Tumgik
#kurşun kalem
dilhunbiri · 1 year
Text
Bir silgi ile tükendim ben. Başkalarının yaptığını silmeye çalıştım: mürekkeble yazmışlar oysa. Ben, kurşun kalem  silgisiydim. Azaldığı la kaldım.
Tumblr media Tumblr media
42 notes · View notes
algeyapi · 2 years
Text
"Soruna değil, çözüme odaklanmak..."
“Soruna değil, çözüme odaklanmak…”
NASA uzaya, uzay insanı(astronot) gönderdiğinde tükenmez kalemlerin yerçekimi olmayan ortamda çalışmadığını fark etti. Yerçekimi olmadığı için mürekkep kâğıdın üzerine akmıyordu. (more…)
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
acupoflie · 1 year
Text
kitap okurken elimde kurşun kalem olmadığında çok eksik hissediyorum
2 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 3 months
Text
İyi akşamlar
Şiir istemişsin benden
Söyle hangi şiiri yazayım sana
Söyle hangi kaleme kurşun olur ki adın
Sende her sözcük eksik her anlam yavan
Söylesene hangi seni çalayım yüreğimden
Birini bile kaybetmeye dayanamam ben.
Hem şair değilim ki ben
Nasıl şiir yazayım
Tut ki yazdım diyelim
Asıl mesele;
Seni sana nasıl yazayım...😔 😔😔😔
Tumblr media
86 notes · View notes
plaklarim · 3 months
Text
Şehit Komando Er Murat Akman’ın Mektubu 1996,
bu yazı bir komanda er mektubudur ve siz bu mektubu gazeteden okuyorsanız ölmüşüm demektir. bir ailem olsaydı bu mektubu onlara yollamak isterdim ama yok.
size koğuştaki ranzamdan yazıyorum. şu an etrafımda adana, ağrı, sivas, edirne, diyarbakır, ankara, antalya, izmir, urfa, trabzon… türkiye’nin dört bir yanından birbirini tanımayan ama birbirlerinin canını korumaya yemin etmiş bir sürü asker var. birazdan operasyona gideceğiz, tek dileğimiz kayıp vermeden geri gelmek.
ilerde ölürsem eğer diye bir mektup yazmak çok zor. aklına getirmek istemez ya insan ölümü, hani her zaman bir umut vardır ya. askerliğim bittikten sonra yırtıp atacaktım bu mektubu ama şu an okuyorsanız yırtamadım demektir. zaten pek de kalem tutmaz elim. silah tutmayı daha iyi bilirim. sizi korumam için siz öğrettiniz silah tutmayı.
tuhaf olan siz bu mektubu okurken ben neden öldüğümü bile bilmiyor olacağım. ya bir mayına bastım ya da yediğim bir kaç kurşun. bileniniz var mı ben nasıl öldüm ?
kışlada her televizyona bakışımda birbirinizi öldürdüğünüzü birbirinizin canını yaktığınızı gördüm. müziğin sesini çok açtı diye komşusunu vuranlar. gücü kadına yetenler. cebindeki on lirası için adam vuranlar. kız arkadaşına baktı diye alayını bıçaklayanlar.
bileniniz var mı ben kimi korumak için öldüm?
eti az pişti diye garsona çıkışan adam; sen rahat uyu diye kurşunlar başımın üstünden geçerken ben dağda her bulduğumu kesip yedim.
arabasını salladılar diye levyesini kapıp arabadan inen adam, beni bir çöp bidonuna atıp giden anam; söylesene ben kimin için öldüm?
yetimhanede ve askerde en güzel şeyin ekmeğin bölmek olduğunu öğrendik biz. peki size neyi bölmeyi öğrettiler?
sizi önce Allah'a sonra birbirinize emanet ediyorum. ben sizden razı oldum, Allah da sizden razı olsun.
27 notes · View notes
ehli-kalem · 3 months
Text
Küçükken salıncaktan düşmüştüm. Kimsenin umrunda olmamıştı. Acımı göstermek için mecburen ‘ben salıncaktan düştüm!’ diye sızlanmıştım, gene de kimse duymamıştı.
