#Bitkisel tedaviler
Explore tagged Tumblr posts
tibbivearomatikbitkiler · 1 year ago
Text
Uyku Yapan Bitkiler Nelerdir?
Uyku Yapan Bitkiler Nelerdir?
Tumblr media
#Bitkiler, #BitkiselÇaylar, #BitkiselÇözümler, #BitkiselDestekler, #BitkiselIlaçlar, #BitkiselTakviyeler, #BitkiselTedaviYöntemleri, #BitkiselTedaviler, #BitkiselUykuÇayı, #BitkiselUykuÇözümleri, #BitkiselUykuÇözümü, #BitkiselUykuDesteği, #BitkiselUykuDestekleri, #BitkiselUykuHapı, #BitkiselUykuHapları, #BitkiselUykuIlacı, #BitkiselUykuIlaçları, #BitkiselUykuÖnerileri, #BitkiselUykuÖnerisi, #BitkiselUykuReçeteleri, #BitkiselUykuTakviyeleri, #BitkiselUykuTakviyesi, #BitkiselUykuÜrünleri, #BitkiselUykuÜrünü, #BitkiselUykuYardımcıları, #BitkiselUykuYardımı, #BitkiselUykuyaYardımcılar, #BitkiselYağlar, #ÇarkıfelekÇiçeği, #DoğalÇözümler, #DoğalRahatlamaYöntemleri, #DoğalTakviyeler, #DoğalUykuYardımcıları, #DoğalUykuyaGeçiş, #Gevşeme, #Ginseng, #Ihlamur, #Lavanta, #Melisa, #Nane, #NaneÇayı, #Papatya, #Passiflora, #RahatlatıcıBitkiler, #Sa��lıklıYaşam, #StresAzaltma, #StresleBaşEtme, #Uyku, #UykuAlışkanlıkları, #UykuDüzeni, #UykuDüzensizliği, #UykuHijyeni, #UykuKalitesi, #UykuÖncesiRitüeller, #UykuRutini, #UykuSorunları, #UykuSorunlarınaDoğalÇözümler, #UykuYapanBitkiler, #Uykusuzluk, #ValerianKökü https://is.gd/ltdaPD https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/blog/uyku-yapan-bitkiler-nelerdir/
Uyku yapan bitkiler ile ilgili uyku kalitesini artırabilecek bitkilerden bahsedebiliriz. İlk olarak, melisa bitkisi uyku düzenini iyileştirmek için yaygın olarak kullanılan bir bitkidir. Melisa çayı veya yağı, rahatlatıcı özellikleriyle bilinir ve sakinleştirici bir etkiye sahiptir. Bu bitki, uykusuzlukla mücadelede ve stresin azaltılmasında etkili olabilir.
Bir diğer uyku yapan bitkiler için yardımcısı bir bitkide lavantadır. Lavanta, hoş kokusuyla tanınır ve gevşemeye yardımcı olabilir. Lavanta yağı, uyku öncesi kullanıldığında rahatlatıcı bir etki sağlayabilir ve daha derin ve kaliteli bir uykuya yardımcı olabilir. Ayrıca, lavanta çayı içmek de uyku öncesi stresi azaltabilir ve uyku kalitesini artırabilir. Bu bitkilerin uyku düzenini iyileştirmek için doğal ve güvenli bir seçenek olduğu düşünülmektedir.
İlginizi çekebilir: Gerçeği Öğrenin! Melisa mı? Limon Otu mu?
Uykusuzluk, modern yaşamın yaygın bir sorunudur ve birçok kişi doğal yöntemlere başvurarak uykularını düzenlemeye çalışır. Uyku düzenini sağlamak için kullanılabilecek birçok bitki bulunmaktadır. İşte uyku yapan bitkilerden bazıları:
Lavanta: Lavantanın hafif ve rahatlatıcı bir kokusu, uykuya dalma sürecini kolaylaştırabilir. Birkaç damla lavanta yağı, yastığa sürüldüğünde veya bir difüzörde kullanıldığında rahatlatıcı bir etki yaratabilir.
Melisa: Melisa bitkisi, sakinleştirici özellikleriyle bilinir. Çay olarak tüketildiğinde, sinirleri yatıştırabilir ve uykuya geçişi destekleyebilir.
Papatya: Papatya çayı, yatıştırıcı etkisiyle ünlüdür. Sindirim sistemini rahatlatır ve sinirleri yatıştırarak uykusuzluğa iyi gelebilir.
Nane: Nane çayı, rahatlatıcı bir etkisi olan bir diğer bitkisel çaydır. Sindirimi düzenler ve gevşemeye yardımcı olur.
Ginseng: Ginseng, stresle baş etmeye yardımcı olabilir ve enerji seviyelerini dengeleyebilir. Düzenli kullanımı, uyku kalitesini artırabilir.
Passiflora (Çarkıfelek Çiçeği): Passiflora bitkisi, sakinleştirici özelliklere sahiptir ve uykusuzlukla mücadelede yardımcı olabilir. Çay olarak veya takviye olarak kullanılabilir.
Valerian Kökü: Valerian kökü, yatıştırıcı etkisiyle bilinir ve uykuya geçişi hızlandırabilir. Ancak, kullanmadan önce bir uzmana danışmak önemlidir.
Ihlamur: Ihlamur, çiçekleri için yetiştirilen bir ağaçtır. uzun zamandır soğuk algınlığı ve grip tedavisinde kullanılır. Sakinleştirici ve gevşetici etkileri olan ve uykuya dalmayı kolaylaştırdığı bilinen flavonoidler ve tiliadin adı verilen bir bileşik içerir.
Bu bitkilerin kullanımıyla ilgili bireysel yanıtlar kişiden kişiye değişebilir. Herhangi bir bitki veya takviyeyi kullanmadan önce, bir sağlık uzmanına danışmak her zaman önerilir. Ayrıca, düzenli bir uyku rutini oluşturmak, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek ve uyku alışkanlıklarına dikkat etmek de uyku sorunlarıyla baş etmede önemli faktörlerdir.
Dikkat edilmesi gereken bazı ek ipuçları şunlardır
Herhangi bir bitkisel takviye almadan önce doktorunuzla veya eczacınızla konuşun.
Hamileyseniz veya emziriyorsanız, herhangi bir bitkisel takviye almadan önce doktorunuzla veya eczacınızla konuşun.
Bitkisel takviyeleri doktorunuzun veya eczacınızın reçete ettiği ilaçlarla etkileşime girebileceğinden, aldığınız tüm ilaçları doktorunuza veya eczacınıza bildirin.
Tavsiye edilen dozdan fazlasını almayın.
Uyku hijyeninizi iyileştirmeye yardımcı olabilecek bazı ek ipuçları şunlardır:
Her gün aynı saatte yatağa gidin ve kalkın.
Yatmadan önce kafein ve alkolden kaçının.
Yatmadan önce rahatlatıcı bir yatmadan önce rutini oluşturun.
Yatak odanızın karanlık, sessiz ve serin olduğundan emin olun.
Rahat bir yatak ve yastık kullanın.
Uyumadan önce elektronik cihazlardan kaçının.
