Tumgik
#güvenin ölümü
yasamsallik · 12 days
Text
Tumblr media
“Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım…
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi.
Ağladım…
Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı
an olduğunu;
aradaki bölümün,
ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim…
Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla.
Zamanla yarışılmyacağını,
zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim…
İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu.
Sonra da her insanın içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim…
Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi.
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu.
Sevginin;
güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim…
İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu.
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim…
Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için;
önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim…
Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için;
ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,
bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim…
Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra.
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana…
Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi.
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi…
Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta.
Sonra;
kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği
fikrine vardım.
Sonra da asıl yürüyüşün; kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım…
Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek
olduğunu öğrendim…
Namusun önemini öğrendim evde…
Sonra yoksundan namus beklemenin;
namussuzluk olduğunu.
Gerçek namusun, günah elinin altındayken,
günaha el sürmemek olduğunu öğrendim…
Gerçeği öğrendim bir gün
Ve gerçeğin acı olduğunu.
Sonra kararında acının, yemeğe olduğu kadar hayata da lezzet kattığını öğrendim…
Her canlının ölümü tadacağını,
Ama sadece bazılarının
hayatı tadacağını öğrendim…
Ben dostlarımı
ne kalbimle ne de aklımla severim.
Olur ya;
Kalp durur,
Akıl unutur.
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur…”
Mevlana
27 notes · View notes
dolunay66 · 4 months
Text
Mevlana’nın güzel bir şiiri
Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.
Zamanla ışıkta yaşamayı ögrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladim sevdiklerimi. ..
Ağladım.
Yaşamayı ögrendim.
Dogumun, hayatın bitmeye başladığı an oldugunu;
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar oldugunu
ögrendim.
Zamanı ögrendim.
Yarıştım onunla...
Zamanla yarışılmayacagını,
zamanla barışılacağını, zamanla ögrendim...
Insanı ögrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler oldugunu...
Sonra da her insanın içinde
iyilik ve kötülük bulundugunu ögrendim.
Sevmeyi ögrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı oldugunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kuruldugunu ögrendim.
İnsan tenini ögrendim.
Sonra tenin altnda bir ruh bulundugunu. ..
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde oldugunu ögrendim..
Evreni ögrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını ögrendim.
Sonunda evreni aydinlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektigin ögrendim.
Ekmeği ögrendim.
Sonra barış için ekmegin bolca üretilmesi gerektigini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar önemli oldugunu ögrendim.
Okumayı ögrendim.
Kendime yazıyı ögrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi ögretti bana...
Gitmeyi ögrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi...
Daha da sonra kendime ragmen gitmeyi...
Dünyaya tek başına meydan okumayı ögrendim genç yaşta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektigi fikrine vardım.
Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektigine aydım.
Düşünmeyi ögrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi ögrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yikarak düşünmek oldugunu ögrendim.
Namusun önemini ögrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk oldugunu;
gerçek namusun, günah elinin altindayken, günaha el
sürmemek oldugunu ögrendim.
Gerçegi ögrendim bir gün...
Ve gerçegin acı oldugunu...
Sonra kararında acının, yemege oldugu kadar hayata da
lezzet kattığını ögrendim.
Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının
hayatı tadacağını öğrendim.
Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.
Olur ya ...
Kalp durur ...
Akıl unutur ...
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur ...
MEVLANA
Tumblr media
41 notes · View notes
benmisim · 9 months
Text
bi emzirme danışmanı var ara ara keşfetime düşüyo. yine düştü. emzik hakkında konuşuyor. “bebeğin seni emzik yapmış diyenler hiçbir şey bilmiyor, bebek memeyi emzik yapmaz ama emziği meme yapar, anne yerine koyar, boş emmeye alışır ve anne memesini reddeder, bebeğin normali ilk 3-4 ay anne memesinde yaşamaktır, memede uyur memede uyanır memeye yapışık yaşar, emzik verirseniz emziği sizin yerinize koyar ve memeyi reddeder” blablabla anlatıyor. ay o kadar ukala ki. o kadar sinir oldum ki. o kadar bommboş laflar ki. ilk olarak, bu çok bilmişler “bebek memeye yapışık yaşar” derken kadını nereye koyuyor, anne robot mu? anne nasıl dinlenecek? sonra etraf zombi gibi dolaşan depresyona girmiş anne doluyor. en büyük sebebi cidden uykusuzluk. ayrıca bebek annesini emzik yapmaz diye bir şey var mı ya. bebek sırf emme refleksini tatmin etmek için de emiyor. bu noktada emzik bebeği gayet rahatlatıyor sakinleştiriyor. anne memesini de unutturmuyor. kimisi emzik yüzünden ek gıda bile veremediğini yazmış yorumlara. öeh yani bu da abartı. tamam meme reddi yaşayan oluyormuş da ek gıda reddini ilk kez duydum. büyük ihtimal başka bir sebep vardır orada. neyse ben de hep böyle yorumlar yüzünden emzikten korkardım, sonra doktorlardan dinledim, emzik ilk 9 ay ani bebek ölümü sendromunu azaltıyomuş mesela sırf bunun için bile tavsiye ediliyor. böyle olunca iyi dedim kırkı çıkınca verdim emziği ve çok rahatladım. meme reddi falan da olmadı şükür, tosun gibi. he böyle olmayan da vardır, emzikten sıkıntı yaşayan da vardır. tamam. ama bu var diye, emzik sırf faydasız ve zararlı bir şey diye anlatırsan, bundan çok fayda görecek nice zombiye dönmüş anneye zarar vermiş olursun. emzikten korkutulduğu için aralıksız altı saat bebeğini memesinde tutan kadın var ya, bebek emmek istiyor memeyi bırakmıyor kadıncağız da napsın tuvalete bile gidemiyor, hiç mi şu kadınlara acımıyorsunuz:D gülüyorum da gülmüyorum aslında, gerçekten çok sinirim bozuldu. bütün anneler için en büyük dileğim şu “uzman görüşü” dogmasından, baskısından özgürleşip kendi iç seslerini, sezgilerini dinleyebilmeleri ya. sevdiğim bi çocuk doktorunun güzel bir önerisi vardı. diyordu ki “çocuğunuzu ne zaman nasıl besleyeceğiniz, odasını ne zaman ayıracağınız, nasıl uyutacağınız konusunda herhangi bir öneri duyduğunuzda gözlerinizi kapatın ve şunu düşünün: annemin bana böyle davranmasını ister miydim? sezgilerinize ve içgüdülerinize güvenin”. işte ideal doktor nasıl olmalı, böyle olmalı.
