#kız tripleri

[veradansatirlar]

Şimdi şöyle bir durum var benim sevgilim var yaklaşık 1.5 aydır bir ilişkimiz var her ilişkide olduğu gibi bizde de illa ki tartışma vs oluyor. Aynı iş yerindeyiz bugün doğru düzgün hiç konuşmadık bir ara onu bir kız arkadaşımla konuşup gülerken gördüm bu biraz içime oturdu aklımdan acaba beni sevmiyor mu düşüncesi geçti. Neyse bir şey demedim ona çıktım işten ona dedim ki akşam seni almaya geleyim ama çıkamadım ona da dedim ki babam evde gelemiyorum,sonra annemden izin aldım onu aradım çıktın mı geleyim mi diye bana dedi ki istiyorsan gel istemiyorsan gelme sen bilirsin. Yorgunsan gelmiyim dedim çok uzattın istiyorsan gel dedi Ben gel demesini bekledim ama o kadar da heveslendim yani. Neyse dedim ki gelmiyorum dedi ki iyi tamam kapat telefonu kapattım. Az önce beni aramış geri döndüm parkta beni beklemiş ki ben ona gelmeyeceğimi söylemiştim dedi ki bir daha bana yazma beni arama falan. Neden böyle hissediyorum gerçekten bilmiyorum ama bana artık sanki beni sevmiyor gibi geliyor ya belki de bunca zaman da hiç sevmedi. Regl duygusallığı var üstümde zaten oturup ağladım bunları yazarken de gözümden yaş geliyor. Sence neden böyle yaptı ben mi yanlış düşünüyorum bana karşı hissi kalmamış olabilir mi?

Açık konuşacağım. Çocuk bildiğin piyon gibi kullanmaya çalışıyor seni. Klasik keko erkek tripleri bunlar, nerde görsem tanırım. İlişkiniz hep böyle mi bilemem ya da sizleri tanımadığım için çok yorum yapamam. Sadece ben böyle bir ilişkinin içinde olsaydım eğer bu hareketi ilk defa yapıyorsa bir mesafe koyar denerdim karşımdakini ama bu bir değil iki değil üç ve daha fazlasıysa kendim değerliyim sonuçta yol verirdim giderdi. Ne kadar sevsem de bana zarar veren, beni yıpratan hiçbir ilişkiyi kabul etmem. Sana da bunu tavsiye ediyorum. Biliyorum canın yanıyor. Ama can yanmalı ki çiçek açsın.

[korelist]

BUSINESS PROPOSAL //  KDRAMA DİZİ YORUMU

UYARI : Yazılar genel olarak spoiler içerebilir. İçermeyedebilir.

İmdb puanı: 8,2 Benim puanım: 7

Drama: Business Proposal

Hangul: 사내맞선

Director: Park Sun-Ho

Writer: Hae Hwa (web novel), Han Sul-Hee, Hong Bo-Hee

Episodes: 12

Date: 2022

Language: Korean

Country: South Korea

Cast: Ahn Hyo-Seop, Kim Se-Jeong, Kim Min-Kyu, Seol In-A, Song Won-Seok    

 Aynı isimli webtoondan uyarlanan Business Proposal uzun süredir izleme listemdeki bir diziydi. Çok fazla gözümde büyüttüğüm için bir türlü izleyememiştim. Tam anlamı ile çerezlik, eğlenceli bir diziymiş. Kore dizilerine nazaran mini dizi bile denilebilir, çünkü; 12 bölümden oluşuyor. Oyuncular keyifli, hikaye keza keyifli, vakit geçirmek için birebir bir.

Konusuna gelirsek; zengin iki aile büyüğü başarılı çocuklarının izdivacına ön ayak olmak istiyorlar. Ailesini kaybettikten sonra tek akrabası dedesi kalan Kang Tae-Moo (Ahn Hyo-Seop), yurtdışında eğitim almış, birçok alanda başarılı kendini geliştirmiş genç bir adamdır. Ülkesine dönünce şirketin başına geçmiştir. Bütün hayatı iş üzerine kuruludur. Dedesi Kang Da-Koo(Lee Deok-Hwa) ise artık torununun mürüvvetini görmek onu evlendirmek istemektedir. Seçtiği zengin ailelerin kızları ile sürekli buluşma ayarlamaya çalışır. Jin Young-Seo (Seol In A) ise , Chaebol ailesinin kızıdır. Babası kızını tek başına büyütmektedir. Artık düzgün varlıklı bir adamla evlendiğini görmek ister. Öte yandan Young-Seo kendi ayakları üzerinde duran bir kadındır ve aşık olup evlenmek istemektedir. Bu konuda babasını ikna edemeyince ayarlanan “kör randevu”ya en yakın arkadaşının gitmesini ister. En yakın arkadaşı Shin Ha-Ri(Kim Se-Jeong) randevuya gidecek, gelen damat adayını bezdirip onunla evlenmek istememesine neden olacaktır. Bir şekilde bu duruma ikna olan Ha-Ri randevuya gider.

