#mikrobus
Explore tagged Tumblr posts
harepare · 2 years ago
Text
bugun b12 ignesi vurulcam biraz korkutucu
4 notes · View notes
maviriss · 6 months ago
Text
Ben istemiyorum iyileşmesini ama sen isteyeceksin. Benim mikrobu kırılsın diye değil kendime hatırlatayım ilk günkü acısını diye tuz bastığım günlerde, sen yara bandım olmak isteyeceksin. İzin vermeyeceğim.
28 notes · View notes
rniigar · 7 months ago
Text
Yaxşı insanları pis insanların çirkabı məhv etdi, yaxşı insanları, pis insanların mikrobu xəstə etdi.. Yaxşı insanları elə pis insanlar əzdi, yox etdi…
12.10.2024. Bakı.
10 notes · View notes
toprakh · 10 months ago
Text
Tumblr media
Her şeyde, hattâ en çirkin görünen şeylerde, hakiki bir hüsün ciheti vardır. Kâinattaki her şey her hâdise ya bizzat güzeldir, ona hüsn-ü bizzat denilir. Veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki ona hüsn-ü bilgayr denilir. Bir kısım hâdiseler var ki zahirî çirkin, müşevveştir. Fakat o zahirî perde altında gayet parlak güzellikler ve intizamlar var. (Sözler-Üstad)
Esas olan Hak'tan gelene rıza göstermekti. Biraz şiddetli yağsa sel olacak diye yağmur yağmasın demek ne kadar da saçma olur. Belki yağan yağmurun seli şehri temizleyecektir. Belki havadaki bir mikrobu, virüsü yok edecektir. Yağmur sahibinden habersiz mi ki endişe edersin?
Bazı nâhoş durumlar da vardır ki, bu da tamamen bizim nefsimizin,aklımızın,irademizin hatasıyla ortaya çıkmıştır. Gitmen gereken yol belli iken yeni yolların derdine düşmüşsen oradan güzellik bekleyemezsin.Haktan gelen her şeyin akıbetinde mutlaka bizim için bir hayır,bir güzellik vardır ama kendi yanlışımızdan da pek güzellik beklememek lazım. Her ne kadar böyle düşünsekte insan yaptığı yanlıştan bile iyi bir son bekliyor. Yaratanın gücüne güvendiğimizden midir,yoksa içimizdeki hayalin gerçekleşmesini çok istediğimiz için midir bilinmez. Bu çirkin halimizden bile güzel bir sonuç bekliyoruz. Şimdilik buradan çıkabilecek tek güzellik, iyi olabilmek için hep dua ederek irtibatı daim tutmak olacaktır. Rabbim hâlimizi güzelleştir.(Amin)
#H.
9 notes · View notes
dokuntuler · 11 months ago
Text
Bebe hasta oldu. Sanki mikrobu damardan ben vermişim gibi bi muameleye maruz kaldım. İşte o an gerçek yüzümü gördüler. Açtım ağzımı yumdum gözümü. Artık cadaloz bir gelinim.
17 notes · View notes
dostunbirfiskesi · 3 months ago
Text
kadın çocuklarını mikrop olarak görüyor, onları öldürme veya mikrobu yok eder gibi yok etme dürtüsü taşıyor. toplumda 'çok titiz olunca insan öyle oluyor' diye laf dönüyor.
çocuk (17 yaş erkek) senelerce istismara uğruyor. aile ve akrabalar 'kendini kime verdin' diye dışlıyor/aşağılıyor. maddeye başlıyor ve toplumda 'hak yoldan sapıp gay oldu işte sonucu böyle oluyor' diye laf dönüyor.
toplumun bilinçaltındaki çöplük her yerden fışkırıyor. bazen buna kendinizi de dahil edebiliyorsunuz. tanılar alan, ilaçlarla hayatta kalan insanlar için olağanüstü senaryolar yazarak linçliyorlar. sadece bu lağım ağızlılık kaç insanın hayatına mâl oldu kim bilir...
