Tumgik
#işlediler
onderkaracay · 2 years
Photo
Tumblr media
#önderkaraçay #mobbingbank #parmakizi #benzer #olmayan #suçlar #işlediler https://www.instagram.com/p/Cpidb0IrtSP/?igshid=NGJjMDIxMWI=
4 notes · View notes
yeniibirben · 4 months
Text
böyle açmışım yanlışlıkla ama neymiş ben bilerek öyle yapmışım. bir de tam oyun bitecek o kadar işlediler işlediler son anda fark ediyorlar sodbwğhwğdhpwsjwl
Tumblr media
2 notes · View notes
etaali · 11 months
Text
Filistin Batı’nın adi iki yüzlülüğünü her alanda çıplak bir şekilde ifşa etmiştir. İnsan hakları, demokrasi ve özgürlük büyük bir yalandır. Filistin direnişi sadece İsrail’i değil, Batı’nın bu kavramlarla kurduğu hegemonyayı da yıkacaktır.
Bu soykırımı birlikte işlediler…
2 notes · View notes
1-ruhubozuk · 1 year
Text
enok, 8. bölüm 1-11
azazil insanlara kılıç, bıçak, kalkan ve zırh yapmayı öğretti. ayrıca onlara metal işçiliklerini gösterdi.
kötülük arttı. çok zina işlediler ve yoldan çıktılar.
semyaza büyü yapmayı ve kök kesmeyi, armaros büyü çözülmesini, baraqiyael astrolojiyi, kokabel yıldızları, ezaqael bulut bilgilerini, araqiel toprak bilgilerini, shamsiel güneş bilgilerini ve sariel de Ay'ın haraketlerini öğretti.
insanlık mahvoldukça çığlıkları göklere ulaştı.
5 notes · View notes
sadrusseria · 1 year
Text
‏قَالَ اللّٰهُ تَعَالى :
﴿ وَبَدَا لَهُم مِّنَ ٱللَّهِ مَا لَمۡ یَكُونُوا۟ یَحۡتَسِبُونَ﴾
قالَ القُرْطُبِيُّ - رَحِمَهُ اللّٰه - :
" عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ : عَمِلُوا أَعْمَالًا تَوَهَّمُوا أَنَّهَا حَسَنَاتٍ فَإِذَا هِيَ سَيِّئَاتٌ "
الجَامِعُ لأَحْكَامِ القُرآنِ (٢٣٧/١٥
Allah Teâlâ Kur’an’ı Kerîm’de şöyle buyuruyor: (Hiç hesaba katmadıkları şeyler ortaya çıkmıştır)(zümer,47)
Kurtubî, Mücahid'den bu âyetin tefsîrinde şöyle dediğini naklediyor:
"Onlar öyle ameller işlediler ki, onları hasenât diye zannederken karşılarına seyyiât olarak çıktı"
Hasenât: İyilikler-Sevaplar
Seyyiât: Kötülükler-Günahlar
3 notes · View notes
animeblogsblogs · 1 year
Text
Lilo ve Stitch
Lilo ve Stitch
Filmin konusu annesiyle babasını kaybetmiş ve ablası ile yalınız yaşayan küçük bir kızın tek dileği olan en iyi melekle arkadaş olmak istemesini anlatır.
Tumblr media
Film 2002 yılında Walt Disney Pictures tarafından yapılmıştır. Yönetmenliğini Dean Deblois ve Chris Sanders yapmıştır. Filmin senaryosu karanlık bir tondaydı ve Lilo' nun annesi trafik kazasında hayatını kaybediyordu. Ancak daha sonra senaryo değiştirildi ve hikaye çocuk dostu hale getirildi. Filmde Elvis Presley' in şarkıları da yer almaktadır çünkü Lilo Elvis' in büyük bir hayranıdır. Ayrıca filmin soundtrack albümünde Mark Keali' i Ho' omalu and the Kamehameha Schools Children' s Chorus tarafından seslendirilen geleneksel Hawaii şarkıları da bulunmaktadır. Animasyon filmine ek olarak ''Lilo & Stitch: The Series'' adlı televizyon dizisi yayınlanmıştır. Dizi 3 sezon boyunca devam etmiş ve toplam 65 bölüm yayınlanmıştır.
