Tumgik
#beynim çorba oldu
bozusuruz · 1 year
Text
Bayılmak üzereyim
1 note · View note
cokuntu · 7 months
Text
uykum var çok uykum var hep uykum var
3 notes · View notes
sinyallervesistemler · 7 months
Text
hocam açılarda radyan mi kullanacagiz yoksa derece mi bir yazsaydiniz soyleseydiniz ya beynim çorba da değil bulamac oldu artık
2 notes · View notes
urlesizgariban · 25 days
Text
Sabah kpss ye gireceğim hâlâ ders dinliyorum beynim şuan çorba oldu jjfjcjc
1 note · View note
noksanbiri · 3 years
Text
bu aralar başka insanları gördükçe çok fazla empati yapmaya başladım. vicdan mı merhamet mi yoksa gerçekten yaşım ilerledikçe beynimin daha fazla olgunlaşma evresi mi bilmiyorum. vicdan çok ayrı bir şey onu biliyorum. merhamet deseniz ee çoğu zaman bu duygu yüzünden yaralar aldım. ama diğer seçenekte bana hiç yakın gelmiyor. empati yapmaya başlıyorum hemen hemen hemen. dün mesela akşam saat on gibi bir yere çorba içmeye gitmiştim. çorbayı içerken bir tane abla yerlere çok sinirli paspas atıyordu. ama böyle söylenerek tam ne dediğini anlamadım. benden önce ayrıldı dükkandan mesaisi bittiği için. çıktım dükkandan ön tarafada bir tane çay istedim. dükkanın önündeyim oda az ileride otobüs durağında otobüs bekliyor. hafif hafif çaktırmadan bakıyorum göz ucuyla. uzakta ama gözüküyor. sigarasını öyle sinirli içiyordu ki belli ki bir şey olmuş onu görmeden önce hayatında. soğuktan çenem titrerken bi yandan çayımı içmeye çalışırken. kafamda sürekli döndü neden neden neden diye. taa evinde olan çocuğunun aç olabilme ihtimaline karşı gitti beynim. sigarası bitmeden otobüs geldi bindi gitti. bugünde aynısı arabanın camını silmeye gelen çocuk için yaptım. şimdide kitap okurken oldu. 2015 yılında yazılan bi şiire denk geldim. neler yaşandığını merak edip geriye doğru sarmaya başladım. gerçekten beynimin bu tür şeylerle meşgul olması iyi mi kötü mü bilmiyorum. ama bu durumu git gide benimsemek istemiyorum.
49 notes · View notes
miyolnir · 3 years
Text
geçen okuldan sadece wp'tan konuştuğunumuz "arkadaşım" diye tanımladığım tatlış insan mesajıma - normalde hiç olmadığı kadar- geç döndü -çok da değil-
o gün, o acaba beni arkadaşı olarak görüyor mu? beni kibirli biri olarak mı gördü acaba ya da yılışık? sadece okul sebebiyle mi benimle konuşuyor? gibi sorularla beynim yandı
belki herkes soruyordur ama herkesin bir normal seviyesi vardır değil mi, yani hani bir arkadaşı kürkçü dükkanı
işte bakın ben ergenliğe girdiğim gireli benim hiç yakın arkadaşım olmadı, yani bayağı nasıl arkadaş olunur bilmiyorum
aslında hani o soruların hepsi olumsuz olsa, yani beni arkadaşı olarak görmese bile ben aynı ben olurum, ama artık değişmek istiyorum
Allah için tutunacak birileri arıyorum, sadece kendin olmak ana baba belki evinde yetiyor ama dışarıda yetmiyor, insan düşüncelerle çok çabuk boşluğa düşüyor
ben istiyorum ki basit günlük aktiviteleri bile yaparken bana Allah'ı hatırlatan biri olsun yanımda
ne çorba oldu değil mi
aklımda harita gibi her şey birbiriyle ilişkili aslında, yani hayat da öyle
eskiden bu ilişkiden dolayı bir türlü ileri adım atamıyordum değişmek adına, şükür ki bu ağdaki çok büyük bir problem Allahın izniyle artık değil inşallah
Rabbim kafesimden çıkmayı da nasib eylesin
7 notes · View notes
beynim çorba oldu tazyikli suyla yıkayabilmediğim için kıvrımlardaki gereksiz şeyler akıp gitmiyor. sözsüz anlamsız no brainer seyler dinliyorum ben de. dışarıda lodos, size afiyet olsun.
