Tumgik
#kulaklarınızı
g-u-v-e-n · 14 days
Text
Tumblr media
Gözlerinizi, görmek istemediğiniz şeylere
Kulaklarınızı, duymak istemediğiniz şeylere kapatabilirsiniz
Ama kalbinizi, hissettiği şeylere kapatamazsınız.😊😊💕🌿💐🍀💕
75 notes · View notes
kosmazsankosamazsin · 2 months
Text
Bir tane video atiyom ama inşallah yanlış hesaptan atmadım eğer burdan atarsam gördüğünuz gibi izleddem geçin kulaklarınızı korumuş olursunzu
34 notes · View notes
biktim-amk-hayattan · 7 months
Text
görmeyin. duymayın. hissetmeyin. tamam mı? tanımayın. bilmeyin. yakarışlarıma tıkayın kulaklarınızı. çığlıklarımı bastırın ellerinizle. gözlerinizle. dilinizle. çünkü benim yalnızca buna hakkım var. susmaya.
16 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 3 months
Text
Tumblr media
“Gözlerinizi kapatmak hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Sırf neler olduğunu göremediğiniz için hiçbir şey kaybolmayacak. Aslında, bir daha gözlerinizi açtığınızda işler daha da kötüleşecek.
Bu yaşadığımız dünya türü.
Gözlerinizi kocaman açık tutun. Sadece bir korkak gözlerini kapatır. Gözlerinizi kapatmak ve kulaklarınızı tıkamak, zamanın durmasını sağlamaz…”
8 notes · View notes
Text
Hani bazen upuzak, ıssız, sessiz bir yolculuk yapmak istersin. Yalnız sen, yalnız sen ve kafanı hiç rahat bırakmayan düşüncelerin. Kimse olmasın istersin. Kimse duymasın, kimse bilmesin, kimse görmesin. Yeter çünkü. Yeterli beyninin içindeki ses. Dünyaya geldiğinden itibaren her gün, her gün dinlemek zorunda olduğun o bağırış.. Sen daha o sese katlanamazken bir de üstüne insanların gürültüsü, kendilerince 'tatlı kız' rolünü oynamak için karşı cins sinek görse incelttiği sesle atılan çığlıklar, sırf 'buranın kralı benim herkes ayağını denk alsın' mesajını vermek için dişisini etkilemeye çalışan su aygırısından beter bağrışmalar aklına geldikçe katlanamazsın ya. Hatta sırf bunun içindir ki kaçmak istemen. Bunun içindir ki fırsatın olsa arkana bile dönüp bakmadan uzaklaşma çaban. Tabi isteyen, istediği şey ve dünya arasındaki ufak bağlantı da etkili bu duruma. Benim ve hatta bu güne dek hiç karşılaşmadığım ama gariptir ki hala benim gibi olduğuna da inandığım insanlar gibiyseniz bu isteğiniz pek de kolay hatta bazen düşünmeye fırsat vermeyecek kadar zor oluyor. Hani bir söz vardır ya "Bir şeyi ne kadar çok istersen o kadar çok olmaz" diye. Geriye tek bir seçeneğiniz kalmıştır. Uzaklaşırsınız. Hatta bazen öyle çok uzaklaşırsınız ki siz bile şaşırırsınız. 'Ya fazla mı abarttım sanki? Tek kalmasam mı? Gitsem mi yanlarına?' düşünceleri geçer içinizden geçmez değil. Zaten sosyal anksiyete, özgüven sorunu, depresiflik buradan kaynaklıdır. Yalnız kalınca insan kurmaya başlar kendi kafasında. 'Dış görünüşümde mi bişey var? Arkamdan mı konuşuyorlar?..' Delirmeye başlar demiyorum, yalnızca unutur. Kendi isteği olduğunu, zaten onlardan hatta zaten bu davranışlardan, kibirden, dedikodudan, aşağılamaktan, dışlamaktan kaçtığını unutur yalnızca. Yüzyıllardır süre gelen ve akıllanabileceklerinden kimsenin asla umudu olmayan toplum müsvettelerine de konu çıkar bu arada. "Sorunlu" olduruverir iki dakikada insanı. "Depresyon yaşayan dışlanmış kız" derler. Oysa ki kendilerinin ne kadar soysuz davrandığını bir fark etseler, eminim bir hafta aralıksız dedikodu kotalarını doldurmaya yetecek malzeme bulurlar. Dediğim gibi yıl olmuş bilmem kaç düşüncesi ile yaklaşanlardan mısınız bilmiyorum ama 'yeni z nesil kuşağından' bunları düşünmeyi bırakmamış tek insan olmadığım umudum, başka konularda alamadığım verim açığını kapatmak istermişçesine bana sarılmış bırakmıyor.
