Tumgik
#bilgelik resim
goksenparlatan · 1 year
Text
Bilgelik Soyut Resim / Wisdom Abstract Painting
Merhaba, Şahmaran ve Grifonu birleştirdiğim bu resimde korunmanın teslimiyetle mümkün olduğu fikrine kapıldım. Tevekkül dediğimiz, başına gelene sabretmek olan tavırlar bizi bir yandan da koruyordu. Şahmaran’ın Lokman Hekim’e ölümsüzlüğün sırrını verdiği ve bunun da başına gelene sabretmek olduğu söylenir. Kuran’da da Lokman Hekim oğluna tavsiyelerde bulunurken ” başına gelene sabret oğlum, bu…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
duslerimiyasiyorum · 6 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
AYASOFYA | HAGIA SOPHIA
Herkese Selam!
Aya Sofya.. Kelime anlamı, Kutsal Bilgelik.
Karşımızda görmüş olduğumuz Ayasofya Binası 3. Ayasofya Yapısıdır. İlk iki Ayasofya Binası, farklı dönemlerde gerçekleşen halk isyanlarıyla yıkılmıştır.
Kuzu kabartmalı yapı kalıntısı(2); 2. Ayasofya Binasından günümüze kadar gelmeyi başarmıştır ve bu isyanların kanıtıdır.
3.Ayasofya Binası'nın ibadete açılışı, gösterişli bir törenle olmuştur. Dönemin İmparatoru Justinianus, "Ey Süleyman! Seni geçtim!" diyerek, Kudüs'teki Hz. Süleyman Mabedi'ne göndermede bulunur. İmparator Kapısının üzerindeki Süleyman Tapınağı'nı simgeleyen sembol(3) bunun kanıtı olabilir.
Omphalion(4) Bölümünde, Taç Giyme Töreni sonrası İmparatorluk ilan edilirdi.
4 kutsal melekle çevrili kubbede(5): "Allah göklerin ve yerin nurudur." 24:35 Kur'an-ı Kerim, yazılıdır.
Ağlayan Sütun(6); efsaneye göre deliğe parmağınızı sokup, elimizi 360° etrafında döndürebilirsek, dileğimiz gerçekleşecektir.
Osmanlı Dönemi'nde, Pergamon Antik Kenti'nde keşfedilen ve Ayasofya'ya getirilen Mermer Küp(7); özel günlerde şerbet dağıtımında kullanılmıştır.
İmparator Kapısı Mozaiği'nin(8) altında Tapınak Şövalyelerine ait olduğu düşünülen 2 sütunlu sembol vardır. Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet, Tapınaçıların sembolüne karşılık, derin bir mesaj içeren Fatih Sultan Mehmed Tablosunu, Ressam Fausto Zonaro'ya çizdirmiştir. Tablo günümüzde Şeker Ahmet Paşa Resim Müzesi'nde sergilenmektedir.
Sunu Mozaiği'nde(9); ortada Hz. Meryem ve kucağında çocuk Hz. İsa vardır. Her iki tarafında da İmparator yer almaktadır. Şehrin kurucusu İmparator Konstantin, İstanbul maketini, İmparator Justinianus Ayasofya maketini; Hz. Meryem ve Hz. İsa'ya takdim etmek üzere elinde tutmaktadır.
Çıkışta, İstanbul'un Fethini müjdeleyen Hz. Muhammed'e(s.a.v.) ait hadis (10) bizi karşılar.
Ayasofya'nın üst katını, #müzekart ile gezmiş biri olarak; 850 ₺ verip ziyaret etmeyi T.C. vatandaşı olarak doğru bulmuyorum. Umuyorum ki en kısa sürede bu konuda bir düzenleme yapılacaktır.
1 note · View note
dilperisanimmmm · 11 months
Text
Kadim bilgelikle âşinâ olanlar, 9. asır Zen yolu ermişlerinden Qingyuan Weixin’den zuhûr eden, “dağlar ve nehirler” üstüne şâhitliği de pek iyi bilirler:
“Otuz yıl var ki bu yolda çalışmadan önce, dağlar sâdece dağdı ve nehirler sâdece nehir. Yola düştüğümde seyrimin bir yerinde dağlar birdenbire dağ olmaktan çıktı ve nehirler birdenbire nehir olmaktan çıktı. Ancak bu günlerde dağlar yeniden dağ ve nehirler yine nehir…”
Efendim bu yolun sonu nicedir? Başa dönmektir.
[Lisânu’l Kavm: Cüneyd-i Bağdâdî ksa]
Qingyuan Usta’ın bu muammalı sözü, aydınlanma-uyanışın sadece aydınlanma-uyanış olmayan ilk hâle gerisin geri bir dönüş olduğunu mu işâret ediyor acaba?
Buyursunlar efendim birlikte zevk edelim…
İlk adımda “Dağlar dağdır ve nehirler nehirdir”
Zira isim verdik bir kere ve “fark” ile ikili bir zeminde başladık seyrimize.
Öyle ya hepimiz çocukluğumuzdan beri isim, resim ve çerçeve koşullandırmasını seve seve kabul ettik, varlık komasına girdik ve ölümcül ayrılık virüsünü kaptık bir kere.
Yani böyle baktığımızda gerçekten bir dağ, dağın gerçekte ne olduğu görüyor değiliz. Sâdece daraltan bir kavram, zihinsel etiket olarak içi boş bir “dağ” görüyoruz.
Bu, derin bir hipnoz hâliyle kemikleşmiş kavramsal düşüncenin neden olduğu vahim bir ızdırap biçimidir. Canlılığını yitirmiş, akıştan kopmuş donukluk acısını dayatır. Biraz da bu yüzden olsa gerek, yetişkinlik, çocukluğa kıyasla bir kafes gibidir, ne yapsan dar gelir.
Eh, uçan belirsizi yere kondurup çerçeve içine almayagörün…
Aldatıcı görünüşü öyle olsa da sabit, ayrı bir şey yok ki!
(Bu nevi bir kavramsallaştırma ve etiketleme düzeyi, bize, bir dağın ne olduğunu bildiğimiz gibi aldatıcı bir izlenim verebilir)
Aslında olan akan, her an değişen, bütün tek bir şey
Hoş, ikincisi olmadığına göre “şey” bile diyemeyiz. Tek bir eylem akışının bitmesi de olmadığından ikinci bir eylemden bile bahsedemeyiz.
Uzakdoğu’da Satori denilen (miraç ânı) ikinci aşamada
“Dağlar artık dağ değil ve nehirler artık nehir değil.”
Basmakalıp bir biçim inşâ eden, sabit bir kafes ören zihinsel etiketleme eyleminin arkasında, harikulade güzel ve kendinden geçmiş eşsiz, kaotik bir belirsizlik olduğunu, gizli hazinenin göz kırptığı “o parlama anında” doğrudan deneyimle, bizzat algılanır, daha kapısı algı kapıları temizlenince mukabil aynada hakikat olduğu gibi sezilir.
İşte bu “cem” hâlinde nice yıllar demlenmek, öyle sermest gezinmek mümkündür. Her şeye, çoğu zaman gülerek ve bazen de ağlayarak öylece meydanda dolaşıyorsunuz.
Sözde “evren” diye görünenin fevkalade enerjik bir akış olduğunu, her şeyin garip bir şekilde birbirine bağlı olduğunu görüyorsunuz ve aşkın bilgelik, irfan gibi bir şeylerin iması ile zevkten zevke gark oluyorsunuz; eh, yâri güzel olanın, yârinden ayrı duramayanın aklı başta, ayağı yerde ne gezer…
Üçüncü aşama olan dönüş devrinde,
“Dağlar yine dağ ve nehirler yine nehir”
Ancak bu, eski dualistik donukluğa (şirk) geri döndüğünüz anlamına gelmez.
Bu, dağların ve nehirlerin gerçek doğasını bir kez gördüğünüzde, diğer insanlarla kısa yoldan iletişim kurmak adına eski etiketleri kullanmaktan çekinmeyeceğiniz anlamına gelir.
Nihâyetinde, neden olmasın?
Ama artık bütün hikâyenin, bu yarım yamalak görüntüden ibâret olmadığının farkındasınız. Kelimeleri onların îmâ ettiği ayrılık dalgasına kapılmadan zevkle kullanıyorsunuz.
