mavilisiir

[mavilisiir]

KEVSER'İN ÇOCUKLARI

Tüm kırgınlıklarımdan tövbe ettim

Sümüklü haylazlıklarımı bir kenara

Hırçın mızıkçılığımı bir yana

gömdüm

Derdim var dersem ey mümin kardeşim,

Yüreğim kurusun bundan gayrı

Davanı yüreğimden etmem ayrı

Sen bir lokma ekmeğe açken

Masum bir anneye muhtaçken

Gözlerinden dünya dökülüyor

Yeryüzü, semâdan sökülüyor

Sen Resul eminisin, yolun yeminisin

Küçük bedeninden ahlak zeminisin

gömdüm ne varsa içime

hırçın mızıkçılığımı

nankör hakçılığımı

kör halkçılığımı

Senden öğrendim Allah'a emânı

Parmağından göğe uzanan zamanı

Başım kokulu yastıklarda âsi

Güneş yaktı tenimi, hay aksi

Niye gelmiyor yahu bu taksi...

kurusun ne varsa

erisin közünde dünya

erisin kibirden nefsim

seninle kesilsin nefesim

A.A

[mavilisiir]

SÖZ, KARAKTERİNDİR.

Hiç gri olmadım şimdiye kadar

Ya simsiyahtım ya bembeyaz

Nice sözlere inandı yüreğim..

Çok dile inandım , çok sözü büyüttüm

Sahibi kadar küçük olduğunu bilmeden

Ya yalan bürümüştü dilleri Ya inkâr

Ya münafıklık adı yahut "sözde kâr"

Hiçbir kitabın papağanı olmadım

Sözlerim yüreğime aitti, giden ordan gitti

Bunca yıllık ömrümde fikrinin ardında duran cesur bir insanla karşılaşmadım

Kimseye gel demedim,

Gidene de neden

Her zerreme dek sevdim, haddimi aşmadım

"Ben sadece bir parça samimiyete bir parça Allah korkusuna açtım"

Görmediğim her yerden hızla kaçtım

A.A

[mavilisiir]

'TEK' burada , yalnız değilsin.

Caminin çay ocağında elindeki son çayı satmaya çalışan gencin daimi müşterisi oluyordum :

- İstanbul gibi adamsın valla , ne varsa sende var, dedi.

- Eyvallah, ağzım teneke gibi de olsa yine sattırdı tatlı dilin, dedim.

- Teksin yine , diye gülümsedi.

- Çoğu zaman, demek istedim ; nezaket bırakmadı:

- Câmiyi görmüyor musun ulan kerata ,

İnsan burda yalnız kalır mı , dedim.

- Sözümü geri aldım, İstanbul küçük kaldı, dedi.

- Eyvallah, dost , dedim.

- En güzeli, dedi ve var mı çay isteyen nidasıyla ekmeğine koştu.

A.A

[mavilisiir]

GECENİN GÖZLERİ

Sesini fısıldadım bi gül dalına

Kokuşunu cennetledi rüzgarı

eğdi başını kızardı hicâbından

Gülü gül ile tartar şairler

Ben sesinle kefeledim

eğdi başını kızardı hicâbından

Sol yanında sancılı doğum

başını henüz kaldırmış topraktan

papatyalı bir gülüş ,

Yanağını işledim her yaprağına

"eksiği vardı , gülüşü tam"

Yıldız döküyordu her nefesinde

Kıskancından sarıldı toprağına

yüzünü ışıklıyor mâvi iki yıldız

tanımam ondan başka renk

Her biri cennete kapı

"Cennete denk"

A.A

[mavilisiir]

RÜYA (MÂİ)

Ay kesiği his bende,suların hırçın sesi

Ruhum esir bedende, kesiliyor nefesi

Menekşeli o deniz,sol yanımda senden iz

Med zamanı gözlerin,sanki hasret kafesi

Parmakların sarmalıyor yaralarımızı

Papatyalı bir gülüş gizliyor dişlerin

Mavimsi düşlerimde silüetin yanıyor

Suları yosun tutmuş bir hatıra kalıyor

Kandilli, Adalar, sevdalı bir parça deniz

Bir vapur çığlığında rüyadan uyanıyor

Parmakların sarmalıyor yaralarımızı

Papatyalı bir gülüş gizliyor dişlerin

A.A

[mavilisiir]

Ahmed'ler her zaman güzeldir

[mavilisiir]

biliyorum...

kalbin zulmete mahkum gidiyor

kitaplar dolusu öğütler yazılsa da

harfler zıta çalar gözlerinde

garabetin a' sı ne büyülü orda

sevda'nın a' sı sırasını beklerken ölümün

biliyorum...

çok kere söylendiler çok kere nakış nakış

kalbine teğet büyüyen çiçeklerimle ben

abece'nin kucağında kuruyoruz

öyle sessiz duruyoruz

~ sessizlik fenâ dokunur

sessizlik, gölde kamışçasına~

A.A

[mavilisiir]

🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

[mavilisiir]

KARA KEDİ

Kara kediyi severim ,

Kara kedi geçmesini sevmedim..

Karasından geçerken gecenin

Yolumu ışıklayan gözleri gibi içimde büyütüyorum aşkı

Söylenmemiş sözler seçiyorum

Kediler kadar konuşuyor, onlar gibi susuyorum

Ay ışığına aşığız onlarla

Gecemizi aydınlatan

Gözlerine aşığız ve sözlerine..

