un "Lavanta Tarlası" adlı soyut dışavurumcu eseri, sanatçının ünlü "damlama tekniği" ile yaptığı bir çalışmadır. Rastgele damlatılan boya damlaları, tuval üzerinde çığır açıcı bir etki yaratır ve izleyiciye hareket ve enerji hissi verir. Bu eser, soyut sanatın özgün bir örneğini sunar.
Tumblr media
Lavanta Tarlası / Dök Mimarlık 8. Mark Rothko - "Renk Alanları" Mark Rothko'nun soyut eserleri, büyük renk alanlarından oluşur ve izleyiciyi renklerin duygusal etkisiyle etkiler. Bu koleksiyondaki eserler, sadece renklerin ve formların gücüne odaklanır ve izleyicilerin derin bir düşünce ve his deneyimi yaşamasını sağlar.
Tumblr media
Renk Alanları / Dök Mimarlık Daimi Koleksiyon ve Sergi Alanları Guggenheim Müzesi, içerisinde yer alan daimi koleksiyonunun yanı sıra, belirli dönemlerde pek çok çeşit geçici sergi alanlarına da ev sahipliği yapmaktadır. Müzenin daimi koleksiyonu, müzenin ana sergi alanında sergilenen eserleri içerir ve ziyaretçilere müzenin kalıcı eserlerini keşfetme fırsatı sunar. Geçici sergi alanlarıysa ziyaretçilerin farklı dönemlerde farklı eserleri tanımalarına fırsat sağlar. Geçici Sergiler ve Etkinlikler Solomon R. Guggenheim Müzesinde sürekli olarak geçici süreli sergiler ve etkinlikler düzenlemektedir. Bu geçici sergiler, farklı sanatçıların eserleri ve farklı temalar üzerine tasarlandığı için müzenin ziyaretçilerine eşsiz deneyim sunmaktadır. Müze ayrıca sanatçı konuşmaları, atölyeler ve performanslar gibi çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapmaktadır.
Müze Deneyimi ve Hizmetler
Sıradışı Bir Müze Deneyimi Solomon R. Guggenheim Müzesi ziyaretçileri rampalı yapının içinde dolaşırken rampalara konumlandırılmış sayısız sanat eserlerini farklı bir perspektiften keşfedebilirler. Müzenin iç mekanı, sergilenen eserlerle etkileşime geçmek için ideal bir ortam sunmaktadır. Eğitim ve Öğrenme Fırsatları: - Eğitim Atölyeleri: Guggenheim Müzesi, çocuklardan yetişkinlere kadar her yaş grubuna hitap eden eğitim atölyeleri düzenler. Bu atölyeler, katılımcılara sanat eserlerini daha yakından inceleme ve kendi sanat eserlerini yaratma fırsatı sunmaktadır. - Seminler ve Konferanslar: Sanat dünyasının önde gelen sanatçıları ve uzmanları, müzenin düzenlediği seminerlerde ve konferanslarda ziyaretçilere ilham verici sunumlar yapmaktadır. Bu etkinlikler, sanat tarihini, sanat akımlarını ve çağdaş sanatın güncel konularını derinlemesine incelemek için önemli bir fırsattır. - Sanatçı Konuşmaları: Özellikle geçici sergilerin tanıtıldığı dönemlerde, sanatçılar kendi eserlerini ve sanat anlayışlarını paylaşmak üzere müzeye davet edilir. Bu konuşmalar, ziyaretçilere sanatın yaratılma süreçlerini anlama ve sanatçıların düşünce dünyalarını keşfetme fırsatı sunmaktadır. - Rehberli Turlar: Müze, rehberli turlar düzenleyerek ziyaretçilere eserlerin arkasındaki hikayeleri ve önemli detayları anlatır. Bu turlar, sanat eserlerinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olur. - Eğitim Kaynakları: Müze, ziyaretçilere sergiler hakkında daha fazla bilgi edinmelerine yardımcı olmak için çevrimiçi ve basılı kaynaklar sunar. Bu kaynaklar, sergi katalogları, sanatçı biyografileri ve sanat eserleri hakkında derinlemesine bilgi içermektedir. Müze Mağazası ve Restoranı: - Müze Mağazası: Müze mağazası, sanatseverlere eşsiz hediyelik eşya ve sanat eserleri sunar. Burada, modern sanatla ilgili kitaplar, sanat posterleri, takılar, seramikler ve daha birçok ürün bulunmaktadır. Bu ür��nler, ziyaretçilerin müze deneyimini eve götürmelerine olanak tanımaktadır. - Restoran: Müze restoranı, ziyaretçilere lezzetli yemeklerin tadını sanat eserleri arasında çıkarabilecekleri bir ortam yaratır. Öğle yemeği veya akşam yemeği sırasında, ziyaretçiler modern Amerikan mutfağından lezzetlerin keyfini çıkarabilirler. Restoran aynı zamanda müzenin çatısında yer aldığı için, New York'un manzarasını seyretmek için harika bir konum sunmaktadır.
