“En çok sevdiğim şeydir kendime hediye almak. Bazen bir çiçek, bazen sayfaları arasında kaybolduğum kitap, bazen ise ruhumun derinliklerindeki kaybolduğum melodiler...”
Yeni dünya düzeni, başta beslenme ve barınma sorunları olmak üzere, yoksulluk, göç, kölelik, işsizlik, güvencesizlik, örgütsüzlük ve toplumsal cinsiyet konularında yeni sorunları, yeni çalışma biçimleri ile yeni işleri, yetersiz sağlık ve eğitim uygulamalarını getirmiştir.
Sosyal politikanın finansallaşması nedeniyle bulunan çözümler de beklenen faydayı sağlamıyor.
Genç akademisyenlerin bu tür…
Bişi da solimmi maske arkasından gizli gizli profilimi takip edene ayyy cuculerim sizide seviyorum 😁
Haa koçum benim 🙃🤣
Ayyy bu sözü çok seviyorum 😁
Beni takipten çıkana ve artı engel atana sadece gülüp geçiyorum 😂😁 ayyy oğul 🤭🤪
Neden engel neden takipten çıkmak demem o ki herkesin yüzüne soli verin benim 🙃🤣
Benim gibi gibi 😁😁
Benim kimseye bir kirici lafım yok varse meydan burda ay amanın tek kelime benden gidenin yolu açık olsun 😁 gelen de hoş geldi sol yanıma🤭ve evime 🤣
Canınız sağolsun 😏
Ben kendi halimde biriyim.
Günün 24 saati burda değilim
Çalışanın iş yerlerim elamanlarim var hem görev hem iş yerlerim çalışan elemanlarim firsat bulunca size de gelip beğeni yorum yapıyorum Tumbir Ailem 😁
Saygılar sevgiler doslar 😁
PRENSES 👑
Delikanlı kız diyor😏
.👍..😁..🤘.. ✍️
Huyumu bilmeden yuzgarima kapılma aslan parçası 👌ben senin sanalda bulup üç gunde dize getireceğin üçüz kadınlardan değilim kendini şeytanla düet yaparken bulursun🫵
1-)Kadın,hayatı boyunca kocasına adam gibi bi muamelede bulunmuyor..Özgür irade deyip,ilk fırsatta eşinden ayrılıyor..Hatta hatta zaman zaman başkalarıyla nikahsız flörtler bile yaşıyor...fakat asla Evlenmeyi düşünmüyor..
2-)Çünkü Bir önceki kocasından ömür boyu alacağı nafaka hakkını yitirmek istemiyor..İşin garip yanı eski koca önceki eşinin bir başkasıyla flört yaşadığını gördüğü ve bildiği halde mecburen o kadına para ödemeye devam ediyor..
3-)Yada sokak ortasında "Ulan ben boynuzlumuyum.. sevgilinle bir olup.. para mı yiyorsunuz" deyip...eski karısını bıçaklıyor.. Kadın mezara... erkek kodese...çocuklar ise yuvaya veriliyor..
4-(Böylece bir aile darmadağın olup gidiyor...Yani bu yasalar aynı zamanda aile cinayetlerini de beraberinde getiriyor..Devletimiz Henüz bu işin ne kadar ciddi bir konu olduğunun farkında değil belki ama... Kaş yapayım derken göz çıkartıyor...
5-)Devletin kadınlara tanıdığı Süresiz nafaka yasası..ve 2012 yılında eski aile bakanı,Fatma Şahin tarafından çıkartılan 6284 sayılı kanun aileleri darma dağın ediyor...
6-)Neden bilmiyorum kadın hakları ile ilgili bu mevzular, bana hep Osmanlı Devleti'nin yıkımının Harem'den başladığı tezini hatırlatıyor...
7-)Yani, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı doğuran ve büyüten kadınlarımız, farkında olmadan, "kadına maddi ve manevi özgürlük" naraları ata ata ülkemizi uçuruma sürüklüyor..
8-)"Kadın hakları" diye diye,ülkemizde aile hayatı diye bir şey kalmadı maalesef... Avrupada dahi kadınlara ülkemizdeki kadar tolerans tanınmadığı halde, ülkemizdeki kadınlar, hala ısrarla "bu ülkede kadınlara özgürlük yok" diye bir taraflarını yırtıyorlar.
