Tumgik
#iş huku
tahancihukukburosu · 2 years
Link
Tahancı Hukuk Bürosu olarak bu Youtube videomuzda, İcra Takibine İtiraz Nasıl Yapılır? | İlamsız İcra Takibine İtiraz Süresi | Nereye İtiraz Edilir? sorularına açıklık getirdik.
0 notes
korkutkalkan · 5 months
Link
483 işçi grev kırmak için hukuka aykırı şekilde işe alındı Abalıoğlu Lezita grevinin 41. gününde Denizli 2. İş mahkemesinin verdiği ihtiyati tedbir kararı grevci işçiler arasında sevinçle karşılanırken, Lezita yönetiminin greve çıkan işçilerin yerine hukuka aykırı biçimde işçi alımı yaptığı da mahkeme kararıyla tespit edilmiş oldu. Abalıoğlu Lezita fabrikasında örgütlenme yetkisi alan Öz Gıda İş Sendikası'nın aldığı 6 Şubat 2024 tarihli grev kararı sonrası, Lezita tarafından işe alınan 483 işçinin hukuka aykırı şekilde alındığı tespit edildi. Lezita yönetimi İcra memurlarına engel çıkardı Öz Gıda İş Sendikası avukatları, Denizli 2. İş Mahkemesi tarafından 483 işçi için verilen ihtiyati tedbirle çıkarılma kararının uygulanması için İcra memurları ile birlikte Abalıoğlu Lezita fabrikasına gitti. Lezita yetkililerinin, avukatlarını bekledikleri gerekçesi ile icra memurlarını bir süre beklettiği, avukatlar geldikten sonra ise bir süre de fabrika genel müdürünün gelmesinin beklendiği öğrenildi. Fabrika genel müdürünün gelmesinin ardından Lezita yetkilileri, fabrika işçilerinin özlük bilgilerinin yer aldığı bilgisayar kayıtlarına ulaşamadıklarını söyleyerek icra memurlarını bir süre daha oyaladıkları belirtildi. Bunun üzerine icra memurlarının üretim alanında kimlik kontrolü ile hukuk dışı işe alınan 483 işçinin tespitini yapmak istemelerine karşı Lezita yöneticilerinin engel çıkardığı öğrenildi. Hintli işçiler kimlik tespitinden kaçırıldı Lezita fabrikasında Öz Gıda İş Sendikası avukatları ve icra memurlarının mahkeme kararını uygulama çabasının sürdüğü sırada, dışarıda alkış ve sloganlarla eylem yapan grevci işçiler, grev kırıcı 483 işçinin tespitten kaçırılma girişimine karşı alkış ve sloganlarla tepki gösterdi. Abalıoğlu Lezita yönetiminin Hindistan'dan getirerek işe başlattığı Hintli işçilerin, fabrikaya girişten hemen sonra farklı bir alana götürülerek kimlik tespitinden kaçırılması grevci işçiler tarafından görüntülendi. Lezita yönetiminin mahkeme kararının uygulanmasına karşı yaptığı engellemelerin avukatlar ve icra memurları tarafından tutanakla tespit edilerek mahkemeye gönderileceği öğrenildi. Çukutli: “Lezita grevimiz kararlılıkla sürecek” Abalıoğlu Lezita'da 41. gününe giren grevle ilgili açıklamada bulunan Öz Gıda İş Sendikası Genel Başkanı ve Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Halil Çukutli şunları söyledi: “41 gündür Abalıoğlu Lezita fabrikasında grevdeyiz. Lezita yönetiminin her türlü hukuk dışı uygulamalarına karşı son derece barışçıl şekilde grevimizi icra ediyoruz. Yetkili sendika olarak, Lezita yönetiminin hukuksuz uygulamalarına karşı çalışan işçilerimizin haklarını korumak için verdiğimiz mücadeleyi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuk çerçevesinde hak arayışımızı ve sendikal mücadelemizi devam ettireceğiz.”