Kendimi tanıtmadım. Selam, ben Elif. Samimi, 'eski' internet havasından dolayı kullanmaya başladığım siteden, sorun çıkmazsa bir süre kulaklarınızı çınlatmaya devam edeceğim demeyi çok isterdim ama görünmemeye devam edeceğim.
Yalnızca sözde değil uzaklaşmaya çalışıyorum. Hatta bazen gerçek duygularım açığa çıkınca ben bile kendimden korkuyorum fakat. Fakat olmuyor. Yapamıyorum. İhtimalleri avantajlara çevirip yalnız kalmaya, kafa dinlemeye çalıştıkça daha çok yakınlaştığımı hissediyorum. Kabulleniyorum, ben yapamıyorum. Beceremediğim gerçeğinin biraz daha üzerini örtmek istemiyorum. Toplumun hangi kesimizdesiniz, azınlık veya sırtı yere gelmeyen çoğunluk tarafında mı hangi taraftansınız, isminiz, yaşınız, ne tür kitaplardan hoşlanırsınız hiç birini bilmiyorum ama bunların hiç birinin öneminin olmadığı bir şey biliyorum. İnsanlar yalnızca kullanır. Peçete gibi. Evet tam anlamıyla peçete. Kendi menfaatlerine sizi yorar ve işi bitince, sildiği kağıt havlusunu basketle çöp konteynerine atma vakti gelir. Size kendi varlığınızın, duruşunuzun hiçbir öneminin olmadığı zırvalığını ergenlikten çıkamamış insanlar dayatır. Unutma klişe olması bir yana, sen sen olduğun için varsın bu dünyada. Ne sen bir başkasına ne bir başkası sana çöp toplayıcılık yapmak zorunda değil. Sana zorlatılan dayatmaların, kendi egoları uğruna harcayıp ardında ne halde bıraktığı ile zerre ilgilenmeyip üstüne 'depresyon güzeli' lakapların hiçbiri gerçek değil. Doğru belki şu an bunu söyleyen kişi olan ben insanlardan kaçmaya çalışıp ekstra onu bile beceremiyor olabilirim. Fakat bu onların nasıl bir insan 'olmadıklarını' bilmediğim anlamına gelmez. Verdiğin kararların da yaptığın seçimlerin de yalnız senin için. Bunu unutma.
2 notes · View notes
bendogununincisi · 10 months
Text
affetmek. ben affedebilirim belki hepinizi, kollarımı sonsuza kadar açabilirim belki size. peki hiç düşündünüz mü 6 yaşındaki o mutfak masasındaki hayatını çürüttüğünüz çocuk sizi affeder mi? ışıldayan gözlerle bakar mı yine gözlerinize? incecik ama neşeli sesiyle doldurur mu kulaklarınızı? o çocuk bir daha ağlayabilir mi ki? kayboldu çocuk. bir buzdolabının köşesinde ağlayarak büyüdü. söndü çocuk. bir daha hiç unutmadı o günü. öldü çocuk. ben ise o çocuk için büyüdüm. unutma güzel çocuğum sen temiz kalamadın belki ama güzel kalbin hep temizdi. üzülme çocuğum ben senin kalbini temiz tutamadım günah dolu ellerimde o da kirlendi. ölme çocuğum çünkü hayata tutunmak için tüm bahanelerim tükendi. ağla çocuğum sen ağla ki ben dile geleyim. nefret et,kır,dök ama n'olursun artık susma çocuğum. beni kafamdakilerle yalnız bırakma. bana geri dön çocuğum,çocukluğum.
7 notes · View notes
ashabellq · 4 months
Text
Toprağın altında dahi acı çeker mi insan? Ruhumu kıstırdınız bu kafese. Bin kez öldürdünüz. Görüyor musunuz, bakın, çığlıklarım sustu, gözyaşlarım dindi, hareketlerim durdu, saçlarımdaki parlak ışıltılar söndü çünkü ölüyüm ben. Öleni öldürebilir misiniz?
Bırakın küreklerinizi, kendinizi kandırmayınız. Attığınız toprakla boğdunuz beni. Görmediniz mi? Duymadınız mı? Kalp atışlarımı. Nefes almak için onca çabamı! Hiç değilse, yanaklarımdan akan yaşı... Görmediniz mi? Gözlerinizi mi kapattılar? Duymadınız mı? Kulaklarınızı mı kestiler? Ya diliniz? Konuşamadınız mı?
Bakmayın bana, ölüyüm ben. Çirkinim, toprakla bütünleşmiş bedenim gökyüzüne muhtaç kuru bir ot parçası gibi solmakta. Mezar taşım dâhi yok, kimse şahit olmadı ruhumun acı dolu yakarışına. Bakmayın bana, bir zamanlar yaşıyordum. Güneşimi aldılar. Boğuldum. Bakmayın bana, ağlıyorum.
Açan çiçeği görüyor musunuz? Benim o. Gözyaşlarım, çığlıklarım, yaralarım, yok oluşlarım. Dimdik ayakta, çünkü bir kez öleni bir daha öldüremezsiniz. Çünkü çoktan derinlerine indiğiniz bataklığa bir kez daha batamazsınız, çünkü gökyüzünü elimden alamazsınız.
Siz, gözlerinde hüzünle beni bekleyenler, çiçeğime iyi bakınız.
5 notes · View notes
sankiyoruldumbiraz · 1 year
Text
Kulaklarınızı kapattıktan sonra çığlıklarımın bir anlamı yok.
7 notes · View notes
alasestrellas · 2 years
Text
Bugün yaşadıklarım sonrası kamu spotu geçmem gereken konular var. Lütfen kulaklarınızı temizleyin. Test yaptırmaya gidiyorsanız özellikle...
8 notes · View notes
hukusu · 2 years
Text
قُلْ اَرَاَيْتُمْ اِنْ اَخَذَ اللّٰهُ سَمْعَكُمْ وَاَبْصَارَكُمْ وَخَتَمَ عَلٰى قُلُوبِكُمْ مَنْ اِلٰهٌ غَيْرُ اللّٰهِ يَأْت۪يكُمْ بِهِۜ اُنْ��ُرْ كَيْفَ نُصَرِّفُ الْاٰيَاتِ ثُمَّ هُمْ يَصْدِفُونَ
de ki: ne dersiniz; eğer Allah kulaklarınızı sağır, gözlerinizi kör eder, kalplerinizi de mühürlerse bunları size Allah'tan başka hangi ilah geri verebilir! bak, delilleri nasıl açıklıyoruz. onlar hâla yüz çeviriyorlar!
-en'am suresi 46. ayet
7 notes · View notes
Text
Gençler, faydalanmaya değer olsun ya da olmasın, en az ayrıcalıklı olanların yararına her şeyi vermeye hazır olanlar olmalıdır, maddi yardımdan bahsetmiyorum, gençlerin çok fazla zamanı var ve bunu her zaman harcıyorlar anlamsızlıklar konusunda, insanlar var ve birçoğu hala genç, ayrıca yönünü ve umudunu kaybetmiş olanlar, ona yardım etmeye istekli olduğunuzu gösterin, zamanınızı ve kulaklarınızı bağışlayın, dostça bir söz söyleyin, kelimelerin gücü vardır, bu olacaktır seni zengin etmez ama ruhun sana teşekkür eder.
Jonas R Cezar
6 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 4 months
Text
Bazen…
Gerçekler….
Acıtır…
Duymamak için kulaklarınızı kapatmak,
Zamanı da geri almak istersiniz…
Doğru olmamalıdır aslında…
Yüzünüz doğru değil dese de…
Kalbiniz onaylar…
Gözler…
Gözleriniz asla yalan söylemez…
Kaçıramadığınız an’da,
Yakalını verirsiniz…
Tüm gerçekliğe….
Ve batarsınız…
Işık geçirmez bir bataklığa…
Kollarınızı da kaldırmazsınız artık…
Batmak…
Kurtulmanın tek yoludur o zaman…
Batar…
Ve yok olursunuz….
8 notes · View notes
Text
Eskiden 6. hisse göre hareket etmeyi garip bulurdum. 6. hissin gereksiz ve saçma olduğunu düşünürdüm. İnsanlar nasıl istiyorlarsa ona göre davranmalılar, neden nerden geldiğini bilmedikleri bir sesin dediğini yapsınlar, derdim. Ama bilmezdim ki bir gün gelecek, ben de ne istediğimi bilemeyeceğim. Bir gün gelecek, ben de kararımı kendim veremeyeceğim. İşte o zaman devreye 6. his girer ve sizi o durumdan kurtarır. Sonunda ne yaşayacağınız belli değildir, iyi mi yoksa kötü mü biteceği, ama o durumdan kurtulursunuz. Ve eğer o durumdayken 6. hissinize kulaklarınızı kapatırsanız, işte o zaman iyi ya da kötü hiçbir sonunuz olmaz.
