Tumgik
#parkla
kinnisvarakool · 2 years
Text
Kas otsid ruumi koolituse või õpitoa korraldamiseks?
Kas otsid ruumi koolituse või õpitoa korraldamiseks?
Kinnisvarakooli koolitusklass pakub suurepärast võimalust erinevate seminaride, koolituste, koosolekute ja õpitubade korraldamiseks. Avaras koolitusruumis on 12 lauda, mis mahutavad istuma 24 inimest. Teatristiilis paigutusega mahub osalema kuni 36 inimest. Koolitusruumi põhivarustuses on konverentsiseade Konftel, ekraan 86″ UHD TV (projektoriga võrreldes teravam ja kontrastsem pilt), tahvel koos…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
surnumanaja · 1 year
Text
Brb gonna resurrect Mary Shelley, I have a bone to pick
2 notes · View notes
denizzzfm · 3 months
Text
jay parkla jk vs atsaya ya
9 notes · View notes
1-ruhubozuk · 1 year
Text
ben artık yaşamadığım çocukluğum için parkta oynayan çocukları izlemicem. her kötü oluşumda parkla sığınıp ağlamıcam.
parklar acıların evidir.
8 notes · View notes
vesa1re · 1 year
Text
Benim kalbim acırdı. Sanki ölmüşüm gibi soğuk olurdu bedenim. Belki de ölmüşümdür. Soğukla lanetlendiğime inanırdım ben. Lanetli olduğuma inandırıldım. Ben Mahi. Annesinin asla sevmediği o çocuk. Bu yüzden hep kalbim acırdı. Ruhumda hep bir yangın vardı. İçim ezilirdi benim. "Mahi." Adımı duyunca kafamı kaldırdım ama düşünmeyi kesemedim. Ben hep düşünürdüm. "Şişeyi uzatsana." Dedim Rayiha'ya doğru. Onaylamaz şekilde bana baktı ama yine de uzattı şişeyi. Bence herkes farkındaydı. Kimsenin beni kurtaramayacağının herkes farkındaydı. Hala düşmekte olduğum uçurumdan atlayan zaten bendim. Sonu yoktu bunun. Hep düşmeye devam edecektim. Düşerken her yere çarpıyor, vücudum kesiliyor ve ağır darbeler alıyordum. Kimse bir şey yapamıyordu. Kimse. "Mahi, sana diyorum." Dalan gözlerimi kıpırdatıp ona çevirdim. Yeşilleri kısa bir an beni korkuttu. Yeşil gözleri sevmezdim. "Ne diyorsun?" diye sordum. Şişeyi sıkıca tutup kafama diktim. Sıkıca tutundum. Sadece bir şişe olduğunu fark etmem çok uzun sürdü. "Ne düşünüyorsun yine?" Ben hep düşünürüm, bilmez misin Rayiha? Ben hep düşünmek zorundayım. "Bir mezarım bile yok." Dedim sakince. Sakin değildim. İçime yıldırımlar düşüyordu. Her yer yıkılmıştı ve bir şeylerin altında kaldığımı biliyordum. Yuvam ölmüştü. "O ne demek?" Yutkundum. "Gitti ama bir mezarım yok." Nefesim kesildi. Kimim kalmıştı? Neyim kalmıştı? Ya da var mıydı ki bir şeylerim? Hiç bana ait oldular mı? "Ölmüş gibi hissediyorum." Kollarımı kendime sardım. Bana sarılacak bir ben kalmıştım. Ayağa kalkmaya yeltendiğimde beni durdurmadı. Durduramazdı. Ben bir şeyi istersem yapardım. Bunu da o öğretmişti. O benim ruhumdu ve şimdi her şeyimi alıp gitti. Tanrım, yeterince sarhoş değil miydim? Artık hatırlamak istemiyordum. Artık kalbimin ağrısını hissetmek istemiyordum. Yürümeye başladım. Nereye gideceğimi bilmeden sokağa attım kendimi. Başım döndü. Çok sakin duruyordum. Nasıl mümkün olabilirdi bu? Gitmem lazımdı. Bir mezarlığa gidip kendi kendimi gömmeliydim belki de çünkü beni gömecek biri bile kalmamıştı. Kafamı aya doğru kaldırdım. Derin bir nefes aldım. Ölüler nefes alır mıydı? Yürümeye devam ettim. Nereye gittiğimi fark ettim ama önemsemedim. En iyi bildiğim yere gidiyordum. Yürüdüm. Ağlayamayacak kadar yorgundum. Görüş açıma giren