6 notes · View notes
derdiderun · 2 years ago
Text
Tumblr media
Batı / ABD; küçücük, masum bebeklerin dahi canice öldürülmesi konusunda birlik oldu. Bazılarımız; başlarına gökten bomba yağarken borulardan yapılma füzelerle namusunu, toprağını, şerefini ve izzetini korumak için canlarını feda eden, edecek olan Hamas’ın ne olduğu konusunda anlaşamıyor.
Yaşarken mücahit, ölünce şehitler...
Abdurrahim Karakoç ne güzel söylemiş:
ABD mikrobu her nereye girse,
Mazlumun ocağı söner mutlaka,
'Ben size özgürlük getirdim' derse,
Her yer viraneye döner mutlaka.
10 notes · View notes
yuzensoniktornavida · 7 months ago
Text
Bursa mikrobu
Tumblr media
Paramecium bursaria
Photo credit: Picturepest on Flickr
1K notes · View notes
bakimurunleri · 1 month ago
Text
Sağlıklı Eller İçin Doğru Temizlik Alışkanlığı
Gün boyunca ellerimiz pek çok yüzeye temas eder. Bu temaslar sonucunda, farkında olmadan birçok mikrobu da beraberimizde taşırız. Hijyenin temel taşlarından biri, düzenli olarak elleri yıkamaktır. Özellikle dışarıdan eve döndüğümüzde ya da yemek hazırlamadan önce bu alışkanlık daha da önem kazanır. Cilt sağlığını korumak için doğru ürünleri tercih etmek gerekir. Hassas ciltler için özel olarak formüle edilmiş bir el sabunu, hem etkili temizlik sağlar hem de cildin doğal dengesini bozmadan bakım sunar. Bununla birlikte, el yıkama alışkanlığı çocuklara da küçük yaşta kazandırılmalı ve eğlenceli hale getirilmelidir. Renkli sabunlar ya da hoş kokular bu süreci daha cazip hale getirebilir. Unutmayın, sağlıklı bir yaşam için küçük ama etkili adımlar atmak gerekir.
0 notes
seslimeram · 2 months ago
Text
Acıyı Tanımak
Tumblr media
Hayat basitçe bir deney sahnesi kılınıyor. Ne yaralara dair söz hakkı tanınıyor, ne nefes alabilmek için en ufak bir tahayyüle / ana zemin bırakılıyor. Ne yıkımın bunca çokluğuna dair görünür olan anlaşılıyor ne de bunca hali perişanlık düzeyini var eden bir iktidarın sunduklarının can yakıcılığı anlamlandırılıyor. Her şey belirgin bir biçimde bir şimdi içerisinde sündürülüp, çekiştirilip unutulsun isteniyor. Cumhuriyet tahayyülünün de ol en temel hakların birleştiği çatı olagelen demokrasinin de, hakkaniyet kuramı ve adalet kavramlarının da bir biçim / bin hışımla birlikte yerle yeksan olunduğu bir güncellik yaşam olarak tanımlanıyor. Her şeyin artık kesif bir kokuşmuşluğa esir olunduğu zeminde gerçek ne bunlar bilinmesin isteniyor. Tümden çürüme dört bir yanı kuşatırken, makamın da mevkinin de sözün kerametinin de halka ait olanın da köküne kibrit suyu dökülmesine devam olunuyor. Cerahat her yerdeyken, deney sahnesi kılınan hayatta ahların ne dibi ne de bucağı görünüyor. Her şey gümbürtü içinde doğrudan kendisini yeniden konumlayan, her dem yeniden kodlayan bir suç / tehdit ve terör eksenli pratikler toplamında eziliyor, ne eksik ne fazla.