Guggenheim Müzesi'nin Küresel Rolü ve Vizyonu
Guggenheim Müzesi, sanatın küresel bir platformda paylaşılmasına olanak sağlayarak küresel bir rol üstlenmektedir. Guggenheim Müzesi, modern ve çağdaş sanata odaklanan dünyaca ünlü bir müzedir. Sergilediği eserler, sanatın evrimine katkıda bulunmuş ve sanatseverlerin gözünde önemli bir yere sahip olmuştur. Fakat Guggenheim Müzesi, sadece bir müze olmanın ötesine geçerek küresel bir rol üstlenmiş ve sanata dair vizyonunu genişletmiştir. - Uluslararası İşbirliği: Guggenheim Müzesi, dünya genelindeki diğer prestijli müze ve sanat kurumları ile işbirliği yaparak küresel bir sanat ağı oluşturmuştur. Bu işbirlikleri, özel sergilerin düzenlenmesi, sanat eserlerinin değiş tokuşu ve sanatçıların uluslararası platformda tanıtılması gibi alanlarda gerçekleşebilir. Bu, farklı kültürlerin ve sanat anlayışlarının birbirine yaklaşmasını sağlar. - Uluslararası Sergiler: Guggenheim Müzesi, dünya genelinde gezici sergiler düzenleyerek kendi koleksiyonunu uluslararası seviyede tanıtır. Bu sergiler, sanatın sınırlarını aşan önemli eserleri ve sanatçıları tanıtmak için kullanılır. Aynı zamanda bu sergiler, farklı ülkelerdeki sanatseverlere Guggenheim deneyimini sunar. - Sanatın Küresel Dilini Teşvik: Guggenheim Müzesi, sanatın evrensel bir dil olduğuna inanır. Sanat, kültürel farklılıkları aşabilir ve insanları bir araya getirebilir. Bu nedenle müze, sanatın küresel bir dilini teşvik etmek ve sanatın toplumları birleştirici bir güç olarak kullanılmasını desteklemek için çeşitli programlar düzenler. - Eğitim ve Araştırma: Guggenheim Müzesi, sanatın anlaşılması ve değerlendirilmesi için uluslararası düzeyde eğitim ve araştırma faaliyetlerine önem verir. Sanat tarihçileri, küratörler ve sanatçılar için araştırma bursları sağlayarak sanatın daha derinlemesine incelenmesini teşvik eder. - Sanatın Sosyal Etkisi: Guggenheim Müzesi, sanatın sadece estetik bir deneyim olmanın ötesinde, toplumlar üzerindeki pozitif etkisini vurgular. Sanat, insanların düşünce dünyasını zenginleştirir, duygusal deneyimlerini artırır ve kültürel anlayışı derinleştirir. Bu nedenle müze, sanatın sosyal değişimdeki rolünü vurgulayan etkinlikler düzenler. Sanat Eğitimi ve Genç Sanatçılar İçin Programlar: - Genç Sanatçı Stajları: Guggenheim Müzesi, genç sanatçıların yeteneklerini geliştirmeleri için staj programları sunar. Bu programlar, sanat öğrencilerine ve yeni mezunlara müze ortamında deneyim kazanma fırsatı sunar. Stajyerler, müze koleksiyonuyla çalışabilir, sergi hazırlıklarına katılabilir ve deneyimli sanat profesyonelleriyle işbirliği yapabilir. - Sanat Atölyeleri ve Seminerler: Müze, sanat eğitimi alanında ilerlemek isteyenlere yönelik atölyeler ve seminerler düzenler. Bu etkinliklerde katılımcılar, farklı sanat teknikleri, tarihleri ve teorileri hakkında derinlemesine bilgi edinebilirler. - Genç Sanatçı Sergileri: Guggenheim Müzesi, genç ve yeni yetenekli sanatçılara sergilerine yer verme fırsatı sunar. Bu sergiler, genç sanatçıların eserlerini daha geniş bir izleyici kitlesiyle paylaşmalarını sağlar ve kariyerlerine başlamalarına yardımcı olur. - Sanat Eğitimi Bursları: Müze, öğrencilere ve genç sanatçılara yönelik burs programları oluşturur. Bu burslar, sanat eğitimi maliyetlerini hafifletmek ve yetenekli sanatçıların daha fazla öğrenme fırsatına erişmelerine yardımcı olur. Sürdürülebilirlik Çabaları: - Enerji Verimliliği: Guggenheim Müzesi, enerji verimliliği önlemleri alarak çevresel etkisini azaltır. - Atık Yönetimi: Müze, atık yönetimi konusunda sürdürülebilir uygulamaları benimser. Geri dönüşüme teşvik eder ve atık azaltma stratejilerini benimser. - Bilinçlendirme Programları: Guggenheim Müzesi, ziyaretçilerini çevre dostu davranışlar konusunda bilinçlendirmek için eğitim programları düzenler. Bu programlar, sürdürülebilirlik konusunda toplumsal farkındalığı artırmayı hedeflemektedir. - Yeşil Bina Uygulamaları: Müze binası, çevresel etkisini azaltmak için yeşil bina uygulamalarını benimsemektedir. Read the full article
0 notes
turkeytraveltours · 1 year
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/vuslatin-600-halkadan-olusan-70-metrelik-zinciri-baksi-muzesindeki-emanette.html
Vuslat'ın 600 halkadan oluşan 70 metrelik zinciri, Baksı Müzesi’ndeki 'Emanet'te
Tumblr media
T24 Kültür Sanat
2011 yılında Anadolu’da, Bayburt’un kıraç bir tepesinin üzerine akademisyen ve sanatçı Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ın bireysel hayalinin bir sonucu olarak kurulan Baksı Müzesi, sanatçı Vuslat’ın ‘Emanet’ isimli yeni sergisini ağırlıyor.
