Tumgik
#yediği
Text
ooh dedikodu timee
5 notes · View notes
tartillo · 5 months
Text
Tumblr media Tumblr media
4 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 2 years
Text
Şey demişti
7 notes · View notes
turkudostu61 · 1 year
Text
4 notes · View notes
birtekhayalimsensin · 1 month
Text
İnsan bazen birine güvenmek istiyor ama sonra aklına yediği kazıklar geliyor
85 notes · View notes
kitapkontu · 2 months
Text
Tumblr media
Bir şeye açıklık getirmek istiyorum. Ben insanları dinine, diline, cinsel tercihine veya yaşam tarzına göre değerlendirmiyorum. Kimseye hüküm vermeye hakkım yok hüküm Allah'ındır. Bana göre sadece iki tür insan vardır, iyi insan ve kötü insan. Özellikle dindarlık arkasına saklanarak insanlara hakaret eden kendini ahlak bekçisi gibi sanan ( dine göre gıybet yapıyolar ve günah ama dinden bi haber oldukları için haberleri yok ) insanlardan hoşlanmıyorum. Ayrıca siyasi görüşü ne olursa olsun bu ülkeyi kuran, hayatını milleti için harcamış, krallığını ilan edebilecekken milletine seçme seçilme hakkı vermiş, Avrupa'dan bile önce kadınlara en büyük değeri vermiş, dünyada çocuklar için ilk kez bayram ilan etmiş, şuan ortadoğu gibi kan revan içinde bir ülke değilsek onun sayesinde olan yine de yediği kaba pisler gibi düşmanlık güttükleri ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'e saygısızlık yapan, iftira atan insanları sevmiyorum. Düşüncelerine de saygı duymuyorum. Kulaktan dolma kendi gibi tiplerden duydukları şeyleri sanki kendi oradaymış gibi iftira atarak paylaşan üstüne bi de dindar olduğunu sanan tiplerden nefret ediyorum. Dine sizler kadar zarar veren başka bir insan topluluğu daha yok. Keşke deli gibi savunup millete iftira atacağınız yerde açıp kitabı okusanızda yaptığınızın dine göre günah olduğunu görseniz. Ama ben biliyorum bu gibi insanlar düzelmez malesef ki varsınız. Size dini bir cevap vererek bitiriyim. Allah sizi ıslah etsin..
@kitapkontu
51 notes · View notes
selin-n · 3 months
Text
🍰☕💙🧿💐🌾
Annesinden dayak yediği halde, yine ‘Anne’ diye ağlayan bir çocuktur aşk💙
Cemal Süreyya
Tumblr media Tumblr media
84 notes · View notes
alperen1emre · 1 year
Text
SORU POSTU 👻
1-Birinci soruyu soran kişi soru postunu paylaşan kişi hakkında en merak ettiğin şeyi sor
2-Başkası yaptığında başkası adına utanacağın bir şey
3-Gerçek aşk nedir
4-Başka bir gezegende yaşyabilsen bu hangisi olurdu
5-Olmasini istediğin anda olan bir şey oldu mu(keşke bunu dilemeseydim dediğin)
6-Hayatını değiştiren bir olayı anlat
7-Bugün nasılsın ? iyiysen neden kötuysen neden
8-Ff
9-Bir fotoğrafını paylaş
10-Senin için anlamı çok olan ama diğer kişiler için sıradan olabilecek bir şey(senin için neden önemli)
11-Sevdiğin birine söylediğin ve daha sonra pişman olduğun bir yalan
12-Bu dünyada bir şeyi değiştirebilsen neyi değiştirirdin
13-Sonsuza kadar sadece bir günü yaşayacak olsan bunun hangi gün olmasını isterdin
14-Seni hayal kırıklığına uğratan bir olay
15-Tumblrda en sevdiğin 3 blog
16-3 tane sevdiğin kitabı bizimle paylaş
17-Kesinlikle izlemelisiniz dediğin 3 film
18-Hayatta mucizelere inanır mısın
19-İnandığın ama halk dilinde hurafe olan bir şey var mı
20-Sezen aksu'nun dediği gibi : ....... (tamamla)
21-Bir film karakteri olsan bu hangisi olurdu ve neden
22-En sevdiğin çicek
23-En sevmedigin yemek nedir
24-Keşke gerçek olsaydı dediğin bir şey
25-Türk dizi tarihinde en iyi ilk 3 dizi
26-Wp de en son kimle konuştun
27-Yerin dibine girseydim dediğin bir an
28-Mitolojiye inanir misin
29-İnternetsiz bir hayat senin için ne anlam ifade ediyor
30-Kaç tane sevgilin oldu
31-Kıskançlık dozun hangi seviyede
32-Takıntılı olduğun bir durum
33-Senin için vazgeçilmez dediğin bir özellik
34-Karşı cinste dikkat ettiğin 3 şey
35-Hayaller gerçekleştirilmek için mi varlar yoksa gerçekleşmesini her yoluyla izlemek için mi neden?
