Tumgik
#maalesef ben buyum
hosumakactila · 8 months
Text
yarin iki sinavim var ve cumaya proje yetistirmem gerek ama her seyi son dakikaya birakan bi salak oldugum icin hicbirinden bir sey bilmiyorum
9 notes · View notes
beklentiler-uzer · 10 days
Text
çok ciddiyken bile bir anda şaka yapabiliyorum ben buyum maalesef
33 notes · View notes
bozusuruz · 2 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
İnsanların cok güzel tarzi var ama ben maalesef buyum arkadaslar ya,, bundan ötesi gelmiyo gelmicek
11 notes · View notes
sillagen · 1 year
Text
Tumblr media
Ben buyum maalesef
48 notes · View notes
bshd4 · 8 months
Text
bazı şeyler hiç mi değişmez?
İnsan mı bazı şeyleri ağırlaştırır yoksa gerçekten bazı şeyler ağırmıdır?İnsan değişir mi yoksa hep aslında aynı mı kalır? her gün farklı olaylar farklı durumlar içine gireriz bazen kaçmayı bazense üstüne gitmeyi tercih ederiz ben kaçanlardan o ise üstüne gidenlerdendi peki hangimiz doğru?
Öncelikle ben kimim ben kaçan kişiyim:) Bu kadarını desem yeterli peki o mu kim oda herşeyin üstüne gitmeyi seven adam bu kadar zıtken bu kadar uzakken bu kadar aynı olmak bu kadar yakın olmak çok zor. Her insan farklıdır ve aslında bizde bu farklılıkları severiz ama bazen bunlar hayatımızda sorun olabilir anlaşmazlıklara yol açabilir her gün farklı olaylar yaşarız zor veya hafif eğlenceli ya da üzücü peki bunları nasıl atlatırız üstüne giderekmi yoksa kaçarakmı bazıları kaçmayı bazıları üstüne gitmeyi tercih eder bence hiçbirşeyin üstünde fazla durmamalıyız etkisinde fazla kalmamalıyız bu herşey için geçerli çünkü hayat herşeyin üstünde durmak için çok kısa ve maalesef bazen o kadar uzun yaşamımız yok o yüzden her ne sorun yaşarsak yaşayalım ne kadar zorluk karşımıza çıkarsa çıksın hepsini geride bırakmayı öğrenmemiz gerekiyo niye mi bi sabah kalktığınızda o sorununuzdan daha büyük bi sorunla karşılaşabilirsiniz yada bir sabah kalktığınızda sorunu yaşadığınız insan hayatınızda olmayabilir ve hayat maalesef tam da o zamanda durmuyo zaman donmuyo zaman akmaya hayat ilerlemeye devam ediyo evet kabul ediyorum bazen gerçekten ağır şeyler başımıza geliyo ama bazense gerçekten ağır olmayan ama bizim gözümüzde fazla büyüttüğümüz durumlar oluyo işte o an kendimize dönüp bu gerçekten ağır mı yoksa çok daha ağırları varmı diye sormalıyız evet gerçekten çok daha ağırları varsa kabullenmeyi öğrenmeliyiz hayattan kopmamalı yada sorunu yaşadığımız insandan uzaklaşmamalıyız peki biz bunları başarabiliyomuyuz tabiki hayır en azından kendim için konuşayım hayır kocaman bir hayır aranızda elbette başaranlar vardır ve evet onlar hayatı çözmüş insanlardır mesela ben bi sorun yaşadıysam hemen uzaklaşırım kaçmak isterim o insandan o ortamdan herkesten herşeyden çünkü ağır gelir o an yaşananlar ve derim ki uzaklaşayım ve bitsin aslında yazdıklarımdan ne kadar ters bi kişiliğim var dimi ve bu kişilikteki bi insan bunları nasıl yazabiliyo işte herşeyin farkında olmak ama yapamamak tamda böyle bir durum galiba insan sıkışıp kalıyo bu ikilemde ben hep hayattan kaçmayı düşünüyorum derdim kendime ama