From Safranbolu, it was a long drive to Ankara, the capital of Turkey. Although I had woken early, by the time I made it down to the breakfast table, all I had for the morning was one boiled egg and two pieces of bread. I slathered one in jam and on the cover, I placed a slice or two of select cheeses. It was certainly not the way I had intended to break my fast that morning and by the time we made a pit stop halfway to Ankara, I was starving. So starving, in fact, that I took the opportunity to buy myself a bag of peanuts. After all, I had learned my lesson when it came to the country’s hot chocolate. Or what they believed was hot chocolate.
Ah, but methinks this is now the perfect chance to talk about Turkiye or Turkey as a whole. The country, it should be noted, achieved independence in and around the 1920s under the rule of Ghazi Mustfa Kemal Pasha, the Great Ataturk as he was known and the first president of Turkey from 1923 until his death in 1938. He was succeeded by his friend and partner-in-crime, Ismet Inonu.
Turkiye’s primary industries are manufacturing and agriculture. This was actually evident back in Safranbolu or the city near it, with white plumes of smoke frising from steel production factories.
At about 11:30AM, we finally pulled into Ankara and enjoyed an early lunch before we hiked up to the Anitkabir. The Anitkabir, it should be noted, is the mausoleaum of Mustafa Kemal ataturk and served as museum, war memorial and an actual dedication to the first president. There was, as well, a plaque describing the building as the Tower of Revolution. While we were there, we witnessed a changing of the guards and stared at hte soldiers stationed unmoving in their glasses boxes, their breath fogging up the glass because it was a cold and wet and miserable day.
In fact, along the way, we had seen snow and ice dot the landscape as we drove through on our way to Ankara. So, you can imagine how cold it was! Or, if you’re from Canada and already have ice resistance, how warm it was.
Within the museum portion of the Anitkabir, where photographs were also forbidden, I saw collections of weapons ranging from swords and pistols to canes! There were also smoke pipes that the Ataturk enjoyed. As well as the uniform he had worn when he had been field marshal and general of the Ottoman armies. Further inside, portraits and busts, too, lined the corridors.
But of significant important for any Australian was the portrayal of the battle at Gallipoli. Of course, for the Ottomans, Gallipose wasn’t the sole battle that they were involved in. It was but one of the many attempts from the Allied forces to break through into the Black Sea to aid their Russian allies.
The panorama in question, as you can see below, was primarily about the Canakkale Battles. Initially a sea battle, the Allied Forces with a combined fleet of 400 ships entered the Canakkale Strait (or the Dardanelles) on March 18, 1915. The battle lasted seven hours. By the end of it, three battleships, along with the same number of torpedo boats, had been sunk by cannons. Another four battleship were heavily damaged, resulting in a loss for the Allies.
Allied forces then attempted to start a land battle, a failed attempt that is commemorated in Australia on April 25 each year for all those that were lost in war: ANZAC Day. There’s usually a Dawn Service that is accompanied by the trumpeting of bugles and the words: Lest We Forget.
Further along the information board, the panorama detailed a second landing on Suvla Bay in August.
Two other information boards detailed the Sakarya Pitch Battle that was fought on 23 August to 13 September 1921. This was primarily a battle between Turkish and Greek forces that saw the Greek offensive sweeping up to within 70km from Ankara. In the end, the Turkish forces managed to rally and push back the attackers, serving as a turning point for the Turkish War of Indepndence.
The last panorama on display was Turkey’s Great Attack, which took place on 26 August 1922. During this battle, they slipped past Greek fortifications. It was the final push that they needed to claim independence. With the Great Attack, Turkey was able to establish a Republic. After the war, they also moved the capital from Constantinople to the more defensible Ankra.
From Ankara, we hopped back on the coach and headed straight for Cappadocia. During the lengthy drive, we made a pit stop at Tuz Golu, a salt lake. Unfortunately, due to the rain, there wasn’t much to see. But it was a good chance to stretch our legs after sitting on the coach for so long.