Film dünya genelinde yaklaşık 273 milyon dolar hasılat elde etti. Filmin yapımcıları Hawaii kültürüne saygı göstermek için hikayeyi bu adalarda işlediler. Bu nedenle filmin çoğu sahnesinin arka planında tropikal manzaralar yer alır. Lilo karakterinin adı aslında ''Lilou'' düşünülmüştü ama yönetmenlerin kulağına ''Lilo'' daha hoş geldiği için değiştirildi. Filmde yer alan Elvis Presley' in şarkısı ''Burning Love'' , Amerikan Billboard Hot 100 listesine girmiş ve büyük bir popülerlik kazanmıştır.
youtube
Filmin yapımında kullanılan 3D animasyon teknolojisi o dönem oldukça yenilikçi ve ilericiydi. Bu nedenle film, hem görsel olarak etkileyici hem de teknik açıdan başarılı bir yapım olarak değerlendirilir.
Filmin ana karakterleri:
Lilo Pelekai: Küçük kız, kardeşi Nani ile birlikte yaşayan yalnız bir kızdır. Elvis Presley' e olan hayranlığı ile tanınan Lilo, sadece gerçek arkadaşına ihtiyaç duyar.
Stitch( Deney 626): Uzaydan kaçarak Hawaii' ye gelmiş bir uzaylı yaratıktır. Başlangıçta Lilo ile arkadaşlık yapmak için değil de peşindeki uzaylılardan korunmak için ona yaklaşmıştır ama daha sonra Lilo ile gerçekten dost olurlar.
Nani Pelekai: Lilo' nun ablasıdır ve ailenin geçimini sağlamak için çalışan tek kişidir. Ancak işler yolunda gitmez ve Nani ve Liloyu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalır.
David Kawena: Nani' nin erkek arkadaşıdır ve turistlik turlar düzenleyen bir şirkette çalışmaktadır.
Cobra Bubbles: Bir CIA ajanı olan Cobra Bubbles, Stitch' i yakalamaya çalışan insanlar arasındadır.
Filmin yan karakterleri:
Jumba Jookiba: Çılgın uzaylı bilim adamıdır, denek 626' yı o yaratmıştır.
Pleakley: Birleşik Galaktik Federasyonda çalışmaktadır. Jumba ile Stitch' in peşine düşer.
Captain Gantu: Birleşik Galaktik Federasyonda binbaşıdır ve Stitch' i yakalamaya çalı��ır.
SPOİLER İÇEREN KISIM
Filmin en başında Jumba deney 626' ya hayat vermiştir, tam o sırada yasa dışı deneyler yaptığı için Birleşik Galaktik Federasyonu Jumba ve deney 626' yı tutuklarlar. General denek 626' ya iyi olduğunu kanıtlamasını ister ama 626 kötü olduğunu kanıtlar, onu yüksek güvenlikli bir hücreye kapatırlar. Deney 626 zekası sayesinde hücreden kaçar ve polis aracını çalıp dünyaya Hawaii' ye düşer. General onu yakalayıp geri getirmeleri için Jumba ve Pleakleyi görevlendirir. Stitch gemiden indikten kısa bir süre sonra oto yolda onu tırlar ezer ve bayılır. Sonraki gün 626 bir barınakta uyanır, Lilo o barınağa köpek sahiplenmeye gelir. Stitch' i görür ve onu sahiplenip Stitch adını verir. 626 Lilo' nun yanında iken ona saldıramayacaklarını anlar ve Lilo' nun yanından ayrılmaz, Stitch yüzünden Nani işten kovulur. Sonraki gün Cobra Bubbles Lİloyu denetlemeye gider ve Naniye işsiz olursa Liloyu elinden alacağını söyler. Stitch büyük şehirde olmadığı için yaratılma amacını kaybeder ve ailesini aramaya başlar. Jumba ile Pleakley Stitch' i yakalayamadığı için Gantu onu yakalamaya gelir. Gantu Stitch' i yakalarken onunla beraber Liloyu da yakalar, uzay aracı kalktığında Stitch kaçmayı başarır ama Lilo başaramaz. Liloyu kurtarmak için Jumba' nın uzay aracına binerler, Stitch Liloyu kurtardıktan sonra yakalanır. Birleşik Galaktik Federasyonu tam onu götürecekken Lilo onu sahiplendiğini söyler General Stitch' in iyi olduğunu anladığı için onu dünyada sürgüne bırakır. Stitch ailesini bulmuştur artık.