Bitkilerin kullanımıyla ilgili bireysel yanıtlar kişiden kişiye değişebilir. Herhangi bir bitki veya takviyeyi kullanmadan önce, bir sağlık uzmanına danışmak her zaman önerilir. Ayrıca, düzenli bir uyku rutini oluşturmak, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek ve uyku alışkanlıklarına dikkat etmek de uyku sorunlarıyla baş etmede önemli faktörlerdir.
0 notes
erektildisfonksiyon · 3 months ago
Text
0 notes
sselin80 · 4 months ago
Link
0 notes
kondromin · 4 months ago
Text
Kondromin Plus’ı Kimler Kullanmamalı?
Kondromin Plus, eklem sağlığını desteklemek için kullanılan bir takviye olsa da, herkes için uygun değildir. Aşağıda, bu takviyeyi kullanmaktan kaçınması gereken kişilere yönelik detaylar yer almaktadır:
Kullanımı Sakıncalı Olan Durumlar
Hamileler ve Emziren Anneler Kondromin Plus’ın hamilelik ve emzirme dönemindeki güvenliği tam olarak kanıtlanmamıştır. Bu nedenle, hamile kadınlar veya bebeğini emziren annelerin kullanmadan önce mutlaka doktora danışması gereklidir.
18 Yaşından Küçükler Ürünün çocuklar üzerinde yapılan araştırmalarına dair yeterli veri bulunmamaktadır. Bu yüzden 18 yaş altındaki bireyler için önerilmez.
Alerji veya Aşırı Duyarlılık Durumu Kondromin Plus’ın içeriğinde bulunan glukozamin, kondroitin veya diğer yardımcı maddelere alerjisi olan kişilerin ürünü kullanmaktan kaçınmaları gerekir. Bu tür alerjik reaksiyonlar ciltte kızarıklık, kaşıntı ve nefes darlığı gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
Kronik Hastalığı Olanlar Diyabet, hipertansiyon, böbrek veya karaciğer hastalığı gibi kronik sağlık sorunları olan kişiler, olası yan etkiler ve ilaç etkileşimleri nedeniyle ürünü kullanmadan önce hekime başvurmalıdır.
Kan Sulandırıcı İlaç Kullananlar Kondromin Plus’ın kan sulandırıcı ilaçlarla etkileşim riski taşıyabileceği unutulmamalıdır. Kanama riskini artırabileceği için, bu tür ilaç kullanan kişilerin doktor gözetiminde hareket etmesi önemlidir.
Dikkat Edilmesi Gereken Diğer Durumlar
Bazı bireylerde takviyelere karşı mide rahatsızlıkları, hazımsızlık veya bulantı gibi durumlar gelişebilir. Böyle bir etki gözlenirse kullanıma ara verilmeli ve bir uzmana danışılmalıdır. Ayrıca, uzun süreli kullanımlarda düzenli aralıklarla doktor kontrolü gerekebilir.
Alternatif Tedaviler ve Kondromin Plus Karşılaştırması
Eklemlerdeki kronik rahatsızlıkların tedavisinde birçok yöntem kullanılmakta, ancak her yaklaşımın farklı avantajları ve sınırlamaları bulunmaktadır. Kondromin Plus, destekleyici bir gıda takviyesi olarak eklem sağlığını iyileştirmeyi hedeflerken, alternatif tedaviler genellikle problemli dokular üzerinde daha doğrudan müdahale sağlar.
Alternatif Tedavi Yaklaşımları:
Fizik tedavi: Fizik tedavi programları, eklem hareketliliğini artırmak ve kasları güçlendirmek için uygulanır. Özellikle osteoartritli bireylerde ağrıyı azaltmada etkili olabilir.
Proloterapi ya da PRP (Platelet Rich Plasma): Bu yöntemler, vücutta dokuların kendini onarma sürecini hızlandırmak için enjeksiyonlar yoluyla uygulanır.
Topikal Kremler ve Jel Formüller: Lokal olarak ağrıyı hafifletmek için kullanılan bu ürünler, geçici rahatlama sağlayabilir.
Bitkisel Tedavi ve Akupunktur: Daha doğal yöntemler arayan bireyler için anti-enflamatuar bitkisel karışımlar veya ağrı azaltmada etkili olduğu bildirilen akupunktur uygulamaları tercih edilebilir.
Kondromin Plus ile Farklılıklar:
İçerik Odaklı Yaklaşım: Kondromin Plus, genellikle glukozamin, kondroitin ve benzeri bileşenleri içerir. Bu bileşenlerin dokular üzerinde onarıcı ve koruyucu etkileri olduğu bilimsel çalışmalarda belirtilmiştir.
Etkili Süre: Alternatif yöntemlere göre daha uzun vadede düzenli kullanım gerektirir. Bununla birlikte, kimyasal etkenlerin yiyeceklerle günlük olarak alınabilir olmasından ötürü kullanım kolaylığı sunar.
Uygulama Kolaylığı: Kondromin Plus ağız yoluyla alınırken, alternatif tedaviler genelde klinik müdahale gerektirir.
Kondromin Plus, uzun vadeli bir stratejiyle eklem sağlığını desteklerken, alternatif tedaviler anlık veya lokal etkiler sunabilir. Hangi yöntemin tercih edileceği genellikle bireylerin ihtiyaçlarına, yaşam tarzlarına ve rahatsızlığın türüne bağlıdır.
Tumblr media
Kondromin Plus Satın Alma ve Güvenilir Ürün Seçimi
Kondromin Plus gibi gıda takviyeleri seçerken, tüketicilerin ürün kalitesine ve orijinalliğine özellikle dikkat etmeleri kritik öneme sahiptir. Yanlış bir ürün seçimi, beklenen faydaların elde edilememesine veya istenmeyen yan etkilere yol açabilir. Bu nedenle kullanıcıların araştırma yaparken bazı temel kriterlere öncelik vermesi gerekir.
Güvenilir Satıcı Seçimi
Kondromin Plus satın alırken ilk adım, güvenilir ve yetkili bir satıcıdan temin etmektir. Bu, ürünün orijinal olduğundan ve doğru koşullarda muhafaza edildiğinden emin olmak için önemlidir. Güvenilir satıcılar:
Yetkili eczaneler veya lisanslı sağlık ürünleri mağazaları olmalıdır.
Online alışveriş platformlarında, resmi distribütör veya üretici onaylı satıcılardan ürün temin edilmelidir.
Satın alma öncesi satıcı yorumları ve müşteri değerlendirmeleri mutlaka incelenmelidir.
Ürün Etiket Bilgilerine Dikkat Edin
Her ürünün içerik bilgisi, orijinalliği hakkında önemli ipuçları verir. Kondromin Plus alırken ürün etiketi detaylı şekilde incelenmelidir. Etiket üzerinde olması gerekenler şunlardır:
Ürünün üretici firma adı ve iletişim bilgileri.
Son kullanım tarihi ve parti numarası.
İçerik listesi ve kullanım talimatları.
Ürünün sertifikaları veya onay belgeleri.
