Tumgik
#de kampina
veiligplekje · 5 months
Text
Tumblr media
Kampina, the Netherlands
281 notes · View notes
donaruz · 3 days
Text
Fabrizio De André - Khorakhanè (Live)
youtube
Khorakhanè
(a forza di essere vento)
Il cuore rallenta la testa cammina
in quel pozzo di piscio e cemento
a quel campo strappato dal vento
a forza di essere vento
porto il nome di tutti i battesimi
ogni nome il sigillo di un lasciapassare
per un guado una terra una nuvola un canto
un diamante nascosto nel pane
per un solo dolcissimo umore del sangue
per la stessa ragione del viaggio viaggiare
Il cuore rallenta e la testa cammina
in un buio di giostre in disuso
qualche rom si è fermato italiano
come un rame a imbrunire su un muro
saper leggere il libro del mondo
con parole cangianti e nessuna scrittura
nei sentieri costretti in un palmo di mano
i segreti che fanno paura
finché un uomo ti incontra e non si riconosce
e ogni terra si accende e si arrende la pace
i figli cadevano dal calendario
Yugoslavia Polonia Ungheria
i soldati prendevano tutti
e tutti buttavano via
e poi Mirka a San Giorgio di maggio
tra le fiamme dei fiori a ridere a bere
e un sollievo di lacrime a invadere gli occhi
e dagli occhi cadere
ora alzatevi spose bambine
che è venuto il tempo di andare
con le vene celesti dei polsi
anche oggi si va a caritare
e se questo vuol dire rubare
questo filo di pane tra miseria e sfortuna
allo specchio di questa kampina
ai miei occhi limpidi come un addio
lo può dire soltanto chi sa di raccogliere in bocca
il punto di vista di Dio
Cvava sero po tute
i kerava
jek sano ot mori
i taha jek jak kon kasta
Poserò la testa sulla tua spalla
e farò
un sogno di mare
e domani un fuoco di legna
vasu ti baro nebo
avi ker
kon ovla so mutavia
kon ovla
(Trad. da lingua rom)
perché l'aria azzurra
diventi casa
chi sarà a raccontare
chi sarà
ovla kon ascovi
me gava palan ladi
me gava
palan bura ot croiuti
sarà chi rimane
io seguirò questo migrare
seguirò
questa corrente di ali...
7 notes · View notes
Text
inanılmaz stres oldum elim ayağım birbirine dolasti resmen hayir konularimin cogu bitti gibi ama bi kac kitap daha bitirmek istedigim dersler var edebiyat gibi.. asla aklimda kalmiyo bu sorunu bi an önce çözmem lazim tarihi artık çok seviyorum matematikle bi sorunum hiç olmadi şükür (tyt haric ehe onu da kendi haline biraktim nasip artik denemlerle götürcez) geometri kismina hicbi sey diyemiyorum hiphizli sekilde kitap bitirmem lazim bunu yaparsam inaniorm hallolucak bi tur daha deneme kampina soksam kendimi istedigim yerlere gelicem gibi net bi istegim de yok aslinda artık hukuk olsun da gerisi umrumda degil kafasindayim cunku cidden yoruldum gidip erzincanda bile okurum yani biktim cunku iki senedir, her anlamda çöktüm keske gecen sene son dönemde birakmasaydim daha cok calissaydim su an iyi kötü bi hukukta olurdum yipranmazdim neyse hayallerimiz icin deger az daha dayanicam ve bi ömür huzur (nolr sen oyle san falan demeyin birakin azcik motive olmaya calisiyim lutfem) siz de calismayi birakmayin hayallerinizi düşünün çabalayın biraz daha 48 gün sonra çabalamak istesek bile oyle bi şansımız olmiycak su ana kadar calismadiysaniz bile hala geç degil birakmayin en azindan bi ay kendimi yirttim dersiniz umarim hepimizz istedigimiz yerlere gelirizz
7 notes · View notes
iahaber · 3 months
Text
Tumblr media
İA HABER AJANSI İsrail gazetecileri de hedef aldı. Mülteci kampına saldırdı https://bbcturk.com/israil-gazetecileri-de-hedef-aldi-multeci-kampina-saldirdi/39963/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr www.bbcturk.com https://iahaber.com
0 notes
isvicreninsesi · 1 year
Text
Paris'te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi'ne silahlı saldırı
Tumblr media
