Tumgik
#türler arası yalıtım
hudaicakmak · 2 years
Text
Tumblr media
KLASİK EVRİM - SENTETİK EVRİM
Darwin’in klasik evrimi diğer nesillere aktarılmayan fenotip mutasyonları temel aldığı için çürüdü, geçerliliği kalmadı. Yerine genetik faydalı mutasyonları temel alan “sentetik teori” getirildi. Fakat pek çok evrim taraftarı bunu dahi bilmiyor.
Getirildi ama en küçük bilimsel değerliliği olmayan fenotip mutasyonları temel aldıkları için çürümüş, kokuşmuş, geçerliliği kalmamış bu nedenle doğruca bilimin çöplüğüne boylaması gereken iddialar hala evrime kanıt diye gösteriliyor ve insanlar aldatılıyor.
Günümüzde geçerli olan sentetik teoriye göre evrim kanıtları “faydalı ve genetik” mutasyonları temel almalı, gen havuzlarına eklemeler yapıp zenginleştirmeli, diğer nesillere aktarılıp biriktirilmeli, her türe özel olan gen havuzları ana şablonunu bir başka türe doğru değiştirip yeniden örgütlenmeli diğer ifade ile türlerden türlere geçişe neden olmalıdır.
Sentetik teorinin temeli olan bu öngörü şu yönlerden geçersizdir.
a)-Genetik mutasyonların büyük bölümü eşeyli üreme sırasında yok olur. Türler var oldukları ilk anlardaki yapılarına dönerler. Bilimde buna “ıraya dönüş” deniyor.
c)-Genetik mutasyonların tümü az ya da çok zararlıdır. Her hangi bir nedenle diğer nesillere aktarılır ise gen hastalıklarına neden olurlar.
d)-Hastalıklar evrim değil tersinimdir.
e)- Türler arası yalıtım vardır. Türlerden türlere geçiş imkansızdır.
2 notes · View notes
evrim-neden-yan · 4 years
Photo
Tumblr media
0 notes
tersinimvebilim · 3 years
Text
Tumblr media
ÖNCE HANGİ CANLILAR VAR OLDU?
Canlılar dünyası incelendiğinde beslenme yönünden besinlerini üretenler (otorotrof) - besinlerini üretemeyenler (heterotrof) olmak üzere iki büyük gruba ayrılabilir.
Yaratılmadık, rastlantılarla oluştuk inancı temelinde yapılan mantıksal çıkarım (besinlerini üretenler göre daha basit yapılı olmaları gerektiğinden) önce heterotrof canlılar evrildi şeklinde olmalıdır.
Bu öngörü; besinlerini üretemeyecek kadar ilkel olan bu canlılar nasıl beslendiler de otorotrof canlılara evrildiler sorusunu gündeme getirir.
Yaratılmadık rastlantılarla oluştuk inancı taraftarları bu yaman soruya besinlerini üretemeyen bu ilkel canlılar o dönemlerde dünyada bolca bulunan hazır gıdalarla beslendiler, sonuçta otorotrof canlılara evrildiler şeklinde garip, garip olduğu kadar da akıl, mantık ve bilim dışı bir cevapla geçiştirmeye çalışırlar.
Gerçeği bulabilmek için konuyu ayrıntıları ile inceleyelim.
Ototrof Görüşü:Otorotrof besinlerini cansız maddelerden oluşturabilen canlılara denilir. Bitkiler otorotrof canlılardır.
Canlıların tek amacı varlıklarını korumak, beslenmek ve üremektir. İster tek, isterse çok hücreli olsun tüm canlılar bu amaca uygun, eksiksiz var olmak zorundadır. Her özellik pek çok düzen, sistem ve mekanizmalar içerir. Bu nedenle canlı bedenleri ultra düzen ve sistem sahibi yapılardır. Bu tür yapılar rastlantılarla oluşup gelişmezler.
Oluşan ilk canlılar içinde var oldukları cansız maddelerden besinlerini sağlamak zorunda idi. Aksi halde beslenmeleri, yaşamaları ve üremeleri mümkün olmayacaktır. Oluşan ilk canlıların otorotrof oldukları açıktır.
Fakat bu gerçek hem bilimsel hemde akılcı olmasına rağmen evrim mantığına ters geldiğinden kabul görmedi.
Yerine akıl, mantık ve bilim dışı saçmalıklar getirildi. Daha da kötüsü bu saçmalıklar gerçek kabul edilip bilim bu saçmalıklar temelinde kurgulanmaya çalışıldı.
Evrim taraftarları bilimsel ve akılcı olmamasına rağmen heterotrof canlıların otorotroflardan önce ortaya çıktığını iddia etmeye mecbur kalmışlar; bilimi, aklı mantığı açık şekilde inkâr etmişlerdir.
