Tumgik
#barış havas
Text
Gece Oksijen Veren Bitkiler
Gece Oksijen Veren Bitkiler
Tumblr media
#AloeVera, #ArekaPalmiye, #BarışLilyumu, #BitkiBakımı, #BitkiÇeşitleri, #BitkiDekorasyonu, #BitkiÖnerileri, #BitkiSeçimi, #BitkiYetiştirmek, #DeveTabanı, #EvBitkileri, #EvdeBitkiYetiştirme, #GeceOksijenVerenBitkiler, #Gümüşİnci, #HavaTemizlemeBitkileri, #IçMekanBitkileri, #IçMekanHavaKalitesi, #IçMekanlardaOksijenÜretenBitkiler, #Kakteen, #Lavanta, #Orkide, #PaşaKılıcı, #SağlıklıBitkiler, #Şekerİnciri, #UykuKalitesi, #YeşilBitkiler, #YeşimTaşı, #YılanBitkisi https://is.gd/xJXES3 https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/blog/gece-oksijen-veren-bitkiler/
Gece oksijen veren bitkiler farkındalığıyla evde bitki yetiştirmek, hem dekoratif hem de sağlıklı bir tercih olabilir. Bitkiler sadece odayı süslemekle kalmaz, aynı zamanda havayı temizler ve oksijen üretirler. Gün boyunca fotosentez yaparak karbondioksiti emerler ve oksijen üretirler. Ancak, bazı bitkiler gece boyunca da oksijen üretmeye devam ederler. Bu bitkiler, yatak odalarınız veya oturma odalarınız gibi iç mekanlarda daha fazla oksijen sağlamak için idealdir.
Gece oksijen veren bitkiler
Aloe Vera (Aloe barbadensis miller): Aloe vera bitkisi, cilt bakımı için popülerdir, ancak aynı zamanda gece oksijen üretme özelliğine sahiptir. Ayrıca evinizde güneş ışığına ihtiyaç duymadan büyüyebilir.
Yılan Bitkisi (Sansevieria trifasciata): Yılan bitkisi, düşük ışık koşullarında iyi büyüyebilen dayanıklı bir bitkidir. Gece boyunca oksijen üretmeye devam eder ve hava kalitesini artırır.
Paşa Kılıcı (Chlorophytum comosum): Paşa kılıcı, zararlı maddeleri temizleyebilen ve gece oksijen üretebilen bir bitkidir. Kolay bakımı ve hoş görünümü nedeniyle popülerdir.
Orkide (Orchidaceae): Orkideler güzellikleriyle ünlüdür, ancak aynı zamanda gece boyunca oksijen üretirler. Farklı türleri vardır ve iç mekanlarda yetiştirmek için idealdirler.
Barış Lilyumu (Spathiphyllum): Barış lilyumu, hava temizleme yetenekleri ile bilinir ve gece boyunca oksijen üretir. Ayrıca görsel olarak da çekici bir bitkidir.
Şeker İnciri (Epipremnum aureum): Şeker inciri, bakımı kolay bir bitki olup iç mekanlarda hızla büyür. Gece oksijen üretir ve zararlı maddeleri temizler.
Yeşim Taşı (Crassula ovata): Yeşim taşı, sık sık “parayı çeken bitki” olarak da adlandırılır ve pozitif enerjiyi çekme özelliği olduğuna inanılır. Ayrıca gece oksijen üretir.
Gümüş İnci (Pilea cadierei): Gümüş inci bitkisi, hoş görünümü ve gece oksijen üretme özelliği ile dikkat çeker. Yaprakları gümüş benzeri bir parlaklık sunar.
Deve Tabanı (Senecio rowleyanus): Deve tabanı, salkım şeklindeki yapraklarıyla tanınır ve gece boyunca oksijen üretir. Hafif bakımı ile bilinir.
Lavanta (Lavandula angustifolia): Lavanta bitkisi sadece hoş kokusuyla değil, aynı zamanda gece oksijen üretme özelliğiyle de ünlüdür. Uyku sorunlarına yardımcı olabilir.
Areka Palmiye (Dypsis lutescens): Areka palmiye, zarif görünümü ve hava temizleme özellikleri ile iç mekanlarda sıkça tercih edilir.
Kakteen (Cactaceae): Kakteen, sıcak ve kuru bir ortamda büyüyen dayanıklı bitkilerdir. Bazı türleri gece oksijen üretebilir.
Bu bitkiler, uyku kalitesini artırmak ve iç mekan hava kalitesini iyileştirmek için harika bir seçenektir. Yatak odalarınıza veya oturma odalarınıza koyarak gece boyunca daha fazla oksijen alabilirsiniz. Ayrıca bu bitkilerin bakımı genellikle kolaydır, bu nedenle herkes evinde biraz yeşillik bulundurabilir.
0 notes
yalnzardc · 4 months
Text
Tumblr media
Konuşmacı : Şeref Malkoç
Bir ülkede iki önemli şey vardır bir siyasi istikrar iki Askeri destan.
Büyüdükçe geliştikce önümüzde zorluklar çıkacak o zorlukları çözdükce, aştıkca daha çok büyüyeceğiz, gelişeceğiz.
Adalet hava, su gibi temel bir ihtiyaçtır.
Osmanlı çok karışık bir coğrafyayı 600 sene bu adalet ile yönetti.
Bizim atalarımız Kurân-ı kerim'den aldığı ilhamla 72 buçuk milleti yönetmiş şuan Osmanlı topraklarında 35 ülke var ama oralarda Osmanlı'nın adaleti yok.
Dünyanın yeni bir medeniyet ihtiyacı var, yeni bir soluğa ihtiyacı var bunu sizler yapacaksınız kendinizi iyi yetiştirin. Doğu dillerinden birini Batı dillerinden birini mutlaka öğrenin. 21. Yüzyılda barış ve huzur istiyorsak bu sizin omuzlarınızda yükselecek.
Dünyanın Türkiye ye ve sizlere ihtiyacı var.
2500 yıllık devlet geleneğimiz var.
8 notes · View notes
leyliii · 6 months
Text
Hâlbuki ben bu halde bile caizim onların hançerlerine
Bu halde bile boğulmadım boğdurulmadım
Eski tüfeklerden adım geçer de dönüp bakmazlarmış
Ateş olsun almazlarmış kırmızısı uçuvermiş dudaklarına
İstemedim tek buse ne nazda ne hazda gözüm var
Medrese cesetlerine nazır masallarda yıllar önce
Sene 99 ben İstanbul acemisi yıllar önce
İnmişim trenlerden adım yakama ilikli
Mustafa Kutlu’dan çıkmışım vermişim şiirlerimi
Talebeyim ama talip değilim ne yeşile ne ala
Yalnız şiir kartalların soyundan ama toy bir ağrı
Seğirtmedim bir güzele
Divan yolu tarihten başını uzatmış bir kuğu yansıması
Hava sıcak terim taze
İstanbul işte önce güzel sonra güzel sonra manidar
Ulan beni buraya alırlar mı telaşıyla Çorlulu Ali’de
Ama herkes biliyor sanki şairim ya!
Ne demek efendim burası sizler için
Buyurun tabi burası beceriksiz İslamcıların hatıralarını dinlendirmesi için
Burası gökyüzünün altında no mahrem barış çubukları için
Burası postmoderne ayna tutmak için şairler kız ayarlasın için
Şööle iç geçirsinler afallatsınlar kendilerinden kaçarken şiirlere tutulanları
O zamanlar Kanuni yeni sakal bırakmıştı halk farkında
Kanım bir uykuyu köpürtüyor ya nadasa bırakmışım mısralarımı
Masalara mekik dokuyan gözlerim bir kıza bir oğlana takıldı
Masada “Üç İstanbul”  oğlak yayınları kızda nargile
Mesnevi okuyan bir kız mı bilmem
Ama benim taşrada okuyan hayallerim ezbere almış bu manzarayı
Ben sanki dokunmuşum bilmem kaç sene sonraki serencama
Özenti deme Erkan biraz daha fazlası
Nargilesiz de olur kabul ama daha da fazlası
Çorlulu olmasa da olur ama daha fazlası
Mesnevi okuyup sigara içen mütesettir kızlar kiminle evlenir Erkan?
Mavi Marmara’dan galip dönen İslamcılarla mı?
Sakalları yüzüne nur katmışlarla yakışıklı mı?
Risale-i nur talebeleri değil Erkan olur mu?
Bak ben severim onları da onların evliliğini de
Onların yumuşacık Müslümanlıklarında semirttikleri saadetlerini de
Ben severim onların nefes alırcasına girdikleri sevapları da
Ben elbette severim nisa taifesinin pıtır pıtır çiçek açmasını
Dindar kocalarının kollarında
Ben niye sevmeyeyim Erkan evveli çile ahiri konfor olan Müslümanlığı
Ben niye beğenmeyeyim Rumeysa Nur ve Bilal’i çocukları Taha’yı
Öyle şey mi olur Erkan niye yüzüm ekşisin İsrail’i lanet mitinglerinde
4X4’lerde Filistin bayrağı bana neden vermesin gaza sevinci
İftarda Cola Turca içen kardeşlerim yıkacak bir gün İsrail’i
Kalbim mühürlendiyse o benim iman eksikliğim
Yoksa Numan Kurtulmuş iyi adam
Sen de kızma artık Başakşehir ümmetine
Mesnevi okuyan mütesettir güzel sigara içen kızlar kime âşık olur Erkan?
