Tumgik
#Irem Kurban
geekynerfherder · 2 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
WOW x WOW presents 'The Becoming', a group art exhibition of new artworks featuring over 90 original artworks by more than 70 international artists.
Selected art by Irem Kurban, Angelika Rasmus, Brian Holderman, Christine Griffin, Esther Limones, Iryna Khymych and CM Duffy.
The online exhibition opens Friday March 8 at 7pm UK on the WOW x WOW website and will be on view until March 29 2024.
57 notes · View notes
aykutiltertr · 20 days
Video
youtube
İçmeden Oy Oy - Fatih Bulut - Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Kerkük Düğünü)  Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın: ( Join this channel to enjoy privileges.) https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join Şarkının Orijinal Versiyonunu Linkten Dinleyip Ritim Karaokesiyle Çalışabilirsiniz. https://www.youtube.com/watch?v=u3G-j1qjqQE Aykut ilter Ritim Karaoke Kanalıma Abone Olun Beğenip Paylaşın. İçmeden Oy Oy - Fatih Bulut - Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Kerkük Düğünü) Söz & Müzik: İbrahim Terzi Düzenleme: Hüseyin Çeliker Yönetmen: Taşkın Ceyhan Produktör: Fatih Demir Yarin bahçesinden geçtim Gülünden bir şen gül seçtim Aşk badesin yalnız içtim İçmeden oy oy oy oy oy oy Sarhoşum oy oy oy oy oy oy Mayhoşum oy oy oy oy oy oy Yarim güller bağlar deste Bağladıkça söyler beste şarap verin bana tasta İçmeden oy oy oy oy oy oy Sarhoşum oy oy oy oy oy oy Mayhoşum oy oy oy oy oy oy Kaynak: Abdurrahman Kizilay Yöre: Kerkük Fatih Bulut Madde Tartışma Oku Değiştir Kaynağı değiştir Geçmişi gör Araçlar Vikipedi, özgür ansiklopedi Fatih Bulut Doğum 23 Mayıs 1984 (39 yaşında) Kayseri, Türkiye Tarzlar Pop • Folk rock Meslekler Müzisyen Etkin yıllar 2019-günümüz Fatih Bulut (d. 23 Mayıs 1984, Kayseri[1]) Türk şarkıcıdır. Hayatı ve kariyeri 23 Mayıs 1984 tarihinde Kayseri’de dünyaya geldi.[1] Müzik sektörüne girmeden önce düğün şarkıcısıydı.[2] 2019 yılında DMC etiketiyle yayımlanan şarkısı "Çok Sevdim Yalan Oldu" adlı şarkıyla müzik piyasasına giren Bulut, evli ve iki çocuk sahibidir. İrem Sak’ın şarkıyı paylaşmasının ardından şarkının klibi YouTube’da toplamda 318 milyon kez dinlenmiştir. Tartışmalar Şarkı Çalıntı İddiası Şarkının bir anda YouTube üzerinden ilgi görmesinin ardından Hüseyin Akan tarafından çalıntı olduğu iddia edildi. Akan, şarkının bestesinin kendisine ait olduğunu, bunu da ispat ettiğini iddia etti. 1987 senesinde cezaevinde eseri yazdığını beyan eden Akan, eserin asıl adının "Zalim Geceler" olduğunu, 2010 yılında yayımlanan Pusula Film tarafından yayımlanan bir belgeselde bu eserin yer aldığını ifade etti.[3] Daha sonra Bulut’un menajeri olan Mehmet Adıgüzel şarkıyı kendisinin yazdığını ve bestelediğini beyan ederek iddiaları reddetti.[4] Daha sonra Bulut’a dava açıldı ancak sonrasında dava geri çekildi. Diskografi Albümleri Yıl Albüm Plak Şirketi Tarih 2019 Baba Ocağı Adg Müzik 9 Eylül 2019 2020 Sivas Caddesi 5 Mayıs 2020 Teklileri Yıl Adı Plak Şirketi Tarih 2019 Çok Sevdim Yalan Oldu Dark'n Dark Music 29 Ağustos 2019 Nazlı Yar Emir Müzik 14 Eylül 2019 15 Kişiye Saldırdım Dark'n Dark Music 13 Aralık 2019 2020 Hayat Beni Vura Vura 22 Şubat 2020 Yırtıl 6 Mart 2020 İçmeden Oy Oy 12 Nisan 2020 Bedelini Öde Adg Müzik 10 Eylül 2019 Sokak Lambası (Remix) 27 Eylül 2020 Sultan Süleyman Dark'n Dark Music 29 Ekim 2020 Hakkını Helal Et Adg Müzik 30 Kasım 2020 2021 Sen Leyla Ben Mecnun (Aysellou İle) Musicom Prodüksiyon 5 Şubat 2021 Yanımda Sen Olmayınca İkmmedya 30 Mart 2021 Sensiz Yaşıyorum Sanma