Tumgik
#gün siz ama
guclu-insan-olmak · 2 years
Text
Bu 5 şeyi yaparak güçlü bir insan olabilirsin
Bu Merhaba sevgili dostum Birazdan sayacağım şeyleri kabul ederek daha güçlü bir insan olabilirsin İlk, her zaman mantıklı her zaman kontrolü olamazsın bazen bıraktığın bazen artık yeter Dediğin bazen tembellik yaptığın zamanlar olacak bunlar senin başarısız olduğunu göstermez sadece yorulduğunu ve dinlenmen gerektiğini gösterir ikincisi Bugüne kadar hayatta Sorunları, çözmek için kullandığı yöntemler işe.
Yaramıyor olabilir bu kabullenmem lazım başka bir yöntem dene yöntemler senin kim olduğunu belirlemiyor üçüncüsü başına gelen olumsuz olayların kurbanımı olduğundan çıkmalısın iyi, şeyler yapmış olsan da dünya adil bir yer değil bugüne kadar yaşadığı şeyler değil bundan sonra yaptığı seçimler senin hayatını belirler kötü insanlardan kaçamazsın Onlar, her yerdeler onları değiştirmek yerine ya da neden bana böyle, davrandılar demek yerine kendi hayatına yola devam . etmelisin beşincisi de sonuncusu aşırı , çabalamak yerine akışa bırakmalısın insan, Geç de olsa şunu anlıyor olan oluyor olmayan ol
0 notes
nergiscem · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
✨Müzikal 🌌🐙🎆🐠🌠
89 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 1 year
Text
Bazen maruz kaldığım ortamlardan kaçıp herhangi bi köşeye sıkışmak istiyorum
2 notes · View notes
ahbeazra · 1 year
Text
insanların duygularını nasıl yaşadığını bilemezsiniz ne kadar kötü olduğunu bilemezsiniz dışarıdan çok iyi görünüyor olabilir ama içinin nasıl olduğunu bilemezsiniz
2 notes · View notes
dususbitti · 1 year
Text
milletin pazar gününden zevk alarak gezmesi ama benim en yoğun günüm olması
1 note · View note
Text
Kocam Servis Şoförüne Siktirmeme İzin Verdi! (Birgül 35 Y., İzmir)
Kocam, görevi gereği bir yıllığına başka bir şehire gitmişti. Normalde 3 ayda bir gelecekti, ancak 6 ay olmuştu ve izin alamadığından gelememişti. Yani kocamla 6 adır sikişmemiştim ve amımı parmaklamaktan da bıkmıştım. Kocamla sık sık telefonda görüşüyor, bazen telefon seksi yapıyorduk. Bir gün kocama, "Parmaklar yetmiyor, amım sikilmek istiyor, ne yapacağım?" dedim. Kocam da, "Pørnøfilm seyret, amına patlıcan falan sok!" demişti. Ben de kızımı okula gönderdikten sonra bilgisayarı açıyor, bir iki saat pørnø film seyredip masturbasyon yapıyordum. Birkaç sefer de patlıcan soktum amıma, ama gerçek yarak gibi olmuyordu. Artık bunlar beni kesmiyordu, bazen rüyalarımda başka adamların beni siktiğini görüyordum. Ancak bundan bile utanıyor, suçluluk duyuyordum.
Kocama, rüyamda başka erkeklerin beni siktiğini söyleyince, kocam heyecanlanmış olmalı ki, o günden sonra her telefon görüşmemizde bana rüya görüp görmediğimi soruyordu. Ben de kendisine kızıyordum. Çünkü rüyamda birkaç kez de kocamın başka kadınları siktiğini görmüştüm ve o halde bile kocama telefonda çok kızmıştım, sanki gerçekten yapmış gibi. Kocam bana telefonda sürekli, "Rahat ol, fantazi yap, neden hoşlanıyorsan onu düşün!" diyordu. Yine bir seferinde bana, "Bul birini, siktir kendini, sonra ben gelince de grup yapalım!" dediğinde şok olmuştum. Daha sonraki görüşmelerimizde kocam bu söylediğini sıklaştırmaya başladı. Bu sebepten dolayı rüyalarımda iki erkeğin arasında siktiştiğimi bile görmeye başlamıştım. Bu rüyaları kocama anlatıyordum ve kocamın üstelemeleri de devam ediyordu. Ben de her seferinde, "Sen beni orospu mu yapmak istiyorsun?" diye tersliyordum kocamı. Bu sıkıntılar içerisinde amım iyice kızışmış, resmen yarak yemek için kudurur olmuştum. Ama duygularımı bastırıyordum, sadece rüyalarımda bazı şeyleri yaşıyordum...
Annem diyaliz hastasıydı ve hafta da 3 gün diyaliz merkezine gidiyordu. Teyzemle de ben, sırayla anneme bakıyorduk. Sıra bana geldiği bir gün, diyaliz merkezinde sigara içmek için dışarı çıkmıştım. Yanıma diyaliz merkezinin şöförü geldi, "Kocanız burada değilmiş, öyle mi?" diye sordu. Ben de biraz şaşırmış bir şekilde, "Evet, siz nerden biliyorsunuz?" dedim. Adam, "Geçen teyzenizle konuşurken söyledi!" dedi. Adam benle konuşmak için çeşitli bahaneler ile sorular sorup duruyordu, ben de kısa cevaplarla geçiştirmeye çalışıyordum. Hareketlerinden rahatsız olmuştum, adam yılışık bir şeydi. O gün ne zaman sigara içmeye çıktıysam, adam yanıma gelip konuşmaya çalıştı. Akşam eve döndüğümde, telefonda kocama bu olayı anlattım. Kocam da, "Adam sana resmen sarkmış, hazır bulmuşken vurdursaydın ya!" dedi. "Saçmalama!" dedim, sinirlenmiştim kocama.
Diyaliz merkezine daha sonraki gidişimde de adam yanıma gelip çay ikram etti. Adam bir türlü peşimi bırakmıyordu. Birden kocamın söyledikleri aklıma geldi, ama kendi kendime (Saçmalama kızım, kendine gel!) dedim. O günün akşamı yorgunluktan erken yattım. Adamla o kadar ilgilenmediğim halde, o gece rüyamda adamın beni minibüsle ormanlık bir alana götürüp, evire çevire siktiğini gördüm. Sabah uyandığımda kendime kızıyordum, ama gördüğüm rüya da aklımdan çıkmıyordu. Sanki gerçekten yaşamış gibiydim.
Annem bir gün arayla diyalize giriyordu. Sıra yine bana geldiğinde tekrar diyaliz merkezine gittim. Genelde rahat giyinmeyi severim. Yeni moda olan taytlardan almıştım, giderken onlardan birini giydim, üzerine de uzun kazak türü bir şey giydim. Önceleri alışamasam da, kocamın telkinleriyle pantolon veya benzeri şey giydiğimde tanga külot giymeye başlamıştım. O gün de taytımın altına tanga giymiştim. Yine sigara içmek için dışarı çıktığımda, hava iyi olduğu için üzerimde ceketim yoktu. Adam yine yanıma gelip çay teklif etti. Ben de ısrarından bıktığımdan, bu sefer, "Olur!" dedim. Adam gitti çay alıp yanıma geldi.
Çaylarımızı içerken adama, "Benden ne istiyorsun, neden bu kadar ilgileniyorsun benimle?" diye sordum, amacım son noktayı koymaktı. Ama adam son noktayı koydu ve "Güzel bir kadınsınız, uzun zamandır yalnız kalmanız zor olmuyor mu?" diye sordu. Ben onu mat etmek isterken, o beni mat etmişti. "Size ne bundan?" dedim, ama aklıma geçen gördüğüm rüya geldi. Bir anda vücuduma ateş basmıştı, amım da sulanmaya başlamıştı. Adam konuşuyordu, ama ne dediğini anlamıyordum, çünkü gözümün önüne adamın beni ormanda sikişi geliyordu. Adamın bana bakarak gülümsediğini gördüm, "Neden gülüyorsun?" dedim. Adam da, "Bu kadar utanmana gerek yok, rengin değişti birden, benden sır çıkmaz!" diyerek cebinden bir kağıt çıkardı ve elimden boş çay bardağını alırken, elime kağıdı tutuşturdu, gitti. Kağıtta, "İhtiyacın olduğu zaman ara, hazırım!" notuyla beraber telefonu da yazıyordu. Ne yapacağımı bilemedim kağıdı elimde buruşturup içeri girdim, o telaşla atacak yer bulamayınca ceketimin cebine koydum.
Anneme bakmak için memleketten öbür teyzemin de gelmesiyle, yaklaşık bir ay sıra bana gelmeyecekti. Bu süre içerisinde yılışık servis şoföründen de kurtulmuş olurum diye düşündüm. Aradan bir hafta geçmişti. Yine çırılçıplak soyunup bilgisayarın başına geçtim ve pørnø film izleyerek, amıma patlıcan sokarak masturbasyon yaptım. İki kere orgazm oldum, ama ateşim sönmemişti. Kocamın son siktiğinden beri 8 ay geçmişti ve artık sikilmek istiyordum. Amım müthiş bir şekilde kaşınıyordu. Birden telefon çaldı. Arayan teyzemdi, anneme yazılan ilacın adını soruyordu. Ben de doktorun yazdığı kağıdı cebime koyduğumu hatırladım ve dolaptan ceketi çıkarıp ceplerini karıştırırken teyzemin istediği kağıdı buldum, tabii ki adamın bana verdiği kağıdı da...
Teyzeme ilacın adını söyleyip, telefonu kapattıktan sonra, adamın verdiği kağıdı atacaktım ki, kağıdı açıp tekrar okudum. Birden amımın karıncalandı. Halen çırılçıplaktım. Elimi amıma götürdüm tuhaf bir şekilde ıslandığımı hissetim. Salonda divana uzandım. Adamın beni ormanda siktiği rüyayı düşünerek, tekrar amımı okşamaya başladım. Yalan yok, o anda adamın gelip beni sikmesini arzuladım ve bu düşünceler ile orgazm olmaya başladım. Daha da ateşlenmiştim. Bir an aklımdan, (Adamı çağırayım da beni güzelce bir siksin, bağıra bağıra bir orgazm olayım!) düşüncesi geçti. Not kağıdı sehpanın üzerinde duruyordu. Kağıda bakarken kocamın söyledikleri aklıma geldi. Gerçekten birine siktirsem ne yapardı acaba? Kocamı aradım ve bunu sordum. O da bana, "Valla hiç durma, çağır adamı, siktir kendini!" dedi. Beklediğim cevap bu değildi, yine kızmaya başlamıştım. Kocam ise, "Aşkım, beyninle değil, amının sesiyle düşün! Eğer o adam da seni sikmek istiyorsa, hiç düşünme, yap!" dedi. Ben de, "Sen kaşındın, görürsün sen!" dedim, sinirle telefonu kapattım. Kocam belli ki benim böyle bir şey yapamayacağımı düşünüyordu.
Kafam karmakarışıktı, biraz da kocama kızgınlıkla nispet yapmak için telefonumu aldım, adamın numarasını çevirdim. İki kere çaldıktan sonra korkup heyecanlandım ve kapattım. Unuttuğum bir şey vardı, telefon numaram karşı tarafa düşmüştü. Birkaç dakika sonra benim telefonum çaldı. Adam arıyordu, ama açmadım, birkaç kere çalıp kapandı. Ben ne yaptım diye pişmanlık içindeydim. Kalkıp giyindim. Gün içerisinde telefonum birkaç kez daha çaldı, ama yine açmadım.
Akşam akrabalarım oturmaya gelmişti. Bu yüzden de geç yatmıştım. Tam uykuya dalacakken, adamdan bir mesaj geldi. Benden hoşlandığını, benimle beraber olmak istediğini, bana güzel dakikalar yaşatacağını falan bunun gibi şeyler yazıyordu. Devam eden günlerde bu tür mesajlar gelmeye devam etti. En son mesajında, eğer cevap vermezsem, evime geleceğini yazmıştı. Sağolsun teyzemin boşboğazlığı sayesinde adam oturduğum siteyi biliyordu, ama apartmanı ve dairemi bilmiyordu. Sağa sola sorar diye korktum ve "Ara beni!" diye mesaj attım. Aradı. Ona, bir hata yaptığımı, böyle bir şeyin mümkün olamayacağını söylesem de, beni dinlemedi, "En azından telefonda görüşelim!" dedi. Ne görüşeceğimizi sordum. "Birbirimizi yakından tanıyalım!" dedi. Kızımın okulda olduğu saatlerde arıyordu hep.