Esmer yüzleri cool bakarken delikanlıların
Hayatın tam içinden fırlayan tam pratik tam yerinde
Yani şiiri kullanacağı yeri iyi bilen
Biraz monna biraz rosa yani aşkı nasıl servis edeceğini iyi bilen
Kitaplarda saklı yaralar gibiyken o kızların yüzleri
Sadra şifa şeylerden güneşin gördüğü şeylerden bahseden
Aşkı 12den vurup o yüzleri yere seren
Onlara mı onlar çok onlar adisyonlara incelikler indiren
Onlar beni daha da ben seni daha da sen yapan
Deli olmadığımızı ikna için bizlere tetik düşürten
Öğrenemedik Erkan kalbin bu işlerle alakası olmadığını
Kalbin de var yeri ve zamanı olduğunu
Kalbin zamanında 7/24’ün çok fazlalığını
Mesnevi okuyup sigara içen mütesettir kızlar beni neden sevmez Erkan
Mesnevi okuyup sigara içen mütesettir kızlar beni neden sevemez Erkan
Geceleri hepsi benim sevgilimken gündüzün bozgunu ne o zaman
Aşk ayrı hayat ayrıysa kaldık bu yakada o zaman
Şairlerin gerçekten varlığına kimleri ikna etsek Erkan
Bizi gömdükleri şiirlerden hortlasak da korkutsak mı o zaman
İlham denen o......a arayı açsak mı bir zaman
Çok yorgun bir estetiğe kurban aramak değil
İsmet Özel’i seven bir kız tanıdım Erkan
Manyak mısın oğlum bu kadarı yeter mi dersen
O kadarı çok bile gerisi bonus Erkan
7 notes · View notes
besiktas77 · 6 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Hunharca keyif yapanlar burada mı??
Durup dururken dans etme isteği geliyor mu size de?
Hava sanki her zamankinden daha güneşli...
İnsanlar daha mı güler yüzlü, bana mı öyle geliyor?
Çimler daha yeşil, öyle değil mi?
Kırmızı hiç bu kadar baştan çıkartıcı olmamıştı...
Kuşların cıvıltısı bile farklı. Cıvıltı değil bu, senfoni adeta...
Bir ses geliyor arkadan... Bir şiir kulağımda...
Ben Nazım Hikmet diyeyim, sen Cemal Süreya...
Tarık Akan ile Adile Naşit sarılmışlar birbirlerine, sevinç gözyaşı ikisindeki de... Barış Manço bir başka keyifle söylüyor Halil İbrahim Sofrası'nı...
Özkan Uğur değil mi o kahkaha atan??
Zeki Alasya takmış koluna Türkan Saylan'ı, önlerinde Berkin ile Ali İsmail... Gülümsüyorlar Boğaz'ın üstünde, gökyüzünde...
Münir Özkul'u duydunuz siz de, de��il mi?
"Ben Yaşar Usta! Yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi!" diye haykırıyor zalime...
Yaşar Nuri Öztürk, Fesli'nin kıçına basıyor tekmeyi! Fesini düşürüyor kaçarken fesli deli, tıpkı İzmir'de denize döktüğümüz o aşık olduğu Yunan gibi!
Uğur Mumcu ile Hrant arkalarına yaslanmış izliyorlar Adıyaman'ı, Bursa'yı, Balıkesir'i... "Oldu bu sefer" diyorlar...
Fatma Girik de sevinçten ağlıyor, Kız Kulesi'nin üzerinde. Sinem Başkan'ı alkışlıyor avuçları patlarcasına! "Ben Şisli'de başardım, sen de Üsküdar'da başaracaksın güzel kızım" diyor...
Ve şimdi susuyor hepsi...
Ayağa fırlıyorlar birden... Nasıl fırlamasınlar? Güneşten daha sarı saçları, Marmara Denizi kadar mavi gözleriyle, tam da Çamlıca Tepesi'nden izliyor Paşam eserini...
"Söylemiştim size..." diye fısıldıyor...
"Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacak..."
Gözümden akan yaşları siliyorum, tüylerim diken diken...
Tünelin sonundaki ışığa bakıyorum...
Gördüğüm o ışık trenin ışığı değilmiş, bildiğin gün ışığıymış!
Tünel bitti.
Karanlık bitti...
Fark ettiniz mi, yarınlar çok daha aydınlık şimdi!
herşey çok güzel olacak
Hissettiklerimi çok güzel yazmış.🇹🇷🇹🇷
Emre
Dolcel
18 notes · View notes
edebisblog · 2 months
Text
GUERNİCA / PABLO PİCASSO
Tumblr media
Guernica, Pablo Picasso tarafından 1937’de yapılan, İspanya İç Savaşı sırasında Nazi Almanyası’na ait 28 bombardıman uçağının 26 Nisan 1937’de İspanya’daki Guernica şehrini bombalamasını anlatan, 7,76 m eninde ve 3,49 m yüksekliğinde anıtsal tablodur. Saldırı sırasında 250 ila 1.600 kişi hayatını kaybetmiş, çok daha fazla sayıda kişi de yaralanmıştı.
İspanyol hükümeti, Paris’teki 1937 Dünya Fuarı kapsamındaki Modern Hayatta Sanat ve Teknik sergisinin İspanya’ya ayrılan bölümünde sergilenmek üzere, Pablo Picasso’ya büyük bir duvar resmi sipariş etti. O sırada gerçekleşen hava saldırısından etkilenen Picasso, saldırıdan sonraki 15 gün içinde bu duvar resmini tamamladı. Tablo ufak bir dünya turu kapsamında çeşitli ülkelerde sergilendi ve beğeni topladı. Böylece İspanya’daki iç savaşa diğer ülkelerin ilgisi de çekilmiş oldu. Guernica, savaş trajedilerinin ve savaşın bireyler üzerindeki acı verici etkilerinin bir özetidir. Tablo zaman içinde, savaşın yarattığı trajedilerin anımsatıcısı, savaş karşıtı ve barış yanlısı düşüncelerin sembolü haline gelmiştir.
Katıldığı bir sergide Alman bir general Picasso’ya yaklaşır ve sorar;
''Bu tabloyu siz mi yaptınız''
Picasso’da;
''Hayır, siz yaptınız'' der
2 notes · View notes
serein-things · 5 months
Text
Bugün çocukluğumun geçtiği eve gittim, ortada bir ev kalmadı gerçi ama her şey gözümün önünde tekrar tekrar canlandı. O gün diğer günlere göre çok soğuktu, yurda gitmek istemiyordum, zaten kar tatili olacaktı ama aile zoruyla gitmek zorunda kaldım. İçimde zaten kötü bir his vardı ama yola çıktık bir kere, eşyalarımızı yerleştirdik dışarı çıkıp kardan adam vs yaptık geri içeri girdik ama yurtta buz gibi, 15 gün boyunca yakmamışlar tabi. Telefonlara bir mesaj 6 Şubat pazartesi kar tatili, çok sevindik, baya sevindik, mutluyuz tabi.. gece yarısına kadar oturup sohbet ettik tek bir yatakta üç dört yorgan üstümüzde, o an çok hoş tabi, cinlerden kabuslarımızdan falan bahsettik, korktuk haliyle. Bir arkadaş kabusunu anlattı havayı gösterdi aynen böyle kıpkızıl bir hava, yapayalnızım diyor tüyler ürpertici. Yeter bu kadar diyip aynı yatakta yattık yan yana, üşüyoruz, hala soğuk. Uyku uyanıklık halindeyim ranza sallanıyor, valiz önümde dans ediyor, kapaklar açılıp kapanıyor, biz sallanıyoruz, bina sallanıyor, yer sallanıyor, kabus sanıyorum, koşuyorum, gerçek, herkes koşuyor, ayaklarımız yalın, çok soğuk, herkeste ölüm sessizliği, telefonlarımız toplanmış, telefon yok, ailemiz ne durumda bilen yok, bir bağırtı, nöbetçi hoca yerlerde ağlıyor, ailesi pazarcıkta göçük altında, o ağlıyor, üşüyoruz, o ağlıyor, titriyoruz, yurt müdürü son sürat hızla gelmiş, telefonlarımızı teslim etmiş, konuşuyoruz, ailelerimiz iyi çok şükür, ama haber alamayanlar var, ulaşamayanlar var, sabaha kadar dışardayız, çorba yapıyorlar, içeri oturma salonuna alıyorlar, televizyonda son dakika, büyük bir deprem, korkuyoruz, bir çığılık daha, EVİNİN YIKILDIĞINI TELEVİZYONDAN GÖREN ÇOCUK, ailesine ulaşamıyordu, evleri yıkılmış, ailenin tek çocuğu, yok oldu… bizi eve gönderiyorlar, gece uyumamanın pişmanlığıyla oturma odasına geçiyorum, haberleri açıp uzanıyorum, beş dakika geçmiyor, uyku uyanıklık arası, bu kez beşik gibi de değil, tokat gibi, birden, ansızın, çarpılmış gibi, sallıyor, abim içerde, ona ulaşmaya çalışıyorum, toz, duvardaki tuğlalar düşüyor, ayakta durmak zor, yere yapıştırıyor, merdivenlerden koşturuyoruz, kaçar basamak atlayıp iniyorum bilmiyorum, panik ataklar… ayağımı incitmişim, annemler sağ, sımsıkı sarılıyoruz, iyiyiz, gerçekten iyi miyiz? Herkes mesaj atıyor, yaşıyor musun? Evet, herkesten haber almaya çalışıyoruz, ulaşamadığımız sınıf arkadaşımız var, bir kaç gün sonra sınıf hocası aileye ulaşmış, grupta bir mesaj “arkadaşlar, ……’imizi kaybettik.” Kaybettik, yankılı, kaybettik, çok sesli, kaybettik..
