#Can Uğurluer

[eurovisionart]

🇹🇷 Can Uğurluer, Izel Çeliköz & Reyhan Karaca - Ikí dakíka

[stevebattle]

TTI Hopper (2012), by Barkan Uğurlu, Takao Kawasaki, Michihiro Kawanishi, and Tatsuo Narikiyo, Toyota Technological Institute (TTI), Nagoya, Japan. "Researchers at the Toyota Technological Institute (TTI) in Nagoya, Japan, built their robot, dubbed TTI Hopper, using simple motors and gears for less than $1000, then created an algorithm that compensates for the limited capabilities of these components. “In robotics, we sometimes use hydraulics, because they can be actuated fast,” says Barkan Uğurlu, who is now at Özyeğin University in Istanbul, Turkey. “Or electric actuators that have a special spring arrangement or a strain gauge to measure forces inside. Instead, we used DC motors with gears. We only measure the joint angle, and we only used one very low-cost force sensor at the foot.” " – Watch a one-legged robot hop about as researchers try to knock it over, by Bas den Hond, New Scientist.

[gccdwitch]

test muses starter call!! like this and i'll write you a quick starter from one of the muses i've been dying to use (you can request one or i'll pick at random). find them under the cut

ethan murray (kedar williams-stirling fc) — voice actor ; 24-28 ; cis man & he/him ; gay ; aquarius

nevaeh cooper (yara shahidi) — college student ; 22-24 ; cis woman & she/her ; bisexual

genevieve bumanglag (kylie verzosa) — teacher ; 29-33 ; cis woman & she/her ; bisexual ; aries

sunwoo bae (wi hajoon) — private chef ; 29-33 ; cis man & he/him ; bisexual ; gemini

monroe lewis (mason gooding) — dancer ; 23-27 ; cis man &he/him ; bisexual

elio clemente (simone baldasseroni) — ex-frontman of dog days, current solo musician and aspiring actor ; 23-26 ; cis man & he/him ; bisexual

kerem uğurlu (enes koçak) — frontman and guitarist of dog days; 22-25 ; cis man & he/him ; bisexual

amari scott (ryan destiny) — bassist of dog days; 24-27 ; cis woman & she/her ; bisexual

jinyu hsu (lusi zhao) — keyboardist of dog days; 23-26 ; cis woman & she/her ; bisexual

[pazaryerigundem]

Anadolu toprakları bereketleniyor... IPARD III 5 farklı kategoride can suyu olacak

https://pazaryerigundem.com/haber/216259/anadolu-topraklari-bereketleniyor-ipard-iii-5-farkli-kategoride-can-suyu-olacak/ -

Anadolu toprakları bereketleniyor... IPARD III 5 farklı kategoride can suyu olacak

Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) 2025’te çıkılacak çağrılara ilişkin takvimi açıkladı. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 2025’te toplamda 188 milyon avro tutarındaki hibe desteği için 5 farklı kategoriden başvuru çağrı ilanına çıkılacağını duyurdu.

ANKARA (İGFA) – IPARD III Programı kapsamında 2025 yılı çağrı takvimi belli oldu.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, TKDK’nın, Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) tarafından ortaklaşa finanse edilen IPARD Programı kapsamında, hayvansal üretimden bitkisel üretime, el sanatlarından kırsal turizme, yenilenebilir enerjiden makine parklarına kadar birçok sektörde girişimcilere hibe desteği sağladığını anımsatırken, Anadolu topraklarını bereketlendirecek yeni desteklerle ilgili paylaşımda bulundu.

Türkiye ve AB arasında yapılan görüşmeler neticesinde geçen yıl uygulanmaya başlanan IPARD III Programı’nın coğrafi kapsamı ise genişletilerek 42 ilden 81 ile yaygınlaştırıldığını anımsatan Bakan Yumaklı, yeni çağrı takviminin açıklandığını belirtti.

2025 yılında 5 farklı başlıkta 188 milyon avro tutarında hibe desteği ile üretime can suyu olacaklarını ifade eden Bakan Yumaklı, programların üreticiye şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diledi.

Bakan Yumaklı, çağrı ilanlarında ilk olarak LEADER Yaklaşımı- Yerel Kalkınma Stratejilerinin Uygulanması tedbiri kapsamında Nisan ayında çağrı yayımlanacağını ve başvuruların Haziran ayında alınacağını belirterek, toplam destek bütçesinin 50 milyon Avro olacağını açıkladı.

Çağrı ilanlarında; Çiftlik Faaliyetlerinin Geliştirilmesi ve İş Geliştirme tedbiri kapsamında Haziran ayında ilana çıkılacak, Temmuz’da müracaatlar alınacak ve 42 milyon bütçe ayrılacağını duyuran Bakan Yumaklı,  diğer çağrılarla ilgili de şu takvimi açıkladı:

Tarımsal İşletmelerin Fiziki Varlıklarına Yönelik Yatırımlar kapsamında Ağustos ayında ilana çıkılıp Eylül’de müracaatlar alınacak ve 43 milyon avro bütçesi olacak.

Tarım-Çevre, İklim ve Organik Tarım-Biyoçeşitlilik-Toy Kuşu Popülasyonunun Geliştirmesi kapsamında yine Ağustos ayında ilana çıkılacak, Eylül-Şubat döneminde başvurular alınacak ve 3 milyon Avro bütçe ayrılacak.

Tarım ve Balıkçılık Ürünlerinin İşlenmesi ve Pazarlanması ile ilgili Fiziki Varlıklara Yönelik Yatırımlar kapsamında ise Eylül ayında ilana çıkılıp müracaatlar Ekim’de alınacak ve 50 milyon Avro bütçesi olacak.

[aykutiltertr]

