Tumgik
#oluyor?Kahramanmaraş'ta
nekadarhaber · 1 year
Text
'O bölgede enerji birikiyor, 7'lik deprem bekliyoruz'
Tumblr media Tumblr media
'O bölgede enerji birikiyor, 7'lik deprem bekliyoruz' 'O bölgede enerji birikiyor, 7'lik deprem bekliyoruz'.Kahramanmaraş'ta, 6 Şubat tarihinde iki önemli depremin meydana geldiği belirtiliyor. Deprem bilimcisi Prof. Dr. Feyzi Bingöl, son zamanlarda meydana gelen artçı depremlere ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Bingöl, Pazarcık'ta 7,7, Elbistan'da ise 7,6 büyüklüğünde iki büyük depremin meydana geldiğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Bu büyüklükteki depremler, Türkiye'de çok sık rastlanan -daha doğrusu dünya genelinde- karşılaşılan bir deprem değildir. İki depremin aynı gün olması da çok ender görülen bir olaydır. Ancak, bu bölge, Arap levhasının güneyinde, Afrika levhasının batısında ve Anadolu levhasının kuzeyinde yer almaktadır. Bu üç levhanın birleştiği yerde çok sayıda fay hattı vardır. 6 Şubat'ta meydana gelen iki büyük deprem, bölgenin hareketli olmasına neden oldu. Doğuda Elazığ ve Malatya'nın Pütürge ilçesine kadar olan kısımlar kırıldı. Güneyde Hatay'a kadar olan bölüm de kırıldı. Yaklaşık 250 kilometre uzunluğundaki fay hatları kırıldı. Bazı yerlerde 3 metre, bazı yerlerde ise 8 metreye kadar olan atımlar meydana geldi. Anadolu güneybatıya doğru kaydı. Bölge, dengesizleşti ve Konya'nın doğusundan itibaren Kayseri, Sivas ve Malatya'daki küçük aktif fayların enerjileri yükseldi. Bu büyük faylar, bu bölgelere bir enerji birikmesi gerçekleştirdi. Bu enerji birikmesine bağlı olarak da burada yeni depremler meydana gelmeye başladı. Doğu Anadolu faylarının içerisinde bu iki faya bağlı olarak binlerce artçı depremler meydana geldi. Bu artçı depremler bir süre devam edecektir. Artçı depremler ana depremlerden bir puan düşüğe kadar olabilir. Biz bunu Hatay'da yaşadık. Hatay'ın Samandağ ilçesinde yaşandı. Depremlerin sayısı ve büyüklükleri gittikçe azalarak devam eder ama henüz bitmez. Bu depremler yıllarca devam edecek."
Tumblr media
Bingöl, 24 Ocak 2020'de Elazığ'da meydana gelen depremlerin artçılarını da zaman zaman yaşadıklarının altını çizerek, şunları söyledi: "Bu büyüklüklerdeki depremlerin artçıları 5 ile 10 yıl sürebilir. Hatay, Kahramanmaraş, Adana, Adıyaman ve Malatya'da meydana gelen bu depremler artçı depremlerdir ve devam edecektir. Ana büyüklükte bir deprem beklemiyoruz, ancak artçı depremler 6 büyüklüğüne kadar olabilir. Bu depremler Elazığ'ın oldukça batısında kalıyor ve daha çok Malatya, Adıyaman ve Hatay'ın güneyine doğru oluşacak. Onun dışında Kayseri'de değişik faylar var ve o fay hattında hareketlenmeler meydana geliyor. O bölgede 4 ve 4.5 büyüklüğünde depremler meydana gelir. Vatandaşların çok sık olarak sorduğu Malatya fayı da, Doğanşehir'den başlayıp Hekimhan'a doğru çıkarak Ovacık'a giden Malatya-Ovacık fayıdır. Bu fay üzerinde çalışmalar yeterli değil, ancak kısa sürede büyük bir deprem üretecek faylar değildir. Çünkü bu fayların hareketleri çok yavaştır. Bu faylar üzerinde de zaman zaman 4 ile 5 büyüklüğünde depremler oluşabilir. Elazığ'da zaten son depremden sonra binaların büyük çoğunluğu boşaltıldı. Boşaltılan binalar yıkılmamış olabilirler, ancak boşaltıldılar. Bundan sonra meydana gelecek 4.5 ve 5. büyüklüğündeki depremler Elazığ'ı çok etkilemeyebilir. Sadece sarsıntıyı hissedebiliriz." Bingöl, Karlıova ilçesinin farklı bir bölge olduğunu da aktararak, "Kahramanmaraş'tan bahsederken, üç levhanın birleştiğinden bahsettiysek, Karlıova da Kuzey Anadolu ve Güney Anadolu fayının birleştiği bir yerdir. Doğu Anadolu fayı Karlıova'dan başlıyor ve Kahramanmaraş'a doğru gidiyor. Diğeri ise Karlıova'dan başlayıp İstanbul'a kadar gidiyor. Bu fayda tek bir fay değil, parçalardan oluşmaktadır. Tek bir fay olsa ve kırılsa, onu kıracak depremin büyüklüğü çok büyük olması gerekir. Bingöl'ün Yedisu bölgesi uzun zamandır burada bir faaliyet yok yani deprem oluşmamış enerji birikimi yavaş yavaş oluyor. Burası orta büyüklüğün üzerinde, yani 7 veya 7'ye yakın büyüklükte bir deprem olabilir, ancak zamanını bilemiyoruz. Bu bölge, böyle bir deprem oluşturmaya gebe bir bölgedir." dedi. Read the full article
0 notes
gundembuca · 2 years
Text
REKTÖR HOTAR DEPREMZEDE MİSAFİRLERİ ZİYARET ETTİ
Tumblr media
REKTÖR HOTAR DEPREMZEDE MİSAFİRLERİ ZİYARET ETTİ Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremlerden etkilenen ve AFAD koordinasyonunda barınma ihtiyaçlarına yönelik İzmir’de DEÜ’nün Seferihisar’da bulunan sosyal tesislerinde misafir edilen vatandaşlarla bir araya geldi. Rektör Hotar, “DEÜ ailesi olarak böylesi bir zamanda, sorumluluklarımızı büyük bir gönüllülükle yerine getirmekten onur duyuyoruz” dedi. Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerden etkilenen vatandaşların riskli bölgelerden tahliyeleri sürüyor. Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) koordinesinde barınma ihtiyaçlarına yönelik farklı illere sevk edilen depremzedelerin bir kısmı, İzmir’deki çeşitli konaklama merkezlerine yerleştirilmişti. Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ) Seferihisar’da bulunan sosyal tesislerinde de misafir edilen depremzedelere, DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar tarafından moral ziyareti gerçekleştirildi. ÖRNEK DAYANIŞMA DEÜ Üst Yönetimi’nin de eşlik ettiği ziyaretlerde ailelerle sohbet eden Rektör Hotar, vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti. Ailelerin ihtiyaç ve taleplerini yerinde dinleyen Rektör Hotar, tesiste afetzedeler için oluşturulan sosyal alanları inceledi; çocuklara hediye dağıttı. Depremzedelerin ihtiyaçlarının ivedilikle ve büyük hassasiyetle karşılandığını belirten Rektör Hotar, “Asrın felaketi olarak nitelenen depremden etkilenen öğrenci ailelerimizin de konakladığı tesisimizde örnek bir dayanışma sergileniyor. DEÜ’lü hocalarımızdan doktorlarımıza, gönüllü öğrencilerimizden personelimize, tesiste herkes seferber olmuş durumda. DEÜ ailesi olarak böylesi bir zamanda, sorumluluklarımızı büyük bir gönüllülükle yerine getirmekten onur duyuyoruz” dedi. “YARALARI HIZLICA SARIYORUZ” Yıkıcı depremlerin hemen ardından DEÜ’nün tüm birimleriyle depremden etkilenen vatandaşlar için seferber olduğunu hatırlatan Rektör Hotar, “Devletimizin koordinesinde ilk günden itibaren milletçe kenetlendiğimiz deprem felaketinin yaralarını sarmaya DEÜ olarak hızlıca devam ediyoruz. Misafirlerimizden gelen talepler hızlıca çözüme kavuşturuluyor. Seferihisar’daki tesisimizde 112 misafirimiz konaklıyor. Tesiste, kapalı çocuk oyun alanı, internet kafe, basketbol ve futbol oyun sahası gibi sosyal imkânlar bulunurken; üç adet çamaşırhanemiz, çocuklara hizmet veren sinema salonumuz, yemekhane ve kafeteryamız yer alıyor. Odalarımızda televizyon, buzdolabı ve klima bulunuyor. Bir yandan İzmir’de hastanemize başvuran depremzedelerimizin tedavilerine de titizlikle devam ediyoruz” açıklamasında bulundu. REVİR OLUŞTURULDU Tesis bünyesinde DEÜ Tıp Fakültesi tarafından revir oluşturulduğunu belirten Rektör Hotar, “Konuklarımıza tesis revirimizde, hekim ve hemşirelerden oluşan ekibimizle dönüşümlü hizmet sağlıyoruz. Misafirlerimize aynı zamanda, Buca Eğitim Fakültemiz ve Sosyal Bilimler Enstitümüz Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü lisans ve lisansüstü öğrencilerimiz tarafından hem psikolojik destek sağlanıyor hem de çocuklar için oyun atölyelerinde yaratıcı etkinlikler düzenleniyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi ögretim üyelerimiz ihtiyacı olanlara fizik tedavi hizmeti sunuyor. Uygulamalı Bilimler Yüksekokulumuz Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü gönüllü öğrencilerimiz, konuklarımıza günde üç öğün sunulan sıcak yemek hizmetinde yardımcı oluyor. Tüm bu süreçte fedakâr ailemize, böylesi bir afette örnek bir dayanışma göstermeleri ve ilk andan itibaren özverili çalışmaları için tekrar teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. https://www.youtube.com/watch?v=7C1VIVDe7N0 Read the full article
0 notes
antalyamemurlarcom · 2 years
Text
Genç Kızılay, depremzedelere 37 milyon öğün sıcak yemek ulaştırdı
Tumblr media
KAHRAMANMARAŞ (AA) - FIRAT ÖZDEMİR/OKAN COŞKUN - Genç Kızılay gönüllüleri tarafından deprem bölgesinde bugüne kadar 37 milyon öğün sıcak yemek depremzedelere dağıtıldı. "Asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Genç Kızılay gönüllüleri deprem bölgesinde vatandaşlara yardım eli uzatıyor. Genç Kızılay Genel Başkanı Ömer Faruk Çalışkan, AA muhabirine, depremin etkili olduğu illerde günlük 4 binden fazla gönüllünün faaliyette bulunduğunu söyledi. Türkiye'nin her tarafından gönüllülerin depremzedelerin yardımına koştuğunu belirten Çalışkan, Genç Kızılay adına dönüşümlü olarak faaliyetlere katılan gönüllülerin sayısının depremden bu yana 60 binin üzerinde olduğunu belirtti. Genç Kızılay'ın afette verdiği en büyük desteğin sıcak yemeği depremzedelere ulaştırmak olduğunu kaydeden Çalışkan, ayrıca gelen yardımların depolardan alınarak dağıtılmasında önemli katkı sağladıklarını aktardı. Çalışkan, şöyle konuştu: "Sadece Kahramanmaraş'ta günlük sıcak yemek sayımız 800 bin. Depremden bu yana Kahramanmaraş'ta verdiğimiz öğün sayısı 9 milyon, 10 ilde ise 37 milyon civarında. Çok büyük bir afetle karşı karşıyayız. Dolayısıyla sadece evler değil, yollar da ciddi hasar aldı. Şehir merkezinde dağıtım noktalarımız var. Yardımlarımıza ulaşamayan vatandaşlarımıza da aldığımız çağrılarla sürekli yardım götürüyoruz. Özellikle ulaşımda güçlük çekilen köylere düzenli yardım götürüyoruz." Amaçlarının depremzedelerin ihtiyacını karşılamak ve yardımları ulaştırmak olduğunu dile getiren Çalışkan, "Burada faaliyette bulunan birçok arkadaşımızın daha önce afet tecrübesi var. Bu arkadaşlarımızın olayı özümsemesi biraz daha hızlı oluyor. Depremzedelerin ihtiyacını çözümleyecek şekilde yardım götürebilmek ve onların mutluluğu ve acısını paylaşabilmek bambaşka duygu." ifadelerini kullandı. Depremde yakınlarını kaybeden ve enkaz altından çıkan gönüllerinin de bulunduğunu ifade eden Çalışkan, bu gönüllülerin de yardımlara destek sağladığını sözlerine ekledi. "Asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Genç Kızılay gönüllüleri deprem bölgesinde vatandaşlara yardım eli uzatıyor. ( Fırat Özdemir - Anadolu Ajansı ) "Asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Genç Kızılay gönüllüleri deprem bölgesinde vatandaşlara yardım eli uzatıyor. ( Fırat Özdemir - Anadolu Ajansı ) "Asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Genç Kızılay gönüllüleri deprem bölgesinde vatandaşlara yardım eli uzatıyor. ( Fırat Özdemir - Anadolu Ajansı )   Read the full article
0 notes
dalaz3456 · 2 years
Link
Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerden etkilenen illerden biri olan Adıyaman'da ekiplerin arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Birçok ilden gelen gönüllüler ve hayırseverler, yardımlarıyla yaraların sarılması için seferber oluyor. Öte yandan Adıyaman’ın simgelerinden Saat Kulesi’ndeki saatin depremin gerçekleştiği saat 04.17’de durduğu görüldü.
