Tumgik
#kol güçlendirme
yogahareketleri · 2 years
Text
15 Dakikada Kollarınızı Güçlendirin
Kol Güçlendirme Yoga, zihni ve ruhu sakinleştirmeye yardımcı olur, ama aynı zamanda kesinlikle muhteşem kollar yaratır! Buradaki duruşların çoğu, sırtınızın üst kısmında ve omuzlarınızda hacim oluşturmadan gücünüzü artırmanıza yardımcı olur. Sonuç, vücut tipinize uyan uzun, yağsız kaslardır ve size o kadar güven verir ki, sadece kolsuz elbiseler giymek isteyeceksiniz. İPUCU Her gün farklı.…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Ankara Fizik Tedavi Hizmeti
Hayatımızda ki çalışma koşulları ve yaşam tarzı göz önüne alındığı zaman fizik tedavinin önemi gittikçe artmaktadır. Birçok nedenden dolayı fiziksel tedaviye ihtiyaç duyarız. Ameliyat sonrası iyileştirme, akut ya da kronik ağrılar, sırt ve bel ağrıları gibi şikâyetler ile fizik tedavi ihtiyacı ortaya çıkar.
Fizik tedavi, tıp ya da cerrahi müdahale olmaksızın fiziksel engelliliğin, hareketin, ağrının yada başka bir problemin masaj, su terapisi, egzersizler gibi teknikler ile hastalığın tedavi edilmesidir. Nörolojik, pediatrik, ortopedik, romotolojik gibi hastalıklar ve tüm kas-iskelet hastalıklarının tanısı fizik tedavi hizmeti ile konulur. Oluşum sebebi tespit edilerek tedavisi uygulanır. Seanslar halinde uygulama yapılır. Kişinin durumu göz önüne alınarak seans süresi ve sayısında değişiklik olabilir.
Ankara'da deneyimli ve sertifikalı bir fizyoterapist mi arıyorsunuz? Eğer öyleyse, doğru yere geldiniz. Ankara Uzman Fizyoterapist, rahat ve konforlu bir ortamda kapsamlı fizyoterapi hizmetleri sunuyoruz.
Fizik Tedavi Değerlendirme
Terapistler, eğitimli ve tecrübelidirler. Bu hizmet için en iyi eğitimi almışlardır. Doktorun tıbbi teşhisi ile günlük yaşantınıza geri dönmek için yardımcı oluyoruz. İyileşme sürecini size anlattıktan sonra siz hastalarımızın da azmi ile kolaylıkla başarılabileceğine inanıyoruz. Değerlendirme sonucu size seans ve sayısı bildirilerek ve eğer uygun olacaksa ev egzersizleri ile sizlere açıklama yapmaktayız.
Fizik Tedavi Kimlere Yapılır?
- Lenf dolaşım bozukluğu sonucu kollarda ve bacaklarda şişme oluşan kişilerde, - Romatizmal hastalığın pasif döneminde olan kişilere, - Beyin ve sinir hasarı sonrasında meydana gelen bacaklarda ve kollarda felç oluşanlara, - Kırık, incinme veya çıkık sebebiyle alçı sonrası eklemlerde sertleşme oluşanlara, - Hareket kısıtlılığı olanlara, - Omuz, bacak, kol eklemlerinde ve boyun ve bel fıtıkları, sırt ağrıları, bel ve boyun ağrıları olan kişilere ve birçok sebepten dolayı ihtiyacı olan kişilere Fizik tedavi hizmeti verilir.
Fizik Tedavi Yöntemleri
Ağrı, gerginlik ve kas spazmlarını azaltmak ve kan akışını hızlandırmak için nemli ısı ve sıcak paketler uygulaması yapılmaktadır. Sinir iletim hızlarını etkileyen ağrı, şişme ve iltihabı azaltmak için soğuk paketler ve buz paketleri uygulanmaktadır. Ultrason ile de ağrı ve iltihabı azaltmak için cilde nüfuz eden ultrasonik ses dalgaları ile derin bir ısıtma etkisi vererek, iyileşme sürecine destek olunur. Elektriksel uyarım ile kasları ve sinirleri uyararak elektrik akımı uygulaması yapılır. Böylece ağrı, şişme ve kas spazmını azaltarak kasları yeniden güçlendirme sağlanır. İyontoferez ise elektriksel uyarı kullanımıdır. Mekanik çekme tedavisi ise, ağrıyı azaltmak ve hareketliliği arttırmak için tasarlanan bir çekme yöntemidir. Bu tedavi yöntemleri doktor kontrolü sonrası fizyoterapistler eşliğinde kişiye göre uygulanır.
Son teknoloji ekipmanlar ile donatılmış ve iyileştirme sürecine yardımcı olmak için güler yüzlü ekibimiz ile huzurlu bir atmosfer sağlıyoruz. Amacımız, hastalarımızın yaşam kalitelerini yükseltmek ve firmamızdan mutlu ayrılmalarını sağlamaktır. Düzenli yapılacak egzersiz ve fizik tedavi hizmetleri ile iyileşme süreciniz hızlanmaktadır. Fizyoterapistlerimizin eşliğinde uygulanacak egzersiz programlarından faydalanmak için ve detaylı bilgi almak için lütfen bizi arayınız.
0 notes
hariomyogamerkezi · 6 years
Text
YOGA ve YÜZME / Beyza Dağlı
Hariom Yoga Uzmanlık Programını Bitirme Projemi, hem yoga ve yüzme benzerliği hem de benim için değerli anlamları sebebiyle; yüzme ve yoga’nın birbirini bütünleyiciliğinin, kendi tecrübelerim üzerinden tespiti ve profesyonel yüzücülerin performanslarının pranayama ve meditasyon çalışmaları, kriya uygulamaları  ve yoga asana pratikleri ile nasıl desteklenebileceği üzerine hazırladım.
1)    İnsan & Su & Kundalini Enerjisi & Yılansı Varlıklar & Suyun Şifalı Etkisi:
Omurgamız makrokozmos olan evren ile mikrokozmos olan bedenimizin bağını temsil eder, evrendeki kökümüzdür. İlahi kozmik enerji olan Kundalini enerjisi omurgamızdan akar.  Omurgamız, Evren-Dünya Ekseni ya da Dünya Sütunu olarak bilinen Eksen Mundi’nin mikrokozmosu olarak kabul edilir. Sütun sabittir, ancak evrenin sürekli hareketliliğini sağlar. Omurgamız da mikrokozmos açısından baktığımızda bize aynı paradoksallığı yaşatır, hem bu dünyadaki kökümüzdür, hem de su’suluğumuzun simgesidir.
Jung’a göre omurganın simgesi yılandır ve yılan bilinçaltını simgeler. Kundalini enerjisinin de sembolüdür. Akışı ve dönüşümü simgeler. Üst ve alt bedenimizi bağlayan, dönüşüm ve akış noktası olan sakrum bölgesinden uyandırıp, omurgamız boyunca yerçekimine karşı hareketlendirilmeye çalışılır. Çakra sistemlerini ve yoga asana çalışmalarını bu prensip üzerinden inceleriz.  
%70i sudan oluşan bedenimiz, kundalini enerjisi, omurga, yılan, yılanın su’suluğu, bizim su’suluğumuz ve evren ile olan bağımız, su ve suyun şifalandırıcı etkisi ile yoganın şifalandırıcı etkisi..  Yoga ve yüzmenin akış temelli, içgüdüsel ve bütünleyici ve birleştirici bağını kurabilmek, hissedebilmek önemlidir.
2)    YÜZME VE MEDİTATİF ETKİSİ: Meditasyon, Odaklanma, Mantra ve Yantra:
Yüzmek meditatiftir. Yüzme esnasında kişi suyun içinde saatlerce tek başına idman yapar, kendisi ve zihni ile başbaşadır. Hayaller kurar, düşünür, değerlendirmeler yapar, kararlar alır bazen alamaz, hedefler koyar..  ve kendi içinden gelen, iç müziğini dinler.. Yüzücünün meditasyon ve pratyahara çalışması yapması , zihnini, duygularını ve duyularını kontrol altına alabilmesi sayesinde, içten ve dıştan gelen uyaranların sessizleştirilerek, kişiyi etkilememesini, konsantrasyonunun bozulmamasını sağlar. Aslında yüzücülerin pratyahara’yı suda deneyimlediklerini düşünüyorum. Suyun içinde, minimum ses ve görsel uyaranla, duyu organları en minimum düzeyde kullanılıyor.
Yüzücünün, yüzme yarışlarının bitiş anını görselleştirerek, meditasyon esnasında yantra olarak kullanması ya da aum mantrasını söylemesi zihnini sakinleştirmesine ve odaklanmasına faydalı olabilir.  
Meditasyon yapmak, zihni dinginleştirme ve zihni odaklama çalışmaları ile sporcunun sonuca odaklanmasını ve performansını artırmasını sağlayacaktır.
 3)    YÜZME VE NEFESİN RİTMİ : Pranayama & Vayular & Bandha Çalışmaları :
Yüzme sporunda kas gücünden daha önemli olan nefes’tir. Doğru kontrol edilmesi ve yönlendirilebilmesi, performans anlamında başarılı olunabilmesinde kilit noktadır. Nefes kontrolü ve yönlendirmesi ile daha hafif hisseden beden, suda da daha hızlı gider, daha uzun süre performans gösterebilir. Yogayı da cimnastik,pilates gibi diğer beden performansı sporlarından ayıran nefes ile çalışma şeklidir.
Yogada her bir nefesimizi, her bir hareketimize entegre etmemiz ve nefesin ritmini yakalamamız, yogayı diğer bedensel aktivitlerden ayıran özelliktir.
Yüzmede de aynı şekilde, her bir hareket nefes ile ritmik olmalıdır ve açık göğüs ile, diyafram nefesi kullanılmalıdır. Nasıl ki yogada asanaları tek taraflı yapmıyorsak, yüzmede de 3 kulaçta 1 bedenin her iki tarafından eşit döngüde nefes alınır. Suyun içine her girişte nefes ver, her kulaçla nefes al, takla ve dönüşlerde nefes tut.. gibi.. yüzmede de hareketin ve nefesin entegre, bütünlüklü ritmiyle akar.
Nefes kontrolü sayesinde, içsel enerjimizi verimli kullanabiliriz. Pranayama çalışmaları disiplin için, kişiyi bedensel ve zihinsel olarak hazırlar.
VAYULAR:
Yüzme sporunda üst beden kasları çok aktif ve yoğun çalıştığı için prana-vayu ve samana-vayu’nun farkındalığı ve yönlendirilebilmesi, yüzücünün performansını artırıcı etki yapacaktır. Apana-vayu’nun da doğru nefes tekniği ile yukarı yönlendirilmesi, yüzme esnasında yüzücünün ileriye doğru gitmesine ve hızlanmasına fayda sağlayacaktır.  
Bedendeki vayuların ve nefesin doğru yönlendirilebilmesi için pranayama çalışmaları yapmak etkili ve faydalı olacaktır. Pranayama çalışmaları ile, nefesin bilinçli ve farkındalıklı bir şekilde alınması, verilmesi ve vayuların prana enerjisi ile yönlendirilmesi sağlanır.
PRANAYAMA:
Yogada asana çalışmaları yapmak ya da yüzmek, kasların ritmik kasılması ve gevşemesi ile bütün bedende kan dolaşımını ve bedendeki enerji akışını artırır. Pranayama çalışması ile doğru nefes alarak, akciğer, kalp ve diğer bütün organlara oksijen akışı artırılarak sağlıklı ve verimli çalışmaları desteklenir.  
·       Ujjayi Pranayama
·       Kapalabhati
·       Bhastrika
·       Kumbhaka (akciğer kapasitesini artırmak ve diyaframı güçlendirmek için önemlidir)
·       Viloma & Anuloma Pranayama / Nadi Sodhana Pranayama
·       Sitali / Sitkari Pranayama (İdman ya da yarış sonrası uygulanabilir)
 BANDHALAR: Bandha uygulamaları ile mevcut enerjimizi doğru yönlendirebilir ve istediğimiz harekete kanalize edebiliriz. Böylece enerjimizi efektif kullanmış oluruz. Yüzme esnasında hareket ileri gitmeye ya da yarışa başlangıç aşamasında yani depar çıkışında ileri sıçramaya odaklıdır. Doğru kilitleri kullanarak ve enerjiyi yönlendirilerek yüzme esnasında performans ve dayanıklılık artışı sağlanır.
·       Jalandhara Bandha
·       Uddiyana Bandha
·       Mula Bandha
 4)    YÜZME VE KRİYA UYGULAMALARI:
Klorlu suda idman yapan yüzücülerin kriyaları düzenli olarak uygulamaları sağlıkları açısından faydalı olacaktır.
·       Jala Neti (Sinüs, burun temizliği)
·       Danta Dhauti (Tüm ağız ve göz temizliği)
·       Trataka (Gözler yaşarana kadar sabit bir noktaya/muma bakmak)
·       Nauli (iç organlara masaj)
 5)    YÜZME VE OKSİJEN:
Pranayama çalışmaları, akciğerleri temiz tutarak , temiz kan akışını hızlandırmaya destek olur. Dolaşımı ve kardiyovasküler kapasiteyi destekler. Temiz kan akışının sağlanması, bedende kaslara da oksijen gidişini artıracağı için, asana yaparken, özellikle ters duruş ve twistlerde, ve yüzerken bedendeki laktik asit birikim hızını yavaşlatır. Böylece, yüzme performansı esnasında, kasların yorgunluk süresini azaltarak, yüzücünün daha uzun süre ve daha az yorularak performans göstermesini sağlayacaktır. Laktik asit birikiminin yavaşlatılabilmesi dolayısıyla da, bedenin kendisini daha hızlı yenilemesini sağlayacaktır.
