Deli Deli Oldum İlahisiOkuyan: Muhammed Ezgenİlahi Sanatçısı: Hasan Bayar İlahilerimizi beğendiyseniz “BEĞEN” butonuna basarak bana desteğinizi gösterebilirsiniz.İlahiler ile ilgili “YORUM” yani görüşlerinizi bırakırsanız ilahilerimiz daha fazla kişiye ulaşacaktır.Deli deli oldumDağa taşa sordumYar oturmuş DivandaYana yana durdumSeni bana buldumVermem artık DünyadaBile bile kandımAşkina…
demeli, bu ilki hedeflerim icerisinde azerbaycanca ve türkce hec ne oxumamaq, hec neyin izahina bu 2 dilde baxmamaqdir.
indi Stefan Zweigin bir kitabi var, onu oxuyuram il baslayandan beri. bu kitabi oxuyub bitirsem, efsane kitablara kececeyem, cox heyecanlaniram ki, bitirim bunu. amma o qeder cetindir ki kitab, evveller hec ne basa düsmürdüm, indi ise oxuduqca her seyi basa düsürem, amma biraz sixici kitabdir.
dünya edebiyyatinin homo münasibetlerle bagli ilk kitabi imis ve men bunu 30 sehife oxuyandan sonra basa düsdüm ahahahha amma eladir. adamin öz ana dilinde neyi nece tesvir etdiyini görürem, ilahi, dehsete gelirem! her bir hiss, yasanti ücün ayrica sözleri var adamlarin!
ingilis dilinde de Harrycim Pottercimleri oxusam, bu il bu basqa dilde kitab oxuma verdisim tamamile oturacaq.
Konu dedelerin şairliğinden açılınca bu vesile ile dedeciğimin ruhuna bir Fatiha'ya vesile olsun diye yazıyorum.
‘Gururlanma insanoğlu’ diye başlayan ilahi.
Sözleri dedeme ait. Ne de çok sevildi bu şiiri.
“Büyüklenme insanoğlu ölmemeye çaren mi var.
Hazan olmuş bir gül gibi solmamaya çaren mi var!”
A N K
Dedem aşkla şevkle hep kitaplarını bastırmış tüm Türkiye'ye de seyahat edip her yerde dağıtmış. Hapislere girmiş çıkmış. Zamanında kurslar kapatılıp tebliğ ve davetin önüne geçildiği sıralarda büyük hizmetler yapmış bu kitap... Az kişi tesettüre girmemiş mesela. Ve sonradan öğrendiğime göre bazı yerlerde hala bazı şiirleri ilahi olarak okunuyormuş.
Ruhu şad olsun. Bizlere de onun gibi hizmetler yapmak nasib olsun.
İmam Zeynelabidin (a.s)’ın münacat ederken söylediği sözleri hatırla ve içindeki umudun güçlülüğü üzerinde düşün:
İlahi! İzzetin ve celalin hakkı için; eğer beni zincirlere bağlasan, eğer herkesin içinde sadece beni ihsanlarından mahrum etsen, eğer kulların bakışlarını benim rezilliğime çevirsen, cehennem gitmemi emretsen ve benimle ebrar kullarının arasını ayırsan; ben senden ümidimi kesmeyecek ve affına olan beklentimden vazgeçmeyeceğim! Senin sevgin kalbimden çıkmaz! Dünyada bana verdiğin ihsanları, ayıplarımı örtmeni ve yaptığın iyilikleri unutmam!“
🌷 Bu ve benzer dualar sayesinde ümidin çoğalsın ve korku duygusu ağır basarak umutsuzluğa girmeyesin. Çünkü “doğru yoldan çıkanlardan başka, kimse Allah'tan ümidini kesmez” (Hicr, 56
Aşağıdaki video Rudolf Hess in Nuremberg deki savunması. 50 milyon insanı katleden kafa halaa cennete gideceğine inanıyor.
Cennetin hastalıklı piskopatların katillerin sığınağı olduğunu görmemek için saf olmak gerek sanırım...
Alman Domuzunu Izlerken insanın tüyleri diken diken oluyor.
Dindar ve Faşist bilinç bir hastalıklıdır.
Çünkü işledikleri tüm günahları tüm suçları, ilahi bir dava adına işlediklerinden hic bir zaman sorumluluk ya da pişmanlık duymazlar. Her zaman en doğrusunu yaptıklarına inandıklarından kutsal adına en vahşi suçları işlemekten kaçınmazlar.
Onları normal bir insan olarak görmek ise yapılabilecek en büyük hatadır.
Kutsal değerler, tarihtede şimdide adına en çok suç işlenen ve mazur görülen hatta ödüllendirilen vahşetin dayanağı olmuştur hep.
Asla pişman olmazlar.. 50 milyon masumun ölümüne neden olan Hitlerinde asla pişman olmadığına eminim.
Eğer bunların medenileşeceğini adam olacağını uman varsa kesinlikle geri zekalıdır.
Devasa KaygılarAcılar Kapımı Yoklar03 Mustafa Demirci - DervişimDavetim OnadırFetih ŞarkısıSürün Köle DiyeKan TutarHüda RabbimGönül Nur-i CemalimYollar Tükensin11 Mehmet Emin Ay - Mustafa Demirci - Hüda Rabbim (Enstrümantal)
Mustafa Demirci ve Mehmet Emin Ay 1992 yapım tarihli döneminde ses getiren bir çalışma..iyi dinlemeler dileriz..
Biz Babadan Böyle Gördük - Semicenk & Müslüm Gürses ✩ Ritim Karaoke ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/HZg7EKyM0f0 ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Biz Babadan Böyle Gördük - Semicenk & Müslüm Gürses ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Arabesk) Biz Babadan Böyle Gördük · Semicenk, Müslüm Gürses · Semicenk · Müslüm Gürses · Söz: Cemal Işıkhan Müzik: Uğur Bayar Karışık Kaset ℗ Eva Records & DMC Released on: 2023-12-15 Music Publisher: Eva Records & DMC Auto-generated by YouTube. Biz Babadan Böyle Gördük Semicenk, Müslüm Gürses Karışık Kaset Şarkı Sözleri: Başımız dik anlımız ak Yaşamı hep böyle sürdük Haram yemek günah yasak Biz babadan böyle gördük Bilmeyiz hiç yalan dolan Böyle yaşar insan olan Onur olsun bizden kalan Biz babadan böyle gördük Sevgi kaynar yüreğimiz Bükülmez hiç bileğimiz Kardeşlik’tir dileğimiz Biz babadan böyle gördük Semicenk Madde Tartışma Oku Değiştir Kaynağı değiştir Geçmişi gör Araçlar Vikipedi, özgür ansiklopedi Semicenk Doğum Cenk Baş 7 Ekim 1998 (25 yaşında) Boyabat, Sinop, Türkiye[1] Başladığı yer Türk Tarzlar Pop Meslekler Müzisyen Etkin yıllar 2019-günümüz Müzik şirketi Eva Records İlişkili hareketler Funda Arar, Reynmen, Mustafa Ceceli, Doğu Swag, Rast, Ziynet Sali Cenk Baş veya sahne adıyla Semicenk (d. 7 Ekim[2] 1998, Boyabat, Sinop), Türk müzisyen ve söz yazarıdır.[3] Hayatı ve kariyeri Baş, 7 Ekim 1998'de Sinop'un Boyabat ilçesinde doğdu. Anne tarafından Adana, Baba tarafından aslen Ordulu'dur. 2019 yılında TV8'de yayımlanan O Ses Türkiye programında yarışmacı olarak katılmış ve Hadise'nin ekibinde yer almayı başarmıştı. İlk olarak 'Yüzü Tanıdık Değil' ve 'Kalbim Usandı' gibi parçaları çıkardı. 2021 yılının Aralık ayında çıkardığı 'Düşer Aklıma' isimli teklisini çıkardı. Bu parça ile tanınan biri haline geldi. Parça, çıkışından 2 yıl sonra 100 milyondan fazla kez tıklandı. Bunun ardından Funda Arar ile olan 'Al Sevgilim' düetini çıkardı. Bu parça ve 'Düşer Aklıma' ile Spotify'da 1 milyondan fazla aylık dinleyiciye ulaştı. Kariyerinde Funda Arar, Mustafa Ceceli, Reynmen ve Ziynet Sali gibi sanatçılarla çalıştı. 2022 yılında 'Aşırı Doz' isimli EP albümünü çıkardı.[4] 2023 yılında 49. Altın Kelebek Ödülleri'nde 'En İyi Çıkış Yapan Şarkıcı' ödülünü kazandı. Ayrıca aynı ödül töreninde Doğu Swag ile birlikte söylediği "Pişman Değilim" şarkısı ise "Yılın En İyi Şarkısı" ödülü aldı.[5] 2023 yılında 'Karışık Kaset' isimli bir albüm çıkardı. Albümde ayrıca Müslüm Gürses ile düetli olan 'Biz Babadan Böyle Gördük' şarkısıda bulunuyor. Müslüm Gürses Madde Tartışma Oku Değiştir Kaynağı değiştir Geçmişi gör Araçlar Vikipedi, özgür ansiklopedi Müslüm Gürses 1986 yılında Müslüm Gürses Genel bilgiler Unvanı Müslüm Baba Arabeskin Babası Arabeskin Kralı Doğum Müslüm Akbaş 5 Temmuz 1953 Fıstıközü, Halfeti, Şanlıurfa, Türkiye Ölüm 3 Mart 2013 (59 yaşında) İstanbul, Türkiye Başladığı yer Adana Tarzlar Arabesk · Türk halk müziği · Türk sanat müziği · pop · rock · Azerbaycan müziği · ilahi · caz · Dünya müziği · Rap müzik[1] Meslekler Ses sanatçısı · söz yazarı · besteci · oyuncu Çalgılar Bağlama, piyano[2] Etkin yıllar 1965-2013 Müzik şirketi Elenor · Bayar · Universal · Pasaj · Ulus · Uğur · Seyhan · Emre · İdobay · Disco · Kalan · DMC · Ada Resmî site muslumgurses.com.tr Eş Muhterem Nur (1986-2013)[3] Önemli çalgılar Bağlama Müslüm Gürses ya da doğum adıyla Müslüm Akbaş, (5 Temmuz 1953; Fıstıközü, Halfeti, Şanlıurfa - 3 Mart 2013,[4] İstanbul), Türk arabesk ve halk müziği sanatçısı, besteci, söz yazarı ve oyuncu. Dünya'da "Father of Arabesque",[5][6][7] Türkiye'de ise "Arabeskin Babası" ve "Müslüm Baba" olarak tanınmaktadır. 90'lı yıllardan itibaren bazı pop ve rock tarzındaki parçaları da repertuvarına katarak Kayahan'ın "Sarı Saçlarından Sen Suçlusun", Zülfü Livaneli'nin "Belalım, Çırak Aranıyor" Nilüfer’in "İnkar Etme, Olmadı Yar", Adnan Ergil'in "Böyle Ayrılık Olmaz, Hava Nasıl Oralarda?", Teoman’ın "Paramparça", Tarkan’ın "İkimizin Yerine", Bülent Ortaçgil'in "Sensiz Olmaz", Murathan Mungan'ın "Olmasa Mektubun", Kenan Doğulu'nun "Tutamıyorum Zamanı", Sezen Aksu'nun "Sorma, Vazgeçtim", Fikret Kızılok'un "Gönül" ve Şebnem Ferah'ın "Sigara" adlı çalışmalarını da seslendirdi. 1979 yılında ilk defa "İsyankar" filmiyle kamera karşısına geçen Gürses, toplam 40 sinema filminde rol almıştır. Orij...
S.22
"Hemen cevap vermedi. Gözlerimin içine baktı, kırk yaşında bir adamın dokuz yaşında bir çocuğa baktığı gibi değil de bir ruhu tartan başka bir ruh gibi. Eğer istersen sana öğretirim, dedi."
S.49
"Halkımın evine hoş geldiniz, dedi Seferbeyi. Gry da, selamım Galva Evi'ne ve insanlarına, saygım ise evin tanrılarına ve atalarına, dedi."
S.50
"Kocanız da buraya o kütüphaneleri görmeye mi geldi?
Kitaplarda sanatının ve ruhunun gıdasını arıyor, dedi Gry. Bu sözler üzerine bütün yüreğimi ona ve kocasına vermek istedim."
S.51
"Gry başını yana çevirdi. Ben cahil bir kadınım, dedi o kibar haliyle. Seferbeyi güldü, pek sayılmaz!
Yo, gerçekten. Kocam bana bir bir şeyler öğretti, ama benim bilgim sözlerle değildir. Benim marifetim konuşmayanları dinlemektir."
S.52
"Gry cömertliği için Seferbeyi'ne teşekkür etti; o da, yoksullar cömertlik konusunda zengin olur, dedi."
S.55
"İsta elinden geliyorsa Galvamant konuklarına bol bol ikramda bulunur, atalarını utandırmazdı. Eğer bu önemli değilse, önemli olan nedir? Eğer bu şerefle yapılmazsa, şeref nerededir?"
S.56
"Siz Ansullular, biz Dağlılar gibi yapıyorsunuz, dedi Caspro. En güzel yanı konuşmasıydı; keman sesi gibiydi. Bütün ev halkı bir sofrada yiyor. Kendimi evdeymiş gibi hissettim."
S.62
"...Aldlar Ansul'u sadece on yedi yıldır yönetiyor.
Memer'in ömrü kadar, dedi Seferbeyi. On yedi yılda çok şey kaybolabilir. Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler."
S.64
"Ben yürekliliğe dair görüşlerimi değiştirdim, dedi Seferbeyi. Gand'ın hapishanesindeyken. Bana göre bu bir adamın kendi kendine borçlu olduğu bir şeydi; gurur gibi, kendine saygı gibi. Bunu sadece tanrılara borçlu olduğumuzu öğrendim. Onun da bakışları, mumun sabit sarı alevi üzerindeydi."
S.90
"Dinsiz diyorlardı bize. Onlardan öğrendiğimiz bir sözdü bu. İlla bir anlam yüklenecekse, neyin kutsal olduğunu bilmeyen kimse anlamına geliyordu. Acaba hiç öyle insan var mıdır? Dinsiz, sizden farklı bir kutsallığın varlığını bilen biridir sadece. Aldlar on yedi yıldır buradaydı ve hala Ansul'un denizi, toprağı ve taşının kutsal olduğunu, hepsinin ilahi bir canlılıkla dolu olduğunu öğrenememişlerdi. Dinsiz olan biri varsa, o da onlardı, biz değildik, diye düşünüyordum."
S.107
"Bu durum, ondan nefret etmemi zorlaştırdı. İnsanın kendisinden daha güçlü birinden nefret etmesinde bir fazilet vardır ama daha zayıf birinden nefret etmek alçakça, rahatsız edici bir şeydi."
S.127
"Zorla ileri doğru bir adım attım, sonra ikinci bir adım, ellerimi yumruk yapmıştım. Kelimeleri yüksek sesle okudum: Kırılanı kırılmış onarır."
S.150
"Bir kılıç cesareti vardır, bir de söz cesareti, söz cesareti daha nadirdir, dedi."
S.193-194
"O zaman duyduğum şeyler ve kullandıkları lisan hakkında bugüne kadar sık sık düşünmüşümdür. İnsanları bir beden, bir yaşam olarak değil de sadece sayı olarak, şekil olarak, zihnin savaş alanında ileri geri oynatılabilecek oyuncaklar olarak görmenin kadınlardan ziyade erkeklere kolay gelip gelmediğini merak etmişimdir. Bu cisimsizleşme onlara zevk veriyor, onları heyecanlandırıyor, sırf eyleme geçmiş olmak için, sayıları ve oyun taşlarını yönlendirmek için herekete geçme özgürlüğü tanıyor. O halde belki de yurt sevgisi, şeref, hürriyet, aslında tanrılar ya da bu oyunda ıstırap çeken, öldüren ve ölen insanlar nazarında kendilerini haklı çıkarmak için bu zevke taktıkları isimlerdir sadece. Yani aşk, şeref, hürriyet gibi sözler gerçek anlamlarından uzaklaşmışlardır. O zaman insanlar bu sözleri anlamsız diye küçümsemeye başlayabilir ve onlara anlamlarını geri vermek için çırpınmak şairlerin vazifesi olur."
S.234
"Denios'un sözleri geldi aklıma ve yüksek sesle söyledim: Her yaprakta bir tanrı vardır; kutsal olanı açık avucunda tutabilirsin."
Sen MEDİNE’DE İlahisi Okuyan: Muhammed Ezgenİlahi Sanatçısı: Mehmet Gökçe İlahilerimizi beğendiyseniz “BEĞEN” butonuna basarak bana desteğinizi gösterebilirsiniz.İlahiler ile ilgili “YORUM” yani görüşlerinizi bırakırsanız ilahilerimiz daha fazla kişiye ulaşacaktır.İlahi SözleriAşk dedimse inan sensin aldığım her nefestesinSevdiğim tek inan sensin, sultanım aşığım sanaSen Medine’de bense burda…
Alice Miller (1923-2010) Asıl adıyla Alicja Englard, Polonya - İsviçreli bir psikolog, psikanalist ve Yahudi kökenli bir filozoftur. Ebeveyn kaynaklı çocuk istismarı üzerine yazdığı birçok dile çevrilmiş kitaplarıyla bilinir. Aynı zamanda tanınmış bir halk entelektüelidir. Vikipedi
Alice Miller Sözleri: (1923-2010)
Öğrendikçe empati gelişir. Alice Miller
Saygısızlık zayıfların silahıdır. Alice Miller
Cesaret de korku kadar bulaşıcı olabilir. Alice Miller
Üzerini örttüğümüz her şeyin altında kalırız. Alice Miller
Affetmenin asla şifa verici bir etkisi olmamıştır. Alice Miller
Susmak, yaralanmış insanların en büyük düşmanıdır. Alice Miller
Tanrı sadece insanların menfaatlerini mi temsil ediyor? Alice Miller
Güçlü duyguların yaşanması bizi pek çok şeyden azat eder. Alice Miller
Konuşabilmek ve anlaşıldığını hissetmek muhteşem bir duygu. Alice Miller
Ancak mutluluğa dair hiçbir isteğim yok. Ondan çoktan vazgeçtim. Alice Miller
Ana /babaların hatalarının bütün bedelini her zaman çocuklar öder. Alice Miller
Hiç sorgulamamış ve onlara olan bağımlılığı hakkında hiç düşünmemiş insanlar Tanrı diyebilir. Alice Miller
Tanrı benim gözümde çelişkili olan ve bana hayati zarar veren bir şeye inanmamı bekleyemez. Alice Miller
Çocukların mağdur edilmesi hiçbir yerde yasak değildir; yasak olan şey onun hakkında yazmaktır. Alice Miller
Çevrendeki her şey peş peşe değişiyor, her gün yeni bir çalkantıya yol açıyor, eski görüşler, eski inançlar geçerliliğini kaybediyor. Alice Miller
İncil, Tanrı'nın gücünün her şeye yettiğinden bahseder, ancak betimlediği İlahi işler bu nitelikle çelişir; çünkü her şeye gücü yeten biri, çocuğunun ona itaat etmesine ihtiyaç duymaz, sahte tanrıların güvenliğini tehdit ettiğini düşünmez ve sırf sahte tanrılar var diye halkına zulmetmez. Alice Miller
https://i.ibb.co/bNRZ5k8/Alice-Miller-S-zleri-1923-2010.gif
“Aşk… Aşk imkansızı sever, karşılık beklemez. Güzeldir ama acıtır. Düşün ki ilahi aşk öylesine büyük, öylesine beklentisiz. Seversin yukarıdakini ama görmezsin, görmeden bir bilinmezi yüce bir sevgiyle seversin, inanırsın. Onun yolunda ilerlerken kalbinin bir odasında onu içten içe büyütürsün. Kocaman olur o kadar kocaman olur ki ölürken bile dudaklarında onun adı durur. İşte aşk böyledir. Kavuşmayı değil, uzağı sevmektir, hep bilinmez kalacak olanı sevmektir kızım.“ Derdi babam, haklıymış şimdi ve bugün daha iyi anlıyorum ve demek isterdim ki babama; “Kızın aşka düştü.“
Babamın son nefesini verdiği koltuktaydım ve sen, sen her zaman ki imkansızlığını giyinmiş bir şekilde karşımda o kadar güzeldin ki, tüm söylemek istediklerimi bakışlarınla kalbimin odacıklarına bilmeden kovalıyordun ve ben söylersem belki de orada kalmayacağını, gideceğini de çok iyi biliyordum. Biliyordum ama ben zaten çok önceden öğrenmiştim seni, sensiz sevmeyi. Bu sadece kadehi kendime kaldırmak olacaktı, yapmalıydım, dökmeliydim kalbimin içten içe sessizliğini sana. Kulağımda babamın sözleri, dilimde kalbimin sessizliği, tenimde senin kokun, gözlerimde hiç bozulmayan imkansız duruşun ve hadi şimdi diyen umutsuz hayallerimin etrafımı sarışı! Ya son kez tenine dokunmuşsam korkusunu unutmam gerekirken buna da katlanmam gerekeceğini de kendime zamanla öğretecektim. Sevgim, zaafıma yenilmemeliydi ve gözlerimi kapadım. Bunu yıllar önce bir kez daha yaşamıştım, çok küçüktüm, gençtim, eksilmemiş, hata yapmamış ve güzeldim. Şimdi karşında koca bir kadındım, saçımda aklarım vardı ve çok eksiktim. Sensiz geçen ve geçecek olan yıllarımı bir kaç dakikaya öylece sığdırmalıydım;
“Söylesene güzel kim aldı kalbini, aldı da kırdı. Kime bu kırgınlığın? Kim taş eyledi de bu gönlünü beni bu kadar sevemedin. Çok mu yanlışsın, çok mu uzak bu kalbime, kalbine? Hiç mi gittiğin yolundan geri çevirme isteği uyandırmadım sende. Tamam o zaman bırak da yüküne yardım edeyim. Sonra bırak beni yine bir karanlık yolun ortasında zaten ışığını hiç göremedim ki, ben bulurum yolumu. Yalnızlığına hiç mi sevgi ekmemi istemedin? Diğerleri gibi geçici bir nefes değildi ki bu sevgim emin olabilirsin ey güzel! Bakma şu kadın dediğim genç yaşıma tutardım senin için tüm hayatın koşturmasından. Korkma! Söylenmezdim, istemezdim ki sevginden öte şeyleri. Senin sevdiğini sever, senin ektiğini eker, senin baktığına bakardım. Bir bütün olur sen olurdum. Kendimden vazgeçmek değil benimkisi sadece sen olma arzusu. Bakma bana bir o kadar yabancı ama bir o kadar da güzel. Kaç kere düştüm, kaç kere gözlerinde intihar ettim ben bilemezsin, göremezsin. Kaç şairle en çok da Orhan Veli ile kaç kere rakı masasında karşılaştık da seni, ona anlattım güzel bilemezsin. Bak oradan sana bakıyor, duyamazsın. Şimdi bu sözlerimi sitem bileceksin, bilme güzel çünkü sitem değil, sadece olmayışına, bana git başkasına yan demene kırgınlığım. Bak avuçlarımla uzattım ateşimi görüyor musun? Şimdi gidip senin için yanan bu ateşimi hangi gönlün içine bırakayım söyler misin? Ya senin avuçlarında ne var bana gösterir misin? Gösterebilir misin? Sanki su akıyor parmak uçlarından, eriyorsun ey güzel! Benim ateşimi söndürmeye çaban var biliyorum, yapma! Beni şimdi bırakıp gideceğinde ve bir daha gelmeyeceğinde sana uzattığım bu avuç içimdeki ateş tek başına, boşlukta yanmaya devam edecek. Bak bunu unutma! Oldu ki bir başkasının gönlünde yer etti yine de senin için harlanacak. İşte belki o zaman bir sitemimi gökyüzünden, kulağına fısıldarım. Neden diye sorma diyorsun ama en büyük sorumu da böylelikle de yanıtlamaktan kaçıyorsun. Olsun güzel olsun! Kibarca cevabımı alıyorum ben olmayınca olmuyor işte! Kalbimin sessizliğine iyi yanıt oluyorsun ve bir daha gel lütfen demekten başka çarem olmadan susuyorum.”
İşte kızın aşka düştü baba! Ne zormuş bu aşk ve bu aşk kişiyi ne kadar da büyütürmüş. Kalbim kocaman oldu sanki yerinden taşacak gibi. Bir şey batıyor orada anlamıyorum. Alışkın olduğum bir temas gibi ama çok mu ağır şiddetti? Hadi bir daha gelmezse korkusu alışınca belki geçer de ya bu orada batan şeyin hissi geçer mi baba? Bununla nasıl yaşanır? Keşke sorabilseydim ama vefat eden babamın son nefes aldığı koltukta güzelin oturduğu koltuğun yastığını seyrediyorum. İlginç bir şekilde üzgün değilim ya da her bir hücrem bu durumun daha farkına varamadı. Biraz önce gitti güzel, sarıldı ve gitti. Gitti, gitti, gitti…
Babam haklı çıktı aşk imkansızı severmiş ve ben gidişiyle aşık kaldım sonsuza dek… Umarım gelir...