İçinden aynı ırmağın aktığını pekâla bilseniz de içinden göründüğü kaba göre, izahı kolay kelimelere üflemekte “oyun etmekte” ne sakınca olabilir…
İçeri ve dışarı, Ben ve öteki ayrılık yaraları tamamen iyileşen biri, her yöne yayılan, herkese dokunan bir aşk ateşi gibi olmuştur çoktan…
Beden sâkin, kalp, her şeyi kabul edici, zihin açık, özgür ve aydınlık, her şeye nüfûz edici…
Zihinde tutulan alışkanlık ve anılarla örülü “Ben-im” sandığımız aşina evi yıkmamış, sonrasını düşünmeden, büyük bir enerjiyle her şeyi yer ile yeksân etmemiş ve en başta “dağlar ve nehirler” etiketinin ötesine geçmemiş olsaydınız, bu son rahat, dingin, sakinlik aşamasına nice varırdınız, cennetten hiç ayrılmadığınızı nasıl anlardanız?
Dünyâ vü ukbâyı ta’mir eylemekten geçmişiz
Her taraftan yıkılıp vîrân olan anlar bizi
[N. Mısrî’den]
Deneyimsel olarak söylemek gerekirse, üçüncü aşama dıştan aynı gibi görünseler de, temelde birinci aşamadan farklıdır; bu “Büyük Aydınlanma” denilen kenini tanımanın (marifetullah) ta kendisidir.
Ne var ki her duygu ve deneyime etiketler yapıştıran, istemsiz gevezelik eden, tepki makinasına dönen, donuk kafalı kukla zihin, bu seyirde hiç de refikimiz (Yol-araç) değildir.
ÂNı tevhîd eylemez illâ ki şirk ehli ider
Vahdet-i Hakk’ı DUYANın dili lâldir aklı mât
[N. Mısrî]
Söz, iki sonsuz arasında bir çırpınış
Dil, boşluğun çaldığı bir saz imiş
Kalbin hoşluğunda
Kendiyle dolduğunda
Düşünce kalmaz
Dil, konuşmayı reddeder
Acizliğini itirafla hayretle yoldan çekildiğinde neyin ne olduğu bizzat görülür vesselâm.
0 notes
zekiyuncuoglu · 2 years
Photo
Tumblr media
Merak Ediyorum❓ Çok Yıllardır Birçok Konuda, Tarzda Özgünleştirebildiğim Kadarı İle Düşüncelerimi İçeren Mesaj Kaygılı; (Ki; Düşün Kısmı Hayatımın Tamamından: Doğduğum Yer, Dünyaya Geldiğim Aile, Soy Atalarımdan Dedeler, Ninelerden Görüp Duyduklarım, Aldığım Eğitim; Meraklı Yaratılışımın Sevki İle Amatörce Ama Kendi Tekniklerimi Geliştirip Yerleştirerek (Olmazsa Olmazı Üçleme dir) Araştırmalarım, Okuduklarımla; Harcı, Demiri, Temel, Tuğlaları, İnce İşçiliğinden Oluşan Ki; Sıraladıklarımın Fazlasından Oluşan, O Bile Bana Ait Olmayan 'Ben'in; Hepsi Gibi' Mengü Tanrı'nın Armağanı Gibi Tevafuken; (TANRI'NIN MUTLAK KADER DİYEBİLECEĞİMİZ ALGORİTMİK YAZILIMI İLİNTİLİ) YANİ O' NUN İSTEĞİ İLE BİLGELİK MAKAMINDA ULULAR İLE TANIŞIKLIK ve O'nlardan, Bellek - Bilinç Ummanıma (Okyanus Büyüklüğüne Ulaşmakta Olan) Katre Katre Yağmur Damlaları Kadar, Ancak; Yazım Kısmı, Sözcük Seçme, Onlardan Tümce Matematiği [çoğunlukla devrik] Eh İşte Aklımın Yettiğince Doğru-Yanlış Gramer, Noktalama Özeni Çoğunlukla Sözcük Oyunları İçeren, Olabildiğince Çok Anlamlı Sözcüklerle Çalaklavye Düz Yazı) Derken, Aslında Çok Zamanı, Enerjimi Tükettiğim, Onlar İçin Nice Güzel Havalarda Sosyalleşmeden Vazgeçtiğim Yazılar Üretir, Yayınlar, Söylerim Ya? Anlatmak İstediğim O Kadar Çoktur ki; Onları Zip/Rar Gibi Presleyeceğim; Bir Paragrafta 1000 Şey Anlatacağım Derdiyle Uzun Cümleler Kurma Kusurum Varsa da; Kendimi Çok Yormamak İçin, Aslında Yanlıştır Belki Ama; "ZATEN BANA ÖNGÜRÜLERİMİ, MESAJLARIMI ANLAYIP ALAN LAZIM" Der, Yürürüm. "NE HADDİME" Demeden Bazen Şairane, Bazen Felsefe Üzerine, Yetmez , Sosyoloji, Antropoloji, Tarih Üzerine Oda Yetmez Kozmoloji, Kozmogoni, Mitoloji, Ezoteri Hatta Okültis İçerikli Yazılarım Hep Düşün İşçiliği, Edindiğim Veriyi, Bilgiyi Hem Teyit Hem Başkalarına da Aktarma Telaşlı, BAZEN BEDELİ ÇOK AĞIR; YARATILIŞI, GAYESİNİ BİR BÜTÜN VARLIĞI, SANRILARI BİLE CİDDİYE ALMA AĞIR İŞÇİLİĞİ YANİ; ÇOK KİŞİLERİN HİÇ ÖNEMSEMEDİĞİ, SADECE YAZIYA EK GRAFİK, RESİM, FOTOĞRAFLARA BAKARAK "GÖRDÜM" DEMEK OLAN BEĞENMELERLİ⁉️ Merakım; PAYLAŞIMLARIM NE ORANDA DEĞER/DEĞERSİZ BİLİNMEKTE; KİŞİLERİ DÜŞÜNDÜRÜP, YENİ YOL AÇIP FAYDA SAĞLAMAKTA❓ KİM BİLİR Kİ⁉️ #ZEKİYÜNCÜOĞLU🪄 10.01.2023 https://www.instagram.com/p/CnPLeEMKdYG/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
Text
Tumblr media
Motto’m
9 notes · View notes
olumsuzsozler · 4 years
Photo
Tumblr media
Homo religiosus, onu ölümünün ve dağılmasının sonuyla yüzleşmekten kurtarmak için saygı duyduğu ve taptığı dini semboller icat eder. Yardım ve destek sağlamak için cennet kurguları tasarlar.  Yüce kendini aldatma eylemlerinde, çeşitli zamanlarda ve çeşitli yerlerde, kendisine vaat ettikleri şeyden dolayı en inanılmaz mitlere inancını itiraf etmeye istekli olmuştur.
