Tumgik
sterileprophet · 3 months
Text
Sarhoş günlüklerine devam. Bugün yeni bir şey fark etmiş olabilirim: Eve olan uzaklığıma göre katlanılabilir seviyem değişiyor. Şöyle ki, mesela şu an 6 birayla evimin dibinde bu seviyedeyim, bence ok bu arada. Mesela 1 km uzakta ölüm tuzağına düşmem ama evden uzaklaştıkça kontrol mekanizmam kendisini salıyor. Şu an Atakule civarında olsam tahminen aynı süre aynı paraya daha sgi taşağı tutmuş olurdum. Tam tersi beklenir biliyorum ben de hayatım boyunca öyle yaptım ama bu yeni dünyada ben bu olabilirim, safe zone'uma ne kadar yakınsam o kadar salıyorum. Emin de değilim hala mekan değiştiresim var, kısmet ya bakacağız ne bileyim şimdi amk yerinde. Ok gerilmedim, kulağımın olduğu arka masalar gerildi biraz onlara şey oldum da who cares Barışboi. Bunu da yeni kullanmaya karar verdim çünkü barışçım mı barışcım mı çok iddialı olduğum dilbilgime rağmen bilmiyorum, google edecek enerjim de yok. Love you.
0 notes
sterileprophet · 3 months
Text
Bu da yeni çıktı: Tek başıma otururken/yürürken public ortamda mekanın delisi gibi Katatonia söylemek. Yani tamam çok orijinal değil, zaten ortamın en otantiği olma egom biraz geçmişte kalmış gibi. Ama şu hoşuma gidiyor: Tekim ve en sevdiğim (?) grubu mırıldanıyorum. Bilmiyorum bence ok. Bir gün "Ne anlatıy10 la top" diye dayak yiyebilirim ama o zamana kadar go. Ben bunları şu an Corvus balkondan yazarken alt kattan Levent Yüksel sesleri yükseliyor, hani ben mi kötüsüyüm amk yerinin. Alınabilir bir risk. And here the air that I breathe isn't dead....
0 notes
sterileprophet · 3 months
Text
Hayat bana yeşil değil ve en sevmediğim şehirdeyim ama so far so good. Ölmedim, sinirlenmedim, The Ocean vokalistinin clean scream geçişlerini köpekler gibi kıskandım, tivitre kankamla bira içtik falan, so far so good cidden. Yarın daha önemli bir gün, yazacağım. Alıştım çünkü yazmak istiyorum.
1 note · View note
sterileprophet · 3 months
Text
Bunu yıllar sonra buraya döndüm diye deneme amaçlı paylaşıyorum, malum, eskiden buradan müzik paylaşma işi bambaşkaydı. Ama özellikle bu şarkıyı seçtim, Katatonia ile beni tanıştıran şarkı, sonra 20 yılımı falan şekillendiren grup yani. Neyse şarkının sözlerini de yazayım bir anlamı olsun, internette yazılan bol parantezli haliyle pek anlamı olmuyor zira:
"So if you wanna save me and stop me when I run, just tell me that I'll have now a day less to live when I'm done."
1 note · View note
sterileprophet · 3 months
Text
But the grass is only greener here if you plant it that way. Çok şey yazmak istiyorum. Yazmak değil hatta çığlık çığlığa şu ekranı klavyeyi kendimi hatta interneti parçalamak istiyorum sjfjfj yani modeme mi tekme atacağım tam olarak çözemedim ama durum bu, sikerim interneti. Tweet atmak yerine buraya kusma işine hala alışamadım ama bu da olacak, sanırım olması da gerekiyor. Anlatamıyorum, kimseye anlatamıyorum istesem bile. İçim artık kendi öz içimi bile almıyor, her saniye kendi içimde bir kavga yaşıyorum ama ne sebebini biliyorum ne de çözebiliyorum. Yani sikerim bu neyin kısır döngüsü, kendini öldür daha iyi diyorum bir süredir ama ağzımın içine bakan 3 kedim var, hele birisi kronik hastayken ve onun derdini sadece ben biliyorken sıkıntı yok, hayattayım. Yorgunum. Mutsuzum. Daha suicidal şeyler yazabilirim nasılsa kimse okumuyor ama zaman tüneline girip bunları okuyunca kendime daha da acımak istemiyorum. Zaten yaşıyorum demektir, o da bir şeydir. Yarın İstanbul'a gideceğim, tekniken bugün. Niye? Param da yok. Biletini almış bulundum diye 2 konsere. Yani çok da sikimde konserler aslında. Ama ne bileyim işte iyi ruh halime mi denk geldi, param mı çok geldi ne skimse, bilet aldım sonra da inada bindirdim. Git Barış aferin. Kalacak yerini son dakikada buldun (o da belki), tarihe not düşmek adına kendime yazıyorum bunu: Arkadaşında kalmama inadın sana bugün ciddi bir paraya mal oldu. Bu kararımdan pişman olmam AMA İstanbul'a gitme planı overall bir failure. Neyse çıkacağız bir yola, bakalım. Yahu neyse biraz kusmak istedim, telefondan tivitreyi silince daha kolay oldu. Sanırım burayı bir tık daha fazla kullanacağım, belki görüşürüz okuyanlar falan olur. Dur bir baştan okuyayım ilk kez telefondan bu kadar yazıyorum.