4 notes · View notes
aynodndr · 9 months
Text
Bugün Mevlana Celalettin Rumi'nin Vuslat yıldönümü. Mevlana ölüm gününü bir vuslata benzetmiştir sevgiliye kavuşmanın vakti olduğunu betimlemiştir
Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi. ..
Ağladım.
Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar... olduğunu
öğrendim.
Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla...
Zamanla yarışılmayacağını,
zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...
İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
Sonra da her insanin içinde
iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.
Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu
öğrendim.
İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu.. .
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.
Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek
Gerektiğini öğrendim.
Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar
önemli olduğunu öğrendim.
Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...
Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi...
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...
Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine vardım.
Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek
olduğunu öğrendim.
Namusun önemini öğrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el
sürmemek olduğunu öğrendim.
Gerçeği öğrendim bir gün...
Ve gerçeğin acı olduğunu...
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da
“lezzet” kattığını öğrendim.
Her canlının ölümü tadacağını,
ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.
Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim.
Olur ya ...
Kalp durur ...
Akıl unutur ...
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur
Mevlana C.Rumi
3 notes · View notes
ah-val · 2 years
Text
Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi...
Ağladım.
Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;
Aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu
Öğrendim.
Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla...
Zamanla yarışılmayacağı nı,
Zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...
İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
Sonra da her insanin içinde
İyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.
Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
Sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu
Öğrendim.
İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.
Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek
Gerektiğini öğrendim.
Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar
Önemli olduğunu öğrendim.
Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...
Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi...
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...
Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine vardım.
Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek
Olduğunu öğrendim.
Namusun önemini öğrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
Gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el
Sürmemek olduğunu öğrendim.
Gerçeği öğrendim bir gün...
Ve gerçeğin acı olduğunu...
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da
Lezzet kattığını öğrendim.
Her canlının ölümü tadacağını,
Ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.
Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim.
Olur ya...
Kalp durur...
Akıl unutur...
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur...
Hz. Mevlana Celaleddin Rumi ( k.s.)
5 notes · View notes
fullmoonsnightgece · 14 days
Text
bir hayatın mahvolması iki şeye bağlıdır derler.
ilki birinin ölümü, ikincisi ise aşık olacağı kişiyle tanıştığı zamana...
bana göre ise üç şeye bağlıdır.
ilk iki aynı şeyler
üçüncü ise güvenin kırıldığında...
1 note · View note
olumsuzsozler · 11 months
Text
Tumblr media
Hayat Derleyen Öztürk Aydın Pdf https://docdro.id/eCVRPrv
Ön Söz: Bir kuşak hayat buldukça, diğeri ölüyor. Homeros Hayatınızın amacı kendinizi aramaktır. Mihai Eminescu Hayat, uzun yaşayanlar için bile kısadır. Sarah Bernhardt Hayat ciddidir ve her zaman öyle olmuştur. Richard Wagner İnsanın hayattaki asıl görevi kendini doğurmaktır. Erich Fromm Gerçeği yaşamak istiyorsan alışıldık hayatını terk et. H.P. Blavatsky Hayat donanımsız kişilerle vakit harcamak için çok kısa. Jeff Bezos Bütün hayatımız, bir yığın alışkanlıktan başka bir şey değildir. William James Hayatı başkasının telkinlerine itaat eden uyurgezerler gibi yaşarız. Aldous Huxley Hayatı işe yarar bir şekilde kullanmak, onu kendisinden daha uzun ömürlü bir şey için harcamaktır. William James
Son Söz: Hayat çok kısa; alçakların ayakları altında sürünerek geçirilmemeli. Andrey Tarkovski Hayatta hiçbir şey canlıların, yaşam hakkı kadar değerli değildir. #PusulaÖlümsüzSözler Soylu bir hayat yaşayacaksak, başkalarının acılarına kayıtsız kalamayız. Audrey Hepburn Yaşadığım hayatın hayat olmadığını, öleceğimi öğrendiğim gün anladım. Robin Williams Hayatın anlamı yeteneğinizi bulmak; amacı ise onu başkalarına sunmaktır. Pablo Picasso Hayatımızın amacı, bu neslin insanlarına ve ondan sonrakilere değer katmaktır. Buckminster Fuller Hayatın amacı, kalp atışınızı evrenin atışına uydurmak, doğanızı Doğa ile eşleştirmek. Joseph Campbell Hayata doymak bilmez bir merakla yaklaş ve kesintisiz öğrenmek için sürekli arayış içinde ol. Leonardo da Vinci Hayatta daima gerçekleri savun! Takdir eden olmasa bile, vicdanına hesap vermekten kurtulursun. Che Guevara Hayata güvenin, bin kez güvenin. Umutsuzluğunuzu kovun. Böylece ölümü de kendinizden uzaklaştırmış olacaksınız. Elie Wiesel
0 notes
mustafasalihbozok · 3 years
Text
HAYATTAN NE ÖĞRENDİM?
