Tumgik
#CumhurbaşkanıRecepTayyipErdoğan
elazigsurmanset · 8 days
Text
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı görevine Muhsin Şentürk seçildi.
Tumblr media
Seçim, 35 tur sonuçsuz kalan Yargıtay seçimlerinden sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Anayasa'nın 154. maddesi ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 30 ve 32. maddeleri gereğince Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nca gösterilen adaylar arasından yapıldı. Muhsin Şentürk, Yargıtay Daire Başkanı olarak görev yapıyordu. Seçimi Resmi Gazete'de yayımlanan karar ile resmiyet kazandı. Muhsin Şentürk hakkında: Yargıtay Daire Başkanı olarak görev yapıyordu. 35 turluk seçimlerde adaylardan biriydi. Cumhurbaşkanı tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na seçildi. Bu seçimin önemi: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin en üst düzey savcılık makamıdır. Bu makamın kim tarafından doldurulacağı, Türk adalet sistemi için büyük önem taşımaktadır. Muhsin Şentürk'ün seçimi, Türk adalet sisteminin işleyişi ve geleceği hakkında spekülasyonlara yol açtı. Muhsin Şentürk'ün yeni görevindeki öncelikleri neler olacak? Bu konuda henüz net bir bilgi yok. Ancak, Türk adalet sisteminin adil ve bağımsız bir şekilde işlemesi için çalışacağı öngörülüyor.
Tumblr media
Read the full article
0 notes
diyarbakirhaberleri · 6 months
Text
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vietnam Başbakanı Chinh’i kabul etti
ICYMI: https://www.haberidiyarbakir.com/cumhurbaskani-erdogan-vietnam-basbakani-chinhi-kabul-etti/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr
0 notes
gundemege · 1 year
Text
Yılın ilk MGK'sı toplanıyor! Masada kritik konular var
Tumblr media
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki MGK toplantısında, Irak ve Suriye'nin kuzeyinde yürütülen terörle mücadele operasyonları başta olmak üzere birçok stratejik bölgesel ve ulusal güvenlik konusunun ele alınması bekleniyor.Toplantıda, Pençe serisi operasyonlar başta olmak üzere terörle mücadelede gelinen son aşamanın detaylı şekilde masaya yatırılması ve terörle mücadele konusunun toplantının önemli gündem maddelerinden biri olması öng��rülüyor.Teröristler tarafından geçen hafta, Suriye kuzeyinden Öncüpınar Sınır Kapısı'na yapılan saldırı sonrasında terör örgütüne yönelik gerçekleştirilen operasyonlarla Suriye ile 12 senenin ardından başlayan üst düzey temasın da MGK gündemine gelmesi bekleniyor.Sınır güvenliği kapsamında yürütülen faaliyetlerin de toplantıda ele alınacak önemli başlıklar arasında yer alması, PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı yürütülen operasyonların toplantıda görüşülmesi planlanıyor.Toplantıda ele alınacak bir diğer önemli konunun, Yunanistan'ın yürüttüğü silahlanma faaliyetleri ile Ege'deki provokasyonlarının olacağı tahmin ediliyor. Rusya-Ukrayna Savaşı'nın da ele alınması beklenen toplantıda, tahıl koridoruyla ilgili gelişmeler başta olmak üzere, Türkiye'nin barış için yürüttüğü çalışmalar, arabuluculuk ve kolaylaştırıcılık faaliyetleri ile insani yardım ve kalıcı ateşkes konularının görüşüleceği tahmin ediliyor.Son Read the full article
0 notes
haber71net · 3 years
Photo
Tumblr media
Bulu Görevden Alındı Boğaziçi Üniversitesi'nde seçimle değil atanarak göreve gelmesi nedeniyle uzun süredir akademisyen ve öğrencilerin protesto ettiği rektör Prof. Dr. Melih Bulu, Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile görevden alındı. https://www.haber71.net/bulu-gorevden-alindi/?feed_id=3602&_unique_id=60f026fb50a98
0 notes
dolarkactl · 4 years
Text
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik hakaret içeren paylaşımlara suç duyurusu
Tumblr media
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel tarafından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 7 ayrı dilekçede, Twitter'da paylaşım meydana getiren 6 ve Facebook'ta paylaşım meydana getiren 1 kullanıcının, "kamu görevlisine hakaret " ve "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlarını işledikleri açıklandı. Suç duyurusu dilekçelerinde, @DilaKoyurga, alevdoga1, @uykututulmasi,@yasinergull, @volkangurboga, @cinarozcan_tr adlı kullananların Twitter, "Halil Arda" adlı kullanıcının ise Facebook üstünden yaptığı paylaşımla suç işledikleri ifade edildi. Şüphelilerden bazılarının geçmiş dönemde yaptıkları paylaşımlar sebebiyle, basın ve yayın kanalıyla o dönem Başbakan olarak vazife yapmakta olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı "basın kanalıyla kamu görevlisine hakaret" suçundan, bazı güncel paylaşımları sebebiyle de "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan yargılanması istenen dilekçede, açılacak kamu davalarında müdahillik talebinde bulunulmuş oldu. "Ağır hakaret ve saldırı" Dilekçelerde, bu kullanıcıların adı geçen toplumsal paylaşım siteleri üstünden yazdıkları yorumlarla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişilik haklarına saldırı kastıyla onur, haysiyet ve onuruna yönelik alaycı ifadelerle ağır hakaret ve saldırıda bulundukları dile getirildi. Kullanıcıların yaptıkları paylaşımlara ve paylaşım zamanlarına yer verilen dilekçelerde, ilk olarak şüphelilerin sorumluluklarının 5651 sayılı İnternet Ortamında Meydana getirilen Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Ile alakalı Kanun gereğince belirlenmesi talep edilirken, bu kişilerin "toplumsal medya kullanıcıları" anılan kanunun 1/f maddesi uyarınca içerik sağlayıcılar olduğu aktarıldı. İçerik sağlayıcının, web ortamı üstünden kullanıcılara sunulan her türlü data yada veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek yada tüzel kişileri temsil ettiğine dikkat çekilen dilekçelerde, aynı kanunun 4. maddesinin ise içerik sağlayıcının sorumluluğunu düzenlemiş olduğu, buna gore paylaşımı yapanların görevli tutulması gerektiği ifade edildi. "İfade özgürlüğü kapsamına giremez" Şüphelilerin küfür ve hakaret içeren iddia ve ithamlarının açıkça kabahat teşkil ettiği, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve mahkeme kararları ile koruma altına alınmış olan kişilik haklarının açıkca ihlal edilmiş olduğu aktarılan dilekçelerde, şikayetlere mevzu paylaşımların bu sebeple ifade özgürlüğü kapsamına giremeyeceği vurgulandı. Dilekçelerde, şüpheliler tarafınca gerçekleştirilen eylemlerin Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "Şerefe karşı suçlar" bölümündeki yer edinen "hakaret" suçlarını oluşturduğu belirtilerek, suçun yasal unsurlarının gerçekleştiği, eylemlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, ifade özgürlüğü ile başkalarının hak ve itibarına saygı hakkı içinde demokratik toplumun gerekleri dikkate alınarak adil bir denge kurulması gerektiği, iç hukukta ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde güvence altına alınan her iki hakkın da aynı derecede ve eşit saygıyı hak etmiş olduğu, ifade özgürlüğünün, sınırsız bir hak niteliği taşımadığı, sözleşmenin 10. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen amaçlarla sınırlandırılabileceği ve demokratik toplumdaki önemine rağmen ifade özgürlüğünün, mutlak özellikte olmayıp bazı sınırlamalara doğal olarak olduğu ifade edildi. "Kişisel saldırı içeren sözlerin kabul edilebilir sınırları aşması..." İfade özgürlüğünün sınırları mevzusunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa'nın ilgili maddelerine yer verilen dilekçelerde, şu ifadeler yer aldı: "Başkalarının şöhret ve haklarının korunması hakkı ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasında meşru amaçlardan biri olarak hem sözleşme hem de Anayasa tarafınca kabul edilmektedir. Kişinin şeref ve itibarının korunması hakkı, ifade özgürlüğüne sözleşmeyle getirilmiş en mühim sınırlama sebeplerinden birini oluşturmaktadır. Dolayısıyla kara çalma, sövgü, onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici söz ve beyanlar, müstehcen içerikli söz, yazı, fotoğraf ve açıklamalar, savaş kışkırtıcılığı, hukuk düzenini cebir kanalıyla değiştirmeye yönelen, nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik bulunan ifadeler ise düşünce özgürlüğü bağlamında hukuki koruma görmemekte, kabahat sayılmak suretiyle cezai yaptırımlara bağlanabilmektedir. Anayasa Mahkemesi'nin 2014/1577 numaralı başvuru hakkında verdiği 25 Ekim 2017 tarihindeki kararda, ifade özgürlüğünün sınırsız olmadığı ve kaba, aşağılayıcı, ufak düşürücü, abartılı kişisel saldırı içeren sözlerin (olayın tarafları ve konuşmanın çerçevesi politik alanda kalsa bile) kabul edilebilir sınırları aşması sebebiyle siyasal bir tartışma içindeki bir görüş olarak değerlendirilemeyeceği, siyasal kimliği de olsa kişilerin kaba, sert, aşağılayıcı ifadelere katlanmak zorunda olmadığı ifade edilmiştir. Böylece Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün bazı sınırlarının olduğuna karar verilmiştir." Dilekçelerde, şüphelilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı cemiyet nezdinde ufak düşürmek ve Erdoğan'a hakaret etmek kastıyla gerçekleştirdiği eylemleri sebebiyle, şahsa yönelik meydana getirilen saldırının önlenmesi ve suçu sabit olan şüphelilerin cezalandırılması maksadıyla başsavcılığa başvurma zarureti doğduğu da aktarıldı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan değişik dilekçelerde, şüpheli toplumsal medya kullanıcılarının gerçekleştirdikleri paylaşımlar ek olarak sunuldu. Türk Ceza Kanunu'nun "kamu görevlisine hakaret" suçunu düzenleyen 125. maddesinde, 1 yıldan 2 yıl 4 aya, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçunu düzenleyen 299. maddesinde ise 1 yıldan 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası öngörülüyor. Avukat Ahmet Özel'den açıklama Ahmet Özel, mevzuya ilişkin yapmış olduğu açıklamada, dün itibarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'a galiz şekilde hakaret ve küfür eden CHP İzmir Teşkilatında değişik kademelerde görevde bulunan 5 şahıs hakkında kabahat duyurusunda bulunduklarını söylemiş oldu. Özel, şöyle devam etti: "İçinde parti yönetiminde üst konumda bulunan, belediye başkanlığı, il yönetim kurulu üyeliği, gençlik kolları başkanlığı, belediye meclis üyeliğinde bulunanlar var. Bu şahısların hepsinin benzer şekilde ağır hakaretlerle Cumhurbaşkanımızı hedef alması, bu işin dizgesel olarak parti politikası şeklinde uygulandığını göstermektedir. Her fırsatta, siyasette terbiye, erdem ve etik ilkelerden bahseden CHP yöneticilerinin Cumhurbaşkanımızı hedef alarak hakaret etmeleri, bizlere bunların hiçbir değerinin olmadığını göstermektedir." Bu durumun kural dışı bir durum olmayıp artık CHP'nin genel durumunu gösterdiğini özetleyen avukat Hususi, şunları kaydetti: "Nitekim son olarak kısa sürede CHP Genel Başkan Yardımcısı Engin Özkoç olmak suretiyle, bundan önceki süreçlerde de CHP'de politika meydana getiren milletvekillerinden, grup başkan vekillerine birçok şahıs Sayın Cumhurbaşkanımıza galiz şekilde hakaretler etmişlerdi. Dolayısıyla bu durum CHP'li yöneticilerin demokratik değerlerden ne kadar uzak bulunduğunu bir kere daha bizlere göstermiştir. Bugün 27 Mayıs darbesinin 60. yılı, o gün bu darbeyi yapanlara en büyük destek veren, tabiri caizse darbenin ortağı olan siyasal fikir, şimdi de bu dili kullananların babalarından dedelerinden başkası olması imkansız kanaatindeyim. Sadece biz devamlı Cumhurbaşkanımıza karşı bu dili kullananların takip edeni olacağız. Hem teşhir edeceğiz ve hem de gerek cezai gerek hukuki müracaatlarımızı yaparak hukuk önünde hesap soracağız. Kimse bu hakaretleri şu süre oldu, geçti vesaire diye yada insan hakları ve fikir özgürlüğü söylemi ile lütfen savunmasın. Hakaret ve sövgü içerikleri delildir ve sabittir." Kabahat duyurusunda şüpheli olarak yer edinen 7 kişiden Halil Arda'nın Gaziemir Belediye Başkanı, Dila Koyurga'nın CHP Karabağlar Belediye Meclis Üyesi, Yasin Ergül'ün CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı, Volkan Gürboğa'nın CHP İzmir/Karabağlar eski gençlik kolları başkanı ve halen İl Yönetim Kurulu Üyesi ve Caner Gül'ün İzmir CHP Teşkilatı üyesi oldukları öğrenildi. Read the full article
0 notes
teknositesii · 4 years
Text
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Anneler Günü Mesajı!
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan özel mesaj yayınladı! Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Anneler Günü Mesajı! 10 Mayıs 2020 tarihinin Anneler Günü olması sebebiyle Cumhurbaşkanımız tüm annelerimizin Anneler Günü'nü tebrik etti. Bizim haricimizde Tüm annelerin Anneler Günü'nü kutlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:
Tumblr media
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Gelecek nesillerin yetiştirilmesinde en büyük sorumluluğu üstlenen, fedakarlığın ve sınırsız sevginin timsali, en kıymetli sığınağımız, ilk öğretmenimiz annelerimizin, Anneler Günü’nü tebrik ediyorum. Hepimiz için şefkat yuvası ve güvenli bir liman olan annelerimiz, "Cennetin annelerin ayaklarının altında olduğuna" inanan bizler için baş tacıdır. Üzerimizdeki haklarını hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz annelerimiz, geleceğimizi emanet ettiğimiz çocuk ve gençlerimizin duygularının, düşüncelerinin ve karakterlerinin şekillenmesinde temel rol üstlenmekte; karşılıksız sevgi, sabır ve fedakarlık gibi yüce hasletleriyle tüm topluma örnek olmaktadırlar. Evlatları için tüm zorluklara göğüs geren ve engin hoşgörüsüyle yolumuzu aydınlatan annelerimizin, ihtiyaçlarının ve beklentilerinin karşılanması, mutlu ve huzurlu olmaları, hayat şartlarının iyileştirilmesi hususunda yılmadan çalışmayı sürdüreceğiz. İstikbalimizin, birlik ve beraberliğimizin en önemli mimarları olan, her daim hürmetlerin en büyüğünü hak eden annelerimizin, Anneler Günü’nü kutluyor; ahirete irtihal etmiş tüm annelerimizi rahmetle ve minnetle yad ediyorum" dedi.
10 Mayıs Anneler Günü Kutlu Olsun!
Tumblr media
10 Mayıs Anneler Günü Kutlu Olsun! İlk defa 5 Mayıs 1955 yılında kutlanmaya başlanan annelerimizin özel günü o günden bu güne değin kutlanmaya devam etmektedir. Bu yıl corona virüsü salgını nedeniyle annelerimize sarılamasak da onları bir telefonla arayıp, küçük bir hediye gönderip gönüllerini alabiliriz. Bizim için hayatlarını feda eden, ayağımız taşa değmesin diye her daim kendilerinden fedakarlık yapan tüm annelerimizin biz de Teknositesi ailesi olarak Anneler Günü'nü Kutlarız. 10 Mayıs Anneler Günü Kutlu Olsun! Read the full article
0 notes
elazigsurmanset · 16 days
Text
Türkiye ve Kuveyt Arasında 6 Anlaşma Yapıldı..