aslında ben hayattan değil hayattaki sorunlardan kaçmayı istiyomuşum herşeyin üstünde çok durmam max 1 gün yaşarım ve bitiririm geçiririm bazen gerçekten geçer bazense geçti sanarım geçti sandıklarım tekrar karşıma çıkar ve geçmediklerini yüzüme vururlar ama gerçekten geçenler bi daha karşıma çıkmaz bazı durumlarla yüzleşmem bazı durumlarda arkama bakmadan koşarım buyum ben işte tamda bu ama o o mu nasıl birazda ondan bahsedelim yaşadığı onca şeyden yorulmuş bir adam yapılan söylenen en ufak bi sözü veya haraketi veya durumu gözünde dağ gibi gören ve her seferinde söylenen sözün yaşanan durumun üstüne üstüne gidip en ince ayrıntısına kadar öğrenmek isteyip bunları yaparkende kendini harap eden bir adam var yaşadığı ağır şeylerden dolayı hafif durumları bile artık ağır gören bi adam var karşımda bi tarafta bu ağır veya hafif durumlardan kaçmayı öğrenmiş üstünde fazla durmamaya ant içmiş gibi bir kadın bir tarafta her olayın üstüne gitmeye ant içen bir adam işte hikaye tamda burda başlıyo. Kadın mı değişmeli adam mı? veya bazı şeyler hiç mi değişmez?
2 notes · View notes
necaattin58blog · 1 year
Text
Yıllardır benim oyumla mı diyerek hem kendimizi hem liderimizi kandırdık. Başkalarını destekledik. (Bu bir genellemedir. şahsımla alakalı değil.) Hala aynı zihniyetle devam etmekteyiz. Yaradan aklımızı kullanabilme fırsatı da vermiş. 
Ama ne yazıkki bana dokunma ne iş yaparsan yap diyerek her şeyden uzak durmuşuz. Yaradanın değil de kişilerin isteğini yapmışız. Kişiye kul olmuşuz.  Sadece sıkışınca  'ALLAHIM! yardım et ' diye el açmaktayız , utanmadan sıkılmadan. 
Tumblr media
Hani biz "HİRA'nın evlatlarıydık" , yazık ki "OLİMPOSUN çocuklarıyla beraberiz"...Bizden sandıklarımız da maalesef onların uşağı oldu.
Tumblr media
Bana gelince...
Ben de buyum. Kimsenin uşağı değilim. 
''RUHİ KILIÇKIRAN ile başlayan ve SİNAN ATEŞ ile devam eden, KIYAMETE dek sürecek" bir inanmışlığın peşindeyim.
Tumblr media
Bu düşünceyle, bu sistemi destekleyip Muhsin'İ karda,  Fırat'ı ortada,  Sinan'ı sokakta bıraktınız. Bizim bu sistemden birer  #MuhSİNYazICIOĞLU  #SİNANATEŞ   alacağımız var..
3 notes · View notes
Text
ben buyum maalesef
Tumblr media
5 notes · View notes
aksamgunesi · 2 months
Text
ÖZ DEĞER ÜZERİNE
Bir insan -Ben buyum,beğenirsen!- derken beni olduğum gibi kabul etmelisini kastediyorsa o insan ömr-ü hayatı boyunca ben ben ben demekten çekinmemeli. Çekinmez de. Zira birisine sırf onun beğeneceği gibi biri olmak icin uğraşmak en basit kelimeyle ve kaba bir tabirle, ezikliktir maalesef.
Herkesin kendisi için su cektigi kuyuların başından hep başkası dedigimiz için biraz da köleyiz maalesef.Onun istedigi olsun, bunun gönlü kalmasın, ona yazık, bununla uğraşılmaz...
Biz?
Bu yüzden insanlar en çok özgür değilim diye hayıflanıyor. Sadece ilişkilerde de değil. Hayatın her alanında böyle. Çoğu kimse asıl düşüncesini söylemeye cesaret edemiyor. Duygusunu paylaşmıyor. Paylaşmaya değer de görmüyor.
Ya ayıp olur, ya ego olur ya başka bir şey olur. Ama bir -ben- olmaz..Gercek ve değerli bir ben öznesi hep eksik bu cümlelerden.
