Tumgik
#sentetik teori
epifizz · 2 years
Note
A priori ile Kant'ın sentetik a priori si arasındaki farkı nasıl tanımlarsın?
Oradaki sentez, a posteriori olanla yani deneyimsel olan ile önden gelen kesin yargının-görünün yani a priorinin sentezidir yani bu günkü modern anlamıyla kısmen bir teori halidir, ortaya atılan yargının deneyimler ile desteklenmesi halidir. Kendi başına a-priori'de böyle bir desteğe ihtiyaç duyulmamaktadır. Kendisinin "algısız kavramlar boş, kavramsız algılar kördür" ifadesinde algıyı a posterioriye, kavramı ise önsel, analitik ve çelişkisiz olması bakımından a priori statüsüne koyabiliriz. Ortada hiçbir deneyimle desteklenmeyen bir kavram olmadığında, bu kavramın günlük hayattaki işlevselliği bulunmamakta, boşlukta salınmaktadır. Öte yandan hiçbir kavram ile sistematikleştirilmeden sadece kaydedilen bir deneyimler yumağı da bu sistematikleştirilme ve işlevselliğe kavuşturulma eksikliğinden ötürü havada gözükmektedir. Sentetik a priori, analitik olan ile ampirik olanı birleştirmesinden dolayı Kant’a epistemik olarak en doğru yol gibi gelmektedir.
3 notes · View notes
hudaicakmak · 2 years
Text
Tumblr media
KLASİK EVRİM - SENTETİK EVRİM
Darwin’in klasik evrimi diğer nesillere aktarılmayan fenotip mutasyonları temel aldığı için çürüdü, geçerliliği kalmadı. Yerine genetik faydalı mutasyonları temel alan “sentetik teori” getirildi. Fakat pek çok evrim taraftarı bunu dahi bilmiyor.
Getirildi ama en küçük bilimsel değerliliği olmayan fenotip mutasyonları temel aldıkları için çürümüş, kokuşmuş, geçerliliği kalmamış bu nedenle doğruca bilimin çöplüğüne boylaması gereken iddialar hala evrime kanıt diye gösteriliyor ve insanlar aldatılıyor.
Günümüzde geçerli olan sentetik teoriye göre evrim kanıtları “faydalı ve genetik” mutasyonları temel almalı, gen havuzlarına eklemeler yapıp zenginleştirmeli, diğer nesillere aktarılıp biriktirilmeli, her türe özel olan gen havuzları ana şablonunu bir başka türe doğru değiştirip yeniden örgütlenmeli diğer ifade ile türlerden türlere geçişe neden olmalıdır.
Sentetik teorinin temeli olan bu öngörü şu yönlerden geçersizdir.
a)-Genetik mutasyonların büyük bölümü eşeyli üreme sırasında yok olur. Türler var oldukları ilk anlardaki yapılarına dönerler. Bilimde buna “ıraya dönüş” deniyor.
c)-Genetik mutasyonların tümü az ya da çok zararlıdır. Her hangi bir nedenle diğer nesillere aktarılır ise gen hastalıklarına neden olurlar.
d)-Hastalıklar evrim değil tersinimdir.
e)- Türler arası yalıtım vardır. Türlerden türlere geçiş imkansızdır.
2 notes · View notes
bilimveyaratilis · 3 years
Text
Tumblr media
DNA VE EVRİM
Darwin teorisini kurgularken DNAnın varlığından habersizdi. Gerçi Mendel ortaya koyduğu kalıtım kanunlarında “bir faktörden” bahsediyordu ama Darwin bu buluşun önemini fark edemedi. Biyolojinin bu en büyük ve önemli gerçeğini bilmeden teorisini eksik ve yanlış bilgi temelinde kurguladı.
Darwin DNAdan haberdar olsa yapısını niteliğini niceliğini bilse teorisini ortaya atar mıydı?
Darwin'in özeleştiri yapabilen olgun kişiliği bu soruya teorisini ortaya atmazdı yanıtını veriyor.
Darwin'in öngördüğü klasik evrim fenotip (genetiği etkilemeyen, diğer nesillere aktarılmayan, bu nedenle evrime neden olmayan) mutasyonları temel alır.
DNA keşfedilip bu temelin yanlış olduğu ortaya çıkınca Darwin'in öngördüğü klasik evrimden geçildi. Yerine genetik mutasyonları temel alan sentetik teori getirildi.
Yanlış bu nedenle bilim dışı olduğu bilinmesine rağmen hala Darwin'in öngördüğü klasik evrim ve öngördükleri gündemde tutulmaya, algı oluşturmada kullanılmaya insanlar aldatılarak evrim yaşatılmaya çalışılıyor.
Bu tür bilim dışı davranışların bilimsel bir öngörüye fayda vermeyeceğini, tam tersine zarara uğratacağı açıktır.
Yaşamın izlerini bilimsel yol ve yöntemlerle incelerken klasik evrim, sentetik evrim ve tersinimi temel alacak, gerçeklere ulaşmaya, doyurucu bilgiler vermeye çalışacağım.
0 notes
dustylipscom · 6 years
Text
Libido Nedir? Doğal Olarak Libido Nasıl Artırılır?
Libido eksikliği kadınlarda erkeklerden daha yaygındır, ancak her iki cinsiyeti de önemli ölçüde etkilemektedir. Aslında, araştırmalar kadınların yüzde 32’si ve erkeklerin yüzde 15’i düzenli olarak cinsel ilişki arzusundan yoksun olduğunu gösteriyor. Düşük libido, hayatınızın herhangi bir döneminde çeşitli nedenlerden ortaya çıkabilir; Düşük testosteron, depresyon, stres, ilişki sorunları, cinsel işlev bozukluğu, reçeteli ilaçlar, fazla kilo, çok az veya fazla egzersiz, uyku apnesi ve uyuşturucu veya alkol kullanımı. Doğal olarak, birçok insan libidoyu nasıl arttıracağını merak ediyor. Cinsel ilişki yapmaktan hoşlanmıyorsanız, kesinlikle yalnız değilsiniz. İyi haber şu ki, libidoyu arttırmak için pek çok doğal çözüm mevcuttur. Bunu hedefliyorsanız o zaman bazı yaşam tarzı değişiklikleri yapma zamanı gelmiştir. Örneğin, stres seviyesini düşürmek, uykunuzu iyileştirmek, yemeklere daha fazla doğal afrodizyak eklemek ve doğru miktarda egzersiz yapmak zihninizi ve vücudunuzu libido teşvik edici bir duruma geri getirmek için potansiyel olarak zararlı ilaçlar olmaksızın libidoyu nasıl artırabileceğinize yönelik tüm tekniklerdir.
Libido Nedir?
Libido, bir kişinin genel cinsel dürtü ya da cinsel aktivite arzusu olarak tanımlanır. Kadınlarda düşük libido ve erkeklerde düşük libido, bazı benzer köklere sahiptir, bazı ize cinsiyete özgüdür. Erkeklerde, yaşlandıkça libidoda kademeli bir düşüş olması aslında oldukça normaldir. Her erkek farklıdır, ancak çoğu erkek 60’lı ve 70’li yaşlarında bir miktar cinsel arzuya sahiptir. Eğer yaşlanma libido azalmasının nedeni değilse, bunun nedeni erkeğin depresyona veya aşırı strese maruz kalması olabilir. Erkeklerde düşük cinsel dürtünün diğer olası nedenleri ilaç yan etkileri, endokrin bozukluk veya uyku apnesi nedeniyle erkek cinsiyet hormonlarında azalmasıdır. Az bilinen bir gerçek, uyku apnesinin alışılmadık şekilde düşük testosteron seviyesine yol açabilmesidir. Düşük testosteron, ereksiyon bozukluğuna (EB) neden olabilir. B durum, erkeğin ereksiyon elde edemeyeceği veya devam edemeyeceği bir durumdur. Her iki durum düşük testosteronu içerse de, EB ve düşük libido ortak “komorbiditeler” olarak düşünülse de mutlaka aynı zamanda ortaya çıkacak değildir.
Düşük libido aslında erektil disfonksiyonu olanlara göre erken veya gecikmiş boşalma olan erkeklerde daha sık görülür. Kadınlarda düşük cinsel dürtü söz konusu olduğunda, birçok neden olabilir. Psikologlara göre “Kadınların cinselliği çok yönlü ve oldukça karmaşık olma eğilimindedir.” Kadınlarda cinsel isteksizlik ya da düşük libido yaygın nedenleri arasında partner ile olan ilişkideki sorunlar, sosyokültürel etkiler ve fibroidler, endometriozis ve tiroid problemleri gibi tıbbi durumlar yer alır. Düşük testosteron sadece erkekler için değil, kadınlar için de cinsel sorunlara neden olur. Kadın testosteron seviyeleri 20’li yaşların ortalarında zirveye ulaşır ve menopoza girene kadar sürekli olarak azalır. Menopozdan sonra, kadınlardaki testosteron seviyeleri aşırı bir şekilde düşer ve aynı zamanda cinsel dürtü de aşırı derecede düşebilir. Doğum kontrol hapları ve diğer hormonal gebelik önleme yöntemleri de bir kadının cinsel isteğini olumsuz yönde etkileyebilir. Libido geliştirme konusunda, cinsel arzu düzeyini etkileyebilecek iki önemli biyolojik kimyasal vardır: dopamin ve prolaktin.