Ancak randevu hiç kimse için umduğu gibi gitmez. Tea-Moo ile randevuda karşılaşan Ha-Ri, onun çalıştığı şirketin Ceo’su olduğunu fark eder. Tea-Moo ise Ha-Ri’nin aşırı hareketlerine rağmen ondan hoşlandığını evleneceğini söyler. Bu sırada kendi işleri ile meşgul olan Young-Seo ise markette aradığı ‘ilk görüşte aşk’ı bulur. Ve o kişide Kang Tae-Moo’nun sağ kolu Cha Sung-Hoon(Kim Min-Kyu)’undur.

Öncelikle diziyi sevdim, onu bir netleştirelim. Kim Se-Jeong’i The uncanny counter dizisinden tanıyorum. Orada daha maskülen bir karakterdi. Counter’da karakterlere çok romantik sahne yazılmadığı için bu dizide nasıl olacağını merak ediyordum. Bence olmuş, eğlenceli sevimli bir kadın karaktere bürünmüş. Hikaye başlangıcı ve örgüsü klişe ama eğlenceli olmuş. Kafa dağıtıp biraz uzaklaşmak için birebir olabilir. Gel gör ki, dizinin tek sevmediğim hatta nefret ettiğim noktası ise seyirciyi salak erine koyması oldu. Birbirlerinin gözünün içine bakıp gözüme bişey kaçmış tam göremedim diye çevirmeler mi dersiniz, açık açık görmesine rağmen anlamamalar mı dersiniz… Çok uzatılmış anlayacağınız. Ha-Ri’nin söylediği kişi olmadığını Tea-Moo’nun keşfetmesine kadar geçen sürede, ömrünüzden ömür gidiyor. Saçınızı başınızı yoluyorsunuz, ölüp ölüp diriliyorsunuz.

Senaryoda bütün klişeler var. Üçüncü kadın, erkekler. Yanlış anlamalar. Son dakika ile kaçırmalar. Zengin kız fakir oğlan, fakir kız zengin oğlan tripleri. İkili arasına giren aile büyükleri. Kuyu kazmacalar. Var da var yani. Bu kadar çerezlik bir dizi olmasının nedeni belki de bu olabilir. 12 bölümlük dizinin yarısı ay yanlış anladı, ay öğrendi mi diye geçti. Bu kadar boş sahneyi çekmeyip 6 bölümlük gerçekten mini bir dizi yapabilirlermiş. Gerçekten ama, o kadar yüksek eğitimler almış, on parmağında on marifet, zeki, çalışkan, kurnaz bir genç adam gözünün içine baka baka baka o kızı nasıl tanıyamaz, aklım almıyor. Biz bunu böyle yazalım, seyirci yer demişler. Bağır çağır salak yerine koymuşlar bizi.

İkinci çifti de sevdim bu arada. Onların arasında yanlış anlama olmaması bi nebze beni rahatlattı. Jin Young-Seo ve Cha Sung-Hoon çifti hoştular. Tanışmaları, karşılaşmaları, diyalogları tam romantik komedi tadındaydı. Kimseyi de salak yerine koymadılar. Ayrıca Tea-Moo’nun dedesi Kang Da-Koo dizi izleme konusunda benimle yarışır bir karakterdi. O pembe dizileri izleyip televizyon ile konuşan halleri çok eğlenceliydi. 2022 dizisi olan Business Proposal’ın webtoon’unu okumadım ama dizinin devamı geleceği söyleniyor. Konuyu bir şekilde tamamlayıp tatlıya bağlasalar bile Kore sonlarına benzemiyordu. Devam edeceği için olduğunu düşünüyorum. Eğlendim, saçımı başımı yoldum, güzel zaman geçirdim. İzlenebilir.

 OST:

Woo Ji Hun , Park Sejun - Be Mine

Raven Melus

BAŞKA NELER VAR ?