PARİS- Paris'in 10'uncu bölgesinde bulunan Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi'ne silahlı saldırı düzenlendi. Başsavcılık, üç kişinin öldüğünü açıkladı. 69 yaşındaki saldırgan gözaltına alınırken, saldırının ırkçı saiklerle düzenlenip düzenlenmediği araştırılacak. Fransa'nın başkenti Paris'te silahlı saldırı meydana geldi. Saldırıda, Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi'nin hedef alındığı açıklandı. Saldırının düzenlendiği 10'uncu bölgenin belediye başkanı Alexandra Cordebard, "Saldırı, Enghien Sokağı'nda bulunan Kürt toplum merkezinde ve Kürt merkezinin karşısındaki bir restoran ile bir kuaförde meydana geldi" dedi. Enghien Sokağı'nda, çok sayıda dükkan ve kafenin bulunduğu biliniyor. BAŞSAVCILIK: ÜÇ KİŞİ ÖLDÜ Saldırının ardından Paris Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamaya göre saldırıda üç kişi öldü, ikisi ağır olmak üzere dört kişi yaralandı. Saldırganın da yaralı halde hastaneye kaldırıldığı açıklandı. 'IRKÇILIK İHTİMALİ İNCELENECEK' Başsavcı Laure Beccuau, 69 yaşındaki saldırganın gözaltına alındığını açıklarken, saldırganın daha önceden Fransız polisinin radarına girdiği iddiasını da doğruladı. Açıklamada, saldırının ırkçı saiklerle düzenlenmiş olabileceği ihtimalinin inceleneceği belirtildi. https://twitter.com/jeannesenechal1/status/1606274913140019201?s=46&t=p30JF-i3WVkyn4-ns_cF3g GEÇEN SENE GÖÇMEN KAMPINA SALDIRDI' BFM TV kanalı, saldırganın kimliğinin Fransız yetkililer tarafından bilindiğini duyurmuştu. Buna göre, saldırgan bir yıl önce bir göçmen kampına da kılıçla saldırı düzenledi. Saldırı sebebiyle hapiste bulunan saldırganın 12 Aralık'ta hapisten çıktığı ve 'silah taşıma yasağı' bulunduğu belirtildi. 'FRANSIZ VATANDAŞI' Fransız gazeteci Thibaut Chevillard ise saldırganın 1953 doğumlu bir Fransız vatandaşı ve emekli bir tren kondüktörü olduğu bilgisini paylaştı. https://twitter.com/focusfr_/status/1606252174048055297?s=46&t=SkHQn0ATYDCP3xlOOzmlqg İÇİŞLERİ BAKANI OLAY YERİNE GİDECEK Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, olay yerine gideceğini açıkladı. Darmanin, saldırıyı "dramatik" diye niteledi. PARİS BELEDİYE BAŞKANI: HEDEF KÜRT TOPLUMU Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo, saldırıya ilişkin yaptığı açıklamada "Kürt toplumu ve tüm Parisliler, aşırı sağcı biri tarafından gerçekleştirilen bu saldırının hedefi oldu" dedi. GÜVENLİK GÖREVLİLERİ İLE GERİLİM YAŞANDI Yardım görevlilerinin işini yapabilmesi için halka bölgeden uzak durma çağrısı yapılırken, yakınları hakkında haber almak isteyen çok sayıda kişinin olay yerinde toplanmasıyla gerginlik yaşandığı belirtiliyor. KÜRTLERİN YOĞUN OLARAK YAŞADIĞI BÖLGELERDE GÜVENLİK ÖNLEMİ Öte yandan BFM TV kanalının soruşturmayı yürüten güvenlik görevlilerine yakın bir kaynaktan aktardığına göre, Paris'te Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde güvenlik önlemleri artırıldı. https://twitter.com/jeannesenechal1/status/1606259149309779968?s=46&t=SLi0EDdhMPrbUL8siKHVmw 'ALTI-YEDİ EL SİLAH SESİ DUYULDU' Saldırının gerçekleştiği sokakta mobilya dükkanı olan bir esnaf "Altı yedi el silah sesi duyuldu. Çok panik olduk şu anda bulunduğumuz yerde bekliyoruz" dedi. 'ŞARJÖRÜNÜ DEĞİŞTİRİRKEN ESNAF TARAFINDAN ENGELLENDİ' Saldırganın şarjörünü değiştirirken esnaf tarafından engellendiği de belirtiliyor. Bölge sakinlerinden Emmanuel Boujenan ise "Saldırı anında insanların panik hâlinde polislere 'Orada, orada' diye bağırarak bir kuaförü işaret ettiğini" söyledi. Read the full article
0 notes
devosopmaandag · 3 years
Text
De wereld meten met het oog
Weinig is zo bevredigend als wanneer losse dingen in je hoofd opeens klik-klik zeggen en als een nieuwe eenheid betekenis afgeven. Dit zijn de drie dingen die samen kwamen: 1) 'Het zakboekje van het pijnboombos'* van de Franse schrijver Francis Ponge, onlangs gekocht 2) het schilderij 'Struweel'** van Nora Tholhuysen, dat ik deze week bij haar bewonderde 3) twee regels uit het gedicht 'On the road home' ***van de Amerikaanse dichter Wallace Stevens.
