Tumgik
#kamuflaş
bykombincim68 · 4 years
Photo
Tumblr media
👉Marka vacio👈 👉Kamuflaj 👈 ✅Bedenler✅ 🚨S.M.L.XL.XXL🚨 📞İLETİŞİM:📞 📞Whatsaap:DM📞 ——— ———- ——- ——- ——- ——- ——— ——— #kamuflaş #asker #erkekmontmodelleri #style #fashion #tarz #moda #erkekkombin #erkekkaban (kocatürkler giyim) https://www.instagram.com/p/CIBMGUQJ9M8/?igshid=1j07dfk7a1c8i
0 notes
muhubbi · 3 years
Text
Rahmani İslam yoksa, kamuflaş İslam olur ki,bu maske ve gösterişte dinciliktir..Rahmani İslam olmazsa,Milliyetçilik' te Köpekçlik olur..!
Tumblr media
7 notes · View notes
Sahiden İyimi Geceler (-14-)
**elif tekrar ediyorum amına çakim senin. koştum üstümü değiştirdim nizamiyeden dışarı çıkıp ilk telefondan ebruyu aradım kadıköydeyim dedi bindim otobüse gittim yanına elinde hiç bişey yoktu bana verecek -ne vereceksin dedim -acelesi yok dedi yanında çantası vardı ne verecekse o çantadan çıkaracaktı ama çantada pek büyük değildi -iyi tamam bekliyorum o zaman dedim -teşekkür ederim yazdığın için dedi -okudun mu dedim -evet dedi -istediğin gibi olmuş mu dedim -hayır dedi bu cevaptan sonra çantadan söz yüzüğünü çıkarıp bana teslim etmesi ihtimali çoğaldı onu biraz daha göreyim biraz daha sesini duyayım diye hiç konuşmak istemedim biraz daha bana baksın her gece düşündüğüm her an aklımda olan birisini en azından birazcık daha yakından hissedeyim diye sessizce ama herşeye hazırlıklı gözlerine baktım bir kaç desimetre uzaklıkta olan ellerine bir daha dokunamayacağım korkusunu kendi ellerimi tutarak bir daha dudaklarından öpememe ihtimalimi sıcaktan kurumuş dudaklarımı ıslatarak bastırmaya çalıştım -hazır mısın dedi neye bile diyemedim elini çantasına attı iki yüzüğü çıkarıp masanın ortasına koydu ilk defa ağlamaya dudaklarımdan başladım büzüştüler gittiler nefes alma fonksiyonlarımı off çekerek normale döndürmeye çalışsamda fayda etmedi yüzümü kaldıramadığım için damlalar yüzüme degmeden yerlere döküldü -kelebek dedi -efendim dedi o halde ona bakamadan -bana bak dedi sonra damlalar yüzümde yol bulmaya başladı parmağını uzattı -tak bir kez daha çıkarttırma dedi filmlerde sacma sapan aşıklar yolda gördüğü herkesi öper herkese sarılır ya mutluluktan onlara saçma sapan diyeni ekşın reyiz siksin haklılarmış beyler herkese sarılıp herkesi öpmek istermiş insan bu arada saol amına çakim ekşın duaların kabul oldu affetti beni. **babanız alkolikse onun alkolü bırakabileceğini sadece umut edersiniz alkolü bıraktım bir daha içmeyeceğim derse de her gece eve gelişinde ilk dikkat edeceğiniz şey içmiş olup olmadığı olur alkolle babanız sizin için aynı anılmaya başlar en yakın arkadaşınıza en büyük sıkıntınızı sırlarınızı vererek anlatırsınız ondan beklediğiniz tepkiyi alamayınca hem pişmanlık duyar hemde ona bir daha birşey anlatmazsınız güvenini kaybederek yaşanmaya devam edilecek şey değildir aşk kazıklandığınızı hissettiğiniz bir markete bir daha gitmezsiniz aşıkken durup düşünebilme olayları gözden geçirebilme yeteneğiniz varsa çekeceğiniz acılar daha da azalır sevdiğiniz kişi orospu olmayabilir ama orospu çoçukluğu yapmayacağı anlamına gelmez siz birine deli gibi bağlanmışken geceniz gündüzünüz onu nasıl mutlu ederimi düşünmekle geçerken aynı tepkiyi size vermemesini bile orospuluk olarak algılarsınız yıllarca beraber olduğunuz birisinin üzerinde hak sahibi oldugunuzu düşünürsünüz götünü sallayarak yürümesinden götüne geçirdiklerine kiminle konuştuğundan kimin yanında olduğuna sürekli boğarsınız nerdesin ne yapıyon kim var yanında diye hepsini bende düşündüm ebru nerde ne yapıyor kiminle o ceyhun piçiyle görüşüyor mu erkek arkadaşlarının evine gidiyor mu onlarda kaldıgı oluyor mu? evet hepsini düşündüm ama sadece düşünmekle kaldım hiçbirisini ona yansıtmadım sadece gözümle gördüklerimin hesabını sordum ceyhunla sarılırken görmem o arkadaşı ile el ele diskoda dolaşması sizce hayat bu adar tesadüfi mi? **ebru'nun yaptıkları sadece benim gördüklerimden ibaret miydi hiç mi sarılmadı başka bir erkeğe hiç mi gidip dans etmedi? şimdi size bunları sordum bende sizin bildiğiniz kadar biliyorum sonuç ne peki? sadece şüphelendiğimizle kaldık gözüyle görmediği bir şey için en kötü anımda askerdeyken hayatımı zehretti bana onun için birşey yapmamı istedi sabahlara kadar uğraştım yazdım onun için ekşından bir trilyon dayak yedim bu muydu yani hadi affetim tekrar tak barışalım aynı mı olacaktı herşey sevinmedim mi barışacak olmamıza tabi ki sevindim çünkü seviyorum ama parmağı düzelt yüzüğü tekrar tak sonra hadi öpüşelim el ele gezelim sevgili olalım yine o kadar basit değil beyler benim hayatımda bu olayın yüzüğü tekrar taktım sonra sarıldık barıştıktan ibaret olmasını istemedim böyle bir anı istemiyordum -niye geri geldin dedim -sevinmedin mi dedi göz yaşlarımı da yavaşca kuruladım -sevindim geldiğine dedim parmağı hala havadaydı sadece yüzüklere baktım -takmayacak mısın dedi -önce biraz konuşalım dedim bana trip attı vay efendim istemiyormuş beyefendi boşuna gelmişim o kadar yolu falan diye önceden ağlamış olmam yaşadığım onsuz günlerin sıkıntısına birde onun bu tribi eklenince sinirlendim ---sen benim sözüme güvenmeden o yüzükleri çıkarabiliyorsan tekrar güvenmeye başlayınca kendin neden takmadın dedim bana geldin sebebini bile açıklamıyorsun gelmenin istediğini yaptım ama amacım beni affetmen değil suçsuzluğumu kanıtlamamdı ben bir kere söz verdim sana ve hala da sözümde duruyorum. hala güveniyorsan kendin tak. söz yüzüğü bir kere geçirilir parmağa babanın dediği gibi dedim konuyu yine eliften açtı vay niye gidiyonda ben gitsem şöyle olurda falan filan -anladım ebru sen hazır değilsin bu yüzükleri takmaya içinde hala şüpheler var onları gider öyle gel bana dedim -hazır olmasam buraya gelmezdim dedi -hazır olsan hiç çıkarmazdın,bi kere şüphe duydun mu çıkarır atarsın bir daha da takmazsın senin amacın belli üzüntülerine dayanamadın tekrar takıp mutluluk oynayacaksın benimle ben oyun filan istemiyorum en baştan beri seni adam gibi sevdim hala da adam gibi seviyorum buna inanıyorsan kendin tak. hala benim takmamı istiyorsan demekki hala şüphelerin var benim onunla hala bişeyler yaptığımı düşünüyorsun ve sana tekrar söz vermemi istiyorsun hayır ebru bir kere söz verdim.o yüzükleri taktım sözümün arkasındayım karar senin yüzüklerde burda buyur dedim **bunları söylerken haksız olduğum yerlerde yok değil piçler kızın evinde ne işin var beynini siktiğimin kelebeği haksız mıydı peki ebru haklı oldugu yerler vardı kim olsa aynısını yapardı sevgilini başka bir kızın evine gittiğini duyacaksın da hadi olmuş madem affedeyim diyeceksin daha önce söyledim ben affetmezdim o yine de şans verdi geldi gelme sebebini sevgisinden başka açıklayabilecek olan var mı?? benim aklıma başka birşey gelmiyor ama seviyorsa da güvensin güveniyorsada o yüzüğü zırt pırt çıkarmasın yüzükler bir süre bekledi masada bi bana baktı bi sağa sola baktı bi yüzüklere baktı -takmayacaksan arkadaş olmak istemediğimi zaten biliyorsun ben gideyim dedim -git kelebek, çok meraklısın gitmeye dedi -hayır kararını bekliyorum bak masada küllük var ya parmağına tak yada küllüğe at bende hayatımın adresini öğreneyim dedim -biraz yürüyebilir miyiz dedi **evet benim de ihtiyacım vardı yürümeye hadi takmazsa giderse ne bok yicen amk kelebeği sike sike peşinde koşacan yine amk artisi yüzükleri ben aldım elime kadıköyde yürümeye başladık kalabalık insanlar ayırdı yürümemizi ama tekrar tekrar yine kavuştuk çok istedim elinden tutmayı yarimi öyle bir yere ittim ki tutmasam ellerinde düşecekti o kadar yürüdük ki sonunda insan sayısında azalmanın oldugu bir yere geldik ben durdum o biraz yürümeye devam etti sonra benim gelmediğimi fark edip o da durdu geri dönmedi ben yaklaştım bir elini tutup yüzükleri içine bıraktım sonra deniz tarafına dönüp o tarafa yürüdüm ben denize bakarken ensemde saclarını hissettim kafasını biraz eğerek koyduğu için boyu ancak o kadar yetiyordu sonra korkakça ellerini yavaşça böbrek hizamdan göbeğime ordan da kalbime doğru yaklaştırdı aşşağı hiç bakmak istemiyordum ama güneş yüzüğün tektaşına vururken kalbimde gözlerime mutluluk gözyaşları komutunu verdi hiç sabırsızlanmadım dönüp ona doya doya sarılmak için o gözyaşları içimdeki sıkıntıyı giderdi ohh bee dedirtti beni yavaşça kendine döndürdü bakamadım ona alnı yanağıma değinceye kadar kendime çektim onu -çok sevdim seni ne yapayım kelebeğim dedi başparmaklarımı kulak altında diğer parmaklarımı da boynundan ensesine uzanır halde gözlerime bakmasını sağladım nemliydi gözleri ama gülüyordu -hiç bir zaman di'li geçmiş zamanda kalmasın sevgin dedim sonra ellerini havaya kaldırdı utangaç gülümsemesi ile -koltuk altın yırtılmış dedim dalga geçtiğimi anlayınca -peki sen bilirsin dedi başını yana çevirerek ellerimle kendime çevirip bir kez öpmek inanın hiç zor olmadı **unutmaya başladığım dudakları hatırlayıp biraz doyum elde edince -zaten bugünde öpüşemesem gay olmaya karar vermiştim. dedim -zor olmazdı senin için o kadar askerin arasında dedi al amına çakim kelebek aldın mı cevabı öp işte çemçük götün kaşınıyor illaki öpüşmeyi ön planda tutmadık bi kaç hasret ve özlem öpüşmesinden ziyade daha çok sıkıca sarılmalar oldu ikimizde yine ayrılığın olacagını biliyorduk ama bu defa en azından kalblerimiz bir olacaktı yemek yemeye gittik bir yere sık sık yüzüğü öptü parmağındaki onunla sadece karşıya kadar gidebildim vapurla çünkü havalimanına gitmesi gerekiyordu ve benimde geri dönmem gerekiyordu kışlaya vapurda yan yana sarılarak geçirdiğimiz yolculuk diğer dönüş vapuru hareket edinceye kadar yüz yüze oldu küçük öpücüklerle kalkan vapurum denizden karadan ayrılırken bize gelen geçenler ne oldu lan bunlara neden ağlıyorlar diyecek kadar dikkat çekiciydi aşk bitti sıra ekşın reyize geldi bir an önce gitmem lazımdı geç kalmam halinde kim bilir kaç çarşımı daha kapatacaktı vapurla kadıköy ordan küçükyalı derken düştük ekşın reyizin kucagına üstümü değiştiremedim biraz geç kaldığım için benden başka geç gelenlerde vardı ekşın akşam iştimasına geldi yoklamaları kontrol etti üstünü değiştirmeyenler burda kalsın digerleri yemekhane geçsin dedi ben ve yaklaşık 20 kadar kişiye sadece 10 dakika verdi kamuflaş ve botları giymek için koştuk geri gelebilen geldi gelemeyenleri tespit etti biraz bekledikten sonra gelenler ve gelemeyenler diye ikiye ayırdı herkesi yere yatırdı -amına çakim arkadaşlarım sizin galiba gözleriniz bozulmuş çünkü kolunuzdaki saati görüp zamanında gelemiyorsunuz mıntıka yapılacak ama gözünüz bozuk oldugu için ayakta yapamazsınız sürünerek yerdeki pislikleri yakından görerek iyice temizleyin dedi herkes ruh haline göre tepki verdi içinden ama ben gülümseyerek yaptım -amına çakim arkadaşın sen iyice sürün kirli kirli asker sikme fantazimi senin üzerinde deneyeceğim dedi. bana ** **gerekli cezalar çekildikten sonra ekşın tarafından yemekhaneye götürüldük yemekhaneci asker yemeği bol bol dagıttığı için bize kalmamış bunu farkeden eşkın panik atakla yemekçi askerlere verdi veriştirdi ama sonra hatanın kendisinde olduğunun farkına varıp onların üzerinde ki ellerini çekti süründürdüğü herkesi yine komutası altına alıp askeri fastfood a götürdü ve herkese tost ısmarladı hamburger yemek isteyenlere sağlığa zararlı amına çakim tost yeyin dedi yemek istemeyenlere tehdit yoluyla yedirdi aç kalmanıza izin veremem diye o gün onun nöbeti olduğu için bende o nereye ben oraya arkasında dolandım durdum yat iştimasını aldıktan sonra subay ast subay gazinosunda tv izleyerek dinlenmeye aldı kendini bende mecburen tahaf ettim sürekli bir ihtiyacı var mı diye derken beklediğim soruyu sordu -anlat amına çakim arkadaşım ne yaptın dedi -süründüm komutanım dedim imalı bir şekilde -gel amına çakim arkadaşım beyninde temassızlık var senin anlaşılan dedi yanına yaklaştım alnıma patlattı iç tokatı -komutanım sabahın ilk ışıklarında umutsuz bir güne uyandım beni bekleyenime kavuşamayacağım için.lakin ilerleyen zaman içerisinde gerekli merciilerden gerekli izinleri aldıktan sonra kendimi nizamiye dışında otobüse koşarken buldum.aslında sadece otobüse koşmuyor sevdiğime de koşuyordum hoş ne olacağını beni neyin beklediğini bilmiyorum.bir türlü gelmeyen doğru otobüse tekerinden başlayıp şoförüne kadar uygunsuz saygılarımı belirttim. vesselam otobüs geldiği zaman içine binmeye bile cesaretim yoktu korkuyordum komutanım -amına çakim senin beynine reset atmak lazım nasıl konuşuyon öyle doğru düzgün gittik oldu olmadı desene dedi -kitap okumayı sevdiğiniz için böyle konuşuyorum komutanım dedim -bu bir emirdir anlat amına çakim dedi -beklenen yere vardığımda vücudumda ana üssü kalbim olan değişik belirtiler meydana gelmeye başladı ama benim en çok ihtiyacım olan organım ayaklarımdı.hem onun yanına kadar yürüyebilmek hemde karşılaşacağım olumsuz bir durum karşısında ayakta durabilmek için.bir adım attım onu gördükten sonra günlerce beklediğim bu görüşmede haketmiş olayım yahut olmayayım tek ihtiyacım bir sıcak gülümseme idi lakin gülmedi komutanım birbirlerine mecburen selam veren asker komutan selamlaşması oldu sadece bu bir kötüye işaretti oturup konuşulma esnasında masanın üzerine çıkarılıp konulan iki adet yüzük işaretleri iyice belirgenleştirince askeriyedeki mantık dışı cezaların aslında yaşanılan hayat için bir ipucu olduğunun farkına vardım ağaç a neden selam verilir?mantık 0 bir ömür rayında ilerlerken neden birine aşk selamı verilir yıllarca hemde esas duruşun en alasında **-içtim mi amına çakim sen dogru dürüst anlat şunu dedi ekşın -o yüzüklerin masada olmasının sebebi benim tekrar takmamı istemesiymiş komutanım dedim -taktın mı dedi -kendisi taktı komutanım dedim -tamam gerisini anlatma belliki bundan sonra askere illegal işler yapmışsınız amına çakim dedi-gitti mi dedi -gitti komutanım dedim -tamam amına çakim o bir daha gelinceye kadar çarşı iznini kapatıyorum senin dedi -ama diyebildim sadece -amına çakim sen gider başka bir kızın daha evine girersin.yeter dedi -emredersiniz komutanım dedim -sen bu askerlere de böyle mi anlatıyorsun abazan hikayelerini dedi kem küm ettim -amına çakim askerlerin suçu yok ki dedi -başka bir emriniz var mı dedim.hem kaçmak hemde muhtemelen sinirlenme ve beni cezalandırmasından kaçmak için -nasıl olsa bu gece yatamazsın sen gece devriyesine benimle gelirsin dedi -emredersiniz dedim aşşağı indim ebruyu aradım onun da alanyaya dönmüş olması lazımdı insan hayatın eksilerini bir kere düşünmeye başlayınca önce bir dal sigara sonra düşünme devam ederse çakmağa gerek kalmadan yakılan diğer sigara hayatında eksi sayısı çoksa markete gitme koy gitsin bu hayatın götüne diyebilecek kadar vahimse durum taşıyabildiğin ve cebin el verdiği kadar aldığın alkol ve sonrasıdır yalnızlık askeriye gibi bir yerde içme imkanların kısıtlıysa bir dost selamı en alkollü içkidir benim tek dostum ebruydu bir gülümsemesi aşkım demesi özledim demesi yılların beni süründürmüşlüğünü dizlerimi çürütmüşlüğünü unutturmak için yeterliydi öyle de oldu mutluydum çünkü artık duyduğum kelimeler arasında aşkım ı da seçebiliyordum işin doğrusunu söylemek gerekirse özlemle birlikte sadece onlara konsantre oluyordum bana aşkım diyordu aşkım **konuşmalarımız yavaş yavaş benim ne zaman izin kullanacağım konusuna kaydı ben de net bir şey söylemedim. telefon konuşması devam ederken muhabbet iyice seni seviyorumlara doğru yavşamaya başlamışken ekşının sesi ile kapatmak zorunda kaldım ebrudan özür dileyerek aşk düzlüğünde yardırırken ekşına çevirdim yüzümü -gel amına çakim nerdesin dedi -emredin komutanım dedim -bana şu iki askeri çabuk bul gel dedi gittim ikisinide buldum geldim bu bölümü askere gideceklere ders olsun diye yazıyorum iyi okuyun askerler içeri girer girmez ekşını o kadar sinirli hiç görmemiştim hangisine ilk önce ve hangi vurma ritmi ile vuracağını bilemeyecek kadar çileden çıkmıştı olay şu bu iki salak aynı tertip.hemde benim tertip birbirlerini tanıyorlar ve arkadaş oluyorlar.sürekli beraber takılıyorlar. birbirlerini sivilde ziyaret etmeye karar veriyorlar ve birbirlerinin ev numaralarını alıyorlar bir tanesinin annesi dul orospu çocugu annesi dul olan arkadaşının evini arıyor ve annesine yazılıyor. resmen düpedüz yatma teklif ediyor.sen dulsun kaşınıyordur falan diye. annesi sapıktır diye kaile almıyor ama aramaları sıklaştırıyor cinsel fantazilerini anlatmaya başlıyor dul kadın gelen telefon ile oğlunun aradığı telefonun aynı oldugunu bir süre sonra farkediyor ve bu durumu oğluna anlatıyor.çocuk deliriyor ama orospu çocugu nöbette oldugu için o da onun ailesini arayıp telefona çıkan kim varsa ana avrat soy sülale ne varsa kayıp hızını alamıyor koşuyor nöbet kulesine yolda deli gibi koşarken başka bir rütbeli araba ile koşarken bunu görüyor asker selam vermeden koştuğu için rütbeli arkasından gidip yakalıyor bir türlü durduramıyor rütbeli de küfür yiyor rütbelinin rütbesi de taşşaklı cinsten telefon açıyor bölüğe ama ekşın wc de oldugu için haberi olmuyor astsubay gidiyor derhal gelin diye emir verdiği için rütbeli teslim ediyor ve raporlarını ertesi gün istiyor astsubay askerleri bölüğe getiriyor ve durumu anlatıyor ekşın bunları bir güzel dövdükten sonra ikisinin de başına nöbetçi asker koydu birbirlerini gece öldürmesinler diye ertesi gün bölükten ikiside ayrı yerlere sürüldü arkalarından da evrakları gönderildi artık ne bok yediler bilmiyorum **herkesin yazılmış bir hikayesi vardır herkesin kitabının adı da aynıdır ''kader'' ismi aynı olmasına rağmen herkes için farklı bir senaryo yazılıp çizilmiştir siz nasıl benim bir satır sonra ne yazacağımı sadece tahmin etmekle kalıp gerçekte ne olacağını bilemiyorsanız bende bana yazılmışları bilmediğim bir dönemdeydim bir sonraki gülme sebebimden bir sonraki üzüntüme hayallerimin yüzde kaçının gerçekleşme ihtimali olduguna dair en ufak bir fikrim bile yoktu tek bir kişi üzerine kurulan hayaller ananıza babanıza kardeşinize ve diğer sevdiklerinize yaptıgınız en büyük haksızlıktır yaptıgınız haksızlığı onları kaybedince anlarsınız ki gidenin arkasından ağlamak zaten insanlık tarihi modasıdır büyük annemi kaybettiğim o günlerde ne kadar vefasız bir torun oldugumu farkettim kim bilir köydeki evinde çalan her telefona acaba asker kelebek torunum mu diye kaç kere koştu ve hepsinde de yanıldı oysa beni ne çok severdi ki aynı şekilde bende onu çok severdim ama kimlerin peşinde koşarken kimleri unutmuşuz bu dersi acı bir tecrübe ile verdi hayat ben üzülmeyeyim diye bana verilen geç haberden dolayı cenazesine gitme şansım olmadı bir yaşa kadar hiç tanımadığın bir kişi sen doğalı beri yanında olan oğlundan kızından ayırt etmeyen bir kişiye değişilmişti kim bilir belkide onun safi duaları ile bugünlere gelebildim yaşlanmış bedenine mi üzülsün geri gelmeyecek yıllarına mı vefasızlaşmış ardında bıraktıklarına mı? nur içinde yat.. yazıcı tayfadan basit bir işlemle ne zaman terhis olabileceğimi sordum verilen cevap çok manidar beyler 1 mayıs 2005 yani doğum günüm aynı zamanda ebrunun okulu bitirme yılı bu durumda ebruya ilelebet kavuşmamda hiç bir sıkıntı kalmayacak ama hiç izin kullanmazsam kullanırsam bu süre kullandığım gün kadar uzayacak kullanmazsam ebrusuz ne yapacam kullan gitsin amk dedim gittim ekşının yanına ama konuyu açmadım bile çünkü adam hala sinirli geçen olaya ekşın zamanla beni sevdiğini bana belli ederken diğer askerlere de beni kayırdığını belli etmemek için ilk başta beni sikiyordu bazen canı sıkılıyor beni çağırıyor bazen konuşuyor bazen bana soruyor bana garip cezalar verip eğleniyordu yakaladığı cep telefonundan birisini bana verdi -al amına çakim bunu kullan ama bir rütbeliye yakalanırsan sikme işlemini gerçekleştiririm haberin olsun dedi -emredersiniz dedim elime aldım telefonu -vay amına çakim yakaladım telefon kullanıyorsun diye makara yaptı telefonu da geri aldı günler geçerken iki hafta boyunca çarşıya çıkarmadı 3 üncü hafta yalvarmak ve ihtiyaclarım oldugunu söylediğimde -karaköyde nöbet tutacam oraya gidersen amına çakim senin deyip makarasını yine yaparak izin verdi **izni aldıktan sonra ebruyu aradığımda bir sonraki haftasonu iki günlüğüne istanbula gelmeyi planladığını söyledi. kiminle geleceğini sordum annem babam ve kardeşim dedi o zaman ne yapmam gerekiyordu mutlaka haftaya çift çarşı almam gerekiyordu ama nasıl amk cuma günü çarşı defterlerinin imzalanması sırasında ekşın herkesin defterini imzaladıktan sonra benim defterimin olmadığını gördü her seferinde benim çarşı defterimi imzalarken naz yapar dalga geçerdi ki benim defterimin orda olmadığını farketti çünkü o hafta çarşıya gideceğimi biliyordu -amına çakim senin defterin nerde dedi -uygun görürseniz bu hafta çıkmak istemiyorum komutanım dedim gözlerini kısarak ne oldu acaba dercesine bana baktı ve -amına çakim arkadaşım paran yoksa ben borç verebilirim dedi -hayır komutanım var sağolun dedim işi gücü bıraktı -ne oldu amına çakim neden gitmiyorsun o zaman dedi -haftaya çıkmak istiyorum izninizle komutanım dedim -olmaz amına çakim sen istediğinde değil ben istediğimde çıkarsın dedi -ebru gelecek ailesi ile komutanım dedim -herhangi bir vukuatta yardımcı oyuncu rolü bile oynarsan sonucunu biliyorsun amına çakim dikkat et dedi -emredersiniz komutanım dedim -tamam bu hafta da çık çarşıya dedi -ben aslında hafta çift çıkabilir miyim diye lafı ağzımda dolaştırdım -vay amına çakim kucağımda bir ağırlık hissetim(kucağıma düştün kelebek) -siz nasıl emrederseniz komutanım dedim -sen çavuşsun amına çakim bölükte hiç vukuat olmazsa çıkartırım çift çarşıya dedi -emredersiniz dedim odadan çıktım **hafta sonu kendime nöbetçi çavuş kolluğu paraflattım nöbetçi çavuşluk zor iştir çoğu çavuş sıkar askerleri kendine laf gelmesin diye içtimalarda gereksiz yere sağa dön sola dön dirsek temas aralığı bilmem kaç adım açıl şınav vaziyeti al gibi bir sürü emir verirler ki askerin götü başı oynamasın benim kolluğumda millet alışık olmadığı için zaten emir vermeme gerek kalmadan düzgünce geçtiler sıraya bilmiyorlardı çünkü nasıl davranacağımı bir de korktukları şey vardı sinirlerimin bozulması durumunda ekşına yapacağım şikayet hafta sonu olduğu için onlar adına nöbetçi komutandan izin alıp futbol oynattım normalde karşı çıkar komutanlar askerin bacagına bişey olurda uğraşırım diye ama beni seven bir komutana denk geldi ve aldım izni hafta sonları en düşük tertiplere koğuş yemekhane ve er gazinosu yıkatma günüydü onlarla beraber bende yıkadım benim yardım ettiğimi gören bir kaç tertip de makarasına yardım etti bazıları ise hiç yaklaşmadı bile kısacası çavuş olarak onlara hiç bir zorluk çıkartmadım onları yormayacak basit yollarla günlerini tamamlamasını sağladım bu bir asker için çok önemliydi çünkü bir günü geride kaldığında en azından küfür edecek bir nöbetçi çavuşları olmamıştı o kadar küfür edecek sebebleri varken gece yat iştimasından sonra komutana yoklamayı verdikten sonra -beyler ekşının ailevi sorunları varmış.bu hafta sıkıntılı bir hafta geçirecek bence vukuattan uzak durun yoksa hıncını sizden alır haberiniz olsun dedim böylece ekşının kudretinden yararlanmış olacaktım ben hergün ortalarda ve vukuat işlemeye müsait yerlerde geziyor bizim bölükteki askerlerin vukuat işleme ihtimali olan yerlere gidiyordum beni görünce yapamazlardı çünkü ekşına şikayet edeceğimden korkarlardı ve haftalardır çarşıya çıkmadığımı da biliyorlardı hergün ebru ile konuşmaya devam ettim ekşın götünden baskınlar düzenledi aklı sıra vukuat bulmak için iç bahçeye indi çogu zaman başka bölükten askerlerin bazı yavşak hareketlerini gördü ama aklı bizim bölükteki vukuatta olduğu için karışmadı diğerlerine herşey normal giderken **bizim bölükteki bir asker hastalandı öyle ahım şahım bi hastalık değil götü başı ağrıyormuş o gece de 1 3 nöbeti varmış yerine asker lazım nöbetçi çavuş kendi tertiplerinden kimseye diyemiyor zaten süt devrelerine hiç diyemiyor alt devreler yeni geldiği için kule nöbeti tutamıyorlar diğer askerlerde niye ben amk niye ben diye isyan ediyor muhtemel bir kriz kapıda kim başkasının 1 3 nöbetini tutmak ister amk onlar da haklı gittim nöbetçi astsubaya komutanım ben tutabilir miyim dedim olmaz sen çavuşsun dedi biraz zorladım başka asker mi yok dedi komutanım ben gönüllüyüm dedim gönüllü nöbet mi olur şimdi hiç tutturmam sana gider kendini vurursan başım büyük belaya girer dedi adam kıllandı tabi sonra gittim bizim nöbet manyağı bir asker vardı onu kaldırdım bu nöbete gidersen sana 5 gün çarşı yazdırmayacağım dedim söz mü lan dedi söz amk dedim tamam dedi gitti nöbete ertesi gün nöbete gitmek istemeyen herkesi yazıcıya söyledim en boktan nöbetleri ona yazdırdım ve söz verdiğim gibi o askere de hiç nöbet yazdırmadım 5 gün hafta sonuna kadar ekşının odasını normalde iki güne bir paspaslamama rağmen hergün paspasladım genelde kapısında durdum çağırınca hemen gireyim diye resmen karısı oldum amk onunla koşulara gittim ebem sikildi 9 km koşmaktan her sabah ki içtimada vukuat yoktur komutanım diye ekşına tekmil verildiğinde ekşın hep bana baktı gülümseyerek sonunda cuma günü oldu çarşı defterlerini götürdüm herkesinkini imzaladı benimkini bir kenara ayırdı kendi elleriyle çift çarşıyı yazdı ikisini de imzaladı çarşı defterinin en sonuna kendi cep telefonu numarasını yazdı -amına çakim arkadaşım bu cumartesi ben nöbetçiyim cumartesi günü geç gelebilirsin ama döverim haberin olsun dedi. -emredersiniz dedim gittim ---burdaki vukuatlarla uğraşmak benim bu devletten maaş aldığım için görevim.ama sen sivilde yaptığın vukuatlarınla seni sevenlerini uğraştırma dedi mesaj açık ve netti ebruyu üzme -emredersiniz komutanım dedim subay nöbet listesine baktım onun ismi yazmıyordu bir tane üstteğmende gözüküyordu nöbet. ne oluyor amk diye gittim o subayın yanına ve komutanım cumartesi nöbetçi siz misiniz dedim -yok ---yüzbaşı değiştirmek istedi dedi ---yüzbaşı dediği adam ekşın amk ekşına bak bana kıyak yapmış cumartesi sabahı oldu çarşıya çıktım telefon sonrası otobüs ordan ebru ve ailesinin yanına gittim kollarımın tek ve en uzun sarmalamak istediği kişi ebru olduğu için onu en sona bıraktım güldüler beni görünce sevindiler yani sıcak bir karşılama yaptılar ebrunun annesinin suratında acıyarak bakış vardı bana karşı artık asker olduğum için mi üzülüyordu yoksa kızının bensizken üzülmelerini görüp ona mı üzülüyordu bilemem ebru ile bana göre kısa ama izleyenler için uzun oldugunu sandığım bir sarılmadan sonra onun dayanamayıp beni yanağımdan öpmesi ile onu tekrar bir an önce öpmem gerektiğini farkettim onlarda istanbul konusunda pek tecrubeli olmadıkları için ne yapacağımızı bilmiyorduk ama sanki el birliği ile beni mutlu etmek için uğraşıyorlardı nereye gidelim? karnın aç mı? askerde canının çektiği bişey oluyor mu? bi eksiğin var mı? annene babana bişey göndermek ister misin? bunlar bana yöneltilen sorulardan sadece bir kaçı idi karşıya geçelim dedim çünkü anadolu tarafında pek fazla gezilecek bir yer yoktu **karşıda eminönü sultanahmet derken ebruyu tek öpebildiğim yer eminönündeki bir alt yaya geçidinin kalabalığından yararlanarak hissettiğim bir kaç saniyelik öpüşme oldu zaman öyle hızlı geçti ki saat 4 olmuştu ve ben hala karşıdaydım ordan kışlaya gitmek en az bir buçuk saat ekşını aradım telefonda tekmil verdim.y.s.kelebek antalya diye -sesimi başka duyan var mı dedi -yok komutanım dedim -söyle amına çakim arkadaşım ne istiyorsun dedi -ne kadar geç kalabilirim komutanım dedim -amına çakim senin yüzünden en sevdiğim müziği yarıda kesmek zorunda kaldım.ne kadar dayak yemek istersen o kadar geç gel dedi -sınır var mı komutanım dedim -12 yi geçmesin dedi -emredersiniz dedim durumu ebrulara anlattım onlarda yol yorgunuydu kaldıkları otele gittik beni otele almak istemediler kayıtlı olmadığım için tamam gidelim dışarda bir yerde otururuz dediysemde babası inat etti bende otelciyim falan diye en sonunda nasıl yaptı bilmiyorum kabul ettirdi hep beraber odaya çıktık iki oda tutulmuştu biri anne baba diğerleri de cocuklar olan için askerlikten konuşulduktan sonra anne ve babası gitti biz üçümüz kaldık kardeşine bizi biraz yalnız bırakırmısın dedi ebru o yatak odasına geçti yattı biz salonda kaldık salonda kaldıktan sonra tek vermem gereken detay ebruyu gülme krizine sokan askeri yeşil donum oldu bir türlü geçmedi krizi yasak amk ne yapayım **saat ona kadar özlenmişleri giderdikten sonra bir kaç damla yaşıyla bıraktım ebruyu 11.40 civarında nizamiyeye geldim gerekli sorgudan sonra tabur arandı ekşın haberim var dedi ve bölüğe gittim odasına girip tekmil verdim saat 12 ye 7 vardı bacaklarını masanın üzerine atmış klasik müzik dinliyor geldiğimden hiç haberi yokmuş gibi davrandı ta ki 12 yi bir geçene kadar bana baktı -amına çakim geldin demek ben sana 12 yi geçirme demedim mi dedi. çok yumuşak bir ses tonuyla daha önce geldim desem o da biliyor geldiğimi ama adam garip adam amk kaçarı yok sikicek beni suçumu kabul etmişcesine durdum karşısında -dur amına çakim klasik müzik eşliğinde sikersem tempomu yavaşlatır oynak bişey çalayım dedi bekledim ne bok yiyecek acaba diyerek bi tane hareketli parça açtı masasından kalktı ben muhtemel vurma ihtimali olan yerlerimi sıkmaya başladım esas duruştayken -vukuat var mı dedim -yok kumutanım dedim -tamam git yat dedi -emredersiniz dedim tam kapıdan çıkıyordum -bu kadar basit olmasın amına çakim dedi komutan konuşunca esas duruşa geçmek askeri farzdır geriye dön komutu verdi sırtım ona dönük kaldı içimden gerçekten sikecek mi lan diye bile geçti ben beklerken tekrar geriye dön komutu verdi -yok amına çakim bugün sikimin kalkmayacağı tuttu. gidebilirsin dedi -emredersiniz dedim gittim yattım sabah içtimasında görev devri yaptıktan sonra o evine gitti ben yine çarşıya çıktım o gün geç kalma lüksüm yoktu ** ebrularla buluştum beraber kahvaltı yaptık kadıköyde daha sonra onlarla saat 3 30 da buluşmak üzere ayrıldık ebru ve ben saat 3 e kadar ebru ile yüzüğü tekrar taktığı yerde oturduk öğlen yemeği hiç aklımıza bile gelmedi izin kullanmam konusunda ısrar etti bakarız diyebildim sadece genelde onun başı omzumda bazen dizimde bazen elleri ellerimde bazen ellerim saçlarında kulağının kıvrımlarına kaşlarının çizilişine dişleri gülümsemesine yakışan kirpiklerinin güzelliği gözlerini kaçırınca anlaşılan gözlerime bakınca dünyaları unutturan sözlerine bakınca aşkı tattıran hasreti hayata isyan varlığı yaşama hayran bırakan ebrumla saat 3 olunca birazdan gerçek anlamda yapacağımız vedanın ön provasını öpüşmelerle takviye yaparak yaptık **diğer aile fertleri ile buluştuktan sonra ayak üstü biraz konuşup iyi dileklerimizi karşılıklı sunduktan sonra bir miktar parayı cebime sıkıştırdılar almak istemesemde yapacak birşey yoktu ebru ağlıyordu ama gözyaşı kuru kuru akıyordu onu fazla üzmemek için hemen gittim kışlaya döndüm o gece uyuyamadığımı az çok hepiniz zaten tahmin ediyorsunuzdur esas ekşın ertesi gün yaşandı pazartesi sporu için ekşın tüm bölüğü 9 km lik koşuya çağırdı gelip tamamlayabilenlere herzamanki gibi çift çarşı vereceği vaadinde bulundu nöbeti olanlar hariç herkesi spora götürdü bir kaç km koşup milletin pestili çıkmaya başlayınca bölüğe yerinde say komutu verdi -evet amına çakim arkadaşlar şimdi çarşı izninden geç gelenlere ön uyarıyı uygulamalı olarak göstereceğim dedi evet beyler ekşının siki kalkmıştı bu defa -amına çakim şimdi bana bir asker lazım gösterebilmek için,hmm kim var çarşıdan geç dönmüşlerden seçelim benim aklıma kelebek geldi uzman çavuşum ne dersiniz dedi -kelebek gel amına çakim arkadaşım dedi beyler mevsim yaz. hava bunaltıcı üstümde askeri şort var yani dizlerim çıplak üzerinde bulunduğumuz arazi yer yer taşla kaplı toprak arazi. yere adım atınca kalkan tozu hesab edin -yat amına çakim dedi bi kaç km koşmuşum götüm dahil her yerim terli yatar yatmaz çamur adam a döndüm -sürün amına çakim dedi herşeye rağmen bana yaptığı o kıyak izinden dolayı hiç küfretmedim suratımı bile ekşitmedim her verdiği komuttan sonra emredersiniz dedim başım hep karşıya bakar haldeydi ve hiç isyan eder gözükmedim askeri parmak hesabı mesafe tahminime göre 700 metre yerde kaldım bu süre zarfında onlar fazladan bir tur attı çevrede ayağa kalktığımda üzerime yapışmış tozdan dizlerimin kanadığını sadece hissedebiliyordum bir süre sonra bölükle koşmaya devam ettiğimde de dizlerimde ılık ılık akan kanları hissettim ama eğilip hiç bakmadım ekşın koşamayanları uzman çavuşla kestirmeden gönderdi ama ben ve bi kaç kişi ekşını takip etmeye devam ettik onun ne amaçla yaptığını biliyordum diğer askerlerin bana verdiği izinden haberi olmasını istemiyordu haklıydıda olan bi kaç gün boyunca bükmekte bile zorlandığım dizlerim ve dirseklerime oldu ama ebru ile geçirilen o gece için herşeye değerdi. **bölüğe döndüğümüzde bazı askerler tarafından dalga konusu oldum -sürüngen haberci diye bazıları benim adıma ekşına küfretti ama ben küfür etmelerini bile istemedim duşu alıp kamuflajı giydikten sonra tekrar görev yerime döndüm ekşının beni gördüğü zaman ekstradan topallamayı bırakın topallamadım bile çünkü birincisi o tip askeri sevmezdi ikincisi beni ezen insanlara ezilmiş gözükerek onlara daha fazla zevk vermem hiçbirşey yokmuş gibi karısı olmaya devam ettim ikimiz de erkeğiz ama rütbelerinden dolayı sikici olan o içeri çağırdı beni -emredin komutanım dedim -iki çay getir dedi odada ondan başka kimse yoktu acaba niye iki çay söyledi yanlış mı anladım diye emir tekrarı yaptım yine -emredersiniz komutanım iki çay getirip geleceğim dedim baktım bişey demiyor doğru anlamışım iki çay olduğunu gittim iki çay getirdim masasına bıraktım -başka bir emriniz var mı dedim -var amına çakim bekle orda dedi -emredersiniz dedim -çayı içiyormuş gibi yap ama içme dedi- emredersiniz dedim ne çay içmeden nasıl içiyormuş gibi yapılır ağzımı mı höpürdeteyim komutanın karşısında -ziyaat olsun komutanım dedim -ne çabuk içtin amına çakim dedi -biraz soğumuş komutanım dedim -vay amına çakim benimkide soğumuştur git bana yenisi getir dedi ekşınla makara yaparsan böyle olur -emredersiniz dedim gittim bir çay daha getirdim -aç dizlerini dedi ---emredin komutanım dedim anlamamış gibi -dizlerini aç ağda yapmışmısın ona bakıcam amına çakim dedi -yok komutanım yapmadım dedim -aç amına çakim gözlerim de inansın dedi açtım dizi bi baktı manzarayı görünce üzüldü biraz ama belli eder mi sizce -vay amına çakim bekle burda dedi yazıcının birine seslendi yazıcı geldi -git amına çakim bana revirciyi getir bu arkadaşım düşmüş galiba dedi -gerek yok komutanım dedim -feci düşmüşsün amına çakim dedi -askerim komutanım emirle düşer emirle kalkarım sorun değil dedim -vay amına çakim gidebilirsin dedi -başka bir emriniz var mı dedim -yok dedi ebruyu aramaya gittim yine nasılsın geyiği esnasında çok kötü oldugunu beni çok özlediğini bu duruma dayanamadığını hep yanımda olmak istediğini hiç bişeyden zevk almadığını gece gündüz benü düşündüğünü telefonu ne zaman çalarda benimle konuşur onu beklediğini tekrar istanbula gelmek istediğini geriye kalan günlerde buna nasıl dayanacagını ağlayarak ve isyan ederek söyledi her ne kadar geçecek diye teselli etmeye çalışsam da ne ağlamasını durdurabildim ne de isyanını baktım olacak gibi değil çözümü kaçmakta buldum 30 dakikalık teselliden sonra gittim iç bahçede plastik bardakta çay ile sigara içtikten sonra dayanamadım ve tekrar aradım -bişey mi oldu diye açtı telefonu -hayır sesini özledim dedim -daha yeni konuştukya deli dedi -sen daha yeni görüşmemize rağmen beni özlüyorsun ama dedim ---kelebek şu izne gel artık ben dayanamıyorum dedi -ebru daha yeni görüştük biraz zaman geçsin o zaman kullanayım izni dedim vay efendim ben özlememişim vay ben onu artık sevmiyor muymuşum hadi bunları siktir et en sinir bozucu lafı da -tabi sen istediğini aldın kendini tatmin ettin(seks)oldu -sen ne istiyorsun peki dedim -hep yanında olmak istiyorum dedi -ben istemiyorum öyle mi dedim? -öyle demek istemedim dedi -seninle her yattıktan sonra kaçtım mı senden dedim -tamam özür dilerim öyle demek istemedim dedi -ben burda keyfimden askerlik yapıyorum senden uzak kalabilmek için askerlik yapıyorum öyle mi dedim -kelebek lütfen dedi -tek sen seviyorsun ben bilmiyorum özlemek ne demek aşk ne demek sevdiğinsizlik ne demek.ben burda nelerle uğraşıyorum senin bana destek olacağın yerde hala sevgimin şüphesinde paranoyalarda yaşıyorsun -hayır inanıyorum sevdiğine dedi -o zaman firar sebebim olma ben senin okulunu bekledim ve hala bekliyorum bende kalmaya devam edemeyeceksende haberim olsun dedim tamam kızma dedi ama kızmamak elde mi amk beni siktin simdi sikinde değilim diyor resmen olay sadece sikişten ibaret olsaydı turizmdeyken sikimi sokmadığım ülke kalmazdı baktım daha da çok sinirleneceğim ve sinirlenirken onu da üzeceğim -tamam geliyorum izne ne zaman istediğini söyle komutanla konuşayım dedim. -bilmiyorum ki dedi -tamam düşün bana haber ver o zaman dedim -tamam kapatıyor musun dedi -hayır dedim -kapatacakmış gibi konuştunda dedi -hayır konuşalım dedim ** -seni çok seviyorum dedi -ister inan ister inanma bende dedim -biliyorum dedi konuşma böyle devam etti iki tarafda alınmış ve nazlı olarak sonra da formaliteden yumuşamış izlenimi verdik konuşmaya ve kapattık telefonu onu tekrar kısa zamanda aramam lazımdı ve o seferki konuşmada son görüşmemizden bahsetmeden herşey normalmiş gibi davranmam lazımdı ki hem benim bu konuya fazla takıldığımı düşünüp üzülmesin hemde eski tadına varalım aşkın tek dostum ekşın desem yalan olmaz piçler bazen herifin yanına elimi kolumu sallayarak girip bende onun gibi konuşup amına çakim ekşın çok dertliyim ne olacak bu halimiz diye dertleşesim geliyordu kapısına gittim içeri girip geldiğimi ve bir emri olup olmadığını sordum parmağıyla yok dedi çıktım yazıhane de otururken bir süre sonra - -kelebek gel amına çakim diye bağırdı -emredin komutanım dedim -amına çakim bizim şarkımız çalıyor neden gelmiyon dedi bu ekşın olmasa askerlik herhalde bitmezdi **içeri girdim çalan müzik klasik müzik amk. iyi tamam bizim şarkımız da kimin söylediğini siktir et hangi enstrumanlar kullanıyorlar onu bile seçemiyorum o kendini kaptırmış müzikle gerilip müzikle gevşiyor ben sevmediğim bi müziği seviyormuş numarası yapıyorum bir ara kafamı müzik ritmi eşliğinde salladım -amına çakim asker gibi dur karşımda dedi ki en sevdiği şey de esas duruş zaten esas duruşta müziğimizi dinledikten sonra bana bakıp gülüyordu belli ki amacı benimle dalga geçip askerlik stresinden uzaklaşmak -begendin mi dedi -gerçekten mükemmel hepsini takdir ettim dedim -amına çakim sanattan da anlıyon en çok neyi sevdin dedi -özellikle o sazın tellerine dokunuşu çok hoşuma gitti komutanım dedim makara mı yapıyom ciddi miyim diye bana gözleri kısarak baktı makara yaptığımı anlasa sikecek -ne sazı amına çakim dedi bütün enstrumanları tek tek saydı bana -önemli olan sazmış gibi dinleyebilmektir komutanım. dedim -kelebek açık çarşın kaldıysa hepsini kapatıyorum amına çakim dedi -üzüntülerin ismini öğrenirseniz mutlu olamazsınız.her derdi mutluluk ve yinede şükürler tadında yaşarsanız daha çok zevk alırsınız komutanım dedim -amına çakim kelebek siktir git dedi -emredersiniz bir emriniz var mı komutanım dedim -var ama sana verip ziyan etmek istemiyorum amına çakim dedi -emredersiniz dedim **biraz daha odasının önünde ve civarında bekledikten ona bildirmem gerekenleri imzalatmam gerekenleri imzalatıp onu gönderdikten sonra tekrar telefona kostum daha önceki kalp kırıntılarımızı üç kere alnıma götürüp kimsenin ulaşamayağı bir yere bıraktıktan sonra ebruyu aradım -nasılsın aşkım diye giriş yaptım aynı şekilde o da bana karşılık verdi biraz aşkımlı canımlı konuştuktan sonra o da özlemini içine gömmüş isyan ediyor şekilde belirtmedi -ne zaman gelmemi istiyorsun karar verdin mi dedim -şu an bilmiyorum sen nasıl istersen öyle yapalım dedi ebruya bir mayıs gününün önemini anlattım bana hak verdi ama görmeden yapamayacagını da söyledi -biraz zaman geçsin özlem biraz biriksin gelirim söz dedim -tamam ama fazla uzun olmasın ara dedi -senin için herşeyi yaparım bilirsin sen ne zaman dayanamaz hala gelirsen söyle o zaman geleyim.ama bunu bana sitem olarak değilde gelmeni istiyorum olarak söyle gereksiz üzmeyelim birbirimizi dedim -tamam deyip onay verdikten sonra ne yapıyor ne ediyor daha doğrusu ne yapamıyor nelerden bensiz zevk almıyor onları anlattı bende ona yapmayı özlediğim şeyleri anlatınca baktık iş yine dayanılmaz bir şekilde özleme dogru geçiyor yine konuyu değiştirip biraz daha konuştuktan sonra kapattım gece dersi vardı beyler her askerin korkulu rüyası amk karanlıkta sessizce ders anlatır komutanlar iki hafta da bir genelde salı veya çarşamba günlerine denk gelir gece saat 11 e kadar sürdüğü olur yüzünü gözünü boyamak zorunda kalırsın askeri makyajla **ekşın beni çağırdı -ders notlarını getir amına çakim arkadaşım bi gözden geçireyim dedi eğitim dosyasından o gecenin notlarını çıkardım ona vermek istedim ama almadı -sende kalsın amına çakim biraz oku sorduğum zaman dogru cevap ver çift çarşı verdiğimi görsün diğer askerler dedi -ben zaten biliyorum komunanım okumaya gerek yok dedim -amına çakim söyle o zaman şu nedir dedi -şu şu şudur komutanım dedim -peki bu nedir dedi onu da anlattım bi kaç soru sordu hepsini cevapladım -vay amına çakim çift çarşı veresim geldi ama kapatmıştık dimi senin çarşıları dedi -siz nasıl emrederseniz komutanım dedim akşam yemeği sonrası eğitim alanına kadar değişik askeri ilerleme şekillleri ile gittik bizim bölüğün uzman çavuşları astsubayları ve subayları da geldi ekşın bana bölüğe katıl emri verdi bende diğer askerlerin arasına oturdum astsubay dersin bir kısmını anlattı ekşın da diğer rütbeliler gibi onu dinledi arada takviyeler yaptı dinlemiyormuş gibi görünenleri sikici bakışları ile dinlemeye davet etti sonra sorular sorma kısmı geldi ekşın rastgele kaldırdı sordu askerlere sordugu soruları bilemeyenlere -amına çakim dua et gece dersindeyiz ve yüksek ses çıkarmak yasak bende hard sevdiğim için seni sikmeyi erteliyorum gündüz olunca bağırta bağırta sikcem -vay amına çakim senin dersi uyuyarak dinlediğini nasıl farketmemişim gibi askerleri tehdit ederek sorduğu soruları bilenlere çift çarşı vererek devam etti gece bana sorduğu soruyu bilince -amına çakim sana veresim gelmiyor.hep mundar edeceksin çarşıyı diye korkuyorum bi tane daha sorayım dedi sordu onu da bildim bi tane daha sordu onu da bildim ** amasyada sürekli yazarak eğitim görmenin ekşının haberi olmadan o geceki konuları tekrar gözden geçirmenin de faydası vardı sonra işi yine makaraya döktü ekşın -bölüğe soralım amına çakim haketmişmisin diye dedi bi asker kaldırdı -vereyim mi çift çarşı kelebeğe hak etti mi dedi -siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedi asker -evet mi hayır mı amına çakim dedi -evet haketti komutanım dedi -tamam o zaman seninkini kesip ona veriyorum dedi bi askere daha sordu haketti mi diye gariban kendi çarşısı gidecek diye korktu -hayır komunanım dedi -seninkini de kesiyorum amına çakim dedi hiç kimse sıradaki kaldırılan asker olmak istemedi ne deseler çarşıları gidiyor amk velhasıl komutanları da soktu makaraya -haketti mi başçavuşum dedi bizim astsubaya -haketti komutanım dedi -sizin çarşınızı da kesiyorum o zaman dedi gülerek kendi aralarında makara yapmaya devam ettiler ama benim çarşı alıp almadığımı birtek ekşın biliyordu ortada kaldı amk ekşın mola verdi ama sigara içmek yasak amk sadece bizim taburda değil tüm kışlada gece dersi olduğu için nöbetçi yüksek rütbeli subaylar denetlemeye gelebiliyor sigara da ucundaki kordan dolayı gece araziye uymak adına yasak mola gece boyunca devam etti zaten anlatılacak konu belli olur usta birliğinde komutanlarda o saate kadar orda olmaktan zevk almaz eve gidip dinlenmek varken gece dersi bitti bölüğe geldik ** ayakta duracak halim yok telefona bi baktım sıra gelmiyecek gibi direk gidip yattım üst devre olmaya başladığımız için bizim devrelerden yavaş yavaş cep telefonları çıkmaya başladı herkes gizli gizli kullanıyordu sağda solda benim de aklıma geldi kullanmak ama kullananların aldıkları 30 günlük askeri cezaevi hapsinin yanı sıra askerliklerinin de aynı gün sayısı kadar uzadıgını bildiğim için pek yanaşmadım bir süreliğine konturluden devam ettim ebru ile normal konuşmalarımız devam ederken ona çıkıp arasıra eğlenmesini söyledim o da canım istemiyor sensiz eğlenemem falan dese de çıktı bir sonraki gün gece nasıl geçti diye sorduğumda çok eğlendim demesi biraz garip geldi -ne yaptın dedim -bi bara gittik arkadaşlarla dans ettim içtik sonra çorbacıya gittik ve eve döndüm dedi soru bir arkadaşlar kim soru iki kiminle dans ettin soru üç içtiğine göre sarhoş oldun mu soru dört çok eğlenmene sebeb olan kim bunlar aklımdan geçenlerdi ama hiç birisini sormadım git eğlen dedikten sonra o eğlenince bunları sormak yanlış anlaşılmaya açık sorular olur ve kendi kendimle çelişirdim o yüzden sormadım sadece iki gün sonra bensiz eğlenemeyeceğini söyleyen kişinin tekrar dışarı çıkacağını duymak pek hoşuma gitmedi ama yapacak bişey yoktu onun sevgilisi olmam onu esir alacağım ve benimle beraber askerlik yapacağı anlamına gelmezdi -iyi eğlenceler dedim konu kapandı ** o gece uyunabilir mi uyunamaz saat 3 e kadar yani diskoların müziğin sesini kısma vaktine kadar beklenir mi evet 3 05 de aşşağı inip ebru aranır mı aranır duyduğunuz sesin size sarhoşumsu gelmesine kızılır mı kızılır peki bu ona belli edilir mi hayır neden çünkü yarın beklenir -nereye gidiyorsun şimdi dedim -eve gidicem dedi -tamam 15 dakika sonra ev numarasından ararım o zaman dedim -tamam dedi 20 dakika verdim beyler 20 dakika sonra aradım cevap yok 21. dakika aradım yine yok 25 e kadar denedim ebrunun annesi açtı telefonu utandım konuşamadım kapattım ebru eve gelmişse annesi de hala uyanıktır rahatsız olmasın diye 10 dakika bekledikten sonra ebrunun cep telefonunu aradım 3.aramamda açtı -merhaba aşkım nasılsın dedim -iyiyim dedi -nerdesin dedim -oturuyoruz dışarda kuzenimle dedi -aa ne güzel hangi kuzenin ver bi selam vereyim dedim -al dedi basbaya kız kuzeninin birisiydi şüphelenecek bir durum yok **biraz nasılsın iyimisin gibi gereksiz tefarruatlar konuştuktan sonra ebruyu istedim telefona -çok içmeseydin keşke başın ağrıyacak yarın deyip başı ağrımaması için tavsiyelerde bulundum -kalbim ağrıyor kelebek gel artık dedi -tamam geliyorum merak etme yarın konuşuruz dedim sarhoş sarhoş daha fazla dertlenmesin diye sonra o evine çıkıncaya kadar konuştuk kontör bitti yenisini takıp tekrar aradım ve bir süre sonra uyuyakaldı sabah gözler balon gibi kalktım içtimadan sonra ekşın tabur komutanına uygunsuz yakalanan bir askeri çağırttı odasına ben dışarda beklerken bağırma sesi geldi sonra beni içeri çağırdı ekşın koltuğuna oturmuş asker karşısında esas duruşta -emredin komutanım dedim -amına çakim kelebek bıktım bu askerlerden bana farklı bi fantazi anlat bunu senin hayal dünyana göre sikecem dedi gel de anlat amk **askere bi baktım bizim tayfadan kurtarmam lazım elinden ama nasıl -ne anlatim komutanım dedim -amına çakim domaltim mi bacak omzamı yapim seç işte birini dedi -komutanım hiç sizin tipiniz bir asker değil bu dedim -vay amına çakim güzel fikir ben bunun kafasına poşet geçirip de sikeyim dedi adam illaki dövecek beyler kaçarı yok -komutanım ben öyle demek istemedim dedim bana baktı -grup sevmiyorum amına çakim sen çıkabilirsin dedi baktım beni de dövecek amk bi emriniz var mı komutanım dedim -biraz daha kalırsan ikinci poşeti aramaya da başlıyacam dedi hemen yardım odadan birkaç şaplak sesinden sonra asker olay mahalinden uzaklaştı bende fazla yakın durmadım hıncını alamadıysa olan bana olmasın diye öğle yemeğini yedikten sonra içtimaya kadar olan vakitte telefona gidip ebruyu aradım bir kaç uzun çaldırmadan sonra cevap verebildi -tünaydın dedim sesi uykulu olduğu için -kusura bakma dün gece için dedi dur bakalım kendi yaptıklarının farkında mı diye -ne yaptın ki dün gece dedim -biraz fazla içmişim dedi -sarhoş mu olmak istemişsindir olmuşsundur ben kimim ki bunun için benden kusrunu göz ardı etmemi istiyorsun dedim -sarhoş olmak istemedim kelebek yanımda olmanı istedim hep istediğim gibi ama yoktun dedi -yanında olabilecek birine mi baktın gece o saate kadar dedim ** -benim bakmama gerek yok bana bakanlardan sadece birini seçmem yeterliydi ama ben zeten seçeceğimi çoktan seçtim.gel gelelim o hala bundan şüphe duyuyor dedi -eğlendin mi dedim -eğlenmedim dedi -neden dedim -erkeklerin her yanında erkek olmayan bayan kişiyi bir av olarak görmesinden nefret ettiğim için dedi -neden o kadar av konumunda bekledin o zaman dedim -bana kurşun sıkıldı serseri bir avcı tarafından kalbimi kıpırdatamıyorum yerinden şimdi uzaklarda sesini duyabiliyorum sadece ama gelecek inş dedi -kimmiş bu avcı dedim -akıttığım kan damlalarının değerini bilmesini umduğum birisi dedi -ben tanıyor muyum bu avcıyı dedim -sadece ateş ettiğini bilip beni vurup vuramadığından şüphe mi ediyorsun yoksa dedi -sıktığım kurşunun nereye gittiğini biliyorum dedim -nedir yine neyin peşindesin bir daha çıkma bu kadar içme sana güvenmiyorum mu demek istiyorsun dedi -istediğin kadar çık istediğin kadar iç ama sarhoşken yediğin kurşunun farkına ertesi gün varırsın sonra birde bakmışsın başka avcılarınsın bunu unutma dedim -benim için bir tek sen varsın kelebek dedi -eve çıkıp benim seni evden arayacağımı unutacak kadar sarhoş olma bir daha dedim -kuzenin ısrar etti açık havada otur biraz kendine gel diye dedi -başkalarının tavsiyesine ihtiyac duyacak kadar içme o zaman bir daha dedim -tamam dedi ---senin askerde olan bir sevgilin oldugunu sürekli seni düşündüğünü geceleri başına bişey geldimi diye merakından uyuyamadığını farkedemeyecek kadar sarhoş olma bir daha dedim -tamam içmiyorum bir daha dedi -hayır ebru en başta söyledim istediğin kadar iç hayat senin mide senin para senin ama ben işime gelen yere kadar senin olurum dedim -bu sözlerinin hepsini bir yere yazıyorum eger bir gün bensizlikten sıkılıp üzüntüden dertten içerde çok sarhoş olursan aynı lafları ertesi gün sende duyacaksın haberin olsun dedi -duyacaklarımın bunlarla kalmayacağımın farkında olacak kadar ayık yaşıyorum merak etme dedim -o kadar ayık yaşıyorsanız başkalarının evlerine gidip içkiler içmemeyi ne içip kafanızı iyice bulandırarak gittiniz acaba kelebek bey dedi evet konu yine döndü dolaştı yaptığım bir aptallıktan dolayı götümde patladı -bu konuyu kapatmadık mı dedim -istersen serbest olsun gidip gelelim başkalarının evine canımız sıkılınca açar kapatırız konuyu bu kadar basitse dedi yani bu ne demek oluyor siki tuttuk ömür boyu o eve gitmenin vebalini çekecez -ebru istiyorsan istediğin yere gidebilirsin. seni durdurmam gitme diye yalvarmam.sen affettin gittim diye ama ben affettmem. bana affetmiş gözüküpte tekrar tekrar aynı konuyu konuşacaksak onu da şimdiden haberdar et ki bileyim dedim -bak kelebek bir daha öyle birşey yaparsan arkandan allahından bul diye beddua etmekle kalacağımı sanıyorsan yanılıyorsun. cezanı direk kendim gücümün yettiğince veririm haberin olsun dedi -tamam gitmem bir daha. seni kaybetme korkusunu yeterince yaşadım dedim -tamam sinirlerim bozuldu yine başka bişey konuşalım dedi evet ilerde muhtemel aynı aptallığı yapma ihtimali olan benden farksız sığırlar şekilde gördüğünüz gibi dün geceden dolayı benim ona kızmam gerekirken konu dönüp dolaşıp yine beni mallığıma geldi. akıllı olun olm sikleri yok diye sikemezler sanmayın lafla da olsa sikerler böyle sarhoş edip başkalarının evinde sikti amk -yemekler nasıl dedi -çok iyi dedim ---yemek yapmayı öğrendim gelince ben pişircem sana dedi -bu konuyu tekrar konuşalım daha gencim dedim -yaaa ben senin için yemek öğreniyorum senin dediğin lafa bak dedi -tamam romantikleşiyorum hemen ölümüm senin elinden olsun aşkım benim dedim -amma da romantiksin dedi -ne pişireceksin omlet mi makarna mı dedim -geç bakalım dalganı gelince görürsün dedi -iyi inşallah dedim -kelebek dedi -efendim dedim -kaç gün kaldı aşkım dedi -ben sayıyorsundur sandım dedi -askerliğin bitmesine 270 gün var ama ben alanyaya gelmene ne kadar var onu soruyorum dedi -bilmiyorum ne zaman istersin dedim -şimdi dedi -şimdiler biraz daha sensiz geçecek en kısa zamanda geleceğim ama merak etme dedim biraz ofladı bi kaç karşılıklı seni seviyorumlardan ibaret olmayan aşk betimlemelerinden sonra öğlen içtiması sebebi ile kapattım telefonu o saatten sonra ekşının en mutlu oldugu anı gözetlemeye başladım adam iki dakika rahat durmuyorki amk sürekli ekşın peşinde kimi nasıl yakalayabilirim onun peşinde amk akşam üstü odasına geldi beni çağırdı -amına çakim kelebek taktik değiştirmem lazım dedi -emredin hangi konuda komutanım dedim -askerler muhtemel baskın planlarımı saatlerimi ve tekniklerimi çözmüş. kimseyi yakalayamıyorum amına çakim dedi --belki yakalanacak bir durum kalmamıştır komutanım dedim -amına çakim asker vukuatı sever bu lafımı unutma dedi -emredersiniz komunanım dedim -gel amına çakim seni hiç aramıyorum üstünde bişey çıkarda sebebsiz dövmemiş olurum en azından dedi -dövecek ne yaptım ki şimdi komutanım dedim yanına yatakta bekleyen soyunmuş karılar gibi çağırdı parmağıyla gittiğimde beni bekleyen am değil bir tokattı -emredin komunım dedim neden vurduğunu söylesin diye -amına çakim dayağı peşin atayım üstünde bişey çıkmama durumunda hevesim kursağımda kalmamış olur dedi bu arada bana vurmaları şiddetli cinsten değil beyler cepleri aradı bişey yok her bulamadığında vay amına çakim diyor botlarını çıkar dedi çıkardım bişey yok çorapları da çıkarttı ondan da bişey çıkmadı -vay amına çakim boşuna ayak kokuna katlandık. dedi kokmuyor lan amk inanmayın makara yapıyor -sana bi hediyem var amına çakim dedi çekmeceden telefonu pis pis sırıtarak çıkardı ve bana uzattı yine aynı taktikle dövecek -komutanım bu taktiği denemiştiniz dedim -vay amına çakim yeni taktikler bulmam lazım. tamam beni yalnız bırak dedi -bi emriniz var mı komutanım dedim -yok amına çakim dedi -benim bir maruzatım var komutanım dedim -söyle dedi -uygun görürseniz izne çıkmak istiyorum dedim -bakarız sonra dedi
1 note · View note
modamarkabutik-blog · 7 years
Photo
Tumblr media
🦋Yumoş kamuflaş kaban 👗 s-m-l 💰fiyat 149.90₺ 💁gabardin kumaş 📱sipariş ve bilgi için whatsapp 🚛2-4 iş günü içinde teslimat 🎺kapıda nakit veya kredi kartı ödeme Whatsapp Iletisim: 0 543 726 29 36 #komisyonlusatis #butik #elbise #abiye #mont #ayakkabı #elbiseler #ucuz #indirim #komisyon #abiyeelbise #bot #ceket #ceketelbise #elbisemodelleri #balo #tarz #stil #klasik #trenckot #fashion #tasarim #tasarımelbise #nişan #nişanlık #nişanelbisesi #davet #davetelbise #kazak #kına
0 notes
trendkadingiyim · 7 years
Photo
Tumblr media
🦋Yumoş kamuflaş kaban 👗 s-m-l 💰fiyat 149.90₺+ 10Kargo 💁gabardin kumaş 📱sipariş ve bilgi için whatsapp 🚛2-4 iş günü içinde teslimat 🎺kapıda nakit veya kredi kartı ödeme . #elbise #elbisemodelleri #istanbul #ankara #izmir #bursa #eskisehir #kocaeli #alisveris #antalya #bayan #bayangiyim #kadın #alışveriş #hediye #haftasonu #negiysem #butik #butikonline #kizilay #tunalihilmi #kızlar #gençlik #türkiye #tarz #haftasonu #negiysem #kaban #kazak #kışlık
0 notes
capsulofficial-blog · 8 years
Photo
Tumblr media
Eteği püskül detay gömlek : 49.99₺ Pliseli kamuflaş etek : 49.99₺ (Capsul)
0 notes
modamarkabutik-blog · 7 years
Photo
Tumblr media
🦋Yumoş kamuflaş kaban 👗 s-m-l 💰fiyat 149.90₺ 💁gabardin kumaş 📱sipariş ve bilgi için whatsapp 🚛2-4 iş günü içinde teslimat 🎺kapıda nakit veya kredi kartı ödeme
0 notes