Bir seferinde bana, "Telefon seksi yapalım mı?" diye sordu. "Nasıl olacak?" dedim sanki bilmiyormuşum gibi, ama böyle bir şeyi bekliyordum. "Merak etme güzel olacak! Sen beni getireceksin, ben seni!" dedi. Konuşmalarıyla sanki yanımdaymış gibi beni soyuyordu, ben de dediğini yapıyordum. "Sıra sende!" dedi, ben de onu telefonda soydum. Birden amımın sesi ağır bastı ve havaya girdim, telefonda seks yapmaya başladık. Türkçe pørnølar seyrederken küfürlü konuşmalardan etkilendiğimi fark etmiştim. Adam da bu moda girmişti, bana, "Amını yalayacağım. Göğüslerini emeceğim. Domaltıp amına taşaklarıma kadar geçireceğim yarağımı!" gibi laflar dedikçe, benim de elim amımın derinliklerine daha çok giriyordu. Ben de ona, "Sok erkeğim, domaltıp sik beni, yarağını amımda istiyorum! Ağzımı sik, yarağını boğazıma kadar alacağım!" derken, adamdan hırıltılar ve iniltiler duyuyordum. Adam, "Çok iyisin yavrum, acayip boşaldım! Sen ne yaptın?" dedi. Ben de orgazm olmuştum, hem de üç kez. Adamla telefonda karı koca olmuştuk. Bu telefon görüşmelerimiz ilerleyen günlerde devam etti, hemen hemen her gün telefonda seks yapıyorduk.
Bir gün kocam bana sürpriz yaparak, haber vermeden çıktı geldi. Nasıl sevindiğimi anlatamam, ilk işim yarağının tadını almak oldu. Uzun süredir sikilmemiştim. Resmen kocamın sikini amım yutmuştu. Kocamla ateşli bir sikişten sonra, dinlenirken konuşuyorduk. Kocama olanları anlattım. Ben anlattıkça kocamın sikinin tekrar kalktığını gördüm ve bu sefer daha şehvetli bir şekilde sikti beni. Sonra da, "Bu anlattıkların fantazi miydi, yoksa gerçek mi?" diye sordu. Ben de gerçek olduğunu, adamın yarın sabah tekrar arayacağını söyledim.
Ertesi sabah kızı okula gönderdik. Adam, her gün yaptığı gibi, saat 10:00 civarı beni aradı. Telefonu açmadan, kocama çok heyecanlı olduğumu söyledim. Kocam ise, "Heyecanlanmana gerek yok, her zaman ne yapıyorsan aynısını yap! Yalnız ben de konuştuklarınızı duymak istiyorum, telefonun hoparlörünü aç!" dedi. Dediğini yaptım, ama önce tutuk konuşmaya başladım, ancak ilerleyen zamanda tutukluğumu üzerimden attım. Soyunmuştum ve adamla telefonda karşılıklı masturbasyon yapıyorduk. Bu arada kocam da yanımda kalkık yarağını çıkarmış sıvazlıyordu. Adam telefonda inleyip hırlamaya başlayınca, kocam da daha fazla dayanamadı, ayağa kalktı, göğsüme ve karnıma doğru döllerini fışkırtmaya başladı. Kocamın sıcak döllerini hissedince ben de orgazm oldum. Adam ise telefonda halen, seni şöyle sikeceğim, böyle domaltacağım diye anlatıyordu. Kocam yanıma oturdu ve yarağını sıvazlamaya devam etti. Bir süre sonra adam da boşalmıştı. Telefonu kapattık.
Kocam birşey demeden dudaklarımdan öptü ve beni divana yatırdı, yeniden kalkmış yarağını amıma geçirdiği gibi beni sikmeye başladı. Nasıl şehvetli sikiyordu ama! Üstelik bu sefer kolay boşalmıyordu da, yarım saatir sikiyordu. Ben ise bitmiştim, 3 kere orgazm olmuş, pestil gibiydim. Kocam beni domalttıp son vuruşu yaptı ve yarağını götüme geçirdi. Normalde acıyan götümden zevk almaya başlamıştım, aynı zamanda da amımı ovuşturuyordum. Sonunda kocam döllerini götümün derinliklerine doğru fışkırtmaya başladı. Götümün içinde kocamın sıcak döllerini hissedince, ben de son bir defa orgazm oldum. Kocam yarağını götümden çıkarınca, ikimiz de divanın üzerine yığıldık, birbirimize sarıldık ve o şekilde yatarken uykuya dalmışız. Kapı zili ile uyandık. Apar topar giyindik. Kız okuldan gelmişti.
Kocam daha sonra bana, "Adam her gün arıyor mu?" diye sordu. Ben de, "Hemen hemen hergün!" dedim. "Peki hiç gerçekten sikiştiniz mi?" diye sordu. "Hayır, sadece telefonda yaptık!" dedim. "Peki hiç istemedin mi?" diye sordu. "İstedim, ama korktum, yapamadım!" dedim. "Peki ben gitmeden yapmak ister misin?" dedi. "Ben adamla sikişirken sen de yanımda olacaksan, isterim!" dedim. Kocam da, "Ben yatak odasında saklanırım!" dedi.
Ertesi gün adam aradığında, onu eve çağırdım. Adam sevinçten havaya uçacaktı nerdeyse, "Yarım saat sonra ordayım!" dedi ve kapattı. Saat 10:30 gibi kapı çaldı. Heyecandan titriyordum. Etek boyu diz üstüne gelen mevsimlik bir elbise giymiştim. Altımda tanga külot vardı, sütyen de giymemiştim. Kapıyı açtım, adam içeri girdi, salona davet ettim. Kanepeye yan yana oturduk. Bir şey içip içmeyeceğini sordum. "Gerek yok!" dedi ve beni kendine doğru çekip, dudaklarıma yapıştı. Bir eliyle de etiğimin altından bacaklarımı okşuyordu. Eteğim belime kadar sıyrılmıştı. Divanın üzerine doğru beni yatırdı, bacaklarımı öpmeye başladı. Yukarıya doğru çıktı. Dudakları ve dili tangamın önünde dolaşıyordu. Tangamı yana çekti ve ağzını amıma dayadı. Bu beni bitiren bir hareketti. Elimle başını amıma bastırıyordum. Bir süre sonra inleyerek orgazm oldum.
Adam beni doğrulttu, boynumu ve omuzlarımı öpmeye başladı. Beraber ayağa kalktık. Üzerimdeki elbiseyi sıyırıp ayak bileklerime bıraktı. Tekrar öpüşmeye başladık. Boynumu ve kulak memelerimi yalıyordu. Daha sonra bir elini popoma götürdü ve sıkmaya başladı. Bir taraftan diğer eliyle göğsümün birini sıkarken, diğerini emiyordu. Acayip olmuştum. Sonra aşağıya inip, kasıklarımı öperek tangamı çıkardı. Adamın karşısında çırılçıplak kalmıştım. Ayağa kalktı ve "Sıra sende!" dedi. Ben de adamın boynu öperek gömleğini çıkardım. Vücudunu öperek atletini çıkardım. Bir süre öpüştük, daha sonra beni omuzlarımdan bastırıp önüne diz çöktürdü. Elim fermuarının üzerindeydi. Yarağı taş gibi olmuştu. Fermuarını ve kemerini açtım, pantolonunu aşağıya doğru sıyırdım. Bacaklarını öperek yukarı doğru çıktım. Külodunu aşağıya doğru sıyırken kasıklarını öpmeye başladım...
Adamın yarağı dimdik önümde duruyordu, kocamınki kadar kalındı, ama biraz daha uzundu. Elime alıp sıvazlarken, aynı zamanda da taşaklarını yalıyordum. Taşaklarını emmeye başladım. Yarağı taş gibi olmuştu. Taşaklarından yarağının kafasına doğru dilimle hareketler yapmaya başladım. Bir taraftan onu seyrediyordum. Gözlerini kapatmış inliyordu. En sonunda yarağının kafasını ağzıma aldım ve emmeye başladım. İki eliyle başımı yarağına bastırıyordu. Bir süre kafasını emdikten sonra boğazıma kadar sokup çıkarmaya başladım. Ben de yalamaktan hoşlanmıştım ve tekrar amım sulanmıştı. Adamın sikini ağzıma sokup çıkartırken adamın yarağının iyice sertleştiğini ve damarlarının dışarı çıktığı hissetim. Boşalacaktı. Ağzıma boşalmaması için ağzımdan çıkarttım ve elimle 31 çekmeye başladım. Bir anda inleyerek ve hırıltılarla boynuma ve göğüslerime doğru fışkırtmaya başladı döllerini...
Sonra divana oturdu. Ben vücudumdaki dölleri temizlemeye çalışırken, "69 yapalım!" dedi. Kendi sırtüstü yere uzandı, ben de tersten üzerine oturdum. O benim amımı yalarken, ben de onun yarağını yalıyordum yeniden. Bu sefer parmaklarını da kullanıyordu. Yarağı tekrar kalkınca popoma vurup beni üzerinden kaldırdı. Bu sefer o yerde sırtüstü yatarken, beni yarağının üzerine oturttu. Kocaman yarağını sulanmış amım bir anda içine aldı. Taşaklarını amımda hissediyordum. Elleriyle popomdan tutmuştu. Çılgın gibi üzerine oturup kalkıyordum. Bir süre bu şekilde devam ettikten sonra ona, "Hadi sırtüstü yatır beni!" dedim. Beni sırtüstü halıya yatırıp, bacaklarımı koltuk altlarına aldı. Yarağını amıma dayadı ve ilk hamlesinde amıma girdi. Üzerime abanınca, bacaklarımı havaya kaldırıp beline doladım. Amım bütün yarağını kavramıştı. Bir taraftan öpüşüyor, bir taraftan göğüslerimi sıkıyordu. Hareketleri hızlanmıştı.
Telefonda hep beni domaltacağını söylerdi. "Domalayım mı?" dedim. Adam üzerimden kalkıp beni domalttı. Tekrar amıma girip, gidip gelmeye başladı. Bu pozisyonda da orgazm oldum. Amımı sikerken bir yandan da popomu oğuşturuyordu. Bir ara baş parmağının birinin göt deliğimde dolaştığını hissetim ve "Oradan olmaz!" dedim. "Olur olur, zaten götten vermişsin, bir de ben gireyim, korkma acıtmam!" dedi. Götümün deliğini bir süre tükürüğü ile okşadı, sonunda amımdan çıkardığı yarağını götüme dayadı. Kocam bir gün önce siktiğinden götüm açılmıştı. Yarağı da amımın sularıyla sırılsıklam olduğu için, ilk yüklenmesinde kafasını götüme soktu. O anda hem benden, hem adamdan inleme sesi çıktı. Yarağını geri çekip, tekrar yüklenince götüm adamın yarağının hepsini içine aldı. Yine taşaklarını amımda hissediyordum.
Yaklaşık 15-20 dakika götümü siktikten sonra, yarağını götümden çıkarıp belime doğru fışkırtmaya başladı. Ben de elimle adamın döllerini popoma sürüyordum. Fazlalıkları da göğüslerimi okşayarak göğüslerime sürdüm. Adam bir süre yerde uzandıktan sonra kalkıp giyinmeye başladı, ben de çıplak olarak divana oturdum. Adama, "Muradına erdin mi?" dedim. "Çok güzeldi!" diyerek gelip dudaklarımdan beni öptü. Külodumu giymeden elbisemi üzerime geçirdim ve adamı yolcu ettim.