Özgür olmak; birisine uygun olmak,ona ayak uydurmak, onun düşünce tarzında gitmek degil ! Özgün olmak birisinin gölgesinde gölge olmak değil..."Beni böyle kabul etmezler, gruplarına almazlar,yalnız kalırım..." demek degil..Bunun gibi ıvır zıvırlar ,insanı bir grubun içine girmeyi başarınca bile kendi düşüncesi olmayan birisi olarak yine bir birey gibi hissettirmiyor. Aksine başkalarını kendimizden üstün hissettiğimizde ortaya kendimizi koymaya hep korkarız. Cesaret güvenli kalplerden gelir. Baskasinda bulabileceğimiz güvenden cok kendimize olan güven her zaman daha güvenlidir. Aksi takdirde gün be gün kendini ezen,içten içe karakterini sömüren, benligim zayıf cümlelerine sığınan ve başka insanların ne açılardan bile oldugunu bilmediği penceresinin önünden ayrılamıyor, kendimizi kendimizden bile koruyamayacak hale geliyoruz.Biri beni sevsin diye kendimizden taviz vermek yaratılışımızın bile raconuna ters.
Kendin olmak ağır fedakarlıklar gerektirebilir bazen bu hayatta ama boş bir güruhtansa özgür bir gökyüzünde tek başınıza uçmak aşağıdakilerden daha mutlu ve cesur hissettiriyor her zaman.
0 notes
felaketin0rtasinda · 4 years
Text
Ben buyum. Bu yüzden tanışmalarımı merhabadan öteye taşımıyorum. Gözünüzü boyuyorum belli olmasın çıplaklığı hayatımın. Kara kaderimi gizliyorum ak maskemin ardında. Ben buyum. Bu dünyaya yollanmış bu maalesefim.. Ben buyum. Adım attığı an yollarının yarılacağını bilen ve adım atmaktan başka çaresi olmayanım... Hayalinin bile sizi darmadağın edeceği gerçek bi felaketin ortasındayım. Ben buyum..
Tumblr media
2 notes · View notes
perfavor · 3 years
Text
bugun;
guneslendim
evi derleyip toplayip temizledim
bol su ve yesil cay ictim
mrs maisel izledim(ben buyum maalesef
yemek yaptim
cay demledim
bugunluk bu kadar ev hanimligi yeter
5 notes · View notes
banasorarsan · 4 years
Text
youtube
Gecenin bu saatinde uyuyamayıp, izlediğim müzikallerin beğendiğim sahnelerine tekrar izlerken buldum kendimi. Müzikallerle ilgili yazımda "The Greatest Showman" den kısaca bahsetmiştim. O filmden "This is me!" sahnesini sizlerle de paylaşmak istedim.
Birbirinden farklı insanların "ben de varım, ben buyum, olduğum kişi yüzünden sizden özür dileyecek değilim." Yani Celal Hocanın demesiyle "Haydi leyn oradan tereyağları!" savaşından ufak bir sahne.
Kimseye acımayın, saygı duyun. Gözlerinizi dikip bön bön bakmayın ya da gözlerinizi kaçırmayın. Sadece kabullenin.
Bu yazımın ardından size bir YouTube kanalı da önermek isterim. Çoğu videosunda maalesef Türkçe altyazı yok. Zaten bazı bölümlerde altyazıya da gerek yok. Kanalın ismi "Special Books by Special Kids" Adı üstünde speşıl! Özel insanlarla bir takım röportaj yapıp, onlar da bizden biri diyen bir abimiz tarafından çekiliyor videolar. Bence çok zarif, çok düşünceli bir kanal.
Özel insanlar derken, geniş düşünün. Bir çok farklı sorunlara sahip bir çok insan... Bence bir göz atın. Güzel farkındalıklara sebep olan bir kanal. Benim - şahsen- ufkumu genişletti.