Tamam okudum, not bad after all. Aferin depresif orta yaşlı mal orospu çocuğu, 20 yıl önceki blog kalemini hatırlamışsın biraz. Hala yazmak istiyorum aslında biraz ama bunu burada bırakayım da bu öncelikle tarihe not düşülsün: Uzun yıllar sonra ilk blog yazım. Hello world.
0 notes
sterileprophet · 5 months
Text
çözemedim
Çözmeye çalışıyorum.
0 notes
sterileprophet · 3 years
Text
Yeni dünya sosyal medyasından çok sıkıldım. Acaba burayı kendi adıma ayaklandırsam fark edecek bir insan evladı olur mu?
0 notes
sterileprophet · 8 years
Photo
Tumblr media
Böyle bir yer vardı değil mi ya, “BLOG”, bir zamanların meşhur kendini ifade etme aracı. Twitter öncesi çok da ekmeğini yemiştim şimdi yalan olmasın, aaah ah, eski günler... Hayatımdan nasıl bir hızla çıkmış, “Eve gideyim de bunu yazayım” diye ellerimin kaşındığı günler ne ara geçmişte kalmış belli değil. Sağ tarafa baktım, hala “Barış. 29. Ankara.” yazıyor, türlü şakalar ve komikliklere -hala- konu olan 31 yaş güncellemesini bile yapmamışım. Resmen kendime ayıp olmasın diye yalandan bir Jesu paylaşımı, sanki yetkili bir abiymişçesine yapılan müzik paylaşımları vs vs, şu an sadece birkaç yıl önce yazdıklarıma bakıp “Senin ergenliğini sikeyim” diyorum kendi kendime. Neyse, bunları silecek değilim, bu da benim zamanda yolculuk aracım olarak bir köşede dursun. Canım Tardis’im Tumblr. Silmeyeceğim belki ama buraya bir kilit koymanın da zamanı gelmiş; bu vesileyle Statcounter’a bakayım dedim, askerliğini Mudanya’da yapanların uğrak yeri olmuşum, bütün aramalar bana çıkıyor hahah. TSK’yı karşıma almak istemem. Google artık arama başlıklarını gizliyor, askerlik dışında spesifik olarak hangi aramalarla görüntülenmişim bilmiyorum ama hala sadık birkaç stalker kaldığını da gördüm, gözlerinizden öpüyorum. En sağlıklısı bundan böyle profili gizlemek ve şakalı komikli paylaşımları kovalamaya devam etmek. Bütün bunları da bir veda yazısı olarak değil, “Burayı unutmuş değilim ha, sadece sıkılmışım” demek için yazıyorum. Geriye ise “Yhaa bu blog olayı patlamamışken bile benim Live Spaces’ta sayfam vardı” diyebilecek olmanın gururu kalıyor. Fin.
2 notes · View notes
sterileprophet · 10 years
Photo
Tumblr media
Jesu, Primavera’da izlediğimden çok daha iyiydi, hayatımın grubunu 6 ay içinde 2. kez izlemiş oldum böylece. Başka bir şey istesem olurmuş. Bazı şeylerin benden geçtiğini anladım ayrıca. Mesela Justin'ciğimle tanışma şansını iki kere elimin tersiyle ittim, "İzledim dinledim işte yeter" kafasına girdim. Tanışan arkadaşlarımın söylediğine göre Jesu'ya son verecek gibiymiş, aslında bu durumun beni kahırlara sürüklemesi lazım ama ne bileyim ya, bir şeyleri bok etmeden dağılan projelere/gruplara saygı duyuyorum sanırım. Jesu devam da etse, sona da erse bendeki yeri sabit kalmaya devam edecek, nasılsa loopa aldığımda bana bir 10 yıl daha yetecek kadar şarkıları var. Teşekkürler Justin Başgan.
1 note · View note
sterileprophet · 10 years
Audio
"All the prayers in the world won't bring me back, but I know I will be safe inside your heart. There will be sinners, there will be saints that cross your path, but don't lose heart now, love. You will be alright."
39 notes · View notes
sterileprophet · 10 years
Audio
Herhalde şu son 1 yıldır araba yolculuklarında insanlara sert bir emrivakiyle dinlettiğim şarkıların başında bu geliyordur. Açıklamam ise hiç değişmiyor: "ALLAAAMA KİTABIMA (ki yok öyle bir şey ama nys .s.s) bu şarkı drone lan, yok yani öyle new rave ile sik sokla falan alakası yok." Alakası tabi ki var ama ben bu şarkıyı dinlerken herhangi bir Skins kafası yaşamaktan ziyade, kendimi, tuğlaları Sunn O))) tarafından örülmüş bir ses duvarı içerisinde, şarkının 2. dakikası ile birlikte göğsümü parçalamaya başlarken hayal ediyorum. Alice Glass orospusuna çoğaşığım ben ya... :(
4 notes · View notes
sterileprophet · 11 years
Audio
"...and still all you see is that bastard in me."