İlkokulda sol avucuma kurşun kalem ucu girmişti. Özgüvensiz olduğum için ucu batırana hesap soramamıştım. Eve gelince kimse önemsememişti. Annem bir iki sefer çıkarmaya çalıştı yapamayınca pes etti. Sorduğumda ben acıyor dediğim için üstelememiş, halbuki acım evin karmaşasında pek de önemsenmezdi. Mutsuz bir aileydik biz. Sonrası mı? Sonrası yok. Uç bence kaldı, üstüne kat be kat deriler geldi. Şimdi alınamayacak kadar çok derinde ama zaman zaman sızı yapıyor. Sanki uç avucuma değil de kalbime batmış gibi. Belki de öyle doğmuşumdur ben, kalbimde uçla.
Belki de fazla hassas olan benimdir ama yaşadıklarımın, yaşatanların hiç mi suçu yok merak ediyorum. Affedememek, unutamamak benim suçum mu sadece? ‘Atlat gitsin, boşver gitsin, geçmiş geçmişte kaldı’ diyorlar. ‘Geriye bakınca ne saçma şeylere takılmışım demiyor musun, abartıyorsun!’ diyorlar. Ben demiyorum. Çocukmuşum, safmışım dediğim şeyler var evet ama acılarımın hiçbiri buna dahil değil. Belki acı eşiğim düşüktür, dünyaya uyum sağlama kapasitem kıttır. Kimse dizilerdeki gibi ‘Canın yanıyorsa yanıyordur, gerisinin bir önemi yok. Acını çek de gitsin, ağla da bitsin’ demiyor bana. Fazla sessiz, fazla makul, fazla geçiştirilebilir geliyorum insanlara. Derinden yaşamak benim suçum. Evet belki de çoğu şey benim suçum ama ne yapayım? Kendimden bir kat daha nefret edemem ki, yeterince ediyorum zaten.
24 notes · View notes
sensedim1938 · 4 months
Text
Tumblr media
Şırnak'ta teröristlerce açılan ateş sonucu Jandarma Komando Er Murat Akman şehit olmuştu.
Çocuk esirgeme kurumunda büyüyen ve aldığı tüm maaşı esirgeme yurduna bağışlayan Akman’ın Türk milletine ölmeden önce yazdığı o mektup;
“Bu yazı bir Komando Er mektubudur ve siz bu mektubu gazeteden okuyorsanız ölmüşüm demektir. Bir ailem olsaydı bu mektubu onlara yollamak isterdim ama yok.
Size koğuştaki ranzamdan yazıyorum. şu an etrafımda Adana, Ağrı, Sivas, Edirne, Diyarbakır, Ankara, Antalya, İzmir, Urfa, Trabzon… Türkiye’nin dört bir yanından birbirini tanımayan ama birbirlerinin canını korumaya yemin etmiş bir sürü asker var. Birazdan operasyona gideceğiz, tek dileğimiz kayıp vermeden geri gelmek.
İlerde ölürsem eğer diye bir mektup yazmak çok zor. Aklına getirmek istemez ya insan ölümü, hani her zaman bir umut vardır ya. Askerliğim bittikten sonra yırtıp atacaktım bu mektubu ama şu an okuyorsanız yırtamadım demektir. Zaten pek de kalem tutmaz elim. Silah tutmayı daha iyi bilirim. Sizi korumam için siz öğrettiniz silah tutmayı.
Tuhaf olan siz bu mektubu okurken ben neden öldüğümü bile bilmiyor olacağım. Ya bir mayına bastım ya da yediğim bir kaç kurşun. Bileniniz var mı ben nasıl öldüm ?
Kışlada her televizyona bakışımda birbirinizi öldürdüğünüzü birbirinizin canını yaktığınızı gördüm. Müziğin sesini çok açtı diye komşusunu vuranlar. Gücü kadına yetenler. Cebindeki on lirası için adam vuranlar. Kız arkadaşına baktı diye alayını bıçaklayanlar.
Eti az pişti diye garsona çıkışan adam; sen rahat uyu diye kurşunlar başımın üstünden geçerken ben dağda her bulduğumu kesip yedim.