In dat boekje van Ponge onderneemt hij een zoektocht naar een pijnboombos. Hij kijkt en kijkt, doet onderzoek naar allerlei aspecten van pijnbomen, schrijft vele versies van een mogelijk gedicht. Het is een uiterst persoonlijk en minutieus onderzoek, evenzeer taalkundig als literair. Hij noemt het later zelfs eerder wetenschappelijk dan poëtisch. “Niets vrolijks, maar wat een heilzaam comfort,”, schrijft hij over dat bos, “wat een evenwicht van elementen, wat een muzieksalon, ingetogen geparfumeerd, ingetogen gesmukt, geschikt voor een echte wandeling en voor bezinning.” Ook noemt hij het een natuurlijk sanatorium, een kathedraal zonder kansel, een hangar, een houtfabriek en zelfs een kapsalon (de borstels, de haarspelden op de grond!).
Nora Tholhuysen zwerft sinds jaar en dag door natuurgebied Kampina in Midden-Brabant. De bossen daar vormen al tientallen jaren haar inspiratie en onderwerp. Elk schilderij gaat evenzeer over de plek en de bomen als over het schilderen zelf: de werking van licht, kleur, vorm, lijn, ruimte. Ze is geen realist en geen fijnschilder. Schildersambacht, liefde voor de kunst, plezier van het maken, volharding zelfs, dat alles is voelbaar in het kijken naar haar werk. Het laatste schilderij is niet langer een tafereel maar een wereld. Er is geen licht in de verte, geen pad dat je oog leidt, geen bomen die als personages op de voorgrond treden. Je blik wordt onmiddellijk naar binnen gezogen, naar beneden, naar het struweel, dat het tegendeel is van het vergezicht. Het is geen idylle, het is een chaos, de intieme wereld van planten, mossen en insecten. Het is er ritselend droog of zompig vochtig, er hangen andere geuren, je oog wordt er moe van, je lichaam is er te groot voor.
Het bestuderen van de pijnbomen door Ponge was niet bedoeld als een voorstudie voor een gedicht, nee, hij probeerde 'verder te komen met de kennis en de uitdrukking van het pijnboombos'. Wat verrassend is dat laatste; een bioloog zul je het niet horen zeggen. Hij opende voor mij de talige rijkdom van een pijnbomenbos, zoals Nora Tholhuijsen dat in beeldende zin doet met dat zo bekende Nederlandse bos van ons. Ponges tekst leidde nadrukkelijk niet tot een gedicht, maar kwam uiteindelijk wel terecht in een uiterst elegant boekwerkje, dat net als Tholhuijsens schilderij een uitkomst, een vormeenheid is. Voor even komt de gefragmenteerde wereld  bijeen.
En toen moest ik denken aan Wallace Stevens die schreef: “In de som der delen zijn alleen de delen. / De wereld moet gemeten worden met het oog.” De-wereld-meten-met-het-oog, dat is niet consumeren, dat is kijken, heel zorgvuldig kijken, geduld hebben, nadenken, verbindingen zoeken, open staan. In tegenstelling tot de dieren kunnen wij niet zonder eenheid, maar we moeten niet vergeten waarvan die van gemaakt is.
* Prancis Ponge (1899-1988), 'Het zakboekje van het pijnboombos', uitgeverij Koppernik, 2018, vertaling Christian Hendrikx
** https://noratholhuijsen.wordpress.com
** *  Wallace Stevens (1879-1955), 'Een blauwdruk voor de zon', uitgeverij Athenaeum-Polak & van Gennep, 1997, vertaling Rein Bloem
4 notes · View notes
choco-loca · 4 years
Video
Luister naar het mooiste #concert sinds tijden! Wandel door de #kampina en #geniet van de overweldigende #natuur. #uitje #indenatuur #vlakbij #jacobspad @choco_loca @uitjedagjedenbosch @gypsywagon.pipowagen.debosuil https://www.instagram.com/p/B_h2Jjapbwb/?igshid=1xqhloxk6mgti
1 note · View note
selcuksofta · 5 years
Link
Avrupa Olimpik Gençlik Festivali, Azerbaycan’ın Bakü şehrinde 21-27 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Bu bağlamda U18 milli takımımızın aday kadrosunda yer almak üzere 6-20 Temmuz tarihleri arasında Ankara’da yapılacak hazırlık kampına voleybol altyapı takımlarımızdan; Lila Şengün, İpar Kurt, Peyman Yardımcı, Sabire Karacaova, Melisa Nur Temiz ile Gülce Güçtekin de katılacak.