30 Kasım 2023 tarihine kadar görülebilecek olan Vuslat’ın müze bünyesindeki ilk kişisel sergisi ‘Emanet’in küratörlüğünü Chus Martinez üstlendi.
Sergi mekânının merkezinde konumlanan ve dev bir zinciri andıran ‘Yaşamın Göbek Bağı’ adlı eseri için sanatçı Vuslat, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda şunları söyledi:
“Bu zincirin halkalarını devleştirerek, çok büyüterek tekrar yaptım. 70 metre, 600 halkadan oluşan bir enstalasyon haline getirdim. ‘Hayatın Göbek Bağı’nı böyle düşündüm ve böyle oluşturdum. Anneannemin vefatından birkaç ay evvel bana verdiği altın zincirden ilham aldım.
Dönüyoruz, kıvrılıyoruz, birbirimize yaklaşıyoruz, uzaklaşıyoruz, ilişki kurmaya, bağ kurmaya çalışıyoruz ve sonunda sonsuzluğa giderken birliğe de uzandığımızı hayal ediyorum. Arayışlarımız zihnimde her zaman dönen formlar halinde.
Daireler çizerek, birbirine yaklaşan ve uzaklaşan spiraller oluşturarak ilerliyoruz hayatta. Hayatın akışında hep bir arayış içindeyiz. En büyük emanet hayatın kendisi. Doğum ve ölüm arasındaki zaman ve alanımız.”
Tumblr media
‘Yaşamın Göbek Bağı’, PLA üzerine 3D baskı, 2023
“Geçmiş nesillerle bağ kuruyor…”
 Vuslat’ın ‘Emanet’ adlı kişisel sergisi için hazırlanan tanıtım bülteninde yer alan ifadeler şöyle:
“Vuslat’ın heykel ve desen çalışmaları etrafında şekillenen serginin temel konusu ‘form’ olgusundan öte bir malzemenin ve belirli formların ilettiği ‘dinamik güçler’e dayanıyor. Çalışmalarında her zaman farklı enerjileri harekete geçiren sanatçı, bu sergi aracılığıyla eserler ve mekân; eserler ve insanlar; eserler ve onları etkileyen anlatılar arasında bir akış, ilişki ve bağ yaratmayı amaçlıyor. 
Sergi mekânının merkezinde konumlanan eser ‘Yaşamın Göbek Bağı’; nehrin akışından, bir yaşam taşıyıcısı olarak ‘su’dan, doğuyor; desenler ise bölgedeki rüzgârın enerjisinden besleniyor; bölgenin yerel taşlarından yapılmış kaideler üzerinde yerleştirilen sığır kuyruğu bitkilerinden yaratılan eserler şifa olgusunu esas alıyor; kilden heykellerin kökeni ise toprağa dayanıyor. Sanatçı eserlerin hepsini bağlayıcı ve büyüleyici bir şekilde bir araya getiren etkileyici bir yöntem oluşturuyor, bu da onları tek bir bütün gibi algılamamızı sağlıyor.”