Sahte Ürünlerden Korunma
Piyasada sahte ürünlerle karşılaşma ihtimali dikkate alınarak, tüketiciler şu önlemleri alabilir:
Aşırı indirimli veya piyasadan çok daha ucuz ürün tekliflerine şüpheyle yaklaşılmalıdır.
Ambalajın üzerinde hologram, barkod gibi güvenlik önlerinin bulunmasına dikkat edilmelidir.
Herhangi bir şüphe durumunda ürün, üretici veya yetkili distribütör ile doğrulanmalıdır.
Kondromin Plus gibi ürünler sağlık için kullanılacağından, titiz bir seçim süreci ile maksimum fayda sağlanabilir.
Doktorunuza Danışmanız Neden Önemli?
Herhangi bir takviye ürünü kullanmadan önce bir sağlık profesyoneline danışmak, genel sağlığı korumak ve olası riskleri en aza indirmek açısından kritik bir adımdır. Kondromin Plus gibi eklem sağlığını desteklemeye yönelik ürünler, herkesin bireysel sağlık durumuna, ihtiyaçlarına ve mevcut tedavilerine göre farklı etkiler gösterebilir. Bu nedenle, kişisel bir değerlendirme yapılması son derece önemlidir.
Klinik Durumlar ve İlaç Etkileşimleri
Mevcut Kronik Hastalıklar: Diyabet, yüksek tansiyon ve böbrek hastalıkları gibi kronik rahatsızlıkları olan bireylerde, Kondromin Plus içeriğindeki bileşenler farklı tepkilere neden olabilir. Doktorunuz, bu durumlardaki olası riskleri değerlendirmek için en yetkin kişidir.
İlaç Kullanımı: Düzenli olarak reçeteli ilaç kullanan bireyler, takviyelerin ilaçlarla etkileşim potansiyelini dikkate almalıdır. Bazı takviyeler, ilaçların etkisini artırabilir, azaltabilir veya yan etkilere neden olabilir.
Doğru Doz ve Kullanım Talimatları
Her bireyin ihtiyaç duyduğu doz miktarı farklılık gösterebilir. Özellikle hamileler, emziren anneler veya yaşlı bireyler için bu durum daha da kritik hale gelir. Ürünü güvenle kullanabilmek için, doktorun yönlendirdiği dozaj ve kullanım sıklığına uymak gereklidir. Yanlış kullanım, hem faydanın azalmasına hem de istenmeyen yan etkilere yol açabilir.
Gıda Takviyeleri ve Gerçekçi Beklentiler
Kondromin Plus gibi ürünler, genellikle eklem sağlığını destekleyici bir rol oynar; ancak tedavi edici bir ilaç değildir. Uzman bir doktor, ürünün vaat ettiklerini değerlendirerek sizin için gerçekçi hedefler belirlemenize yardımcı olabilir. Böylece yanlış beklentiler nedeniyle hayal kırıklığı yaşanmasının önüne geçilir.
Önemli Not: Her bireyin sağlık durumu farklıdır ve genel öneriler herkese uygun olmayabilir. Bu nedenle, yalnızca bir sağlık profesyoneli sizin için ideal olan tedavi planını oluşturabilir.
Sağlık uzmanına danışmak, sadece Kondromin Plus gibi takviyeler için değil, tüm sağlık ürünleri için temel bir adımdır.
0 notes
ankara-jinekolog · 7 months ago
Text
0 notes
neiyigelir · 1 year ago
Text
Gözde Oluşan Ödeme Ne İyi Gelir?
Bu yazımızda, gözde oluşan ödem için etkili bitkisel tedaviler ve önleyici önerileri detaylıca ele alıyoruz. Göz sağlığınızı korumanın doğal yollarını keşfedin.
0 notes
bilgilihocamcom · 2 years ago
Link
0 notes
sifabul · 7 years ago
Photo
Tumblr media
HANGİ AĞRIYA SOĞUK HANGİ AĞRIYA SICAK İYİ GELİR? #şifabul
PROBLEM: Boyun ağrısı: Gerginlik, katılık ve şişlikler için sıcak Baş ağrısı: Zonklama ve migren için soğuk; spazm ve stres kaynaklı ağrılar için sıcak Bacak Krampları: Kas spazmları için sıcak terapi Adet Ağrıları: Spazm çözücü sıcak su torbası Burkulma: Direkt buz masajı ve soğuk terapi Çene ağrıları: Enfeksiyon için soğuk Sırt Ağrısı: Kas spazmı için sıcak duş  
3 notes · View notes
yogbecom · 5 years ago
Photo
Tumblr media
"Menopoz: Her kadının bilmesi gereken 11 şey" https://yogbe.com/saglik/menopoz-her-kadinin-bilmesi-gereken-11-sey/
0 notes
tibbivearomatikbitkiler · 2 years ago
Text
Drog Nedir? Tıpta ve Kozmetik Alanlarında Drog Terimi
Drog Nedir? Tıpta ve Kozmetik Alanlarında Drog Terimi
Tumblr media
#Aromaterapi, #BitkiselCiltBakımı, #BitkiselDrog, #BitkiselIçerikler, #BitkiselIlaçlar, #BitkiselKozmetikÜrünler, #BitkiselLosyonlar, #BitkiselÖzler, #BitkiselŞampuanlar, #BitkiselTedaviler, #BitkiselTerapiler, #DoğalÜrünler, #Drog, #DrogKullanımı, #EsansiyelYağlar, #GelenekselTıp, #KozmetikDrog, #ModernTıp, #SağlıklıYaşam, #TıbbiDrog https://is.gd/imcj3Z https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/blog/drog-nedir-tipta-ve-kozmetik-alanlarinda-drog-terimi/
Drog nedir çok soruluyor, bugün “Drog” konusunu ele alacağız. Drog, genellikle bitkilerin, hayvanların veya minerallerin tıbbi veya kozmetik amaçlarla kullanılabilir hale getirilmiş hallerini ifade eder. Bu terim, bitkilerin yaprakları, çiçekleri, kökleri, tohumları veya diğer kısımlarının kurutulmuş veya işlenmiş formunu içerebilir.
Tıbbi alanda drog terimi, genellikle bitkilerin ilaç yapımında kullanılan ham hallerini ifade eder. Bitkilerin öğütülmesi, kurutulması veya belirli işlemlerden geçirilmesiyle elde edilen bu drogler, geleneksel tıp uygulamalarında yaygın olarak kullanılmaktadır. Örneğin, adaçayı yapraklarından elde edilen drog, içerdiği uçucu yağlar sayesinde solunum yolu enfeksiyonlarına karşı etkili bir çözüm olarak bilinir.
İlginizi çekebilir: Bitkisel Droglarda Kalite Kontrol
Aromaterapi bağlamında drog terimi, bitkilerden elde edilen uçucu yağları ifade eder. Bu uçucu yağlar, esansiyel yağlar olarak adlandırılır ve aromaterapi uygulamalarında kullanılır. Lavanta, nane, biberiye gibi bitkilerden elde edilen esansiyel yağlar, özellikle stresle başa çıkmak, uykusuzluğa karşı mücadele etmek veya enerji artırmak gibi çeşitli amaçlarla kullanılır.