3 notes · View notes
Link
Usually not one for sharing petitions, but fuck this.
30 notes · View notes
stoopendaalnl · 3 years
Text
Gravelride Den Bosch en omgeving!
Gravelride Den Bosch en omgeving! #gravelride #denbosch
Vandaag vanuit Den Bosch en in de omgeving een mooie gravelride gemaakt! Je komt onder andere langs het EBI en het daar aan liggende Kamp Vught. Tevens fiets je langs het Nationaal Monument Kamp Vught dat is een herinneringscentrum op de plek van het voormalige concentratiekamp Herzogenbusch (‘Kamp Vught’). Je fietst ook langs de recreatie gebieden De IJzeren Man en Kampina! Onderweg zijn nog…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
nunoxaviermoreira · 4 years
Photo
Tumblr media
Beekrombout - Common clubtail by Wim Boon Fotografie Deze zeldzame libel was de kers op de taart van onze ochtend in de Kampina. Meer MACRO © 2020 Wim Boon Please view LARGE! Please do not use this image on websites, blogs or other media without my written permission. Also follow me on @: Instagram|Website https://flic.kr/p/2iXMVPe
0 notes
manettez · 4 years
Photo
Tumblr media
Met de mannen op stap...👣🐾...in de regen, heerlijk ☔️🙏🏼 (bij Kampina Heide) https://www.instagram.com/p/B6jRbyKlqHO/?igshid=1sx6673mf3xh9
0 notes
guncelpiagiris · 5 years
Text
Tumblr media
Beşiktaş'ın önceliği kanat ve forvet
Siyah beyazlıların hocası, Medel’in kalmasına onay verirken Roco için “Gördükten sonra karar verelim” dedi. İkinci Başkan Serdal Adalı ise “Ayrılacaklar netlik kazanmadan adım atmayacağız” diye konuştu.
Teknik direktör Abdullah Avcı ile resmi sözleşme imzalayan Beşiktaş, transfere yöneldi. Avcı ile yoğun bir mesai harcayan İkinci Başkan Serdal Adalı tecrübeli teknik adamla yaptığı görüşmede “Hocam takımdan ayrılacak isimler tam netlik kazanmadan adım atmayacağız. Belirttiğiniz bölgeler için birçok isim ile görüşme halindeyiz. Kulübün imkanları doğrultusunda takviye yapacağız ancak ayrılıklar ve satış olmadan transfer yapıp hata yapmak istemiyoruz” bilgisi verdi.
AVUSTURYA KAMPINA YETİŞSİN
Avcı’nın da “Transferin hızlı bitmesi için ortak çalışmaya hız verelim. Umarım Avusturya kampına tüm transferler yetişir. Transferlerimizi hazırlık maçlarında oynatmak istiyorum” karşılığını verdiği öğrenildi. Görüşmelerde Avcı, Quaresma ve Lens’in durumlarına göre öncelikle kanatlara takviye istedi. Avcı Medel’in kalmasını istersen Roco için “Gördükten sonra karar verelim” dedi. Larin’i istemeyen Avcı, Burak ve Güven’in yayına gol vuruşları iyi olan, etkili bir forvet talep etti.
JEREMAIN LENS KULÜP BULAMADI
Gelecek sezon kadroda düşünülmeyen Jeremain Lens ise henüz kulüp bulamadı. İngiltere, İspanya ve Almanya’daki arayışlarından sonuç elde edemeyen Lens, bu kez ülkesi Hollanda’da kulüp arıyor. Beşiktaş ile sözleşmesi devam eden tecrübeli oyuncu, 2.2 milyon Euro’luk yıllık maliyeti yüzünden takımda tutulmak istenmiyor. Beşiktaş yönetimi Lens’in menajerine “Kulüp bulmanız durumunda bonservis konusunda size gerekli kolaylığı göstereceğiz” dese de tecrübeli futbolcunun yüksek maliyeti nedeniyle henüz ciddi bir talip çıkmış değil. Lens geçen sezon 37 maçta 5 gol attı.