Arabasını solladılar diye levyesini kapıp arabadan inen adam, beni bir çöp bidonuna atıp giden anam; söylesene ben kimin için öldüm?
Yetimhanede ve askerde en güzel şeyin ekmeğin bölmek olduğunu öğrendik biz. Peki size neyi bölmeyi öğrettiler?
Sizi önce Allah’a sonra birbirinize emanet ediyorum. Ben sizden razı oldum Allah da sizden razı olsun.”
34 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 1 year
Text
pencil used to be opened like this ✏️
قلم رصاص يفتح مثل هذا ✏️
eskiden kurşun kalem ✏️ bu şekilde açılırmış🙂
117 notes · View notes
ceketsogugu · 9 months
Text
KİTAPLARI TÜKENMEZ KALEM VEYA FOSFORLUYLA ÇİZMEK KÜLTÜREL BİR İNTİHARDIR LÜTFEN BUNU YAPMAYALIM KİTAP ÇİZİLEBİLECEK TEK KALEM KURŞUN KALEMDİR.
21 notes · View notes
iloletes · 5 months
Text
masumdur kurşun kalem, fedakardır, cefakârdır, mütevazıdır, beklentisizdir, iddiası yoktur onun. o da diğer hemcinsileri gibi sevdalıdır kağıda, sevdasına ulaşmak için can verir, erir çünkü eridikçe buluşur sevgili ile.
17 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 4 months
Text
Ellerim, her sabah aynı turuncu güneşli güne uyanırken az kıpırdanma telaşında, ani bir yağmurla vurulan kurşunlardan habersiz. Yağmurun ıslattığı kurşunlar çalışmaz. Her kurşun bekler geceyi, her gece kayıptır biraz. Şimdiye kadar ellerime yüklenen tüm ağrıları aldım, kabullendim. Şimdi ağırlıyorum, daha sonra son ilmeğin içinden geçirip bırakacağım gökyüzüne. Ellerim habersiz kalacak parmaklarımdan. Parmaklarım kalemden, kalem kâğıttan habersiz. Herkes bağımlı olduğu bir diğer parçasından ayrılacak bu ölümlü günle.
Öldükten sonra, artık ölümsüz olacak cümlelerimiz.
Eğer ölmezsek affedilmeyeceğiz!
Biz; ancak asılırsak
O zaman özgür kalır cümlelerimiz!.
Tumblr media
64 notes · View notes
bilgeyim · 4 months
Text
Kitap okurken ve günlük yazarken kağıdın arkasına iz bırakmayan kalem takıntısı olan var mı? Uzun yıllar kurşun kalem tercih ettim sırf bu yüzden. Bir süredir güzel kalemler avındayım, birkaç tane buldum, varsa öneriniz denerim.🖋🖋🖋🖋
17 notes · View notes
doriangray1789 · 10 days
Text
BEYPAZARI MEDEN SUYU Beypazarı Doğal Maden Suyu
Maden sularımızda “bor” bulunduğu iddiası bana bir zamanlar zeytin yağına karşı emperyalizmin verdiği savaş sürecini hatırlattı.. (zeytin yağı yiyemem ama basmalı fistan yiyemem gibi)
Bor madeni zaten bir çok meyvede var kemikler içinde önemli(kemik gelişimde önemli bir rolü var kemik erimesinin de tedavisinde zaten kullanılıyor) …
Ayrıca, Beypazarı maden suyu, içinde “grafen” olmayan tek maden suyudur ve içinde silikat mevcuttur… Silakt, vücuttan alüminyumu attırır..
Araştırmacıların çalışmalarında kolon kanseri hücrelerinin temizlenmesinde bor oksit bileşenlerinin kullanılmasının da sağlıklı dokulara daha az zarar verdiği de kanıtlandı…
Vakti zamanında ABD de kurşun ile ilgili olumlu reklamlar yapılıp kullanımı teşvik ediliyordu neden zira ürün sahibi firmalar, ROCKFELLER grubuna aitti…tek bir kişi çıkıp kurşun zararlı dediğinde karşısında parayla tutulmuş bilim insanlarından oluşan ordu vardı yıllarca kurşunun yararından bahsedip durdular yani bilim insanının ağzından çıkanlara da günümüzde dikkat etmeli satılık kalem çok…
BEYPAZARI MADEN SUYU KÖTÜLENİR SONRA BİR BAKARSIN BUDA İSRAİLLİLERE SATILMIŞ..
