Kasımpaşa ve Hasköy’ün yoksul, eğri büğrü, birbirine omuz omuza yaslanmış sıvaları dökük binalarından, sıkışık, karmaşık yollarından sonra korunun içinde geniş saçaklarla bezeli çatısıyla zarif kasır bir rüya alemi gibi gelirdi ona.
Onca yağmurun, ayazın sonunda anısızın bahar gelmişti. Kırmızı, beyaz, sarı laleler açmış, erguvanlar mora boyamıştı koruyu. Havalar ısındığından beri haftada en az…
biliyorum ibrahim'in yangını var içinde, züheyla'nın çaresiz aşkı, yakup'un özlemi. ama nuh'un tufanında değil de bir kuyunun dibinde boğulmuşsun gibi. dışarısı sana nefesken, başkasına kıyamet olmuş, var mı bir nedeni? ölümden önce yaşamın varlığını sorguluyorsun çoğu zaman belki. bir mutfak masası, tek dolu sandalye seninkisi ama sen de hiç var olmamışsın, yansıman bir agoni. isa'nın doğumunu milat göstermişler de doğduğu gün tarihe yenilmiş, ondandır hiç barışamadığın duvar takvimi, bana baksana, sen gülünce yüzünde güller kanayan gevheri. ne bu gülüşlerin sahteliği? acıların ve yaraların hep farklı yerlerde ama sol yanında yekpare? sallanmak niyetine kendini astığın avize bir gün düşmeyecek mi? boynundan göğsüne denk düşen bir bulvar demiştin bana oysaki. fakülte çıkışı yaktığın bir sigara. parmakların tanrısal. parmak uçlarından yayılan yangın beni yakar, kaç kitap da yasaklanır, kaç cümleden dolayı soruşturma açılır hakkında, ben yalnızca bir şiir? sen bir şair, hitap eder misin benden başka bir kadına? nazım piraye'den döndü vera'ya? gevheri, ey çöl gülüm, içimi sızlatan çelişki ve agoni, bugün bir savaşı bile isteyerek kaybettim, derler belki sana uğruna yenildiği kıymetli tüm dünyaya karşı verdiğim savaşta yenilen bir kadınım belki lakin silahları bırakırken içimde yoktu çocuk cesedleri.
Gevheri Kimdir? 17. yüzyıl saz şairidir. Hemen bütün halk sanatçıları gibi nerede ve ne zaman doğduğu bilinmiyor. Bazı araştırıcılar, Kırım hanlarından I.