0 notes
tafelenmetton · 5 years
Text
Groentes op één bij Pollevie
Pollevie, Hofvijver 2b, 5223 MC Den Bosch, 073-518 4646, www. pollevie.nl. Open di-vrij vanaf 12:00 uur, za-zo vanaf 13 uur. Parkeren: garage Het Paleiskwartier
Tumblr media
Bijzondere keuken in Bosch’ Paleiskwartier
Al 12 jaar verwent patron-cuisinier Marin Berkelmans zijn gasten in restaurant Pollevie in Den Bosch. Eerst in het hart van de stad, nu al weer drie jaar in het Paleiskwartier, vlakbij het station en bij parkeergarages en instellingen voor onderwijs, justitie en bancaire zaken. Berkelmans vestigde zich in het voormalige gebouw van een farmaceutisch bedrijf en kleine grapjes wijzen daar soms nog op, zoals een glazen kolf waaruit drankjes worden geschonken.   
Verder lijkt Pollevie een restaurant zoals zovele, met houtbetimmerde wanden, ronde en vierkante tafeltjes, leren lampenkappen, witlinnen servetten, een ‘wijnwand’ naast de open keuken en een uitnodigend buitenterras. Maar er is meer: de keuken werkt volgens de doelstellingen van Slowfood en in het restaurant hangen decoratieve schapenvellen en wollen strengen die eraan herinneren dat de patron-cuisinier het Kempisch heideschaap weer onder de aandacht heeft gebracht (de grazer is medeverantwoordelijk voor het ontstaan van het typisch Brabantse landschap van o.a. de Drunense Duinen, de Kampina en de Strabrechtse Heide).
Hoofdrol
Het belangrijkst vindt Martin Berkelmans echter de rol van groenten. “Waar vlees in de traditionele keuken de hoofdrol speelt en groenten slechts dienen als garnering, is dat bij ons net andersom. Groenten spelen hier de hoofdrol, vooral groenten uit het seizoen.”
Tumblr media
Zoals meteen bleek uit onze amuse, een gefermenteerd radijsje, en het voorgerecht, een ceviche van champignon en artisjok. De paddenstoel in flinterdunne plakjes gesneden, de artisjok gebakken in olie en samen opgetast op een fijngesneden mengsel van champignons en zwarte knoflook. Het geheel was op smaak gebracht met een jus van ui, peterselieolie en het cevichevocht: een verrukkelijk pakketje met veel bite en smaak. Zó bereid kan vegetarisch een mens moeiteloos van zijn ‘geloof’ brengen. We dronken er frisse Noord-Spaanse Gran Bazán bij, van albariñodruiven uit de Rías Baixas.
Tumblr media
Gevolgd door gepekelde zalm met een beurre blanc van o.a. mierikswortel. Erbij een salade van in ganzenvet gekonfijte Opperdoezer Ronde – geen betere combinatie dan vis met aardappel – en kropsla. Plus wat little gem. In het glas: aangename Picpoul de Pinet (Muret). Een totaalgerechtje van zilt, aards en pittig (de chef, later: “Ik ben van de uitgesproken smaken”).
Tumblr media
Boemboe
Wat dat laatste betreft scoorde ook de volgende gang: Brabantse asperges, maar verre van traditioneel want op smaak gebracht met boemboe bessengek. Een nadrukkelijk ‘Indisch’ accent aan die Nederlandse stengels: wat een prachtcombinatie! Er zat nog gebakken daslook bij alsmede een langzaam op exact 63 graden gekookte eidooier. Bovendien werd er gepekelde harde eidooier overheen geraspt. Een verassend gerecht. Met een even verrassende wijn erbij: Sloveense Sivi pinot.
Tumblr media
Het hoofdgerecht was langzaam (in bouillon) gegaard Brabants hoen met asperges, noten, en kaffir. Plus plakken zelfgemaakte tempeh van op kamertemperatuur gefermenteerde zoete erwt met geweekte cashewnoten en gistvlokken. Berkelmans: “Ik zet me af tegen al dat hedendaagse gepriegel op de borden, wij zoeken de diversiteit.” Inderdaad, het gerecht had bite, smaak én karakter. Paarse Chinon van Domaine de la Noblaie van puur cabernet francdruiven begeleidde het gerecht voorbeeldig.
Tumblr media
Tot slot rabarber van de biodynamische boerderij in Hedel met lievevrouwebedstro, meringue en ijs van geitenyoghurt met olie van de rabarberbloem. En een glaasje lichtzoete Béres tokaj (Magita, Hongarije).