2 notes · View notes
kayipkeman · 3 years
Text
22 dakikadır burdayım.
Beynim çorba oldu.
0 notes
kalbimden-kalemime · 4 years
Text
gözyaşlarım nehir olmuşken şunları yazmak istedim birden. Sen benim gerçekten abim olsan şu an yanımda olsan ne konuşmak ne sarılmak sadece senin yanında ağlasam, bunu konuşmadan da anlayabilecek, hissedebilecek sen varsın düşüncesine tutunuyorum sanki ve dayanamadım yazmak istedim, beni burada kimse görmediği için en azından bir kere olsun, tüm yanlış anlaşılma hislerine inat yazmak istedim içimden geldiği gibi. Beni duygularım, hissettiğim acılar senle karşılaştırdı. Radyoda şarkını dinledim, aradım buldum derken her şarkıda en acılı anlarımda bir masal buldum kendi öykümden bir parça daha çok ağladım, bunların hepsi bir mektup oldu, aslında ulaşmak gibi bir niyeti yoktu sadece dökülmüştü içimden geldiği gibi sonra da bir mucize olup karşılaşma imkanı olunca mektup da yanımda geldi sadece benim deniz kızından kelebeğe bir periye kendi acısından iyilik doğurup başkalarına yardım eden bir daha da kendine dönüp bakmayan uçup giden kelebeğe dönüş hikayemi anlatmıştım ve yıllar sonra bu bana çok saçma geldi yazdıklarım çok arabesk geldi ya da çocuksu bilmiyorum kendi kendime güldüğüm, kendi kendimle dalga geçtiğim de öyle geçti zaman. Hayır yani ağlaya ağlaya bir hışım yazmaya başladığım yazıyı nasıl bitireceğimi bilemiyorum ve sanırım beynim durdu şu an. Yazacaklarımı, az önce ağlayarak istemsizce konuştuklarımı unuttum, oysa fısıltılarıma yetişemediğim için yazmaya başlamıştım. Şimdi hepsini unuttum. Ama ne yazacağımı unutmuş olsam da şuradan bağlayabilirim sanırım, ne zaman acı çeksem, ne zaman acıdan delirsem, ne zaman içim yana yana ağlasam o an en çok seni bağırıyorum sanki yani çok oldu ne yapacağımı bilemeyip kitaplığı açıp daha çok ağladığım sanki o an sana anlatıyormuş gibi yani belki hastayımdır, yalnızlıktan dolayı, anlaşılmamaktan dolayı, duygulardan anladığını hissettiğim, yani şarkılarında, yazılarında kendisini böyle yansıtan bir insanı manevi anlamda kardeş anlamında abim gibi benimsemişimdir elimde olmadan, ben yine de bir kozmik bağa inandım, yüreğimin, gönül gözümün dediğine inandım ama hayal dünyasında yaşayan bir insan olup her şeyin yalan olabileceği ihtimalini de göz ardı etmiyorum inan ki. Çünkü çok yoruldum. Ama yorulmadım da biliyorum yine belki umut edeceğim, REM uykusunda yolumuz kesişecek belki yine yani Limbik Rezonansa ve REM uykusuna inancım her şeyden fazla. Yolumun tüm sevdiklerime özlediklerime çıkmasını ve sonucunda beraber iyiliklere güzelliklere yeni kapılar açmamızı diledim. Hani hayal evreniyse de mantıksız ve aptalca şeyler değil bencilce şeyler değil çıkar için değil birlik iyilik temalıydı. Ne olacak bilmiyorum ama şu an konuşmak istediğim konuşmasam da yanımda ağlamak istediğim iki abimden bir de asla hayatında bir konumum, yerim bir varlığım olmadığı için bu zamanda denmesi gereken, dense de ne fayda edecek iki cümleyi