Kaybettik, en çokta insanlığımızı, kaybettik, en çokta gururumuzu, kaybettik karakterimizi… belkide bu yüzden başımıza geldi bunlar, kaybettik..
Kaybettik, iyiyiz, şükür.
2 notes · View notes
nefretim-kazand · 1 year
Text
Tumblr media
Kıbrıs Barış Harekatının 49.Yıldönümü Kutlu Olsun
Kıbrıs Barış Harekatı 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Silahlı Kuvvetleri nin Garanti Anlaşması'nın III maddesine istinaden gerçekleştirdiği askeri harekatın adıdır 14 Ağustos günü başlatılan ikinci harekatla Kuzey Lefkoşa da dahil olmak üzere adanın yüzde 37 sinin Türk kontrolüne geçmesiyle sonuçlandı
Yunan Temyiz Mahkemesi cuntacılar hakkındaki dava sonunda 21 Mart 1979 günü 2558/79 sayılı şu kararı verdi
Zürih ve Londra antlaşmalarına göre Kıbrıs a yapılan Türk askeri müdahalesi yasaldır Türkiye yükümlülüklerini yerine getirme hakkı olan garantör devletlerden biridir Esas suçlular darbeyi hazırlayan ve icra eden ve bu suretle de bu müdahalenin koşullarını hazırlayan Yunan subaylarıdır
Kıbrıs Barış Harekatında Türk Silahlı Kuvvetleri nden 415 Kara 65 Deniz 5 Hava 13 Jandarma olmak üzere toplam 498 Türk askeri şehit olmuş ve 1200 de yaralanmıştır Kıbrıs Türk lerinden 70 Kıbrıslı Mücahit ve 270 Kıbrıs Türk ü şehit olmuş 1000 Kıbrıslı Türk de yaralanmıştır Şehit ve gazilerimizi şükranla anıyoruz Ruhları şad mekanları Cennet olsun
1975 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti 15 Kasım 1983 te ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur Kutlu olsun.Daim olsun inşallah.
Tumblr media
16 notes · View notes
yalnizgezer · 1 year
Text
Vatiyye
Vatiyye Hava üstünde oluşan kalabalık bir panayır izler gibi pür dikkat izliyordu ortadaki cümbüşü.  Birleşmiş milletler barış gücü adına bölgede görev yapan Hakan Yüzbaşı usulca yaklaştı kalabalığa. Ortada yarı çıplak Libyalı bir kadın duruyordu. Amerikan ordusunu temsil eden Yarbay Brown, kadına dans etmesini bağırıyordu  gülerek. Kadınsa tüm insanlıktan nefret edercesine albayın yüzüne bakıp, silahların korkusundan oynamaya çalışıyordu kendinden tiksinerek. Hakan Yüzbaşı duruma müdahale edecek oldu. Birisi kolunu tuttu. Dönüp baktığında; Amerikan ordusu mensubu, dostu Teğmen Suarez'i gördü. Suarez:" Yapma. Albaya karşı çıkma, değmez " dedi. Hakan; odasına döndü, tüm gece uyuyamadı. Siyahi kadın sordu;"neden her seferinde gelip sadece masaj yaptırdın? Neden sende diğerleri gibi sikişmedin? Oysa siz askerler hayvan gibi seks istiyorsunuz her seferinde?" "Ben sadece bir kadının dokunuşunu unutmak istemiyorum" dedi Hakan. Ve "neden fahişelik yapıyorsun?" diye sordu. "Uzun hikaye" diye kestirip attı kadın. "Gece de uzun" dedi Hakan. "Kocam öldüğünden beri köyün zengini benimle yatmak istiyordu, defalarca bir çok vaatle bana haber yolladı ama kabul etmedim.  Bir yaz... Çok kurak bir yaz oldu bizim oralarda... Kızım daha küçücüktü, günlerdir adam gibi su içmemişti ve susuzluktan ağlayıp duruyordu.  Ben de O zenginin evine gittim, çünkü su kuyusu vardı ve hâlâ bolca suyu vardı. Adam su karşılığı benimle olmak istedi, reddedecek oldum, gözümün önüne kızımın perişan hali geldi. Kabul ettim. Sabaha karşı eve dönerken ellerimde 2 bidon temiz su vardı. Eve gidip suyu kızıma içirdigimde 'anne bu hayatımda içtiğim su!' deyip boynuma sarıldı, o halini hiç unutmam... Kuraklık uzun sürdü. 1 yudum su için bu adamın yatağını defalarca ısıttım. En sonunda tak etti, madem kızım için bunu yapıyorsam daha iyi bir hayatı plsun diye yapayım dedim ve şehre gelip burada çalışmaya başladım... "Kızın köyde mı kaldı?" diye sordu Hakan. "Hayır, koridorun sonundaki odada uyuyor, onu hiç bulaştırmadim bu pisliğe "dedi kadın. Gözlerinden kopup düşen 1 damla yaş; göğüslerinin arasına damlayıp sessizce kayboldu... O gece Hakan kadının dudağının kenarına küçük bir buse kondurdu ve bu buse büyük bir sevişmeye dönüştü. Ne kadın para için sevişiyordu o gece, ne de Hakan rahatlatmak için erkekliğini... 47 gün sonra... Hakan eve en az 10 günde 1 gelir gider olmuştu. Kadınla sohbet edip, sevişip, sabaha karşı çıkıp üsse dönüyordu. Bir gece; alışılagelmiş sevişme sonrası sohbetlerinden birini yaparken, koridorun sonundaki odadan bir çığlık sesi geldi. Kadın "Dilvin!" diye haykırıp yarı çıplak odadan fırladı. Koridorun sonundaki odanın kapısını açmaya çalıştı, yapamayınca yumruklamaya başladı... Odanın kapısı açıldı... İçerden; kıyafetlerini düzeltmeye çalışırken, dudağının kenarındaki sigarasından derin bir nefes çeken Albay Brown çıkıyordu. Hakan koridorda öylece durmuş, durumu anlamaya çalışıyordu.  Odaya bir göz attı. Odanın köşesinde, başını dizlerine dayamış hüngür hüngür ağlayan 13-14 yaşlarında bir kız çocuğu vardı. Yatağın dağınıklığı, kizin kıyafetlerindeki yırtıklar ve yataktaki küçük kırmızı leke içeride az önce olan şeyi fazlasıyla açıklıyordu... Albay, koridora çıktı. Kemerinin tokasını takarken Hakan'a sırıtarak göz kırptı ve yanından geçip gitti. Kadın, çoktan kızının yanına girmiş ve sakinleşmesi için sarılıp teselli etmeye, öpüp okşamaya başlamıştı. Hakan kıza baktı, Hakan kadına baktı, yanından geçip gitmis ve hala koridorda ilerlemekte olan Albay'ın göz kırpma görüntüsü aklıma gelip bir şimşek gibi çaktı beyninde. Elini belindeki Sarsılmaz Kılınç 2000 model silahına gitti. "Hey Albay!" diye seslendi. "Ne var Türk?" diye alaycı bir sesle, arkasına bile bakmadan cevap verdi Albay. Nuket-ül Hams'ın kenar mahallelerindeki masaj salonundan, evrene 1 el silah sesi yayıldı...
2 notes · View notes
pazaryerigundem · 1 day
Text
Türk iş dünyası global yatırımcılarla buluşuyor
https://pazaryerigundem.com/haber/187923/turk-is-dunyasi-global-yatirimcilarla-bulusuyor/
Türk iş dünyası global yatırımcılarla buluşuyor
Tumblr media
Türk iş dünyasını yurt dışındaki yatırımcılarla buluşturmak için harekete geçtiler.
İSTANBUL (İGFA) – Tüm Global İş Dünyası Derneği’nin (TÜMGİŞ) 1. Olağan Genel Kurulu gerçekleştirildi.
Genel Kurulda konuşan TÜMGİŞ Yönetim Kurulu Başkanı Şanser Kadooğlu, TÜMGİŞ olarak ilk yıllarını dolduruyor olmalarına rağmen, ortaya koydukları misyon ve çalışma ilkeleriyle iş dünyası için yurt dışına açılacakları yeni bir liman olmayı başardıklarını kaydetti.