Sonsuz bir karanligin içinden dogdum. Isigi gördüm, korktum. Agladim.
Zamanla isikta yasamayi ögrendim.
Karanligi gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanliga ugurladim sevdiklerimi...
Agladim.
Yasamayi ögrendim.
Dogumun, hayatin bitmeye basladigi an oldugunu;
Aradaki bölümün, ölümden çalinan zamanlar oldugunu ögrendim.
Zamani ögrendim.
Yaristim onunla...
Zamanla yarisilmayacagini, zamanla barisilacagini, zamanla ögrendim...
Insani ögrendim.
Sonra insanlarin içinde iyiler ve kötüler oldugunu...
Sonra da her insanin içinde iyilik ve kötülük bulundugunu ögrendim.
Sevmeyi ögrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalici oldugunu,
Sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu ögrendim.
İnsan tenini ögrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde oldugunu ögrendim.
Evreni ögrendim.
Sonra evreni aydinlatmanin yollarini ögrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini ögrendim.
Ekmeği ögrendim.
Sonra baris için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini...
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,
Bolca üretmek kadar önemli oldugunu ögrendim.
Okumayi ögrendim.
Kendime yaziyi ögrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazi, kendimi ögretti bana...
Gitmeyi ögrendim.
Sonra dayanamayip dönmeyi...
Daha da sonra kendime ragmen gitmeyi...
Dünyaya tek basina meydan okumayi ögrendim genç yasta...
Sonra kalabaliklarla birlikte yürümek gerektigi fikrine vardim.
Sonra da asil yürüyüsün kalabaliklara karsi olmasi gerektigine inandım .
Düsünmeyi ögrendim.
Sonra kaliplar içinde düsünmeyi ögrendim.
Sonra saglikli düsünmenin kaliplari yikarak düsünmek oldugunu ögrendim.
Namusun önemini ögrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk oldugunu;
Gerçek namusun, günah elinin altindayken, günaha el sürmemek oldugunu ögrendim.
Gerçegi ögrendim bir gün...
Ve gerçegin aci oldugunu...
Sonra dozunda acinin,
Yemege oldugu kadar hayata da lezzet kattigini ögrendim.
Her canlinin ölümü tadacagini,
Ama sadece bazilarinin hayati tadacagini ögrendim
Hz. Mevlana
Tumblr media
8 notes · View notes
Text
“Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi…
Ağladım.”
“Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu
öğrendim.
Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla…
Zamanla yarışılmayacağını,
zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim…”
“İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu…
Sonra da her insanin içinde
iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.
Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi…
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu
öğrendim.”
“İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu…
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.
Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek
Gerektiğini öğrendim.”
Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar
önemli olduğunu öğrendim.
Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra…
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana…
Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi…
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi…
Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta…
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine vardım.
Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek
olduğunu öğrendim.
Namusun önemini öğrendim evde…
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el
sürmemek olduğunu öğrendim.
Gerçeği öğrendim bir gün…
Ve gerçeğin acı olduğunu…
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da
“lezzet” kattığını öğrendim.
Her canlının ölümü tadacağını,
ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.
Dostlarım,
Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.
Olur ya…
Kalp durur…
Akıl unutur…
Ben dostlarımı ruhumla severim
O ne durur, ne de unutur.
Mevlânâ ks
Tumblr media
64 notes · View notes
yasamsallik · 1 month
Text
Ben dostlarımı ruhumla severim.
“Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım…
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi.
Ağladım…
Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı
an olduğunu;
aradaki bölümün,
ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim…
Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla.
Zamanla yarışılmyacağını,
zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim…
İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu.
Sonra da her insanın içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim…
Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi.
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu.
Sevginin;
güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim…
İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu.
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim…
Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için;
önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim…
Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için;
ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,
bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim…
Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra.
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana…
Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi.
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi…
Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta.
Sonra;
kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği
fikrine vardım.
Sonra da asıl yürüyüşün; kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım…
Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek
olduğunu öğrendim…
Namusun önemini öğrendim evde…
Sonra yoksundan namus beklemenin;
namussuzluk olduğunu.
Gerçek namusun, günah elinin altındayken,
günaha el sürmemek olduğunu öğrendim…
Gerçeği öğrendim bir gün
Ve gerçeğin acı olduğunu.
Sonra kararında acının, yemeğe olduğu kadar hayata da lezzet kattığını öğrendim…
Her canlının ölümü tadacağını,
Ama sadece bazılarının
hayatı tadacağını öğrendim…
Ben dostlarımı
ne kalbimle ne de aklımla severim.