Sizin için ahan da buraya linkini bırakıyorum.
https://www.youtube.com/c/SpecialBooksbySpecialKids
Çok bilmiş bi' dipnot: Önce kendinizi sevin. Tüm kusurlarınızla birlikte sevin ama. Öyle güzel özelliklerinizi sayıp "ne kadan da mıhteşem bir insanım." demeyin. En çok kusurlarınızı, yara izlerinizi sevin, saygı duyun. Daha sonra diğer insanları da tüm farklılıklarıyla sevdiğinizi sevmeseniz de saygı duyduğunuzu fark edeceksiniz zaten.
🌻
10 notes · View notes
neyazacagiz · 4 years
Text
neden kızamıyorum kimseye. kızacak gucu bulamıyorum. neden. daha fazla kimi kaybedeyim. kimseyi kaybetmekten korkmuyorum. ama diğer insanlar nasıl kaybetmeden yasıyor. nasıl tahammülleri var herkese karsı. nasıl geciriyolar kırgınlıkları. hic kırılmıyorlar mı hatta. bilemiyorum. herkesten cok mu farklıyım. dısarıdan hic sanmıyorum. ama icimdekileri kimseye anlatamıyorum. cok korkuyorum benden cekinmenizden. dıslanmaktan belki de. normal bi hayat yasayamamaktan. surekli delirdiğim senaryolar kuruyorum kafamda. hayatıma sıctıgım herkesin benden utandıgı aile kuramadıgım basarılarımın yok olup gittiği kendimi kaybettiğim kontrolden cıktıgım...... surekli bunu engellemeye calısıyorum. bazen cok sinirlence bırak diyorum bırak. intihar mektupları yazıyorum, yarınlar yokmuscasına esyaları kırıp döküyorum, kendime zararlar veriyorum. nereye kadar dayanacagım bilmiyorum. ya tedavi olurum ya da eninde sonunda patlak verir gibi geliyo. verir mi. cok korkuyorum. delirmekten. cok zekiyim. gizlerim aslında. icten ice coktan delirdim ve çoktan gizliyor gibiyim. yalnızken aklımdan gecen dusuncelerimi artık gizlemiyorum. bu benim diğer yanım. belki karanlık tarafım...belki asıl ben buyum bilemiyorum. insan degisiyor. cocukken de böyle seyler düşünürdüm. surekli ölümü. durduk yere aglama krizleri. ölmeyi o kadar istiyorum ki ölemeyisime aglıyorum. benden sonra olacakları dusunup dusunup kusursuz senaryolar kuruyorum. benden nefret edeceklerini biliyorum en sonunda. evet maalesef bunu umursuyorum. benden nefret edecekler. herkesin her seyin arkadasından uzulmek yerine benden cidden nefret edecekler. bana cok kızacaklar. hayat cok guzel biliyorum. ama hislerimi kaybettim. hissedemediğin hayat yasamak icin cok zor. bombos. gecmek bilmiyor. muzikler dinliyorsun uzmuyor bile. uzulmek istiyorsun. acıyı hissetmek istiyorsun. olmuyor. sevmek istiyorsun. yenileri sevemiyorsun. eskileri ozluyorsun. onları dusunuyorsun. suan ne yapıyorlar diye, acaba her sey eskisi gibi olabilir mi diye hayal kuruyorsun. suan bu yazıyı bırakıp cidden olabilir mi diye dusunmek istiyorsun. can ve mirhatı cok seviyorsun. sevgi tek kisilik degil bunu ogrendin. bu aldatmak da degil. ikisinin yanında da kendini guvende ve degerli hissediyorsun. kendini kendin bile uzemezmis gibi. en ihtiyacın olan his bu belki de. biliyorum. bilmiyorum balım. hicbir sey iyi gitmiyor. zor zamanları hep atlatıyorsun ama yemin ederim bu hisleri bile ozleyeceksin. gun gectikce azalıyor cunku. kotu hislerin artar sanacaksın ama azalacak. bu daha kotu... sonsuz dongu,ters orantı.
7 notes · View notes
sillagen · 2 months
Text
Dışardan bir gözle bakılınca faydalı bir şey dinliyorum sanmayın çalan bu sevgili halkım. ben buyum maalesef
14 notes · View notes
cayyas · 5 years
Text
Tumblr media
Akşam üzeri mekana bi abla geldi. Yan atm de birisi para çekmiş kartını alıp gitmiş ama parayı almamış. Hangi banka abla, iş bankası. Tamam ver.
Ne zaman oldu on dakka oldu olmadı. Ne kadar 500. Abla yürüdü gitti, Aradım iş bankasını, dedim böyle böyle bi mevzu olmuş, vatandaşın 500 lirası bende sen kimsin buyum, tamam beyfendi en yakın iş bankasına götürüp teslim edermisiniz. Edemem! bankadan gelip alsınlar. Öyle bi şey yapma gibi yetkimiz bulunmuyo. Hanımefendi!!! (ses tonumu yükselttim ama mecbur bıraktı beni ısrarla aynı şeyi söylediği için) Ben insanlık vazifesi olarak sizi aradım! Adamın belki ihtiyacı var! şu şu adresteki atm'nize bakın, saat 17:00 - 18:00 saatleri arasında kim işlem yapmış kim 500 lira çekmiş bana söyleyin adamın adını, ben parayı ona teslim edicem! biz burdan göremiyoruz! nası göremiyosunuz! yıl olmuş 2019 ugiydi mugiydi yapıyorsunuz, burdaki atm de ne kadar para olduğundan haberiniz yok mu! kimin kartı soktuğundan kimin ne kadar para çektiğinden?
Yik biyfindi biz ini girimiyiriz.
atm'ye yatırayım kartsız işlemlerden! o şekilde olmuyo maalesef! o zaman dedim ben seni aramadım! hayırlı işler dedim.
O zaman beyfendi kaydınız var bu bu görüşmeyle alakalı! ee dedim parayı ben mi çalmış oluyorum dedim! yok hayır da, dedim onu ima ediyosun.
Ben parayı şuraya bırakıyıorum. Araştırın kim olduğunu bulun ordan alsın. yarım saattir boş muhabbet ediyoruz dedim, kızdım fırçaladım kapadım. ulan insanlara da iyilik yapmaya çalışıyosun sürekli bi engel koyuyolar bu nedir ya..
62 notes · View notes
ruhunuzuncaysaati · 6 years
Text
Liseden Değişmeyenler/1
Önsöz:
Eski not defterlerimi karıştırırken, lisede yazdığım bazı notları buldum. Tahminim, felsefe ya da Türk Dili derslerinde yazmışım. Belki de nehir hiç akmıyor ve biz hiç yıkanmıyoruz. İşin tuhafı. Pek de utanamadım. Biraz utandım. Daha çok utanmazsam üzüleceğim. O yüzden burada paylaşıyorum. Sene 2009-2010 muhtemelen. O zamanlar da bu blog vardı ama böyle şeyleri buraya değil deftere yazıyormuşum belli ki. Hadi lise üniformalarınızı giyin ve okuyalım. 1. Rüyaya ne zaman tekrar dönebilir insan? Uçmak kadar basit bir eylemin dahi ilginç olabileceği rüyalar neden biter? Basitliğin bile bir sonu olduğunu anlamak için belki de. Yine de basite dönüş; yahut basiti yaratmak insanın en büyük arzusu... Her an daha basiti getirecek daha iyi bir gelecek için çalışır. Amaç hep budur. Basite gitmek. Bir rüyaya krallığım! 2. Bir hayal kurdum demiştim bundan çok uzun zaman önce. Uzun insan ömrünün belki de gereksiz uzunlukta bir aralığıydı. Gelişimin hissedildiği aralıklar bir gün için bile bir ömür oluyor. Gelişimin ve değişimin değerini anlamak zor değil. Bir insan doğal şartlarda bu değişimden korkmaz. İnsan anladığı şeyden korkmaz. Tek sorun, bize bildiğimiz şeyleri bilmiyormuşuz gibi gösterenler. Benim korktuklarım onlar. 3.
22.52 Saat   Akıl     Heves  Yapmak, icraat.
,
,
,
   Düşün, ama yapma. Her şeyden evvel.    Üretilen bir fikir mi?      Yoksa bir fikrin Boş bir fikri mi!    Yahut Saçma isteklerin Tamamı. ve, sonuç. 4. Anahtar: öncelikle yapacağı şey, kapıları açmaktır. Anahtar denince ilk akla gelen budur. Ancak bu durumda bu değişkene değer verirken ele alacağımız ikinci değişken “kapı” oluyor. Anahtarın varlığını kapıya eşitleyebilirim. Bu da sonuç demek oluyor. 5. Bir insan çevresine ne kadar bağlıdır? Tek önemli soru bu gibi görünüyor. Yüzyıllardan beridir, insan eşittir sosyal varlık. Pekala, sosyal çevrenin ilgisizliği bireyi yine de sosyal yapar mı? Uyum ve sosyallik arasındaki ilginç ayrımı yapmak gerek sanırım. Bu durumda insan, doğasında bencildir. İnsanın olabileceği varlık sosyal değil, uyumlu olmalı. Uyum sağlamak aslında. 6. Elimde kalemim, yatağın üzerinde küçük defterim. Yorulmuş kollarıma rağmen, içimde sönmüş alevlerin kor sıcaklığı var. Neden bilmiyorum, ama yollar kapandığında insanlar o yolları daha fazla dert etmeye başlıyor. Kimse açık bir kapının anahtarını sormazken, kapalı kapılar için özel anahtarlar yapılıyor. Bunun gibi zor durumlarda insanlar daha da fazla zorlamayı seviyorlar. Acaba diyorum bazen, insan vücudu, gerçekten de acıdan zevk mi alıyor? 7. Karşımda iki seçenek vardı. Neşe ve mutluluk bir şıkta, kasvet, hüzün ve karanlık diğer şıkta. İkisinde de hem başarılı hem de bir o kadar eziktim. Tarihimde hep hayal dünyası geniş, içine kapanık çocuk olarak anılmıştım. Ama aynı zamanda, aktif, zeki, lider bazen ve umursamaz, eğlenceli olarak da görüldüm. Hatta ikinci seçenek liderlik silinerek daha da yoğunlaştı bir süre. Bu yüzden yakın çevremde bazen bana yakın olanlar başkalarına daha yakın oluyorlardı. Beceriksiz kişiliğim kendini ancak klavyede ortaya koyuyordu. İnsanların sizi anlamalarını istediğinizden farklı anlamaları kötü sonuçlar doğurabilir. İkinci seçeneğin etkisinde olduğun anlar bunu aşırı kendime güvenimle de ortaya çıkarıyorum. Doğrusu diğer tiplerin aksine, imaj kaygım pek yok. Yine de bu durumun olası iyi sonuçlarını da düşünmeden edemiyorum. İşte bu noktada, daha önce maalesef seçtiğim ilk seçenek devreye giriyor. Benim imajım da hiç yok. Çelişki ve kararsızlık işte, ben buyum. Neden demiyorum. Neden olmasın diyorum. 8. Yazmak ilginç bir his. Evet yazmak bir his. Açıkçası kaynağını da epeyi merak ettiğim bir his. Hisler duygular mıdır? Yoksa o an bazı etkenler sonucu ortaya çıkmış düşüncelerin beyin algısı sonucu dışarıya yansıyış şekilleri mi? Bu mantıklı bir açıklama olabilir. Kafayı dağıtmak kullanımı da muhtemelen buradan geliyor. AKıl düşündüğü kadar, hisler ise akıl kadar. 9. Yazmak diyorum ama, elim devamını getirmiyor. Konuda konuya atlıyorum. Belki de yazmanın aslı bu. İnsanın aklının dolu olmadığı bir zamanda kağıda yansıması. E haliyle karşılaşacağımız sonuç, ya boş bir kağıt olacak, ya da anlamsız fikirlerin içiçe geçmişliği. Tabi, üst yansımadan sıyrılıp gerçek fikirlere ulaşmanın tek yolu da bu. Boş bırakmak, ve içine bakmak. Kurcalıyoruz, bozucaz! 10. Üst yansıma diyorum, şimdi fikri üçe ayırdım; üst yansıma, alt gerçeklik, yönetilen fikir. Üst yansıma ve yönetilen fikir aslında benzer görünüyor. Ancak yönetilen yansımadan farklı olarak, durumsal etkenlerle pek alakası yok. Yansıma, çevre sonuçlarının düşünceler üzerindeki görüntüsü. Günlük yaşanılan bir olayın dönüşülmesi örneğin. Bu kabul görendir. En başta bu vardır. Arkasından yönetilen fikir gelir. Bu ise genel olarak düşünülen şeylerdir. Üst yansımanın faaliyette olduğu anlar, arkadan geçen düşüncelerdir. Aslında rastgele seçilim olduğu söylenebilir. Ancak genel olarak yönetilebilir. Alt gerçeklik ise, genel olarak, öğrenilmiş yahut bilinen şeylerin depodaki halleridir. Bunlar normal zamanlarda çoğunlukla ortaya çıkmaz. Bu gibi boşaltma ve fişi çekme durumlarında bulursunuz. Biliçaltı gibi düşünülebilir. Ancak daha ortada olur.
4 notes · View notes
irmakksworld · 2 years
Text
Sesimi herkes duysun ,çığlıklarımı göz yaşlarımı herkes görsün yaşadıklarımı yasayacaklarimi daha nice herseyi tüm anılarım tüm hatalarım tüm guz3l seylerimle ben varım ben her zaman vardim siz beni görseniz de gormesenizde ben çok şey yaşadım ne kadar görmek istemediğiniz şeyleri duymak istemediginiz seyleri yaşadım, belki bilmediğiniz çok şey var ama bunları bilin, görün ,duyun, beni ve yaşadıklarımı görün anlattıklarımı dinleyin ,düşünün, altında biseyler arayın ,arayıp bulun ,beni çözün ,ben yok olup gittiğimde hiç kimse beni hatırlamaz yaşadıklarımı ya da bildiklerimi bilmez ama emin olun ben normal değilim kimse değil,şu yaşıma kadar istediğiniz kişi olamadım istediğiniz hayatı yaşamadım ben istediğiniz hareketleri yapmadim senin anne istediğin gibi konuşmadım usturuplu biri olmadım evet baba istediğin gibi evde durmadım istediklerini yapmadim ben kardeşim düşünceli biri değilim evet ben buyum siz bilsenizde bilmesenizde siz gorsenizde gormeseniz de ben Bi köpeğin ölümüne günlerce ağlayıp babamın bana her lafında ondan nefret eden annemin kedim için söylediklerini asla anlamayıp onu haksız bulan biriyim evet ben sınıfımdaki o angutlar susan hiç Bi şey yapamayan zayıf kızım sırf en yakin arkadasim erkek diye tüm hocalarından sevgili bunlar sozunu duyan kizim en yakın arkadaşları ona inanmayan Bi saçma sapan insana inanan kendini savunduğu halde "kendini daha iyi ifade edebilirdi" ,"ondan daha iyi Bi açıklama bekledim" laflarını duyan biriyim şu küçücük yaşımda mal gibi 1 yıllık ilişki yapıp hayatımı mahvettim hayatımın nerdeyse 2 yılını heba ettim okuluma rezil oldum babamdan duymadığım küfür istemediğiniz laf kalmadı güvendiğim hersey herkes Bi anda yıkıldı herseye yeniden başladığımı sandim hayat her zaman kolay olmaz hatta hiç bir zaman kolay olmaz önüme kim çıkarsa çıksın her ne çıkarsa çıksın ben onu asarım asarimda yıkılır tekrar inşa ederim kendi kendimi ama ben yıkılırken yaşadıklarımı önüme çıkan herkesi bilin yaşadıklarımı görün ne kadar ders çıkarılması gerekiyorsa çıkarın özgürlüğünüzü yaşayın ciddiyim hayat çok zor maalesef herseyi yasadiklarimizla öğreniyoruz ,deneyimler bize yaşamayı, deneyimlerden çıkardığımız yolumuzu,deneyimlerden öğrendiklerimi bizi yaratır.
1 note · View note