Paul Kurtz
Tumblr media
╚►Sözler Gif:
Tumblr media
Paul Kurtz Sözleri: (1925-2012) Hayatın anlamı ona vermeyi seçtiğimiz şeydir. Paul Kurtz Hiçbir diyet bizi kurtaramaz; kendimizi kurtarmalıyız.  Paul Kurtz   Bir kişinin olumlu bir bakış açısına sahip olması gerektiğine inanıyorum.  Paul Kurtz İnsan için nihai kader yoktur. Böyle bir inanç, insanoğlunun bebeklik yanılsamasıdır. Paul Kurtz Teizm, bu nedenle insanlık durumundan kaçma girişimidir; bu acıklı bir aldatmacadır.  Paul Kurtz Hayatta her zaman sorunlar, eski ve yeni, belirsizlikler ve beklenmedik olasılıklar vardır.  Paul Kurtz Etik ilke, "dünya toplumundaki tüm insanların haysiyetine ve değerine saygı duyma ihtiyacıdır." Paul Kurtz Şüphecilik bilgi arayışı için esastır, çünkü gerçek araştırmanın kök salması şaşkınlığın tohumudur. Paul Kurtz Şüpheci, ne hayatla ilgili yanılsamalara sahiptir ne de ölümsüzlük sözüne karşı boş bir inanç besler. Paul Kurtz   İnsan hayatının, kendinden bağımsız bir anlamı yoktur. Hayatın anlamı ona vermeyi seçtiğimiz şeydir.  Paul Kurtz Ancak aptal bir bilim insanı, önündeki kanıtları ve raporları reddedebilir ve onların yerine kendi inançlarını koyabilir. Paul Kurtz İnsan hayatının kendinden bağımsız bir anlamı yoktur. Ona anlam veya önem verecek kozmik bir güç veya tanrı yoktur.  Paul Kurtz Bu hayat burada yaşanırsa ve bilebileceğimiz tek şey şimdi ise, önümüzdeki en mantıklı seçenek onu doyasıya yaşamaktır.  Paul Kurtz Laik hümanizm, açıkça dinsel değildir. Temel ilkelerini ve etik değerlerini bilimden, etikten ve felsefeden alan iyi pratik bilgelik. Paul Kurtz   Şüpheci, herhangi bir gerçeklik iddiasını sorgulamaya istekli olan, tanımda açıklık, mantıkta tutarlılık ve kanıtın yeterliliğini isteyen kişidir.  Paul Kurtz Şüphecilik olmazsa, kutsal kabul edilen, ancak gerçekte gerçeklere dayanan hiçbir temeli olmayan, incelenmemiş inanç sistemlerine saplanıp kalabiliriz. Paul Kurtz İnsanlar bu güzel yaşamı başarabilir, ancak bunu büyük olasılıkla başarabileceğimiz şey inanç ve itaat değil, zeka ve cesaret erdemlerinin geliştirilmesidir. Paul Kurtz Peter Singer ve Hans Küng gibi çeşitli düşünürler, milliyetçi, ırksal, dini ve etnik şovenizmin ötesinde yeni bir küresel etiğe duyulan ihtiyacı vurgulamaktadır. Paul Kurtz Teist ancak bu yaşamı mezarın ötesinde aşkın bir dünya için terk ederek anlam bulabilir. İnsan dünyası bulduğu şekliyle 'nihai amaçtan' yoksundur ve dolayısıyla anlamsızdır. Paul Kurtz Hiç kimse yanılmaz değildir ve hiç kimse gerçek veya erdem üzerinde tekel olduğunu iddia edemez. Şüpheciliğin kendisini yeni bir inanca çevirmeye çalışması çelişkili olacaktır. Paul Kurtz Bilgeliğin başlangıcı, bir tanrının ya da tanrıların bizi yarattığına dair yeterli kanıt olmadığının farkındalığına ve kaderimizin kendi ellerimizde olduğunun bilincine sahip olmaktır. Paul Kurtz   Müzik, şiir, edebiyat, resim, dans ve tiyatro en zengin zevklerimiz arasında ... Güzel sanatlar hayatın güzelliğine ölçülemez bir katkı sağlıyor ve bu yüzden onlara değer veriyoruz. Paul Kurtz   Ebeveynlerin çocuklarına dinlerini empoze etme hakları yoktur ... Köktenci Protestan bir ebeveyn, devletten kendi dar eğitim anlayışını desteklemesini bekleme hakkına sahip değildir. Paul Kurtz Çağdaş toplumda seküler hümanizm, herhangi bir dini formülasyondan keskin bir şekilde ayırt edilebilen bir pozisyon olarak hem eleştirmenler hem de savunucular tarafından seçilmiştir.  Paul Kurtz Hayatın anlamı, doğanın rahmindeki gizli bir yarıkta değil, kendi geleceklerinden sorumlu olduklarını bilen ve bu projeyi kendi ellerine alma cesaretine sahip özgür kişiler tarafından yaratılmıştır. Paul Kurtz En önemli ihtiyaç, insan haklarını korumaya ve insan özgürlüğünü ve onurunu artırmaya çalışacak ve "bir bütün olarak insanlığa" bağlılığımızı vurgulayacak "yeni bir Gezegensel Hümanizm geliştirmek" tir. Paul Kurtz Şüphecinin yaşam hakkında hiçbir yanılsaması ya da ölümsüzlük vaadine boş bir inancı yoktur. Buradaki ve şimdiki hayat tek bildiğimiz olduğundan, en mantıklı seçeneğimiz onu tam anlamıyla yaşamaktır. Paul Kurtz Hayatın anlamı, ona vermeyi seçtiğimiz şeydir. Anlam, yalnızca insan amaçlarından doğar. Doğa bize sonsuz bir fırsat yelpazesi sunar, ancak arzu ettiklerimizi seçip gerçekleştiren yalnızca vizyonumuz ve eylemimizdir. Paul Kurtz   Yaşamın anlamı, yalnızca ölümden sonra gizli, gizemli bir alemde keşfedilmemelidir; tam tersine, Hayat Ağacı'nın etli meyvesini yiyerek ve burada ve şimdi olabildiğince eksiksiz ve yaratıcı bir şekilde yaşayarak bulunabilir. Paul Kurtz   Diğer dünyalar hakkında güvenilmez bütüncül vizyonlar sunan ve bizi oraya götürmeye çalışan ütopyacılara şüpheyle yaklaşmalıyız. Bazı ideallere ihtiyacımız var, ama aynı zamanda kendimizi hayalperestlerin yanlış hesaplamalarından ve talihsizliklerinden korumalıyız.  Paul Kurtz UFO mitolojisi, Tanrı'nın Meleklerini, inancı kabul eden ve Peygamberlerine itaat edenlere kurtuluş sunan elçiler olarak gönderdiği klasik dinlerin mesajına benzer. Bugün tanrıların savaş arabaları UFO'lardır. Geçtiğimiz yarım yüzyılda tanık olduğumuz şey, Yeni Çağ dininin doğmasıdır. Paul Kurtz Seküler hümanizm, bir dinin temel niteliklerine sahip değildir: bir tanrıya inanç, bir tür ölümden sonraki yaşam isteği, kutsal dogma veya metinler veya mutlakiyetçi bir ahlaki inanç. Bunun yerine, felsefi ve etik bir bakış açısını ifade eder ve doğaya ilişkin doğal görüşünü formülasyonunda bilimsel yöntemi kullanır. Paul Kurtz Homo religiosus, onu ölümünün ve dağılmasının sonuyla yüzleşmekten kurtarmak için saygı duyduğu ve taptığı dini semboller icat eder. Yardım ve destek sağlamak için cennet kurguları tasarlar.  Yüce kendini aldatma eylemlerinde, çeşitli zamanlarda ve çeşitli yerlerde, kendisine vaat ettikleri şeyden dolayı en inanılmaz mitlere inancını itiraf etmeye istekli olmuştur. Paul Kurtz
youtube
………………………………………. ╚►Facebook: https://www.facebook.com/Pusulasoz ╚►Tumblr: http://pusulasozler.tumblr.com/ ╚►Twitter: https://twitter.com/pusula1sozler ╚►Pinterest: https://tr.pinterest.com/szler/ ╚►Site arşiv: https://pusulasozler.tr.gg/ ╚►Sözler Gif:    https://i.ibb.co/FhRMZHD/Paul-Kurtz-S-zleri.gif ……………………………………….
1 note · View note
kitapcafe · 6 years
Photo
Tumblr media
Sadece şüpheli gerçekler savunulmaya ihtiyaç duyar. -Güvencesizlikteki Bilgelik, Alan Watts- 📚 #kitap #kitapönerisi #kitapsözleri #felsefe #kitapkurdu #kitaptavsiyesi #okumahalleri #resim #sanat #film #müzik #edebiyat #kültür #fotoğraf #kitapcafe https://www.instagram.com/p/BtJBN3ehTya/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=1kc3m2ix9k01
8 notes · View notes
periferide · 3 years
Text
“Seneca, Posidonius’un Altın Çağ’da filozofların insanlara medeniyeti öğrettiği düşüncesine karşı çıkar. Çünkü her türlü sana, insanların dikkatini çeken güzellikler, süsleme, resim, heykel, mimarlık sanatları insanların para ihtirasını körüklemekte, onları mutsuz etmekten başka bir işe yaramamaktadır. Bu anlamda Seneca, bir medeniyet düşmanı kesilir; refah, zenginlik, yanlış yoldan edinildiği, yanlış uygulandığı için değil, başlı başına kötü olduğu için. Ellere beceri sağlayan şey bilgelik değildir. Çünkü bilge kavgayı seçmez, barıştan yanadır, insanlar arasında ayrım yapmaz. Bu yüzden mimarlardan önceki çağ mutluydu, saman çatı altında özgü insanlar yaşardı aslında; oysa mermerden, yaldızlı tavanların altında insanlar köle olarak oturuyorlar. Çükü bu süsler gösteriş merakının, lüksün yardakçılarıdır.”