0 notes
celikhukukburosu · 1 year
Text
Çelik Hukuk Bürosu
Çelik Hukuk Avukatlık Bürosu, Türkiye'nin önde gelen hukuk firmalarından biridir. Uzman avukat kadrosu ve geniş hukuki bilgi birikimiyle müvekkillerine kaliteli hizmet sunmaktadır.
Büromuz, farklı hukuki alanlarda uzmanlaşmış avukatlarla çalışmakta olup, müvekkillerinin çeşitli hukuki sorunlarına en etkili çözümleri üretmektedir. Sivil hukuk, ticaret hukuku, ceza hukuku, aile hukuku, iş hukuku gibi birçok alanda danışmanlık ve dava takibi hizmetleri sunmaktayız.
Çelik Hukuk Avukatlık Bürosu olarak, müvekkillerimizin haklarını korumak ve adaletin sağlanmasına katkıda bulunmak en önemli önceliğimizdir. Güvenilirlik, dürüstlük ve profesyonellik ilkeleriyle hareket ederek, her bir müvekkilimize bireysel ve özgün çözümler sunmaktayız.
Müvekkillerimizin ihtiyaçlarını anlamak ve onlara en doğru stratejileri sunmak için sürekli olarak güncel hukuki gelişmeleri takip etmekteyiz. Bu sayede müvekkillerimize en iyi şekilde destek olmayı amaçlamaktayız.
Bizler Çelik Hukuk Avukatlık Bürosu olarak, hukuki sorunlarınızı çözmek için yanınızda olmaktan mutluluk duyarız. Profesyonel ve etkili hizmet anlayışımızla, müvekkillerimizin memnuniyetini her zaman ön planda tutmaktayız.
Siz de hukuki konularla ilgili destek almak veya danışmanlık hizmeti almak isterseniz, Çelik Hukuk Avukatlık Bürosu'na başvurabilirsiniz. Size en iyi şekilde yardımcı olabilmek için buradayız.
1 note · View note
Tumblr media
Ticaret Hukuku
Ticaret hukuku bir ticari işletmeyi ilgilendiren iş­lemleri, fiilleri konu alır ve ticari işletme, şirket­ler hukuku, deniz ticareti, kıymetli evrak ve si­gorta olmak üzere beş bölümden oluşur. Ticari işletme hukukunda, ticari iş, ticari işletme, tacir kavramları yanında, ticari örf âdet ele alınır. Ti­caret Kanunu’nda yer alan hükümlerle, bir ticari işletmeyi ilgilendiren işlem ve fiillere ilişkin diğer kanunlarda yazılı özel hükümler, ticari hüküm­lerdir. Mahkeme, hakkında ticari bir hüküm bu­lunmayan ticari işlerde, ticari örf ve âdete, bu da yoksa genel hükümlere göre karar verir. Tacir, bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişidir. Esnaf, ekonomik faaliyeti serma­yesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan, geli­ri çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşma­yan, sanat veya ticaretle uğraşan kişidir. Tacir, ti­cari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş­se, uygun bir ücret ve faiz isteyebilir. Ticaret si­cili, ticaret unvanı ve işletme adı, haksız rekabet, ticari defterler, cari hesap sözleşmesi, acente, ti­cari mümessil, ticari vekil, ticari işletme hukuku­nun önemli kavramlarındandır. Ticaret Şirketleri hukuku kapsamında ele alınan şirket, iki veya daha fazla kişinin ortak bir ekonomik amaca eriş­mek için emek ve sermayelerini bir araya getir­melerini ifade eder. Ticaret Kanunu’nda, kolektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve ser­mayesi paylara bölünmüş komandit şirket ise ser­maye şirketi olarak belirtilmiştir. Şirketler huku­kunda her şirket, kuruluşlarından işleyişlerine, ortaklık yapılarından tasfiyelerine kadar çok ay­rıntılı hükümlerle ayrı ayrı ele alınır. Kıymetli ev­rak hukukunun temel kavramı olan kıymetli ev­rak öyle senetlerdir ki, bunların içerdikleri hak, senetten ayrı olarak ileri sürülemediği gibi baş­kalarına da devredilemez. Ciro, senette var olan bir hakkın, devir veya rehin edilmesi gibi huku­ki sonuçlar doğuran bir irade beyanıdır. Nama yazılı senet, belli bir kişinin adına yazılı olup da onun emrine kaydını içermeyen ve kanunen de emre yazılı senetlerden sayılmayan kıymetli ev­raktır. Hamiline yazılı senet, senet metninden ve­ya şeklinden, hamili kim ise o kişinin hak sahibi sayılacağı anlaşılan kıymetli evraktır. Kambiyo senetleri (çek, bono, poliçe), kıymetli evrakın en yaygın modelidir.