36-İnsanların bayılarak yediği ama senin nefret ettiğin bir şey
37-10 dakika önce ne yapıyordun
38-Fobin var mı
39-Üşengeçlikte sınır tanimam diyerek yaptığın bir şey
40-Birini çekici yapan 3 şey
41-Sır söyle
42-En son favorilerine eklediğin 3 ürün
43-Ön yargıya sahip olduğun bir şey var mı
44-Sosyal mecra üzerinde gösteriğin kişilik gerçek sen mi yoksa olmak istediğin mi
45-Rahatlamak icin yaptığın bir şey
46-Hayatınızdaki kaç arkadaşınıza gerçekten güveniyorsunuz?
47-İçinizdeki ses son zamanlarda ne diyor?
601 notes · View notes
istiihza · 7 months
Text
kurdun yediği ayaza ne oldu?
74 notes · View notes
Text
Üvey Ablamı Tanga Külotla Görünce Dayanamadım! (1) (Gökay 26 Y., İstanbul)
İşsiz güçsüz bir delikanlıydım. Daha doğrusu, kendime göre bir iş bulamadığım için çalışmıyordum. Her zaman para sorunu yaşardım. Para sorunumu halletmek için devreye üvey annemi sokardım. O da bir şekilde babamı ikna edip aldığı parayı bana veriyordu. Kısacası baba parası yiyordum. Üvey annemin bir de kızı vardı Serpil adında. Serpil birkaç aylık nışanlıydı ve yakında evlenip gidecekti. Bir markette kasiyerlik yapıyordu. Nişanlı olduğu için aldığı paradan bana zırnık bile koklatmıyordu. Beyaz eşya aldığından onların taksitlerini ödüyordu. Kısacası, çeyiz düzmekle uğraşıyordu.
Serpil'in nişanlısı Ferit adında, kendini beğenmiş, gıcık biriydi. Bize geldiği zamanlar Serpil'den başkasını gözü görmezdi. Saatlarce bizde kalır, Serpil'in odasından çıkmazdı. Bu duruma karşı çıktığım halde beni ciddiye bile almazlardı. Serpil haftalık iznini onunla beraber geçirirken eve akşam geç saatlerde dönerdi. Aralarında sekiz yaş vardı. Ferit'in babası inşaatçı olduğundan kendisi de onunla takılırdı. Kendisi çalışmadığı halde babası sayesinde idare ediyordu. Son model arabası vardı, bununla ne bok yediği belli değildi. Zamparalık dahil herşey beklenirdi ondan. Zihnimdeki acabalar gittikçe artarken, bütün bu düşünceler içimi kemiriyordu.
Daha önceki yıllarda ailece her yaz köye gider birkaç ay tatil yapardık. Fakat o yaz, Serpil çalıştığı için zorunlu olarak ben de yanında kalmıştım. Babamla üvey annem köye gideli bir aydan fazla olmuştu. Serpil ile evde beraber kaldığımız süre içinde herhangi bir olumsuzluk olmamıştı. Serpil sabah saat 9:00 gibi işe gidiyor, akşam 19:00 gibi dönüyordu. Son zamanlarda geç kalsa da kafama takmıyordum. Daha önce ben Serpil'in eşofman giymesine karşı çıkarken artık birşey demiyordum. Doğrusu hoşuma bile gidiyordu. Eşofmana sığmayan dolgun yuvarlak götü ve giydiği külotun izi bile anlaşılıyordu. İlk zamanlar normal külotlardan giyerken, son zamanlar tangaya merak salmıştı. Eşofmanın altındaki tanga götünü ikiye bölüyordu. Durumu dikkat çektiği halde yanımda oldukça rahattı. Serpil'e karşı hislerim değişmeye başlamıştı.
Yazın çok sıcak olan evimiz geceleri uyku uyutmuyordu. Serpil'in de serzenişleri de bunu doğruluyordu. Sıcak nedeniyle uyuyamadığını, uykusuz yorgun halde işe gittiğini söylüyordu. Sabahları kalkmakta zorluk çekiyordu. Uyandırmam için yardım istemişti. Bir sabah uyandırmak için odasına girdiğimde inanılmaz bir manzarayla karşılaştım. Serpil sadece külot ve sütyenle yatıyordu. Külot dedimse bu normal bir külot değildi, tanga idi. Giydiği tanga götünün arasında kaybolmuş, sadece üst kısmı görünüyordu. Yastığa sarılmış, götünü de geriye doğru çıkarmıştı. Bembeyaz teni inanılmaz güzeldi. Beyaz götünün yanakları kabak gibi parlıyordu. Bu görüntü beni mahvetmişti. Manzara karşısında dayanamayıp külotuma boşaldım.
O günden sonra Serpil'e bakışlarım daha da değişmişti. İzin günleri geç saatlere kadar nişanlısıyla beraberdi. Kendisine, nişanlısından hoşlanmadığımı, o mendeburdan herşey beklenebileceğini söyleyip, dikkatli olması için tembihliyordum. Serpil söylediklerimin ne anlama geldiğini çok iyi biliyordu. Bana, "Merak etme Gökay, bu konuda bana sonuna kadar güvenebilirsin!" diyordu ve ben de ona güveniyordum. Kendisine güvendiğim için de üzerine gitmiyordum. Daha sonraki günler bu konularda daha samimi olmuştuk.
Bir akşam eve gelirken 6 şişe bira getirmiştim. Babamlar evde olmadığından içmemde bir sakınca yoktu. Serpil bu konuda ağzını bile açmamıştı. Ona, "Sen de içsene kız!" dedim. Serpil, "Tövbe tövbe, deli misin sen yaa!" diyor, içmek istemiyordu. Ben de, "İç şunu kız, birşey olmaz!" diyerek ısrarımı sürdürüyordum. Sonunda, "İçerim, ama sarhoş olursam sorumlusu sensin!" dedi. Hem müzik dinliyor, hem de içiyorduk.
Serpil ikinci bira şişesini bitirdiğinde kelimeler ağzında yuvarlanıyordu, gözleri kaymış, ne dediğini bilmez haldeydi. Serpil, "Başım dönüyooor, ben şimdi sarhoş mu olduummmm?" derken kahkalara boğuluyordu. Alışkın olduğum için bir iki bira beni etkilemiyordu, ama Serpil kendini kaybetmeye başlamıştı. Nışanlısıyla ilişkisinin ne düzeyde olduğunu öğrenmek istiyordum. Ben sordukça, yarım yamalak anlatmaya çalışıyordu. Anlattığına göre, öpüşme ve elleşmelerin dışında henüz cinsel ilişki yaşamamışlardı. Nışanlısı daha fazlasını isterken, kendisinin buna izin vermediğini söylüyordu.
Vakit ilerledikçe Serpil kendinden geçiyor, iyice sarhoş oluyordu. Daha fazla dayanamadı ve koltuğa uzandı. Kısa bir süre sonra da sızdı ve uykuya daldı. Öyle tatlı, öyle güzeldi ki, bakmaya doyamıyordum. Sırtüstü yattığı için, tişörtün içine sıkışan göğüsleri yanyana dikilmiş iki piramit gibi duruyordu. Birkaç kez, "Serpiill! Serpiill!" diye seslendiğim halde ölü gibi yatıyordu. Cesaretimi toplayıp yanına yaklaştım. Dizlerimin üzerine çömelerek birkaç kez dürttüm. Kıpırdadığında, bir bacağı koltuktan kayarak yere değdi. O anki görüntüsü dayanılır gibi değildi. Açılan bacaklarından dolayı eşofmanın içindeki am ortadan ikiye bölünmüş gibiydi. Şişkin yuvarlak amı beni inanılmaz heyecanlandırmıştı. Zaten kalkmış olan yarrağım bu görüntü karşısında zonklamaya başlamıştı.
Başımı bacaklarının arasını sokup, eşofmanın üzerinden amını koklamaya başladım. Amını koklarken neredeyse boşalacaktım. İnanılmazdı ve harika kokuyordu. Dokunmak istiyordum, ama cesaret edip amına dokunamıyordum. Bendeki istek ve arzu büyüdükçe kendimi frenleyemiyordum. Ne olacaksa olsun düşüncesiyle, eşofmanın üzerinden amına dokundum. O an resmen zevkten titredim. Amının girinti ve çıkıntılarını parmaklarımla yoklarken şeklini şemalini iyice öğrenmeye çalışıyordum. Eşofmanı inceydi ve ellemesi zevkli oluyordu. Amını görmek için eşofmanı biraz indirdim. Minik külotu amının kıllarını bile kapatmıyordu. Giydiği külot tanga olunca bu görüntü kaçınılmazdı. Amının üst kısmından daha fazlasını görmek istiyordum. Bunun için külotu da indirmem gerekiyordu. Salonda indirsem ve o anda uyansa söyleyecek kelime bulamazdım. Dürtükleyerek, "Kalk kız burda uyuma, yatağına git yat!" diye seslendiğimde, sadece anlamadığım birşeyler mırıldandı, hepsi o kadar.
Koltuk altlarından tutarak ayağa kaldırdım. Kucaklayıp odasına taşıdıktan sonra yatağın üzerine sırtüstü bıraktım. Işığı açıp ayak dibine oturdum. Derin bir nefes alarak eşofmanın lastikli yerinden tuttum, bacaklarından yavaş yavaş sıyırarak ayak uçlarından çıkardım. Şimdi altında tangası kalmıştı. Amını bile kapatmayan bu küçük bez parçasını indirirken kalbim duracak gibiydi. Sonunda onu da çıkardım. Daha iyi görmek için bacaklarını dizinden kırarak yanlara doğru açtım. Şimdi amı tamamen ortaya çıkmıştı. Karşımda mükemmel bir manzara vardı. Uzun kılların arasındaki yarık boydan boya uzanıyordu. Amının dudakları sağlı sollu ağız kısmını kapatıyordu. Klitorisi ise küçük ama diriydi.
İncelemeye devam ederken yarrağım iyice kalkmış ve zonkluyordu. Çıplak götü kocaman görünüyordu. Daha sonra ayak bileklerinden tutup bacaklarını yukarı ve yanlara doğru açtım. Götü kabak gibi ortaya çıkmıştı şimdi. Siyah kıllarla çevrili götdeliğinin varlığı anlaşılmıyordu bile. Amının sıcaklığı yüzüme vururken sanki sidik kokuyordu. Burnuma vuran bu koku en kaliteli parfümden bile daha etkiliydi. Tüm cesareti toplayıp dilimi amına değdirdim, sonra da yavaş yavaş yalamaya başladım. Tuzlu bir tadı vardı. Tuzlu olmasına rağmen hoşuma gitmişti.
Uyanma ihtimali vardı. Daha dikkatlı olmam gerektiğini düşündüm. Kafamdaki düşünce nedeniyle bacaklarını yavaş yavaş bıraktım. Bu görüntüyü ölümsüzleştirmem lazımdı, bir daha böyle bir fırsat yakalayamayabilirdim. Gittim salondan telefonumu aldım geldim. Amını ve götünü en ince ayrıntısına kadar çekip telefonuma kaydettim. İlerki günlerde 31 çekmek için harika bir yatırımdı. O ana kadar boşalmamak için kendimi zor tutmuştum, artık boşalmak istiyordum. Serpil'in amına bakarken çeşitli fantaziler hayal etmeye başladım. Onu sikmek, amına sokmak istiyordum, ama bu mümkün değildi. Mecburen 31'e talim ederken hayal bile olsa sikiyor gibiydim. Bir iki dakika içinde titremeye başladım. Büyük bir zevk beynimi sararken daha fazla dayanamadım. Saniyeler boyunca boşaldıkça boşaldım. Yarrağımdan fışkıran döller çarşafı berbat etmişti. Ama bu umrumda bile değildi. Bu benim için unutulmaz bir andı ve bunu doyasıya yaşamak istiyordum.
Birkaç dakika sonra iyice rahatlamıştım ve kendime gelmiştim. Önce tangasını, ardından eşofmanını giydirip üstünü başını düzelttim. Çarşafına dökülen döllerimi kağıt havlu getirip temizledikten sonra her hangi bir olumsuzluk var mı diye etrafa baktım. Sadece döllerin ıslaklığı kalmıştı çarşafta, o da önemli değildi, hava sıcak olduğu için sabaha kadar kuruyacağından emindim. Işığı kapatıp odadan çıktım...
Ertesi gün uyandığımda saat 12:00'ye geliyordu. Serpil işe gitmişti. Odasını kontrol ettiğimde çarşafın değiştirilmiş olduğunu farkettim. Kirlilerin konduğu sepete baktığımda, tanga, eşofman bir de çarşaf, aynı yerdeydi. Acaba birşeyler anlamış mıdır diye doğrusu çok merak ediyordum...
Akşam saat 22:00 gibi eve geldiğimde, Serpil yemek yapmış beni bekliyordu. Geç geldiğim için, "Nerde kaldın yaa? Saatlerdir seni bekliyorum. Seni beklediğim için ben de yemedim!" diye sitem etmesi bir an canımı sıktıysa da, yüzündeki gülümseme beni yumuşatmıştı. "Özür dilerim kız, açlıktan ölmeni istemem! Sonra bizimkiler ne der!" dedim. Serpil, "Sen özür diler miydin Gökay?" diye takıldı. Ben de, "Biricik kardeşimden özür dilemeyeceğim de, kimden dileyceğim kız!" dedim. Bu lafıma teşekkür etti.
Sonra konuyu önceki akşama getirdi, "Akşam ne olduğunu bile hatırlamıyorum. Çok mu sarhoş oldum?" diye sordu. Ben de, "İki bira içtin kendinden geçtin. Ayakta bile duramıyordun, odana taşırken anam ağladı. Ne kadar ağırsın kız!" diye takılınca, Serpil, "Saçmalama, sadece 55 kiloyum, sence 55 kilo çok mu?" dedi. Kızlar kendisine kilolu denmesinden hoşlanmadıkları için özlllikle böyle söylemiştim. Şaka yaptığımı anlayınca da gülmeye başladı. O akşam birşey olmamış gibi yemeğimizi yedik, TV seyrettik...
Sonraki günler normal şekilde geçiyordu. O işine gidip gelirken, ben de öylesine takılıyordum. Serpil nişanlısıyla buluşmaya devam ederken, bu buluşmalar bazen geç saatlere kadar sürüyordu. Bir akşam eve döndüğünde yüzünün asık olduğunu farkettim. "Ne o kız? Yüzünden düşen bin parça!" diye takıldım. "Yok birşey!" dedi, ama bira içtiğimi görünce, gitti bir bardak getirdi ve "Bana da doldursana, içmek istiyorum!" dedi. Bir şişe de ona açtım ve bardağını doldurdum. Bardağı aldığı gibi bir dikişte hepsini içti. Bu durumu görünce, "Hop hoop! Biraz yavaş iç!" dedim. Aslında içmesi benim işime geliyordu, geçenki gibi sarhoş olmasını istiyordum. İkinci kez bardağını doldurdum. Bir iki tane kuru yemiş ağzına attıktan sonra tekrar yudumlamaya başladı. Nışanlısıyla tartışmış gibi bir hali vardı, kızgınlığı yüzünden okunuyordu.
Biraları su gibi götürürken bu durum hoşuma gitmişti. Onu izlerken, o akşam yaşadıklarım aklıma geldi. Nasıl bir amcığa sahip olduğunu çok iyi biliyordum. Bu gün üzerinde diz boyu bir etek vardı. Etek bol olduğundan, eteğin kenarlarını, bacaklarının altına toplamıştı. Dizine kadar görünen bacaklar pürüzsüz ve tertemizdi. Ağda veya epilasyon yapmış olmalıydı.
Dördüncü bardağı yudumlarken kelimeler ağzında yuvarlanmaya başladı. Ne dediğini kendisi bile bilmiyordu. Saçma sapan konuşurken kendi kendine gülüyordu. Bu sefer geçenkinden daha fazla içmiş ve kontrolden çıkmaya başlamıştı. Sağa sola eğilirken yapışık bacakları zaman zaman açılıyor, bembeyaz bacakları baldırlarına kadar görünüyordu. Anlar diye endişelenirken bakmadan da yapamıyordum. Bu görüntü yarrağımı hareketlendiriyordu. Kalp atışlarım da hızlanmıştı.
Sonra Serpil, "Lavobaya gitmem lazım!" diyerek yerinden kalktı. Yanımdan geçerken kendini sıktığını farkettim, sıkıştığı her halinden belli oluyordu, nerdeyse altına işeyecekti. Tuvaletin kapısını açtı ve içeri girerken, 'Zoorrt!' diye osurdu. Küfürler ederek tuvalete girdi. İçtiği biralar onu işemeye zorlamıştı. Öyle tazyikli işiyordu ki, işeme sesi salona kadar geliyordu. Hem işiyordu, hem de arada bir osuruyordu.
Tuvaletten çıktıktan sonra odasına gitti. Aradan bir müddet geçtiği halde Serpil'den ses seda çıkmamıştı. Ne olduğuna bakmak için odasına yöneldim. Odasındaki ışık yanıyordu. Ne yaptığını öğrenmek için sessizce yaklaştım. Açık olan kapıdan içeri baktığımda yüzü koyun uzanmış yattığını gördüm. Götüne kadar açılmış olan etek süt beyaz bacaklarını ortaya çıkarmıştı. Biçimli olan çıkık götü çok güzel görünüyordu. Cesaretimi toplayıp içeri girdim ve "Serpiil! Serpiil!" diye seslendim. Herhangi bir şekilde de olsa tepki vermiyordu. Kendinden geçmiş, derin bir uykuya dalmıştı.
Bunu fırsat bilerek yanına oturdum. Süt beyaz bacakları tertemiz görünüyordu. Götünü örten eteğini yavaş yavaş beline doğru çektim. Şimdi önümde harika bir manzara vardı. Götünün arasına sıkışan külot iki dağın arasından akan dere gibiydi. Açık mavi külotu çok sexy idi. Götündeki lekeler dikkatimi çekmişti. Dikkatle incelediğimde gördüklerime inanamadım. Götündeki morarmalar parmak izlerine benziyordu. Bunu yapanın kim olduğunu anlamak için kahin olmaya gerek yoktu. Sanırım nışanlısıyla sevişmişti. Kızmıştım, ama bunları düşünmenin sırası değildi.
Daha önce kıllı olan yerler şimdi tertemiz ve kaymak gibiydi. Hafiften tenine dokundum. Avucumun içiyle önce bacaklarını, ardından götünü okşamaya başladım. Bu inanılmaz bir duyguydu. Serpil öylece hareketsiz yatıyordu. Okşamalarım çoğaldıkça kendime olan güvenim de artıyordu. Cesaretimi topladıktan sonra külotunu çıkarmaya karar verdim. Lastikli yerleri belini sıkmıştı. Yanlarından tutarak yavaş yavaş sıyırmaya başladım külotunu. Birkaç saniye içinde külottan da kurtulmuştum. Serpil'de halen hareket yoktu. Götü tüm ihtişamıyla meydandaydı. Bir ara kıpırdar gibi oldu. Bu kıpırdama işimi kolaylaştırmıştı. Sağ bacağını yana doğru açarken dizine doğru kırmıştı...
Gördüğüm manzara olağan üstüydü. Kılları temizlenmiş olan amı kabak gibi parlıyordu. Ortasını ikiye bölen çizgi şimdi daha net görünüyordu. Göt yanaklarının arası kızarmıştı. Bu kızarıklık külotun sürtünmesinden olabilirdi. O an kendimce öyle düşünmüştüm. Elimi uzattıp amını yoklarken çizginin arasında sıkışan küçük dil harika görünüyordu. Ortadan ikiye bölünen yeri hafif hafif okşuyordum. Bir müddet okşadıktan sonra amının dudaklarını parmaklarımla gerdim. Am deliğine bakarken içim gitmişti. Bakire olduğu her halinden belli oluyordu. Küçücük bir deliği vardı. Parmaklarımı çektiğimde amının dudakları diri ve sert olduğundan anında kapanmıştı.
Bir yandan Serpil'i incelerken bir yandan da yarrağımı okşuyordum. Daha önce kıllı olan arka deliği de eminim şimdi tertemizdi. Arka deliği merak ederek götüne yöneldim. İki yandan tutarak göt yanaklarını gerdiğimde gördüğüm manzara beni ürkütmüştü. Kendi kendime (Bu ne böyle?) diye söylenirken gördüğüme inanamıyordum. Daha önce küçücük olan göt deliği büyümüş, şişenin ağzı gibi açılmış, içi görünüyordu. O an aklıma nişanlısı Ferit geldi. Belli ki Serpil'i götten sikmişti. Daha birkaç saat önce siktiği için de deliği halen gevşek duruyordu. Gördüklerimden inanılmaz şekilde heyecanlanmıştım. Bu duruma daha fazla dayanamadım ve birden kasılmaya başladım. Müthiş bir zevkle boşalıp külotumu berbat etmiştim.
Banyoya giderek berbat olan külotumu çıkardım. Serpil'in akşamki durumu aklıma geldi, eve geldiğinde kızgın olmasının nedenini şimdi daha iyi anlıyordum. İyice temizlenip banyodan çıktım. Odasına döndüğümde Serpil halen aynı pozisyonda yatıyordu. Cesaretimi toparlayıp ikinci kez götünün yanaklarını gerdim. Ağzımda birikmiş olan tükürüğü götünün deliğine tükürdüm. Parmağımla tükrüğü yedirdikten sonra parmağımı deliğe bastırdım. Kaygan olan parmak rahat bir şekilde içine girmişti. Yavaş yavaş ileri geri hareket ettirmeye başladım. İçinin sıcaklığı parmağımı yakıyordu. Sonra iki parmağımla denedim. Yine kolay girmişti. Parmak sayısını artırdıkça götünün deliği halen kabul ediyordu, büzük açıldıkça açılıyordu. Bir müddet üç parmakla devam ettim. Elimi çektiğimde büzük anında kapanmıştı. Götünün deliğini 5 dakika boyunca parmaklarımla sikerken Serpil'den gık bile çıkmamıştı.
Bu sırada yarrağım yeniden kalkmış, demir gibi sertleşmişti. Artık karar vermeliydim. Bu fırsatı kaçırırsam, böyle bir şans bir daha yakalamayabilirdim. Ya şimdi, ya hiçbir zaman. Bunu mutlaka denemeliydim. Bacaklarını iki yana doğru açtım. Belinden tutup geri doğru çektim. Az da olsa domalma pozisyonuna getirdim. Bacakların arasına yerleştim. Götünün deliğine bolca tükürdüm. Yarrağımı da tükürükle kayganlaştırdıktan sonra artık engel kalmamıştı. Yarrağımı büzüğüne dayadım. Ağırlık vermemek için kollardan destek alarak yüklenmeye başladım. Kafası girdiğinde heyecandan titriyordum. Biraz daha, biraz daha derken, yarısına kadar soktum. Yarrağımı saran delik inanılmaz zevkliydi. İleri geri hareket ederken, yavaş yavaş hızlanmaya başladım. Tanrım ne müthiş zevk bu böyle! İlk kez birini götten sikiyordum, o da üvey kızkardeşimin götüydü.
Daha da derinlere sokmaya çalışırken zevkten uçuyordum. Kayganlık azaldığında geri çekilerek tükrüğümle tekrar kayganlaştırıyordum. Sonra tekrar sokuyordum. Birkaç dakikadır daha önce yaşamadığım zevkleri yaşıyordum. Serpil'in götünü sikerken kim olduğunu unutmuş gibiydim. Yarrağımı sonuna kadar bastırırken taşaklarım amına değiyordu. Götünün yumuşaklığı harikaydı. Dakikalardır sikerken şimdi daha rahat hareket ediyordum. Delik gevşemiş iyice açılmıştı. Ama yine de müthiş zevk alıyordum...
İkinci kez olduğu için boşalmam uzun sürecekti. Daha fazla dayanacağımı düşünüyordum. Ama zevk dalgası tüm bedenimi sararken boşalmak üzere olduğumu anladım. Boşalma öncesi hızlı hızlı sikerken karar vermem gerekiyordu. Karar vermeye fırsatım bile olmamıştı. Götünün derinliklerine büyük bir zevkle boşalmaya başladım. Birkaç saniye boyunca döllerimi götünün içine boşaltmıştım. Bir müddet içinde kaldıktan sonra üzerinden çekildim. Az da olsa pişmanlık hissine kapılmıştım. Sabah olduğunda anlamasından endişe duyuyordum. Mutfaktan bir koşu peçete getirdim. Peçeteyle götünü silerken gözüm amına takıldı. Parmağımla yokladığımda amının sulandığnı farkettim. Boşaldığım için amı ilgimi çekmiyordu. Önce külotunu ayaklarından geçrip giydirdim, sonra eteğini aşağıya doğru çekerek bacaklarını kapattım. Işığı söndürüp çıktım.
Banyoya girip güzel bir duş aldım. Sonra da odama gittim, yatağıma uzandım. Az önceki yaşadıklarımı düşünürken derin bir uykuya dalmışım...
[Gökay]
141 notes · View notes
dehrizen · 6 months
Text
toplu olarak insanları sevdikçe kişilere karşı sevgim o oranda azalıyor. kimseyle aynı odada iki gün bile geçiremem. bana yaklaşan kimse kişiliğimi eziyor, özgürlüğümü sınırlıyormuş gibi geliyor bana. yirmi dört saat içinde en iyi insandan nefret edebilirim. birinden, sofrada yemeği ağır yediği için, öbüründen, nezlesi var, durmadan burnunu temizliyor diye.
55 notes · View notes
girifit · 7 months
Text
şimdi, iki parmağımın arasına zar zor iliştirdiğim sigaram ile yazacağım sana. kaynar suyun altından çıkıp mayışmış lif ile kazırcasına sildiğim ve yer yer kan sızan bedenimle. titrek sözlerim var bu sıralar, dudaklarım arasından sızan duman gibi titrek. yavaş ve her sokak sonunda sekteye uğrayan adımlarım, kan kusarcasına kustuğum saatlerim var. uykunun gözüme uğramadığı geceler yalnızca tavanı izleyişlerim ve daha bir çoğu. tamamını anlat desen bana, anlatamam. dilim dönmez, sesim çıkmaz. biraz mazur gör beni. kafam fazlasıyla dağınık ve toparlayamıyorum. ne başından ne ortasından ne de sonundan tutunabiliyorum hayata. bir oraya bir buraya savrulup gidiyormuşum, onların tabiri ile. hep bir kıyıda beklemişim bir şeylerin yoluna girmesini, neyin yoluna gireceğini bile bilmeden. öyle bir yangının ortasında bulmuşum ki kendimi doğduğum andan beri, bu ateşler benim ailem olmuş. herkesin yanlışı benim doğrum, herkesin yalanı benim dürüstlüğüm olmuş. bak, bu yangın o denli büyükmüş ki benim küllerim bile kalmamış ardımda. yıllar sonra söndürmeye çalışmışlar o yangını. ateşler sönmüş de küller dirilmemiş. işte, tam olarak bunu anlamamışlar. bir yemek masasında çalınan hayallerin, söylenen sözlerin geri alınmayacağını bilememişler. dokuz yaşında bir çocuğun, saat dokuz sularında yediği dayak sonrası dokuz sayısından nefret edeceğini de tahmin edememişler. sonra geçer diye kandırmışlar, beni. ben de kanmışım bir aptal gibi. hep geçer demişim. ama içimde bir yerlerde bilirmişim hep geçmeyeceğini. bir oyunmuş bu. bu oyun, bazen saklambaç olmuş bazen ise yakalamaca. ama oyunun sonunda hep kaybeden ben olmuşum. o koltuğun arkasında sobelenmiş, o sokağın ortasında kollarımdan yakalanmışım. bedenim duvarlara çarpılmış, morarmış. bu hep böyle miymiş, sanmıyorum. çünkü biliyorum, ben de bir zamanlar sahiden mutluydum. dokuz yaşına kadar,
52 notes · View notes
birtekhayalimsensin · 1 month
Text
yediği ayazın kurtta herhangi bir farkındalık yaratmaması
46 notes · View notes
ay-simay · 8 months
Text
Tumblr media
Aradığınız kişiye ulaşamıyorsanız hatlardan değildir o !!!
yediği haltlardandır... 🤭😂
...
82 notes · View notes
bungoustraydogs-tr · 27 days
Note
hocam, bu animenin tiyatro versyonu var kesit kesit youtubeda. Bu tiyatro versyonunun, mumkunse tamamini (ve mumkunse ingilizce altyazili) olarak izleyebilecegim bir yontem var mi acaba?
Biraz fazla begendim, 3 gunde bastan sona 2 kere izledim 5 sezon animeyi, az once de wan serisini bitirdim, sonra bu tiyatroya denk geldim onu da baya begendim, sanirim dublajin ustune oynayip direk ayni sahneleri canlandirmislar pek muthus olmus :D yani biraz manyaklik gibi gelecek ama altyazi olmasa bile zaten 3.ye izleyecem o yuzden hepsini kayitli bi sekilde nereden bulabilirim bilen varsa aydinlatabilirse sevinecegim. Tisikkurler simdiden... hihihi
Maalesef hayır. Animenin tiyatro, Live Action filmleri ağır telif yediği için İnternet sitelerinde yok ya da ben bulacak kadar korsan siteleri yeterince eşelemedim.
Kesitlerini YouTube ve twitterdan izleyebilirsin ama.
21 notes · View notes
hazanla · 2 months
Text
...
Bolu'da imam nikahıyla evlendirilen 11 yaşındaki kız çocuğunun sekiz aylık hamile olduğu ortaya çıktı. Samsun'da otomobil çarptı diye koma halinde hastaneye getirilen 14 yaşındaki kız çocuğunun, imam nikahlı eşi tarafından odunla dövüldüğü, sonra da kaza süsü vermek için motosikletle üzerinden geçildiği anlaşıldı. Ordu'da 13 yaşındayken para karşılığında evlendirilen kız çocuğu, sürekli dayak yediği 40 yaşındaki herifin evi terketmesi üzerine, kendi ailesi tarafından kabul edilmedi, henüz 17 yaşındayken üç çocuğuyla ortada kaldı. Gaziantep'te özel hastanede 18 yaşında birinin kimliğiyle doğum yaptırılan kız çocuğunun, aslında 12 yaşında olduğu tespit edildi. Adana'da 13 yaşındaki kız çocuğuna düğün yapıldı. Sakarya'da kuzeniyle evlendirilen 15 yaşındaki kız çocuğu, evden kaçıp polise sığındı. Tekirdağ'da bir noterin, 14 yaşındaki kızlarını evlendirmek isteyen ana-babaya muvafakatname verdiği belirlendi. Tokat'ta evlendirilen 12 yaşındaki kız çocuğunun dört aylık hamile olduğu anlaşıldı. Ağrı'da 16 yaşında evlendirilen kız çocuğu, işkence yapılmış, tuvalette eli kolu bağlanmış halde bulundu. İzmir'de 12 yaşında evlendirilen kız çocuğu, sezaryenle doğum yaptı. Adana'da imam nikahıyla evlendirilen 16 yaşındaki kız çocuğu, trenin önüne atladı. Korunması Gereken Çocuklar Sempozyumu'nda konuşan Gümüşhane Üniversitesi öğretim üyesi, bizzat yaşadığı hadiseyi anlattı, “yol kenarında bir kız çocuğunu kucağında bebeğiyle ağlarken gördüm, 16 yaşındayken evlendirilmiş, anne olmuş, bebeğinin eli yanmış, ne yapacağını bilmiyor, bebeğiyle birlikte ağlıyordu, aslında orada bir anne ağlamıyordu, iki çocuk ağlıyordu” dedi. Kayseri'de para karşılığında evlendirildiği herif tarafından sokağa atılan, kamyonet kasasında yaşayan 15 yaşındaki kız çocuğu, av tüfeğiyle canına kıydı. Konya'da 16 yaşındayken evlendirilen kız çocuğu, inşaatın yedinci katından atladı. Siirt'te dünyaya geldi, ismi Kader'di, 12 yaşında evlendirildi, 13 yaşında anne oldu, 14 yaşında canına kıydı, adı üstünde kaderi böyleymiş denildi, geçildi. 12 yaşındayken iki bilezik karşılığında 40 yaşındaki evli herife kuma verildiği ortaya çıkan kız çocuğu “yanına yatmaya korkardım, bana oyuncak almayınca ağlardım” dedi. 11 yaşındayken 40 yaşındaki herifle evlendirilen kız çocuğu “çocuk doğuramıyor diye dövüldüğünü, üç dört sene kaynanasının koynunda yattığını” söyledi. 30 yaşında biriyle evlendirilen 13 yaşındaki kız çocuğu, seneler sonra gazete röportajında anlattı: “İlk gece beni tek başıma odaya soktular, korkudan bayıldım, kolonya verdiler, evlendirildiğim kişi odaya geldi, ‘hadi gel seninle evcilik oyunu oynayalım' dedi, bu cümleyi hayatım boyunca unutmayacağım…” 12 yaşındayken okulundan alınıp, başlık parası karşılığında 50 yaşındaki herifin koynuna sokulduğu anlaşılan kız çocuğu “derslerim çok iyiydi, rüyamda sürekli mezun olduğumu, diploma aldığımı görüyorum” dedi. Henüz 14 yaşındayken 10 bin lira karşılığında, beş çocuk, dokuz torun sahibi 70 yaşındaki herife verilen kız çocuğu, seneler sonra bu konuda araştırma yapan üniversite ekibine anlattı, “annemi asla affetmeyeceğim, hayatımı değiştirme imkanım olsaydı, en önce babamı değiştirirdim” dedi.
*
Akp hükümeti, işte bu sapıklara af kanunu çıkarmaya çalışıyor.
*
Geceyarısı sessiz sedasız meclisten geçirirken muhalefet partilerine yakalanan Adalet bakanımız “bunlar tecavüzcü değil, cinsel istismar suçunu zorla işlemiş kişiler değil, tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler” diyor… Adalet bakanımızın “küçüğün de rızasıyla yapılmış işler” dediği işler, işte bu işler!
*
Ve bu işler… Sadece ahlaksız babalar, utanmaz dünürler, sapık damatlarla yapılmıyor. İmamlarla yapılıyor.
*
İmamlar nikah kıyıyor.
İmamlar onaylıyor.
Babalar istedikleri kadar ahlaksız olsun, dünürler istedikleri kadar utanmaz olsun… İmamlar rıza göstermese, bu insanlık suçu işlenebilir mi?
İmamlar, nikahını kıy diye kendilerine getirilen kız çocuklarını polise, jandarmaya, savcıya bildirse, bu talihsiz kız çocukları, babaları hatta dedeleri yaşındaki sapıkların yatağına sokulabilir mi?
*
İmamlar, bu işlerin olmazsa olmazıdır.
Tumblr media
25 notes · View notes