Tumblr media
Vuslat (Doğan Sabancı)  ve Hüsamettin Koçan, Baksı Müzesi’ndeki serginin açılışında
Serginin küratörü Chus Martinez’in sergi için yaptığı yorum şöyle:
“Emanet kavramı, Vuslat’ın sergisinde ve felsefesinde neredeyse sihirli bir güce dönüşüyor. Onun için ‘emanet’, güven duygusunu anlatmanın ötesinde, daha ileri bir yaşam biçiminin ilham kaynağı; yeni bir düşünce sistemini yansıtan cazip bir fikir. Vuslat, bu fikrin peşinde, samimi bir çabayla geçmiş nesillerle, toprakla ve geleneklerle bağ kuruyor. Diğer insanların geçmiş ve bugünkü deneyimlerine kulak verip duyularımızı açarak; açgözlülüğe ve kayıtsızlığa karşı çıkarak ve nihayet bizi içimizde neşe ve şefkat uyandıran bir kültüre çağırarak…”
Bayburt’ta şahane bir ‘zulüm’: Çoruh Nehri’ni yıkayıp, çıkan çöpleri dağın başındaki şamana sergilettiler
 Prof Dr. Hüsamettin Koçan ‘Şahmeran’ hikâyesini anlattı
Hüsamettin Koçan ‘Ayağımdaki Diken’i, pastalı Mona Lisa saldırısını ve İstanbul’daki Şahmeran’ları anlattı
0 notes
gallipoliguide · 1 year
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/vuslatin-600-halkadan-olusan-70-metrelik-zinciri-baksi-muzesindeki-emanette.html
Vuslat'ın 600 halkadan oluşan 70 metrelik zinciri, Baksı Müzesi’ndeki 'Emanet'te
Tumblr media
T24 Kültür Sanat
2011 yılında Anadolu’da, Bayburt’un kıraç bir tepesinin üzerine akademisyen ve sanatçı Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ın bireysel hayalinin bir sonucu olarak kurulan Baksı Müzesi, sanatçı Vuslat’ın ‘Emanet’ isimli yeni sergisini ağırlıyor.
30 Kasım 2023 tarihine kadar görülebilecek olan Vuslat’ın müze bünyesindeki ilk kişisel sergisi ‘Emanet’in küratörlüğünü Chus Martinez üstlendi.
Sergi mekânının merkezinde konumlanan ve dev bir zinciri andıran ‘Yaşamın Göbek Bağı’ adlı eseri için sanatçı Vuslat, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda şunları söyledi:
“Bu zincirin halkalarını devleştirerek, çok büyüterek tekrar yaptım. 70 metre, 600 halkadan oluşan bir enstalasyon haline getirdim. ‘Hayatın Göbek Bağı’nı böyle düşündüm ve böyle oluşturdum. Anneannemin vefatından birkaç ay evvel bana verdiği altın zincirden ilham aldım.
Dönüyoruz, kıvrılıyoruz, birbirimize yaklaşıyoruz, uzaklaşıyoruz, ilişki kurmaya, bağ kurmaya çalışıyoruz ve sonunda sonsuzluğa giderken birliğe de uzandığımızı hayal ediyorum. Arayışlarımız zihnimde her zaman dönen formlar halinde.
Daireler çizerek, birbirine yaklaşan ve uzaklaşan spiraller oluşturarak ilerliyoruz hayatta. Hayatın akışında hep bir arayış içindeyiz. En büyük emanet hayatın kendisi. Doğum ve ölüm arasındaki zaman ve alanımız.”
Tumblr media
‘Yaşamın Göbek Bağı’, PLA üzerine 3D baskı, 2023
“Geçmiş nesillerle bağ kuruyor…”
 Vuslat’ın ‘Emanet’ adlı kişisel sergisi için hazırlanan tanıtım bülteninde yer alan ifadeler şöyle:
“Vuslat’ın heykel ve desen çalışmaları etrafında şekillenen serginin temel konusu ‘form’ olgusundan öte bir malzemenin ve belirli formların ilettiği ‘dinamik güçler’e dayanıyor. Çalışmalarında her zaman farklı enerjileri harekete geçiren sanatçı, bu sergi aracılığıyla eserler ve mekân; eserler ve insanlar; eserler ve onları etkileyen anlatılar arasında bir akış, ilişki ve bağ yaratmayı amaçlıyor. 
Sergi mekânının merkezinde konumlanan eser ‘Yaşamın Göbek Bağı’; nehrin akışından, bir yaşam taşıyıcısı olarak ‘su’dan, doğuyor; desenler ise bölgedeki rüzgârın enerjisinden besleniyor; bölgenin yerel taşlarından yapılmış kaideler üzerinde yerleştirilen sığır kuyruğu bitkilerinden yaratılan eserler şifa olgusunu esas alıyor; kilden heykellerin kökeni ise toprağa dayanıyor. Sanatçı eserlerin hepsini bağlayıcı ve büyüleyici bir şekilde bir araya getiren etkileyici bir yöntem oluşturuyor, bu da onları tek bir bütün gibi algılamamızı sağlıyor.”