2 notes · View notes
prenseskomutan · 2 months
Text
Oysa herkesin hikayesi farklıydı
Otobüste, trende göz göze geldiğim insanların
Bambaşka hayatları ve bambaşka acıları vardı.
En çok acılı olan herkesin kendi hayatıydı.
Gözlerimizle gülümsediğimiz insanın hikayesi farklıydı mesela.
Konuşmak bir çare değildi.
Dudaklar hareket halindeyken çözülebilir mi her şey?
Çözülseydi, gözler ağlar mıydı sessiz sessiz?
Parmaklarım sigaraya gider mi?
Ciğerime çekilen dumanı zevkle dışarıya atar mıydı dudaklarım?
Ne çok soru var beni yaşamdan koparan,
Ya da ne az şey var beni yaşama bağlayan..
Yaşamayı sevenler de, mutsuz olamaz mı?
Şimdi tonlarca yük var onun bunun sırtında
Bir ton öykü var sokaklarda gezen,
İnsan baktıkça anlar mı?
Şimdi elime kalemi almam tüm dünyayı çözer mi?
Dokunamadan ellerime, ellerim uzansın silsin tüm göz yaşları
Mısralarımda bulun kendi hikayenizi
Duymadan sesimi, rahatlatsın kulaklarınızı..
Görmeden gözlerimi, büyütsün içinizdeki bebekleri, gözbebeklerini..
Ve unutmasın sevgili okurlarım,
Her bitiş bir başlangıçın sonuydu..
0 notes
teknobultenyaz · 2 months
Text
Altın Küpe Modelleri 2024
0 notes
akilfikirgezegeni · 3 months
Text
Sürekli sabit bir noktaya bakıldığında insan beyni gerekli uyaranları alamadığından kendi kendine yeni uyaranlar üretmeye başlar. Bu aynı zamanda sürekli sabit işleri yapanlar ya da aynı şeyleri aynı şekilde yapanlar içinde kısmen geçerlidir. İnsan beyni tıpkı midemi gibi içine yeni bilgiler, yeni uyaranlar girmediğinde ve bunlara bağlı yeni bağlantı noktaları oluşturamadığında kendi kendini tüketmeye başlar. Şöyle bir etrafınıza bakın 👀 Aynı şeyleri yapan ve bıkmadan yine aynı şekilde onları savunan kişiler mutlaka vardır. Ki ben, onların dünya merkezli bir hayat görüşü olduğuna inanıyorum. Zaman zaman çoğu kişi bu sabitliğin içine çekilebilir. İşte böyle biri olmak istemiyorsanız ya da yaşadığınız sabitlik zihninizin düşünme ayarını bozuyorsa, yeni şeyler öğrenmeyi, mevcut olanı farklı şekillerde yapmayı, düşünmeyi alışkanlık haline getirmeye çalışın. Şayet yapamıyorsanız, duyu organlarınızın dünyayı ve dolayısıyla kendinizi farklı açılardan deneyimlemesine izin verin. Diyelim aklınızda bir sürü ıvır zıvır düşünce aynı anda geçmeye başladı. (Ki bunu yaşamayan yoktur) fakat bazıları bu ele avuca gelmez bir ata benzeyen düşüncelerin dizginlerini kolayca ellerine alabilir. İyi ama nasıl? Biraz önce de dediğim gibi dünyayı tanıyıp tanımlamamıza yardımcı olan duyu organları ile bu mümkün. Sürekli akış halinde olan düşünceleri yavaşlatmak hatta değiştirmek için gözlerinizi farklı yerlere bakmaya zorlayın hatta bunu biraz seri bir şekilde yapın, kulaklarınızı etrafınızda duyduğunuz başka seslere odaklayın, çevrede bulunan kokuları ayırtetmeye çabalayın. Kendinizi kötü, tükenmiş, depresif, kaygılı, aşırı düşünce sarmalına düşmüş hisettiğinizde, bir limon alın meselesi elinize ve kesip tadını iyice alana kadar suyunu için, odanın pürüzlü duvarında elinizi gezdirin... Kısaca demem o ki, zihnimize yeni uyaranlar girdiğinde içinde bulunduğumuz an birden bire şimdiki zamana gelerek bizi dış dünya ile yeniden tanıştırır. Sinir sistemi beyne yeni bilgiler ilettiğinde o da yeni şeyler düşünmeye başlar. Böylece sorun hızlıca ortadan kalkar. Deneyin bence 🙋🏻‍♂️ içaforiz
0 notes