Deniz Ticareti hukukunun ise temel unsurlarından biri gemidir. Ticaret Kanunu’na göre gemi, kendiliğinden hareket etmesi imkânı bulunsun bulunmasın, tahsis edildiği amaç, suda hareket etmesini gerektiren, yüzme özelliği bulunan ve pek küçük olmayan araçtır. Deniz ticaret hukukunda, gemi, kaptan, gemi ala­cakları, çatma, kurtarma, donatanın, gemi adam­larının kusurundan doğan sorumluluk, geminin kimliği, bayrağı, bağlama limanı gibi konular ele alınır. Türk gemileri için, Denizcilik Müsteşarlığı­nın uygun göreceği yerlerde gemi sicili tutulur. Deniz ticaret hukukunun bir diğer düzenleme alanı donatma iştirakidir. Gemisini menfaat sağ­lamak amacıyla suda kullanan gemi malikine do­natan denir. Sigorta hukukunda sigorta sözleş­mesi ve çeşitli sigorta tipleri incelenir. Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, ki­şinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğ­ratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâ­linde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatların­da gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yü­kümlendiği sözleşmedir. Reasürans, sigortacının, sigorta ettiği menfaati, dilediği şartlarla, tekrar si­gorta ettirmesine denir.
www.zekidemir.com.tr
0 notes
captain-hasan-kaya · 7 years
Text
Sarraf Davası, Huku mu, Diploması mi kazanacak?
Sarraf Davası, Huku mu, Diploması mi kazanacak?
NEW YORK — Dört ayrı suçtan 75 yıl hapis istemiyle bir yılı aşkın bir süredir New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesinde yargılanan İran asıllı Türk iş adamı Rıza Sarraf yarın yeniden hakim karşısına çıkacak
New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde TSİ 17.30’da başlayacak kritik duruşmada Sarraf’ ın tartışma yaratan iki yeni avukatı eski New York Belediye Başkanı Rudolph Giuliani ile eski…
View On WordPress
0 notes
rayofsunlights · 8 years
Text
"''Canlı varlık hangi biçimde dile sahiptir'' sorusu tam anlamıyla “çıplak hayat hangi biçimde polis’te yer alır” sorusuna tekabül ediyor. Canlı varlığın logos'a sahip olması, logos'ta kendi sesini bastırması ve korumasıyla olur; tam da polis’te yer almasının, kendi çıplak hayatının polis’te, bir istisna olarak, dışlanmasıyla olduğu gibi. Dolayısıyla siyaset, canlı varlık ile logos arasındaki ilişkinin gerçekleştiği eşik mekânı işgal ettiği sürece, Batı metafiziğinin gerçekten temel yapısı olarak karşımıza çıkıyor. Çıplak hayatın “siyasallaştırılması”yla -bu eşsiz metafizik görevle- yapılan şey, yaşayan insanın insanlığına karar vermektir. Bu görevi yerine getirirken modernliğin yaptığı iş, metafizik geleneğin özcü yapısına olan sadakatini ilan etmekten başka bir şey değildir. Batı siyasetinin temel ikiliği dost-düşman ikiliği değil; çıplak hayat-siyasal varoluş, zoe-bios, dışlama-içleme ikilikleridir. Siyasetin var olmasının nedeni, insanın, bir yandan dili aracılığıyla kendisini kendi çıplak hayatından ayırıp bunları karşıt hale getirirken öte yandan da, bu çıplak hayatıyla içerici bir dışlama ilişkisi içinde yaşayan canlı varlık olmasıdır."