Tumblr media
Vuslat (Doğan Sabancı)  ve Hüsamettin Koçan, Baksı Müzesi’ndeki serginin açılışında
Serginin küratörü Chus Martinez’in sergi için yaptığı yorum şöyle:
“Emanet kavramı, Vuslat’ın sergisinde ve felsefesinde neredeyse sihirli bir güce dönüşüyor. Onun için ‘emanet’, güven duygusunu anlatmanın ötesinde, daha ileri bir yaşam biçiminin ilham kaynağı; yeni bir düşünce sistemini yansıtan cazip bir fikir. Vuslat, bu fikrin peşinde, samimi bir çabayla geçmiş nesillerle, toprakla ve geleneklerle bağ kuruyor. Diğer insanların geçmiş ve bugünkü deneyimlerine kulak verip duyularımızı açarak; açgözlülüğe ve kayıtsızlığa karşı çıkarak ve nihayet bizi içimizde neşe ve şefkat uyandıran bir kültüre çağırarak…”
Bayburt’ta şahane bir ‘zulüm’: Çoruh Nehri’ni yıkayıp, çıkan çöpleri dağın başındaki şamana sergilettiler
 Prof Dr. Hüsamettin Koçan ‘Şahmeran’ hikâyesini anlattı
Hüsamettin Koçan ‘Ayağımdaki Diken’i, pastalı Mona Lisa saldırısını ve İstanbul’daki Şahmeran’ları anlattı
0 notes
traveltourstrips · 1 year
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/vuslatin-600-halkadan-olusan-70-metrelik-zinciri-baksi-muzesindeki-emanette.html
Vuslat'ın 600 halkadan oluşan 70 metrelik zinciri, Baksı Müzesi’ndeki 'Emanet'te
Tumblr media
T24 Kültür Sanat
2011 yılında Anadolu’da, Bayburt’un kıraç bir tepesinin üzerine akademisyen ve sanatçı Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ın bireysel hayalinin bir sonucu olarak kurulan Baksı Müzesi, sanatçı Vuslat’ın ‘Emanet’ isimli yeni sergisini ağırlıyor.
30 Kasım 2023 tarihine kadar görülebilecek olan Vuslat’ın müze bünyesindeki ilk kişisel sergisi ‘Emanet’in küratörlüğünü Chus Martinez üstlendi.
Sergi mekânının merkezinde konumlanan ve dev bir zinciri andıran ‘Yaşamın Göbek Bağı’ adlı eseri için sanatçı Vuslat, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda şunları söyledi:
“Bu zincirin halkalarını devleştirerek, çok büyüterek tekrar yaptım. 70 metre, 600 halkadan oluşan bir enstalasyon haline getirdim. ‘Hayatın Göbek Bağı’nı böyle düşündüm ve böyle oluşturdum. Anneannemin vefatından birkaç ay evvel bana verdiği altın zincirden ilham aldım.
Dönüyoruz, kıvrılıyoruz, birbirimize yaklaşıyoruz, uzaklaşıyoruz, ilişki kurmaya, bağ kurmaya çalışıyoruz ve sonunda sonsuzluğa giderken birliğe de uzandığımızı hayal ediyorum. Arayışlarımız zihnimde her zaman dönen formlar halinde.
Daireler çizerek, birbirine yaklaşan ve uzaklaşan spiraller oluşturarak ilerliyoruz hayatta. Hayatın akışında hep bir arayış içindeyiz. En büyük emanet hayatın kendisi. Doğum ve ölüm arasındaki zaman ve alanımız.”
Tumblr media
‘Yaşamın Göbek Bağı’, PLA üzerine 3D baskı, 2023
“Geçmiş nesillerle bağ kuruyor…”
 Vuslat’ın ‘Emanet’ adlı kişisel sergisi için hazırlanan tanıtım bülteninde yer alan ifadeler şöyle:
“Vuslat’ın heykel ve desen çalışmaları etrafında şekillenen serginin temel konusu ‘form’ olgusundan öte bir malzemenin ve belirli formların ilettiği ‘dinamik güçler’e dayanıyor. Çalışmalarında her zaman farklı enerjileri harekete geçiren sanatçı, bu sergi aracılığıyla eserler ve mekân; eserler ve insanlar; eserler ve onları etkileyen anlatılar arasında bir akış, ilişki ve bağ yaratmayı amaçlıyor. 
Sergi mekânının merkezinde konumlanan eser ‘Yaşamın Göbek Bağı’; nehrin akışından, bir yaşam taşıyıcısı olarak ‘su’dan, doğuyor; desenler ise bölgedeki rüzgârın enerjisinden besleniyor; bölgenin yerel taşlarından yapılmış kaideler üzerinde yerleştirilen sığır kuyruğu bitkilerinden yaratılan eserler şifa olgusunu esas alıyor; kilden heykellerin kökeni ise toprağa dayanıyor. Sanatçı eserlerin hepsini bağlayıcı ve büyüleyici bir şekilde bir araya getiren etkileyici bir yöntem oluşturuyor, bu da onları tek bir bütün gibi algılamamızı sağlıyor.”