Olur ya;
Kalp durur,
Akıl unutur.
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur…”
Mevlana
18 notes · View notes
aynurant · 4 years
Text
Bugün Mevlana Celalettin Rumi'nin Vuslat yıldönümü. Mevlana ölüm gününü bir vuslata benzetmiştir sevgiliye kavuşmanın vakti olduğunu betimlemiştir
Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi. ..
Ağladım.
Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar... olduğunu
öğrendim.
Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla...
Zamanla yarışılmayacağını,
zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...
İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
Sonra da her insanin içinde
iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.
Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu
öğrendim.
İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu.. .
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.
Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek
Gerektiğini öğrendim.
Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar
önemli olduğunu öğrendim.
Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...
Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi...
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...
Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine vardım.
Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek
olduğunu öğrendim.
Namusun önemini öğrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el
sürmemek olduğunu öğrendim.
Gerçeği öğrendim bir gün...
Ve gerçeğin acı olduğunu...
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da
“lezzet” kattığını öğrendim.
Her canlının ölümü tadacağını,
ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.
Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim.
Olur ya ...
Kalp durur ...
Akıl unutur ...
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur
Mevlana C.Rumi
8 notes · View notes
vedatcelik13 · 4 years
Text
Mevlana Der ki;
Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi…
Ağladım.
Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu
öğrendim.
Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla…
Zamanla yarışılmayacağını,
zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim…
İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu…
Sonra da her insanin içinde
iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.
Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi…
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu
öğrendim.
İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu…
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.
Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek
Gerektiğini öğrendim.
Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar
önemli olduğunu öğrendim.
Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra…
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana…
Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi…
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi…
Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta…
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine vardım.
Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek
olduğunu öğrendim.
Namusun önemini öğrendim evde…
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el
sürmemek olduğunu öğrendim.
Gerçeği öğrendim bir gün…
Ve gerçeğin acı olduğunu…
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da
“lezzet” kattığını öğrendim.
Her canlının ölümü tadacağını,
ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.
Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim.
Olur ya …
Kalp durur …
Akıl unutur …
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur …
6 notes · View notes
aygultopal35 · 4 years
Text
Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.
Zamanla ışıkta yaşamayı ögrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladim sevdiklerimi. ..
Ağladım.
Yaşamayı ögrendim.
Dogumun, hayatın bitmeye başladığı an oldugunu;
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar oldugunu
ögrendim.
Zamanı ögrendim.
Yarıştım onunla...
Zamanla yarışılmayacagını,
zamanla barışılacağını, zamanla ögrendim...
Insanı ögrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler oldugunu...
Sonra da her insanın içinde
iyilik ve kötülük bulundugunu ögrendim.
Sevmeyi ögrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı oldugunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kuruldugunu
ögrendim.
İnsan tenini ögrendim.
Sonra tenin altnda bir ruh bulundugunu. ..
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde oldugunu ögrendim..
Evreni ögrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını ögrendim.
Sonunda evreni aydinlatabilmek için önce çevreni
aydınlatabilmek gerektigin ögrendim.
Ekmeği ögrendim.
Sonra barış için ekmegin bolca üretilmesi gerektigini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,
bolca üretmek kadar önemli oldugunu ögrendim.
Okumayı ögrendim.
Kendime yazıyı ögrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi ögretti bana...
Gitmeyi ögrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi...
Daha da sonra kendime ragmen gitmeyi...
Dünyaya tek başına meydan okumayı ögrendim genç yaşta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektigi fikrine vardım.
Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektigine aydım.
Düşünmeyi ögrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi ögrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yikarak düşünmek
oldugunu ögrendim.
Namusun önemini ögrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk oldugunu;
gerçek namusun, günah elinin altindayken, günaha el
sürmemek oldugunu ögrendim.
Gerçegi ögrendim bir gün...
Ve gerçegin acı oldugunu...
Sonra kararında acının, yemege oldugu kadar hayata da
lezzet kattığını ögrendim.
Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının
hayatı tadacağını öğrendim.
Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.
Olur ya ...
Kalp durur ...
Akıl unutur ...
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur ...
Hz.Pir'im 🧡
2 notes · View notes
olumsuzsozler · 4 years
Photo
Tumblr media
Çoğu insan ölüme hazır değildir, ne kendi ölümlerine ne de başkalarınınkine. Şoka girerler, ödleri patlar, beklenmedik bir sürprizdir ölüm onlar için. Olmamalı oysa. Ben ölümü sol cebimde taşırım. Bazen cebimden çıkarıp onunla konuşurum: "Selam yavrum, nasılsın? Ne zaman geleceksin beni almaya? Hazırım."      
