Tumgik
#sana bir şey olmasın
Text
Acısın canım, zaten or'dasın..
63 notes · View notes
yagmur-03 · 9 months
Text
ALLAH NEREDE ? ALLAH HER YERDE .......
Başını örtüp camiye giriyorsun.
Dini sohbetlerde edepli davranıyorsun.
Kâbe'de büyük bir saygı içinde hareket etmeye çalışıyorsun.
Kur'an okunduğu zaman başını öne eğip saygıyla dinliyorsun.
Ezan duyduğun zaman müziğin sesini kısıyorsun.
Neden ?
ALLAH'a saygısızlık olmasın diye mi ?
ALLAH sadece camide,dini sohbetlerde,Kâbe'de,Kur'an ve ezan okunduğu zaman mı seni görüyor ?
O zaman gel sana Allah'ın seni gördüğü yerleri söyleyeyim.
Torpil yaptırıp kendin veya yakının için menfaat sağlıyorsun ve tanıdıklarını hak etmediği halde işe alarak diğer insanların önüne geçiyorsun ya,hah işte ALLAH orada.
Senin sendikandan,senin partinden olmadığı için insanların hakkını yerken ,mülakatlarda kendi adamlarını kazandırırken de ALLAH orada...
Karını veya çocuğunu dövdüğün zaman ALLAH orada.
Kocana karına yalan söylediğin zaman da ALLAH orada.
İnsanların arkasından bilip bilmeden konuştuğun ,çekiştirdiğin gıybet ettiğin zaman da ALLAH orada.
Bir liralık malı on liraya satıp insanları kazıklarken ALLAH senin işyerinde.... Çürük ve bozuk malı kaliteli diye yutturmaya çalışırken,yalan yere yemin ederken de ALLAH orada.
Menfaat uğruna insanları aldatırken , kandırırken de ALLAH yanıbaşında.
Söz verip de tutmuyorsun ya, randevuna sadık kalmıyorsun ya bahane ve özrü bile yalana bağlıyorsun ya o zaman da ALLAH orada...
Mesleğin ne olursa olsun hak etmeden maaş alırken de ALLAH orada , partili belediye başkanın sana ATM memuru olarak maaş öderken de ALLAH orada....sen bu parayı helal kabul edip yerken de ALLAH orada...
Çocuklarım arasında ayrım yapmam diyerek maddi manevi birini koruyup kollarken,diğerlerine üvey evlat muamelesi yaparken de ALLAH orada...
Müşterek mirasın gelirlerini alıp cebine indirirken,kardeşlerine bir şey vermezken de ALLAH seninle beraber...
Yalanı,talanı ve hırsızlığı alkışlarken , hırsıza , vurguncuya arka çıkarken de ALLAH orada .
Devletin malını şahsi çıkarların için kullanırken de ALLAH orada...
Yetimin öksüzün garip gurabanın hakkını yerken de ALLAH orada...
Kısacası ALLAH her an her yerde...
"ŞÜPHESİZ YERDE VE GÖKTE ALLAH'A HİÇ BİR ŞEY GİZLİ KALMAZ "
(Al-i İmran Suresi, 5. ayet)
Ekrem CANER
Gül Günbaş
( alıntı )
196 notes · View notes
endergelisenataklar · 7 months
Note
Gelecekte ki çocuğuna neler demek istersin
bak güzel kızım, insan olmayı becerebildikten sonra hayat olabildiğince güzel. hayatı bir futbol müsabakası gibi düşün. futbol, aslında çok basit bir oyundur. ama zor olan futbolu basit oynamaktır. gayen mutluluğun olsun. unutma ki, hesabına iş örüp güdenler olacak, seni aptal yerine koyanlar, sana tepeden bakanlar olacak, dinine, ırkına dil uzatanlar olacak, baban bunların hepsini yaşadı ve yaşayacak. bunlara karşı nasıl bir bilinçte olacağını iyi kavra. nerede aptal olacağını biliyorsan yeterince zekisindir, bunu aklından hiç çıkarma. unutma ki; sana ait olan hiçbir şey seni bırakmaz. seni bırakıp giden her daim sana ait olmayandır. bu gerçeğin altına sığın. yıllar geçecek, beklentilerin yükselecek. belki ileride babanı bile beğenmeyeceksin, çevren senin için mutluluğun bir lamborghini markası olduğuna inandıracak belki. ama yeri geldiğinde asıl mutluluğun lamborghininin, pahalı kıyafetlerin, revulation rujların, vogue dergilerin değil de basit bir kaçak çayın da olabileceğini iyi idrak et. bütün bu arzuların, temennilerin, heveslerin hepsi senden vücut bulacak. bir başkasının hebâ etmesine müsaade etme, hatta benim bile. hayatı bir öğretmen olarak kurgularsak şâyet, hayattaki gayen öğretmeninden aferin almak olmasın. olup olabilecek her şeyi sorgula. her günün akşamında, "bugün öğretmeninden aferin aldın mı?" demek yerine, "bugün öğretmenine güzel bir soru sordun mu?" diye seni tembihleyen dağ gibi bir baban olacak, bunu unutma. son olarak, hep mutlu yaşanmaz, öyle yaşama da, ama ağlayarak geldiğin bu dünyadan gülümseyerek ayrılabileceğin bir hikâyen olsun. seni annenden daha çok seviyorum, baban. :)
74 notes · View notes
tipitip213 · 10 days
Text
Annem ve Teyzem 11. Bölüm
Ensest
Yaşadıklarım bir hayal gibiydi. Hepimiz toplandık. Duşa girdik sırayla. Akşama eniştem gelecekti ama oda ben sabaha gelirim demiş teyzeme. Aklımda bir plan vardı. Kadınlarımı güzel bir yemeğe çıkartmak istedim. Ama sonra mesafe rahatlık derken mangal yapmak geldi aklıma. Romantikliğin de bu kadarı. Annem ve teyzem aşağıya inmişlerdi. Üstlerine birer tişört giyip oturuyorlardı.
B:" Kraliçelerim. Bugün siz bir şey yapmayın yemek ve hazırlanması herşey benden. Sizden sadece akşama en seksi kıyafetlerinizi giymenizi istiyorum"
T:" Bak sen neler de istermiş" Teyzem bunu söylerken annemin bacağının üstüne kendi bacağını attı ve amını bana sundu.
B:" Dediğim gibi bugün iki kız sikeceğim ve benim istediklerimi yapacaklar"
Hepimiz güldük ben alışveriş için dışarı çıktım. Herşeyi aldım eve döndüm. Elimdeki poşetleri taşımam biraz uzun sürdü. Salonda ve mutfakta kimse yoktu. Geldim diye seslendim ama yukarıdan sesler geliyordu. Teyzem sanki tartışıyordu. Hemen yukarı çıktım teyzem odasında telefonla konuşuyordu ve sus işareti yaptı telefonu diafona aldı.
