srcnclk - Tumblr blog

[srcnclk]

Everest Rampage KB-R17 Raptor

Uzun süre  Cherry Mx Blue’nun peşine düşmüş olsam da, hem fiyat farkı hem de arka aydınlatma özelliğinden dolayı Everest’e yöneldim ve KB-R17 Raptor modelini satın aldım. Genel olarak klavyeden memnun kaldım ancak eksik gördüğüm çok az yanından biri tuşların (keycap) kenarlarının yeterince yuvarlatılmamış olması. Bu sebeple yazı yazarken tuşların sivri köşelerini hissedebiliyorsunuz ancak yine de mavi anahtarların yazma deneyimi eşsiz. Yazmaya başladıktan bir süre sonra ellerinizi klavyeden ayıramaz hale geliyorsunuz ve sürekli yazmak istiyorsunuz. Sanki bir terapi gibi :) Everest markasının bu modelini seçmemin bir diğer sebebi de küçük form faktörde olmasıdır. Tenkeyless olarak adlandırılan ve sayısal tuş takımı olmayan bir model. Sayısal tuş takımının bulunmaması çok nadir olarak eksikliğini hissettirse de herhangi bir problem teşkil etmiyor, aksine masanızda çok daha az yer kaplıyor. Bir diğer eksik gördüğüm yanı ise USB kablonun çıkartılabilir olmaması ve örgülü kablo tercih edilmemesi. Keşke bu tür ürünlerin kablosuz modelleri de olsa demeden geçemiyoruz ve şu an için TR tuş dizilimine sahip olan tek modelin Logitech G613 olduğunu biliyoruz. Bu model ise hem ebatlarıyla, hem de fiyat seviyesinden dolayı satın alma hedeflerinin bir miktar dışında kalıyor. Biraz daha küçültülmüş, örneğin makro tuşları ya da sayısal tuş takımı olmayan bir model çıkartılırsa ve arka aydınlatma da eklenirse satın alma gereksinimlerini oldukça karşılamış olacaktır.

[srcnclk]

Cherry Mx Blue

Uzun zamandır aradığım Cherry Mx Blue switchlere sahip ve alternatifi olan CM Storm QuickFire XT’ye göre yarı yarıya fiyat farkı olan klavye Türkiyede satışa sunulmuş. Sıradaki siparişim bu olacak.

[srcnclk]

Baştan başlamak

Aynı projeye tekrar ve tekrar ve tekrar baştan başlamak zorunda kalmanın tarfini yapamıyorum.

2. kez projem yarım kaldı ve aldığım yedekleri kaybettim. Ancak bunun son olduğuna artık eminim.

[srcnclk]

İlk sezondaki son 2 bölüm birbirinden ayrı beyin yakıyor...

[srcnclk]

[srcnclk]

Geçmişe Dönüş

2 yıl önce bıraktığım bir projeyi alıp tekrar canlandırmaya çalıştırmak tarifi olmayan bir bilinmezlikle sürüyor. Her dosya yabancı, her satır yabancı, her fikir yabancı geliyor. Hem de projeyi kilit bir nokta olan veri tabanı modellemesi aşamasında bırakınca. Resmen 2 yıl önceki fikirlerimi tekrar aklıma getirmeye çalışıyorum.

[srcnclk]

Mind Blown :)

[srcnclk]

New home

[srcnclk]

Money Talks

BCM43142'nin ke kadar sorunlu bir yonga seti olduğunu sanırım anlatmak pek mümkün değil. Windows altında çalışırken aniden yanıt vermeyi kesiyor, bilgisayarı yeniden başlatsam bile bağdaştırıcıyı etkinleştirmek mümkün olmuyor. Linux altında ise apayrı bir durum var. Broadcom hala sürücüyü açık kaynak yazılım geliştiricileri ile paylaşmıyor ve açık kaynak destekli bir sürücü bulunmuyor. Bu sebeplerden dolayı Linux altında hem WiFi hem de Bluetooth için ciddi uyumluluk sorunları yaşanıyor. Bir çalışma ortamında her şeyi hazır hale getirdim, WiFi etkindi ve Bluetooth mouse'um bağlıydı ancak bilgisayarı yeniden başlattıktan sonra Bluetooth mouse yine eşleştirilmemişti. Mecburen Windows altında çalışmaya devam ediyoruz. Yakında "Money talks!" demenin zamanı geldi ve bir MacBook almalıyım.