 6)    YÜZME VE YOGA ANATOMİK BENZERLİKLER : (Kas yapısı & Kas Grupları & Eklem esnekliği, Rotasyon Kabiliyeti , Dayanıklılık çalışmaları, yenilenme..vs)  
Yogada kişinin kendi beden ağırlığı ve yerçekimi etkisi ile dayanıklılık ve kas gelişimi sağlanmakta, böylece yoga yapan kişinin kas yapısı uzun kas olarak gelişmektedir. Yüzmede de aynı şekilde, kişinin kendi beden ağırlığı ve su direnciyle kas gelişimi sağlanmasıyla, uzun kas yapısına sahip olunmaktadır. Böylece yoga ile, yüzücülerin uzun ve esnek kas yapılarına sahip olmaları desteklenir. [Örn: Yüzücülerin kas yapılarını değiştirecek kadar, ağırlık çalışmaları ya da bisiklete binmeleri tavsiye edilmez. ]
Yüzücüler idmanlarının ağırlıklı bir kısmını su idmanı olarak yaptıkları için, iskelet ve kas sistemlerinde, yerçekimine karşı hareket edilmemesinden kaynaklı olarak; omurga hizalanmasında ve kemiklerin güçlenmesinde problemler ya da  eklemlerin fazlaca esnek olması gibi olumsuz etkiler yaşayabiliyorlar. Bu nedenle, bedeni güçlendirmek için yerçekimine karşı dayanıklılık ve güçlendirme egzersizleri yapılması kemik ve kas gelişimi için çok önemlidir. Özellikle daha büyük risk altında olan kadın yüzücülerin ileriki yaşlarında osteoporoz (kemik erimesi) yaşamaması için dikkat etmeleri gerekmektedir.
Yoga asanalar ile, yüzücülerin, beden farkındalığı, dayanıklılığı, esnekliği ve rotasyon kabiliyeti ile, hareketlerin hafifliği ve atikliği  sağlanır. Eklem [özellikle omuz ve kalça eklemleri ile el ve ayak bilekleri ] esnekliği ve hareketliliği desteklenir. Yüzme esnasında sakatlanma durumlarında, iyileşme sürecini destekler. [örn: restorative sekanslar]
 7)    YÜZME VE YOGA ASANA PRATİKLERİNİN ETKİSİ: (Pawanmuktasana , Asana Grupları, Örnek ders..)
Core gücünü ve dayanıklılığı artırıcı asanalar, kandaki oksijeni ve sirkülasyonunu artırıcı twistler ve ters duruşlar, omurgayı uzatan, omuz ve göğüs açıcı, kol güçlendirici gibi üst bedene odaklanan asanalar, ile, quadriceps, psoas ve kalça açıcı asanalar tercih edilmelidir.
İskelet sistemine ve zihnin odaklanmasına olumlu etkilerine ek olarak, bağışıklık sistemini güçlendirmesi ve stres seviyesini azaltarak duygusal hale olumlu etkileri ile de yoganın faydalarından yararlanılmalıdır.
Yüzme stillerine göre yoga pratiklerinde odaklanılacak bölgeler:
 Örnek Pratik Sekansı:
·       kapalabhati, nadi sodhana pranayama [& whole lesson with ujjayi pranayama]
·       pawanmuktasana, standing shoulder stretch, side stretch, salabhasana, virasana, sun salutation
·       warrior 1 & 2, side-angle, dolphin plank, leg lifts, extended curls, hand stands, crow, scorpion w props, pigeon, baddha konasana, seated forward folds, spine spinal twists... & savasana & meditation şeklinde bir ders akışı tercih edilebilir.    
 YÜZME VE YOGA ASANALARININ BENZERLİKLERİ
 Butterfly
Kelebek stili
Adho Mukha Svanasana
Urdhva Mukha Svanasana /  Bhujangasana
Salabhasana A + B
Free style (Serbest stil)
Salabhasana A + B
Backstroke (Sırtüstü stil)
Salabhasana A + B
Breast stroke (Kurbağalama stili)
Namaskara mudra
Bhekasana ( kurbağa pozu)
Baddha Konasana & Utkatasana
Depar  Çıkışı:
depar taşı üstünde
uttanasana / ardha uttanasana
parsvottanasana
suya girişte
virabhadrasana 3
urdhva hasta tadasana
sırt üstü depar çıkışında
apanasana
chakrasana
su içinden çıkışta
apanasana burgu
ayak parmak ucunda urdhva hasta  tadasana (kendini ileri itme)
Round Dönüşlerde:
Flip turn:
apasana / balasana, burgu &  salabhasana B
Nefes Alışlar:
Serbest stilde
arm twist w head up and twist
Pranayama
Ujjayi pranayama & Kumbakha
Uddiyanabandha & MulaBandha /  apana up.
Ön ısınma:
Pawanmuktasana, yüzüstü omus açma
İdman sonrası
oturarak burgu
   Namaste!
Beyza Dağlı
3 notes · View notes
motomaxcomtr-blog · 6 years
Video
Yarışçıların yeni tercihi HELD Phantom II Spor Eldiven Sipariş vermek için www.motomax.com.tr Dış materyal • Sürtünmelere son derece dayanıklı olan kanguru derisi • Çıkmayan ve tere dayanıklı boya Astar • Astarsız Özellikler • Kask vizör silici • Bilek strapı • Özel düz dikişler • Cırtcırt ile ayarlı bilek ve ön kol girişi • Parmakların kenarında hava almak için perfore bölümler Koruma • El üstü bölgesinde KEVLAR® koruma bölgeleri • El üstü ve başparmak alt boğumunda SUPROTEC özel, darbe emici köpük • Yumruk bölgesinde titanyum korumlar • Yüzük parmağı ve serçe parmakta Kevlar ile ekstra güçlendirme • Avucun dış yüzeyinde SUPERFABRIC kumaş kaplı GFK korumalar • Baş parmak yumrusunda yüksek sürtünmeye dayanıklı Stingray deri kaplı darbe emici köpük. • Parmaklarda SUPERFABRIC güçlendirmeler • EN 13594:2015 CE onayı #kawasaki #bikelife #heldbikerfashion #held #racer
2 notes · View notes
baknedio · 4 years
Text
Koronavirüsle egzersizle başa çıkmanın yolları
02 Nisan 2020, Perşembe 10:53
İstanbul
Tumblr media
Hareketsiz geçen 7-14 günlük dönem içinde vücuttaki kas hacminin yüzde 10 oranında azaldığını ifade eden Doç. Dr. Kerem Alptekin, evde 1 saat aralıklarla 5 dakika yürümenin derin bel kaslarını çalıştırdığını belirterek, koronavirüsle mücadelede bağışıklık sistemini güçlendiren egzersizler hakkında bilgi verdi.
Koronavirüs nedeniyle evlerde geçirilen süre artarken, hareket kabiliyetinin azalması ise birçok sorunu beraberinde getiriyor. Gün içinde sürekli bilgisayar başında olmak ve ev içindeki aktiviteleri minimumda tutmak, kişide hali hazırda bulunan hastalıkları da tetikliyor. Yapılan araştırmaların düzenli egzersizin influenza aşısı olan kişilerde aşının etkinliğini arttırdığını ortaya koyduğunu söyleyen Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Başkanı Doç. Dr. Kerem Alptekin, fıtıktan, pilatese kadar merak edilenleri anlattı.
“SOLUNUM VE DAYANIKLILIK EGZERSİZLERİ YAPMAK ÖNEMLİ”
Hareketsizlik dönemlerinde 7-14 gün içerisinde kas hacminin yüzde 10 oranında kaybı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Kerem Alptekin, bu kaybın kas kütlesi iyi durumda olan kişilerde bir fonksiyon kaybına yol açmadığını fakat, 65 yaş üstü kişilerde bacak ön kası olan kuadriseps kasının kaybının, ayağa kalkma ve merdiven çıkma gibi önemli fonksiyonları etkileyebileceğini belirtti.
Alptekin, “Bu dönemde Tip 2 denilen hızlı kasılan kas gruplarının tip 1’e dönüşmesi sonrasında kişilerin aerobik kapasitelerinin de zayıfladığını ve efor kapasitelerinin düştüğünü gözlemleriz. Bu dönemde solunum kasları özellikle diafram hatta kalp kasında bile immobilizasyon ve sedanter yaşamın getirdiği kayıplarla yüz yüze geliriz. Ancak bu dönemde iyi bir egzersiz planlamasıyla hareketsizliğin yarattığı bu kayıpları geri getirmek, hatta daha ileri düzey bir kas fonksiyonuna sahip olmak mümkün. Burada solunum egzersizleri, genel kas kuvvetlendirici egzersizler ve dayanıklılık egzersizleri ile germe/esneme egzersizlerini düzenli yapılmasını öneriyoruz” ifadelerini kullandı.
EVDE YAPILABİLECEK EGZERSİZLER
Solunum egzersizlerinin ihmal edilmemesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Alptekin, “Öncelikle evde solunum egzersizlerini ihmal etmememiz gerekiyor. Bu egzersizleri çok basit bir şekilde yapmak mümkün. Koronavirüse karşı en önemli mücadele bölgemiz hava yolları ve akciğerlerimiz. Bu nedenle solunum kapasitesinin üst düzeyde tutulması önemli. İlk egzersizimiz yavaş bir şekilde burundan nefes almak (4 sn) ve dudakları büzerek ağızdan 8-12 s içinde bu nefesi vermektir. Bir sonraki egzersizde bir elimizi göğüs kafesi, bir elimizi de karnımızın üzerine yerleştirip özellikle göğüs kafesimizin hareket etmeden nefes alırken karnımızın hareket ettiğini izlemeliyiz. Bu sayede diyafram kaslarımızı daha iyi çalıştırmış olacağız. Ayrıca yürüyüşle birlikte basit bir sandalyeden oturma ve kalkma egzersizi, tüm postür kaslarımızın kas kaybını engelleyecektir.  Evde bir bezle ya da bir tenis topuyla yapılabilecek diğer basit bir egzersiz de parmakları yumruk şeklinde sıkıp bırakmadır. Bu egzersiz de her el için 50 tekrar şeklinde yapılabilir. Kol kaslarımızın gücünü korumak için de yarım litrelik iki şişe su ile çalışmak yeterli olacaktır. Kollarımızı omuz başından yana doğru doksan derece açarak onar tekrar ve dirsekten kapatıp 180 derece açarak onar tekrar şeklinde bu güçlendirme egzersizlerini yapabiliriz” dedi.
“EVİN İÇİNDE 5 DAKİKA YÜRÜNMESİ DERİN BEL KASLARINI ÇALIŞTIRIR”
Fıtık gibi ciddi rahatsızlıklar hakkında uyarılarda bulunan Kerem Alptekin şunları söyledi;
“Bel fıtığında özellikle hareketsiz kalınması çok ciddi sonuçlara neden olabilir. Derin bel kasları denilen multifidus kasları immbolizasyonda hızlı bir şekilde erir ve güç kaybederler. Ayrıca sürekli oturma pozisyonu da belin doğal çukur hattını bozarak, bel arkasındaki faset bölgesine daha çok yük getirir. Bu durumda 1 saatlik bir oturma döneminden sonra evin içinde bir beş dakika yürünmesi, derin bel kaslarının düzenli çalışmasına neden olur. Bu şekilde gün içerisinde 30-45 dakika kadar yürüyüş yapılacaktır. Yürüyüşün temposunda hafif orta tercih edilmelidir. Bu tempo da yürürken konuşmamızı engellemeyecek bir tempodur. İleri düzey kalp yetersizliği olan hastalarımızın bu tempoda yürüyüş yapmaları uygun olmayacaktır. Bu hastalarımız ise iki saatte bir ayağa kalkarak, ayakta durma sürelerini uzatmaları veya bir –iki dakikalık kısa yürüyüşler yapmaları yeterli olacaktır. Evde yürüyüş kapasitemizi 6 dakika yürüme testiyle belirleyebiliriz. Bu testte zaman tutarak ev içinde 6 dakika süresince kaç metre yürüdüğümüzü hesaplayacağız. Her hafta bu takibi yaparak kondisyonumuzu da takip edebiliriz. Bunun yanında sırt üstü sert bir zemine yatıp, sırayla kollarımızı sırt üstü yüzer gibi geriye 10 tekrar şeklinde egzersiz yapmak, aynı şekilde bacakları 90 derece geriye çekerek 10 tekrar egzersiz ve en sonunda kol ve bacakları çapraz şekilde çekerek 10 tekrar egzersiz yapmamız bel fıtığında koruyucu ve ağrıyı azaltıcı etkisi olacaktır.”
“YOGA HASTALARDA VİRÜS YÜKÜNÜ AZALTABİLİYOR”
Yoga ve pilates gibi egzersizlerin bağışıklık sistemi üstünde olumlu etkileri olduğunu söyleyen Kerem Alptekin, “Bu konuyla ilgili yapılan çalışmalarda MS’li hastalarda Pilates egzersizlerinin IL-10 seviyelerini yükselttiği tespit edildi. Bu moleküller vücudumuzda iltihabı engelleyici moleküller olarak görev yapmaktadır. Bir diğer çalışmada da doğal öldürücü hücreler (NK hücreleri)’nin aktivitesi pilates egzersizleri ile artmaktadır. Yoga ve HIV’li bireylerde yapılan bir çalışmada ise 6 ay boyunca her gün bir saat yapılan  düzenli Yoga egzersizlerinin 8-18 yaş arasındaki hastalarda virüs yükünü azalttığı izlendi. Yoga egzersizlerinin bir diğer faydası özellikle diyafram solunumunu iyileştirmesi ve otonom sinir sitemindeki sempatik sinir sistemi etkilerini baskılamasıdır. Bu şekilde hem havayolları kullanımı daha iyi hale gelir hem de stresle mücadele güçlenerek, hastaların bağışıklık sistem cevapları düzenlenir” ifadelerini kullandı.
Kaynak: DHA
Bu Yazı Koronavirüsle egzersizle başa çıkmanın yolları adresinde ilk olarak yayınlanmıştır. BakNeDio.Com.
source https://baknedio.com/koronavirusle-egzersizle-basa-cikmanin-yollari/
0 notes
boyuzatmaameliyati · 5 years
Text
Türkiye ve Diğer Ülkelerde Boy Uzatma Ameliyatı – Fiyat, Yöntem, Kalite
Tumblr media
Bacak Uzatma Ameliyatı Nedir?