Coca cola gibi ürünler için bu bilim adamlarının bir lafı var mı? Ya da Katı margarine? Ya da McDonald’s için..?
Anca diş fırçalarındaki kıl sayısını sayarlar.. yahu bunların 2 açılı diş fırçası varken 3 açlıyı keşfetmeleri için 8 tanesinin bir odada bilgisayar basinda aylarca çalışması gerekti ama bir bakmışsın hooop Beypazarı zararlı… neden? İçinde bor var.. sktirin lan…yani Fransa’nın şarabı, Almanya’nın birasi,İsviçre’nin bilim adamı meşur…?!
Kardeşim istedikleri sonuca ulaşamayınca bilgisayarlarının monitörüne vuran bilimadamları bunlar….
Ayrıca Bu haberin AA da yer alması da bende ikinci şüpheyi doğurdu -> depremden sonra yaşanılanlar ile “Kızılay” a oluşan tepki neticesinde “Beypazarı” maden suyuna olan ilgi patladı…
Kardeşim ben düzenli olarak günde 2 şişe Beypazarı maden suyu içerim..
Vitamin takviyesi için bor vereceksin sonradan vay maden suyunda bor çıktı diyeceksin.. pışşşıklkk … 👇👇👇👇👇
NESTLE FİRMASI ÜLKEDE BİR ÇOK SU VE MADEN SUYU FİRMASI SAHİBİ OLDU PEKİ NESTLENİN KÜTÜĞÜ NERESİ-> İSVİÇRE…
YANI BİR DAHA DÜŞÜN KARDEŞİM
Yahu ABD DE, AVRUPADA BOR KAPSÜLÜ SATILIYOR…
Kısacası-> nestle, novartis, roche gibi köklü şirketleriyle besin, gıda ve pharma'da, teknolojiden bankacılığa çeşitlilikle tüm alanlarda aktif olan zengin mi zengin isviçrenin araştırma, geliştirme, bilim ve bilim enstitüleri gibi alanlarda ki bilinen ve bilinmeyen çalışmalarıyla verimliliğine de en güzel örnektirler, sürekli gelişim ve değişim halinde olmanın, varlıklarını koruyor olmanın, köklü şirket ve kuruluşlara sahip olmalarının bir nedeni var… bu nedeni bir de farklı açılardan düşünüp değerlendirin derim
3 notes · View notes
aynodndr · 9 days
Text
Sen mısraları deli bakışlı şair.
Aşıklara kurşun taşıyan kalem.
İçimin nehrine nehrine akan murekkep.
Duygulara renk katan masmavi umut.
Sen ruha tatlı telaş.
Gönle yuvarlanan şiir.
Kalbi tatlandıran iksir.
Sen en sevdiğini vuran satır.
Hüznü satırlara uçuran zümrüdü anka...
Göz kapaklarını açan kilit.
Sen ki göz pınarlarımın menbaı.
Bulutlarin sünger yüzlü anahtarı.
Sırılsıklam yaslandığım omuz.
Dizeleri parmak uçlarından dökülen yağmur.
Biz ki muhtaciz şiirine.
Artık dokunsun kalemin.
Dokunsun dokunulmaz yaralara sözlerin.
Çünkü sensiz dizelerde,
Rüzgar tersten eser.
Yollar bitmek bilmez.
Ayaklar geri geri gider.
Sözler yayılmaz aleme.
Harflerin suratlari asılır.
Hecelerin suretlerinin nefesi kesilir.
Kendine kendine döner kelimeler.
Kalabalık kelimelerde boğulur sevenler.
Sen misralari deli bakışlı şair.
Varlığın şiir, yokluğun şiire delil...
Rüzgar
2 notes · View notes