[srcnclk]

Her şeyin sebebi sanırım bir garajımın olmamasıydı...

[srcnclk]

2016

2106 biraz yoğun başladı. Evet, yoğun bir kar yağışıyla. 31 Aralık gecesini, yolların kötü olması sebebiyle, Akçakoca'da geçirdim ve 1 Ocak sabahı, saat tam 9:00'da Bartın'a dönmek üzere yola çıktım. Karlı bir sabahta, vardiya sonrası, -2 santigrat derece soğukta, işten çıkmış ve yol kenarında bekleyip evine dönebilmek için araç arayan bir gece bekçisini yanıma aldım. Ereğli yolu üzerinde yer alan bir fabrikada güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu ve yılbaşı gecesini evinde ailesiyle değil, güvenlik kulübesinde geçirmişti. Tuncay abi ile uzun bir sohbetten sonra onu Gülüç'de bıraktım. Hatta ortak bir tanıdığımız bile vardı, hayatta kiminle nerede karşılaşacağını hiçbir zaman bilemezsin. Karların içinde ilerleyerek ve bir kez ufak bir aksaklık yaşadıktan sonra Bartın'a ulaşmıştım. Öncelikle şehir merkezine girdiğimde belediyenin karla mücadelede oldukça başarısız olduğumu gördüm. Zaten geçmişte yağan karlarda da durum çok farklı değildi. Bir hata yaparak kendi sokağımıza girmeye çalıştım ama 3 metre ilerledikten sonra kara saplandım. Yaklaşık 70 yaşında ve bastonlu bir amcanın yaptığı ilk destek çabası, sonrasında koordinasyonu ve çevredekilerin de desteği ile birlikte 2 kez beni itmelerinden sonra girdiğim gibi geri geri çıkabildim. Uzunca bir park yeri arayışından sonra, şehrin girişindeki bir market otoparkında ancak yer bulabildim ve bir iki parça eşya alarak eve doğru yürüyüşe başladım. Eve girdiğimde ise saat 14:00'ı gösteriyordu ve yaklaşık 2 - 2,5 saatlik yolu tam olarak 5 saatte ancak gelebilmiştim. Bunu yapmamın sebebi basitti. 3 günü Akçakoca'da tek başıma geçirmeye niyetim yoktu. Eğer böyle olsaydı muhtemelen şöyle bir senaryo gerçekleşecekti, akşama kadar film izleyip biraz da C# çalışacaktım. Günler de birer birer, ben ne olduğunu anlamadan geçip gidecekti. Dönüş için hava durumu tahminlerine baktığımda, 3 Ocak günü havanın 4 derece olduğunu söylüyordu ve öğlen karlar erimeye başladığında yola çıkabileceğimi düşünmüştüm. Tüm bunlardan sonra kendimi yatağa bıraktım ve bir önceki gece uykusuz olduğum için oldukça yorgundum. Düşünceler kafamdan birer birer silinmeye başlamasıyla birlikte çok geçmeden uykuya dalmıştım. Uyandıktan sonra fark ettim ki 2016 gelmişti. Kendimi karlar altındaki şehre bıraktığımda saat sanırım 17:00 civarı idi ve ben ancak kendimi yeni yılda hissetmeye başlamıştım. 2 Ocak Cumartesi sabahı yine yoğun bir kar yağışı karşıladı bizi ve uzun bir gün olmuştu. Şu an 3 Ocak sabahı ve yağan karın durmaya hiç niyeti yok. Sanırım bir kaç gün daha burada mahsur kaldım.

[srcnclk]

#2000 #ericsson #A1018 #efsane #anten Burada bir efsane yatıyor ve kendisi ilk telefonum olur. O yıllarda Superonline, Dial-Up satarken 2 yıllık abonelik karşılığı satın almıştık. Şu an nerde bilemem ama kutusu hala bizimle. Aradan tam 15 yıl geçmiş.