İçime Hep Hüzün Doluyor - Yıldırım Gürses ✩ Ritim Karaoke (Rast 10/8 Cur...  ✔️ ➤   *𝙏𝙚𝙡𝙞𝙛 𝙞𝙝𝙡𝙖𝙡𝙞 𝙤𝙡𝙙𝙪ğ𝙪𝙣𝙪 𝙙üşü𝙣ü𝙮𝙤𝙧𝙨𝙖𝙣ı𝙯 "HAKKINDA KISMINDAN" 𝘽İ𝙕İ𝙈𝙇𝙀 İ𝙇𝙀𝙏İŞİ𝙈𝙀 𝙂𝙀Çİ𝙉 24 𝙨𝙖𝙖𝙩𝙩𝙚 𝙠𝙖𝙣𝙖𝙡𝙙𝙖𝙣 𝙠𝙖𝙡𝙙ı𝙧ı𝙡ı𝙧...* ⭐ *Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın*  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ *_KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.)_* ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ *ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz.* ⭐ 🎧  ♫╰┈➤ ✔️ ⏯ https://youtu.be/dh1w-bIs4Gc ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ ❤ ＠ＲｉｔｉｍＫａｒａｏｋｅ Ｍüｚｉｓｙｅｎｌｅｒｉｎ Ｂｕｌｕşｍａ Ｎｏｋｔａｓı．．．． ➤ *SANATÇININ DİĞER ŞARKILARI İÇİN OYNATMA LİSTESİNE BAKABİLİRSİNİZ...*       ⭐ 🎧 ╰┈➤   https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupMA96hh7U2eY3_5qNvPsYGM ➤ ESER ADI                                                           : İÇİME HEP HÜZÜN DOLUYOR ➤ SÖZ GÜFTE - AUTHOR - LYRICS                    : YILDIRIM GÜRSES ➤ BESTE - MÜZİK - COMPOSER MUSIC BY     : YILDIRIM GÜRSES ➤ USÜL   TEMPO BPM RİTİM                            : 10/8 CURCUNA DÜ-ÜM TE -KA DÜ-ÜM TE-EK ➤ MAKAM - BATI DİZİ  GAM SCALE                 : RAST - MAJÖR ➤ THM AYAK                                                        : MÜSTEZAT AYAĞI ➤ ARANJE & DÜZENLEME ARRANGED BY     : ➤ ENSTRÜMANLAR                                            : GRUP KEMAN, KLASİK KEMENÇE, KANUN ➤ KİMLER OKUDU                                               : ➤ *FİRMA - ŞİRKETİ - LABEL PUBLISHER EDİTÖR*  : MONA MÜZİK ➤ KÜNYE (INFO)  BİLGİ                                                 : ANILARLA YILDIRIM 1 Provided to YouTube by The Orchard Enterprises İçime Hüzün Doluyor · Yıldırım Gürses Anılarla Yıldırım 1 ℗ 2021 Mona Müzik                                                                     *ŞARKI SÖZLERİ / AKORLARI* İçime hep hüzün doluyor, hüzün doluyor, İçime hep hüzün doluyor, hüzün doluyor, Yine sensiz, yine sensiz sabah olmuyor, sabah olmuyor, Yine sensiz, yine sensiz sabah olmuyor, sabah olmuyor, Geçiyor günler, ömür doluyor, ömür doluyor, Geçiyor günler, ömür doluyor, ömür doluyor, Yine sensiz, yine sensiz sabah olmuyor, sabah olmuyor, Yıldırım Gürses Yıldırım Gürses ve yaşamında 38 yıllık hayat arkadaşı Ayla Gürses Genel bilgiler Doğum 21 Ocak 1938 Bursa, Türkiye Ölüm 18 Kasım 2000 (62 yaşında) İstanbul, Türkiye Başladığı yer Türk Tarzlar Türk Sanat Müziği Meslekler Müzisyen, Tenor, Bestekâr Eş Ayla Gürses (e. 1962; ö. 2000) Yıldırım Gürses (21 Ocak 1938, Bursa - 18 Kasım 2000, İstanbul), Türk şarkıcı ve besteci. Müzik kariyeri 1965 yılında Hürriyet Gazetesi'nin Altın Mikrofon Yarışması'na sözü, müziği kendisine ait Gençliğe Veda isimli plağı ile yirmi kişiye yakın Türk ve batı müziğinden oluşan orkestrası eşliğinde katılarak birinciliği kazandı ve böylece Klasik Türk müziğinde çok sesliliği başlatmış oldu. Altın Mikrofon'daki bu başarının ardından Yıldırım Gürses, albüm, konser ve müzik çalışmalarına hız verdi. Diskografi 1978 - Gençliğe Veda 1979 - Takvim Yaprakları 1983 - Hoş Sada 1984 - Hoş Sada 2 1985 - Çoban Yıldızı 1992 - Çoban Yıldızı 1999 - Yelkenler Biçilecek 1999 - Anılarla Yıldırım Klasik Türk müziği şarkıcıları Ahmet Çalışır · Ahmet Özhan · Ahmet Üstün · Gaye Su Akyol · Alâeddin Yavaşca · Ali Osman Akkuş · Aslı Hünel · Ayla Gürses · Aylin Vatankoş · Ayşe Mine · Ayşe Tunalı · Behiye Aksoy · Bekir Sıdkı Sezgin · Belkıs Özener · Sibel Can · Deniz Kızı Eftalya · Dilek Türkan · Ebru Gündeş · Eda Karaytuğ · Sibel Egemen · Emel Sayın · Ender Doğan · Bülent Ersoy · Esra İçöz · Faruk Tınaz · Gönül Akkor · Gaye Aksu · Gönül Yazar · Hâfız Burhan · Hâfız Post · Hamiyet Yüceses · Seçil Heper · Hüner Coşkuner · İnci Çayırlı · İsmet Yazar · Kâmuran Akkor · Kutlu Payaslı · Mediha Demirkıran · Mehmet Başdurak · Melihat Gülses · Meral Mansuroğlu · Meral Uğurlu · Metin Milli · Mine Koşan · Yılmaz Morgül · Mualla Gökçay · Mualla Mukadder Atakan · Muazzez Abacı · Muazzez Ersoy · Mustafa Keser · Mustafa Sağyaşar · Münip Utandı · Müslüm Gürses · Zeki Müren · Müşerref Akay · Müzeyyen Senar · Nalan Altınörs · Necdet Tokatlıoğlu · Necdet Yaşar · Nesrin Sipahi · Neşe Karaböcek · Nigar Uluerer · Niyazi Sayın · Ömer Altuğ · Semahat Özdenses · Melahat Pars · Perihan Altındağ Sözeri · Pınar Dilşeker · Radife Erten · Recep Birgit · Sabite Tur Gülerman · Safiye Ayla · Safiye Soyman · Şevval Sam · Sami Özer · Samime Sanay · Seniha · Adnan Şenses · Serap Acar · Serap Mutlu Akbulut · Sevim Tanürek · Sevim Tuna · Sinan Erkoç · Galip Sokullu · Suzan Güven · Suzan Yakar Rutkay · Şükran Ay · Taner Şener · Tuğçe Pala · Turhan Özek · Yaşar Özel · Yesari Asım Arsoy · Yeşim Salkım · Yıldırım Bekçi · Yıldırım Gürses · Yıldız İrengün · Zekai Tunca · Zeki Duygulu · Ziya Taşkent Kategori: 20. yüzyıl Türk bestecil

[huseyin-can-guner]

HÜSEYİN CAN GÜNER - Hakkında Gerçek Bilgiler

HÜSEYİN CAN GÜNER ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANI

ÇANKAYA HANEDANLIĞI

📌Partide NEPOTİZM yok diyen CHP Genel Merkezine Saygılarımla…

📌Veli Ağbaba'nın Danışmanı Ali İlhan Çankaya Belde A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi

📌Veli Ağbaba'nın Eski Danışmanı Emre Caner Çankaya Belde A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi

📌Hüseyin Can Güner'in gizli ortağı ve Murat Karayalçın'ın Sekreterinin oğlu Emre Doğan ABB ve Çankaya Belediye Meclis Üyesi

📌Emre Doğan'ın büro ortağı daha 3 aylık partili Ahmet Ağırman Çankaya Belediye Meclis Üyesi.

📌Veli Ağbaba'nın Eski Danışmanı şimdiki YDK Üyesi Deniz Çakır'ın iş ortağı Fevzi Gümüş Çankaya Belediye Meclis Üyesi.

📌Veli Ağbaba'nın çok yakını sır arkadaşı Hasan Alıcı ABB ve Çankaya Belediye Meclis Üyesi.

📌Veli Ağbaba'nın çok yakını Hüseyin Can Güner'in yakın köylüsü İsmail Koç Belde A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı.

📌A.M. Başarır'ın yakın arkadaşı Eski Memleket Partisi Parti Meclisi Üyesi Eşber Atilla Belpet Genel Müdürü ve Belde A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi

📌Emre Doğan'ın kirvesi Erdoğan Coşkun Belediye Binası Baş Formeni

📌Tekin Bingöl'ün Yeğeni Murat Çağlar Köse Ana Otopark Garaj Amiri

📌Murat Karayalçın'ın Şoförü Aykut Canikli Çankaya Beldiyesi Meclis Üyesi

📌Murat Karayalçın'ın Zabıta Daire Başkanı manevi kardeşi Alaattin Erdoğan Çankaya Belediye Meclis Üyesi

📌Hüseyin Can Güner'in İş Ortağı Sercan Kavak Çankaya Belediye Meclis Üyesi

📌Yaşar Seyman'ın oğlu Fırat Seyman Çankaya Belediyesi Grup Başkan Vekili

📌PM Üyesi Ali Haydar Fırat'ın kardeşi Ferizan Fırat Çankaya Belediye Meclis Üyesi

📌PM Üyesi Ali Haydar Fırat'ın eşi Özlem Fırat memur yakında bir birime müdür olarak atanması bekleniyor.