Tumblr media
Vuslat (Doğan Sabancı)  ve Hüsamettin Koçan, Baksı Müzesi’ndeki serginin açılışında
Serginin küratörü Chus Martinez’in sergi için yaptığı yorum şöyle:
“Emanet kavramı, Vuslat’ın sergisinde ve felsefesinde neredeyse sihirli bir güce dönüşüyor. Onun için ‘emanet’, güven duygusunu anlatmanın ötesinde, daha ileri bir yaşam biçiminin ilham kaynağı; yeni bir düşünce sistemini yansıtan cazip bir fikir. Vuslat, bu fikrin peşinde, samimi bir çabayla geçmiş nesillerle, toprakla ve geleneklerle bağ kuruyor. Diğer insanların geçmiş ve bugünkü deneyimlerine kulak verip duyularımızı açarak; açgözlülüğe ve kayıtsızlığa karşı çıkarak ve nihayet bizi içimizde neşe ve şefkat uyandıran bir kültüre çağırarak…”
Bayburt’ta şahane bir ‘zulüm’: Çoruh Nehri’ni yıkayıp, çıkan çöpleri dağın başındaki şamana sergilettiler
 Prof Dr. Hüsamettin Koçan ‘Şahmeran’ hikâyesini anlattı
Hüsamettin Koçan ‘Ayağımdaki Diken’i, pastalı Mona Lisa saldırısını ve İstanbul’daki Şahmeran’ları anlattı
0 notes
gallipolidaytours · 1 year
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/vuslatin-600-halkadan-olusan-70-metrelik-zinciri-baksi-muzesindeki-emanette.html
Vuslat'ın 600 halkadan oluşan 70 metrelik zinciri, Baksı Müzesi’ndeki 'Emanet'te
Tumblr media
T24 Kültür Sanat
2011 yılında Anadolu’da, Bayburt’un kıraç bir tepesinin üzerine akademisyen ve sanatçı Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ın bireysel hayalinin bir sonucu olarak kurulan Baksı Müzesi, sanatçı Vuslat’ın ‘Emanet’ isimli yeni sergisini ağırlıyor.
30 Kasım 2023 tarihine kadar görülebilecek olan Vuslat’ın müze bünyesindeki ilk kişisel sergisi ‘Emanet’in küratörlüğünü Chus Martinez üstlendi.
Sergi mekânının merkezinde konumlanan ve dev bir zinciri andıran ‘Yaşamın Göbek Bağı’ adlı eseri için sanatçı Vuslat, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda şunları söyledi:
“Bu zincirin halkalarını devleştirerek, çok büyüterek tekrar yaptım. 70 metre, 600 halkadan oluşan bir enstalasyon haline getirdim. ‘Hayatın Göbek Bağı’nı böyle düşündüm ve böyle oluşturdum. Anneannemin vefatından birkaç ay evvel bana verdiği altın zincirden ilham aldım.
Dönüyoruz, kıvrılıyoruz, birbirimize yaklaşıyoruz, uzaklaşıyoruz, ilişki kurmaya, bağ kurmaya çalışıyoruz ve sonunda sonsuzluğa giderken birliğe de uzandığımızı hayal ediyorum. Arayışlarımız zihnimde her zaman dönen formlar halinde.
Daireler çizerek, birbirine yaklaşan ve uzaklaşan spiraller oluşturarak ilerliyoruz hayatta. Hayatın akışında hep bir arayış içindeyiz. En büyük emanet hayatın kendisi. Doğum ve ölüm arasındaki zaman ve alanımız.”
Tumblr media
‘Yaşamın Göbek Bağı’, PLA üzerine 3D baskı, 2023
“Geçmiş nesillerle bağ kuruyor…”
 Vuslat’ın ‘Emanet’ adlı kişisel sergisi için hazırlanan tanıtım bülteninde yer alan ifadeler şöyle:
“Vuslat’ın heykel ve desen çalışmaları etrafında şekillenen serginin temel konusu ‘form’ olgusundan öte bir malzemenin ve belirli formların ilettiği ‘dinamik güçler’e dayanıyor. Çalışmalarında her zaman farklı enerjileri harekete geçiren sanatçı, bu sergi aracılığıyla eserler ve mekân; eserler ve insanlar; eserler ve onları etkileyen anlatılar arasında bir akış, ilişki ve bağ yaratmayı amaçlıyor. 
Sergi mekânının merkezinde konumlanan eser ‘Yaşamın Göbek Bağı’; nehrin akışından, bir yaşam taşıyıcısı olarak ‘su’dan, doğuyor; desenler ise bölgedeki rüzgârın enerjisinden besleniyor; bölgenin yerel taşlarından yapılmış kaideler üzerinde yerleştirilen sığır kuyruğu bitkilerinden yaratılan eserler şifa olgusunu esas alıyor; kilden heykellerin kökeni ise toprağa dayanıyor. Sanatçı eserlerin hepsini bağlayıcı ve büyüleyici bir şekilde bir araya getiren etkileyici bir yöntem oluşturuyor, bu da onları tek bir bütün gibi algılamamızı sağlıyor.”