Tumblr media
2024 Mayıs ayı başında, Kuveyt Emiri Mişal el Ahmed el Cabir el Sabah'ın resmi ziyareti sırasında Türkiye ile Kuveyt arasında 6 yeni anlaşma imzalandı. Bu anlaşmalar, iki ülke arasındaki ilişkileri çeşitli alanlarda geliştirmeyi amaçlamaktadır. İmzalanan Anlaşmalar: Yatırım Tanıtım Faaliyetlerinde İşbirliği: Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Kuveyt Yatırım Kurumu arasında imzalanan bu anlaşma, iki ülkedeki yatırım imkanlarının tanıtılması ve yatırımcıların teşvik edilmesi için iş birliğini öngörmektedir. Serbest Bölgelerde İşbirliği: Ticaret Bakanlığı Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü ve Kuveyt Doğrudan Yatırım Teşvik Otoritesi arasında imzalanan bu anlaşma, serbest bölgelerde karşılıklı yatırımların teşvik edilmesi ve iş birliğinin geliştirilmesi için bir çerçeve oluşturmaktadır. Konut Refahı ve Altyapısı: Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kuveyt Devleti Konut İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı arasında imzalanan bu anlaşma, konut ve altyapı alanlarında bilgi ve deneyim paylaşımı, ortak projeler ve iş birliği için bir platform sunmaktadır. Afet ve Acil Durum Yönetimi: Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ve Kuveyt Devleti İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü arasında imzalanan bu anlaşma, afetlere karşı hazırlık, müdahale ve kurtarma çalışmaları ile ilgili iş birliğini ve bilgi paylaşımını geliştirmeyi amaçlamaktadır. Devletten Devlete Savunma Sanayii Tedarik Sözleşmeleri: Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ve Kuveyt Devleti Savunma Bakanlığı arasında imzalanan bu anlaşma, savunma sanayii alanında karşılıklı tedarik ve iş birliğini düzenlemektedir. Ortak Stratejik Diyalog Kurulması: Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve Kuveyt Devleti Dışişleri Bakanlığı arasında imzalanan bu anlaşma, iki ülke arasında siyasi, ekonomik ve diğer alanlarda stratejik diyaloğu ve iş birliğini geliştirmek için bir platform oluşturmaktadır. Anlaşmaların Önemi: Bu anlaşmalar, Türkiye ve Kuveyt arasındaki ilişkileri siyasi, ekonomik, ticari, askeri ve kültürel alanlarda daha da güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Anlaşmalar, iki ülke arasındaki yatırımları teşvik edecek, iş birliğini artıracak ve bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunacaktır. Read the full article
0 notes
diyarbakirhaberleri · 6 months
Text
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vietnam Başbakanı Chinh’i kabul etti
https://www.haberidiyarbakir.com/cumhurbaskani-erdogan-vietnam-basbakani-chinhi-kabul-etti/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr
0 notes
egedensondakika · 4 years
Text
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Ak Parti'ye üyelik paylaşımı
Tumblr media
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sosyal medya Instagram hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti: "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin milletimiz tarafından kabul edilmesiyle birlikte, Binali Yıldırım kardeşim başta olmak üzere tüm dava arkadaşlarımın sahip çıktığı yuvamız AK Parti'ye tekrar resmen üye oluşumuzun üzerinden 3 yıl geçti. Partimiz çatısı altında birlikte bulunduğum tüm kardeşlerim gibi bu davanın neferi olduğum için Rabbime her gün hamd ediyorum." Read the full article
0 notes
egedesonnokta · 4 years
Text
Bakan Berat Albayrak'ın görevden af talebi kabul edildi
Tumblr media
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın görevden af talebine ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamada, "Albayrak'ın görevden af talebi kabul edilmiştir" ifadeleri yer aldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın görevden af talebinin kabul edildiğini bildirdi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin Cumhuriyet tarihindeki en büyük yönetim reformu olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kabinesini kurarak milletin takdirine sunduğu belirtildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabinede yer verilen bakanların 10 Temmuz 2018'de Meclis'te yemin ederek resmen görevlerine başladıkları, daha önceki hükümette Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yapan İstanbul Milletvekili Berat Albayrak'ın Cumhuriyet'in 66'ncı hükümeti olan bu kabinede Hazine ve Maliye Bakanı olarak yer aldığı hatırlatıldı. Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Bölgesel ve küresel siyasi krizlere ilave olarak koronavirüs salgını sebebiyle gelişmiş devletlerin dahi ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığı bir dönemde, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın gayretleriyle ülkemiz, bu kritik süreçte olabilecek en az hasarla yoluna devam etmiş, Sayın Bakanımızın başarıları Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından takdir edilmiştir. Bilindiği gibi 8 Kasım 2020 Pazar akşamı Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak, sosyal medya hesaplarından birinde, sağlık nedenleriyle görevden affını isteyen bir açıklama yayınlamıştır. Cumhurbaşkanımız tarafından yapılan değerlendirme sonunda, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın görevden af talebi kabul edilmiştir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur." Read the full article
0 notes
emlakhaber · 4 years
Text
100 Bin Sosyal Konut Tanıtım Toplantısı
Tumblr media
"2020 programımız kapsamında ülkenin 81 vilayetinde 100 bin sosyal konutun da inşa sürecini başlatıyoruz. İnşallah yılbaşı itibarıyla temeli attıktan sonra azami 1 ila 1,5 yıl içinde konutları bitirip sahiplerine teslim edeceğiz" "Böylece 100 bin dar gelirli ailemizin kira öder gibi konut sahibi olabilmelerini temin edeceğiz"
Tumblr media
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen 100.000 Sosyal Konut Tanıtım Toplantısı'na katılarak konuşma yaptı. ( Cumhurbaşkanlığı / Murat Çetinmühürdar - Anadolu Ajansı ) - "Bu konutlar 2 artı1 brüt 75 ve 85 metrekare ile 3 artı 1 brüt 100 metrekare olarak projelendirilecektir. 100 bin konutluk bu projenin toplam yatırım bedeli yaklaşık 17 milyar 300 milyon lirayı buluyor" - "Bu konut projeleri, meydanı, camisi, okulu, çarşısı, parkı, yeşil alanı, bina cepheleri ve diğer tüm özellikleriyle geleneksel mahalle kültürümüzü yaşatacak şekilde tasarlanacaktır"
Tumblr media
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 100.000 Sosyal Konut Tanıtım Toplantısı'na katılarak konuşma yaptı. ( Abdulhamit Topal - Anadolu Ajansı ) ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "2020 programımız kapsamında ülkenin 81 vilayetinde 100 bin sosyal konutun da inşa sürecini başlatıyoruz. İnşallah yılbaşı itibarıyla temeli attıktan sonra azami 1 ila 1,5 yıl içinde konutları bitirip sahiplerine teslim edeceğiz." dedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 100 Bin Sosyal Konut Tanıtım Toplantısı'nda konuştu. https://www.youtube.com/watch?v=OEaykUpzk4U&feature=youtu.be&ab_channel=Emlak.Haberi Projeye öncülük eden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile finansmanına destek veren Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerini tebrik eden Erdoğan, böylece 17 yıldır sürdürdükleri şehircilik hamlesine yeni bir altın halka daha eklemiş olduklarını söyledi. Bugüne kadar TOKİ vasıtasıyla yüzde 90'ı sosyal konut vasfında 857 bin konut inşa edildiğini bildiren Erdoğan, ayrıca 24 bin derslikli okullar, 40 bin yatak kapasiteli hastaneler, bine yakın ticari iş yeri, kamu kurumlarının hizmet binaları, stadyumlar, çok sayıda sosyal ve kültürel tesisin TOKİ tarafından ülkeye kazandırıldığını, ülke genelinde 96 millet bahçesinin de TOKİ tarafından inşa edildiğini belirtti.