Ahlak Mektupları, Türkan Uzel’in giriş yazısından.
0 notes
sizekitap · 3 years
Text
Ayasofya Sanal Turu (Etkinlik)
Tumblr media
Dr. Mehmet Kürkçü’nün size özel anlatımı ile Bizans Sanatı ve Mimari-si’nin şaheseri Ayasofya’yı keşfe çık.
Seyahat etmenin zorlaştığı bu dönemde, dünyayı keşfetmeye devam etmek için dünyaca ünlü müzeleri evinize getiriyoruz. Bizans Sanatı ve Mimarisi’nin şaheseri sayılan Ayasofya ya da Kutsal Bilgelik Kilisesi, insanlık tarihin de harikalarından biridir. Kubbe yapımında dünya mimarlık tarihinin bir aşaması olarak kaydedilmiştir. İçinde yer alan mozaikler Floransalı sanatçıları etkilemiş hatta Rönesans’ın oluşmasına da katkıda bulunmuştur. Dr. Mehmet Kürkçü’nün derin bilgisi ve özgün anlatımıyla Antonina On-line Mektep kullanıcılarına özel hazırladığı canlı anlatımı izlerken, Ayasofya hakkında bilinmeyenleri keşfedin.
Konuşmacı: Dr. Mehmet Kürkçü
Bu sanal müze gezisine neden katılmalısın? ��� Dünya tarihinin en önemli eserlerinin yer aldığı Ayasofya Müzesi’ni evinizden rehber anlatımıyla gezme şansı yakala.
Bu sanal müze gezisinde neler öğreneceksin? ● Bizans Tarihi ● Jüstinyen döneminin büyüleyici tarihçesi ● Bizans Resim Sanatı ● Bizans dönemi sanat tarihi ● Mimarların yaşam öykülerini ● Ayasofya’nın yapım öyküsünü ● Mozaik teknikleri
Bu geziyle kazanacağın yetkinlikler. Sanat Tarihi, Dinler Tarihi, Mimarlık
Eğitim Seviyesi: Herkes için
Sanal Müze Gezi Programı ● Forum Augusteion ● Ayasofya Bahçesinde Bulunan 2.Ayasofya Kalıntıları ● İmparator Kapısı ● Narteks ● Naos ● Kubbe ● Galeri ● Galeri Mozaikleri
Sanal Gezilerimiz Hakkında Genel Bilgilendirme: ● Bu SANAL MÜZE GEZİSİ bilgisayar ya da telefonunuzdan görüntülü olarak gerçekleşmektedir. ● Sanal Müze Gezileri profesyonel rehber eşliğinde yapılmaktadır. ● Görüntüler verilirken rehber müzede eserler, olaylar ve görüntüde olan yapı/müze hakkında yorum ve anlatım yapmaktadır. ● Sanal gezi sırasında anlatım sürerken rehbere yazılı olarak soru sormak ya da notlar iletmek mümkündür ● Sanal Müze gezisi 2 saat sürmektedir. Her gezi sonrasında 30 dakikalık soru / sohbet bölümü vardır ● Canlı yayın Zoom üzerinden gerçekleşecektir. Yayının gerçekleşeceği Zoom bağlantısı, kayıt yaptıranlara 24 ile 48 saat öncesinden e-posta yöntemi ile paylaşılacaktır. ● Canlı yayına katılabilmek için bu deneyime kayıt yaptırmanız gerekmektedir. ● Sanal Müze gezimizde katılımcı sayısı 75 kişi ile sınırlıdır. ● Program öngörülemeyen durumlar nedeniyle değişiklik gösterebilir. ● Antonina Online Mektep etkinliğin akışında değişiklik yapma hakkını saklı tutar. ● Geziyi kaçıranlar için telafi gezi yapılmayacaktır. ● Her gezinin kayıtları kursiyerlere bir kayıt link olarak gönderilecektir.
Sanal Gezi İle İlgili Diğer Bilgiler ● Sanal gezinin tarihleri: ● 7 Ocak 2021 – 20.30, 14 Mart 2021 – 20.30 ● Sanal gezinin süresi 2 saattir. Her gezinin sonunda soru ve yanıtlar için 30 dakikalık süre olacaktır.
REHBER Sanat Tarihçi, Arkeolog Dr. Mehmet Kürkçü
1966 yılında Biga’da dünyaya geldi. 1989 yılında turizm dünyasına girdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 1992 yılında açtığı kurslar sonrasında turist rehberi olmaya hak kazandı. Sanat ve arkeolojiye olan tutkusu nedeniyle 2004 yılında “sanatlar tarihi” okumak üzere üniversiteye geri döndü. Fransa’nın Grenoble kentinde, Université Pierre Mendes France’da aldığı lisans eğitimi sonrasında Sanat Tarihi ve Arkeoloji Yüksek Lisansı için Paris Sorbonne Üniversitesi’ne davet edildi. Aynı disiplindeki doktorasını da “onur” derecesiyle yine Sorbon Üniversitesi’nde 2014 yılında tamamladı. Yurt dışında Apollonia (Arnavutluk), ardından Türkiye’de Tlos, Patara, Aizanoi, Aigai ve Phaselis’te kazılara ve yüzey araştırmalarına katıldı. Doktora tezi sürecinde Termessos Antik kentinde 6 dönem araştırmalar gerçekleştirdi. Akdeniz Havzası’ndaki birçok antik kentte araştırmalarda bulundu. Yurt içi ve yurt dışında bilimsel organizasyonlara katıldı. Ulusal ve uluslararası bilimsel dergilerde makaleleri yayınlandı, hakemlik yaptı. Aynı zamanda arkeoloji kitaplarından bölüm çevirileri bulunuyor. Turist Rehberleri Birliği’nin (TUREB) Turizm Fakülteleri ve meslek yüksekokulu öğrencileri için düzenlediği, tüm Türkiye’yi kapsayan eğitim ve uygulama gezilerinde eğitmen rehber ve gözetmen olarak görev aldı. Farklı üniversitelerde çeşitli alanlarda dersler verdi. Kürkçü, Türkiye’deki profesyonel turist rehberi sertifikası yanında, tüm Fransa’da geçerli “guide – conferencier” belgesine de sahiptir.Turist Rehberliği bölümlerinde gördüğü eksiklikleri ve yanlış uygulamaları kapsayan çalışmalarını 17. Ulusal Turizm Kongresi’nde dile getirdi ve ardından 3. Turizm Şurası Bilimsel Heyeti’ne davet edildi. Akademik hayatının yanında kültürel gezilerimizde görev almaktadır.
Kaynak
devamı burada => https://sizekitap.com/etkinlikler/ayasofya-sanal-turu-etkinlik/
0 notes
pukuleta · 4 years
Text
Gizli anlamları çıkarmak için bir başka yararlı araç, aynı numaraya sahip Tarot kartının yorumunu okumaktır.
Uzun bir süre Tarot ile ilgilenmeyecektim, çünkü onların sadece falcılık kartları olduğu yönündeki yanlış düşüncem. Ama çok geçmeden onların İncil zamanlarına dayanan sembolizmle, insanın gerçek doğasını ve dünyayla ilişkisini ortaya çıkaran sembolizmle dolu olduklarını öğrendim.
Savant Count de Gebelin, Tarot'un hiyerogliflerin büyük anahtarı olduğunu keşfeden ilk kişi oldu. Hezekiel ve St. John'un kehanetleri bu sembollere ve numaralara sahiptir. Süleyman bunların farkındaydı ve bu 78 figürle kazınmış 36 tılsım vardı.
Savant Count de Gebelin, Tarot'un hiyerogliflerin büyük anahtarı olduğunu keşfeden ilk kişi oldu. Hezekiel ve St. John'un kehanetleri bu sembollere ve numaralara sahiptir. Süleyman bunların farkındaydı ve bu 78 figürle kazınmış 36 tılsım vardı.