Adam gittikten sonra, kocamı saklandığı yatakodasından çağırdım. Halen heycandan tüm vücudum titriyordu. Kocam bana sarılıp dudaklarımdan öptü ve hoşuma gidip gitmediğini sordu. "Doğrusunu istersen çok hoşlandım, ama umarım başımıza iş açmayız!" dedim. "Birşey olmaz merak etme!" dedi. Kendisi de bizi seyrederken iki kere boşalmış, "Sana bir sürprizim var!" dedi. Ben de, "Yeter artık, sürpriz falan istemiyorum!" dedim. Ama kocam salondaki dolaba doğru gitti ve elinde bir kamerayla geldi. "Sakın bizi çektiğini söyleme!" dedim. "Evet, çektim!" dedi. Oturup bilgisayara bağladık ve seyretmeye başladık. Önce utandım, ama sonra ilk pørnø filmimi seyrederken kendimi pørnø yıldızı gibi hissettim. Tabii filmi izledikten sonra da çılgınca sikiştik :)
[Birgül]
233 notes · View notes
ozgur-ce · 3 months
Text
Geçen gün Spotify arkadaş bana arada böyle playlistler öneriyor bi tanesi çok ilgimi çekti 😁 adı "Sittirsin gitsin playlisti" 🤣🤣🤣
(hemen linçlemeyin tmm bende sevmiyorum küfür ama bunun yerine de başka isim bu kadar cuk isim olmazdı, ayrıca ben koymadımdı 😅)
Hele listeye baktım ki ne göreyim 😳😂😂 ennn sevdiğim şarkılar ama böyle tam sevgiliden ayrılınca, kırılınca dinlenecek şarkılar 😜🎶🎵 dedim ben bunu o özel günde paylaşmalıyım ki bu güne inat olsun 😂😂 ayrıca canım sıkkın kazık yedim yine arkadaşımdan 🤦🏻 atayım listedeki sevdiğim şarkıları da bütün hain kişilikler "Sittirsin gitsin" hayatımızdan 😁👋
Sesi açıp oynama garantili 💃💃💃🥳🥳🥳🎵🎶
Kalanları da siz ekleyin hadi 😉🫶
Güzel elbiseleri giyip kuşanacağım, Senin önünden geçip sana bakmayacağım, Beni kırdığın gibi, kalbini kıracağım, Yürüüü anca gidersin 👋😂😂
Bir, çok sıkıldım, İki, yerim çok dar, Oh, senden çok var, Beni mi buldun şimdi? Hayde 😁💃💃
Seni artık sevesim yok, Hiç arkadaş kalasım yok, Selamını alasım yok, Gördüğünde hatrla, Öyle unutulmaz, böyle unutulur, Bu gece İstanbul sokakları, Benden sorulur 😎🥳🥳🥳
Yürü yüreğim, gidelim buralardan, Aşk bizimle değil, Sana buralarda bi' şey olsa, Kimsenin umurunda değil, Bize de güler bu hayat nasıl olsa, Hiç umurumda değil 🚶🏼‍♀️😏😅
Sen benim var ya, tırnağıma makas bile, Sen benim var ya, ne söylesem nafile 💅😁🤣🤣
Bu gece kalbimi evde bıraktım, Ruhumu artık şeytana sattım, Seni sevmekle büyük hata yaptım, Elveda tatlım 🙋🏻😈🤣🤣🤣
Yasandı bitti saygısızca, Aldatmanın tadına varınca, Doğru söylesen kimin umurunda, Gözüme inanırım, haydi zıpla 🤺😁😂
Bükeceksin boynunu güller gibi sararıp, Acemi balık gibi ağlara dolanıp, Pişman da olsan, kapımda yatsan, Tarih bile yazsan, kimin umrunda? 😏🤷😂😂
Cennetin ırmakları senin olsun, ben ilgilenmiyorum, Tahammülüm yok kimselere, ben o sözü bilmiyorum... 💃💃💃
Benimle oynama, söyledim sana, şansını zorlama, uğurlar olsun 😁🙋🏻
135 notes · View notes
tipitip213 · 25 days
Text
Fotoğrafçı ile türbanlı hatun.
Merhaba, adım Vural. 42 yaşındayım ve evliyim. 25 yıldır fotoğrafçılıkla uğraşıyorum. Kendime ait bir stüdyom var. Genelde giyim firmaları için katalog çekimleri yapıyorum. Elbise, mayo vs. çekimleri için gelen modellerle ilişkilerim oldu. Bunlar genelde üniversite öğrencileri olurdu. Yüzü ve fiziği güzel kızlardı çoğu. Karımda bulamadığım cinsel tatmini onlarda buluyordum. İyi kazandığım için maddi problemim yoktu. Ceplerine parayı koyunca onları istediğim gibi sikiyordum. Bir kısmı bakireydi, o yüzden onları sadece götlerinden sikerdim. Bazıları da artık işi orospuluğa vurmuştu. Ben daha bir şey söylemeden amlarını sergilerlerdi. Modellerin soyunma odasına gizli kamera koymuş, onlar soyunurken izler, görüntülerine bakarak da 31 çekerdim. Sikemediklerim için de kendimi böyle avutuyordum.
Bir gün modellik ajansından aradılar. Kıyafet çekimi olacağını söylediler. Firma, çekimi yapılacak elbiseleri getirecek, ajans da fotomodeli gönderecekti. Bir saate kalmadan firmadan geldiler ve elbiseleri bırakıp gittiler. Bu sefer çekim için gelecek modeli beklemeye başladım. Kısa bir süre sonra orta yaşlı, kapalı bir kadınla genç bir kız geldi. “Buyurun, nasıl yardımcı olabilirim?” diye sordum. Kadın, “Bizi ajanstan yolladılar, burada çekim yapılacağını söylediler.” dedi. Kız annesiyle beraber gelmişti, 19-20 yaşındaydı. Kız uzun boylu, genç ve güzeldi, ama utangaç ve içine kapanık olduğu da belliydi. Annesi ise 40-42 yaşlarında vardı. Annesinin üzerinde uzun bir etek ve gömlekle, başında renkli bir türbanı vardı. Güneş gözlüklerini türbanının üzerine çıkarmıştı. Ayağında da topuklu ayakkabı.
“Evet, ben de sizi bekliyordum…” dedim. İşyerinde benden başka kimse yoktu, o nedenle çekim esnasında kimse rahatsız etmesin diye kapıyı içerden kilitledim. Daha sonra kendilerine çekimin aşağıda yapılacağını ve oraya inmemiz gerektiğini söyledim. Annesi ve kızı önümden geçip aşağı inerlerken, annesinin sallanan götü sikimin sertleşmesine sebep oldu. İnce eteğinin altından külot izi belli oluyordu. Daha önce de birkaç kez annesiyle gelen kız olmuştu. Ben çekimle ilgili konuları anlattım. Kız başıyla anladığını belli ederken, annesi köşede oturmuş, etrafa bakıyordu. Ben kıza soyunma odasını gösterdim. O sırada annesi, “Elbiseler açık saçık değil, dimi?” diye sordu. Ben de, “Hayır, bu normal bir elbise çekimi, pantolon, gömlek, elbise falan. İsterseniz siz de içeri girip bakın.” dedim. Kadın, “Yoksa babası keser ikimizi!” dedi ve kızıyla beraber içeri girdi.
Birkaç dakika sonra kız üzerinde elbise ile çıktı. Annesi de beraberinde çıkmış, köşede çekimi izliyordu. Ben kızın resimlerini çekmeye başladım. İçerisi oldukça sıcaktı. Kapalı bir ortamdı ve spotlar da sıcaklığı artırıyordu. Klima birkaç gün önce bozulmuştu ve halen yaptıramamıştım. Annesi sonunda, “Ay burası çok sıcak, ben içerde oturacağım.” diyerek soyunma odasına girdi ve çekim boyunca orada kaldı. Çekimler birkaç saat sürdü. Neyse, akşamüzeri işimiz bitti. Kıza ve annesine teşekkür ettim. Beraber ayrıldılar. Ben de yapılan çekimler üzerinde çalışmaya başladım. Saat geç olmuştu ve ben de yorulmuştum. Soyunma odasındaki kameranın kaydını izlemek istedim. Açıkçası bu kızdan iş çıkmazdı, ama en azından vücudunu görmek istiyordum. Aşağı indim. Bilgisayarı açıp izlemeye başladım. Görüntülerde kız üzerindekileri çıkarıp, kıyafetleri giyiniyor, tabii bu sırada sutyen, külotla kalıyordu. Biçimli ve düzgün bir vücudu vardı. Ama görüntülerde beni asıl şok eden annesi olmuştu. Annesi de kızıyla beraber elbiseleri deniyordu…
Kadın önce eteğini aşağı sıyırıp çıkardı. Ardından gömleğini. Sutyen ve külotla kaldı. Biraz göbeği vardı. Vücudu beyazdı, güneş görmemişti. Türbanı halen başındaydı. Askıdaki elbiselerden birini alıp giyinmeye çalışıyordu. Elbise vücuduna biraz dar geldiği için yapamıyor, kızından yardım istiyordu. Bu sırada kızı devamlı, “Anne, ne yapıyorsun, bırak şunları!” diyor, ama annesi “Ne var kız, bir bakayım şöyle!” diyordu. Birkaç gün önce bir mayo çekimi olmuştu ve çekim için getirilen mayo ve bikiniler odada duruyordu, henüz almaya gelen olmamıştı. Kadın bikinilerden birini aldı. (Ben de ekran başında elim sikimde kadını izliyordum!). Sutyenini açınca koca memeleri löpür löpür sallanmaya başladı. Üzerindeki pamuklu beyaz külotu çıkarınca, amı ve götü ortaya çıktı. Amı biraz kıllıydı. Kadın bikini altını alıp giymeye çalıştı, ama biraz küçük geliyordu, yine de giymeyi başardı. Odada aynanın karşısında sağa sola dönüyordu. Bikini altı kadının götünde tanga gibi kalmış, götünün arasına girmişti…
Kızı, “Anne, ne yapıyorsun böyle? Çıkar şunu!” dediğinde, “Kızım ne var? Baban izin vermiyor böyle şeyler giymeme, bir bakıyorum şöyle, nasıl bir şeymiş bu diye. Ne olacak yani, yemedim ya!” diyordu. Görüntülerin sonunda kadının bikinilerden birini kızına belli etmeden çantasına attığını gördüm. Galiba bikini giymeyi çok sevmişti. Kadın bu şekilde elbiseleri, mayo ve bikinileri denemişti. Ve bunu yaparken bütün vücudunu sergilemişti. Amı, götü, memeleri olduğu gibi ortadaydı. Sikim kazık gibi oldu. Koltukta oturmuş, ekran başına kilitlenmiştim. 31 çekmeye başladım…
Ertesi gün dayanamadım ve ajansı arayıp, çekim için gelen kızla görüşmem gerektiğini söyledim. Kızın numarasını verdiler. Biraz sonra tekrar aradım. Kıza ulaşamadığımı, evinin yada bir yakınının telefonunu istedim. Bana annesinin cebini verebileceklerini söylediler. “Olur!” dedim. Numarayı aldım. Annesinin adının da Hayriye olduğunu öğrendim bu arada. Aradım, kendimi tanıtınca hemen hatırladı. Kendisine kızının resimlerini, TV yapımcısı bir arkadaşımın gördüğünü ve çok beğendiğini, kızını bir reklam filminde oynatmak istediğini söyledim. Çok sevindi, kızıyla konuşacağını söyledi. Ben de, “Bu aşamada daha kızınıza haber vermeyin, bu konuyu önce sizinle konuşmamız gerekiyor. Yapımcı arkadaşım yarın öğleye doğru saat 11 gibi burada olacak, gelirseniz kızınızın alacağı ücreti falan detaylı konuşuruz!” dedim. Biraz tereddüt etti, ama işin ucunda iyi para ödeneceğini duyunca, “Tamam, yarın 11’de orada olurum!” dedi. Beklediğim olmuştu. Ertesi gün yapacağım çekimleri iptal ettim.
Sabah erkenden işyerime gittim ve Hayriye’yi beklemeye başladım. Saat tam 11’de geldi. Pembe renkli uzun bir etekle, pembe türbanı vardı. Üzerinde de krem renkli diz altına gelen bir pardesü. Güneş gözlükleriyle birlikte çok seksi görünüyordu. Geçen sefer giydiği beyaz renkli topuklu ayakkabıları yine ayağındaydı. Altına parlak ve ince ten renkli çorap giymişti. Kendisine çay ikram ettim. “Hani, reklamcı arkadaşınız gelmedi mi?” deyince, konuyu daha fazla uzatmanın gereği yok diye düşünerek, soyunma odasındaki kameranın kaydettiği kadının çıplak resimlerini koydum önüne. Resimleri görünce bir anda yüzü değişti, kıpkırmızı oldu. Hiçbir şey söylemiyor, resimlere tek tek bakıyordu. Ben sessizliği bozdum ve “Hayriye hanım, siz mankenliğe bayağı meraklıymışsınız. Üstelik vücudunuz da buna müsait!” dedim. Bunu duyunca bana bağırmaya ve küfretmeye başladı. Elimle ağzını kapadım ve “Bana bak, ya beni memnun edersin, yada bunları kocana gösteririm! Haa, bir tane bikiniyi de çantana attığını görmedim sanma!” dedim.