Bitkisel veya kimyasal kökenli, birçok farklı amaç için kullanılabilen ve çeşitli etkilere sahip olan maddeler tıbbi, terapötik, eğlence amaçlı veya başka nedenlerle kullanılabilir.
Drog Nedir ve Nasıl Tanımlanır?
Drog, bir maddenin kimyasal, bitkisel veya başka bir şekilde elde edilmiş olması fark etmeksizin, fizyolojik veya psikolojik etkileri olan bir madde olarak tanımlanabilir. Bu tanım, hem tıbbi hem de rekreasyonel amaçlar için kullanılan maddeleri kapsar.
Bitkisel Droglar ve Sağlığa Katkıları
Birçok bitki, tıbbi amaçlarla kullanılmak üzere özlerinden veya özlerinden elde edilen droglar içerir. Bu bitkilerin birçoğu, geleneksel tıp sistemlerinde ve günümüzde modern tıpta kullanılmaktadır. Örneğin, adaçayı, lavanta ve nane gibi bitkilerin uçucu yağları, aromaterapide yaygın olarak kullanılan doğal droglardır.
Aromaterapi ve Esansiyel Yağlar
Droglar sadece içsel kullanım için değil, aynı zamanda dışsal kullanım için de yaygın olarak kullanılır. Aromaterapi, esansiyel yağların (bitkisel drogların konsantre özleri) çeşitli sağlık sorunlarına ve duygusal durumlara olan olumlu etkilerini keşfetmeye odaklanan bir uygulamadır.
Kozmetik ve Bitkisel Drogların Rolü
Kozmetik endüstrisi, birçok bitkisel öz ve drogu içeren ürünleri benimsemektedir. Bu, cilt bakımı, saç bakımı ve diğer güzellik ürünlerinde doğal içeriklere yönelik bir talep olduğunu gösterir. Bitkisel droglar, güzellik ve kişisel bakım ürünlerine doğallık ve etkili bakım eklemek için kullanılır.
Geleneksel ve Modern Tıpta Drogların Yeri
Geleneksel tıp, birçok kültürde yüzyıllardır kullanılan bitkisel drogları içerir. Modern tıp da bu bitkilerin etkilerini araştırarak, bazılarını ilaçlara dönüştürmekte ve tedavilerde kullanmaktadır. Ancak, bu maddelerin kullanımında dikkatli olunması ve uzman kontrolünde kullanılması önemlidir.
Drogların kullanımı sadece tıpta değil, aynı zamanda kozmetik endüstrisinde de yaygındır. Cilt bakım ürünleri, şampuanlar, losyonlar ve diğer kozmetik ürünlerde bitkisel drogların kullanılması, doğal ve sağlıklı ürün taleplerine cevap vermektedir.
Tıbbi ve Aromaterapi Alanlarında Kullanılan Bazı Drog Örnekleri
Lavanta Yağı (Lavandula angustifolia)
Aromaterapi: Lavanta yağı, stresi azaltmak, uykusuzluğa karşı yardımcı olmak ve genel rahatlama sağlamak için kullanılır.
Tıbbi Kullanım: Yatıştırıcı özellikleri nedeniyle, lavanta yağı bazı tıbbi uygulamalarda kullanılabilir.
Adaçayı (Salvia officinalis)
Aromaterapi: Adaçayı uçucu yağı, zihinsel tazelik sağlama ve odaklanmayı artırma amacıyla aromaterapi uygulamalarında kullanılabilir.
Tıbbi Kullanım: Adaçayı, antimikrobiyal özellikleri nedeniyle geleneksel olarak boğaz ağrısı gibi durumların tedavisinde kullanılmıştır.
Çay Ağacı Yağı (Melaleuca alternifolia)
Aromaterapi: Çay ağacı yağı, cilt sorunlarına karşı kullanılabilir ve temizleyici özellikleri nedeniyle genellikle aromaterapi ürünlerinde bulunur.
Tıbbi Kullanım: Antifungal ve antibakteriyel özellikleri sayesinde, çay ağacı yağı cilt enfeksiyonlarına karşı kullanılır.
Zencefil (Zingiber officinale)
Aromaterapi: Zencefil yağı, enerji artırma ve zihinsel canlılık sağlama amacıyla aromaterapi içinde kullanılabilir.
Tıbbi Kullanım: Zencefil, anti-enflamatuar özellikleri nedeniyle sindirim sorunlarına karşı tıbbi olarak kullanılır.
Papatya (Matricaria chamomilla)
Aromaterapi: Papatya uçucu yağı, rahatlatıcı ve sakinleştirici etkileri nedeniyle aromaterapi uygulamalarında tercih edilir.
Tıbbi Kullanım: Papatya çayı, uykusuzluk, mide rahatsızlıkları ve cilt problemleri gibi çeşitli tıbbi durumların hafifletilmesinde kullanılabilir.
Nane (Mentha piperita)
Aromaterapi: Nane yağı, serinletici etkileri nedeniyle aromaterapi içinde zihinsel canlılık sağlamak için kullanılabilir.
Tıbbi Kullanım: Nane, sindirim sorunlarına karşı rahatlatıcı bir etkiye sahiptir ve bazı ağrıları hafifletmede kullanılabilir.
1 note · View note
ekspresevim-blog · 6 years ago
Text
Sağlık Sorunlarına Pratik Bitkisel Çözümler
New Post has been published on https://www.ekspresevim.com/saglik-sorunlarina-pratik-bitkisel-cozumler/
Sağlık Sorunlarına Pratik Bitkisel Çözümler
Tumblr media
Sağlık sorunlarına pratik bitkisel çözümler yazımızda adet sancıları, burun rahatsızlıkları, bağırsak hastalıkları, alerji sorunları, ciğer problemleri ve cilt için gerekli bitkisel reçeteleri paylaştık.
Sağlık Sorunlarına Pratik Bitkisel Çözümler …
Burun Rahatsızlıkları …
Burun nezlesi baş gösterdiğinde bir bardaj ıhlamurun içerisine 2 çorba kaşığı kadar kolonya ilave edin ve karışımı yavaşça burnunuza çekin.
Burun tıkanıklığında papatya, karabaş otu, oğul otu ve hardal ayrı ayrı buruna çekilerek koklanmalıdır.
Burun kamasında kafur dövülür ve buruna çekilirse kanama durur.
Ayrıca yine burun kanamasında ısırgan otu kaynatılıp buruna çekilebilir.
Adet Sancılarında …
Adet sancılarında kantarun bitkisinin yapraklarını kaynatıp içebilirsiniz.
Adaçayını her gün düzenli olarak içmeyi alışkanlık haline getirdiğinizde bağırsak zafiyeti sorununda kurtulursunuz.
Yine adet sancıları için maydanoz kökünü kaynatabilir ve içerisine 20 gram kadar yabani karanfil ilave edebilirsiniz.
Bağırsak Rahasızlıklarında …
Bağırsak gazlarında bir diğer reçete de 5 gram kadar nevruz otunun kaynatılıp içilmesidir.
Bağırsak gazlarında 30 gram kişniş, 1 litre suda kaynatılıp içilmelidir.
Bağırsak veremi hastalığında bir miktar keten tohumu dövülüp belile ile içilir.