Daha sonra İskenderiye'deki büyük yangından kurtarılan ve dünyanın en büyük kütüphanesini yok eden birkaç kitaptan biri olan Mısır Thoth Kitabı'nda bulundu. Bu kütüphane, papirüs üzerine yazılmış binlerce orijinal el yazmasını içeriyordu - antik bilgeliklerin, bilginin ve düşüncenin yeri doldurulamaz hazineleri. Günün bilgeleri, ortaçağ kilisesinin bu tür bilgileri yeniden yazıya dökülürse yok edeceğini biliyordu, bu yüzden onu 78 oyun kartından oluşan bir grupta yalnızca resim, harf ve rakamlarla yeniden yaratmaya başladılar. Gerçek arayan öğrenebilir ve aydınlanmamış oyun oynayabilir. Eliphas Levi, eğer bir adam sadece bu kartlarla hapsedilirse ve her biri üzerinde meditasyon yaparsa, mümkün olan her konuda bilgi ve bilgelik kazanacağını söyledi.
Büyük arcana, orijinal İbrani alfabesindeki harflerle aynı sayıdaki 22 karttan oluşur ve her kartın karşılık gelen bir harfi vardır. Her harf, başlangıçta titreşim oranı harfin numarası olan ruhani fikirleri temsil ediyordu. Bu fikirler, mektubun nitelikleriyle bağlantılı sembolik biçimlerde çizildi. Yani her Tarot kartının sembolleri titreşim açısından bilimsel olarak doğrudur.
Tarot anlamları, Tarot numarasına karşılık gelen kök numarasına sahip kelimelere fikir verir. Her bir kartın sembollerinin ve renklerinin ardındaki anlamları ne kadar çok anlarsak, o kadar fazla bilgi alırız.
Kutsal kelimelerden dogmayı keşfetme yöntemleri çok sayıda ve önemlidir, bunlardan biri: bir kelimenin toplam sayısının rakamlarını ekleyerek (ve yeniden ekleyerek) ve Tarot'un karşılık gelen anahtarını anahtar olarak alarak en az sayıda kelimeyi bulmak. kelimenin anlamına. ( 777 ve Aleister Crowley'in Diğer Kabalistik Yazıları, 14).
Tumblr media
0 notes
baybaykus · 4 years
Text
Fransızca, Almanca, İngilizce, Farsça, Arapça, beş lisan bilirdi.
Ressamdı.
Türk resim sanatının öncüleri arasında yeraldı.
Osman Hamdi Bey'in öğrencisiydi.
Zonaro'yla arkadaştı.
İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Namık İsmail ve Nazmi Ziya gibi 1914 kuşağı sanatçılarla birlikte, aynı atölyede resim yapmaktan hoşlanırdı.
Bu topraklarda kurulan ilk Ressamlar Cemiyeti'nin başkanıydı.
Paris'te sergi açtı.
Haremde Beethoven, Haremde Goethe gibi tabloları Viyana'da sergilendi.
Bu tabloları şu anda Ankara Devlet Resim Heykel Müzesi'yle İstanbul Resim Heykel Müzesi'nde bulunuyor.
Çıplak model kullandı, taassup göstermedi, nü resimler yaptı.
Hatta fotoğrafını gördüğünüz şekilde Harem'deki kadınları bile havuz başında çıplak olarak resmetti.
Teee 1899 yılında yaptığı Avluda Kadınlar isimli bu yağlıboya tablosu, 2013 yılında açık arttırmayla 1 milyon 600 bin liraya satıldı, o günkü döviz kuruyla yaklaşık 1 milyon dolardı.
İstanbul'da resim atölyeleri açtırdı, kabiliyetli gençlerin Avrupa'da sanat eğitimi alması için burs verdi, Hüseyin Avni Lifij'in mesela, Paris'te okumasını sağladı.
Entelektüeldi.
Dönemin aydınlarıyla dostluk kurardı; Abdülhak Hamit Tarhan'ın, Recaizade Mahmut Ekrem'in, Tevfik Fikret'in, Pierre Loti'nin portrelerini yaptı.
Tiyatro sevdalısıydı, kaçırmazdı.
Bir akşam “Baykuş” isimli oyuna gitti, başroldeki sanatçıya hayran kaldı, ihtiyar birini canlandırıyordu, gerçekten ihtiyar gibiydi, aslında 24 yaşındaydı, o genç sanatçıyı köşküne davet etti, tiyatrodaki gibi ihtiyar makyajını yaptırdı, yağlıboya portresini yaptı, henüz şöhret olmadan önce keşfettiği o delikanlı, Muhsin Ertuğrul'du.
Resim gibi müziğe de büyük ilgi duyardı.
Franz Liszt'in öğrencisi Macar piyanist Hegyei'yle, keman virtüözü Carl Berger'le çalıştı.
Piyano, keman, viyolonsel ve klavsen çalardı.
Konçertolar, prelüdler besteledi.
Eski Türkçe harflerle isminin yazılı olduğu 1911 yapımı Steinway piyanosu ve Lucas marka viyolonseli şu anda Dolmabahçe Sarayı'nda korunuyor.
Müzik kütüphanesi vardı; Beethoven, Mozart, Haydn, Schumann başta olmak üzere, klasik müziğin en önemli bestecilerinin arşivini tutardı, Avrupa'dan notalarını getirtirdi.
O dönemin İstanbulunda en ünlü müzik mağazasının sahibi olan Ernest Comendinger'in bir numaralı müşterisiydi.
Dolmabahçe Sarayı'nda, fotoğrafta sadece küçük bir bölümünü gördüğünüz, 10 bin 867 kitaptan oluşan muhteşem kütüphanesi vardı.
Bu kitapların 6 bin 454'ü Fransızca ve Almanca'ydı.
Victor Hugo, Emile Zola, Voltaire, Goethe, Schiller okurdu.
Fransız ve Alman edebiyatına ait eserleri sadece biriktirmediğini, bizzat okuduğunu biliyoruz; çünkü, cümlelerin altını çizmiş, sayfa kenarlarına notlar düşmüştü.
Librairie Weiss, Gerard Freres gibi yabancı yayınevlerinden alışveriş yapardı.
İstanbul'daki Kitabhane-i İbrahim Hilmi, Tefeyyüz Kitabhanesi, Vatan Mücellidhanesi gibi yayınevlerinden kitap satın alırdı.
Kütüphanesinde yeralan Usulü'l-Hikem fi Nizamü'l-Ümem, yani, Milletlerin Düzeni Hakkındaki Bilgelik Kaideleri isimli kitabı, İbrahim Müteferrika tarafından yazılmıştı, ilk Türk matbaası, İbrahim Müteferrika Matbaası'nda basılmıştı.
Deri, atlas, kadife, ahşap, hatta mermerle yapılmış, cilt sanatının nadir örneklerini toplardı.
Kitapların yanısıra ciltli halde 3 bin 829 dergisi vardı.
L'illustration, Le Temps gibi gazetelerin abonesiydi.
Sporcuydu, at binerdi, eskrim yapardı, güreş tutardı.
Yüzmeyi çok severdi, ailesiyle birlikte plaja gider, tentelerin arkasına saklanmazdı, bildiğin mayo giyerdi, denize girerken fotoğrafının çekilmesinde sakınca görmezdi.
Futbola meraklıydı.
Oğlu, Fenerbahçe başkanlığı yaptı.
Batılı giyinirdi, daima çok şıktı, kravatsız fotoğrafını bulamazsınız, ayakkabılarını Paris'te yaptırırdı, kolonyalarını Almanya'dan getirtirdi.
Fotoğrafta gördüğünüz kızı Dürrüşehvar sultan dahil, gelini dahil, ailesinde tesettür yoktu, hepsinin başı açıktı.
Eşinin ve kızının saçları açık halde tablolarını yaptı.
Tee 1919 senesinde kadın dergisi İnci'ye röportaj verdi; kadının toplumdaki yerinin artması gerektiğini, kadınların da erkekler gibi eğitim alması gerektiğini, kadınların meslek sahibi olmaları gerektiğini, kadınların sanat alanındaki çabalarının desteklenmesi gerektiğini anlattı.
Abdülmecid efendi.
Son halifeydi.
Topkapı Sarayı'nın kutsal emanetler dairesinde halifeliği devralırken, tarihte ilk kez Arapça yerine Türkçe dua edildi.
Halife olarak ilk cuma namazına Fatih Camisi'ne gitti, tarihte ilk kez Türkçe hutbe okundu.
O hutbede, İslam aleminin artık “cehaletle savaşması gerektiği” anlatıldı.
Son halifenin babası Abdülaziz, hem padişah, hem halifeydi.