Bu sefer gözleri doldu ve ağlamaya başladı, “Yalvarırım, böyle bir şey yapma. İstersen para vereyim, ama böyle bir şey mümkün değil. Olamaz!” diyordu. Ben de, “Ne parası ulan, istersen ben sana para vereyim. Seni sikmek istiyorum ben!” dedim. Hayriye ağlamaya devam ederken dükkânın kapısını içerden kilitledim ve “Hadi, bu işi fazla uzatmayalım. Başka şansın yok. Neden kızınla çekimlere geldiğin belli oldu. Nerdeyse bütün mayoları, bikinileri giymişsin!” dedim. Hayriye bana hakaretler, küfürler ediyor, “Çoluğum çocuğum var, yapma, etme!” deyip duruyordu. “Kızımın da görüntüleri var mı?” diye sorunca, “Benim kızınla işim yok, ben seninle ilgileniyorum!” dedim. Ağlamaları biraz kesilmişti…
Onu elinden tuttum ve aşağıya götürdüm. İçerisi karanlıktı, bütün ışıkları açtım. Hayriye’ye platformun ortasına geçmesini söyledim. Ben de makinemin başına geçtim. Hayriye’nin resimlerini çekmeye başladım. Pardesüsünü çıkarmasını söyleyince çıkardı. Pembe uzun eteği ve beyaz gömleği ile kaldı. Dar gömleğinin altından memeleri ve sutyeni belli oluyordu. Türbanı halen başındaydı. Ona, “Gömleğinin düğmelerini yavaş yavaş aç!” dedim. “Lütfen yapma, ne olur!” dese de, sonunda düğmelerini açmaya başladı. Sikim gittikçe sertleşiyordu, bir taraftan resim çekmeye devam ediyordum. Sonunda düğmeleri tamamen açtı, sutyeni ortaya çıkmıştı. Memeleri sutyeninden taşacakmış gibiydi.
Gömleğini yanlara açmasını, ama çıkarmamasını söyledim. Dediğim gibi gömleğinin önünü yanlara iyice açtı. Bana bakmıyor, sürekli başka tarafa bakıyordu. Bu şekilde de resimlerini çektikten sonra, “Tamam, şimdi çıkar gömleğini!” dedim. Kol düğmelerini açtı ve gömleğini çıkardı. Şimdi üzerinde sadece sutyenle kalmıştı. Ona sürekli, “Sağa dön, sola dön, arkanı dön!” gibi komutlar verdikçe dediklerimi itiraz etmeden yapıyordu. Elimle işaret ederek sutyenini açmasını söyledim. Bu kez itiraz etti, ama ben ısrarlı olduğumu söyledim. Arkadan kopçasını açınca sutyeninden taşan memeleri öne doğru fırladı. Aynen görüntülerdeki gibi dolgun ve büyük memeleri sallanıyordu. Ancak sarkmışlardı. O şekilde de resimlerini çekmeye devam ettim.
Sıra uzun pileli eteğine gelmişti. Eteğini de çıkarmasını istedim. Arkadaki küçük fermuarını açarak eteğini aşağı sıyırdı. Eteği tamamen sıyırıp çıkarınca, diz üstüne gelen parlak naylon çoraplı bacakları ortaya çıktı. Bembeyaz kalçaları gün yüzü görmemişti, üzerinde yine geçen günkü gibi pamuklu, beyaz bir külot vardı. Külot kalçalarını, kasıklarını sıkıyordu. Arkasını dönmesini işaret ettim. Dönünce küçük külotunun koca götünün yarısını anca kapladığını gördüm. Sikim kazık gibi olmuştu ve pantolonum artık rahatsızlık veriyordu. Ben de soyunmaya başladım ve kısa sürede çırılçıplak kaldım. O sırada Hayriye’nin sırtı bana dönüktü. Bana doğru dönmesini söyledim. Dönünce önümde sallanan kalkık yarağımla karşılaştı. Yüzünü elleriyle kapadı ama ben açmasını söyledim…
Yavaşça ellerini yüzünden çekti. Biraz önce yüzüme bakmayan Hayriye bu sefer sürekli bana ve yarağıma bakıp duruyordu. Hayriye’nin amının kılları külotunun kenarlarından belli oluyordu. Kalçalarında alınmamış tüyler olduğunu gördüm. Bu şekilde de resimlerini çektim. Ama benim de sabrım sınırına dayanmıştı. Bir an önce yarağımı amına sokmak için yanıyordum. Bu sefer külotunu çıkarmasını söyledim. İtiraz etmedi. Küçük külotunu kenarlarından tutarak bacaklarından sıyırdı ve çıkardı. Amı etliydi. Am dudakları kahverengi ve büyüktü. Amının etrafındaki kılları epey bir zamandır almadığı belliydi. Yine sağa, sola dönmesini söylüyordum, o da itiraz etmeden dönüyordu. Bu sefer sırtını bana dönüp domalmasını söyledim. Dediğimi yaptı ve ellerini dizlerine dayayarak eğildi. Ben fotoğraf makinesiyle zoom yaparak amına odaklanıyordum. Göt deliğinin etrafı kıllarla çevriliydi. Göt deliği kılların ortasında kara bir çukur gibi duruyordu.
Tekrar doğrulmasını söyledim. Artık onu sikmek için sabırsızlanıyordum. Kalkık yarağımı sıvazlayarak yanına yaklaştım. Ayağındaki topuklularla boyu 1.75 kadar vardı. Onu elinden tuttum ve köşedeki masaya tutunarak domalmasını söyledim. Domalınca bacaklarını iyice açtım, amı tamamen ortadaydı. Başını arkaya doğru çevirip, “Lütfen söz ver, sadece aramızda kalacak bu olanlar, dimi?” dedi. Ben de, “Sen merak etme!” dedim. Yarağımı tuttum ve yavaş yavaş amına sokmaya başladım. Hayriye, “Ahh, ımm!” diye söylenmeye başladı. Önce yavaş, sonra hızlı hareketlerle amına sokup çıkardıkça, Hayriye de, “Ahh, ımm, ohh!” diye sesler çıkarıyordu. Ben kalçalarından tutmuş onu kendime çekiyordum, yarağımı taşaklarıma kadar amına sokarken onun da zevk aldığı belliydi. Amının içi sıcacıktı ve cayır cayır yanıyordu. Amı yaşından dolayı genişlemişti, yarağımı sokup çıkarırken zorlanmıyordum…
Bir süre sonra Hayriye amını yarağıma bastırmaya başladı. Başını sağa sola salladıkça başındaki türbanı sallanıyordu. Onu hızlı hızlı sikerken masaya sıkıca yapışmıştı, her bir yarak darbemle masa da yerinden oynuyordu. Bir ara türbanının üzerine çıkardığı güneş gözlükleri başından kaydı ve öne doğru fırlayıp yere düştü. Daha önce pek çok kadınla sikiştiğim için deneyimliydim, o nedenle bir makine gibi Hayriye’yi sikmeye devam ediyordum. Onunsa böyle bir sikiş yaşamadığı belliydi. Hayriye sanki nefesi kesilecekmiş gibi soluk alıp veriyor, inliyordu. Bir süre sonra yarağımı amından çıkardım, bana doğru çevirdim. Yüzünü dönünce dudaklarına yumuldum. Vücutlarımız birbirine değdikçe azgınlığım artıyordu. Memelerini göğsümde hissediyordum. Onun da istekli olduğu belliydi. Kollarını boynuma dolamasını söyleyince nefesimi kesecekmişçesine bana sarıldı. Başındaki parlak türbanı tenime değdikçe daha da azıyordum…
Onu kalçalarından tutarak kucakladım. Hayriye bacaklarını belime dolamış, boynuma sıkıca sarılmıştı. Yüzünü, dudaklarını, boynunu öpüp kokladıkça daha da zevk alıyordum. O güne kadar pek çok kadın siktiğim halde böylesine zevk aldığımı hatırlamıyordum. Onu masanın üzerine sırt üstü uzandırdım. Ayağında halen naylon çorapları ile topukluları vardı, o şekilde bacaklarını havaya kaldırdım ve yanlara doğru iyice açtım. Yarağımı yavaş yavaş amına sokmaya başladım tekrar. Hayriye yine inliyordu. Hızlanmaya başladım. Kasıklarım kalçalarına çarptıkça, (şlap şlap şlap) sesleri çıkıyordu. Hayriye masanın kenarlarından sıkıca tutunmuş inliyor, koca memeleri sallanıp duruyordu. Masa, üzerindeki ağırlık nedeniyle gacır gucur sesler çıkarıyor, sanki kırılacakmış gibi yerinde oynuyordu…
Hayriye’nin bacaklarını omzuma attım ve memelerini avuçladım. Bir taraftan yarağımı matkap gibi amına sokup çıkarıyor, bir süre amında bekliyor; bazen yavaş, bazen hızlı hızlı sikmeye devam ediyordum. Hayriye’nin yüzünde ağlıyor gibi bir ifade vardı, masa şiddetle sallandıkça, inlemeye devam ediyor, masaya daha sıkı tutunuyordu. Ben memelerini sıkıca avuçlayıp, yoğurdukça daha büyük bir zevk yaşıyordu. Memelerinin üzerindeki ellerimi sıkıca tuttu, başını sürekli sağa sola sallıyor, derin derin inliyordu…
O zamana kadar pek çok kadın sikmiştim ama böylesi bir zevki hiçbiri bana vermemişti. Hayriye yaşından ve görünümünden oldukça uzak, azgın ve sikişken bir kadındı. Kocasının onu doyuramadığı belliydi. Amının içine girip çıkan yarağım onu zevkin doruklarına uçuruyordu. Şimdi bir eliyle memelerini avuçlamış elimi sıkıca tutuyor, diğeriyle de içinde yarağım çalışan amını üstten ovalıyordu. Her iki bacağı da omzumdaydı. Naylon çoraplı bacakları sikerken öne arkaya gidip geldiğimde, pat pat diye omuzlarıma çarpıyor, yay gibi sallanıyordu. Ayağındaki topuklu ayakkabıları ile birlikte ayakları başımın her iki yanında tavana doğru uzanıyor, sağa sola sallanıyordu. Yüksek topuklu giyen kadınları her zaman sevmişimdir. Şimdiyse ayağında topukluyla bir kadını sikiyordum. Hayriye artık aldığı zevkten inlemeyi bırakmış, adeta çığlık atar gibi sesler çıkarmaya başlamıştı. Koca salonun içinde sesleri duvarlara çarptıkça yankılanıyordu. Sürekli, “Ohh, ahh, uhh, devam et, ahh, ımm!” diye bağıra çağıra inliyordu.
Spotlar yanıyordu, bütün pencerelerde kapalı olduğundan içerisi çok sıcaktı. Dakikalardır Hayriye’yi sikiyordum, ikimizin de vücutları ter içinde kalmıştı. Artık boşalacağımı anlamıştım. Daha da hızlı amının içinde gidip gelmeye başladım. Kalçalarına çarpan ter içindeki vücudum yine (şlap şlap şlap) sesleri çıkarıyordu. Hayriye’nin çığlıkları, inlemeleri birbirine karışmıştı. Bir eliyle halen amını ovalamaya devam ederken, diğeriyle masadan sıkıca tutunmuştu. O esnada yarağımı amından çıkardım, bacaklarını iki yana iyice ayırınca, döllerim yarağımdan büyük bir tazyikle fışkırdı. Döllerim Hayriye’nin yüzüne, boynuna, memelerine, göbeğine bulaşmıştı. Yarağımı kökünden sıvazlayarak tüm döllerimi dışarı çıkarıyor, karnına, amının kıllarına boşaltıyordum. Bu sırada Hayriye de boşalmıştı ve kesik kesik inliyordu.