parkla beraber bir an duraksasam da kapısına kadar gittim ve açtım. Bu saatte burada olmam yasaktı ama onun gitmesi de yasaktı. Madem yasakları çiğniyorduk sıra bendeydi. Banka oturdum ve ağlamayı bekledim. Ağlasam gelir miydi? İlk seferinde öyle gelmişti. Gitmez sanmıştım. Benden gitmez sanmıştım. Ben zaten hep yanılırım. Aptal kelebek. Bak, dedim içimden, zehrin beni öldürmedi ama aşkın beni katletti. Sana inanmak beni yok etti. Oysa beni, senim varlığın var etmişti. Beni kelebek yapan sendin. Şimdi kimim bilmiyorum. Her yer karanlık Doğukan ve ben karanlıktan çok korkarım. Işığı kapatıp gittin ve şimdi o karanlıkta tek başımayım. Işığı yakmak için dönmeni bekliyorum. Ağlıyorum. Yoksun. Daha sıkı sarıldım kendime. Bu da geçer demek istedim, kendimi kandırmak istedim. Nasılsa herkes kandırmıştı ya beni, ben de kandırırım kendimi. Soğuk tenime işledi. Uzun tişörtüme indi bakışlarım. Üşüyordum ve bana ceketini veren o küçük çocuk yoktu. Beynimde bir yer ağrıdı. Anılarımız acıdı. Tek kalmıştım. Bir başıma kalmıştım. Ben bile beni terk edeceğim diye çok korkuyordum. Ruhum kaçıp gidecek diye korkuyordum. Elimde ne kalmıştı ki? Kaybettim. Ben kaybettim. Yaşayamadım. Kazanamadım. Daha da yandı canım mümkünmüş gibi. Daha olmaz dedikçe dahasını görüyordum. Artık dibi göreceğim derken uçurumum daha da derinleşiyordu. Ruhumun ortasında bir yara vardı, kalbimde bir kan gölü vardı. Dizlerimi kendime çektim ve kollarımı etrafına sardım. Teslim oldum. İlk defa kelebeğimi bulmadan ölmek istedim. Zihnim acıyordu. Her yerim acıyordu. Bütün vücudum. Saç diplerimden tırnak uçlarıma kadar acıydım.
4 notes · View notes
pazaryerigundem · 5 months
Text
İkinci el araçlara olan talep yedek parça sektörüne yarayacak!
https://pazaryerigundem.com/haber/169409/ikinci-el-araclara-olan-talep-yedek-parca-sektorune-yarayacak/
İkinci el araçlara olan talep yedek parça sektörüne yarayacak!
Tumblr media
Otomotivin önemli yapıtaşlarından biri olan satış sonrası hizmetleri ve yedek parça pazarı, istikrarlı biçimde büyümeye devam ediyor. Tedarik ve ham madde krizlerine karşın gerçekleşen büyümedeki en önemli unsur ise ikinci el araçlara olan talepteki patlama oldu.
İSTANBUL (İGFA) – Pandemide başlayan toplu taşımadan kaçış, tüketicilerde otomobil sahibi olma motivasyonunu artırırken, bir yandan ülkemizde yatırım amacıyla da satın alınan otomobillerde, değer kaybının önüne geçmek adına bakımlara önem verilmesi, yedek parça ve servis ihtiyaçları da artırdı.
Türkiye araç parkının ortalama yaşının 15 olduğunu hatırlatan sektör temsilcilerinden Saim Aşçı, yaşlanan parkla birlikte ülkemizdeki yedek parça ihtiyacının katlanarak büyüdüğünün altını çizdi:
Otomobiller eskidikçe, yaşam döngülerinin gereği olarak yedek ihtiyaçlarının da arttığını belirten Aşçı, “Covid-19 ile başlayan bireysel araç sahibi olma trendi ile ikinci el araçlara olan talep eklenince, sadece ülkemizde değil, tüm Dünya’da istikrarlı büyüme gösteren bir pazar ortaya çıkıyor. Dünya çapında ise ortalama araç parkı yaşı 12,5 yıl, bu da yedek parçanın önemine işaret ediyor.” dedi.
Avrupa ülkelerindeyapılan kapsamlı araştırmalara atıfta bulunan Aşçı, halen offline kanalların yedek parça tarafını domine ettiğine, ancak online kanalların istikrarlı büyüme gösterdiğine de dikkat çekti. 