Bağırsak ağrısı hissettiğinizde 10 gram kadar meliseyi, 1 litre suda kaynatın ve bu sudan hergün bir kaç çorba kaşığı kadar için.
Bağırsak ağrıları olduğunda bir miktar kadar dövülmüş arpa yenmesi yeterlidir.
Alerji Sorununda …
Alerji durumunda şahtere otu kaynatılır ve elde edilen sudan her sabah ve her akşam birer bardak kadar içilir.
Yine alerji sorununda 10 gram acı yonca çayı ve 10 gram ravende kaynatılarak sabah ve akşam birer bardak olmak üzere içilebilir.
Ciğer Rahatsızlıklarında …
Bir miktar Mekke ayrığı kaynatılıp içilirse ciğer veremi tedavisinde fayda sağlar.
Ciğer ağrısında Hıyarı şenbe kullanılır.
Yine ciğer ağrısı için pelit otu kaynatılır ve tadlandırıldıktan sonra içilir.
Cilt Sorunlarında …
Cilt iltihabında ebegümecinin yaprakları kaynatılır ve bu su ile kompres yapılır.
Cilt iltihabını kurutmak için de nişasta banyosu en iyi çaredir.
Cilt kurumasında 400 gram gliserin ile 30 gram gül suyu karıştırılır ve banyo suyuna ilave edilir.
Cilt kurumasını tamamen iyileştirmek için tereyağı ile zeytinyağı karıştırılıp vücut iyice ovulur. Sonrasında ılık su ile güzelce banyo yapılır.
Yukarıdaki yazımızı faydalı bulduysanız ve daha fazla bitkisel doğal reçeteleri de keşfetmek isterseniz Sağlık kategorimizi incelemenizi öneriyoruz. Ancak daha önce de bir çok defa belirttiğimiz gibi bu bitkisel reçeteler herkes için uygun olmayabilir. Bu yüzden bu reçetelerimizi kullanmadan önce yapmanız gereken en önemli şey, denemek istediğiniz reçeteyi doktorunuza danışıp izin aldıktan sonra kullanmaktır.
0 notes
angeldidem · 8 years ago
Video
youtube
Şeker Neden Zehirdir? Nasıl Uzak Durabiliriz?
2 notes · View notes
fkklinik · 3 years ago
Link
0 notes
poorpluton · 4 years ago
Text
ay takvimini gündelik hayatta kullanmak
Gökyüzünün en hızlı hareket eden gök cismi olan Ay iki buçuk günde bir burç değiştirir ve günde 12-13 derece yol alır. Etkileri saat bazındadır yine horoskop’un önemli noktalarından geçerken saatlik oluşumları destekler. Diğer transitler eşliğinde transit ayın bir eve girmesi ve natal haritada  bir gezegenle kavuşması önemli tetiklenmere  sebep olabilir. Özellikle köşe evlere geçişi ekstradan önem kazanır. Yeni ay ve dolunay zamanlarında ayın derecesi, doğum haritasında önemli bir noktaya geliyorsa etkisi tüm ay sürebilir.
Haritalarımızda da duygu durumumuzu, sağlığımızı, enerjimizi, iştahımızı, toprağı  ekip biçeceğimiz dönemi, yoğurdumuzun, sirkemizin daha iyi mayalananileceği zaman dilimlerini bile belirlemede kullanabileceğimiz Ay’ı günlük hayatımızda nasıl kullanabiliriz?
  Ay’ın burçlardaki konumuna göre günlük hayatta kullanımları;
KOÇ: Ruhsal fiziksel tazelenmiş yeni, taze bir enerji. Yeni başlangıçlar yapmak isteriz, rekabet duygusu yüksektir. Doğrudanlığın hakim olduğu, cesur ve hızlı olacağımız, güçlü cinsel arzular hissedeceğimiz zaman dilimlerimleridir.
Ay koçta iken acelecilik, sabırsızlık, sinir patlamalarına neden olabilir. Duygusallıktan çok güdüsellik hakim olduğu için bencilliklere neden olabilir. Migreni olanlar için ay koç dönemleri atakların olma olasılığı yüksektir.
 BOĞA: Rahatta olduğu kendini iyi ifade ettiği bu burçtayken ay daha rahat ve huzur arayışında olacaktır. Yeni başlangıçlardan çok elindekileri korumak isteyecek pek risklere girişmeyecektir fakat adımların somut ve kalıcı olmasını destekleyen bu dönemde iyi düşünülmüş adımlar atılabilir.
Ay boğada iken tembellik, harekete geçmekte zorluk, fazla iştah ve boğaz bölgesinde hassasiyet görülebilir.
 İKİZLER: İletişimin adeta fiziksel bir ihtiyaca dönüştüğü bir dönem, merak duygusu artar, kısa mesafeli yolculuklar gündeme gelebilir. Duygusal olduğumuz günlerden değil daha çok mantığımızda, aklımızla hareket ettiğimiz günlerdir. Yeni bir kitaba, eğitime başlamak, sosyalleşmek için uygun zamanlar.
Ay ikizlerde iken huzursuzluk, karasızlık, sinir hissedebiliriz, dedikoduya eğilim artar ve yanlış bilgiler yayılabilir. Sinir sistemi, eller, kollar, akciğerler ikizlerin temsil ettiği bölgeleri korumak gerekir.
 YENGEÇ: Yönettiği burçta güçlü durumdadır. Ay yengeç burcundan geçerken ev ile ilgili konular gündeme gelir, aile ile bir araya gelmek, evde vakit geçirmek isteriz. Duygusal hassasiyet ve duyarlılık artar, ilgi görmek ve göstermek ihtiyaç haline gelir.
Ay yengeçte iken göğüsler ve mide hassaslaşabilir, sindirimi zor gıdalar tüketmemekte fayda var.
 ASLAN: Eğlenmek, sosyalleşmek, kuaföre gitmek, kendimizi göstermek, parlamak için uygun dönem. Yaratıcılık yükselir yüzden hobilerle uğraşmak, yeni hobi edinmek, çocuklarla oyunlar oynamak ay aslandayken rahat yapılacak ve keyif verecek şeylerdendir. Ayın aslanda olduğu iki buçuk güne cömertlik, gurur, hırs hakim olabilir.
Ay aslanda iken kalp sinir sistemi, dolaşım ve sırt ile bağlantılı olduğu için ağır sporlar yapmamak faydalı olur. Kibir ve gurur abartılabilir çevreye karşı kırıcı davranışlarda bulunabiliriz.
 BAŞAK: Çalışmak, üretmek, kusursuzlaştırmak enerjisinin hakim olduğu günlerdir. Kendimizin-evcil hayvanlarımızın sağlık, temizlik rutinleri ve konsantrasyon gerektiren işleri yapmak için uygun günlerdir.
Ay başakta iken ayrıntıda boğulmak,  sindirim ve bağırsakların hassaslaşması sorun olabilir, bitkisel tedaviler denenebilir , detoks yapılabilir bu dönemde.
TERAZİ: Terazi günlerinin ana teması ikili ilişkiler, birlikte hareket edebilme, denge kurabilme, sosyallik, güzellik, estetiktir. Net kararlar vermek zorlaşır. Hukuki, resmi işleri halletmek için uygun dönemdir.