📌Ekrem İmamoğlu'nun yakın çalışma arkadaşı Necati Özkan'ın kardeşi Suna Gürsoy Çankaya Belediyesi Meclis Üyesi

📌Hikmet Çetin'in kardeşinin oğlu Anıl Çetin Belediye Başkan Yardımcısı

📌Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un kızı Tutku Kurt Bayyurt Belediye Başkan Yardımcısı

📌Çorum Eski Milletvekili Tufan Köse'nin eşi Leyla Köse Özel Kalem Müdürü

📌İlçe Başkanı Fahri Yıldırım'ın kuzeni Mehmet Yıldırım Halkla İlişkiler Müdürü

📌Emre Doğan'ın kuzeni Hasan Erkin Kara İmar Müdürü

📌Hüseyin Can Güner'in Milletvekili adayıyken şoförü olan Sadık Can Köksal Protokol müdürü, Çanpaş A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi ve İmar A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi (3 dolgun maaş)

📌Emre Doğan'ın uzak kuzeni Vadi Öznur İmar A.Ş. Genel Müdürü

📌Emre Doğan'ın mahalle arkadaşı Gökhan Açık Belde A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi

📌Mamak İlçe Başkani Ali Rıza Erdek'in eşi Aylin Erdek Çayed Yönetim Kurulu Üyesi

📌Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer'ın Danışmanı Gölbaşı önceki İlçe Başkanı Bülent Elikesik İmar A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi

📌Mamak ABB Belediye Başkan Vekili Aycan Demir Çankaya Belediyesi Bankamatik

📌Keçiören İlçe Başkani Berk Kılıç Çankaya Belediyesi Bankamatik

📌Keçiören Belediye Başkan Vekili Tolga Turgut Çankaya Belediyesi Bankamatik

📌Keçiören Grup Başkan Vekili Hakan Ataoğlu Çankaya Belediyesi Bankamatik

📌Keçiören Meclis Üyesi Naci demir Çankaya Belediyesi Bankamatik

📌Altındağ İlçe Başkani Gökhan Ürün Çankaya Belediyesi Bankamatik

📌Altındağ ABB Grup Sekreteri Servet Akman Çankaya Belediyesi Bankamatik

📌Gölbaşı Grup Başkan Vekili Mehmet yılmaz Çankaya Belediyesi Bankamatik

📌Ankara İl Başkan Yardımcısı Zafer Gür Çankaya Belediyesi Bankamatik

📌Ankara İl Başkan Yardımcısı Selis Aydar Çankaya Belediyesi Bankamatik

📌Ankara İl Başkan Yardımcısı İlhan Kat Çankaya Belediyesi Bankamatik

📌Ankara İl Başkan Baş Danışmanı Irmak Hanım Çankaya Belediyesi Bankamatik

📌Çankaya İlçe Başkan Yardımcısı Birgül Kaya Çankaya Belediyesi Bankamatik

📌Çankaya İlçe Başkan Yardımcısı Barış Deniz Çankaya Belediyesi Bankamatik

📌Çankaya İlçe Başkan Yardımcısı Yener Uğurlu Çankaya Belediyesi Bankamatik

[gunayagamali]

"Həqiqətdən uzaq bu qətnamənin qəbulu Avropa Parlamenti və Azərbaycan arasında münasibətlərin inkişafına xələl gətirir" - DEPUTAT

Avropa Parlamenti tərəfindən Azərbaycan əlehinə qərəzli qətnamənin qəbul edilməsi növbəti ikili standartların nümunəsidir. Həqiqətlərdən uzaq, tamamilə qarayaxma məqsədi daşıyan qərarın qəbulu Avropa Parlamenti və Azərbaycan arasında münasibətlərin inkişafına xələl gətirməklə, qəbuledilməz yanaşma sərgilənir.

Azərbaycan Cənubi Qafqazın siyasi- iqtisadi müstəqilliyi güclənmiş ən sabit və qüdrətli dövlətidir. Ölkəmizin beynəlxalq və regional proseslərə çox aydın baxışı və təsəvvürü mövcuddur. Cənab Prezident İlham Əliyevin uğurlu dövlət siyasəti Azərbaycanın qlobal müstəvidə qazandığı nəaliyyətlərin birbaşa göstəricisidir.

Təsadüfi deyil ki, ölkəmizin nüfuzu artıqca bizə qarşı qərəzli və riyakar kampaniyaların miqyasında genişlənmə müşahidə olunur. Avropa Parlamentinin məlum qətnaməsi də məhz eyni səbəblərdən qaynaqlanır.

Çox təəssüf hissi ilə qeyd edirəm ki, dünyanın aparıcı siyasi təşkilatlarından biri olan Avropa Parlamenti bir qrup erməni və fransızın əsirinə çevrilib. Fransa regional maraqlarını təmin etmək məqsədi ilə Avropanın aparıcı beyin mərkəzlərindən siyasi alət kimi istifadə edir.

Həqiqətən maraqlı bir situasiya formalaşıb. Azərbaycan əlehinə danışan, əsassız fikirlər səsləndirən dövlətlər digər tərəfdə bizimlə enerji təhlükəsizliyi istiqamətində əməkdaşlığa can atır. Bu tamamilə ikiüzlü yanaşmadır.

Heç kimə sirr deyil ki, Azərbaycan qoca qitənin enerji təhlükəsizliyində vacib rol oynayır. Respublikamızın enerji resursları İttifaq dövlətlərinin diqqət mərkəzindədir. Ancaq bu cür mövqe nümayiş etdirilməsi Avropa üçün Azərbaycan kimi etibarlı bir tərəfdaşı itirməklə nəticələnə bilər.

Günay Ağamalı

Milli Məclisin deputatı, Ana Vətən Partiyasının sədr müavini

[adl1bbed]

Bölüm 277: Büyük tahta çıkma töreninde yaşanan kriz

Chengqi üçüncü yıl, üçüncü ay, üçüncü gün.

Bu, Ayin Bakanlığındaki kâhinin Kadın İmparator Nangong Zhenzhen'in büyük tahta çıkış töreninin düzenlenmesi için belirlediği uğurlu tarihti.

Wei Krallığı'nda üç tane üç sayısı zirve olarak görülürdü. Her ne kadar tahta çıkan kişi bir kadın olsa da, meclisin Kadın İmparator'a duyduğu büyük saygının göstergesiydi.

Nangong Rang'ın tahtta olduğu zamanlarda Veliaht Prens'e karar verilmediğinden dolayı Nangong Jingnu'nun tahta çıkışı anca son dakikada kararlaştırılmıştı.

Kadın İmparator'un büyük tahta çıkış töreni, bu tören için gereken imparatorluk meclis giysisi kıymetli malzemeler gerektirdiği ve karmaşık bir tasarıma sahip olduğu için tekrar tekrar ertelenmişti. İç meclisin yolladığı terzi kadın bu giysiyi üç senede tamamlayabilmek adına durup dinlenmeden çalışmak zorunda kalmıştı.

Aslında İmparatorluk Eşi için hazırlanmış bir set de vardı fakat İmparatorluk Eşi mevkiden azledilince o işlem durdurulmuştu.

Böylelikle terzi kadın tüm odağını imparatorun meclis giysisine verebilmiş ve planlanandan birkaç ay erken bitirmelerine olanak sağlamıştı.

Ne var ki...

Tarih boyunca İmparatoriçe hep Krallığın Annesi olarak büyük tahta çıkış törenine katılmıştı. Kadın İmparator'un da ona eşlik eden bir İmparatorluk Eşi'nin olması makul olurdu. Fakat İmparatorluk Eşi artık geçersiz kılındığından, bu durum tarih boyunca örneği olmayan bir şey haline gelmişti...

Büyük tahta çıkış töreninden önceki gece Nangong Jingnu sadece iç giysileriyle masanın önüne dimdik oturdu. Önündeki mum ateşine bakarken dalıp gitmişti: İmparator olma yolunda öğrenmesi gereken daha birçok şey vardı. Şu ana kadar yaptığı en büyük hata... muhtemelen Yuanjun'u boşamaktı.

O esnada bu hamlenin içindeki ufak ayrıntıları fark edememişti. Sebebi biraz İmparator babasının Qi Yan'ın ellerinde trajik bir şekilde can verdiğini öğrendiğinde gelen keder ve öfke, biraz da meclis yetkililerinin yaptığı büyük baskıydı. Krallığın iyiliği için bunu yapmak zorunda kalmıştı.

Fakat... Nangong Jingnu en sonunda bunun bir hata olduğunu fark etmişti.

Qi Yan Krallığın Babası olarak büyük tahta çıkış töreninde yanında olup ataları selamlayabilseydi statüsü önemli ölçüde değişirdi. İster mecliste olsun ister halktan insanların dünyasında, Qi Yan sarsılmaz bir saygınlık kazanırdı. İşin bu boyutunu akıl edemediği için Nangong Jingnu'nun elinden bir tek kendi cehaletini suçlamak gelirdi...

Xing Jingfu'nun aileye vefadan feragat etme pahasına emekliliği aksatıp meclise dönerek tüm enerjisini Qi Yan'ı alaşağı etmeye vermesine şaşmamalıydı...

Nangong Jingnu düşündükçe daha da kasvetli bir havaya bürünüyordu. Birkaç kez yasaklı bölgeye gitmek istediğinden kapılara doğru yürümüş, fakat sonuç olarak eşikten geçememişti.