0 notes
eciftcomtr · 2 years
Link
0 notes
lfmcn · 2 years
Text
06 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depreminden Mucize Kurtuluşlar
Tumblr media
06 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremin 3. gününde mucize kurtuluşları görüyoruz. Bunlardan bazılarını bir araya getirdik. Depremin ardından Türkiye'nin 81 ilinin yanında Dünya'nın bir çok ülkesinden arama kurtarma uzmanları ve gönüllüleri 3 gündür durmadan dinlenmeden göçük altında kalanları kurtarmaya çalışıyorlar. Ölüm haberlerinin hüznünün içinde mucize kurtuluşlarda yüzümüzde bir nebzede olsa tebessüme neden oluyor. Gaziantep, Hatay ve Kahramanmaraş başta olmak üzere pek çok ilde büyük hasara neden olan Kahramanmaraş depreminde şimdiye kadar 8 bin 574 can kaybı yaşanırken 49 bin 133 kişi yaralandı. İşte onlardan bazıları;
Depremin 56. saatinde kurtulan 2. yaşındaki bir çocuk.
https://twitter.com/LoveWorld_Peopl/status/1623291024297676801?s=20&t=e9tuwA-cG1x8NLzOMu_OsA
Gaziantep'te ki mucize Duru bebek
https://twitter.com/ihhinsaniyardim/status/1623265089485737985?s=20&t=e9tuwA-cG1x8NLzOMu_OsA
Yıkıntıdan kurtulan başka bir çocuk
https://twitter.com/TRparamedic/status/1623285079630913539?s=20&t=e9tuwA-cG1x8NLzOMu_OsA
Mutlu bir haber daha
https://twitter.com/TRparamedic/status/1623288554053939202?s=20&t=e9tuwA-cG1x8NLzOMu_OsA
Depremden 30 saat sonra kurtulan bir bebek
https://twitter.com/TRparamedic/status/1623287705047105538?s=20&t=e9tuwA-cG1x8NLzOMu_OsA
Kolonu kesmemiz lazım diyen kurtarma ekibinin kolunu keseceğiz dediğini sana cesur yürek
https://twitter.com/clm676896/status/1623292422464716800?s=20&t=e9tuwA-cG1x8NLzOMu_OsA
Depremden 47 saat sonra kurtarılan anne ve oğlu
https://twitter.com/TRparamedic/status/1623290059351810048?s=20&t=e9tuwA-cG1x8NLzOMu_OsA
Polonya'lı kurtarma ekibinin depremden 58 saat sonra kurtardığı vatandaşımız
https://twitter.com/beytullaheles/status/1623279185643855873?s=20&t=e9tuwA-cG1x8NLzOMu_OsA
Bir başka mucize kız çocuğu
https://twitter.com/TRparamedic/status/1623289130003169280?s=20&t=e9tuwA-cG1x8NLzOMu_OsA
Depremden 51 saat sonra kurtarılan Ela
https://twitter.com/TRparamedic/status/1623270787028328450?s=20&t=e9tuwA-cG1x8NLzOMu_OsA   Read the full article
0 notes
5n5org · 4 years
Photo
Tumblr media
Kahramanmaraş'ta 10 yaşındaki çocuğuyla sokağa çıkan M.A.'ya 392 lira idari para cezası kesildi. Çocukların sokağa çıkmasının yasaklandığını hatırlatan polislere tepki gösteren M.A., "Ölürse benim çocuğum, sana ne oluyor?" dedi. #sokağaçıkmayasağı #kahramanmaraş https://www.instagram.com/p/B-wjqPPnYPV/?igshid=c031j9potnly
0 notes
istgzt · 4 years
Photo
Tumblr media
Korona yasağına uymayan babadan tepki çeken yanıt: Ölürse benim çocuğum, sana ne oluyor Kahramanmaraş'ta 10 yaşındaki çocuğuyla sokağa çıkan M.A'ya, koronavirüs tedbirleri kapsamında 392 lira idari para cezası kesildi. 20 yaş ve altındaki bireylerin sokağa çıkmasının yasaklandığını hatırlatan polislere tepki gösteren M.A'nın "Ölürse benim çocuğum, sana ne oluyor?" demesi duyanları şaşkına çevirdi.
0 notes
marasnews · 5 years
Link
0 notes
negibicom · 4 years
Text
Kahramanmaraş'ta Çocuğuyla Sokağa Çıkan Babadan Akıl Almaz Sözler! "Ölürse Benim Çoçuğum"
Tumblr media
Koronavirüs ile mücadele kapsamında, 65 yaş üstü ve 20 yaş altı vatandaşlara sokağa çıkma yasağı getirildiği şu günlerde, Kahramanmaraş'ta 10 yaşındaki oğluyla sokağa çıkan baba'ya yasağa uymadığı için 392 lira idari para cezası kesildi. Çocukların sokağa çıkmasının yasak olduğunu hatırlatan polislere tepki gösteren baba M.A " Çoçuk benim. Ölürse benim çoçuğum sana ne oluyor" dedi.
Tumblr media
Ülkemizde koronavirüs ile mücadale kapsamında alınan tedbirler uygulanmaya başladı. Kahramamaraş'ta polis ekipleri sokağa çıkması yasak olan vatandaşlara yönelik kimlik kontrolü yapıyor. Trabzon Bulvarı'nda yapılan denetimler sırasında polis ekipleri 10 yaşındaki çocuklarıyla yürüyen bir çifti durdurdu. Polis, tedbirler kapsamında 20 yaş altındaki vatandaşların sokağa çıkmasının yasak olduğunu bu nedenle ceza yazacağını söyledi. Annesi ise bırakacak kimsesi olmadığı için çocuklarını yanlarında getirdiklerini söyledi.