252 notes · View notes
sterileprophet · 11 years
Photo
Tumblr media
15 years and counting.
1 note · View note
sterileprophet · 11 years
Audio
Beni niye sinirlendiriyorsunuz? Siz orospu çocuğu musunuz?
2 notes · View notes
sterileprophet · 11 years
Audio
"Drag me out into the rain, tell me all about the pain I've been causing and the way it all makes sense with the weather. Tell me he ain't coming back and no synthetic distraction will ever change the fact, nor make it any better. I'll reply by walking out, illustrate the then and now, leave you broken like you've been left by the ones that you love most. I am more lost than you could know."
11 notes · View notes
sterileprophet · 11 years
Text
29
30'a 1 kaldı. Son 1 yıl, sonrasında göt göbek büyütüp kel kaldığım için en azından 3'lü yaşlara geldiğime dair bir açıklamam olacak. Beğendiğim kızların bana ABİ demeye başlamasına da bir çözüm bulursam dadından yenmez. Başım ağrıyor, yorgunum, yaşlıyım, yine de bir şekilde keyfim yerinde. Nedir yani, gittiği yere kadar.
1 note · View note
sterileprophet · 11 years
Text
I'm in love with truth and sick and tired of this youth.
Başlıktaki söz, 2013 boyunca en çok dinlediğim şarkıya ait. Olur da "Neymiş la o?" diyen olursa kendisi burada. Her yıl 31 Aralık'ta yazı yazarken blogumun arşivine bakar, o yıl neler yaptığımı hatırlamaya çalışırım. Bu mantıktan yola çıkacak olursak 2013'ün benim için olayı şarkı paylaşmakmış, Tumblr'ı nasıl kaniş kullanmışım belli değil. Hal böyle olunca şu dakikada da şarkı paylaşmak dışında aklıma bir şey gelmiyor, bir blogger'ın hazin sonu böyle oluyormuş demek ki. Her bir gününe bataklık suyu içerek başladığımı hissettiğim 2011/12 ölüm sezonu sonrasında 2013'ün benim için iyi bile geçtiğini söyleyebilirim sanırım. En azından kan kusarak ölmeye hazır girdiğim bir yılı, içinde pek de öyle kötü bir olay barındırmadan atlattım, zaten daha fazlasını isteyecek pozitiflikte bir insan da değilim. Çok çalıştım, "amele gibi" değil, yeri geldi bildiğin amele olarak çalıştım. Bu konuyla ilgili olarak ne kadar şikayet edersem edeyim, işsiz güçsüz eve kapanıp birkaç ay boyunca alkolle yıkandığım günlerle kıyasladığımda, bu yoğunluk uzun zaman sonra kendimi işe yarayan bir birey olarak görmemi sağladı. Herhalde bir ara zengin olmamı da sağlar, ondan sonra daha mutlu bir insan evladı olabilirim. Zira, parayla mutluluğu satın alabileceğimi ve aksini iddia edenin mal olduğunu düşünüyorum. GEZİ OLAYLARI XDXDXD konusuna girmeyeceğim. Sabırlar tükenmişti, birçok insan da bunu daha önce hayatta hiçbir şekilde deneyimlemediği yöntemlerle dile getirdi. Belli açılardan güzel günlerdi ve umarım bir işe yaramıştır ama hala bundan ekmek yemeye çalışanları gördükçe midem bulanıyor. Bir ilişkim oldu. İnsanlık adına önemsiz bir gelişme olmakla birlikte, benim açımdan uzun zaman sonra birisiyle bir şeyler paylaşabilmiş oluşum sebebiyle güzel günlerdi. Herkes ve her şey gibi bitti, yine de güzel geçen bir yılın yarısını kaplaması nedeniyle burada sevgiyle anılması gerektiğini düşünüyorum. Andım, bitti, başka ne söylenir bilemedim skjfdsl. Bu genel konular dışında 2013'ü güzel yapan küçük şeyler topluluğu var. Choq deli chılqın Roof ve Gölbaşı partileri, sevdiğim insanlarla muhteşem bir yaz tatili, yıllık ortalamamın üstünde bir sayıda İstanbul seyahatleri ve artık bunları kötü geçirmemeyi başarıyor oluşum, hatta bunlardan birisinde (üstelik sevgililer gününde lksdjfl) Baro'nun bana Dalek dövmesi yapmış oluşu vs. Yine de, Anlık coşkuyla beklentileri yükseltip 2014'ü kendi yılım ilan edecek falan değilim, her şeyin sadece olduğu gibi devam etmesi bile başıma gelecek en güzel şeylerden olabilir. Ben yine de kendimi tanıdığım için yıla negatif bir giriş yapayım da, en azından ileride hayal kırıklığına uğramam. Hepinizin gözlerinden öpüyorum, Şeytan'a emanet olun.
1 note · View note