İnsanın istidadı ve cihazat-ı maneviyesi, başka bir bâki âleme ve ebedî bir hayata bakıyor.. ve insanın kalbi ve şuuru, bütün kuvvetiyle beka istiyor.. ve lisanı, hadsiz dualarıyla beka için Hâlık'ına yalvarıyor...
Münacat
“Gün nasıl beklenir?! Yeni gün nereden gelir?! Eskisi, pılısını pırtısını toplayıp nereye taşınır?! Gün neden başlar ve neden biter?! Gün nereden başlar, neresinden biter?! Gününü gün etmek niye güzeldir?! Sevdiğimiz insan, her gün bir gün daha yaşlanır. Yaşlılık, ölüme doğrudur. Gelecek, tehlikeli bir şeydir yani, ama baş döndürücülüğü de açıktır. Gelecek, bilinmeyen, yaşanılacak birçok olayı barındırır; nefis aşklar, mükemmel ihanetler, katlanılmaz başarılar, harikulade intikamlar, yarımtutku bacakarası valeler, kazalar, kazasüsleri, sürprizler, batan amiraller, çıkan kardinaller, hepsi hepsi geleceğin göstergesini hazırlamaktadır kuliste. The Show Must Go On’dur elbette.”
- küçük İskender, man in pink
(Burç Hikâyeleri)
- Görsel: Joseph Lorusso
* * *
(The Show Must Go On: Gösteri devam etmeli)
İnsanın toplum içindeki değeri onun toplum üzerindeki etkisine bağlıdır, bunlar mevki, ekonomik güç, sosyal aktivite, bilgi birikimi, tanınırlılk, siyasi güç gibi faktörlerdir. İnsan yaşlandıkça bütün bu faktörler yavaş yavaş silikleşir, bunu hayvan toplumlarında çok daha belirgin gözlemleri, çünkü orada sadece fiziksel faktörler önemlidir, insandaki ekonomik güç, bilgi ve diğer güçler nasıl örneğin siyasi güç gibi faktörler bunu biraz yavaşlatsa da giderek insanın toplum üzerindeki etkisi azalır, sosyal etkisi yavaş yavaş yok olur. Bunu en iyi cenaze merasimine gelen insan sayısı ile görebiliriz