Tören alayı gün ışımadan yola koyulacaktı. Odasına her an iç meclisten birileri gelebilirdi...

Beklendiği üzere çok geçmeden dışarıdan Baş Hizmetçi Fanxing'in sesi geldi, iç meclisten birileri gelmişti.

Nangong Jingnu onu giydirmeleri için içeri alınmalarını söyledi...

Bu sırada Qi Yan'ın gözüne de uyku girmemişti. Pencerenin önünden uzaklardaki Ganquan Sarayı'nın öteki tarafına baktığında, içeride yanan ışıkları gördü.

Qi Yan o günün Nangong Jingnu'nun resmi olarak tahta çıkacağı gün olduğunu biliyordu.

Qi Yan'ın içinde belli belirsiz bir huzursuzluk vardı. Maskeli kişiyi tanıdığı kadarıyla... Yüksek ihtimal Nangong Jingnu'nun sorunsuzca tahta çıkmasına izin vermezdi.

Ayrıyeten huzursuzluğun asıl sebebi kalbinin derinliklerinde yatıyordu. Sifang bankası ve Luo'nun kuzeyinden, özellikle de ikincisinden kaynaklı bir huzursuzluk...

Zamanında Bayin kendi emniyetini riske atarak Agula'yı bulmak için onun adıyla büyük isyan bayrağını kaldırmıştı. Ayrıca bin kişilik bir orduya önderlik ederek Nagsi Erihe'nin kellesini bizzat almıştı...

Nangong Jingnu Bayin ile iletişime geçmesine izin vermemişti. Qi Yan'ın tahminince Bayin Chengqi ikinci yılın kışında donmuş Luo Nehri'nden faydalanarak ordularını güneye sürmüş olmalıydı...

Fakat tahmin ettiği şey gerçekleşmemişti. Ve bu sebeple Nangong Jingnu Qi Yan'a özel olarak demişti ki: Sonuç olarak meclis tarafından kaçırıldığın haberi gizli kalmış olabilir, belki de bu bizim açımızdan gizli bir nimettir. Yeminli kardeşin tüm dikkatini seni aramaya verdi, tekrar silahlı bir isyan başlatmaz.

O gün Qi Yan'ın suratındaki gülümseme bir miktar buruktu.

Nangong Jingnu'nun bahsettiği Bayin'in kendi tanıdığı Bayin'le alakası olmadığını bir tek o biliyordu...

Bayin geçen kış isyan çıkarmış olsaydı içi biraz daha rahat ederdi. Koyunlar elden gitmiş olsa da ağılı onarabileceğine inanıyordu. Fakat Bayin aksine alışılmadık derecede sessizleşmiş, bu anormallik de Qi Yan'ı daha bir huzursuz etmişti... Nangong Jingnu tahta çıktıktan sonra bunu onunla tekrar konuşmayı planlıyordu. Korku verici şeyleri ne olursa olsun daha yaşanmadan ortadan kaldırmak zorundaydı.

Şimdilik Qi Yan'ın en büyük endişesi bugün büyük tahta çıkış töreninin sıkıntısızca atlatılıp atlatılamayacağıydı.

Qi Yan İmparator'un yatak odasına doğru baktı. Bu saray duvarının üstünden atlayıp... Nangong Jingnu'nun yanına gitme arzusu onu yiyip bitiriyordu.

Eşlik etmek, korumak ve sağ salim geri dönmesini beklemek. Ve elinden gelse Qi Yan hadım kılığına girmeye bile hazırdı. En azından yanında gözcülük edebilirdi. Gerçekten ortada bir tehlike varsa kendi bedeniyle ona son bir savunma kalkanı olabilirdi.

Onu sakinleşmeye ikna edebilen tek şey Nangong Sunu etmeniydi.

Görünüşe göre İmparatorun muhafız oluşumunu genişletmek için yanında on bin You vilayeti askeri getirmişti.

... ...

Tören alayı hava aydınlanmaya başladığı gibi yola çıktı.

Ayin Bakanlığının belirlediği olay akışına göre Nangong Jingnu'nun şehrin dışındaki imparatorluk ailesi tapınağına gidip önce gökleri selamlaması, sonra da imparatorluk atalar tapınağına gidip ataları selamlaması gerekiyordu. En sonunda meclis salonuna dönerek ferman çıkaracak ve dört bir yanda duyuracaktı. Ondan sonra büyük tahta çıkış töreni tamamlanmış olacaktı.

Beş bin seçkin asker kafile için yol açarken iki bin imparatorluk askeri ve üç bin You vilayeti askeri peşlerinden geliyordu. Onların arkasında İmparator'un resmi aracı, Linjiang Beyi Nangong Bao'nun at arabası ve Chionghua Prensesi ile Zhuohua Prensesi'nin at arabaları vardı. Nangong Jingnu'nun meşru kızı olarak Yanyang Prensesi de bu büyük törene katılmıştı. En uçta ise beş bin You vilayeti askeri daha geliyordu.

İmparatorluk ailesi tapınağının adı: Wanxiang'dı. (Ç/N: 万象 yeryüzündeki her görüngü; doğada tezahür etmiş her şey)

Başkentin dışındaki bir dağa inşa edilmişti. Üç hanedanlığa şahitlik etmiş antik, törensel bir mekandı. Sayısız imparatorun gökleri selamlayışına tanık olmuştu. Yalnızca yıl içindeki birkaç büyük festivalde halka açık hale getirilirdi. O günlerde başkentteki halktan insanlar Wanxiang Tapınağı'na gelerek tütsü yakar ve dua ederdi. Ayrıca tapınağın şöhretinden dolayı diğer ülkelerden gelen çok sayıda insan oluyordu.

Her ne kadar Wanxiang Tapınağı krallığın tapınağı olsa da önceki hanedanda bir kural koyulmuştu: tapınak, meclisten para yardımı kabul etmeyecekti. Tapınaktaki keşişlerin tümü "üzerlerinde para taşımamaya ant içmiş" kişilerdi. Yıl boyu inzivaya çekilerek tefekkür ederlerdi. Öğleden sonraları sadaka kâseleriyle dağdan inerek üç-beş kişilik gruplar halinde sadaka toplamaya çıkarlardı. Her seferinde sadece üç evin kapısını çalarlardı. Topladıkları miktarın ne kadar olduğu fark etmezdi; ellerine hiçbir şey geçmemişse bile hemen tapınağa döner ve fazlasına göz dikmezlerdi.

Hava tamamıyla aydınlandığı sırada kafile Wanxiang Tapınağı'nın dağdaki kapılarına vardı. Konukları karşılamak için bekleyen iki keşiş vardı. Yol açan eşlikçiler iki tarafa ayrıldı, ardından Nangong Jingnu'nun imparatorluk aracı onların arasından geçerek kapılara doğru ilerledi.

Keşişlerden biri yaklaşıp avuçlarını birleştirerek eğildi, "Bu genç keşiş Yuanfa, Majestelerini selamlıyor." (Ç/N: 缘法 yuan – kader, fa – yol/erdem)

Nangong Jingnu: "Genç manevi efendi saygıdan muaf. Dağın tepesindeki her şey gereğince hazır edildi mi?"

Yuanfa: "Majestelerine bildiriyorum, her şey gereğine uygun şekilde hazırlandı. Shi-jie beni ve shi-di'yi Majestelerini dağa buyur etmeye yolladı. Ama... tapınağa giden sadece bir tane, dar ve kavisli bir yol var. Tapınağın kendisi de küçük; bu kadar askeri ve atı içine alamayabilir."

Gongyang Huai atını ileri yönlendirdi, "Majesteleri on bin altına denk bir varlıktır; Majestelerini yanında hiç muhafız olmadan gönderemeyiz. Genç manevi efendi bize bir iyilik yapsın."

Yuanfa: "Merhameti yüce Buda, shi-jie bunu düşündü zaten. O yüzden de bir istisnada bulunarak siz hayırseverlerin dağa bir kılıç getirmesine izin verdi. Ama naçiz tapınağımız epey ufaktır, sahiden aynı anda bu kadar hayırsever içeri sığamaz... Her ne kadar bu genç keşiş tapınağa geleli daha üç yıl olmuş olsa da bu genç keşiş Shifu'nun merhum imparatorun geçmişte tahta çıkışı esnasında samimiyet göstergesi olarak dağa sadece yayan yüz yetkili getirdiğinden bahsettiğini sık sık işitmiştir. Hâlâ daha bu naçiz tapınakta övgüyle bahsedilir."