Ay terazide iken bel ve böbrek bölgesinin hassasiyeti sorun olabilir. Bunların tedavileri için uygun zaman dilimidir.
AKREP: Sezgiler güçlenir, duygular yoğunlaşır ve derinleşir. En derin duygularla, toksik tarafımızla yüzleşme, hırs takıntı ortaya çıkabilir. Derinleşmek için uygun dönem olduğu için bunu özellikle metafizik, okult konularda araştırma yaparak da kullanabiliriz, meditasyon da iyi gelecektir. Miras, krediler, ödemeler, ameliyatlar gündeme gelebilir. Değişim dönüşümle ilgili olduğundan bu dönemde yoğurt, şarap ve sirke gibi maya ile dönüşen şeyler yapmak daha diğer ay konumlarına göre daha iyi sonuçlar verebilir.
Ay akrepte iken kıskançlıklara, takıntılara, gereksiz şüpheye düşmek gibi riskler vardır. Vücutta cinsel bölgelerle ilgili hassasiyetler ortaya çıkabilir.
YAY: Pozitif, hoşgörülü, enerjik hissettiğimiz, keşfetme arzusu ile seyahat etme isteğinin arttığı bir dönem. Akademi, yayıncılık, yabancılarla ilgili konular aktif olur. İbadet etmek, kendimizi geliştirmek, daha geniş açıdan bakabilmek adına güzel bir dönemdir. Fiziksel enerji yükselir, spora başlamak için uygun iyi zaman dilimidir.  Rüyalar daha belirgindir.
Ay yay buncundayken her konuda abartıdan kaçınmak, sorumlulukları ertelememek gerekir. Baldırlar, kalça, karaciğeri temsil eder.
OĞLAK: Zararda olduğu oğlak burcundayken ay bize daha çok kariyer, statü, sorumluluklarımız konusunda gereksinim hissettirir. Disiplinli çalışmaları ve istikrar gerektiren işleri yapmak için uygun dönemdir. Devlet ile ilgili işleri halletmek ve görüşmeleri ay oğlaktayken yapak da uygun olur.
Ay oğlak burcundayken karamsarlık, depresiflik hissedebiliriz. Dişler, iskelet sistemi ve derimizle bağlantılıdır bu bölgelerde hassasiyet olabilir.
KOVA: Gelecekle ilgili umutlar, iletişim, arkadaş grupları, sosyal toplum örgütleri aktif konular haline gelir. Ortak hedefler oluşturmak, ortak hedeflerimiz olan insanlarla bir araya gelmek için uygun bir dönemdir, yeni fikirlerin ortaya çıkma potansiyelini arttırır.
Ay kovada iken asilik, gereksiz muhalefet olma dürtüsü, duygusuzluk problem olabilir. Fiziksel olarak bacaklar, dolaşım sistemi, varisleri temsil ettiğinden bu bölgeler hassas olabilir.
BALIK: Hassasiyet, empati, fedakarlık ve hayalperestliğin hakim olduğu, kabullenici bir ruh halindeyizdir. Sakin ve başkalarının ihtiyaçlarına, duygularına karşı duyarlılık hissederiz. Ruhsal çalışmalar, meditasyon, sanatsal çalışmalardan rahat verim alınır. Başkalarına karşılıksız yardım etmek ruhun ihtiyacı halindedir.
Ay balık burcunda iken zihnin dağınıklığı, fazla hayalcilikten gündelik işlerin ihmali, alkol ve diğer uyuşturan maddelere meyil olabilir. Balık ayaklarla ilgilidir bu dönemde ayak bakımı ve refleksoloji gibi ayak masajlarından maksimum fayda alınabilir.
2 notes · View notes
suyun-rengi · 4 years ago
Photo
Tumblr media
Antibiyotik yerine soğan suyu
Çocuğunuz sık hastalanıyorsa, sürekli antibiyotik ve ateş düşürücü kullanıyorsanız, kansızlığı giderecek ilaçlardan fayda göremiyorsanız ya da çocuğunuzu tabii yöntemlerle büyütmek istiyorsanız okumalısınız.
Her cumartesi olduğu gibi o hafta da yeni derginin içeriğini konuşuyor, gelecek aylara dair yayın planı yapıyorduk. Konu dönüp dolaşıp çocuklarımız ve mutat hastalıklarına geldi. Bu esnada 3 yıl önce ilk çocuğunu dünyaya getirmiş muhabir arkadaşımız hepimizi şaşırtacak şeyler söylüyordu: “Kızım bu zamana kadar hiç antibiyotik kullanmadı”, “İshal ilaçlarla kesilmemeli”, “39.5' u görmeden ateş düşürücü vermek yanlış”, “Çocuklara bebek bisküvisi yedirilmemeli” gibi bilgileri sebepleriyle anlatıyordu. Bunları duymaya çok alışık değildik. Ama bilgilerin kaynağı bir çocuk doktoruydu ve arkadaşımızın kızı da oldukça sağlıklıydı. Dolayısıyla biz de kendi muayenehanesinde çocuk ve ailelere hizmet veren Dr. Hafize Erkal'ın kapısını çaldık. Antibiyotik kısır döngüsünden nasıl kurtulacağımızı, ateş düşürücüleri çocuklarımıza ne zaman, nasıl vermemiz gerektiğini, alerjilerin hangi hastalıkları tetiklediğini ve doğal yollarla bağışıklık güçlendirmenin püf noktalarını sorduk.
Antibiyotik yerine soğan suyu
Antibiyotikler belki de Türkiye'nin en önemli sağlık problemleri arasında. Çünkü aile hekimliği uygulamasıyla vatandaşın doktor yüzü görme ihtimali hayli arttı. Her hekim de ilaç verme konusunda yeterince cimri davranmadığı için öksürük, nezle ve gripte bile hastalar antibiyotik kullanır duruma geldi. Tabii kafasına göre eczaneden ilaç alıp tüketenleri de unutmamak lazım. Tablonun vahameti her geçen gün artmakla birlikte dünya ciddi alarmda. İngiliz Tıp Dairesi Başkanı Dr. Dame Sally Davies, eğer kullanım alışkanlığımızı değiştirmezsek 20 yıl sonra insanların basit enfeksiyonlar sebebiyle hayatını kaybedeceğini, mikropların geliştirdiği antibiyotik direncinin kendilerini oldukça endişelendirdiğini açıklamıştı geçen günlerde. Dr. Hafize Erkal, Türkiye'deki hekimlerin büyük kısmının bu konuda hassas davrandığını düşünüyor. Ama genele yayılmış bir bilinç henüz yok. Bundan dolayı da bağışıklık sistemi tam gelişmemiş 3-12 aylık bebekler ile çocuklar bir kere hastalanıp antibiyotik tedavisi almayagörsün; hassasiyetleri artıyor ve çok daha sık hastalanıyorlar. Sebebi basit; antibiyotikler zararlı bakteriler kadar, vitaminleri sentezleyen, hastalıklara karşı mikropların geçişini engelleyen yararlı bakterileri de yok ediyor. Bağırsaklarımızdaki doğal flora yaralandığı için savunma sistemimiz çöküyor, 4-6 hafta hastalıklara açık duruma geliyoruz. İyi bakteriler öldüğü için dışarıdan gelen kötü bakterilerle hakkıyla savaşamıyoruz. Onlar da bağırsaklarımıza yapışıyor, kana karışıp hasta ediyor bizi. Kandidalar da (bir tür zararlı mantar) antibiyotik kullanımına binaen artıyor, bebeklerde ishal ve derin pişikleri tetikliyor.