Dark'n Dark Music 15 Nisan 2021 Zoruma Geldi & Açma Pencereyi & Ben Sana Yandım Özdemir Müzik 16 Haziran 2021 Saracaksan Gel Dark'n Dark Music 18 Haziran 2021 Yeter Artık 17 Kasım 2021 2022 Ölme Eşeğim Ölme Musicom Prodüksiyon 13 Ocak 2022 Kıskanıyorum ST Müzik 4 Ağustos 2022 Ben Buyum 25 Ağustos 2022 Bu Aşkta Zararım Var Özdemir Müzik 13 Eylül 2022 Eliminen Dayı Eliminen (Armağan Arslan İle) Canayakın Müzik 7 Ekim 2022 2023 Antep'ten Ötedir Maraş'ın Yolu Dark'n Dark Music 21 Şubat 2023 Kurban Olduğum 25 Ağustos 2023 2024 Gör Bak (Elmas ile) 7 Mart 2024 Fatih Bulut kimdir, nereli ve kaç yaşında? Fatih Bulut hayatı "Çok Sevdim Yalan Oldu" şarkısı ile sosyal medyaya damgasını vuran Fatih Bulut merak konusu oldu. Peki, Türkücü Fatih Bulut kimdir? İşte Fatih Bulut ile ilgili detaylar haberimizde... Fatih Bulut kimdir, nereli ve kaç yaşında? Şeklindeki sorular vatandaşlar tarafından merak konusu oldu. Oyuncu İrem Sak'ın yayınladığı bir videoda "Çok Sevdim Yalan Oldu" adlı çalan şarkının sahibi olan Fatih Bulut, sosyal medyada en çok merak edilen isimlerden. FATİH BULUT KİMDİR, NERELİ VE KAÇ YAŞINDA? Fatih Bulut “Çok Sevdim Yalan Oldu” adlı şarkısıyla Kayseri düğün salonlarından dünyanın en çok dinlenen müzik listelerinin 12. sırasına girerek sosyal medyada takipçilerinin gönüllerine taht kurdu. Fatih Bulut Biyografisi 35 (1984 doğumlu) yaşında olan Fatih Bulut Kayseri doğumlu olup 10 kardeştir. Fatih Bulut yıllardır memleketi olan Kayseri’de düğün ve özel organizasyonlarda şarkı söyleyerek geçimini sağlamaktadır. Evli olan Bulut bir kız bir de erkek çocuk sahibi bir babadır. Fatih Bulut, babasını kanserden, Abisini ise kalp krizinden kaybetmiştir. Babasını kaybettiğinden sonra, çocukluk hayali olan müzik yapmaya ve şarkı söylemeye daha çok yoğunlaşarak önce köydeki düğünlerde şarkı söyleyerek kendisini geliştirmiş ve çevresinde büyük beğeni toplayarak kayseri genelindeki düğün salonlarının aranan şarkıcısı olmuştur. Bu sebeple de sosyal medya hesaplarında adına fan sayfaları kurulmuş ve şu anda ise çeşitli organizasyonlarda sahne alıp hayatını devam ettirmektedir.
0 notes
theuneasyenchanter · 1 year
Text
Artist: Irem Kurban
Tumblr media
0 notes
deliklicinar · 1 year
Text
Denizli kadın cinayetleri için ayağa kalktı
Tumblr media
Denizli Kadın Platformu öncülüğünde platform bileşenleri ve pek çok STK üyesi kadın cinayetlerini protesto etti. Geniş katılımlı eylem için Delikliçınar Meydanı’nda toplanan grup adına Denizli Kadın Platformu Ayşegül Odabaşıoğlu açıklama yaptı. Odabaşıoğlu açıklamasına Denizli’de cinayete kurban giden 10 kadının ismini söylerken, kalabalık kadınlar adına ‘burda’ diye haykırdı. Odabaşıoğlu’nun yaptığı basın açıklaması şöyle: HÜLYA ER ELİF IRMAK RABİA DAĞ NADİ NOORİ ALEYNA YURKÖLESİ MERAL SİVRİKAYA TUĞBA TOKBAŞ FATMA KOVAN ŞEBNEM ŞİRİN İREM EVREN Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin her geçen gün artarak yükseldiği bir ülkede yaşıyoruz. Hikâyemiz aynı. Yüzlerce kadın “Erkekler onlar sırf hayır dediği için, kendilerinden boşandığı veya ayrıldığı için veya hiç birlikte olmak istemediği için kadınları öldürme cesaretini buldular. Kadınlar öldürüldüğünde dahi yine o kadınların hayatını mercek altına alan, yine kadınların tercihlerini sorgulayan, öldüreni değil öldürüleni suçlayan savcılardan, hâkimlerden, medyadan, siyasetçilerden ve toplumdan bir bütün erkek egemenliğinden, her gün kadınların yaşam güvencesini elinden alıyorlar. Erkek egemen kurumları kadınların yaşam güvencesi olan haklarına saldırarak artık sadece kadın düşmanı politikaları uygulamakla kalmıyor.
"HER BİR CÜMLENİZ ŞİDDET OLARAK DÖNÜYOR"
Cinayetlere engel olması gerekenlerin kadını şiddete karşı koruyan yasaları uygulamak yerine, bu yasaları kaldırmanın yolunu yapıyorlar , “Her bir cümleniz kadınlara, artan şiddet olarak dönüyor. Haftalardır, aylardır, yıllardır yasalar etkili uygulanmıyor. Erkek şiddetine karşı acil önlem planı çağrılarımıza kulak tıkayan sizler, bizim için hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırdınız. Biz kadınların uzun yıllar mücadelesi sonucu bir kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede en etkin yasa iken bunu uygulayacağınız yerde kaldırıyorsunuz. Oysa İstanbul Sözleşmesi, hukuki güvencemizdir. İstanbul Sözleşmesini hedef alıp Sözleşmeden çekilmek kadına yönelik şiddete teşviktir” . Aile kavramı adı altında kadınların tüm yaşamı kuşatılıp eve hapsedilmesi planlanarak, kreş ve sığınma evleri kapatılıp, kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri olacaksa biz kadınların da bunu kabul edip beklemeye niyetimiz yok. Birbirimizi savunacağız. Kamusal ve özel alanda erkek egemenliğini inşa eden iktidar kurumlarına ve erkekler arası kurulan işbirliğine karşı susmaya hiç niyetimiz yok”. Bugün, kadına yönelik şiddet olgusunun hem kadına hem de tüm topluma dayatılan ideolojik bakıştan, çağdışı ve gerici anlayıştan, ekonomik koşullardan, politik gelişmeler ve kültürel etkenlerden ayrı tutulamayacağı gerçeğini dünyanın gündemine tekrar tekrar taşıma günüdür. Ülkemizde son çeyrek yüzyılda kadınlar da sosyo-ekonomik politikaların odağına konuldu.  Kadınlara ilişkin ne zaman bir şey söylese arkasından kadın haklarına ilişkin bir geri adım ortaya çıktı. Kadınların toplum içindeki ekonomik, kültürel ve sosyal etkinliği siyasilerin bilinçli politikaları ile sürekli azaltılarak; toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, kadınların cinayete kurban gitmesine; işyerinde, sokakta, evde taciz, tecavüz ve saldırıya maruz kalmasına; bedeninin, emeğinin ve kimliğinin sömürülmesine yol açan ataerkil politikalar gün geçtikçe derinleştirildi. Gericiliğin, savaşın, ayrımcılığın kadın özgürlüğüne bir tehdit olduğu bilinciyle, kadını ret ve inkâr eden her türlü ideolojiye karşıyız. Kadınlar günlük yaşamda sürekli olarak cinsel, psikolojik, fiziksel şiddete, tacize ve tecavüze maruz kalmakta ve öldürülmektedir. Tacizciler, tecavüzcüler ve kadın katilleri tahrik indiriminden yararlanmakta ve  hatta serbest bırakılmaktadır. Kadınların, kadın oldukları için karşı karşıya kaldıkları şiddet, taciz, tecavüz, güvencesizlik gibi sorunların çözümünde örgütlü bir mücadele verilmesi gerektiği açıktır. Kadın cinayetlerinin de yüzde 1.500 arttığı Türkiye, bu geri adımlarla, kadının sosyal statüsü, eğitim ve istihdamı açısından 3. Dünya ülkeleri arasında yerini aldı. Soruyoruz, Soruyoruz ve soruyoruz;
KADINLAR NEDEN ÖLDÜRÜLÜYOR?
Kadınlar, her gün, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 uygulanmadığı için öldürülüyor. Kadınlar, her gün, “başka karakola git”, “bu şikâyetten bir şey çıkmaz, sen en iyisi vazgeç”, “sığınakta yer yok” diyenlerin görevlerini yapmadıkları için, yeterli sığınak ve danışma merkezi açmaya da bütçe ayrılmadığı için şiddete mahkûm ediliyor ve öldürülüyor. Kadınlar, her gün, adalet uygulayıcıları; şiddet uygulayan erkekleri değil kadınların yaşam tarzlarını yargılamayı seçtiği için, mahkemeler erkekleri aklamanın sayısız yolunu bulduğu için öldürülüyor. Kadınlar, her gün, cinsiyet kimliğine, cinsel ve romantik yönelimine duyulan nefretten, bedenlerinin ve aşklarının sığdırılmaya çalışıldığı kalıplardan, ötürü şiddete maruz bırakılıyor ve öldürülüyor. Kadınlar, her gün, özellikle krizin getirdiği artan işsizlik ve güvencesizlikle, aile içindeki şiddetten uzaklaşacak geçim kaynağı ve gelecek güvencesi olmadığı için erkek şiddetine mahkûm edildiği için öldürülüyor. Kadınlar, her gün, savaşın ve sınırların gölgesinde, Türkçe konuşmadıkları için veya göçmen oldukları için, doğdukları yerden ötürü şiddete uğruyor; şiddete maruz bırakıldıklarında yasal haklarını arayamadıkları için öldürülüyor. Gündelik erkek şiddeti ile tüm mekanizmalarının kurduğu suç ittifakı tarafından kadınlar, her gün, işte böyle öldürülüyor! Cinayete varmadan da bizler şiddet veya baskı altında, belirsizlik içinde, her açıdan sömürülerek, yarınımızın ne olacağını bilmeden nefes almak zorunda bırakılıyoruz. Ancak kadınlar sadece öldürüldüklerinde haber oluyor. Biz ise kadınların isimlerinin ölümleriyle değil yaşamlarıyla, yaşadıkları şiddetle değil gerçekleştirdikleri hayalleriyle haber olduğu bir dünya için buradayız! Ve umudumuz birbirimizde. Umudumuz birlikteliğimizden aldığımız güçte, kadın dayanışmasında. Umudumuz her gün şiddetten uzak bir hayat için her bir nefesimizle verdiğimiz ortak mücadelede. Bundan daha ferah, daha özgür, daha eşit, kimsenin kimliğinden ötürü şiddete uğramayacağı bambaşka hayatlar hayal ederek el ele veriyoruz. Bunu biz yapmazsak kimse bizim için yapmayacak, biliyoruz. Eşit ve özgür bir ülkede yaşayabilmek için, emeğimizden, bedenimizden, kimliğimizden elini çekmeyenlere karşı, eşit ve özgür yarınlar için sözümüzü sokakta söyleyeceğiz ve mücadelemizi örgütlülüğümüzden aldığımız cesaretle ve mücadeleye olan inancımızla sürdüreceğiz. Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizim. Yaşasın Kadın Dayanışması! Yaşasın Kadın Dayanışması! Yaşasın Kadın Dayanışması! DENİZLİ KADIN PLATFORMU Read the full article
0 notes
dakikamagazin · 2 years
Link
Ünlü şarkıcı İrem Derici yoğun konser programını kaldıramayınca hastanelik oldu
0 notes
gezgin-67-blog · 5 years
Photo
Tumblr media
Canlarimiz, canimiza mutluluk katıp Gururumuz oldular.. Bahtlari guzel olsun inşallah Allah hastalari ve onların aileleri karşısında irem Büşramıza mahcubiyet yaşatmasın...🙏🤲 Derler ya;Sizi veren Allahima kurban olayım/.Amin (Samsun 19 Mayıs Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesinde) https://www.instagram.com/p/BzZeb-LAiGn/?igshid=piji63c72d3z
1 note · View note
nuusthe · 4 years
Text
İntikamı acı oldu! İrem Helvacıoğlu, arkadaşı Ege Kökenli’nin fena gazabına uğradı!
İntikamı acı oldu! İrem Helvacıoğlu, arkadaşı Ege Kökenli’nin fena gazabına uğradı!
Tumblr media
Televizyongazetesi/Detay – Sen Anlat Karadeniz dizisinde hayat verdiği Nefes karakteriyle gönüllere kazınan İrem Helvacıoğlu, oyuncu arkadaşı Ege Kökenli’nin şakasına kurban gitti!
Kökenli instagram hesabından story’de yaptığı paylaşımla kinayeli bir mesaj yazdı İrem Helvacıoğlu’na.
Arkada uyuduğu görülen oyuncu için “Canım yol arkadaşım, bütün yolculukta acayip destek oldun bize sağol” notunu…
View On WordPress
0 notes
haber33 · 4 years
Photo
Tumblr media
Genç kız cinayetine 7 tutuklama
Mersin’de 7 ay önce evlerinin banyosunda kafasına sıkarak intihar ettiği iddia edilen 17 yaşındaki İrem B.’nin, ‘namus cinayeti’ne kurban gittiği …
0 notes
linksosyalmedya · 4 years
Text
Töreniz Batsın! İntihar Etti Denilen 17 Yaşındaki İrem, 'Aile Meclisi' Kararıyla Öldürülmüş
Töreniz Batsın! İntihar Etti Denilen 17 Yaşındaki İrem, ‘Aile Meclisi’ Kararıyla Öldürülmüş
17 yaşındaki İrem Bahçe, geçtiğimiz yıl Kasım ayında Mersin’deki meskeninin banyosunda başından vurulmuş olarak bulunmuştu. Vaka kayıtlara intihar olarak geçmişti. Polislerin aylar süren çalışması sonucu İrem'in töre cinayetine kurban gittiği ortaya çıktı. Ağabeyi, 5 aylık gebe olan İrem'i vurduğunu ağlayarak itiraf etti.
Tumblr media
Ajanslara yansıyan haberlere nazaran Şanlıurfa'da yaşayan Bahçe…
View On WordPress
0 notes
medyamagazini · 4 years
Photo
Tumblr media
Vahşice Katledilen Kadınların Ardından Konuşan Çöplük Zihinler Ceren Özdemir İçin de Susmak Bilmedi Bu ülkede nefes almak gerçekten de çok zor... Özgecan Aslan, 11 Şubat 2015 günü Suphi Altındöken'in tecavüz girişimine direndiği için bir minibüste önce defalarca bıçaklanmış, ardından demir çubukla dövülmüş, elleri kesilmiş ve yakılmıştı. Ve Özgecan Aslan'ın arkasından bazı kişiler tarafından "Mini etekliydi" denmişti. 23 yaşındaki üniversitesi öğrencisi Şule Çet, geçen yıl çalıştığı plazanın 20. katından düşerek yaşamını yitirmişti ancak gelişen süreçte ortaya çıkan delillerle Şule'nin bir cinayete kurban gittiği ortaya çıkmıştı. Sanık Çağatay Aksu, mahkemede Şule Çet'in babasına "Siz de kızınıza sahip çıksaydınız" demişti. Ve 2 gün önce ... Ordu'da, evinin önünde bir saldırgan tarafından bıçaklanan 20 yaşındaki balerin Ceren Özdemir ağır yaralı olarak kaldırıldığı Ordu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Ve evet, 2 gün önce vahşice katledilen Ceren'in ardından da konuşuldu. Elbette sosyal medyadan bu kan dondurucu paylaşımlara tepki gecikmedi... Ünlü şarkıcı İrem Derici “Günlerdir #CanYaman ‘a harcanılan eforu şu olaya kanalize etseniz diyorum! “ mesajıyla olaya olan tepkisini gösterdi.#iremderici #cerenözdemir @baraniletisimteknikservis @elzemeryemfilmi @nurmehmetmnr @baranrentacars @medyamagazini #medyamagazini #elzemeryemfilmi . #sondakika #new #magazin #magazine #magazintürkiye #magazinsondakika #söylemezsemolmaz #ünlüler #gelkonuşalım #istanbul #ankara #izmir #hadise #acunilicali #likeforlike ve #followme #sondakika #sondakikahaber #ensonhaber #repost #mucizedoktor #fenomen #tbt https://www.instagram.com/p/B5r7tZuFmfR/?igshid=1miar5lchps7t
0 notes
deliklicinar · 2 years
Text
18 yaşında yeni doğum yapan eşini öldüren koca: "Katil kaynanam, ben değilim"
Tumblr media
Denizli’de yeni doğan bebeğinin 18 yaşındaki annesi İrem Evren’i 5 el ateş ederek öldüren koca, 40 gün sonra jandarmanın yoğun çalışması sonucu ikna edilerek teslim oldu. Komandolar eşliğinde çelik yelek giydirilerek adliyeye sevk edilen kocanın, “Katil kaynanam, ben değilim. Neden öldürdüğümü kaynanama sorun” sözleri merak uyandırırken, çiftten geriye ise doğum öncesi kaydedilmiş mutluluk görüntüleri kaldı. Merkezefendi ilçesine bağlı Aşağışamlı Mahallesi Kurtuluş Sokak’ta geçtiğimiz 7 Haziran günü meydana gelen olayda; evli ve 1 çocuk annesi 18 yaşındaki İrem Evren ile eşi Ferhat Evren (27) arasında çıkan kavgada, genç kadın eşi tarafından 5 el ateş edilerek öldürüldü. Geçtiğimiz Ekim ayında aile içi şiddet nedeniyle mahkemeye başvuran İrem Evren’in alınan tedbir kararının ardından 3 gün sonra Cumhuriyet Savcılığına yeni bir dilekçe vererek şikayetinden vazgeçtiği ortaya çıktı. İrem Evren’in bu talebi üzerine tedbir kararının kaldırıldığı öğrenildi. Jandarmanın yoğun çalışması sonuç verdi Olayın ardından jandarmanın dedektifleri olan Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) ve Merkezefendi İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri harekete geçti. Ferhat Evren 40 gün sonra jandarma ekiplerinin yoğun çalışması sonucu ikna edildi ve teslim oldu. Karakola götürülen Evren işlemleri ardından komandolar eşliğinde çelik yelek giydirilerek adliyeye sevk edildi. Sevk edileceği esnada Evren’e "Neden yaptınız, neden öldürdünüz, niçin kaçtınız?" soruları yöneltilirken, Evren’in bu sorulara yanıtı ise "Katil kaynanam ben değilim. Ben pişmanım her şeyi Allah’a havale ediyorum. Kaynanama sorun” oldu. "Silahı kaynanası kızına vermiş" Kaynanasının azmettirdiğini iddia eden katilin babası Fasih Evren, “Babasıyım, o kadın benim 3 çocuğumu öldürdü. Torunum 20 günlük şu an devlette. Oğlumu da gelinimi de öldürdü. Ben önce Allah’ın adaletini sonra yargıya güveniyorum. Oğlum haksızsa ölsün çıkmasın. Silahı kaynanası kızına vermiş. Zaten çocuğumla konuştum diyor ki ’Hanım ilk önce silahı bana çekti. Elinde silahı görünce kendimi kaybettim’ dedi. Benim ciğerimi yaktı 3 çocuğumu öldürdü” dedi. Geriye mutlu görüntüler kaldı Doğum yaptıktan 20 gün sonra eşi tarafından öldürülen İrem Evren ve katili olan kocasından geriye ise çocuğuna doyamadan cinayete kurban giden annenin hamileyken kayda alınmış görüntüleri kaldı. Genç çiftin oldukça mutlu olduğu ve birbirine sevgi dolu sözler sarf ettikleri anlar ise herkesi duygulandırdı. Beklenenden tam tersi mutlu bir aile görüntülerinin olduğu o anlarda Evren’in eşine, “Seni seviyorum, benim kelebeğim, minik prensesim” sözleri ve kameraya öpücük atması yer aldı. Read the full article
0 notes
degisimbasladi · 7 years
Text
Kozmik Doğum Acısı
Pamele Kribbe aracılığı ile Jeshua Kanallığı
Çeviren: Irem Janssen
Yazının orijinalini bu bağlantıda bulabilirsiniz.
http://www.jeshua.net/
Değerli arkadaşlarım, sizi gördüğüm için çok mutluyum. Bazılarınız çok uzaklardan geldiniz. Sizlerin kim olduğunu biliyorum ve her biriniz çok değerlisiniz. Sizin yolculuğunuz benim de yolculuğum. İçinizdeki acıları derinden biliyorum. Ve sizlere çıktığınız bu ruh yolculuğu hakkında bilgiler vermeye devam etmek istiyorum.
Sizleri yolculuğunuzun başlangıcına, yeni ruhlar olarak bilmediğiniz bir realitede ilk doğduğunuz ana götürmek istiyorum. Yani sizleri uzay ve zaman içinde yer alan materyal dünyada ilk doğduğunuz zamana götürmek istiyorum. Bu doğum çok zaman önce gerçekleşti, ancak evden ayrılmanın acısı içinizde hala canlı. Kozmik doğum acısı dediğim bu acı, günlük hayattaki birçok hissin ve davranışın altında yatıyor.
Birçoğunuz sürekli hale gelmiş, bir şeylerin arayışının yarattığı huzursuzluk içerisindesiniz. Evden uzakta olmanızdan ve kendiniz olamamaktan dolayı gerginsiniz. Benliğinizle birleşmiş değilsiniz, rahatsız ve endişelisiniz.
Bu huzursuzluk sizleri sevgiyi dışarıdaki materyal dünyada aramaya yöneltti. Böylece sahip olduğunuz eşyalarda veya diğer insanların sizi onaylamasında veya dışarıdan gelen ve size sevildiğinizi hissettiren başka şeylerde sevgiyi aramaya başladınız. Huzursuzluğunuzu azaltmak için sürekli olarak dışarıdan bir kaynağın size “her şey doğru ve güzel” demesine ihtiyaç duyar hale geldiniz. Kendinizi gözlemleyin, onayı ve teminatı başkalarından duymayı ne kadar çok arzuluyorsunuz ve aslında bu size ne kadar çok acı veriyor.
Bu acının ve dışarıdan gelecek onayın, bağımlısı olmanızın kaynağından bahsetmek istiyorum. Gerçek sebep birçok katmanın altındadır, sanki soğan katmanlarının en altındaki kısım gibi. Dışarıdaki katmanlar bu enkarnenizde deneyimlediğiniz, size acı ve üzüntü veren olayları temsil eder. Altlardaki katmanlar ise bir önceki yaşamlarınızdaki travmatik deneyimleri temsil eder. Bu katmanların hepsi sadece tetikleyicidir, gerçek sebep tüm bu katmanların altında ve soğanın göbeğindedir. Bu katmanların hepsini soyarsanız, ilk acıyla karşılaşırsınız. Bu yolculuğunuza ilk başladığınız zaman hissettiğiniz evden ayrılmanın acısıdır.  
Kendinizi sadece sevgi olan, kendisini güvende hisseden, acı ve üzüntüden tamamen arınmış bir okyanus gibi düşünün. Bu okyanustaki sevgi ile sarmalanmışsınız ve okyanusun dışında ne olduğunu bilmiyorsunuz. Bu evinizin enerjisidir, bu sizin doğduğunuz yerdir. Evde olmanın hissini anlayabilmek için, uykuya dalmadan önceki halinizi düşünün. Zihniniz kontrolü bırakır ve bilinciniz tamamen açılır. Bu hissi doğmadan önce henüz bir embriyo iken de tattınız. Bilinç nazik ve mutlu bir uyuşukluk içindeyken, dışarısı ve içerisi arasında bir kavram farkı yoktur. Yani BEN ve bana karşı olan SEN anlayışı yok olur. Bilinç evdeyken, embriyo anne karnındayken, hudutsuz bir birlik ve güvencede olma hissi vardır.
Okyanusu kozmik anne karnına benzetebiliriz. Dogmadan önce sizler, bu sonsuz sevgi ve güven hissinin içindeydiniz. Bir noktaya gelince isler değişti. Koparılmayı ve ayrılmayı deneyimlediniz. Tıpkı doğum sancısı gibi, okyanusta dalgalanma başladınız ve sizi bu mutlu uyuşukluktan uyandırdı. Böylece kişisel ruhlar olarak doğmuş oldunuz. Sonsuz birlik, sevgi ve güvenlik hissinden ayrıldınız ve kendinizin kişisel ruh olarak ilk defa farkına vardınız. Bu farkındalık, “BEN” bilincinin en ilkel halidir. Bölünme ve ayrılma deneyimi sizi şaşırttı. Bu şaşkınlığın ne zaman başladığını tam olarak anlayamıyor, sadece deneyimliyordunuz. Anlayamadan bir şeylere tutunmak ve eve geri dönmek için arayışa başladınız. Bu karanlık bir andı.
Kaynaktan ayrılıp kişisel ruh olduğunuz bu karanlık an, aynı zamanda müthiş bir yaratımın başlangıcıydı. Bu, hayatı dolu dolu yaşama ve deneyimleme yolculuğunun başlangıcıydı. Önünüzde kapkaranlık, boş ve ürkütücü bir boşluk olduğunu hayal edin. Bu karanlık boşluğa minik fidanlar gibi giriş yaptınız. Bu boşluk henüz bilinmeyen sonsuz yaratım potansiyeli ile doluydu. Evet karanlıktı, ancak bunun yanında yeni yaratımlar için alan da vardı.
Kozmik yolculuğunuza başladığınız zamanki hisleriniz, tıpkı bir önceki yazıda (Bilincinizin gücü) bahsettiğim kaybolmuş ve terkedilmiş bir çocuğun hislerine benzer. Bu hisler, kendisini hiç bilmediği yepyeni bir realite içinde bulmuş ve bu realiteye uyum sağlamak zorunda kalan ruhun hissettikleridir. Bu kaybolmuş çocuk imajı, kozmik yolculuğunuza başladığınız zamanki derin acınızı anlamanıza yardımcı olacaktır.
Bu yolculuk sırasında çok şey öğrendiniz. Birçok değişik form ve beden içinde rol aldınız ve sonunda Dünya gezegenine geldiniz. Dünya, muhteşem bir yaratım ve deneyim yuvasıdır. Yaratımın zenginliğine rağmen, yine de kendinizi yalnız hissettiniz. İçinizde nedenini tam anlayamadığınız bir boşluk vardı. Ancak bir yandan da kendinizi iyi hissetmek istediğinizin farkındaydınız. Bu boşluk, okyanustayken ayrıldığınız zaman kaybettiğinizi düşündüğünüz bütünlük, sevgi ve güven hissidir. Bu koşulsuz sevgi ve güvenlik hissi sizin refahınız, kendinizi olduğunuz gibi ifade etmeniz ve kendi değerinizi bilmeniz için vazgeçilmezdir. Ve bu hissi okyanustan ayrıldığınızdan beri arıyorsunuz. Yani kozmik doğum acınızı çok uzun zamandır iyileştirmeye çalışıyorsunuz.
Sizden, kozmik doğum acınızı tanımanızı rica ediyorum. Bütünlükten kopmuş olmanın acısını ruhunuzda hissedebiliyor musunuz? Bu bütünlük hissi aklınızın anlayıp açıklayabileceği bir şey değil, ancak kalbinizin hatırlayacağı ve anlayabileceği bir şey.
Dikkatinizi bu kozmik doğum acısına yöneltince, yalnızlık ve terkedilmiştik hislerini tetikleyen bu acının farkına varınca, iyileşme sürecini de başlatmış olursunuz. Kendinizi en derinlerde iyileştirmeye başlayabilirsiniz. Acınızın derinlerine şimdi burada inebilirsiniz.
Bu yazıyı okuyan ve beni dinleyen sizler, yeni bir bilincin içine doğru genişliyorsunuz. Kendiniz için koşulsuz sevgi ve güven tesis etmek istiyorsunuz. Doğmadan önceki sevgi ve güven hissini şimdi siz kendiniz için temin ediyorsunuz. Sizin misyonunuz ve spritüal amacınız bu. Aradığınız evin sizin içinizde var olduğunu ve tanrısal güveni merkezinizde taşıdığınızı anladığınız anda, gerçekte kim olduğunuzu da anlamışsınız demektir. Dışarıdan gelecek onaya artık ihtiyacınız yoktur. Başkalarının size iltifat etmesi ve sizi takdir etmesi elbette hoşunuza gidecektir, ancak artık buna bağımlı değilsinizdir.
Yeni bilincin yaratımı, derinlerdeki acılarını fark eden, bu acılarla açıkça yüzleşme cesaretini gösteren ruhlar tarafından kurulacaktır. Gelişiminizin bu aşamasında, şimdiki erkanenizde ve bir önceki enkarnelerinizde deneyimlediğiniz acıları bırakmanın, bu acıların ötesine geçmenin ve ilk acıyı anlamanızın zamanıdır. Bu acıyı bilinçli olarak ve kalbiniz ile fark edip anladığınız zaman, bu acıyı iyileştirmeye hazırsınız demektir. Yardım almak için ağlayan bu yeni doğmuş kozmik bebeği kollarınıza almaya hazırsınızdır. Bu bebek size, acılarınız ve korkularınız aracılığıyla çağırıda bulunuyor.
Kozmik doğum acınızı iyileştirmeye başladığınızı, yakın ilişkilerinizi gözlemleyerek anlayabilirsiniz. İnsanlar yalnızlık ve terkedilmiştik acısının tesellisini genellikle yakın ilişkilerinde ararlar. Aslında yaptıkları, içlerindeki boşluğu başkasının enerjisiyle doldurmaya çalışmaktan başka bir şey değildir. Başkasının ilgisi ve dikkati acıyı hafifletir. Başka bir değişle, insanlar derinlerde acıyan ve ağlayan çocuğu, baş etmeleri için yakınlarına teslim ederler. Ancak bu çok tehlikeli bir oyundur. Er veya geç, yakın ilişkilerine bu şekilde bağımlı hale gelirler. Yüzeyde sevgi ve bağlılık gibi gözüken şey, derinlerde kolayca fark edilmeyen güç oyununa dönüşür. Sevildiğinizi ve güvende olduğunuzu hissetmek için başkalarına bağımlı hale geldiyseniz, onların enerjisinde hak iddia ediyorsunuz demektir. Ve bu eninde sonunda çatışmaya yol acar. Kendinizi eskisinden daha da yalnız hissederken bulursunuz. (Bu konu için “Yeni Dönemde İlişkiler” yazısını paylaşacağım).
Yalnızlığı dostunuzun veya hayat arkadaşınızın olmamasına bağlıyorsunuz. Ancak bu durumda yalnızlığınızın sebebini ve aynı zamanda çözümünü dışarıda arıyorsunuz demektir. Bu düşünce ve inançla ilişkilerinize başlarsanız, eninde sonunda ilişkiye girdiğiniz insanı mutluluğunuzdan sorumlu tutarsınız ve mutlu olamadığınız zamanlarda kendinizi kurban gibi görürsünüz. İçinizdeki boşluğu başkalarının doldurabileceğine inanmak, en baştan gücünüzü kaybettiğinizi gösterir.
Yakın ilişkileriniz, taşıdığınız kozmik doğum acısının ip uçlarını verir. Ne kadar sıklıkla hayatınızda birisinin varlığına ihtiyaç duyduğunuza dikkat edin. Bu aslında içinize dönmeniz ve içinizdeki çocuğu kucaklamanız için bir çağrıdır. Yalnızlığınıza çözüm, içinize dönmenizdedir, içinizdeki çocuğa sahip çıkmanızda ve ona ebeveynlik etmenizdedir. O zaman ilişkilerinizi serbest bırakacaksınız. Başkalarıyla özgür ve bağımsız bir şekilde ilişki kurabileceksiniz.
https://www.facebook.com/Humanity-Rising-Humble-writings-to-help-ascension-1333916226668373/?ref=ts&fref=ts 
https://humanityrisingblog.wordpress.com 
https://www.facebook.com/profile.php?id=718596821654268&ref=ts&fref=ts 
https://degisimbasladi.tumblr.com/
2 notes · View notes
gazetetakipnet-blog · 7 years
Text
İrem Derici röntgen filmini paylaştı
Kurban Bayramı’nda Kıbrıs’ta sahne alan İrem Derici burada başına gelen talihsizliği sosyal medya hesabından paylaştı. Konser öncesi, talihsiz bir kaza geçiren Derici, kaldığı otelde parmağını kapıya sıkıştırdı. Yaşadığı acıya rağmen sahneye çıkan İrem Derici, İstanbul’a döner...
İrem Derici röntgen filmini paylaştı Haberin Tamamını Okumak İçin Tıklayın
Tumblr media
İrem Derici röntgen filmini paylaştı Haberin Tamamını Okumak İçin Tıklayın
Kurban Bayramı’nda Kıbrıs’ta sahne alan İrem Derici burada başına gelen talihsizliği sosyal medya hesabından paylaştı. Konser öncesi, talihsiz bir kaza geçiren Derici, kaldığı otelde parmağını kapıya sıkıştırdı. Yaşadığı acıya rağmen sahneye çıkan İrem Derici, İstanbul’a döner...
0 notes
ulusalpress · 4 years
Text
İrem Derici, denizin tadını çıkardı
İrem Derici, denizin tadını çıkardı
Bodrum’da tatil yapan ünlüler kervanına ünlü şarkıcı İrem Derici de katıldı. Kurban Bayramı tatilini Yalıkavak’ta değerlendiren Derici önceki gün, bir plajda görüntülendi. İskeleden denize atlarken objektiflere takılan Derici yaklaşık 2 saat denizde kalırken, eğlenceli anları da oldukça dikkat çekti. Denizin tadını doyasıya çıkaran şarkıcıya menajeri de eşlik etti.
View On WordPress
0 notes