Kadooğlu, “TÜMGİŞ’in bu noktaya erişmesinde başta Kurucular Kurulumuz olmak üzere çok kişinin payı var. Derneğimizin iskeletini hep beraber oluşturuyor, birbirinden değerli üyelerimizin tecrübeleri ve gelecek vizyonlarıyla hedeflerimize yürüyoruz.” dedi.
EKONOMİLERDE YAŞANAN ŞOKLAR ARTIYOR
Dünya ekonomisi tarihinin en zorlu dönemlerinden birinden geçildiğine dikkat çeken Şanser Kadooğlu, küresel çapta, ekonomide de, siyasette de önemli kırılganlıklar yaşadıklarını belirterek, “Dünya ekonomisinde şokların sayısında ve sıklığında sürekli bir tırmanış görüyoruz. Pandemi, finansal kriz, enerji krizi, gıda krizi, düşük büyüme, iklim krizi ve biyoçeşitlilik krizi, olağanüstü hava olayları, büyük afetler, göç dalgaları, terör olayları ve savaşlar, toplumsal patlamalar gibi bir dizi yıkımla karşılaştık. Muhtemelen benzeri şoklar, öngörülebilir gelecekte de yakamızı bırakmayacak. Üstelik bu şoklar, dünya ekonomisinin parlak günlerinin mazide kaldığı bir döneme denk gelecek” diye konuştu. 
“Küresel ekonomik koşullar olumsuz seyrederken, biz nasıl büyüyeceğiz, ülke olarak dış ticaret açığımızı nasıl indireceğiz, yatırımlar için finansmanı nasıl bulacağız?” diyen Şanser Kadooğlu, gelişen dünya şartları ve ihtiyaçları doğrultusunda 2023 yılında benim gibi düşünen iş insanları ile TÜMGİŞ’i kurduklarını söyledi.
TÜMGİŞ’in ihtiyaçtan kurulduğunu ifade eden Kadooğlu, “Amacımız; global iş dünyası ile bütünleşmek. Yurt dışından Türkiye’ye gelen, yatırım yapmak isteyen iş insanları maalesef karşılarında çoğu zaman gerçek iş insanlarını bulamıyor ve doğru kişilere ulaşamıyordu. İşte bu temel ihtiyacın karşılığında kurulan TÜMGİŞ kısa sürede yaptığı çalışmalarla bu konuda ne kadar haklı olduğunu ortaya koydu. TÜMGİŞ olarak, doğru projeyi doğru yatırımcı ile buluşturmak için sorumluluk alacağız. Sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde Türk iş dünyası ile beraber hareket etmek için güçlü bir birlik oluşturacağız” diye konuştu. 
Tumblr media
Seçime tek liste olarak giren Şanser Kadooğlu’nun yönetiminde; Barış Gümüş, Uz. Dr. Dt. Buket Kılınç, Cansen Erdoğan, Demet Canikli, Emrah Cebecioğlu, Eser Cevahir, Feride Vural, Gözde Dizdar, Levent Baydar, Rıdvan Öz, Seda Dicle, Selvi Erdemoğlu, Sertaç Yalçın, Şükran Akça yer aldı.
Yeni dönemde Mustafa Aydın, Ömer Ceyhan ve Dr. Uğur Erdoğan Disiplin Kurulu’na seçilirken, Prof. Dr. Berrin Pehlivan, Özgür Okuyan ve Yasin Kadooğlu Denetim Kurulu’nu oluşturdu.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
arguntc · 1 month
Text
1 Ekim'de başlayacak! Sonbahar "çok sıcak" geçecek
Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi (ECMWF) sezonluk tahminleri üzerinden uyarılarda bulunan Prof. Dr. Barış Önol, çok sıcak geçen yaz aylarının ardından yeni tahminlere göre sonbahar aylarının öngörülerinin de çok sıcak bir döneme işaret ettiğini açıkladı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Barış Önol, ECMWF sezonluk tahminlerine göre…
0 notes
7hanife · 1 month
Text
bugün öğrendiğim en iyi bilgi vosvosların ikinci dünya savaşı sırasında hava soğutmalı olarak üretilmis olması aslında odaklanmam gereken şey su soğutma sistemi ama işlerin teknik boyutları hiç ilgimi çekmiyor birbiri ile bağlantılı tarihsel kapsül bilgiler yetiyor su nerden girmiş nerde ısınmış bu biraz profesyonelce bir iş aracım arıza verirse kaput kapağını açar mıyım sanmam arızayı düzeltmek yerine o araca en iyi şekilde davranmak zaten daha mantıklı böylece arıza da oluşmaz kffkfkk
Bu da günlerdir dinledigim tek müzik
0 notes
aykutiltertr · 2 months
Video
youtube
Aldanma Çocuksu Mahzun Yüzüne - Cansever ✩ Ritim Karaoke (Hicaz Majör Va...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/BknfAb8xUg4 ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Aldanma Çocuksu Mahzun Yüzüne - Cansever ✩ Ritim Karaoke (Hicaz Majör Vahde Beste ) @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ESER ADI           :  ALDANMA ÇOCUKSU MAHSUN (MAHZUN) YÜZÜNE SÖZ GÜFTE       : ALİ TEKİN TÜRE BESTE - MÜZİK: YUNUS BÜLBÜL USÜL                 :  8/8 DÜYEK VAHDE MAKAM - DİZİ : HİCAZ -MAJÖR Em                          B Aldanma çocuksu mahsun yüzüne                                C Mutlaka terk edip gidecek bir gün Am                         C Kanma sever gibi göründüğüne Em        B               Am             B Seni sevmiyorum diyecek bir gün Em                                 B Sevmek çok güzel şey aldanmak acı Am                       Em Ruhunu saracak bir büyük sancı C                              B O durmayan yolcu sen garip hancı                                C Hesabı vermeden gidecek bir gün Em        B               Am              B Hesabı vermeden gidecek bir gün Em                  B Uğruna yılları harcayacaksın                           C Aşkını ömrünle bir tutacaksın Am                          C Ne yazık sonunda ağlayacaksın Em           B             Am            B Gururunu yerlere atacak bir gün Em                                 B Sevmek çok güzel şey aldanmak acı Am                       Em Ruhunu saracak bir büyük sancı C                              B O durmayan yolcu sen garip hancı                                C Hesabı vermeden gidecek bir gün Em        B               Am             B Hesabı vermeden gidecek bir gün Cansever Doğum Dzansever Dalipova 8 Temmuz 1967 (57 yaşında) Veles, Kuzey Makedonya Başladığı yer Kuzey Makedonya Tarzlar Arabesk, Fantazi, Roman müziği, Balkan müziği, Pop Meslekler Şarkıcı-şarkı yazarı Etkin yıllar 1992-günümüz Müzik şirketi Klip Müzik,Âti Müzik,Deno Records,Bonus Müzik,Senfoni Müzik,Ateş Müzik,Barış Müzik,Cansever Müzik Cansever (d. 8 Temmuz 1967) Kuzey Makedonya asıllı söz yazarı ve şarkıcı. 1992 yılından bu zamana kadar çıkardığı popüler şarkılar sayesinde günümüzün popüler arabesk şarkıcılarından biri haline geldi. Yaşamı 1967-1992 - İlk yıllar Cansever, 8 Temmuz 1967 tarihinde Kuzey Makedonya'nın Veles kentinde 7 çocuklu ailenin en küçüğü olarak doğdu. Babası Selanik, annesi Bulgaristan göçmeni olup Roman asıllıdır. Cansever'in gerçek adı Dzansever Dalipova'dır. Cansever daha 12 yaşlarındayken sokakta çocukların sopa fırlatmasından dolayı tek gözünü kaybetti. 1992 - Kariyer başlangıcı Çocukluk dönemlerinden beri müzik dünyasında yer alan Cansever ilk albümü olan Kemano Başal E Romenge'yi 1992 senesinde Kuzey Makedonya'da çıkardı. 1994 senesinde romatizmal bir hastalık türü olan ankilozan spondilite yakalandı. 1997 - Türkiye'deki kariyerinin başlaması 1997 senesinde ilk kez İbrahim Tatlıses'in sunuculuğunu yaptığı 'İbo Show' isimli programa çıkarak 'Kara Çadır' ismine sahip Yemen türküsünü seslendirdi.[1] 1997 yılında Klip Müzik etiketiyle çıkardığı Meçhul isimli albümünde Kara Çadır, Kader, Yara Benim, Durup Dururken, Aşkım Yarım Kalmasın, Meçhul, Yeni Aşk, Uzat Bana Ellerini, Olmaz Olsun, Derman Ol isimli şarkılarıyla Türkiye'deki kariyerinin ilk adımlarını attı. 1998 - Cemalim albümü 1998 senesinde Klip Müzik etiketiyle çıkardığı Cemalim isimli albümde dillere pelesenk olan şarkılara yer verdi. Bu albümde Cemalim, Sen ağlama, Yar, Ekmeği Kazanmak Zor, Durdudun Dünyayı, Sensiz Olmaz, Deme Deme, Yüce Dağ Başında, Kışlalar Doldu Bugün (Uzun Hava), Şehidin Mektubu, Mehmeyikun, Saracagihe, İhimere, Hayde, Aman şarkıları yer aldı. Cemalim[2] adlı türküyü kendi tarzıyla yorumlamasından dolayı Türkiye'de büyük bir kitle tarafından tanındı ve sevildi. 2000 - Yollar Hasta Ben Yorgunum albümü 2000 yılında yine Klip Müzik etiketiyle çıkardığı Yollar Hasta Ben Yorgunum isimli albümünde Yollar Hasta Ben Yorgunum, Duman Oldum, Yar Oy, Nöbetteyim, Sen Varya Sen, Boşuna Yollara Bakıp Bekledim, Gel Bu Aşkı Yaşayalım, Zalim Felek, Bitermi Ola, Seni Gidi Çapkın, Ağlayamamki adlı şarkılarına yer verdi. Bu albümü de Türkiye'de sevilerek dinlenen albümler arasında yer aldı. 2000/2006 - Farklı Yorum albümü 6 senelik bir zaman dilimine albüm çıkarmayan Cansever 2006 yılında Farklı Yorum isimli albümünü Âti Müzik etiketiyle çıkardı. Bu albümde ise Aldanma çocuksu, Eller Aldı, Zalim, Sevmek, Terk etmek Ne Kadar Kolay, Acıların Kadını,
0 notes
gundemarsivi · 3 months
Text
Tumblr media
İklim Krizlerine Çözüm Önerilerim
✍🏻 Orhan Ayber
https://www.gundemarsivi.com/iklim-krizlerine-cozum-onerilerim/
Ülkemiz için İklim Krizi çözüm önerilerim:
İklim krizi konusunda en zor durumda olan ülke üzülerek ifade etmeliyim ülkemiz; yapılması gerekenler hakkındaki düşüncelerim bazı çevreleri rahatsız edecektir ancak unutmayalım önerilerim ülkemiz için beka meselesidir.