Tumblr media
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 100.000 Sosyal Konut Tanıtım Toplantısı'na katıldı. ( Cumhurbaşkanlığı / Murat Çetinmühürdar - Anadolu Ajansı ) Bu yılın ilk aylarında 250 bin sosyal konut kampanyası çerçevesinde başlatılan ilk 50 binlik konut projesinin vatandaşlardan büyük ilgi gördüğünü ifade eden Erdoğan, "Biz de hem sayıyı artırmaya hem de kampanyayı sürekli hale getirmeye karar verdik. Bugünkü tanıtım töreniyle 2020 programımız kapsamında ülkenin 81 vilayetinde 100 bin sosyal konutun da inşa sürecini başlatıyoruz. İnşallah yılbaşı itibarıyla temeli attıktan sonra azami 1 ila 1,5 yıl çinde konutları bitirip sahiplerine teslim edeceğiz." diye konuştu.  Hedeflerinin bundan sapma olmaması ve vatandaşların zemin artı 2, zemin artı 3 ya da zemin artı 4 olmak üzere bu binalara yerleşmeleri olduğuna değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu sağlamak suretiyle hem depreme dayanıklı hem de görünümü itibarıyla gerçekten kadim tarihimizdeki mahalle kültürünü yeniden hakim kılmanın adımlarını atmış olacağız. Bu projelerle vatandaşlarımıza yüzde 10 peşinatın ardından kalan tutarın tamamı için aylık 894 liradan başlayan taksitler ve 240 aya varan vadelerle ev sahibi olma imkanını sağlayacağız. Böylece 100 bin dar gelirli ailemizin kira öder gibi konut sahibi olabilmelerini temin edeceğiz. Bu konutlar 2 artı1 brüt 75 ve 85 metrekare ile 3 artı 1 brüt 100 metrekare olarak projelendirilecektir. 100 bin konutluk bu projenin toplam yatırım bedeli yaklaşık 17 milyar 300 milyon lirayı buluyor." - "Sadece ekonomik değil kültürel bakımdan da önemli" Kampanyanın sadece ekonomik bakımdan değil kültürel bakımdan da önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, projelerin meydanı, camisi, okulu, çarşısı, parkı, yeşil alanı, bina cepheleri ve diğer tüm özellikleriyle geleneksel mahalle kültürünü yaşatacak şekilde tasarlanacağını bildirdi. Projedeki yapılara ilişkin bazı özellikleri anlatan Erdoğan, Karadeniz Bölgesinde geleneksel yığma taş yapıları andıracak biçimde cephede zemin kat seviyesinde yöresel taş kaplamalar, üst katlarda ahşap hissi verecek ahşap görünümlü kaplamalar ve eğimli çatı saçaklarını destekler nitelikteki eli böğründeler yapmak suretiyle Karadeniz'e özgü yöresel ahşap ve taş yapı elemanlarının karma şekilde kullanılacağını dile getirdi. Erdoğan, Osmanlı'nın başkentlerini barındıran Marmara Bölgesi'nin ise Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısı olması nedeniyle bu bölgede hem geleneksel hem modern yapılar inşa edileceğini, depreme dayanıklı, yeşili bol, mahalle kültürünü yansıtan tasarımlar ile kalabalık nüfusun rahatça nefes olabildiği alanlar inşa edileceğini aktardı. Ege Bölgesi'nde iklim koşullarına uygun, açık renkli cephe kaplamaları ve boyamaları, cephede derzlemeler, ahşap görünümlü kat silmeleri ile dikmeler, yer yer cephe süslemeleri ve kiremit çatılarıyla Ege'nin geleneksel zarif dokusuna uygun nitelikte çözümlemeler yapılacağına değinen Erdoğan, Akdeniz'de de bölgenin kıtaları aşan iklimiyle barışık, güneş ışınlarını yansıtacak canlılıkta doku ve renkleriyle sade ve yalın cephe çizgileri, yer yer teras, yer yer eğimli çatılarıyla geleneksel kemerli pencereler ve ferforje işlemeleriyle Akdeniz mimari kültürünün yaşatılacağına işaret etti. İç Anadolu'da kıvrımlı yolları, şirin sokakları, ahşap süslemeli bitişik düzenli yapıları, cumbalı evleriyle örf adet ve gelenekleri yaşatan mahalle kültürünü benimseten konutlar yapılacağı bilgisini veren Erdoğan, Doğu Anadolu'da karasal iklimin gündüz sıcak gece soğuk tavrına ve arazinin zor şartlarına cevap verebilecek nitelikte cephe unsurlarının bölgenin yapısına uygun malzemelerden seçilmesine özen gösterileceğini ifade etti. Erdoğan, genellikle eğimli çatılar ve geniş saçaklarıyla taş dokulu pencere söveleri ve kat silmeleriyle bölgenin mimari diline uygun tasarımlar yapılacağını anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güneydoğu Anadolu için de yöresel taşların hakim olduğu cephe kaplamaları ve motif işlemeleri esas unsur olmakla birlikte yer yer kullanıma uygun düz damların ve büyük balkonların, yer yer eğimli metal çatıların ve geniş saçakların yanı sıra mahremiyet unsurlarının ön planda tutulduğu yerleşim planı kararlarının alındığına dikkati çekti. Yakın tarihte ülkenin yaşadığı, ekonomik ve sosyal krizlerin diğer alanlarla beraber şehirler üzerinde de olumsuz etkiler yarattığının altını çizen Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: "Hiç şüphesiz bu menfi etkilerin başında çarpık kentleşme gelmektedir. Bizim 17 yıldır ortadan kaldırmaya çalıştığımız çarpık kentleşme sorunu 1950'lerden itibaren başlayan çoğu ekonomik sebepli düzensiz göçlerin sonuçlarından bir tanesidir. İnsanoğlu göğe yakın değil toprağa yakın yaşamalıdır. Ama öyle konutlar yapıldı ki 20-30-40-50 kat bu binaların içerisinde yaşamak mümkün değil. Bu bizim komşuluk hukukumuzu da ortadan kaldırdı. Aynı binanı içinde yaşıyor ama birbirlerini tanımıyor. Komşu ölüyor, diğerinin ondan haberi yok. Bu bize yakışmıyor ve yakışmadı. İşte onun için bizim yeniden o geçmişte olduğu gibi mahale kültürümüzü inşa etmemiz lazım. Bunu inşa ettiğimiz zaman dayanışmamız çok daha farklı olcaktır. Komşuluk hukukumuz çok daha farklı gelişecektir." Read the full article
0 notes
turkiyedeenerji · 4 years
Text
TANAP doğalgazı Avrupa’ya taşıyacak
Tumblr media
Güney Gaz Koridoru’nun en önemli halkası Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nin (TANAP) Avrupa bağlantı açılışı, Edirne İpsala’daki TANAP MS4 Ölçüm İstasyonu’nda yapıldı. Uluslararası törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi Şefik Caferoviç, Gürcistan Başbakanı Giorgi Gakharia, Türkiye, Katar, Kuzey Makedonya ve Bulgaristan’dan bakanlar, İtalya, Yunanistan, Bosna Hersek, Sırbistan ve Avrupa Birliği temsilcileri, SOCAR, BOTAŞ ve BP üst düzey yöneticilerinin yanı sıra iş dünyasının önemli temsilcileri katıldı. Türkiye ve Azerbaycan’ın enerji alanındaki stratejik iş birliğinin en önemli projelerinden biri olan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nin (TANAP) Avrupa bağlantısı, uluslararası bir törenle açıldı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ev sahipliğinde, Edirne’nin İpsala ilçesindeki MS-4 Ölçüm İstasyonu’nda gerçekleştirilen,  Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in teşrif ettiği törene Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi Şefik Caferoviç, Gürcistan Başbakanı Giorgi Gakharia, Türkiye, Katar, Kuzey Makedonya ve Bulgaristan’dan bakanlar, İtalya, Yunanistan, Bosna Hersek, Sırbistan ve Avrupa Birliği’nden temsilciler, SOCAR Başkanı ve TANAP Yönetim Kurulu Başkanı Rövnag Abdullayev,  BP ve BOTAŞ’tan oluşan proje ortaklarının üst düzey yöneticileri ve Güney Gaz Koridoru’nu oluşturan ülkelerin sektör temsilcileri de katıldı. Törende konuşan SOCAR Başkanı ve TANAP Yönetim Kurulu Başkanı Rövnag Abdullayev, “Geçen sene Güney Gaz Koridoru ve onun en önemli halkası olan TANAP’ın birinci kısmını faaliyete geçirdik. Bu gün ise TANAP, Avrupa’ya doğalgaz taşımak için tamamen hazır duruma getirilmiştir. Türkiye’nin doğusundan batısına kadar uzanan bu tarihi iletim hattının inşaatı, zamanında ve yüksek kaliteli bir şekilde tamamlanmıştır. Türkiye-Yunanistan sınırında TANAP’a bağlanacak Trans Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı’nın (TAP) inşaatı da sona erdikten sonra tarihte ilk defa Azerbaycan gazı Hazar Havzası’ndan Avrupa pazarlarına, doğrudan iletilmiş olacak. Böylece, Avrupa’nın yeni gaz tedarikçisi olmanın yanı sıra, Türkiye’nin de en büyük ikinci doğalgaz tedarikçisine de dönüşmeyi hedefliyoruz. Ortaklarımızla birlikte üstlendiğimiz bu dev projeyi başarılı bir şekilde hayata geçirebildik. SOCAR olarak yurtdışında ilk kez bu denli karmaşık bir projeyi yönetmemize karşın, inşaat çalışmalarını yüksek verimlilikle tamamlamayı başardık. Projeyi değerlendiren uluslararası danışmanlık firmalarının öngördüğü maliyetten daha düşük bir rakamla inşaatı tamamlayarak, boru hattının hissedarları olan Azerbaycan ve Türkiye devletine, aynı zamanda BP şirketine önemli tasarruf sağlamış olduk” dedi. TANAP projesi için uluslararası danışmanlık şirketlerinin öngördüğü 11,7 milyar dolarlık yatırım değeri, etkili yönetim sonucunda 6,5 milyar dolara kadar düşürülürken, maliyette yüzde 45’lik tasarruf elde edildi. TANAP kapsamında tüm çalışmaları zamanında ve yüksek kaliteli bir şekilde tamamlayan SOCAR, harcamaları düşürmesi sayesinde başta Azerbaycan ve Türkiye olmak üzere, boru hattı hissedarlarına 5,2 milyar dolar tasarruf sağladı. 