FOTOĞRAFLAR

[bburcistan-blog]

[eniyisininiyisininiyisi]

DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARI:

Hasan:

Tanıdığım en güzel en ışıltılı en sevecen insanlardan bir tanesisin belki de en güzelisin. Seninle zaman geçirirken dünya bambaşka bir hal alabiliyor. Sanki zaman her an yenileniyor. Yanında olamadığım için çok üzgünüm. Şimdi kafana bir pasta vurmak vardı deli kız. Sürprizlerden hoşlanmıyorsun aslında tepkisiz kalıyor yada ne tepki vereceğini o an bilemediğin için hoşlanmıyorsun, bence doğru teori bu. Doğum günün kutlu olsun olsun güsel insan. Seni iyi ki tanıdım. Bu arada en sevdiğin rakamında bir araya gelip doğum gününü oluşturması nereden bakarsan bak kral hareket. Şakayla karışık doğum gününü kutlamak istedim. İyi ki varsın gülen yüzün gülümsemen hiç eksilmesin.. ❤️❤️

İbrahim:

Bugün senin doğum günün klasik doğum günü mesajlarına girmeyecem girmek de istemiyorum aramızdaki muhabbet ne olur ne biter bilemem sonrası öncesi önemli değil katmıycam da o konuları ben çünkü sana değer veriyorum seninle senin için sana değer verdiğim için konuşuyorum kutlamak istedim Xxn doğum günün kutlu olsun sen belki geç oldu gibi düşüneceksin ben normalde sana bu mesajı bu günün sonunda atacaktım gene dayanamadım çünkü ben senin ile ilgili bir şeye dayanamıyorum başı geliyor ama sonunu getiremiyorum öyle bir yer ettin bende neyse gene benim geç kalmış sabırsızlıgıma verelim sıkıntı yok şuan belki bu mesajı görmeyeceksin sabah okursun muhtemelen iyiki doğdun canımın içi iyiki varsın bu gece hava kararmiyor neden ise senin ışığın bana kadar vuruyor öyle parlak ve berraksın iyiki hayatımdasin yap bu tripleri böylesi daha güzel doğum günün kutlu olsun dönmeni 4 gözle bekliyorum 😊

Oğuz:

Doğum gününü en içten dileklerimle kutlarım iyiki doğdun sevdiklerinle geçireceğin nice mutlu, sağlıklı ve huzurlu uzun ömrün olsun 🎂🎂🎂🎂🎂

[saphiremoonllight]

sen bana hep yalnız kız havası veriyorsun böyle herkesten tiksiniyorum bana dokunmayın tripleri

Hahahahhsjd herkesten tiksinmiyorum. Kendimi bildim bileli yalnız vakit geçirmeyi daha çok seven biriyim.Bunu asosyallikle bağdaştırabilecek çok insan var ama benim için bir tercih. Yalnız olmakla yalnız bırakılmak arasında fark var nihayetinde. Beraber zaman geçirmeyi, bir şeyler paylaşmayı,eğlenmeyi vs çok sevdiğim,değer verdiğim insanlar var ama bu süreklilik halinde değil.Ben içe dönük halimi daha çok seviyorum daha rahat hissediyorum.Biraz konfor alanı olayı da diyebiliriz birilerine bağımlı olmadan da iyiyim diyelim (:

[eniyisiniistiyorum]

Dün güzeldi yaa. Ben yusuf’a git gide daha çok düşüyorum ve bunu yazarken bile utandım nfjjdfj normalde buraya ne yasarsam yazayım utanmam.

Sabah bunu koridorda gördüm günaydıın dedim normalde pek yapmam o da söyledi. Aşağı indik işe başladık putaway yaparken koridordaydım. Bu arkadan geldi “napıyosun ismim” dedi. “Çalışıyorum sen napıyorsun” “ben de çalışıyorum” “dün neden gelmedin” “ben onun açıklamasını gamzeye yapmıştım” “bişi söylemedi uyanamama olayını mı diyosun” “sen hangisini soruyorsun işe mi eve mi” “işi soruyorum” “he ona uyanamadım ya” “anladıım” “amca oldum ben” “ilk defa mı” “evet” “ismi ne” “yavuz selim” gülümsedim “sen gördün mü?” “Gördüm tabi. 2 kilo doğdu. Şu kadar.” (Eliyle boyutunu gösteriyor djdjjsjs)