Tumblr media
ÖLÜRSE BENİM ÇOCUĞUM SANA NE OLUYOR? Çocuğun babası M.A idari para cezası yazan polise tepki göstererek "Çocuk benim. Ölürse benim çocuğum, sana ne oluyor? Ağabey bak, lütfen sinirlerimi zorlamadan cezamızı yazın, alıp gideyim. Bir tanesi yeter, ikinci bir ceza da tepki için alırsal sıkıntı çıkarırım burada" dedi. Kabahatler Kanunu'na göre 392 lira idari para cezası kesilen M.A., daha sonra eşi ve çocuğuyla bölgeden ayrıldı.   Read the full article
0 notes
oguzhanahmetkara · 6 years
Text
Arslan BULUT
KAHRAMANLAR VE HAİNLER...
25 Eylül 2018 Salı 00:00
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Kahramanmaraş'ta "Şehit Abdullah Tayyip Olçok Anadolu İmam Hatip Lisesi" ve 80 kişilik öğrenci yurdunun açılışında yaptığı konuşmada "Biz bin yıldır bu topraklardayız. Biz bin yıldır bu topraklardaki bütün kahramanları ismimiz gibi ezbere biliriz. Biz bu topraklarda bütün hainleri de ismimiz gibi ezbere biliriz. Unuttuğumuzu kimse sanmasın. Biz bin yıldır bu topraklarda olup biten her şeyi hatırladığımız için bugün millet olarak ayaktayız." dedi.
***
Elbette bağımsız yaşamak isteyen bir millet kahramanlarını yüceltmeli, hainleri cezalandırmalıdır.
Bin yılın yanında, 15 Temmuz'un kahramanları ve hainlerini de ezbere bilmek gereklidir.
Tıpkı terörle mücadele kahramanlarını ve onları Ergenekon, Balyoz ve Casusluk gibi uydurma suçlamalarla Silivri'ye dolduran hainleri unutmamak gerektiği gibi.
Tıpkı İstiklal Savaşı kahramanları ve hainlerini ezbere bilmek gerektiği gibi!
***
Yeni nesillerin kahramanları ve hainleri ezbere bildiğini söyleyemeyiz. Bilseydi, Türkiye krizden krize beşik gibi sallanan bir ülke olur muydu?
Tam tersine bugünlerde İstiklâl Savaşı söz konusu olduğunda kahramanları hain, hainleri kahraman gösteren hatta ihaneti yüzünden İstiklâl Mahkemeleri'nde cezalandırılanların adını şuraya buraya vererek yaşatmaya çalışanlar var!
Bu topraklarda millet olarak ayakta kalmak, kahramanları ve hainleri bilmeye bağlıysa ki öyledir; hainleri kahraman, kahramanları hain göstererek ayakta kalınır mı?
Bu vesileyle kahramanlar ve hainler konusunda herkesi düşünmeye ve toparlanmaya davet ediyorum.
***
Fırat'ın doğusunda güvenli bölge!
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD'de yaptığı konuşmada "İnşallah önümüzdeki dönemde Fırat'ın doğusunu da kapsayacak şekilde, Suriye'nin içindeki güvenli bölgeleri artırmaya devam edeceğiz." dedi.
Erdoğan, Rus basınına yaptığı açıklamada da "Türkiye'nin PKK, PYD ve DSG gibi terör örgütleriyle verdiği mücadeleye Rusya'nın da destek vermesini umuyoruz." dedi.
***
ABD söz konusu bölgede kurduğu 75 bin kişilik PKK ordusuna silâh göndermeye devam ediyor. Yine bu bölgede hava üsleri kurdu. Kimileri bu ordunun İran'ı sıkıştırmak için kurulduğunu söylüyor. Oysa Irak'ın kuzeyi ile Suriye'nin kuzeyini birleştirdiklerinde de asıl kuşatılan ülke Türkiye oluyor. Zira Irak-İran sınırı kuzeyde dağlıktır ve doğal bir sınır oluşturuyor. Türkiye-Suriye sınırı ise düzdür ve duvar çekilmesine rağmen güvenli değildir. Bir okurumuzun hatırlattığı gibi bu bölgeden mayınların temizlenmesinin sebebi şimdi daha iyi anlaşılıyor!
***
PYD'nin Amerikan desteğinde hâkimiyet kurduğu Suriye'nin kuzeyinde Arap nüfus ağırlıklıdır. Birkaç ilçe merkezinde çoğunluk olmak, Suriye'nin yüzde 30'unu işgal gerekçesi olabilir mi?
ABD'nin de bölgede yeterli kuvveti yoktur ama bayrağı ve teröristlere eğitim veren askerleri vardır. PYD ise köy baskınlarında sivilleri öldürerek yerli nüfusu buradan kaçırmaya devam ediyor. Arap aşiretlerinden ses çıkmıyor, çünkü onlar da arkalarında bir devlet gücü olmadan ABD'nin desteklediği bir terör örgütü ile baş edemez.
***
Türkiye, Fırat'ın doğusunda nasıl güvenli bölge oluşturacaktır? Erdoğan son olarak 12 Ağustos'ta "Ya ben senin stratejik ortağın olarak, seninle Afganistan'da beraberim, Somali'de beraber olduk, Bosna'da beraber olduk ve şu anda Kabil'de havalimanını biz koruyoruz. Böyle stratejik bir ortağını terör örgütlerini sahiplenerek bir kenara nasıl koyarsın?" demişti ama ABD umursamadı bile. Şimdi Rusya, "Asıl tehdit Fırat'ın doğusunda" diyor ama ABD ile karşı karşıya gelmemeye de özen gösteriyor. Defalarca belirttiğimiz gibi Suriye'yi paylaşmış da olabilirler!
#arslanbulut
Tumblr media
0 notes
ingilizce-turkce · 7 years
Text
SALEP YAPILIŞI İNGİLİZCE TÜRKÇE TARİFİ
SALEP YAPILIŞI İNGİLİZCE TÜRKÇE TARİFİ
Sahlep
Ingredients: 4 cups milk 1 cup sugar 1 Teaspoon sahlep powder (also sold in supermarkets) Preparation: Mix sugar and sahlep powder (dried powdered roots of a mountain orchid - Orchis Latifolia or Orchis Anatolica in Latin) in a pan. Add the cold milk and some sugar stirring constantly. Heat the mixture until it boils again stirring constantly.Let it boil for 2-3 minutes and remove from heat. Serve it warm and garnished with powdered cinnamon. Tips: The thicker the sahlep is, the better it gets, it's a hot and creamy drink.Sometimes addition of a little bit of starch might help to get the desired consistency. It is a remedy for sore throats and colds, therefore it's mainly consumed in the winter months for cold climate . Because the real sahlep powder is expensive, on the streets they make it with more cornstarch than the real thing, that's why it would be better to do it at home or go to reputable pudding shops in Beyoglu district or along the Bosphorus for example. Usually the mountain orchids have tuberous roots rich of starch-like substance.These tubers are gathered while the plant is in flower, then washed, boiled in water or milk and then dried. These dry tubers are grinded. This grinded powder is called sahlep. Sahlep can also be added to ice-creams in the city of Kahramanmaras , it's the famous Maras Ice-Cream. In Maras ice-creams, sahlep gives its great taste and strong mixture with goat milk being the first and the most important element of Maras ice-cream, and the second one is real goat milk.