9-)Çıkarılan kanunların bir çoğu kadın hakları ile ilgili..kadın hakları ile ilgili meclise sunulan kanun tekliflerinin sayısını artık takip bile edemiyoruz..
10-)Hükümet yetkililerimizin Önümüzdeki günlerde süresiz nafaka yasasında düzenleme yapacağı konuşuluyor..Fakat yine nafaka hakkının 5 yıla indirileceğide aldığımız duyumlar arasında..
11-)Benim nacizane fikrim, erkeğin kadına ödeyeceği nafaka süresi 1 yılı geçmemesidir..
12-)Kadına nafaka ödeyecek adamda, hem nafakayı ödeyip.. hem de yeni kuracağı aileye bakamayacağını düşünerek, evlilikten uzak duruyor...sonuç olarak Nikahsız birliktelikler ayyuka çıkıyor...
13-)Uzun süreli nafaka, bir çok kadını art niyete nikahsız birlikteliğe en ufak bir anlazmazlıkta boşanmaya hatta hatta eşini evden attırmaya cesaretlendiriyor.
14-)Eğerki yasalar, hakkıyla düzenlenir,kadına gerektiği kadar Hak tanınacak olursa,hem boşanmalar,hemde kadın cinayetleri en aza inecektir..
15-)Erkeğin adisi varmı.. tabiiki var..Bütün erkeklere ve bütün kadınlara aynı muameleyi yapmak yerine..Olayların gelişim türüne göre,caydırıcı cezalar uygulanmalıdır...
16-)Ama asla ve asla evin direğinin erkekler olduğu gerçeğinin üzeri yasalar üzerinden çizilmemelidir.. Uzun lafın kısası Devletimiz acilen sınırsız nafaka ve 6284 sayılı yasalara bir dur demelidir.
17-)Aksi taktirde ilerleyen dönemlerde nikahsız birliktelikler ayyuka çıkacak sokaklarımızı ve okullarımızı Nikahsız birliktelikten doğan çocuklar dolduracak ...
18-)Hatta hatta belkide anneden bir babadan ayrı kardeşler, bilmeden birliktelik yaşayacaklar...saçma sapan yasalar sayesinde Aile mefhumumuz yerle yeksan olmuş durumda...
19-)Aile bakanlığı derhal harekete geçmeli..ve bu iki yasayı yerle yeksan etmeli diye düşünüyorum...diyeceklerim bu kadar..☝️
Yılmaz Şahin’s treatment of Nigar is not just insulting, it is bad writing too. She is returned from death in Episode 67 just to be humiliated again and again and for the viewer to completely understand that Ibrahim didn’t love her (and neither does Rüstem, and neither does Hürrem, and neither does anyone). It is basically an operation to get the viewer hate Nigar that works on most viewers. And then she gets a lame death.
Yılmaz Şahin hated Nigar, and actually wrote her badly. Her motivations didn’t make sense, she didn’t make sense, it was just one man’s hateful crusade against her. In a way his treatment of her mirrors his treatment of characters like Gülşah or Fatma Hatun which is just insulting. At least she got to kill herself instead of being killed unlike Gülşah I guess.
‘Türkiye destekli Azerbaycan Ermenistan’a saldırmış, etnik temizlik ve soykırım tehlikesi varmış’ diye Uluslararası örgütlere ‘kurtarın’ çağrısı yapan 128 ‘hak savunucusu’ çıktı!Emperyalizm uşağısınız anladık da, kaç paralık adamsınız onu söyleyin!