Neyse sonra gitti. Ben tekli listesi aldım. Koridora girdim gene C1’de denk geldim. O arkadan geldi. “İsmim çok sık karşılaşıyoruz” “ben çok çalışıyorum ondandır” “bu hesaba göre ben de çok çalışıyorum” “evet sen de çok çalışıyorsun” “sen daha yakınsın 30 C sonu 42 gri pantolon” ne dediğimi hatırlamıyorum ama yakın dediği de bir adım var aramızda. Kızın arabasını falan geçtim koridorda bi kız daha vardı bu arada fjjdjdj aldım götürdüm. “12 D çorap sonu 65” “ciddi misin sen?” “Evet” “ya daha fazla verirse?” “Üçüncüyü isterse ben alırım” “yok tamam ben gidiyorum artık” aldım. “Barkodu kopyalar mısın?” “Nası” “kopyala daha fazla verirse onu da alıp geliyim” “tamam dur sonu 2465 dimi? “Eveet” o ara mola söylendi. “Başka vermedi” yanına gittim. “Hadi gidelim” dedi ve molaya indik.

Sonra pek bişi olmadı yemek molasında yanımızdaydı. Çakmak için seslendim duymadı o ara merve parmağını şıklatarak onu çağırdı “bence bir daha seslenebilirdim. Duyardı bu sefer. Bir de böyle yapıyorsun” (şıklatma hareketi) neyse bu duydu verdi “senin de ayarın yok he ya yanma tehlikeli çakmak ya da böyle yanmayan çakmak.” “Öbürünün içinde gaz yok öylr yanıyodu attım bunu aldım” “e bu da yanmıyo” “bunun nesi var?” Gamze atladı “az yanıyo diyo tam yanmıyo” o da gamzeye dönüp “biz anlaşıyoruz. Tekrar etmene gerek yok anlayabiliyoruz biz birbirimizi” offffffffffffffffff aşşırı iyi değil mi ya kfkdksk

Burç olayı oldu bu yükselen olayı falan dedi onara merve onun yükselenine bakıyodu iki saat bulamadı falan ben o enerjiden sıkılıp dayanamadım “sen de bakabilirdin bence” “ben bilmiyorum ki” “bilmeyecek bir şey yok google’a yükselenim ne yazacak” o yine açıklamaya çalıştı tam cümlesini hatırlamıyorum ama bu da çok hoştu bakıyom dedi bakıyo işte de diyebilirdi.

Sonra kalktık yükseleni oğlakmış ben bildim djjdjdj yürürken ona oğlağı falan anlatmaya çalıştılar çok rahatsız oldum o histen çok bunaldım merveye de bir şey söyleyecektim dinlemedi bi dk diyip ona konuşmak için bekledi ben de dayanamayıp gittim. Arkamdan bakmış o niye önden gitti” demiş. Sonraaa bunun tripleri bitmedi. Onlar o kadar önemli değildi ama ben bana küsmesini saçma buldum olum senle alakalı değil ayrıca ne küsüyorsun fkdkdk küstüğünü anladım ulan acaba naptım dedim ve aklıma bu geldi kızlara sordum onlar da niye gittiğini sordu falan dediler

Böyleydi işte.

[virane1hayat]

ne bu? bu kadar böyle yavşama tripleri sevdiğim kız var diyor anlamıyonuz mu niye koala gibi yapışıyonuz olum az bir durun lan yokluktan napcanızı şaşırdınız sevdiğiniz çocuk başka kızlarla konuşup eğlense hoşunuza mı gider lan

tamam sakin kimse kimsenin kalbini kıramaz benim bloğumda herkes söylediklerinde dikkat etsin.

[hiperberdus]