Babası da kendisi gibi müzisyendi, piyano çalardı, vals besteledi, operaya meraklıydı, Londra'da Viyana'da Paris'te kraliyet galalarında ağırlanırdı, izlesinler öğrensinler diye şehzadelerini de yanında götürürdü, Wagner'in opera binasına maddi yardımda bulunmuştu, Beyoğlu'ndaki Naum Tiyatrosu'na giderdi, sanatçılara ihsanlarda bulunurdu.
Babası da kendisi gibi ressamdı, kendi heykelini yaptıran ilk ve tek padişahtı.
Son halife Abdülmecid efendinin resim konusunda en büyük destekçisi, amcasının oğlu, hem padişah hem halife, Abdülhamid'ti.
Sanat çalışmalarını orada rahat rahat yürütebilmesi için, bizzat Abdülhamid tarafından Üsküdar'da av köşkü hediye edilmişti.
E şimdi bakıyoruz…
Ayasofya'nın camiye dönüşmesiyle havaya giren Hacivat kılıklı bi takım zırcahil arkadaşlar “hilafet ilan edilsin” filan diyor.
Hilafet milafet zaten artık mümkün değil ama…
Bunların halife'ye özenmesi, halife'ye hakaret birader!
Yılmaz Özdil
0 notes
Photo
Tumblr media
Herkese merhaba! Bugün sizlerle, geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz sanatçı Ali Ismail Türemen'den bahsetmek istiyorum. 1942 senesinde İstanbul'da doğan sanatçı, İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’ndan (şimdiki adıyla Marmara Üniversitesi) 1968 senesinde mezun olmuştur. Sanat kariyeri boyunca birçok kişisel ve karma sergilere katılan Türemen, 1975 senesinde 9. DYO Sergisi Başarı Ödülü, 1976 senesinde İstanbul Arkeoloji Müzeleri Açıkhava Sergisi Resim Dalı Başarı Ödülü ve 1979 senesinde Mehmet Güleryüz ile birlikte 3. Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü'nün sahibi olmuştur. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin kurucu öğretmenlerinden biri olan sanatçı akademi kariyerinde hem Marmara Üniversitesi'nde hem de Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde Yüzeysel Tasarım, Temel Sanat Eğitimi dersler vermiştir. Suluboya, akrilik, yağlı boya, gravür ve desen çalışmaları bulunmaktadır. Mavi rengine olan tutkusu ve hayranlığı sanatçı tarafından mavinin kendisi için bilgelik ve özgürlük olduğu, mavinin hayatın her yerinde olduğu ve asla sınırlandırılamayacağı sözleriyle anlamlandırılmıştır. Sevenlerinin ve sanat camiasının başı sağolsun, kendisi maviler ve ışıklar içinde uyusun. 🌟🌀 1- Bölüşülmüş Yalnızlığın Anatomisi / 2- İsim Bulunamadı / 3- Otoportre / 4- İsimsiz / 5- İsimsiz / 6- Figür II / 7- İsimsiz / 8- Oturan Figür / 9- Midas'ın Kayası / 10- İsimsiz #aliismailtüremen #art #sanat #painter #turkishpainter #blue #mavi #marmaraüniversitesigüzelsanatlarfakültesi #tatbikiguzelsanatlaryuksekokulu #evdekal #sanatıkeşfet #coronadays #benibunaannemzorladi https://www.instagram.com/p/CAfVgWFAMtl/?igshid=1kyydzg7n8hy7
0 notes
sanatantolojisi · 5 years
Photo
Tumblr media
Peter Paul Rubens, Barışın Nimetleri Alegorisi, 1629-1639,Tuval üzerine yağlıboya, 203.5x298 cm, Ulusal Galeri, Londra, İngiltere. ... Resimse barışın nimetleri ile savasın korkunçluğu karşılaştırılıyor. Plutus, yani zenginlik tanrısı olarak adlandırılan Pax'ı (Barış Tanrısı) resmin ortasında görüyoruz. Pax'ın sağında bilgelik tanrıçası Minevra, onu Savaş Tanrısı Mars vr Öfke (Furia) Tanrısı Alecto'dan koruyor. Şarap ve bereket tanrısı Bacchus'un etrafındaki bir satir, çocuklara bereket boynuzu takdim ediyor. Sol tarafta görülen iki kadından biri zenginlik taşıyor, diğeri tamburin sesi eşliğinde dans ediyor. Havada salınan kanatlı bir melek ise barışın sembolü olarak zeytin dalından yapılmış bir taç ve Tanrıların Habercisi Merkür'ün değneğini tutuyor. ... Peter Paul Rubens (1577-1640) ... #sanat #sanatçı #resim #ressam #tablo #sanattarihi #sanatçı #eser #painting #art #painting #arthistory #oilpainting #museum #müze #histotyofart #arthistorian #artist #instamuseum #canvaspainting #picture #pictures #drawing #peterpaulrubens #sanatantolojisi https://www.instagram.com/p/B6aVlrAHpGL/?igshid=unhpxlo488xt
0 notes
islamiyet · 8 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Beytü'l Hikmet (Bilgelik Evi) 
(Bağdat, 810)
Müslümanların İslam'ı gerçek anlamda yaşadığı dönemlerde, İslam toplumunda bilim çok önemli bir yere sahipti. Bilime yön veren Müslüman bilim insanlarıydı. İşte o bilim insanlarını yetiştiren önemli bir kurum Beyt'ül Hikmet 810 yılında Bağdat'da kuruldu. Bu kütüphanede 400 bin kitap vardı. Kütüphanede tercümanların yanı sıra, kitapların korunmasını sağlamak amacıyla mücellitler de yetiştiriliyordu.
Aristoteles'in Fizik ve Öklid'in Elementler isimli eserleri çevirisi yapılan başlıca kitaplardır. Beyt'ül Hikmet, asıl sıçrayışını ise Halife Memun önderliğinde yaptı. Yedinci Abbasi Halifesi Memun'a göre, gelecekteki ideal toplum ancak bilim ve akılcılıkla oluşturulabilirdi. Memun, İslam Dünyası'nın en iyi alimlerinin bilgi alışverişinde bulunmak üzere bir araya getirilebilmesi halinde sınırsız imkanların ortaya çıkacağını düşünüyordu. Memun döneminde modern eğitim kurumlarıyla rekabet edebilecek bir kurum haline getirildi. Beyt'ül Hikmet; üniversite, kütüphane, çeviri merkezi, araştırma laboratuvarı, sohbet meclisi gibi farklı kurumların bir arada bulunduğu bir yere dönüştü.
Halife Memun, Dünya'nın farklı yerlerinden alimleri, bilimsel çalışmaları yürütmeleri için Bağdat'a davet etti. İran, Mısır, Hindistan, Afrika, Çin ve Yunanistan başta olmak üzere Dünya'nın çeşitli bölgelerinden alimler ve kitaplar Bağdat'a getirildi. Dünya'nın her yerinden Bağdat'a akın eden alimler, bilimsel çalışmaları tüm Dünya'nın istifade edebileceği şekilde geliştirmek için tarihte ilk kez bir araya getirilebilmişlerdi.
İslam toprakları üzerinde farklı kültürler arasındaki duvarlar yıkılmış, Arapça ortak bilim dili haline gelmişti. Halife Memun, bilim adamlarını Bağdat'a davet etmekle kalmamış, onları korumasına almış ve maaş da bağlatmıştır. Burada çalışan alimler çevirdikleri kitap ve ortaya çıkardıkları akademik eserlerin ağırlığınca altın ile ödüllendirilmekteydi. Ayrıca Halife Memun, burada gerçekleştirilen felsefi, dini, tarihi ve siyasi sohbetlerin yapıldığı meclislere bizzat başkanlık etmiştir. Bu dönemde alimler için en kutsal ilim Matematik'ti. Çünkü Matematik; Fizik, Kimya, Astronomi ve Coğrafya dahil birçok ilimin temelini meydana getiriyordu. Bu alimler matematiği anlayarak birçok sırra vakıf olabileceklerini düşünüyordu. Zaten Beyt'ül Hikmet'te çalışmaya gelen ilk kişilerden birisi, 780 - 850 yılları arasında yaşamış olan büyük matematikçi Musa el-Harizmi'ydi. İbn Nedim'in aktardığına göre Harizmi, Halife Memun'un hizmetinde Beyt'ül Hikmet'te tam gün çalışmaktaydı. Harizmi, Cebir'in temeli olan Hisabü'l-Cebr Ve'l-Mukabele (Cebir ve Karşılaştırma Hesabı) isimli eserini 825 tarihinde burada yazmıştır. Harizmi bu kitabında, miras hukuku, paylaşım, ticaret, arazi ölçümü, kanal açımı gibi birçok günlük sorunun çözümünde cebir denklemlerinin nasıl kullanılabileceğini açıklamıştır. Harizmi, kendisini bu eseri yazmaya Halife Memun'un teşvik ettiğini söyler. “Cebir” kelimesi, “sonuçlandırma” anlamına gelen el-cebir'den gelmektedir. Bunun dışında Harizmi, Hint sayı sisteminin benimsenmesi ve yaygınlaştırılmasında büyük rol oynamıştır. Çünkü ondan önce yaygın olarak kullanılan Roma rakamları matematik için uygun değildi. Hint sayı sistemini almakla kalmayan Harizmi, 0 (sıfır) rakamını icat etmiştir. Halife Memun ve Beyt'ül Hikmet'in himayesi altında astronomik çalışmalar da yapılmıştır.