kuramadığım kalbimin parçasından yollarım uzak. Hayır ben sanıyordum ki duygusal konulara güvenimi yitirdiğim ya da hiç olmadığı için bu saatten sonra bir tek manevi bağa canım yanar yok öyle değilmiş onun da sizin gibi kalbimin parçası olduğunu çok iyi bildiğim halde bir sürelik beni daha güçlü hissettirecek bir duruma inanmışım ama hayat gösteriyor sana hatırlatıyor sendeki yerinin kuvvetini, kalbinde hiçbir şeyin değişmediğini zaten değişti demedim ben sadece kabullendim ve bir şekilde yaşamasını öğrenmiştim, her şeye rağmen kendi hayatımı son anda yine toparladım ama nasıl ki abimin doğum gününde  canı sıkkın olduğunda ondan hiç ses çıkmadığında iyice meraklanıp ağladıysam onun sıkıntısını hissettiysem aynı o şekilde susturamadım içimi durduramadım gözyaşlarımı. O 3′ün içindeki birden biri bensem ben bir kişi değilmişim. Reenkarnasyona inandığımdan namaz kılarken ağladığım anda koluma konan minicik böcekle dertleştim onu yanlışlıkla kaybedicem diye daha çok ağladım, kitaplığımda saklamak istedim, kuş konar balkona yine dertleşirim insanlara anlatamadığım kadar. Rüya kapılarım açılsın, ışık girsin, cevaplar girsin istiyorum ama erkenden uyuyamadığım için son iki üç gündür net rüyalar göremiyorum. Yine çorba gibi oldu anlattıklarım. Her şeyi yakalayamasam da gözyaşımdan geçtiği gibi, tam olarak her şeyi dökemesem de ve çok karışık anlatsam da anlatmak istediğim şimdilik bunlar. Uzun uzun dökülmüşler ama kısacası her şey adına şu galiba: “bütün özlediklerim benden ayrı yaşıyor” 
1 note · View note
muuusti · 7 years
Note
Beynim kıvama gelmemiş sıvı tuhaf bi çorba gibi oldu kardeş
neden olum çorba dedin canım çorba çekti aq
3 notes · View notes
foxesonmymind · 7 years
Note
Şuradan bi gidin ya
Şurdan gidicekmişsiniz de beynim çorba oldu benim
0 notes
noksanbiri · 3 years
Text
şimdi. sabah buraya yazdım. hava durumu -9 dışarıya çıkmaya hazır mıyım bilmiyorum diye. tek tek anlatacağım sonrasında sabahımın nasıl bana zehir olduğunu. ciddi ciddi söylüyorum bugün kimseye zarar vermediysem eğer daha ölünceye kadar vermem o zararı . bu hem fiziksel hem de sözlü. sadece sustum. neyse gelelim devamına. dün sanayideyim. parça filtre yağ falan aldım araba için ustaylada bu sabah sekiz buçuk gibi sözleştik götürüp hemen halledecekti yarım saatte. dün akşamda saat onbir gibi geldim eve arabayıda bizim garajın önüne koydum. koca apartmanda sekiz tane daire var beş tanesi zaten yurtdışında yazın geliyorlar kalan üç daire var. birisi Mesut abiler diğeri Cemile teyzeler. ikiside çok iyi insanlardır. bizim garajı kullanan sadece mesut abi var o da zaten günlük olarak araba çıkartan birisi değil. genelde ben sabah erken gideceğim zaman bazı zamanlar yer bulamazsam eğer arabayı garajın önüne koyuyorum. Mesut abi çıkartacaksa arabayı gelir zile basar ki bu da onca seneden beri toplasan beş parmağımı geçmedi. ben arabayı koydum bi güzel. eve girdim. bir şeyler izledim falan. aşağıdan bi ses geldi ama hiç yadırgamadım