Boşalmamız birkaç dakika sürmüştü. Üzerine akıttığım döllerim nedeniyle iğrenir gibi olmuştu. Doğrulmak için çabalıyordu. Onu elinden tutup yavaş yavaş kendime çektim. Terden sırılsıklam olan sırtı sanki masaya yapışmış gibiydi. Doğruldu ve masanın üzerinde oturur vaziyette kaldı. Kağıt bir havlu verdim ve bununla yüzündeki, memelerindeki dölleri sildi.
Hayriye’ye sıkıca sarıldım ve “Hayatımda böyle zevk almadım!” dedim. “Ben de öyle! Kocam yıllardır bana böyle bir zevk ve mutluluk yaşatmadı. Zaten son iki yıldır hiç sikişmemiştik!” dedi. “Neden?” diye sordum. “Kendisi hasta, erkekliği öldü. İki yıldır kendi kendimi tatmin ediyorum!” dedi. “Merak etme bundan sonra ben varım. Ne zaman istersen emrindeyim!” dedim mutlulukla. “Hani tek sefer demiştin?” dedi bu kez. Ben de, “Senin tadını bir kere aldım, bir daha bırakmam. Korkma bu yaşananlar aramızda kalacak. Yeter ki sen de iste!” dedim. Boynuma sıkıca sarıldı ve uzun uzun öptü…
Sonra, “Saat kaç?” diye sordu. “İkiye geliyor.” dedim. “Benim gitmem gerek!” dedi. Onu kucakladığım gibi masadan kaldırdım. Bugünlük bu kadar yeterliydi. Sonuçta evli bir kadındı ve aramızda yaşananların ve yaşanacakların bilinmesini istemiyorduk. Bu nedenle ben de sabırlı davranmalıydım. Yoksa aslında istediğim Hayriye’yi defalarca sikmekti. Üzerimizi giyindik ve toparlandık. Birbirimize tekrar sarıldık. Ona, “Beni ne zaman istersen ara!” dedim. “Tamam!” dedi. Ona bir güneş gözlüğü borçlanmıştım, sikişmenin şiddetiyle başından fırlayan güneş gözlüğü yere çarpınca çerçevesi kırılmıştı. Ona, “Gelecek sefer borcumu öderim!” dedim gülerek. Dükkanın kapısını açıp kendisini yolcu ettim.
Hayatımın en zevk verici sikiş deneyimini yaşamıştım. Bir dahaki sikişeceğimiz seferi sabırsızlıkla bekliyorum…
Herkese bol ve güzel sikişler!
132 notes · View notes
femmelunee · 6 months
Text
Tan yeri henüz ağarıyor,
Ben sizi beklediğim bir günü daha ,
Geçmişe bırakıyorum,
Hatıralarıma bir kaç göz yaşı daha ekliyorum,
Su gibi akmam gereken şu yaşımda,
Hasret deryasında boğuluyorum,
Ne gören var ,
Ne duyan ,
Ne anlayan,
Yaralarımı saran yok diyemem ama,
Ben yarayı kanatan sarsın istiyorum,
Ben sizi istiyorum Bayım,
Yokluğunuza dahi ihanetim yok,
Bir gün olsun şüpheye düştüğüm yok,
Bir an olsun beklemeyi bıraktığım yok,
Lakin sizinde geleceğiniz yok gibi bayım,
Gelmemeye gittiniz,
Ah şu cümle her seferinde nefessiz bırakıyor,
Umutsuz kenarda bir hiçliğe sürüklüyor,
Yinede siz gelin bayım,
Ben bir ömrüm daha olsa ,
Yine gelişinizi beklerim...
Kırılmış bir kadın
141 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 5 months
Text
Bazı yalnızlıklar elinizden tutan birisinin olup olmamasıyla ölçülemez.
Ya da çevrenizde kaç kişinin olduğu, sürekli sizi arayan insanların olup olmaması da değildir yalnızlık!
Bazı yalnızlıklar kalabalıklar içerisinde yaşanır.
Elinize ellerini uzatan, gözlerinizin menziline girip gözlerinize odaklanan o kadar çok insan vardır ki; ama siz hiç kimsenin ruhunuzun derinliklerindeki yalnızlığa ulaşıp bozmasına izin vermezsiniz.
Çünkü; O yalnızlığı bozacak tek bir kişi vardır ve onun için ayrılmıştır ruhunuzun ve yüreğinizin bütün tek yönlü biletleri.
O gelirse yıkılacaktır ördüğünüz duvarlar, o gelmez ise her yeni gün daha da yalnız kalacaksınızdır, hem de dibine kadar!..
Tumblr media
112 notes · View notes
murat-o41 · 9 days
Text
Salak Kocam (1)
Beş yıllık evli, 22 yaşında bir kadınım. Vücudum gerçekten çok güzeldir. Güzeldir diyorum ama bana göre, ölçülerim biraz balık eti sayılabilir. Kocam çok iyi, fakat bir o kadar da saf, salak biri…
Zaten başıma ne geldiyse onun aptallığından geldi. Aslına bakarsınız onun yüzünden beş kere tecavüze uğradım sayılır. Uğradım sayılır, çünkü hiç birini ben istemedim. Ama gerçek anlamda tecavüz de olmadı. Ben de, olayın sonunda madem salak herif bu duruma soktu beni, öyleyse tadına varayım dedim. Çok mu karışık geldi size? En iyisi olanları anlatayım ben, siz karar verin.
Evleneli daha dört ay olmuştu. Eşim benim ilk erkeğimdi, hem ilk sevgilim, hem de cinselliği ilk yaşadığım insandı. Çıplak erkek dahi görmemiştim daha önce…
Bir gün kocam annesinin yazlığına gitmemizi teklif etti. Hafta sonu kalkıp gittik. Ben ilk defa gidiyordum. Ev küçük, fakat sevimli bir yazlıktı. Üç odası ve bir salonu vardı. Evde sadece annesi ile babasının olacağını sanıyordum. Ama duyan gelmiş, iki kız kardeşi, eşleri ve çocukları da oradaydı. Kısacası toplam onbir kişiydik. Eşime
“İstersen biz bir otele gidelim paramız var nasılsa, sıkışmaya değmez“ dedim.
“Çok ayıp olur karıcım… Sorun yaratmayalım şimdi… Nasılsa iki gece, zaten toplam kaç saat uyuyacağız ki...” deyip bu teklifimi geri çevirdi.
Neyse, biz öğlen hep beraber denize indik. Ben sadece eşimle ikimiz olacağımızı düşündüğüm için, yanımda açık sayılacak iki tane bikini getirmiştim. Mecburen plajda onlarla güneşleniyordum. Bir ara gözüm eşimin büyük ablasının eşi Ayhan'a takıldı.
Gözlerini dikmiş bacak arama bakıyordu. Rahatsız oldum ve pozisyon değiştirip bakışlarından kaçmaya çalıştım. Ama ne yapsam faydasızdı. Minicik bikini altı, güneşin sıcaklığıyla, yamyamın bakışlarıyla yumruk gibi kabaran kukumu, o bakışlardan korumaya yetmiyordu.
Hep beraber denize girdiğimizde voleybol falan oynadık. Eşim deve güreşi oynayalım deyince her erkek bir bayanı omuzuna aldı. Eşim benim yerine hemen yanındaki büyük ablasını omuzuna alınca beni de mecburen kocası Ayhan aldı.
Adam sürekli hareket ediyor, kafasını, boynunu oynatarak amımı hissetmeye çalışıyordu. İyi bir hareket yaptığımız zaman sevinç naraları atarken, bir yandan da bacağımın iç kısmını yalarcasına öpüyordu.
Oyun bitip beni üstünden indirirken kasıtlı olarak kendine çekti, vücudumu onunkine santim santim sürtünerek aşağıya indirdi. Kasıklarım inerken resmen taş gibi olmuş sikine takıldı. Hani mayosu olmasa içime girecekti neredeyse...
Hem kızmıştım yaptıklarına, hem de bir o kadar azmıştım. Kasıklarıma sürtüne sürtüne hareket eden boynu, bacak aralarımda dudaklarının sıcak teması, indirirken sikine sürtmesi beni orgazm noktasına kadar getirmişti.
Dakikalarca kendime gelemedim. Etraftakiler pür neşe hoplayıp zıplarken suyun içinde bikinimi avuçlayıp soğuk suyun beni kendine getirmesini bekledim.
Sulandığımı fark ettim…
Akşam rakı sofrası kuruldu. Mangalda balıklar kızartıldı ve neşeli bir muhabbet başladı. Ben içkiden çabuk etkilenen biri olduğum için hareketlerim değişmişti. Çok rahat hareket ediyordum. Nasılsa bulunduğumuz ortamda yabancı biri yoktu. Üzerimde kısa bir jile vardı. Vücudumu tamamen sarıyordu.
Biraz da dikkatsiz oturduğum bir sırada Ayhan eniştenin beni seyrettiğini fark ettim. Sanırım içkinin de etkisi ve kalabalığa güvenerek bu sefer altta kalmadım. Beni sikecek gibi bakışlarından kaçmadım. Tam aksine, bacaklarımı aralayarak beyaz, dantelli tangamı ortaya çıkardım.
O da iyice azmış bir eliyle dikleşmiş sikini düzeltiyordu. Denizde kalkmış, taş gibi olmuş sikinin amıma takılması aklıma geldi hemen… Gerçekten bayağı büyük olduğunu hissetmiştim. İçim bir hoş oldu. Bıraksam o kocaman şeyle bana neler yapabileceğini hayal ettim. Sulandığımı fark ettim.
Gecenin ilerleyen saatlerinde yataklar açılmış, nasıl yatacağımız tartışılıyordu. Küçük odalarda iki yer yatağında iki aile yatacaktı. Çocuklar ile yaşlılar. Küçük yatakta da bir aile yatacaktı. Ben kocama
“Küçük yatakta biz kalalım kocacım” dedim. Canım punduna getirip fena halde kocamla sevişmek istiyordu. Bunu da kulağına fısıldadım.
Dedim ya benim kocam salak diye. Tuttu büyük ablası ve Ayhan eniştesiyle bizi aynı odaya soktu. Aslında biraz da heyecanlanmadım değil. Nasılsa karısının ve kocamın yanında bir şey yapamayacaktı ama siki sabaha kadar inmeyecekti buna emindim. Hatta biraz daha ileri gidip sıcağı bahane edip pikeyi bacaklarıma kadar örttüm üstüme, üzerimdeki kısacık jile ile yattım.
Ben duvar kenarına eşim benim yanıma Ayhan eşimin yanına en sonda da büyük ablası Hale yatıyorduk. Ben rahat durmuyor kocamı azdırıyordum. Karanlıkta sikini elliyor, elini amıma götürüp zorla okşattırıyor, parmağını amıma sokmaya çalışıp oynatıyordum. Kocam rahat dur ayıp olacak deyip duruyordu. Sonunda o azgınlıkla, bir şey yapamadan uyuyup kaldık.
Sabah gerine gerine uyanıp gözlerimi açtım. Üstümdeki jile belime toplanmış, uykumda deli yattığımdan üstümde ne pike kalmış, ne örtü… Sütyensiz memelerimin altına toplanan jileyle tanga külot olmasa nerdeyse çırılçıplağım.
Başımı yana çevirdiğimde odada Ayhan’dan başka kimsenin olmadığını gördüm. Tam karşıma, yer yatağının ucundaki koltuğa oturmuş, tepeden çıplak vücudumu seyrediyor.
Benim tanga külodum da araya girmiş, amım kabak gibi ortada... Adam uyandığımı gördüğü halde hiç aldırmadan gözlerini vücudumda dolaştırıp şortunun üzerinden kalkmış siki ile oynuyor. Ben bozuntuya vermeden hemen ayağa kalkıp kıpkırmızı olan yüzümle günaydın diyerek içeri gittim.
O gün denizde yine o sikici bakışlarıyla beni süzüyordu. Bir punduna getiriyor, bir şekilde bana dokunuyor, uzakta olduğunda da gözleriyle resmen beni beceriyordu.
Artık korkmaya başlamıştım. Kocama etraftakilere çaktırmadan Ayhan enişte ile olanları üstü kapalı anlattım. Bana yiyecek gibi baktığını, fırsatını bulsa beni sikeceğini, her şeyi…
“Rahatsız oluyorum” dedim. O da bana
“Yanlış anlamışsındır karıcım, eniştem öyle biri değildir“ deyince sustum. Bu aptal herife söyleyecek bir şeyim kalmamıştı artık...