Ne salak kafaymış uhh be

Bir gün boş boş takılırken godfather serisini izleyip günümü değerli kılmayı düşündüm. Film bittiğinde artık ben değildim sanki Francis Ford Coppola nın direktifleriyle hareket eden bir İtalyan Corleone idim. Sabah kalkıp bulabildiğim en ağır elbiseleri giyip iş yerine doğru ağır adımlarla yürüyorum. Tabildot lokantasın da italya dan Amerika ya yeni göçmüş mülteci gibi ürkek ve korumacı bakışlar atıyordum. Bir gün iş yaptığım adama Corleone tripleri ile yaklaşınca anında tahsilatı gerçekleştirmiştim. Oda biliyordu artık ben Micheal Corleone idim. Beni etkileyen en çok etkileyen sahnelerden biri Al Pacino nun Sicilya dağlarında hoşlandığı kızın babasına atar yapıp kız ile görüşmek için izin istemesiydi. Bende bıraktığı etki vay be adamdaki taşağa bak alayına atar gider ama doğru yapıyor flörtleşip unutmuyor gibisindendi. Ben bu etkiyi yaşarken iş yerine gelen hoşlandığım ve konuştuğum hanımefendinin amcası gelmişti. Bu bulunmaz bir sahne denk gelmeyecek bir fırsattı. Çırağa seslenip çay istedikten sonra müstakbel amcayı yanıma otur buyurup Micheal Corleone repliği ve ses tonu ile amcaya takır takır konuşuyorum. Cümleyi tam hatırlamıyorum baya bi sene geçti doğrusu :D sonrasında ben sizin yiğeniniz olan kişi ile görüşmek istiyorum felan fistan adam kitlendi kaldı daha önce ne kimsenin başına gelmiş çevrede ne duyulmuş. Babam şaşkın şaşkın bana bakıyor ne diyor bu diye adam ters cevap verse Sicilya'nın bana verdiği yetki ile adamı balkondan sallandırıcam öyle bi kafayı yemişim. Adamın şok anı geçip kendine geldikten sonra sadece olur demesi ile içimdeki Corleone çıkıp gitmişti. Ben ne yaptım şimdi ne konuştum diye kendi içimde muhasebe yaparken babamın sen eve git yat uyu diyip bana izin vermesi ile bütün gün yandan yemiş Corleone gibi dolaşırken günü bitirdim. Halbuki adama karşı bu tavrı takınır iken hatuna karşı ben bilmem amcana söyledim ihi tavrı arasında anasının amı kadar fark vardı.

[laktikasitfermantasyonuu]

yıl 2012,lise 1...

bir çocuk var sınıfta, sanki bir o ve bir ben varım gibi

çok seviyorum,öyle çok seviyorum ki sevdiği kızla birlikte olsun üzülmesin diye uğraşıyorum sürekli destek oluyorum..

her gün neredeyse mesajlaşıyorduk, hiç unutmam bir tatilde ankaraya gittim,orada konuşurken bir süre cevap vermedi falan bana,dedim noluyoruz. 

söyleyemem üzülürsün dedi, meğerse sigara içmeye başlamış,ailesinden gizli içecek diye sürekli bi yerlere çıkıyor. 

ilk bana söylemişti..

bir başka gün okulda konser var şu hepimizin iyi bildiği dandik okul konserleri,ama inanılmaz değerli olur o yaşlarda.

sınıfta hiç arkadaşım yok zaten çocuk da sevdiği kızla konser alanına inecek falan,oturdum tek başıma koca sınıfta ağlamaya başladım,sonra bir kız geldi yanıma elini omzuma koydu. ben biliyorum merak etme geçecek dedi.o gün lisedeki en iyi arkadaşımı edindim. aldı beni konser alanına indirdi. benimki de orada zaten. çok görünmek istemiyorum ağladığım için, kenara köşeye bi yere geçtik bekliyoruz,derken geldi benimki yanıma. ağladın mı sen dedi, ne diyeyim bilemedim biraz daha ağladım karşısında. sarıldı bana. bütün konser sarılarak şarkı söyledik ilk defa.

okula gidiyoruz geliyoruz okulda aşırı soğuğuz birbirimize konuşmuyoruz, eve dönüyoruz mesajlaşıyoruz ama.

böyle bir sene geçti. 

2.sınıfa başladık sınıflar değişmiş,bizim sınıfta değil. yine bir ağlama faslı tabii.

gel zaman git zaman bir karar çıktı isteyen kişiler şube değiştirecek diye.

bu aralarda tabi biz artık pek konuşmuyoruz selamlaşmak hariç,mesajlar falan da kesildi.

bi duyduk ki bizim sınıfa geçecek.. sınıfımızda asla yer yok ufacık sınıfta 35 kişiyiz,öyle yer yok ki biz bile yerimizden kalkıp kapıdan çıkarken ufalmamız gerekiyor.

geldi sınıfa, mecbur ikili sıralardan birine üçüncü olacak bir süre, dedim kesin en yakın arkadaşlarının arasına oturur.iki dakika sonra falandı geldi hocaya buraya oturabilir miyim dedi.. bizim aramıza.