Astronomiyi, astrolojinin mitoloji ve varsayımlarından ilk kez Müslümanlar ayırmıştır. Harizmi ve Beni Musa Kardeşler'in burada yaptığı astronomik çalışmalar yüzyıllar boyunca kullanılmıştır. Bu arada Beni Musa Kardeşler demişken; bu üç kardeş, (Muhammed, Ahmed, Hasan kardeşler) halifeliği öncesinde Memun'un dostluğunu kazanan Musa bin Şakir'in oğullarıdır.
Beni Musa Kardeşler, kazandıkları paranın büyük bir bölümünü antik yazmalar toplamaya ve Bağdat'ta bir grup tercümanın faaliyetlerini desteklemek için harcadılar. Bağdat'taki en ünlü iki tercüman, Beni Musa Kardeşler tarafından finanse edilen İshak bin Huneyn ve Sabit bin Kurra'ydı. Halife Memun, bu üç kardeşi Eratosthenes ve diğer Antik Yunan bilimcilerinin yaptığı ölçümleri doğrulamak üzere Dünya'nın çevresini ölçmekle görevlendirmiştir. Dünya'nın çevresini ölçen Beni Musa Kardeşler, sonucu 24.000 mil olarak bulmuştur. (Bugünkü ölçümlerin sonucu 24.092 mildir) Sadece Matematik ve Coğrafya değil, Tıp, Fizik, Kimya, İlahiyat, Felsefe ve Edebiyat gibi birçok alanda sayısız çalışmalar yapılmıştı.
Halife Memun ve ona bağlı bilim adamlarının bazı çalışmaları: * Bir derecelik boylam uzunluğunun tam olarak tespit edilmesi. * O güne kadar hazırlanmış olan en geniş kapsamlı Dünya haritası. * Hintçe ve Yunanca başta olmak üzere farklı dillerden onlarca eser çevirisi. * Cebirin, aritmetikten bağımsızlaştırılan birinci ve ikinci dereceden ilk denklemleri. * Dünya'nın farklı merkezleri arasındaki uzaklıkları belirlemek için yapılan ölçümler. * Dünya tarihinde gerçek anlamda ilk gözlemevinin Bağdat'ta kurulması. * Beyt'ül Hikmet (Bilgelik Evi) isimli kurum ile bilim adamlarının çalışmalarının organize edilmesi. * Güneş'in konumunun ve öğlen çizgisinin yönünün belirlenmesi için yapılan ölçümler.
Beyt'ül Hikmet'teki tercüme faaliyetleri, Bağdat'taki kağıt imalathaneleri olmasaydı gerçekleştirilemezdi. Bu imalathaneler, bu dönemde üretilen el yazmalarının bolluğunun da kaynağıydı. 9. yüzyılın sonuna gelindiğinde, sadece Bağdat'ta 200'den fazla sahaf vardı. Bağdat 1258'de Moğollar tarafından yağmalandığında 36 resmi kütüphanenin yanında çok sayıda özel kütüphane de bulunuyordu.
Felsefe, bilim, tarih, edebiyat ve tüm bilgi alanlarında eserler, okuryazar olan herkesin erişim alanındaydı. Talebeler, alimler, tüccarlar, sanatkarlar ve akla gelebilecek her çalışma alanından işçiler Bağdat'a akın ediyordu. Harun Reşid ve Memun dönemlerinde Bağdat, bir milyon nüfusu ile o dönemin en kalabalık şehri haline gelmişti.
Beyt'ül Hikmet'in yaklaşık 4 asır parlayan yıldızı, Moğollar gelene kadar sürebildi. Moğol hükümdarı Hülagü'nün ordusu 10 Şubat 1258'de halifeliğin başkentini ele geçirdi. Bağdat'ın işgali, İslam tarihinin en yıkıcı olaylarından biriydi. Şehrin düşüşünü Moğol katliamı takip etti. 200 bin ile 1 milyon kişi arasında değişen çeşitli rakamların verildiği şehrin Müslüman nüfusunun neredeyse tamamı öldürüldü. Yalnızca şehirdeki Hristiyan nüfusunun canı bağışlandı.
Halife Memun tarafından ilmi çalışmaları yeni ufuklara taşımak için kurulmuş olan Beyt'ül Hikmet yerle bir edildi. Burada bulunan kitaplar Dicle Nehri'ne atıldı ve yüzlerce yıllık bu eserlerden akan mürekkep nehrin suyunu siyaha dönüştürdü. Matematik, fen, coğrafya, astronomi, tarih, ilahiyat ve fıkıh ile ilgili binlerce eser sonsuza dek kayboldu. Bu kayıptan dolayıdır ki, bugün yalnızca Altın Çağ'da yaşamış İbn-i Heysem, Biruni ve İbn-i Sina gibi büyük alimlerin eserlerinin sadece bir bölümüne sahibiz.
Dicle'ye atıldıkları için haberdar olmadığımız daha nice keşiflerle ilgili bir daha hiçbir bilgi elde edilemeyecek. Yüzlerce yıllık bilgi yok edilirken, Hülagü tarafından esir edilen Halife de gösterişli halılardan birine sarılarak Moğol süvarileri tarafından ezilerek öldürüldü. Bağdat'ın yok edilmesinin, bir şehrin işgalinden daha fazla bir karşılığı vardı. Bu, aynı zamanda İslam Dünyası'nın hiçbir zaman eskisi gibi olamayacak olan siyasi, kültürel ve dini merkezinin yok edilmesi anlamına da geliyordu..
*Son resim-ayrıca bakınız; Apple'ın yeni Genel Merkezi 
- İslam Alimleri–>    Osmanlı İslam Alimleri–>   
217 notes · View notes
olumsuzsozler · 4 years
Photo
Tumblr media
Bu insanlar; gözlerinin önünde öldürülen, derisi yüzülen ve parçalara ayrılan hayvanların kanının görüntüsüne nasıl tahammül edebiliyor, bu hayvanların başına gelen şey, lezzetini nasıl etkilemiyor, başkalarının etlerini nasıl çiğneyebiliyor,  bu ölümcül yaralara baharat gibi şeyler katarak nasıl yenebilir hale getiriyorlar, cidden çok taktir ediyorum.