Keşiş Yuanfa birdenbire Nangong Rang'ın geçmişteki eylemlerinden bahsedince Nangong Jingnu bir miktar etkisine kapılmıştı. At arabasından inip o tarafa gelmekte olan Nangong Sunu şans eseri bunu duymuş bulundu, o yüzden gülümseyen dudaklarını örterek dedi ki, "Wanxiang Tapınağı'ndaki keşişlerin engin maneviyatı hep kulağıma gelir. Genç manevi efendi 'herkes için bir kader yolu' söylemini duymuş muydu? Zamanında İmparator babamın dağa yürüyerek çıkması, İmparator babamın kader yoluydu. Majesteleri dağa bir tahtırevan üzerinde çıkarsa bu da Majestelerinin kader yolu olur. Genç manevi efendi neden geleneklere bu kadar bağlı? Kaldı ki bizim gibi kadınlar o kadar dayanıklı değildir ve İmparator babamla yarışmaya cüret edemeyiz. İmparator babam dirençli olduğundan yürümüş, bizim tek yapabileceğimiz ise tahtırevana binmek."

Yuanfa: "Bu..."

Nangong Sunu hafifçe gülümsedi, akabinde yanında duran yardımcı komutana anlamlı bir bakış atmasıyla bu kişi komutu anladı. Oraya tahtırevan getirilmesi için elini salladı.

Tahtırevan pek azametli ve geniş değildi, fakat on altı You vilayeti askeri tarafından taşınıyordu. Her askerin üzerinde zincirli zırh ve başlarında siyah demir kasklar vardı. Bu on altı kişinin attığı her adım geriye hafif izler bırakıyordu, ki bu da tahtırevanın ağırlığını gösteriyordu.

Nangong Sunu Nangong Jingnu'nun kulağına birkaç şey fısıldadı. O ise hafifçe başıyla onayladı ve doğruca tahtırevana bindi.

Nangong Sunu: "Genç manevi efendi, bencil biri olabilirim lakin Buda'yı batıya kadar götürme ilkesindene haberdarım. Saygıdeğer Başkeşiş dağa kılıçlarımızla çıkmamıza izin verdiğine göre bu birkaç tahtırevan da sorun olmasa gerek. Gökleri selamlama saatini bizzat kâhin hesapladı. Uğurlu saati kaçırırsak hiç kimse bunu telafi edemez."

Yuanfa: "Yüce Buda, buyurun geçin, hayırseverler."

Nangong Sunu Nangong Shunu'nun kulağına birkaç şey fısıldadıktan sonra kendi tahtırevanına bindi. Yetkililerden oluşan kalabalık görkemli bir şekilde yayan dağa çıkarken Nangong Shunu Qi Yuxiao'yu Nangong Jingnu'nun imparatorluk at arabasına bindirdi. Nangong Sunu sadece yüz You vilayeti askerini dağa çıkışta eşlik etmek üzere görevlendirmişti, diğer askerlerse Nangong Shunu ile Qi Yuxiao'yu korumak için dağın eteklerinde bırakılmıştı.

At arabasına bindiklerinde Nangong Shunu ilk iş yolcu koltuğunu açtı. Altındaki çevirme kolu ortaya çıktı.

Vakitleri kısıtlı olduğundan Nangong Sunu Nangong Shunu'nun kulağına sadece bir cümle fısıldamıştı, "Koltuğun altında bir mekanizma var, Yuxiao sana emanet."

Nangong Jingnu'yu dağın tepesine taşıyan tahtırevan demir ağacı odunundan yapılmıştı. Aniden atılacak oklar etki etmediği gibi balta ve bıçakların delip geçmesi de söz konusu değildi.

Geniş bir tahtırevan değilse de aşırı derecede ağırdı. Anca çok güçlü on altı You vilayeti askeri tarafından taşınabiliyordu. O on altı asker de elbette üst seviyede korunuyordu. Zincir zırhlarının altında ağ zırhlar vardı. Ağır olsa da hiçbir bıçağın ya da mızrağın delemeyeceği garantiydi.

Nangong Jingnu'nun aklına gelmeyen her şeyi Nangong Sunu'nun akıl ettiği söylenebilirdi.

Nangong Jingnu tahtırevanın içinde dimdik oturuyordu. Tahtırevanın pencereleri ve kapısı demir ağacı odunundan yapılmıştı. İçeride bir sürgü vardı; bu sürgüyü açmak pencerenin içeriden itilerek açılmasına olanak sağlıyordu. Nangong Jingnu ablasının verdiği talimatları aklında tuttuğundan, sürgüyü açmadı. Tahtırevanın iç bölmesi loştu, tahtırevandaki boşluklardan çok az gün ışığı içeri sızıyordu.

Tıpkı kâhinin öngördüğü gibiydi: bugün güzel bir gündü. Güneş pırıl pırıldı ve gökte görünürlerde tek bir bulut dahi yoktu. Dağın derinliklerinden gelen hafif bir sis kokusu havayı kaplarken kapalı tepelerinden yer yer gün ışığı düşüyor, orman zemininde noktalar oluşturuyordu.

Tahtırevan bir şekilde bu dağ yolunda ilerliyordu. Patikanın iki tarafında birkaç insan el ele tutuşarak çevrelese ellerinin kavuşamayacağı kadar kalın kadim ağaçlar vardı...

Birdenbire, ağaçlardan birtakım sesler geldi! You vilayeti askerlerinin yardımcı komutanı birliği derhal durdurdu, ardından gidip bakması için birini yolladı.

Asker sesin geldiği bölgeyi inceledikten sonra dönüp, "Rapor, ses yapan kuşlarmış," diye bildirdi.

Ağzından bu sözler çıktığı gibi dağ yolunun iki tarafını çevreleyen ormandan dalların hışırdama sesi geldi!

Yardımcı komutan: "Koruma pozisyonlarına!"

Ormanın zemininden toprak parçaları havalandı ve siyahlar içindeki yüzleri maskeli insanlar yağmurdan sonra biten bambu filizleri gibi ortaya çıkıverdi. Daha ne olup bittiğini net bir şekilde göremeden askerlerin arasından ürkütücü sesler yükseldi. Tepelerine düzinelerce ok, yağmur gibi yağıyordu!

"İmparatoru koruyun! Suikastçılar!"

— —

Yazarın notu:

İşte bugünün bölümü. Tahmin edin, Jingnu ölecek mi? [Doge]

[dailyb-iv]

Week 2- Post 3

For this exercise, I opened YouTube and searched Turkish TV shows. In Bulgaria, a lot of TV channels stream Turkish TV shows. We call them sapunki which means “soapy" because they are all Dramas. A similar concept to this would be Telenovelas. I was interested in finding out more about these TV shows from the Turkish perspective. When I was in Istanbul, we took a boat trip down Bosphorus, and our excursion guide pointed out the homes of some of the most famous Turkish actors, which made me wonder if these shows were a big part of everyday life for people. Now, I want to take this through an academic perspective and investigate the significance of these shows in Turkey. In the US shows like Friends, Gilmore Girls, Grey's Anatomy, The Office, and so many others have a huge role in society. I would like to find the equivalent of those shows in Turkey. I am also interested if there are any derogatory implications in the labeling of such shows, the same way Bollywood can be offensive to Hindi culture.

Search Engine: YouTube Search Terms: Turkish TV

Bibliography

Çalıkuşu. Directed by Çağan Irmak and Doğan Ümit Karaca, performances by Fahriye Evcen, Burak Özçivit, Begüm Kütük Yaşaroğlu, Deniz Celiloğlu, Mehmet Özgür, Elif İskender, Hande Soral, 2013.

Diriliş: Ertuğrul. Directed by Metin Günay, performances by Engin Altan Düzyatan, Esra Bilgiç, Kaan Taşaner, Hülya Darcan, Didem Balçın, Cengiz Coşkun, Nurettin Sönmez, Hande Soral, 2014.

Şahmaran. Directed by Umur Turagay, performances by Serenay Sarıkaya, Burak Deniz, Mustafa Uğurlu, Mahir Günşiray, Hakan Karahan, Elif Nur Kerkük, 2023.

Terzi. Directed by Cem Karcı, performances by Çağatay Ulusoy, Şifanur Gül, Salih Bademci, Olgun Şimşek, 2023.