YEDEK PARÇA SEKTÖRÜ 2030’DA 1 TRİLYON DOLAR DEĞERE ULAŞACAK
Satış sonrası hizmetlerinin temelini oluşturan yedek parça sektörünün Amerika’da ve birçok Dünya ülkesinde önemli bir ivme kazandığını hatırlatan Saim Aşçı, “Globalde bu ivmenin 2030 yılına kadar devam edeceğini öngörüyoruz. Geçen yıl 700 milyar dolar olarak ölçülen pazar büyüklüğünün 2030’da 1 trilyon dolar değere ulaşacağı sektör tarafından öngörülüyor. Ülkemizde ise durum biraz daha farklı ilerleyecek gibi görünüyor. Parka dahil olan yeni araç sayısı ortalama her yıl 800 bin – 1 milyon aralığında gerçekleşirken 10-20 yaşındaki otomobiller halenyoğun bir şekilde kullanılıyor ve servis ihtiyaçları her geçen yıl artıyor. Türk tüketicisi alışkanlıklarını koruduğu takdirde içten yanmalı motora sahip araçlar için yedek parça ihtiyacı 2040 yılına kadar devam edecektir.” yorumunda bulundu.  
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Can dostlarımıza özel Patili Park ve Pati Kliniği
Eyüpsultanlıların daha düzenli, sağlıklı ve yeşil bir ortama sahip olabilmeleri için çalışan Eyüpsultan Belediyesi, patili dostlarımızı da unutmuyor. Eyüpsultan’ı 58 yeni parkla buluşturan Başkan Deniz Köken, Göktürk’te “Patili Parkı” ve sokaktaki dostlarımızın sağlıklı yaşam haklarının sağlanması için “Göktürk Pati Kliniği”ni hizmete açtı. Çocukların yüzlerini güldürmek ve vatandaşların daha…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
gundembuca · 9 months
Text
Başkan Erhan Kılıç “Buca’da planlı bir dönüşüm gerçekleştireceğiz”
Tumblr media
BUCA Belediye Başkanı Erhan Kılıç, Bucalı iş insanlarıyla buluştuğu toplantıda, görev süresi boyunca yaptıkları en büyük çalışmanın ilçenin yeniden planlanması olduğunu vurgulayarak, “Buca’da planlı bir dönüşüm gerçekleştireceğiz” dedi. Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, Bucalı iş insanları ile Mevlana Tesisleri’ndeki Neva Kafe’de düzenlenen kahvaltıda buluştu. Başkan Erhan Kılıç, buluşmada Buca’ya hizmet ile geçen 5 yılını ve projelerini özetledi.  Yarının Buca’sı hedefleri doğrultusunda yaptıkları çalışmaları anlatan Başkan Kılıç, çok yakın zamanda hayata geçirilecek Sporium Spor Merkezi, eski battaniye fabrikası alanına yapılacak Kültür Merkezi, Buca Pazar Yeri alanına yapılacak 700 kişilik gösteri merkezi, Çamlıkule’ye yapılacak pazar yeri ve cemevi projeleri hakkında bilgi verdi. https://www.youtube.com/watch?v=4Exb-JNoLgw “KENTİ YENİDEN PLANLADIK” Görev süresince en önem verdikleri çalışmanın ilçenin yeniden planlanması olduğunu belirten Kılıç, şöyle konuştu: “Bu kent ıslah imar planları ile büyümüş bir kent. Yeni bir planlama şarttı.  Güney revizyon planları dediğimiz alan, çok ciddi bir alan. Menderes Caddesi’nin aşağı bölgesi; Yenigün, Göksu, Yeşilbağlar… Bu alanı kapsayan bir plan. Hastanenin önünden geçerek Belediye önüne kadar gelen yeni bir yol açılacak. İlk etapta yapılaşma az olduğu için buradaki çalışmalar hızla ilerleyecektir.” “PLANLI BİR DÖNÜŞÜM İSTİYORUZ” Dönüşümün yerel müteahhitlerle  yapılması taraftarı olduğunu söyleyen Başkan Kılıç, “Çaldıran, Ufuk, Seyhan mahallelerimiz için de planlarımızı yaptık. Yani biz kentimizde planlı bir dönüşüm gerçekleştirmek istiyoruz. İçinde büyük bulvarların, sosyal donatı alanlarının olduğu güzel yaşam alanları yaratmak istiyoruz. İnsanlar Avrupa’da sokağa çıktıklarında, beş on metre yürüdüklerinde parkla karşılaşıyorlar.  