Boy uzatma ameliyatı, sağlık sorunları veya estetik nedenlerden dolayı bacak uzunluğunu artırmak için ortopedik bir ameliyattır. Sadece bacaklara değil aynı zamanda kollara da uygulanabilen ameliyat, uzatılması planlanan kemiğin kesilmesi ve bölünmüş uçlar arasındaki boşluğu genişletmek için bir dış veya iç fiksatör kullanılarak gerçekleştirilir. Her gün, hafifçe genişletilmiş kavite içindeki kemik gerilir ve açıklık alanında yeni kemik üretilir. Uzatma, vücudun kendi kemiği, yumuşak dokuları, bağları, kan damarları ve çevresindeki ve destekleyici sinirlerin yanı sıra, organizmanın yeni kemikler oluşturma kabiliyeti ile sağlanır. Kemiği vücudun başka bir bölgesinden çıkarmaya gerek yoktur.
Tumblr media
Uzatma ameliyatı, kol ve bacakların kemiklerinin uzatılması için, genellikle terapötik amaçlar için ve bazen kapalı büyüme plakası olan kişilerde estetik nedenler için ortopedik bir ameliyattır. Uzatma, kemiğin cerrahi olarak kesilmesi ve kesilmiş kemik fragmanlarının uzun bir işlemde her gün yaklaşık 1 milimetre olarak ayrılmasıyla gerçekleştirilir. Böylece açılma alanında yeni kemik dokusu oluşur ve kemikte uzama sağlanır. Distraksiyon osteogenezi, birbirinden kemikleri çıkararak yeni kemik oluşumudur.
Uzatma 8 cm olacak şekilde planlanırsa, sadece uyluk ya da incik kemiği çalıştırılabilir. 10 cm’den daha uzun bir uzatma gerekirse, her iki kemik de uzatılmalıdır. Germe sadece kemikler içindir. Kaslar, bağlar, sinirler, damarlar ve diğer yumuşak dokular kemiklere yapışır ve işlem kademeli olarak gerçekleştirilirken uzamaya otomatik olarak adapte olur. Bu amaçla ilgili bölgeye fizyoterapi uygulanarak işlem kolaylaştırılmıştır.
Bu uzatma ameliyatı 3-4 yaş arası yapılabilir. Çocuklara uygulanacak ise hesaplanan kısalık miktarına göre ne kadar ameliyat gerçekleştirileceği belirlenir. İşlem hesaplanan kısalığı olan çocuklarda 10 yaşından önce ve sonra iki aşamada planlanmaktadır.
Tumblr media
Uzatma işlemlerini gerçekleştirmek için bazı koşulların yerine getirilmesi gerekir. Bu süreç herkes için uygun değil. Sigara içenlere uzatma uygulanamaz. Kanser, diyabet veya kalp yetmezliği olan hastalara verilemez.
Kimler Estetik Uzatma Ameliyatı Olabilir?
Uzatma işlemlerinde ilk önce hastanın uygunluğu incelenir. Uygunsa prosedür için testler başlar. İşlemin gidişatını belirlemeye ve anestezi tipine karar vermeye yardımcı olurlar. Testler genellikle röntgen, kan testi ve rutin testlerdir. Uzunluktaki değişimi görmek için uzunluk ölçümü yapılır. Anestezi tipi ve nasıl uygulanacağı anestezi muayenesi ile belirlenir. Ayrıca, doktorun gerekli gördüğü bazı ek testler yapılabilir. Testlerden sonra hasta, cerrahi ekip ve ameliyathane hazırlanır. İşlemden bir süre önce kullanılırsa bazı ilaçlar kesilir.
Uzatma işlemlerinden sonraki işlemler hasta için problemlidir. Ancak, başarı oranları yüksek ve kalıcıdır. İşlem sonrası hastanın doktorla iletişimi doğrultusunda riskler ve komplikasyonlar önlenir. Çeşitli komplikasyonlar iyileşme sürecini uzatabilir. Onları korumak başarı oranını arttırır.
Uzatma ameliyatından sonra, hastanede ve daha sonra evde devam eden bir süreç var. Nispeten uzun bir süreyi kapsar. Bu süreçte hastanın dikkati iyileşme sürecini olumlu yönde etkiler. İşlem sonrası hasta hastanede 2-7 gün kalıyor. Daha sonra taburcu edilir ve uzatma evde devam eder. Düzenli doktor kontrolleri yapılır ve uzama kontrol altında tutulur. Uzatma ve kemik güçlendirme sürecinde özen gösterilmeli ve doktor talimatları tam olarak izlenmelidir.
Türkiye ve Diğer Ülkelerde Boy Uzatma Ameliyatı  Avantajları ve Dezavantajları
Boy uzatma ameliyatı erişkinlerde boyunu arttırmanın tek yoludur. Gelişimsel bozukluklar, cücelik, erken yaşta bir bacağın kısalması gibi rahatsızlıklar bu süreçle giderilebilir. Ek olarak, boyundaki kısa kozmetik kaygıları bulan insanlar işlenebilir. Ek olarak, uzatma prosedürleri yetişkinler için özellikle zordur. İşlemden sonra, uzatma işlemi başlar. 1 mm uzatmalar günlük olarak yapılır ve uzatma işlemi bazı yöntemlerde 7 aya kadar sürebilir. Uzatma sırasında kişinin bacak üzerinde çeşitli cihazları taşıması rahatsız edicidir. Koltuk değneklerini uzun süre kullanmanız gerekebilir. Aylarca ağır aktivitelerden kaçınılmalıdır. Ek olarak, uzatma ve kemik takviyesi zahmetlidir. Bu nedenle, kişi işlemden önce çalışma durumunu düzeltmelidir. Diğer bir husus, iki yöntemin birkaç yöntemle yapılamamasıdır. Bacaklar birer birer işlenir. Bu daha uzun süreçlerle sonuçlanır.
Türkiye ve Diğer Ülkelerde Boy Uzatma Ameliyatı – Fiyat, Yöntem, Kalite
Boy uzatma ameliyatı birçok bakımdan çok ciddi bir konudur. Bir hasta kozmetik veya gerekli bir ameliyat olmak istediğine karar verdiğinde – başta halledilmesi gereken en önemli şey detaylı bilgiye olan ihtiyaçtır; hastalar tüm süreci tam olarak anlamalıdır. Özellikle, cerrahi işlem nasıl gerçekleşecek ve preoperatif ve postoperatif iyileşme sırasında ne olacağıdır. Boy Uzatma Cerrahisi popüler hale geldi ve son birkaç on yılda çok daha yaygın hale geldi; Metodoloji ve cerrahi teknikler, yeni ve yenilikçi gelişmeleri karşılamak için sürekli güncellenmekte ve revize edilmektedir; bu da daha iyi kalite artışı ve hasta konforu sağlar.
Genel olarak, boy uzatma cerrahisinin maliyeti doktorlara, cerrahi yöntemlere ve sağladıklarına göre değişir; Ameliyat sonrası barınma, fizyoterapi, genel hizmet kalitesi vb. içerebilir. Bütün bu faktörlerin boy uzamasını tercih etmek isteyen potansiyel bir hasta tarafından analiz edilmesi önemlidir. Boy uzatma ameliyatlarının fiyatları doktorlara, bu ameliyatta kullanılan yöntemler ve ameliyat sonrası kalış, fizik tedavi, hizmet kalitesi vb. bağlı olarak değiştiği için de tüm bunları en iyi ameliyatı olmak isteyenler tarafından analiz edilmesi ameliyat sırasında ve sonrasında sağlıklı olmak için çok önemli bir karar.
Normalde, herhangi bir cerrahi işlem çok ciddi bir konudur ve tüm ameliyatlar risk altındadır. Boy uzatma genellikle daha riskli bir işlem olarak kabul edilir. Harici fiksatör sistemlerinde her zaman enfeksiyon riski bulunduğundan ve fiksatörün uygun hijyen ve bakımı olmadan, enfeksiyonlardan kaynaklanan komplikasyonlar sorun olabilir. Ayrıca, bu Boy Uzatma cerrahi prosedürünün her zaman deneyimli doktorlar, hastaneler tarafından yapılması ve uygun postoperatif bakımın her zaman gerekli olması şiddetle tavsiye edilir. En önemlisi, her zaman boy uzatma için en iyi ülkeyi ve bunun için en iyi cerrahi ekipleri, özellikle de geniş cerrahi tecrübesi olan cerrahları seçmeniz önerilir.
Tumblr media
Türkiye ve Diğer Ülkelerde Boy Uzatma Ameliyatı karşılaştırmasından öncelikle
Öncelikle ABD fiyatlarına baktığımızda; Dr. Paley, iki taraflı femoral uzatma için 97.500 dolar, PRECICE Stryde kullanarak iki taraflı tibial uzatma için 109.000 dolar, PRECICE kullanarak ise Almanya’da, fiyatlar çift taraflı femoral uzatma için 52,500 Euro, iki taraflı tibia uzatma için 55,500 Euro‘dur. Hem femoral hem de tibia için fiyatlar 120.000 € ile 160.000 € arasında değişmektedir. Boy Uzatma Türkiye uygun maliyetli ve hijyenik olarak diğer ülkelere zıt olarak, 13.500 € eksternal fiksatör, 17.000 € LON yöntemi, 38.000 € intramedüller çivi (PRECICE 2), 54.500 € Precice Stryde, 12.000 € boy kısaltması, 9.000 € boy tutarsızlığı, € 7.500 boy düzeltme cerrahisi.
Dünyanın önde gelen doktorları ve fiyatlar hakkında daha detaylı bilgi için bkz: Boy Uzatma Ameliyatı Fiyatları, Doktorlar, Yöntemler
İngilizce bilenler için;  Yabancı Doktorların Fiyat Listesi
Bununla birlikte, Rusya, Hindistan ve Pakistan’da, Bacak Uzatma cerrahi prosedürünü gerçekleştirmede çok başarılı olan birçok doktor var; ama maalesef; Özellikle bu ülkeler için önemli olumsuz eleştirilerle karşı karşıyadırlar. Genel olarak, doktorların etkinliği veya tesislerin hijyeni ve hastanelerde genel hizmet kalitesi ile ilgili şikayetler. Ne yazık ki boy uzatma ameliyatı için en iyi ülkeler değiller. Genel olarak, ekonomik pazarlığı çekme eğiliminde olan tıbbi pratisyenler veya doktorlar veya en düşük fiyat çekiciliğine sahip hastalar; Ameliyat tamamlandıktan ve ödemeler yapıldıktan sonra, ameliyat sonrası aşamada hastaları ihmal etme eğilimindedir. Bu yüzden sırf ucuz diye bu ülkelerde cerrahi seçim yapmak yanlıştır.
Bununla birlikte, Türkiyede ve diğer ülkelerde boy uzatma ameliyatı prosedürü üzerinde ciddi düşünenler için boy uzatmanın Türkiye’de çok dengeli bir seçenek olduğu söylenmelidir. Doğu Avrupa’dakilere kıyasla fiyat ve maliyetten önce söylendiği ve Almanya, Hollanda, İngiltere, Fransa ve ABD gibi Batı ülkelerinde çalışanlara benzer kalitede tesisler ve doktorlar; dünyanın en iyi boy uzatma cerrahını sunar. Tıbbi üstünlüğümüze ve kaliteli tıbbi hizmetlere olan bağlılığımıza göre, şu anda dünyanın en yüksek JCI Türkiye’sinin lisanslı tıbbi kurumlara ve hastanelere sahip olduğunu belirtmesi dikkat çekicidir.
Boy uzatma ameliyatını neden Türkiye’de seçmelisiniz?
Türkiye ve Diğer Ülkelerde Boy Uzatma Ameliyatı karşılaştırması yaparken: Türkiye’de hem hijyenik, hem sağlıklı hem de bütçenize uygun ve bunlara ek olarak iletişim konusunda da sıkıntı çekmiyorsunuz. Çünkü havaalanlarında buluşma ve karşılama, havaalanından otel ve hastanelere ulaşım gibi hizmetlerin yanı sıra hastalarımıza 24/7 yardımcı olacak İngilizce konuşan bir bakıcı var. Ayrıca tarihi ve turistik ziyaretler, tekne turları ve yemek dahil ücretsiz turlar gibi ünlü Türk restoranlarımızla sosyalleşebilirsiniz. Hastanede dolaşmanıza yardımcı olacak cihazları destekleme konusunda da endişelenmenize gerek yok. Burada, hastanın ihtiyaç duyduğu zaman, uzatma tamamlandıktan sonra bile, doktorunuza ve danışmanlara ücretsiz danışma desteği ile sorularınıza kolayca cevap alabilirsiniz.
Tıbbi durum, teşhis ve tedavi amacıyla başka bir ülkeye seyahat etmek istiyorsanız, özellikle erkenden, mali durumunuz ve giderleriniz hakkında bilgi sahibi olmanız tavsiye edilir. Bu nedenle, ekibimiz, önceden paketler içinde sunduğumuz Boy Uzatma Cerrahisi ve Hizmetleri ile ilgili tüm masraflar hakkında sizi bilgilendirir, böylece seyahatinizi planlamanız ve sonuçlandırmanızdan önce tüm masrafları bilmeniz için; Böylece yanlış anlaşılmalar ve rahatsızlıklardan kaçınılır.