ilk kez bir sırayı birlikte paylaştık.

sonra tabi yer ayarladılar 3-4hafta sonra başka yere geçti

bu süreçte aramız baya iyi yine bu sefer artık okulda da sürekli muhattap oluyoruz sürekli birbirimize bulaşıyoruz falan ama hep bir mesafe var aramızda klasik lise tripleri işte

bir sevgili yaptı kendine başka okuldan, bir gün mesajlaşırken ona atacağı mesajları bana attı,bozuntuya vermedim saldım. bu beni ilk inciti��iydi.

bir gün bir gezi düzenlendi okulda kayak merkezine, gelecek mi gelmeyecek mi onu bile bilmiyorum.

bir kod adı vardı bizde benimkinin sürekli onu kullanırdık yanımızdayken falan anlamasın diye.

bazı şarkılar vardı onu düşünüp ağlayarak dinlediğim,ama ne cesaretse okulda bile bağıra bağıra söylüyoruz belki anlar diye.

whatsapp durumunu o şarkılardan biri yapmıştı sonrasında. muhtemelen benim için dinlemeden sadece benden duyarak. 

bu beni ilk ümitlendirişiydi.

sonra demin bahsettiğim okul gezisine gidilecek gün geldi, herkes aşırı heyecanlı otobüste zaten herkes gezilerde birbirini aşırı sever falan ya. herkes birbiriyle konuşuyor neşeler neşeler. orada çok yorulduk,dönüş yolunda herkes ölü gibi.

nasıl olduysa tam hatırlayamıyorum birlikte oturduk dönüşte. bir kulaklık çıkarttı,gel dedi müzik dinleyelim. taktık kulaklığımızı benim onun için bağırarak söylediğim şarkıları dinledik. bir eli omzumda,kafamı göğsüne yaslamıştım,muhtemelen o başkasını,ben onu düşünüyordum. sonra yolun sonuna yaklaşırken kafasını kaldırdı,ve bi anda ona söylediğimiz kod adını fısıldadı.anlayamadım,sustuk.

bu bizim ilk yolculuğumuzdu.

gezinin üzerinden bir kaç hafta geçti,ben bu süreçte şehir dışına çıkmak durumunda kaldım yine okula gidemedim,o zamanlarda hiç mesajlaşmadığımız kadar mesajlaştık.bandırma sahile bakarken onunla mesajlaşıyor olmak inanılmaz bir histi. 

sonra doğum günü yaklaştı,tabi herkesin doğum günü kutlandığı için onunkinin de kutlaması lazım. dedim bu işi bana salın ben hazırlamak istiyorum. salmaya salın da bir kuruş harçlığım yok. gittim en yakın arkadaşımın yanına ağlıyorum,o zamanlar bursu yatardı arkadaşımın çıkardı bütün bursunu bana verdi,dedi git pasta al senin mutluluğundan değerli değil hiçbir şey.

o gün eve döndüm, biraz da photshop işinden anlayınca oturdum pastanın üstünü tasarladım,tabii o zamanlar şeker hamuru zırvası daha piyasada yok anca fotoğraf bastırıyosun.

hiçbir yerde olmayan bütün fotoğraflarını buldum bir şekilde, bir şeyler yaptım düzenledim bastırıcam artık pastaya son bir iki gün. annemler dedi ki şehir dışına gidicez.

pastayı bi şekilde hallettik arkadaşlarımla, o gün gittim şehir dışına.

o güne kadar bir kuruş para vermek istemeyen bütün sözde en yakın arkadaşları hepsi doğum günü hazırlığının üstüne konmuş.

o gece bana mesaj attı.

bu bana attığı ilk teşekkür mesajıydı. anlamış tabi benim yaptığımı.

sen ol isterdim burda dedi.

bunun üzerine okulda başka olaylar oldu ve okul değiştirme kararı aldım bir anda.

okulun son günü vedalaşmadan gittim.

akşamına bir mesaj attım ilk defa,uzun uzadıya anlattım her şeyi. 

zaten bildiği,ama açık açık ilk kez ifade ettiğim şeyleri. bir kaç saat haber bekledikten sonra olmayacağını konuştuk ve kapandı.

o gün bugündür üzerinden tam 6 sene geçti,ne yüzünü gördüm,ne sesini duydum,ne bir haber aldım.

unuttum,unutabildim sandım,ama başaramamışım.

bugün ilk kez aklıma geldi 6 sene sonra yeniden.

