19 notes
·
View notes
Ağlayış
Bu, vahşi ormanlarda geçmiş bir olaydır. Ekvador Amazon’unda, Şuar Kızılderilileri, ölmek üzere olan bir ninenin başucunda yas tutmaktaydılar. Ölüm döşeğinin çevresini almış, ağlaşıyorlardı. Başka bir dünyadan gelmiş olan bir yabancı bunu görünce, “Gözünün önünde neden ağlıyorsunuz, kadıncağız daha yaşarken?” diye sordu. Ağlaşanlar şöyle karşılık verdiler: “Onu ne çok sevdiğimizi bilsin diye.”
Eduardo Galeano, Kucaklaşmanın Kitabı
4 notes
·
View notes
"Çıplağım. Hiçbir şeyin, hiç kimsenin efendisi değilim, kendi inançlarımın bile. Rüzgara karşı duran, rüzgarın çarptığı şu yüzüm ben yalnızca; yüzüme çarpan rüzgar da benim."
- Eduardo Galeano / Kucaklaşmanın Kitabı🎭
6 notes
·
View notes
Korku:
Günün birinde sabah bize bir kobay verdiler. Kobayı kafes içinde getirdiler eve. Öğlen kafesin kapısını açıp çıktım. Eve gece döndüğümde kobayı aynen bıraktığım gibi buldum: Kafesin içinde, parmaklığa yumulmuş, özgürlük korkusundan titriyordu.
- Eduardo Galeano, Kucaklaşmanın Kitabı
9 notes
·
View notes
“..yaşayanların duyguları ölülere mektup gibi gelirmiş.”
Kucaklaşmanın Kitabı, Galeano
5 notes
·
View notes
"Televizyon olayları mı gösteriyor? Bizim ülkelerimizde televizyon, olmasını istediği şeyleri gösterir ve televizyonda görünmeyen hiçbir şey gerçekleşmez. Televizyon, bizleri yalnızlıktan ve geceden kurtaran bu en son ışık, gerçeğin ta kendisidir, çünkü yaşam bir gösteridir ve kurulu düzen, uslu duranlara, önlerde rahat bir koltuk umudu verir."— Eduardo Galeano, Kucaklaşmanın Kitabı.
5 notes
·
View notes
Kucaklaşmanın Kitabı (İsp. El libro de los abrazos), Eduardo Galeano'nun kitabı. Kitap, Galeano'nun anılarından, fantezilerinden, hayallerinden, aforizmalarından oluşan mikro-öykülerinden oluşuyor. Arada açıp açıp okuyacağınız şahane hikayeler var mutlaka yavaş yavaş demleyerek okumanızı öneririm.
0 notes
“Polisin kitap yasaklamasına gerek kalmadı: Yalnızca fiyatları, kitapların yasaklanmasına yetiyor.”
Kucaklaşmanın Kitabı · Eduardo Galeano
37 notes
·
View notes
burada oturmuş, hayallerimizi öldürmelerini seyrediyoruz.
eduardo galeano - kucaklaşmanın kitabı
33 notes
·
View notes
Recordar: Anımsamak;
Latincesi: re-cordis,
yani kalbi delip geçmek.
8 notes
·
View notes
Unutuş
Eduardo Galeano
26 notes
·
View notes
Boşlukta döne döne seviştik, baharat yüklü, oynak bir etten top, Helena’nın rüyalarında ve sonsuz boşlukta dönen ve döne döne düşerken mis gibi kokularla tüten, parıl parıl, sımsıcak bir küçük top, sonunda dev bir salata kasesinin dibine çöktü. Orada yatıp kalan bu küçük top biz ikimizdik ve kasenin dibinden göğü görebiliyorduk. Büyük bir çabayla kendimize, marul yapraklarının, kereviz saplarının, maydanoz ormanının arasından bir yol açtık ve gecenin en uzak derinliklerinde pupa yelken giden birkaç yıldız seçtik.
Eduardo Galeano - Kucaklaşmanın Kitabı
3 notes
·
View notes
İnsan Sesine Övgü
...
Yürekten geliyorsa, konuşmak gereksinmesinden kaynaklanıyorsa, insan sesini kimse susturamaz. Ağız bulamazsa eller ve gözlerle, gözeneklerle, ne bulursa onunla konuşur. Çünkü her birimizin ötekine söyleyecek bir şeyleri vardır; başkalarınca kutlanması ya da bağışlanması gereken bir şeyler.
- Eduardo Galeano, Kucaklaşmanın Kitabı
10 notes
·
View notes
“Fernando Silva, Managua’daki çocuk hastanesini yönetiyordu. Noel arifesinde, gece geç saatlere kadar çalışmıştı. Patlayan havai fişekler gökyüzünü aydınlatmaya başlayınca artık gitme vaktinin geldiğine karar verdi. Evde, bayramı kutlamak için onu bekliyorlardı.
Her şeyin yolunda olduğundan emin olmak için son bir kez etrafı gözden geçirirken, arkasında pamuksu ayak sesleri duydu. Dönüp bakınca, hasta çocuklardan birinin peşinden geldiğini gördü. Loş ışıkta, bu kara bahtlı, kimsesiz çocuğu tanıdı. Şimdiden ölümle kırışmış bu yüzü, bağışlanmak, belki de izin almak ister gibi bakan bu gözleri biliyordu.
Fernando onun yanına gitti ve çocuk onun elini tuttu.
‘Birilerine söyleyin...’ diye fısıldadı çocuk, ‘birilerine söyleyin benim burada olduğumu.’”
— Eduardo Galeano, “Noel gecesi”, Kucaklaşmanın Kitabı (1989)
15 notes
·
View notes
Korku: Günün birinde sabah bize bir kobay verdiler. Kobayı kafes içinde getirdiler eve. Öğlen kafesin kapısını açıp çıktım. Eve gece döndüğümde kobayı aynen bıraktığım gibi buldum: Kafesin içinde, parmaklığa yumulmuş, özgürlük korkusundan titriyordu.
- Eduardo Galeano, Kucaklaşmanın Kitabı
8 notes
·
View notes
Kucaklaşmanın Kitabı, Eduardo Galeano🃏☄️
0 notes