İnternet sitesi: https://www.boyameliyati.com/
Facebook: Boy Uzatma
Instagram: boydanismani
Youtube: Boy Uzatma Ameliyatı
0 notes
Photo
Tumblr media
🦁🐼 Büyük ve kaslı kollara sahip olmak vücudunuza güzel bir görünüm kazandırırken güçlü ve formda görünmenizi sağlar. Bonus olarak, güçlü kollara sahip olmak, ağır mobilyaların kaldırılması ve fazlasıyla ağır alışveriş poşetlerinin taşınması gibi “etkileyici” görevleri yerine getirmenize yardımcı olur. Bu doğrultuda direkt kol kaslarınızı hedefleyen ve güçlenmenizi sağlayacak kol kası hareketleri fazlasıyla bulunmakta. Fakat yeterince güçlü olmak için sadece kol çalışma ve kol güçlendirme amaçlı antrenman yapmanın yeterli olmadığını da hepimiz biliyoruz. Bu yüzden sırt, omuz ve göğüs kaslarınız da ne kadar güçlü olursa kol kası kuvvetiniz aynı doğrultuda artacaktır. 👍 https://www.instagram.com/p/B4m57R2gCUV/?igshid=c37jt3dzrq9t
0 notes
mgmstrateji · 5 years
Text
S-400 VE F-35 KAYNAKLI YALAN VE DEDİKODULAR
Tumblr media
28.05.2019 / ANAKARA Erdem sahibi olmak ve dürüst davranmak her başarının ilk anahtarıdır. Eğer bunlar birinde yoksa, bilin ki, o insan yalancı ve hırsızdır. Dahası bu kötü özelliklerini saklamak için de dedikodu üretmektedir. Özellikle İstanbul’un başkent olmasıyla birlikte, Osmanlı imparatorluğunda, Anadolu ve oranın bilinen tarih öncesinden beri esas yerleşiği olan Türkler hep ihmal edilmiştir, horlanmıştır ve aşağılanmıştır. Osmanlı imparatorluğu kendi kendini batırdığında, Balkanlarda onlarca devlet kurulmuştur ama Anadolu yarımadasında tek bir devlet kurulmuştur. O da hep horlanan, aşağılanan Türkler tarafından gerçekleştirilmiştir. Hiçbir yatırımın, bayındırın olmadığı, çiftçinin en fazla bire iki aldığı, “onbeşlilerin” kalmadığı savaşa gidenin gelmediği, küçük büyük demeden kadın kız gözetilmeden herkesin ırzına geçildiği, katledildiği bu çorak topraklarda bütün sefalete rağmen tek bir devlet kuruluyor ama Osmanlının tüm parasını aktardığı balkanlarda onlarca devlet kuruluyor. Neden acaba? Ben Osmanlı tarihine ve İnkılap tarihine bu gözle bakıldığını henüz görmedim. Yanıtını çok kısa bir şekilde vereceğim: Devleti kuran Mustafa Kemal’in kişisel özelliğinden kaynaklanır bunun sırrı. O da üstün insani erdemlere sahip olması, dürüstlükten milim şaşmaması, geçiniz halkı, yakın çevresine bile yalan söylememesi ve hırsızlık yapmadığı gibi hırsızı affetmemesidir. Bir acı kahvenin pişirilemediği zamanlar çok olmuştur. Akşamları mideye bir şey girmeden yatıldığı vakayı adiyedir. Ama çalma çırpma yoluna hiç gidilmemiştir. Sefaletin kol gezdiği, hastalıktan kırılmayanın olmadığı topraklarda, borçsuz ve çokça üreten bir medeniyet yaratılmıştır, kendi silahını, uçağını, tankını yapar olmuştur. Halktan ödünç alınan her şey geriye fazlasıyla ödenmiştir ama her şeyin bol olduğu son 15 yılda neredeyse 600 milyar dolar borçlandırılmıştır bu millet. Bu kısa girişten sonra başlıkta verdiğim konuya değinmek istiyorum. Gerçekte hiç yazmak istemediğim konulardandır bunlar. Çünkü hem “bu silahların” uzmanı değilim hem de bu tür konular, günümüzde, daha ziyade siyasallaşmış durumdadır. Yani üzerinde onlarca yalanın döndürüldüğü konulardır. Uzun yıllar savaşan biri olarak başkalarının kanı ve canı üzerinden pazarlık yapılmasından, siyaset üretilmesinden hoşlanmam ve bunu insanlık haysiyetine aykırı bulurum. Ne var ki, günümüzde hiçbir şey bilmeyen siyasetçilerin en çok yaptığı da budur. Çünkü kendilerine bir şey olmayacaktır. Çünkü bunların seçmen tabakası “olmayan” kahramanlıklarının okşanmasını isterler ama gerçekte olan ise korkaklıklarının okşandığıdır. Niye olmayan kahramanlık diyorum; çünkü bunlar bırakınız savaşmayı, askerlik yapmaktan bile kaçanlardır. Buna gerekçem ise, günümüz gerçeğinde meclis genel kuruluna sunulan ve Türk ordusunu dahası “Ordu-Millet” kavramını bitireceği her halinden belli olan askerlik yasasının durduk yerde gündeme gelmemesi, seçmen etkisi ile olmasıdır. Oysa asıl olan aklın okşanması olmalıdır, değil mi? Bizim kahramanlara ihtiyacımız yok, dâhilere var. Patriot füzesi kendimi bildim bileli var. ABD ordusunda 1980’li yılların başında hizmete girmiştir. Sovyetlerin S-200’lerinin üzerine üretilmiştir. S-200 füzeleri 1967 yılında hizmete girmiştir ve herkesin yıkmak için uğraştığı Suriye bu silahlar ile her türlü pisliğin yaratıcısı olan İsrail’in hava saldırılarına karşı koyabilmektedir. Sovyetler, Patriotlara karşı olduğu düşünülen S-300 füzelerini ise 1970’li yılların sonunda üretmiştir. Aslında tarihleri incelendiğinde sanki Patriotlar S-300 karşılığıymış gibi görünüyor. Konu bu değil. Gelelim Türkiye’deki bu tür hava savunma sistemlerine. Nike-Hercules, Hawk ve Rapier gibi sabit rampalı sistemler ile tek kişinin kullandığı Stinger ve benzerlerinden oluşan sistemler mevcut idi. Bunlara hava savunma topçusunun çeşitli çapta silahları ile birlikte 20 ve 35’lik Oerlikon bataryalarını da eklemeliyiz. Ancak bunların hiçbirisi günümüz savaşlarında etkin değildir. Çünkü bunlara düşman tepenize geldiğinde işe yarıyorlar. Düşman uçağı daha havalanır havalanmaz veya füzesini ateşler ateşlemez tespit etmek ve vurmak gerekiyor. Nike-Hercules ve Hawk füzeleri zamanla yerlerini yerli üretim Hisar füzesine bırakmıştır. Yukarıdaki basit bilgiler hiçbir şeyi açıklamaz. Asıl önemli olanın üzerinde siyaset yapılan ve onlarca yalan söylenen, dedikodu üretilen kısmıdır. Benim daha öğrenci iken bildiklerimi, bu ülkeyi öteden beri “yönetmek” isteyenlerin bilmemesi kadar acı bir şey olamaz. Zaten onların “bir şeyleri bilmek” ilgi alanı değilmiş, bu da en açık hali ile görüldü.     ABD ve yandaşlarının 1991 yılında hedef seçtiği Irak’a yaptıkları birinci körfez savaşı vardır. Bu savaşa girmemiz istendi. Siyasi otoriteler girmek için can attı ama Türk ordusu buna kurumsal tepki gösterdi ve genelkurmay başkanı tereddüt etmeden istifa etti. Türk ordusunun savaşa girmek istememesinin altında yatan birçok nedeninden birincisi hava savunma, ikincisi ise NBC korunma sistemlerinin olmamasıdır. Çünkü Irak düşmanlarına SCUD türü füzeler ile taarruz etmekten hiç çekinmiyordu. İyi de ediyordu. Peki, ülkeyi yöneten siyasiler buna bir çözüm buldu mu? Hayır. Tamam, 1991 yılında bunu çözemezsiniz, 1992 yılı bu işi çözmenin ilk adımı olsaydı ya… Olur mu? Sorunlar çözülürse kime yalan söylenecek? Kime karşı mağdur rolü oynanacak? Bu tür silah sistemlerinin, anılan tarihe kadar, ülkede üretilmemesi veya edinilmemesi de ayrı bir konudur. 2003 yılında ikinci körfez savaşı da kapımızı çalmakta gecikmedi. ABD Türkiye’yi yanında görmek istedi. Yine, bir şekilde, savaşa girilmedi. Askeri gerekçe daha değişik değildi, aynıydı. Peki, bunda bir şey yapıldı mı, yani geçtim 2003 yılını 2004 yılında bir şey yapıldı mı? Hayır, yine yan gelindi ve yatıldı. Yan gelip yatmanın gerekçesinin yukarıdaki ile aynı olduğunu düşünüyorum. 2012 yılına geldiğimizde, kendim için konuşuyorum, 15-20 yaş birden yaşlandım. Niye mi? Hiç olamayacak bir cümleyi bir haber yazısında okudum. Hep birlikte AKP genel başkan yardımcısı ve parti sözcüsü olan Mahir Ünal’a kulak verelim: Bir konuşmasında “Biz 2012’de Türkiye’nin hava savunma sitemi olmadığını fark ettiğimizde…” diye başlayan cümleler dizisi vardır. Ayrıntılar için BURAYI tıklayınız. Devletin bir işleyişi vardı. “Vardı” diyorum artık olmadığını düşündüğümden böyle yazıyorum. Devlet bürokrasisi, her yeni iktidar olan siyasiye, ilgi alanıyla ilgili olarak sunumda bulunur. Türk Ordusunun yetkili makamları 2002 yılında iktidar olan mevcut iktidar partisine de bu sunumu yapmıştır. Sunumda hava savunmasından ve NBC korumasından da bahsedilmiştir. Ama değişen bir şey olmadığını tam 17 yıldır, öncesini de hesaba katarsak 28 yıldır görüyoruz. Çünkü kendilerine politikacı denen kişiler, nedense, her şeyi uzmanından bile daha iyi biliyor. Buna yapacak bir şey yok, ne yazık ki… 2002 yılında iktidar olan parti 2012 yılında bunu öğreniyorsa, aradan geçen zaman içinde ne yaptı veya bunlar ülkenin sorunlarını çözmek için iktidar olmadı mı diye sormayacağım. Yanıtı belli. Türkiye’nin sorunlarını çözmeyenler acaba neyin peşinde iktidar oldu diye de sormayacağım. Onun da yanıtı belli; kendi siyasi menfaatleri uğrunda çabaladılar, “çalışıp” durdular. Belli olmayan ise neden sürekli yanal hareketler yapıldığı ve halkın oyalandığıdır. Diyelim ki 2012 yılında bu işi öğrendiler ve bu işi çözmeye kalktılar. Evet, bir yere gelinebilirdi hatta istenen silah sistemine de sahip olunabilirdi, hem de yerli üretim ile… Çünkü ellerinin altında Hisar, Toros serisi füzeler ile Korkut silah sitemleri var. Bunlar ROKETSAN ve ASELSAN üretimidir. Ama yapılmadı. Niye? 28 yıl evveline gidildiğinde bu işe o gün başlansaydı, Türkiye Patriot ve S-400 türü hava savunma sistemleri gibi bir sistemi üretmiş ve diğer ülkelere satıyor olurdu. Dikkat edin olabilirdi demiyorum, olurdu diyorum. Çünkü ortalık yerde, yukarıda ismini verdiğim, ulusal silah sanayinin dünya çapında üretim yapan şirketler var. İlginçtir, bu şirketlerin hepsi de Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfına aittir. Demek ki, neymiş? Yanıtını siz verin. Ama ne yapıldı? Önce Çin’den alınmak istendi. Anlaşma sağlandı. NATO ve ABD’den gelen baskı ile bundan vazgeçildi. Oldu mu sana uluslararası itibar sıfırlanması? Derken tek kişinin kararı ile Rusların S-400 sistemi bir anda alınıverdi. Bunda Rus uçağının düşürülmesinin ve Rusya’dan özür dilenmesinin, bunun yanında uçak düşürme sonrasında istenen NATO yardımının NATO’da karşılık bulmaması da etkendir. Ne oldu da beşinci madde yürürlüğe konulsun istendi, anlaşılmadı. Yine olsun yine düşürürüm diyenler sustu, kaldı. Oysa Rusların herhangi bir taarruz tehdidi olmadığı gibi hareketlenen askeri birlikleri de yoktu, sadece ekonomik yaptırımlar uygulandı. Bu arada ABD kongresi Patriot satışının önündeki engelleri kaldırdı. Şu anda S-400’den kaynaklanan büyük bir uluslararası siyasi ve ekonomik baskı var. Sonucun ne olacağını hep beraber göreceğiz. Değerlendirmem S-400’den bir an evvel kurtulmak istendiğini ama bir türlü bir yerlere gönderilemediği yönünde. Çünkü ülkenin acilen 200 milyar dolara ihtiyacı var ve para Batı’da. Gelinen noktada, ABD ekonomik ve siyasi baskının yanında F-35 baskısı ve şantajı da yapmaktadır. Büyük olasılıkla parasını ödediğimiz uçaklar bile verilmeyecektir. Eğitim için verilen dört uçak Türkiye’ye verilmiş değildir. Onlar Türkiye’nindir ama teslimatı yapılmamıştır. Sadece eğitim için verilmiştir. Son zamanlarda “Batı Türkiye’ye saldırmak ve işgal etmek istediği için hava savunma sistemi almamızı istemiyor, kendisi de satmıyor” dedikoduları dolandırılıyor ortalık yerde. İyi, soralım o zaman. F-16’lar niye verildi ve Türkiye’de üretimi sağlandı? Devam edelim; Batı’nın en gelişmiş uçağı olan F-35 için niye 100+16 adetlik satış anlaşması Türkiye ile yapıldı? Dahası Türkiye F-35’lerde üretici konsorsiyumunun en önemli ülkelerinden biridir, niye böyle bir yola girildi? Dedikoduları kimlerin uydurduğunu bilemem ama inananları görmekteyim. Kendilerine bu soruları sorsunlar ve yanıtlarını arasınlar. Hiçbir akıllı devlet, kendi kendini yok etme yeteneğine sahip bir millete karşı fiziki güç kullanmaz. İşte böyle yemler, ülke içinde proje adamlar ve gruplar üreterek birbirine düşmesini sağlar. Biz birbirimizi yemeyi bıraktığımızda o korkulan bölünme, işgal, istila, saldırı, o, bu olmaz. Biz birbirimizi yemedikçe hiçbir sorun yaşamayız. Ha denirse ki biz birbirimizi yer miyiz? Derim ki, ya ne yapıyoruz şu anda? Bu arada, kişisel fikrimi soracak olursanız, özetle yanıtlayayım: Rusların da, Batının da, hırsızların da, yalan söyleyenlerin de, dedikodu üretenlerin de canı cehenneme. Sanırım özlü biçimde anlattım. Bu ülkenin LAİK CUMHURİYETE inanan evlatları onların ürettiklerinden daha iyilerini yapacak bilgi ve beceridedir. Yeter ki “gölge edilmesin.” Bu işler inşallahla, maşallahla, tespih çekerek, boş yere dudak kıpırdatmalarla, milyarlarca rekât namaz kılmakla, bir ömür boyu oruç tutmakla olmaz. Bu işler bilimle olur, bilimle. O bilimin de ne hale getirildiğini yeni milli eğitim yasa taslağı ile görüyoruz. S-400’lerin kullanılmaya başlandığında F-35’lerin sırlarına erişeceği söylenmektedir. Ben de tam tersi olan “madem öyle, bu durumda F-35’ler de S-400’lerin sırlarına erişecektir” hükmünü vererek bu kaynak kodlarına erişme kısmını açmadan kapatayım. Çünkü bu oldukça uzun ve uzman görüşü gerektiren bir konudur, ayrı bir başlık altında yazılmayı hak ediyor. Son sözüm, dürüstlük ve erdemin parlatılması milletin hayrına olacaktır.             Read the full article
0 notes
kocaalihaber · 4 years
Text
Evde çalışanlar dikkat! Sandalye seçimi kritik
Koronavirüs salgını dışarıda aktif çalışma hayatı olanların eve kapanmasına neden oldu. İşlerini evden yürütmek zorunda kalan bireyler bilgisayar başında konforsuz masa ve sandalyelerde hareketsiz uzun vakit harcıyor. Bu şekilde çalışmanın fiziksel rahatsızlıklara yol açacağını söyleyen uzmanlar, çalışırken kullanılan ekipmanların belli standartları karşılaması gerektiğine ve mutlaka belli aralıklarla çeşitli egzersizler yapılmasının önemine dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Fizik Tedavi Uzmanı Dr. Nurten Korkmaz, evde bilgisayar başında çalışmak zorunda bireylerin fiziksel sağlıklarına dikkat etmeleri gerektiğini söylüyor.