Salep
Malzemeler: 4 su bardağı süt 1 su bardağı şeker 1 çay kaşığı salep tozu (ayrıca süpermarketlerde satılan) Hazırlama: Bir tavada - şeker ve salep tozu (Orchis Latifolia veya Latince Orchis Anatolica bir dağ orkidenin kurutulmuş toz kökleri) karıştırın. Sürekli soğuk süt ve bazı şeker karıştırarak ekleyin. Yine sürekli karıştırarak kaynar kadar karışım ısıtın. 2-3 dakika kaynatın ve ocaktan alın bakalım. Sıcak ve toz tarçın ile süslenmiş servis yapın. İpuçları: Kalın salep o kadar iyi olur, bir sıcak ve kremsi içecektir olduğunu. Bazen nişasta biraz eklenmesi istenilen kıvama almak için yardımcı olabilir. Bu nedenle özellikle soğuk için kış aylarında tüketilen oluyor, boğaz ağrısı ve soğuk algınlığı için bir çaredir iklim . Gerçek salep tozu pahalı olduğu için, sokaklarda onlar evde yapmak ya da Beyoğlu ilçesinde ya da örneğin Boğaz'da saygın muhallebicileriyle gitmek için daha iyi olurdu, bu yüzden gerçek bir şey daha mısır nışastası ile bunu yapmak. Genellikle dağ orkideler nişasta benzeri bir madde zengin yumru kökleri var. Bitki, çiçek, daha sonra yıkanır, su ya da süt içinde kaynatılmış ve daha sonra kurutulur ise bu kök toplanmıştır. Bu kuru yumrular öğütülmüş. Bu öğütülmüş toz salep denir. Salep aynı zamanda kentinde dondurmalar eklenebilir Kahramanmaraş'ta , bu ünlü Maraş Dondurma. In Maraş dondurma, salep keçi sütü ilk ve en önemli unsuru olma ile harika bir tadı ve güçlü bir karışımını verir Maraş dondurma, ve ikinci bir gerçek keçi sütüdür.
0 notes
modaesintisi-blog · 8 years
Text
YEMENİ VE ÇARIK AYAKKABILARA DÖNÜŞ
Yemeni, üstü kırmızı ya da siyah deriden tabanı ise köseleden dikilen topuksuz ve çok sıhhatli olan ayakkabılara denir. Yemeni yurdumuzun diğer yörelerinde yazmaya verilen ad olmasına karşılık, yöremizde ayağa giyilen bir çeşit ayakkabıya verilen addır. Gaziantep’te Yemeniciliğe “Köşkercilik” yemenicilere “köşker”, yemeni ustalarına da “köşker ustası” denilmektedir. Köşker kelimesi Farsça “keşfger” kelimesinden gelmiş olup, ayakkabı yapan anlamına gelmektedir. Yemeni ilk defa Yemen’de Yemen-i Ekber isminde bir kimse tarafından icat edilmiş ve kendi ismini vermiştir.
Daha sonraları yemeni Yemen’den Halep’e, Halep’ten de Güneydoğu Anadolu’ya intikal etmiştir. Gaziantep Şanlıurfa Kahramanmaraş, Diyarbakır, Antakya, Adana’ya kadar yayılmış olan yemeni yapımcılığı zaman içerisinde Gaziantep ve Kilis dışında diğer ilerde tamamen bitmiştir. Yemeni esas olarak gön ve yüz olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır.
Gön, manda ve sığır derisinden yapılmış olup, yere gelen kısım ile bunun üzerine dana derisinden yapılmış taban kayışı ve bezlerden ibarettir. Yüz ise sırt ile birbirine birleştirilmiş ve çirişle yapıştırılmış sahtiyan ve meşinden oluşur. Yemeni yapımında 5 hayvan derisi kullanılır. Alt taban manda veya sığır derisinden, yüzü keçi derisinden, iç astar koyun derisinden, iç taban sığır veya keçi derisinden, kenarı oğlak(sızı) derisinden yapılır.
Yemeni imalatında kesinlikle plastik ve sentetik maddeler kullanılmaz. Tüm dikişler elle yapılır. Ökçesiz olup tersinden dikilir. Düz tarafı çevrilir ve asıl giyilecek durumunu alır. Düz tarafı çevrildikten sonra kalıplanır. Etrafı düzgünce kesilir, kalıptan çıkarılır, kenar dikişi yapılır, satışa ve giyime hazır hale getirilir. Diğer ayakkabılarda ise bu özelliklerin çoğu bulunmaz. Bu nedenle doğa ve cilt dostu bir ayakkabıdır.
Derilerin boyama aşaması, ağaç ve bitki köklerinden, toprak boyadan yapılan kök boya ile yapılmıştır. İplikler saf pamuktan olup balmumu ile mumlanarak suya ve çürümeye karşı dayanıklı olması sağlanır.
Ayakta mantar ve romatizmayı önlediği, ayak hastalığı Meyasur ‘un oluşmasını önlediği ve ayak yaralarının çabuk kapanmasını sağladığı düşünülmektedir.
YEMENİ ÇEŞİTLERİ
Eskiden derinin yalnızca doğal rengi kullanılırken sonraları siyah ve kırmızı eklenmiş. Şimdiyse turuncusundan kahvesine, mavisinden yeşiline her renk yemeni üretiliyor. Kiminin terlik gibi arkası açık kimi ayakkabı şeklinde. El sanatı deri çarıklarımız Postal, edik, kelik, yemeni, saray yemenisi, karadağ çarığı adlarını almışlardır. Yonca modeli orjinali değiştirilmeden yapılan restorasyonla gerçekleşmiştir.
Halebi daha çok köylerde kullanılmış,yemeninin ilk modeli.Halep’ten gelmesi nedeni ile bu adı alıyor. Yüz kısmı ayağın iki yanına doğru girintili, burnu yüze doğru kıvrık, kulağı uzun olan model. Halebini yüzü ayağı bileğe kadar örtüyor ve ya annabi (mor) ya da gül şeftali (parlak kırmızı) renginde oluyor.
Şehirlilerin kullandığı Merkup, Halep ve Arap menşeli. Yemeninin Yüzü kısa,arka ve yanları aynı hizada, kulaksız,burnu yuvarlak ve düz modeli. Burnu sivri, adından anlaşılacağı üzere burnu kıvrık bir model. Yüzü,kulağı,rengi ve köylerde kullanılması bakımından Halebi ile aynı özellikleri taşıyor. Kulağı uzun, halebi ‘de olduğu gibi Burnu sivri gibi ayağı tam örtmüyor ve Merkup gibi ayak yüzünü açıkta bırakıyor. Siyah, annabi (mor) ve gül şeftali (parlak kırmızı) renklerinde üretiliyor ve zamanında şehirlilerce kullanılıyor.
Eğri simli, Merkup gibi kısa, burnu sivri gibi yukarı kalkık ve kıvrık gül şeftali renginde yapılıyor ve adını aldığı üzere gümüş telle işleniyor. Köylerde kadınlar, özellikle de gelinler giyiyor. Yemeninin köylerde çiftçiler, dağlarda çobanlar ve bekçilerin giydiği Bekçi haydesi ile Çiftçi haydesi olmak üzere postal çeşitleri var ve köylerde sadece gelinlerin giydiği, sadece sarı renkte yapılmış “edik”çeşidi de vardır.
Söz konusu yemeni çeşitlerinin, şimdilerde ısmarlama yapılıyorsa da, geleneksel olarak on farklı numarası var:
Küçük Hasbe (7 yaş),
Büyük Hasbe(9-10 yaş),
Bostan(34-35 numara),
Zenger(38-39 numara),
Ges(40-41 numara),
Lorbo(42 numara),
Kaba Lorbo(43 numara)
Özger(44 numara),
Uluayak(45 numara)
Zeber (Hiçbir numaraya uymayan) Diğerleri ile karışmasın diye çiftler birbirine iple bağlanıp dükkanın duvarlarına asılıyor.
YEMENİ VE ÇARIK YAPIMINDA KULLANILAN MADDELER
Çiriş -Eremurus spectabilis gıda ve gerekse tedavi amacıyla uzun yıllardır sevilerek tüketilmektedir. Ülkemizde çiriş bitkisinin genç sürgünleri ve taze yaprakları sebze olarak pişirilip tüketilmektedir. Çiriş yaprakları, maydonoz gibi börek ve gözlemelerde sade ve kıymalı iç malzemesi olarak ya da ıspanak gibi yumurtayla kavrularak da tüketilebilmektedir. Yine bu bitki otlu peynir yapımında da kullanılmaktadır. Çirişin sebze olarak kullanımının dışında Kahramanmaraş'ta pilavın lezzetlendirilmesinde etli kökler çorba yapımında kullanılmaktadır Ayrıca Erzurum ve Erzincan yöresinde çiriş köklerinden zamk elde edildiğini ve hatta yöre halkı, Erzincan-Tercan'da bu amaçla kurulmuş bir değirmenin olduğunu belirtmiştir. Yapıştırıcı özelliğinden dolayı Çarık yapımında kullanılmaktadır. Eskiden çirişin otunun yaprakları sarardıktan sonra kökleri topraktan çıkartılıp, güneşe serilerek, kemik sertliği alıncaya kadar kurutulmakta ve kurutulan kökler su değirmenlerinde toz haline getirilerek ihtiyaç bölgelerine toz halinde gönderilmekteydi. Hatta bunun ticaret merkezinin İstanbul olduğu ve Arap ülkelerine de dış satımının yapıldığı kaydedilmiştir ilkbaharda çiçeklenen soğanlı-rizomlu bitkiler grubuna girmektedir. Bu grup bitkiler içinde uzun çiçek demetleri ile oldukça güzel görüntüye sahiptirler. Dış mekan süs bitkisi olarak bordürlerde sınır çiçeği şeklinde grup halinde kullanılması durumunda, bordürler bir buket görünümünde olmaktadır Çiriş bitkisi çok eskiden beri tedavi amacıyla da kullanılmaktadır. Özellikle Arap hekimler tarafından çiriş kökünden hazırlanan merhemler uyuz ve frengi tedavisinde kullanılmıştır. Dahilen idrar artırıcı özelliği vardır (Baytop 1984). Ayrıca Eremurus türlerinin köklerinden elde edilen kök ekstraktlarının (glukomannazlar) anti-tümör etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Çok yönlü kullanım özelliği olan çiriş bitkisi gerek ağır otlatma ve gerekse bilinçsizce toplama neticesinde tabiatta yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Nitekim, bu araştırma çalışmaları sırasında bu durum bizzat gözlenmiştir. Her geçen yıl çalışılacak bitki materyali bulmak daha da güç olmuştur. Ceviz Ceviz bitkisi Juglandaceae familyasından, Juglans cinsine mensuptur. Cevizin kabuklarında juglon denilen bir boyar madde vardır. Ceviz yünü direkt boyayabilme yeteneğine sahiptir. Bu şekilde yapılacak bir boyamadan koyu kahverengi elde edilir. Cevizden elde edilen boyaların ışık haslığı orta derecededir.
Yemeni ve çarıkların tabanı camız ve manda köselesi olup, yüz kısmı dana ve inek derisidir. Taban astarı koyun derisi kenar kıyı ve biyeleri keçi derisidir. Deri üretiminde tamamen dogal maddeler kullanılır. Palamut ağacının yağrağı, derinin üstündeki kılları döker. (Tetiri) ekşi ağacının yaprak ve dalları değirmende öğütülüp su dolu havuza boşaltılır. Deriler içine atılır. 15-30 gün suda bekletilir. Bu sürede derinin içindeki öz yumuşatılır. Deri sudan çıkartılıp sıcak doğal yağlarla yüz kısmı yağlanır. Yağlama işleminde yün parçası kullanılır.
İplikler halis pamuktan elde üretilmiştir. Bu ipler bal mumu ile mumlanır. Su ve çürümeye karşı dayanıklıdır. Taban astarı ile taban gönü arasında bulunan yapıştıcı madde (kil ve çiriş) toprak ve ağaç kökünden toz halinde karışımı ile elde edilir ve tamamen doğaldır.
ÇARIK VE YEMENİ İÇİN DERİNİN ÜRETİM SÜRECİ
Ürünlerin tabanı Deve, halk tabiriyle Camış yani Manda veya Öküz derilerinden yapılır.Çarığın yüzü ve yanakları daha esnek olan dana ve inek derisinden yapılır.Kenar kıyı ve biyeleri keçi derisindendir.Deri üzerinde ki kıllar palamut yaprağı ile işleme sokularak kaldırılır. Tetiri yani ekşi ağacının yaprak ve dalları değirmende öğütülüp, su dolu havuza boşaltılır. Deriler içine atılır.havuzda bir kişinin beden hareketleri ile deriler yumuşatılır.Özün işlenebilir duruma gelene kadar bu işlem yapılır. Deri sıcak suda insan bedeninin ritmik hareketleriyle dövüldükten sonra (derinin kırılma işlemi)dışarı çıkarılır ve yağlanır. Yağlama işlemi keçe ile yapıldığı gibi tüm işlemlerde naturel malzeme kullanılır.Sağlığa zararlı hiçbir madde kullanılmaz. Boyanma işleminde kök veya toprak boya kullanılır.İlk giyimde biraz boya dışarı vermesi boyanın doğal bir maddeden saf olarak yapıldığı anlama gelir.Boya yapımında nar,ceviz ve zeytin ağacı,yaprakları kullanılır.Söz gelimi kırmızı ve portakal rengi nar bitkisinden ,sarı renk ceviz,yeşil ise zeytin bitkisinden elde edilir.Mor ve mavi ise deniz kumu ve cam boncuğundan elde edilir. Taban astarında kil ve çiriş kullanılır.
KÖK BOYA BİTKİLERİ İLE İLGİLİ
Ülkemizde boya yapımında kullanılan 150’ye yakın bitki türü mevcuttur ( Mert ve ark., 1992). Bunlardan bazılarının hangi familyaya ait olduğu, hangi kısımlarından boya ve renk elde edildiği, içerdikleri boyarmaddeler bitkilerin Türkçe isimlerinin alfabetik sırasına göre aşağıdaki şekilde sıralanmıştır.
Ada Çayı Bu bitki Lamiaceae familyasının bir üyesi olup, Salvia cinsine mensuptur. Kimyasal açıdan, ada çayında mevcut olan luteolin boyar maddesi yünlerin sarı renge boyanmasını sağlar.
Asma Yaprağı Vitaceae familyasının Vitis cinsine mensup Vitis vinifera’nın yapraklarından bitkisel boyacılıkta yararlanılır. Asma yaprağından boyama amacıyla sarı, sarı-yeşil renkler elde edilir. Kimyasal açıdan asma yapraklarında Quercetin, Quercitrin ve Karotin gibi maddeler vardır.
Aspir, Aspir Asteraceae familyasının Carthamus cinsine mensup bir bitkisidir. Kurutulan taç yaprakları; yemeklerde, resim boyalarında, makyaj malzemelerinde ve likörlerde renklendirici olarak kullanılır. Kimyasal olarak aspir taç yaprakları carthamin boyar maddesini ihtiva eder. Aspir ile elde edilen renklerin haslık dereceleri yüksektir. Farklı çeşitler üzerinde yapılan bir çalışmada, aspirde toplam flavonoid boyar madde oranının % 3.34 – 3.42 arasında bulunduğu ve farklı mordanlarla yapılan boyamalardan sarı renginin bir çok tonunun elde edildiği bildirilmiştir.
Cehri Rhamnaceae familyasının Rhamnus cinsine mensup bitkilerine genel olarak “cehri” denir. Kimyasal açıdan cehri meyveleri en çok rhamnatinin bir glikoziti olan ksanto rhamnetin ve bunun yanında rhamnazin ve quercetin boyar maddelerini glikozit halinde ihtiva eder. Cehri meyveleriyle yapılan boyamalardan elde edilen renkler, daha sonra güneş ışığının etkisiyle solar. Yalnız bu solma olayı, negatif değil pozitiftir. Yani renkler açılıp lif üzerinden silinmez, bilakis renk koyulaşır.
Ceviz Ceviz bitkisi Juglandaceae familyasından, Juglans cinsine mensuptur. Cevizin kabuklarında juglon denilen bir boyar madde vardır. Ceviz yünü direkt boyayabilme yeteneğine sahiptir. Bu şekilde yapılacak bir boyamadan koyu kahverengi elde edilir. Cevizden elde edilen boyaların ışık haslığı orta derecededir.
Çivit Otu Çivit otu, Brassicaceae familyasının Isatis cinsine mensup bir bitkisidir. Çivit otu birinci yılda sadece yapraklarını oluşturan ikinci yılda ise yaklaşık 1 m yükseklikte sap geliştiren bir bitkidir. Boyama için indican denilen maddeyi içeren yaprakları kullanılır. Küp boya indigo, karmaşık bir fermantasyon ve yükseltgenme prosesiyle elde edilir.
Havacıva Havacıva, Boraginaceae familyasının Alkanna cinsindendir. Havacıvanın köklerinden boya yapılır, elde edilen renkler mordan maddesinin niteliğine göre değişir. Kimyasal açıdan, havacıva köklerinde %5-6 oranında alkanin boyar maddesi bulunur.
Karamuk (Kadın tuzluğu ) Karamuk, Berberidaceae familyasının Berberis cinsine mensuptur. Kimyasal açıdan kadın tuzluğunda berberin boyar maddesi bulunur. Bitkisel boyalar içinde alkali reaksiyon gösteren tek boyar maddedir. Genelde verdiği renk sarıdır. Renkler ışığa karşı hassas olup, koyulaşma eğilimi gösterir.
Katır Tırnağı Katır tırnakları, Papillionaceae ( Fabaceae) familyasının Spartium ve Genista cinslerine mensup bitkilerdir. Boyacılıkta, katır tırnağı olarak bilinen bitkiler arasında en çok kullanılan Genista tinctoria L.’dir. Katır tırnağında yünleri sarıya boyayan Genistein boyarmaddesi bulunur.
Kekik Kekikler, Lamiaceae familyasından Thymus cinsine mensup bitkilerdir. Origanum türleri de halk arasında kekik olarak bilinir. Kekiğin kendine has kokusunu veren Timol ve Karvakrol kimyasal maddeleri boyar madde özelliği gösterirler. Şap mordanlı yün ile sarı, krom mordanlı yün, kahverengi ve saçı kıbrısla mordanlanmış yünlerle yeşil-gri renkler elde etmek mümkündür.
Kına Kına bitkisi Lytraceae familyasının Lawsonia cinsine mensup bir bitkisidir. Kınanın içerisinde bulunan Lawson boyar maddesi yalın halde yün liflerini kırmızı ve turuncuya boyar. Kına Anadolu’da özellikle kadınlarımız tarafından süs olarak çok fazla kullanılan bir boyarmaddedir.
Kırmızı Soğan Soğan, Liliaceae familyasının Allium cinsine mensuptur. Boyacılıkta soğanın kuru yaprakları kullanılır. Soğanın kabuklarında pirokateşin ve benzokateşin asitlerinin yanısıra quercetin boyar meddeleri bulunur.
Kök boya, Rubiaceae familyasının Rubia cinsine mensup bir bitkidir. Köklerinden boya elde edilen türü, Rubia tinctorium L. ‘dir. Bitki kökenli boyarmaddelerin Türkiye’de en çok kullanılanı kökboyadır. Kökboya bitkisinin kökünde değerli boya maddelerinin bulunması nedeniyle uzun zaman ziraatı yapılarak, kökleri boya sanayinde kullanılmış ekonomik bir bitkidir. Kimyasal açıdan kökboya köklerinde, birden fazla boyar madde vardır. Bunlar, Rubiatrik asit, Alizarin, Rubiadin glikoziti, Rubiadin, Purpurin, Pseudopurpurin ve Manjistin’dir.
Mazı Meşesi Mazılar, Fagaceae familyasından Quercus cinsinin, Quercus infectoria Oliv. türünde (Mazı meşesi) oluşan patolojik urlardır. Mazı % 30-70 (Öztürk, 1997) oranında tanen içerir. Bu nedenle pamuklu dokumaların boyamasında sepileyici ( mordan) olarak kullanılır. Yün boyamada ise mazı, boyar madde olarak kullanılır. Mazı ile yapılan boyamalardan mordansız yün deve tüyü rengi alır. Mazıdan elde edilen renkler ışığa karşı pozitif bir solma gösterir. Yani renkler açılmaz, koyulaşır.
Muhabbet Çiçeği Sevgi çiçeği de denilen muhabbet çiçeği, Resedaceae familyasının Reseda cinsine mensup bir bitkisidir. Boyacılıkta bütün aksamı kullanılırsa da çiçek açan üst dalları daha çok boyar madde ihtiva eder. Kimyasal açıdan Luteolin boyar maddesini ihtiva eder. Luteolin, yünü ve ipeği sarıya boyar. Muhabbet çiçeğinin ışık haslığı, sarı renk boyama yapan bitkiler içerisinde en yüksek olanıdır.
Nane Naneler, Lamiaceae familyasının Mentha L. Cinsine mensup, çok yıllık otsu bitkilerdir. Kimyasal açıdan nanede mentol, karvon ve limonen bulunur. Boyamada kullanılan mordana bağlı olarak değişik renkler ( şap mordanlı yünler ile sarı, göztaşı ile haki vb.) elde edilir.
Palamut Meşesi Palamut meşesi Fagaceae familyasının Quercus cinsine mensup bir bitkisidir. Boyacılıkta genellikle palamut meşesinin meyvelerinin kadeh kısmı boyama amacıyla kullanılır. Palamut meşesinin bitki kabuklarında, meyvesinde ve kadehinde bulunulan tanen, yani sepi maddesinin esasını ellag asit teşkil eder.
Papatya Papatyalar, Asteraceae familyasından Anthemis ve Matricaria cinslerine mensup bitkilerdir. Boyacılar tarafından daha çok boyacı papatyası olarak bilinen Anthemis tinctoria türü kullanılmaktadır. Boyacılıkta kullanılan bitki aksamı genellikle çiçektir. Kimyasal açıdan papatyalarda başlıca bulunan boyar maddeler, boyacı papatyasında ( Anthemis tinctoria) Quercetin ve isorhamnetin, beyaz papatyada ( alman papatyası), Apigenin, Luteolin ve Quercetin bulunur. Papatyadan sarı renkler elde edilir.
Safran Safran, İridaceae familyasının Crocus L. cinsine mensuptur. Safranlar çok yıllık soğanlı bitkilerdir. Sabahın ilk saatlerinde toplanan safran çiçekleri gölgede kurutulur, daha sonra taç yaprakları ayıklanıp sarı renkli tepecikler dişi organdan ayrılır. Boyarmedde tepecikte yoğunlaşmıştır. 1 kg boyarmadde için yaklaşık 140 bin taç yaprağına gereksinim vardır. (Green, 1995). Boyacılıkta, yün liflerin sarıya boyanmasında kullanılır. Boyar madde olarak, şap mordanla sarıdan portakal sarısı renge kadar olan tüm renkleri veren crocin’i içerir. Safran aynı zamanda baharat ve tıbbi bitki olarak ta kullanılır .Safranbolu’da az miktarda tarımı yapılır.
Sığır Kuyruğu Sığır kuyruğu, Scrophulariceae familyasının Verbascum cinsine mensup bitkilerdir. Sığır kuyruğunda hakim olan boyarmadde luteolin’dir. Boyamacılıkta sığır kuyruğunun çiçekli dalları kullanılır.
Boyacı Sumağı Sumaklar, Anacardiaceae familyasının Rhus L. ve Continus cinslerine mensup bitkilerdir. Anadolu’nun bir çok bölgesinde doğal olarak bulunur. İçerdiği boyar madde fisetin’dir. Fisetinin yanı sıra tanen de içeren yapraklar boyamaya elverişlidir. Yünlerin sarıya boyatılmasında kullanılır.
Tütün Tütün, Solanaceae familyasına mensup Nicotiana cinsinden tek yıllık bir bitkidir. Yapılan labaratuvar çalışmalarında, boya materyali olarak tütün yaprağı kullanılarak farklı renk tonları elde edilmektedir. Yarpuz Yarpuz, Lamiaceae familyasının Mentha L. cinsine mensuptur. Bu bitkinin boyama kudreti çok yüksek değildir. Buna rağmen siyahımtırak renkler için aranan bir bitkidir.
Deri kuru iken boya kaynatılır. Sıvı hale getirilir. Ilık bir halde keçe ile derinin üzerine sürülen birinci kat kuruduktan sonra, ikinci kat sürülür. Boyama işlemi bittikten sonra deri tekrar yıkanır ve çarık, yemeni , Yemeni terlik kesime hazır hale getirilir.
SİYAH BOYA : Topraktan imal edilir.
KIRMIZI BOYA : Nar yaprağı ve koyun kanının kurutulmuş karışımıdır.
PORTAKAL BOYA : Nar ağacı kök ve yaprağından elde edilir.
SARI BOYA : Ceviz ağacı ve yaprağından elde edilir.
YEŞİL BOYA : Zeytin kökü ve tuzdan imal edilir.
MOR VE MAVİ BOYA : Deniz kumu, cam boncuk hammesinden elde edilir.
yemeni, çarık, yemeni terlik, yemeni babet, çarık babet, babet çeşitleri, yemeni ev terliği, çarık sandaler, rawhide saldals
0 notes
eciftcomtr · 2 years
Link
0 notes
marasnews · 5 years
Link
0 notes
marasnews · 5 years
Link
0 notes