Bir teori var; dopamin arzuyu artırırken, prolaktin tam tersini yapar, onu düşürür. Herhangi bir ilaç alıyorsanız, bazılarının prolaktin salınımını artırabileceğini veya dopamin salınımını önleyebileceğini bilmek önemlidir. Bu iki durum da cinsel isteği azaltabilir ve diğer cinsel yan etkilere neden olabilir. Erkeklerde, düşük prolaktin, kötü cinsel sağlığın ve psikolojik sağlığın belirtileri ile ilişkilendirilmiştir. Düşük prolaktin düzeyleri aynı zamanda büyük vücut kitle indeksi, yüksek kan şekeri seviyeleri, düşük fiziksel aktivite seviyeleri ve genel olarak sağlıksız hissetme ile ilişkilidir. İlişki sorunları, depresyon, reçeteli ilaçlar, alkolizm, uyuşturucu kullanımı veya diyabet gibi kronik hastalıklar, her iki cinsiyette de düşük cinselliğin kökeninde olabilir. Çok büyük vücut kitle indeksi, libido söz konusu olduğunda hem erkekler hem de kadınlar için sorunlara neden olabilir. Obez erkekler erektil zorluklarla mücadele etme eğilimindedir, ancak çalışmalar, sadece küçük bir ağırlık yüzdesini kaybetmenin hem erkek hem de kadın cinsel işlevini artırabildiğini göstermiştir. Duke Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, obez insanların cinsel problemleri bildirme olasılığı 25 kat daha fazladır.
Libido , Diyet ile Nasıl Artırılır
• Kollajen açısından zengin besinler : Kollajen üretimi doğal olarak yaşla birlikte azalır.Bu cilt sağlığı üzerinde doğrudan olumsuz bir etkiye sahiptir. Bu olgu, erkeklerin ereksiyonu sürdürmesini zorlaştırabilir ve kadınlarda daha gevşek vajinal duvara yol açabilir. Kollajen seviyenizi arttırmak için daha fazla kemik suyu tüketebilirsiniz ve kollajen takviyesi veya kemik sıvısından yapılan bir protein tozunu tercih edebilirsiniz. C vitamini de kollajen üretimini artırmaya yardımcı olur. • Su : Dehidratasyon bir dizi olumsuz yan etkiye neden olabilir, örneğin, cinsel arzu sussuzluktan kolayca düşebilir. Olası yorgunluk, baş ağrısı ve vajinal kuruluktan kaçınmak istiyorsanız, bol bol su tüketmeniz gerek. • Karpuz : Karpuzda bulunan likopen, beta-karoten ve sitrülin olarak bilinen bitki besinleri kan damarlarının rahatlamasına yardımcı olur. Karpuz erektil disfonksiyon ilaçları gibi organ-spesifik olmayabilir ancak doğal olarak libidoyu geliştirmek istediğinizde herhangi bir olumsuz yan etki olmadan yardımcı olabilir. • Muz : Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalara göre muz, cinsel dürtüleri geliştiren kadın hormon düzeylerini artırmaya yardımcı olabilir. • Küçük hindistancevizi, safran ve karanfil : Baharatlar, libido gibi genel sağlık için harika olan antioksidanlarla doldurulur. Özel olarak yayınlanan araştırmalar, hindistancevizi ve karanfil özlerinin erkek hayvan deneklerinin cinsel davranışını artırdığını bulmuştur. Karanfil, kötü nefesi iyileştirmede de mükemmeldir. Safran ise, antidepresanlar kullanan kadınlarda cinsel işlev bozukluğunun yanı sıra erkeklerde erektil disfonksiyonun iyileşmesine yardımcı olabilir. • Bitter çikolata : Araştırmalar, çikolata tüketiminin triptofan içeriği nedeniyle serotonin salınımına yol açtığını ve bazı afrodizyak ve duygudurum etkilerine yol açtığını göstermiştir. Sadece düşük şekerli, yüksek kaliteli bir bitter çikolata seçtiğinizden emin olun. • Brezilya fıstığı : Bu fıstıklar, sağlıklı testosteron düzeylerinin korunmasında rol oynayan selenyumda yüksektir. Ayrıca vücudunuzun serotonin üretimine de yardımcı olurlar, bitter çikoklataya benzer. • Yüksek kaliteli protein : Yumurta, balık, kümes hayvanları ve sığır/kuzu gibi protein açısından zengin gıdalar, serotonin düzeyini artırmanıza ve ruh halinizi ve libidoyu artırmanıza yardımcı olabilir. • Maca kökü : Genellikle “maca” olarak anılan Maca kökü, adaptojenik bir bitkidir. Cinsel uyarıcı olarak geleneksel tıp uygulamalarında popüler olan Maca tüketimi, hem cinsel istekte artışa hem de cinsel işlev bozukluğunun azalmasına neden olur. Sağlıklı erkeklerde libidoyu iyileştirmek için iki hafta kadar kısa bir süre içinde sonuç verebilir.
Sağlıklı Libido İçin Kaçınılması Gereken Gıdalar
• Alkol : Alkollü içeceklere aşırı yüklenmenin cinsel isteği, uyarılma ve duyarlılığı azalttığı bilinmektedir. Eğer alkol içecekseniz, bir bardak polifenol açısından zengin kırmızı şarap tercih edin. Kırmızı şaraptaki antioksidanlar kan damarlarının genişlemesine yardımcı olur ve önemli uyarılma bölgelerine kan akışını artırır. • İşlenmiş gıdalar : Obezite düşük libido ile ilişkilidir. Diyetinizden mümkün olduğunca işlenmiş gıdalardan kaçının ve bunları daha az işlenmiş seçeneklerle değiştirin. • Fabrikada üretilen etler : Çok sayıda geniş çaplı bilimsel kanıt mevcut olmasa da, birçok doğal sağlık çalışanı, organik olmayan, fabrikada satılan etleri tedavi etmek için kullanılan hormonların normal hormon üretimini engelleyebileceğinden endişe duyuyorlar. İşlenmiş şeylerden uzak durun ve libidoyu desteklemek için her zaman organik gıdaları tercih edin. • Yüksek sodyumlu gıdalar : Konserve yiyecekler ve işlenmiş gıdalar gibi sodyumda çok yüksek olan gıdalar, yüksek kan basıncına katkıda bulunabilir ve bu da cinsel organlara kan akışını azaltabilir. • Mikrodalgada patlamış mısır: Uygun olabilir, ama kesinlikle sağlıklı değil. Mikrodalga patlamış mısır torbalarının astarında bulunan kimyasallar, erkekleri kötü etkiler. 2009 çalışmasına göre, bu tip patlamış mısır torbaları PFOA veya PFOS gibi perfluoralkil asitleri içermektedir. Bu da sperm sayımını önemli ölçüde düşürdüğü bilinmektedir. • Geleneksel süt ürünleri : Fabrikada satılan etler gibi, geleneksel süt ürünleri birçok kuruluş tarafından sağlıklı olarak kabul edilir. Bununla birlikte, inek sütünden elde edilen süt, peynir ve diğer süt ürünleri, östrojen ve testosteron seviyelerini olumsuz etkileyen ftalik asit esterleri olarak bilinen sentetik hormonlara sahip olabilir. • Şeker : Şeker genelde hormonları olumsuz yönde etkiler. Çalışmalar, testosteron seviyeleri ile ilgili spesifik ve ilgili etkileri göstermiştir. 2013 yılında erkek deneklerde yapılan bir çalışmada, glikoz tüketimi, erkeklerin diyabet, prediyabet veya normal glukoz toleransı olup olmadığına bakılmaksızın, ortalama olarak yüzde 25’lik bir testosteron düzeyini düşürmüştür. Testosteron seviyeleri, glikoz tüketiminden sonra saatlerce düşük kaldı. • Kafein : Bu biraz karmaşık ama libido sorunlarıyla karşılaşıyorsanız kafeini karıştırmamak en iyisidir. Atletik performans sırasında, az miktarda kafein, testosteronu artırır, bu da cinsel dürtü üzerinde olumlu etkileri gösterebilir. Ancak, bu artış aslında yararlı olmayabilir, çünkü kafein ayrıca libidoyu daha da azaltan stres oluşturma potansiyeline sahip olan kortizol seviyelerini de arttırır. Kahve ve çaylar, sağlıklı bir yaşam için harika eklemeler olabilir, ancak kontrol altında tutun ve kafeinli ürünleri yatmadan en az altı saat önce için.