Dr. Hafize Erkal, üst solunum yolu enfeksiyonlarının çoğunda antibiyotik tedavisinin gerekmediğini söylüyor. Hastalarına da bundan dolayı soğan suyunu öneriyor. Soğanın rendelenip suyunun çıkarılmasıyla elde edilen sıvı, enfeksiyonlarla başa çıkmada başarılı, ciddi durumlarda bile oldukça etkili. Yalnız dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, sıkılır sıkılmaz içilmesi. Kullanım için alt sınır 6 ay. Bebeklere genelde günde 1 kez, 1 çay kaşığı veriliyor. Yalnız direkt içirmek zor olacağı için meyve püresi, mama ya da anne sütünün içine 2-3 damla karıştırıla karıştırıla veriliyor. 3 yaş ve üstü çocuklara da tokken 1 yemek kaşığı, günde 2-3 kez hastalığın şiddetine göre içirilebiliyor. Hem soğan suyunun etkisi hem de vücudun kendi savunma mekanizmasını devreye sokmasıyla enfeksiyonlar 2-4 gün arasında geçiyor. Yalnız soğan suyu çocukta kusmaya, öksürüğe, huzursuzluğa sebep oluyorsa devam etmemek gerekiyor. Bu tedavi midesine soğan dokunanlar ile soğana alerjisi bulunanlara uygulanmıyor. 
Antibiyotik kısır döngüsünden çocuk ve yetişkinlerin bu yolla kurtulabileceğini belirten Erkal, soğan suyunun koruyucu özelliğinden de bahsediyor: “Kış aylarında, okula giden çocuklar, bebekler, çok sık hastalananlar haftada 1-2 kez soğan suyu içebilir. Böylece hastalanma ihtimali çok azalıyor.”
39'u görmeden ateş düşürücü yok
Birçok anne-babanın korkulu rüyalarının başında geliyor ateş. Hatta bu endişe paranoya düzeyine ulaştığında ebeveynler çocuk aksırıp tıksırmaya başladığında, ufak bir boğaz enfeksiyonunda dahi ‘yükselebilir' ihtimaline binaen ateş düşürücü veriyor. Hâlbuki ateş yüksekliği vücudun önemli savunma mekanizmalarından biri, üstelik virüs ya da bakterinin bedene girip yerleştiğinin de ilk işareti. Peki, ateşimiz neden yükseliyor? Çünkü vücut ısısının artmasıyla birlikte bedene giren, hızla çoğalan mikrop ve bakteriler o esnada öldürülüyor, doğal şekilde hastanın direnci artırılıyor. Ateş düşürücü ilaçlar ise bu doğal savunma mekanizmasının sağlıklı çalışmasını engelliyor. Dr. Hafize Erkal, 39 dereceden sonra ilaç verilmesinden yana. Tabii onun için de belli şartlar lazım: “Ebeveynler 37 dereceyi gördüklerinde ilaç veriyor. Bu çok yanlış. Genelde normal bir vücutta 40'ın üzerine çıkmaz ateş. Nadiren 41 olur. Vücut terleyerek otomatik şekilde ısısını düşürür. Bu ayarlanmış bir sistemdir. Dolayısıyla ateş vücuda zarar vermeye başladığında ancak müdahale edilmeli. Şöyle ki: Sıcaklık 39'un üzerinde, çocuğun eli ayağı soğuk, titreme var. Bu sıcaklık daha da yükselecek demektir. O zaman gerekir ilaç. Çoğu zaman hastalarıma ‘4 saat kadar kullanmayın, takip edin.' diyorum. Stabil ateş, yani çocuğun elleri-ayakları sıcak, ateş 38,5-39'larda ama keyfi yerinde. O zaman ateş düşürücü için acele edilmemeli.”
Günümüz çocuklarına 20-30 yıl öncesine kıyasla vitamin, beslenme, soğuktan-sıcaktan korunma konusunda daha çok ihtimam gösterilse de çabuk hastalanıp zor iyileşiyorlar. Dolayısıyla ebeveynler de bağışıklık güçlendirici ilaç, besin takviyesi vererek bu gidişatı normalleştirmeye çalışıyor. Fakat ailelerin bütün çabaları bazen yetersiz kalıyor, bebek-çocuk sürekli hastalanıyor, kilo alamıyor, kan değerleri normalleşmiyor. Böyle durumlarda Dr. Hafize Erkal süt ve buğday başta olmak üzere besin alerjilerini işaret ediyor. Çünkü alerjiye sebep olan gıdaları bilmeden tüketmeye devam ettiğimizde bağışıklık sisteminin en önemli elamanlarından biri olan bağırsak mukozamız-floramız bozuluyor, zararlı bakterilerin vücudumuza yerleşmesi ve orada üremesi kolaylaşıyor. Böylece her türlü hastalığa kocaman bir kapı aralanıyor. Sürekli anatomik bozukluğun eşlik etmediği idrar yolu enfeksiyonu, alt ve üst solunum yolu hastalıkları, sinüzit, astım ve ortak kulak iltihabına yakalanan çocuklar için hekimler ‘Bağışıklık sistemi güçsüz' deyip besin takviyeleri öneriyor. Yalnız bağırsaklardan alerji sebebiyle yeterince emilemediği için verilen tedaviler de olumlu sonuçlanmıyor. Çocuk diyetine dikkat ettiğinde ise bağırsak mukozası düzeliyor, mikroplar artık eskisi kadar vücuda kolay giremiyor, doğal yollarla bağışıklık güçleniyor. Besin takviyeleri ise her zamankinden çok daha fazla işe yarıyor. Üstelik çocukların sürekli tekrarlanan hastalıkları da neredeyse tamamen ortadan kalkıyor. Bağışıklık sistemini güçlendiren doğal takviyeler olarak çinko, propolis, C vitamini, ekmek mayasından elde edilen beta-glukan, ekinezya, pelargonium extresi vs gibi bitkisel ürünleri sayıyor Dr. Erkal. Yalnız tüm bunların doktor reçetesi ile alınması gerektiğini, yüksek dozun karaciğere zarar verdiğini de son sözlerine ekliyor...
