#kağan önal

[siir-defterim]

Soldan sağa: Tomris Uyar, İlhan Berk, Cemal Süreya, Tevfik Akdağ

Ayaktakiler ise: Ece Ayhan, Kağan Önal, Nilgün Marmara, Seyhan Erözçelik, Cemal Uzunoğlu. Nilgün Marmara’nın evi. 1984.

Hayri Turgut Uyar Arşivi

[huzursuzlugun-blogu]

Nilgün Marmara, 13 Şubat 1958 Moda İstanbul doğumlu kadın şair. Balkan göçmeni bir ailenin iki kızından Aylin olmayanı. Babası Fikri Marmara muhasebe müdürüdür.

Kazandığı Avusturya Lisesi’ni maddi imkânsızlıklardan ötürü okuyamayıp ortaokul ve lise tahsilini Kadıköy Maarif Koleji-Lisesi’nde tamamladı. Okul konusundaki sıkıntılar burada da bitmemiş kazandığı İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü siyasi sebeplerden dolayı bırakmak zorunda kalıp sınava tekrar hazırlanmış, bu kez mezun olmak üzere Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümüne başlamıştır.

1982’de 24 yaşında üniversite eğitimi sırasında arkadaş ortamında tanıştığı Kağan Önal ile hayatını birleştirmiştir.

“Erken vazgeçişlerim vardı benim,

Seninse erken tükenişlerin,

Ve gece uygun değildi beklemeye.

Yine de bekledim.”

1985 yılında Yrd. Doç. Dr. Cem Taylan denetimde belki de hayatına yön verecek olan “Slyvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi” bitirme teziyle üniversiteden mezun olmuştur. Mezuniyet sonrasında çok uzun süreli olmasa da farklı işlerde tecrübe edinmiştir.

Eşinin işi nedeniyle Libya’da taşınmış ancak 16 ay sonra kendini ait hissedemediği bu yerden İstanbul’ a dönmüştür.

“Ey, iki adımlık yer küre

Senin bütün arka bahçelerini gördüm ben!”

doktorlar onun melankolik yazılar yazmaya, okumaya bir süre ara vermesini ve ilaçlarını düzenli kullanmasını önerdi ancak o hiç dinlemedi ve alkolde çare aramaya başladı. Düzensiz ilaçlar, alkolle birlikte alevlenen hastalığı onu çıkmaz bir sokağa götürdü ve 13 Ekim 1987’de 5.kattaki evinin yatak odasının genelde açmadıkları penceresinden atlayarak, tıpkı 31 yaşında gaz fırınına kafasını sokarak kendini öldüren manik depresif şair Slyvia gibi, yaşamına son verdi.

“Biliyorum, bir gün dayanamayacak küçük kalbim. Arkamı dönüp güvendiğim ve inandığım her şeye veda edeceğim.”

[veritass]

dünyamsın benim, zorbam, düzenim,

bundan gözlerim göğe çevrili, ellerim denizde.

hiç katılmadan sende yaşıyorum, dirimimsin benim,

doğarken öldüğüm.

Nilgün Marmara ve Kağan Önal

[viskiyidir]

Sevgilim

Her gün kötücül bir düşü kurmak ve onu taşımak artık kılgıyı gerektiriyor. Sana böyle bir yük bırakmak istemezdim ama sen akıllı ve güçlüsün, çabuk unutursun.

Bu durumdan kimse kimseyi ya da kendini suçlu, sorumlu saymasın, çünkü suç yok. Yalnızca ırmağın akışına bir müdahele söz konusu!

Her anın niye’sini sorgulayan bir varlığın saygısızlığını yok etmek için kararlaştırılmış bir eylem bu! Çocukluğun kendini saf bir akışına bırakması ne güzeldi. Yiten bu işte! Bu tükenişle hiçbir yeni yaşama başlanamaz, bu nedenle tüm sevdiklerime elveda diyorum. Ben’i bağışlayın! Bunu en çok annemden, babamdan ve Kağan senden diliyorum. Dostlarımdan da!

Nilgün Marmara Önal

Seni hep sevdim Kağan!

Hoşçakalın!

13 Ekim 1987

[bilinmeyenkupakizi]

13 Ekim 1987 Salı

Sevgilim

Her gün kötücül bir düşü kurmak ve onu taşımak artık kılgıyı gerektiriyor. Sana böyle bir yük bırakmak istemezdim ama sen akıllı ve güçlüsün, çabuk unutursun.

Bu durumdan kimse kimseyi ya da kendini suçlu, sorumlu saymasın, çünkü suç yok. Yalnızca ırmağın akışına bir müdahele söz konusu!

Her anın niye’sini sorgulayan bir varlığın saygısızlığını yok etmek için kararlaştırılmış bir eylem bu! Çocukluğun kendini saf bir akışına bırakması ne güzeldi. Yiten bu işte! Bu tükenişle hiçbir yeni yaşama başlanamaz, bu nedenle tüm sevdiklerime elveda diyorum. Ben’i bağışlayın! Bunu en çok annemden, babamdan ve Kağan senden diliyorum. Dostlarımdan da!

Nilgün Marmara Önal

[okuryazarlar]

Cemal Süreya büyük buluşmada! Oturanlar: Tomris Uyar, İlhan Berk, Cemal Süreya, Tevfik Akdağ / Ayaktakiler: Ece Ayhan, Kağan Önal, Nilgün Marmara, Seyhan Erözçelik, Cemal Uzunoğlu. 

 Nilgün Marmara’nın evi, 1984.

[maiotik]

Soldan sağa: Tomris Uyar, İlhan Berk, Cemal Süreya, Tevfik Akdağ

Ayaktakiler ise: Ece Ayhan, Kağan Önal, Nilgün Marmara, Seyhan Erözçelik, Cemal Uzunoğlu.

📅: 1984

📌: Nilgün Marmara’nın evi.

📷: Hayri Turgut Uyar Arşivi

[korkuncivanoglunuolduruyor]

dünyamsın benim, zorbam, düzenim

bundan gözlerim göğe çevrili

ellerim denizde

hiç katılmadan sende yaşıyorum

dirimimsin benim

doğarken öldüğüm

Nilgün Marmara ve Kağan Önal

[justkurd]

Nilgün Marmara’nın evi 1934

Tomris Uyar, İlhan Berk, Cemal Süreya,

Tevfik Akdağ (oturanlar)

Ece Ayhan, Kağan Önal, Nilgün Marmara,

Seyhan Erözçelik, Cemal Uzunoğlu (ayaktakiler)

[damlatoy1]

Buraya bir kitap bırakmak istiyorum:

"...Nilgün bu Dünyadan başka bir hayatın bekleme salonu, daha doğrusu vakit geçirme yeri gibi görüyordu. Ölümünden beş altı gün önce "Aydan el sallıyorlar bana." Demiş..."

İlhan Berk, Cemal Süreya, Tomris Uyar, Ahmet Soysal, Mustafa Irgat, Gülseli Inal,Cezmi Ersöz gibi kişilerle toplanma yeriymiş Nilgün Marmara -ve eşi Kağan Önal-'ın evi.

Bir yanlış anlaşılma olan -ve Nilgün Marmara'nın sanılan- "Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" dizesine ve intihar mektubunu buraya bırakıyorum:

Vee son olarak böyle bir zamanda daha da detaylı araştırmak ister iseniz daha fazla yerden yararlanabilirsiniz lakin ufak bir link bırakmak isterim, nacizane yardımım olsun araştırmak isteyenlere 👇:

[kaanozer]

Ece Ayhan tarafından Nilgün (Marmara) ile Kağan (Önal) 'a ithafen imzalanmış "Yeni Defterler" adlı kitabın imzalı sayfası

[ozgur-beden]

#13 Ekim 1987 Salı

Nilgün Marmara'nın  intihar mektubu

Sevgilim Her gün kötücül bir düşü kurmak ve onu taşımak artık kılgıyı gerektiriyor. Sana böyle bir yük bırakmak istemezdim ama sen akıllı ve güçlüsün, çabuk unutursun. Bu durumdan kimse kimseyi ya da kendini suçlu, sorumlu saymasın, çünkü suç yok. Yalnızca ırmağın akışına bir müdahele söz konusu! Her anın niye'sini sorgulayan bir varlığın saygısızlığını yok etmek için kararlaştırılmış bir eylem bu! Çocukluğun kendini saf bir akışına bırakması ne güzeldi. Yiten bu işte! Bu tükenişle hiçbir yeni yaşama başlanamaz, bu nedenle tüm sevdiklerime elveda diyorum. Ben'i bağışlayın! Bunu en çok annemden, babamdan ve Kağan senden diliyorum. Dostlarımdan da! Nilgün Marmara Önal Seni hep sevdim Kağan! Hoşçakalın! P.S.1 Cenaze töreni istemiyorum, mümkünse yakınız lütfen! P.S.2 Kuşlar ölünceye kadar iyi bakınız onlara 3 Sahneden çekilirken yaşamıma karışmış herkesi selamlıyorum 4 Kağan arzu ederse ileride, daktiloya çekilmiş şiirleri bastırabilirsin

[daughteroftrees]

13 Ekim 1987, Salı

Sevgilim,

Her gün kötücül bir düşü kurmak ve onu taşımak artık kılgıyı gerektiriyor. Sana böyle bir yük bırakmak istemezdim ama sen akıllı ve güçlüsün, çabuk unutursun. Bu durumdan kimse kimseyi ya da kendini suçlu, sorumlu saymasın, çünkü suç yok. Yalnızca ırmağın akışına bir müdahele söz konusu! Her anın niye'sini sorgulayan bir varlığın saygısızlığını yok etmek için kararlaştırılmış bir eylem bu! Çocukluğun kendini saf bir akışına bırakması ne güzeldi. Yiten bu işte! Bu tükenişle hiçbir yeni yaşama başlanamaz, bu nedenle tüm sevdiklerime elveda diyorum. Ben'i bağışlayın! Bunu en çok annemden, babamdan ve Kağan senden diliyorum. Dostlarımdan da! Nilgün Marmara Önal Seni hep sevdim Kağan! Hoşçakalın! P.S.1 Cenaze töreni istemiyorum, mümkünse yakınız lütfen! P.S.2 Kuşlar ölünceye kadar iyi bakınız onlara 3 Sahneden çekilirken yaşamıma karışmış herkesi selamlıyorum 4 Kağan arzu ederse ileride, daktiloya çekilmiş şiirleri bastırabilirsin. Nilgün Marmara

[kinyasvekayra]

“13 Ekim 1987 Salı Sevgilim , Her gün kötücül bir düşü kurmak ve onu taşımak artık kılgıyı gerektiriyor. Sana böyle bir yük bırakmak istemezdim ama sen akıllı ve güçlüsün, çabuk unutursun. Bu durumdan kimse kimseyi ya da kendini suçlu, sorumlu saymasın, çünkü suç yok. Yalnızca ırmağın akışına bir müdahele söz konusu! Her anın niye'sini sorgulayan bir varlığın saygısızlığını yok etmek için kararlaştırılmış bir eylem bu! Çocukluğun kendini saf bir akışına bırakması ne güzeldi. Yiten bu işte! Bu tükenişle hiçbir yeni yaşama başlanamaz, bu nedenle tüm sevdiklerime elveda diyorum. Ben'i bağışlayın! Bunu en çok annemden, babamdan ve Kağan senden diliyorum. Dostlarımdan da! Nilgün Marmara Önal Seni hep sevdim Kağan! Hoşçakalın! P.S.1 Cenaze töreni istemiyorum, mümkünse yakınız lütfen! P.S.2 Kuşlar ölünceye kadar iyi bakınız onlara 3 Sahneden çekilirken yaşamıma karışmış herkesi selamlıyorum 4 Kağan arzu ederse ileride, daktiloya çekilmiş şiirleri bastırabilirsin”

- Nilgün Marmara

[yaramisdakalsin]

Nilgün Marmara'nın intihar mektubu, geçtiğimiz sene yayınlanmış. intiharından sonra eşi Kağan Önal ‘Nilgün'ün şiir yazdığını bile bilmezdim, bir kenarda pıtır pıtır bir şeyler yazardı’ demiş. İşte bu kadar basit bazen her şey, anlaşılamamak birbirine en yakın iki insan arasındaki derin bir uçurummuş

[anlamiyorumki]

bazı figürler vardır sadece filmlerde olur, sadece kitaplar yazar, sadece masallarda bahsedilir ve sen gerçekte de var olabileceklerini umarsın belli bi yaşa kadar. bazı şiirler vardır, şiirden anlamasan da o duygu yoğunluğunu hissedebilirsin. nasıl bu kadar sevmiş birisi birisini, bunları nasıl yazmış diyebilirsin. bazı fotograflar vardır insanlardan biri kameraya bakarken yahut başka işle uğraşırken diğeri de ona bakarken yakalanmıştır. tüm bunlar 23yaşına kadar başına gelmemiştir. ve normal olanın bu olduğunu düşünürsün. demekki ilişkiler böyleymiş demekki eşler Nilgün Marmara’nın intiharının arkasından ‘Nilgün'ün şiir yazdığını bile bilmezdim, bir kenarda pıtır pıtır bir şeyler yazardı’ diyen kağan önal gibi kayıtsız, alakasız ve uzak olabilirlerdi. herkes her şeye kayıtsızdı çünkü. sen hariç. tüm ilgi alaka ve merhametinle, insanlığınla harika bir insan oluşunla her şeyden önce en yakın arkadaşım oluşunla duvarlarımın içinden beni buluşunla sen başıma gelen en güzel şeysin. kitapların yazdığı, masallarda bahsedilen figürlerden daha iyisin. şiirlerde geçen en yoğun en güzel cümlelerden daha derinsin. sen hayatta -böyle insanlar ancak filmlerde olur- düşüncelerine bir tepkisin. sen başıma gelen en güzel şeysin