E:" Ya ben anlatamıyorum sana"
T:" Çünkü söz verip yapmıyorsun"
E:" Aşkım elimden gelen bir şey değil. Tatil iptal olmadı ev iptal oldu. Ama bir otel buldum bak linki attım sana. Orada çok daha rahat ederiz. Sen evdekileri ikna et"
T:" Ya ne planlar yaptık sen de biliyorsun umarım bozulmaz. Bakıp döneceğim sana. Tamam bağırdığım için de özür dilerim."
E:" Bir daha olmasın yeter. Bu arada para işini konuş ablanla ve yeğeninle. Onlarında haberi olsun. Artık güzellikler bizimle olacak"
T:" Tamam merak etme bu akşam ayrıntılı konuşacağım" Telefonu kapattı teyzem. Anlatmaya başladı.
T:" Ya canım biliyorsun biz villa kiraladık. Ve oldukça güzeldi. Şimdi o işte bir sıkıntı olmuş. İşler karışmış. Başka bir otel ayalarmış enişten onun için tartıştık. Bak ama gerçekten güzelmiş otel. Ben beğendim. Ablama da gösterelim mi ?"
B:" Tamam teyzem siz bakın ben sizin olduğunuz her yere gelirim. Ama bir sıkıntı var orada nasıl rahat edeceğiz. ?"
T:" Düşünme bunları. Hadi sen sözünü tut bizde bakalım senin isteklerine cevap verebilecekmiyiz"
2 saat içinde masaı hazırlmaıştım. Yemek (Mangal olsa da özel soslarla yapmıştım) Mezeler içkiler. Hepsi hazırdı. Hemen yukarı çıktım hızlıca bir duş aldım güzel bir keten pantalon ve gömlek giydim içime hiç bir şey giymedim. Alışverişten aldığım parmüfü de boca ettim üstüme.
Aşağıya indim.
B:" Bayanlar güzel kadınlarım sizleri bekliyorum"
A:" Geliyoruz canım 2 dakika"
B: " Tamam"
Son kontrolleri yaparken Kadınlarım merdivenlerden iniyordu. İkisi de beyaz mini bir elbise giymişler. Ayaklarında topuklular. Muhteşemdiler. Hemen koştum ellerinden tuttum ve inmelerine yardım ettim. Masaya kadar eşlik ettim. Sandalyelerini çektim oturmalarını sağladım ve servise başladım.
B:" Yemek esnasında emrinize amadeyim. Yemekten sonra roller değişecek hanımlar. Ayrıca çok güzelsiniz hatta çok çok güzelsiniz"
T:" Teşekkür ederiz canım benim ama yanımdaki bayan biraz utandı. Bir kaç saat önce yaptıklarını unuttu sanırım"
A: " Deli dur öyle şeyler söyleme. Tamam"
B:" Demek unutulacak kadar kötü bir deneyim di ?"
A:" Ya oğlum bakma bu deliye. Tabiki değildi ama ..." Cümlesini bitirmeden hemen dudaklarına yapıştım.
B:" Unutamayacağın şeyler olacak merak etme"
Ben yemekleri servis ettim. İçkiler içildi. Tatil için oteli çok beğendik. Öğlen yola çıkacaktık. Bu gece nin özel bir gece olması lazımdı. Tatilde bir şey yaşayacağımızı düşünmüyordum. Sanırım 2 3 saat kadar yemek masasında oturduk. Espriler yaşanan konuşuldu.
T:" Canım şimdi sen geç otur. Ben birer kadeh içki hazırlayayım. Havuz başında konuşalım seninle"
B:" Tamam teyzem" Annem ve teyzem içkileri hazırladılar ve kuruyemiş tabağı alıp havuz başına çıktık ve orada ki küçük masaya oturduk teyzem başladı anlatmaya.
T:" Canım şimdi anlatacaklarım seni şaşırtabilir. "
B:" Teyzem bugün yaşadıklarımdan daha şaşkın olacağım bir şey yok emin ol" Gülerek söyledim
T:" Dur kesme sözümü. Tek seferde anlatmam lazım. Biliyorsun enişten bütün paralarımızı kontrol ediyor ve Allah yukarda bir kuruşu bile ziyan etmedi. Ticaret kafasıda çok iyi. Biz iki senedir bir işe giriştik ve inanılmaz paralar kazandık. Şu an bulunduğumuz ev senin. Aldığımız araba geçici çünkü senin beğeneceğin bir araba alacağız. Ve bir ev daha aldık. Daha doğrusu büyük bir çiftlik ve sende kabul edersen orada yaşayacağız. Kabul etmeni çok isterim. Tabi biz bunları yaparken sende askerdeydin falan. Kesinleşmeden çok konuşmak istemedik. Bu arada biz annenle geçmişte yaşadığımız bazı yaramazlıkları yaşadık. Senin yokluğun annenin ateşi ve Hmmm eniştenin bize yaptığı sürprizler. Yani çok başka olaylara gittik. Pişmanmıyım asla. Ama seninde bilmen lazım. Kısacası canım benim bugün sen bizi nasıl siktiysen enişten de beni ve anneni öyle sikti. Ama bize yetemedi sanırım stresten dolayı biz ne kadar daha doğrusu ben ne kadar ısrar etsem de enişten bize yetemeyince bizde ablamla birbirimizi memnun ettik. Ve o sıra sen aklıma geldin. Ve seni istedim hemde çok. Bunu hep söyledim. Anneni ikna etmek çok zor oldu ama oldu. Sonuç bu. Şimdi tatile gideceğiz orada sevgili gibi grup olarak gezip farklı şeyler yaşamak istiyoruz. Ama inan bana başka erkekler yok. Sen ve enişten. "
B:" Ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Yani buna ne denir. Aklım karıştı. "
T:" Dur bekle. Annenin tek şartı vardı. Ve o sen şimdi hayır böyle bir şey istemiyorum dersen oda sana katılacak. Karar senin canım benim. Yaşayacaklarımızı hayal et. "
Anneme dönüp baktım bana bakıyordu. O sıra annemin kızardığını gördüm. Sonuçta yaşadıklarını anlamıştım. Gündüz oğlu sikmişti.
B:" Ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Annem sen ne diyorsun ? "
A:" Oğlum ben sen ne dersen ona tamam diyeceğim."
T:" Bak canım hemen vereceğin bir karar değil. Ama şunu düşün sabah yaşadıklarının çok daha fazlası olacak emin ol. "
B:" Ben bilmiyorum. Zenginmiyiz ayrıca. Ve şu an karşımda iki tane kadın var onları sikmek istiyorum. Fantaziler var. Şu an sağlıklı düşünemiyorum ben"
Teyzem ayağa kalktı.