By 6PM, we had pulled up to our hotel: Yanak Evleri, a Cappadocia Cave Hotel that reminded me very much of the series of missions three quarters through Assassin’s Creed: Revelations. We had finally arrived at Turkey’s famous underground cities!
But while tomorrow does prove to be an exciting day in Cappadocia, it is soured by the fact that there won’t be any hot air balloon rides due to the miserable rain.
Here is a long forgotten sketch from my trip to Turkey last year (for work). This sketch was done on a visit to Anitkabir on my day off. I think this sculpture is supposed to represent three Turkish women mourning Ataturk’s death. I wasn’t able to work on this sketch for long, as I was told to move along by some security officials – so I added the colour at home.
Sun-11-Jun-2023
Şimdi size her zaman ve her yerde bulamıyacağınız çok çok önemli bir yazı gönderiyorum.
Bu yazıyı okuduktan sonra iktidardaki
AKP hükümetinin bu ülke için yaptığı köprülere, tünellere ve diğer dev eserlere Muhalefetteki partilerin ve kişilerin neden hiç sevinemediklerini ve sürekli kötülediklerinin sebebini Çok iyi anlayacaksınız!..
1927 yılında Yaklaşık
1 milyon gayrı müslümin adı ve soyadı gizlice değiştirildi ve Türk adı ve soyadı verildi
Maalesef. Ve daha sonra bunların hepsi idareci ve yönetici oldular. Ve bunlar sonraki yıllarda milli ve İslami olan her hareketi engellemeye başladılar.
✅ HERKESİN, HER KESİMİN, VE BİLHASSA YENİ NESLİN ; bilmesi gereken yakın tarih gerçeklerini paylaşmanın zamanı artık geldi!.
BİZ Onları MÜSLÜMAN ve TÜRK SANIYORDUK,
FAKAT YANILMIŞIK!..
GERÇEK ŞUYMUŞ:
👉🏻1927 yılında "İki yüz bin" Yahudi´ye,
ve “Sekiz yüz bin" Ermeni'ye, halkın Haberi olmadan isim-soyisimleri Türkçe'ye çevrilerek Türk kimliği verildi.Bundan daha kötüsü şu ki;
👉🏻Kripto ve DÖNME dediğimiz bu 1 milyon yahudi ve ermeni kitle hiçbir zaman yırtık elbise giymek zorunda kalmadı.
Hiçbir zaman açlık, susuzluk, yokluk veya yoksulluk çektirilmedi.
👉🏻Kimisi general yapıldı, ordu idare etti.Kimisi müdür yapıldı, okul idare etti. Kimisi başhekim yapıldı, hastane idare etti. Kimisi diyanet işleri başkanı, hoca yapıldı, cemaatler idare etti.
Kimisi hâkim-savcı yapıldı, nice koçyiğitlerin ve mübarek İnsanların canına kıydı... vs. vs.
Hepsine de Anadolu insanının üzerinde idareci sıfatı verildi.
👉🏻Tiyatro, edebiyat, müzik, sinema, basın, yayın, gazete, Tv hep onların tekelinde ve emrinde bulunduruldu.
Ve bu kriptolar ANİTKABİR yollarında sürekli şu cümleyi kullandılar;
“Biz bu ülkenin asli Halkıyız!" dediler.
Onlar zeki, bilgili, demokratik, ilerici ve çağdaştılar.Onlara kölelik etmeyenler ise her zaman gerici, yobaz, cahil ve yabancı Sayıldılar...
Onlar azınlıktı ama gayet zengin ve şatafatlı bir hayat içinde kendilerini efendi, bizi ise köle olarak gördüler.
👉🏻Cümle âlem çatır çatır araba, uçak, silah fabrikaları kurarken...Bu kriptolar bizi suni başörtüsü sorununa, suni Kıbrıs sorununa, suni Kürt sorununa, ve alevi sorununa Yönlendirdiler..