3,3 MİLYAR METREKÜP GAZ TAŞINDI Ticari operasyon kapsamında 25 Kasım 2019 tarihi itibarıyla BOTAŞ’a 3,3 milyar metreküp gaz taşıyan TANAP, 2019 yılının haziran ayından 2020 yılının haziran ayı sonuna kadar, Türkiye’ye 4 milyar metreküp doğalgaz taşınmasını taahhüt ediyor. 2020 yılının haziran ayı sonundan itibaren ise Türkiye yıllık 6 milyar metreküp doğalgaz almaya başlayacak. Azerbaycan gazı önümüzdeki yıldan itibaren Avrupa pazarlarına da ulaşacak ve 16 milyar metreküplük bir taşıma hacmine ulaşacak. Bunun 10 milyar metreküpü 2020 yılından itibaren Avrupa'ya ihraç edilecek. Yapılacak ek yatırımlarla TANAP’ın doğalgaz taşıma kapasitesi 31 milyar metreküpe çıkabilecek. TANAP’ın, Türkiye-Gürcistan sınırından Eskişehir’e kadar olan kısmının açılışı 12 Haziran 2018’de uluslararası bir törenle yapılmış ve 30 Haziran 2018 tarihi itibarıyla Türkiye’ye ticari gaz akışı başlamıştı. Boru hattının Eskişehir ile Türkiye-Yunanistan sınırındaki Avrupa bağlantı noktası arasında kalan bölümünde mekanik tamamlanmaya 2018 yılı sonunda ulaşılmış, Nisan 2019’da ise hat dolumuna ve gazlı testlere başlanmıştı. 1 Temmuz 2019 tarihi itibarıyla Avrupa’ya gaz akışına tamamen hazır hale gelen TANAP, “Türkiye, Ortadoğu ve Avrupa’nın en uzun ve en geniş çaplı uluslararası doğalgaz boru hattı” unvanını kazanarak adını tarihe altın harflerle yazdırdı. RAKAMLARLA TANAP: Toplam uzunluğu 1.850 kilometre.Boru hattının yüzde 30’dan fazla kısmı deniz seviyesinden 2 bin metre yukarıda inşa edildi.TANAP projesinde 135.332 ana hat borusunun kaynağı yapıldı. Proje kapsamında 114.690.031 adam saat emek sarf edilirken, hattın geçtiği en yüksek nokta 2.760 metre, en derin noktası ise deniz seviyesinin 65 metre altında oldu. İnşaat faaliyetleri kapsamında 50.633.382 metreküplük kazı çalışması ve 7.000’e yakın özel geçiş gerçekleştirildi. Projenin en yoğun döneminde 13.000 kişinin çalıştığı TANAP’ta 30 Haziran 2018 tarihi itibarıyla ticari gaz akışı başladı. Kaynak hacmi itibarıyla Türkiye’de özel sektör eliyle uygulamaya aktarılan en büyük sosyal ve çevresel yatırım programlarından birisi olma özelliğini taşıyan Sosyal ve Çevresel Yatırım Programı (SEIP) vasıtasıyla TANAP, güzergâhı üzerinde yer alan il, ilçe ve köylerde sosyoekonomik kalkınmayı hızlandırma ve doğal kaynakların korunması hedefiyle 1.000’e yakın projeyi de hayata geçirdi. Read the full article
0 notes
barkoturktv · 5 years
Text
Erdoğan: Suriye'nin istikbali için en büyük tehdit kaynağı YPG/PYD'dir
Tumblr media
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirdikleri "Suriye" konulu Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi. Astana Platformu çerçevesinde düzenledikleri Ankara Zirvesi vesilesiyle konuklarını ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Erdoğan, "Suriye'deki yangının söndürülmesi için bugün beşinci kez bir araya geldik. Üçlü Zirve'de Sayın Ruhani ve Sayın Putin ile Suriye'deki ihtilafı tüm boyutlarıyla ele aldık." diye konuştu.  Görüşmelerin her açıdan verimli geçtiğine inandığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Zirve'de, Suriye'de siyasi çözüm umutlarını yeşertecek önemli kararlar aldık. Suriye'nin toprak bütünlüğüyle siyasi birliğinin korunması hususunda hepimizin de aynı hassasiyete sahip olduğunu bir kez daha teyit ettik. DEAŞ ile mücadele altında terör örgütlerine destek verilmesinin kabul edilemezliğini vurguladık. Sahada sükunetin tesisi, mültecilerin dönebileceği şartların oluşturulması ve ihtilafa siyasi çözüm bulunması için yürüttüğümüz çalışmaları gözden geçirdik." "Sadece ülkemizi değil bütün Avrupa'yı etkileyecektir" İdlib'de tırmanan gerginliğin görüşmelerin odak noktalarından biri olduğuna işaret eden Erdoğan, nisan ayından bu yana İdlib'e yönelik kara ve hava operasyonlarında hayatını kaybeden sivillerin sayısının bine yaklaştığını dile getirdi.  Yüz binlerce insanın saldırılar nedeniyle yeniden göç yollarına düştüğünü aktaran Erdoğan, "Türkiye olarak sınırlarımızın hemen bitişiğinde 4 milyon insanı etkileyecek yeni bir trajedi yaşanmasına seyirci kalamayız. Böylesi bir vahim gelişme sadece ülkemizi değil bütün Avrupa'yı etkileyecektir." değerlendirmesinde bulundu. Görüşmelerinde Soçi Mutabakatı'na dair yükümlülüklerini tekrar mütalaa ettiklerine değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Varılan mutabakatın tam manasıyla hayata geçirilmesinin ehemmiyetine dikkat çektik. Sivil halkın ve garantör ülkelerin sahadaki askeri personelinin güvenliği için somut önlemler alınması ihtiyacını vurguladık. Zirvede görüş birliğine vardığımız hususlar doğrultusunda önümüzdeki günlerde bölgede hayırlı gelişmelerin yaşanacağını ümit ediyoruz." Anayasa Komitesi Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündemlerindeki diğer bir önemli konunun Anayasa Komitesi'nin teşekkülü olduğuna dikkati çekerek, "Anayasa Komitesi'nin üyeleri ve usul kurullarının belirlenmesinde yapıcı ve esnek bir tutum sergiledik. Siyasi sürecin ilerletilmesi için gayret gösterdik, nitekim ortak çabalarımızla komitenin oluşumuna ilişkin pürüzler giderilmiştir. Bugünkü istişarelerimizde usul kuralları konusunu da Birleşmiş Milletler ile eş güdüm halinde sonuçlandırarak Anayasa Komitesi'nin çalışmalarına bir an önce başlamasını sağlamayı kararlaştırdık." ifadesini kullandı. Zirve kapsamında Fırat'ın doğusundaki durumu da istişare ettiklerini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu mesele hem Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğü hem de Türkiye'nin milli güvenliği bakımından kritik önem taşıyor. Halihazırda Suriye topraklarının dörtte birinden fazlası bölücü terör örgütünün işgali altında bulunuyor. Örgüt burada çocuk asker kullanmaktan halkı zorla silah altına almaya, etnik temizlik faaliyetinden insanların mallarını gasbetmeye kadar her türlü zulmü işliyor." Çobanbey'de hastaneye düzenlenen saldırının bunun en son örneği olduğunun altını çizen Erdoğan, "Geldiğimiz nokta itibarıyla Suriye'de DEAŞ tehdidi artık ortadan kalkmıştır. Suriye'nin istikbali için en büyük tehdit kaynağı PKK ve onun uzantısı olan YPG/PYD'dir. Bu ülkedeki PKK, PYD varlığı devam ettikçe ne Suriye ne de bölgemiz huzura kavuşabilir." uyarısında bulundu. Ruhani ve Putin'i, Fırat'ın doğusunda güvenli bölge tesisi konusunda gelinen aşama hakkında bilgilendirdiğini ve düşüncelerini paylaştığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Suriye sınırımız boyunca bir terör oluşumuna rıza göstermeyeceğimizi kendilerine ifade ettim. Özellikle de burada bir mülteciler şehrinin oluşabileceğini ve mülteciler için buralarda konaklayabileceği ve ekip biçebileceği bahçelerini yapmaları noktasında bir hazırlığın yapılmasının isabetli olacağını ifade ettim. Suriye sınırımız boyunca böylece terör oluşumuna rıza göstermeden bu tür bir insani altyapıyı oluşturmamızda fayda olacağını anlattım. Nihai hedefimiz Suriye'nin kuzeyinde bir barış koridoru tesis ederek ülkenin bölünmesini engellemektir. Bunun için şayet Amerika ile iki hafta içinde arzu ettiğimiz sonuca ulaşamazsak kendi harekat planımızı uygulamaya başlayacağımızı her iki dostumuza da anlattım."
Tumblr media
"Türkiye'nin sığınmacı yükünü tek başına taşıyamayacağı ortadadır" Türkiye'nin Suriye'deki çatışma ortamından kaçan 3,6 milyon insana ev sahipliği yapan bir ülke olduğunu, son 8 yılda ülke olarak bu konuda büyük fedakarlıklarda bulunduklarını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: "Krizin ilk anlarından itibaren göç meselesine çözüm yolunun Suriye topraklarının içinde aranması gerektiğini ifade ettik. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla terörden arındırdığımız sadece 4 bin kilometrekarelik alana dahi şimdiye kadar 360 bin mülteci geri döndü. Bu insanlar şimdi kendi topraklarında huzur içinde yaşıyor, çocuklarını okula gönderiyor, temin ettiğimiz sağlık hizmetlerinden yararlanıyor. Türkiye'nin sığınmacı yükünü tek başına taşıyamayacağı ortadadır. Ülkemizin yeni bir göç akınını kaldırması da zaten mümkün değildir. Artık Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü bir şekilde geri dönüşlerine yoğunlaşmamız gerekiyor." Fırat'ın doğusundaki barış koridorunun mülteciler için de korunaklı bir liman olacağına dikkati çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ülkemize sığınan en az 2 milyon Suriyeli kardeşimizin bu bölgeye yerleştirilebileceğini düşünüyoruz. Hatta bu hattı Deyrizor, Rakka taraflarına kadar indirebilirsek geri dönecek sığınmacı sayısı 3 milyonu aşabilir. Böylece Türkiye başta olmak üzere ülke dışında olan Suriyelilerin önemli bir bölümünün kimseye yük olmadan kendi topraklarında yaşamalarını temin edebiliriz. Geri dönecek Suriyeli kardeşlerimiz için bu bölgelerde uluslararası toplumun desteğiyle yeni yerleşim alanları inşa edilmesi de mümkündür. Türkiye olarak bu konuda gereken her türlü sorumluluğu almaya hazırız. Hem Rusya ve İran ile hem de uluslararası toplumun diğer üyeleriyle Suriyeli mültecilerin gönüllü geri dönüşü için çalışmak istiyoruz. Bu çerçevede yakın zamanda önemli bir adım attık. Irak, Lübnan ve Ürdün ile birlikte Suriyeli mültecilerin geri dönüşüne dair uluslararası bir konferans düzenlenmesi için girişim başlattık. Tüm dostlarımızın bu girişime destek vermesini bekliyoruz."  Ankara Zirvesi'nin Suriye'de barış, güvenlik ve istikrarın tesisine katkıda bulunmasını temenni eden Erdoğan, bir sonraki zirve toplantısına İran'ın ev sahipliği yapma arzusunu kendileriyle paylaşan Ruhani'ye teşekkür etti. Liderlerin, gazetecilerin sorularını da yanıtladığı basın toplantısında, zirvede ele alınan Anayasa Komitesinin ne zaman çalışmaya başlayacağına ilişkin soru üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi: "Anayasa Komitesinin kurulmasına yönelik çalışma başarıyla tamamlandı. Bir kişiyle ilgili olumsuzluğu gidermiş bulunuyoruz. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Suriye ile ilgili özel temsilcisinin buradaki gayretlere verdiği destekle beraber inanıyorum ki bu usul kuralları da süratle giderilmiş olacak. Böylece Cenevre'de komite çalışmaları süratle başlayacaktır. Pürüz kalmadı diyebilirim ve ortak yaklaşımımız da zaten bu." Erdoğan, komitenin ne zaman toplanacağına yönelik soruya, "Şu tarih demek doğru olmaz ancak başlık olarak burada özellikle Pedersen'in yaptığı çalışmalar ve 'Cenevre Süreci' bu işin belirleyicisi olacaktır. Hızlandırmak üç ülke olarak bizim amacımız. Astana Süreci olarak devamı ve Soçi'de attığımız mutabakatlarla bu konuda bir an önce neticeye varmak arzumuz." cevabını verdi. "Yemen'de süreç nasıl başladı?" Suudi Arabistan'daki petrol tesislerine yapılan saldırının piyasaları etkileyip etkilemeyeceği sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Yemen'de bu süreç nasıl başladı? Bunun üzerine durmak gerekir. Yemen yerle yeksan oldu, bunun müsebbibi kimlerdir? Bunların üzerinde durmak lazım. Tabii ki bütün bu tahribatlarla artık Yemen'deki insanlar şüphesiz ki onlar da sürekli belli bir hazırlık içinde olmuşlardır. Gönül bu tür gelişmeleri arzu etmiyor ancak gelinen bu noktada özellikle de bizim şu anda Yemen'in bir an önce yeniden inşa ve ihyası için ne gibi çalışmalar yapabiliriz, bunu düşünmemiz gerekiyor. Çünkü Yemen kendi ayakları üzerine kalkabilecek bir altyapıya sahip değil.  Öyle ise şu anda gelişmiş ülkeler olarak, gelişmekte olan ülkeler olarak Yemen'e ne yapılabilir? Bu sadece bölgede Yemen için söyleyeceğim bir şey değil, aynı durum Suriye için de geçerli. Bu noktada yine bölgedeki Filistin için de geçerli. Filistin'in durumu ayrı bir felaket, onun üzerinde de durulması gerekir. Ama ne yazık ki şu anda bakıyorsunuz Müslüman, Müslüman ile uğraşıyor. Az önce Sayın Putin, Rabbimizin bir uyarısını burada hatırlatmak istedi. 'Ancak inananlar kardeştir,' hükmüyle ben işi kısa olarak alayım. Kardeşliğin gereğinin bu olmaması lazımdı ama Yemen'e ilk bombaları kimler attı? Bu sorunun cevabı bulunursa gelinen noktanın bir tahrik olduğu kanaatine de varırız diye düşünüyorum." "Bunlar bizim milli bütçemize girmiyor" Bir gazetecinin, Türkiye ile ABD arasındaki Güvenli Bölge çalışmalarına Rusya ve İran'ın nasıl yaklaştığına ilişkin sorusu üzerine Erdoğan, Güvenli Bölge konusunun ikili görüşmelerde ele alındığını vurguladı. Yazılı ve görsel medyada Güvenli Bölge'nin "Barış Koridoru" olarak geçmeye başladığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Güvenli Bölge konusunda Sayın (Donald) Trump '20 mil derinlik' diye bir ifade kullanmıştı. Yani bizim sınırdan Suriye'nin iç bölgesine doğru 30 kilometrelik derinlik. Bunu en batıdan en doğuya doğru aldığımız zaman 911 kilometrelik bir sınırımız var. Bu sınır içerisinde şu anda Türkiye'de 3,6 milyon Suriyeli var. Şu ana kadar mültecilere yaptığımız harcamalar 40 milyar doları aşmış vaziyette. Peki Birleşmiş Milletler veya Avrupa Birliğinden gelen nedir diye baktığımız zaman, her ikisini de harmanlayarak veriyorum o da yaklaşık 7 milyar avro gibi bir rakam. Tabii bunlar bizim milli bütçemize girmiyor. Bunlar uluslararası STK'lar vasıtasıyla AFAD'a, Kızılay'a geliyor ve onlar da konteyner kentlerde ilaç, giysi, yeme-içme, eğitim ve sağlık gibi çalışmalarda kullanılıyor. Bunun yanında attığımız adımlarla beraber, bu Güvenli Bölge'de ne yapabiliriz? Bunu şu ana kadar bütün liderlerle konuştum, konuşuyorum, konuşmaya da devam edeceğim. O da şudur, ülkemizde bulunan Suriyeli mültecilere 30 kilometrelik derinlik ve 911'den vazgeçtik, şu anda 450 kilometrelik bölgede konutlar yapalım diyoruz. Çünkü bu çadır hayatıyla mı, bu konteyner kentlerle mi hayatlarını devam ettirecekler? Buralarda 200-250 metrekare kapalı alan ve bir o kadar da açık alan olmak üzere ailelere konut inşası yapalım. Kapalı alanda kendilerinin kalması diğer alanda da bir şeyler ekip biçmesi... Okullarını, hastanelerini, altyapılarını yapalım. Ayrıca kendilerine de iş imkanı hazırlayalım. Böylece Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeleri bu işin içerisinde olmalı. Bunun dışında (Angela) Merkel, (Emmanuel) Makron, Suudi Arabistan Veliaht Prensi (Muhammed bin Selman) ile bunu görüştüm. Bu konuda Sayın (Hasan) Ruhani ile de görüştük. Bir uluslararası destek kampanyasına da dönüşebilir. Bu şekilde bir adım atmak suretiyle böyle bir inşa ve ihya hareketine girersek bu insanları kendi topraklarına taşırız. Bu insanlar Güvenli Bölge'de yaşamaya başlarlar. Temennim odur ki bu konuda mutabakat sağlanabilir de bu adımlar atılabilirse bu insanlar da artık çadır hayatından, konteyner kentlerden kurtulmuş olurlar diye düşünüyorum." Ruhani: ABD Suriye'de teröristleri destekledi İran Cumhurbaşkanı Ruhani ise zirveyi "faydalı ve yapıcı" olarak niteledi. Astana sürecinde alınan kararları ve bütün faaliyetleri bir kez daha gözden geçirme imkanı bulduklarını belirten Ruhani, siyasi durumu ve sahadaki gelişmeleri değerlendirdiklerini ve Suriye'de teröre karşı mücadele konusunda hemfikir olduklarını vurguladı.  Üç ülkenin Suriye'nin toprak bütünlüğü ve üniter yapısı konusunda ortak görüşe sahip olduğunu vurgulayan Ruhani, "Hepimiz Suriye'ye yabancı müdahalesine karşıyız. ABD ise Suriye'de teröristleri destekledi, Suriye'yi bölmeye çalıştı. Bu kabul edilebilir değil." ifadesini kullandı. ABD'nin Golan Tepeleri'ni İsrail toprağı olarak tanıma kararına işaret eden Ruhani, "ABD, Suriye'nin bir bölümünü Golan Tepeleri'ni bir ülkeye bağışlamıştır. Bu tarihte bir ilktir. Bunu yapmaya hakkı olmamasına rağmen ABD bunu yapıyor. Bu da ABD'nin Suriye halkına karşı ne kadar kötü niyetli olduğunu gösteriyor. Hepimiz Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duyuyoruz. Her üç ülke terörle mücadelenin devam etmesi gerektiğini vurguluyor." diye konuştu.
Tumblr media
Son aylarda Suriye'de Nusra gibi terör örgütlerinin güçlendiğini söyleyen Ruhani, "Hepimiz teröristlerin kimin parasıyla kimin silahıyla desteklendiğini biliyoruz. Dolayısıyla İdlib'deki teröristlerle mücadele edilmeli ve Suriye hükümetine yardımcı olmalıyız. Fırat'ın doğusu ABD'nin hakimiyetinde ve burada da teröristler bulunmaktadır." dedi. Ruhani, Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmesinin önemini vurgulayarak, "Biz bütün Suriye'yi güvenli hale getirmeliyiz ki Suriye halkı evine dönsün. Çok fazla zorluk çeken Suriye halkına destek vermeliyiz." diye konuştu.  "Anayasa Komitesi tamamen oluştu" Suriye'de Anayasa Komitesinin oluştuğunu ve komitenin bir an önce çalışmaya başlayacağını aktaran Ruhani, "Anayasa Komitesi tamamen oluştu. Bir an önce çalışmalarına başlamasını ve anayasayı revize etmesini umut ediyoruz." ifadesini kullandı. Ruhani, Irak ve Lübnan'ın gözlemci olarak Astana sürecine katılmasından da memnuniyet duyduğunu vurguladı. Suriye'de oy hakkı olan herkesin görüşlerinin ve çıkarlarının yeni anayasada göz önüne alınması gerektiğini dile getiren Ruhani, "Üç ülke ve Birleşmiş Milletler sürecin sonuç vermesi için katkı sağlamalıdır." dedi.  "Yemen halkı saldırılara karşılık veriyor" Ruhani, Suudi Arabistan'ın milli petrol şirketi Saudi Aramco'ya ait tesislere düzenlenen saldırıya ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti: "Bu saldırılar Yemen'e yasa dışı saldırıların bir sonucudur. Yemen'i her gün neden bombaladıklarını sormak lazım. Yemen halkı, kendisine saldıranlara karşı meşru savunma hakkını kullanıyor. Bu saldırılara son verilmesi bu işin çözümüdür. Yemen'in çözüm yolu siyasidir. Astana süreci Yemen için model olabilir ve ülkede güvenlik sağlanırsa petrol de güvenli şekilde üretilir ve ihraç edilir." Putin: İdlib’de gerginliğin azaltılması için adımlar atılacak Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin de zirve sonunda kabul edilen bildiride Suriye’de kalıcı barışın tesis edilmesi için maddelerin yer aldığını, barışın ise sadece siyasi diyalog yoluyla mümkün olacağını ifade etti. 
Tumblr media
Siyasi diyaloğun hızlandırılması konusunda uzman düzeyinde toplantılar düzenleneceğini kaydeden Putin, Rusya, Türkiye, İran ve Birleşmiş Milletler (BM) uzmanları, Suriye tarafı ve gözlemci ülkelerin temsilcilerinin Kazakistan’ın başkenti Nur-Sultan’da gelecek ay toplanacağını bildirdi. Suriye’de Anayasa Komitesi oluşturulması konusunda kararlar alındığını hatırlatan Putin, “Diplomatlarımız titiz çalışma sonucunda listeyi (Anayasa Komitesi) oluşturdular ve usul çalışmaları yaptılar. Liste onaylanmıştır. Artık bu konuda Cenevre’de hızlıca çalışmalar başlamalıdır. Her türlü desteği vermeye hazırız.” diye konuştu.  Suriye’nin İdlib bölgesinde durumun endişe verici olduğunu vurgulayan Putin, “Bu bölge neredeyse tam olarak El Kaide bağlantılı grupların kontrolünde. Buna sessiz kalamayız. Erdoğan ve Ruhani ile İdlib’de gerginliğin azaltılması için adımlar atılması konusunda mutabık kaldık. Terörün bitmesi için Suriye ordusuna kısıtlı destek vereceğiz.” dedi.  Ayrıca Putin, "Suriye’nin kuzeydoğusunda istikrarın sağlanmasının bölgenin Suriye hükümetinin kontrolüne geçmesi ile mümkün olacağını" savundu.  Suriye’nin ekonomik ve sosyal koşullarının yeniden inşa sürecinin başladığını kaydeden Putin, Suriye’deki sorunların çözümü için uluslararası yardımın gerekli olduğuna işaret etti.  Rusya-Türkiye ilişkilerine de değinen Rus lider Putin, ilişkilerin tüm alanlarda hızla ilerlediğini, enerji alanında Akkuyu ve TürkAkım gibi stratejik nitelikli projelerin gerçekleştirildiğini hatırlattı. Askeri-teknik alanda iş birliğinin de pekiştiğine dikkat çeken Putin, S-400 sözleşmesinin uygulandığını ifade etti. Putin, bu yıl 6 milyondan fazla Rus turistin Türkiye’ye gelerek yeni bir rekor kıracağını söyledi. 
Tumblr media
"Erdoğan ve Ruhani komitenin oluşmasına muazzam katkı sağladı" Bir gazetecinin Anayasa Komitesinin çalışmaları ile ilgili sorusunu cevaplayan Putin, “Anayasa Komitesinin çalışmaları kararlı bir şekilde Suriye’de istikrarın kavuşturulmasına büyük katkı sağlayacaktır. Siyasi sürecin dışında herhangi bir alternatif yok. Büyük bir çalışma yaptık. Komitenin oluşturulması için Erdoğan ve Ruhani muazzam bir katkı sağladılar. Suriye’de hem hükümet hem muhalefetle çalışma yaptık. Erdoğan çok çaba gösterdi. Son bir adayın isminin eklenmesiyle süreç tamamlanmıştır. Usul kuralları konusunda anlaşmamız lazım. Sürece katılan Suriyeliler dış güçlerden baskı görmeden, gönüllü bir şekilde olumlu sonuca varacak çalışmalar yapmalıdır.” dedi. ABD güçlerinin Suriye’de gayrimeşru bir şekilde bulunduğunun altını çizen Putin, ABD Başkanı Donald Trump’ın oradan çıkılmasına yönelik aldığı kararın tam olarak uygulanmasını beklediğini dile getirdi. Putin, Anayasa Komitesinin ne zaman toplanacağı ve çalışmalarına başlayacağı yönündeki soruyu ise “Bir süre koymak istemiyorum. Ama çalışmaları çok hızlı başlatmak lazım. Aynı zamanda olumlu sonuçlara hızlıca ulaşmak lazım. Aşırı gruplar bunu baltalamak isteyebilir, nihai çözüm istemiyorlar çünkü savaştan para kazanıyorlar.” şeklinde cevapladı. Yemen krizine Kur'an'dan ayetli örnek Suudi Arabistan’da tesislere yapılan saldırının toplantıda gündeme gelmediğini ancak Yemen’de insani dram ve felaket yaşandığını söyleyen Putin, Kur'an-ı Kerim'den ayet alıntılayarak bu krizin çözümü ile ilgili öneride bulundu. Putin, “Krizin çözümü için tüm taraflar arasında bir çözüm üretilmesi gerekir. Mesela bunu da Müslüman ülke olan Türkiye'de bulunurken Kur’an’dan atıfta bulunmak istiyorum: 'Allah’ın sözlerini hatırlayınız, siz düşmansınız ama Allah sizin gönüllerinizi barıştırdı ve sizi dost yaptı.' Sizi bölen konular arka planda olmalıdır. Manevi yakınlık ön plana çıkmalıdır. Şiddetin kabul edilmezliği konusunda Kur'an'da sözler var." diye konuştu. Suudi Arabistan'a güvenliğini sağlaması için Rusya'dan hava savunma füze sistemi almasını öneren Putin, "Suudi Arabistan'ın kendisini koruması için gerekli yardımı yapmaya hazırız. Suudi yönetimi de bu konuda akıllıca karar alabilir. İran S-300 aldı, Türkiye S-400 aldı, Suudi Arabistan da benzer bir adımla kendi güvenliğini sağlayabilir. Bu sistem Suudi Arabistan’ın altyapısını güvenli bir şekilde koruyacaktır.” dedi. Suriye'nin kuzeyinde oluşturulması planlanan güvenli bölge konusundaki değerlendirmesi sorulan Putin, “Türkiye dahil olmak üzere bölgede bütün devletler kendi milli güvenliği konusunda bir koruma hakkına sahiptir. Hepimiz Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız. Güvenliğin sağlanması ve terörle mücadele ile ilgili sorunlar çözüldüğü zaman, Suriye'nin toprak bütünlüğü tamamen sağlanacak. Bu, bütün yabancı askeri birliklerin Suriye’den çekilmesi için de geçerlidir.” ifadelerini kullandı.  Read the full article
0 notes
havahaber · 5 years
Text
Erdoğan'dan Balıkesir'e havalimanı müjdesi
Tumblr media
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Balıkesir mitinginde konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:  Hükümete geldiğimizde satın alma paritesine göre 17. olan Türkiye'yi 13'üncülüğe yükselttik. Yıl sonunda bu 12 olacak. Hayat kalitesini artırdık. Balıkesirde son 16 yılda toplam 27 katrilyon lirayı aşan yatırım yaptık. Bay Kemal gibi patlıcan, domates, sivri biberciler çok çıkacak. İstanbul-İzmir otoyolunun Balıkesir kuzey ve batı kavşağı arasındaki kısmıyla Akhisar ve Saruhanlı kavşakları arasındaki bölümünü önümüzdeki ay trafiğe açıyoruz.
BALIKESİR HAVALİMANI YIL İÇİNDE HİZMETE AÇILACAK
Buradan bir müjde vermek istiyorum, Bay Kemal ne verir bilmiyorum. Mahkemeleri durmadan kazanıyorum. Bİz de bunu Mehmetçik Vakfı'na hibe ederiz. Bu yıl içinde havalimanımızı hizmete açıyoruz. Böylece uçak yolculuğu için Edremit'e kadar gitmek zorunda kalınmayacak. Kaz Dağları'nda Unesco standartlarında bir jeopark kuruyoruz.  Patlıcak yüzde 50 indi, domates patates hepsi inmeye başladı. Daha da inecek. Bütün mesele bu oyunu bozmak, biz bu oyunu da bozduk. Kıymada ithalin önünü açtık 28 liraya indi. Benim milletime ne zaman bu oyunlar oynanırsa, anında tepelerine bineriz. Çadır marketleri açmaya başladık, bu devam edecek. Seçimden sonra esnafla, KESK ve Tarım Kredi beraber bu işi daha da genişleteceğiz. Read the full article
0 notes
teknositesii · 4 years
Text
Gözler Kabine Toplantısında! Yeniden Sokağa Çıkma Yasağı Olacak Mı?
20 gün aradan sonra kabine toplantısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yeniden toplanıyor. Toplantının her daim olduğu gibi birinci gündem maddesi corona virüs salgını olmuştur. Gözler Kabine Toplantısında! Yeniden Sokağa Çıkma Yasağı Olacak Mı?  Gözler Kabine Toplantısında! Yeniden Sokağa Çıkma Yasağı Olacak Mı? 1 Haziran tarihinden sonra normalleşme planına geçiş yapılmıştı. Normalleşme sürecinin ardından gelinen durum, salgının gidişatı, bir türlü düşmek bilmeyen vaka sayısı ve olası bir ikinci dalga riski gündeme gelecek. 1 Temmuz tarihinden sonra atılacak yeni adımlar ve alınacak tedbirler de kabine toplantısında görüşülecek. En son kabine toplantısı bildiğiniz üzere 9 Haziran tarihinde yapılmıştı. 1 Haziran tarihinde 800 lere kadar düşen günlük vaka sayısı 12 haziran tarihinden bugüne değin 1000'in üzerine çıktı. Şimdi gözler kabine toplantısında... Yeniden Sokağa Çıkma Yasağı Var Mı? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha önce yaptığı açıklamada: “Bazı yerlerde tam olarak kurallara uyulmadığına dair görüntüler var. Daha sıkı tedbirler almak zorunda kalırız” demişti. Şuanda vaka sayıları 1000'in üzerinde devam ediyor. Geçtiğimiz hafta sonu kısmi sokağa çıkma yasağı yapılsa da bundan sonraki süreçte yeniden sokağa çıkma yasağı olacağını düşünmüyoruz. Bu düşüncemizin sebebi ise şuanda insanlar kendi işlerini normalleşme planı kapsamında düzenlediler. Read the full article
0 notes
egedensondakika · 4 years
Text
İçişleri Bakanlığı'nca '31 ile yönelik giriş/çıkış kısıtlaması' açıklaması
Tumblr media
İçişleri Bakanlığı'nca yapılan açıklama şöyle; 15 günlük periyotlarla uzatılan 31 ilimizdeki şehir giriş/ çıkış kısıtlaması tedbirlerinin kapsamı; yarın toplanacak olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki kabine toplantısında yeniden değerlendirilmek üzere, 04 Mayıs Pazartesi günü saat 24.00’ a kadar uzatıldı Bakanlığımızca 18.04.2020 tarihinde 81 İl Valiliğine gönderilen “Şehir Giriş, Çıkış Tedbirleri” konulu genelge ile büyükşehir statüsündeki 30 il ( Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon, Van) ile Zonguldak’ta kara, hava ve deniz yolu ile (toplu ulaşım aracı, özel araç vb) yapılan tüm giriş/çıkışlar 03 Mayıs 2020 Pazar günü, saat 24.00’a kadar sınırlandırılmıştı. Koronavirüs tedbirleri kapsamında 31 İlde uygulanan şehir giriş/ çıkış kısıtlaması ile ilgili karar; 04 Mayıs 2020 Pazartesi günü Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında toplanacak Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde değerlendirilecek ve tedbirin kapsamına ilişkin karar alınacaktır. Ancak Büyükşehir statüsündeki 30 ilimiz ile Zonguldak‘ta şehir giriş/çıkış kısıtlamalarının 03 Mayıs Pazar günü, saat 24.00 itibariyle sona erecek olması nedeniyle Pazartesi günü toplanacak Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde yapılacak değerlendirme ve karar süreci ile kısıtlamanın bitiş saati arasında tedbirlerin devamlığı için bakanlığımızca 81 valiliğine gönderilen genelge ile 31 ilimizdeki kara, hava ve deniz yolu ile (toplu ulaşım aracı, özel araç vb) yapılacak tüm giriş/çıkışlar, daha önce belirtilen usul ve esaslara göre 04 Mayıs Pazartesi günü saat 24.00’a kadar uzatılmıştır. Bu illerimizde yaşayan vatandaşlarımızın (istisnalar hariç olmak üzere) bu süre boyunca illerinde kalmaları esas olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız başkanlığındaki Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde verilecek karar doğrultusunda 04 Mayıs Pazartesi günü 31 ilimize ilişkin şehir giriş/çıkış kısıtlaması tedbirinin kapsamı ile ilgili bilgilendirme kamuoyuna yapılacaktır. Söz konusu uzatma kararına ilişkin valiliklerimizce gerekli önlemler alınmıştır. Tedbir kararına uymayan vatandaşlarımıza Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282’nci maddesi gereğince idari para cezası verilmesi, aykırılığın durumuna göre Kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılması, konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195’inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemler başlatılacaktır. Read the full article
0 notes