Text
Kobe Braynt meselesi Bu sefer sorunları çözmeye sondan başlayacağım
2 notes
·
View notes
Text
İmsesiz
Yıkılmış bir ev Zeytin ağaçları Duyulan özlem En çok da Ölünce yalnız kalacağım
Çiçeklerin solduğu bir ev Güneş ve su Yeterli olmalı Bir tek o orkide Yerini sevdi sanırım Yerini sevdi sanırım...
Derin derin soluyor Özellikle yapraklarım Sevmek yeter olmalı Yetmiyor Uzaklaşmak istiyor hep bir yanım Bir tek senin yanın Uzaklaşmak istedikçe uzaklaşamadığım Şöyle desinler istiyorum Yerini sevdi sanırım Yerini sevdi sanırım…
0 notes
Text
Bostancı
Süzülen kuşlar şimdi temelli gitti Kalıcı olmadıkları belli Oysa güneş, son anda Kalanları, bulutların moruyla uğurluyor Ayın yüzünden hava biraz hüzünlendi Balıkçı takaları birer birer getiriyor şimdi, Peşine takılan Martıları Aklımın kıyısına ulaşıyor Terk ettiklerim, sevdiklerim ve haykırışlarım Suskunca uzaklara bakıyor ya Masumiyeti gözlerinin Tam o anda Çok sevdim seni Gülüşün ve Cildinin transparanından görünen Kalbin atışı
0 notes
Text
Cadılar Ayranı
Birinin kalbindeki deliğe atlamak intihar Ve insan yemek caiz değil Çok üzgün bir pikaçu Barda Birasını yudumluyor Gözleri yaşlı Saat on ikiyi geçince Ayyuka çıkmış Kimse ne pamuk Ne de prenses Yanına eşek kostümüyle Bir adam oturuyor Şaşırmıyorum Ne hüzünlü bir an Barmen bana bir bira daha Bugün her şeyin fiyatı Yarı yarıya Sevmelerin de Terk edilmelerin de Hepinizin küçük hesapları Bana yazılsın
0 notes
Text
Otomatik Çilek
Aklı salim bir uyanış değildi bu Bu son çağrı Sıradaki parça Konuşmayı unuttuklarımıza Yitirdik aklımızı Ben, ne zaman bir kalp görsem Bir hançeri kendime saplarım önce O gece ise vakit yoktu Bir istisna oldu Rüzgarın esişinden belliydi aslında Uzaklardan bize çilek geliyordu Ellerim kıpkırmızı Tüm gerçekliğim sen Ben vardım sonra bıçak yoktu, kalp ellerimde tedirgin titriyor Horoz uzun süredir mi havlıyor? Köpeğin dönüşü ile mi kımıldandım? Tam emin olamıyorum Göğsünde çok sarhoş kalmışım Sanırım kokuna uyandım Birkaç kelime geveledim Kısıktı gerçi, ben de söylediklerimi duyamadım Seni, ben geçince kurduğum alarmlarım Zaman, zamanla ötelendi sonra Ay bir yıldızdı her şeyden önce Tepemizde yıldızlar kaydı Karanlık bizi yuttu Tenin elimde gezindi Alarmı erteledim, Seni ben geçene, seni ben geçene Seni ben geçene kadar Oturmuş hüznüm Yakında çok uzaklar yakın olabilir Bir tekerlek bulunur bir yanıt aranır Bir yalana güvenir kuş kanada bürünür Hatırlarız acizliğini hepimizin Seni tam üç gündür tanıyordum o sıralar ilkinde adımı söylemedim İkincide duvarlarında oturup bir duman aldım Üçüncü de senin burnun çok tatlı gülüyor Otur sen de kal yanımda, bak gitmeni istemiyorum Seni izlemeye doyamıyorum Hayat kısa görmüyor musun türbülanslarla dolu Yine de vardır bir yolu... bir yolu... elbet bir yolu Bir taaruz tüfeğiyle o gece aklımdan bir kondomla korundum Bir yıldız kaydığında sana dönüşüyordu sureti Ve ben bir daha hiç yalnız hissetmedim
1 note
·
View note
Text
Ani kardiak zulüm
Beklenmeyen bir şekilde ani nihilizmden Bir ihtimal hiç var olmaması gereken bir varoluş krizinden Belki sevgisizlikten ama daha çok sevememek kasıt edilen Bütün eski sevgililerime eşit bir mesafede Beklediğimden erken Ölebilirim Elime tüm kıvırcıkların dolanmış Can havliyle Sana tutunmaya çalışmışım Olay yerinden bir sik çıkmıyor Mermilerin ve Tüm yaşananların plastikliğinden başka