Charles Bukowski
╚►Sözler Gif linki:
Tumblr media
Charles Bukowski Sözleri: (1920 -1994) Dengeli insan delidir.  Charles Bukowski Hayat sadeliğiyle derindir. Charles Bukowski İşin özü şu ; "ölmek için doğarız."Charles Bukowski Acı, beni ikinci bir ten gibi sarmış.  Charles Bukowski Hangimiz biliyor ki kim olduğunu ?  Charles Bukowski En iyi insanlar hiç tanışmadıklarındır.  Charles Bukowski Kadın senden soğumuşsa, unut gitsin.  Charles Bukowski Büyük insanlar yalnızlığa mahkumdur.  Charles Bukowski Ne de Mucize; Yaşayacağız, Öleceğiz... Charles Bukowski Bir protesto yürüyüşüydüm tek başıma. Charles Bukowski Kalabalık nereye giderse sen aksi yöne git..  Charles Bukowski Boş insanlarla içi dolu hayaller kurmayınız.    Charles Bukowski Biz, doğal olmayan bir toplumda yaşıyoruz.  Charles Bukowski Kentler, insanları öldürmek için inşa edilirler.   Charles Bukowski Bana kalanları gösterin, size hiçliği göstereyim. Charles Bukowski Güvenin dostlar, ama tanrılara değil, kendinize. Charles Bukowski Sebeplerimi bilmiyorsan, seçimlerimi yargılama.  Charles Bukowski Bir kerede ölmeyiz genellikle, parça parça ölürüz. Charles Bukowski Yaşamayı öğrenmek için birkaç defa ölmek gerek. Charles Bukowski Zor yola, kolay kişilerle çıkmak en büyük hatadır.!   Charles Bukowski Sadece bir kez yenilmiyor insan, devam ediyor hep. Charles Bukowski Bazı insanlar sürekli bi yerlere gitme ihtiyacındadır. Charles Bukowski Hepimiz ölümü beklerken vakit öldürüyoruz sadece. Charles Bukowski Sevdirmeye gayret etme kendini, sevilmeye terket...  Charles Bukowski Unutma, Acı çektikçe büyürsün, kaçtıkça küçülürsün.  Charles Bukowski Herkesin sürdürdüğü türden bir yaşam: bizi öldürüyor. Charles Bukowski Yaşamak ölmekten daha çok cesaret gerektirir bazen. Charles Bukowski Neden hep kötü ile daha kötü arasındaydı seçimlerimiz? Charles Bukowski Kendini iyileştirmek istiyorsan, yaralarının sahibini yok et. Charles Bukowski Bazen o kadar yalnız oluyorsun ki, bu çok anlamlı geliyor...  Charles Bukowski Çok şey istemiyordum hayattan, sadece yalnız bırakılmak.  Charles Bukowski Herkes iyi olabilirdi, iyi biri olmak cesaret gerektirmiyordu. Charles Bukowski Umutsuz geleceğinin düşüncesiyle çıldıran bir ben miydim?  Charles Bukowski Size zamanını ayırmayan birine, asla kendinizi harcatmayın.  Charles Bukowski Üzülme evlat kaybettin sandıkların, belkide kazandıklarındır.  Charles Bukowski Gerçek yalnızlık, yalnız olduğunuz zamanlarla sınırlı değildir.   Charles Bukowski Eğer deneyeceksen, sonuna kadar git. Yoksa, hiç başlama bile. Charles Bukowski Aşk, gerçekliğin ilk ışığında yok olacak bir sis ve bir önyargıdır.  Charles Bukowski Seçilmiş bir yalnızlık, insanın sahip olabileceği en büyük lükstür. Charles Bukowski Bazı insanların en büyük zaafı, Bazı insanları çok umursamaktır. Charles Bukowski Geri zekalının değil, düşünebilen insanların cesareti önemlidir.  Charles Bukowski Yalnız Olmak, Yanlış Yerde Ve Yanlış Bir insanda Olmaktan İyidir.  Charles Bukowski İnsanlar adaletsizliği sadece kendi başlarına gelince düşünüyorlar. Charles Bukowski Tabii ki bir insanı sevebilirsiniz, eğer onu yeterince tanımıyorsanız. Charles Bukowski Mutlu olanların hepsi uyuyor şimdi. Mutsuz olanlara selam olsun!  Charles Bukowski Kimseyi değiştiremezsin hayatta. Ve kimse için de değişmemelisin. Charles Bukowski Yorma kendini, bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin. Charles Bukowski Tanrı başarısızlıkların bir icadıdır. Tek cehennem bulunduğun yerdir. Charles Bukowski Sözler cansız değildiler, insanın beyninde mırıldanan şeylerdi sözler. Charles Bukowski Yalnız gelir, yalnız gideriz. çoğumuz yalnız, korkulu ve yarım yaşarız.   Charles Bukowski Muhteşem adamlar umutsuz koşullardan doğarlar ; budalalarda öyle.  Charles Bukowski Başkalarını çözmeye çalıştıkça kendimi düğümlemişim, haberim yok.     Charles Bukowski İnsan;  Geçmişin hasretçisi, Geleceğin özlemcisi,  Şimdinin şikayetçisidir.  Charles Bukowski Kuşkusuz ki en büyük ön yargı; etrafımızdaki herkesi 'insan' sanmamızdır.   Charles Bukowski Sahip olduğunuz her şey bir bavula sığmalı; o zaman zihniniz özgür olabilir.  Charles Bukowski Kadın her zaman erkeğin özünü bulmak, onu evcilleştirmek, yoğurmak ister. Charles Bukowski Sevmeyi falan değil, yalnızlığı öğren...  Çünkü en çok ona ihtiyacın olacak...  