Making this list, I noticed that a lot of the newest Turkish TV shows were released by Netflix, and although dramas were the prevailing genre, there were also a lot of comedies, crime, and science fiction. TV shows seem like a very interesting way to explore a culture, its representation, and the popularity/impact of those shows around the world.

[perdidagarota]

çok eskiden yalnız mutsuz hissettiğimde kendimi burada bulurdum. çok sevdiğim bir arkadaşım öğretmişti bana bu uygulamayı. şimdi o arkadaşım yok ama en azından hâlâ buraya sığınabilirim. tumblr her zaman bana daha samimi bir yer gibi geldi, değişti mi bilmiyorum ama içimdekileri bir yere dökmezsem çevremdekilerin canını sıkacağım.

beni seven insanları sınayıp duruyorum, ne kadar dayanabilirler, yanımda her şeye rağmen kalabilirler mi? fazla ileri gidiyorum sanırım, çevremde kimse kalmayana kadar devam ediyorum. sonra oturup üzülüyorum neden yalnız kaldım diye. bir bedende hem küçük bi çocuk, hem sinirli bi ergen, hem de kırgın bir kadını taşıyorum. çok istiyorum birine bir şeylere tutunmak, ayakta kalmak. tutunamıyorum çok korkuyorum. sevmek istiyorum, sevgiden gözlerim kör olsun her şeye herkese. sadece onu göreyim onun için yaşayayım. sonra yine korkuyorum, kendimi unutmaktan korkuyorum. ben çok zor buldum kendimi, çok zor çıktım beni attıkları kuyunun dibinden.

kaybetme korkusu dünyanın en tuhaf şeyi. bir çıkmaz gibi, kaybetmekten korkunca kaybediyorsun. bunu bilmek yetmiyor korkunu yenmeye. kaybettikçe uzaklaşıyorum, uzaklaşınca her şeyden geçti sanıyorum, geri dönüp bakınca baştan başlıyor her şey. bir de ben hep geriye dönüp bakıyorum, bir adım atamıyorum geleceğe. geçmişim harika değil hatta baktıkça boğuluyorum sanki. bu canını yakan bir şeye bağımlı olmak gibi bırakamıyorum. oysa geçmişteki o insanlar beni unuttular, ismimi bile hatırlamadıklarına yemin edebilirim. ama ben geleceğimi de onlarla kurmuştum sanırım, şimdi bilmediğim bi geleceğe bakmak geçmişin bu acısından çok daha kötü.

21 olmama son 27 gün. üç sene önceki ile aynı kişiyim... bu da üzüyor beni, olduğum yerde saymaktan yoruldum. planlar yapıp hiçbir şeyi değiştirememekten. çürüdüm, tutunacak dalım kalmadı kendimi yeniden yeşertmem gerek. var mı ki o kadar gücüm, arayıp bulabilir miyim bir yerlerde? kendi kendimi sevmeyi öğrenir miyim? bu sevgi yeter mi peki bana, insan sadece kendi sevgisiyle hayatta kalabilir mi? veya buna bir hayat denir mi?

çok fazla şey kaçırdım gibi hissediyorum. 21 bana uğurlu gelsin, kaçırdıklarımı telafi etsin, yaralarımı sarsın, kalbime huzur versin. çok fazla şey istiyorum çooook fazla ama içimdeki o çocuk doymuyor istemeye devam ediyor sürekli, inan onun susmasını istemiyorum. gözleri ışıl ışıl parlıyo umut veriyo bana.

çok fazla yazdım, bunları biri görür mü okur mu bilmiyorum tek bildiğim bunun bana iyi geleceği. her şeyin iyileşmesinin umuduyla bitiriyorum bugünü. başkalarının mutluluğu için harcadığım saatlere rağmen mutlu edemeyip üstüne kırıldığım bu berbat günü yine de biraz umutla bitirmek zor olsa da imkansız değil.

bunu yazarken dinlediğim şarkıyla avutuyorum kendimi, şarkılara tutunmak güzel bi seçenek bu aralar :')

"just close your eyes, the sun is going down. you’ll be alright, no one can hurt you now..."

[dakikamagazin]

Yabancı Damat dizisinin Mustafa Can'ı Ozan Uğurlu, değişimiyle dikkat çekti

[betweenthetimeandsound]

Remember that time where I wouldn't do another gif recap after song #101?

Well...I lied, and decided to do this one just before the top 50 instead. Here it is in its glory, with a plea to stop nuclear disaster, psychadelic chaos, and a lost musical number.

(I still might do one for my top ten of all-time, though--that's too important to miss out.)

In addition, in lieu of the usual "how are the countries are doing at this stage of the list" post, here's some stats for my top 50 ever.

By Country:

Italy: 7

France: 6

Greece, Norway, Turkey, Ukraine: 4 each

United Kingdom: 3

Bosnia-Herzegovina, Ireland, Israel, Serbia*, Sweden: 2 each

Armenia, Belgium, Cyprus, Denmark, Estonia, Luxembourg, Netherlands, Yugoslavia: 1 each

*I included Serbia-Montenegro 2004 (oops, spoilers!) as part of Serbia, as the country only participated twice.

By Decade:

1990s: 19

2000s and 2010s: 9 each

1970s and 1980s: 4 each

1960s: 3

2021: 2

--on an added note, 1991 has the most songs remaining, with 4. Next up are 1993, 1995, 1997, and 2009 with three songs each.

[couldthisbetrue]

Let’s Talk About...

I've never been so... Undecided about my feelings for a tv show 😂... I've been going back and forth between 'I liked it' and 'I didn't like it' for the past 2 - 3 weeks, until I realised that actually what I was feeling was underwhelmed.

  Ever since I started writing this review/thought post I’ve tried so hard to justify/explain away the shortcomings in Şahmaran to myself (that’s how much I wanted to like the show 😂) unfortunately me being me, I couldn’t ignore them no matter how hard I tried.

   I had/have been looking forward to Şahmaran since before we even had a solid storyline (since the only name attached to the tv show was Serenay's. I kid you not, it has been (at the very least) a year. So you can guess just how high my expectations for Şahmaran were (and they only got higher and higher as time went on with further news about casting/storyline etc).

On the surface it had everything to make it really good - a strong cast, main leads that looked like they would be  🔥 together and a strong, interesting storyline to match everything else it had going for it. Unfortunately, Şahmaran was also let down by all of the things I just mentioned. How so? Well, let me count the ways...

(Apologies in advance for the length of this post 🤣...)

  The cast/characters

  Probably one of the first things I learned about the show (after the fact that it would be about a shape-shifting snake) was about who was going to be part of it.

   I cannot explain my level of excitement on seeing Serenay back on tv after (what was it,) eight years or so? And that too in a show with such a unique premise? I was all like

As if that wasn't enough, Netflix announced that Burak Deniz had been cast as Maran. Call me superficial but two gorgeous people on-screen together, more importantly two that we hadn't seen paired together before? Sign me up! I was looking forward to seeing how the both of them would play off each other on the show.

   They're both brilliant actors so when I saw how their potential was being wasted on Şahmaran I was heartbroken. Oh don't get me wrong, the chemistry and the s**ual tension was there and it was 🔥 BUT I feel like their (non-intimate) scenes together were lacking the emotional depth that would've taken them to a whole other level, as it was though their scenes felt a little empty to me but I think that that had more to do with the depth/emotion missing from the storyline rather than anything else (because I’ve seen both Burak and Serenay (separately) in other shows and trust me, they have no problem bringing it).

  The supporting cast… First of all, let me just say I think it's a real shame that more people aren't talking about the supporting cast and their performance(s) in the show; from  Mustafa Uğurlu to Mahir Günşiray, Şahmaran is full of actors and characters that aren't getting the credit they deserve (in my opinion), Mustafa Uğurlu and Mahir Günşiray are legends of Turkish tv and it shows in their performances, the finesse with which Mustafa Uğurlu played Davut was brilliant, even when I didn't want to keep watching/fast-forwarded my way through episodes (because it was DRAGGING on) I kept watching and would even stop fast-forwarding on his scenes, Şahsu's grandfather's pain was almost palpable thanks to the way that Mustafa Uğurlu portrayed the character. And Mahir Günşiray as the slightly eccentric father but also with an air of seriousness (someone who’s used to being revered and respected) about him? I LOVED IT. Only he could've pulled off that character the way that he did I think.

  I can't talk about supporting characters and not mention the characters of Medine and her husband. On the face of it, I was left thinking (at least at first), 'What was the need for these two characters?' but once I finished watching it and went over my thoughts about the show, I realised that actually theirs was one of the most (quietly) beautiful relationships on the show, even with the lack of screen time they were given. I'm looking forward to seeing where their storyline ends up in Season 2.

   Mert Ramazan Demir - The first time I watched anything featuring him was Yalı Çapkını and I'm glad to see that they didn't change his character in Şahmaran to completely match that of his character Ferit in Yalı Çapkını (with how popular the character of Ferit has become with audiences, I actually thought they might) I liked seeing this more serious side of him, yaay for not type-casting! 

I make this next point specifically because of the 'The only reason Mert Ramazan Demir was included in promotional interviews/marketing for Şahmaran was because Netflix wanted to capitalise on Yalı Çapkını's success’ comments floating around, and as much as it pains me to say this - after actually seeing the show - I have to say I agree. As much as I’m all for Mert Ramazan living his best life (and getting ALL the success), going off the storyline, it would have made more sense for them to have Mustafa Uğurlu (Şahsu's grandfather) in the promo pics rather than Mert Ramazan Demir. I mean the guy’s even mentioned in the description for the show:

"When Şahsu goes to Adana for a lecture, it’s the perfect chance to face her estranged grandfather."

That seems like a pretty important character – and one that should be featured in promo photoshoots with the main characters – don't you think?

   In all honesty? I think all of the supporting characters I've mentioned and those of Bike, Diba and Hare (Maran’s sisters) are what made the unwatchable/boring parts of the show watchable. We need more of them all in Season two please writers.

   The Storyline

  I think that 95% of the problems with Şahmaran (or that Şahmaran had) could have been avoided/would not have been present if the script/storyline had been stronger than it was.

   Let me start off with pacing, you can have the best script/storyline in the world but if the pacing is off? It can spoil everything - and that's what happened in the case of Şahmaran - except Şahmaran, unfortunately didn't have the best script/storyline to begin with, but more on that later.

  Getting back to pacing, it was REALLY slow (at least for me). In a show about shape-shifter snakes, I expected a much faster pace than the one we got. Some viewers have said "Oh well, slow-burn relationship between Şahsu and Maran = the reason for the show’s slow pacing" but that argument doesn't work because you can have the best slow-burn relationship without it (the slow pacing) leaking in to the rest of the show.

   I tried to justify/explain away the pacing issues saying that maybe the reason for the slow-pacing was because they were really going for/playing in to the sleepy, rural, town feel for where Şahsu's grandfather lives hence the deliberate slowness, and okay let's say that's the reason why but then by that same logic shouldn't it have picked up once Şahsu got there? (Because her inadvertently shaking things up was the entire premise of the show) but nope it stayed the same. And again, I think that was because there wasn't enough substance in the overall storyline (so they dragged out whatever they could and ended up affecting the overall pacing of the show).

   There was no sense of urgency in scenes that felt (and were being acted) like they should have had it but that was just one of the many areas where the storyline was lacking to be honest. The majority of each episode felt like a filler episode/full of filler content with maybe one or two scenes (in each episode) that actually took the story just a teeny bit forward each time.

  The issue with pacing could have all been fixed (I think) if only the writers had looked towards the myth/folklore that the tv show was based on for help with more story ideas for their script. I mean you had/have a plethora of (different countries) takes on the legend of Şahmaran to pick and choose bits from, so why not pull from those? Actually, even if they didn't do that, from what I've heard, if they took more inspiration just from the Turkish version of the myth they would have had plenty to make the show REALLY good/something to talk about instead of this bland (for want of a better word) version that we were given.

The tv show was apparently based on this book which maybe explains the constant anti-climactic feel of the episodes and ultimately of the show itself (because sometimes what looks good on the page doesn’t translate well to screen due to time constraints etc) saying that though, I haven't read the book so I can’t speak to how true of an adaptation the tv show actually is of the book, but if following the book is the reason for the problems in the storyline then the responsibility was on the directors, producers and writers of the show and whoever else was in charge of taking the book to screen to make sure that what we saw was both as accurate as possible (to it’s source material) whilst also keeping it exciting enough to keep viewers interested.

I mean as a reader myself, I feel that readers and fans (of any book that is adapted for the screen) don’t want to see a word for word or scene-to-scene adaptation of every single thing exactly the way it was in the book otherwise they would’ve just re-read the book itself right?

  I talked (earlier) a little about how there was no emotional depth to any of Şahsu and Maran's interactions (aside from the intimate scenes) and I think that has more to do with the writers opting for the tell instead show angle when it came to their scenes together. There's a lot of talk about how hard Maran finds it to stay away from Şahsu especially seeing as they're destined to be together etc etc you get the picture but that's all it was - talk. I would have liked to see that struggle translated on to the screen, like-wise show me Şahsu struggling with her attraction to Maran and with the strange goings on in the town instead of just telling me about it.

  It's a shame really, there was so much potential there (if only the writers had been able to get a good balance between the storyline and the mythology it was based on) but it was all wasted and in turn, I feel like Burak and Serenay's talent was wasted too, they didn't get to show the full scope of their acting, and if I'm being completely honest, ended up coming off almost emotionless and cardboard-like in their performances at times (I've seen them both in other shows before and they were really good, so I don’t really know what went wrong here except maybe it was nervouseness or something, stemming from them not having worked together before? Or having to do intimate scenes together without having gotten (the time) to know or get comfortable with each other beforehand?)

   I've gotta say though the emotion really came through for me in the scene between Şahsu and Maran just before the season finished (not the one right at the end but the one just before it where Maran is asking Şahsu to listen to him, for those of you who have watched Şahmaran - and for those of you who haven't, I tried to be as little spoiler-y as possible 😉)

  Something smells Twilight-esque

  According to an entertainment website, the author of the book that Şahmaran was adapted from has previously said (apparently) that she took inspiration from Twilight when writing it (as her children were fans of it). I read about that before I started the show so I knew there may be some similarities to it, I wasn't prepared for just how much some scenes would remind me of Twilight though...

These three scenes stood out to me specifically:

  1) That scene of Maran joining his family at the town festival and them all walking in slowly together - it was very reminiscent of this one from Twilight.

   2)  The Maran - Şahsu - Cihan of it all was very similar to Edward, Bella and Jacob's love triangle, actually the love angle less so, but the animosity that Cihan has for Maran (I'm trying to be as un-spoilery as possible but 😕) definitely gave me Jacob and Edward vibes - especially when you factor in that Mert Ramazan Demir looks a lot like Taylor Lautner/Jacob from certain angles (at least to me and I’ve only noticed it in Şahmaran so far and only during certain scenes). I don't know if the casting directors cast the character of Cihan/Mert Ramazan with that in mind but

3) Maran's siblings' abilities matching those of Nikki Reed and Ashley Green's characters' from Twilight - this one was pointed out by someone else, it's been a LONG time since I watched Twilight so I can't really say for certain if they do or not.

  Overall thoughts

   There will be a Season two apparently (they finished filming it a couple of months ago) so maybe the bulk of the story/mythology is reserved for that season and this one was meant to serve as more of an introduction to the characters/mythology of Şahmaran? I don’t know, I guess we’ll have to wait and see.

Also, I think I have an idea of who will be playing the lady on the marble (again trying to be as less spoiler-y as I can be but

at not being able to/not wanting to spoil it) and its gonna get GOOD and twist-y next season! (at least it will if I'm right in what I'm thinking for the storyline ahead).

  Before I finish up this post, a special mention to the colour scheme used in the show and the almost spooky-like ambience/atmosphere they managed to create - that (and that kind of feel) was what I wanted more of in the show itself, it was all spot on, I really liked it. Oh and I hope we get to see more of Maran's sisters - with their own storyline's (independent of Şahsu and Maran's) in the next season.

I will (hopefully) be watching season two because despite everything I still see potential there and I want to see where the writers go with it (especially seeing as how season one finished). Here’s hoping the next season makes up for what season one lacked.

NOTE: Although inspiration has (apparently) been taken for the show from Twilight, Şahmaran is not intended/recommended for a younger audience due to scenes of a sexual nature

[pazaryerigundem]

Sakarya'da karne sevincine Başkan Alemdar da ortak oldu

https://pazaryerigundem.com/haber/201247/sakaryada-karne-sevincine-baskan-alemdar-da-ortak-oldu/

Sakarya'da karne sevincine Başkan Alemdar da ortak oldu

Sakarya’da eğitim ve öğretim yılının birinci dönemi sona ermesiyle öğrenciler karne sevinci yaşadı.

SAKARYA (İGFA) –  Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, yarıyıl tatiline giren öğrencilerin karne sevincine Arifiye Bekir Sıtkı durgun İlkokulu’nda ortak oldu.

Düzenlenen karne törenine Başkan Alemdar’ın yanı sıra Vali Rahmi Doğan, Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Uğurlu,AK Parti İl Başkanı Yunus Tever,İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Bakırtaş,Arifiye Kaymakamı Ahmet Can Pınar,Arifiye Belediye Başkanı İsmail Karakullukçu, SESOB Başkanı Hasan Alişan, Vakıflar Bölge Müdürü Dr. Haluk Yıldız, ilçe milli eğitim müdürleri, basın mensupları ve veliler katıldı.

Küçük bir mehteran konseriyle başlayan karne törenindeBaşkan Alemdar, öğrencilerin hobi kulüplerinde dönem boyunca hazırladıkları eserleri inceledi. Daha sonra sınıfları tek tek dolaşan Alemdar, Türk bayraklarıyla süslenen okul sıralarında çocukların heyecanını paylaştı, sevincine ortak oldu. Bazı öğrenciler karnelerini Alemdar’ın elinden aldı.

Başkan Alemdar, öğrenciler gayretle çalışırken şehri yönetenler olarak kendileri de yeni neslin geleceğine ışık tutmak, şartlarını iyileştirmek ve hayallerine ulaşmalarını sağlamak için durmadan, yorulmadan çalıştıklarını söyledi.

Öğrencileri iyi tatiller dileyen Sakarya Valisi Rahmi Doğan ise, çocukları günün getirdiği şartlara göre hazırlamak durumunda olduklarını belirterek, iyi tatiller diledi.

Başkan Alemdar ve törene katılan protokol üyeleri, günün anısına çocuklarla fotoğraf çekildi.

[aykutiltertr]

Özledim - Nalan Altınörs ✩ Ritim Karaoke (Nihavend Nihavend Vahde Beste ...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/vxZVoLJEoWA ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Özledim - Nalan Altınörs ✩ Ritim Karaoke (Nihavend Nihavend Vahde Beste Selami Şahin) ❤ ＠ＲｉｔｉｍＫａｒａｏｋｅ Ｍüｚｉｓｙｅ���ｌｅｒｉｎ Ｂｕｌｕşｍａ Ｎｏｋｔａｓı．．．． ➤ SANATÇININ DİĞER ŞARKILARI İÇİN OYNATMA LİSTESİNE BAKABİLİRSİNİZ...         ⭐ 🎧 ╰┈➤   https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupPEkl-kdu1Vql8sovrdF07_ ➤ ESER ADI                : ÖZLEDİM TENİNİN KOKUSUNU ÖZLEDİM �� SÖZ GÜFTE            : SELAMİ ŞAHİN ➤ BESTE - MÜZİK      : SELAMİ ŞAHİN ➤ USÜL                       : 8/8 DÜYEK VAHDE BALAD ➤ MAKAM - DİZİ        : NİHAVEND - MİNÖR ➤ ARANJÖR              : ? ➤ ENSTRÜMANLAR : YAYLI GRUP KEMAN, KLASİK KEMENÇE, ➤ KİMLER OKUDU    : NALAN ALTINÖRS, SILA, SELAMİ ŞAHİN, MUAZZEZ ABACI, UĞUR ASLAN, ➤ FİRMA - ŞİRKETİ   : LİDER MÜZİK Nalan Altınörs ‘Özledim Her Şeyini’ Resmi Müzik Videosu. (1995) Official Audio of ‘Özledim Her Şeyini’ by Nalan Altınörs. (1995) Söz • Selami Şahin Müzik • Selami Şahin Yapım • Lider Music Company                             ŞARKI SÖZÜ ve AKORU Bm                                        G                F# Sen gittin ya yaşantımın bir anlamı kalmadı Em                                                               F#    Bm Sen gittin ya pencereme bir kez güneş doğmadı Em                                                                 G      F# Sen gittin ya senden sonra mutluluğum olmadı Bm                  F#                  G                Bm Senle geçen günlerimin değerini bilmedim Bm                                            Em Özledim teninin kokusunu özledim                                 F#              Bm Özledim sımsıcak nefesini özledim                 G              Em            F# Özledim sohbetini o sesini özledim Em              Bm                   G                  F#       Bm Gelmedin göz bebeğim can yoldaşım gelmedin Bm                                                             G       F# Sen gittin ya gözlerimden yaşlar bir an dinmedi Em                                                               F#    Bm Sen gittin ya ellerimden resmin bir an düşmedi Em                                                                G      F# Sen gittin ya o gün bugün inan yüzüm gülmedi Bm                  F#                  G                Bm Senle geçen günlerimin değerini bilmedim Nalan Altınörs Doğum Mine Nalan Altınörs 20 Mart 1961 (63 yaşında) Ankara, Türkiye Tarzlar Türk Sanat Müziği Etkin yıllar 1983–günümüz Nalan Altınörs (d. 1961, Ankara) Türk şarkıcıdır.[1] Eğitimini Ankara ve İzmir'de tamamladı. 1981'de TRT tarafından Türkiye genelinde açılan sınavı kazanarak birçok Türk Müziği sanatçısının yanı sıra Ferit Sıdal (Türk Müziği nazariyatı), Kutlu Payaslı (repertuvar), Yılmaz Yüksel ve Ahmet Hatipoğlu (solfej) ile eğitim gördü. İki yıllık staj döneminden sonra 1983'te İzmir Radyosu'nda ses sanatçısı olarak göreve başladı ve 1992'de bu görevinden ayrıldı. Bugüne kadar sayısız konser veren Nalan Altınörs'ün repertuvarında genellikle neo-klasik eserler bulunmakta ve seslendirdiği besteciler arasında Sadettin Kaynak, Selahattin Pınar, Dramalı Hasan, Şükrü Tunar, Yesari Asım Arsoy ve Avni Anıl'ın besteleri önemli bir yer tutmaktadır. Sanatçı toplam altı albüm çalışması yapmış,[2] yurt içinde ve yurt dışında pek çok konser vermiştir. Klasik Türk müziği şarkıcıları Ahmet Çalışır · Ahmet Özhan · Ahmet Üstün · Gaye Su Akyol · Alâeddin Yavaşca · Ali Osman Akkuş · Aslı Hünel · Ayla Gürses · Aylin Vatankoş · Ayşe Mine · Ayşe Tunalı · Behiye Aksoy · Bekir Sıdkı Sezgin · Belkıs Özener · Sibel Can · Deniz Kızı Eftalya · Dilek Türkan · Ebru Gündeş · Eda Karaytuğ · Sibel Egemen · Emel Sayın · Ender Doğan · Bülent Ersoy · Esra İçöz · Faruk Tınaz · Gönül Akkor · Gaye Aksu · Gönül Yazar · Hâfız Burhan · Hâfız Post · Hamiyet Yüceses · Seçil Heper · Hüner Coşkuner · İnci Çayırlı · İsmet Yazar · Kâmuran Akkor · Kutlu Payaslı · Mediha Demirkıran · Mehmet Başdurak · Melihat Gülses · Meral Mansuroğlu · Meral Uğurlu · Metin Milli · Mine Koşan · Yılmaz Morgül · Mualla Gökçay · Mualla Mukadder Atakan · Muazzez Abacı · Muazzez Ersoy · Mustafa Keser · Mustafa Sağyaşar · Münip Utandı · Müslüm Gürses · Zeki Müren · Müşerref Akay · Müzeyyen Senar · Nalan Altınörs · Necdet Tokatlıoğlu · Necdet Yaşar · Nesrin Sipahi · Neşe Karaböcek · Nigar Uluerer · Niyazi Sayın · Ömer Altuğ · Semahat Özdenses · Melahat Pars · Perihan Altındağ

[nemrinsblog]

Happy birthday to me🥳, yaxşi ki varam, özümə can sağlığı arzu edirəm 😍,bu yaşım mənə uğurlu gəlsin, İnşAllah ürəyimdə nə arzularım varsa tez bir zaman da həyata keçsin 💙🥺