Libido, Uçucu Yağlar ile Nasıl Artırılır
Cinsel ve ruhsal uyarılmayı arttırmaya yardımcı olabilecek libido için çeşitli esansiyel yağlar vardır ve doğal afrodizyak olarak davranır. Libido güçlendirici aromaterapi karışımının bir parçası olarak yasemin yağı kullanılması, davranışsal uyarılma, uyanıklık ve olumlu duygudurumun artmasına yardımcı olabilir. Menopoz ve duygudurum sorunları nedeniyle düşük libido ile mücadele eden bir kadın iseniz, adaçayı yağı iyi bir seçenek olabilir. Depresyon belirtilerini iyileştirmeye ve kortizol seviyelerini düzenleyerek daha sağlıklı cinsel dürtüleri desteklemeye yardımcı olabilir. Ayrıca menopozal kadınlar için bir güç merkezidir, neroli esansiyel yağı menopoz semptomlarını hafifletmeye, cinsel isteği artırmaya ve postmenopozal kadınlarda kan basıncını düşürmeye yardımcı olur. Neroli yağı, stresi azaltmak ve endokrin sistemi geliştirmek için etkili bir müdahale potansiyeline sahip olabilir. Rezene yağı pozitif östrojen benzeri etkilere sahiptir, bu da onu hem bilimsel hem de tarihsel olarak libido güçlendirici yapar, kadınlar için. Bu etkiler, bazı endokrin bozucu kimyasallar gibi doğurganlığı veya üremeyi olumsuz yönde etkilememektedir. Vitex’ten gelen yağ, kadınlarda menopozdaki libido problemlerini azaltmak için bir başka harika seçenektir. Menopozda değil misiniz? Bu yağ / takviye, ilaç dolabına inanılmaz bir katkı sağlar; daha belirgin olan bazı faydaları arasında, PMS belirtilerinini hafifletmesi, doğurganlığı artırması, akne temizlemesi ve emziren annelerde süt sağlaması yer alır.
Libido, Takviyeler ile Nasıl Artırılır
Erkekler için düşük libido takviyeleri
• Ginseng : (günde 1000 miligram) Ginseng’in Asya ve Amerikan çeşitlerinin erkeklerde libidoyu güçlendirmek için sinir fonksiyonu ve merkezi sinir sistemi aktivitesini olumlu yönde etkilediği görülmektedir. • Tribulus : (günde üç kez 85–250 miligram) Geleneksel Çin Tıbbında afrodizyak olarak kullanılır. • Kadife Fasulye : (Günde 5 gram) Kadife fasülye veya Mucuna pruriens bitkisi, özellikle infertil erkeklerde stresi azaltmaya yardımcı olur ve antioksidan aktivitenin libidoyu (ve semen kalitesini) arttırmasına neden olur. • Yohimbe : (günde 1–3 kez 5–4 miligram ) Yaygın olarak cinsel işlev bozukluğu için bir çare olarak kullanılan yohimbe ağacının kabuğu, düz kasların gevşemesini ve cinsel performansta iyileşme teşvik edebilir. Ancak insan çalışmaları sınırlıdır. • Maca : (günde üç kez 500 miligram) Araştırmalar, bu adaptojen bitkiinin cinsel isteği artırmaya yardımcı olduğunu göstermektedir.
Kadınlar için düşük libido takviyeleri
• Panax Ginseng : (günde 1000 miligram) Panax ginseng menopoza girecek kadınlarda cinsel isteği artırdığı gösterilmiştir. • Ashwagandha : (günde bir veya iki kez 500 miligram) Takviye formunda ashwagandha kullanmak, kadınlarda cinsel sorunlarını tedavi etmede yardımcı olabilir. • Ginkgo biloba : (günde 200 miligram) Ginkgo biloba, kadınlarda antidepresana bağlı cinsel işlev bozukluğunu tedavi etmede özellikle etkilidir. • Maca : (günde üç kez 500 miligram) Araştırmalar, bu adaptojen bitkinin hem erkeklerde hem de kadınlarda cinsel istekleri arttırdığını göstermektedir, özellikle libidonun antidepresanlar gibi psikotropik ilaçlar tarafından tetiklendiği zaman. • Demir : (günde 25–30 miligram) Demir eksikliğiniz varsa, demir takviyesi almak libidonuza yardımcı olabililir. Genellikle iyi emilen demir takviyesi bakın ve bir C vitamini ile alın. Demir takviyeleri kabızlığa neden olabilir, bu nedenle, aneminizin demir eksikliğinden kaynaklandığını doğrulamak önemlidir.
Yaşam Tarzı Değişiklikleri ile Doğal Olarak Libidoyu Artırın
Çok az egzersiz düşük libido nedeni olabilir, ancak aşırıya kaçmak da istemezsiniz. Kilo egzersizleri ve yağ yakma egzersizleri gibi insanın büyüme hormonunu arttıran egzersizler, cinsel organlara, ruh halinize ve kendi beden algınıza kan akışını büyük ölçüde artırabilir. Ayrıca, yorgunluğu ve stres, depresyon ve anksiyeteyi azaltmaya yardımcı olabilecek yoga deneyin. Sigara kullanmayın. Sigara içmek sadece cinsel istek ve memnuniyeti azaltmaz, aynı zamanda doğurganlığı da azaltır. Ayrıca düzenli ve iyi uyku alın.
Düşük Libido için Geleneksel Tedavi
Düşük libido’nun fiziksel veya psikolojik bir sebebi olabilir ya da her ikisi de olabilir. Düşük libido için klinik olarak tanı konabilen iki durum hipoaktif cinsel istek bozukluğu (HSDD) ve cinsel kaçınma bozukluğu (SAD) ‘dir. İkincisi daha ciddi bir sorundur. SAD, tüm cinsel davranışları “aşırı derecede isteksizlik ve kaçınma” olarak nitelendirilmektedir. Birçok kişi, libidoyu artırmak için geleneksel tedaviye başvurur, bu yüzden geleneksel düşük libido tedavilerinden bazılarının geleneksel tıp dünyasında neler olduğunu görelim. Erkekler için testosteron replasman tedavisi, tartışmalı olmasına rağmen yaygın bir geleneksel tedavi yöntemidir. Bazı yaygın seçenekler genellikle sildenafil ve tadalafil içerir. Çoğu erkek ereksiyona neden olan reçeteli bir ilaç cevap olduğunu düşünebilir. Ancak şunu bilmelisiniz; Bu ilaçlar libidonuzu artırmaz, sadece ereksiyon olmanıza yardımcı olurlar. Zorlanmış bir ereksiyon düşük veya varolmayan cinsel dürtü köküne ulaşmayacaktır ve bu ilaçlar hafıza sorunları, sırt ağrısı, işitme kaybı ve daha pek çok yan etkiyle ilgilidir. Bir kadın düşük libidoya sahipse ve çoktan menopoza girmişse vajinal kuruluk tedavisinde vajinal östrojen kremleri önerilir. Hap veya yamalar şeklinde testosteron tedavisi de kadınlar için geleneksel olarak tavsiye edilir. Eğer fibroid gibi bir tıbbi durum cinsel sorunlara neden oluyorsa, muhtemelen fibroidi cerrahi olarak çıkarmanız önerilir. Doğum kontrol hapı cinsel isteğinizi azaltıyorsa, doktorunuz hormonal olmayan bir seçenek önerebilir. Hem erkek hem de kadınlarda düşük libido için başka geleneksel tedaviler de var, örneğin, düşük libidonun nedeni depresiyon olduğu inanılırsa ilaçta veya antidepresanlarda değişiklik yapılabilir. Yine de, birçok antidepresan cinsel isteğini azaltabilir. Hem erkek hem kadınlar ilişki danışmanına veya terapiye gidebilir ve tavsiye alabilir.
Önlemler
Düşük bir cinsel dürtü yaşıyorsanız ve doğal tedaviler işe yaramadığını farkediyorsanız çok geç olmadan daha ciddi bir fiziksel ya da psikolojik sorun yaşamadığınızdan emin olmak için doktora gidin. Düşük libidoya neden olmadıklarından emin olmak için şu anda aldığınız tüm ilaçların yan etkilerini bilmek de önemlidir. Eğer bir erkeğiyseniz ve düşük libido şikayetiyle doktora gidiyorsanız, muhtemelen biraz mavi hap verebilir, ancak bunun, yukarıda belirtilenlerin bedensel, zihinsel, duygusal veya tümünün düşük libidonun gerçek kökenine kesinlikle ulaşamayacağını bilmelisiniz.
Facebook | Twitter | Instagram | Pinterest | Youtube
The post Libido Nedir? Doğal Olarak Libido Nasıl Artırılır? appeared first on DustyLips.com.
Kaynak: https://ift.tt/2QI5u1Y
0 notes
Text
Peptit Sciences Peg Mgf 5 Mg
https://steroidsp.com/?p=5584
Peptit Sciences Peg Mgf 5 Mg
PEG- MGF veya PEG'lenmiş mekano büyüme faktörü nedir? MGF, kas içindeki kök hücre sayımını arttıran ve kas liflerinin kaynaşmasına ve olgunlaşmasına izin veren IGF geninin bir ek varyantıdır. Bu yetişkin kas büyümesi için gerekli olan bir işlemdir. Doğal MGF lokal olarak üretilir ve kan dolaşımına girmez. Sentetik MGF, su bazlı olup, kas içine verildiğinde kan dolaşımına doğru yol alır. MGF sadece kan akışında sadece birkaç dakika stabildir. PEGilasyon, bir polietilen glikol (PEG) yapısını başka bir büyük moleküle (bu durumda, MGF) bağlama eylemidir. PEG koruyucu bir kaplama görevi görür ve burada teori, MGF'nin parçalanmadan kan dolaşımına sokulmasına izin verir. Burada dürüst olmalıyım ve söyleyelim ki, tahminime göre, MEG'yi PEGleştirmek, temelde araştırma kimyasal şirketinin, birazcık bir rekabetin olmadığı bir pazar yapması için yaptığı bir şeydir. Dürüst olmak gerekirse, bu belirli durumda, pazarlamanın MGF'nin bu sürümünün geliştirilmesiyle sürücüler arasında olduğunu ve arka planda "şu an biz orada mıyız?" Diye soruyordu. MGF, kas lifleri dirençle parçalandığında (ağırlık eğitimi) biyolojik olarak üretilir. Kas büyümesinde etkili bir faktördür. MGF, kas büyümesini uyarır, yeni kas lifleri oluşturur, azot retansiyonunu teşvik eder ve protein sentezini arttırır. Bu bileşik genel olarak kasın genel büyümesinde ve vücudun parçalarında, kullanıcının vücudunun geri kalanına eşit olmayan büyümeyi teşvik etmek için yaygın olarak kullanılır. Sonuçlar genellikle dozaja bağlıdır. Yağ kaybı ve mukavemet artışı tipik olarak MGF kullanımıyla ( IGF-1 kullanımındadırlar) görülmez . PEG'in kendisi, ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından onaylandığından ve vücutta tepki göstermediğinden kullanım için güvenlidir. PEG vücutta parçalanmaz ve idrara veya dışkılardan atılır (bozulmamış). Herhangi bir riske neden olan PEG'li ilaçlar, ilacın kendisi değil de PEG'li ilaçlar nedeniyle oluşur.
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Photo
Tumblr media
KUŞLARIN EVRİMİ SAÇMALIĞI-8
Fosiller yaşam tarihinin belgeleridir.
Evrim doğru olsa idi fosillerde gözlenebilir miydi?
Darwin'in fenotip değişimler temelli klasik evrim teorisi geçerli olsaydı bu soruya evet cevabını verebilirdik. Fakat fenotip değişimler diğer nesiller aktarılamadığından evrim etkisi yapmıyor. Klasik evrim bu nedenle çöktü.
Evrim denen şey ateizm denen pagan dinin can damarıdır. Evrim çöküşü demek ateizm denen pagan dinin çöküşü demektir.
Klasik evrim çökünce yerine sentetik teori denilen yeni bir evrim icat edildi. Daha doğrusu klasik evrim eşeği başka bir renge boyanıp sentetik teori diye piyasaya sürüldü.
Sentetik evrim denen şey genotip mutasyonlarını temel alır.
Yani..
Rastlantılarla oluştuğu varsayılan bir canlı hücresinin üç beş nükleotidten oluşmuş genetik materyali zaman içinde değişip gelişerek içlerinde bitkilerin, böceklerin, hayvanların olduğu birbirlerine benzemez yaklaşık otuz milyon canlı türünün DNAsını oluşturmuş. Sentetik evrim denen şey tam tamına bunu iddia ediyor.
Bu saçmalıklar dizimini biraz açalım.
Sentetik erim denen şeye göre:
Prokaryot yapılı ilkel (!) canlılardan birisi bir benzerini yutmuş fakat hazmedememiş. İki milyar yıl sonra prokaryot hücrelerle uzaktan yakından ilgisi olmayan ökaryot hücreli canlılara dönüşmüş.
Tek hücreli canlılar çok hücreli canlılara evrilmiş,
İlk yumurta rastlantılarla oluşmuş,
Eşeyli üremeden eşeyli üremeye geçilmiş,
Bir solucandan tüm hayvanlar oluşmuş,
Bir bakteriden bitkiler evrilmiş,
Omurgasızlar omurgalı canlılara dönüşmüş
Balıkların yüzgeçleri ayaklara bacaklara ellere kollara evrilmiş,
Balık hava kesecikleri akciğerleri oluşturmuş,
Balıklar karalara çıkıp koşuşup oynaşmaya başlamış.
Soğukkanlı canlılar sıcakkanlı canlılara dönüşmüş,
Dinozorlar kanatlanıp kuş olup uçmuşlar,
İçlerinde fillerin, balinaların, mamutların, develerin, gergedanların, insanların olduğu milyonlarca memeli bir FAREDEN evrilmiş.
vb...
HEMDE GENETİK MUTASYONLARLA..
Ateist evrimciler bunlara benzeyen benzemeyen binlerce saçmalığın gerçek olduğuna İNANIYOR..
KANIT NEREDE DEYİNCE KÜFRÜN BİNİ BİR PARA..
Bu saçmalıklar çocuklarımıza bilim diye öğretiliyor.
Fosiller evrim denen şeye kanıt olmaz ama antikanıt olabilir.
Bir örnek vereyim.
Bir dinozor fosilinin karnında karga benzeri KUŞ fosilleri bulundu.
Sadece bu gerçek kuşların evrimi denen saçmalığını yerle bir eder.
Hala kuşların dinozorlardan evrildiğine inanan var mı?
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Photo
Tumblr media
KUŞLARIN EVRİMİ SAÇMALIĞI-6 KUŞLARIN AKCİĞER YAPILARI
Ateist evrimciler inançları gereği evrimin gerçek olduğunu kabul etmek zorundadırlar. Bu zorunlulukta akıl almaz iddiaların gerçek oluğunu kabule mecbur eder.
Evrim denen şeyin gerçek olduğu inanırsanız evrimi ters gelen gerçekleri de inkar etmeye, üstünü örtüp bastırmaya, yok etmeye türlü bahanelerle yok saymaya mecbur kalırsınız.
Dinozorların sürüngenler grubundandır. Sürüngenlerin de soğukkanlı canlılar olduğu açıkça bilindiği halde dinozorlar ılıkkanlı idi iddiası bu mecburiyetin ürünüdür. Ateistler bu iddiayı ortaya atarak evrim denen şeyi bu yaman çelişkiden kurtardıklarını varsayıyorlar.
Bilim ise kanıt ister.
DNAnın keşfedilmesi Darwinin ön gördüğü klasik evrimin sonu oldu. Yerine sentetik teori aldı.
Sentetik teoride genetik mutasyonları temel aldığını, kanıtların genetik mutasyonlar temelli olması gerektiği, bu temele dayanmayanların kanıt olamayacağı gerçeğini defalarca yazdım.
Dinozorlarla kuşlar arasında evrim mekanizmaları ile doldurulamayacak devasa boyutlarda farklılıklar vardır.
Bunlardan biride kuşların akciğere yapılarıdır.
Kuşların akciğerleri omurgalı kara canlıları akciğerlerinden farklı yapıdadır. Bu yapı kuşlara özeldir.
Kuşların akciğerlerinde hava tek yönde hareket eder, devamlı olarak oksijen alıp, karbondioksit verebilir.
Kuşlara özel bu akciğer yapısının standart kara omurgalı akciğerinden örneğin dinozorlardan evrimleşmiş olması imkânsızdır. Çünkü ara yapıya sahip bir canlının nefes alması mümkün değildir.
Kaldı ki bu tür değişimlerin genetik mutasyonların ürünü olması gerekliliği imkansızı bir kat daha imkansız yapar.
Ateist evrimcilerin bu konuda öne sürecekleri her hangi bir bahaneleri yoktur.
Bilim, bilime dayalı akıl mantık çıkarımları evrim denen şeyi temelden ret ediyor.
0 notes
hudaicakmak · 2 years
Text
Tumblr media
BİRİLERİ ENGEL OLMAK İÇİN HER YOLU DENİYOR.
AŞAĞIDAKİ YAZIM NEDENİYLE BİR KEZ DAHA ENGELLENDİM.
YAZILARIMI PAYLAŞINIZ.
EVRİME KARŞI ÇIKMAK AYIP MI?
Evrim denen şeyin saçmalıklarını karşı çıkıp gerçekleri aramak utanç verici, ayıplanacak bir şey midir? Elbette hayır.
Fakat ünlü bir yazarımıza (Prof Richard Dawkins) göre evrime karşı çıkmak utanç vericidir, ayıptır. Karşı çıkanlar bilim insanı kimliğine taşıyor ise çok daha utanç verici, çok daha ayıptır.
o zaman soralım..
Bilimsel yol ve yöntemlerle gözlenip sınanamayan, uğruna yalanlar söylenip sahtekârlıklar yapılan, algı oluşturulup insanlar aldatılarak yaşatılmaya çalışılan bir teoriyi (gerçekte bir teori bile değil. Çünkü tersinim evrimi temelden çökertir.) bilimin anası, sönmez ışığı, latif gerçeği ilan etmek, bir teorinin gerçekliğine gönülden inanıp bilime temel almak utanç verici değil midir?
Bilimin öngördüğü şekillerde eleştirmek varsa eksiklerini, yanlışlarını ortaya koymak teorilere güç katar; olabilecek şüphelerden, yanlış anlamalardan arındırır.
Evrim taraftarlarının bu tür eleştirilere vereceği cevaplar; bilimin öngördüğü yol, yordam ve şekillerde, açık ve tatmin edici olmalıdır.
Cevap verme yerine konuyu başka yönlere çekmek, saptırmak, unutturmaya çalışmak, karşıtları kötülemek ve hatta iftiralar atmak teoriye fayda yerine zarar verir, şüpheleri çeşitlendirip güçlendirir.
Evrim ilk canlılık nasıl oluştu gibi pek çok soruya tatmin edici cevaplar verememiş bu nedenle temelsiz kalmış, yıpranmış çökme aşamasında bir teoridir.
Gerçekte bunlar aklı başında, düzgün düşünmesini, inanmakla bilim yapma arasındaki farkı bilen her insanın sorması gereken sorulardır.
Ne yazık ki günümüzde evrim eleştirilemez, sorgulanamaz bir gerçek kabul edilip bir inanç haline getirilmiştir.
Eleştirenler bilim düşmanı yobaz dinciler olarak suçlanıp dışlanıyorlar.
DNA’nın keşfi sonucu diğer nesillere aktarılamayan fenotip mutasyonları temel alan klasik evrimin çökmesi evrime öldürücü bir darbe daha vurmuştur.
Yerine getirilen sentetik evrim ise teorinin içinde boğuştuğu temel sorunlara çare üretmekten uzaktır.
Genetik mutasyonların az ya da çok zararlı oluşu, eşeyli üreme, türler arası yalıtım vb. gibi pek çok bilimsel gerçek sentetik teoriyi çökertir.
Evrim iddia edildiği gibi bilimin anası, babası sönmez ışığı, latif gerçeği ise eleştirmek bir zarar vermez, tam tersine güçlendirir.
Sorgulamak, eleştirmek, araştırmak ayıp ya da günah değildir.
Tam tersine insanoğlunun en güzel ve özel meziyetlerinden biridir.
Gerçek bilimden değil; yalan, dolan, sahtekârlık karıştırılmış algılarla yaşatılmaya çalışılan “yobaz bilime” temel almaktan korkalım.
Kuralları ile işleyen gerçek tarafsız bilim tek kurtuluş yolumuzdur.
3 notes · View notes
epifizz · 4 years
Note
Oyuk dünya hakkında bilgi verir misin ve bunun hakkında inandığın veya inanmadığın şeyler var mı
Yerin altında Zion gibi bir şehir yapılanması olduğunu iddia eden kurgusal bir öykü. Eskiden Dünya’nın yapısına dair bilgimiz azken yaygın bir görüştü ancak artık bilgimiz var bu konuya karşı, bunun hala mistik bir gizem olarak sunulması saçmalıktan başka bir şey değil. Bir iddia atıp onu bilime uydurup bilimsel bir teori diyemezsiniz, bilimin ampirik verileri ve tezlerin içinde barındırdığı bir durum sizi buna sevk ediyorsa bunu bir ihtimal olarak düşünmelisiniz. Mantıksal pozitivistlerin de gösterdiği gibi sentetik apriori bize hiçbir şey sunmaz.
Bu yeraltı dünyası düşüncesinde Yunan mitolojisinde, Türk mitolojisinde ve Dante’de de gördüğümüz üzere Hristiyanlıkta da halihazırda savunulan bir durum. Sorarken bile inanç sistemi gibi yaklaştığın bu kayıp şehir miti, nasıl kimilerince bilimsel temelleri var diye savunulabiliyor anlamış değilim.
7 notes · View notes
hudaicakmak · 5 years
Text
EVRİM DENEN HABİS UR
Evrim; rastlantılarla oluştuğu varsayılan bir canlı hücresinin zaman içinde değişip geliştiği; sonuçta, içlerinde bitkilerin, böceklerin, hayvanların bulunduğu tüm yaşam dünyasının (yaklaşık otuz milyon canlı türünü) oluştuğu iddiasıdır.
Evrim bilimsel bulgulara değil de ateizmin ilkelden gelişkine doğru oluşum inancını temel alır.
Bu gün evrim; anlamlardan anlamlara, renklerden renklere girebilen, herkesin anlayışına; o anki ihtiyacına uygun tanımlar yaptığı, lastik gibi uzayıp kısalabilen tam bir anlam ve tanım karmaşası içindedir.
Evrim insanlık tarihinin en çok suiistimal edilen öngörüsüdür.
Yalanlarla, sahtekarlıklarla, algı operasyonlarıyla inanılmaz derecedeki saçmalıkların bilimsel gerçekler olduğu inandırılıyor.
İnanılmaz bir şey ama insan aklıyla, mantığıyla medeniyetiyle.. açık alay etme, aptal yerine koyma olmasına rağmen pek çok insan bu saçmalıkların gerçekliğine inandırılmış.
Maddeler halinde bir kaçını yazayım.
a)-Canlılara doğal olan zaman içindeki değişimlerin tümü evrim olarak yorumlanıyor. Gerçekte değişimler evrim değil tersinimdir.
b)-Evrimin temeli değişerek GELİŞİM ve türlerden türlere geçmedir. Rastlantılarla oluştuğu varsayılan bir canlı hücresi değişip gelişerek tüm yaşam dünyasını meydana getirdiği iddiasıdır.
Fakat bu iddia bilim dışıdır. Değişerek gelişim termodinamiğin ikinci kanunu ile çelişir. Canlı hücreleri, canlı bedenler gibi ultra - ultra kompleks yapılar zaman içinde değişerek gelişme bir yana tersinime (bozuma) uğrarlar. Bu gerçeği günlük hayatımızda hastalanma, yaralanma, sakatlanma, yaşlanma vb olumsuzluklar halinde rahatlıkla gözlüyoruz.
c)-Evrim için türlerden türlere geçiş şarttır. Fakat bu da imkansızdır. Nedenlerinden bir kaçını yazayım.
1)-Türler arasında tür yalıtımı denilen doğal engeller vardır. Örneğin eşeyli üreme ve türler arasındaki kromozom sayı farklılıkları türlerden türlere geçişi imkansız yapar. Sadece bu gerçek bile evrimi temelden çökertir.
2)-Evrim için değişerek gelişim yani faydalı mutasyonlar şarttır. Fakat termodinamiğin ikinci kanunu gereği mutasyonların tümü az ya da çok zararlıdır. Bunu canlılara tersinim olarak gözlüyor ve sınıyoruz.
3)-Evrim için değişimlerin diğer nesillere aktarılıp biriktirilmesi şarttır. Değişimler genetik olmak zorundadır. Nitekim günümüzde geçerli olan sentetik teori genetik mutasyonları temel alır.
4)-Genetik mutasyonların tümü az ya da çok zararlı olduğu gibi eşeyli üreme sırasında büyük oranlarda yok edilir. Diğer nesillere aktarılmaz. Bir bakıma yavruların gen havuzları aslına uygun düzeltilir.
5)-Herhangi bir nedenle diğer nesillere aktarılan mutasyonlar genetik hastalıklara neden olurlar. Bu gün tanımlanmış yüzden fazla gen hastalığı vardır. Gün güne de artmaktadır.
6)-Evrim doğru olsa idi genetik mutasyonların en kolay diğer nesillere aktarıldığı yakın akraba evlilikleri faydalı olurdu. Halbuki zararlıdır.
Evrim yalanlarla, sahtekarlıklarla, algı operasyonları ile yatılmaya çalışılan tam bir saçmalıklar zinciridir.
Ateizmin ilkelden gelişkine doğru oluşum inancına uygun tek öngörü olduğundan ateistlerce sahipleniliyor.
Günümüz bilimi ne yazık ki ateizmin güdümündedir. Tarafsızlığını yitirmiştir.
İnanılmaz derecedeki saçmalıklar bilimsel gerçekler diye çocuklarımıza okullar da okutulup öğretiliyor, beyinleri yıkanıyor, aydın geçinen yobazlar haline getiriliyor.
Bilimsel öngörüler diye önümüze getirilenleri sorgulamadan gerçek kabul etmeyelim. Bu konuda çok dikkatli olalım.
Teknoloji yönünden çağ atlamış olsak da bilim yönünden tarihimizin en karanlık dönemini yaşıyoruz.
Çok ama çok dikkatli olmak zorundayız.
1 note · View note
hudaicakmak · 5 years
Text
 KUŞLARIN EVRİMİ SAÇMALIĞI-3
Ateist evrimiler kuşların dinozorlardan evrildiğini gönülden inanırlar. Olur mu olmaz mı akla mantığa uygun mu değil mi diye düşünmezler.
Onlara göre kuşlar dinozorlardan evrilmiştir. Bu iki kere ikinin dört olduğu ya da yerçekimi kadar açık (bir sözüm ona) bilimsel gerçektir. Kanıtları aranmaktadır. Şu yada bu şekilde bu gün yada yarın yada bin yıl sonra…. Bulunacaktır.
Ateist evrimcilere kuşların evriminin nasıl olduğunu sorarsanız size bilimsel deyimlerle süslenmiş uzun uzun MASALLAR anlatırlar.
Masallar anlatırlar çünkü söylediklerinin yazdıklarının hiç bir bilimsel değeri yoktur.
Daha önce yazdım ama tekrar anımsatayım.
Darwin'in öngördüğü klasik evrim temelden yanlış olduğu için bilimin çöplüğüne boylamıştır.
Günümüzde geçerli olan sentetik teori GENOTİP MUTASYONLARI temel alır.
Ateist evrimcilerin öngördükleri, kanıt diye ortaya sürdükleri genotip mutasyona temelli olmalıdır. Aksi halde geçersizdir.
Fakat ateist evrimciler öngörülenlerin ve de kanıtların genotip mutasyon temelli olma şartına asla ve asla uymazlar. Çünkü böyle öngörüleri de, kanıtları da yoktur. Yapabildikleri tek şey inandırma yani algı operasyonlarıdır
Dinozorlar sürüngenler grubundadır.
Sürüngenler ise soğukkanlı, dinozorlardan evrildiği iddia edilen kuşlar ise sıcakkanlı canlılardır.
Kuşların evrimi iddiasını daha başlangıçta yıkacak kadar önemli olan bu gerçeği ateist-evrimciler dinozorlar ILIKKANLI idi deyip geçiştirivermişler. Bilgi kanıt var mı? Yok Atılmaya mecbur kalınmış evrimi kurtarma amaçlı kuru bir iddia..
Kuşların dinozorlardan evrildi iddiasının saçmalığını gösteren pek çok gerçek var. Sıra ile yazayım.
Dinozorların gövdeleri pullarla kaplıdır. Kuşların ise tüylerle, teleklerle.
Kuşların evrimi denen şey gerçek ise pullar tüylere evrilmiş olmalıdır.
Pullar tüyleri teleklere evrilir mi?
Ateist evrimciler bu soruya olur mu olmaz mı? Akla mantığa uyar mı uymaz mı diye düşünmeye gerek duymadan evet demeye mecburdurlar. Aksi halde evrim denen ey tepetaklak olacak bilimin çöplüğüne boylayacaktır.
İşe bu mantık evrimi dolaysıyla ateizmi çok inançlı ilkel bir pagan din yapıyor.
Bilimin temelleri belli.. gözlem ve deneylerle sınanma ve kanıtlarını gösterme.
Dinozorların sürüngen değilde onlardan farklı, ılıkkanlı bir canlı grubu olduğu pulların tüyler teleklere evrildiği… kanıtlarla gösterllmelidir.
Hemde genetik mutasyonlarla..
Aksi halde evrim denen şeyin kuşlar dinozorlardan evrildi
iddiası ateizm denen pagan dinin inançlarından bir inanç olma dışında değeri olmaz.
Konuya devam edeceğim.
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Photo
Tumblr media
 KUŞLARIN EVRİMİ SAÇMALIĞI-8
FOSİLLER VE KUŞLARIN EVRİMİ-1
Evrim denen şeye göre tüm canlılar zaman içinde değişirler. Canlılar bu günkü yapılarını geleceğe aynen taşıyamazlar. Yani.. Geçmişte yaşamış canlılar bu günkü canlıların ara formalarıdır.
Fakat nice yüz milyon yıllardan beri değişmeden günümüzde yaşayan fosiller diye anılan canlılar vardır.
Yaşayan fosiller evrim denen şeyin bu günün canlıları yapılarını aynen geleceğe taşıyamazlar öngörüsünü temelden yıkar. Evrimin yanlış olduğunun en büyük kanıtlarından sadece biridir.
Evrime göre geçmişte yaşayan canlılar bu gün yaşayan canlıların ara formlarıdır Bu öngörüyü doğru kabul edersek geçmişte yaşayan canlılardan günümüze kalan tek şey olan fosiller evrim denen şeyin öngördüklerine uygun özellikler taşıyor olması gerekir.
Konuyu doğru tespit etmek için evrim denen şeyi bir daha tanımlayalım.
Rastlantılarla oluştuğu varsayılan bir canlı hücresinin değişip gelişerek türlerden türlere geçmesi bu yolla içlerinde bitkilerin böceklerin hayvanların bulunduğu on milyonlarca canlı türünün oluştuğu iddiasına evrim deniyor.
Evrim denen şeyin temeli değişerek gelişmedir. Fakat değişerek gelişim öngörüsü termodinamiğin ikinci kanunu ile çelişir.
Değişimlere evrim dilinde mutasyon deniyor.
Mutasyonlar genetiği etkilemeyenler (FENOTİP) genetiği etkileyenler (GENOTİP) olmak üzer iki büyük gruba ayrılır.
Fenotip mutasyonlar diğer nesillere aktarılamadığından evrime neden olmaz. Bu nedenle fenotip mutasyonları temel alan Darwin’in klasik evrimi geçerliliğini yitirmiş bilimin çöplüğüne boylamıştır.
Günümüze geçerli olan sentetik teori genotip mutasyonları temel alır. Evrim doğru ise kanıtları genotip olmak zorundadır.
Yani rastlantılarla oluştuğu varsayılan canlı hücresinin birkaç nükleotidten oluşmuş genetik materyali zaman içinde değişip gelişmiş birbirine benzemez on milyonlarca canlı türünün DNAsını oluşturmuş olmalıdır.
Evrim değişimlerin mikro düzeylerde (mikro evrim) olduğunu diğer nesillere aktarılıp faydalı olanlarının biriktirildiğini (makro evrim) yeni türlere göre şekillendiğini iddia ederse de bu iddiaları bilim temelden yalanlıyor.
Canlılar üreme sırasında genetik materyallerini asıllarına göre düzeltiyorlar.Tümü diğer nesillere aktarılamıyor. Biyolojide buna ıraya dönüş deniyor. Ayrıca tür yalıtımı denen biyolojik engeller türlerden türlere geçişi yani evrimi imkansız kılıyor.
Genetik mutasyonlar her hangi bir şekil ya da nedenle diğer nesiller aktarılır ise genetik hastalıklara (tersinime) neden oluyor.
Taraftarlarına göre fosiller evrimin en güçlü kanıtlarıdır. Fakat bu doğru değildir. Fosiller genetik mutasyonların kanıtları olmaz.
Olmaz ama doğru yorumlanırsa evrimin doğruluğu ya da yanlışlığı konusunda fikir verebilir.
Örneğin eğer kuşlar dinozorlardan evrilmiş ise fosilleri dinozor fosillerinden sonra ortaya çıkmış olmalıdır. Önce çıkmış ya da dinozor fosilleri ile aynı dönemlerde var ise bu kuşlar dinozorlardan evrildi ön görüsünü iflas ettirir.
Kuşlar dinozorlardan evrildi saçmalığını temelden yıkan pek çok kuş ve dinozor fosili vardır. Bunlardan birisi PROTOAVİS denen kuş fosilidir.
Günümüzden yaklaşık 220 milyon uyıl önce (dinozorlardan önce) ortaya çıkmıştır. Fosilleri bunu kanıtlıyor..
EVRİM DENEN ŞEY YANLIŞTIR.  DOĞRUSU TERSİNİMDİR.
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Text
ATEİST EVRİMCİLERE DERS.
Fenotip değişimler diğer nesillere aktarılmadığı için evrime neden olmaz.
Fenotip değişimleri temel alan klasik evrim teorisi yaklaşık seksen senen önce bilimin çöplüğüne gitti.
Günümüzde geçerli olan sentetik teori genotip değişimleri temel alır.
Hala ve hala...
kutuplarda sadece beyaz ayıların oluşu,
balinaların körelmiş ayakları,
Otuz yaş dişi,
kuyruk sokumu kemiği,
apandis,
gözlerin yapısı,
tüylerin ürpermesi vb.
saçmalıkları evrime kanıt zannedenler var.
Fosillerde evrime kanıt olmaz. Çünkü fosiller yaşamaya ve üremeye hazır halde, eksiksiz var olmuş canlılara aittir.Çünkü yarım, çeyrek, eksik.. canlılar yaşayıp üreyemezler. Bu nedenle fosil bırakmazlar.
Evrim gerçek ise kanıtları genetik mutasyonlar temelli olmak zorundadır.
 Bari bu gerçeği öğrenin.😁😁
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Text
EVRİM DENEN ŞEY
Kimileri evrime “evrim denen şey” diye yazdığım için beni eleştiriyor. Fakat “şey” tanımlamasını evrime yakıştıran gerçekte ben değilim. Ateist evrimciler.
Ateist evrimciler diyorum çünkü evrim ateizmin “ilkelden gelişkine doğru oluşum” inancını temel alır.
Aklı başında hiç bir Müslüman evrime gerçek demez. Gerçek diyorsa evrimin ne olduğunu bilmeden büyük bir gafletle böyle diyordur. Evrimin ne olduğunu bildiği halde gerçek diyorsa dinden çıkar.
Evrim Hz. Adem ve Hz. Havva’yı ret ve inkar edip de insanların fareden evrildiğini inananların dinindeki var edici güçtür.
Son dönemlerde evrimin rastlantıların değil de bir iradenin ürünü olduğu iddia edilmeye başlandı. Ateizmin bir din olduğu tescillendi.
Taraftarlarının gerçek olduğunu inandıkları saçmalıklar ölçü alınırsa bu, ateizmi insanlık tarihinin en ilkel, en pagan dini yapar.
****
Ateist evrimcilere araştırmaya soruşturma gerek görmeden canlıların var olmasını evrime kanıt kabul ederler. İtiraz ederseniz “ne yani evrimi kabul etmeyelim de yaratıldı mı diyelim” derler.
Yaratıldı demektense en saçma; en akıl, mantık, bilim dışı saçmalıkları bilimsel gerçekler kabul etmeye hazırdırlar. Ateizmi pagan bir din yapan işte budur.
Ateist-evrimcilere göre canlılardaki tüm değişimler evrimdir.
Onlar göre evrim; ihtiyaca göre değişebilen, uzayıp kısalabilen, renklerden renklere girebilen, ateizmin ilkelden gelişkine doğru oluşum inancına uyma kaydıyla her öngörüye açık sözüm ona bir gerçektir.(!)
Kırk ateist evrimciye evrim nedir diye sorsanız kırk farklı cevap alabilirsiniz.
Bu tanımlar birbirleriyle çelişebilir.
Birinin yanlış dediğini başkası doğru, birinin ak dediğini başkası kara diyebilir.
Örneğin ateist-evrimciler göre evrim uzun süreçlerin ürünüdür. Ama bir başkası rahatlıkla anlık evrim savunabilir.
Birisi; canlılar bu günkü yapılarını geleceğe aynen taşıyamaz. Geçmişte yaşamış canlılar bugün yaşayan canlılarının ara formatlarıdır der. Der ama yaşayan fosiller söz konusu olunca bunu inkar edebilir.
Kimi ateist evrimciler benzerlikler evrime kanıt der. Ballandıra, ballandıra benzerliklerden dem vururlar.
Aynı evrimci benzemezlikler söz konusu olunca benzemezlikler de evrime kanıttır demekte sakınca göremez.
Fenotip değişimlerin evrime kanıt olmadığı bilimsel olarak ortaya konulalı yaklaşık seksen sene oldu. Hala ve hala fenotip değişimler evrime kanıt diye gösteriliyor.
Bu örnekler pek çoktur.
Evrim isteyenin istediği gibi anlamlandırdığı istediği kalıba soktuğu, keyfine göre yorumladığı, suiistimal ettiği tam bir anlam karmaşması içindedir.
Evrimi “evrim denen şey” yapan işte bu mantıktır. Yani ateistler..
Bir daha hatırlatalım.
Günümüzde genetik mutasyonları temel alan sentetik teori geçerlidir.
Evrime kanıt gösterilecekse bu genetik mutasyon temelli olmalıdır.
Kutuplarda beyaz ayıların olmasını evrime kanıt zannedenlere duyurulur.
Evrimin doğru tanımı şöyledir.
Rastlantılarla oluştuğu varsayılan bir canlı hücresinin zaman içinde ve rastlantılarla değişip, gelişerek; türlerden türlere geçtiği, bu yolla içlerinde bitkilerin, böceklerin, hayvanların bulunduğu yaşam dünyasını oluşturduğu iddiasıdır.
Değişerek gelişim genotip olmalı; diğer nesiller aktarılmalı, nesiller boyu biriktirilmeli, zaman içinde yeni türe göre örgütlenmelidir.
Çevreye uyum dahil her türlü fenotip değişim evrime kanıt olmaz.
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Text
FENOTİP DEĞİŞİMLER EVRİM DEĞİLDİR.
Genetiği etkilemediğinden diğer nesillere aktarılamayan, bu nedenle evrime neden olmayan değişimlere FENOTİP DEĞİŞİMLER denilir.
Örneğin bir basketbolcunun boyu uzar. Sporcuların kimi adaleleri, bedenleri güçlenir.
Canlılar ortama uyum sağlarlar.
Örneğin dünyanın en soğuk yerlerinden bir olan Yakutistan da atların tüyleri uzun ve sıktır.
Çevreye uyum değişimleri canlının gen havuzu dahilinde genlerinin izin verdiği ölçülerde gerçekleşir. Yeni bilgi eklemesi oluşmaz. Bu nedenle diğer nesiller aktarılmaz. Evrime de neden olmaz.
Charles Darwin DNAnın varlığından haberdar olmadığı için fenotip değişimlerin diğer nesillere aktarıldığını, evrime neden olduğunu zannediyordu.
Mantığı basit fakat mantıklı idi.
Canlılar yaşamları boyunca çok ve çeşitli şekillerde değişimler geçiriyordu. Bunları çoğu zararlı olsa da az sayıdaki değişimler faydalı idi. Kimi gözlemler bunu doğrular gibiydi.
Darwine göre faydalı mutasyonlara uğrayan canlılar üstünlük sağlıyor ve diğerlerini eliyordu. Buna doğal seleksiyon adını verdi. Doğal seleksiyon evrimin temel mekanizması oldu.
Fakat zaman geçip DNA keşfedilince Darwinin klasik evrimine temel aldığı mantığın yanlış olduğu ortaya konuldu.
Fenotip değişimler diğer nesillere aktarılmadığından evrime neden olmuyordu.Bu nedenle geçersiz sayıldı.
Günümüzde geçerli olan genotip mutasyonları temel alan sentetik evrimdir.
Sentetik evrim genetik mutasyonların az da olsa bir kısmının faydalı olduğu diğer nesillere aktarılıp biriktirildiği (mikro evrim) zaman içinde örgütlenerek başla canlı türlerini meydana getirdiğini (makro evrim) mantığını temel alır.
Fakat devreye bilginin girişi, bilginin oluşumu konusunda teorinin herhangi bir öngörüde bulunamaması sentetik evrim teorisinin en büyük handikaplarından, çözümsüz sorunlarından birisidir.
Klasik evrim bilimin çöplüğüne boyladı. Yerine konulmaya çalışılan sentetik teori ise sun’i teneffüslerle yaşatılmaya çalışılıyor.
Fakat taşıma su ile değirmenin dönmeyeceği açıktır.
Evrim denen şey temelden yanlış olduğundan yok olmaya mahkumdur.
DOĞRU OLAN TERSİNİMDİR.
Tersinim pozitif bilimin temel direğidir.
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Text
   İNSANIN EVRİMİ SAÇMALIĞININ ÇÖKÜŞÜ    MAYMUN-İNSAN KROMOZOM SAYI FARKLILIĞI
   Evrim teorisinin kurucusu ve duayeni Charles Darwin insanın evrimi konusunu ayrı bir kitaba konu yapacak kadar çok önem verir. Bir bakıma evrim teorisi insanın evrimine odaklanmıştır denilebilir.    Charles Darwin’e göre günümüz insanları ve maymunları ortak bir atadan evrimleşmişlerdir.   Charles Darwin'i böyle bir kanıya iten neden şüphesiz ki maymun ve insanların fiziksel benzeşimleridir.   Charles Darwin İnsanın Türeyişi kitabında bu konuyu olabildiğince incelemeye, teorisine kanıtlar bulmaya çalışmıştır.    Maymunlarla insanların benzeşimlerini dikkate alan Darwin nedense ayrımlarına pek önem vermez. Bunun nedeni ise bu ayrımların önemini yeterince farkına varamamasıdır.    Bu gün fenotip benzerliklerin ve değişikliklerin önemli olmadığını biliyoruz. Sentetik teori genetik benzerlikler ve mutasyonlar üzerine kurgulanmıştır.     İnsan - primat genomlarının büyük oranlarda benzeşimi insanın evrimi konusunda en büyük kanıt kabul edilir.    Fakat biz aynı fikirde değiliz.    Tersinime göre genetik benzerlikler tüm canlıların AYNI MALZEMELERDEN var edilmelerinin doğal sonucudur. Benzerlikler evrime kanıt değildir.                                                         ***    Maymun insan ayrımlarının belki de en önemlisi kromozom sayı farklılığıdır.   Bilindiği gibi insansı denilen maymun türlerinin kromozom sayıları 48 insanların ise 46 dır.      Bir evrim taraftarı asla ve asla teorinin bazı yanlışlar üzerine kurgulanmış olabileceğini düşünmez. Onlara göre teori mutlak doğrular üzerine kuruludur. Tartışmaya bile gerek yoktur.   Eğer teori insanlar ve maymunsular ortak bir atadan evrimleşti diyorsa bu böyledir ve tek gerçektir.   Eğer kromozom sayıları farklı ise bu geçmişte bazı eklentiler ya da çıkarımlar sonucu oluşmuş olmalıdır.    Evrim savunucularına göre maymunların 48 insanların 46 kromozoma sahip olmasının tek açıklaması (insanların maymunlardan evrimleştiği inkâr edilemez bir gerçek olduğu peşinen kabul edildiğinden) maymun kromozomlarının birleşerek sayılarının azalması olur. Doğal olan genetik benzeşimler de buna kanıt oluverir.    Bu sorunun başka cevabı da yoktur.    Bu nedenle evrimciler buna uygun (gerçeklere değil evrime uygun) senaryolar kurgulamışlar; şemalarla, resimlerle süsleyerek buna uygun bir de şöyle oldu böyle oldu hikâyesi uydurarak bilimsel bir gerçek gibi ortaya atmışlardır.                   Resimde de görüşeceği gibi kromozomların bir çifti uçlarında bulunan telomerler vasıtasıyla birleştiği, bu birleşmede herhangi bir bilgi kaybının oluşmadığı iddia edilmektedir.       Bu öngörü olur mu olmaz mı diye sorgulanmadan ve hatta bir parmak hesabı yapılmaya gerek duyulmadan gerçek kabul edilivermiştir.    Bir evrimci bu şemayı bilimsel bir gerçek olarak kabul eder ve bir kanıt gibi kullanır.   Bir evrimciye sorarsanız insan maymun kromozom sayı farklılığı sorunu bu yolla mükemmel ve bilimsel bir şekilde çözümlenmiştir.    Fakat burada minik bir ayrıntıyı çekmek isteriz.   Kromozomlar birleşirlerken az da olsa bilgi kaybı olur ama bilgi artırımı (evrim) oluşmaz.                                                       ***    Bu öngörüde açıklığa kavuşturulması, doğru yanıtlanması gereken pek çok soru vardır.   Kromozomu birleşti denilen canlı yetişkin bir australopiketus olmalıdır.    Yetişkin bir australopiketusta her birinde DNA bulunan kan, sinir, kas, kemik, kıkırdak, üreme vb. çeşitte yaklaşık iki yüz trilyon hücre vardır.    O halde sormak gerekir.    Kromozomları birleşen hücre hangisidir?    48 kromozomdan bir çifti birleşirse sayı kırk altıya iner mi?   Bu soruya verilecek cevap hayırdır.   Çünkü ortaya çıkan kromozom sayısı 23 çift artı tek yani KIRKYEDİ dir.                                                            ***    Soruya evrimci gözüyle bakıp cevaplamaya çalışırsak değişimin (birleşmenin) üreme hücrelerinde olduğu söylenebilir.    Söz konusu australopiketusun bir dişi olduğunu varsayarsak 24 kromozomlu yumurta hücresinin bir çifti rastlantılarla birleştiğinde sayı 23e iner ki bu evrimin istediği rakamdır.    Fakat maymunlarda insanlarda eşeyli üreyen canlılardır. Üremede erkek ve dişi olmak üzere iki ayrı cinse ihtiyaç duyarlar.   Diğer ifade ile 23 kromozomlu bir dişi yumurtası 23 kromozomlu bir erkek spermiyle aşılanabilir.    Bu durumda aynı mucizenin hem erkek spermlerinde hem de dişi yumurtasında aynı anlarda meydana gelmesi ve kromozomları azalmış dişi yumurtasının yine kromozomu azalmış spermle aşılanmış olması gerekir.    Bir erkek atmığında üç yüz milyona yakın spermin olması ise ayrı bir sorundur.    Aynı anda yaklaşık üç yüz milyon spermin kromozomları mı birleşti?    Tek spermin bir çift kromozomu birleşti de o da gidip bir çift kromozomu birleşen yumurtaya mı aşıladı?    Görüleceği gibi bu senaryoda mucizeler bile aşırı zorlanmaktadır.                                                                   ***    Cevabı aranan hücrenin yeni aşılanmış fakat henüz bölünmeye başlamamış, bir yolunu bularak bir çift kromozomu birleşmiş taze bir hücre olduğunu var saymak evrimci öngörüsüne en uygun varsayım olacağı açıktır.   Hayalleri ve mucizeleri zorlayan bu sonuçta sorunu çözmez.    Bu kez de bir başka hayati sorun daha ortaya çıkar.    Mucizeler dizisi devam etse ve 46 kromozomlu bir dölüt ortaya çıksa 48 kromozomlu bir anne bünyesi 46 kromozomlu bir dölütü bünyesinde tutup gelişmesine izin verir mi?   İzin verdiğini kabul edersek bu bir maymunun bir insan doğurması anlamına gelmeyecek midir?    Doğurduğunu da kabul edersek bu kez de bu insanımızın üremesi için karşıt cinsten bir başka insana daha ihtiyaç duyacağıdır.    Karşıt cins bir maymunsu olursa (bir insanla bir maymunsunun çiftleştiğini ortaya bir dölüt çıktığını varsayarak) dölüt 47 kromozomlu olur.    47 kromozomlu (2n kuralına aykırı olduğundan) söz konusu canlı ise hiç bir zaman üreyemez.   Tek kromozom sayılı bu garip canlının benzerleri günümüzde vardır. Örneğin katırlar 67 kromozomludur. Fakat kısırdır.                                                       ***    Evrimin hatırına hayal gücümüzü bir kez daha zorlasak ve olmazları olur yapsak (47 kromozomlu canlımızın üremeye hazır olduğunu kabul etsek) sonuç değişir mi?    47 kromozomlu garip canlımızın (bu canlımızı bir an erkek kabul edelim) 48 kromozomlu maymunsularla çiftleştiği düşünülebilir    Garip canlımızın spermleri 23 ve 24 kromozomlu olacaktır. Dişimiz maymun olduğuna göre onun da yumurtası 24 kromozomludur.    23 kromozomlu sperm 24 kromozomlu dişi yumurtasını aşılasa (bu mümkün değildir ama evrimcilerin hatırına bir kez daha olası kabul ederek) ortaya çıkan 47 kromozomlu bir başka garip canlıdır.    24 kromozomlu sperm 24 kromozomlu yumurtayı aşılarsa bu kez ortaya çıkan 48 kromozomlu bir maymun olur.   47 kromozomlu canlılar yaşasa ve aralarında çiftleşseler 23 kromozomlu sperm 23 kromozomlu yumurtayı aşılasa 46 kromozomlu bir canlı oluşur ama bu kez bir kromozom devre dışı kaldığından gen (bilgi) kaybı oluşur. Böyle bir canlının ise yaşamını devam ettirmesi mümkün değildir.    Görüleceği gibi kromozomlarından bir çifti birleşiverdi bu yolla kromozom sayısı 46 ya indi deyip geçiştirilen sorun evrim için iki ucu sorunlu değnektir.    Bu sorun evrimin önünde (diğer milyonlarca sorun gibi) aşılamaz ulu dağlar gibi durmaktadır.          Evrimciler ortaya konan bu gibi bilimsel gerçekleri sadece evrime ters geldiği için kabul etmek istemezler. Fakat gerçekler kimilerinin arzularına göre değişmiyor.
0 notes