tekrar mesaj attım,7 saat oldu,hala cevap vermedi.

bugün tekrar tekrar anladım ki, oradan ayrıldığım gün,ilk kez olan her şey aslında son kezmiş.

bu gecemi ona ayırdım,saatlerdir onu düşünüyorum, onun için dinlediğim şarkıları dinliyorum, bana iki bileklik vermişti,yıllarca unuttum bile desem birini hep takmaya,birini de hep saklamaya devam ettim.

o kadar garip ki birini yıllar sonra her detayıyla hatırlamak. 

keşke bir süpriz olsa da bunları onunla da konuşabilsem..

o kadar çok isterim ki.

ne olursa olsun iyi ki girmiş hayatıma.

bu geceyi bana hediye etti, ben de içimde tatlı bir hüzün ile bu geceyi ona adıyorum.

iyi ki hayatımdan geçtin gittin..

[erktopya]

sex ne değildir?

Konuya dönersek,

Yani ilk konuya benim üniversite hazırlıkta yaptığım manitaya, manitayı anlatıyordum değil mi? Ona dönelim.

Benimki bildiğiniz bir köylü kızıydı. Mesela sorsanız “Müslümanım” derdi ama İslamın şartı kaç deyince “şart mı var ki” diye sorabiliyor. Yani bir şey duymuş ama o da emin değil duyup duymadığından.

Hani biraz İsayı anlatsam Hristiyanlığı islam diye yutturabilirim.

Gümüşhaneliydi.

Götü şahaneydi..

Çok güzel bir saç rengi vardı ama enayi bunun farkında değildi. Her hafta o güzelim saçları ayrı bir rezalet renge boyardı.

Kızın bir suçu yok farkında değildi kendinin. Evde kapalı kutuda büyütmüşler. Biraz salsalar, kadınların baktığında orospu diye içinden geçirdikleri kadınlardan biri olabilirdi.

Ama geleneksel toplum zımbırtısı kızı kıstırmış köşeye öpüşmekten ötesini hayal bile edememişti henüz. Onun için zirve o öpücükten ibaretti ya da ben öyle sanıyordum. 

Neyse bununla ilk kez baş başa kaldık, çok ilginç bir şekilde rahat davranıyordu.

- Lan… dedim kendi kendime

O zaman nereden baksan 5. Sevgiliyi felan devirmişim ama hala utanıyorum sevişirken.

Kız, ooo ben daha soyma teşebbüsünde bulunmadan iç çamaşırla yatağa filan girdi.

Bir an sanki utanan kişi ben olacakmışım gibi geldi, bu konuyu düşünsem mi diye düşünürken bir baktım ki bende ışık hızıyla yatağa girmişim.

Yani o an bir milyon kişiyle sevişmiş olsa da ben o yatağa girecektim. Duygusallığa ayıracak hiç vaktim yoktu açıkçası. Belki sonrasında kullanmak için bir köşeye not almam gerekebilirdi ama ufak triplerle seviştikten sonra alacaktım notumu. Belki birde küçük bir laf sokma. Mesela

-“Maaşallah sende rahatsın ha!” diyebilirdim. Yarın öbürgün ayrılırken kullanmak için iyi bir kozdu.

Şimdi bir grup cinsiyetçi arkadaş buraları sağa sola çekmek isteyecek biliyorum ama öyle bir şey değil bu  arkadaşım, kadın içinde aynı şey geçerli.

Her kavgamızda ilk evlendiğimiz günden bu yana yaşadığımız her şeyin, hiç birini sektirmeden hesabını hala sorabilen bir karım var benim. Hiç bana kadın erkek gibi bakmıyor demeyin ayrılma bahsi geçti an başlayan suç kronolojimize karşılık “allah benim belamı versin” demeyen erkek ben daha tanımadım. Madem ayrılacaksın ayrıl git. “Ben arkamda enkazdan” hoşlanırım tripleri de nedir? Biliyorsun ki enkaz oluşturamazsan enkaz olursun, zorlama şansını.

Neyse

Girdim kızın yanına yatağa.

“Bak üstümdekileri çıkarırsan yemin ediyorum koşarak çıkarım bu evden” dedi.

Az önce beynimden geçen bütün seksi ihtimaller için kendimi bir suçladım bir suçladım anlatamam ama diğer taraftan “bu ne demek ki şimdi” diye aklımdan geçiriyordum.

“Acaba bu benimle oyun mu oynuyor? yoksa gerçek mi bu?”

Uzun bir zaman bunu anlamakta zorlandım.

Şaşkınlığı atar atmaz, çıktım yataktan elbisemi giydim. Cebimden bir sigara çıkardım oda da yaktım.

“Tamam ben aşağıda seni bekliyorum, sende giyin çıkalım” dedim.

Kızı hiç konuşmadan evine bıraktım. Düşünsün biraz ne bok yediğini istedim. O yüzden, bir çakal gibi; geliyorsa tam gelsin gidiyorsa da gitsin istedim. Türk porno sektörü bile ta 80’ler de bunu aşmışken senin aşamamış olman çok acayip. İç çamaşırın esas amacı bu dürtüyü kontrol altında tutmak. İki gün iç çamaşırsız dolaşsan cinselliğin ne kadar gündeminde olduğuna şaşar kalırsın. Ama bak bir şey daha söyleyeyim, bugüne kadar hiç denemediysen benim bu yazımdan sonra bunu denemeye karar veriyorsan emin ol seni manipüle ettiğim için bu hazzı herkesten daha fazla duyacaksın.

Bu kıyağımı da unutma.

Kadınlar içinde aynı şeyin mevcut olduğunu bütün kız arkadaşlarımdan teyit ettim. Rahat olun yani kimsenin boş atmasına gerek yok.

[tam1makroblog]

Kız tripleri cidden çekilmiyormuş hetero erkekler sizi çok anlıyorum.Mızmızlar ya,ece derdim var diyip gelip kafa şişiriyorlar.

[erhanyur-blog]

Kız tripleri

Bi kere ben sana mesaj atmadim sen bana attin Yaa once sen kapat Yaa cok tatli ama o kadar okuzz

[ciftlinkbankvurgunu]

Yurttan ekonomi manzaraları-1: Sanayinin kalbi Kocaeli

Yurttan ekonomi manzaraları-1: Sanayinin kalbi Kocaeli otostop cekerken solenir.türkçe konuşamayan insan...demin murat birselin konuğu idi...icimdeki sicak i$ik a$kinin bamba$ka olmasinin sebeplerinden biridir.cali$irken, otururken, muzik dinlerken, kisacasi ya$arken daima civarimda bulunmasini istedigim, yonu yukari dogru olan hafif sarimsi i$igin abartili anlatimi. (bkz: floresan isigin psikolojik etkileri) Türkiyenin gözbebeği bir kent Kocaeli Yetişmiş insan gücü ve sanayide parmakla gösterilen kentlerimizden Fakat Kocaelide işler son zamanlarda istendiği gibi gitmiyor  Öncel geri besleme ve hatta yeni bir tanımlamayla "dönüt"(bkz: bakire kız tripleri)http://www.thumb.com/özellikle star wars tadında olan thumbwars çok hoş.herkesin bildiği indy ve han solo rolünün dışında,blade runnerdaki rolün ve hatta nerdeyse tüm filmlerindeki rollerini hisseder oynamayı başaran,süpper oyuncu.karizmanın sözlük anlamına örnek verilesi insan.yaşlandıkça karizmanın düşeceği yere artması ile daha da yücelen şahsiyet. from ataşehir escort

[freeluminaryfun]

(bkz: bana bak)bunun moda olması herhalde en çok kısa boylulara yaradı.. "oha çok uzun geldi" derdi yok. kıvırın çıkın işte, kasmanın alemi yok, oh be."cümlelerimi anlamıyosun,konuya hakim diilsin,körlemesine savunma yapıyosun,tartışmış olmak için tartışıyosun" laflarına aldırış etmemekhulya avsar in takma adi capon çizgi filmi kızı, çiçek kızı bilmemkim, şeker kız candy tripleri: yüzleri anında güler, gözleri de hemen dolar, kirpikleri titrer. nedense hep de bebek yüzlü olurlar, ki bu da iyice çekilmez bir unsur olarak göze batmaktadır.seni gidi acik kapi arsizicorap, kirlenmis don,atlet bozuk para, universteye hazirlanirken verilmis bir suru sinav sorusu vede calar saatcok guzeel bi seydir beli agriyanlara bire bir tedavi yontemi mesala benim odamda hem yer yatagi var hemnde normal yatak gece yatak degistirmek cok zevkli oluor bide ayriva solona da bi yatak yapmisim 3 tane gezip gezip duruyorum cok zevkli from ataşehir escort