Adama enişten nerdeyse sikecek beni diyorum, yanlış anlamışsın diyor, eniştesini savunuyor.
”Olsun, yine de bu akşam aynı odada olmak istemiyorum” dedim.
Gece yine rakılar içildi yemekler yendi. Eşim o kadar sarhoştu ki ne eniştesine bir şey dedi, ne de karım doğru mu söylüyor, karıma bakıyor mu bu adam diye kontrol etti. Benim sözlerim de havada kaldı.
Yemek boyunca yine Ayhan eniştenin etrafa çaktırmamaya çalışan sikici bakışları... Ben ne kadar örtmeye çalışsam da mini eteğimin altında açılan bacaklarımda, askılı giysimden taşan memelerimde gezinen ve ne istediğini açıkça belli eden gözleri…
Sonunda yine aynı düzende yattık. Yine aynı jile ile yatmıştım. Bu sefer kocam benimle sevişmek istedi, ben kabul etmedim. İstediğim gibi rahat rahat sevişemeyecek olduktan sonra hiç olmasın daha iyi diye düşündüm.
Bu son gece bitsin istiyordum. Sırtımı döndüm, uyudum. Gecenin çok geç bir saatinde bir elin bacaklarımda dolaştığını hissettim. Çok kısık bir sesle
«Yapma kocacım, sana istemiyorum demiştim“ dedim.
Arkam kocama dönüktü. Ama el rahat durmuyordu. Öyle ustaca yapıyordu ki iki gündür sevişememenin, alkolün etkisiyle azmaya başladım. Elleri dakikalarca vücudumun her tarafında dolaştı, okşadı, sıktı, jilenin üstünden memelerimi avuçlayıp uçlarıyla oynadı.
Elini aşağı indirip bacak arama girdi. Külodumu yana sıyırdı ve amımın yarığı ile oynamaya başladı. Çok zevk alıyor fakat ses çıkaramıyordum. Offf, kocamın taş gibi olmuş erkekliği külodumun üstünden bile zorlamaya, batmaya başlamıştı. Dayanamıyordum artık,
”Kocacım bu gün çok iyisin, evde de seni içirip sevişecem” diye takıldım.
Külodumu aşağı sıyırmak istiyordu. Ben de yardım edip çıkardım külodumu… Çaktırmadan, sessizce sevişeceğimiz için en uygun pozisyon bana arkadan girmesi idi.
Ben de kıçımı çıkartarak onun işin kolaylaştırdım. Artık sıcacık ve taş gibi siki amımın yarığında bir aşağı bir yukarı geziyor sularımla kayganlaşıyordu. Sonunda birden bastırınca başını içimde hissettim.
”Kocacım ne bu sikinin hali? Ohhh… Taş gibi olmuş…” derken öyle bir girdi ki içime, sikinin her santimini hissettim.
Ama yoo… Hayır hayır… İçime giren bu şeyin sahibi kocam olamazdı. Kocamın siki bu kadar uzun ve kalın değildi. Hangi pozisyonda sokarsa soksun bu kadar zorlamazdı amımı… Yoksa…?
Hayvan gibi soluyordu…
Kafamı çevirip baktığımda Ayhan’ın zevkten kaymış gözlerini gördüm. İçime öyle bir girip çıkıyordu ki uyuşmuştum zevkten. Kendimi tam bir kadın gibi hissediyordum. Karşı koymam mümkün değildi.
O anda, içime girip çıkan erkekliğin verdiği zevk bana her şeyi unutturmuştu. Ne kocam geliyordu aklıma, ne ablası… Olacaklar ikimizin de umurunda değildi.
İçimden çıkıp beni sırt üstü çevirdi. O zaman başımı yana çevirdiğimde, kocamın iki yatağın arasında halının üstünde sızdığını, horladığını fark ettim. Ablası da kendi yatağında duvara dönmüş, derin derin uyuyordu.
İki saniye sürdü bunları görmem. Çenemi tutup başımı çevirdi. Şimdi, ikiye ayırdığı bacaklarımın arasında diz üstü durup çıplak vücudumu izleyen Ayhan eniştenin çıplaklığını görebiliyordum.
Yattığım yerden dev gibi görünüyordu gözüme… Bacaklarının arasındaki dev organ, az önce girip çıktığı amımın sularıyla parlıyor, taş gibi kalkmış, beni gösteriyordu. Dayanamadım, elimi uzatıp parmaklarımın arasına aldım o kocamanı…. Okşadım, sevdim. Damar damar atıyordu avuçlarımda…
Yavaşça eğilip üzerime yattı. Çok iri bir adamdı. Koca gövdesinin altında oyuncak bebek gibi kalmıştım.
Sikini amımın dudakları arasına yerleştirip içime girdi, şimdi hepsini sokuyordu. Müthiş bir duyguydu. Hayvan gibi soluyordu ve bu benim çok hoşuma gidiyordu. Siki gerçekten harikaydı. İçimden çıkacak, o korkunç zevkten mahrum kalacağım diye çok korkuyordum. Hiç bitmesin istiyordum.
Öyle hoyratça sokuyordu ki orgazm üstüne orgazm yaşıyordum. Zevkten bağırmamak için pikeyi ağzıma sokuyor, parmaklarımı ısırıyordum. Üzerimden kalkıp yanıma yattı, ben de aceleyle döndüm, o koca siki elime alıp üzerine oturdum.
Müthiş bir duyguydu. Bütün içimi kaplamıştı. Yavaş yavaş oturup kalkıyordum ki içimde şiddetle patladı. Dölleri içimi kaplamış, ben hareket ettikçe amımdan dışarıya süzülüyor, bacaklarımın arasından, Ayhan’ın kasıklarından süzülüyordu. Yana devrilip soluklanmaya çalıştım.
Ben bitti sanırken bu sefer de domalttı. Siki sertliğinden bir şey kaybetmemişti. Bir çırpıda koca aletini içime soktu. Siktikçe sikiyordu, bitmek bilmiyordu. Bayıltmak üzereydi.
Belki yarım saat aralıksız sikti. Sonunda yine şiddetli bir şekilde içimi doldurdu. Sonra yataktan kalkıp banyoya gittik.
Bir de ne göreyim Ayhan’ın siki yine kalkmış. Ama amımda hal kalmamıştı. Tabii ki dinlemedi, lavaboya domaltıp bütün sikini amıma daldırdı. Karşı gelmek mümkün değildi bu işi çok iyi yapıyordu. Öyle güzel sikiyordu ki zevkten öleceğimi düşünüyordum. Sikinin damarlarını bile amımda hissedebiliyordum.
Sikinin hepsini sokuyor sonra da hepsini çıkarıyordu. Amım yırtılacaktı neredeyse. Bir erkek bir kadını bu kadar güzel sikebilir miydi?
Amımın içine vajina duvarlarımı yara yara girerken müthiş bir zevk alıyordum. Adam resmen içimi genişletiyordu. Belki bir yarım saat de orada becerdi beni ve sonunda yıkanıp yattık.
Kocamın ve eşinin aşırı alkolden sızdığını anlayınca gece çaktırmadan eşimle yer değiştirmiş. İyi ki öyle yapmış.
Sabah uyandığımda yürüyecek halim yoktu. Hemen yola çıktık tabii ki kocama anlatmadım. Bir daha da Ayhan'la beraber olmadım.
Ayhan'la olmadım ama, kocam salak olunca bu hikaye burada biter mi? Bitmedi elbette… Daha neler geldi başıma neler
48 notes · View notes
eniyisiyiz · 2 years
Text
https://www.crenw.net - Pro+
Hiç şüphesiz internet çağımızın en önemli iletişi aracıdır. Gün içerisinde internete bağlı olmadığımız süre bir hayli kısıtlı olduğu için her işlemi bu şekilde yapmamız mümkün olmaktadır. Peki ama ayrıcalıklı bir şekilde web tasarım hizmeti söz konusu olduğunda hangi adresi ziyaret ediyorsunuz? Sizin için hazırladığımız adresimizi ziyaret ederek siz de online dünyaya ilk adımınızı atabilirsiniz. Bizler her zaman için kurumsal web tasarım hizmetlerinin olmazsa olmazlarını bir arada sunmaya devam ediyoruz. Daha detaylı bilgi sahibi olmak ve website optimizasyonu seçeneklerine hızlı bir şekilde ulaşmak için bir tık uzağınızda yer alan adresimizi ziyaret edebilirsiniz. Merak ettiğiniz tüm konu başlıklarında site tasarımı hizmeti de dahil olmak üzere, sadece bir tık uzağınızda yer almaktayız.
2K notes · View notes
Text
Çirkin Baldız! (Cezmi 33 Y., İstanbul)
Tatile karımın ablası da bizimle beraber gelmişti. Karımın ablası evlenmemiş, en son sevgilisinden ayrılalı 10 yıl kadar olmuştu. Benimle yaşıt, zayıf, küçük memeli, küçük popolu, çokta güzel olmayan biri idi. Biraz huysuzluğu olduğu için sevgili işini de beceremiyordu. Aramız fena değildi. Tatilin 3. günü karımı işyerinden çağırdılar. "Biz de gelelim!" dedik, ama karım, "Gerek yok, bari siz tatil yapın, o kadar para verdik!" dedi. Biz de çok ısrar etmedik, karım İstanbul'a döndü. Baldızımla ilk gün standart rutinde geçti. Sabah, deniz, güneşlenme, akşam yemek, sonra ayrı odalara gidip yattık.
Ertesi gün tekrar denize gittik. Öğlen yemeğe giderken resepsiyondan görevli seslendi, "Eşiniz gitti galiba? Sizi aynı odaya alsak, öbür odayı başka aileye versek, size de odanın ücretini iade etsek, olur mu?" dedi. Hem otel hem biz karlı çıkacağımız için kabul ettik. Karım zaten geri gelemeyecekti. Ben baldızın odaya taşındım. Orada iki yatak vardı. Akşam yemek sonrası oteldeki diskoya gittik. Bir yandan içiyor, arada dans ediyorduk. Danslar başta ayrık olsa da yavaş yavaş temaslarımız oluyordu. Ama abartmıyorduk. Etraftaki dans eden, öpüşen, sevişen Rus turistler ikimizin de dikkatini çekiyor, birbirimize gösteriyorduk. Bayağı sarhoş olmuştuk. Odaya geçtik.
Cila için mini bardan Tekila çıkardığımda baldız gülüyordu. Fakat ikinci Shot Tekiladan sonra ağlamaya başladı. "Ben çok çirkinim!" diye ağlıyordu. "Yok değilsin!" falan desem de, "Çok çirkinim, 10 yıldır sevgilim yok, herkes evlendi ben kaldım!" diye ağlıyordu. Ben, "Olur mu! Tamam, çok güzel olmasan da çirkin değilsin. En azından kuzenin gibi şişko değilsin mesela!" deyip elinden tutup ayağa kaldırdım. "Bak burada nasıl giyiniyorsun, mini etek, askılı dekolte. İlgi çekebilecek şekilde. Ama İstanbul'da Kezban gibi. Piyasanı daraltıyorsun. Birçok erkek bunu sever. Şişman değilsin. Bcakların da güzel. Göğüslerin küçük, ama dik gibi, sutyenden belli değil!" dedim.
Baldız, "Cidden öyle mi?" dedi. "Tabi öyle! Sen kendine güvenmiyorsun. Etrafa bak, koca burunlu, koca kaşlı kızların sevgilisi niye var?" dedim. Baldız, "Niye?" diye sordu. "Kezban değiller çünkü!" dedim. Baldız, "Ne yani, ben de yollu mu olayım?" dedi. "Yollu değil, sexy. Bara gidince sutyen takma mesela. Gördün Rusları, hangisinde sutyen vardı? Hadi çıkar sutyeni, nasıl görünecek bakalım!" dedim, attım oltayı.