A) Ülkemizde bulunan başta Suriyeli ve Afganlar olmak üzere ve dünyanın çok farklı yerlerinden gelen Irak ve İran dâhil; ülkemizden ayrılmaları için derhal ulusal bir irade oluşturulmalı.
B) Ülkemizde kaç para olursa olsun vatandaşlık satılması önlenmeli, alanlar ise verdikleri paralar kendilerine iade edilerek ülkelerine geri gönderilmeli.
C) Ülkemizde üretilmesi mümkün olan her bir ürün için en az 5 yıl boyunca ithal yasağı getirilmeli.
D) Bir kez daha söz etmek istiyorum ülke sınırlarımızın korunması için mutlaka 100 bin kişilik sınır güvenlik ordusu kurulmalı.
E) Üretim için Türk köylüsü desteklenmeli, traktör gibi araçlar üzerindeki bankaların haciz işlemleri ve yine üretim yapılan tüm arazilerin üzerindeki haciz işlemleri sona erdirilmeli.
F) Sınır boylarındaki mayınlı araziler temizlenerek üretime açılmalı.
G) Dış siyasetimizde köklü değişiklikler yapılmalı, özellikle Suriye’de Esad ile ülkemizdeki Suriyelilerin ülkelerine geri dönmesi sağlanmalı. Aynı uygulama İran ile de yapılarak ülkesinden geçerek Türkiye’ye gelen sadece uyuşturucu getiren Afganlar engellenmelidir.
H) Son olarak ülkemiz hem rüzgâr hem güneş enerjisi için çok elverişlidir. Önümüzdeki günlerde ihracat yaparken karbon izi vergisinden kurtulmak için bu iki enerji alanına yatırım için tüm olanaklarımızı kullanmalıyız. Bu konuda Çin devletinin çok yüksek teknolojilerinden yararlanabiliriz…
Şimdi dünyamız için İKLİM KRİZİ yazımı ve çözüm önerilerimi yazabilirim.
A) 1970’ten bu yana iklim felaketlerinden kaynaklanan küresel ekonomik kayıplar 4.3 trilyon dolar!
B) 2022’de dünya çapında orman kaybı 66 000 Km²!
C) Yıllık deniz seviyesi yükselmesi 4,4 milimetre!
D) Bu yıl içinde Avrupa da 3 kez kırmızı alarm verildi, aşırı yağmurlardan 200’den fazla kayıp yaşandı.
E) Son yıl içinde iklim değişikliğinin neden olduğu aşırı hava olaylarından en çok etkilenen ülke ABD, Hindistan ve Çin oldu. Dolayısıyla umuyorum ki küresel bir barış aşırı hava olaylarına karşı ortak irade oluşturmak fikri bu ülkelerden gelecektir…
Ve yine bu ülkeler Birleşmiş Milletler Örgütünün İklim krizine karşı oluşturulacak yeni yapılanmasına öncülük edeceklerdir.
Önümüzdeki yıllarda Güney Kutup yasalarına benzer bazı kurallar olacaktır artık dünyada;
Büyük ülke küçük ülke olmayacaktır. Büyük ülkelerin emperyalist hedefleri kesinlikle tarihin çöp sepetine gitmelidir!!
Dünyadaki tüm ülkelerin ormanları bütün insanların ortak varlığı kabul edilmelidir.
Ve dünya yönetiminde tek bir slogan yer almalıdır TÜRK dünyasının büyük önderi ATATÜRK’ün “Dünyada barış ve her ülkede barış”.
Not: Yazımla ilişiksiz fakat sizlere yazmak istediğim bir başka konu daha var, İsrail’in Filistin’i asıl vurma sebebi Filistin’in doğalgaz kaynaklarına ulaşma arzusudur. Bu da bir küresel problemi ardından getirmektedir. Biyolojik kalıntılar ve çevre kirliliği dahilinde, insanlık suçu işlenmektedir. Küresel dayanışma ile bu savaşın önüne geçilmelidir.
Ülkemizdeki Orman Yangınları
Bugün bu yazımı kaleme alırken bir taraftan ülkemizde Diyarbakır ve Mardin’deki yangın felaketini izliyorum. Şu ana kadar on dört vatandaşımız yaşamını yitirdi; ailelerine başsağlığı diliyorum, ruhları şad olsun.
Orman yangınlarında; milyonlarca ağacımız yanarken milyarlarca da hayvanımız zarar gördü. Karıncasından kaplumbağasına, arısından kurduna, ceylanından geyiğine, keçisinden sığırına… ne canlar bu yangınlarda kül oldu gitti. Yangın söndürme uçakları ise ayrı büyük bir sorunumuz. THK uçaklarının kullanılmasına engel olan koşulların acilen düzeltilmesini ümit ediyorum.
Akdeniz bölgesi için ayrıca şunları belirtmeliyim; Akdeniz ormanları ve çalılıkları yüksek yanıcılığa sahip olmalarından; küresel ısınmanın etkisi ve bölgenin iklimi etkisindeki yüksek sıcaklıklar, nem ve hızlı esen kuru rüzgarların etkisi dahilinde, bu bölgeye çok özenli politikaların uygulanması gerektiği yönünde düşünüyorum. İnsanların bu bölgelerden uzak kalması bile dahil edilebilmeli. İnsanların ufacık hataları ormanları zincirlemesine yakabilir. Çok ciddi iklim krizi ve hızlı değişen hava olaylarında, toplum çok bilinçli hareket etmek zorunda.
Bir de olayın evrensel boyutuna yazmalıyım ki tüm dünya ormanları korunmalı.
Küresel iklim değişikliğine karşı en önemli değerlerimiz ormanlarımız. Onların korunması için Birleşmiş Milletler öncülüğünde çok ciddi kararlar alınabilmeli. Çünkü küresel ısınma orman yangınlarını tetikliyor.
Ormanların azalması ise küresel ısınmayı tetikliyor. Bu kısır döngüyü aşmamız gerekir. Bu konuda uluslararası dayanışma ve ortak koruma sistemleri oluşturulmalı…
Doğaya savaş açar da kazanırsak, kaybederiz. Tüm yurttaşların bu konuda duyarlı olması dileğiyle. Ormanlarımız için gerekli önlemleri alarak onları korumalıyız. Bu yangınlara sebep olan herkesi kınıyorum ve yangınlarda dayanışmayla ağaçları, hayvanları korumaya çalışan tüm güzel insanları canı gönülden tebrik ediyorum.
İklim krizinden ve aşırı hava olaylarından en fazla etkilenecek olan ülkemizi tekrar başka açıdan değerlendirirsek;
a) Türkiye şu anda ekonomik anlamda, hukuk alanında ve diğer insani göstergelerde çok kötü durumda.
b) Tüm ülke deprem riski taşıyor 6 Şubat depreminin bile acılarını aşamadığımız koşullardayız.
c) Ekonomik kriz nedeni ile ülkemizin verimli arazilerinin yabancılara satıldığı günlerdeyiz.
d) Yine ekonomik yetersizlikler nedeni ile TEMA’nın uyarılarına rağmen ülkemizin en verimli arazileri çölleşme riskini yaşıyor;
Şimdi soru şu;
Bu koşulları taşıyan bir ülkede ne yapılması gerekir?