SON
Film hakkındaki yorumum:
Bu filmi her yaştan insanın izleyebilmesi bence çok güzel çünkü her yaştan kitleye hitap ediyor. Film bize Hawaii kültürünü tanıtıyor. Bu sayede yeni kültürleri öğrenmemizi tanımamızı sağlıyor. Filmde kullanılan teknolojiler filme gerçekçilik katmıştır. Uzaylıları filmde tatlı göstermeleri benim beğenimi kazandı. Filmde beni en etkileyen kısım Stitch' in var oluş amacını yitirip yeni bir amaç bulmasıydı. Çünkü hayatta hepimizin böyle hissettiği zamanlar vardır. Filmde ailenin önemine vurgu yapılması gerçekten filmi harika yapıyor.
Sizin düşünceleriniz ne film hakkında konuşmak isterseniz gelin konuşalım.
Eksik veya hatalı olduğum bir yer varsa özür dilerim.
Okuduğunuz için teşekkürler.
2 notes · View notes
sugibiisin · 2 years
Text
Kan alma adı altında kolumu birkaç kez delip cinayet işlediler şikayetçiyim
2 notes · View notes
hetesiya · 18 days
Text
Çekiçle Felsefe | "...Bunun sonucunda da, her insan kendi karakterine bakıp kafasında tanrı için değişik ibadet şekilleri geliştirdi; bu tanrı her şeyden… | Instagram
instagram
"...Bunun sonucunda da, her insan kendi karakterine bakıp kafasında tanrı için değişik ibadet şekilleri geliştirdi; bu tanrı her şeyden, herkesten çok onu sevsin ve bütün doğayı onun keyfi isteğine ve doymak bilmez hırsına uygun olarak yönetsin istedi. İşte bu önyargı sonradan batıl inanca dönüştü ve insan zihninin derinlerine kök saldı; herkesin varlıkların nihai amaçlarını anlamak ve açıklamak için bunca uğraş vermesinin nedeni oldu bu önyargı. Ama insanoğlu doğada hiçbir şeyin boşuna yaratılmadığını (yani doğada insanın yararına olmayacak hiçbir şeyin olamayacağını) göstereceğim diye böyle yana yakıla araştırmalar yaparken, sanırım sadece doğanın ve tanrıların insanlar gibi hezeyan içinde olduğunu gösterebildi. Tanrı aşkına, baksanıza sonunda olanlara! Doğadaki bunca rahatlığa karşın insanoğlu bunca rahatsızlık yaşamaya mecbur kaldı, fırtınalara maruz kaldı mesela, depremlere, hastalıklara ve daha nicelerine. Bu kez şöyle düşünmeye başladı, bütün bu felaketler tanrıları öfkelendirdikleri için başlarına geldi, çünkü yanlış işler yapıp tanrılara zarar verdiler ya da tanrıların kendine özgü ibadet şekillerine harfiyen riayet etmediklerinden günah işlediler. Günlük yaşamlarında edindikleri deneyimler onlara bunun tersini söylese de, yaşadıkları sayısız örnek bu tür felaketlerin hiç fark gözetmeden hem dindarların hem de dinsizlerin başına gelebileceğini kanıtlasa da, yine de kafalarında kök salmış bu önyargıdan bir türlü vazgeçmediler; çünkü başlarına gelen bu olayları, nasıl kullanacaklarını bilemedikleri aletler gibi değerlendirmek onların kolaylarına geldi, böylece sistemi toptan yok edip yeni bir sistem kurmaktansa, nasıl cahil doğdular öyle de yaşayıp gittiler."
Baruch Spinoza
Ethica
https://www.instagram.com/p/C_fU-7MuKma/
0 notes
pazaryerigundem · 2 months
Text
15 Temmuz şehitleri İBB önünde anıldı
https://pazaryerigundem.com/haber/183393/15-temmuz-sehitleri-ibb-onunde-anildi/
15 Temmuz şehitleri İBB önünde anıldı
Tumblr media
15 Temmuz 2016 gecesi gerçekleştirilen hain darbe girişiminde yaşamını yitiren şehitler, İBB önünde anıldı. Anma töreninde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Devletin dini adalettir. Hiçbir güç millet iradesinin üstünde değildir, olamaz. Allah bize hiçbir zaman 15 Temmuz gibi günler yaşatmasın” dedi.
BURSA (İGFA) – 15 Temmuz 2016 gecesi gerçekleştirilen hain darbe girişiminde yaşamını yitiren şehitler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Saraçhane’deki merkez binası önünde anıldı. “Şehitler Panosu” önünde gerçekleştirilen anmaya; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte CHP İstanbul Milletvekili ve Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Turan Taşkın Özer, İBB Meclisi CHP Grup Başkanvekili Ülkü Sakalar, İBB Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Zeynel Abidin Okul ve kurum bürokratları katıldı. Anma töreninde İmamoğlu, Sakalar ve Okul birer konuşma yaptı. 15 Temmuz’un ülkemizin en kara günlerinden biri olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Bu kara ve acı günde belki de en kanlı noktalarından birisi tam da İstanbul Büyükşehir Belediyesi kurumumuzun önünde, burada yaşanmıştır. Başta burada olmak üzere memleketimizin farklı noktalarında bu hain darbe girişimine karşı mücadele eden, müdahale eden, partili, partisiz hangi etnik kökenden hangi inançtan olursa olsun karşı duran her vatandaşımızı buradan saygıyla selamlarken, şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Gazilerimize de minnet duyduğumuzu belirtmek isterim” dedi. 
“GÜÇLÜ BİR DEMOKRASİ CEPHESİDİR”
“Gazi Meclisimizi bombalayacak kadar gözü dönmüş bir terör örgütü ile karşı karşıya kalmıştık. Düşünün ki ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyen Meclisimizi zapt etmeye, ele geçirmeye kalkıştılar” diyen İmamoğlu, “Bu amaçla kurumlarımızı, değerlerimizi, vatandaşlarımızı hedef aldılar. Canice, hunharca suçlar işlediler. O gün az önce de ifade ettiğim gibi kahramanca direniş sergileyerek demokrasiye ve milletimin iradesine sahip çıkan o günün o aziz milleti asil karakterini ortaya koymuş ve gerçekten önemli bir mücadele vermiştir. 15 Temmuz her siyasi görüşten yurttaşımızın aslında kendi egemenliğine karşı harekete geçen her türlü unsura dönük kararlılığını net ortaya koyduğu önemli günlerden birisidir. Bu, aslında güçlü bir demokrasi cephesidir. Ortak bir duygu ve iradeyle hareket ederek o günün darbecilerine de geçit vermemişlerdir” ifadelerini kullandı. 
“GERÇEKLER ÜZERİNDEN DERS ÇIKARTMAK ASLİ SORUMLULUĞUMUZDUR”
Darbe girişimine karşı tüm siyasi partilerin ortak tavır sergilemesine ilişkin İmamoğlu, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni temsilen tüm partilerin ortak hareket etmeleri, darbeye karşı çok net bir tavır göstermeleri ve aynı şekilde aynı metinle bütün milletimize seslenmeleri de demokrasinin ne kadar zemininin sağlam olduğu ve milletimizin ne denli güçlü bir şekilde sahip çıktığının özetidir. Bunlar elbette tarihimiz açısından da bizler için de hem çok önemlidir hem de değerlidir. Ancak bazı gerçekleri konuşmak ve bu gerçekler üzerinden de ders çıkartmak asli sorumluluğumuzdur” diye konuştu.
“15 TEMMUZ’UN DARBECİ ÖRGÜTÜ BİR GECEDE ORTAYA ÇIKMADI”
“Ders çıkartmadık ve ülkemizi 15 Temmuz’a karşı koruyan, koşulların oluşmasında ekili olanların, darbecilerin önünü açan bir kısım politikaları uygulayan insanların gerekli özeleştiriyi yapmadıklarını ve yaptıklarının sorumluluklarıyla ilgili yeterince milletimize hesap vermediklerini düşünmekteyim” diyen İmamoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: 
“Hepimiz biliyoruz. 15 Temmuz’un darbeci örgütü bir gecede ortaya çıkmadı. Onlarca yılın ürünüdür. Dolayısıyla o, onlarca yıla geri dönerek bu koşullar nasıl oluştu, memleketimiz böyle utanç verici bir güne acı bir güne ve yüzlerce şehidimizin olduğu bir güne nasıl eriştiğini iyi anlamak mecburiyetindeyiz. Uzun yıllar bir virüs gibi devletin içerisine yayıldığını hepimiz biliyoruz. Bu süreç boyunca en yüksek makamlardan destek gördüğünü, övgü aldığını hepimiz gördük, yaşadık. Yıllarca bu konuda yapılan sayısız uyarı ve eleştirilere kulaklarını kapayanlar asıl suçluları bir yana bırakıp bunu açığa çıkaran insanlarla uğraştığını, zulüm çektirdiğini, hapse atıldığını hatta ve hatta hayatlarını kaybettiklerini de hepimiz biliyoruz.”
“HUKUK DIŞI YAPILANMAYA DİKKAT ÇEKENLER ÇOK BÜYÜK BASKILAR GÖRMÜŞTÜR”
“Devlet içindeki bu hukuk dışı yapılanmaya dikkat çekenler, onunla mücadele edenler çok büyük baskılar görmüştür. Cezalandırılmışlardır. Bugüne kadar bugün şehitlerimizi andığımız gibi o gün bu uyarıyı yapan insanların ve bu uyarıyı yaparken aynı zamanda zulüm çeken, hatta hayatını kaybeden insanların da anılması, onlara minnet duyulması, hatta onlara zulüm çektirirken buna göz yumanların özür dilemesi gerekmektedir. Bugün aynı yanlışın farklı boyutlarının tekrarlanma niyetlerini ya da emarelerini görmekteyiz. İktidarı uyarıp eleştirenleri kolayca düşman ve terörist ilan eden akıl, maalesef bizleri sıkıntıya sokmaktadır. Bu ülkede bir daha 15 Temmuzlar yaşanmasın istiyorsak bir an önce milletçe, memleketçe, kurumlar ve kurallar ülkesi olmak, demokrasiyi eksiksiz sağlamakla yükümlüyüz. Bir an önce yargı bağımsızlığını, hukukun üstünlüğünü sağlamak zorundayız.”
“DEVLETİN DİNİ ADALETTİR”
“Hazreti Ali’nin bize emaneti; ‘devletin dini adalettir’ sözü belki de dünya tarihi var oldukça en mühim tavsiyelerden birisidir. Ben özellikle ifade etmek isterim ki adaletin tesis olduğu, kurulların ve kuralların kurumunun her aşamasının adaletle düzen edindiği bir ortamda biz asla ve asla 15 Temmuz gibi günleri yaşamayız. Tabii ki ben bu talebi yalnızca bir vatandaş olarak değil, 15 Temmuz hain darbe girişiminde çalışanlar arasında şehit ve gaziler vermiş İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin başkanı olarak da dile getiriyorum. En kalpten duygularımla en güçlü biçimde en güçlü ifadelerle dile getiriyorum. Türkiye’yi milletin iradesinin üzerinde bir gücün olmadığı, özgür, demokratik ve kardeşçe yaşamın hakim olduğu bir ülke haline getirmek 15 Temmuz’un kahramanlarına ve arkada resimlerini gördüğümüz hayatını kaybeden şehitlerimize; orada resmi olmayan bütün hayatını kaybeden şehitlerimize ve bu süreçte uyararak ne yazık ki zulüm görerek ölenlere borçlu olduğumuzu ifade etmek zorundayız.” 
“HİÇBİR GÜÇ MİLLET İRADESİNİN ÜSTÜNDE DEĞİLDİR”
“Bu yönde devletimizi kurallarıyla, hukukun üstünlüğüyle, kurumlarının asaletiyle, kurumlara sızma girişimine hep birlikte dik durarak devletin liyakat esası üzerinden yönetilmesiyle bu memleketin ve bu milletin asla bir zümrenin baskısı altında olamayacağını ifade ederek 86 milyon insanımızın eşit hissedarı olduğu bu toprakları doya doya her vatan evladının eşitliği için yaşadığı bir geleceği var etmekle yükümlüyüz. Bu görüşle ve bu bakışla 15 Temmuz şehitlerimizi tekrar rahmet ve minnetle anıyorum. Gazilerimize sağlık ve esenlik diliyorum. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. İnancımızı kullanmak isteyenlere de hatırlatıyorum. Devletin dini adalettir. Hiçbir güç millet iradesinin üstünde değildir, olamaz. Bizi birbirimize bağlayan kardeşlik köprülerini sonsuza dek açık ve ayakta kalmasını diliyorum. Allah bize hiçbir zaman 15 Temmuz gibi günler yaşatmasın.” 
Konuşmaların ardından tüm şehitler için dualar edildi. Anma; İmamoğlu ve beraberlerindeki heyetin, “Şehitler Panosu”na karanfil bırakmasıyla sona erdi. 
EDİRNEKAPI ŞEHİTLİĞİ’NDEKİ ANMAYA KATILDI
15 Temmuz şehitleri, Edirnekapı’daki “15 Temmuz Demokrasi Şehitliği”nde de anıldı. İstanbul Valiliği tarafından organize edilen anma töreninde; Vali Davut Gül, 1’nci Ordu ve İstanbul Garnizon Komutanı Orgeneral Ali Sivri, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, şehit aileleri, gazi ve gazi yakınları ile birlikte çok sayıda vatandaş hazır bulundu. Dualarla başlayan Edirnekapı’daki anma, şehit kabirlerinin dolaşılması ve mezarlara karanfil bırakılmasıyla son buldu.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
birtutambaharat · 3 months
Text
Lohusa grubunda kv'ler gömülüyor. Bu toplumun iyileşme ihtimali var mı merak içindeyim. Biçim biçim kadınlar. Ruhları bozulmuş.Birisi aşk evliliği yaptım demiş,çok alakasız iki meslek. Aşk evliliği diye bir şey olduğunu düşünmüyorum. Davul bile dengi dengine,sakın unutmayın bunu. Bir de annem diyor ki zengin adam görgülü de olur. İstisnaları saymayın,öyle bence de. Türk Tv programlarından filmlerinden nefret ediyorum. Hep zengin kız/fakir oğlan ya da tam tersi muhabbetleri işlediler. Ya zenginler iyi insan olamıyor muydu da bunu sürekli dramatize ettiler? Beynim etkilenmesin artık diye bakmıyorum bir şeylere. Haberler falan umrumda değil. Sonuçta dizi oyuncusunu gerçek karakter sanıp belediye başkanı seçen bir yerde yaşıyorum.
1 note · View note
Text
Ben hiç derin bir bağ kurduğumuzu düşündüğüm birinin vazgeçilmezi olmadım artık DNA'ma kadar vazgeçmesi kolay biri olduğumu işlediler. Bir vedayı bile çok gördüler, hep yarım bıraktılar. Bana seni tamamlayan şeyler onlar değil sen onlar olunca tamamlanmayacaksın diyorsunuz. Hayır, bundan bahsetmiyorum. Siz bitirken benim de bitirmeme izin vermediniz, bi anda yok oldunuz. İnsan ölümü kabulleniyor ama kayıp bir kişinin ölmüş olma düşüncesini kabullenemiyor, hep bir gün bulunacak, bir gün geri gelecek ümidiyle bekliyor. Bana tek bir bitirme cümlesi yeterken bunu söylemek yerine "acaba ne oldu?" sorusuyla tek başıma bırakıyorsunuz beni. "İlerisinde üzülme diye öyle yaptım, daha çok kırılırsın diye söyleyemedim..." savunmanızı kabul etmiyorum. Benim adıma karar verilmesinden nefret ediyorum. Beni bu kadar güçsüz sanmanıza çok sinirleniyorum. Tek sizinle ilgili olan duygularıma değil ileride hissedebilme ihtimalim olan duygularıma can çekiştirdiğiniz için sizden nefret ediyorum. Korkak oluşunuz midemi bulandırıyor, ben üzülmiyim diye değil korkak olduğunuz için söyleyemiyorsunuz, ileride dönecek bir kapı arıyorsunuz. İleride gerçekten bitiren tarafın ben olduğumu gördüğünüzde de bocalıyorsunuz. Evet ben bunları aşabiliyorum. Ama benim tekrar tekrar bu döngüye girip takrar tekrar kolay vazgeçilebilecek biriymiş gibi hissetmem, değerli hissederken her şeyin meğer yalanmış hissiyatı vermesi... ben çok yoruldum. Artık gerçekten çok yoruldum.
0 notes
theyolgezer · 9 months
Text
Tayyip Erdoğan'ın Hilafet Meselesi
Hilafet meselesini bir de Letonya Muhtarından dinleyelim.
2012 yılında Hakan Fidan, Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'yi 2 defa ziyaret eder. Henüz ortada Dersanelerin ve okulların kapatılması olayı ve 15 Temmuz yoktur.
Dönemin ABD başkanı Barack Hüseyin Obama'nın önerisiyle Recep Tayyip Erdoğan, Dünya müslümanların Halifesi olmak istemektedir.
Hakan Fidan tarafından Fethullah Gülen Hocaefendi'ye Recep Tayyip Erdoğan'ın halife olma talebi iletilir ve ilave edilir: "Tayyip Erdoğan İslamın Halifesi olsun; Fethullah Gülen de İslam dünyasının Şeyhulislamı olsun. Yani tabir-i caizse Tayyip Erdoğan Fatih Sultan Mehmet olacak, Fethullah Gülen de Akşemseddin.."
Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, Hakan Fidan'a bunun çocukça bir talep olduğunu ve böyle bir şeyi kabul etmeyeceğini kibar bir dille ifade eder.