Cerahat içinde yüzmeye devam ederken basitçe hayatın nasıl bir deney sahası kılındığına dair en keskin örneklerden birisini daha yepyeni Nisan 24 günü yaşarız. Bu toprakların ol tam da kökünden olagelen, gel gelelim bir türlü bu sahneden tam silinememiş olan varlığı ile kimilerine halen dert olagelen Ermeni halkının Medz Yegerhn olarak bildirdiği, bütün bu hayat serüveninin belki de nesillerdir sürdürüle durulan bir ağrı gününe karşıtlıkta ol deneysel hükümlerin nasıl bir cendereye dönüştüğü gösterilir. Sağcı, muhafazakar ve neo-faşist olmaktan kıvanç duyan bir çoğunluk için bir buçuk milyon insan bir sayıdan ötesini ihtiva etmediği, öncesi yok sayma, daha sonra inkar, sonrasında yaptıysak yaptık, hemen ardı sıra çıkan ikrar, en sonunda da yapanların ellerine sağlık denilen bir düzlemin var edilebildiği bir coğrafya içinde yine yeniden Ermeni hedef kılınır. Acısıymış, yetimliğine dair kelam etmekmiş, sizlere benzer yönleri varmış diye hayıflana durmakmış, sözün özü insanı hatırlatmakmış imkansız kılınır. Topyekun kendisinden saymadığını hakir görmeyi artık olağan kılan bir duruşla, yetimlik de ezilir, acının bunca zamandır ortalık yerde var olan temsili göz ardı olunur. Medeniyetler beşiği denilirken, kimse sizi bu ülkede ayırmaz denilirken aslında kelimesi kelimesine ötekileştirmenin günbegün yeniden var edildiği bir Nisan 24 günü geçirilir.
Doktor Nazım gibi Ermeni’nin imhasında, tehciri ve ölüm emirlerini arka arkaya var edip, o Talat, Enver ve Cemal Efendilerin var ettiği Osmanlı İmparatorluğunun son döneminde bina olunan baskıcı / zorbalık rejiminin kurmayları olanları bugün hatırla yad edip, ruhları için mersiyeler dizilirken, katlettikleri / imhasına olur verdikleri Ermeniler için sessizliğin bir kenara terk edilmesi söz konusu olur. Enver’in Türk-Ermeni dostluğu hakkında:"İnsan ile veba mikrobu dost olmaz" sözcesi dolaşıma yeniden dahil olunur. Öncesi ve sonrasıyla bir halkın yüz on koca yıldır aşamadığı / aşmasına müsaade olunmayan yarasını bir de bu tepkimeler / varlığı kesinlik taşımayan açmazlarla bezeli hakaretlerle un ufak etmek söz konusu olur. Ol yüzde sıfır birlik bir partiyken, şiddeti öne çekip, duraksamadan nefretin en koyu tonlarını, hakaretin her türlüsünü Türk’ün hakkı gören zafer nam partinin üyeleri olagelen kimi doğal nazilerin var ettiği gibi iş bu Nazım efendi güzellemeleri, Paşalarının sözlerin sınırsız kefillik ile sınırlı kalmaz. Kurucu liderin Adana’da zikrettiği bir sözcenin de yeniden kullanımı söz konusu olu, onu da tarihçi / yazar Ümit Doğan’ın gönderisinden paylaşalım:
“Atatürk’ün Ermenilerle ilgili sözlerinin kaynağı olan 21 Mart 1923 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesi. Atatürk Adana seyahati sırasında çiftçi ve sanatkarla sohbet ederken Ermenilerle ilgili açıklamalarda bulunmuştur. Konuşmanın ilgili kısmı şöyledir:
“Ermenilerin bu feyizli ülkede hiçbir hakkı yoktur. Memleketiniz sizindir, Türklerindir. Bu memleket tarihte Türk’tü, o halde Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır. Gerçi bu güzel memleket eski asırlardan beri çok kere yabancı istilâlarına uğramıştı. Başlangıçta Türk ve Turanî olan bu ülkeleri İranîler zaptetmişlerdi. Sonra bu İranileri mağlûp eden İskender’in eline düşmüştü. Onun ölümüyle memleketler paylaştırıldığı zaman Adana kıtası da Silifkelilerde kalmıştı. Bir aralık buraya Mısırlılar yerleşmiş, sonra Romalılar istilâ etmiş, sonra Doğu Roma yani Bizanslılar eline geçmiş, daha sonra Araplar gelip Bizanslıları koymuşlar; en sonunda Asya’nın göbeğinden tamamen kaynayan Türkler soyundan ırkdaşlar buraya gelerek memleketi, geçmiş ve asli hayatına iade ettiler. Memleket en sonunda yine gerçek sahiplerinin elinde karar kıldı. Ermeniler ve diğerlerinin burada hiçbir hakkı yoktur. Bu bereketli yerler koyu ve öz Türk memleketidir. Arkadaşlar, bu memleketin halkı üzerinde kimsenin hak ve yetkisi olmadığı gibi, bu memleketi dışarıya muhtaç ettirmemek de size ait olan bir görevdir. Sanatın önemini takdir etmeli ve bu takdirin bugününün gereklerine göre, lâzım gelen araçlara yönelmekle olacağını anlamalıyız. Sizler ki çok çalışıyorsunuz. Çok çalışanlar o oranda havaya, sakinliğe, dinlenmeye muhtaçtırlar.”