Geçmeyen demir eksikliğinin arkasında besin alerjileri var
“Birçok çocukta demir eksikliği var. Bu durum süt ve buğday (çölyak) alerjisiyle bağlantılı aslında. Çölyak hastalarının ortak özelliği uzun süre değişmeyen demir eksikliğidir. Takviyelere rağmen iyileştirilemeyen hastalarda çölyakı araştırmak lazım. İnce bağırsaklardaki villus adı verilen yapılar, besinlerin emilimle kana geçmesini sağlıyor. Bu kılcıklar sayesinde, öğütülmüş olarak gelen besinlerin faydalı kısımları emilerek kana karışıyor. Buğday ve süt alerjisi çocukta var ve çocuk bu gıdaları tüketmeye devam ediyorsa o zaman villuslar düzleşiyor, emici yüzeyi azalıyor, miktarı 4'te 1'e düşüyor. Düzelmeyen kansızlık tablolarında alerjiye bakmak gerekiyor. Yalnız şöyle bir sıkıntı var. Kan tahlillerinde belli antikor oranına ulaşmadıysa sonuç negatif çıkabiliyor. Bu alerjinin yokluğu anlamına gelmiyor. Sadece tespit edilebilir düzeyde değil. En iyi sonuç biyopsi ile alınır. Bu da kolay değil, çocuk için çok yıpratıcı. Bundan dolayı şüphelendiklerimi 2-4 haftalık diyete alıyorum. Annelerin canı sıkılıyor, ‘Şimdi ben ne yedireceğim? Süt ve süt ürünleri, buğday yok, zayıflar çocuk' diyorlar. 1 ay sonra geliyorlar tekrar. Tartıya çıkarıyoruz. Çocuk kilo almış. Bunun sebebi şu; yediği gıdadan çocuk artık faydalanmaya başlıyor. Önceden villusların emici yüzeyi zarar gördüğü için yediklerinin yüzde 25'i emilirken şimdi yüzde 75'e çıkıyor rakam. Eskisine nazaran daha az yediği hâlde kilo alıyor, kan değerleri yükselmeye başlıyor.”
Küçücük bebeğe günde 1 litre süt veriyorlar!
“Annelerin kalsiyum takıntısı var. O kadar çok süt ve süt ürünü yediriyoruz ki çocuklara. Bakıyorsunuz anne 1 bardak sütün içine yoğun süt tozlu bebe bisküvisi koyuyor. İçine peynir ekliyor, öğlen yoğurt, akşam muhallebi yediriyor, gece de biberonla süt içiriyor. Çocuğun gün içinde aldığı süt neredeyse 1 litreyi buluyor. Yetişkinler için bile bu miktar çok yüksek. Ondan sonra yakınıyor anneler ‘Çocuk bir şey yemiyor' diye. Bebek zaten gün içinde harcayacağı kaloriyi fazlasıyla alıyor. Sonra da yemek yemek istemiyor tabii. Bu kadar beslememize rağmen çocuk obez değilse bunun sebebi alerji yüzünden yediklerinin büyük kısmının emilememesi. Vücut fazlalığı atarak aslında kendini korumaya çalışıyor.”
İshal durdurulmamalı
“İshal, bağırsaklara yapışan mikropları atmak için ortaya çıkar. Buna kusma da eşlik ediyorsa midedekiler de atılır. 3 kusma iyidir. Daha fazlası ise ağız yoluyla sıvı alınamayacak anlamına gelir. Sıvı ihtiyacı serumla giderilir ama yine ishali durduracak herhangi bir müdahale yapılmaz. İlk 4 günün sonunda hâlâ karın ağrıları varsa, ishal devam ediyorsa, çocuk çok bitkinse o zaman yine durdurmaya yönelik değil, daha çok tedavi amaçlı takviyeler veriyoruz. Ama en güzeli kaybedilen sıvıyı geri vermektir. İlaçla ishali baskılarsanız bir süre sonra bakteriler tekrar aktifleşebilir. Hazmı kolay, alerji yapmayacak sıvı gıdalar tüketilmesi lazım. İshal dönemlerinde hem gluten hem de sütlü yiyecekleri kesinlikle vermemek gerekiyor. Bağırsak hücreleri harap olduğu için gıdalar bütünüyle emiliyor ve ona karşı antikor üretmeye başlıyor, alerjik reaksiyonlar ortaya çıkıyor. Onun için ishal dönemlerinde, alerji yapacak gıdalardan kesinlikle uzak durulmalı.”
D vitamini eksikliği çok
“Türkiye'de kadın ve çocuklarda yüksek oranlarda D Vitamini eksikliği var. D vitamini yetersizliğini önlemenin en doğal yolu anne ve bebeklerin günde 20-25 dakika güneş görmesi. Eksiklik kişinin yaşadığı bölgenin iklimiyle de doğru orantılı. Ne kadar sıcaksa eksiklik azalıyor. İstanbul gibi metropol şehirlerde ise bu zaman dilimi de yeterli değil. Çünkü hava kirliliği D vitamini sentezini sağlayacak UV B ışınlarının etkisini azaltıyor. Güneş kremleri de güneş ışınlarının emilmesinin önündeki en büyük engel. Bazen insanlar yaz aylarında bile bu yüzden güneşten vitamin alamıyor. Doğumdan itibaren bebeklere veriyoruz D vitamini takviyesi. Annelerin büyük kısmı sadece 2 yaşına kadar kullanıyor. Halbuki kış aylarında büyük şehirlerde yaşayan çocuklara 6 yaşına kadar D vitamini takviyesi verilmeli. Bebeğin neresi erken gelişiyorsa D vitamini eksikliğini biz orada görmeye başlıyoruz. En hızlı baş büyür. Bebek nereye doğru yatarsa baş o yöne göre şekil alır, düzleşir, çok da terler. Kaburgaların uçları göğsün ön tarafının orta kısmına kadar gelir ve orada kemik sonlanır, kıkırdakla devam eder. Normalde düz olması gerekirken burada tespih tanesi gibi çıkıntı olur. Biraz daha büyük çocukların el bilekleri şiştir, geniştir. Çocuk eğer yürüyorsa bacakları ya ‘x' ya da ‘o' şeklini almaya başlar.”
Bebe bisküvisiyle çocuklarınızı hiç tanıştırmayın
“Bebe bisküvisinin çocuk beslenmesindeki yeri tartışılmalı. İçinde süt tozu, beyaz un, bol şeker, tuz ve katkı maddeleri var. Üstelik çok ucuz, lezzetli ve her yerde kolaylıkla bulmak mümkün. Bakıyorum bebek 5 aylık, anne hemen bebe bisküvisine başlamış. Bir kere onun tadını alan çocuk başka şeyi yemek istemiyor. Böylece günlük tüketilen bisküvi miktarı giderek artıyor. Şeker, beyaz un, süt tozundan oluşan bir beslenme döngüsü ortaya çıkıyor. Ebeveynlere ilk ‘Bebek bisküvisi kullanıyor musunuz?' diye soruyorum. İçindeki süt tozu miktarı çok yüksek. Bizim zaten süt alerjisiyle başımız dertte. En iyisi bebe bisküvisiyle çocukları hiç tanıştırmamak.
Uzm.Dr Hafize Erkal
5 notes · View notes
sifabul · 6 years ago
Photo
Tumblr media
BAŞ AĞRISINI GİDEREN NOKTALAR: #şifabul Baş ağrısı hissetmeye başladığınızda gösterilen noktalara 1-2 dakika orta şiddette bastırın. Bastırdıktan sonra daireler çizerek masaj yapın. Hafif ve orta şiddette ağrıları ağrı kesici almaya gerek kalmadan yok edecektir.
2 notes · View notes