👉🏻 Bu isim ve soyisim değiştirme oyunu 8 Şubat 2018’deOrtaya çıktı!..
Bu tarihte AKP hükümeti, eski Arşivleri açtı, oraya bakmayı herkese Serbest Bıraktı ve Herkesin soyağacını Öğrenmeye imkan verdi.
👉🏻👉🏽Bu tarih, her vatandaşın Soyağacını görebildiği...
Devletin,
“Artık hepinizi tanıyoruz! Ananızı babanızı, nereden gelip nereye gittiğinizi biliyoruz!" dediği önemli bir günün başlangıcıydı.
👉🏻KENDİLERİNDEN OLMAYAN Recep Tayyip ERDOĞAN dengelerini öyle bir bozdu ki, şoka girdiler, neye uğradıklarını bilemediler, psikolojileri darmadağın oldu.
Kendilerini bu vatanın gerçek sahibi olarak gören, devletin dahi kendilerinden haberdar olmadığını zanneden bu Dönmelerin Bütün Sırları artık açıldı :
👉🏻Barolar daha özgür olmalı, tabibler odası kapatılmalıdır, mimar ve mühendisler odası haddini bilecek dediğimizde, bir asra yakın kurdukları bu sahte saltanatı ölümüne savunma derdine düştüler ve düşmanlıklarını alenen yapmaya başladılar.
👉🏻Siyasette ittifak kuruyorlar...Sermayede birlik oluyorlar.... Eğitim ve sağlık alanında toplanıp bildiri imzalıyorlar...Ve Sürekli engel çıkartıyorlardı.
😉
Bunlar;
📌 Sokakta sevişiyorlar
📌 Sokakta içki içiyorlar
📌 Sokakta çıplak geziyorlar
📌 Sokakta her türlü ahlaksızlığı yapıyorlar
Ama; bize ise
📌 Namazınızı evde kılın
📌 Orucunuzu evde tutun
📌 Örtünüzü evde örtünün
📌 İslamı evinizde öğrenin diyorlar...
Sokakta yaparsan mahalle baskısı oluyormuş!
Dini İSLAM olan TÜRKİYE'de onların istediği yaşam şekli budur!🤨
Her Fırsatta ülkeyi kurtarmasaydıkYorgo olurduk diyorlar,
AMA;
📌 Yorgo gibi hindi kesiyorlar
📌 Yorgo gibi çam süslüyorlar
📌 Yorgo gibi içki içiyorlar
📌 Yorgo gibi sızıp
📌 Yorgo gibi kendinden geçiyorlar.
Onlar İyi ki Yorgo olmadık! diyorlar! Fakat;
➡️Yunan Lozan antlaşmasını savunuyor
➡️Onlarda savunuyor
➡️Yunan Zülüm 1453'de başladı diyor
➡️Onlarda aynısını söylüyor
➡️Yunan Kanal İstanbulu istemiyor
➡️Onlarda istemiyor
➡️Yunan Libya Tezkeresine karşı çıkıyor
➡️Onlarda karşı çıkıyor
Hani Atatürk Yunanlıları denize dökmüştü? 🤨
Geriye Dönüp;
📌 Camilerimize bakıyoruz
❗Ahıra döndürmüşler.
📌 Ezanımıza bakıyoruz
❗Türkçeye çevirmişler.
📌 Müslümanlara bakıyoruz
❗Her türlü işkence ve zulmü görmüşler.
📌Liderlerimize bakıyoruz
❗Ya zehirlenmiş yada idama götürmüşler.
Ümmetin derdiyle dertlenip;
- Suriyeye gidiyoruz- ❗Esedi destekliyorlar.
- Mısıra gidiyoruz - ❗Sisiyi destekliyorlar
- Libyaya gidiyoruz- ❗Hafteri destekliyorlar.
-Akdenize gidiyoruz- ❗Gitmeyelim diyorlar.
-Ayasofyayı açalım diyoruz- ❗Olmaz, Sultanahmeti de Müzeye çevirelim diyorlar.