Hayat basitçe bir deney sahnesi kılınıyor. Dün örtük / gizli bir inkarın yerine ikame edilen o ne var yaptıysak yaptık, keşke kökünüzü kurutmuş olsaydık diye gazlanıp durulan şeyin bir kere daha birilerinin / hiç tanımadıkları insanların hayatlarını çalmak olduğu göz ardı edilir. Kurucu liderin perspektifi olarak var edilen feyizli topraklarda hiçbir hakkı olmayan Ermeni için o günlerde söylenen her ne varsa bugün de aynen geçerli olduğunun da kanıtı kılınan çıkarımlar, sinkaflarla bezeli hakaretler, alakası pek olmazsa da bir savaş sürecinin ortasında üç paşanın birlikte var ettiği Birinci Dünya Savaşı yıkımı ve sonrasını kapsayan işgaller sırasındaki eylemler / kırımlar da Ermeni’ye mal edilir. Yüz onuncu yılı bir de böyle sabote edebilmek için her durumda aksiyon alınan şiddet parametrelerine bir kere daha başvurulur. İsimsiz Ermeni mezarlarına dair tespitler göz ardı edilirken, Türkler katledildi diye başlık açan, Ermenilerin Katlettiği Türkler için yas tuttuğunu zikredebilen bir Savunma Bakanlığı gerçekliği karşımıza çıkartılır. “Ermeniler tarafından katledilen masum Türkler’in yad edildiğini” bildiren bir gönderi ortalığa saçılır. Hakikati münazara etmeyi değil, dosdoğru bir şeyleri eğip bükerek, hiçbir zaman olmamış, belki Ermeni’nin izinin dahi kalmadığı yerlerdeki kırımları da o halka yükleyerek, bugün şuralarda tutunmaya çalışan kırk küsur bin Ermeni’nin de hiçe yazıldığı açığa düşer, gel gelelim, Baş Efendi, AKP’nin kurucu lideri, yeni ülkenin Cumhurbaşkanı olagelen Recep Tayyip Erdoğan Efendinin başkaca sözleri mevcuttur, hangi Türkiye gerçektir.
“Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan'a mesaj gönderen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ermeni toplumunun kıymetli mensuplarını en kalbi duygularıyla selamladığını belirtti.
Erdoğan, Birinci Dünya Savaşı'nın zorlu şartlarında hayatlarını kaybeden Osmanlı Ermenilerini bu yıl da saygıyla andığını ve torunlarına bir kez daha taziyelerini ilettiğini vurguladığı mesajında, "Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemine tekabül eden savaş yıllarında yaşanan isyanlar, artan çete hareketleri, silahlı grupların gerçekleştirdiği bozgunculuk eylemleri ve salgın hastalıklar sebebiyle yitirdiğimiz canların acılarını halen yüreklerimizde hissediyoruz. Öte yandan geçmişin müessif hatırlarının bugünü ve geleceği esir almaması gerektiği inancıyla, 86 milyon olarak istikbalimizi birlikte inşa etmemiz gerektiğinin de farkındayız." görüşünü paylaştı.