 Plutarkhos
Tumblr media
╚►Sözler Gif Linki: 
Tumblr media
Plutarkhos Sözleri: (MS 46- MS 127)
Büyük tanrı Pan öldü. Plutarkhos
Bir aptal dilini tutamaz.  Plutarkhos
Felsefe bir yaşam eylemidir.  Plutarkhos
Karakter içkin bir alışkanlıktır. Plutarkhos  
Sessizlik bilge bir insana cevaptır. Plutarkhos
Ne kendinizi suçlayın, ne de övün.  Plutarkhos
Zaman tüm danışmanların bilgeliğidir. Plutarkhos
Karakter basitçe alışkanlık uzun sürüyor.  Plutarkhos
Ölmekten korkmayan ne acı çekebilirler? Plutarkhos  
Doğru dinleme, doğru yaşamın temelidir.  Plutarkhos
İyilik yapmamak zarar vermek kadar kötüdür.  Plutarkhos
Çoğunlukla zenginliğe sahip olanlara zarar verir. Plutarkhos
Erkekler hedefe vardıklarında geri dönmemeliler.  Plutarkhos
Damlalar, taşı kuvvetle değil, sürekli düşerek oyar.  Plutarkhos
Ben tarih yazmıyorum, yaşamlar hakkında yazıyorum. Plutarkhos
Senden daha talihsiz olana mutluluğundan söz etme. Plutarkhos
Birçok erdem, birçok erdemi karartmak için yeterlidir. Plutarkhos
Cumhuriyet imparatorların egemenliğine maruz kaldı. Plutarkhos
Büyük işler yapmayı amaçlayanlar da çok acı çekmelidir.  Plutarkhos  
Konuşmasını bilen ne zaman konuşması gerektiğini de bilir. Plutarkhos
İçsel olarak elde ettiğimiz şey dış gerçekliği değiştirecektir.  Plutarkhos
Resim sessiz şairliktir; ve şairlik de bu dizelerin resmedilmesi. Plutarkhos
Dürüstlük ve erdemin baharı ve kökü iyi eğitimde yatmaktadır.   Plutarkhos
En zengin toprak, ekilmemişse, en sıradan yabancı otları üretir.    Plutarkhos
Sahip olduklarımız arasında sadece bilgi ölümsüzdür ve kutsaldır.  Plutarkhos
Asalet sahibi kişi, verilenin değerine değil, verilişine önem verir.  Plutarkhos
Dinlemeyi öğrenirsen, kötü konuşmalardan bile yararlanabilirsin. Plutarkhos
Karakter, güç ve uzun süren bir alışkanlıktan başka bir şey değildir.  Plutarkhos
Tüm Dünyanın Suyu Bildikleri şeylerin ilkesi ya da öğesidir. Her şey su.  Plutarkhos
Kelimelerle zihin ve karakter durumu ve konuşmacının eğilimi görülür.   Plutarkhos
Bir insanın hayatının ölçüsü, uzunluğunun değil, onun iyi harcanmasıdır. Plutarkhos
Nasıl dinleyeceğinizi bilin ve kötü konuşanlardan bile faydalanacaksınız. Plutarkhos
Kendini suçlamak ve kendini övmek. Ya ikisini birden yap ya da hiçbirini! Plutarkhos
Her şeyden memnun olmayı öğrenin,  Çünkü her zaman daha kötü olabilir.  Plutarkhos
Kelimelerde aklın durumu ve konuşmacının karakteri ve yerleşimi görülür.  Plutarkhos
Akbabalar kuşların en dürüst olanlarıdır: en küçük canlılara bile saldırmazlar.  Plutarkhos
Sade bir kadının güzellikten ziyade karakteri için sevilmesi yüksek bir ayrımdır.  Plutarkhos
Zihin, doldurulması gereken bir kazan değil, tutuşturulması gereken bir ateştir. Plutarkhos  
Zengin ile fakir arasındaki dengesizlik, tüm cumhuriyetlerin en ölümcül hastalığıdır. Plutarkhos
Kötü bir insana zenginlik ve onur vermek, ona ateşi olan güçlü şarap vermek gibidir.  Plutarkhos
Başka birine soru sorulduğunda, kendinize cevap vermemek için özel dikkat gösterin. Plutarkhos
Bilgelik ne altın, ne gümüş, ne şöhret, ne zenginlik, ne sağlık, ne güç, ne de güzelliktir. Plutarkhos  
Yoksullar savaşa gider, başkalarının zevkleri, zenginlikleri ve üstünlükleri için savaşır ve ölürler. Plutarkhos
Değiştiğimde değişen, başımı sallayan bir arkadaşa ihtiyacım yok; gölgem bunu çok daha iyi yapıyor.  Plutarkhos
Belirli bir sanat eseri bizi büyüleyici kılmayı başardığı için,  onu oluşturan da hayranlığımızı hak ediyor. Plutarkhos
Tarihsel en şanlı yapım ve hareketlerde her zaman erdemlik veya kötülük göstergeleri bulunmayabilir. Plutarkhos
Batıl inançlı insan, ateistin bilmediği gibi tanrılara inanmamasını ister, ancak onlara inanmamaktan korkar. Plutarkhos
Lüzumsuz şeylerden hiçbirine ihtiyaç duymamak, gerekli olan hiçbir şeyden ise yoksun olmamak ne güzeldir.   Plutarkhos
Hayatın tamamı sadece bir andan ibarettir. Bu nedenle bizim görevimizdir, bu nedenle onu kullanmak, kötüye kullanmamak. Plutarkhos
Vicdan azabı değiştirmek asil bir eylem temeli oluştururken, bilgi ve akla dayanan kararlılık, eylemleri başarısız olsa bile değişemez.Plutarkhos
Azim şiddetten daha baskındır; ve birlikte olduklarında üstesinden gelinemeyecek birçok şey, azar azar alındıklarında kendilerini teslim ederler. Plutarkhos
Ama biraz ağız dolusu et uğruna, güneşin ve ışığın özünden ve zevk almak için dünyaya doğmuş olan bu yaşam ve zaman oranından mahrum kalırız. Plutarkhos
Et yemenin sadece fiziksel olarak doğaya karşı olmadığını, aynı zamanda tokluk ve şişkinlik nedeniyle bizi iç dünyamızıda kaba hale getirdiğini unutmayın. Plutarkhos
Binlerce ölü ortaya çıkartan bir savaş çarpışmasına karşılık olarak, bir laf ya da ufak bir hareket çoğu zaman kişinin karakteri hakkında daha derin anlayışlar ortaya çıkartır. Plutarkhos
Felsefi söylem hareketsiz heykeller yontmaz, ama dokunduğu her şeyi etkin, etkili ve canlı kılmak ister. İlerlemeci atılımlar, lüzumlu eylemlere yol açacak yargılar, iyinin lehinde seçenekler esinler.   Plutarkhos
Eğer hayvanların sizin yemeğiniz olmak için varolduğuna bu kadar inanıyorsanız o zaman etini yemek istediğiniz varlığı kendinizi öldürün ama onu çıplak elle ve dişlerinizle öldürün sopa, satır veya baltayla değil.   Plutarkhos
Ağzına ilk defa et süren, ölü bir hayvanın etini diline değdiren, birilerinin önüne bu ölü bedenleri ve onların hayaletlerini koyan insanların, bu parçalara nasıl et ve erzak olarak isim verebildiklerini, ki bu hayvanlar kısa süre önce boğazlanmış, çığlıklar atmış, taşınmış ve ardından doğranmış hayvanlar oluyor.  Plutarkhos
Bu insanlar; gözlerinin önünde öldürülen, derisi yüzülen ve parçalara ayrılan hayvanların kanının görüntüsüne nasıl tahammül edebiliyor, bu hayvanların başına gelen şey, lezzetini nasıl etkilemiyor, başkalarının etlerini nasıl çiğneyebiliyor,  bu ölümcül yaralara baharat gibi şeyler katarak nasıl yenebilir hale getiriyorlar, cidden çok taktir ediyorum.  Plutarkhos
youtube
……………………………………….. ╚►Twitter: https://twitter.com/pusula1sozler ╚►Pinterest: https://tr.pinterest.com/szler/ ╚►Site arşiv: https://pusulasozler.tr.gg/ ╚►Sözler Gif:   https://i.ibb.co/F8S326x/utarkhos-S-zleri.gif ………………………………………..
0 notes
kitapcafe · 7 years
Photo
Tumblr media
“Kuşkusuz insanın anlam arayışı içsel denge yerine içsel geri­lim yaratabilir. Ne var ki, ruh sağlığının vazgeçilmez ön koşulu da işte bu gerilimdir. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki dünyada, kişinin en kötü şartlarda bile yaşamını sürdürmesine, yaşamında bir anlam olduğu bilgisi kadar etkili bir şekilde yardımcı olan başka hiçbir şey yoktur. Nietzsche’nin şu sözlerinde bilgelik var­dır: “Yaşamak için bir nedeni olan kişi, hemen her nasıl'a daya­nabilir.” Bu sözlerde her psikoterapi için geçerli olan bir parola görebiliyorum.” -İnsanın Anlam Arayışı, Viktor E. Frankl- 📚 #kitap #kitapçı #kütüphane #kitaplık #kitapkurdu #kitaptutkusu #kitaptavsiyesi #kitapkokusu #fotografheryerde #edebiyat #edebiyatkulübü #sanat #felsefe #resim #sinema #kitapcafe #aşk #fotoğraf
3 notes · View notes