"O halde yeryüzünün bileşenlerinden biri olan yerleştirme (Ortung) ile düzenleme (Onlmmg) arasındaki bağ(lanrı). Schmitt’in öne sürdüğünden çok daha karmaşıktır ve bunun merkezinde temel bir muğlaklık, yerleştirilemeyen bir belirsizlik ya da istisna alanı vardır. Bu muğlaklık ve bu mıntıka, son tahlilde, kendi yerinin sonsuza dek belirlenememesi ilkesi olarak daima kendi aleyhine işleyen bir şeydir. Bu kitapta yürütülen araştırmanın tezlerinden biri şudur: içinde yaşadığımız çağda, istisna durumu her geçen gün biraz daha temel siyasal yapı haline geliyor ve nihai anlamda da kural olmaya başlı­yor. Çağımızda yürütülen, yerleştirilemeyenlerin daimi ve göz önünde bir yere yerleştirilmeleri çabasının sonucu olarak toplama kampları ortaya çıktı. Nomos'un bu orijinal yapısına tekabül eden mekân —cezaevleri değil- kamplardır. Bunun göstergesi, başka şeylerle birlikte, şu gerçektir: Cezaevi yasaları sadece ceza hukukunun belli bir bölümünü oluştururken ve normal düzenin dışında bir şey değilken, kampları yöneten yasalar (ileride göreceğimiz gibi) sıkıyönetim yasaları ve kuşatma altındaki bir toprağın yasalarıdır. Bundan dolayı da, kanıp analizlerini. Delilik ve öygarlık'tan Disiplin ve Ceza'ya (Surveiller et Dittir) dek Foucault’nuıı çalışmalarının açtığı çığıra oturtmak imkânsızdır. Kamplar, mutlak istisnamekânları olarak, olağan bir kapatılma mekânından topolojik anlamda farklıdır. İşte “yeryüzünün” eski “/lomos’unun” krizini belirleyen şey de, yerleştirme ile düzenleme arasındaki bağın tamamen koptuğu bu istisna mekânıdır."
"Eğer egemenliğin yapısı istisnadan oluşuyorsa, o zaman egemenlik ne siyasete özel bir kavram ne tamamen hukuksal bir kategori ne hukukun dışında bir güç (Schmitt) ne de hukuk düzeninin üstün kuralıdır (Haris Kelsen). Egemenlik, huku­kun hayata gönderme yaptığı ve hayatı tam da askıya almak suretiyle içine aldığı orijinal yapıdır. Biz, burada, Jean-Luc Nancy’nin önermesini izleyerek, hukukun, kendi yokluğunda hüküm sürmeye ve geçersizliğiyle geçerli olmaya işaret eden bu potansiyeline (yani, aynı zamanda daima dynamis m e energein Igerçekleşmeme potansiyeli] demek olan Aristotelesçi dynamis kavramının işaret ettiği anlamdaki potansiyele) yasaklama (ban) diyeceğiz (batı, hem toplumdan dışlanmaya hem de egemenin emir ve yüceliğine işaret eden eski Cermen teriminden türeyen bir kelimedir). İstisna ilişkisi bir yasaklama ilişkisidir.Yasaklı kimse, gerçekte, tam anlamıyla hukukun dışına atılan ve hukukla ilgisi koparılan birisi değil; hukuk tarafından terk edilen, yani hayat ile hukukun, dışarıdaki ile içeridekinin birbirinden ayırt edilemediği eşik alana bırakılan ve burada tehdit edilen bir kişidir. Yasaklı kimsenin hukuk düzeninin dışında mı yoksa içinde mi olduğunu söylemek tanı anlamıyla imkânsızdır. (Bundan dolayı, Latin kökenli dillerde,“yasaklı” olmak aslında hem “-ııin merhametine kalmak” hem de “kendi iradesine bırakılmış, özgür olmak”tır, hem “dışlanmış” hem de “herkese açık, serbest” olmaktır.) Bu açıdan bakıldığında, egemenliğin paradoksu şu şekle girebiliyor:“Hiçbir şey hukukun dışında değildir”. Hukukun hayat ile kurduğu ilk ilişki, geçerli olma değil; terk etme ilişkisidir. Nomos'un emsalsiz potansiyeli ve orijinal "kanun gücü”nün temelinde şu gerçek vardır: Nomos, hayatı terk ederek bunu yasak alanında tutuyor. Bu, sorgulayabilmek için anlamaya çalıştığımız yasaklamanın yapısıdır."