Tumblr media
“Bij het bedenken van de gerechten ga ik uit van de groente”, aldus de chef. “Het is heel erg motiverend dat ik nu erkenning krijg voor wat ik doe.”
TON DE ZEEUW
0 notes
silatonik · 7 years
Text
Her daim:)
2011, eylul ayinin sonlari… Yazi gecirmisim bir sekilde ama olayli bitmis elbette. O zamanlar icinde benim oldugum bir durumun olaysiz bitmesi pek de mumkun degildi zaten. Sonuc; yine hocasizdim. “Galiba sonuna geldim” diyordum icten ice. Buzu birakmakla birakmamak arasindaydim. Peki simdi ne olacak cumlesi, aklimdan cikmiyordu… . . . “Peki hazir misin?” “Hazirim.”
Ve boylece suan ki antrenorum Kutay Eryoldas ile calismaya baslayarak, uzun yolculugumuza dogru bir adim attik. Birlikte ilk yarismamiz Istanbul Cup oldu. Cok siki bir hazirlik surecine girmistik. Oncelikle birbirimizin calisma seklini anlayarak, tepkilerini olcerek calismaya basladik ve kisa zaman sonra belli bir uyumu yakaladik. Yeni bir calisma tarzi, alisilmasi kolay olmayan bir sey. Hemen oturmaz, ama ben sansliyim ki biz bu asamayi kisa bir surede atlatmistik…
Turkiye Sampiyonluklari, Dunya Gencler Sampiyonasi, Buyukler Dunya Sampiyonasi, uluslararasi yarismalar, dereceler… 2012 yilinin ilk yarisini da bircok yarisma, deneyim ve basari ile gecirip yaz kamplarina basladik… 2012 eylul ayiyla birlikte Istanbul'da yapilan JGP ile sezonu actik. Sezona iyi baslayamamamla biliniyorum ne yazik ki. :) Cok basarili bir yarisma olmadi fakat hemen hemen iki ay sonrasinda Zagreb'de yapilan bir diger JGP ayaginda, 10.olarak junior, yani “gencler” klasmanindaki kariyerimi basarili bir sonucla kapattik…
Fakat, ilk buyukler yarismam olan Crystal Skate, bize unutamayacagimiz bir tecrube tattirdi… Kisa programda, yapilabilecek butun hatalari yapiyorum, formda olmama ragmen… Dibi goruyoruz. 26 puan, 4 dusus… Dort defa dusmek, uzun programda bile kotu bir sonuc iken, kisa programda olmasi korkunc bir durum oluyor. Uzun programa cikarken Kutay Abi'nin soyledigi sozler hala aklimdadir… “Suan da kaybedecegin hicbir sey yok. Git ve kay. Olabilecegin en kotusunu zaten gordun, daha kotusu olmaz.” Uzun programi tek hata ile kayiyorum, ve 81 puan… Kimse inanamamisti, hatirliyorum. Oylesine mukemmel bir sekilde sirtimizi diklestirmis ki Kutay Abi ile… Cok buyuk bir tecrube olmustu ikimiz icin de…
Ama ilk, en buyuk, en guzel ve en muhtesem tecrubemiz, 2013 Buyukler Avrupa Sampiyonasi olmustur. Bu degisemez. Cok fazla calistik, zaman zaman gergin antrenmanlar, kotu gecen antrenmanlar gecirdik elbette fakat hatalarimin ustunde onlari tekrarlamamam icin cok durduk. Ve hazirdik… Benim ilk buyuk sampiyonam, Kutay Abi'nin de antrenor olarak katildigi ilk buyuk organizasyondu… Kisa programi gecip ilk 24 sporcu icine girdigimde, elbette cok ama cok sevinmistik ama bu basariyi bekliyorduk. Avrupa Sampiyonasi'na katilirken iyi bir performans cikarirsam uzun programa kalacagimi biliyorduk. Biz bunun icin gelmistik. :) Uzun programim cok basarili degildi ama onemli kismi zaten uzun programa kalmis olmamdi. Turkiye buz pateni tarihinde bunu basaran ikinci patenci olmustum, ikinci ve en genc patenci. Bu basari, bizim en buyuk basarilarimizdan biri, belki de en buyugu, simdilik. :)
Uluslararasi yarismalarla devam ettik sezona ve yaz kampina girdik cunku yeni ve cok onemli bir hedefimiz vardi… 2014 Sochi Kis Olimpiyatlari. Yaz kamplarimiz cok yogun ve verimli gecmisti, dusuncelerim, hayallerim ve Kutay Abi ile konusmalarimiz, hep Sochi uzerineydi cunku onemi, icimizdeki yeri kelimelerle ifade edilemez bir yerdeydi. Buyukler Dunya Sampiyonasi'na katilamadigim icin olimpiyat biletini Obersdorf'da yapilacak olan secme ile deneyecektik. Cok zor bir secmeden bahsediyorum, katilan isimlerin hepsi cok guclu oluyor. Biz Turkiye'den iki adaydik, hangimizin katilacagina karar vermek adina bizi bu secmeler oncesinde baska bir uluslararasi yarismaya gonderme karari alindi. Her sey yolunda giderken, benim gecirdigim bir rahatsizlik butun dengeyi altust etmeye yetti… Formdan dustum ve gonderilecegimiz yarismaya kadar da tam anlamiyla toparlanamadim. Secmeye katilma hakki kazanamadim ve boylece en buyuk hayalime, hayalimize veda etmek zorunda kaldim. Bu yasadigimiz da, en buyuk hayal kirikliklarimizdan biridir maalesef. Ertesi gun, Turkiye'ye donerken Kutay Abi’nin bana baktiginda, hissettigim gucu hic unutmam. Sen merak etme der gibiydi. Hic sormadim ama hissetmistim. :)
Geldi mi gelir derler, Ankara'da buz pisti tadilat sebebiyle bir yilligina kapatildi ve biz antrenman yapmaya bize en yakin olimpik pist olan Kocaeli'ye gidip calismaya basladik… Turkiye Sampiyonasi'na kadar Kutay Abi beni calisabildigimiz kadar cok calistirarak tekrar forma soktu ve yuksek bir performansla tekrar 2014 Buyukler Avrupa Sampiyonasi'na katilma hakki kazandim. Ama en buyuk basarisizligimi da bu yarismada yasadik… “Nasilsa yaparim” rahatligi miydi hala tam olarak bilemiyorum ama tekrar bana dibi gosteren basarisizligim bu olmustu... Zaten sonrasinda da buzu biraktim... Kocaeli'ye gidip gelmek yeterince zordu benim icin, daha fazla buna devam etmek istemedim. Ben tekrar tekrar ayaga kalkmaktan yoruldum dedim, istemedim. Istememek icin bircok sebebim vardi. Ben o zaman icin pes etmeyi sectim. Kutay Abi bu kararimi destekledi dersem yalan olur... Bana her zaman benden daha fazla inandi. Bendeki potansiyeli o her zaman gordu, guclu oldugumu, yapabilecegimi bana defalarca hatirlatti. Ben bir sure icin inanmak istemedim. Ve biraktim kendimi, neden bilmiyorum ama kolay olan oydu o sirada. Birakmayi sectim. Ankara'da buz acildi, yaz kamplari oldu... Oylesine katildim ben hepsine, kaymaktan vazgecemedim ama kendime de inanmadim cogu zaman. Antrenorunuzun size sizden daha fazla inaniyor olmasi, size duydugu guveni gosteriyor ve o guveni bosa cikarmamak icin ugrasiyorsunuz. Ben basaramadim o yil, universite sinavina hazirlandim, kaymadim... 2015, yaz aylari... Sinav bitti, okulu kazandim mezun oldum liseden, basliyorum dedim, kamplara basladik. Cok zorlandim, cok ama cok zorlandim. Yaptigim seyleri yapamamak koydu, kendimin cok daha gerisinde olmak koydu... Sinirlerim mi altust olmadi, tekrar tekrar dibe mi vurmadim... Hepsini yasadik Kutay Abi ile ve benim yanimda baskasi olsaydi, dayanamaz degil dayanmazdi. Kimse bu eziyeti benimle birlikte cekmezdi, degecegine inanmasa... Kutay Abi'm, bana sonuna kadar inandi, bununla birlikte gercekci bir tablo koydu onume. Onu izlemeye basladik, ama tabii ki aksilik biter mi benim hayatimda, Ankara'daki buz tekrar kapandi ve biz yine Kocaeli'ye gidip gelmeye basladik. Evrenin bir sinamasiydi bu belki de, bu sefer ne yapacaksin der gibi... Evren meydan okudu bize, ben birakmadim, Kutay Abi de destek oldu bana, her zamanki gibi... O seneyi, yani gecen seneyi de bir sekilde gecirdik. Bir ayagimiz Kocaeli'de, git gel yaparak... 2016 Skate Helena yarismasinda 3. oldum, kucuk bir umuttu bu benim icin diyelim... Sonra bir daha yarisamadim. Okul ve Kocaeli'ye gidip gelmelerim yuzunden firsat yaratamadim. 2016 yazinin basinda, yine cok iyi durumda degildim. Varna'daki kampla basladik, ben oldukca zorlayan bir kampla...
.
.
"Bu sefer basliyoruz, ne olursa olsun. Var misin?" 
"Varim Silacim." 
Basladik. En bastan basladi Kutay Abi benimle butun inanci ile. Ben de elimden geleni yaptim, cok calistik, cok kafa yorduk... Bu surecin hepsi onceki yazilarimda, detaylica. 
Suan nerde miyiz? Suan iste burdayiz. 2017 ocak, ben Kazakistan'da Almati'de duzenlenen Universite Kis Oyunlari'na katildim. Bircok uluslararasi yarisma deneyimledim, calismaya devam ediyorum. Birlikte calismaya, nasil daha iyi oluruz diye kafa patlatmaya devam ediyoruz. 
 Tesekkur etmeye diyorum, nerden baslasam... 
Bana her bosluga dustugumde yol gosterdigin icin, 
Elini uzatarak gucume guc kattigin icin, 
Bana olan inancini bir an olsun kaybetmedigin icin, 
Dogru bildigini bana aktarmaktan cekinmedigin icin, 
Hem abim, hem arkadasim hem de antrenorum olabildigin icin, 
Kararlarima mantiginla yaklasip, destegini esirgemedigin icin, 
Bu yolda dimdik yanimda durdugun icin ve daha bircok sey icin... Saymakla bitmiyor cunku. Tesekkur ederim. 
Bu yazi; sendeki yolculugumuzu tazelesin, bende ki anilarimi canlandirsin diye. Birde sana dogum gunun icin kucuk bir hediye olsun diye... 
Iyi ki dogdun, iyi ki varsin. Umuyorum ki daha uzun seneler de yanimda olursun, kararliligin ve dik durusunla. Tekrar soyletiyorsam adimi, tekrar donebildiysem, senin sayende. Tesekkur ederim. 
Mutlu yillar:) Hep birlikte, her daim. :)
2 notes · View notes
apologizegirls · 4 years
Text
İncir kuşları
Güzel ve akıcı bir kitaptı hemen konuya geciyorum.
Boşnak bir kız olan Suadın hikayesini okuyoruz ve kitapta yazdığına göre gerçek bir hikayeymiş aynı zamanda.Şimdi bu Suada konservatuara gidiyo biyerde ve teyzesinin yaninda kalıyor.Konservatuarda da Tarık diye bi cocuğa aşik oluyor falan bunların aşk hikayesiyle başlıyor kitap.Savaşa kadar pek bi olay yok zaten işte bunlar sevgililer falan öyle hee bi de Allahın belası şerefsiz sırp Vukadin diye biri de bu kıza aşikmiş ve aşkını da ilan ediyo baya yerlerde sürunerek falan sonra kız da işte kalbimde 2 kişiye yer yok falan filan gibi ergence laflar ediyor neyseee sonra savaş başlıyor bu kız ailesinin yanına gidiyo.Hatlar kesiliyo teyzesinden (ölmüş zaten) ve tarıktan haber alamiyor falan.(Haa bu arada savaş şey Bu Allahın belası sırplar kitapta yazana göre 1.Kosova savaşından dolayı kin besledikleri türklere yani müslümanlara da (ki boşnaklar türk değiller)saldıriyorlar.Ama o kadar acımasız ve vahşiler ki insanliktan çikmıslar yani.Neyse bu kızın da ailesi bulunuyor annesi o anda öldürulüyor bi de 2 tane kız kardeşi var bunun geri kalanı da esir olarak alınıyor.Sonra kızlar biyere götürülüyor burda vukadin alıyor Suadayı esir olarak bu arada kiź kardeşlerine de tecavüz ediyorlar.Vukadin de Suadaya ediyor.Zaten her buldukları kadına tecavüz ediyolar soylarini çoğaltmak için.Neyse işte bu Suada Vukadinin esiri oluyor bir süre.Sonra bi gün vukadin cok agır yaralaniyor ve olecek yani ve olüyo da Sonra suadıyi bi toplama kampina falan götüruyolar baya işgence falan görüyor ve sürekli tecavüze uğruyor en sonunda da değoşimle tekrar vatanina dönüyor ve tarığı buluyor tarik da bacaklarını kaybetmiş savaşta.Bu kadar .
0 notes