Tarihten husumet çıkartarak aralarındaki köklü ve güçlü bağları sarsmaya çalışanların bugüne kadar emellerine ulaşamadığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu vatan topraklarında asırlardır bir arada yaşayan bizler, geçmişte olduğu gibi bugün de sevincimizi ve kederimizi paylaşmayı sürdürüyoruz. Hangi gerekçeyle olursa olsun, tek bir insanımızın dahi ayrımcılığa uğramasına, dışlanmasına ve ötekileştirilmesine izin vermedik ve bundan sonra da asla izin vermeyeceğiz. Ülkemizin kültür, sanat, siyaset, ekonomi, eğitim ve sosyal hayatına kıymetli katkılarda bulunan Ermeni vatandaşlarımızın huzuru, güvenliği ve esenliği, diğer tüm vatandaşlarımız gibi önceliğimiz olmaya devam edecek."
"Hayatlarını kaybeden tüm Osmanlı vatandaşlarını bir kez daha saygıyla yad ediyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında "Türkiye'yi bugünlere nasıl birlikte getirdiysek, Türkiye Yüzyılı'nı da yine hep beraber omuz omuza inşa edeceğiz. Ay yıldızlı al bayrağın huzur ve güven veren gölgesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu vatandaşları olarak ilelebet özgürce yaşayacağız. Bu düşüncelerle, Ermeni toplumunun geçmişte yaşadığı acıları samimiyetle paylaştığımı yineliyor, hayatlarını kaybeden tüm Osmanlı vatandaşlarını bir kez daha saygıyla yad ediyorum." ifadesini kullandı.”
Birbiriyle çelişen bir ülke profili bina edilmeye devam olunuyor. Gerek sağ / milliyetçi ve ırkçı hizbin, gerekse de son dönemin liberal olduğu bildirilen, şoven, bağnaz, siyasal dinci saiklerin birbirlerini bulduğu tek potada bütünleşik olarak nefret kustukları bir “Ermeni” sorunu varlığını muhafaza etmeye devam ediyor. Ne kaybın telafisini sağlayabilecek tek bir an var ediliyor, ne de adam akıllı bir yüzleşme tahayyülüne zemin, yer. Recep Tayyip Erdoğan geçmişte yaşanan acıların paylaşıldığını zikrederken, öte yanda kendi partisinin ve bizatihi kendisinin sempatizanı / oy verenlerinin dilinden çıkagelen nefrete dair tek bir hamle var edilemiyor. Enikonu buralı, sahici bir yüzleşme çağrısının zikredilebildiği bir anma toplanma ihtimali Taksim kaybedildiğinden bu yana en son Kadıköy’de var edilebilir mi acaba denilirken çoktan imkansız kılınıyor. Daha mazisi taze sayılabilecek olan bir Sevag Şahin Balıkçı cinayetinin ne hikmetse bir Nisan 24 gününe denk getirilmesinin ne adli, ne sosyal karşılıkları hakkaniyetli bir sorgusu suali var edilemiyor. Adalet zaten sizlere ömür. Gün aşırı “burası bir hukuk devletidir” denilip durulurken ol hukuk kimleri kapsamıyor, umursamıyor dert edilmesin istenir, her zamankinden de açık.
Bir deney sahnesi, her ana içkin kılınan bir zorbalık mefhumunun orta yerinde ilkel bir yadsıma, hiç sonu gelmeyecek bir nefret örülmeye devam olunuyor. Geçiyor günler sadece Nisan’ın 24’ü takvimden çizilip geçerken geriye kalan üç yüz altmış dört gün Ermeni yarasıyla bir başına konuluyor. Meclisi Mebusan vekillerinden Agop Babigyan, 1909 Kilikya Katliamlarının öncesine (1894-6 - 1900) ve sonrasında yaşananlara dair bir rapor kaleme alır. Ol katliamların yeterince açık, olanca çıplaklığıyla anlatılmadığı takdirde meşrutiyetin gelmesinin Ermenilerin kanla ve acıyla yoğrulmuş kaderini değiştirmeyeceğine işaret eder. Babigyan' şöyle yazar; "Oysa bir hastalık, ancak teşhisi konur ve tedavi edilirse