"Ancak Negri’nin kitabının gücü şurada yatıyor; Kitap, anayasama gücünün, bütün radikalliği içinde ele alındığı zaman, nasıl tamamen siyasal bir kavram olmaktan çıkarak kaçınılmaz olarak ontolojik bir kavram haline geldiğini gösteriyor. Dolayısıyla da anayasama gücü sorunu, “potansiyelin tesisi” (bkz. // potere cosritnentc, s. 383) sorunu haline geliyor; anayasama gücü ile anayasal güç arasındaki çözülmemiş diyalektik, potansiyel ile edimsel/fıili arasındaki ilişkinin yeniden eklemlenmesine yol açıyor. Böyle bir eklemleme için ise, en azından, ontolojik kip kategorilerinin kendi bütünlükleri içinde yeniden düşünülmesi gerekiyor. Bır şekilde de sorun siyaset felsefesi alanından ilk felsefe alanına taşınıyor (ya da isterseniz buna siyasetin kendi ontolojik konumuna iadesi de diyebilirsiniz). Egemenliği anayasama gücüne bağlayan düğümü çözebilecek tek şey, olabilirlik ile gerçeklik, olumsallık ile zorunluluk arasındaki ilişkinin ve öteki patlıc ton ontos’un tamamen yeniden ele alınmasıdır. Yine, egemen yasaktan tamamen kurtulmuş bir anayasama gücü tasavvur etmenin tek yolu, potansiyel ile edimsel (actıı- al) arasındaki ilişkiyi farklı bir biçimde ele almaktan —ve hatta bu ilişkinin ötesine geçmekten— geçiyor. Edimselin önceliği ve bunun potansiyelle olan ilişkisi üzerine kurulu olan ontolojinin yerine yeni ve tutarlı (ve Spinoza, Schelling, Nietzsche ve Heidegger’cı bu istikamette attıkları adımların ötesine geçen) bir potansiyel ontolojisi ikame edilene dek, egemenliğin çıkmazlarından arındırılmış bir siyaset teorisi, tasavvuru imkânsız bir şey olarak kalacaktır."
Kutsal İnsan, Agamben
0 notes
tahancihukukburosu · 3 years
Link
Tahancı Hukuk Bürosu olarak bu yazımızda, Vergi İhbarı Nasıl Yapılır ? sorusuna açıklık getirdik.
0 notes
tahancihukukburosu · 3 years
Link
Tumblr media
Tahancı Hukuk Bürosu olarak bu yazımızda, POMEM/PMYO SAĞLIK ŞARTLARI hakkında bilgi verdik.
0 notes
tahancihukukburosu · 3 years
Link
Tahancı Hukuk Bürosu olarak bu yazımızda Yaş Düzeltme Davası hakkında bilgi verdik.
0 notes