Nedeni ise ilk ortaya çıkan otorotrof canlıların heterotrof canlılardan daha gelişkin (evrilmiş) olması gereğidir. Bu da evrim mantığına ters düşüyordu.
Evrimciler evrim mantığı ile ters düşen hiç bir şeyi ne kadar bilimsel, akılcı olursa olsun kabul etmezler. Saçmalıkları gerçeklere değişebilirler.
Evrim taraftarları evrimi yadsınamaz gerçek kabul ettiklerinden; bilimin, aklın, mantığın ortaya koyduğu fakat evrim mantığı ile çelişen gerçekleri rahatlıkla inkâr edip, yok sayabilirler. Bu da evrimi bir inanç, temel alan felsefeyi (ateizmi) ilkel bir pagan din yapar.
Heterotrof Görüşü: Kendi besinini topraktan sağlayamayan; beslenip, yaşamak için otorotrof canlılara muhtaç olan canlılara heterotrof canlılar denilir. Hayvanlar heterotrof canlılardır. Bitkiler olmasa idi yaşamaları ve üremeleri mümkün olmazdı. Önce bitkilerin sonra hayvanların var oldukları açıktır.
Evrime göre ilk canlılar basit yapılı heterotrof organizmalardır. Bu canlılar çok uzun süreçlerde kimyasal evrime maruz kalmış, sonuçta otorotrof canlıları oluşturmuşlardır.
Evrim taraftarları bu uzun süreçlerde heterotrof canlıların etraflarında buldukları “hazır gıdalar” ile beslendiklerini savunur.
Evrim taraftarların “hazır gıda” diye tanımladıkları çevrede başka bir şey olmadığına göre toprak olmalıdır.
Evrimcilerde ortaya çıkan ilk canlılar otorotrof canlılardı demek istemişler ama bir türlü dilleri buna dönmemiş.
Bu durum; sık, sık karşılaştığımız, gerçekleri evrime uydurma çabalarından sadece birisidir.
***
İlginç olan abiyogenez öngörüsünün bilimsel deneylerle çürütülmesine rağmen bu tür yapay öngörü ve deneylerle hala gündemde tutulmaya çalışılmasıdır.
Ateist prof. Richard Dawkins Tanrı Yanılgısı kitabında “bir canlı hücresinin rastlantılarla oluşması olanaksız hemde çok olanaksızdır” diye yazarak bu konuya noktayı koyar.
Taraftarları bu yaman sorundan evrimi kurtarmak için “ilk canlılık evrimin konusu değildir” diye iddia ederlerse de ikna edici değildir.
Bu iddiaya karşılık ilk canlılık evrimin konusu değil ise o kadar deney neden yapıldı sorusu gündeme gelir.
İlk canlılığın nasıl oluştuğu bilimin temel konularından biridir. Evrim bilimsel bir teori ise ilk canlılığın nasıl oluştuğu temel konusu olması gerektiği açıktır.
Bilimin ortaya koyduğu gerçekleri inkâr ederek, yok sayarak bir yerlere varamayız.
Yaratılış Görüşü: Canlı türlerinin uygun yer ve zamanlarda, yeterli cins ve sayılarda, yaşamaya ve üremeye hazır halde; eşeyli üreyenler erkekli dişili, en az birçift olarak “eksiksiz” var oldukları açıktır.
Canlıların ultra kompleks yapıları, DNAnın keşfi, eşeyli üreme sırasında aynı türden biri erkek diğeri dişi, yaşamaya ve üremeye hazır halde en az bir çift olarak eksiksiz var olması gerekliliği, türler arası yalıtım, genetik mutasyonların az yada çok zararlı olması… Evrimin önünde aşılması mümkün olmayan engellerdir. Bunlar evrimi temelden çökertir, yaratılış öngörüsünü kanıtlar.
***
Bilim sadece gözlem ve deneyleri temel alır, kanıtlara değer verir. Evrildi deyip geçiştirmek gibi yaratıldı deyip geçiştirmekte bilimsel bir yaklaşım değildir.
Canlı cansız tüm evrenin düzenler, sistemler bütünlüğü oluşu bir iradenin ürünü olduğuna kanıttır.
Bilimsel yol ve yöntemlerle aksi kanıtlanmadıkça yaratılış öngörüsü en az evrim öngörüsü kadar bilimseldir.
0 notes
hudaicakmak · 2 years
Text
Tumblr media
BİRİLERİ ENGEL OLMAK İÇİN HER YOLU DENİYOR.
AŞAĞIDAKİ YAZIM NEDENİYLE BİR KEZ DAHA ENGELLENDİM.
YAZILARIMI PAYLAŞINIZ.
EVRİME KARŞI ÇIKMAK AYIP MI?
Evrim denen şeyin saçmalıklarını karşı çıkıp gerçekleri aramak utanç verici, ayıplanacak bir şey midir? Elbette hayır.