Charles Bukowski Kölelik kaldırılmadı, sadece bütün renkleri kapsayacak biçimde genişletildi. Charles Bukowski Hayata mutlu olmaya gelmediğini kabul ettiğinde, mutlu olmaya başlıyorsun. Charles Bukowski İnsanların hakkımda ne düşündüğünü önemsemeyerek hayatımı on yıl uzattım. Charles Bukowski Masum çocukları sakat bırakacak bombaları desteklemek için para verilir mi? Charles Bukowski   Çok küfür ediyorsun diyorlar. Ne yani hayatımın içine edenlere şiir mi yazayım?  Charles Bukowski Uzaktan iyi görünüyorlar, yakınlaşıp ağızlarından akan beyinlerini görene kadar.  Charles Bukowski İnsanın en büyük hatalarından biri de, Doğru zamanı yanlış kişilerle doldurmaktır.   Charles Bukowski Öyle bir zaman gelecek ki, Toz kondurmadıkların, Kirden görünmemeye başlayacak! Charles Bukowski En güvendiğin insanların bir yanılgıdan ibaret olduğunu anlayınca, köşene çekilirsin.  Charles Bukowski Devrimcinin iyisi yoksul adamdan çıkar, ben devrimci bile değilim, yorgunum sadece. Charles Bukowski Yakın zannettiğin insanların, sana ne kadar uzak olduğunu, Düştüğünde anlayacaksın.  Charles Bukowski Sansür, kendilerinden ve başkalarından bazı gerçekleri saklamak isteyenlerin aracıdır.  Charles Bukowski Anladım ki; Hayatında birinin olmaması değil, birinin hayatında olamamakmış yalnızlık. Charles Bukowski Sonra dedim ki, insanlara ne anlatırsan anlat ama kendini anlatma. Bilirim, anlamazlar. Charles Bukowski Dostumsan yanımda, düşmanımsan karşımda ol. Ortada bir yerde isen, benden uzak ol. Charles Bukowski Afrikaya ilaç göndermeye karar vermiştik; fakat hepsinin üzerinde "tok karnına" yazıyordu.  Charles Bukowski Yine mi sarpa sardık? Giderek daha az gülüyor, hüzün verici bir biçimde daha makulleşiyoruz. Charles Bukowski Ve öyle bir gün gelecek ki; tanıdığın her insan yüzünden, biraz daha yalnızlaştığını göreceksin. Charles Bukowski İnsanları mutlu görmek beni de mutlu eder. Ama nerede o mutlu insanlar? Ben göremiyorum. Charles Bukowski İnsanları uzaktan izliyordum, bir sahne oyunu izler gibi. Onlar oynuyordu ve ben tek seyirciydim. Charles Bukowski Yalnızlıkla beslenen biriydim; yani yalnızlığımı alırsanız yemeğimi ve suyumu almış kadar olursunuz. Charles Bukowski Daha iyi bir dünya istiyorsak sokaklarda savaşmakla kalmayıp içimizde ve aklımızda da savaşmalıyız. Charles Bukowski Egemenlik gerçekten milletin olduğunda hükümetlere gerek kalmayacak; o zamana kadar boku yedik.  Charles Bukowski Kanalizasyon işçilerine din adamlarından daha çok saygı duyarım. En azından bokun akmasını sağlarlar. Charles Bukowski Yaşam felsefemi sordular cevapladım: Sonsuza dek yaşayacakmış gibi düşün, yarın ölecekmiş gibi yaşa.  Charles Bukowski İnsanların size karşı olması diye bir şey yoktur dostlarım, onlar sadece kendilerinden yanadırlar o kadar.  Charles Bukowski Hayat öyle bişey ki, sustuğunda konuşmadın diye pişman eder, konuştuğunda ise susmadım diye kahreder...  Charles Bukowski Kalabalığa karışmak için hiçbir özellik gerekmez. Ama yalnız ve dik durmak için, gerçekten çok şey gerekir..  Charles Bukowski Kaldığın yerden devam etmek diye bir şey yoktur. Ya bıraktığın orada değildir, ya da bıraktığın gibi değildir... Charles Bukowski Demokrasilerde önce oyunuzu kullanırsınız sonra emrederler, diktatörlükte oy kullanmanıza gerek kalmaz!.  Charles Bukowski Kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, kural sevmem. Toplumun beni şekillendirmesinden hoşlanmam.  Charles Bukowski Aslında insanların gerçek yüzleri her zaman ortadadır. Sadece bakmakta ve anlamakta geç kalırsın, Bu kadar...  Charles Bukowski Dünyanın üçte biri açlıktan ölüyor. Ve bazı orospu çocukları petrolü beklerken, ben başka bir dünya düşlüyorum..  Charles Bukowski İnsanlar acayip: Ufacık şeylere kızıp duruyorlar, ama hayatlarını harcamak gibi büyük meseleleri fark etmiyorlar bile. Charles Bukowski "Savaşa inanıyor musun?" diye sordu.- hayır- savaşmaya hazır mısın?- evet- İşte gerizekalı bir sistemin birey içgüdüsü. Charles Bukowski Ben de küçük şeylerden mutlu olabilirim ama bu kadar bokun arasından o küçük şeyleri bulup çıkarmaya üşeniyorum.  Charles Bukowski Bu kadar iyi niyetli olmayın, Çünkü en yakın bildiğiniz vefasız çıkabilir ve sizi düşmanlarınız değil de dostlarınız yıkabilir. Charles Bukowski Nefret ettiğin insanla iyi geçinme çabasına siz medeniyet diyorsunuz, ben sahtekarlık diyorum. O yüzden anlaşamıyoruz.  Charles Bukowski Benim hayatım, benim seçimlerim, benim hatalarım, benim sorunlarım, benim yalnızlığım. Yani özetle sizi ilgilendirmez. Charles Bukowski En zoru da ne biliyormusun ? Yalnızlığın belli olmasın Ve insanlar daha çok soru sormasın diye... Az konuşmak ve az gülümsemek.  Charles Bukowski Topluma uyum sağlayamadım nedense. İnsanlardan hoşlanmıyorum. Toplumun bir parçası olma isteği duymuyorum, ait değilim…  Charles Bukowski İnsanlar muhtemelen sabah kahvaltısında yumurta yemeyi sürdürecekler, cinsel sorunları yine olacak. Şiir yazacaklar. İntihar edecekler…  Charles Bukowski Çatlaklar, gerizekalılar, sapıklar, kinciler, sadistler, katiller. Modern toplum kendi türlerini yaratmıştı ve hepsi birbirlerinden besleniyorlardı. Charles Bukowski Beş dakika sonra hayatta olacağımızın bir garantisi yok. O yüzden keşke dememek için Bugüne kadar kırdığın kişileri ara ve bir daha küfür et.  Charles Bukowski Seks ve meslekle katlediyoruz kendimizi; akıl hastaneleri cinsel uyumsuzluktan ve mesleki hüsrandan akıllarını yitirmiş hastalardan geçilmiyor.   Charles Bukowski Ben ölümü sol cebimde taşırım. Bazen cebimden çıkarıp onunla konuşurum: "Selam yavrum, nasılsın? Ne zaman geleceksin beni almaya? Hazırım."  Charles Bukowski İlginç insanların sayısı neden bu kadar az? milyonlarca insanın içinde neden sadece birkaç kişi? bu kasvet verici ve cansız türle yaşamaktan başka çare yok mu?  Charles Bukowski Kitlelerin ahmakları zengin kahramanlara dönüştürdüğü bir dünyaya gidiyoruz. Böyle geldik böyle yaşamaktayız. Bu yüzden ölmekteyiz, bazıları çabalıyor.. Diğerleri Tanrı'ya sığınıyor. Charles Bukowski İnsan bağlanıyor işte. Göbek bağı kesilince bir kez, başka şeylere bağlanıyorlar. Manzara, ses, seks, para, seraplar, anneler, mastürbasyon, cinayet ve pazartesi sabahları akşamdan kalmalar...  Charles Bukowski Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar? Hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar? Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar. Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulamayanlar.. Charles Bukowski Neden gece çalışıyorsun?+ Karanlık olduğu için. İnsanlar beni göremez.- İnsanların seni görmesini neden istemiyorsun?”+ Çünkü görürlerse beni yakalayıp hapse atarlar.- Hapis nedir?+ Her şey hapistir. Charles Bukowski Boşluklar olmalı. Yatağa uzanıp tavanı seyret, bu çok çok önemlidir. Hiçbir şey yapmamak, çok çok önemli. Ve bu çağdaş toplumda kaç kişi yapıyor bunu? Çok az. Bu yüzden herkes kaçık, saldırgan, öfke ve nefret dolu. Charles Bukowski Nice mutlu yıllara   demiyeceğim, çünkü değişen bir yok. Günler aynı, insanlar aynı, yalanlar aynı, dekorlar ve sahneler aynı, kandırılanlar aynı. Ve yine aynı olacak, sahte kahkahalar, sıra dışı böğürmeler…  İyi kusmalar.  Charles Bukowski Savaşlarda milyonlarca insan öldürüyorlar, sonra da madalyalar veriyorlar. Dünya nüfusunun yarısının açlıktan ölüşünü koltuklarımızda oturup televizyonda izleyeceğiz. Ve aramızdan buna milliyetçilik diyen gerizekalılar her zaman çıkacak, alışın bu gerzeklere.    Charles Bukowski Sabahın altı buçuğunda bir çalar saatin sesine uyanıp yataktan fırla, giyin, zorla bir şeyler atıştır, sıç, işe, diş fırçala, saç tara, başka birine büyük paralar kazandırmak için ve sana tanınan fırsat için müteşekkir olmak için berbat trafiğin içine dal. Nasıl razı olunur böyle bir yaşama?   Charles Bukowski Çoğu insan ölüme hazır değildir, ne kendi ölümlerine ne de başkalarınınkine. Şoka girerler, ödleri patlar, beklenmedik bir sürprizdir ölüm onlar için. Olmamalı oysa. Ben ölümü sol cebimde taşırım. Bazen cebimden çıkarıp onunla konuşurum: "Selam yavrum, nasılsın? Ne zaman geleceksin beni almaya? Hazırım."     Charles Bukowski
youtube
……………………………………….. ╚►Facebook: https://www.facebook.com/Pusulasoz ╚►Tumblr: http://pusulasozler.tumblr.com/ ╚►Twitter: https://twitter.com/pusula1sozler ╚►Twitter: https://twitter.com/SozlerOlumsuz ╚►Pinterest: https://tr.pinterest.com/szler/ ╚►Site arşiv: https://pusulasozler.tr.gg/ ╚►Sözler Gif: https://i.ibb.co/Wnm0RCj/Charles-Bukowski-S-zleri.gif ……………………………                               Hata varsa bize bildirin.                              #PusulaSözler  
1 note · View note
mustafasalihbozok · 4 years
Text
HAYATTAN NE ÖĞRENDİM?
Sonsuz bir karanligin içinden dogdum. Isigi gördüm, korktum. Agladim.
Zamanla isikta yasamayi ögrendim.
Karanligi gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanliga ugurladim sevdiklerimi...
Agladim.
Yasamayi ögrendim.
Dogumun, hayatin bitmeye basladigi an oldugunu;
Aradaki bölümün, ölümden çalinan zamanlar oldugunu ögrendim.
Zamani ögrendim.
Yaristim onunla...
Zamanla yarisilmayacagini, zamanla barisilacagini, zamanla ögrendim...
Insani ögrendim.
Sonra insanlarin içinde iyiler ve kötüler oldugunu...
Sonra da her insanin içinde iyilik ve kötülük bulundugunu ögrendim.
Sevmeyi ögrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalici oldugunu,
Sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu ögrendim.
İnsan tenini ögrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde oldugunu ögrendim.
Evreni ögrendim.
Sonra evreni aydinlatmanin yollarini ögrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini ögrendim.
Ekmeği ögrendim.
Sonra baris için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini...
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,
Bolca üretmek kadar önemli oldugunu ögrendim.
Okumayi ögrendim.
Kendime yaziyi ögrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazi, kendimi ögretti bana...
Gitmeyi ögrendim.
Sonra dayanamayip dönmeyi...
Daha da sonra kendime ragmen gitmeyi...
Dünyaya tek basina meydan okumayi ögrendim genç yasta...
Sonra kalabaliklarla birlikte yürümek gerektigi fikrine vardim.
Sonra da asil yürüyüsün kalabaliklara karsi olmasi gerektigine inandım .
Düsünmeyi ögrendim.
Sonra kaliplar içinde düsünmeyi ögrendim.
Sonra saglikli düsünmenin kaliplari yikarak düsünmek oldugunu ögrendim.
Namusun önemini ögrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk oldugunu;
Gerçek namusun, günah elinin altindayken, günaha el sürmemek oldugunu ögrendim.
Gerçegi ögrendim bir gün...
Ve gerçegin aci oldugunu...
Sonra dozunda acinin,
Yemege oldugu kadar hayata da lezzet kattigini ögrendim.
Her canlinin ölümü tadacagini,
Ama sadece bazilarinin hayati tadacagini ögrendim
Hz. Mevlana
Tumblr media
10 notes · View notes
ahmet-34 · 5 years
Text
Hayattan ne ögrendim? MEVLANA
Sonsuz bir karanligin içinden dogdum. Isigi gördüm, korktum. Agladim. Zamanla işikta yaşamayi ögrendim. Karanlığı gördüm, korktum. Gün geldi sonsuz karanliga ugurladim sevdiklerimi. .. Agladim. Yasamayi ögrendim. Dogumun, hayatin bitmeye basladigi an oldugunu; aradaki bölümün, ölümden çalinan zamanlar oldugunu ögrendim. Zamani ögrendim. Yaristim onunla... Zamanla yarisilmayacagini, zamanla barişilacagini, zamanla ögrendim... Insani ögrendim. Sonra insanlarin içinde iyiler ve kötüler oldugunu... Sonra da her insanin içinde iyilik ve kötülük bulundugunu ögrendim. Sevmeyi ögrendim. Sonra güvenmeyi... Sonra da güvenin sevgiden daha kalici oldugunu, sevginin güvenin saglam zemini üzerine kuruldugunu ögrendim. Insan tenini ögrendim. Sonra tenin altnda bir ruh bulundugunu. .. Sonra da ruhun aslinda tenin üstünde oldugunu ögrendim. Evreni ögrendim. Sonra evreni aydinlatmanin yollarini ögrendim. Sonunda evreni aydinlatabilmek için önce çevreni aydinlatabilmek gerektigin ögrendim. Ekmegi ögrendim. Sonra baris için ekmegin bolca üretilmesi gerektigini. Sonra da ekmegi hakça ülesmenin, bolca üretmek kadar önemli oldugunu ögrendim. Okumayi ögrendim. Kendime yaziyi ögrettim sonra... Ve bir süre sonra yazi, kendimi ögretti bana... Gitmeyi ögrendim. Sonra dayanamayip dönmeyi... Daha da sonra kendime ragmen gitmeyi... Dünyaya tek basina meydan okumayi ögrendim genç yasta... Sonra kalabaliklarla birlikte yürümek gerektigi fikrine vardim. Sonra da asil yürüyüsün kalabaliklara karsi olmasi gerektigine aydim. Düsünmeyi ögrendim. Sonra kaliplar içinde düsünmeyi ögrendim. Sonra saglikli düsünmenin kaliplari yikarak düsünmek oldugunu ögrendim. Namusun önemini ögrendim evde... Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk oldugunu; gerçek namusun, günah elinin altindayken, günaha el sürmemek oldugunu ögrendim. Gerçegi ögrendim bir gün... Ve gerçegin aci oldugunu... Sonra dozunda acinin, yemege oldugu kadar hayata da lezzet kattigini ögrendim. Her canlinin ölümü tadacagini, ama sadece bazilarinin hayati tadacagini ögrendim. Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim. Olur ya ... Kalp durur ... Akıl unutur ... Ben dostlarımı ruhumla severim. O ne durur, ne de unutur ... MEVLANA
9 notes · View notes