Baldız Tekiladan bir shot aldı. Arkasını dönüp sutyeni çıkarttı. Üstünde ince triko bir askılı vardı, meme uçları hafif belli oluyordu. Meme çatalı üstünde düğmesi vardı. Onları da ben açtım, dekoltesi ortaya çıktı. "Hah şöyle! Arada frikik vereceksin ki, erkeklerden ilgi göresin. Bak memelerin de dik imiş, ne güzel!" dedim. Baldız güldü, shot için eğildi. Eğilirken eli ile memesini kapatınca, "Olmadı! Özellikle memelerin görünsün!" dedim. Bu sefer elini koymadan eğildi. Memelerin tamamı ortaya çıktı. "Hah şöyle!" dedim, ama memeleri görünce benim yarak da kalkmıştı.
Bunu baldız da fark etmişti, "Ne iş, kalkmış seninki!" dedi. "Kalkar tabi, güzel memeleri gördü, hoşuna gitti!" deyince güldü. Baldıza, "En son en zaman gördün?" dedim, "Ohoo, çok oldu!" dedi. "Görmek ister misin benim aleti?" dedim, evet anlamında kafa salladı. Şortumu indirip çıkardım yarağımı. Baldız, "Hmmm, kızkardeşimin söylediği kadar varmış!" dedi. Ben şaşırmıştım, "Sana sikimi mi anlattı?" diye sordum. Baldız, "Biz konşuruz böyle şeyleri, hem de taaa ilk günden beri! Senin isteklerinin hepsini biliyorum! Dokunabilir miyim?" dedi. "Tabii!" dedim. Uzandı, yarağımı okşamaya başladı. Elleri sıcaktı.
Biraz okşadıktan sonra, "Kızkardeşim emiyormuş?" dedi. "Evet! Sen?" dedim. Baldız, "Ben hiç emmedim. Denedim, ama iğrenç geldi. İkinci sevgilim istedi, ama hoşlanmadım!" dedi. Ben de, "Boşa Kezban demiyorum. Sen emmeyince sevgilin başkasına gitti değil mi?" dedim. "Evet, aynen öyle oldu!" dedi. "Em hadi, öğren!" deyip, elimi ensesine koyup yarağıma doğru bastırdım. Önce yarağımın başını yaladı, sonra ağzına aldı. Baldız yavaş yavaş emerken ben de ensesini bastırıyordum. Acemice başaldı, ama devam ettikçe daha çok zevk verdi. Ayağa kalktım ve "Şimdi kendini bana bırak, ne dersem yap!" dedim. Baldız, "Tamam!" dedi. "Ağzını kocaman aç ve dilini çıkar!" dedim. Dediğimi yapınca yarağımı ağzına soktum. İki elimle kafasını tutup, ağzını am siker gibi sikmeye başladım. Baldız arada böğürüyordu sadece. "Ağzım yoruldu!" deyince bıraktım.
Baldız yatağa uzandı ve "Amımı yalar mısın? Hiç amım yalanmadı. Kızkardeşim anlattı, hep yalıyormuşsun!" diyerek, mini eteğini ve külotunu çıkardı. Denize girerken bikini giydiği için amını temizlemişti. Çok sikilmememişti amı, am dudakları hiç sarkmamıştı. Eğildim amını yalamaya başladım. Yaladıkça baldız titriyor, "Çok güzel, çok güzel!" diye inliyordu. Amını yalarken elimi tişörtün içine sokup memelerini okşadım. Baldız kudurmuş halde idi. Amı sırılsıklam olup orgazm olunca yalamayı nırakıp, üstüne doğru kaydım, memelerine yumuldum. Küçük, fakat sert, dik memeleri vardı. Kızkardeşinin memeleri iri ama biraz sarkıktı.
Boşalmam gerekiyordu. Göğsüne oturup yarağımı ağzına dayadım. Ağzına boşalacağımın farkına vardı ve "Sen uzan, ben boşaltayım. İlk olacak!" dedi. "Tamam!" deyip uzandım. Karşıma geçti, yarağımı kavradı, önce boydan yaladı, sonra emmeye başladı, yavaş yavaş emiyordu. Boşalırken kafasını tuttum ve "Yut!" dedim. Ben boşaldıkça yutkundu. Beni boşalttı, ama suratı kötü idi, ağzında kalan döllerimi banyoya koşarak tükürdü. Ağzını yıkayıp geldi ve "Kötü imiş tadı, kızkardeşim niye seviyor ki?" dedi. Ben de, "Alışırsın. İlkin o da öyle idi!" dedim.
Bir bira açtık, beraber aynı şişeden içmeye başladık. Arda baldızın memelerini elliyordum. Bira bitince, "Hadi duşa girelim!" dedim. Güldü ve "Tamam!" dedi. Zaten çıplaktık, geçtik sarhoş sarhoş duşa. Bir güzel okşaya okşaya yıkadım baldızı. Amını parmakladım. Götünü de parmaklayıp, "Hiç götten siktirmedin değil mi?" dedim. "Hayır, denedik ama çok acıdı, vazgeçtik!" dedi. "Onu da yarın sikerim. O dar götün sikilecek, hiç kaçarın yok!" dedim. Güldü ve, "Ne istersen yap!" dedi. Çevirdim arkasını, domalttım. Yarağımı amına geçirdim. 10 yıldır yarak yemeyen am daracıktı. Baldız derin bir, "Oohhh!" çekti. Yavaş git-geller ile sikmeye başladım. Baldız zevkten kudurmuş halde idi, enik gibi inliyordu.
Duş dardı, zor oluyordu. Duştan çıktık. Kurulandık. Yatağa uzandım, üstüme çıktı. Yarağımı amına yerleştirdi ve kendini siktirmeye başladı. Küçük memeler hafif hafif sallanıyordu. Bir süre sonra üstümden devirdim alta aldım. Bacaklarını belime sardı. Kökledim yarağı. Küçük memelerine yumulup siktim. Arada çevirip köpek pozisyonunda amını uzunca süre siktim. Baldız iki kez orgazm olmuştu. Benim de boşalmam gerekiyordu. "Korunuyor musun?" diye sordum. "Hayır!" deyince çıktım amından. Memelerine doğru oturdum, yrağımı sıvazlayarak memelerine ve yüzüne attırdım. Sonra ağzına verip bir süre emdirdim. Yorgun ve sarhoş olarak uzandım. Baldız da temizlenip geldi. Çıplak yattık.
Sabah yüzü gülüyordu. Baldıza, "Sabah saksosu yok mu?" dedim. "O ne?" dedi. "Al ağzına boşalt beni!" dedim. Eğildi, emmeye başladı. Ben de amını götünü parmakladım. Sonunda ağzına bir güzel boşaldım. Duştan sonra hazırlanıp önce kahvaltıya, sonra denize gittik. İki sevgili gibi idik. Arada okşuyor, öpüyor, arkadan abanıp götüne yarağımı dayıyordum. Tabi baldız da boş durmuyordu. Bu sefer sadece sırtına değil her yerine güneş yağı sürmüştüm. Öğlen yemek yeyip odaya geçtik. Duşa girdik yine beraber. Götünü yıkarken parmaklamaya başladım. Bir parmak, sonra iki, sonra üç oldu. Baldızda zevk ve acı birarada idi. Ona, "Boşver denize gitmeyi, seni götten sikeyim!" dedim. "Olur!" dedi.
Oluru alınca çıkarttım duştan. Yatağın kenarına yüz üstü yatırdım. Bacaklarını yana ayırdım. Dar göt karşımda idi. Götünü yalayınca önce şok oldu, sonra hoşuna gitti. Çantasından krem aldım, götüne sürmeye başladım. Artık 4 parmak götüne giriyordu. Baldız, "O yarak girer mi oraya?" dedi. "Tabii girecek! İstersen den de seyret!" dedim. Baldız, "Nasıl?" deyince, telefonunu önüne koydum. Baldızı görüntülü aradım. Önce götüne giren parmakları gösterdim. Baldız, "Deliğim büyümüş!" dedi. Yarağımın başını deliğe dayadım ve yüklendim. Yarağım götüne ilerledikçe, "Acıyor!" dedi. Yavaş yavaş soktum. Zevk acı karışmıştı ve götüne giren yarağı canlı izliyordu. Bir süre sonra alıştığı için seri sikmeye başladım...
Daracık götüne fazla dayanamayıp içine boşaldım. Baldızın canı yansa da zevkten ölmüştü. Amı da sırılsıklamdı. Banyoda yarağımı yıkadım geldim, yatağa uzandım. Baldız da götünü yıkayıp geldi, yanıma yattı. Yarağımı okşamaya başladı. "Keşke hep siksen beni!" dedi. Ben de, "Bana bel bağlama baldız, biliyorsun ki kızkardeşinle evliyim. Ama böyle benimle olduğun gibi orospu ol, yarak bulursun!" dedim. Eğildi yarağımı yalamaya ve emmeye başladı. Demin boşaldığım halde emdikçe yarağım yeniden sertleşti. Baldız gülerek üste çıktı. Amına yerleştirdi, hafifçe götünü oynatıp siktirdi kendini bir süre. Orgazm olunca da indi. Sarılıp uyuduk yine.
Tatilimiz bitene kadar sürekli baldızın amını götünü siktim. Koruyucu hap aldığı için artık amına da boşalıyordum. Odaya ne zaman gelsek mutlaka bir yerini sikiyordum. Hatta birkez de denizde amını siktim. Artık İstanbul'da da fırsat bulunca sikiyorum!
[Cezmi]
105 notes · View notes
Text
Bir şey diyeceğim. Sevdiklerinize sarılın lan. Sevdiklerinizi sevin. Özlüyorsanız eğer ulaşabileceğiniz bir yerdeyse ulaşın. Söyleyin lan. Özlediğinizi sevdiğinizi. Hayat çok kısa arkadaslar. O kadar kısa ki. Annenizi öpün babanıza sarılın öpün. Çiçek ekin. Kedi sevin. Köpek sevin kuşlara selam verin. Her gördüğünüz miyava isim verin. Ağlamak istiyorsanız ağlayın. Gülmek istiyorsanız gülün. Canınız ne istiyorsa onu yapın. Eğlenin olum. Valla hayat çok kısa. Anneniz olmaz bi gün. Bi gün sevdiğiniz çocuk olmaz. Başka bir gün siz bile kendinizde olmayabilirsiniz. Gidin lan. Koşun. Yürüyün. Sevin. Özlemeyin. Gidin söyleyin. Korkmayın ulan bi şeyden. Bi kere fırsat ve zaman varken ve şans sizden yanayken geri tepmeyin. Şansınızdan olmayın. Zamanın elinizden almasına izin vermeyin. Kıymet bilin lan. Ama en çok kendinizin kıymetini bilin ve en başta kendinizi sevin. Sevin dostlar. Sevin.
46 notes · View notes
tipitip213 · 1 month
Text
Çarşaflı Hatunu Kocası 6 Aydır Sikemiyormuş!
İstanbul Fatih semtinde bir apartmana taşındık. Oturanların hepsi tutucu aileler. Bazıları çarşaflı, bazıları türbanlı. Karım açık giyinir, ama fazla da açık olmayı sevmez. Apartmana taşınalı bir ay geçmesine rağmen hiçbir komşu hoşgeldine gelmedi. Erkekler bana, kapalı kadınlar da karıma selam vermiyorlardı. Bizi dışlamışlardı. Komşular hoşgeldine gelmeyince, karım kek pasta falan pişirmiş, onları çaya davet etmiş, ama kimse gelmemiş. Akşam karımın gözlerinden yaşlar akarak bana şikayet etti ve "Buradan taşınalım!" dedi. Ne olduğunu sorduğumda, komşular (Biz açık bir kadının pişirdiklerini yemeyiz!) demişler.
Benim de canım çok sıkıldı, fakat, "Taşınmayıp sabredelim, nasıl olsa bir aileyle bir gün samimiyet kurarız." dedim. Ama bir yıl kimseyle konuşamadan apartmanda oturduk. Bir gün karşı komşumuz çarşaflı Menekşe hanımla apartman girişinde karşılaştım. Elinde çok büyük bir karton kutu vardı, taşımakta zorlanıyordu. Başını öne eğerek bana, "Komşu, yardım eder misin?" dedi. Ben de, "Hayhay efendim!" dedim ve elinden aldım, yukarıya kadar taşıdım. Karton gerçekten çok ağırdı, içinde Çelik Tencere takımı varmış. Kapısının önüne kadar götürüp bıraktım. Menekşe hanımın sadece gözleri görünüyordu ve gözleri gülerek bana teşekkür etti.