Mevcut tüm partiler ve tüm sivil toplum kuruluşları, tüm bilim insanlarımız bir araya gelmek ve ülkeyi, düştüğü bu koşullardan kurtarmak isterler değil mi?
ATATÜRK devrimlerine karşı oluşan güçlere taviz verilmesi ülkemize yapılan en büyük kötülüktür.
Bu yazımı sonlandırırken ülkemizi yöneten ve yönetmeye talip olanlardan son bir talebim var: Türkiye önümüzdeki yıllarda depremle susuzlukla ve açlıkla karşılaşacak. İşte bu nedenle şu üç meslek dalına sahip çıkın;
Deprem risklerine karşı inşaat mühendisliğine,
Açlık risklerine karşı ziraat mühendisliğine,
ve çevre mühendisliğine…
Orhan Ayber
0 notes
yetistiricilik-com · 3 months
Text
Iç Mekan Süs Bitkileri
Tumblr media
Iç Mekan Süs Bitkileri
Iç Mekan Süs Bitkilerinin ÖnemiIç mekan süs bitkileri, ev veya ofis gibi iç mekanlarda doğal bir atmosfer oluşturmak için kullanılan bitkilerdir. Bu bitkiler, sadece dekoratif olmakla kalmaz, aynı zamanda stresi azaltmaya, hava kalitesini iyileştirmeye ve genel olarak ruh halini iyileştirmeye yardımcı olabilir. Iç mekan süs bitkileri, yaşam alanlarınıza doğal bir güzellik katar ve mekanın daha sakin ve huzurlu hissetmesine yardımcı olur. Ayrıca, bitkilerin bakımı ve büyümesi, insanlara yeni beceriler öğrenme ve sorumluluk alma fırsatı da sunar. Tüm bu nedenlerden dolayı iç mekan süs bitkileri, modern yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.Iç mekan süs bitkilerinin bir diğer önemli yönü ise, hava kalitesini iyileştirmeleridir. Bitkiler, fotosentez süreci sırasında karbondioksiti emer ve oksijen üretir. Bu sayede, bitkilerin bulunduğu mekanlarda hava daha temiz olur ve insanların daha sağlıklı bir şekilde solunum yapmalarına yardımcı olur. Ayrıca, bazı bitkiler, havadaki zararlı kimyasalları emerek temiz hava sağlar. Bu da iç mekan süs bitkilerinin sağlık açısından önemini gösterir.Iç Mekan Süs Bitkileri Nasıl Seçilir?Iç mekan süs bitkileri seçerken dikkat edilmesi gereken birkaç önemli faktör vardır. Öncelikle, bitkinin bulunduğu ortama uygun olup olmadığını göz önünde bulundurmak gerekir. Işık, nem ve sıcaklık gibi çevresel faktörler, bitkinin sağlıklı bir şekilde büyümesi için önemlidir. Ayrıca, bitkiyi satın almadan önce, bakım gereksinimlerini ve büyüme alışkanlıklarını araştırmak da faydalı olacaktır. Bazı bitkiler, düşük bakım gerektirirken, bazıları daha fazla özen ister. Bu nedenle, yaşam alanınızın koşullarına en uygun bitkiyi seçmek önemlidir.Ayrıca, iç mekan süs bitkilerinin estetik görünümleri de seçim yaparken önemli bir faktördür. Farklı yaprak renkleri, dokuları ve büyüme şekilleri, her bir bitkinin farklı bir görünüm kazanmasını sağlar. Bu sayede, yaşam alanınızın dekorasyonuna uygun bitkiler seçebilir ve mekanınızı kişiselleştirebilirsiniz. Ayrıca, bitkilerin bakımının kolay olması da önemli bir faktördür. Yoğun iş temposu olan kişiler, düşük bakım gerektiren bitkileri tercih edebilirken, bitki bakımıyla ilgilenmeyi sevenler daha fazla özen gerektiren bitkileri seçebilir.Iç Mekan Süs Bitkilerinin BakımıIç mekan süs bitkilerinin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve uzun ömürlü olmaları için düzenli bakım gereklidir. Bitkilerin sulanması, gübrelenmesi, toprağının değiştirilmesi ve budanması gibi işlemler, bitkilerin sağlıklı kalmasını sağlar. Her bitkinin farklı bakım ihtiyaçları olduğu için, bitkinin bakım talimatlarına dikkat etmek önemlidir.Bitkilerin sulanması, en temel bakım adımlarından biridir. Fazla sulama bitkinin köklerinin çürümesine neden olabilirken, az sulama da bitkinin kurumasına sebep olabilir. Bu nedenle, bitkinin sulama ihtiyacını belirlemek ve buna göre sulama yapmak önemlidir. Ayrıca, bitkilerin düzenli olarak gübrelenmesi de önemlidir. Gübre, bitkinin besin ihtiyacını karşılar ve sağlıklı büyümesini destekler. Ancak, fazla gübreleme bitkinin zarar görmesine neden olabileceği için, gübreleme talimatlarına dikkat etmek önemlidir.Popüler Iç Mekan Süs BitkileriIç mekan süs bitkileri arasında birçok popüler ve yaygın olarak kullanılan bitki bulunmaktadır. Bu bitkiler, estetik görünümleri, düşük bakım gereksinimleri ve sağlık faydaları nedeniyle tercih edilmektedir. Bu bitkilerden biri olan Aloe Vera, hem dekoratif görünümü hem de sağlık faydaları nedeniyle tercih edilen bir bitkidir. Ayrıca, Yıldız Ağacı, Dil Kenarı, Kaktüs, Süs Biberi ve Barış Lilyumu gibi bitkiler de iç mekan süs bitkileri arasında popüler olanlardır.Bu bitkiler, farklı yaprak renkleri, dokuları ve büyüme şekilleri ile yaşam alanınıza doğal bir güzellik katar. Ayrıca, bu bitkilerin birçoğu hava temizleme özelliğine sahiptir ve iç mekan hava kalitesini iyileştirir. Bu nedenle, bu bitkiler, modern yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.Iç Mekan Süs Bitkileri ve Ruhsal SağlıkIç mekan süs bitkilerinin ruhsal sağlık üzerinde olumlu etkileri olduğu bilinmektedir. Bitkilerin doğal görünümü ve yeşil renkleri, insanların zihinsel olarak rahatlamasını ve stresten uzaklaşmasını sağlar. Ayrıca, bitkilerin bakımı ve büyümesi, insanlara sorumluluk alma duygusu ve yeni beceriler öğrenme fırsatı sunar.Ayrıca, bitkilerin fotosentez süreci sırasında ürettikleri oksijen, insanların ruh halini iyileştirir. Daha temiz hava solumak, insanların daha mutlu ve enerjik hissetmelerine yardımcı olur. Bu nedenle, iç mekan süs bitkileri, ruhsal sağlık üzerinde olumlu etkileri olan önemli bir dekorasyon unsuru olarak kabul edilmektedir. Read the full article
0 notes
futbolpenceresi · 4 months
Text
GS KARAGUMRUK
Melih Şabanoğlu
13 Mayıs 2024
Yıldızın parladığı anlar
Galatasaray'ın son dönemdeki iyi futbolu ve sert savunması Fatih Karagümrük karşısında birden bire söndü. Galatasaray maçı Berkan Kutlu'nun beklenmeyen şutunun yanı sıra iki yıldızının, Barış Alper Yılmaz ve Dries Mertens'in zaman zaman parlaması sayesinde kazandı
Galatasaray'a maçı Berkan Kutlu dışında iki yıldızı Mertens ve Yılmaz getirdi. (Kaynak).
Hafta içinde saygın futbol sitesi www.totalfootballanalysis.com adresinde Jack Chippendale imzalı bir analiz yayımlandı. "Fortress Galatasaray: Explaining Okan Buruk's impenetrable defence" (Galatasaray kalesi: Okan Buruk'un geçilmeyen savunmasının diğer adı) başlığını taşıyan analiz Galatasaray'ın iyi bir savunma takımı olduğunun altını çiziyor ve veri anlamında zengin bir içerik sunuyordu.
Gerçekten de Galatasaray Okan Buruk döneminde iyi bir savunma takımına dönüştü. Bunu ortaya koyan çarpıcı bir istatistik vermek istiyorum. Fatih Karagümrük maçı öncesinde Galatasaray ligde kalesinde gördüğü 22 golün sadece sekizi akan oyunda oluştu. Galatasaray geriye kalan 14 golün 11'ini duran toptan, üçünü de rakiplerinin yaptığı geçiş hücumundan yedi. (Kolayca bir karşılaştırma yapılabilmesi için şampiyonluk yarışındaki zorlu rakibi Fenerbahçe'nin akan oyun sonucunda kendi kalesinde gördüğü gol sayısının 20 olduğunu söylemek istiyorum.)
Galatasaray sadece iyi bir savunma takımı değil. Son dönemde savunma sertliğinin yanına zengin bir hücum karakteri de eklemişti. Nitekim Fatih Karagümrük karşılaşması öncesinde oynadığı son dört maçta 17 gol atmış olması (maç başına 4,25 gol), Galatasaray'ın son dönemde geliştirdiği zengin hücum karakterinin doğrudan bir yansımasıydı.
Ancak bu iki görünüm, yani iyi savunma sertliğinin yanı sıra zengin hücum karakterine de sahip olmak Fatih Karagümrük karşısında yerle bir oldu. Galatasaray'ın savunma-hücum dengesi radikal biçimde bozuldu. Savunma yapamadığı gibi, hücum da etkili olamadı.
Dün Fatih Karagümrük karşısında hücum anlamında şunları gördük.
Hücum yönü
Galatasaray'da hücum sanki sadece Hakim Ziyech'in yapacağı sihirli hareketlere (golle sonuçlanan ceza sahası dışından şutlar ve araya bırakılan kilit paslar) teslim edilmiş gibiydi. Galatasaray'ın dün çektiği 25 şutun 14'ünün ceza sahası dışından gelmesini ve Ziyech'in oyunda kaldığı 81 dakikada altı şut çekmiş olmasını (Galatasaray'ın attığı her dört şuttan biri ondan geldi) hücumun esas olarak Ziyech'e teslim edildiğini ortaya koyan veriler olarak okuyabiliriz.
Ziyech dışında Galatasaray'ın hücumda sonuç beklediği bir diğer isim de Barış Alper Yılmaz oldu. Galatasaray, atmış olduğu üç golü de temelde onun parladığı anlara borçlu. (İlkinde kendisini tutan rakibi Nazım Sangaré'ye hava mücadelesinde üstünlük sağladı; ikincisinde Sangaré'nin yerine oyuna dahil olan Davide Biraschi'yi çaresiz bıraktı, sıfıra kadar inip mucizevi biçimde Dries Mertens'e asist yaptı; sonuncusunda ise Fatih Karagümrük sol beki Levent Mercan'ı geçerek topu ceza sahası içindeki Mauro Icardi'yle buluşturdu ve devamında Berkan Kutlu'nun golü geldi.)
Galatasaray orta sahası ve forvet oyuncuları Fatih Karagümrük'ün savunma blokları arasında neredeyse hiç sızamadı. Başka bir deyişle Galatasaray istediği hız ve yönde top çeviremediği için hücumda üretkenlik sağlayamadı. Bunun sonucunda da çoğunlukla hücumunu Abdülkerim Bardakcı üzerinden şekillendirmeye çalıştı. (Bu tezimi desteklemesi amacıyla iki istatistik bilgisi vermek istiyorum. İlki Bardakcı'nın maç boyunca topla en çok temas ikinci Galatasaraylı olması. Maç boyunca Galatasaray'da topla en çok temas oyuncu Kerem Demirbay (93) olurken onu Bardakcı (91), Lucas Torreira (86) ve Ziyech (71) takip etti. İkinci istatistik; Bardakcı maç boyunca 13 kez uzun oynadı ve bu denemelerin sadece dördünde başarı sağladı. Buna karşın Fernando Muslera 11 uzun topun yedisinde başarılı oldu.)[1]
Savunma yönü
Galatasaray'ın savunmada yaptıklarına gelince. Bunu daha detaylı anlatmak istiyorum.
Galatasaray geçen sezon iyi bir savunma takımı olduğu için şampiyon olmuştu ve bunu da iki temel faktöre borçluydu. İlki savunmaya en uçta, ön alan baskısı yaparak başlaması. İkincisi de geçiş savunmasında Galatasaray'ın rakiplerine oranla çok daha hızlı olması.
Şöyle; geçen sezon Galatasaray büyük bir hızla geri dönebilen üç oyuncuya sahipti: Milot Rashica, Sacha Boey ve Kâzımcan Karataş. Bu üç isme dar metrajda Lucas Torreira ile orta metrajda Dries Mertens'i de ekleyebilirim. Ancak Galatasaray bu alanda 2023-2024 sezonunda oldukça geriye gitti. Çünkü elinde geriye hızla koşabilen tek bir oyuncu var: Derrick Köhn. (Söylemeye gerek yok ki geçiş savunması anlamında Galatasaray Milot Raschica'nin boşluğunu bu sezon hiçbir zaman dolduramadı. Bunun nedeni kanat forvet olarak oynayan Barış Alper Yılmaz, Kerem Aktürkoğlu, Wilfried Zaha ve Tetê'nin sistematik olarak rakiplerin hızlı hücumlarında şiddetli koşuyla geriye dönmemeleri. Bahsettiğim oyuncular bu işi çok özel durumlarda ve nadiren yapıyorlar. Hakim Ziyech'in ise kısa, orta ve uzun metrajda şiddetli koşu atan bir oyuncu olmadığını söylemeye bile gerek yok.)
Galatasaray yapısal olarak savunma ve hücum takımı olarak ikiye bölünmüş durumda. Savunma sadece geri dörtlüyle orta saha futbolcularına emanet edilmiş durumda. Burada iki sorun var. İlki savunma ve orta sahada oynayan altı futbolcu içinde sprint atabilen tek oyuncunun Köhn olması. Geriye kalan beş oyuncu ise (Kaan Ayhan, Victor Nelsson, Bardakcı, Lucas Torreira ve Kerem Demirbay) orta ve uzun metrajda hızlı oyuncular değiller. (Davinson Sánchez hızlı bir oyuncu, ancak ilk 11'deki yerini uzun süredir kaptırmış olduğu için bu denkleme eklemedim.) İkinci sorun ise Galatasaray'da hücum bölgesinde oynayan futbolcuların rakip hücuma geçtiği an takım savunmasına pek iştirak etmemeleri. Burada sadece Dries Mertens ve Barış Alper Yılmaz arada bir hızla geriye koşarak takım savunmasına destek verebiliyorlar, ancak her ikisi de bunu sistematik olarak yapmıyorlar.
Barış Alper Yılmaz'ın sol, Ziyech'in sağ kanatta oynadığı formasyonda Galatasaray etkili ön alan baskısı yapamayan bir takıma dönüşüyor. Bunun nedeni Yılmaz ve Ziyech'in rakip bekleri bire birlerde agresif olarak takip ve marke etmemeleri. Bu tabloya Torreira'nın rakip altı numarayı artık uzaktan marke etmesini de eklemek lazım. (Fatih Karagümrük maçında Torreira Dimitrios Kourbelis'e çok uzak kaldı çoklukla.)
Bir diğer yapısal neden ise Kaan Ayhan, Bardakcı, Nelsson ve Torreira'nın tek hamleli futbolcular olması. İsimleri geçen bu futbolcular hamle yaptıkları an topu kazanamazlarsa rakip takım etkili biçimde hızlı hücuma çıkma fırsatını kolayca yakalıyor.
Son olarak dün gördük ki Galatasaraylı oyuncular, çoğu pozisyonda zihinsel ve fiziksel olarak rakiplerinden daha yavaş kaldılar. Artı hamlelerinde keskin de değillerdi.
Tüm bunları üst üste koyduğumuzda Galatasaray'ın Fatih Karagümrük karşısındaki etkisiz futbolunu daha iyi anlayabiliyoruz. Ancak biraz daha iyi anlaşılmak amacıyla şunu da eklemek istiyorum. Galatasaray aslında oyunun hücum yönünde üretkenlikten ve hızdan uzak olduğu için savunma zayıflıkları çok daha fazla görünür oldu.
Nitekim bu duruma maç sonu açıklamasında Okan Buruk da dikkat çekti ve hücumda yapılan top kayıplarına çok daha fazla kızdığını, çünkü Fatih Karagümrük'ün Galatasaray'ın yaptığı bu top kayıpları sayesinde daha kolay hücuma çıktığının altını çizdi.
Savunma zayıflıklarına üç örnek
Ben buraya top kayıpları sonrasında gelişen Fatih Karagümrük hücumları gösteren üç örnek alacağım.
İlk örnek. Dakika 1,57. Galatasaray hücumu Muslera'nın Bardakcı'ya, onun da çizgi üstündeki Köhn'e verdiği pasla başlıyor. Rakip yarı sahasında bulunan Köhn merkezdeki Mertens'e oynamak istiyor, ama Koray Günther ayağını sokuyor. Sahipsiz kalan bu topa Can Keleş Köhn'den önce dokunmayı başarıyor. Bu topu kazanan Marcus Rohdén takım arkadaşı Valentin Eysseric'e oynuyor. O da Bardakcı ve Torreira'nın baskısına rağmen Kourbelis'e. Kourbelis topu Ryan Mendes'e verdikten sonra hızla ileriye koşuyor. Mendes de onun bu bindirmesini ödüllendiriyor.
Dörde dört gelişen Fatih Karagümrük hücumunda Kourbelis'in santrfor Markao'ya vermek istediği pasa Nelsson son anda dokunmayı başarıyor (aşağıdaki fotoğraf). Galatasaray kalesine yönelen bu topu Muslera kontrol etmeyi başarıyor.