0 notes
Text
Sende başlayan şeyler sende bitmiyor
Kafamda bir imge var bu akşam Peki bunun benimle ne ilgisi var diyebilirsin Anlatayım Ama çok sabırsızsın Bir kamyonetin arkasında bir kadın Arkası dönükmüş bir zaman Tebessümünün kenarını görebileceğimiz kadar bize hal etmiş Saçları sapsarı, hiç bu kadar sarı görmemişim yaşarken Güneş arkasından vuruyor Hani kamerada haleler oluşur Kafası bütün haleler... haleler... haleler... Her yeri kaplamış kocaman kocaman, renk renk Keyfi yerinde, mutluluğu bulaşıcı Sanki her şey onda başlıyor Belki onda bitiyor Yaşam dolu Benim saçlarım sarı değil diyebilirsin Bunlarla benim ne alakam var da diyebilirsin sonra Ben de öyle demiştim, biraz sabretmelisin Senin o kadın olduğunu ben de demin öğrendim Yani az sonradan biraz önce İlk olarak gülüşünü nerde görsem tanırım Tanrım ağzının kıvrılışı İkinci kıvırcıklığın, bir ağacın kök salışı Uzanır eline geçirir, tutar yutar hapseder Ve yaşamın, hatta yaşamanın seninle çok ilgisi var Ve sende başlayan hiçbir şey de sende bitmiyor O gece uyanışın, yüzüme dokunuşun Seni seviyorum deyişin, hiç bitmiyor Hiç bitmiyor... Uyanmasam hiç bilmeyebilirdim Niye böyle yapıyorsun Bak gelmişsin, güneşi de yanında getirmişsin bu sefer Seni kendim tanımasam, hiç haber vermiyorsun Sen kendinden hiç haber vermiyorsun
1 note
·
View note
Text
Zavallılık büyüsü
Hüzünlü gözlerinde hep yıldızlar kayan kadın Yıldızlardan bir tanesine uzanıp alıyorum Zor durumlar için cebimde hep bir yıldız saklarım Yerinde misin diye bakmaya korkuyorum, tedirgince yokluyorum ceplerimi Her zamanki tavrım Bu gece mrs petterson benim Harika bir oyun tanrım Çorapları ellerimden çıkarmayı unutuyorum En harika şey bu gece de pelerinler İhtiyacımız olansa biraz köpek maması Tenin bu kadar beyaz diye mi gözlerinin karası? Birkaç büyülü söz hatırlamaya çalışıyorum Geçmişi bu güne geri getiren Bir beyazı zenci yapan, ıvır zıvır Bir seni seviyorum mırıldanıyorum Yıllar önce yasaklanmış bir büyü Bir zenciyi beyaz yapmaktan yargılanıyorum Biraz uzanmaya ihtiyacım var Yorgunum, pelerinini üstüme ört Sen hazır olmadan geri gelme büyüsü Tek suçlunun sen olması büyüsü Bildiğim bütün karanlık büyüler arka arkaya dökülüyor Seni seviyorum, seni seviyorum Günahlarımdan kurtulmamı kolaylaştırıyor Çok zencileştin ondan mı gözlerinin beyazı ? Ümitsiz gözlerinde güneşler tutulan kadın.
1 note
·
View note
Text
Oysa deniz börülcesi bize bunu yapmazdı
Özgün sanılan sebeplerle Yaşanan Beyhude aynılık Rakı Sizden özür dilerim Sizi son kez şarjöre yerleştirdim Ve Gençliğimden bahsettim Hayallerime Molotofla cevap verip En çok da senden bahsettim Biraz buzdan yardım aldım Tedirgince herkesle göz göze geldim Çıplak bacakları Sanki Bir bahar sabahı Gülüşü ekinoksları durduruyor Benim Gülüşüme bulaşmış hüzün Affedersiniz Sizden hiç yardım istemedim Tüm bu bitkinlik Bana siz diyebilirsiniz Olduğum yerden Herkese eşit mesafedeyim Ah sanrım Gece halüsinasyonlarım Demek Problemin temelindeyiz Size de günaydın Tek aklımda kalan Ayçiçekleri Güneşin henüz ısıtmadığı Dedim ya bir bahar sabahı En çok da özgürlükle karışıyor Yalnızlık Gerisi hep hüzün Emir vermek gibi olacaksa eğer Ey Tanrım! Beni Meşe fıçılarda yıllandırın!