[srcnclk]

Windows Store Uygulamaları

Çalışma ortamımda yaptığım değişiklikten sonra, PC için; Mail, Facebook, Twitter ve 500px gibi Windows Store uygulamalarını kullanmaya başladım. İşletim sistemine kısmen entegre olması ile birlikte bazı yönlerden başarılı olduklarını söylemek mümkün. Ancak uygulamaların kararlılık sorunları yaşadıkları görülmekte. Bu olumsuz etkiler ve hız problemleri giderildiğinde, web sürümlerinden daha fazla kullanılacağına eminim. Ayrıca Tumblr için de en kısa zamanda bir Windows Store uygulaması gelmesi gerekiyor. Uygulama sayısı arttıkça ve sorunlar azaldıkça, sanırım Microsoft ekibi Google ekibinden önce başarıya ulaşarak Chrome OS’un geleceğini tehdit edecek.

[srcnclk]

Penceredeki Hayat

Yıl olmuş 2015, neden hala Youtube’a arka planda oynatma özelliği eklenmedi diye düşünmektedir bir çoğumuz. Yakın bir zamana kadar ben de aynı beklenti içindeydim. Google’ın iş modeli üzerine biraz kafa patlattıktan sonra ise bunun mümkün olamayacağını anladım.

Youtube, videoların arasında yayınladığı ve altlarına yerleştirdiği reklamlar ile varlığını sürdürebilmektedir. Eğer arka planda oynatmaya izin verirse, şirket bu reklam gelirlerinden mahrum kalacaktır. Bu sebeple de arka planda oynatma desteği bulunmamaktadır.

Şöyle bir alternatif getirilebilir diye düşünüyorum. Radyo reklamı alan ajanslar ile anlaşmalar yapılarak sadece sesli reklamların, arkaplanda oynatılırken yerleştirilmesi mümkün kılınabilir. Spotify’ın şarkı aralarına kendi reklamlarını yayınlaması gibi. Belki de bu durumda bir müzik portalı haline gelerek yine video ilişkili reklam payını kaybetek istemiyor olabilir. Bu durumda yapabileceğimiz en iyi şey, Apple Music’in ülkemizde hizmete açılmasını beklemek olacaktır.

[srcnclk]

Bir PC Hikayesi

Az önceki fotoğraf, buzdağının sadece görünün yüzü. Görünmeyen kısmı ise masanın altında :)

2008 yılında, parçalarını birleştirdiğim andan başlayarak beni bugünlere kadar götüren sistemim arada sırada onunla ilgilenmemi sağlasa da hala idare edecek durumda. Ancak uzun zamandır onu ihmal ettiğm için, fazla zaman geçirmeden bu arayı kapatmam gerekiyor. E8400 işlemcim uyum sorunları yaşamaya başladıktan sonra, E6600 işlemci ile yoluma devam etmek zorunda kaldım. Fakat iki işlemci arasında oldukça belirgin farklılılar var. Yakın zamanda Q9650 gibi bir işlemci ile değiştirmem gerekiyor. HDDler ise acınacak halde. Biri sistemi ilk aldığımdan beri kullandığım WD diğeri ise NAS sürücüsünden söktüğüm Seagate. İşlemciden sonra da bir SSD takviye etmem gerekiyor. Ekran kartımın, anakart ve kasaya oranla biraz fazla yer kaplaması sebebiyle en fazla 2 adet SATA portunu kullananiliyorum ve bu sebeple de SSD takviyesinden sonra HDDlerin birini, harici kutu ile USB disk olarak kullanmayı planlıyorum.

Kaportanın altının hallettikten sonra sıra çok daha önemli bir parçaya geliyor. Temel girdi birimimiz olan klavye. Her ne kadar internete erişmemizi sağlayan ethernet portundan daha fazla veri transferi gerçekleşse de bilgisayarlara hükmedebilmek için hala klavyeye olan ihtiyacımız azalmadı. :)

Bir kaç yıl önce satın almış olduğum bu klavyeye karar verirken mekanik klavye nedir bilmiyordum. Kendisiyle IBM Model M olarak yıllar önce karşılaşmıştık ama o zaman yeteneklerini kavrayabilecek kapasitede değildim. 2 - 3 günlük araştırma sonrasında ülkemizde zaten ihtiyaca göre bir model olmadığını çok geçmeden fark ettim ve yurt dışındaki modellere baktım. Neredeyse firmaların tamamı ABD'ye yönelik ve ANSI standartlarında 87 ya da 104 adet tuş dizilimine sahip ürünler üretiyorlar. Tek bir firma dışında, WASD!