📌İha yapıyoruz - Sevinmiyorlar
📌Siha yapıyoruz- Sevinmiyorlar
📌Silah-Tank-Uçak yapıyoruz -Sevinmiyorlar
📌Gemi -Denizaltı yapıyoruz-Sevinmiyorlar
📌Yerli oto yapıyoruz-Sevinmiyorlar
📌Solunum cihazı yapıyoruz-Sevinmiyorlar
📌 Bunlar Yerli ve Milli olan hiç bir şeye SEVİNEMİYORLAR!..
Hatta yapılmasına da karşı çıkıyorlar.
Neden böyle yaptıklarını herhalde şimdi hepiniz anlamışsınızdır!..
Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay, Belediye Meclis Üyeleri ve CHP Güzelbahçe İlçe Örgütü ile birlikte Anıtkabir’e giderek Ata’nın huzuruna çıktı. Başkan Günay Anıtkabir Özel Defteri’ne, “Bir asrı aşan fikirlerinden bize hedef olarak gösterdiğin yolunda durmadan, yılmadan, usanmadan yürümeye devam ediyoruz” satırlarını yazdı.
ANKARA (İGFA) – Güzelbahçe Belediye BaşkanıMustafa Günay, Türkiye Cumhuriyetimizin Kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir’i ziyaret etti. Belediye Meclis Üyeleri ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Güzelbahçe İlçe Başkanı Devrim Seyre ve İlçe Örgütü ile birlikte Anıtkabir’de Atatürk’ün mozolesine çelenk bıraktı. Başkan Günay, saygı duruşunun ardından Misak-ı Milli Kulesi’ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı.
‘EMENATİNİN YILMAZ BEKÇİLERİYİZ’
Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay, Anıtkabir Özel Defterine: “Atam;
Bir asrı aşan fikirlerinden bize hedef olarak gösterdiğin yolunda durmadan, yılmadan, usanmadan yürümeye devam ediyoruz. And olsun ki nefesimiz tükenene kadar milletimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Güzelbahçelilerin nazarında, aziz hatıran önünde bir kez daha eğilip, şükranlarımızı sunuyoruz.
Başkan Günay ve beraberindeki heyet ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başbakanı ve 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün kabrini de ziyaret ederek saygı duruşunda bulundu. Ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geçerek Cumhuriyet Halk Partisi Grup toplantısına katıldı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
Amidst the serene beauty of Ankara, Anıtkabir stands tall, inviting all to reflect on the principles of democracy, secularism, and modernity cherished by Atatürk.
Ready to embark on a journey to Anitkabir? Click now: https://www.travelnags.com/destination/anitkabir.html
BAŞKAN EKREM İMAMOĞLU VE CHP’Lİ 26 İLÇE BELEDİYE BAŞKANI ATA’NIN HUZURUNA ÇIKTI
İMAMOĞLU, ANITKABİR ÖZEL DEFTERİ’Nİ İMZALADI:
“YERELDEN BAŞLAYARAK, TÜRKİYE’Yİ DÜNYANIN ÖRNEK DEMOKRASİLERİ ARASINA TAŞIYACAĞIZ” İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yerel seçimlerden başarıyla çıkan 26 ilçe belediye başkanı ve 13 belediye başkan adayı ile birlikte Ata’nın huzuruna çıktı. Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan İmamoğlu, “Yol arkadaşlarımız ve aziz milletimizle birlikte, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında, kurucusu olduğunuz Cumhuriyet Halk Partisi’ni 47 yıl sonra Türkiye’nin birinci partisi konumuna taşımanın gururunu yaşıyoruz. Halkımızın bizlere verdiği görev ve sorumluluğun bilincindeyiz. Halkçı ve sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerini sunarak, yerelden başlayarak, Türkiye’yi dünyanın örnek demokrasileri arasına taşıyacağız. Emanetiniz emin ellerdedir. Ruhunuz şad olsun” ifadelerini kullandı.