Masa ve sandalyelerde ayarlamalar yapılmalı! Uzun süre bilgisayar başında çalışanlar için kullanılan masa ve sandalyenin belli standartları karşılaması gerektiğini belirten Dr. Nurten Korkmaz, “Evde çalışırken kullanılan masa ve sandalyelere belli ayarlamalar yapılmalı. Her yöne dönebilen, kol dayamalı, sırt desteği ve oturma açısı ayarlanabililir sandalye kullanılmalıdır. Evdeki sandalyenin en azından kol ve sırt desteği olmalı, uylukların arka yüzeyi ve bel oyumu uygun boyutta yastık ile desteklenmelidir. Çalışırken masanın yüksekliği kişinin boyuna uygun ayarlanmalı. Sürekli bilgisayar başında çalışanlar ergonomik oturmaya dikkat etmeli, saatte bir mutlaka ara vermeli, bazı aralarda postür egzersizi dediğimiz egzersizleri yapmalıdır” dedi.
Dirsek açısı 120 derece olmalı Korkmaz, doğru duruş ve oturma pozisyonunun önemine dikkat çekerek sözlerine şöyle devam etti: “Bilgisayar tam karşıda ve bir kol mesafesi uzaklığında olmalı. Ekranın üst çizgisi göz hizasına ayarlanmalı. Boyunun aşırı öne eğilmesi uygun değildir. Otururken kulaklar, omuz ve kalçanın aynı eksende olmasına dikkat edilmeli. En önemli açı dirsek iç açısıdır ve 120 derece civarında olmalıdır. El bilekleri düz çalışılmalı ve bel eğimi desteklenmeli. Bilgisayar başında oturan çocuklar da büyüklerin uyduğu ergonomik duruş kurallarına mümkün olduğunca uymalıdır. 45 dak veya 1 saatte 10 dakikalık aralar vermeleri fiziksel sağlıkları açısından çok önemli.”
Çeşitli egzersizlerle fizik kondüsyon sağlanabilir Bireylerin evde kaldıkları süreçte aktif olmaları gerektiğine işaret eden Fizik Tedavi Uzmanı Dr. Nurten Korkmaz, “Kondüsyon düşüklüğü kişinin zedelenme riskini arttırır o yüzden aktif kalmak önemli. Uzun süresabit duruşlardan, ekranın ve sandalyenin yanlış açılarından kaçınılmalıdır. Kişini fonksiyonel kapasitesinin üzerinde güç harcanmamalı ve eklemler normal hareket aralıklarının üzerinde zorlanmamalıdır. Aerobik egzersiz olarak haftada 5 gün 20 dakika boyunca kol ve bacakların hepsini kullanarak ritmik ve sürekli hareket etmelerini öneriyorum. Ayrıca kendilerine bir rota çizip yürüyebilirler. Haftada 3 gün ağırlık kaldırma ve bantlarla direnci yükselten hareketlerle güçlendirme egzersizleri yapılabilir. Yaşlı bireyler aşamalı olarak artırarak evde yoga egzersizleri yapabilirler, gençler ise aerobik ve güçlendirme egzersizleri ile fizik kondüsyonlarını artırabilir. Hamileler kendileri için özel tasarlanan plates hareketleri ve diğer egzersizleri yapabilir” dedi.
source https://saglik.kocaali.com/evde-calisanlar-dikkat-sandalye-secimi-kritik/
0 notes
kamu365 · 4 years
Text
Koronavirüsle egzersizle başa çıkmanın yolları
02 Nisan 2020, Perşembe 10:53
İstanbul
Hareketsiz geçen 7-14 günlük dönem içinde vücuttaki kas hacminin yüzde 10 oranında azaldığını ifade eden Doç. Dr. Kerem Alptekin, evde 1 saat aralıklarla 5 dakika yürümenin derin bel kaslarını çalıştırdığını belirterek, koronavirüsle mücadelede bağışıklık sistemini güçlendiren egzersizler hakkında bilgi verdi.
Koronavirüs nedeniyle evlerde geçirilen süre artarken, hareket kabiliyetinin azalması ise birçok sorunu beraberinde getiriyor. Gün içinde sürekli bilgisayar başında olmak ve ev içindeki aktiviteleri minimumda tutmak, kişide hali hazırda bulunan hastalıkları da tetikliyor. Yapılan araştırmaların düzenli egzersizin influenza aşısı olan kişilerde aşının etkinliğini arttırdığını ortaya koyduğunu söyleyen Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Başkanı Doç. Dr. Kerem Alptekin, fıtıktan, pilatese kadar merak edilenleri anlattı.
“SOLUNUM VE DAYANIKLILIK EGZERSİZLERİ YAPMAK ÖNEMLİ”
Hareketsizlik dönemlerinde 7-14 gün içerisinde kas hacminin yüzde 10 oranında kaybı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Kerem Alptekin, bu kaybın kas kütlesi iyi durumda olan kişilerde bir fonksiyon kaybına yol açmadığını fakat, 65 yaş üstü kişilerde bacak ön kası olan kuadriseps kasının kaybının, ayağa kalkma ve merdiven çıkma gibi önemli fonksiyonları etkileyebileceğini belirtti.
Alptekin, “Bu dönemde Tip 2 denilen hızlı kasılan kas gruplarının tip 1’e dönüşmesi sonrasında kişilerin aerobik kapasitelerinin de zayıfladığını ve efor kapasitelerinin düştüğünü gözlemleriz. Bu dönemde solunum kasları özellikle diafram hatta kalp kasında bile immobilizasyon ve sedanter yaşamın getirdiği kayıplarla yüz yüze geliriz. Ancak bu dönemde iyi bir egzersiz planlamasıyla hareketsizliğin yarattığı bu kayıpları geri getirmek, hatta daha ileri düzey bir kas fonksiyonuna sahip olmak mümkün. Burada solunum egzersizleri, genel kas kuvvetlendirici egzersizler ve dayanıklılık egzersizleri ile germe/esneme egzersizlerini düzenli yapılmasını öneriyoruz” ifadelerini kullandı.
EVDE YAPILABİLECEK EGZERSİZLER
Solunum egzersizlerinin ihmal edilmemesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Alptekin, “Öncelikle evde solunum egzersizlerini ihmal etmememiz gerekiyor. Bu egzersizleri çok basit bir şekilde yapmak mümkün. Koronavirüse karşı en önemli mücadele bölgemiz hava yolları ve akciğerlerimiz. Bu nedenle solunum kapasitesinin üst düzeyde tutulması önemli. İlk egzersizimiz yavaş bir şekilde burundan nefes almak (4 sn) ve dudakları büzerek ağızdan 8-12 s içinde bu nefesi vermektir. Bir sonraki egzersizde bir elimizi göğüs kafesi, bir elimizi de karnımızın üzerine yerleştirip özellikle göğüs kafesimizin hareket etmeden nefes alırken karnımızın hareket ettiğini izlemeliyiz. Bu sayede diyafram kaslarımızı daha iyi çalıştırmış olacağız. Ayrıca yürüyüşle birlikte basit bir sandalyeden oturma ve kalkma egzersizi, tüm postür kaslarımızın kas kaybını engelleyecektir.  Evde bir bezle ya da bir tenis topuyla yapılabilecek diğer basit bir egzersiz de parmakları yumruk şeklinde sıkıp bırakmadır. Bu egzersiz de her el için 50 tekrar şeklinde yapılabilir. Kol kaslarımızın gücünü korumak için de yarım litrelik iki şişe su ile çalışmak yeterli olacaktır. Kollarımızı omuz başından yana doğru doksan derece açarak onar tekrar ve dirsekten kapatıp 180 derece açarak onar tekrar şeklinde bu güçlendirme egzersizlerini yapabiliriz” dedi.
“EVİN İÇİNDE 5 DAKİKA YÜRÜNMESİ DERİN BEL KASLARINI ÇALIŞTIRIR”
Fıtık gibi ciddi rahatsızlıklar hakkında uyarılarda bulunan Kerem Alptekin şunları söyledi;
“Bel fıtığında özellikle hareketsiz kalınması çok ciddi sonuçlara neden olabilir. Derin bel kasları denilen multifidus kasları immbolizasyonda hızlı bir şekilde erir ve güç kaybederler. Ayrıca sürekli oturma pozisyonu da belin doğal çukur hattını bozarak, bel arkasındaki faset bölgesine daha çok yük getirir. Bu durumda 1 saatlik bir oturma döneminden sonra evin içinde bir beş dakika yürünmesi, derin bel kaslarının düzenli çalışmasına neden olur. Bu şekilde gün içerisinde 30-45 dakika kadar yürüyüş yapılacaktır. Yürüyüşün temposunda hafif orta tercih edilmelidir. Bu tempo da yürürken konuşmamızı engellemeyecek bir tempodur. İleri düzey kalp yetersizliği olan hastalarımızın bu tempoda yürüyüş yapmaları uygun olmayacaktır. Bu hastalarımız ise iki saatte bir ayağa kalkarak, ayakta durma sürelerini uzatmaları veya bir –iki dakikalık kısa yürüyüşler yapmaları yeterli olacaktır. Evde yürüyüş kapasitemizi 6 dakika yürüme testiyle belirleyebiliriz. Bu testte zaman tutarak ev içinde 6 dakika süresince kaç metre yürüdüğümüzü hesaplayacağız. Her hafta bu takibi yaparak kondisyonumuzu da takip edebiliriz. Bunun yanında sırt üstü sert bir zemine yatıp, sırayla kollarımızı sırt üstü yüzer gibi geriye 10 tekrar şeklinde egzersiz yapmak, aynı şekilde bacakları 90 derece geriye çekerek 10 tekrar egzersiz ve en sonunda kol ve bacakları çapraz şekilde çekerek 10 tekrar egzersiz yapmamız bel fıtığında koruyucu ve ağrıyı azaltıcı etkisi olacaktır.”
“YOGA HASTALARDA VİRÜS YÜKÜNÜ AZALTABİLİYOR”
Yoga ve pilates gibi egzersizlerin bağışıklık sistemi üstünde olumlu etkileri olduğunu söyleyen Kerem Alptekin, “Bu konuyla ilgili yapılan çalışmalarda MS’li hastalarda Pilates egzersizlerinin IL-10 seviyelerini yükselttiği tespit edildi. Bu moleküller vücudumuzda iltihabı engelleyici moleküller olarak görev yapmaktadır. Bir diğer çalışmada da doğal öldürücü hücreler (NK hücreleri)’nin aktivitesi pilates egzersizleri ile artmaktadır. Yoga ve HIV’li bireylerde yapılan bir çalışmada ise 6 ay boyunca her gün bir saat yapılan  düzenli Yoga egzersizlerinin 8-18 yaş arasındaki hastalarda virüs yükünü azalttığı izlendi. Yoga egzersizlerinin bir diğer faydası özellikle diyafram solunumunu iyileştirmesi ve otonom sinir sitemindeki sempatik sinir sistemi etkilerini baskılamasıdır. Bu şekilde hem havayolları kullanımı daha iyi hale gelir hem de stresle mücadele güçlenerek, hastaların bağışıklık sistem cevapları düzenlenir” ifadelerini kullandı.
DHA
The post Koronavirüsle egzersizle başa çıkmanın yolları appeared first on Kamu365 | Dünya Gündemi.
from WordPress https://ift.tt/2UVx6Ub via IFTTT
0 notes
fitnesshareketleri · 5 years
Text
Basketbolda Zıplama Antrenmanı
Nasıl Daha Yükseğe Zıplanır?
Basketbolda en önemli ölçütlerden birisi de zıplamaktır. Pota altında top kaparken, turnike sayısı alırken, blok basarken ve bunun gibi birçok durumda kişinin boyu ve yukarı zıplama mesafesi oldukça önemli kriterlerdir. Basketbol zıplama antrenmanı, zıplama tekniğini geliştirme açısından fayda sağlayan en önemli unsurdur. Her basketbolcu bir önceki rekorundan daha yukarı zıplamak için uğraş verir ve oyun içerisinde bu becerisini kullanmak ister.
Daha yukarı zıplamayla birlikte hem daha kolay sayı bulabilir hem de rakibin sayı yapmasını daha kolay engellersiniz. Fakat bu çabanız çok kolay gerçekleşebilen bir durum olmayabilir. Aylarca çalıştığınız Basketbol zıplama programı ardından hala yerinizde saydığınızın farkına da varabilirsiniz. Bu noktada size düşen en büyük görev azminizi ve kendinize olan inancınızı asla kaybetmemenizdir. Her ne kadar yavaş gelişiyor olursanız olun, çabalamaya devam ederseniz bir gün hedeflediğiniz yüksekliklere daha kolay çıkacaksınızdır. Eğer pes etmeye meyilli davranışlar sergiler ve kendinize güvenmezseniz, yükseklik rekorunuzu kırmanız ve kendinizi geliştirme hayaliniz yalnızca hayal olarak kalacaktır. 