Tek sorun tuş dizilimi de değildi ama saatler süren araştırmalardan sonra şu an için bu konuda herhangi bir çözüm olmadığını anladım. Kablolar!!! Mekanik klavyelerin hemen hemen hepsi ya USB ya da PS/2 portu ile bağlantı kuruyorlar. Evet yanlış okumadınız PS/2. Neyse ki seri port kullanmıyorlar :) Her neyse en azından USB port kullananlar işimizi görecek. Sanırım mekanik tuş anahtarlarının üretim maliyetlerinin yüksek olması, nihai ürünlerin fiyatını oldukça yukarılara taşıması sebebiyle; kablosuz iletişim elemanlarını da ürüne dahil ederek fiyatların daha da yüksek seviyelere çıkmasını engellemek istemişler.

Ürüne ve üreticiye karar verdik, bağlantı birimini netleştirdik. Fakat hepsi bu kadar değil. Bir sorunumuz daha var, hangi tuş anahtar tipini tercih edeceğiz? Birçok klavye üreticisi, Cherry Corp. firmasına ait MX serisi anahtarları kullanmakta. Bu anahtarların arasından ise benim ihtiyacıma uygun olam MX Blue model tuş anahtarları. Bu anahtarların özelliği ise tuşların tepkileri. Belirgin ve tok bir click sesi çıkarıyorlar ve bu sayede özellikle yazı yazarken size geri bildiğim sağlıyor.

Ülkemizde şimdilik Türkçe tuş dizilimi ile satılan tek klavye, Razer Blackwidow Ultimate 2014 ve fiyat etiketi de 500 TL'ye oldukça yakın. Razer firması, kendi tuş anahtarlarını üretmeye başlamış ancak kullanıcıların yorumlarını okuduğumda Cherry MX Blue anahtarlara sahip klavyelerden memnun olanların daha fazla olduğunu gördüm. Bu sebepten dolayı, Blackwidow'u elemiş bulunmaktayım.

Tekrar WASD firmasına döndüğümüzde ise karşımıza kişiselleştirilebilir bir kaç seçenek çıkıyor. 4 adet; 87, 88, 104 ve 105 tuş dizilimine sahip temel klavyeler bulunuyor. Bu arada mekanik klavyelerin neredeyse hepsi gerçekten mekanik. Yani üzerlerinde multimedia tuşları bulunmuyor. Fonksiyon tuşu bile birlikte mod tuşlarına yerleştirilmiş. (mod tuşları demek benim de hoşuma gitmedi fakat "modifier keys" terimine karşılık gelecek bir kelime grubu bulamadım) Klavye modelini seçtikten sonra da alternatifler bitmiyor. Talep ederseniz tek seferde hazır dil seçeneklerine göre basılmış klavye düzenlerinden satın alabilir ya da firma tarafından oluşturulmuş vektörel şablonu kullanarak da kendi tuş diziliminizi de oluşturabilirsiniz. Hatta tuş grupları için farklı renklerle kombinasyonlar bile satın alabilirsiniz. Fiyat etiketine geldiğimizde ise sonuç pek farklı değil. Eğer çok fazla kişiselleştirme yapmazsanız yaklaşık 150 $ gibi bir fiyat etiketi sizi bekliyor, 60$'lık kargo bedelini de unutmayalım. Şu an için Cherry MX Blue tuş anahtarlarına sahip model stokta bulunmuyor. Eğer bu modeli satın almak istiyorsanız bir süre beklemeniz gerekiyor. Benim için bu parayı biriktirmek biraz zaman alacağı için fazlasıyla vaktim var. Umarım o zamana kadar kablosuz modeller piyasaya sürülür de masamın üzerinde tekrar beni olduğum yere bağlayan kablolarla sorunlar yaşamam.

[srcnclk]

There is no place like 127.0.0.1

A place between localhost and ftp server...

[srcnclk]

Nikon Df Camera

İlk görüşte aşk ya da tarifsiz hisler. Nikon her zaman olduğu gibi oyunu biraz daha ileriye götürmeyi başardı. Kesinlikle bir gün benim olmalısın Df…