Fakat ünlü bir yazarımıza (Prof Richard Dawkins) göre evrime karşı çıkmak utanç vericidir, ayıptır. Karşı çıkanlar bilim insanı kimliğine taşıyor ise çok daha utanç verici, çok daha ayıptır.
o zaman soralım..
Bilimsel yol ve yöntemlerle gözlenip sınanamayan, uğruna yalanlar söylenip sahtekârlıklar yapılan, algı oluşturulup insanlar aldatılarak yaşatılmaya çalışılan bir teoriyi (gerçekte bir teori bile değil. Çünkü tersinim evrimi temelden çökertir.) bilimin anası, sönmez ışığı, latif gerçeği ilan etmek, bir teorinin gerçekliğine gönülden inanıp bilime temel almak utanç verici değil midir?
Bilimin öngördüğü şekillerde eleştirmek varsa eksiklerini, yanlışlarını ortaya koymak teorilere güç katar; olabilecek şüphelerden, yanlış anlamalardan arındırır.
Evrim taraftarlarının bu tür eleştirilere vereceği cevaplar; bilimin öngördüğü yol, yordam ve şekillerde, açık ve tatmin edici olmalıdır.
Cevap verme yerine konuyu başka yönlere çekmek, saptırmak, unutturmaya çalışmak, karşıtları kötülemek ve hatta iftiralar atmak teoriye fayda yerine zarar verir, şüpheleri çeşitlendirip güçlendirir.
Evrim ilk canlılık nasıl oluştu gibi pek çok soruya tatmin edici cevaplar verememiş bu nedenle temelsiz kalmış, yıpranmış çökme aşamasında bir teoridir.
Gerçekte bunlar aklı başında, düzgün düşünmesini, inanmakla bilim yapma arasındaki farkı bilen her insanın sorması gereken sorulardır.
Ne yazık ki günümüzde evrim eleştirilemez, sorgulanamaz bir gerçek kabul edilip bir inanç haline getirilmiştir.
Eleştirenler bilim düşmanı yobaz dinciler olarak suçlanıp dışlanıyorlar.
DNA’nın keşfi sonucu diğer nesillere aktarılamayan fenotip mutasyonları temel alan klasik evrimin çökmesi evrime öldürücü bir darbe daha vurmuştur.
Yerine getirilen sentetik evrim ise teorinin içinde boğuştuğu temel sorunlara çare üretmekten uzaktır.
Genetik mutasyonların az ya da çok zararlı oluşu, eşeyli üreme, türler arası yalıtım vb. gibi pek çok bilimsel gerçek sentetik teoriyi çökertir.
Evrim iddia edildiği gibi bilimin anası, babası sönmez ışığı, latif gerçeği ise eleştirmek bir zarar vermez, tam tersine güçlendirir.
Sorgulamak, eleştirmek, araştırmak ayıp ya da günah değildir.
Tam tersine insanoğlunun en güzel ve özel meziyetlerinden biridir.
Gerçek bilimden değil; yalan, dolan, sahtekârlık karıştırılmış algılarla yaşatılmaya çalışılan “yobaz bilime” temel almaktan korkalım.
Kuralları ile işleyen gerçek tarafsız bilim tek kurtuluş yolumuzdur.
3 notes · View notes
hudaicakmak · 2 years
Text
EVRİMİN EŞEYSEL SEÇİLİM
ÖNGÖRÜSÜ YANLIŞTIR.
        Evrimin taraftarlarının sıkça kullandıkları argümanlardan biriside eşeysel seçilimdir.
        Cinsel seçilim veya eşeysel seçilim Charles Darwin'in Türlerin Kökeni'nde açıkladığı kavramdır. Doğal seçilimin temel dayanaklarından biridir.
         Cinsel ya da eşeysel seçilim bir yönden erkek bireyler arasında yaşanan dişiye sahip olma savaşı olarak nitelenebilecek bitip tükenmek bilmeyen itişip, kakışmaları temel alır.
          Bu itişip kakışmalar sonuna galip gelen güçlü, sağlıklı erkek dişilerle çiftleşme hakkını kazanır.
          Bu, genetik bilgilerin güçlü mutasyonlara uğramadan, fazla bozulmadan, eksilmeden diğer nesiller aktarılmasının birinci yoludur. Bu, öngörünün bir yüzüdür.
           Öngörünün diğer yüzü ise dişilerin parlak tüylü hareketli erkekleri tercih etmesidir.
          Genelde dişiler parlak renkli hareketli erkekleri seçerler onlarla çiftleşmeyi tercih ederler. Bu bir doğal reflekstir.
          Soru basit..  
           Peki ya dişiler hangi erkekleri seçeceklerdi?