Bizim çocuklarımızın da hakkı” dedi. BENZİNLİK GELİRLERİ BUCA’YA KALACAK Başkan Kılıç, belediyeye ait benzinliklerle ilgili davayı  kazandıklarına da değinerek, çok yakın zamanda benzinlikleri Bucamar’ın işleteceğini  söyledi. “ESKİ TREN YOLU HATTI ÇOK GÜZEL OLACAK” Başkan Erhan Kılıç, ilçeyi Berlin Duvarı gibi ikiye ayıran Buca Demiryolu Hattı’nı yeni bir turizm rotasına dönüştürecek bir proje hazırladıklarını hatırlattı. Yakın zamanda hayata geçecek bu proje ile eski tren yolu hattının çok güzelleşeceğini belirten Kılıç, “2.8 kilometre uzunluğunda, yürüyüş yollarının olduğu, yemyeşil bir post modern mimariye sahip çok güzel çalışma olacak” diye konuştu. “TEMİZLİKTE DEVRİM YAPTIK” Geçmiş dönemlerde çöp toplama işlerinin ihale usulü yapıldığını kaydeden Kılıç, Buca’ya yeni temizlik araçları kazandırarak bu konuda bir devrim yaptıklarını ifade etti. Erhan Kılıç, “Büyükşehir Belediyemizin desteği ile yeni araçlar aldık. Bu bizim için bir devrimdir. Yıllık maliyeti 200 milyon liraya varan bir rakamdan bahsediyoruz. Bu para artık cebimizden çıkmıyor” dedi. Read the full article
0 notes
rusruletti · 10 months
Text
Bu sefer olacak dediğim hiçbir şey olmadığı için, bu sefer kalktım dediğim her seferde inatla düştüğüm için, gitmeyecek dediğim herkesi kaybettiğim için. Kendimi kaybettim ben nerdeyim kafam nerde bedenim nerde bilmiyorum. Herşey karmakarışıkken iyiyim rolü yaptığım her gün için kendimden özür dilerim. Hayat dediler düşeceksin kalkacaksın ben hep düştüm. Ben en sevdiğim insanlar tarafından uçuruma atıldım. Sevilmek bu kadar zor değildir hata bende her seferinde canımı ortaya koyup sevdim yaralarını öpe öpe dudaklarımı yara ettim ben.
Öyle bir dönemdeyim ki hiçbir şey yolunda değil herkes teker teker gidiyor ve ben kaldırımda başım dizlerimde izliyorum. Tutsam kollarımda güç yok kal desem dilim tutulmuş gibi. Ben fazla bir şey beklemedim kimseden bir kere de ben yanındayım densin dil ucuyla değil içten gelerek bir seferde ben gitmeyeceğim diye sözler verilmesin hissettirilsin. Dünyaları önüme serin istemedim pahalı mekanlar pahalı hediyeler değildi derdim sadece başımı bir göğüse koyduğumda bütün düşüncelerim sussun ve ben huzurla uyuyayım istedim.
Babamdır belki de beni bu halde getiren o bir kere saçımı okşayıp insanları boşver brn arkandayım demediği içindir. Ben kaybetmekten yoruldum ben giden insanlardan yoruldum belirsizlik başımı ağrıtıyor. Sözler midemi bulandırıyor ben içimdeki mezarlığı sulamaktan sıkıldım ağlamak istiyorum bağıra çağıra ama yapamıyorum robotlaştım mı duygusuzlaştım mı bilmiyorum. Her kış bahara döner inancım vardı ben kışta kaldım ben üşüyorum ben istemiyorum bunları artık. Nefes almak zor gelir mi geliyor her kafamı yastığa koyduğumda tekrar tekrar öldürüyorum kendimi ben öldüremediğim insanlar yüzünden. Nasıl mutlu olunur bilmiyorum içten gülüş neydi unuttum
Ben bugün yanında eski beyzayı hatırladığım içimdeki çocuğu küstüğü parkla barıştıran ilk defa gitmeyeceğine içten inandığım o insana veda ettim yıkılırmıyım bundan sonra sanmam...
1 note · View note
turkiyehaberi · 2 years
Link
Kayseri'nin Melikgazi Belediyesi, uzun yıllar yaşamını sürdürebilen çınar ağacını saksılarda büyüterek, ağaç şeklinde ilçenin parkla...
0 notes
kinnisvarakool · 2 years
Text
Bisly: Kuidas aitab targa hoone tehnoloogia üürikinnisvaral silma peal hoida
Bisly: Kuidas aitab targa hoone tehnoloogia üürikinnisvaral silma peal hoida
Üürikinnisvara haldamine võib olla ajakulukas ja ressursinõudlik, kuid üha arenev targa hoone tehnoloogia ja õiged töövahendid loovad kinnisvara omanikule ja majahaldurile meelerahu ning säästavad aega ja raha. Jooksev ülevaade hoones toimuvast, üürniku tegevusest ning ennetav hooldus tagavad üürikinnisvara kvaliteedi ja pika eluea. 1. Broneerimissüsteemiga seotud küte ja valgustus töötavad…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
mellireisid · 2 years
Text
10.11.2022
27.10 käisime Silja ja Eliasega Nikkos. Nikko on linn Tochigi prefektuuris Nikko rahvuspargi ääres, mis on tuntud oma lähedalasuvate templi komplekside ja kauni looduse poolest. Nikko templite hulka kuulub Toshogu tempel, mis on üks kõige uhkemini kaunistatud templeid Jaapanis ja kuhu on maetud Tokugawa Ieyasu - Tokugawa bakufu asustaja (bakufu - Jaapani sõjaline- ja feodaalkord keskajal). Nikko linn sai alguse, kui munk Shodo asustas Rinnoji templi 8. sajandil. Nikko lähedal on suur järv Chuzenji ja palju koski, k.a. Kegon kosk, mis oma 97 meetriga on Jaapani üks kõige kõrgemaid koski. Sõit Nikkosse võttis 2,5 tundi, natuke kauem, kui Google maps pakub, sest läksime Craigi soovituse kohaselt natuke kaugemat, aga ilusamat teed pidi. Craig laenas meile lahkelt autot ja hommikul natuke pärast seitset asusime teele. Teekond Nikkosse oli juba väga-väga ilus: mööda kurvilisi mägiteid, ümberringi sügislehtede meri, pisikesed külad ja riisipõllud orgudes. Ilm oli ka suurepärane. Kohale jõudesläksime kõigepealt templeid vaatama. Nikko templid ausvad mugavalt kõik ühes kohas, mitte nagu Kyotos, kus nad on suure ala peal laiali. Templi komplekse on kokku neli, meie käisime kolmes, sest lõpus väsisime ära. Aga need kolm olid väga ilusad, igaüks natuke ise moodi. Esimeses templis tegime väikse tiiru ümber peahoone, aga kuna sisse sai piletiga, otsustasime piletiraha säästa kõige kuulsama Toshogu templi jaoks. Kuna oktoobris-novembris on kooliekskursioonide aeg, oli Nikkos väga palju koolilapsi. Enamasti põhikooli omad, sest suuremad, kelle koolireisi aeg on pikem (5 päeva), lähevad kas Kyotosse (nagu mina käisin 10 aastat tagasi) või Okinawale. Mõned rikkamad erakoolid käivad ka välismaal. Õnneks jaapani õpilased on hästi treenitud, nii et kuigi neid oli õudsalt palju, ei tekkinud erilist ülerahvastatuse tunnet. Teine tempel, mida vaatma läksime, oli Toshogu. Seal ostsime ka pileti, et kompleksi sisse minna. Toshogu hoonete seintel on tuntud ahvide ja magava kassi puust reljeef. Ahvide oma on kolm tarka ahvi, kellest üks varjab kätega silmi (ta ei näe kurja), teine kõrvu (ta ei kuule kurja) ja kolmas suud (ta ei räägi kurja). Magava kassi reljeef sümboliseerib rahu. Selles templis on ka Tokugawa mausoleum. Ühes kõrvalhoones oli laes draakoni maaling ja töötaja demonstreeris kahte puidust klotsi kokku lüües draakoni möiret. Kui ta lõi klotse kokku kusagil mujal toas, siis oli klotside hääl tagasihoidlik, aga kui ta tegi seda täpselt draakoni pea all, kostis löögist vägev kaja nagu draakon möirgaks. Viimane tempel, mida külastasime, oli natuke kõrval ja rahulikum. Seal oli õnneaed - väike teerada metsas, mille ääres olid pisikesed Buddha kujud, igaühe juures kirjas, mis õnne too kuju toob. Näiteks raha, armastust, tervist, kuulsust. Igaüks sai siis ise valida, millisele kujule münti visata, et just seda õnne soovida. 
Pärast templite külastust läksime Kegon koske vaatama. Päris kena kosk oli, aga tolleaja peale oli ilm pilve läinud, nii et head pilti ei saanud. Islandi koskedega võrreldes oli ta ka üsna tagasihoidlik. Siis tegime väikse peatuse järve ääres ja viimase peatuse tegime Yudaki kose juures. Seal oli ka lühike matkarada, mille läbi tegime. Auto juurde tagasi jõudes, oli juba pime ja peale meie oli seal ainult kolm välismaa poissi, kes telefoniekraani valgusega orienteerusid läbi parkla. Kui asju autosse sättisime, tulid nad küsima, kas Ryuzu kose juurde on bussi. Meie teada ei olnud nii hilja enam midagi liikumas ja kuna Ryuzu koseni oli 13km, pakkusime, et viime nad autoga sinna. Poisid olid väga tänulikud, nii et pressisime kuuekesti end 4,5 kohasesse autosse. Nad olid pärit Iisraelist ja olid Japanis osana oma mitmekuusest Aasia reisist. Nii pikk nimekiri riike oli, kuhu neil oli plaanis minna, et mul pole meeleski. Pärast nende ära viimist läksime koju tagasi. 
Nikkost järgmine olulisem sündmus on 3. novembril, kui Yuri ja Ushi tulid mulle Minakamisse külla. Nad pole üldse muutunud, sama toredad kui enne. Koos jalutasime mööda jõe äärt, käisime söömas ja suveniire ostmas ja siis tõin nad meie kohvikusse kohvi jooma. Ushi on vahepeal abiellunud, aasta tagasi, ja töötab lasteaiakasvatajana. Hobi korras jookseb maratonidel ja teeb pilte. Tundus väga rahul ja rõõmus oma eluga. Yuri töötab samas IT firmas, kus ennegi, elab ikka Funabashis, aga hiljuti kolis uude korterisse. Töötab 11 tundi päevas, nii et väike reis Minakamisse tundus talle hea vaheldusena. Ushi läks õhtul koju tagasi, Yuri jäi kaheks ööks siia. Neljapäeva õhtul läksime köisraudteega Tanigawa mäe jalamile tähti vaatama, olime kohalikult turismitüübilt tasuta piletid saanud. Kuigi taevas oli enam-vähem pilvitu, oli kuu nii ere, et tähti oli natuke halb näha. Aga see-eest olid seal välja pandud korralikud teleskoobid, läbi mille nägime Saturni kõige oma rõngastega, Jupiteri ja ta kuid, Vegat ja Kuu kraatreid. Õhtul sõime korea juustumaisi ja jõime korea riisiveini. Reedel käisime Fukiware kose juures, mida kutsutake Jaapani Niagra koseks (kuigi Niagraga on tal väga vähe ühist, rohkem nagu reklaamitrikk). Kosk ise oli küll ilus, aga mis tegi selle väga eriliseks olid mäed kose ümber ja täiuslik sügislehtede virr-varr. Tundub, et eelmine nädal oli sügislehtede tippaeg, nii kaunid pole nad veel olnud. Nüüd hakkavad järjest enam maha langema. 
Laupäeval oli kohvikupäev ja õhtul läksin Yuriga Tokyosse. Yuri läks edasi koju ja mina läksin Shiori poole. Shioriga kohtusin Akitas Kanto klubis, ta mängis flööti ja mina tagusin trummi. Ta on väga avatud ja sõbralik, Akitas tuli ta kohe ise juurde jutustama ja nüüd ka, kui ta sai teada, et tulen Jaapanisse, kutsus ta kohe enda poole ööbima. Kuna ta elab Tokyo jaama lähedal, on ta korter väga mugav baas, kust linnas käia. Shiori lõpetas eelmisel aastal ülikooli ja nüüd töötab P&Gs, hiiglaslik Jaapani korporatsioon. Kui Jaapanis nii suures firmas töötad, siis see tähendab, et sa oled eriliselt tubli. Shiori pere elab Nagoya lähedal ja algselt töötas ta firma kontoris Nagoyas, aga kuu aega tagasi saadeti ta Tokyosse. Nüüd on ta väiksemas meeskonnas ja enda vanuseid on vähe, aga ta ei kurtnud ka. Töö on veel huvitav ja ei pea palju ületunde tegema. Pühapäeva hommikul käisime Shioriga kohvikus hommikust söömas, siis kasutatud riiete poes ja töllerdasime natuke niisama linna peal. Lõunaks läksin mina Uenosse, et Sakura keskkooli sõpradega kokku saada ja Shiori läks oma sõpradega kokku saama. Sakura omadest olid kohal Ruri, A-chan, Chanchi, Rie ja Hi-chan. Hi-chan, kes kolis paar aastat tagasi Hiroshimasse, oli tolleks nädalavahetuseks eraldi Tokyosse tulnud, et kokku saada. Kõik olid ikka sama toredad, aga sain aru, et me käime ikka väga erinevaid radu pidi. Peamine jututeema olid pulmad ja abielud, kes on abiellunud, kes ootab juba mitmendat aastat, et poiss ettepaneku teeks, kes on lahku läinud ja kes alles unistab ideaalsest mehest. Noogutasin ja naeratasin eamasti. Minu kohta küsisid nad ka väga palju, imestasid, kui julge ma olen, et ei käi tööl ja vahetan koguaeg elupaiku ja erialasid (julgusega on see küll vähe seotud) ja lubasid Minakamisse kohvikusse külla tulla. Õhtul ühines meiega ka Minami, kes tuli otse töölt (töötab stjurdessina, too päev oli tulnud fukuokast). Minami tundub väga rahul oma valikuga olevat, kuigi tööd on nüüd väga palju, nii et kodus käib ainult magamas (kui ei maga just sihtkohas, Havail või Sapporos või kus iganes). Igatahes kohver alati kaenla all. 
Õhtul Shiori poole tagasi minnes ootas ees selline uudis, et Shiori tädi oli ära surnud ja ta pidi sama päeva õhtul Nagoyasse koju minema. Tädi oli juba mitu aastat haige olnud ja Shiori polnud teda aastaid näinud, nii et väga õnnetu ta ei olnud, aga eks ta üllatus ole ikka. Andis mulle varuvõtme, mille hommikul panin postkasti ja too õhtu olin siis tema pool üksi. Esmaspäeval jalutasin Kagurazakasse, Tokyo prantsuse linnaossa, enne kui pärastlõunal rongiga tagasi koju läksin. Esmaspäeval tulid siia kaks Taani tüdrukut, Anna ja Clara, 19 ja 20-aastased, jäävad 6-8 nädalaks. Väga tublid ja jutukad, küsivad meie kohta ja räägivad enda kohta, värskelt gümnaasiumi lõpetunud ja nüüd teevad 9-kuuse Aasia reisi. Eilsel kohvikupäeval tulid ise alati küsima, mida teha on ja kuidas aidata saaks, nii et väga mõistlikud tüdrukud. 
Vahepeal muud uudist: mul on vasakus silmas põletik, silmavalge on täiesti roosa, hommikuti paistes, sügeleb ja valutab ja valguspeldlik ka. Aga Silja ütleb, et arstil pole ka midagi teha, kui just ei hakka mingit jura silmast tulema. Panen siis tilku ja teen külma kompressi. Craig ja Rika pakkusid meile Siljaga, et jääksime pikemaks ajaks siia, siis nad saavad rohkem tööd meile korraldada (hakkavad näiteks turul kohvi müüma) ja saavad palka ka maksta. Mina olen väga nõus. Plaanime novembri lõpus Osakasse ja Kyotosse minna. Muud vist rohkem pole. 
0 notes
Text
Best Gyms In Queens, NY
Exercise is good for you. It improves your cardiovascular health, helps with weight loss, and reduces the risk of chronic diseases like diabetes and heart disease. But that doesn't mean you have to spend hours at the gym every week in order to benefit from exercise. In fact, most experts agree that 30 minutes per day of moderate exercise is enough to see some health benefits—and if you do it consistently for even one week, you'll see measurable changes in your body's chemistry! So why not start by joining a gym close to home? Here are my picks for best gyms in Queens, NY:
Planet Fitness - Queens Center Mall
Planet Fitness is a popular gym in Queens. It is a low-cost gym and has a large number of equipment. Planet Fitness offers many classes and has a good atmosphere to work out.
Tumblr media
You can join Planet Fitness for as little as $10 per month and get access to all of their locations, which makes it an affordable option that doesn't require you to spend much money on membership fees.
Retro Fitness - Forest Hills
The gym is a perfect place to exercise, especially if you're new in town or just looking for something new. The Retro Fitness-Forest Hills location has all of the equipment needed for a successful workout: from treadmills and ellipticals to weight lifting machines and free weights. The space isn't too big but it's not too small either; it's about the size of your average hotel room, so there's plenty of room for some cardio practice or stretching out on one of the mats provided by the gym (or even better: bringing your own).
Tumblr media
The atmosphere at Retro Fitness is welcoming, with friendly staff members who will answer all questions regarding membership options. There's also an on-site massage therapist available if you need to take care of any nagging injuries before hitting up an intense workout session!
If you live close enough to this location, we highly recommend checking out their classes—they offer everything from yoga classes (which start at $10 per class) all the way up through CrossFit training sessions ($25 per hour). You'll find trainers waiting inside each class offering guidance throughout every single move so even beginners can feel comfortable trying something new—and everyone else becomes inspired when they see how well each person performs!
LA Fitness - Rego Park
LA Fitness is a chain of gyms that offers plenty of classes, a pool and sauna, juice bar, and full service cafe. This gym has something for everyone! They have a wide variety of equipment that allows you to do any workout you like. In addition to the basic weight machines, there are also circuit training areas where you can complete exercises like burpees or lunges in rapid succession while getting your heart rate up fast.
Tumblr media
LAC Fitness has an indoor track which is great for jogging or running outside when it's too hot out during summer months here in NYC (or if it's raining). They also have two basketball courts so if you're looking to play some pickup games with your friends this can be done easily at LAC Fitness Rego Park without having to drive anywhere else.
All memberships come with access to their pool which opens up at 6am every day except on Fridays when opening time will be at 7am instead since they close early on those days due to being closed on Saturdays as well! This makes it easy for people who work late hours because now they won't have
Blink Fitness - Fresh Meadows
Blink Fitness - Fresh Meadows is located at 10-15 Little Neck Parkway, Fresh Meadows, NY 11365. The gym is open 24/7 and offers several membership options for you to choose from. If you're new to Blink Fitness, the first month of your membership is free!
Tumblr media
A few of the classes offered at this location include:
Cardio: This class features low impact exercises that are great for building endurance and burning calories. You'll also gain strength and flexibility in this 60 minute class!
Yoga: If it's been a while since you've tried yoga then this is a great place to start again because they offer beginner level classes that are specifically designed for people who haven't done any before or those who need modifications because they have physical limitations such as injuries or disabilities (or just general clumsiness!).
Zumba Gold: This hour long workout combines dance moves with light weights which makes it easy for everyone in any shape or form achieve their fitness goals no matter what stage their fitness journey may be currently at!
Blink Fitness - Bayside-Bell Boulevard
Blink Fitness - Bayside-Bell Boulevard
20-12 Bell Boulevard
Bayside, NY 11361
Phone: (718) 224-6800
We hope this list has helped you find the best gym in Queens. If none of these gyms are quite what you’re looking for, don’t worry! There are plenty more out there, and we know that everyone has their own preferences when it comes to fitness. While we can’t recommend one gym over another due to personal preferences, we do hope our list gives you some ideas on where else may be worth checking out before making a final decision.
You can't always avoid divorce, but you can make it easier on yourself. At Gordon Law, P.C., we believe in providing our clients with the resources they need to make informed decisions about their future and the future of their children. We're here to help you navigate the legal system so that you can focus on your family relationships, rather than worrying about whether or not they will be intact after the divorce.
Tumblr media
If you're looking for a divorce lawyer Queens ny, look no further: Gordn Law, P.C. is here to help! We are dedicated to providing quality legal services for families throughout Queens and beyond. Our team understands what it takes to build a solid case for you and your children in order to ensure that all parties involved are treated fairly by the courts.
Gordon Law, P.C. - Queens Family and Divorce Lawyer 161-10 Jamaica Ave #205, Queens, NY 11432, United States (347) 670-2007 https://www.nylawyersteam.com/family-law-attorney/locations/queens https://www.google.com/maps?cid=17054851709954018386
0 notes
habergecesi · 2 years
Text
Mevcut ağaçların tümünün korunduğu alana 502 yeni ağaç daha dikildi
Mevcut ağaçların tümünün korunduğu alana 502 yeni ağaç daha dikildi
BAŞKAN ÇERÇİOĞLU, MİMAR SİNAN PARKI’NDAKİ ÇALIŞMALARI YERİNDE İNCELEDİ   Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Aydın merkezdeki Mimar Sinan Parkı’nda devam eden çalışmaları yerinde inceledi. Parkla ilgili değerlendirmede bulunan Başkan Çerçioğlu, parktaki mevcut ağaçların yerinde korunduğunu ve 502 yeni ağaç daha dikildiğini belirtti. Başkan Çerçioğlu, parkın mahalleye ve Aydın’a…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
listemakale · 2 years
Text
Mevcut ağaçların tümünün korunduğu alana 502 yeni ağaç daha dikildi
Mevcut ağaçların tümünün korunduğu alana 502 yeni ağaç daha dikildi
BAŞKAN ÇERÇİOĞLU, MİMAR SİNAN PARKI’NDAKİ ÇALIŞMALARI YERİNDE İNCELEDİ   Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Aydın merkezdeki Mimar Sinan Parkı’nda devam eden çalışmaları yerinde inceledi. Parkla ilgili değerlendirmede bulunan Başkan Çerçioğlu, parktaki mevcut ağaçların yerinde korunduğunu ve 502 yeni ağaç daha dikildiğini belirtti. Başkan Çerçioğlu, parkın mahalleye ve Aydın’a…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kadinfikri · 2 years
Text
Mevcut ağaçların tümünün korunduğu alana 502 yeni ağaç daha dikildi
Mevcut ağaçların tümünün korunduğu alana 502 yeni ağaç daha dikildi
BAŞKAN ÇERÇİOĞLU, MİMAR SİNAN PARKI’NDAKİ ÇALIŞMALARI YERİNDE İNCELEDİ   Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Aydın merkezdeki Mimar Sinan Parkı’nda devam eden çalışmaları yerinde inceledi. Parkla ilgili değerlendirmede bulunan Başkan Çerçioğlu, parktaki mevcut ağaçların yerinde korunduğunu ve 502 yeni ağaç daha dikildiğini belirtti. Başkan Çerçioğlu, parkın mahalleye ve Aydın’a…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes