#Sultan Muhammed Raşid Elhüseyni (k.s)

[derdiderun]

Demişlerdir ki: Velînin bir sıfatı da, kendisinde hiçbir korku halinin olmamasıdır; çünkü korku, ya ileride sevilmeyen bir şeyin başa gelmesinden ileri gelir yahut sevilen bir şeyin ileride elden kaçırılacağı endişesinden kaynaklanır. Velî ise, içinde bulunduğu vaktin derdindedir. Onun için gelecek beklentisi yoktur ki, (ileride olacak veya olmayacak) bir şeyden korksun.

Velî için (Allah'tan başka) bir korku olmadığı gibi bir ümit ve beklenti de yoktur. Çünkü ümit, ya sevilen bir şeyin ele geçmesi veya hoşlanmadığı bir şeyin ortadan kalkıp gitmesi için olur. Bunlar da şimdiki halde değil, ileride olacak şeylerdir. (Velî hali ile meşguldür, gelecek beklentisi ile avunmaz).

Velînin bir alâmeti de kendisinde herhangi bir üzüntü ve kederin bulunmamasıdır. Çünkü hüzün, kalbin katılığından (ve hakikate perdeli oluşundan) ileri gelir. Kim başına gelen şeylere rıza aydınlığı ve ilâhî emirlere uyma rahatlığı içinde olursa, artık onun için herhangi bir üzüntü olur mu?

(Kuşeyrî Risâlesi)

[hemedani]

Allah Teâlâ’nın zatını bilmede ve İslamın rükünlerini yerine getirmede müminler eşittir. Ancak efdaliyet ameldedir.

|Seyyid Sultan Muhammed Raşid Elhüseyni k.s 🌹

[derdiderun]

Dr. Ahmet Çağıl, bir sohbetinde buyurmuş;

Bir kişi kendi başına bir hayır yapsa, kendi kemâlatı kadar karşılık alır. Aynı kişi mürşidinin yönlendirmesiyle bir hayır yapsa, mürşidinin kemâlatı kadar hayır alır..

(Tasavvufi Notlar)

[derdiderun]

Kur’an ve Sünnet ahlâkını bizler için tepside sunan evliyâullahın sofrasına oturmak insan için büyük bir nimettir. Çünkü onların sofrasından sunulan meyveler olgundur, insanı da olgunlaştırır. Salih kimselerle ünsiyet kurmaktan murat, onların ahlâkıyla ahlâklanmak, bir menfaat beklemeden manevi hastalıklara şifa aramaktır.

Evliyanın ahlâkından bir pay sahibi olmadan onların gerçek kıymetini anlamak mümkün olmaz. Onların meclisleri zikir meclisleridir ve temiz bir sayfa gibi masivâdan âridir. Kişi o meclislerden üzerine düşeni alıp nefsini tezkiye etmelidir.

| Sırlar Denizi - Molla Câmî (rah.a)

[derdiderun]

İnsan her daim hüzün ehli olmalıdır, tefekkür ehli olmalıdır. Devamlı Allah’ın (c.c) işlerini ve büyüklüğünü tefekkür etmelidir. Dağlara, gökyüzüne, insanlara...Velhasıl neye bakarsa baksın Allah’ın ondaki hikmetini aramalı ve bulmaya çalışmalıdır. Onda Allah’ın büyüklüğünü görmelidir, düşünmelidir..!

Sultan Muhammed Raşid ElHüseyni (k.s) 22.10.1993 El-Fatiha

[derdiderun]

İnsan Allah’a karşı samimi olmalıdır. Çünkü Allah (c.c) insanın niyetinin aslını, insanın yapıp ettiklerini kendisinden daha iyi bilir. İnsanın kalben düşündüğü, dile getiremediği, amele dökemediği şeyleri bile gerçek manada bilir ve anlar. Durum böyle iken insan, (hâşâ) Allah’ı nasıl kandırabilir, hangi hileyle aldatabilir? Bu yüzden insan Allah’a karşı doğru olmalıdır, dosdoğru gitmelidir ki Allah’ın (c.c) fazlını, keremini ve ihsanını elde edebilsin!..”

Seyyid Muhammed Raşid El-Hüseyni (k.s)(Menzilde Bir Sultan)

[derdiderun]

“Allah insana dost olduktan sonra nerede olursa olsun gam yoktur. Çünkü Allah’ın (c.c) emri dışında bir şey gerçekleşmez. Ne yaparsa O yapar. O yapmazsa, hiç kimse bir şey yapamaz! Bu sebeple insan her şeyi Allah’tan (c.c) bilmelidir. Allah’tan (c.c) izinsiz yaprak bile ağaçtan kopup düşmez. İnsan Allah’tan korkmalı ve her şeyi O’ndan bilmelidir.

Seyyid Muhammed Raşid El-Hüseyni (k.s)(Menzilde Bir Sultan)

[derdiderun]

''Akıllı olmak her şeyi bilmek değil, bileni bulabilmektir. Nasıl ki hastanın da aklı kendi sahibini tedavi edemiyor ama onu alıp bir doktora kadar götürüyor. Tedavi etmek doktorun işidir, ama her hasta doktorun yolunu bulmayı da beceremez. O halde sen doktor değilsen de doktorunu bulacak kadar bir akıllılık göster.''

Hz.Mevlana (k.s)

[derdiderun]

Ebû Abdullah Sâleme’ye:

“-Allah dostlarını diğer insanlardan ayırt eden vasıflar nelerdir?” diye sordular. O da cevâben, ehlullâhın şu güzel vasıflarını saydı:

“-Allah dostları diğer insanlardan:

-Lisanlarındaki halâvetle (tatlılıkla),

-Ahlâklarındaki letâfetle (güzellikle),

-Simâlarındaki tebessüm ve müjdeleyicilikle,

-Hâl ve edâlarındaki zarâfetle,

-Nefislerindeki sehâvetle (cömertlikle),

-Mâzeretleri kabul edişlerindeki diğergâmlıkla,

-İyi ve fenâ herkese karşı şefkatlerindeki genişlikle ayırt edilir.”

[derdiderun]

Müminler, Velileri Kabulde Birkaç Sınıftır;

-"Bir kısım insan, önceki devirlerde yaşayan velileri kabul eder, fakat sonraki devirlerde yaşayanların veliliğini inkar eder. Bunlar, insanların en kötü durumda olanlarıdır.

-Bir kısım insan, önce ve şimdiki zamanda velilerin varlığını kabul eder, fakat onların yaşadıkları zamanda halkın içinde gizli olduklarını söylerler. Böyle düşündükleri için Allah ﷻ onları, bu velilerin bereketinden (terbiye ve feyzinden) mahrum bırakır.

-Bir kısım insan da zamanlarında yaşayan velileri kabul eder, onları tanır, onları bereketiyle pek çok hayır elde eder, kendilerini yüceltir; onlara karşı son derece hürmetli davranır. Bunlar Allah'ın, ‎ﷻ kendisine ulaştırmak ve huzuruna yaklaştırmak istediği saadet ehli kimselerdir.

(Bahrul Medid C.1S.111)

[derdiderun]

İnsan dini ile ilgili her şeyi araştırmalıdır, sormalıdır. Helali haramı tanımalıdır, birbirinden ayırmalıdır. Bu iş cehaletle olmaz. Cehaletle Allah yolu takip edilmez.

Sultan Muhammed Raşid El-Hüseyni (k.s)

[derdiderun]

"ALİM'İ SEVEN BİRİNİ SEVERDİ"

Bazı rivayetlerde buyrulur ki:

Kıyamette günahları, sevaplarından daha çok olan bir kimse, Cehenneme götürülürken, Allahü teâlâ, Cebrail aleyhisselama buyurur ki:

- Ya Cebrail, buna sor, hayatında hiçbir âlimin sohbetinde bulundu mu? Hazret-i Cebrail, o kimseye sorar. O da, (Ne yazık ki, hiçbir âlimle bir arada bulunmadım) der. Allahü teâlâ tekrar buyurur:

- Ya Cebrail, buna sor ki, hiçbir âlimi ilminden dolayı sevdi mi? Cebrail aleyhisselam, ona sorar. O da, (Hayır, sevdiğim bir âlim yoktu) der. Hak teâlâ buyurur:

- Ya Cebrail, tesadüfen de olsa, bu bir âlimle yemek yemiş mi? Cebrail aleyhisselam sorar. O da, (Hayır hiçbir âlimle bir sofrada bulunmadım) der. Hak teâlâ buyurur ki:

- Ya Cebrail, bu kulun ismi, bir âlimin ismine benziyor mu, bunu da sor! Cebrail aleyhisselam sorar. O da, (İsmim hiçbir âlimin ismine benzemez) der. Hak teâlâ buyurur ki: - Bunu Cennete götürün. O, âlimi seven birini severdi.)

[El-Envâr]

[derdiderun]

Sultan Muhammed Raşid ElHüseyni (k.s) bir defasında ilmi bırakıp tasavvufla yetinmek isteyen bir talebesini şöyle uyarmıştı:

Sakın! İlmi bırakma. İlmi bırakmakla hem dünyanı hem de ahiretini perişan etmiş olursun. İlmi bırakıp sadece tasavvufla yetinmek doğru değildir. İlimle birlikte sofilik yap. Hatta yüksek kitapları okuyan bir talebenin bunu yapması gerekir. İlimle ameli birlikte sürdürmesi icap eder. Hatta vird edinip zikir çekmesi, hatme yapması lazım gelir. Böyle bir talebenin namazlarını cemaatle kılması ve sünnetleri terk etmemesi gerekir.

~Menzilde Bir Sultan~

[derdiderun]

“Sabır Allah’tandır, acelecilik ise şeytandandır. Sabırlı davranırsak ve işlerimizi sabırla sürdürürsek o vakit işlerimiz düzelir ve güzel bir şekilde yoluna girer, ama işimizde aceleci davranır, sabır etmezsek, işte o zaman işimiz yoluna girmez.”

Sultan S.Muhammed Raşid ElHüseyni (k.s)

[derdiderun]

“Veli olmaktan maksat, keramet sahibi olmak değildir. Bilakis müşahede halini kazanmaktır. Müşahede hali, hayır ve şerrin ne olduğunu anlayabilmektir.” Hazreti Eşrefoğlu Rûmî (k.s)

[derdiderun]

“Helal yiyin, helalden giyinin, bütün ihtiyaçlarınızı helalden giderin! Zira Allah Teâlâ ancak helal yiyenin ibadetini kabul eder, haram yiyenin ibadetini kabul etmez!”

Sultan Muhammed Raşid ElHüseyni (k.s)