Asırlık türkü gibi gelir

Bir rengi ortasından bölüp paylaşmak kadar..

"İzimizi çiziyoruz , izimizi göğüne"

A.A

[mavilisiir]

GERÇEK SEVGİ

Sevgi, bir cümleyi üç kere düşünmektir

Boş hareketleri, kibirleri yenmektir

Seven; hakaret etmez ki çirkinleşmez

Ucunda ölüm olsa ayrılıkla birleşmez

Seven çekip gitmişse,sana zulüm etmişse

Pişman olsa da kanma,seni yoldan etmişse

Bencil duygularına aşkı köle kılmışsa

Vazgeçilmez zannedip kibre takılmışsa

Ne ortada Seven var ne de sevginin adı

Yaşanan yalnız heves nefsin zehirli tadı

Sabahlara dek övüp akşamına sövmüşse

Menfaat zinciriyle yüreğini dövmüşse

Bir şans daha verme, giden çoktan unuttu

Kalakaldın kendinle hüzünler seni tuttu

Sabredip bir köşede secdeye kapan gitsin

Hak rızası yerine gönlüne tapan gitsin

Çektiğin aşk acısı, yüreğinin baş tacı

Kişi etten kemikten, sözleri de pek acı

Şerde ısrar edene emek vermek gereksiz

Yüzü güzel de olsa amentüsü yüreksiz

Asla üzülüp yanma, şeytana sen de kanma

Hüzün sonsuzdur sanma,seni satanı anma

"Unutma ki Allah var nice doğanı alan

İpine sıkı sarıl, vitrin koca bir yalan "

A.A

[mavilisiir]

gözlerin öte gezegen ○°•¤●~☆.

ne içindeyim an'ın ne dışında zamanın

başımı uykuya yastıklayan düşlerim..

ne ölüyüm tenimden ne diri sol yanım

ruhum izâfi gezgide; Dünya, gözün boşlukta

ne korkusu kara ne denizleri beyânım

yüzüyorum bükerek zamanı, boğulmaya

ne sığ su adın ne derininde rûyâ'nım

miyâdım ıslak saat, hayalin solar yangını

ne biliyorum seni ne yabancı can'ım

A.A

[mavilisiir]

içim enkaz toprağı

-söz, kefenleniyor sessizce..

abasından sopa gösterdi deniz

kanamasız yaşı yoktu gözümün

-gözleşiyor hayaliyle gece..

birkaç turna trenleniyor Anadolu'dan

şehirleri düşlüyor uyku saatlerinde

-insan evlerinden gizlice..

Akad'dan yay, Troya'dan ölüm, gümüş kediler masalı..

göğü avuçluyorum, kuş izleri dalgalanıyor

~ bu göğü biliyorum

~bu göğün yerlisiyim..

A.A

[mavilisiir]

Altaylardan damarımda kan gider

İdil'inden, Volga'sına can gider

Polat dövdü , cihan açtı gölgesi

Doğu'sundan Batı'sına şan gider

Oğuz Ata, yayı gerdi, kut verdi

Altın Işık, parladıkça yurt verdi

Ahit verdi, altı görklü kurt verdi

Selçuk Bey'den Ataman'a "Han" gider

Demirimiz eritildi kün doğdu

Bozkurtların birisinden ün doğdu

Kara Polat pamuk oldu yün doğdu

Kuzey'inden Güney'ine ban gider

Alp-arslan'ım kılıç çaldı tin saçtı

Erenlerim gaza etti din açtı

Tekfur göçtü, kavim göçtü, bin kaçtı

Konstantin'e "Ulu Fatih-Han" gider

A.A

[mavilisiir]

KAYBOLDUĞUM YERDESİN

Uykusuz gözlerimde pür haykırıştır sesin

Silüetin belli de hani sen neredesin

Bir kızıllık deminde çizgi çizgi gökyüzü

Yıldız düğünü fezâ , kaybolduğum yerdesin

Târık, Necm, Süreyyâ ulvî suda yüzmekte

Gözlerinin göğüne nice yıldız dizmekte

Ellerim karanlığa nûr-sîmânı çizmekte

Yıldız düğünü fezâ, kaybolduğum yerdesin

Başım, avuçlarımda cemâlin seyre dalar

Zamansız sessizlikte esrarlı adın çalar

Kökü sarmaşık dünya evrenimi parçalar

Yıldız düğünü fezâ, kaybolduğum yerdesin

Bana seni gerekmez , ben resmine aşığım

Yedi iklim çâr köşe ruhunla sarmaşığım

Gök benim ,yıldız benim, içinde karmaşığım

Yıldız düğünü fezâ, kaybolduğum yerdesin

A.A

[mavilisiir]

Leman'la :) Birtakım kaynaşmalar :)

[mavilisiir]

Uyur idik uyardılar

[mavilisiir]

Ey Müslümanlar kalkın da namaz kılın hayat fani ölüm anidir. Dünya hayatı sadece oyalanmadan ibarettir. Kurduğunuz hayaller yaptığınız saraylar bir anda yerle bir olabilir kalırsa arı duru imanınız kalır geriye.