Aha liste de burada: A. Serdar Koçman, Abdullah Demirbaş, Adil Okay, Adnan Cangüder, Ahmet Hulusi Kırım, Ahmet Konuk, Akın Birdal, Akın Atauz, Akup Alakuş, Ali Ekber Kaypakkaya, Ali Gökkaya, Anjel Dikme, Ari Günter, Aris Nalcı, Armen Korkmaz, Atilla Dirim, Attila Tuygan, Ayşe Hür, Aziz Tunç, Baskın Oran, Burak Demir, Cengiz Aktar, Cengiz Gültekin, Demir Sönmez, Denis Dreisbusch, Dilek Ak, Dinç Dinç, Doğan Özgüden, Emre Uslu, Enver Enli, Eren Keskin, Faruk Mızrak, Fatime Akalın, Fatin Kanat, Fatma Gök, Ferhat Umruk, Ferit Barut, Feyyaz Kerimo, Fikret Başkaya, Garo Kaprielyan, Gülseren Yoleri, Gün Zileli, Güngör Şenkal, Hacı Orman, Hakan Tahmaz, Haldun Açıksözlü, Halil Savda, Hanife Elmadağ, Haydar Doğan, Hosrof Köletavitoğlu, Hovsep Hayreni, Hrant Kasparyan, Huriye Şahin, Hüseyin Habib Taşkın, Hüseyin Karakuş, Hüseyin Şenol, Hüsnü Öndül, İlyas Danyeli, İnan Gedik, İnci Tuğsavul, İshak Kocabıyık, Jan Beth-Sawoce, Kasım Ergün, Kayuş Çalıkman G., Kazım Gündoğan, Kemal Bilget, Kenan Yenice, Kuvvet Lordoğlu, Leman Stehn, Lerna Ekmekçioğlu, Mahinur Şaşmaz, Mahmut Konuk, Mahmut Uzun, Mazlum Çetinkaya, Mehmet Ali Orğun, Mehmet Onur Yılmaz, Mehmet Tursun, Mehmet Uluışık, Memik Horuz, Mihail Vasiliadis, Miran Afşar, Murad Karakaş, Murad Mıhçı, Murat Polat, Necati Abay, Nedim Durmuş, Nevzat Onaran, Nuran Yüce, Nurten Kırmızıgül, Ohannis Conkar, Onur Hamzaoğlu, Osman Tiftikçi, Pınar Ömeroğlu, Ramazan Gezgin, Recep Maraşlı, Sait Çetinoğlu, Sarkis Adam, Selahattin Esmer, Selay Ertem, Sibel Perçinel, Sinan Canlı, Süleyman Eryılmaz, Şaban İba, Şanar Yurdatapan, Şenol Karakaş, Şiar Rişvanoğlu, Şükriye Ercan, Şükrü Hamarat, Taner Akçam, Tufan Sisli, Tuncay Yılmaz, Ufuk Güneş, Ülkü Çevik, Veysi Sarısözen, Yalçın Ergündoğan, Yasemin Balıkçı, Yasemin Çongar, Yıldız Aydın, Zehra Kabasakal Arat, Zeki Kahraman, Zeliha İkizer, Ziya Özder…
Mesai arkadaşlarım; Seçkin Arık, Efkan Bozdağ, Erhan Mutlu, Nadir Işık, Fatih Şayan, Şükrü Kural, Nihal Şen, Fikret Akbay, Turhan Özdemir, Bülent Avcı, Nadir Dikici, Yalçın Ören, Mertcan Uysal, Tanju Dağlı, Aydın İçen, Veli Salık, Ali Kadir Akyüz…
Kimisi bölgede yardım dağıtıyor, kimisi çöp topluyor, kimisi Aşevinde çalışıyor.
Efgan Bozdağ mesela…
Değerli kardeşim Efgan, Belediyenin deprem bölgesine gönderdiği her TIR’la birlikte bıkmadan, yorulmadan yardım dağıtmaya gidiyor.
Bir kişiye bile faydam dokunabiliyorsa ne mutlu bana diyor…
Nihal Şen…
Deprem bölgesinde kurulan Aşevinde ilk günden bu yana yemek yapıyor, yemek dağıtıyor, bulaşıkları yıkıyor. Birkaç günlüğüne gittiği bölgede yaşanan acıları gördükçe aylarca kalmak istediğini, dönmek istemediğini söylüyor.
Susurluk Devlet Hastanesi gönüllüleri…
Doktor Hasan Talha Uzungöz, Doktor Umut Çubuk…
Hemşireler Özden Gürbüz, Ayşe Armağan, Fatma Dik, Hüseyin Özcan, Oğuz Demiryakan.
Tıbbi sekreterler Halil Güngörmüş, Hayrettin Aksoy...
Temizlik personeli Bahar Yaşar…
İnsanların hayatlarını kurtarmak, acılarını hafifletmek için gece gündüz deprem bölgesinde can-ı gönülden görev aldılar.
Susurluk Şeker Fabrikası Arama Kurtarma Ekibi…
Fabrika Müdürü Kürşad Erdoğan, Şeker-İş Sendikası Şube Başkanı Yavuz Gürsoy ile birlikte bölgeye giden Kazım Özdemir, Mustafa Bilici, Ahmet Çam, Bayram Aydemir, İbrahim Can Yalazı, Recep Çelik, Turgay Uz, Mustafa Berker, Cevdet Açıkkol, Mesut Arı, Sedat Bozen, Mehmet Türkmen, Çağrı Altan, Alican Yörük, Kemal Berk Kola, İbrahim Özkan, Hasan Hüseyin Karcı, Emirhan Başyiğit…
Hatay BB Lütfü Savaş, bir kaç saat önce bir tanıdığımıza Hatay’da en az 50bin kayıp olduğunu söylüyor. Gaziantep BB Başkanı Fatma Şahin “60bin kişilik Islahiye'nin yarısı yok” diyor. Elbistan perişan. Adıyaman’da perişan. Allah’ım yardım et
Which MC/MCK Character Belongs To Heaven? A Tier List
(All celestial realms only have three circles because I am lazy. Haven’t seen season 2 of Kösem in full, so I didn’t dare to judge. Also, this is about actual morality, quality as a character, as well as about how much I like them.)
Heaven
1st circle (second only to Jesus in God’s eyes): Cihangir, Gülnihal, Leo, Bülbül aga
2nd circle (mistakes were made, but overall we’ve canonized worse people): Anastasia!Kösem, Afife, Daye, Gül aga, Matrakçi, Sadika, Gölge, Sayeşte, Hüsrev pasha
3rd circle (heaven is half-empty anyway, I guess you’ll do): Bayezit (MC), Isabella Fortuna, Armin, Beyhan, Isabella Fortuna, Şeker aga, sultan Ahmet, Mehmet Giray, Mihrünissa, sultan Mustafa, Zülfikar
Purgatory
1st circle (a few months and like one forgiven murder from heaven at most): Hatice, Ayas pasha, Ayşe (MC, season 1), Cevher, Ebu Suud, Efsun, Firuze, Lokman aga, Nigar kalfa, Sümbül, Cennet, Derviş pasha, Handan, sultan Osman
2nd circle (your sins don’t outnumber the times you made this show infinitely better by your mere presence): Hürrem, Mahidevran, Fatma sultan, Mercan, Nurbanu, Şah, Fahriye sultan, Gabriella de Sfeo
3rd circle (I hereby sentence you for being a boring bitch): şehzade Mustafa, Aybige, Dudu, Elif, Esma, Fidan, Helena, Nurbahar, Nazli, Nilüfer, Atmaca, Halil pasha (MCK, s1), Iskender, Yavuz, Zümrüt aga, Fahriye kalfa, Rümeysa, Ayşe (MC season 3), Hadim Süleyman
Limbo (Who? I mean, those I don’t remember well enough): Alvise Gritti, Defne, Iskender pasha, Pedro, Anne of Poland, Gazanfer, Canfeda, Gracia Mendes, Kara Ahmet pasha, Lala Mustafa pasha, Piri pasha, Sinan pasha, Sokollu Mustafa, shah Tamhasp
Hell
1st circle (Satan has a super rad party here and guess what, you’re invited): Fatma (MC, seasons 2&3), Gülşah (see, it’s hell cause they are here together), Rüstem pasha, Safiye, Dilruba, Halime, Davut pasha, Menekşe, Şahin Giray
2nd circle (your only sin is being annoying but boy have you sinned): Mihrimah, s1!Kösem, Esmahan, Huricihan, Nazenin, Taşlicali Yahya, Ahmet pasha (MC, season 1), Haci Mustafa, Hümaşah (MCK), Katerina (MCK), Kiraz aga, Mahfiruz, Mahfiruze, şehzade Mehmet (both)
3rd circle (Fuck you. Just fuck you.): Ayşe Hafsa, Gülfem, Bali Bey, Barbarossa, Louis II. of Hungary (the character, not the historical king whom they absolutely butchered, asjgh...), Meleki, Kuyucu Murat, Zal Mahmut
Superhell (for all of your gay crimes: Ibrahim pasha, Süleyman, Lütfi pasha (he’s not gay, but he is probably homophobic, so this is a double superhell for him), Reyhan aga
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından “3 Haziran Dünya Bisiklet Günü” kapsamında farkındalık etkinliği düzenlendi.
GAZİANTEP (İGFA) – Sürdürülebilir ulaşım, bisikletle mümkün sloganıyla hem sürdürülebilir hem de yeşil ulaşımın öneminin vurgulanması amacıyla yapılan etkinliğe yaklaşık 500 sporcu katıldı.
Etkinlik iki farklı noktada yapıldı. Gaziantep Havalimanı yolu Hitit Kapısında başlayan bisiklet sürüşleri Körkün mahallesinde, Gaziantep Büyükşehir Belediye önünde başlayan sürüşler Festival Parkında sonlandı.
Hitit Kapısında başlayan etkinlik programına Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, Büyükşehir Belediyesi önünde başlayan programa ise Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Halil Uğur, ve İl Milli Eğitim Müdürü Yasin Tepe katıldı.
ERDOĞAN: SPORCULARIMIZ BU ALIŞKANLIKLAR GELİŞTİKÇE DÜNYADA VE AVRUPA’DA DAHA ÇOK DERECELER KAZANACAK
Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan Hitit kapısında düzenlenen programda yaptığı konuşmada Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’e bu güne özel yaptığı duyarlılık çalışmasından dolayı teşekkür ederek, “Çok değerli sporseverler, bugün bisiklet altyapısı güçlendirilmiş Gaziantep’te bisikletin günlük ulaşımda kullanılması hem spor disiplini için hem hava temizliği için hem daha sağlıklı bir yaşam için çok isabetli çok gerekli. Gaziantep Büyükşehir Belediyemizin Dünya Bisiklet Günü vesilesiyle bu duyarlılığı artırmak için yaptığı çalışmayı takdir ediyorum. İnşallah sporcularımız bu alışkanlıklar geliştikçe dünyada, Avrupa’da daha çok dereceler kazanacak. Bütün kazanan sporcularımızı tebrik ediyorum. Gazianteplilere günlük hayatlarında daha çok bisiklet kullanmalarını ve hayatlarına bisikleti daha çok katmalarını istiyorum” diye konuştu.
UĞUR: 2024 YILININ SONUNA KADAR BİSİKLET YOLUMUZU 100 KM’YE ÇIKARIYORUZ
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Halil Uğur ise Büyükşehir Belediyesi önündeki başlattığı etkinlik öncesi yaptığı konuşmada bisiklet sürmenin insan sağlığına sağladığı faydalara değinerek, “Dünya bisiklet günü bisiklet sadece yeşil ulaşımın aracı değil sağlık için en önemli unsurlardan biri. Spor özgürleştirir. Bisiklet sporu insanı daha da özgürleştirir. O anlamda Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatma Şahin’in önderliğinde 100 binin üzerinde bisiklet dağıttık. Bisikleti dağıtırken şunu gördük. Bisiklet yollarımızın eksik olduğunu gördük. Son yıllarda 77 km bisiklet yolu yaptık. Yeterli mi yeterli değil. Başkan Fatma Şahin’in talimatıyla 2024 yılının sonuna kadar bisiklet yolumuzu 100 km’ye çıkarıyoruz. Bugün çevireceğimiz pedallar bizi sağlığa, huzura, mutluluğa götürsün” dedi.
Sporcular bisiklet sürüşünün ardından, parkta düzenlenen etkinliklere katıldı. Bisiklet atölyesi etkinliğinde 12 grup içerisinden en kısa sürede bisiklet birleştiren 3 gruba bisiklet hediye edildi. Devamında ise; müzik dinletisi, balon katlama ve bisiklet çarkı etkinleri yapıldı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.