          Parlak renkleri olmayan, sünepe, uyuz, tüyleri, dişleri dökülmüş, çirkin, hareketsiz, güçsüz, mecalsiz, uyuşuk, ihtiyar… olanlara mı?
         Estetik zevkleri olmayan hayvanların parlak tüylerden, göz alıcı şatafatlı desenlerden, dansa benzeyen hareketlerden.... Anladıkları tek şey karşısındaki erkeğin çiftleşmeye hazır; genç, sağlıklı bir erkeğin olduğu, çiftleşmeye davet ettiğidir. Dişilerde doğal olarak bu daveti kabul ediyor.
         Dişilerin sağlıklı erkekleri seçmesi, erkeklerin dişileri sahip olmak için itişip kakışmaları, sonunda güçlü sağlıklı olanın çiftleşme hakkını kazanması… O türün geleceği bakımından yaşamsaldır.
          Genetik materyallerin bozulmadan, eksilmeden diğer nesillere aktarımlarının tek yoludur.
           Evrimcilerin eşeysel seçilim diye evrime mal ediverdikleri bu olay doğanın ne kadar hassas dengelerle kurulup işlediğinin açık bir kanıtıdır.
       Eşeysel seçilimin evimle ilgisi yoktur. Gen havuzlarınnın zenginleşmesine, gelişmesine, başka türler göre örgütlenmesine…. Katkıda bulunmaz,  türlerden türlere geçişe neden olmaz.
       Türler arası yalıtım bulunduğunu türlerden türlere geçişin (evrimin) mümkün olmadığını bir kez daha anımsatıp bu konuya noktayı koyalım.
2 notes · View notes
hudaicakmak · 2 years
Text
EVRİM NEDEN YANLIŞ?
Evrim şu yönlerden bilim dışıdır.
       1)-İster tek, isterse çok hücreli olsun tüm canlılar türlerine özel gen havuzları (DNA bilgileri) dahilinde oluşur, gelişir, ürer ve çeşitlenirler. Çeşitlenme yaşam zenginliğinin kaynağıdır.
       Canlılar için DNA hem neden, hem sonuçtur.
Bu tıpkı tavuk mu yumurtadan, yumurtamı tavuktan çıktı ikilemine benzer. Hücrelerinde DNA molekülü olan, gen havuzları bilgilerine göre var olmuş bir tavuğun horozuyla birlikte erkekli dişili bir çift olarak yaşamaya ve üremeye hazır halde ortaya çıktığı açıktır.
       2)-Canlıların türlerine özel gen havuzlarının oluşu türlerden türlere geçişi imkansız yapar. Bilimde buna “türler arası yalıtım” deniyor.
       3)-Evrim zaman içinde değişerek gelişimi ve türlerden türlere geçişi temel alır. Bu nedenle değişimler (mutasyonlar) faydalı olduğu gibi diğer nesillere aktarılabilmelidir.
Genetiği etkilemeyen bu nedenle diğer nesillere aktarılamayan fenotip mutasyonlar faydalı olsalar bile evrim etkisi yapmazlar. Fenotip mutasyonları temel alan evrimci öngörüleri yanlıştır.
       4)-Fenotip mutasyonları temel alan Darwin’in klasik evrim ve öngördükleri geçersizdir. Günümüzde geçerli olan genotip mutasyonları temel alan sentetik teoridir.
       5)-Genetik mutasyonların tümü az ya da çok zararlıdır. Her hangi bir nedenle diğer nesillere aktarılanlar gen hastalıklarına neden olurlar.
        6)-Eşeyli üreme sırasında genetik mutasyonların büyük bölümü yok olur. Canlılar asıllarına döner. Bilimde buna "ıraya dönüş" deniyor.
        7)-Bir canlı hücresinin rastlantılarla oluşması olanaksız hem de çok olanaksızdır. Bu da evrimi temelsiz yapar.
        8)-İster tek, isterse çok hücreli olsun tüm canlılar ultra kompleks yapılardır. Bu tür yapılar zaman içinde değişip gelişme (evrim) bir yana tersinme uğrarlar. Tersinim evrimin tam karşıtıdır.
        9)- Canlılarda tersinim yaralanma, sakatlanma, hastalanma, yaşlanma, bunama, organ kaybı, duyu azalması, organ körelmesi vb zararlı değişimler halinde gözlenir. Ölüm tersinimin doğal sonucudur. .    
        10)-Canlı türleri uygun yer ve zamanlarda, yeterli cins ve sayılarda, yaşamaya ve üremeye hazır halde eksiksiz var olmuşlardır.
          Canlı bedenleri gibi ultra kompleks yapılar pat diye aniden oluşmadıkları gibi uzun süreçlerde kademeli olarak da oluşmazlar. Oluşmaları için makul bir süreç gereklidir.
Canlılar yaşamları boyunca evrilmezler ama tersinime uğrarlar.  
Tersinim yaşamın her safhasına rahatlıkla gözlenip sınanabilen, daha da önemlisi birebir yaşanan bilimin temel gerçeğidir
2 notes · View notes
hudaicakmak · 2 years
Text
Tumblr media
EVRİM NEDEN YANLIŞ-26
BALIKLAR KARALARA ÇIKMIŞ-1
       Evrim denen şey rastlantılarla oluştuğu varsayılan bir canlı hücresinin zaman içinde değişip gelişerek türlerden türlere geçmesi sonucu benzemez yapılarda, içlerinde bitkilerin, böceklerin, hayvanların olduğu yaklaşık otuz milyon canlı türünü oluşturduğu iddiasıdır.
         Fakat:
        1)-Bir canlı hücresinin rastlantılarla oluşmasının imkansız oluşu,
        2)-Canlıların türlerine özel gen havuzlarının olması,
        3)-Gen havuzları dahilinde değiştikleri, üredikleri, çeşitlendikleri,
       4)-Türler arası yalıtım nedeniyle türlerden türlere geçmenin imkansız olması…. gibi gerçekler evrimi başlamadan çökertir.
       Evrime göre canlılık balçıkla kaplı sıcak su havuzlarında başlamış ve gelişmiştir.
        Canlıları yaşayıp üredikleri yerlere göre:
        a)-Susal canlılar
         b)-Karasal canlılar
         c)-Hem karasal hem de susal canlılar
         d)- Deniz memelleri olmak üzere dört büyük grupta toplayabiliriz.
        Canlılığın suda başladığı, geliştiğini öncelikle balıklara evrildiğini doğru kabul edersek karada yaşayan canlıların evrimi için susal canlıları karalara çıkartmamız gerekecektir.
       Evrimin balıklar karalara çıktı, karasal canlıları oluşturdu öngörüsü akıl almaz derecede saçmalıklarla doludur.
        Öngörü; dünyanın çok kurak bir döneme girdiğini, can havli ile kimi balıkların karalara çıkmaya çabaladıklarını, kimi balıkların karalara çıkmayı başarıp karasal canlılara evrildikleri iddiasını temel alır.
       Hayal ürünü resimlerle süslenmiş, insanları balıklar karalara çıktı, karasal canlılara evrildi saçmalığının gerçekliğini inandırmak için her yol denenmiştir.
       Fakat bilim; algı oluşturma, insanları aldatma amaçlı çizilmiş hayal ürünü resimlere değil de, öngördüğü kurallara uygun ortaya konan kanıtlara önem ve değer verir.
       Sık sık hatırlattığımız fakat evrim taraftarlarının bir türlü öğrenemedikleri birkaç gerçeği bir kez daha anımsatalım.
       a)-Diğer nesillere aktarılmadığı için evrim etkisi yapmayan fenotip değişimler ve bu değişimleri temel alan resimler evrime kanıt değildir.
        b)- Evrim kanıtları diğer nesillere aktarılabilen genotip faydalı mutasyonları temel almalıdır.
       c)- canlı türleri arasındaki benzerlikler evrime kanıt değildir.
       Konu, evrimin temellerinden olduğu kadar da ilginç ve şaşırtıcıdır.
         Konuya bölümler halinde devam edecek, eleştiri ve yorumlarımı kanıtları ile birlikte yazacağım.
0 notes
hudaicakmak · 2 years
Text
Tumblr media
EVRİM NEDEN YANLIŞ-26
BALIKLAR KARALARA ÇIKMIŞ-1
Evrim denen şey rastlantılarla oluştuğu varsayılan bir canlı hücresinin zaman içinde değişip gelişerek türlerden türlere geçmesi sonucu benzemez yapılarda, içlerinde bitkilerin, böceklerin, hayvanların olduğu yaklaşık otuz milyon canlı türünü oluşturduğu iddiasıdır.
Fakat:
1)-Bir canlı hücresinin rastlantılarla oluşmasının imkansız oluşu,
2)-Canlıların türlerine özel gen havuzlarının olması,
3)-Gen havuzları dahilinde değiştikleri, üredikleri, çeşitlendikleri,
4)-Türler arası yalıtım nedeniyle türlerden türlere geçmenin imkansız olması…. gibi gerçekler evrimi başlamadan çökertir.
Evrime göre canlılık balçıkla kaplı sıcak su havuzlarında başlamış ve gelişmiştir.
Canlıları yaşayıp üredikleri yerlere göre:
a)-Susal canlılar
b)-Karasal canlılar
c)-Hem karasal hem de susal canlılar
d)- Deniz memelleri olmak üzere dört büyük grupta toplayabiliriz.
Canlılığın suda başladığı, geliştiğini öncelikle balıklara evrildiğini doğru kabul edersek karada yaşayan canlıların evrimi için susal canlıları karalara çıkartmamız gerekecektir.
Evrimin balıklar karalara çıktı, karasal canlıları oluşturdu öngörüsü akıl almaz derecede saçmalıklarla doludur.
Öngörü; dünyanın çok kurak bir döneme girdiğini, can havli ile kimi balıkların karalara çıkmaya çabaladıklarını, kimi balıkların karalara çıkmayı başarıp karasal canlılara evrildikleri iddiasını temel alır.
Hayal ürünü resimlerle süslenmiş, insanları balıklar karalara çıktı, karasal canlılara evrildi saçmalığının gerçekliğini inandırmak için her yol denenmiştir.
Fakat bilim; algı oluşturma, insanları aldatma amaçlı çizilmiş hayal ürünü resimlere değil de, öngördüğü kurallara uygun ortaya konan kanıtlara önem ve değer verir.
Sık sık hatırlattığımız fakat evrim taraftarlarının bir türlü öğrenemedikleri birkaç gerçeği bir kez daha anımsatalım.
a)-Diğer nesillere aktarılmadığı için evrim etkisi yapmayan fenotip değişimler ve bu değişimleri temel alan resimler evrime kanıt değildir.
b)- Evrim kanıtları diğer nesillere aktarılabilen genotip faydalı mutasyonları temel almalıdır.
c)- canlı türleri arasındaki benzerlikler evrime kanıt değildir.
Konu, evrimin temellerinden olduğu kadar da ilginç ve şaşırtıcıdır.
Konuya bölümler halinde devam edecek, eleştiri ve yorumlarımı kanıtları ile birlikte yazacağım.
0 notes
hudaicakmak · 2 years
Text
EVRİM - TERSİNİM VE BİLİMSEL GERÇEKLER
Evrim denen şey RASTLANTILARLA oluştuğu varsayılan bir canlı hücresinin zaman içinde değişip gelişerek türlerden türlere geçmesi sonucu; benzemez yapılarda (bitkiler - böcekler - hayvanlar) yaklaşık otuz milyon canlı türünden meydana gelen yaşam dünyasını oluşturduğu iddiasıdır.
Evrimin yanlış olduğunu gösteren pek çok bilimsel gerçek vardır.
Başlıcalarından bir kaçını yazalım
1)-Bir canlı hücresinin (bir bakterinin) rastlantılarla oluşması olanaksız hemde çok olanaksızdır. Bu gerçek evrimi temelsiz yapar.
2)- Canlıların türlerine özel gen havuzları vardır. Gen havuzları dahilinde ürer ve eşitlenirler. Çeşitlenme yaşam zenginliğinin kaynağıdır.
3)-Türler arası yalıtım vardır. Türlerden türlere geçiş imkansızdır.
4)-Günümüzde geçerli olan sentetik evrim teorisi faydalı genetik mutasyonları temel alır. Genetik mutasyonların tümü az ya da çok zararlıdır.
5)-Canlı bedenleri varlıklarını korumaya, yaşamaya ve üremeye göre var edilmiş ultra kompleks yapılardır. Bu tür yapılar "pat" diye aniden oluşmadıkları gibi uzun süreçlerde kademeli olarak da oluşmazlar. Oluşmaları için makul bir süreç gereklidir.
6)-Canlı bedenleri gibi düzenler ve sistemler sahibi ultra kompleks yapılar zaman içinde ve kaçınılmaz olarak tersinime (bozulma - eskime vb gibi zararlı değişimlere) uğrarlar. Tersinim evrimin tam karşıtıdır.
7)-canlılarda tersinim yaralanma, sakatlanma, hastalanma, yaşlanma, bunama, duyu azalması, organ kaybı, organ körelmesi vb zararlı değişimler halinde gözlenir. Ölüm tersinimin doğal sonucudur.
8)-Tersinim evrim denen şeyin tam karşıtı olup kolayca gözlenip sınanabilen evrensel bir gerçektir.
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Text
EVRİM NEDEN YANLIŞ-7 ÇEŞİTLENMELER EVRİM DEĞİLDİR.
Canlılar ultra kompleks yapılardır. Doğa olarak dış etkenlerden güçlü şekilde etkilenir, bu nedenle değişirler.
Ateist-evrimciler büyük bir açıkgözlülükle bu değişimlerin tümünü; temellerine uyup uymadığına bakmadan evrim denen şeye mal ederler.
Evrim denen şey değişerek gelişimi ve türlerden türlere geçişi temel alır.
Değişerek gelişim genetik mutasyonlar temelli olup kesinlikle türlerden türlere geçiş ile sonlanmalıdır. Aksi halde evrim olmaz.
Değişerek gelişim pozitif bilimin temeli olan termodinamiğin ikinci kanunu, türlerden türlere geçiş ise biyolojinin temel kurallarından olan türler arası yalıtım ile çelişir.
Sadece eşeyli üreme ve türler arasındaki kromozom sayı farklılıkları bile evrimin önünde aşılmaz engellerdir.
Her canlının türüne özel bir gen havuzu vardır. Değişimler gen havuzları dahilinde gerçekleşir.
Eşeyli üreme sırasında gerçekleşen karışmalı kalıtım neredeyse sonsuz sayıda genetik kombinasyon (çeşitlenme) oluşturur. Canlı türleri gen havuzları dahilinde neredeyse sonsuz sayıda çeşitlenebilir. Dar alanda çeşitlenme yolu ile ırklar oluşur.
Canlı türlerinin (örneğin kuşların, köpeklerin, maymunların.. vb) çok sayıda çeşitlerinin (ırklarının) var olma nedeni budur.
Çeşitlenme ve ırklaşma evrim değildir. Çünkü türlerden türler geçiş gerçekleşmemiş; sadece tür gen havuzları dahilinde çeşitlenme oluşmuştur.
Evrim; rastlantılarla var olduğu varsayılan bir canlı hücresinin değişerek gelişim yolu ile türlerden türlere geçtiği; bu yolla içinde bitkilerin, böceklerin, hayvanların bulunduğu (yaklaşık otuz milyon canlı türü) yaşam dünyasının oluşturduğu iddiasıdır.
Evrim için değişerek gelişim ve türlerden geçiş şarttır.
Değişerek gelişim diğer nesillere aktarılması ve biriktirilmesi gerektiğinden genetik olmalı ve biriktirilmelidir.
Fakat eşeyli üreme sırasında genetik mutasyonların büyük bölümü yok edilir, gen bilgileri aslına döner.
Herhangi bir nedenle diğer nesillere aktarılan mutasyonlar genetik hastalıklara neden olur.
Genetik mutasyonların tümü az yada çok zararlıdır. Faydalı mutasyon yoktur.
Genetik hastalıklar bunun kesin kanıtlarıdır.
Evrim öngörüsünü tüm doğal kanunlar ve bunlara dayalı akıl, mantık çıkarımları temelden ret eder. Evrim yanlıştır.
DOĞRU OLAN TERSİNİMDİR.
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Text
EVRİM NEDEN YANLIŞ-6 ÇEŞİTLENMELER EVRİM DEĞİLDİR
Ateist evrimciler canlıların zaman içinde doğal olan değişimlerini evrim diye takdim ederlerse de doğru değildir. Bu tür bilgiler algı oluşturma amaçlıdır.
Konuyu daha iyi anlatabilmek için önce evrim tanımlayalım.
Evrim rastlantılarla oluştuğu varsayılan bir canlı hücresinin rastlantılara DEĞİŞİP GELİŞEREK türlerden türlere geçmesi bu yolla; içlerinde bitkilerin, böceklerin, hayvanların bulunduğu yaşam dünyasını (yaklaşık otuz milyon canlı türünü) oluşturduğu iddiasıdır.
Evrimin temeli rastlantılar, değişerek gelişim ve türlerden türler geçmedir.
Değişerek gelişim ateizmin temel inancıdır. Doğada değişerek gelişime uygun herhangi bir mekanizma yoktur. Değişerek gelişim pozitif bilimin temellerinden olan termodinamiğin ikinci kanunu ile çelişir.
Türler arası doğal yalıtım vardır. Türlerden türler geçiş imkansızdır.
Canlılar genelde eşeyli ürerler. Sadece eşeyli üreme ve türler arasındaki kromozom sayı farklılıkları bile türlerden türlere geçişin önünde aşılamaz doğal bir engeldir.
Canlılar zaman içinde değişirler. Evrim için değişimlerin faydalı olması şarttır. Fakat değişimlerin tümü az yada çok zararlıdır. Faydalı mutasyon yoktur. Olamaz da..
Canlıların türlerine özel bir gen havuzları vardır. Canlılar gen havuzları dahilinde çeşitlenirler.
Eşeyli üreme neredeyse sonsuz sayıda genetik kombinasyon imkanı sağlar. Bu zenginlik yaşam zenginliğinin kaynağıdır.
Çeşitlenme ve ırkların oluşumu tür gen havuzları dahilinde oluştuğundan evrim değildir.
Evrim için mutasyonların diğer nesillere aktarılması şarttır.
Fakat eşeyli üreme sırasında mutasyonların büyük bölümü kaybolur, genetik bilgiler aslına döndürülür. Biyoloji de buna ıraya dönüş denilir.
Genetik mutasyonlar herhangi bir nedenle diğer nesillere aktarılır ise genetik hastalıklara neden olur.
Evrim doğru olsa idi genetik hastalıkların en kolay diğer nesiller aktarıldığı yakın akraba evlilikleri faydalı olurdu.
Bu gün evrim yalanlarla, yanlışlarla, algı operasyonları, sahtekarlıklarla savunulmaya ve yaşatılmaya çalışılıyor.
Unutmayınız.
Evrim kanıtları genetik mutasyonlar temelli olmalıdır. Şu şuraya, bu buraya evrildi gibi saçmalıklar evrime kanıt olmaz.
Ateist-evrimci öngörülerinde dikkatli olunuz. Sorgulamadan asla gerçek kabul etmeyiniz.
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Text
İNSANLAR NEDEN EN KOLAY KENDİLERİNİ ALDATIR?
Canlı bedenleri binlerce düzenler sistemler sahibi ultra kompleks yapılardır.
Canılar varlıklarını korumak, yaşamak ve üremek amacıyla, bu amaca uygun var olmuşlardır. Bu amaç içinde sahip oldukları tüm avantajları sonuna kadar kullanırlar. Yaşam dünyasındaki amansız çekişme bu nedenledir. Yaşam avantajlarını sahip olmayan, yitiren zayıflatan, kullanamayan … elenecektir. Tersinim buna doğal elenme diye tanımlar. Doğal elenme doğal seleksiyonun karşıtıdır.
Biraz açalım.
Canlıların türlerine özel yaşama ve üreme amacına uygun çok ve çeşitli yaşam avantajları vardır. Kimileri uçar, kimileri kaçar, kimileri sokar, kimileri ortama göre renk değiştirir.
Bu avantajlar yeterince sahip olmayanlar (örneğin korumasız yavrular), yitirenler (örneğin hastalananlar, sakatlananlar, yaralananlar) zayıflatanlar (örneğin yaşlananlar) ekolojik sistem gereği elenir.
Bu nedenle canlı türleri uygun yer ve zamanlarda, yeterli cins ve sayılarda, yaşamaya ve üremeye hazır halde eksiksiz var olmak zorundadır.
Yarım çeyrek eksik canlıların yaşama ve üreme şansları yoktur.
Evrimin kademeli oluşum iddiası imkansızdır.
Evrim türlerden türlere geçildiğini iddia eder.
Eder ama türler arası yalıtım vardır. Bu nedenle türlerden türlere geçiş imkansızdır.
Sadece türler arasındaki kromozom sayı farklılığı ve eşeyli üreme bile türlerden türler geçişi (evrimi) imkansızı imkansız yapar.
Evrim doğru ise bu genetik mutasyonlar yolu ile oluşmalıdır.
Eşeyli üreme sırasında genetik mutasyonlar aslına uygun şekilde düzeltilir. Buna ıraya dönüş deniyor. Bilinen bir biyolojik kuraldır.
Evrim için genetik mutasyonların hem faydalı olması hem de diğer nesillere aktarılıp biriktirilmesi gerekir.
Fakat mutasyonların tümü az ya da çok zararlıdır.
Genetik mutasyonların büyük bölümü eşeyli üreme sırasında yok olur diğer nesillere aktarılmaz. Her hangi bir nedenle aktarılır ise genetik hastalıklara neden olur.
Evrimin iddia etiği gibi mutasyonlar faydalı olsa idi genetik mutasyonların en kolay diğer nesiller aktarıldığı yakın akraba evlilikleri faydalı olurdu. Halbuki zararlıdır.
Fosiller kademeli oluşumun (evrimin) değil canlı türlerinin uygun yer ve zamanlarda, yeterli cins ve sayılarda yaşamaya ve üremeye hazır halde eksiksiz var olduklarının kanıtlarıdır. Yaşamaya ve üremeye başaramayan yarım eksik canlıların fosilleri yoktur.
Evrim bilimsel veriler ve bunlara uygun akıl, mantık çıkarımlarına değil de ateizmin ilkelden gelişkine doğru gelişim inancını temel alır. Bu temel ise tüm doğal kanunlarla çelişir.
Evrim bilimin değil ateizmin ürünüdür.
EVRİM İNSANLIĞIN TARİHİNDEKİ EN BÜYÜK YANILGISIDIR.
Bütün bunlara rağmen inanılmaz bir şekilde evrimin bilimsel gerçek olduğu inat ve ısrarla savunuluyor.
Sadece ve sadece canı türleri yaşamaya ve üremeye hazır halde eksiksiz var olmuşlardır dememek için inanılmaz derecedeki saçmalıklar bilimsel gerçek kabul ediliyor.
Kimi insanlar sadece canlılar yaşamaya ve üremeye hazır halde eksiksiz var olmuşlardır gerçeğini kabul etmemek için Adem ve Havva’yı inkar ediyorlar da fareden evrildikleri saçmalığını bilimsel gerçek kabul ediyorlar.
Hayret ve hayret yani..😕😕
0 notes