Bu noktada size yardımcı olabilmek ve hayallerinize ulaşmanıza katkı sağlayabilmek için bazı kritik noktaları sizlerle paylaşıyoruz. Aşağıda bulunan her bir madde gelişiminiz açısından oldukça destekleyici niteliğe sahiptir. 
Kuvvet Antrenmanları 
Daha yukarı zıplayabilmeniz için bacaklarınızın uzun olması genetik bir faktördür. Eğer bacak boyunuz uzunsa daha yukarı zıplamanız mümkün olacaktır. Fakat belirtildiği gibi bu durum genetiktir ve sonradan değişim göstermeyecektir. Fakat bacak boyunuz uzun olmasa da yukarı zıplamanız adına bacak kaslarınızı güçlendirme şansınız bulunmaktadır. Yapacak olduğunuz bazı egzersizler sonucunda bacak kaslarınız güçlenecek ve sizi daha yukarıya zıplatma yeteneğine sahip olacaklardır. Bu egzersizlerden en yararlı olanı Lunge egzersizi olarak bilinir. Çoğu spor salonunda eğitmenler tarafından bacak kası geliştirmeye yönelik önerilen bu hareket basitçe yapılır ve oldukça etkili sonuçlar doğurur. Hareketi basitçe anlatacak olursak ilk olarak ellerinize iki adet dumbel almanız gerekecektir. Ağırlık olarak tercih sizindir ve birkaç denemeden sonra en uygun ağırlığı kendinize göre seçebilirsiniz. 
Dumbell Lunge
Ellerimizde bulunan ağırlıklar ile birlikte dimdik bir pozisyonda egzersize başlayacağız. Daha sonrasında el ve kollarımızın aşağı doğru bakar pozisyonları değişmeden ilk önce bir ayağımızı ileri adım alarak diğer bacağımızın diz kısmını yere değdireceğiz. Bu hareketi önce bir bacak ve sonra bir bacak şeklinde sırasıyla gerçekleştirmeniz bacak kaslarınızın gelişimi açısından oldukça önemli olacaktır. Tekrar sayısı ve set sayısı tamamen size bağlı değerlerdir. Kendinizi zorlayabildiğiniz kadar tekrar yapmanız gelişiminizi olumlu yönde etkileyecektir.    
DeadLift
youtube
Deadlift, oldukça etkili bir egzersizdir. kas ve güç geliştirme hareketi olmasının yanı sıra, çekirdek kuvvet için programınızda mutlaka bulundurmalısınız.
Dumbell Lunge 3 x 8-10 DeadLift 3 x 8-10
Kalf Artışının Sağlanması
Bacaklarımızın diz altında ve arka kısmında yer alan, gerilmesi durumunda topa benzer bir şekil alan kaslar kalf olarak isimlendirilmektedir. Bu kaslar kişinin zıplama hareketine %40’lık bir katkı sağlamaktadır. Dolayısıyla daha yukarı zıplama hedefimizi gerçekleştirirken ilk olarak kalf kaslarımıza odaklanmalıyız. Bu kasların gelişimi adına hem egzersizler yapmamız gerekirken hem de beslenmemize oldukça dikkat etmemiz gereklidir. Özellikle protein ve lifli gıdalar tüketimi sonucunda kalf kaslarımız daha hızlı gelişim gösterecek ve bizi daha yukarı itebilecektir. 
Bu noktada birden fazla egzersizle karşılaşmanız mümkündür. Fakat hangi egzersizi yapacağınız ve bu egzersizin size ne kadar fayda sağlayacağı tamamen seçeceğiniz harekete ve yapma şeklinize bağlıdır. Genel olarak kalf kasınızın gelişimini sağlayan hareketler arasından sizin için bir kaç tanesini seçmiş bulunuyoruz. 
Calf Raise
Neredeyse her spor salonunda bulunan calf makinası ile kolayca kalf kaslarınızı çalıştırabilirsiniz.
Dumbell ile Kalf Raise
Çift bacak kalf hareketi için ellerinizde taşıyabildiğiniz kadar dumbel bulunması gerekmektedir. Elde bulunan bu ağırlıklar ile birlikte kollar düz bir şekilde aşağı bakar pozisyonda tutulurken vücut dikliği de korunacaktır.
Daha sonrasında harekete başlarken topuklar yerden kaldırılır ve parmak uçlarında durulur. Bu şekilde 2-3 saniye beklenmesinin ardından tekrar eski pozisyona dönülür ve kasların gevşemesi sağlanır. Bu şekilde hareket tekrarlanarak kalf kaslarına odaklanılan bir hareket gerçekleştirilir. Hareketi kalf kaslarınızın dayandığı kadar ve yapabildiğiniz tekrara kadar yapmanız yararlı olacaktır. Fakat kendinizi zorlayarak kaslarınıza kramp girmesi gibi sonuçlarla da karşılaşmamanız kritik bir noktadır. 
Kalf Raise Makine4 x 8-10 Dumbell ile Kalf Raise 4 x 8-10
Pliometrik Egzersizler
Diğer egzersizlere nazaran çok daha yapıcı ve hedeflerinize çok daha hızlı ulaşmanızı sağlayacak olan Pliometrik egzersizler basketbolcular tarafından sık sık tercih edilir. Özellikle süregelen bir tekrarlanma sonucunda kolaylıkla kendinizi ve zıplama seviyenizi geliştirebilirsiniz. Dilerseniz bir tabure, bank ya da farklı bir yükseklik unsuru kullanabilirsiniz ya da bir şey kullanmadan hareketinizi gerçekleştirebilirsiniz. 
youtube
İlk olarak iki bacağınızı aralarını fazla açmamak kaydıyla dizlerden bükün. Bu hareket sonucunda sanki oturur pozisyondaymışsınız gibi olmanız gerekmektedir. Daha sonrasında kollarınızı bedeninizin üst kısmına paralel bir şekilde hizalayın ve güç alabileceğiniz bir şekilde tutun. Bu hareketlerin gerçekleşmesinin ardından bütün kuvvetinizle kendinizi yukarıya doğru itin. Eğer bir tabure veya bank kullanıyorsanız zıplamanızın ardından belirtilen yüksekliğin üzerine ayaklarınız açık bir şekilde düşün. Bu hareketinizi günlük olarak en az 15 tekrar ve 4 set gerçekleştirin. Malzeme gereksinimi olmaması ve kolaylıkla gerçekleştirilebilir olması nedeniyle hareketin size oldukça fayda sağlayacağını söyleyebiliriz.  
İp Atlama Egzersizleri
Çocukluğumuzdan bu yana birçok kez ip atlamışız ya da ip atlayanları görmüşüzdür. Hareketin çok basit olduğunu ve şuan aklınızda belirdiğini biliyorum. Fakat bu hareket ne kadar basit olsa da bacak kaslarının gelişimini ve daha yukarı zıplama yeteneğinin artışını ip atlama ile sağlayabiliriz. Bir ip yardımıyla yapacağımız bu egzersizin gerçekleştirilmesi sırasında zıplama işlemini parmak uçlarında yapmamız oldukça kritik bir noktadır. Parmak uçlarında yapacak olduğumuz ip atlama egzersizleri özellikle kalf kaslarının gelişimine oldukça yarar sağlamaktadır. Ciddi bir gelişim sağlamanız için günlük en az 300-500 tekrar aralığında ip atlamanız gerekmektedir.  
Parmak Ucunda Bekleme
Kalf kaslarının daha yükseğe zıplamak adına oldukça büyük bir öneme sahip olduğunu belirtmiştik. Bu kasları geliştirici her hareket kişiye ciddi anlamda katkı sağlayacaktır. Bu hareketlerden birisi olan parmak ucunda bekleme hareketi basit bir şekilde ve nerede olursanız olun gerçekleştirebileceğiniz bir egzersizdir. 
Süresini kendinize göre ayarlayacağınız bekleme hareketinin günlük olarak gerçekleştirilmesi ya da gün aşırı uygulanması ciddi derecede önemli bir durumdur. Nerede olursanız olun bir süre parmak uçlarınızda bekleyerek günlük olarak basit bir şekilde egzersizinizi gerçekleştirebilirsiniz. 
Zıplama 
Asıl amacınızın daha yukarı zıplamak olması neticesinde düzenli olarak yapacağınız tekrarlar sizi başarıya daha hızlı götürecektir. Günlük olarak gerçekleştireceğiniz zıplama hareketleri ile yukarıda bahsettiğimiz uygulamaları bir arada yaparsanız, hedefinize oldukça rahat ulaşırsınız. Zıplama hareketini farklı şekillerde gerçekleştirebilirsiniz. Örneğin adım alarak zıplayabilir, olduğunuz yerde zıplayabilir hatta oturur pozisyondan zıplama hareketini gerçekleştirebilirsiniz. Bu uygulamaların hepsi farklı farklı gerçekleştirilirse, size daha fazla yarar sağlama şansı olacaktır. Haftalık olarak zıplama şekillerini diğer hareketlerle birleştirmeniz önem taşımaktadır. 
Tek ayak sıçrama
Ayakları kalça mesafesiyle birbirinden uzak durun. Sağ bacağa geri dönün ve sağ kol öne doğru gelirken ayağın topu ile (veya daha zorlu bir egzersiz için hamle) zemine dokunun. Sağ diz ileri doğru giderken vücudu yukarı doğru patlatın. Sol kol tepeye ulaşacak. Geçiş yapmadan önce ilk tarafı tekrarlayın.  
Sehpada Sıçrama
Mevcut kondisyon seviyenize uygun bir kutu yüksekliği seçin. Kutuya doğru durun ve gövdeyi çömelme pozisyonuna indirin. Kollar doğal olarak vücudun önünde yükselecektir. Dizleri kaldırırken yukarı ve ileri atlamaya başlayın. Kutuya atletik bir duruş veya çömelme pozisyonunda inerken kollar doğal olarak vücudun arkasına sallanacaktır. Kutudan inin tekrarlayın.
Dikey Sıçrama
Ayaklar omuz mesafeli olarak dik durun. Vücudu çömelme pozisyonuna indirin, dirsekleri geri çekin ve patlayıcı patlamak veya yukarı atlamak için kolları kullanın. Ayaklar yerden ayrılırken kolları yukarı doğru kaldırın. Yumuşakça vücudu indirin ve atlama hareketini tekrarlayın. 
İleriye doğru zıplama
Sehpada Sıçrama 4 x 12 Dikey Sıçrama 4 x 12 Tek ayak sıçrama 4 x 12 İleriye doğru zıplama 3 x 8
youtube
Bütün bu yöntemlerin yanında dikkat etmeniz gereken oldukça önemli farklı bir husus da mevcuttur. Kullanacağınız ayakkabı hem sizin zıplama hareketleriniz sırasında ayak pozisyonunuzu düzenler hem de ayak sağlığınız için oldukça büyük önem taşır. Bu amaç için üretilen spor ayakkabılarını kullanmanız oldukça yararınızadır. Fakat makul fiyatlı bir spor ayakkabısını da detaylı inceleyerek ve almadan önce deneyerek seçebilirsiniz. Ayakkabınızı almadan önce ayağınıza giyerek birkaç zıplama hareketi yaparsanız ileride sorun çıkarma ihtimalini ortadan kaldırabilirsiniz. 
Basketbolda Zıplama Antrenmanı
0 notes
Tekerlekli Sandalye Kullanan Çocuklarda En Etkili Terapilerden Biri Oyun
Tumblr media
Tekerlekli sandalye kullanan çocuklarda, duyu bütünleme ve fizyoterapi konularında en etkili yöntemlerden birinin oyun terapisi olduğu tüm bilim çevreleri tarafından kabul edilmiş bir gerçek. Oyun terapisi hareketsiz kalan ve bu yüzden  Içe kapanık, tekerlekli sandalye kullanan çocuklara faaliyet yaptırmak, onlarla daha yakından iletişim kurabilmek adına uygulanan terapi yöntemlerinden biridir. Tekerlekli sandalye kullanan çocuklarda terapi uygulanırken, bunu bir oyun gibi sunduğumuz takdirde, sıradan yöntemlere göre çok daha fazla verim alınmaktadır. Çocuklar o esnada oyun oynadıkları fikrine kapıldıkları için kendilerini daha rahat hissederler ve sizin yapmasını istediğiniz faaliyeti istek ile kabul ederler. Kullanmadıkları uzuvurlarını çalıştırmak için egzersiz yaptıklarında yorgunluk hissine kapılıp, yapmak istemedikleri takdirde bunu oyunu dönüştürerek, zorlansalar da keyif aldıkları bir hale sokmak bizim elimizde. Tekerlekli sandalyeden kalkmasını istediğinizde, bunu çok sıkıcı ve yorucu bulup bu isteğinizi geri çeviren bir çocuktan, uygun ortamı sağlayıp egzersizi oyun haline getirdiğinizde (örneğin kalkıp yere atlaması) hemen harekete geçecektir. Kollarını güçlendirme egzersizleri yaparken, bir şeyleri fırlatıp hedef almasını istediğinizde bunu çok daha zevkli yapacaktır. Hedef vurma oyunu hem kol kaslarını çalıştıracak, hem de beyin fonksiyonlarını kullandırtarak geliştirecektir. Oyun Terapisi ile Egzersiz Yapmayı Sevdirmek Evlerin içine kolayca kurulabilecek tünellerin içerisinden geçmeye çalışan çocukların, vücutlarını daha iyi tanıdıkları bilinmektedir. Yine tekerlekli sandalye kullanan ama emekleyip, sürünebilen çocuklara gün içerisinde hareket imkanı sağlanarak, sandalyelerinde olmadıkları takdirde veya yere düştüklerinde nasıl hareket edecekleri bilinci kazandırılabilir. Çocuklar kendilerine görev verildiğinde bunu yapmaktan kaçınır. Ama oyun oynamayı, eğlenmeyi, bir şey başarmayı sevdikleri için çok daha iyi konsantre olmaktadırlar.
Tumblr media
oyun terapisinin faydaları Tekerlekli sandalye kullanan çocuklar, egzersizleri oyun şeklinde yaptıkları takdirde, motivasyon kazanmaktadırlar. Oyun oynayarak yapılan çalışmalar, sadece fiziksel engelli çocuklarda değil, tüm çocuklar üzerinde başarılı sonuçlar vermektedir. Vücudunu tam olarak kullanamadığı için iş yapmaktan kaçınan çocuklar, oyun ile karşılaştıklarında kendiliğinden aktivite içerisine girmeye istek duyarlar. Bu egzersizler hem fiziksel kapasitelerini arttırmakta, hem de kendi becerilerini geliştirmektedir. Bu sayede çocuğun ihtiyaç halinde kendi bakımını üstlenebileceği edinimi kazanabilir. Sadece küçük çocuklarda değil, tekerlekli sandalye kullanan her yaş grubundaki çocuk için, problem çözümünde oyun terapisi kullanılabilmektedir. Çocuğun yaşına uygun oyuncaklar ve aktiviteler sağlanarak hedefler sunulup, onları zorlayıp, kapasitelerinin arttırılması sağlanabilir. Psikomotor Gelişim Geriliği Olan Tekerlekli Sandalye Kullanan Çocuklar Bir faaliyet esnasında, tekerlekli sandalye kullandığı için uzak duran çocukların, oyun ortamı oluşturulduğu takdirde kendiliğinden dahil olma isteği gösterdikleri bilinmektedir. Özellikle psikomotor gelişim geriliği olan tekerlekli sandalye kullanıcıları, emeklemek, konuşmak gibi becerilerin yanında, bir aktiviteyi başlatmak, bunu sürdürmek ve bitirmek gibi hayatın içerisine dair becerileri de kazanmış olur. Bu yüzden psikomotor gelişim geriliği olan tekerlekli sandalye kullanan çocuklarda, fizyoterapi uygulanırken, hareket becerisi verildiği kadar, oyun becerisi de kendilerine sunulmalı ve gelişmeleri sağlanmalıdır. Anaokulu ya da ilkokula giden ve günlük hayata katılma gibi becerilerde eksikliği olan çocuklar için, oyun terapisi uygulanırken, aynı durumdaki tekerlekli sandalye kullanan çocuklar için de bu yöntem ile beceri kazandırılarak fizyoterapi uygulanması oldukça önemlidir. Read the full article
0 notes
haberci90-blog · 6 years
Text
Sağlıklı kemikler için 6 öneri
New Post has been published on https://www.haberci90.com/saglikli-kemikler-icin-6-oneri-9474h.html
Sağlıklı kemikler için 6 öneri
Vücudumuzun kalsiyum dengesini sağladığı için kemiklerimizi sağlıklı tutmak genel vücut sağlığı açısından çok önemlidir. Memorial Ankara Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Hakan Özsoy, kemikleri güçlü tutmak için 6 önemli öneriyi sıraladı. 
En çok görülen rahatsızlık kemik erimesi 
Kemik erimesi, kemiklerin içindeki yoğunluğun kaybolduğu bir hastalıktır. İnsanlarda kemik ağrılarına ve düşük enerjili denilen basit hareketlerle kemik kırıklarına neden olur. Kadınlarda da erkeklerde de görülen bu hastalık özellikle kadınlarda menopoz sonrası daha erken görülür. Kemikleri güçlü tutmak ve ileride kemik erimesi ve başka kemik hastalıklarıyla karşılaşmamak için aşağıdaki 6 öneriyi dikkate almak gerekmektedir.
1-Günde 2 su bardağı süt ve süt ürünü tüketin
Çocukluk çağından başlayarak özellikle kadınlarda yeterli kalsiyum alımı çok önemlidir. Kalsiyum kemiklerin en önemli yapı taşıdır. Kalsiyum alımı için günde en az iki su bardağı kadar süt ve süt ürünü tüketilmesi gerekir. Eğer kişi süt ve süt ürünleri tüketemiyorsa doktoru tarafından önerilen kalsiyum desteklerini almalıdır. Vücudun kalsiyum depoları çocukluk ve gençlik çağından itibaren doldurulmalıdır ki ilerleyen yaşlarda bu depoların erken tükenmesine bağlı kemik erimesi ve buna bağlı hastalıklar yaşanmasın.
2-D vitamini alımına özen gösterin
Aldığımız kalsiyumun vücudumuzda etkin hale gelebilmesi için mutlaka D vitamini almak gerekir. Her ne kadar güneşi bol bir ülkede yaşasak da artık çalışma ortamları hep kapalı olduğu için mutlaka güneşli günlerde en az 20 dakika kollarımızı ve yüzümüzü güneşe tutabilecek şekilde güneş almak gerekir. Eğer yeterli güneş alınmıyorsa mutlaka D vitamini seviyesine bakılıp eksik ise takviye edilmelidir.
3-Kemiklerinizi güçlendirmenin bir diğer yolu hareket ve egzersizdir
Egzersiz için mutlaka zaman ayırmak gerekir. Yapılan en büyük hata “İşimizden zaman ayıramıyoruz” diyerek hareketsiz bir hayat yaşamaktır. Çünkü bunun acısı ileri yaşlarda hastalık olarak çıkar. Onun için genç yaşta mutlaka geleceğimize bir yatırım olarak düşünülerek egzersiz yapılmalıdır. Hareket ve egzersizler vücuttaki kemiklerin daha sağlıklı olmasını ve güçlenmesini sağlar. Hareketsiz bireylerde kemikler daha çok zayıflar ve kırılganlığı artar. Yürüyüş kemikleri güçlendirmek için en basit harekettir. Günde en az 10 bin adım atmak gerekir. Bunun üzerine koyulan her hareket kişinin kemik sağlığını daha da güçlendirir. Kişinin yaş ve sağlık durumuna göre koşu, yüzme ya da spor salonlarında kol ve bacak güçlendirme hareketleri yapılabilir.
4-Sigara içmeyin ve içilen ortamlarda bulunmayın
Sigara vücudumuzun ve kemiklerimizin en önemli düşmanıdır. Sigara içenlerde kemik erimesinin çok daha fazla görüldüğünü biliyoruz. Sigara içenlerde kırılan kemikler çok geç iyileşir. Erken yaşta kemik erimesi görülür ve kemik erimesine bağlı basit kırıklar da sigara içenlerde daha fazla görülür. Bu yüzden sigara kesinlikle içilmemelidir.
5-Fazla kilolarınızdan kurtulun, ideal kilonuzu koruyun
Obezite kemiklerin en büyük düşmanlarındandır. Çünkü kemiklerimizin taşıyabileceği belli bir yük vardır. Vücut kemiklerine aşırı yüklenmek özellikle diz, ayak bileği ve kalça eklemlerinde erken kireçlenmeye ve erken aşınmaya yol açar. Onun dışında kemik erimesi yapan en önemli nedenlerden biri de aşırı kilodur. Bunu atmanın en önemli yollu kilonun kontrol altına alınması olmalıdır. Günde atılacak 10 bin adım, egzersiz yapmak ve dengeli beslenmek kilonuzu kontrol etmenizi sağlayacaktır.
6-Kemik taraması yaptırmayı ihmal etmeyin
Kemik taraması kemik hastalıklarının erken teşhisi ve tedavi için çok önemlidir. Bu yüzden kadınlarda menopoz sonrası mutlaka kemik erimesine yönelik tetkik yapılmalıdır. Kemik erimesi yoksa 2 yılda bir, kemik erimesi varsa yılda 1 defa tarama yapılmalıdır. Erkeklerde de 65 yaşından sonra 2 yılda 1 defa kemik taraması yapılmalıdır.
0 notes
motomaxcomtr-blog · 6 years
Photo
Tumblr media
Held Phantom deri racing eldiven ile eliniz daima güvende! 😎🔥 Sipariş vermek için 👉www.motomax.com.tr👈 Teknik özellikler: Dış materyal • Sürtünmelere son derece dayanıklı olan kanguru derisi • Çıkmayan ve tere dayanıklı boya Astar • Astarsız Özellikler • Kask vizör silici • Bilek strapı • Özel düz dikişler • Cırtcırt ile ayarlı bilek ve ön kol girişi • Parmakların kenarında hava almak için perfore bölümler Koruma • El üstü bölgesinde KEVLAR® koruma bölgeleri • El üstü ve başparmak alt boğumunda SUPROTEC özel, darbe emici köpük • Yumruk bölgesinde titanyum korumlar • Yüzük parmağı ve serçe parmakta Kevlar ile ekstra güçlendirme • Avucun dış yüzeyinde SUPERFABRIC kumaş kaplı GFK korumalar • Baş parmak yumrusunda yüksek sürtünmeye dayanıklı Stingray deri kaplı darbe emici köpük. • Parmaklarda SUPERFABRIC güçlendirmeler • EN 13594:2015 CE onayı #heldbikerfashion #held #racing #helmet #bikelife #biker #racer #motogp https://www.instagram.com/p/BnO0LLMBwIL/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=3oa8ovbd4x5l
0 notes
baknedio · 4 years
Text
”Her yaş için günlük egzersiz şart”
08 Nisan 2020, Çarşamba 09:59
İstanbul
Uzun süre evden çıkmayan ve hareketsiz kalan kişilerde, obezite, anksiyete, depresyon, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları ve kas iskelet sistemi rahatsızlıkları gibi sorunların ortaya çıkabileceğini söyleyen Dr. Yasemin Karaaslan, ”Her yaş için günlük egzersiz şart” dedi.
Beykent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Yasemin Karaaslan, evde kalmanın ve karantinada olmanın toplumun yaşam tarzında radikal bir değişiklik meydana getirdiğine dikkat çekerek, ”Daha fazla istirahat etmek ve daha inaktif hale gelmek kişinin fiziksel uygunluk seviyesinin düşmesine ve hastalığa karşı daha açık hale gelmesine neden olmaktadır. Bu durum daha birçok problemi beraberinde getirecek olup yakın vadede hareketsiz yaşam biçiminin yaygınlaşmasına yol açacaktır” diye konuştu.
”OBEZİTE, ANKSİYETE, DEPRESYON GİBİ PEK ÇOK RİSK VAR”
Hareketsiz kişilerde obezite, anksiyete, depresyon, kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, obezite, osteoporoz ve kas iskelet sistemi bozukluklarının ortaya çıktığına işaret eden Dr. Karaaslan, ”Bu sebeple evde kalınan süre içerisinde ev egzersizlerine dikkat edilmeli, gün boyunca hareketsiz kalmaktan kesinlikle kaçınılmalıdır. Evde sağlığın korunması için her yaştan kişinin günlük düzenli bir egzersiz programı uygulaması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
”EN BELİRGİN ETKİSİ KAS GÜCÜNDEKİ KAYIP”
Dr. Karaaslan, hareketsizliğin en belirgin etkisinin kas gücü ve dayanıklılığındaki kayıp olduğunu açıklarken, mucizevi bir ilaç olan egzersizin, kas gücü ve vücut esnekliğini geliştirmede, bağışıklık sistemini güçlendirmede, kalp-damar sistemini iyileştirerek dayanıklılığı arttırmada etkili olduğunu ifade etti.
GÜNLÜK EGZERSİZİN FAYDALARI SAYMAKLA BİTMİYOR
Dr. Karaaslan, ayrıca düzenli egzersizle kişinin kaygı ve stres düzeyini azaltabildiğini, günlük baskılardan uzaklaşabildiğini ve zihnini zinde tutabildiğini de belirtirken, günlük egzersizlerin diğer faydalarını da sıraladı:
 ”İdeal vücut ağırlığına ulaşmayı ve yağ dokusunda azalmayı sağlar, daha iyi motor koordinasyon sağlar, çevikliği artırır.”
ORTA YOĞUNLUKTA 150′ VEYA YÜKSEK YOĞUNLUKTA 75′
‘Evde kal hareketle kal’ sloganını benimseyen Türkiye Fizyoterapistler Derneği’nin de evde günlük egzersizin faydalarını vurguladığını hatırlatan Dr. Yasemin Karaaslan, ”Tüm sağlıklı yetişkinler haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta aerobik aktivite veya en az 75 dakika yüksek yoğunluklu aerobik aktivite yapmalıdır” dedi.
Dr. Karaaslan egzersiz önerilerine şöyle devam etti;
”Orta yoğunluk diye tanımlanan, aktiviteyi yaparken konuşmakta zorlanılan, yüksek yoğunluk ise aktivite sırasında konuşulamayan hareket olarak tanımlanabilir. Egzersizler evde haftada en az 3-5 güne bölünmelidir ve gün içinde de 10’ar dakikalık bölümlere ayrılabilir. Ayrıca germe, güçlendirme ve denge egzersizleri de eklenmelidir. Güçlendirme egzersizleri haftada iki gün yapılabilir. Ancak daha önce düzenli egzersiz yapmayan kişilerde aerobik egzersiz süresi 5 dakikadan başlanıp arttırılmalıdır. Önemli noktalardan biri sağlıklı olmak için yapılan egzersizin sağlığımızı bozmamasıdır. Evde yapılabilecek temel egzersizler, aerobik (yürüme, koşma, dans etme, pilates, yoga gibi), therabant, küçük halterler gibi ağırlıklarla yapılan “germe”, “denge”, “solunum”, “gevşeme” ve “güçlendirme” egzersizleri olarak sıralanabilmektedir. Egzersiz esnasında bir ağrı oluşuyorsa hareket durdurulmalı ve yapılmamalıdır. Ayrıca kronik hastalığı olan kişiler özellikle egzersiz yapmalı ancak daha önce egzersiz yapmayan kişiler hafif biçimde başlamalıdır.”
”NEFESİNİZİ TUTARAK EGZERSİZ YAPMAYIN”
Fiziksel aktivite sırasında, uygun ayakkabı ve kıyafet seçiminin de önemli olduğuna dikkat çeken Dr. Karaaslan, ”Aç iken spor yapılmamalı, ortam çok sıcak olmamalıdır. Egzersiz programına ısınma ve soğuma dönemleri eklenmeli, aktiviteler aşamalı biçimde arttırılmalıdır. Egzersizler sırasında kesinlikle nefes tutulmamalıdır. Literatürdeki çalışmalar incelendiğinde egzersizin şiddeti ve süresi bakımından eşik düzeyin aşılması halinde enfeksiyon riskinin de artabileceği bildirilmiştir. Bu bakımdan dikkatli olunmalıdır. Ayrıca kontrolsüz ve aşırı yapılan fiziksel aktivitenin; kaslarda ve bağlarda zedelenme, yırtılma, ritim bozukluğu, ani kalp durması ve kalp krizi gibi hayati riskleri de olabilmektedir” ifadelerini kullandı.
Dr. Karaaslan, herkes için temel egzersiz önerilerinin bazılarını sıraladı:
“Evin içinde koridorda günde birkaç kez 5’er dakika yürünebilir. Uzun süre oturmak yerine, arada kalkarak adım atmak kalbe faydalıdır.
Evde olunan bu dönemde evdeki ağırlıklarla (therabantlar, ağırlıklar veya 1-1.5 litrelik su şişeleri ile) düzenli uygulama ile kol ve bacakları çalıştırmak kalp sağlığına katkıda bulunacaktır.
Müzik eşliğinde günde 10-15 dakika dans etmek, aerobik kapasiteyi arttıracak, kasların kuvvetlenmesine, ruhsal durumun düzelmesine de fayda sağlayacaktır.
Akciğerlerin kapasitesini korumak için solunum egzersizleri önemlidir. Burundan derin bir nefes alınır ve nefes, dudaklar büzülerek iki katı sürede yavaşça ağızdan verilir.
Sırtüstü yatış pozisyonunda dizler bükülü iken el bel çukuruna yerleştirilir. Nefes alırken kalça ve karın kasları kasılarak bel düzleştirilmeye yani el sıkıştırılmaya çalışılır. Beş saniye tutup daha sonra nefes verirken gevşenir. Hareketi öğrendikten sonra el yerleştirilmeden kollar ters T pozisyonundayken aynı hereket gerçekleştirilir.
Kollar gövde yanında sırtüstü yatarken iki dizi aynı anda göğüse doğru çekip eller dizlerin altından kavrayarak 3-4 kere ufak çekmeler uygulanır ve başlangıç pozisyonuna dönülür.
Kollar çapraz omuzlarda dizler bükülü sırtüstü pozisyonda yatılır. Ayaklar sabitlenerek önce baş, sonra omuzlar, en son göğüs yuvarlanır şekilde kaldırılır. Aynı şekilde geriye dönülür.
Eller yatak kenarından tutularak sırtüstü dizler bükülü pozisyonda yatılır. Karın kasları kasılarak aynı anda göğüse çekilerek pedal çevirme hareketi yapılır.
Sırtüstü pozisyonda bir bacak yerde düz uzatılmışken diğer bacak kalça ve dizden 90º bükülü olacak şekilde havada tutulur. Bu pozisyon ve bel bölgesinin düzgünlüğü bozulmadan kollara hareket yaptırılır. Hareketler tek taraflı veya çift taraflı simetrik/asimetrik yapılabilir. Hareket bacaklar değiştirilerek tekrarlanır.
Yan yatılır. Alttaki bacak hafif bükülü pozisyona getirilir. Üstteki kol ile yatak kenarından tutulduktan sonra üstteki bacak 45º yana doğru açılır birkaç saniye tutulur ve sonra kapanır. Hareket diğer tarafta tekrarlanır.
Uzun oturma pozisyonu alındıktan sonra, bir bacak diz bükülerek kalça altına alınır. Önde uzun duran bacağın ayağına eller ile değmeye çalışılır. Hareket diğer tarafta tekrarlanır.
Bağdaş kurularak oturulur. Avuçlar yukarı bakacak şekilde kollar gövde yanında tutulur. Kürek kemikleri birbirine yaklaştırılarak kollar yukarı kaldırılır, eller baş üzerine getirilir ve yavaşça başlangıç pozisyonuna dönülür.
Emekleme pozisyonunda harekete başlanır. Kişi başını kaldırıp, midesini aşağıya doğru sarkıtarak bel kavisini arttırır, daha sonra başını aşağıya indirerek sırtını kamburlaştırır. Daha sonra burun önce bir dize, sonra diğer dize değdirilmeye çalışılır. 
Emekleme pozisyonunda sırt düzgünlüğü bozulmadan çapraz kol ve bacak yukarı kaldırılarak vücut hattında tutulmaya çalışılır. Hareket diğer kol ve bacakta da tekrarlanır.
Kollar gövde yanında yüzüstü yatılır, bir bacak diz düz pozisyondayken kaldırılır. Kalça kaslarının daha fazla kuvvetlendirilebilmesi için diz bükülerek hareket yapılır. Diğer tarafta da tekrarlanır.
Alın yerde, kollar başın yanında uzatılmış pozisyonda topuklar üzerine oturulur. Kalça topuklar üzerinden kaldırılmadan eller ile bir yere ulaşırmış gibi uzanılması istenir.
Dizüstü pozisyonda durulur. Gövde dik, eller baş üzerine yerleştirilir. Pozisyon bozulmadan topuklar üzerine oturulur ve kalkılır. Zorlaştırmak için topuklara oturmadan başlangıç pozisyonuna dönülür.
Kollar, omuz genişliğinde açılır ve topuklar üzerinde durulur. Bacakların ve ayakların düz bir çizgide olmasına dikkat edilir. Dizler hafifçe bükülerek yarım bir çömelme hareketi yapılır ve beşe kadar saydıktan sonra tekrar dik duruma dönülür. Tamamen çömelme dizlere aşırı ve gereksiz yük bindirdiği için önerilmemektedir. Hareketi yaparken, kollar da öne doğru uzatılabilir. Bunu yaparken eğer denge sorunu varsa duvara ya da kapı arkasına sırtınızı dayanabilir. 
Duvar köşesinde veya kapı aralığında ayakta durulur. Kollar ters T pozisyonda 90º yana açılmış, ön kollar duvara yerleştirilir. Bel çukurluğu arttırılmadan ve topuklar yerden kalkmadan esneme yapılır.
Ayakta durulur, eller baş üzerinde kenetlenir, baş ellere doğru itilerek, düzgün yürüme çalışılır.”
Kaynak: DHA
Bu Yazı ”Her yaş için günlük egzersiz şart” adresinde ilk olarak yayınlanmıştır. BakNeDio.Com.
source https://baknedio.com/her-yas-icin-gunluk-egzersiz-sart/
0 notes
muzikim-blog1 · 7 years
Text
Bel ve Boyun Fıtığında Uzay Çağı 'Ameliyatsız Çözüm'
Tumblr media
Boyun ve bel fıtığı, omurganın boyun ve bel bölgesindeki omurların arasında bulunan disk adını verdiğimiz kıkırdak yapının, deforme olarak dışarı doğru taşıp omuriliğe veya kollara ve bacaklara giden sinirlere bası yapmasıdır. Teknolojinin ilerlemesi ,sabit pozisyonda çalışmalar ve yoğun yapılan spor programları boyun ve bel fıtığı ile ilgili sorun yaşayanların sayısı günümüzde gittikçe artış göstermektedir.  Beşiktaş Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi'nden Prof. Dr. Gülçin Gülşen ' e NASA uzay araştırmalarında, astronotların uzay yolculuklarında yerçekimsiz ortamda bel ağrılarının geçtiğinin ve disk aralıklarının genişlediğinin gözlenmesi üzerine, bu düşünceden yola çıkılarak geliştirilen DRX-9000 cihazı ,ameliyatsız fıtık tedavisini sorduk. Teknolojinin ilerlemesi, sabit pozisyonda çalışmalar ve yoğun yapılan spor programları boyun ve bel fıtığı ile ilgili sorun yaşayanların sayısının günümüzde gittikçe artmasına sebep olmaktadır. Türkiye'de toplumun yaklaşık yüzde 80'i yaşamlarının herhangi bir döneminde bel ağrısı ile karşılaşıyor. Bel ağrısına yol açan en önemli nedenlerden biri bel fıtığı iken, beli ağrıyan 3 kişiden birinde bel fıtığı olduğu gözleniyor. Boyun ağrıları daha az görülmekle birlikte her 5 kişiden birini etkiliyor. Konuyla ilgili olarak konuşan Beşiktaş Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezinden Prof. Dr. Gülçin Gülşen şunları söyledi: "Boyunda 7 adet, bel bölgesinde ise 5 adet omur bulunmaktadır.; Omurların arasında bulunan ve disk adı verilen kıkırdakların ihtiva ettiği su oranı, yaşın da ilerlemesiyle birlikte azalmaya başlar. Buna disklerdeki beslenme bozukluğu ve kimyasal değişiklikler de eşlik eder. Disk zamanla elastikiyetini kaybederek kuvveti aktarma veya kuvveti çevre dokulara dengeli bir şekilde yayma görevini yerine getiremez. Aşırı yük binmesi sonucunda diskin içindeki yumuşak kısım etrafındaki kapsülü kolayca yırtarak dışarıya doğru çıkar ve bel fıtığı oluşur. Bu yük binmesi, ani öne eğilme veya ters bir hareket, uzun süreli oturmak ya da öksürerek omurilik basıncını arttırmak gibi önemsenmeyecek bir şekilde de olabilir. Mutlaka ağır kaldırma ya da travma olmasına da gerek yoktur. Genetik olarak ya da ağır sporlar yapan kişilerde disk yapısındaki dejenerasyon daha erken yaşlarda başlayabilmekte, dolayısıyla daha kolay bel ve boyun fıtığına yakalanmaktadırlar".
Tumblr media
Bu Belirtilere Dikkat! Boyun ve belde ağrı ve hareket kısıtlılıkları, tek veya her iki kol veya bacağa yayılabilen ağrılar, kollarda, bacak ve ayaklarda uyuşma, karıncalanmalar, güçsüzlükler, idrar ve gaita (büyük abdest) kaçırma, cinsel problemler görülebilir. Bu belirtilerden bir kaçına sahip iseniz uzmanlar eşliğinde tetkik ve doğru tedavi yöntemlerine başvurmalısınız. Bel ve boyun fıtıkları nasıl oluşur? Boyunda 7 adet, bel bölgesinde ise 5 adet omur bulunmaktadır. Omurların arasında bulunan ve disk adı verilen kıkırdakların ihtiva ettiği su oranı, yaşın da ilerlemesiyle birlikte azalmaya başlar. Buna disklerdeki beslenme bozukluğu ve kimyasal değişiklikler de eşlik eder. Disk zamanla elastikiyetini kaybederek kuvveti aktarma veya kuvveti çevre dokulara dengeli bir şekilde yayma görevini yerine getiremez. Aşırı yük binmesi sonucunda diskin içindeki yumuşak kısım etrafındaki kapsülü kolayca yırtarak dışarıya doğru çıkar ve bel fıtığı oluşur. Bu yük binmesi, ani öne eğilme veya ters bir hareket, uzun süreli oturmak ya da öksürerek omurilik basıncını arttırmak gibi önemsenmeyecek bir şekilde de olabilir. Mutlaka ağır kaldırma ya da travma olmasına da gerek yoktur. Genetik olarak ya da ağır sporlar yapan kişilerde disk yapısındaki dejenerasyon daha erken yaşlarda başlayabilmekte, dolayısıyla daha kolay bel ve boyun fıtığına yakalanmaktadırlar. Boyun ve bel fıtığı kimlerde daha sık görülür? Boyun ve bel fıtıkları, uzun süre aynı pozisyonda oturan ya da ayakta duran, yanlış pozisyonda masa başı çalışan, ağır kaldıran ve boyun ve bele yük bindiren ters hareketleri yapan kişilerde daha sık görülmektedir. Sürekli titreşim alan ve uzun süreli oturan şoför, pilot, uzun süreli ayakta duran, baş öne eğik pozisyonda çalışan öğretmen, garson, eczacı gibi meslek sahipleri, ağır işlerde çalışanlar, yoğun stresli işler, halter ve ani boyun-bel hareketleri ile yapılan basketbol, voleybol gibi sporlar risk faktörü oluşturmaktadır. Ayrıca sigara diskin beslenmesini bozarak fıtık görülme riskini arttırmaktadır. Bel ve boyun fıtığının tedavisi nasıl yapılmalıdır? Bel ve boyun fıtığının tedavisi kişinin yaşı, yaşama şekli, vücut yapısı, omurga şekli, kas gücü, fıtığın yeri, aşaması ve klinik bulgulara göre değişmektedir. Tedavide başlangıç döneminde ilaçlar ve istirahat (2-7 gün) ile fıtığın ilerlemesi engellenebilirse, günlük hayatta beli koruma önerileri ve boyun-bel kaslarını güçlendirme egzersizlerine geçilir. Boyun ve bel fıtıklarında bası başlamışsa fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri uygulanır. Tedavide esas; daralan omurga aralığını açarak, diski rahatlatmak ve taşmayı engellemek, basıyı ortadan kaldırmaktır. Oluşan kas spazmını ve kısalan kasları uzatmaktır. Fizik tedavide kullanılan elektroterapi uygulamaları etkin traksiyon olmaksızın fıtığı tedavi edemezler. Fıtık sonucu oluşan kas kasılmasını ve hasarlı dokuda doku iyileşmesini sağlayabilirler. Omurga aralığını genişletmeden etkin tedavi olmaz.
Tumblr media
Ameliyatsız Fıtık Tedavisini Başaran Cihaz: DRX-9000 NASA uzay araştırmalarında, astronotların uzay yolculuklarında yerçekimsiz ortamda bel ağrılarının geçtiğinin ve disk aralıklarının genişlediğinin gözlenmesi üzerine, bu düşünceden yola çıkılarak geliştirilen DRX-9000 cihazı ,ameliyatsız fıtık tedavisini başaran önemli teknolojik gelişmedir . Bel ve boyun fıtığı olan hastaların bu cihaz ile tedavileri sonucunda, hastalığın aşamasına göre % 86 - % 95 arasında başarı oranı elde edilmektedir. Hekim ve hasta işbirliği,hastanın tedavi sonrası düzenli olarak önerilen egzersizlerini yapması,yaşam şeklini düzenlemesi ile başarı hayat boyu sürmektedir. Omurgaya yapışan kasların kuvvetli olması ve omurgayı doğal bir korse gibi sararak mukavemeti arttırması şarttır.
0 notes