T:" Bunları şimdi düşünme yarın düşünmeye başla. Anın tadını çıkartalım. Ama senden bir izin isteyeceğim birazdan"
B:" Bugün benden izin alarak yapacaksınız herşeyi zaten ve ben ne dersem o olacak. "
Ayağa kalktım teyzemi kendime çektim ve öpüşmeye başladık. Elimi götüne doğru getirdim ve kısacık elbisesi zaten kapatmadığı pürüzsüz götünü okşamaya başladım. Dilimi ağzına soktum ve deli gibi emmeye başladı dilimi. Bu kadın işini biliyordu. TEyzemin saçlarında tutup aşağıya doğru eğilmesini sağladım. Teyzem anlamıştı. Hemen eğildi pantalonumu çözdü ve kalkmış olan sikimi yalamaya başladı. Annemi çağırdım. Yanıma geldi. Onunla öpüşmeye başladım. Teyzem iyice yalamaya devam ediyordu. Annemi de eğdim aşağıya doğru oda anladı ve sikimi teyzemin ağzından alıp kendi ağzına soktu. Sırasıyla ikisi bir den yalamaya başladılar. O sıra içerden acı acı telefon sesi geliyordu. Kimse oralı olmadı ama ısrarla çalıyordu. Teyzem kalktı ve söylenerek salona doğru geçti. Şimdi annem tek başına sikimi yalıyordu. Onu ayağa kaldırdım ve boynu öperken götünü okşamaya başladım. Elbisesini sıyırdım ve teyzemin bana hediye bıraktığı kilot annemin üstündeydi. Teyzem bu işi biliyordu ve zamanı gelince anlamıştım. Kilodu da çıkarttım annemin ve ağzına verdim. Bir an şaşırdı ve sus işareti yaptım. Bende soyundum ikimiz de havuz kenarında çıplaktık. Annemi masanın üstüne yüzü koyun yatırdım. Ayakları yere değiyordu. Eğilip götünü ikiye ayırarak amını ve götünü yalamaya başladım. Annemin ağzında kilodu olduğu için sesleri çok boğuk çıkıyordu. Ne kadar oldu bilmiyorum ama annemin bacakları kasılmaya başladı ve boşalıyordu. HEmen annem boşalırken sikimi amına kökledim. Ağzında kilot olmasına rağmen annemin bağırmasını teyzem bile duymuştur içerden. Hemen kilodu çıkarttı ağzından.
A:" Delirttin aniden sokma. Öldürdün. Yırttın aşkım yavaş lütfen."
B:" Merak etme alışacaksın." Annemi sikmeye devam ederken bir gözüm de teyzemdeydi ama gözükmüyordu. Annemi masadan kaldırdım ve kucağıma aldım. Hemen bacaklarını belime doladı ve eliyle sikimi amına hizaladı ve sikmeye başladım. Kuş gibi hafifti annem. Memeleri küçük olmasına rağmen sallnıyordu. Annem tekrar kasılmaya başladı. 5 dakika içinde ikince kez boşalıyordu. Bende gelmek istiyordum ama uzun sürsün istiyordum. Annemi masaya yatırdım ve bacaklarını omzuma alıp hızlı hızlı sikmeye başladım.
B:" Götünden sikmek istiyorum"
A:" Yavaş lütfen."
Mesaj alınmıştı. Annemin amından çıktım ve bacaklarını iyice büktüm ama masa çok sallanıyordu. Yapacak bir şey yoktu. Sikimin başını annemin götüne dayadım ve başı girmişti. Annem sadece inledi. Yavaş içine giriyordum yarısı içindeyken annem bekle dedi. Biraz bekledim ve tekrar girmeye devam ettim. İşte olmuştu annemin götüne köklemiştim sikimi. Ama bu kadar rahat almasını beklemiyordum. Artık yavaş yavaş girip çıkıyordum annemin götüne. İyice hızlanmıştım. Amından akan sular sikime aktıkta götüne çok daha rahat giriyordum annemin. Annem o sıra amınla oynuyordu. Bende gelmek üzereydim.
B:" Geliyorum annem"
A:" Gel oğlum doldur içimi bende geliyorum"
İnlemelerle ikimizde boşalmaya başlamıştık. Muhteşem bir zevkti. Annemin üstüne doğru eğildim ve memelerini emmeye başladım. Annem de inliyordu. O sırada
T:" Al bak işte gördün mü herşey tamam" Arkama baktığımda teyzem telefonu bize doğru tutmuş birisi ile görüşüyordu. Sanırım bu eniştemdi
T:" Sana demiştim bizi doyurur ve daha gece devam edecek. Hadi yarın görüşürüz"
B:" Teyze kimdi o ne oluyor?"
T:" Enişten merak etme sadece inanmadı ilişkimize bende canlı canlı gösterdim. Ama ben kaldım"
B:" Merak etme teyzem" Bunu dedim ve annemin götünden çıktım annem rahatlamıştı. Götünden döllerim yere akıyordu. Sikim yarı inmişti. Sandalye ye otudum teyzemi çağırdım kucağıma
Devamı geliyor.
25 notes · View notes
unpourlaroute · 9 months
Text
ama yine de sana bir şey olmasın olur mu
135 notes · View notes
arbrenu · 11 months
Note
Nagi bu çok kötü bir şey biliyorum ama ben bazen en yakın arkadaşımı kıskaniyorum ne kadar istemesemde bazen bunu durduramıyorum en basit saç rengini bile kıskaniyorum sürekli onun hayatıyla kendi hayatimi karsılastiriyorum bazen o olsa böyle yapmazdı diye düşünüp onun gibi davranmaya calisiyorum bu korkunç değil mi onu seviyorum kotü anlamda kıskanmiyorum ama bilmiyorum kendimi çok kötü hissediyorum sadece
Güzelim bence bunun farkında olman ve bu şekilde dile getirmen çok güzel bir şey senin adına. Bu konuda sana şunu söyleyebilirim, hepimizin kendimizde sevmediğimiz bir dolu şey var inan ki ve değiştirmek istediğimiz şeyler de var ama hiçbir durum ve hal bizim olduğumuzdan daha iyisi değil. Daha iyisi olan senin daha iyi versiyonun. Ay, güneş ve yıldızlar aynı ayrı çok güzel kaldı ki Ay’ın bile farklı halleri var. Bir başkası gibi olmana gerek yok, oturup gerçekten kendini nasıl biri olmak istiyorsan öyle hayal et ama bu başkalarında görüp etki altında kaldığın şeyler olmasın. Hepsinin dışında gerçekten nasıl biri olsan mutlu olurdun? Saçların nasıl olsa, nasıl giyinsen, nasıl davransan… kendini keşfetmek çok kıymetli bir deneyim ama çoğunuza bu bilinç işlenmiyor ama inanın deneyebilirsiniz ve mücadele gerektirse de daha iyisi olabilirsiniz. Umarım kendi yolunu ve kendini bulursun🤍
127 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 11 months
Text
