Uy Havar! - Ahmed Arif
Yangınlar,
Kahpe fakları,
Korku çığları,
Ve irin selleri, aç yırtıcılar,
Suyu zehir bıçaklar ortasındasın.
Bir cana, bir başa kalmışsın vay vay!
Pusatsız, duldasız, üryan
Bir cana bir de başa
Seher vakti leylim – leylim
Cellât nişangâhlar aynasındasın
Oy sevmişem ben seni...
Üsküdardan bu yan lo kimin yurdu!
He canım...
Çiçekdağı kıtlık, kıran,
Gül açmaz, çağla dökmez.
Vurur alnım şakına
Vurur çakmaktaşı kayalarıyla
Küfrünü, Medetsiz, Munzur.
Şahmurat Suyu kan akar
Ve ben şairim.
Namus işçisiyim yani
Yürek işçisi.
Korkusuz, pazarlıksız, kül elenmemiş,
Ne salkım bir bakış
Resmin çekeyim,
Ne kınsız bir rüzgâr
Mısra dökeyim.
Oy sevmişem ben seni...
Ve sen daha demincek,
Yıllar da geçse demincek,
Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,
Ömrümün sebebi, ustam, sevgilim,
Yaran derine gitmiş,
Fitil tutmaz, bilirim.
Ama hesap dağlarladır,
Umut, dağlarla.
Düşün, uzay çağında bir ayağımız,
Ham çarık, kıl çorapta olsa da biri
Düşün, olasılık, atom fiziği
Ve bizi biz eden amansız sevda,
Atıp bir kıyıya iki zamanı
Yarının çocukları, gülleri için,
Herbirinin ayvatüyü, çilleri için,
Koymuş postasını,
Görmüş restini.
He canım,
Sen getir üstünü.
Uy havar!
Muhammed, İsa aşkına,
Yattığın ranza aşkına,
Deeey, dağları un eder Ferhadın gürzü!
Benim de boş yanım hançer yalımı
Ve zulamda kan - ter içinde, âsi,
He desem, koparacak dizginlerini
Yediveren gül kardeşi bir arzu
Oy sevmişem ben seni...
- Ahmed Arif, Uy Havar!
(Hasretinden Prangalar Eskittim)
Tabiat tüm bu olaylardan habersiz anın tadını çıkarmaya devam ediyor.. Çiçeğin böceğe ihtiyacı var, böceğin çiçeğe, insanın insana. Hadi insan kısmını atlıyalım biz bu tablonun içinde kırıp döken,inciten, zehirleyen bir figür olarak manzarıyı yeterince katlediyoruz...
Benim amacım başka bir hava estirmek, mavisi başka, yeşili başka, mübalağa olmasa börtü böceği bile başka diyeceğim bir hava. İnsandan, kalabalıktan, uzun uzun apartmanlardan uzaklaşıp şöyle küçük bir köy yolunda gül kokulu kuşburnu çiçeklerini koklaya koklaya yolların tozuna toprağına aldırış etmeden, akar suların coşkusunu, servi ağaçlarının gölgesinde güneşlenen kurbağaların şarkılarını duyabileceğiniz bir hava...
İnternete bağlanma gibi bir probleminiz de varsa eğer daha çok alışıyorsunuz çiçekle böcekle zaman geçirmeye... Ben zaten toprağın kızıyım, çamurdan tencerelerim, günebakan köklerinden bebeklerim vardı. Bu havaları oldum olası bilirim. Bu havalar mahvediyor insanı, sonra bir özlüyorsunuz bir özlüyorsunuz, uy havar, leylim leylim..
Ve sen daha demincek,
Yıllar da geçse demincek,
Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,
Ömrümün sebebi, ustam, sevgilim,
Yaran derine gitmiş,
Fitil tutmaz, bilirim.
Ama hesap dağlarladır,
Umut, dağlarla.
Düşün,uzay çağında bir ayağımız
Ham çarık,kıl çorapta da biri
Düşün olasılık,otom fiziği
Ve bizi biz eden amansız sevda
Atıp bir kıyıya iki zamanı
Yarının çocukları,gülleri için
Koymuş postasını,
Görmüş restini
He canım
Sen getir üstünü
Hasretinden Prangalar Eskittim, Karanfil Sokağı, Otuzüç Kurşun, Uy Havar, Leylim Leylim isimli şiirleri ile edebiyatın en özgün şairi Amed Arif. Hem yaşamını şekillendiren hem de şiirleri yazdıran anneye, sevgiliye ve memlekete hasreti Ahmed Arif’in Hasreti belgeselinde
Yönetmen: Dilek GÜLYapımcı: Ecevit KILIÇSanat Yönetmeni: Onur SÖĞÜTKamera: Vedat ARSLAN-Samet ÇOBANKamera Asistanı: Mert…
“90’ıncı doğumgününde Ahmed Arif’in anısına...”
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
yastığım, ranzam, zincirim,
uğruna ölümlere gidip geldiğim
zulamdaki mahzun resim
haberin var mı?
Görüşmecim yeşil soğan göndermiş,
karanfil kokuyor cıgaram,
dağlarına bahar gelmiş memleketimin...
_Ahmed Arif, İçerde
Türk Edebiyatı’nın en iyi şairlerini sayarken çok değişik isimler söylenebilir, ama pek çok insan şu iki ismi tereddütsüz söyler: Nâzım Hikmet, Ahmed Arif...
Ahmed Arif...
Sadece bir kitabı vardı onun. Ama ömrünün 50 yılını adamıştı şiire. Hem şiire adamıştı, hem halkına... "Ben halkımın mazlum ve gariban bir ozanıyım. Böyle olmak da yüce bir onurdur." diyordu. Bazı kişiler, son 50 yılın en iyi kitabını yazdığını söyleseler de, O, tevazuyu elden bırakmayıp, Nâzım Hikmet’in memleketinde böyle laflar edilmemesi gerektiğini dile getiriyordu; şiire ve şaire olan sevgisi ve saygısıyla...
Ahmed Arif’in hayatında Nâzım Hikmet gibi Cemal Süreya’nın da yeri bir başkadır, çok sever kendisini... “Hasretinden Prangalar Eskittim” isimli kitabının Önsöz’ünü de Cemal Süreya yazmıştır (Ama nedense son baskılarda bu Önsöz yayınevlerince kitaba dâhil edilmemiş). Her yaştan, her kuşaktan insanın beğenisini kazanıp okunan kitap, hâlâ en fazla baskı yapan kitaplar arasındadır.
Ahmed Arif şiirlerine ilgi o kadar büyük olmuştur ki; bir öğretmen, nikâhında şeker yerine, satın aldığı 500 adet Ahmed Arif’in şiir kitabını dağıtmıştır.
Bir röportajında da sormuşlardı Ahmed Arif’e:
"Tek kitapla şair olunur mu?" diye...
"Tek kitapla peygamber olunuyor da şair neden olunmasın." cevabını vermişti.
O tek kitapta, “torbasında ekmeği, matarasında suyu kalmayan”ların dizeleri vardı. Bu ülke halklarının sonsuz kederleri vardı dizelerinde. Umudu, hasreti, sevdası olanların dizeleri vardı. Ve o dizelerde “Üşüyorum, kapama gözlerini” dediği Leyli’si (Leyla Erbil) vardı.
Onurun, alçakgönüllülüğün, umudun, inceliğin, korkusuzluğun şiirini yazan, hayatı işkencelerden-hapishanelerden geçen, alnı ak, yüreği pırıl pırıl, şair adabı-şair ahlâkı bakımından bizlere örnek gösterilmesi gereken, halkına ve yaşadığı topraklara kocaman bir kalp ve benzersiz şiirler veren büyük ustayı, unutamayacağımız Ahmed Arif’i en derin saygıyla, sevgiyle, özlemle anıyoruz...
@yurekbali
* * *
Uy Havar! / Ahmed Arif
Yangınlar,
kahpe fakları,
korku çığları
ve irin selleri, aç yırtıcılar,
suyu zehir bıçaklar ortasındasın.
Bir cana, bir başa kalmışsın vay vay!
Pusatsız, duldasız, üryan,
bir cana, bir de başa,
seher vakti leylim - leylim
cellât nişangâhlar aynasındasın
oy sevmişem ben seni...
Üsküdar’dan bu yan lo kimin yurdu!
He canım...
Çiçekdağı kıtlık, kıran,
gül açmaz, çağla dökmez.
Vurur alnım şakına,
vurur çakmaktaşı kayalarıyla
küfrünü, Medetsiz, Munzur.
Şahmurat Suyu kan akar
ve ben şairim.
Namus işçisiyim yani,
yürek işçisi.
Korkusuz, pazarlıksız, kül elenmemiş,
ne salkım bir bakış
resmin çekeyim,
ne kınsız bir rüzgâr
mısrâ dökeyim.
Oy sevmişem ben seni...
Ve sen daha demincek,
yıllar da geçse demincek,
bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,
ömrümün sebebi, ustam, sevgilim,
yaran derine gitmiş
fitil tutmaz, bilirim.
Ama hesap dağlarladır,
umut, dağlarla...
Düşün, uzay çağında bir ayağımız,
ham çarık, kıl çorapta olsa da biri
düşün, olasılık, atom fiziği
ve bizi biz eden amansız sevda,
atıp bir kıyıya iki zamanı,
yarının çocukları, gülleri için,
herbirinin ayvatüyü, çilleri için,
koymuş postasını,
görmüş restini.
He canım,
sen getir üstünü...
Uy havar!
Muhammed, İsa aşkına,
yattığın ranza aşkına,
deeey, dağları un eder Ferhad’ın gürzü!
Benim de boş yanım hançer yalımı
ve zulamda kan - ter içinde âsi,
he desem, koparacak dizginlerini
yediveren gül kardeşi bir arzu
oy sevmişem ben seni...
_Ahmed Arif, Uy Havar!
_Görsel: Hakan Arslan
AHMED ARİF(1927-1991), POETE LIBRE “Je suis ouvrier en toute honnêteté, c’est-à-dire Ouvrier de tout mon cœur. Sans peur, sans marchandage, un être à l’état brut.”(p61,Uy Havar!) Ahmed Arif, Le Cercle de Poésie Anatolienne. Si nous
uy havar
Yangınlar,
Kahpe fakları,
Korku çığları
Ve irin selleri, aç yırtıcılar,
Suyu zehir bıçaklar ortasındasın.
Bir cana, bir başa kalmışsın vay vay!
Pusatsız, duldasız, üryan
Bir cana bir de başa
Seher vakti leylim -leylim
Cellat nişangahlar aynasındasın.
Oy sevmişim ben seni...
Üsküdardan bu yan lo kimin yurdu!
He canım...
Çiçekdağı kıtlık, kıran,
Gül açmaz, çağla dökmez.
Vurur alnım şakına
Vurur çakmaktaşı kayalarıyla
Küfrünü, Medetsiz, Munzur.
Şahmurat Suyu kan akar
Ve ben şairim.
Namus işçisiyim yani
Yürek işçisi.
Korkusuz, pazarlıksız, kül elenmemiş,
Ne salkım bir bakış
Resmin çekeyim,
Ne kınsız bir rüzgar
Mısra dökeyim.
Oy sevmişem ben seni...
Ve sen daha demincek,
Yıllar da geçse demincek,
Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,
Ömrümün sebebi, ustam, sevgilim,
Yaran derine gitmiş,
Fitil tutmaz, bilirim.
Ama hesap dağlarladır,
Umut, dağlarla.
Düşün, uzay çağında bir ayağımız,
Ham çarık, kıl çorapta olsa da biri
Düşün, olasılık, atom fiziği
Ve bizi biz eden amansız sevda,
Atıp bir kıyıya iki zamın
Yarının çocukları, gülleri için
Herbirinin ayvatüyü, çilleri için,
Koymuş postasını,
Görmüş restini.
He canım,
Sen getir üstünü.
Uy havar!
Muhammed, isa aşkına,
Yattığın ranza aşkına,
Deeey, dağları un eder Ferhadın gürzü!
Benim de boş yanım hançer yalımı
Ve zulamda kan-ter içinde, asi,
He desem, koparacak dizginlerini
Yediveren gül kardeşi bir arzu
Oy sevmişem ben seni...