Tumblr media
Vuslat (Doğan Sabancı)  ve Hüsamettin Koçan, Baksı Müzesi’ndeki serginin açılışında
Serginin küratörü Chus Martinez’in sergi için yaptığı yorum şöyle:
“Emanet kavramı, Vuslat’ın sergisinde ve felsefesinde neredeyse sihirli bir güce dönüşüyor. Onun için ‘emanet’, güven duygusunu anlatmanın ötesinde, daha ileri bir yaşam biçiminin ilham kaynağı; yeni bir düşünce sistemini yansıtan cazip bir fikir. Vuslat, bu fikrin peşinde, samimi bir çabayla geçmiş nesillerle, toprakla ve geleneklerle bağ kuruyor. Diğer insanların geçmiş ve bugünkü deneyimlerine kulak verip duyularımızı açarak; açgözlülüğe ve kayıtsızlığa karşı çıkarak ve nihayet bizi içimizde neşe ve şefkat uyandıran bir kültüre çağırarak…”
Bayburt’ta şahane bir ‘zulüm’: Çoruh Nehri’ni yıkayıp, çıkan çöpleri dağın başındaki şamana sergilettiler
 Prof Dr. Hüsamettin Koçan ‘Şahmeran’ hikâyesini anlattı
Hüsamettin Koçan ‘Ayağımdaki Diken’i, pastalı Mona Lisa saldırısını ve İstanbul’daki Şahmeran’ları anlattı
0 notes
benmavininellitonu · 2 years
Photo
Tumblr media
[TR] Canlı, etkileyici dokuları ve damlacık benzeri kompozisyonlarıyla sergi, Japon sanatçı Takesada Matsutani'nin hayatına ve yolculuğuna heyecan verici bir giriş niteliğinde.
Asya ve Avrupa'daki kamu kurumlarında ve büyük müzelerde sergilenen sanat eserleriyle 50 yılı aşkın bir kariyere sahip olan Matsutani, avant-garde estetiği ve meditatif çalışmalarıyla halkı büyüleyerek Japonya'dan çıkan en heyecan verici sanatçılardan biri olarak duruyor. Enstalasyon, Matsutani'nin metodik pratiğinin evrimini belgeliyor, yeni büyük ölçekli sanat eserlerinden ve eski eserlerinden bir seçkiden oluşan sanatında ele alınan etki ve duygu yelpazesini gözler önüne seriyor.
[ENG] With its vibrant, expressive textures and blob-like compositions, the exhibition is an exciting immersion into the life and journey of Japanese artist Takesada Matsutani. With a career spanning over five decades with artworks exhibited in public institutions and major museums across Asia and Europe, Matsutani stands as one of the most exciting artists to come out of Japan, gracing the public with his avant-garde aesthetics and meditative works. The installation documents the evolution of Matsutani’s methodical practice, exposing the spectrum of influences and emotions addressed in his art, comprising new large-scale artworks and a selection of his earlier pieces.
0 notes
gazetehaberi · 2 years
Text
Katar Turizm, "Katar'ın Futbol Kaleleri" (Posts of Qatar) Enstalasyon Serisini Tanıttı
0 notes
kadinruhu · 2 years
Text
Katar Turizm, "Katar'ın Futbol Kaleleri" (Posts of Qatar) Enstalasyon Serisini Tanıttı
Katar Turizm, “Katar’ın Futbol Kaleleri” (Posts of Qatar) Enstalasyon Serisini Tanıttı
Katar Turizm, Katar'ın en gözde manzaralarının fonda yer aldığı futbol kalesi şeklinde tasarlanan enstalasyonları içeren muhteşem bir sanat deneyimi sunuyor.    Sanata olan düşkünlüğüyle tanınan eski futbolcu David Beckham, lansman kapsamında kalelerin önünde fotoğraf çekti.   Katar Turizm, Katar’ın en ikonik yapılarını ve Instagram tutkunlarının en çok tercih ettiği noktaları simgeleyen on…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
listemakale · 2 years
Text
Katar Turizm, "Katar'ın Futbol Kaleleri" (Posts of Qatar) Enstalasyon Serisini Tanıttı
Katar Turizm, “Katar’ın Futbol Kaleleri” (Posts of Qatar) Enstalasyon Serisini Tanıttı
Katar Turizm, Katar'ın en gözde manzaralarının fonda yer aldığı futbol kalesi şeklinde tasarlanan enstalasyonları içeren muhteşem bir sanat deneyimi sunuyor.    Sanata olan düşkünlüğüyle tanınan eski futbolcu David Beckham, lansman kapsamında kalelerin önünde fotoğraf çekti.   Katar Turizm, Katar’ın en ikonik yapılarını ve Instagram tutkunlarının en çok tercih ettiği noktaları simgeleyen on…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
pazaryerigundem · 5 months
Text
Dört Çarpı Dört sergisi Mardin'de açıldı
https://pazaryerigundem.com/haber/170025/dort-carpi-dort-sergisi-mardinde-acildi/
Dört Çarpı Dört sergisi Mardin'de açıldı
Tumblr media
Dört çarpı dört’ sergisi ‘medeniyetler beşiği Mardin’de Heykeltıraş/ressam Mehmet Latif Sağlam’ın ‘Dört Çarpı Dört Poetik enstalasyon’ adlı sergisi Mardin’deki Mar Hırmız Keldani Kilisesi’nde açıldı.
Şehmus EDİS / MARDİN (İGFA) – Ahmed Arif, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Nazım Hikmet ve Orhan Veli’nin şiirlerinin okunduğu serginin açılışına yoğun ilgi oldu. Medeniyetler beşiği Mardin, anlamlı bir sergiye evsahipliği yapıyor.
Heykeltıraş ressam Mehmet Latif Sağlam’ın ‘Dört Çarpı Dört Poetik Enstalasyon’ adlı sergisi Mardin’deki Mar Hırmız Keldani Kilisesi’nde verilen kokteylle açıldı.
Tumblr media
Ahmed Arif’in ‘Otuzüç Kurşun’, Hasan Hüseyin Korkmazgil’in ‘Koçero’, Nazım Hikmet’in ‘Kadınlarımız’ ve Orhan Veli’nin ‘İstanbul Türküsü’ adlı şiirlerinin heykel ve resim çalışmalarıyla yorumlandığı serginin açılışı yoğun ilgi gördü.
Serginin şiir temalı oluşu nedeniyle açılışta 4 şairin sergiye konu olan şiirleri de seslendirildi. Dönen bir çarkın üzerine kurulan platform, her şairin resim ve heykelinin bulunduğu bölüm izleyicilerin karşısına geldiğinde ilgili şiiri de okununca yoğun alkış aldı.
Sergiyi izlemeye gelen davetliler ve Mardin’e gezmeye gelen tatilciler, sergiye hayran kaldıklarını söyledi.
‘SERGİ DİLE GELDİ’
Sanatçı Mehmet Latif Sağlam, açılışta yaptığı konuşmada, yapılan çalışmaları birbiriyle olan uyumun dışında mekanla beraber ilişkilendirmeye çalıştığını ve bu projeye en uygun mekanı bularak ortaya koyduğunu vurguladı.
Şairlerin sözcüklerle dile getirdiği duyguları resim, heykel, mimari gibi plastik sanatlarla karşılığını bulmaya çalıştığını ifade eden Sağlam, “4 şair, 4 şiir, 4 iş, 4 yürek olarak açılımını yaptığım ‘Dört çarpı dört poetik enstalasyon’ sergisini daha önce Antalya, İstanbul gibi farklı kentlerde açtım.
Bu sergi deyim yerindeyse tarihi mekanla birlikte dile geldi. Sergiyi bu tarihi mekanda açmaktan dolayı mutlu oldum. Sanatseverleri ve Mardin’e gelen sanatseverleri sergime davet ediyorum” dedi.Karşı Sanat organizasyonunda gerçekleşen sergi 3 Haziran’a kadar açık kalacak.
MEHMET LATİF SAĞLAM KİMDİR?
1966 Kızıltepe doğumludur. İlk ve orta öğrenimini doğduğu yer olan Kızıltepe’de tamamladı. Daha sonra Marmara Üniversitesi AEF Resim-İş Eğitimi Heykel ASD’den mezun oldu. Birçok resim, fotoğraf, baskı resim, seramik ve heykel sergilerine katıldı. Takı-madalyon tasarımı ve birebir metal kalıp üretimleri yaptı. Çeşitli sanat dernek üyelikleri ve çalıştaylarına katıldı. 1992’de başladığı sanat eğitimciliğinin yanı sıra sanat üretimine devam etti.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
kadinfikri · 2 years
Text
Katar Turizm, "Katar'ın Futbol Kaleleri" (Posts of Qatar) Enstalasyon Serisini Tanıttı
Katar Turizm, “Katar’ın Futbol Kaleleri” (Posts of Qatar) Enstalasyon Serisini Tanıttı
Katar Turizm, Katar'ın en gözde manzaralarının fonda yer aldığı futbol kalesi şeklinde tasarlanan enstalasyonları içeren muhteşem bir sanat deneyimi sunuyor.    Sanata olan düşkünlüğüyle tanınan eski futbolcu David Beckham, lansman kapsamında kalelerin önünde fotoğraf çekti.   Katar Turizm, Katar’ın en ikonik yapılarını ve Instagram tutkunlarının en çok tercih ettiği noktaları simgeleyen on…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes