Tumgik
#kitap yorumları
sardunya16 · 7 months
Text
YAY’ın şu sıralar hayat felsefesi: Yorulursam kendime yaslanırım, teşekkürler.
9 notes · View notes
herneyse00 · 1 year
Text
Hiç tanışmamış gibi yapabilme yeteneğimden şüphe etmeyin.
Tumblr media
11 notes · View notes
pdfkitaplik · 8 months
Text
Barış İlhan - Astroloji Dersleri
Barış İlhan - Astroloji Dersleri PDF indir
LİNK
https://opendisk.net/dkD3YJ9kzLQK/file
Kitap Hakkında:
Modern astroloji 4000 yildan uzun süredir sürekli gözden geçirilen ve güncellenen gözlemler üzerine oturtulmustur. Günümüzde uygulanan tip nasil eski tip degilse, günümüz astrolojisi de eski Mezopotamya veya Rönesans astrolojisi degildir. Astrolojiye psikoloji, jeoloji ve ekoloji gibi diger birçok daldan eklemeler yapilmistir. Astrolojinin pozitif bilimlerden ayrildigi nokta, her seyin birbiriyle etkilestigini, baglantili oldugunu varsayan bütüncül bir mantik kullanmasidir. Fen bilimi dogayi kontrol etme arayisindayken, astroloji doga ile uyumu arar. Astroloji Dersleri kitabi özellikle astrolojiye kendini tanima ve yasami anlama amaciyla yaklasan kisiler için bu konuda model teskil edecek biçimde hazirlanmistir. Bu bakis açisiyla dogum haritasini kullanarak falciliga kaçmadan kisiye nasil yol gösterilebilecegi konusunda bu konuyla ilgilenen kisilere isik tutmak amacindadir. (Tanitim Bülteninden)-Modern astroloji 4000 yildan uzun süredir sürekli gözden geçirilen ve güncellenen gözlemler üzerine oturtulmustur. Günümüzde uygulanan tip nasil eski tip degilse, günümüz astrolojisi de eski Mezopotamya veya Rönesans astrolojisi degildir. Astrolojiye psikoloji, jeoloji ve ekoloji gibi diger birçok daldan eklemeler yapilmistir.Astrolojinin pozitif bilimlerden ayrildigi nokta, her seyin birbiriyle etkilestigini, baglantili oldugunu varsayan bütüncül bir mantik kullanmasidir. Fen bilimi dogayi kontrol etme arayisindayken, astroloji doga ile uyumu arar.Astroloji Dersleri kitabi özellikle astrolojiye kendini tanima ve yasami anlama amaciyla yaklasan kisiler için bu konuda model teskil edecek biçimde hazirlanmistir. Bu bakis açisiyla dogum haritasini kullanarak falciliga kaçmadan kisiye nasil yol gösterilebilecegi konusunda bu konuyla ilgilenen kisilere isik tutmak amacindadir.
1 note · View note
reyhanspot · 1 year
Text
0 notes
umudumsunnn · 10 months
Text
Kitap yorumları ve alıntıları, günlük yaşamımdan kareler paylaştığım bir hesabım var. İlgilisini beklerim.
Instagram: @1muhendisinhayati
114 notes · View notes
secilmiskisisblog · 4 days
Text
@ayaklikutuphanee bu hesabı sadece kitap yorumları/kitap sözleri için kullanacağım.Lütfen takip eder misiniz?
5 notes · View notes
hamiraa · 21 days
Note
Tevhid yayınları hakkında ne düşünüyorsunuz? Kararsız kaldım okusam mı okumasam mı diye
Esselam, size bir formül vereyim kardeşim.
Bence; hiçbir insan, kitap, alim, hoca vs hakkında başkaların söylemleriyle hareket etmeyin. Bir kitap mı var o kitap hakkındaki bütün yorumları bir kenera bırakın ve okuyun artılarını eksiklerini kendiniz fark edin, bir alim mi var onun hakkındaki bütün eleştirileri gözardı edin ve kendiniz hayatını didik didik araştırın. Böyle yaparsanız görüşlerinizi daha sağlam bir zemine oturtmuş olursunuz. Tabi bütün bunlar için de sağlam bir akidenizin olması gerekir. Selâmetle 🌻
6 notes · View notes
bungoustraydogs-tr · 2 years
Note
Ya resmen delirmek üzereyim son zamanlarda bsd'yi çok fazla çocuk izlemeye başladı. Bundan rahatsızım çünkü izleyen çocuklar koca bir edebi seriyi lise ship animesine çevirdiler ve bu berbat bir şey. Sırf bu yüzden bir çok yetişkin/eski fan bazı karakterlerden nefret etmeye başladı (örnek chuuya vs) Sürekli Chuuya'yı Sigma'yı hatta ve hatta Fyodor×Dazai shipinde Fyodor'u bile feminen bir role soktular. Bu konu hakkında düşüncelerini merak ediyorum.
Bu tarz insanları nereden buluyorsunuz bilmiyorum 😶 Fandomun toksik kitlesi olduğunu biliyorum ama kaçınılması kolay insanlar.
Elbette ben de memnun değilim. Sürekli diyorum kimin neyi shiplediği umrumda değil ama canon ile fanon arasında bir sınır var ve o sınır aşılınca işler cıvıtıyor. Eskiden shiplerle ilgili doujinshi/comic istekleri alıyordum ve boş vaktim olduğunda da eğlencesine çeviriyordum -hangi ship olduğu umrumda değildi. Ama bir süre sonra istemediğim bir kitleyi çekmeye başladığımı görünce bıraktım çünkü aynı zamanda manganın da çevirmenliğini yapıyordum. Doğal olarak resmi hikâyede kalmaya karar verdim sonradan da ,en azından tumblr hesabı için söylüyorum, istediğim kitleye ulaştım. Sayımız fazla değil ama mutluyuz.
Bahsettiğin kitlenin zaten bir grubu var, genelde shiplerin fan hesaplarında aktifler. Ara ara anime yorumlarında görüyorum, animeyi izlemek isteyenler de önce yorumları okuduğu için izlemekten vazgeçiyor o sinirimi bozuyor. Yoksa dediğim gibi kaçınılması kolay bir kitle. Çoğu gördüğüm kadarıyla 11-12 yaşlarında zaten, birkaç yıl sonra kendi kendilerine bırakacaklar.
Konudan alakasız, sen de edebiyattan bahsetmişken, aslında iki üç kişi kitap kulübü tarzı bir şey kursak güzel olur bence. Katılmak isteyen olur mu bilmiyorum, temmuza kadar başıma ek iş de istemiyorum ama belki yaz ortalarında böyle bir şey ayarlayabiliriz?
28 notes · View notes
kemikkadin · 1 year
Text
🎧 The Neighbourhood - Devil's Advocate
.
Ankara dönüşü, soluğu kitapların arasında almak istedim. Atocha'dan Ayrılış isimli bu kitabı, üniversite zamanlarında kütüphanede görmüş fakat okuma fırsatı bulamamıştım. Sonunda kavuştuk diyelim. Kolaj yaparken de sanata dair daha fazla şey okumak istediğimi anladım. Bildiğiniz üzere, sanat kitapları pek ucuz değil. Şansıma çok güzel bir kitaba denk geldim, fiyatı da epey uygundu.
.
Kitaplarla ilgili yorumları da okudukça paylaşmış olurum.
.
Kitapları daha öncesinde de tanıtmış olduğum Don Kişot Sahaf'tan aldım. İnstagram sayfalarındaki linkten ellerinde bulunan kitaplara ulaşabilirsiniz.
.
#yenikitap #neokuyorum #newbook #kitapönerisi #bookblogger #book #sahaf #sahafkitap #donkişotsahaf #bookphotography #sanatkitapları #edebiyat #kitap #okuyorum #artbook
instagram
10 notes · View notes
doriangray1789 · 2 years
Text
Jean Baurillard’ın Kötülüğün Şeffaflığı kitabından bahsetmek istiyorum. Baudrillard son zamanların en iyi filozoflarından.Kötülüğün,cinselliğin,politikanın rengini yitirmesi ve herşeyin şeffaflaşmasını ironik ama bir o kadar da bilimsel bir dille eleştiriyor.Özellikle medya ve siyasetle ilgili bölümlerde okuanların okuması gereken bir kitap.. Her kişi kendi görünümünü arıyor.Kendi varoluşunu ileri sürmek artık olanaklı olmadığından, ne var olmayı ne de bakılıyor olmayı dert etmeksizin başka yapılacak bir şey kalmıyor geriye. "Varım, buradayım" değil; "Görülüyorum, bir imajım, bak bana bak!" Narsisizm bile değil bu; sığ bir dışa dönüklük, herkesin kendi görünüşünün menajeri haline geldiği bir tür reklamcı saflığı. Simülasyon kavramının en derinini sorgulamamıza neden olan ve içinde yaşadığımız hayatın ne kadar gerçekdışı olduğunu yüzümüze vuran Baudrillard'dan bir şaheser daha. Nietczsche'nin İyinin ve Kötünün Ötesinde isimli kitabından sonra iyi kötü kavramlarını bir de Baudrillard'dan dinleyelim. Nietzsche ile paralel düşünen Baudrillard'ın yorumları en az Nietzsche kadar şaşırtıcı. Okumadan önce yere sağlam basmak gerek. :) Okumak için hazır olmanız gereken kitaplardan. Tam anlamıyla odaklanırsanız müthiş şeyler bulacaksınız kitapta. Gelişim, ilerleme gibi kavramların sosyolojik bir denemesi de diyebiliriz. Bu alanla ilgilenenlerin okuması gereken bir kitap Fransız felsefeci ve toplumbilimci -ki bana göre sosyolog tarafı daha baskın- Jean Baudrillard Öncelikle, anlaması ve bihassa da anlatması, yorumlaması zor bir kitap.
12 notes · View notes
beyazlalelerr · 1 year
Text
Vincent'ın kitap yorumları mükemmel xjnfnsndndjnfnfndn
5 notes · View notes
mel-inoe · 2 years
Text
kitap yorumları #1
bu ayın kitabı; Cehennemde Bir Mevsim Ve Aydınlanışlar / Arthur Rimbaud
rimbaud'un zihnindeki benzetmeleri kendi zihnimdekilerle bağdaştırdığım ve bir çok benzerlik yakaladığım için çok tatlı bir okuma serüveni oldu. kendisine aşık olmuş olabilirim. en başlarda içindeki çirkinlikle mücadele ediyor, yirmi yaşında savaşı bitiyor (en son günlüğümü savaşım bitti diyerek bitirmiştim ve neredeyse yirmi yaşındayım.. ortak yönlerimizin olması beni kalbimden vurdu..) gelişimini çok güzel görüyoruz, gencecik kafasında yılların yükü var. bunun yorgunluğunu taşıyor hep. ölümüne kadar oradan oraya sürüklenip sonunda Allah'ı buluyor. hatta şiir serüvenini "lugatımdaki tek isim Allah" diye bitiriyor. kendimle o kadar ortak yön buldum ki say say bitiremem, gerçekten benim için özel bir kitap oldu. yalnız olduğumu düşünürken ilaç gibi geldi. benim gibiler varmış dediğim bir kitaptı. ilk kısmı şu anki kafa yapıma daha yakın olduğu için daha çok bana hitap etti, ilerde zihinsel olarak daha olgunlaştığımda anlamak için bir kere daha okumayı düşünüyorum. favorilerimden biri oldu gibi. ve rimbaud hakkında yorum yapılırken kitaba katkı sağlayan kişiler önsözde rimbaud'u "vahşi tabiatlı bir mistik" olarak tanımlıyorlar. çevremin ve benim kendimi tanımladığım şeklin tek cümle haline getirilmişi gibi geldi. bayıldım yahu.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
7 notes · View notes
bocekcicek · 2 years
Text
burç yorumları okuyorum, kitap fotoğrafı paylaşıyorum, fal baktırmak istiyorum, sürekli dedikodu yapasım var, saçma bi şekilde insanları eleştiriyorum, kimsenin yaptığını beğenmiyorum, iğrenç şarkılar dinlemeye başladım, tekrar tekrar açıyorum bi de, iyice pis bi hâl almaya başladım
2 notes · View notes
arenserpentbeard · 5 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
#NeOkudum? / Nisan 2024
Benim adım Seray. Yılın başından beri çeşitli sancılar çekiyorum. Bu çeşitli sancıların bazılarında bunun yaratım sancısı olup olmadığını sorguluyorum ve erkek arkadaşımdan “Bir şeyler yazmayı denesene” gibi cümleler duyuyorum. Buna mutlu da oluyorum çünkü yazarak yaratma eylemini severim. Hayattaki 29 yılımın çok ufacık kısımlarında da yazmışlığım vardır. Fakat bunu düzenli olarak yapmanın hayalini hiç kurmadım. Ta ki geçen haftaya kadar.
Geçen Çarşamba, çok sevdiğim yazar Mahir Ünsal Eriş şehrimde imza gününe geldi. Bir yandan soru – cevap, muhabbet de eşlik etti güne. Orada 90 haftadır (sayıdan emin değilim, şimdi tekrar araştırmaya da yeltenmedim doğrusu fakat kabaca büyük bir sayı olduğu konusunda herkes hemfikirdir) Kafa Dergi'de (ya da Ot muydu, orayı da tam dinlememişim) hiçbir hafta aksatmadan yazdığını söyledi. O güne dek hep yazarak yaratmak konusunda – en azından kurgu metinler için – sevdiğim yazarların özel bir yeteneğe sahip oldukları için o kadar iyi yazdıklarını düşünürdüm. Mahir Ünsal Eriş de en sevdiğim öykücülerden biri, tarzına hayranım. O da bu gruba dahildi. Elbette kişide yetenek olmalı fakat o gün ondan bu hiç aksatmadan yazmayı sürdürdüğünü duyduğumda, yaratıcılık konusunda istikrarın ne kadar önemli olduğunu da hatırladım. Elbette hala “Düzenli yazarsam hayran olduğum bütün o yazarlar gibi olabilirim” gibi bir iddiaya sahip değilim; fakat düzenli yazma eyleminin bana keyif vereceğini ve hem kişisel hem mesleki hayatımda beni geliştireceğini tahmin ediyorum.
Bu nedenle buradayım. Geçen hafta, ilk yazım için kağıt kalemin/bilgisayarın başına (henüz ne yazacağıma karar vermediğimden bu kısmı belirsizdi) bu Pazar oturmaya karar vermiştim. Bu sabah uyandım ve “Ne yazacağım?” kaygıları başladı. Zihnim bomboştu ama bir şeyler de bulurdum, öyle hissediyordum. Bu noktada da başka bir esin kaynağı imdadıma yetişti. Canım arkadaşım Çağnur, geçen ay okuduğu kitaplar hakkındaki yorumlarını instagram hikayelerinde kendine has biçimde paylaşmıştı. O kendine has biçimi çok hoşuma gittiğinden bunu sürdürmesini rica etmiştim. Bu ayki de çok tatlı bir tesadüf olarak bugüne denk geldi. Bir süre yorumları üzerine düşündükten sonra “Neden ben de her ayın son Pazarı o ay okuduklarımı yorumlamayayım ki?” diye düşündüm. Bu Pazar da bu ayın son pazarı. Bu bir yandan hile yapmak, kolaya kaçmak gibi geliyor ama diğer yandan hep zordan başlamak gereklidir gibi bir kuralı dayatmaya çalışan içsel sesime meydan okuyabildiğim için mutluyum. İnsan bazen kolaya kaçabilir, bunda bir sorun yoktur.
Yazmaya başlama hikayem böyle. İstikrarı sürdürebilmeyi ve bana iyi gelmesini umuyorum.
Hazırım ve başlıyorum. İlk yazım olduğu için kendime sayfa/kelime sınırı koymadım. Dolayısıyla çok uzun olabilir. İleride az sözle çok şey anlatma yeteneğimi geliştirmek amacıyla sınırlar koyarak kendimi mücadeleye davet etmek planlarım arasında.
Bu ay çok bereketliydi okuduğum kitaplar açısından. Kronolojik olarak Anna Karenina, Halüsinasyon, Asılacak Kadın, Olduğu Kadar Güzeldik ve Yaban Ördeği okudum/dinledim. Bu ayın böyle bir önemi de var, ilk kez sesli kitap dinlemeye başlamasam da ilk kez bunu sürdürüp kitapları bitirebildim. Kitabı okumak yerine dinlemenin zihnimde çeşitli çağrışımları var, bu belki başka bir yazının konusu bile olabilir. Okuduklarımı sayarken kronolojik sıraya uydum fakat beni en çok heyecanlandırandan en az heyecanlandırana göre bir sıra izleyeceğim anlatırken.
Anna Karenina / Tolstoy
Geçen yıl ilk kez dahil olduğum Bizim Büyük Challengeımız okuma grubunun listesinde “Tolstoy’a ait bir kitap” maddesi vardı. Ben de sırf bu maddenin üstünü çizmek amacıyla, fazlaca düşünmeden arkadaşımın kütüphanesinde gördüğüm “Hacı Murat”ı ödünç alıp okumuştum. Ama keşke yapmasaydım, hayatımda en az beğendiğim kitaplar sıralamasında önemli bir konuma sahip ne yazık ki. Böyle bir riskin olduğunu bile düşünmemiştim, sonuçta Tolstoy. Ve kitapla ilgili eleştirilerimi Goodreads grubumuzda da yazmıştım. Yöneticilerden biri ise çok güçlü olduğunu okurken bile hissedebildiğim bir heyecanla Anna Karenina överek beni fırsat bulursam okumaya ikna etmişti. Geçen Eylül’de Anna Karenina’yı satın aldım fakat bu yıl Şubat’a kadar başlama fırsatı bulamadım. Şubat’ta başladığım kitap ancak Nisan’da bitebildi, çünkü bin kusür sayfa. Fakat isterse on bin kusür sayfa olsun, yine okur muydum, kesinlikle okurdum. Öncelikle, İnsan Neyle Yaşar veya Hacı Murat’ı yazan Tolstoy ile Anna Karenina’yı yazan Tolstoy’un aynı kişi olmadığına yemin edebilirim ama kanıtlayamam. Sonralıkla, bir kitabı okurken elbette olayları, kişileri, film sahnesiymiş gibi zihnimizde hayal ederiz. Fakat bunu her sayfada yapamayabiliriz; betimlemeler yeterli gelmeyebilir, yazar olayları kurgularken minik hatalar yapmış olabilir ve bu durum buna engel olabilir, hayal edebilmemiz için bize yeterince veri vermemiş olabilir, bir şekilde bizi sıkabilir ve daha pek çok başka neden… Fakat Anna Karenina’nın her bir satırı tam olarak bunun aksini kanıtlamak için yazılmış gibi. Temel karakterler dışında pek çok yan karakter var fakat hiçbiri için “gereksiz” yakıştırması yapılamaz. Aynı şekilde hiçbir olay “Bunu neden okudum ki şimdi?” sorusunu sormanız için hareketlendirmez sizi. Tüm bunların yanında, her bir karakterin içsel süreçlerini de bir akıl sağlığı uzmanı edasıyla harika şekilde anlatmıştır Tolstoy. Üstelik tıpkı bir uzman edasıyla herkes Anna’yı yargılarken, onun bir kez bile yargıladığını okumazsınız. Halbuki ne kadar kolay; Tolstoy bir erkek, kocasını aldatan bir kadın, o dönemde (her dönemde?) erkekler bu konuda bir ayrıcalığa sahipmişler gibi görünür fakat kadınlar aldatıyorsa kesin olarak ahlaksızdırlar. Üstelik önceki Tolstoy okuma deneyimlerim bana onun muhafazakar bir tarafı olduğu izlenimini de vermişti. Dolayısıyla şaşırdığım, fakat aşırı beğendiğim yönlerinden biri de buydu kitabın. Gönlüm ister ki her yıl tekrar tekrar okuyayım, her seferinde yeni şeyler bulayım, daha çok hayran olayım – ki sıkılacağımı hiç sanmıyorum tekrarladıkça – fakat kitabın hacmi beni bir süre bundan alıkoyacak gibi görünüyor. Fakat zihnimde kapladığı hacim ve beni etkisi altında bırakma düzeyi hiç azalmadan sürüp gidecek.
Goodreads’te Anna Karenina için yazılan yorumları okurken, Orhan Pamuk’un kitap hakkında şunları dediğini öğrendim (buraya eklemesem eksik hissederdim, dünyanın en haklı cümleleri zira):
“Okuduğum en mükemmel, en kusursuz, en derin ve en zengin roman. Tolstoy’un her şeyi gören, herkesin hakkını veren, hiçbir ışığı, hareketi, ruhsal dalgalanmayı, şüpheyi, gölgeyi kaçırmayan, inanılmayacak kadar dikkatli, açık, kesin ve zekice bakışı, bu romanın sayfalarını çevirdikçe okura, ‘evet, hayat böyle bir şey!’ dedirten kitap. Yarıştan önceki bir atın diriliğini, mutsuz bir bürokratın yavaş yavaş düştüğü yalnızlığı, bir kadın kahramanının üst dudağını, bir büyük ailedeki dalgalanmaları, hep birlikte yaşanan hayatlar içinde tek tek insanların inanılmaz ve hayattan da gerçek kişisel özelliklerini Tolstoy mucizeye varan bir edebi yetenek, hoşgörü ve sanatla önümüze seriverir. Roman sanatı konusunda eğitim için okunacak, defalarca okunacak ilk roman Anna Karenina’dır.”
2. Asılacak Kadın / Pınar Kür
Asılacak Kadın, birinciliği Anna Karenina’ya – burun farkı diyemesek de – çok ufak bir farkla kaptırdı. Anna Karenina için hazırlıklıydım, neyle karşılaşacağım hakkında az biraz fikrim vardı fakat Asılacak Kadın beni şaşırttı. Tüm şaşırmalarım böyle olsun. Bu kitabı okumayı bir süredir istesem de satın almadım. Storytel reklamlarının beni etkilediği günlerden birinde, deneme süresinde rastgele biçimde (aşırı rastgele değil elbette ama üzerinde çok da düşünmeden) bunu dinlemeyi seçtim. Bu noktada sesli kitap dinlemeye zirvede başladığımı da söyleyebiliriz bence çünkü seslendiren Tilbe Saran ve kendisi menemen tarifi bile okusa duygudan duyguya sürükleniriz (buna benzer bir cümleyi Harun Tekin, Şebnem Ferah için kurmuştu; ondan alarak kullandım). Okuduğumuzda da duygudan duyguya sürüklenme ihtimalimiz hayli yüksek olan bu kitap için çok heyecanlanmayayım da napayım. Anlatması oldukça zor bir konuyu böyle güzel anlatabildiği için Pınar Kür’e en yoğun duygularımı ve saygılarımı gönderirim.
Bu kitabın hoşuma giden taraflarından biri de her bölüm başka bir kişinin ağzından yazılmışken bu karakterlerin her birinin karşınızda kanlı canlı durduğunu hissettirmesi. Tiyatroda, canlandırılacak karaktere hazırlık süreci başlı başına bir iştir ve oyuna hazırlığın toplam süresi içinde önemli bir kısmı buna ayrılır. Eskiden bunu aklıma getirmezdim fakat şimdi düşünmeden duramıyorum: bir oyuncu bir karaktere hazırlanırken böyle emek veriyorsa, o karakterleri hazırlayan yazar nasıl emek veriyordur. Asılacak Kadın’ın her biri farklı karakterin ağzından ve harika şekilde yazılmış bu bölümlerini okuyunca Pınar Kür’e hayran olmayayım da napayım.
Son olarak, bu kitabın bir dönem yasaklanmasına çalışıldığını kapanışta öğrendim. Pınar Kür’ün savunmasını okudu Tilbe Saran. Yasaklanmaya çalışılmış bir kitaptan etkilenmemem söz konusu bile değil elbette. Bir kitabı değerlendirirken başına böyle şeyler gelip gelmediğini de göz önünde bulundurmama neden olan bu coğrafyada yaşadığım için kendimi nasıl hissetmem gerektiğini bilmiyorum.
3. Olduğu Kadar Güzeldik / Mahir Ünsal Eriş
Üçüncü sırada, İletişim Yayınları baskısına sahip olan herkesi kıskandığım Olduğu Kadar Güzeldik var. (Gözüme bana verdiği ilhamı düşününce şimdi Mahir Ünsal Eriş’in kitabı hakkında yazmanın duygusallığı kaçtı aniden.). Öykülerinden hep aynı tadı alıyorum. Bu tadı anlatmak için Olduğu Kadar Güzeldik’e Sait Faik Hikaye Ödülü’nü verirken Doğan Hızlan’ın kurduğu cümleleri alıntılayacağım: “Gündelik yaşamın içindeki sıradan insanın zayıflıklarını ve güçlü yanlarını gerçekçi ve vicdanlı bir dille anlatmada ki ustalığı nedeniyle bu ödül verilmiştir.”
Lisans yıllarımda Memleketimden İnsan Manzaraları’nı okumuştum. O zamana kadar okuduğum sınırlı sayıda kitap, bana bir karakterin bir kitapta bulunması için başına bir şeyler gelmesi gerektiğini (veya birtakım özel özelliklere sahip olması gerektiğini) düşündürmüştü hep. Memleketimden İnsan Manzaraları’nda ise sıradan insanları okumuş ve çok şaşırmıştım. Mahir Ünsal’ın okuduğum tüm öykülerindeki bu sıradan insanlar; bu sıradan insanların yaşadıkları, düşündükleri ve hissettiklerinin aktarılış biçimi beni çok duygulandırıyor. Bu bir yarış değil elbette ama Olduğu Kadar Güzeldik’in burada üçüncü sırada yer alması tamamen Anna Karenina ve Asılacak Kadın’la aynı ay içinde okumuş olmamdan kaynaklanan bir talihsizlik. Tarzını, düşüncelerini, yazım biçimini çok sevdiğim Mahir Ünsal’la aynı ortamda bulunabildiğim, onu dinleyebildiğim için çok şanslı hissediyorum. Bütün bunları yapamasaydım bile onun yazdığı herhangi bir şeyi okuyabildiğim için çok şanslı hissediyorum. Kitabın adı bile çok tatlı, çok az kitap adı bana bu sıradanlığın rahatlatmasını hissettirebilmiştir.
4. Yaban Ördeği / Henrik Ibsen
2017’den beri Norveç kültürüne ait eserlere hafif bir merakım var. Sebebi sadece bir Norveç dizisini ve dizideki bir oyuncuyu çok beğenmem. Çok komik… Ibsen de oradaki klasiklerden sayılan bir yazar. Tiyatroyla da ilgilenmeye başlayınca radarıma almıştım Yaban Ördeği’ni. Storytel’de görünce dinlemeye karar verdim. Yaşım yetmediği için hiç radyo tiyatrosu dinleyemedim ama bu eksiğim bu sayede kapanmış oldu. Fakat seslendirmelerin çok azını beğendim. Biraz yapay geldi. Seslendirenlerin oyuncu olup olmadığını araştırmadım, belki bu eleştirim gereksiz yere olabilir zira tiyatrocu değillerse böyle bir beklenti içinde olmam haksızlıktır bence. Onun dışında genel olarak metni beğendim. Sonunun tahmin edilebilir olması canımı sıkmadı, yazıldığı dönem şartlarında işler böyle yürüyordur diye tahmin ediyorum. Ayrıca zaten esas mesele sonu değildi, sembolik anlatımla yazılmış olduğu için; bunun üzerine düşünmeyi daha değerli buluyorum. Yakın zamanda İstanbul’da Tiyatro Pera’nın sahnelediğini öğrendim. Onlardan ya da değil, bir gün oyununu da izleyebilmeyi dilerim.
5. Halüsinasyon / Alain Kentigerna
Geldik bu liste içinde hiç tarzım olmayan tek kitaba. Arkadaşım Görkem, rüyasında bana kitap verdiğini gördüğü için gerçek hayatta da bana bir kitap hediye etmeye karar vermiş ve psikolog olduğum için de bu kitabı seçmiş. Gerilim ve polisiye sevmediğimi söyleyemem, çok okuduğum bir tarz olmasa da arada denk gelip beğendiğim kitaplar var ama bu kesinlikle onlardan biri değil. Okurken daha ilk sayfalarda “Böyle fikirlere ne kadar kolay vardı, elinde çok az bilgi var ama katilin psikolojik özelliklerine dair çıkarımları oluverdi hemen” diye düşünerek rahatsız olduğumu hatırlıyorum. Hızlı okudum, bu nedenle senaryoyu eleştirebileceğim verileri atlamış olma riskimden dolayı susuyorum; ama senaryoda hatalar olabileceğine dair şüphelerim var ve bütün bu hızlı okumama rağmen yazım hatalarını hiç kaçırmadım çünkü alabildiğine hata vardı. Çevirmeni eleştirmek ihtiyacı duyup araştırdığımdaysa kitabın aslında Türkçe olduğunu, kapakta adı yazan yazarın aslında Türk birinin mahlası gibi bir şey olduğunu öğrendim. Ne gerek var? Polisiye gerilimden başka bir şey okumayan ve bu yazarın da birkaç kitabını okuyan bir arkadaşım, okuduğu kitapları çok beğendiğini söyledi. Çok yüksek ihtimalle ikimizin bir kitabı beğenme kriterleri çok farklı, ama yine de onlar arasından birine şans verebilirim gibi görünüyor ileride – buna olan öfkem bittiğinde. Ayrıca umarım, psikolojik gerilim yazmadan önce psikolojik rahatsızlıklarla ilgili sağlam bir araştırma yapması ve doğru bilgilere sahip olması gerektiğini de yazara onu seven bir insan söyler.
Mayıs’ta da yeterince heyecanlanabileceğim kitaplar okuyabilmeyi ve elbet bunun hakkında yazabilmeyi diliyorum.
1 note · View note
bilginoktanet · 8 months
Text
Lisa Kleypas Hathaways Serisi Kitap Yorumları - Seri Sıralaması
Tumblr media
Sizlerle daha önce, Lisa Kleypas’ın Wallflowers Serisi’nden bahsetmiştim. Tarihi roman kitaplarına özellikle bayılıyor iseniz, Lisa Kleypas’ın tam da zevkinize hitap eden bir kalemi var. Birbirinden güzel, komik, tutkulu hikâyelere sahip olan romanlarını okudukça, bir diğer kitabını satın almak isteyeceksiniz.
Devamı: https://www.bilgi.net/2022/08/lisa-kleypas-hathaways-serisi-kitap-yorumlari-seri-siralamasi.html
0 notes
mafaweb · 9 months
Text
Kişisel blog web sitesi nedir?Kişisel blog web sitesi, bireylerin kendi ilgi alanları, deneyimleri, düşünceleri ve bilgileri hakkında yazılar paylaştığı kişisel bir web sitesidir. Bu tür web siteleri genellikle günlük tutmaya benzeyen yazılar içerir ve internet üzerinden yayınlanır.Bir kişisel blog web sitesi, kullanıcıların istedikleri konular hakkında bilgi paylaşmalarını, deneyimlerini ve düşüncelerini diğer insanlarla paylaşmalarını sağlar. Kişisel bloglar, genellikle bireylerin hobileri, seyahat deneyimleri, yemek tarifleri, moda, kitap yorumları gibi konularda içerik ürettiği bir platformdur.Blog yazarları, kendi yazılarına yorum alarak okuyucularıyla etkileşimde bulunabilir ve kişisel markalarını oluşturabilir. Ayrıca, bu tür web siteleri, belirli konularda uzmanlık kazanmak isteyen kişiler için mükemmel bir fırsat sunar.Yukarıdaki avantajların yanı sıra, kişisel blog web siteleri, kişisel gelişim için de önemli bir araç olabilir. Bir konu hakkında yazı yazmak, araştırma yapmak ve bunu okuyucularla paylaşmak, bireyin düşünce yapısını geliştirebilir ve kendini ifade etme becerisini artırabilir.Kurumsal web tasarımın önemi Kurumsal web tasarımı, bir işletmenin dijital dünyada temsil edildiği ve müşterilere ulaştığı önemli bir araçtır. Profesyonel bir şekilde tasarlanmış bir kurumsal web sitesi, işletmenin güvenilirliğini ve itibarını artırır. Aynı zamanda potansiyel müşterilerin dikkatini çeker ve onları bir adım öne çıkarır. Kurumsal bir web tasarımı, markanın görünürlüğünü artırır ve sektördeki diğer rakiplerden farklılığını ortaya koyar. Bu da rekabet avantajı sağlar. Bununla birlikte, kurumsal bir web tasarımı işletmenin online satışlarını artırmak, pazar payını genişletmek ve müşteri memnuniyetini yükseltmek için kritik bir rol oynar. Kullanıcı deneyimine odaklanan ve mobil cihazlara uyumlu olan bir web sitesi, potansiyel müşterilerin ilgisini çeker ve onları satın almaya yönlendirir. Sonuç olarak, kurumsal web tasarımının önemi işletmeler için krucu bir unsurdur. İyi tasarlanmış bir web sitesi, markanın dijital varlığının güçlenmesine ve online platformlarda başarılı olmasına katkı sağlar. İnternet sitesi kurarken nelere dikkat etmek gerekir?İnternet sitesi kurarken dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biri, kullanıcı deneyimini iyileştirmektir. Kullanıcı dostu bir tasarım ve kolay navigasyon, ziyaretçilerin site üzerinde daha uzun süre vakit geçirmesini sağlar.Bunun yanı sıra mobil uyumluluk da son derece önemlidir. Günümüzde birçok kişi akıllı telefonlarından internete erişiyor, bu yüzden bir internet sitesi için mobil uyumluluk büyük bir avantajdır.Ayrıca SEO uyumlu bir yapıya sahip olmak da oldukça önemlidir. Arama motorlarında üst sıralara çıkmak için site içi ve site dışı optimizasyonlar yapılmalıdır.Son olarak, güvenlik konusuna da önem vermek gerekmektedir. Özellikle e-ticaret siteleri için SSL sertifikası gibi güvenlik önlemleri alınmalı ve kullanıcıların kişisel bilgilerinin güvenliği sağlanmalıdır.Kurumsal SEO'nun avantajlarıKurumsal SEO, kurumsal web sitenizin arama motorlarında üst sıralarda yer almasını sağlayan bir stratejidir. Bu stratejiyi uygulamanın birçok avantajı bulunmaktadır. Öncelikle, daha fazla organik trafik elde etmek mümkün olur. Bu da potansiyel müşteri sayısının artmasına ve dolayısıyla satışların artmasına yardımcı olur.Arama motoru optimizasyonu sayesinde markanızın online görünürlüğü artar. Böylece, daha fazla kişi markanızı tanır ve güvenir. Ayrıca, kurumsal SEO sayesinde rekabet avantajı elde edebilirsiniz. Rakiplerinizden öne çıkmak, daha fazla iş fırsatı ve müşteri kazanmanıza yardımcı olabilir.Öte yandan, kurumsal seo stratejisi uzun vadeli bir yatırımdır. Kaliteli içerikler ve uygun anahtar kelimelerle sürekli olarak arama sonuçlarında üst sıralarda yer almak, marka bilinirliğinizi artırmak için etkili bir yöntemdir. Son olarak, kurumsal SEO stratejisi markanızın otoritesini ve itibarını artırır, bu da uzun vadede olumlu sonuçlar doğurur.Bu avantajları göz önünde bulundurarak,
kurumsal SEO stratejisinin markanızın dijital pazarlama stratejisinin ayrılmaz bir parçası olması gerektiği açıktır.Hazır web sitesi kullanmanın dezavantajları Hazır web siteleri, kolay ve hızlı bir şekilde internet sitesi sahibi olmak isteyen kişilere cazip gelebilir. Ancak, hazır web sitesi kullanmanın birçok dezavantajı bulunmaktadır. Öncelikle, hazır web siteleri genellikle sınırlı özelleştirme seçenekleri sunar. Bu da kurumsal kimliğinizi yansıtmakta ve rakiplerinizden ayrışmakta zorluk yaşamanıza neden olabilir. Ayrıca, hazır web siteleri genellikle SEO (Arama Motoru Optimizasyonu) konusunda sınırlıdır, bu da sitenizin arama motorlarında iyi sıralamalara ulaşmasını zorlaştırabilir. Bir diğer dezavantajı ise, güncelleme ve bakım konusunda yaşanan sıkıntılardır. Hazır web siteleri genellikle güncelleme ve bakım için sınırlı seçenekler sunar ve bu da sitenizin güvenliğini tehlikeye atabilir. Ayrıca, hazır web siteleri genellikle ücretsiz veya düşük maliyetli olmalarına rağmen, uzun vadede daha fazla maliyet getirebilir. Çünkü sınırlı özelliklere ve destek hizmetlerine sahip olmaları, işletmenizin büyüdükçe ihtiyaç duyacağınız yeni özelliklerin eklenmesini zorlaştırabilir. Son olarak, hazır web siteleri genellikle sağladıkları düşük performans nedeniyle ziyaretçi kaybına yol açabilir. Yavaş yüklenen web siteleri, ziyaretçilerin sitenizden hemen çıkmasına neden olabilir, bu da potansiyel müşteri kaybına neden olabilir. Tüm bu nedenlerle, hazır web sitesi kullanmanın dezavantajlarını göz önünde bulundurarak, kurumsal bir web sitesi için özelleştirilmiş bir web tasarım tercih etmek daha mantıklı olabilir. Hazır web sitesi kullanmanın dezavantajları konusunda detaylı bilgi almak ve profesyonel bir web sitesi için uygun çözümleri öğrenmek için firmamızla iletişime geçebilirsiniz. Web tasarım fiyatları nasıl belirlenir?Bir web tasarım projesi için fiyat belirlerken birkaç faktörü dikkate almak önemlidir. İlk olarak, projenin kapsamı ve karmaşıklığı belirlenmelidir. Proje ne kadar büyük ve detaylı olursa, fiyat da o derece yüksek olacaktır. Örneğin, e-ticaret sitesi tasarımı daha fazla emek ve zaman gerektireceği için genellikle daha pahalı olacaktır.Diğer bir faktör ise web tasarım şirketinin deneyimidir. Daha deneyimli ve uzman bir ekip, genellikle daha yüksek fiyatlarla hizmet vermektedir. Ancak, bu durumda kaliteli bir sonuç alacağınızı da göz önünde bulundurmalısınız.Ayrıca, web tasarımında kullanılacak teknolojiler de fiyatı etkileyen bir diğer faktördür. Özellikle son trend teknolojilerin kullanılması, genellikle maliyeti artıracaktır.Son olarak, ek hizmetler ve destek de fiyatı etkileyen diğer bir unsurdur. Örneğin, SEO uyumlu web tasarım, mobil uyumlu tasarım gibi ek hizmetlerin talep edilmesi durumunda fiyat artabilir.Profesyonel bir kurumsal web sitesi nasıl olmalı? Bir profesyonel kurumsal web sitesi, şirketin veya markanın güvenilirliğini ve kalitesini yansıtmalıdır. Bu nedenle ilk olarak, tasarımı, kullanıcı deneyimi ve kullanıcı arayüzü son derece önemlidir. Kullanıcılar, siteye girdiklerinde hızlı bir şekilde istedikleri bilgilere ulaşabilmeli ve kolayca site içerisinde gezinebilmelidir. Bunun yanı sıra, kurumsal web sitesi, şirketin veya markanın vizyonunu, misyonunu ve ürün hizmetlerini en doğru ve etkili şekilde yansıtmalıdır. Site, şirketin hedef kitlesine hitap etmeli ve onların ihtiyaçlarına yönelik tasarlanmalıdır. SEO uyumlu olması da profesyonel bir kurumsal web sitesi için oldukça önemlidir. Site, arama motorlarında üst sıralarda çıkabilmek ve hedef kitleye ulaşabilmek için SEO kriterlerine uygun olarak tasarlanmalı ve optimize edilmelidir. Son olarak, güncel ve kaliteli içeriklerle donatılmış olması da bir kurumsal web sitesinin olmazsa olmazıdır. Kullanıcılar, sürekli güncellenen ve faydalı içeriklere erişmek isterler. Bu nedenle, bir kurumsal web sitesi, düzenli olarak güncellenen, ilgi çekici ve faydalı içeriklerle zenginleştirilmelidir. İnternet sitesi açmak için nelere ihtiyaç duyulur?İnternet sitesi açmak için ilk olarak iyi bir alan adı ve barındırma hizmetine ihtiyaç duyulur.
Alan adı, sitenizin adresi olarak düşünülebilir ve insanların sizi bulmalarını sağlar. Barındırma hizmeti ise sitenizin internet üzerinde yayınlanması için gereklidir. Ayrıca, internet sitesi oluşturmak için tasarım ve içerik de oldukça önemlidir. Göz alıcı bir tasarım ve kaliteli içerikler, ziyaretçilerin sitenizde daha fazla vakit geçirmesini ve geri dönmesini sağlar. SEO yani arama motoru optimizasyonu da göz ardı edilmemelidir. Bu, sitenizin arama motorlarında daha üst sıralarda çıkmasını sağlayacak tekniklerin uygulanması anlamına gelir.Son olarak, internet sitesi açarken güvenlik de oldukça önemlidir. Sitenizin ve ziyaretçilerinizin bilgilerinin korunması için gerekli önlemleri almalısınız. Profesyonel web tasarımın özellikleriProfesyonel web tasarımı, kullanıcı deneyimini ön planda tutar. Kullanıcı dostu arayüz tasarımı, kolay ve hızlı erişim, sitenin mobil uyumluluğu, SEO uyumlu tasarım ve dikkat çekici görseller profesyonel bir web tasarımının özelliklerindendir. Bu özellikler, web sitesinin marka imajını oluştururken aynı zamanda kullanıcıların siteyi tercih etmelerini sağlar.Proper web design also includes clear navigation, fast loading times, easy-to-find contact information, and well-organized content that is easily accessible to users. Engaging and visually appealing design elements such as high-quality images and videos further enhance the professional look and feel of the website.Profesyonel web tasarımı, güvenlik açısından da önemlidir. Site ziyaretçilerinin kişisel bilgilerinin korunması için güvenli bir SSL sertifikası ve diğer güvenlik önlemlerinin alınması gerekir. Bu, sitenin güvenilirliği ve veri koruması konusunda kullanıcılara güven verir.Web sitesinin hızı da profesyonel bir tasarımın bir başka önemli özelliğidir. Hızlı yükleme süreleri, site trafiğini artırabilir ve ziyaretçilerin sayfada daha uzun süre geçirmelerini sağlayabilir. Bu nedenle, profesyonel bir web tasarımı, her açıdan en iyi kullanıcı deneyimini sunmayı hedefler.Web sitesi yaparken nelere dikkat etmek gerekir?Bir web sitesi oluştururken dikkat edilmesi gereken birçok faktör vardır. İlk olarak, hedef kitlenizi belirleyin ve web sitenizin onların ihtiyaçlarını karşılamasını sağlayın. Ardından, görsel tasarıma önem verin. Kullanıcıların dikkatini çekecek estetik bir tasarım seçmelisiniz. Ayrıca, hız ve kullanılabilirlik de büyük önem taşır. Web sitenizin hızlı yüklenmesi ve kolayca gezilebilir olması kullanıcı deneyimi açısından kritiktir. Son olarak, SEO uyumlu bir yapıya sahip olmasına dikkat edin. Web sitenizin arama motorları tarafından indekslenmesi ve sıralamada üst sıralarda çıkması için SEO kurallarına uygun olmalıdır.Web sitesi yaparken bir diğer önemli faktör ise mobil uyumluluktur. Günümüzde birçok kullanıcı akıllı telefon veya tablet üzerinden internete erişmektedir. Bu sebeple, web sitenizin mobil cihazlara uyumlu olması zorunludur. Ayrıca, güvenlik de göz ardı edilmemesi gereken bir unsurdur. Web sitenizin güvenli olması, ziyaretçilerin kişisel bilgilerinin korunmasını sağlar ve güvenilirliklerini artırır. Son olarak, içerik yönetim sistemi seçimi de önemlidir. Kolay kullanılabilir bir CMS, web sitenizin güncel tutulmasını ve yönetimini kolaylaştırır.Web sitesi yaparken veri analizine de önem vermek gerekir. Kullanıcıların web sitenizde nasıl davrandıklarını, hangi sayfalarda daha fazla vakit geçirdiklerini analiz ederek, web sitenizi sürekli olarak geliştirebilirsiniz. Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, bir web sitesi oluştururken dikkat edilmesi gereken birçok detay bulunmaktadır.
0 notes