Sana diyecek hiç bir şeyim yok artık. Ne kadar saçma değil mi? Oysa ben seni anlatacak kelime bulamazken şimdi ağzımı açıp hiç bir şey diyemiyorum. Sanki sana satırlar yazan, her bir satını gözyaşlarıyla silen ben değilmişim gibi. Eskiden seni görünce hissederdim bir kalbim olduğunu. Şimdi görsem kilim kıpırdamayacak haldeyim. Bir insanı kendinden nefret ettirmek nasıl bir duygu? Peki seni seven insanı kendinden nefret ettirecek kadar kötü olmak. Ya ben sana ölürüm derken şaka yapmıyordum. Ama şimdi karşımda can versen arkama bakmadan giderim. Öyle bitirmişim bendeki seni. Öyle soğumuş bir zamanlar bahar çiçekleri açan kalbim. Kendini berbat hissediyorsun değil mi? Yaktı mı canını sözlerim? Dokundu mu olmayan kalbine? Bir ürperti geldi mi içine? Dedin mi "Ben ne yaptım?" diye. Olmadı mı? Şaşırmadım senin kadar kalpsiz birinden başka ne beklenir ki? Gülüp arkanı döndün, gidiyorsun bir gün sana gelmek için adım saydığım yollardan. Ah kalpsiz kadın Bir kere ciğerin yansın. Bir kere kahrol sende benim gibi. Yüzüme bakacak yüzün olmasın. Sana beddua etmeyeceğim, sen onu bile hak etmiyorsun artık. Ne garip ya bir zamanlar her gece dua ederdim Rabbim seni kaderime yazsın diye. Demek ki vazgeçmek böyle bir şeymiş, insan dualarını bile tövbe ederek hatırlıyormuş. Sitemim sana da değil yanlış anlama. Sitemim taş kalbine ama en çok ta kendime. Ben fazla aşık olmuşum sana, Fazlaca katmışım kendime. Sen oluşuma lanet ediyorum bu gün. Taş kalbinin içinde bir yerlerde olmak için çabaladığım günlere lanet ediyorum. Şu son 7 seneye tanet ediyorum. işte şimdi git kalbim. Seni azad ediyorum..😢😢😢
Tumblr media
61 notes · View notes
orendast · 8 months
Text
Sevgili D, bugün yine terk edildim. Uzun zaman geçti biliyorum, alışmam gerektiğini biliyorum ama yine de canım ne zaman o kadar çok yansa hâlâ sen oradasın sanıyorum. Başımı kaldırıyorum, canım o kadar çok acıyor ki o an düşünemiyorum, sadece aklıma sen geliyorsun, gözlerim etrafta seni arıyor. Her defasında bulacağımı sanıyorum. İstediğim tek şey koşmak, koşup sana sarılmak. İyi hissetmeyi hatırlamak istiyorum. Ya da daha kötü hissetmeme yardım etmeni. Sadece tüm bunlarla baş edemiyorum ama bunu kimseye söyleyemem. Onların beni gördüğü gibi iyi olmalıyım ama iyi değilim. Birinin bunu görmesine ihtiyacım var. Sevildiğim bir ana ihtiyacım var. Sevildiğimi hatırladığım bir ana. Bunu ne zaman istesem aklımda sadece senin gözlerin beliriyor. Birbirimizi sevmek milyonda bir olan bir başarısızlıktı. Şimdi anlıyorum. Neden artık bir arada olamadığımızı. Havai fişekler gibi, bir anda büyük bir patlama ve parlama. Sonra sönüyor. Tehlikeli. Bir anda olan bir şey. Şimdi hatırlıyorum, o köprünün altında bir anda sevmeye başladığımızı birbirimizi. İşte bu yüzden yanlıştı. Benim o saatte o köprünün orada olmamam gerekiyordu. Senin o köprüde o çocuklar sana saldırdığında belki de ölmen gerekiyordu. Her şey yanlış ve bir anda başlamıştı. İlahi kuralları çiğnediğimize emindim. O gece orada bulunmak büyük bir günahtı. Hiç yaşanmaması gereken bir anda göz göze geldik, gökyüzüne fırlatılan bir havai fişek patladı ve biz birbirimizi sevdik.
Bana söylemiştin, bunun frenleri tutmayan bir arabanın içinde olmak demek olduğunu ve ben de buna bayılmıştım. Ben seni o arabanın içinden attım. Çünkü çarpacaktım. Frenleri tutmuyor dediğinde sana inanmıştım. Sağ çıkamayacağımı biliyordum. Frene basmayı denemedim. Çünkü sana inanmamak ölmekten daha korkutucuydu.
Sana ilk kez git dediğimde ve sen gittiğinde kalbimin nasıl lime lime olduğunu hatırlıyorum. İlk zamanlar kolaydı. Gün geçtikçe yokluğun ağırlaştı. Boşluk büyüdü. Sen gelmedin. Bir katil ortaya çıkana, sorgu yapılana ve sen çağrılana kadar, Gelmemeyi başardin. Dönmemeyi başardın. Ben olmadan da devam etmeyi başardin. Sadece, aynısını yapabilmek istiyorum. Benim de bir şansım olsun istiyorum.
İnsanlar bana neden bir arada olamayacağımızı soruyor. Onlara anlatamıyorum. Bunun sevmekle alakalı olmadığını. Bunun hiç olmaması gereken bir şey olduğunu anlatamıyorum. Birbirimizi sevmenin bir ölüyü sevmek demek olduğunu nasıl açıklayabilirim? Bana ortada bir ceset olmadığını söylerler ama ben onlara sevmeyi sürdürürsek ortada bir ceset olacağını söyleyemem. Çok fazla insan vardı D. Etrafımda her zaman çok fazla insan vardı. Hep kalabalıkta yenildim ama elimde hep bir kupa vardı. İnsanlar kazanmakla kaybetmek arasındaki benzerliği anlamadılar. Çok kalabalıklardı, beni sevebilecek onlarca insan vardı ama bunu sen seçtin ve şimdi de bir katil kollarını etrafıma dolamak istiyor.
Benim suç ortağımdın. Biz geçecektik bu dünyanın üzerinden, sen ve ben. Yaşam bizim oyunumuz olacaktı. Köşe başındaki bir tehlike gibiydin sen. Ben köşe başını aldım senden. Şimdi ikimizin de kalbi ucu kırılmış bir bıçak gibi. Körelmiş ve pas tutmuş. Ve son kez aynı sigaradan içimize duman çekiyoruz. Her zaman mağlup olduğumuzu biliyorduk, birbirimize kalışımızdan belki. Birbirimizin zaferi olsaydık eğer, sen de biliyorsun, diğerleriyle yarışmak zorunda kalmazdık. Her öpüşümüz ve sarmaş dolaş uykularımız birbirimize açtığımız başka kurşun yaralarıydı. En çok kanatan kazanır sandık. Kan kaybederken birbirimize aşkla bakıyorduk bunun bir hastalık olduğundan habersizce. Beni hep birbirimize uzun uzun baktığımız o sıcak nemli günlerdeki gibi hatırla, iskelede otururken, ayaklarımızı sallarken ve bir bardak buzlu çay içerken. Ve iskeleden birlikte atlayacak birini sev kendine, bu defa ölmek için olmasın. Veya öldürmek.
Vazgeçmiyorum, korkma. Tökezleyerek de olsa sözümü tu tuyorum. Kapına kadar koştuğum anlar olmuyor değil ama kapıyı çalmadan geri dönüyorum. Sadece, bazen, saatlerce o kapının önünde oturuyorum.
41 notes · View notes
oluruvar · 9 days
Text
Düğün muhabbetinden sonra babama "sana oje sürsek ne renk isterdin" dedim. Kırmızı istermiş. "Sürelim mi" dedim. Büyük bir tepkiyle karşı çıktı şsöxşsldls "o ne öyle, asla olmaz tövbe estağfurullah" falan dedi şwödlwlfşs. Sonra geçenlerde annemle konuştuğumuz erkeklerin makyaj yapması konusunu sormak istedim. Ben cidden makyajı, ojeyi, renkli saçları erkeklere yakıştırıyorum öyle kadınsı olanları değil ama renkli renkli gezen adamlar güzel geliyor gözüme. O yüzden babama da "makyaj yapan adamlar hakkında ne düşünüyorsun" dedim. "Zorunlu bir sebeptense olabilir" gibi bi şeyler geveledi. "Yok, baya keyif için gözlerini yeşile maviye boyamış bir erkek birey diyorum" dedim. "Yok yauv öyle olmaz, kötü, kadının da yapmaması lazım bence" dedi. "Aaaa sen iyice kötü durumdasın" dedim. Sonra "saçlarını boyasa peki" dedim. "Eğer çok beyazı varsa, mücbir sebeplerden ötürüyse neden olmasın" dedi şsöcşslcls ısrarla bi zorunluluk arıyor garibim :') ben de "hayır ya keyiften yeşil yapmış, pembe yapmış" dedim. "O ne öyle, olmaz öyle şey" dedi. "Peki ben sana öyle bi damat getirseydim ne yapardın" dedim. "Sen sevdiysen hiçbir sorun yok" dedi... Öyle bi şok oldum ki anlatamam. Alkışlamaya başladım "vayyy beee seninle gurur duyuyorum" dedim. O da "sen gözlerine bakacaksın, parıl parıl gelecek, sana bakınca gözleri parlayacak. Önemli olan o gerisi önemli değil" dedi... Cidden o kadar duygulandım ki :') olmaz öyle şey falan diyecek sandım zerre kadar düşündüğüm tepkiyi vermedi. Babama kimi götürsem ok diycek yüksek ihtimalle. Bana çok güveniyor. Bu aşşşşırı derecede hoşuma gidiyor <3
19 notes · View notes
tipitip213 · 7 days
Text
Üvey Anneme Aşığım
Hikaye uzun olduğu için 3 parça olarak paylaşıyorum.
1. Bölüm
Bir akşam babam bana bir şeyler konuşmak istediğini söyledi. Aklım gezmek tozmaktaydı ama biraz üsteleyince dinlemek zorunda kaldım. Babam yalnızlıktan falandan filandan derken bir kadınla tanıştığını onunda kendince gelir durumunun iyi olduğunu ve evlenebileceği dengi bir erkek aradığını söyledi. Önce içerledim doğrusu biraz ama babamı da düşününce daha orta yaşlarda bir adam evlenmek isteğinde haklıydı. Bende evlenmesine razı olduğumu belirttim kendisine.
Birkaç defa kadınla tanışma yemeği derken Azize ablaya bende ısınmıştım doğrusu. Azize abla, tesettürlü, 42 yaşında 160 – 165 boylarında tam balık etli tabir edilen alımlı bir bayandı. Babamı baştan çıkarması çok kolay olmuştur kanımca. Güzel bir kadındı sonuçta.
Azize abla ile kaynaştıkça maddi durumunu da yavaş yavaş öğrenmiştim. Ailesinden kalan bir tane apartmanı ve 2-3 tane daha emlağı vardı. Onların getirisi güzel bir kirası vardı ve onlarla geçiniyordu. Sanırım aileden kalan da biraz miras vardı. Bir defa evlilik yapmış, anlaşmazlık yüzünden bitmiş. Çocuğu falan yokmuş Azize ablanın, zaten 14 yıldır da dul yaşıyormuş.
Bir iki kaynaşma yemeğidir, Azize ablanın bize gelip gitmesidir derken en sonunda evlendiler. Azize abla da bize yerleşti. İlk günler evde babam ve benden başka birisinin varlığını yadırgamıştım. Ama kadıncağızı da kırmamak bir hoşnutsuzluk yaratmamak için elimden geldikçe Azize ablaya nazik ve kibar davranmaya çalışıyordum.
Bir gün evde kahvaltımızı yaparken Azize abla “Mahir sana bir şey diyeceğim” dedi. Bende “Buyur abla” dedim. “Abla kelimesi ile ilgili zaten” dedi ve devamında “Bak belki senin için zordur ama bana anne dersen çok sevinirim” dedi. Bir an duraksadım, anne lafı bana yıllardır uzak kalan bir kelimeydi. Anneanne, babaanne bunlar kolay sözcüklerdi lugatımda ama anne kelimesini kullanmayalı o kadar çok olmuştum ki! Azize ablanın bana yakın davranması ve en önemlisi babamın hatırına “Neden olmasın söylerim tabi ki abla” dedim, sonra sözümün devamında “Pardon anne” dedim. Bir anda Azize annem ve babamın yüzünde güller açmıştı. Sanırım benim ona hitap şeklimi en zor sınav olarak görüyorlardı kendilerince. Lafı uzatmayayım günler günleri kovaladıkça üvey annemle daha da kaynaştık, daha da samimi olduk. Özellikle babam iş bağlantıları için bir iki günlüğüne il dışına çıktığında beraber alışverişe çıkıyor, beraber geziyorduk. Hatta babam bize kankiler nasılsınız bakalım diye lakap takarak hitap ediyordu. Samimiyet boyutumuz o kadar artmıştı anlayacağınız.
Babam iki haftalığına İstanbul’a gittiği bir gün dışarda dolaştıktan sonra eve geldim. Evde kimse yok gibiydi. Sessizlik vardı. Sonra banyodan su seslerinin geldiğini duydum. Sanırım Azize annem duş alıyordu. Ben salonda gazeteleri okumaya dalmıştım. Onun çıktığını kapı sesini bile duymamışım. Salona gelip birden “Ay” diye bağırması ile sesin geldiği yöne döndüm. Azize annemin üzerinde bir bornoz vardı. Siyah uzun saçları bornozunun üzerine dökülmüştü. Göğüsleri bornozdan taşıyor bembeyaz ve hafif tombul bacakları insanı kendinden alıyordu. Öylece bir an onu süzmek zorunda kaldım “hayırdır anne neden bağırdın”, Azize annem kendisini toparlayıp sağını solunu saklamaya çalışarak “Oğlum bir anda seni görünce öyle bağırıverdim, korktum. Dur hele üzerimi değişip geleyim. İlahi Mahir insan bir ses verir” diyerek odasına doğru gitti. Sadece “Pardon anne özür dilerim” demek zorunda kaldım arkasından bağırarak. Bir süre sonra Azize annem giyinip geldi yanıma. Hararetli hararetli beni bir anda görünce nasıl korktuğunu falan anlatıyor bense onun banyodan çıkmış o halini tekrar tekrar hayal ederek gözlerine bakıyordum. Öylece dalıp gitmişim. Bir ara “Oğlum oğlum nen var, öylece daldın gittin” sesiyle kendime geldim Azize annemin. “Bir şeyim yok anneciğim dalmışım öyle” demek zorunda kaldım.
O günden sonra artık Azize annemi süzer olmuştum. Kahvaltı masasını toplarken onun kalçalarını izliyor, temizlik yaptığı zamanlarda vereceği frikikleri dört gözle bekliyordum. Gittikçe Azize anneme karşı bir şehvet kaplıyordu içimi. Gece olunca onu aklımdan çıkaramıyor öbür taraftan da “Mal adam, annen o senin saçmalama, hiç yoktan babanın karısı git düşleyecek bir sürü kız var onlarla aklını yor” diyordum kendime. Sabah duşa girdim, çıkarken Azize annemin kirli sepetindeki pembe dantelli tangasını görünce onu alıp kokladım. Aman Allahım neler yapıyordum ben diye düşündüm ama şehvetime engel olamadım. Gece de koklayıp otuzbir çekerim düşüncesiyle bornozumun cebine sonra da odam da yastığımın altına koydum. O gün yine evden fazla ayrılmayıp bol bol Azize annemin frikiklerini bekledim. Tombul memeleri aşağıya sarktığı zaman giydiği bluzunun çatalından görünen kısımları bile iştahımı kabartıyordu. Kendimi engellemeye çalıştıkça onunla birlikte olma isteğim kabarıyordu. Gece odama kapadım erkenden. Yastığımın altındaki tangayı alıp koklaya koklaya otuzbir çektim. O gece defalarca yaptım bunu. O parfümle karışık kadınlık kokusu beni baştan alıyordu.
Olayların başlangıcı ve en büyük hatam ise, o tangayı yastığımın altında tutmak oldu. Ertesi gün eve geldiğimde üvey annemde bana karşı değişik bir tavır ve hareketler vardı. Ne yaptım ne ettiysem doğru dürüst muhabbete giremedim önce. “Hadi ama Azize anne var sende bir şey neden bana karşı böyle tavırlısın, ağız ucuyla cevap veriyorsun” “Çok mu merak ettin” dedi sert bir ifadeyle, “Evet çok merak ettim bana karşı bu tavrını” dedim. “Dur o zaman” diyerek odasına doğru gitti. Geldiğinde ne olduğunu anlamıştım çünkü elinde pembe tangası vardı. “Mahir bir açıklama bekleyeyim mi” dedi. Kalakalmıştım bir şey diyecek durumumda yoktu zaten. Başımı eğdim utancımdan. “Bende öyle düşünmüştüm zaten seni adi sapık” dedi ve ardından bir sürü hakaretler yağdırdı. Ben ona aşık oluyordum o benden nefret ediyordu ve bu kişi üstüne üstlük babamın karısıydı. Utancımdan hiçbir şey söylemeden çıktım gittim dışarı. Gece yarısına kadar barda takıldım. Saat ikiyi geçiyordu eve geldiğimde. Sessizce odama gittim. Sabahta yine sessizce evden kaçtım. Gecesinde de saat ikiyi geçerken eve geldim. Sessizce odama gitmek isterken birden ışıkların yanması ile dona kaldım. Yüzümü bile çeviremiyordum utancımdan. Odama gitmek için hamle yaptığımda Azize annem “Konuşmamız lazım Mahir” dedi. Hiç ses etmedim, doğruca salona yanına doğru yöneldim başımı kaldıramıyordum utancımdan kanepeye öylece oturdum. “Bak üzülme artık yapma böyle. Affettim seni tamam mı? Söylediğim kötü sözler içinde özür dilerim” dedi. O öyle söyleyince moralim birazcık kendine geldi. Ona doğru baktım ama konuşamıyordum yine. “Gençsin o şeyleri ortalıkta bırakmak benim hatam, sende uymuşsun şeytana, boşver hadi takma kafana” dedi. Öylece durdum içimden ne hatası Allah beni kahretsin ben sana aşık oldum diye bağırmak geliyordu ama sadece “Tamam” diyebildim ve kalkıp odama kapandım. Sabah iki günün de yorgunluğu ile saat 10 dan sonra kalktım. Banyoya girip duş aldım ama aklımda yine üvey annem vardı ve onu düşünerek o kokusunu hatırlayarak bir posta otuzbir çektim. Üzerimi giyindiğimde Azize annem salondaydı. Evin kapısına yöneldim. “Çıkıyor musun yoksa” dedi. “Evet çıkıyorum” dedim. “Dur o zaman birlikte çıkalım birkaç mağazaya gideceğim işin yoksa bana eşlik et” dedi. Mecburen bekledim. O hazırdı zaten üzerine pardösüsünü de giydi ve “hadi çıkalım” dedi. O kozmetik mağazalarını ıvır zıvır eşya satan dükkanları dolaşırken ben sessizce eşlik ettim. Aslında onun yanında olmak onun kokusunu hissetmek istiyordu canım. Alışverişi yaptıktan sonra öğle yemeği yedik bir kebapçıda. Sonra eve döndük. O aldığı eşyaları odasına gidip yerleştirirken ben hala mahcup ve alıngan bir tavırla salonda oturuyordum. Geri geldiğinde “hadi ama bitti gitti, ben unuttum bile, babana da bir şey anlatacak değilim gül biraz” dedi. “Babama anlatman umrumda bile değil istersen anlat” dedim. Olaya babamı da karıştırabileceği iması kızdırmıştı beni. “peki derdin ne” “derdim mi derdim ha” dedim kızgın bir şekilde ama devamını getirmeden odama koştum hızla. Öylece bilgisayar başında vakit geçirmek istedim. Ama aklım fikrim hep aynı yerdeydi. Ben üvey anneme aşık olmuştum ve bunu aklımdan çıkaramıyordum. Onun tangasını yastığımın altında bulmasını umursamıyordum aslında benim şu an aklımdaki tek şey üvey annem Azize’ydi. Bir ara kapım çaldı. Sonra içeriye girdi üvey annem. “Ciddi ciddi konuşalım mı seninle” kafamı salladım olur gibisinden. İçeri geldi yatağımın kenarına oturdu. “Bak dediğim gibi o şeyi ortalıkta bırakmak benim suçum sen gençsin daha dikkatli olmalıydım öbür taraftan da sarfettiğim sözler için çok özür dilerim” dedi. “Özür dilemene gerek yok anne asıl ben özür dilerim” “Peki o zaman neden bu halin” “Boşver iyiyim ben” “Hayır değilsin ve bunun sebebini bilmek istiyorum” Sustum öylece… bir süre öylece konuşmadık “Evet seni bekliyorum oğlum” dedi. İçimdeki sesi bir anda bağırarak söylemek zorunda kaldım “Derdim ne biliyormusun çok mu öğrenmek istiyorsun…
36 notes · View notes
nesirov · 2 years
Text
Bu bir soru-cevap postudur. Sorularınızı alayım.
1-) Kendinde değiştirebileceğin herhangi bir şey olsaydı bu ne olurdu?
2-) Diyelim ki bir ormanda akşam üstü trafik kazası geçirdin ve tek başınasın. Hattın çekmiyor ve ormanın içinde şehre giden bir tabela gördün. Günün aymasını mı beklerdin yoksa tabelayı o sıra takip edip şehre mi giderdin?
3-) Yaşadığın en kötü olay yaşanmasaydı sence ne olurdu?
4-) En son ne zaman ağladın?
5-) Söylediğin en büyük yalan neydi?
6-) Ailenden sakladığın bir sırrın var mı?
7-) Giyim tarzın nasıl?
8-) Tumblrda en son kiminde konuştun?
9-) Hiç birinin numarasını duvara yazdın mı?
10-) Kendi kendine konuşur musun?
11-) Sence insan hangi durumda evlenmeli?
12-) Bana 3 tane dizi önerir misin?
13-) En son dinlediğin 3 şarkı?
14-) Yabancı müzikler mi yerli mi?
15-) Bir türlü sevemediğin oyuncu?
16-) Eşcinseller hakkında ne düşünüyorsun?
17-) Sen türkiyenin başına geçecek olsaydın ilk neyi değiştirirdin?
18-) Eski sevgilinin en sevmediğin özelliği?
19-) Piyano mu keman mı?
20-) Resim çizebiliyor musun?
21-) Hangi yeteneğe sahip olmak isterdin?
22-) Yeniden doğma şansın olsaydı nasıl bir ailede doğmak isterdin?
23-) Hiç kendi cinsinden hoşlandın mı?
24-) Yakın arkadaşına söylediğin bir yalan oldu mu? Olduysa ne ?
25-) Kendin ile arkadaş olmak ister miydin?
26-) En son izlediğin dizi?
27-) Hiç ölmek ile alakalı yazı yazdın mı?
28-) Hiç ölmek istediğini birine söyledin mi?
29-) En sevdiğin öğretmeninin en sevdiği öğrencisi olduğunu öğrensen tepkin ne olurd u?
30-) Hiç okuldan kaçtın mı?
31-) Hiç disipline gittin mi?
32-) En son kime değerli olduğunu söyledin?
33-) Kendini seviyor musun?
34-) Yanında olup sarılmak isteyeceğin kişi?
35-) Tumblrdan en değer verdiğin 3 kişi?
36-) Hiç tumblrdan biriyle tartıştın mı?
37-) Dişlerin güzel mi? Fotosu var mı?
38-) Bir yeteneğe sahip misin?
39-) Sence bir travma atlattın mı?
40-) Karşı cinsten olan sevgilinin aslında karşı cinsten olmadığını öğrensen tepkin ne olurdu?
41-) Google geçmişini buraya atar mısın?
42-) Youtube geçmişini buraya atar mısın?
43-) Tumblrda engellediğin ilk kişi kim?
44-) Sana aşık olan kaç kişi var?
45-) Erkeklerde neye düşersin?
46-) Kızlarda neye düşersin?
47-) Hiç ölmek istedin mi?
48-) Hiç ölmeyi denedin mi?
49-) Buzdolabının önüne gözün kapalı git, gözün kapalı rastgele bir şey al ve aldığın şeyin fotosunu buraya at.
50-) Tumblrda hiç birine blogun kötü diyerek anonim oldun mu?
51-) Tumblrdan bazı insanlarla sırf ayıp olmasın diye konuşuyor musun?
52-) En son hangi hayalin seni yarı yolda bıraktı?
53-) Hiç aşık oldun mu?
54-) Sence insanlara gerçek kendini gösteriyor musun?
55-) Sana yakın bir kitabı al, son sayfasındaki son cümleyi buraya yaz.
56-) En sevmediğin ve en sevdiğin dizi isimleri?
57-) birini öldürecek olsan kimden başlardın?
58-) Hangi dizideki hangi karakterin hayatı senin hayatın olsun isterdin?
59-) Anlat bakalım, neden tumblr?
60-) Eğer tumblr’ın kurucusu olsaydın ilk ne yapardın?
61-) En son ileti attığın kişi kim?
62-) Engellediğin son kişiyi buraya etiketler misin?
63-) Sana 1000 lira verseler çiğköfte dondurma ve sütü acı biber ile yer miydin?
64-) Gözlerin ne renk?
65-) Kilon ve boyun kaç?
66-) Dünya dışında hangi gezegende olmak isterdin?
67-) Ablan, abin veya kardeşin var mı?
68-) Blogunun sesi açık olan blogları buraya etiketler misin?
69-) Bu ilk blogun mu?
70-) Dünyaya yeniden gelecek olsaydın, nasıl bir görünüşün olsun isterdin?
71-) Dün gece kaçta Uyudun?
72-) Oturduğun şehir?
73-) Oturmak istediğin şehir?
74-) En son kimi özledin?
75-) 75 yaşında geldiğinde sence nasıl biri olursun?
76-) Profil fotoğrafı olarak neden bunu seçtin?
77-) İnsanlar sana anonim olunca ne hissediyorsun?
78-) Kendini anlatmaya çalıştığında hangi özelliğini vurguluyorsun?
79-) Sence dünya daha iyi bir hal alacak mı?
80-) Niye insanlar bu halde?
81-) Bir anime karakterinin gerçek olmasını isteseydin bu hangisi olurdu?
82-) Anonimden birine hakaret ettin mi?
83-) En son çekindiğin 2 fotoyu buraya at.
84-) Yazı yazıyorsan, en son yazdığın yazıyı buraya at.
587 notes · View notes
murat8685 · 6 months
Text
Sana Bir şey olsa haberi olmayacak insanları içinde taşıyorsun, sana bir şey olmasın diye içi titreyenler varken...
30 notes · View notes
girifit · 4 months
Text
az önce içeri doğru adımladım, küçük balkonumdan. cebimde yarısı boşalmış sigara paketi, çakmak. yan odadan birkaç bağırış sesi yükseliyor. duymuyorum ve duymayacağım. kırılan eşyalar var ve çarpılan kapılar. odadan çıkma, saçların oyuncak olmasın. geri adım at, onunla yüzleşecek güce sahip değilsin. tekrarlanıyor zihnimde tüm bu cümleler. korkmuyorum. hayır, yalan söyledim. sanki ilk sefermişçesine korkuyorum. yükselen her ses kalbimi durdurmak istercesine yükseliyor. ben bilmiyorum, ne yapacağımı. kaç dalım kaldı, bu geceye yeter mi. annem gitti mi. peki babam, o da mı gitti.
gittiler.
onlar gelecekler.
sanki hiçbir şey olmamışçasına bir masa kurulacak, kahkahalar yükselecek. hep böyleydi ve böyle olacak. annem içine ata ata hasta olacak ama babam hiçbir bok yapmamışçasına sırıtacak. abim siktir olup gidecek. bir ben var olmak adına direneceğim dört duvar arasında. bu masal, masal olmaktan çıktı artık. elleri kan kokan bir yazarın romanı haline geldi. ne yaptıysam da düzelmedi.
şimdi, çektim elimi eteğimi. bir düzen kurma peşinde değilim. sabah midemi alt üst eden sigarayı inatla içmeye devam ediyorum ve edeceğim. her sabah aynı tuvalet köşesinde kusacak ve gözlerimin kararmasını bekleyeceğim. bu kadardım ve daha fazlası olmayacağım. sen mi?
kalk siktir git. benden sana ev olmaz bu saatten sonra.
saat mi? intiharı birkaç geçe işte.
41 notes · View notes
dehrizen · 10 months
Text
ondan sonra yeniden seneler geçti. hatırası bende hep aynı sızıyı, hep aynı acı ve takat bırakmayan hissi uyandı­rarak sık sık geri dönüyordu. sadece ayıp kaybolmuştu. ölüm her şeye kutsiyet veriyor. belki de onun hakkında bu kadar uzun yazabilmemin nedeni de bu. oysa önceden hatırasının üzerinde fazladan bir saniye dahi durmak istemezdim, duramazdım. işte, iyi ve fena taraflarıyla bütün geçmişim... sana her şeyi anlatmak, her şeyi açıklamak istedim ki sıradışı ruh hareketlerim senin için sır olmasın. her insan ruhunun, benzer değilse de, en azından bunlara muadil karmaşala­rı ve fırtınaları yaşadığına kaniyim. lakin fark şu ki, her adam ya da her kadın kendi ruhunu tanımaz, sarih şekil­ de onun arzuları ve hususi kanunları üzerine kafa yormaz, insanlar kendine kör, başkalarına tahammülsüz ve katıdır. insanlar, "benim belli prensiplerim var, bu şartlarda böyle davranırım, şu şartlarda şöyle. bu türden insanları severim, şu türden olanlardan nefret ederim," demeye alı­şıktır. tüm bunlar cahilliğin cüretleridir. insanlar kendi içlerinde hudutsuz ve durmadan değişen bir şey taşıdıklarını bilmezler. onun hususi ve aşina olmadığımız kanunları insanların dayattıklarına benzemez. o, kıyıları asla görülmeyen, fırtınalarını ve asude hallerini ekseriyetle neden ve nasıl olduğunu bilmeden taşıyıp tecrübe ettiğimiz uçsuz bucaksız bir denizdir.
52 notes · View notes
yalnizgokyuzu · 1 year
Text
01/05/2023 02:14
vedalar canımı acıtırdı benim bayım, sana böyle söylemiştim aylar önce. bak yine canım çok yanıyor ama bu sefer sana veda edemediğim için yanıyorum. çok ağrıma gitti biliyor musun? hani böyle yutkunmak isteyip yutkunamazsın ya, boğazına bir şey batar gibi acır öyle işte. ben seni gerçekten çok sevdim. aşık oldum mu bilmiyorum, ben aşk ne onu da bilmiyorum. tek bildiğim senin için her şeyi yapardım. sırf sen üzülme diye ben kendimden vazgeçerdim. asıl aptallık hala senin için her şeyi yapabileceğim sanırım. biliyorum, biliyorum ki hiçbir şeye değmezsin. bunu da anladım sayende. bir boşluk taşıyordum aylardır içimde şimdi ise o boşluğun yerini koca bir ateş doldurdu biliyor musun? içim öyle bir yanıyor ki cayır cayır. yalvarırım bir yol göster bana. sana özledim gel artık desem gelmezsin biliyorum. küçücük gelme ihtimalin olsa ayaklarına kapanırdım. ama o ihtimallerin hepsi yok oldu sevgili. belki daha güzel olsaydım ya da ne bileyim kusurlarım olmasaydı sever miydin beni? o ihtimal olur muydu bizim için? sanırım kendimden nefret etme sebebimsin. yapabileceğim bir şey olsaydı bizim için yapardım. ne pahasına olursa olsun yapardım. bizden olmadı ama gerçekten bizden olsun isterdim. sana yemin ederim ki sevgili çok seveceğim bir gün. bugünler aklıma bile gelmeyecek kadar seveceğim. bütün acılarıma inat kahkahalarla güleceğim. bir kere daha anladım senle olmayacak. sensiz mutlu olamam belki ama senle de olamam. anlıyorsun değil mi beni. sen hiçbir şeye üzülme, bunu gerçekten tam kalbimle istiyorum. hayatında her şey hep iyi olsun. hep çok mutlu ol. yüzündeki tebessüm hiç eksik olmasın. sev çok sev olur mu? beni sevemedin ama bir başkasını çok sev.
64 notes · View notes
yakupkostekci21 · 23 days
Text
    Bu Saatten Sonra Kimseyi Takmıyorum.
Bu çağa ayak uydurmakta o kadar zorlanıyorum ki kendi yaşıtlarımla değil de amcam yaşımdaki insanlar ile sohbet etmek onlar ile dertleşmek bana daha samimi geliyor. Bu insanlar neden böyle anlamış değilim çünkü konuya şöyle başlamak istiyorum insanları böyle ayakkabı değiştirir gibi sevgili değiştirirler ya da eş değiştirler buna seyirci kalamıyorum bana mantıksız geliyor bir ilişkiyi bitirip yani on gün bile geçmezken başkasını bulmak. Bu kul hakkı değil de nedir? Çünkü sen ondan helallik istemeden neden niçin başkasına gitmek istersin sevme ya da hiç sevme umurunda olmasın ama kul hakkı diye bir şey o hakkı sana kim verdi? Bak üzülüyorsun biliyorum, kalbin de kırık farkındayım ama unutma Allah ne diyor; “ Ey kulum sen unutsan da kanadını kıranı ben unutmam.” O yüzden kul hakkına girmeyin vebali ağırdır taşıyamazsın altında ezilirsin. Asıl konumuza döneceksek sevgili değiştirip bir gün sonra başkasıyla birlikte olurlar tabi bu beni zerre kadar ilgilendirmez çünkü o sen ile rabbin arasındaki meseledir. Benim asıl üzüldüğüm konu insanların bu kadar samimiyet olmadan birlikte olmaları nedir bilir misin? Şunun kafasında aslında bazı insanlar sevgili olsa taştan olsun derdindeler. Yahu sevmek bu mu yani bu kadar da mı ya anlamıyorum yani bu neyin kafası kardeşim? Sevgili yaptın diyelim, bakın kimseyi kötülemiyorum ben sadece öneri de bulunuyorum. Sevgili yapanların sadece amacı gönül eğlendirip canı sıkılınca bırakıp gitmek ve tekrardan aynı hakareti yapıp durmak başka da amacı da yok olmaz da zaten, olmayacak da zaten. Bir gün biri kalbine gerçekten iyi gelecek ve sen mutlu olacaksın zaten Allah sana bunu hayırlısını nasip edecek. Ama o gün gelene kadar bu saçma düzeni değiştirelim. Ben bu düzeni değiştirip eskiden olduğu herkes leyla olup mecnun gibi sevsin isterdim çünkü bir gün bu düzene başkaldırmadığımız için çok geç olacak o güne kadar benimle var mısınız eğer yoksanız lütfen kitabı kapat okuma çünkü ben beni yarı yolda bırakanlar ile bir yola çıkmam onlar benim gözümde ufacık bile değeri yoktur ama benim okurum korkmaz asla da korkmayacaklardır. Şimdi söyle bu düzeni bu çağı değiştirmek için benimle var mısın yok musun?
Tumblr media
12 notes · View notes