1 note
·
View note
Text
Tadılabilir sesler korosu
Bir bira içince çok güzelsin İki bira içip sen de kayboldum Üç biraya merakla atıldım Zaman durdu Birbirimize hapsolduk
Aysız bir gece örter üstümüzü Zengin bir battaniye, ah o gökyüzü Önce tedirgince ellerimiz tanıştı Tenine her dokunuşumda Heycanlanan bir yıldız panikleyip kaydı
İlk yıldız kaydığında çok güzeldin İkincide daha güzel Sen hep çok güzelsin Dileklerinden birine usulca yanaştım
Gülüşün ve dudakların kesişiyor İşte o an Marsta su bulunur Bir yerlerde hayat başlar Senin gülüşünü hiç öpen oldu mu ?
Seni ilk öpüşümde bir yıldız kayar İkinci de gezegenler ve galaksiler İkiden sonra üç yaşında bir çocuk olur Saymayı unuturum Dedim ya ben sana hapsoldum
Elinde olanı kaybetme korkusu Anlık hazların tutkusu Hırsızıdır yalın anların Kalbi ataksik bir adamın Beynindedir atan nabzı
Gözlerimizin mavisi korkusuzca çarpıştı Gök gürledi, sonra yer yarıldı Birincisinde ben sana çok aşık oldum İkincisini söylersem belki tüm dileklerim bozulur
Gecenin karanlığında, bir kabuklu Omzuna yaslanınca başlayan müziği Etrafında haleler Serin bir yaz akşamı bacakları Aylardan Eylül olmalı Deniz kokusu senden mi geliyor ? Dalgalanan göğsün ise, kuşların nereye konuyor Sahi, Şişeler korosu bu akşam hangi barda çalıyor ? Saatler erken kapatıldı Zaman aramızda asılı Müzik hala bir yerlerde devam ediyor Sabaha karşı, Güneş saçlarının arasından doğuyor? Bu bir yazın son akşamı
1 note
·
View note
Text
Dün ya
Ya hepimiz aynı şiirin parçasıysak Ellerimi tutsana paslanmaz çelikler yerine Yerleşen düzenin yeşillenmesi beklerken Ömrümüzün, ne çoğu gitti Ya hepimiz aynı şiirin parçasıysak Ve senin bana yaptığını sandığın her şey Kendine yaptıklarınsa Kırılan kalbin sesi kulaklarında yankılandı Daha fazla uzağa gidemeyiz Tüm mısraların sonu gibi aynı bitiyor sonumuz Yerden bir taş alır gibi yapıyor ve çok uzağa fırlatıyorsun Hiç olmayan bir kuş yere düşüyor Bozkırların sonsuza karıştığı ovalar var Yeşillerin hepsini bu kuzular mı yedi Rengi dağa kaçıyor ruhumun Huzuru gökte buluyor Gökyüzü hep mavi Eline olmayan bir boya alıyorsun bunu duyunca Bir tutam yosun ve su alıyorum Siktir git (seni seviyorum) yazıyorum Denize uzanıyor kumsalım Senden bir kale yapıyorum Mayomdan bir gemi Ben artık denize açılıyorum Göbeğime gelene kadar Sonra da memelerime Sana alışıyorum Ya senle ben aynı şiirin söylenememiş son mısrası, Ya senle ben aynı şiirin birer parçasıysak Bu en az hiçbir şeyi değiştirmeyecek Kırılmaz camlar var Görünmez duvarlar His geçirmeyen dünyalılar Ve sen varsın sonra Bir anı olarak Sen ve ben
1 note
·
View note
Text
Günaydın lüksü
Bu sabah boynunu düşünerek uyandım Bazı kıvrımların bazı boşlukların bedenimle tam doluyor Eksik parçası ruhumun Seninle aynı kaybolmuşluğun Aynı varolalamamış hissiyle varoluşun Altında ezilmişliği yalnızlığın Bir araya getirememişliği Küskünlüğü bu hayatın Güvenemeyişi insanlara Ana rahmine tutunuşu Tanıdıklık hissim Yüz yıldır görmemişim gibi Seni yüz yıldır tanıyormuş gibi Ruhumuzun yaraları birbirinin kıvrımlarını dolduruyor Birine günaydın diyebildiği sabahlar insanın evindeymiş gibi hissettiriyor Camdan biraz ışık giriyor Omzuna düşüyor Öyle ansızın giriyorsun sen de Unuttuğum camlarımdan Boyuna boynun aklımda Orda bana yer aç sakla içine al büyüt Birine günaydın diyebildiği sabahlar insanın... Artık evimdeyim Günaydın
1 note
·
View note