Birkaç gün sonra Menekşeyle tekrar kapıda karşılaştık. Bana selam verdi, gözleri yine gülüyordu. Bu sefer gözlerine dikkatli bakınca çok güzel olduğunu fark ettim. O da benim gözlerime derin derin baktı ve "Komşu, kocam sizinle tanışıp bir çay içmek ister, bize gelir misin?" dedi. Ben, karımın bir aylığına annesine gittiğini, evde yalnız olduğumu söyleyip, "Karım gelince beraber ziyaret edelim." dedim. O da, "Siz yalnız gelseniz de olur..." dedi. "Hayhay! Geleyim ozaman." dedim.
Akşam yemeğinden sonra kapılarını çaldım. Menekşe açtı ve buyur etti. Beni oturma odasına aldı. Kocası yatakta uzanıyordu, beni görünce yarım oturdu ve "Komşu hoşgeldin, kusura bakma, ben biraz rahatsızım, ayağa kalkamıyorum." dedi. Ben, "Önemli değil." dedim. Kısaca tanıştık ve karısına yardımım için çok teşekkür etti. Kocası tutucuydu, ama neşeli bir adamdı, kısa zamanda muhabbete başladık. Altı ay önce trafik kazası geçirmiş ve belinden aşağısı felç olmuştu, her şeyiyle karısı ilgileniyordu.
Menekşe hanım çaylarımızı getirdi, çarşafını çıkarmadan odaya oturdu. Üçümüz biraz daha konuştuk ve erkenden ayrıldım. Menekşe hanım kapıdan uğurlarken, ona, "Bir ihtiyacınız olduğunda söylemeniz yeterlidir, elimden geleni yaparım." dedim. Güzel gözleriyle gülerek teşekkür etti. Menekşenin gözlerini unutamıyordum. Çok güzeldi. Uyurken dahi hayal kurmaya başlamıştım, Menekşenin gözlerine bakarak onu öptüğümü düşünerek uyuyordum.
Bir akşam geç vakitte kapım çaldı, hemen açtım. Karşımda Menekşe duruyordu. Gözleri bu sefer daha da güzeldi, çünkü gözkapaklarını pembe ile renklendirmişti. Çarşafının yüz kısmını açarak, "Mesut bey, size bir tabak börek getirdim, alırsanız memnun olurum." dedi. İlk defa yüzünü tam görmüştüm ve içimden (Aman Tanrım!) dedim. Parlak kırmızı rujlu dudakları, bembeyaz inci gibi dişleriyle, karşımda sanki bir manken vardı. Ne diyeceğimi bilemeden dondum kaldım. Menekşe benim şoka girdiğimi görünce tabağı elime tutuşturdu. Elini elime hafifçe değdirince kalbim duracak gibi oldu. "Menekşe hanım zahmet etmişsiniz, teşekkür ederim, tabağınızı boşaltıp hemen getiriyorum, biraz bekleyin lütfen." dedim.
Hiç beklemedim bir cevap verdi, "Mesut bey müsadeniz olursa ben boşaltayım." dedi. Hemen kapıdan çekilerek, "Buyurun." dedim. Kapıyı kendisi örttü ve mutfağa girdi, ben de arkasından gittim. Bir melek gibi süzülerek yürüyordu. Çarşafının altında uzun topuklu ayakkabı vardı. Çarşafını biraz yukarı çekmiş, ayakkabısının ve ince siyah çorabının güzelliği ortaya çıkmıştı. Tabağı masaya koydu. Ben korkarak sandalyeyi çektim, "İsterseniz biraz oturun." dedim. Hemen oturdu, ben de karşısına oturdum. "Kocanız nasıl?" dedim. Gözleri bir an sulandı ve "Çok kötü Mesut bey, çok ağır ilaçlar kullanıyor ve sürekli uyuyor, biraz önce yine uyudu, sabaha kadar top atsan uyanmaz artık!" dedi. Canının çok sıkıldığını ve biraz dertleşmek istediğini söyledi. Karımın olmadığını bildiği halde çarşaflı şuh bir hanımla evde yalnızdım ve şeytan (Tamam oğlum köşeyi döndün!) diyordu.
Menekşe biraz havadan sudan anlattı ve esas konuya girdi. Kocasının belinden aşağısıyla birlikte erkeklik organı da işlev görmüyormuş ve iyileşmesi de imkansızmış. Menekşe hanım benden ilk defa yardım istediğinde gözlerindeki gülümsemeyi anımsadım, ilk mesajını ta o zaman vermişti. Genç ve güzel kadın 6 aydan beri bir erkeğe açtı. Aklımdan bunlar geçerken, Menekşe hanım gözlerime bakarak, "Mesut bey ben çok özledim..." dedi. Anladığım halde, "Neyi?" diye sordum. "Biliyorsun... Bir kadın en çok neyi özlüyorsa onu..." dedi ve gözlerime (Beni sik!) der gibi yalvarırcasına bakmaya başladı.
Ben de neredeyse bir aydan beri karım olmadığından iyice sekse susamıştım. Yavaşça Menekşenin yanaklarından tuttum ve rujlu dudaklarını emmeye başladım. Öpüşerek ayağa kalktık. Belime sarılarak amını sertleşen yarağıma dayadı ve dilini ağzıma soktu. Dilini ısırdım, o da benim dilimi emdi ve ısırdı. Çarşafının üstünden poposuna yapıştım, altında külot yoktu ve ipek çarşafın yumuşaklığıyla poposunun sertliği beni çıldırtmaya yetmişi. Gözlerine bakarak, "Siz evdeyken makyaj yapar mısınız?" dedim. "Hayır, ilk defa bugün kocam uyuduktan sonra gizlice yaptım." dedi. "Neden?" dedim. "Seni etkilemek için!" dedi...
Elinden tutup yatak odama götürdüm. Çarşafını bir hamlede üzerinden çıkardım. Memeleri çok güzel ve dimdikti. Siyah külotlu çorap giymişti. Ben külotlu çorap fetişiydim, onu öyle görünce yarağım biraz daha büyüdü ve kazık gibi oldu. Ben de soyundum. Rujlu dudaklarıyla yarağımı yalamaya emmeye başladı. Sonra ben de çorabının üzerinden amını yalamaya, öpmeye ısırmaya başladım. İkimiz de çıldırmıştık. Çorabının önünü yırttım ve dilimle içini yaladım. Başımdan tutarak kendine çekti, "Sik artık beni, dayanamıyorum, tam 6 aydan beri amıma yarak girmedi, sok artık, sok!" diye bağırdı. Siyah başörtüsüyle altımda sikilmeye hazır bir karı vardı. Ağzımla ağzına yapıştım. Nefes alamıyordu ama dilimi ısırıyor ve eliyle tuttuğu yarağımı amına sokmaya çalışıyordu. Amı vıcık vıcık ıslanmış köpürmüştü. Çok dar ve küçük bir amı vardı. Benim yarak ise hayli büyüktü, girerken zorlayacağı belliydi.
Ona, "Benim yarak biraz büyük galiba, sokarken acıtabilirim, kusura bakma." dedim. "Evet Mesut bey, yarağın çok büyük, kocamınkinin iki katı, sok artık!" dedi. Birden ve de çok hızlı sokmalıydım altımdan kaçmasın diye. Bağırmamasını söyledim ve ağzımı ağzına iyice bastırdım, ki çığlık atarsa duyulmasın diye. Yarağımı amına en son hızımla soktum, Menekşenin çığlığı ağzımın içinde boğuldu ve gözlerinden yaş geldi. Altımdan kaçmaya çalışıyor fakat yaraktan kurtulamıyordu. Yavaşça çektim yavaşça soktum ve ağzını serbest bıraktım. Zevkten inlemeye başladı ve yüzlerce kez, "Sik beni!" diye yalvardı.
15-20 dakika yavaş yavaş siktim ve Menekşe iki kez orgazm oldu, elleri yana düştü. Birkaç kez dölüm gelmeden beklemiş ve geciktirmiştim. Birkaç kez geciktirince benim yarak küser ve dölü fışkırtmazdı. Kendi karımı da bu yöntemle en az bir saat sikerdim. Karım da (Ne olur boşal artık amım felç oldu!) diye yalvarırdı. Menekşe de aynı karım gibi başladı, gözlerime bakarak, "Hadi boşal artık, fışkırt dölünü, doldur içimi, korkma korunuyorum!" dedi. Ben de dölümün ancak bir saat daha amını sikersem veya götüne sokarsam fışkıracağını söyledim. "Tamam, nasıl olsa orospu oldum, götümü de sik ki tam orospu olayım!" dedi ve arkasını dönüp domaldı...
Menekşenin götüne hiç yarak girmediği belliydi. Amından akan sularla göt deliğini yarağımla yağladım. Sonra yarağımın başını göt deliğine dayayıp yavaş yavaş soktum. Bağırmasını ve kaçmasını bekliyordum, ama öyle olmadı. Başı girince, "Acımıyor mu?" diye sordum. "Acıyor, ama aldığım zevk daha fazla, yavaş yavaş sok canım!" dedi. Götünün o dar deliğine yavaş yavaş gitgeller yaparak giriyordum. 5 dakika içinde delik iyice genişledi ve dibine kadar gömünce Menekşe derin bir zevk çığlığı attı. Artık hızlı hızlı sokup çıkarıyordum. 5-6 dakika kadar daha götünü siktim, dölüm gelmek üzereydi. Dölüm tam fışkırmak üzereyken götünden çekip amına gömdüm ve boşalttım. Yarağımı amından çıkarmadan bir süre arkasına abanmış halde kaldım. Sonra amından çıkıp bunu sırt üstü yatırdım ve dudaklarına yapıştım. 10 dakika öpüştük. Menekşe aniden kalktı giyindi ve hiçbir şey söylemeden kaçtı gitti.
Ertesi akşam eve gelirken Menekşeyi tekrar sikmeyi hayal ediyordum. Ama birdaha uğramadı. Birkaç gün sonra da (ben işteyken) taşınmışlar. Kapıcıya nereye taşındıklarını sordum, bilmiyordu. Birdaha da Menekşeyi bulamadım :(
[Mesut]
…Arkadaşlar ben yazar değilim. Hoşuma giden beni zevklendiren hikayeleri paylaşıyorum. Bir nevi kendi arşivim gibi.
Her şey gönlünüzce olsun.
95 notes · View notes
endergelisenataklar · 8 months
Text
insan her yerde kırılabilir. sokakta, evde, uzakta, sarhoşken, kedileri severken, ağlarken. ben de kırıldım ve adres vermeyeceğim. kimseye sen demeyeceğim. suç bulmayacağım. kendimi de masum saymayacağım. zaten insanın, kırılmışken kırılması parçalanması demektir. ama bunlardan değil. aslında gerçek olan tek şey olan ölmekten bahsetmek istiyorum sadece. yamyamlar ölüye olan saygısından onları yerler. biz işte öyleyiz bazen ölümler karşısında. sokakları silip süpürüp kanları temizleyip oralardan geçmeye mecburuz. kolunda namuslu yatağında fahişe arayan adamla aynı acıyı bastırıp mutlu olma çabası. böyle ya işte. her olayda bir yerlere sıkışıp kaldık. bölünmeyeceğiz diye bağırdık. birazımız dini labirent, birazımız hayal labirenti, birazımız seks, birazımız insan gibi yaşamak labirentinde beyinlerimizi oraya sabitleyerek sıkıştık kaldık. bu labirentte dolaşıp durmayı da yol zannediyoruz. en masum olanlarımız bu çarkın başında duran canavarlara nolur bitsin, siz de vicdan yok mu yakarışlarını sunuyor. canavar ertesi gün onu öldürüyor. yaşamak işte tam olarak bunun adı. koskoca bir evrende bizi küçücük odalarımızda mutlu olabilme isteğine zorladılar. sadece onu isteyebildik. aza indirgendik hep. azaltıldık. bir uçurtmanın düşmesi gibiydik. ama gene de düşünce çocuklar bulsun istedik. umut verdiler barış için, güzel şeyler için. ama inandım ki barış için umut verenler eli kanlı katillermiş. öyle umut verildi ki, bir şarkının tüm sözlerini gözlerimizle ezberletip o şarkıyı söyleyenin dilini kopardılar gibi. böyle işte ya. yazar her seferinde sahneyi dramatize ediyor ve bir çocuk intihar etmeden salonu terkedemiyor.
106 notes · View notes