iyileşebilir. Saklandığında şifa mümkün değildir." Bundan sonrasını zaten herkes az çok biliyor. Nisan 24’e uzanan bir karanlık silsilesi, o günden sonra 1920’ye uzanan bir süreklilik bahsi içinde yok etmelerin kime / hangi kesimlere denk geldiyse onlar için bir cehennemi var ettiği gerçekliği halen karşımızda duruyor. Yıkıcılığın, yok ediciliğin, kötülüğe imanı var eden habis milliyetçi, kör ırkçılığın dibine inilmedikçe, Babigyan’ın bahsiyle hastalık teşhis edilip, tedavi için çabalara düşmedikçe bu deney sahnesinde her gün başka acılara çıkacak. Acıları tanımadan, sözü ve sesi işitmeden geçirilen her gün başka / bambaşka yerlerde başkaca insanlara yepyeni bedellere / diyetlere dönüşecektir, anlıyor musunuz, duyuyor musunuz?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2025
Görsel İçin Kaynakça: Convoy Of Refugess Near Susehri, Near Zara, On The Road Toward Sivas. Photo by Viktor PIETSCHMANN / Naturhistorischen Museum, Vienna via AGBU
Meramda Paylaşılan Haber
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Ermenileri Patriği Maşalyan'a Mesaj Gönderdi - Anadolu Ajansı https://www.aa.com.tr/tr/gundem/cumhurbaskani-erdogan-turkiye-ermenileri-patrigi-masalyana-mesaj-gonderdi/3547522
0 notes
teknikservis-369 · 3 months ago
Text
Tumblr media
Mersin Halı Yıkama ☎️ 0535 561 75 92
Mersin Halı Yıkama, Mersin’deki her türlü halı tipi için özel yıkama teknikleri sunmaktadır. Yün, ipek, mikrofiber, polipropilen ve akrilik gibi farklı kumaş türlerinden yapılmış halılar için en uygun temizlik çözümleri uygulanır. Halılarınızın zarar görmemesi adına, her bir halıya uygun temizlik işlemi yapılır. Ayrıca, kir ve lekelerin derinlemesine temizlenmesi için gelişmiş ekipmanlar kullanılır.
Firmamız, Akdeniz Halı Yıkama hizmetinde kullanılan malzemelerle çevre dostu temizlik yapmaya özen göstermektedir. Halılarınız, özel temizlik ürünleri ve makineler ile temizlenir, halınızın dokusuna zarar verilmeden kirler çıkarılır. Ayrıca, halılarınızın doğal renkleri korunarak temizlenir ve halıların ömrü uzatılır. Gelişmiş teknolojiyle halılarınız, her yönüyle temizlenir ve uzun süre hijyenik kalır.
Halı temizliği, yalnızca görünüm açısından değil, aynı zamanda yaşam alanlarının hijyenik olması açısından da büyük önem taşır. Günlük kullanılan halılar, evcil hayvan tüylerinden yemek artıklarına kadar birçok farklı kir ve mikrobu barındırabilir. Düzenli profesyonel temizlik hizmeti almamak, kötü kokuların oluşmasına ve halıların ömrünün kısalmasına neden olabilir. Yenişehir Halı Yıkama olarak, halılarınızı en iyi şekilde temizleyerek sizlere hijyenik bir ortam sunuyoruz.
Halılar, evlerimizin en çok kullanılan ve kirlenen eşyalarından biridir. Günlük kullanım nedeniyle zamanla toz, kir ve bakterileri içine hapseder. Bu nedenle düzenli olarak halı yıkama hizmeti almak, hem hijyen hem de halının ömrünü uzatmak için oldukça önemlidir. Mezitli Halı Yıkama Fiyatları, halının türüne, boyutuna, kirlilik seviyesine ve talep edilen ek hizmetlere göre değişiklik gösterebilir.
Halılar, evlerimizin ve iş yerlerimizin en önemli dekoratif unsurlarından biridir. Ancak zamanla toz, kir ve lekeler nedeniyle hijyenik olmayan bir hale gelebilirler. Tarsus Halı Yıkama hizmetleri, halılarınızın temizliğini en iyi şekilde sağlamak için profesyonel çözümler sunar.