böyle gürültülü bi kamyon gibiydi çöp kamyonudur diye düşündüm. len dedim herhalde dış kapı açık kaldı ondan böyle geliyor bu çöp kamyonun sesi diye konuştum kendimle. bi on dakika falan sürdü ama benim aklımdan anlık geçti gitti bu ses. tabii o kamyon çöp kamyonu değil meğerse çekiciymiş sonrasında anlıyorum tabii. neyse yattım. uyandım. çıktım evden. ana. araba yok? kendi kendime diyorum ki uyku sersemliği acaba farklı bir yere mi koydum. çünkü çoğu zaman unutuyorum koyduğum yeri. sokağın başına gittim yok. döndüm caddeye çıktım orada da yok. geldim garajın önüne tekrar uykum açıldı tabii bu süre zarfında. aradım trafik şubeyi dedim böyle böyle benim arabam yok çekildi mi? yok dedi trafikte. şimdi karşı taraf böyle deyince siz ne anlarsınız trafikte diyince aha dedim arabayı çaldılar herhalde. anlamadım ne trafiği gerçek sahibi benim benden başka kullanan yok falan derken. trafik derken trafik polisinde demek istedim dedi. ee dedim ne yapacağız çekildi mi? nasıl teslim alacağız falan. karakola gönderdi. oldu mu sana sabahın sekiz buçuğu. gittim anlattım şikayet üstüne çekildiğini söyledi. daha öncede caddeye koyduğum zaman cumhurbaşkanı gelecek arabanızı çeker misiniz diye aramışlardı beni. arama vs olmuyor muydu sizde kendi garajımın önünden nasıl gidiyor araba diye sordum. öyle bi zorunluluk yokmuş falan tabii beni öyle gergin görünce otur çay iç bi bardak falan dedi havada soğuk zaten oturdum. başka bi kaç polis geldi konu konuyu açtı en son bizim köyden tanıdık çıkacak diye korktum. makbuz kesti falan. çekildiği yere gideceksin dedi. aldım makbuzu çıktım karakoldan. oldu mu sana dokuz buçuk. çorbacıya gittim bi kasede çorba içtim sinirimden. oldu mu sana saat on. arkadaşıma rica ettim götürdü beni. orasıda nasıl uzakta ama neyse gittik teslim aldım arabayı falan. oldu mu sana saat onbir. müsait bi zamanda Mesut abiyi aradım. hani bak sen mi şikayet ettin polis böyle böyle dedi diye. ilk aklıma o gelmedi elbette ama şikayet diyince polis ister istemez düşündüm. kırmadan sordum dilimin döndüğünce. olay şöyle. bi hafta önce bizim garajın önüne birisi araba koymuş karşı komşuymuş tanımadığımız Mesut abi aramış trafik polisini çektirmiş sonra karşıda olan adam gelmiş sen nasıl çektirirsin benim arabamı diye kavgaya baya bi ağız dalaşı falan olmuş aralarında. üç gün önce yine birisi koymuş bu sefer Mesut abi aramadan çekmişler. iki gün önce yine bi araba çekilmiş garajın önünden onuda Mesut abi çektirmemiş dün gecede ben koydum arabayı benim arabayıda çektiler. Mesut abide diyor ki; onun arabası çekildiği için koyan herkesi arayıp şikayet edip çektiriyor. neden bana dokundu ucu diye soramadım. gidip adamada bir şey demek istemedim. öyle yani. ama bugün o kadar dışarıda durdum o kadar soğuk yedim ki. eve gelir gelmez çorba yaptım. bi de kış çayı demledim. kafama beynime ağrı girdi. ama böyle gerçekten soğuktan girdi yani. ellerim hala buz gibi. bir daha tövbe. daha da koymam.
43 notes · View notes