Hizmet Hareketi'nin 170 küsur ülkede bulunan okullarında HALİFELİK PR çalışması yaptırılacak ve sürekli bu okullarda Tayyip Erdoğan goygoyculuğu yaptırılacak.
Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, Tayyip Erdoğan'ın bu "çocukça" talebini reddettikten sonra, Tayyip Erdoğan önce ülke genelindeki Dersaneleri sonra okulları ve üniversiteleri ardından Yurt ve pansiyonları kapatır ve bunlara el koyar.
"Bir savcı 2 polis ile terör örgütü" ilan etme dönemi başlar. Tayyip Erdoğan, öyle bir terör örgütü icat eder ki, hem muhalefet hem de iktidarın ağzına sakız olur. FETÖ (Fethullahçı Terör örgütü)
İktidar ve muhalefet, FETÖ kelimesini kullanarak yurt çapında Hizmet hareketine mensup iş adamlarının mallarına (İstikbal, Nakipoğlu, İpek Medya, Bankasya vb.), Medyaya (Zaman gazetesi, Samanyolu TV gibi toplamda 150 küsur yazılı ve sözlü basın kuruluşu) ek koyarlar. Olmadı masum öğretmenleri, ev hanımlarını, çocukları sorgusuz sualsiz hapse attırlar.
Hapse attıkları hiç kimse kalmadı neredeyse. 80 yaşında %80 engelli insanlar, ameliyatlı olan insanlar vb. Hasta olanlara ilaçları verilmedi, ölüme mahkum ederek bir çeşit infaz ettiler. Olmadı beyaz plastik sandalyeler üzerinde hapishanede, karakollarda insanları açık veya kapalı bir şekilde maddi ve manevi işkenceler ederek öldürdüler.
Bunlar da yetmedi, yurt dışında 150'den fazla insanı MİT'in yerli istihbarat örgütleriyle bazen de yerel mafyalar ile iş birlikteliği yaparak okul müdürlerini, iş adamlarını rüşvet karşılığında jet uçaklarla kaçırıp Türkiye getirdiler.
Yerel yöneticilere rüşvetler vererek o ülkedeki okulları MAARİF VAKFI aracılığıyla ele geçirdiler. Ele geçirdikleri bu okulları kapatmayıp bu okullarda HALİFELİK propagandası yaptılar ve hala da yapmaya devam ediyorlar.
Cemaate dişini geçiremeyen Tayyip Erdoğan, HALİFELİK sevdasından yine vazgeçmedi. Yurt dışındaki elçilikler vasıtasıyla yerel cemaatlere ve onun liderlerine Erdoğan'ın Halife olduğunu sürekli işlediler. Öyle ki o ülkelerde 100 binleri dolduracak milyon dolarlara mal olan koca koca camilere yaptırdılar. Ama maalesef beklediğini bulamadı.
Batılı ülkelere gönderdikleri imamlar aracılığıyla Erdoğan'ın Halife olduğu Cemaatin ise terörist olduğunu anlatmaya çalıştılarsa da maalesef aradıklarını bulamadılar.
Halifelik rüyasını tamamlamak için Erdoğan Beştepe-Ankara'da 1200 odalı saray bile yaptırdı. Bu sarayda her bir İslam ülkesinden temsilciler bulunacak ve Halifelik makamında alınan kararları her bir temsilci kendi ülkesine iletecek ve uygulanmasını sağlayacaktı. Bu çocukça işler ve zulümler işte bu zavallı beşeri hislerle ortaya çıkmıştı.
Sonuç itibariyle henüz Erdoğan Halife olamadı. Fakat tarihte halife olan Osmanlı devleti zamanında Halifeliğini ilan eden Şerif Hüseyin'in İngilizler tarafından nasıl Halife yapıldığını, halife olduktan 6 yıl sonra Ortadoğu ülkelerinin nasıl cetvelle çizilerek ülkeler oluşturulduğunu. Daha sonra büyük bir tuzağa düşürüldüğünü anlayan Şerif Hüseyin'in Kıbrıs'ta kahrından nasıl öldüğünü anlatan video @taceddin69 dinlemenizi tavsiye ediyorum.