Aslında bu pozisyon maç boyunca Galatasaraylı oyuncuların hücumda ve savunmada neleri yanlış yaptıklarını göstermesi itibariyle prototip bir karaktere sahip. Galatasaraylı futbolcular bu hücumda birçok hata yaptılar. Bunları şöyle sıralayabilirim:
Köhn ve Mertens keskinlikten uzak oldukları için topu kolayca rakiplerine kaybettiler. Bu ikili sonraki müdahalelerinde de yetersiz kaldılar.
Benzer biçimde tek hamleli olan Torreira ve Bardakcı da yine aynı keskinlik eksikliği nedeniyle topu geri kazanamadılar.
Sürekli olarak geriye kaçarak oynayan Nelsson her ne kadar son anda kritik bir dokunuşla Galatasaray'ı mutlak bir golden kurtarmış olsa da burada kronik sorununa yenik düştü ve ofsaytı bozdu (aşağıdaki fotoğraf).
Galatasaray'ın kanat forvetleri ve orta saha futbolcuları sıklıkla yaptıkları gibi geriye hızla koşamadılar (aşağıdaki fotoğraf).
İkinci örnek, ilk gol
Dakika 32,43. Galatasaray hücumunda Kerem Demirbay ceza yayı üzerindeki Mertens'i görüyor, o da gerideki Torreira'yı. Torreira ceza sahasına doğru topu oynuyor. Ancak bu top ne Icardi'ye gidiyor, ne de soldan bindiren Köhn'e (aşağıdaki fotoğraf).
Nazım Sangaré topu kazandıktan sonra hemen Kourbelis'e oynuyor, o da Eysseric'e. Eysseric'in etrafı Galatasaraylı oyuncularla çevrili, ama hepsi gevşek savunma yapıyor. Eysseric sırasıyla Kaan Ayhan, Demirbay ve Köhn'den kurtulup soldaki boş alana hareketlenen Mendes'i kaçırıyor (aşağıdaki fotoğraf).
Mendes büyük bir hızla Galatasaray yarı sahasına geçip topa dokunduğu an kronometre 32,56'yı gösteriyor (aşağıdaki fotoğraf).
Tek başına topla ilerleyen Mendes dakika 33,01'de hafif sağına çekip Nelsson'u oyundan düşürdükten bir saniye sonra kaleye vuruyor (aşağıdaki fotoğraflar).
Golle sonuçlanan bu Fatih Karagümrük hücumunda ilk örnekteki aynı şeyleri görüyoruz.
Köhn ve Ziyech dışında hiçbir Galatasaray futbolcusu geriye dönemiyor.
Kaan Ayhan, Torreira ve Demirbay topun kaptırıldığı bölgeden geriye doğru jogging temposunda koşarak geri dönmeye çalışıyorlar.
Maçın hakemi Volkan Bayarslan ise bu üç Galatasaraylıdan daha hızlı koşarak kadraja girmeyi başarıyor (aşağıdaki fotoğraf).
Sadece bu bile Galatasaray'ın orta sahasıyla Kaan Ayhan'ın rakip hücumunda nasıl bir ataletle hareket ettiklerini çarpıcı biçimde ortaya koyuyor.
Akan oyunda yenilen gol
İlk iki örnekte Fatih Karagümrük'ün kaybedilen top sonrasında hızla kontratağa çıktığını göstermeye çalıştım. Üçüncü örnekte de yine top kaptırma var. Ancak burada Galatasaray hızlı hücum sonrasında değil, akan oyunda gol yedi.
Dakika 81,52. Fatih Karagümrük hücumunu süpüren Galatasaray'da Köhn topu Mertens'e vererek takımını hücumuna çıkarıyor. Topu ayağına aldığı an Mertens üzerinde hiçbir baskı yok (aşağıdaki fotoğraf).
Ancak Mertens çevre kontrolü yapmadan geriye doğru hareket edince Kevin Lasagna kolayca topu kazanıyor ve pasını Eysseric'e aktarıyor. O da soldaki Güven Yalçın'a. Bir süre topu sürerek boş koridor arayan Güven Yalçın solundaki Levent Mercan'a oynuyor.
Mercan'ın karşısına hemen Barış Alper Yılmaz dikiliyor. Mercan bunun üzerine geriye dönerek topu Federico Ceccherini'ye vermek zorunda kalıyor. Ancak ileri doğru hareketlenerek Kaan Ayhan ile Nelsson arasındaki koridora sızıyor. Ceccherini de topu hemen o boş koridora sızan Levent Mercan'a doğru yüksek oynuyor (aşağıdaki fotoğraf).
O ana kadar Markao'yu marke eden Nelsson bunun üzerine Levent Mercan'a doğru hareketlenmek zorunda kalıyor ve Markao'yu Bardakcı'ya bırakıyor (aşağıdaki fotoğraf).
Levent Mercan'ın kafa pasıyla buluşan Markao da Bardakcı'dan kolayca sıyrılıp Fatih Karagümrük'ün ikinci golünü atıyor.
Burada Galatasaray'ın yaptığı savunma hataları sırasıyla şöyle:
Hiçbir baskı altında olmayan Mertens yavaş ve çevre kontrolü yapmadan oynamaya çalışınca basit bir top kaybı yapıyor. Bunun sonucunda da Galatasaray yarı sahasında çok futbolcu bulunduran Fatih Karagümrük kolayca inisiyatifi yeniden eline geçiriyor.
Gelişen Fatih Karagümrük hücumunda Barış Alper Yılmaz takım savunmasına aktif biçimde katılarak marke etmekle sorumlu olduğu Levent Mercan'ın karşısına dikiliyor. Ancak Mercan topu takım arkadaşına verince Barış Alper Yılmaz onu takip etmeyi bırakıyor. Böylece Mercan Galatasaray savunmasında açılan boş koridora kolayca sızma fırsatı yakalıyor.
Barış Alper Yılmaz'ın bu hatasını kapatmak isteyen Nelsson Mercan'ın üzerine gitmeye çalışıyor, ancak çok geç. Mercan kolayca topu kafayla Markao'ya aktarıyor.
Bardakcı burada rakibini yakından takip ettiği için Markao'dan kolayca vücut çalımı yiyor.
Görüldüğü gibi Galatasaray'ın yediği bu golde en kritik iki hatayı, maçta Galatasaray'ın en iyileri olan Mertens ve Barış Alper Yılmaz yapıyor.
Sonuç
Elbette derbi maçının motivasyonu farklıdır. Ancak dünkü Galatasaray'ın hücumdaki etkisizliği ve takım savunmadaki savrukluğu kanımca Fenerbahçe teknik direktörü İsmail Kartal'ı oldukça heyecanlandıracaktır. Bu durumda Galatasaray Fatih Karagümrük maçında olduğu gibi Fenerbahçe karşısında da yine yıldızın parladığı anlara ihtiyaç duymak zorunda kalabilir.
0 notes
elazigsurmanset · 4 months
Text
İpek Demir’den Yaz Şarkısı
Tumblr media
Ünlü popçu İpek Demir, sözü ve müziği kendisine ait olan yeni şarkısı "Eyvallah " adlı eserini müzikseverlerle buluşturdu. Şarkının düzenlemesini başarılı aranjör Hakan Kara üstlendi. Klip çekimleri ise Antalya’nın tarihi dokusuyla ünlü Kaleiçi beldesinde gerçekleşirken başarılı klibin yönetmen koltuğuna ise Hüsam Çakaloğlu oturdu. 
Tumblr media Tumblr media
Söz ve müziği kendisine ait olan birçok esere imza atan güzel şarkıcı, mahalle kültürünün ön plana çıkarıldığı klipte, İpek Demir’e dans ekibi ve müzisyenler eşlik ediyor. Ayrılık sonrası iki sevgilinin arasında geçen tatlı çekişme, sıcak ve gülümseten görüntülerle anlatılıyor. Bu konsept, klibe hem nostaljik hem de modern bir hava katıyor. Şarkının mix ve mastering çalışmasında Barış Büyük’ün imzası bulunuyor ve vokallerde sanatçıya Sinan Yıldırım, Enis Vidinli, Nilay Oker ve Ezgi Kızıloğlu eşlik ediyor. Çokça emeğin harcandığı bu proje, DMR Records etiketiyle tüm dijital platformlarda yerini almasıyla, "Eyvallah" çıktığı ilk günden itibaren müzik listelerinde hızla yükselerek büyük bir başarıya imza attı. Demir'in, hayranları sosyal medyada #Eyvallah etiketiyle şarkıyı paylaşarak beğeni yağdırdı. "Eyvallah"  şarkısıyla İpek Demir, bu yazın en hit parçalarından birine imza atmış görünüyor! https://we.tl/t-nFkXEVRKHC?utm_campaign=TRN_TDL_05&utm_source=sendgrid&utm_medium=email&trk=TRN_TDL_05 https://we.tl/t-4kPyrwDHmo?utm_campaign=TRN_TDL_05&utm_source=sendgrid&utm_medium=email&trk=TRN_TDL_05 https://we.tl/t-dG0bfXhhn2 Read the full article
0 notes