0 notes
holofirastory · 3 months ago
Text
Nahas kereta api-mikrobus di timur laut Mesir, 8 maut, 12 cedera
KAHERAH – Sekurang-kurangnya lapan orang terbunuh dan 12 lagi cedera selepas sebuah bas mikro dilanggar kereta api di wilayah Ismailia di timur laut Mesir pada Khamis, menurut kenyataan Kementerian Kesihatan. Ia berlaku apabila bas mikro itu cuba menyeberang dengan cepat dari lintasan yang tidak ditetapkan, kata Kereta Api Kebangsaan Mesir dalam satu kenyataan berasingan. XINHUA
0 notes
menemennpastirma · 4 months ago
Text
Tumblr media
Dünyaca ünlü ama anlatılamayan Müslüman bilim adamları.
Akşemseddin: Pasteur ’dan 400 sene önce mikrobu buldu.
Ali Kuşçu: Büyük astronomi bilgini. İlk defa ayın şekillerini anlatan kitabı yazdı.
Ebul-Vefa: Trigonometri’de tanjant, cotanjant, sekant, kosekantı bulan büyük alim. 4.Birûni: İlk defa dünyanın döndüğünü ispat etti.
Ebu Kâmil Şü’ca: Avrupa'ya matematiği öğretti.
Ebu Ma’şer: Med-Cezir (Gel-Git) olayını ilk o buldu.
Battâni: Dünyanın en büyük kaşifidir. Trigonometrinin kaşifi.
Câbir Bin Hayyan: Atom bombası fikrinin babası ve kimya biliminin atası büyük alim.
Cezerî: 8 asır önce otomatik sistemin kurucusu ve bilgisayarın babası.
Demirî: Avrupalılardan 400 sene önce zooloji ansiklopedisini yazdı.
Farabî: Ses olayını ilk defa fiziki yönden açıklamıştır. Sesin fiziki izahını ilk defa o yaptı.
Gıyâsüddin Cemşid: Matematikte ondalık kesir sistemini ilk o buldu.
İbn Cessar: Cüzzamın sebebini ve tedavisini 900 sene önce açıkladı.
İbn Hatip: Vebânın bulaşıcı bir hastalık olduğunu ilmi yoldan açıkladı.
İbn Firnas: Wright kardeşlerden bin sene önce ilk uçağı yapıp uçmayı gerçekleştirdi.
İbn Karaka: 900 sene önce harika bir torna tezgahı yaptı.
İbni Türk: Cebirin temelini atan bilginlerdendir.
İdrisî: Yedi asır önce bugünküne çok benzeyen dünya haritası çizdi.
İbni Sina: Eserleri Avrupa üniversitesinde 600 sene ders kitabı olarak okutuldu. Tıbbın babasıdır. AVRUPA ya göre adı AVICENNA’dır.
Kadızâde Rûmi: Yaşadığı asrın en büyük matematik ve astronomi bilginidir. Fizik kurallarını astronomiye uyarladı.
Kambur Vesim: Verem mikrobunu R.Koch’tan 150 sene önce keşfetti.
İbnün Nefis: Avrupalılardan üç asır önce küçük kan dolaşımını keşfetti.
Piri Reis: 400 sene önce bugünküne en yakın dünya haritasını çizdi.
4 notes · View notes
digitalmore · 5 months ago
Text
0 notes
flirt-with-pain · 6 months ago
Note
Ne mikrobu amk abartmayın ya hassas cildi var o yüzden morarmış damarları da inceyse çok normal korkutmayın kızı
korkmadim dostum mikrop kalmadığını biliyorum damartolu çıkarılırken bi yarraklik oldu herhalde kanamasi da uzun surmustu. kolum su an en son dusundugum sey acikcasi
1 note · View note
yazilimuniversitesi · 7 months ago
Text
Mercedes-Benz Sprinter Off-Road Evine Dönüştürüldü!
Mercedes-Benz Sprinter’in Çılgın Dönüşümü! Mercedes-Benz Sprinter, sıradan bir mikrobus olmaktan çıktı ve şimdi bir **araba** tutkunlarının hayallerini süsleyen bir off-road evi olarak karşımıza çıkıyor. Hymer adlı Alman şirketi, bu eşsiz dönüşüm için kolları sıvayarak bize harika bir **araba** sundu! Fiyatı ise 130.900 eurodan başlıyor. Hymer Grand Canyon S CrossOver ile Keşfet! Bu dönüşümde…
0 notes