0 notes
gokhanerturkey · 1 year
Text
Tumblr media
Öyle büyük suç işlediler ki
Elinden her şeyini aldılar kapatmak için
Belli olmuyor mu
Görmezden gelmelerinden
O zaten masum
Ağzında ki lokmayı veren
Herkesi affeden
Bir zalim çıkacaktır elbet
Onları perişan eden
Oya o halen düzelsin diye dua ediyor
Mücadele ediyor
Garip olmuş ya
Kimse onu dinlemiyor
Gökhan ER
I 23 Temmuz 2023 I
0 notes
entelliktenuzak · 1 year
Text
Ekşi sözlükte geziniyordum. Bir başlık dikkatimi çekti:"Kendi ayakları üzerinde duran kadın". Altında bu tarz kadınların orospu olarak yaftalanmasından çalışmayan kadına tek becerisi çocuk doğurmak olan kadındır denilerek aşağılanmasına, erkeklerin 2010 senesinde güçlü kadın figürü gibi görülmesi nedeniyle saygı duymalarından günümüze doğru bu fikirlerin dönüşüp 'neden ona ve eve ben bakmak zorundayım'a evrilmesine, boşanma nedeninin artması olarak görülmesinden erkeklerin korkulu rüyası olarak tanımlanmasına kadar birçok farklı düşünce var başlığın altında.
Bu başlık beni düşünmeye sevk etti. Neden kadınlara "kendi ayaklarınız üzerinde durun, aman kocanızın ağız kokusunu çekmeyin, para kazanın, güçlü olmak budur" denilerek daha evlilik başlamadan bir önyargı oluşturuluyor anlamıyorum. Kadının çalışması kötü müdür? Kesinlikle değil. Ama ben bu duruma genelleyerek bakamıyorum. Yani kadın çalışmalı ya da çalışmamalı diyemiyorum.
Bence her insan biriciktir. Kendine hastır ve farklıdır. Bugün TRT belgeselde Girişimci Kadınlar adlı bir programda Amerika'da eğitim almış ve devam etse muhtemelen çok iyi şirketlerde çok iyi maaşa çalışabilecek Burdurlu bir genç kadının eğitimi bittikten sonra köyüne dönüp toprakla uğraşmayı çok sevmesinden dolayı çiftçi olması konusunu işlediler. Bu kadına git beyaz yakalı ol denmemeli misal. Ya da akademide faydalı makaleler yayınlayan, okuyan araştıran akademisyen kadınlara da aman ille anne ol kır dizini evinde otur denmemeli.
Her insan özeldir ve ben herkesin ön plana çıkan en az bir beceriyle yaratıldığına inanıyorum. Dolayısıyla kadınlara çalış ya da anne ol evinde otur diye kendimizce doğruyu göstermekten ve toplumsal bir rol çizmekten ziyade "Sen kimsin? Hangi becerine güvenirsin ve geliştirmek istersin? Hayatta ne amaçla var olduğuna inanıyorsun?" gibi sorular sorarak kendilerini tanımaları konusunda yardımcı olunmasından öteye gitmemek gerektiğini düşünüyorum.
Kadın çalışsın, anne olsun, bilim insanı olsun, kasiyer olsun, temizlik yapan biri olsun, akademisyen olsun, spor hocası olsun, şarkıcı olsun.. İyi olan şudur diyerek kendi iyi algımız doğrultusunda bir yol çizmek değil; kendini ne ile meşgul olarak tamamlayacaksan o ol diye yönlendirmek bence doğru olan.
0 notes
sinestezii · 2 years
Text
Bir güvercinin ardından, kafesini aralayıp avuçlarıma gelen mavi bir muhabbet kuşu konuştu benimle. Hazreti Süleyman'ın dilini işlediler dilime. Öyle korktum ki rüyalarımın acı kehanetinden, uyanır uyanmaz haneden uçup gidecek bir can mıdır vuku'su diye diye ürkerek baktım sözlüklere. Bana bu kadar korkmayı kim öğretti? Dua etmekten bile korkmak, çünkü muhtemel sonuçlarını öngörememek, ödül mü ceza mı kavrayamamak ve kaçmak beynimin tüm dehlizlerinden ya da gönlümün istediklerinden... Bana bunu ne öğretti?
0 notes
sakaryamilat · 2 years
Text
Minik Öğrenciler Güneşin Tadını Çıkardılar
Minik Öğrenciler Güneşin Tadını Çıkardılar
Mehmet Demir Anaokulu öğrencileri sınıflarını açık havaya taşıyarak güneşin tadını çıkardılar. Sanat Sakarya Projesi kapsamında sulu boya etkinliğini okul bahçesinde gerçekleştiren minik öğrenciler, D vitaminin ana kaynağı güneş ışınlarının kemik gelişimine ve vücut sağlığına faydalarından da istifade ederek zevkli ve neşeli bir ders işlediler. Sakarya Valiliğinin himayelerinde İl Millî Eğitim…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes