Tumgik
#zorlu psm
musicandotherstuff · 11 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Arctic Monkeys at Zorlu PSM Istanbul, Turkey
August 10, 2022 (1 year ago)
72 notes · View notes
alexturner · 2 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
+
302 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
alexandra savior live @ zorlu psm (via zorlu_psm)
13 notes · View notes
alexandrasavior · 2 years
Video
youtube
alexandra savior performing all of the girls @ zorlu psm (17 september 2022)
8 notes · View notes
ncdtgrsy · 1 year
Link
Tumblr media
2 notes · View notes
haberolacom · 2 years
Link
Tumblr media
2 notes · View notes
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Alex Turner at Zorlu PSM, 09/08/2022. (Photos by senakinar)
662 notes · View notes
kagamiwalker13 · 2 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Alex Turner at Zorlu PSM, Istanbul, 09/08/2022 (senakinar on IG)
85 notes · View notes
pidge-poetry · 10 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Yannis wearing a shirt by byaslismaslis and giving his guitar to that fan at Zorlu Center PSM in Istanbul | 04.09.2023 | [x]
12 notes · View notes
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Snap Out Of It - Zorlu PSM, Istanbul [09-08-2022] by Cansu Yıldız on YT
106 notes · View notes
arcticpuppeteer · 2 years
Text
Pretty Visitors snippet at Zorlu PSM, Istanbul, 9th Aug 2022
cr: ben__chappell__'s IG story
110 notes · View notes
astoppedclock · 1 year
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Tom Smith (Editors) @ Zorlu Center PSM, Istanbul, 2023
18 notes · View notes
Text
Tumblr media
Arctic Monkeys at Zorlu PSM, Istanbul poster
74 notes · View notes
Text
alexandra savior live @ zorlu psm (via pollutedface)
1 note · View note
alexandrasavior · 2 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
alexandra savior @ zorlu psm (17 september 2022)
6 notes · View notes
Text
Tumblr media
20.01.2024 KATATONIA KONSERİ (ZORLU PSM)
2006 yılında kuzenlerimin tavsiyesi ile dinlemeye başladığım “Katatonia” yolculuğum beni grubun peşinden yurtdışındaki birçok şehir dahil olmak üzere çeşitli yerlere sürükledi. Grubun geçirdiği hemen her dönemi ayrı ayrı severim. İlk dönem Doom/Death soundlu “Katatonia” grubun en sevdiğim periyodları arasında olmasına rağmen (Grupla tanışma anımdan sonra sürekli olarak ilk albümlerini takıntılı bir şekilde dinlerdim). Anksiyete ve panik atak rahatsızlıklarını yoğun olarak yaşadığım 2006-2009 arası dönemde kuvvetli bir bağ kurduğum “The Great Cold Distance” albümü, evden çokta fazla uzaklaşmak istemeyen bana, gerçekten müthiş gelmişti. 2009 yılında “Night Is The New Day” albümü ile barlarda gecem gündüzüme girmiş, 2012 “Dead End Kings" ile kendi çıkmaz sokaklarımda kaybolmuş, 2016 “The Fall of Hearts” ile kalbim sanki çalışmayı durdurmuş, 2020 “City Burials” ile bütün şehir üstüme çökmüştü… “Katatonia” bendi. Ben “Katatonia”…
2009 da Barcelona konserlerinde grupla tanışma imkanım oldu. Fred ve Mattias Norrman kardeşleri son gördüğüm konserdi. Peşlerinden, ilerleyen yıllarda çıkardıkları albümlerin turneleri kapsamında Londra ve Viyana konserlerine katıldım (o zamanlar işim dolayısıyla daha fazla seyahat edebiliyordum). Gençliğin verdiği heyecanla konser sonlarında o güvenlikle kavga, bu menajerle gürültü, şu organizatörle patırtı… bir şekilde kendimi “Katatonia” kulislerine groupie gibi atıyordum :)
Tumblr media
“Katatonia” benim için her zaman özel bir yerdeydi. Yıllar içerisinde geçirdikleri dönemler sonucu grup, büyümeye hep devam etti. Onlar yaşlandı, ben de onlarla beraber yaşlandım. Geçtiğimiz Ekim ayında yine Viyana’da eşimle birlikte kendilerini izleme fırsatı bulduk. Evet Anders yoktu (ailevi sebepler diyorlar). Evet çok fazla altyapı kullanıyorlardı, mekan yetersizdi (Arena Wien aslında geniş bir açık alanı olan bir yerdir ama orayı açmayıp insanları “Paradise lost”, “Katatonia”, “Harakiri For the Sky”, “Kanonenfieber” gibi kafa grupları olan tek günlük bir festivalde içeriye tıkıştırmışlardı). Ama olsundu, onlar “Katatonia” idi ve onları dinlemek benim için her zaman apayrı bir zevk olacaktı. Buradaki hikayeleri, 2006 Yedikule konserlerini, yine 2006 parkorman ve sonrası yurt dışı, yurt içi diğer konserlerini belki başka bir zaman anlatırım ama artık günümüze gelelim..
Zorlu Center, iyi ses sistemi ve geniş alanı ile öne çıkan bir mekan olmasına rağmen ben hiçbir zaman oraya ısınamadım. He rşey çok temiz, gıcır, belki plastik.. Parlak yer taşlarında ayağın kayarken kendini uzay boşluğunda gibi hissedersin öyle bir yer işte. Avm ışıkları üzerime vururken konser moduna plastik bardakta içtiğim birayla (?) girmeye çalışıyorum. Dışarıdaki amfi bölümünde arkadaşlarla hoş beş ediyoruz, yürüyen merdivenlerden aşağıya iniyoruz, Gucci, Prada alışverişimizi yaptıktan sonra beyefendiler biletlerimizi alıp bizi içeriye buyur ediyorlar falan… Benim gibi bir metal müzik dinleyicisi için aslında saçma sapan bir yer… Neyse şakası bir yana eşim dahil bir çok insan rahat ediyor bu güzel bir şey. Çeşitli mekan alternatifleri her zaman gereklidir. Merch standına şöyle bir baktıktan sonra yer olmayan dolabımda bir tane daha Katatonia tişörtüm olsun mu? Olmasın diyerek içeriye geçiyoruz.
Kalabalık bir seyirci var. “Katatonia”nın Türkiyedeki kitlesi her zaman yoğun oldu. Son yıllarda yaşadıklarımız “Katatonia”nın ve Bağcılar, Esenler, Esenyurt toplamı kadar nüfuslu İskandinav ülkesi gruplarının müziğiyle uyum içerisinde gittiğinden artık daha da kalabalığız (Bazen düşünüyorum o memleketlerde yaşayan genç yaşlı herkes müzisyen olsa gerek diye neyse…). İçerideki barlar bu sefer iyi çalışıyordu, ben bir sıkıntı yaşamadım. Fiyat konusunu geçelim… İçkimizi, biramızı kapıp sahnenin sol tarafında yerimizi aldık. Bereket yanımdaki arkadaşlarım ve önümüzde duran Gandalf abi uzun boylu insanlardı, çok fazla dikkat çekmedim. “Göremiyoruz” (Ben gitsem full hd ye geçecek problem benim..) bıdı bıdıları yaşanmadı.
“Katatonia” sahneye bu turnede Austerity ile yıldırım gibi çıkmayı hedefliyor ama ilk şarkının azizliği seste sürekli yaşanan bir problem olduğu için bazı sıkıntılar oluyor. Albüm kaydını dinlerseniz eğer hiç affetmeden cayır cayır şarkıya girdiklerini duyarsınız. Konserde de bu etki hedeflenmiş ama şarkı akarken adaptasyon anlamında önce bir bocalıyorsunuz sonrasında ha oturdu ha oturacak derken “Katatonia” zaten seyirciyi içine bi noktada çekmiş oluyor. Bu durumu aslında olumlu bulduğumu söyleyebilirim. Günümüz (her şeyin çok profesyonel olarak yaşandığı) müzik dünyasında bu “amatör” hissiyatlar konuya nostaljik havalar katmıyor değil.
Konser, yeni albüm ağırlıklı olarak başlayıp devam ediyor. Aralarda bir önceki albümlerden iyi seçilmiş şarkılar konmuş. Hemen hemen Viyanada dinlediğimiz setlistlin aynısıydı. “Katatonia” artık “Viva Emptiness” döneminden önceki albümlere inmiyor. Bunu da zaten bu turnede son şarkıda “Evidence” ile yapıyorlar. Bu şarkının sona konması çok hoş bir detay. Testi geçtik ve bu bizim için çok iyi evet. “Katatonia” seyirciyle iyi iletişim kurabilen bir grup. Jonas bu işi her zaman iyi kotardı, devam da ediyor. En azından sahnedeyken bir sıkıntı yok. Sahne arkasında ise konforlarına fazla düşkün hale gelmişler, olur böyle şeyler, shit happens!
Tumblr media
Sound anlamında “ses her yere eşit dağılmıyor” yorumları aldım. Buna katılıyorum. Akustikle ilgili bir problem var. Belki arka tarafın ayrı bir sahne olması ve aranın açılması bir problem yaratıyordur. “Anathema” ve başka gittiğim konserlerde arka taraf kapalıydı diye hatırlıyorum. Koltukların olduğu yer ve aşağısı (muhtemelen sahne?) kalabalık seyircili konserlerde insanlara tahsis ediliyor. Belki bunun çözülmesi gerekir tam bilemedim. Sonlara doğru hoparlörlerden “cazur cuzur” sesler de geldi (herhalde soğuk kuzey rüzgarlarına dayanamadı sistem…). Anders yokluğunda ikinci bir gitar kullanmak yerine “Katatonia” altyapıya yükleniyor. Umarım geçici bir çözüm olarak kalır. Davulcu 2. Daniel (önceki davulcu Daniel Liljekvist ten sonra ısınamadığım, antipatik görünüşlü nerd.) işini hakkıyla yapıyor, bassçı Niklas’ı herhalde ben çok duyamadım bir yorumum yok. Eski bassçı Matthias da bu da gayet zıpır tiplerdi severim kendilerini (Niklas, Ankara konserinde önceden görüşmemize rağmen adımı bilmediği için sahne arkasında bana “Hey London!” diyerek gülmüştü…). Jonas gerçekten profesyonel iş çıkarıyor (Bu seferki seyirci nutukları iyiydi, Viyana'da hafif saçmalamıştı. Konsere özenle hazırlanmış. Memnunda kalmış gibiydi.). Kısıtlı sesini gerçekten çok iyi kullanmayı bilen ve zamanla geliştiren bir adam. Gitarist Roger ise back vokalleri dışında gayet iyi diyebilirim. Aralardaki bağırışları hakikaten bağırıştı yani ve son derece anlamsız, kötüydü.
“Austerity” ve üzerine “Colossal Shade” bir “Katatonia” konserini güzel açan iki peşisıra şarkı. Sound oturduktan sonra çok keyifli geçti. Son albümleri “Sky Void Of Stars”ı bir önceki “City Burials” tan daha çok sevdim. Şehrin cenazelerinden bir tık çıktım, yıldızlara baktım, kaybettiğim insanlarımı andım, yolumu bulmaya çalıştım vs. (Konser tanıtımında bu tarz güzel bir yazı çalışması yapan arkadaş var, seninle tanışmak istiyorum yiğidim.). Sound ve beste olarak çok daha oturmuş, çok daha “Katatonia” olmuş bir albüm. Lethean her zaman büyük çoşkuyla çalınıyor ve seyirciye iyi geliyor. “Flicker” benim kişisel favorilerim arasında yer almaz ama gayet başarılı çalındı (En azından tuvaletten duyabildiğim kadarıyla). “Dead Letters” artık bir klasik olma yolunda ilerlerken yine yeni albümden “Opaline” dinliyoruz. Burada setlist ve konserin havası biraz bozuluyor. Noluyo ya türkü programı gibi acının akabininde eller havayamı yapıyoruz hissiyatları gelmiyor değil (ama böyle şeyler lazım...). “Forsaker” ve üzerine “Buildings” bize bütün İskandinav (hatta biraz karşıdan post sovyet betonları arasından kurtulup gelen) soğuğunu, depresifliğini, yaşatıyor. Yıkım etkisi burada yaşanmıştır ve evet uzun bir koridor geçilip iki tane yürüyen merdiven çıkıldıktan sonra sigaraya çıkılabilmiştir.
“Decima” ve sürpriz “Racing Heart” zannediyorum biraz soluklandırıyor, duygu durum değişiklikleri aman şarabımı çanağıma koyayım derken “Nephilim” tekrardan üzerimize karanlığı çekiyor. Altyapı kullanımı, Anders yokluğu, zaman zaman çatırdayan ses, sürekli her yerden telefonlarını kaldırıp konseri telefon çekimlerinden izlemeni sağlayan bir yığın “izleyici” faktörü (Eh ben de aralarındayım artık ama azaltmaya çalışacağım. Mümkünse “Telefonsuzlaşmaya” gidelim.) vs. gibi şeyler olsa da, “Katatonia” geçirmek istediği atmosferi bir şekilde yaşatıyor. Bu açıdan gerçekten helal olsun, orada fırsatım olmadı ama buradan tekrardan tebrik ederim kendilerini… “Birds” benim çok sevdiğim buram buram “Katatonia” soundlu, tam bir konser şarkısı. Anders olsa ne öttürürdü be deyip geçiyoruz. “Atrium” sonrası “July”da tahmin edilebileceği gibi bütün seyirci gaz, tek bir ağızdan “I see the bright lights…". Gerçekten harika geçti. Dolayısıyla “Old Heart Falls” ve akabinde “Journey Throught” ile grup sahneden kısa süreliğine ayrıldı.
Tumblr media
“Behind the Blood” ile muhteşem geri dönüş ve tabiki artık bir “dark metal” klasiği olmuş “My Twin”… Burada seyircinin reaksiyonu (ve tabiki benim) görmeye değerdi. Başta dediğim gibi son şarkının “Evidence” olması ayrı bir güzel ve hüzünlü. En beton kalpli insanın bile, eğer biraz müzik seviyorsa bu kısımda gözleri dolabilir. Bizi dağıtıp sahneden indikten sonra yine grubun peşinden koştum ama adı üstüne “Zorlu” çok zorlu :) Bu sefer olmamıştı. Ben çılgınlık haklarımı kullanmıştım, artık başkalarının zamanıydı… Jonas, “Thy Business Lounge” da şarabını içsindi… Bunca sene sonunda hakkıdır, afiyet olsundu.
Son tahlilde benim için her zamanki gibi çok iyi geçen bir “Katatonia” konseri oldu. Bir takım “hayalkırıklıkları” tabiki vardı ama zaten “Katatonia” tam da bundan varolan, bunun ne demek olduğunu çok iyi anlatan, hissettiren ve dayanmak için sana güç veren bir gruptu. Hava şartları ve hissiyatlar bir “Katatonia” konseri için en mükemmel durumdaydı, hatıralarda güzel kalacak bir konserdi. Yürüyen merdivenlerden çıkıp, döner kapılardan geçtikten sonra koşa koşa “Dorock Heavy Metal”a kaçtık “Razor” ile nEFES aldık :) Bu ve diğer bütün Metal müzik organizasyonlarında emeği geçen herkese teşekkür ederim. Hakikaten zor, kolay birşey değil. Türlü bedeller ödeniyor, sınavlar veriliyor. Seyirci organizasyon el ele yürüyelim bu yolda (Kalp). Kalın sağlıcakla. Nice konserlerde görüşmek üzere🤘
Tumblr media
3 notes · View notes